biodabibalkon

[biodabibalkon]

Bi’ Oda Bi’ Balkon DELİ KEÇİ YALI (Max. 2 kişilik butik konaklama)

Yataktayken bile doğrudan deniz manzarasıyla uyanmak isteyenler için… Denize sıfır artizan dondurma, kahve, tatlı, sorbe ve waffle dükkânımız Deli Keçi‘nin hemen üstündeki, ön cephesi full deniz, sahil ve ada manzaralı, yan cephesiyse sahil meydanı ve Barba Saranda Restaurant & Bar manzaralı, yüksek tavanlı, geniş teraslı, yepyeni butik odamız. 

Üstelik cumbalı bir yalıyı aratmayan şirin ve özenli mimarisiyle. WC/Banyo ve açık mutfak ünitesi dahil. (Full deniz manzarasına bakan çift kişilik queen size yatak.) 

Denize ve sahil meydanına sıfır konumda, Marmaris Söğüt Köyü Saranda Sahili‘nin en merkezî ve gözde lokasyonunda. Gece-gündüz, teknelere ve Yunanistan’ın Symi Adası’na ve Söğüt Saranda Koyu‘na, (Söğüt Adası ve köyün diğer küçük adalarına) seyre dalmak isteyenler için... 

Bi’ Oda Bi’ Balkon DELİ KEÇİ YALI‘daki konaklama fiyatına, Barba Saranda‘nın denize nazır masalarında kahvaltı ve Deli Keçi‘nin rıhtımındaki özel yapım-ahşap şezlonglarında güneşlenme imkânı dahildir.

Bi’ Oda Bi’ Balkon DELİ KEÇİ YALI fiyat-tarih bilgisi ve rezervasyon için (Whatsapp'ten de yazılabilir) telefon numarası: +90 (530) 579 7800

[biodabibalkon]

Bi’ Oda Bi’ Balkon TERAS (Max. 2+1 kişilik butik konaklama)

Restaurant ve barımız Barba Saranda‘nın ön-üst katında, ön cephesi Yunanistan’ın Symi Adası’na ve Söğüt Saranda Koyu‘na, (Söğüt Adası ve köyün diğer küçük adalarına), yan cephelerinden biri köyün yeşil yamaçlarına ve Saranda Sahili‘ne inen ana caddeye ve Deli Keçi’ye, öbür cephesiyse Marmaris Söğüt Köyü’nün içine bakan, en geniş, konforlu ve havadar butik odamız: Deniz manzarası ve aydınlık, huzur veren pozitif enerjisiyle bambaşka… 

WC/banyo, açık mutfak ve oturma gruplu muazzam terasıyla beraber. 

(Çift kişilik queen size yatak+Gerektiğinde aynı alanda ekstra yatak olarak kullanılabilecek ekstra oturma gruplarıyla.) 

Denize ve sahil meydanına sadece 20 metre yürüme mesafesinde, Marmaris Söğüt Köyü Saranda Sahili‘nin en merkezî lokasyonunda. 

Bi’ Oda Bi’ Balkon TERAS‘taki günlük-gecelik konaklama fiyatına, Barba Saranda‘nın denize nazır masalarında kahvaltı ve Deli Keçi‘nin rıhtımındaki özel yapım-ahşap şezlonglarında güneşlenme imkânı dahildir.

Bi’ Oda Bi’ Balkon TERAS fiyat-tarih bilgisi ve rezervasyon için (Whatsapp'ten de yazılabilir) telefon numarası: +90 (530) 579 7800

[biodabibalkon]

Bi’ Oda Bi’ Balkon MİNİ KEÇİ (Max 2 kişilik butik konaklama)

Restaurant ve barımız Barba Saranda‘nın yan-üst katında, bir cephesi köyün yeşil yamaçlarına ve Söğüt Saranda (Cumhuriyet) Sahili‘ne inen ana caddeye, öbür cephesi ise Marmaris Söğüt Köyü‘nün içine bakan, daha çok genç çiftler tarafından tercih edilen minik ama yüksek tavanlı ve konforlu butik odamız. (Çift kişilik queen size yatak). 

WC/Banyo ünitesi ve iki sandalye+masalı şirin balkonuyla beraber. 

Denize ve sahil meydanına sadece 20 metre yürüme mesafesinde, Marmaris Söğüt Köyü Saranda Sahili‘nin en merkezî ve gözde lokasyonunda. 

Bi’ Oda Bi’ Balkon MİNİ KEÇİ’deki günlük/gecelik konaklama fiyatına, Barba Saranda‘nın denize nazır masalarında kahvaltı ve Deli Keçi‘nin rıhtımındaki özel yapım-ahşap şezlonglarında güneşlenme imkânı dahildir.

Bi’ Oda Bi’ Balkon MİNİ KEÇİ fiyat-tarih bilgisi ve rezervasyon için (Whatsapp'ten de yazılabilir) telefon numarası: +90 (530) 579 7800

[biodabibalkon]

Bi’ Oda Bi’ Balkon VİLLA  (Max 4 kişilik butik konaklama)

Barba Saranda ve Deli Keçi‘nin de bulunduğu Saranda Sahili‘nden yürüme mesafesiyle 500 metre, araçla 1 dk uzaklıkta, köy içinde, Marmaris Söğüt Köyü‘nün deniz ve ada manzaralı yamaçlarındaki dubleks villamızın ikinci katı… Güne, Söğüt Saranda Koyu manzarasıyla uyanmak isteyenler için… İki oda, bir salon, açık mutfak, WC/banyo ve oturma gruplu ön balkon bölümüyle beraber. Yunanistan'ın Symi Adası‘na ve köye ait adalar olan, Söğüt Adası, Değirmenada, Sulucaada ve Taşlıca Adası‘na panoramik bakış açısıyla…

(Yatak kapasitesi: İki kişilik queen size yatağın bulunduğu iki kişilik yatak odası + tek kişilik yatak bulunan tek kişilik bir yatak odası + istek üzerine opsiyonel olarak tek kişinin yatabileceği yatak hâline getirilebilen çekyatın da bulunduğu salon bölümü)

Bahçe katında, nadiren açık olan, bağımsız bir ofis-ev bölümü ve mini çiçek bahçesi bulunmaktadır. Katımızın giriş bölümü, dışarıdan, kendisine ait bir merdiven bölümüyle alt kattan tamamen bağımsızdır. Ancak, bahçe bölümü müşterek kullanılabilir.)

Bi’ Oda Bi’ Balkon VİLLA‘daki günlük/gecelikkonaklama fiyatına, Barba Saranda‘nın denize nazır masalarında kahvaltı ve Deli Keçi‘nin rıhtımındaki özel yapım-ahşap şezlonglarında güneşlenme imkânı dahildir.

Bi’ Oda Bi’ Balkon VİLLA fiyat-tarih bilgisi ve rezervasyon için (Whatsapp'ten de yazılabilir) telefon numarası: +90 (530) 579 7800

[biodabibalkon]

“2 tane Michelin yıldızlı restoranları olan, dünyanın en muhteşem otellerinden Borgo Santo Pietro'nun sahiplerini Marmaris Söğüt'teki Barba Saranda'ya yollamıştım. Yemeklere de ambiyansa da bayılmışlar. Bizde de artık harika mekânlar var.”

Saffet Emre Tonguç | HÜRRİYET Gazetesi  

[biodabibalkon]

“Bir dönem Galatasaray Spor Kulübü'nde yöneticilik yapan, hazırlayıp sunduğu talk show programıyla her hafta ekranlara gelen Dilara Endican, iki yıl önce tası tarağı toplayıp Marmaris yakınlarındaki Söğüt Köyü'ne göçmüştü. Köyünde Barba Saranda adını verdiği mekânını açmıştı. Bayram tatilinde dümeni Marmaris'e kıran ünlü isimlerin Endican'ın mekânına akın ettiğini öğrendim: Gastronomi meraklılarının akınına uğrayan Barba Saranda'nın ünlü müşterileri arasında; ATV'nin sevilen dizisi ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ın başrol oyuncusu Deniz Çakır, Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, Galatasaray eski başkanı Adnan Polat, Beşiktaş eski başkanı Serdar Bilgili, ünlü futbolcu Arda Turan, iş insanı Mehmet Dereli ve Arzu Sabancı gibi isimler vardı…  Dümeni o taraflara kıran isimler, Endican'ın mekânına uğramadan geçmiyor. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç da, bu isimlerden biri. Endican'ın mekânına ‘Hayırlı olsun'a giden Ali Bey, kendisine Fenerbahçe forması da hediye etmiş.”

Bülent Cankurt | SABAH Gazetesi

[biodabibalkon]

“Ne Alaçatı ne Bodrum bu yazın en popüler yeri Bozburun! Bu yazın hem sosyal medyada, hem de tatilcilerin en uğrak yeri olması sebebi ile en popüler tatil beldesi kesinlikle ne Bodrum ne de Alaçatı değildi. Bu yazın en popüler yeri Bozburun'du. Ege’nin gizli hazinelerinden biri olan Bozburun, Marmaris sınırları içerisinde yer alan şirin bir tatil beldesi. Ve özellikle huzur ve sakinlik isteyenlerin de en favori adresi oldu bu sene Bozburun koyları. Ben yıllar önce ilk, Tanem Sivar’ın yaz aylarında tercih ettiği yer olarak biliyordum. Ardından Dilara Endican’ın Bozburun Söğüt’te açtığı Barba Saranda mekânı ile daha çok duyar oldum. Bu sene ise duymam tavan yaptı. Öyle ki, bu sene Bozburun, geçen yıllardaki Akyaka'nın şöhretini de bir anda elinden almış oldu. Kimi ararsanız orada. Bir kere Söğüt’e gidip Dilara Endican’a uğramadan dönülmez diye bir durum oluşmuş durumda: Gökçe Bahadır, Cansu Dere, Arda Turan, Özge Özpirinçci, Semiramis Pekkan, Barış Arduç, Kıvanç Tatlıtuğ derken herkesler orada. Hem o güzelim huzura koşuyorlar, hem de Dilara’nın muhteşem sohbeti ve güzel yemeklerine… Diğer en popüler yer ise Bozburun Yat Kulubü. Burası da diğer popüler yerlerden. Kimi arasasız bu yaz oradaydı. Bozburun Yarımadası, daha huzurlu ve sakin bir yaz tatili geçirmek isteyenlerin adresi oldu anlayacağınız. Memlekette çok eğlence arayan için de seçenek var, huzur arayanlar için de. Kısacası memleketimizde yok yok.”

Esin Övet | Gazete HABERTÜRK    

[biodabibalkon]

“Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, lig başladıktan sonra kısa süreliğine Göcek'e ve Bozburun'a gitti. Dilara Endican'ın Bozburun Söğüt'te sahibi olduğu restorana uğrayan Ali Koç, menüdeki lezzetlere hayran kaldı. Menüden kalamar roll ve ıstakozu tercih eden Ali Bey, restoranın ortamını ve lezzetleri çok beğendi.”

HT Kulüp - Bloomberg / HABERTÜRK

[biodabibalkon]

Teknolojiden tamamen uzak, köy usûlü orijinal taş fırınımızdan çıkan, #SerçeLimanı'ndan günlük taze tutulan, dışı çıtır çıtır, nar gibi kızarmış; içiyse lokum kıvamlı, kılçığı özenle alınmış hakikî deniz levreğimiz: Kara fırınımızda sadece hakikî kızıl meşe odunu kullanıyoruz; asla endüstriyel odun kömürü kullanmıyoruz. Meşenin tüm rahiyası balığın tadına da yansıyor. Bu da rafine lezzeti en üst seviyeye taşıyor.😋 Ayrıca balığın etinin dağılmaması ve PH değerini koruması için, balığı temizlerken bile, tertemiz, tuzlu deniz suyu kullanıyoruz. Tıpkı balıklar gibi, ıstakoz, kokoreç ve parmesanlı Rockefeller istiridye gibi diğer ürünlerimiz de fırınımızda muazzam ve doğal meşe aroması kazanıyor. Bu sene Barba Saranda'nın kara fırınından çıkan her şeyi denemenizi şiddetle öneriyoruz. 🦪🥩🍷🍕🦞🌮Restaurant ve barımız  @BarbaSaranda, Marmaris #SöğütKöyü Saranda Sahili'nin en merkezî ve gözde lokasyonunda. Benzersiz yemek menümüzün yanısıra, bölgedeki en çarpıcı kokteylleri yaptığımızı iddia ediyoruz. Dileyenlere butik konaklama hizmetimiz olan @BiOdaBiBalkon ile oda+kahvaltı+denize sıfır şezlong hizmeti de veriyoruz. Ayrıca artizan dondurma, kahve ve tatlı dükkânımız @DeliKeciSaranda ile, yeme içme zevkini maksimum seviyeye taşıyoruz ve beach hizmeti de veriyoruz. 🤞☕🥂🍦Marmaris #Bozburun Yarımadası‘ndaki Söğüt Köyü Saranda Sahili (Söğüt Cumhuriyet Mahallesi), “karayolu"yla Bozburun merkeze 10 km, Selimiye Köyü‘ne 17 km, Orhaniye-Kızkumu‘na 30 km, Otel D-Maris Bay Hisarönü‘ne 50 km, Marmaris şehir merkezine 60 km, Gökova-Akyaka‘ya 85 km, Datça şehir merkezineyse 90 km mesafededir. #BarbaSaranda'ya ve #DeliKeçi'ye tekneyle gelmek isteyen misafirlerimiz için koordinat bilgisi: ⛵🚤🚣‍♂️(36°38’ 41.6” N) - (28°05’ 45.1” E)🍸✨🍷🚢🛥🚣‍♀️ ☎️Rezervasyon: +90 530 579 7800 (Whatsapp'ten de yazılabilir) | BarbaSaranda.com & BiOdaBiBalkon.com

[biodabibalkon]

Hayatında hiç yemek yapmamış bir kadın, bir gün bir restoran kurarsa ne olur?  Marmaris’in gastronomi köyü Söğüt-Saranda’da, 2018 Mayıs’ında Dilara Endican tarafından kurulan Barba Saranda Restaurant & Bar, fırınından çıkan köy ekmeklerinden deniz ürünlerine, özel soslarından signature kokteyllerine, mezelerinden atıştırmalıklarına; “lokal” tatlara “evrensel” yorumlar getirerek, Ege’nin şölen masalarına keyif ve kalite katmayı amaçlar. Klasik rakı-balık restoranı çizgisinin dışında kalmayı tercih eden Barba Saranda, alışılmış tatların dışında yeni ve iddialı tatlar deneyimlemek isteyenler için, bilhassa damak tadını coşturan şarap-şampanya kavı ve barındaki özgün kokteylleriyle, yeme-içme zevkini katlar: Özellikle de exclusive deniz ürünlerini, hakkını vererek yorumlar. Ama, “Susurluk Göbel Kokoreci” gibi, Türk gastronomisinin en özel tatlarına da mutfağında yer açar: Daha ilk yılında, bilhassa da Bodrum, Gökova, Datça, Hisarönü, Selimiye, Bozburun, Söğüt, Symi, Marmaris, Serçe Limanı, Rodos, Fethiye, Göcek ve Kaş tekne hattındaki yerli ve yabancı denizcilerin gözdesi hâline gelen Barba Saranda mutfağının ana felsefesi, ithal ve yerli kaynaklardan elde edilen birinci kalite ürünleri, Güney Ege-Akdeniz konseptiyle uyumlu biçimde sunabilmektir. Çiftlik çipurası ve çiftlik levreği, Barba Saranda’dan içeri giremez: Barba Saranda, mezelerden ibaret bir restoran konseptine sahip değildir. Misafirlerine, özel bir yemek deneyimi yaşatmayı amaçlar. Misafirlerimiz, bir yandan yiyip içerken, bir yandan da denize girme imkânına ve özel yapım ahşap şezlonglarda güneşlenme imkânına sahiptir: Barba Saranda, rahatlığı ve samimiyeti, konforla harmanlar. Barba Saranda’nın artizan dondurma, kahve ve tatlı markası Deli Keçi ise, yeme-içme zevkini en üst seviyede tamamlar. Barba Saranda’nın butik konaklama seçeneği Bi’ Oda Bi’ Balkon ise, Marmaris Söğüt’te, steril, konforlu, ferah ve seçkin konaklama hizmeti sunar.  

[biodabibalkon]

Barba Saranda’nın “Executive Chef”i Göksel Gökçedoğan, 1994 Bolu-Mengen doğumludur ve Mengen Anadolu Aşçılık Okulu’ndan mezun olmuştur: Erken yaşlardaki ilk mutfak deneyimini, çırak olarak Antalya Marina Restaurant’ta yaşamıştır: Stajını Arum Hotels mutfağında yaptıktan sonra, Lara Barut Deluxe Hotel mutfağında üç yıl, Belek Papillon Zeugma Relaxury’de bir yıl çalışmıştır: İtalyan, Meksika, Osmanlı mutfakları ve Ege-Akdeniz balık/kabuklu mutfağı olmak üzere, hem otel hem de restaurant sektöründe farklı “a la carte” konseptlerinde hâkimiyet kazandıktan sonra, şeflik macerasına İstanbul’da devam eden Göksel Gökçedoğan, bir buçuk yıl Gezi İstanbul Restaurant’ta, ardından Radisson Blu Hotel’de “chef de party” olarak görev almıştır. Ardından, “fine dining” ve “modern meyhane” konseptlerinde şeflik yapmaya başlayan Göksel Gökçedoğan, UKA Life (Louie Restaurant & Barbounia Meyhane), İstanbul Karaköy’deki Lüsyen Modern Meyhane ve son olarak da Fransa İstanbul Başkonsolosluğu (Consulat général de France à Istanbul) mutfak şefliklerinden sonra, Barba Saranda Restaurant & Bar’ın “executive chef”i olarak kariyerine devam etmektedir. Avcılığı bir spor olarak küçük yaşlardan bu yana icra etmekte olan Göksel Şef, Bolu dağlarında “mantar safari”ye, Marmaris Bozburun Yarımadası’nın koylarında ise, haftada iki gün sığ suda “zıpkın avı”na çıkar. Şef, sadece mutfağı sevmenin yetmediğine inanır: Göksel Gökçedoğan’a göre; mutfakta duygular ve tatlar, senkronize biçimde sürekli bir akış içinde yüklenir ve bu da, sadece yemeği yapanlara değil; yemeği yiyen herkese yansır.   

[biodabibalkon]

 Restaurant-barımız BARBA SARANDA, butik konaklama seçeneğimiz Bİ’ ODA Bİ’ BALKON, artizan dondurma, kahve ve tatlı markamız DELİ KEÇİ isimleri, mekânlarımızın müdavimi, yazar dostumuz Ozan Önen tarafından konulmuştur. 

Barba, İtalyanca’da “sakal”, Yunanca’da ise “amca” demektir: Ülkemizdeki eski Rum yeme-içme kültüründeyse, meyhaneyi, tavernayı, restaurantı ya da lokantayı işleten kişiye “Barba” şeklinde seslenmek adettendir: Barba Saranda Restaurant & Bar’ın yer aldığı, Muğla-Marmaris’in Söğüt Köyü ise, hâlihazırda eski bir Rum köyüdür: Ancak, tarihi, yaklaşık 3.000 yıl önceki Leleg ve Karya yerleşimlerine dayanır. Söğüt, içinden Karya Yürüyüş Yolu da geçen 3.000 yıllık bir köydür denilebilir. Söğüt’teki pek çok noktadan net biçimde görülebilen ve Söğüt’ün yalnızca 7 deniz mili uzağında yer alan Yunanistan’ın Symi Adası (Sömbeki) sakinlerinin büyük kısmıysa, Söğüt ve Taşlıca (Saranda, Karamaka, Sindili) hattından Symi Adası’na 1936 yılında yerleştirilmiş Rum mübadillerden oluşur. Terk edilmiş Karamaka Köyü’nden dolayı da pek çok Symili, soyisimlerinde halen “Kara” ifadesini taşır. Kısacası, komşumuz Symi Adası’nın bugünkü halkının büyük dedeleri, “Eski Söğütlü”dür ve Söğüt çevresinde bugün yaşamakta olan Türk halkı, yaşları kaç olursa olsun, Söğüt’ün Cumhuriyet Mahallesi sahiline, tıpkı Rumlar gibi halen “Saranda” demektedirler. Bu toprakları terk etmiş “komşu”muzdan yadigâr “Saranda” ifadesi, Yunanca’da aslen “Saranta” şeklinde ifade edilir ve anlamı “kırk”tır.   Bilge Umar’a göre Luwice’den evrilmiş “Saranda” ifadesine dair ikinci bir görüşse, Hıristiyan mitolojisiyle ilgilidir: Yuhanna İncili’ndeki “Sebastia’nın Kırk Azizleri” anlatısına göre, Roma İmparatorluğu’nun Sebastia lejyonundaki kırk lejyoner Roma askeri, “pagan Roma” yönetimine meydan okumuşlar ve paganizmi terk ederek Hıristiyan olmuşlardır. Bu sebeple, Roma İmparatorluğu tarafından ölüm cezasına çarptırılmışlardır: Hıristiyanlık inancında bu sebeple “aziz” ilan edilen bu “kırk” Romalı Hıristiyan lejyonerin kemikleri ve külleriyse, yaygın inanca göre, Anadolu’nun ve Avrupa’nın çeşitli “ilk Hıristiyan kiliseleri ve manastırları”na, “kutsal emanetler” olarak gizlice yollanmıştır. Bu bağlamda, bu kırk azizin kalıntılarının yollanıp muhafaza edildiği kilise, şapel ve manastırların isimlerinde “Kırk Azizler”i kastetmek amacıyla “Saranta/Saranda” ifadesi bulunur: “Kırklareli” ilimizin eski ismi de bu sebeple “Saranta”dır. Aynı şekilde, Marmaris Söğüt’ün eski adı Saranda’nın da, Söğüt Adası’ndaki Bizans dönemi kilisesinden dolayı, aynı mitosla ilişkili olarak, “Saranda” olabileceği öne sürülür. Söğüt Saranda Koyu’nun hemen ilerisindeki Oğlanboğuldu Koyu’nda ise, Türkiye’nin tek aktif volkanı, deniz altındaki volkanik faaliyetine halen devam etmektedir. Bu bölgeden geçen denizcilerin, denize ekmek atması gelenektendir.   Söğüt-Saranda sahilinin tam ortasındaki lokasyonuyla “Barba Saranda” Restaurant & Bar ise, köyün ve bölgenin köklü tarihine ve insanî-kültürel birikimine, “ismen de olsa” bir saygı duruşunda bulunmak istediği için bu ismi almıştır: Bizlere kalan “Saranda” isminden başka, Rum komşularımızın deniz ürünlerini işleme ve pişirme becerisi, Marmaris Söğüt ve Marmaris Taşlıca köylerinde halen hüküm sürmektedir. Bu köyler, Marmaris bölgesindeki otellerin ve restoranların şeflerini ve mutfak çalışanlarını çıkarmasıyla ünlü köylerdir. Söğüt’te bir lâf vardır: “Burada erkekler yemek yapar, kadınlarsa balık tutar.”   Akdeniz Koruma Derneği’nin istatistiklerine göre de Türkiye’de en çok “kadın balıkçı”nın bulunduğu Bozburun Yarımadası’nın bu iki güzel köyü, yalnızca turkuaz renkli doğal koylarıyla, adalarıyla ya da arkeolojik kalıntıları ve antik gemi batıklarıyla değil; gastronomik birikimleriyle de oldukça özel köylerdir. Bozburun butik otelcilik ve teknecilikle, Selimiye küçük-şirin dükkânlarıyla ön plana çıkarken, Söğüt-Saranda ve Taşlıca köyleri ise restorancılık, gastronomi ve yerel ürünleri işleme becerileriyle Bozburun Yarımadası’nda öne çıkarlar. Barba Saranda kurulurken, lokasyon olarak Söğüt-Saranda sahilini bu sebeple seçmiştir ve misyonlarından biri de, Söğüt-Saranda’yı tanıtarak, bölgeyi, Akdeniz-Ege’deki en hatrı sayılır gastronomi merkezlerinden biri hâline getirmeye samimi katkılarda bulunabilmek ve menşei İtalya olan “Cittaslow (Sakin-şehir)” ve Fransa’da kurulup dünyada yaygınlaşan “Slow Food (Yavaş-gıda)” hareketlerini, filli olarak Marmaris Söğüt’e kazandırabilmek; Söğüt'e uluslararası bir koruma kalkanı kazandırabilmektir.  

[biodabibalkon]

“Barba Saranda’ya hoş geldiniz. Ben böyle şey görmedim; güneş en güzel burada batıyor. Pembeler, morlar dans ediyor. En güzel “ İyi ki!” burada deniyor. Nasıl özlemişim böyle hissetmeyi!”  

Ayşe Özyılmazel | SABAH Gazetesi

[biodabibalkon]

“Marmaris Söğüt Köyü'nün flaş restoranı Barba Saranda'da yemek yerken, yan masanızda bir Hollywood yıldızıyla karşılaşmanız sizi şaşırtmasın.”  

Filiz Gülten | HÜRRİYET Gazetesi  

[biodabibalkon]

Marmaris’in “Gastronomi Köyü” Söğüt’ün,  “CITTASLOW” (Sakin-şehir/Yavaş-şehir) ve “SLOW FOOD” (Yavaş Gıda) uluslararası ağlarına dahil edilmesini istiyor ve bu bağlamda çalışmak isteyecek herkesi, güç birliğine ve dayanışmaya davet ediyoruz.

1999 yılında İtalya’da kurulan “Uluslararası Belediyeler Birliği”nin adı olan Cittaslow, İtalyanca “Citta (Şehir)” ve İngilizce “Slow (Yavaş/Sakin)” kelimelerinin birleşmesiyle türetilmiş “Sakin Şehir” anlamına gelen bir terim olmakla beraber, felsefi olarak da “Sakinlik Hareketi”nin bir parçasıdır. (Türkçe okunuşu: Çittasılov) | Sembolü, “yavaş"lığı sembolize eden “salyangoz"dur.

Cittaslow’un Türkiye’deki resmi internet sitesi olan CittaslowTurkiye.org adresinde yer alan bilgilere göre:  

“İtalya’nın dört küçük kentinin belediye başkanlarının 1999 yılında bir araya gelerek kurdukları bir oluşum olan Cittaslow hareketinin kuruluş amacı, kentlerin kendi kimliklerine sahip çıkarak küreselleşme sonucu ortaya çıkan birbirine benzeme ve aynılaşmanın önüne geçilmesidir. Kentlerin yönetilirken yerel yemeklerine, yöresel mimarisine, geleneklerine, göreneklerin, zanaatlarına, esnafına sahip çıkılması ve desteklenmesi, birliğin üye kentler için ortaya koyduğu kriterler vasıtasıyla sağlanmaya çalışılmaktadır. Birliğe üye olmak isteyen kentlerin üye olabilmeleri için birliğin belirlediği kriterler üzerinden değerlendirilmesi ve Cittaslow felsefesine uygunluğu denetlenmektedir. Birlik kurulduğu zaman 59 olan bu kriterler 2013 yılında Uluslararası Bilim Komitesi tarafında yapılan bir çalışmayla güncellenmiş ve sayısı 70’e çıkmıştır. Kurulduğu ilk yıllarda İtalyan kentleri arasında yaygınlaşan hareket, günümüzde 28 ülkede 200’e yakın üye yerleşim birimine sahiptir.”  

Bu bağlamda, gerek gastronomik birikimleri, gerek mimari ve doğal korunma özenleri, gerekse de gelenek-görenekleri ve zanaatları bakımından, toplam 70’i aşkın kriter sonucunda, Türkiye’de CITTASLOW ağı üyesi şehirler arasına seçilmeye hak kazanan ilk şehir, şu an İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Tunç Soyer’in öncülüğünde, İzmir SEFERİHİSAR yerleşimi olmuş; ardından da şu yerleşimlerimiz CITTASLOW ağına seçilmişlerdir: Muğla AKYAKA, Muğla KÖYCEĞİZ, Aydın YENİPAZAR, Ankara GÜDÜL, Artvin ŞAVŞAT, Sakarya TARAKLI, Erzurum UZUNDERE, Burdur EĞİRDİR, Şanlıurfa HALFETİ, Çanakkale GÖKÇEADA, Ordu PERŞEMBE, Isparta YALVAÇ, Kırklareli VİZE, Bolu GÖYNÜK, Sinop GERZE, Bitlis AHLAT  

Marmaris’in “gastronomi köyü” Söğüt, başta Saranda (Cumhuriyet) Mahallesi olmak üzere, Türkiye’deki “sakin tatil” adreslerinin belki de en özellerinden biridir. Deniz ürünlerini işleme becerisiyle ve Güney Ege’de marka hâline gelmiş restaurantlarıyla Marmaris-Söğüt, Akdeniz Koruma Derneği’nin resmi istatistiklerine göre de, Türkiye’de en çok “kadın balıkçı”nın yaşadığı Bozburun Yarımadası’nda yer alır. Adaları, tertemiz koyları ve müthiş panoramik körfez manzarasıyla beraber, antik KARIA YOLU yürüyüş güzergâhında bulunan Marmaris Söğüt, yalnızca kadınların oynadığı RODOS ADA ZEYBEĞİ gibi bir dansa sahip olduğu gibi; sayıları azalmış olsa da, gerek fok, gerek caretta caretta ve gerekse de Akdeniz Uçan Balığı ve orfoz gibi daha birçok deniz nadir canlısına da ev sahipliği yapar. Sularından çıkan antik gemi batıkları ve heykelleriyle, dalış sporu yapanlar için de enfes maviliklere sahiptir: Yelkenciler için de birbirinden enfes koylarla donatılmıştır ve Yunanistan’ın Symi Adası’na çok yakın mesafede olulşuyla da, iyi bir kültürlerarası diyalog noktasıdır.

Onlarca endemik bitkiden ve tehlike altındaki hayvanlardan oluşan özel florası ve faunasıyla, CITTASLOW ağına dahil edilmeye en müsait yerlerden biri olan Marmaris Söğüt’ün, CITTASLOW (CittaSlow.org) ve SLOW FOOD (SlowFood.com) birliklerine dahil edilmesi için gerekli altyapının oluşturulması ve gerekli kriterlere uyumlanabilmek adına, biz BARBA SARANDA Restaurant & Bar ve DELİ KEÇİ Cafe & Beach & Boutique Room olarak, yerel yönetim birimlerimizi, yerel işletmelerimizi, köy halkımızı ve Marmaris Söğüt’e gelen yerli-yabancı değerli misafirlerimizi, bu konuda işbirliği yapmaya davet ediyoruz. Uyulması gereken kriterler hayata geçirildiğinde, Marmaris Söğüt, yerel yönetimlerden ve devletten beklediği kaliteli yaşam standartlarını, halihazırda kendisi kazanmış olacaktır.

Temennimiz, MARMARİS – SÖĞÜT’ün bir “gastronomi köyü” olarak algılanmasının yanısıra, aynı zamanda, uluslararası düzeyde bir CITTASLOW ve SLOW FOOD köyü olarak da resmî düzeyde tanınmasıdır. Bu bağlamdaki resmî dilekçelerimizi ve proje dosyalarımızı MARMARİS BELEDİYESİ‘ne vermiş olup bu üyelikler için çalışmak isteyen tüm gönüllülere açık çağrımızı yapmaktayız. 

(Fotoğraf: Aslı Dal)