camirmagi

[camirmagi]

  Kendimle başbaşa kalmanın muhteşem olduğu anlardan birindeyim. Dışarıda kopan fırtınanın gürültüsü içimi titretse de, muhteşem bir ürküntü 

ve sen muhteşem bir şarkısın.

(muhteşem kelimesini üç kere tekrarlayınca manasına yabancılaşmak)

[camirmagi]

Cok seviyosun napalim cok seviyosun ahmakca ve ahmak gibi davranarak ama cok seviyosun bu da senin saman kagidinmis.

[camirmagi]

...Ogion çocukken, tüm çocuklar gibi, insanın büyüyle, ister insan, ister hayvan, ister ağaç, ister bulut, istediği kılığa girmesinin ve böylece binbir çeşit varlığa katılmasının, çok eğlenceli olduğunu düşünürdü. Fakat büyücü olduğunda, bu oyunun bedelinin, oynarken gerçekten uzaklaşıp, benliğini kaybetme tehlikesi olduğunu öğrendi. Bir insan, kendine ait olmayan bir biçimde ne kadar uzun süre kalırsa, tehlike de o kadar büyük olurdu. Her sihirbaz çırağı, ayı kılığına girmekten çok hoşlanan Way'li büyücü Bordger'in öyküsünü öğrenir. Büyücü bu işi o kadar sık yapıyormuş ki, içindeki ayı büyümüş ve adam ölmüş; sonunda gerçekten bir ayı olmuş ve ormanda kendi küçük oğlunu öldürünce, halk tarafından yakalanıp öldürülmüş. Ayrıca kimse, İç Deniz'in sularında oynaşan yunuslardan kaçının bir zamanlar kıpır kıpır denizin eğlencesi içinde kendi isimlerini ve bilgeliklerini unutan akıllı insanlar olduklarını bilemez. Ged, şiddetli bir çaresizlik ve öfke anında şahin kılığına girmişti. Osskil'den uçtuğunda aklında sadece ve sadece tek bir düşünce vardı: Evine dönebilmek için Taş'dan ve gölgeden hızlı uçmak ve bu hain topraklardan kaçmak. Şahinin vahşeti ve öfkesi sanki kendi vahşeti ve öfkesiydi; içindeki uçma isteği de şahinin isteğine dönüşmüştü. Böylece, tenha bir orman gölcüğünde su içmek için alçalıp sonra hemen, arkasından gelmekte olan gölgenin korkusuyla kanat açarak, Enlad'ın üzerinden uçmuştu. Enlad Ağzı denen büyük deniz yolunu geçip, güney yönünden doğuya doğru gitmişti; sağına Oranea'nın belli belirsiz dağlarını, soluna daha da belirsiz Anclrad dağlarını, önüne ise sadece denizi alıp, uçmuştu; ta ki sonunda, tam önüne, dalgalar arasında, hep daha yükseğe, hep daha yükseğe kabaran ama hiç değişmeyen bir dalga çıkıncaya kadar: Gont'un beyaz zirvesi. Bu büyü, uçuş süresince, gündüz ve gece, şahinin kanatlarını kullanmış, şahinin gözleriyle bakmış ve sonunda kendi düşüncelerinin ne olduğunu unutarak, sadece şahinin bildiği şeyleri bilmeye başlamıştı: Açlık, rüzgar ve uçtuğu yön. Doğru sığınağa uçmuştu. Onu tekrar insan haline sokabilecek, Roke'ta ancak birkaç kişi, Gont'ta ise tek bir kişi vardı. Uyandığında yabanıl ve sessizdi. Ogion onunla hiç konuşmadı, sadece et ve su verdi ve bıraktı ateşin yanında, büyük, yorgun ve küskün bir şahin gibi suratsızca, kamburunu çıkartıp otursun. Gece olunca uyuyordu. Üçüncü gün, büyücünün ateşi seyretmekte olduğu ocak başına geldi ve "Usta ... " dedi. "Hoşgeldin, oğul," dedi Ogion. "Sana, ayrıldığım zamanki gibi geri geldim: Bir aptal olarak," dedi genç adam; sesi sertleşmiş, kalınlaşmıştı. Büyücü hafifçe gülümseyerek, Ged'e ateşin yanında, karşısına oturmasını işaret etti ve çay demlemeye başladı.

...

[camirmagi]

Yıllar öncesinden bir fotoğrafa ilişti gözüm. Neyzen sanki beni görüyor gibiydi ve o an daha güçlü üfledi. O üfledikçe içime dökülenleri sığdıramadım. Yıllar önce yine bir ekim ayıymış. O kadar öylesine ve sıradan sandığım bir yolculuk başlangıcıydı fotoğrafı çektiğim gün. Gözlerimin görmediği, kulaklarımın işitmediği, ciğerlerime dolu dolu bir nefes çekemediğim günlerdi. Uyuyordum, uyandım. 

[camirmagi]

Fazla uzaklaşırsam ciddiyeti unuturum korkusu yaşıyorum. Ciddiyeti neden bu kadar önemsiyorum ki

[camirmagi]

Sendeki bu bilinmezliği gizem sanmıştım, depresyonmuş

American Hustle

[camirmagi]

Günaydın. Rüyamda bir assassin idim, görevlerimden birisi Cenap Şahabettin idi. Lakin Cenap Şahabettin formundaydı, kolay lokma olmadı. Madem beceremiyorsun konuşarak halledelim dedi. Ne de olsa sanatçı adam Hasbihalin ortasında uyandım

[camirmagi]

Bu gece biraz duygusalım. Gecenin getirdiği, çimlerin arasında öten böceklerin sesiyle harmanlanan bir balkon hüznü yaşıyorum. Uzun zamandır yazmıyorum. Hoş uzun zamandır düşünmüyorum da ben. Düşündüğümü sanarak geçirdigim vakitler, akıl ve kalp arasına kurulan labirentte bir oraya bir buraya amaçsız yollanışımla yitirilmiş vakitler. Ben asla iyi yazamayacağıma inandim. Asla iyi bir okuyucu olamayacagima da inandim. Ya da söyle demek daha doğru olur, ben sembollerin dilini hiç ogrenemedim bu zamana kadar. Anlamlandiramadim. Elime internet geçti geçeli bildiğimi sandığım dilin kelimeleriyle aramdaki oyunları da kaybettim. Geçenlerde bir arkadaşım dergi için yazmami istedi. Bir kitap seçtim inceleme yazısı olsun diye. Kitabı dusundum, yazarı dusundum, yazarla olan soylesmelerimi tekrarlamaya çalıştım, olmadı. Belli belirsiz bir tat bırakmıştı damağımda gerisi yok. Olmadı yapamadim... İyi yazmak gibi bir amacım olmasa da olur dedim. İyi olmasam da olur. Evrensel anlamsizliklar bütünü adını verdiğim şeyler var. Çok az insanın bildiği, bildiğinin de farkında olmadığı şeyler. Örneğin ağaçlara dokunmak. Bir ağaca dokunmak neden anlamlıdır birisi için? Hangi ortak anlamı ifade ediyor ki dünyanın bir ucunda da birisi bunu yapıyor? İşte bu evrensel anlamsızlık. Anlamlı bir anlamsızlık ama. Neyse ben çok karistirmayayayim. Zaten balkonu da terk ettim.

[camirmagi]

İçinde bir his olmakla, bir hissin içinde olmak birbirine zannedildiği kadar yakın haller değildi.

[camirmagi]

[camirmagi]

… sonunda şehre vardım gökyüzüne fişekler atıyorlardı bir kalabalık vardı sarıydı utanmazdı geçkindi böylesi daha yakışıyor bildiklerime gün doğsun bir arınayım istiyorum güneş tozlu caddeler kaygılarım beni bir arıtsın istiyorum işte tam böyle istiyorum.

[camirmagi]

… bu ellerimi nereye koysam yakışmıyor dedim ki en iyisi kucağında dursun şu kravatımı çiviye as gel sigaramı yak birlikte at arabalarını düşünelim sarı pirinçten pırıltılı koşumlarını düşünelim bir zamanlar bilerek unuttugum ‘küçük deniz sokağı’nı denizi odun depolarını demli çayları ben iyiyim bunlar da iyi şeyler sen nasılsın kolların çıplak değildi ama hiç de zararı yoktu bir gülünce tanıyordum sen değildin ne yapsam elimden gelmiyordu

tanıyordum elimden gelmiyordu yoksa ne guzel aldanacaktım

[camirmagi]

Gittin ve kent üzerime yağdı. Gittin, kent gözlerimden boşaldı. Gittin ve hemen ardından yağmur yağdı…

[camirmagi]

  Tren yolları boyu düşündüm.

[camirmagi]

Bilmediğim ve ne yapacağı belli olmayan bir duyguyla hırpalanıyorum boyuna..

[camirmagi]

Yaşamak belki de eve dönmektir