Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Evde Saç Boyama Ve Cila Nasıl Yapılır?
Enflasyonun artması ile ülkemizde hem hizmet hem de ürün pazarlarında fiyatlarda görülen artış insanların bazı ihtiyaçlarını kısmayı gerektiriyor. Bunlardan biri bilhassa bayanlar için en azından ayda 2 defa gereksinim duyulan saç bakımı ihtiyacıdır. Hal böyle olunca evde saç boyama ve cila nasıl yapılırarayışları ortaya çıkıyor.
Evde Saç Boyamak İçin Uygun Boya Seçilmeli
Saçını boyayacak kişilerin seçecekleri boya ten rengine göre seçilmelidir. Bunun için saç boyası kutularının arkasında yer alan orijinal saç rengi ile boyalı saç renginin kıyaslamasına dikkat edilmelidir. Hangi saç boyasına karar verilmiş ise evde boyama hazırlıklarına başlanabilir.
Saç Boyasını Hazırlamak
Saç boyası kutularında bir adet tüp, bir adet boya içerisine katılacak olan beyaz sıvı bir madde, bir veya iki adette saç cilası bulunur. Tüp içerisinde bulunan boya ve sıvı madde bir kap içerisinde karıştırılır. Boyamaya geçmeden önce bir adet kullanılmayan diş fırçası, bir adet tarak temin edilmelidir. Ayrıca saç diplerine yakın yerlere vazelin krem sürülmelidir. Bunun nedeni boyanın akma ihtimaline karşın cildin zarar görmemesidir.
Saç Boyasını Uygulamak
Saçlar taranmalıdır ve saç ortasından ikiye ayrılmalıdır. Ayrılan saçın bir yanından başlanarak saç dibinden itibaren saçın uç kısmına kadar fırça ile boya sürülmelidir. Fırçanın burada ki görevi boyanın saç diplerine kadar işlemesi ve boyanmamış yer kalmamasıdır. Boyanan her bir sıra boyanmamış saç üzerine yatırılır ve aynı işlem sıra sıra devam eder. Arada bir tarak ile boyanan saçlar taranmalıdır.
İkiye ayrılan saçların bir tarafı boyandıktan sonra boyanmayan tarafa geçilir ve yine sırayla azar azar saç alınır ve dipten uca kadar boyanır. Bu sefer boyanmakta olan saçlar bir önceki aşamada boyanmış saçların üzerine yatırılır. En sonunda tüm saçlar harmanlanır ve lastikli bir poşet ile saçların üzeri örtülerek en az 45 dakika beklenir. 15, günde bir saça cila yapılarak boyanın rengini kaybetmemesi sağlanır.
0 notes
Text
Tedavisi Bulunamayan Hastalıklar
Tıp ve bilim dünyası her ne kadar ilerlese de bazı hastalıkların,bazı virüslerin çaresi henüz bulunmuş değildir.Bunda virüsün yeni olması da etkilidir fakat bazı hastalıklar var ki yüzyıllardır insanoğlunun baş belası olmuştur. Tabi bu gelecekte de bulunamayacağı anlamına gelmez. Hastalık illa ki virüs tabanlı olmaya da bilir,bazı kas problemlerinin de tedavisi henüz bulunamamıştır.
1-) Alzheimer
Genel olarak yaşlılarda görülür fakat dünyada çok erken yaşta bu hastalığa yakalanan insanlar vardır ve sayısı her geçen gün artmaktadır.Ağır bir unutkanlık hastalığı da diyebiliriz fakat unutkanlıktan öte de bir hastalıktır.Beyin fonksiyonları etkileyen bu hastalık,insanı her geçen gün kendinden uzaklaştırır,anılarını siler,hasta kendini dahi tanıyamaz duruma gelir
2-) Moebius Sendromu
İnsan yüzünde ki sinirlerin çalışmaması sonucu kişi göz kırpma,gülme,bir takım mimik hareketleri,kaş oynatma gibi eylemleri gerçekleştire memesidir.
3-) Baş Sallama
Genellikle öz güven sorunu yada toplum içinde rahat davranamama,kasılma gibi sebeplerden ortaya çıkan bir rahatsızlıktır.Daha çok çocuklarda görülen bu hastalıkta aşırı başın fazla kasılması beyini ve omurilik soğanını etkiler. Bu da vücut organlarının gelişimini engeller.
4-) Terleme Hastalığı
En enteresan hastalıklardan bir tanesidir.Kişi aniden hızlı ve yoğun bir biçimde terlemeye başlar.Hasta adete erir vaziyete gelir. En fazla 48 saat sonra kişi ani bir şekilde ölür. 15.yy.'da İngiltere'de ortaya çıkan hastalık,Avrupa'ya yayılmış,ölümlere sebep olmuş ve aniden yok olmuştur. Sebebi,kökeni hala sırrını korumaktadır
5-) Patlayan Kafa
Bu sendromda kişi uyku halinde iken beyninde adeti Big Bang yaşar.İnanılmaz yüksek desibelde sesler duyar ve dakikalar içerisinde kalp krizi geçirebilir yada beyin ölümü geçirip bitkisel hayata geçebilir.
6-)Kırmızı Adam Sendromu
16 yaşında ki Endonezyalı Ari Wibowo'nun yakalanıp,dünyaya tanıttığı hastalıktır.Söylentiye uzun yıllardır var olan bir hastalık fakat Ari Wibowo adlı genç sayesinde namını salmıştır.Bu hastalıkta deri pul pul dökülür ve dökülmesiyle birlikte yeni çıkan deri sonucu ten,kırmızı rengini alır. Tam bir tedavisi bulunmuş değildir tek çaresi derisini sürekli nemli tutmak
0 notes
Text
Sivilce Çukurlarına Kesin Çözüm
Sivilce çukurlarına kesin çözüm Cildinizde sivilcelerden veya diğer çeşitli sebeplerden dolayı delikler ve çukurlar kalmış olabilir. Genelde sivilce izi olarak karşılaşılan bu sivilce çukurlarından kurtulmanızı sağlayacak kesin çözümleri sizlere sunuyoruz. Sivilce çukurları ve sivilce lekeleri sık karşılaşılan bir cilt problemi olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Maalesef bu tür izleri doğal yöntemler azaltsa da tamamen geçirmesi söz konusu değildir. Eğer bu tür bir problemle karşı karşıya geldiyseniz bir cildiye doktoruna gitmelisiniz, doktorunuz size aşağıda anlattığımız yöntemlerden birini önerecektir. Dolgu maddeleri En sık uygulanan yöntem olarak karşımıza gelen yüzdeki delikleri gidermek için kollajen ve hiyaluronik asit gibi maddeler delik olan yerlere enjekte edilir. Cildinize enjekte edilen bu maddeler sivilcelerin veya diğer cilt sorunlarından kaynaklı problemlerin yol açtığı çukurları doldurarak cildinizin pürüzsüz bir görünüm almasını sağlar. Kimyasal peeling Kimyasal kullanarak cildinizin üst tabakasındaki lekeleri gidermek amaçlı kimyasal peeling cildinize uygulanır. Cildinizde oluşmuş yüzeysel lekeler ve çukurlar için çok etkili bir yöntem olarak bilinir. Kimyasal peeling uzman hekimlerce gerçekleştirilmesi gereken bir operasyondur. Kimyasal peelingde kimyasal madde kullanılarak cildinizin üst katmanları yakılır. Bu konuda uzman olmayan kişiler tarafından yapıldığı taktirde cildinizde ciddi yanıklar oluşabilir. Lazer tedavisi Yüzünüzdeki hasarın ciddiyet durumuna göre doktorunuzun uygulayacağı 2 türlü lazer tedavisi mevcuttur. İlk lazer tedavisi cildinizi soyarak, diğeri cildinizi soymadan yenileyen lazer tedavi sistemidir. Lazer tedavisi cildiniz için en pahalı ama en etkili yöntemdir. Cildinizi soyarak lazer tedavi yönteminde cildinizin üst katmanları yakılarak cildinizden uzaklaştırılır ve yeni deri ortalama 10 gün içerisinde gelir. Dermabrazyon Bu yöntemde de lazer yönteminde olduğu gibi cildinizin üst tabakası soyularak lekelerin giderilmesi sağlanır. Bu yöntemde derinin soyulması için metal fırça kullanılır ve cildinizin üst katmanı ile izlerde giderilir. Bu yöntemde iyileşme süreci lazerden farklı olarak ve uygulanan yerin genişliğine bağlı 2-3 haftayı bulabilir. Mikrodermabrazyon Bu yöntem dermabrazyona benzer bir tedavi sürecine sahiptir. Fakat bu yöntemde daha yüzeysel bir soyma işlemi yapılmaktadır. Böylece iyileşme süreci kısalır fakat 4-5 seans sonunda sonuç alabilirsiniz. Kolajen bazlı kremler Cildinizde oluşmuş çukurlar ve deliklerin tedavi için kolajen bazlı krem kullanımı oldukça iyi bir alternatif olarak görülmektedir. Bu kremler eczanelerde ve güzellik salonlarında satılmaktadır. Doktorunuza danışarak onay alırsanız sivilcelerin bıraktığı izlerden kurtulana kadar doktor gözetiminde kullanabilirsiniz.
0 notes
Text
Bronşit Nedir, Nasıl Oluşur ve Bronşit Nasıl Tedavi Edilir?
Bronşit Nedir?
Bronşit, Akciğer organının gökyüzü yollarının iltihaplanması sonucu ortaya çıkan hastalıktır. Hastalığın ilk belirtilerin balgam ve öksürüktür. Aynı zamanda solunum yaparken zorlanmakta bu belirtilerin arasındadır. Bu hastalığın kesinlikle tedavi edilmesi gerekmektedir. Ancak ilk olarak solunum yolu uzmanına danışılmalıdır. Daha sonradan doğal yollara başvurulabilir. Bronşit hastalığı, broşun zarı ve içinin iltihaplanması sonucu ortaya çıkan hastalıktır.
Bronşit Nasıl Oluşur?
Hastalığın başlarında genelde bunu hastalar başka hastalıklarla karıştırmaktadır. Fakat başlangıç aşamasında ağır öksürük, çok balgam çıkarma sonrasında hafif ateş ve halsizlik genel olarak görülen sonuçlardandır. Bunların yanı sıra baş ağırı ve ateş yükselmesi de görülmektedir. Bu hastalığın acilen tedavi edilmesi gerekmektedir. Yoksa hastalık daha çok ilerleyerek başınıza daha büyük sorunlar çıkarabilir.
Bronşit Nasıl Tedavi Edilir?
Bronşit tedavisi , asıl amacı nefes almayı rahatlatmaktır. Bir insan hasta olmuşsa öncelikle nefes alabilmesini için gerekli tedaviler uygulanır sonrasında asıl tedaviye geçilir. Tedavide genel olarak ağır ilaçlar kullandırmak yerine hastaya dinlenmesi önerilir. Fakat bu hastalığın seviyesinden seviyesine farklılıklar göstermekle birlikte her doktor aynı sonucu çıkaramayabilir. Bunların yanı sıra bol sıvı tüketmekte tedaviye katkı sağlar. Nemli ve sıcak hava solumak hastaların nefes almasını rahatlattığından dolayı yine bu yöntemde oldukça fazla kullanılmaktadır. Bazı çok az görülen durumlarda doktorlar hastalarına kas gevşetici ilaçlar yada haplar kullanmasını önerebilir.
Bronşitin Doğal Tedavisi
İlk olarak her derde deva olan bal. Bu hastalığa da deva olacak. Balın özelliklerinden birisi antibakteriyel olduğundan dolayı bal tedavi için kullanılabilir. Aynı zamanda kış aylarında bağışıklık sistemimizi güçlendirmede yardımcı olur.
Tuzlu su ile tedavi yapılabilir. Bildiğimiz üzere tuzlu suyun balgam sökme özelliği vardır. Boğazda oluşan tahrişi azaltır diyebiliriz. Tuzlu suyu günde 5 – 6 defa gargara yapmak hem bronşit için hemde boğaz tahrişi içinde oldukça yararlıdır.
Portakal suyu tabii ki de çok faydalı olmasının yanı sıra C vitamini konusunda zengindir. Bronşitin doğal tedavisi için portakal suyu içmek hastalar için çok yararlı olacaktır. Öte yandan kış aylarında portakal ve portakal suyu tüketmek gripten bizi korur.
0 notes
Text
Soğuk Algınlığı ve Gripten Korunma Yolları
Soğuk Algınlığı ve Gribin Farkları Neledir?
Kronik kış hastalıkları denildiğinde akla gelen ilk akla gelen hastalıklar grip ve soğuk algınlığıdır. Bu iki hastalık sıklıkla karıştırılmakta ve bu yüzden tedavi süreci zorlaşmaktadır. Grip tedavisinde hastanın istirahat etmesi önemli yer tutmaktayken, soğuk algınlığı ayakta atlatılabilecek bir hastalıktır.
Grip hastalığının başlıca belirtileri yüksek ateş, öksürük, kas ağrıları, boğaz ağrısı, burun akıntısı ve tıkanıklığı, halsizlik şeklinde sıralanabilir. Soğuk algınlığının belirtileri ise burun akıntısı ve tıkanıklığı, boğazda şişkinlik hissi, öksürük ve halsizliktir.
1.Kendinizi sıcak tutun.
Kendinizi sıcak tutmak en basit korunma yöntemlerinden biridir. Özellikle sonbahar aylarında sıkı giyinmeye dikkat etmeliyiz. Çünkü birden soğuyan havayla üşüyüp titremeye başlıyoruz.
Titremek, bağışıklık sistemini baskılayıp bizleri soğuk algınlığına açık hale getiriyor. Bunun yanı sıra güneş ışınlarının azalması ve melatonin gibi hormonların seviyelerindeki azalma da bağışıklık sistemine zarar vermektedir.
2.Ellerinizi sık sık yıkayın.
Çoğu hastalık hava yoluyla bulaşmaktadır. Fakat fiziksel yolla bulaşan virüsler de vardır. Enfeksiyonlu ellerimizle göz, ağız, burun gibi vücudun hassas bölgelerine dokunarak virüsü vücudumuza alabiliriz. Bu sebeple ellerimizi sık sık yıkamak soğuk algınlığı ve grip olma olasılığımızı düşürür.
3.Hava durumunu takip edin
Hava durumunu takip ederek bir sonraki güne hazırlıklı olursunuz. Böylece ani hava değişikliklerine maruz kalmamış olursunuz.
4.İnsanlarla yakınlaşmaktan ve ısıtma sistemlerinden uzak durun.
Kış aylarında insanlarla yakın temas halinde olmak enfeksiyon kapma riskinizi artırır. Kalabalık toplu taşıma araçları, alışveriş merkezleri bu açıdan tehlikelidir. Diğer yandan ısıtma sistemleri de solunum yollarımızı kurutup olumsuz etkiler. Kuru ve ağırlaşan hava boğaz bölgesinde tahrişe ve göğüs hastalıklarına da davetiye hazırlar.
5.Bitkilerden destek alın.
Bitkilerden destek alarak vücut direncinizi yükseltebilirsiniz.
6.Çinko ve sarımsak tüketin.
Çinko minerali soğuk algınlığıyla mücadele etmek ve bağışıklık sistemini destekleme konusunda büyük öneme sahiptir. Kırmızı et, midye ve deniz ürünleri çinko açısından zengin besin kaynakları arasında yer alırlar. Her gün az miktarda sarımsak yemek soğuk algınlığı ve gribe yakalanma riskini en aza indirmeye destek olur.
7.Bol su için
Günde en az 2 litre su içmek daha sağlıklı olmanıza yardımcı olur. Su, özellikle böbreklerin sağlıklı çalışmasına yardımcı olur ve böylece toksinlerin vücuttan atılmasını kolaylaştırır. Soğuk algınlığı geçiren kişiler bol bol su içmelidir.
8.Uykunuzu alın.
Uykusuzluk vücudumuzu enfeksiyonlara açık hale getirir. Ruh halimiz de vücudumuzun enfeksiyonla mücadelesini etkilemektedir. Uykusuz kaldığımızda ve stres altındayken vücudumuz enfeksiyonlara açık hale gelmektedir.
9.Egzersiz yapın.
Kış aylarında kendimizi eve kapatıp egzersizi atlamamalıyız. Düzenli egzersiz yapmak vücudumuzda bakteri ve virüslerle mücadele eden NK hücrelerinin sayısını artırır.
10.Vitamin alın
Kış aylarında bol miktarda meyve sebze tüketerek vitamin ihtiyacımızı karşılayabiliriz. Yeterince meyve sebze tüketmiyorsanız özellikle kıs aylarında düzenli olarak multivitamin almak gerekmektedir.
0 notes
Text
Aşırı Terleme Nedenleri?
Aşırı Terleme, öncelikle terleme ne onu bilmeliyiz. Terleme vücudun bir nevi soğutma sistemidir. Çok sıcak olan vücudun ter atarak soğumasını sağlar. Ter ise tenimizden yani ter bezelerin den çıkan tuzlu sıvılardır.
Öncellikle yaz ayında ve sıcak havalarda başımıza bela olarak gördüğümüz bu sıvılar aslında vücudumuz için çok faydalıdır. Kısaca özetlemek istersek vücudumuzun ısısı artıyor ve terleme yoluyla soğuma işlemi gerçekleşiyor.
Ter daha çok belirli bölgelerinde yani ayaklarda, avuç içleri ve koltuk altlarında diğer kısımlara göre oldukça fazla görülmektedir. Aşırı terlememiz aslında iyi bir şeydir. Çünkü vücut soğumaz ise bir çok sorunu ortaya çıkarabilir.
Ayrıca aşırı terleme insandan insana farklılık göstermektedir. Bu farklılıklar ter bezelerinin sayılarına göre değişebilir. Ortalama bir insanda 3 ile 5 milyon arasında farklılık göstermektedir. Fakat kadınlarda erkeklere oranla daha çok ter bezesi bulunmaktadır. Erkeklere kadınlara oranla daha çok terlemektedir, çünkü erkeklerin ter bezeleri daha çok çalışmaktadır. Terbezeleri normal insanlarda ergenlik çağından sonrasında tamamıyla çalışmaya başlar.
Hormonal bozuklukları olan insanlar yada farklı bir hastalık – rahatsızlıkları olanlarda bunlar farklılık gösterebilmektedir.
DİKKAT HİPERHİDROZ!
Terlememizi kontrol edemeyiz fakat bazı doğal yöntemlerle azaltabiliriz. Örneğin ıhlamur uzmanlara göre terleme konusunda bizlere çok yardımcı olur. Aynı terleme otonomdur. Otonom kontrol edilemez anlamına gelmektedir. İnsanlarda bu yüzden çok sıkıntılar çekebilmekte.
Dolayısıyla havalar ne kadar sıcak olursa o kadarda çok terleme oranımız artar. Ayrıca efor sarf ettikçe vücut ısımız artar. Bu sebepten dolayı daha çok terleriz. Örneğin futbolcularda olduğu gibi. Vücut kendisi dengelemeye çalışıyor.
Aşırı terleme hastalığının adı tıp dilindeki adı ise “Hiperhidroz“. Hiperhidroz’un bazı türleri vardır neymiş görelim!
Birincil tip hiperhidroz genetiktir. Aynı aileden yada soydan birinde varsa bu kişide de olma olasılığı yüksektir.
İkincil hiperhidroz ise aşırı terleme’nin altında yatan bir hastalık olduğu düşünülür. Bu ikincilde koltuk altı ve tüm vücudu tam olarak etkilemektedir.
O yüzden çok önemsediğiniz o terleme bir hastalığın geldiğini anlaşılabilir hale getirir. Çok acil olmasa da yakın zamanda bir doktora görünmek iyi olacaktır.
Aşırı Terleme İçin Doğal Tedaviler Nelerdir?
Bu konuyu kısaca özetlemek istiyorum. Öncelikle bazı aşırı terleme için bitkisel yöntemler bizler için daha iyi olacaktır. İlaç kullanmaktansa doğal yöntemler bizler için daha sağlıklıdır.
Elma Sirkesi: Evde hazırlana bilecek olan doğal yöntemlerden birisidir. Ayrıca çok etkilidir.
Ada Çayı: Aynı şekilde terleme için devamlı ada çayı tüketilebilir.
Siyah Çay
Ihlamur
0 notes
Text
Bronşit Ve Astım Arasındaki Farklar
Bronşit Ve Astım Arasındaki Farklar, Bir çok insan astım ve bronşiti bir birine karıştırmaktadır. Bu iki hastalık oldukça fazla bir birlerine benzemektedir. Fakat astım insanı öldürmez ama süründürür. Hastalar genel olarak doktorlarına yada uzmanlara hastalığım bronşit mi yoksa astım mı diye sormaktadır.
Bronşite geçebilen iyileştirilen bilen bir hastalıktır fakat astım, geçmeyen iyileşmeyen bir hastalıktır. Astım tamamen geçmez ayrıca genetiktir. Astım olan kişi tedavi olduğu zamanlarda astımın belirtilerini görmeyebilir. Belirtiler görülmeyince hastalık geçmez.
Astım %100 olarak genetik bir hastalıktır diyebilir. Tabii uzmanlar böyle söylüyorlar. Yani kimsenin elinde olmayan bir hastalıktır. Halk arasında meşhur bir kaç cümle vardır ve bunlar tamamen yanlıştır. “Üşütme Astıma Yol Açar mı?”
Bu sorunun cevabı ise hayırdır. Dediğimiz gibi genetik bir hastalıktır. Astım için kesinlikle genetik yatkınlık olması gerekmektedir. Astım aynı bir şeker hastalığı (diyabet) gibi tansiyon hastalığı gibi bir multi-genetik hastalıktır.
Kısaca astım ile bronşit arasındaki fark şudur: Bronşit üşüme yoluyla yada diğer hastalıklarla olabilmektedir. Fakat astım ise genetiktir. Aynı zamanda astım tedavi edilemez, bronşit kolayca tedavi edilebilir.
Ama karıştırılmaması gereken bir kaç vaka daha var. Alerjik bronşit ile astım aynıdır. Alerjik bronşitin biraz daha çok etkilisi astımdır. Bu sebepten dolayı halk arasında astım bronşiti varmış lafını çok duyabiliriz. İşin özü tüm bu hastalıklar hiperreaktif solunum yolu rahatsızlıklarından bir kaçıdır.
Bronşiolit Nedir?
Bronşiolit ise bebeklik döneminde ateşli enfeksiyon ile olan durumlarda alerjik bronşit yani Bronşiolit denir.
Bronşiolit bir nevi virüslerin bir zamandan sonra ciğerlere inmesidir. Mikrobik bir olaydır. Bu hastalık için kutu kutu astım ilaçları kullanmaya gerek yoktur. Balgam sökücüler oldukça etkili şekilde işe yararlar.
Bronşiolit kolayca geçen basit bir hastalıktır fakat bir uzmana veya doktora gidilmez ise sonuçları oldukça ağır olabilmektedir. Aslında halk arasında bu konu şöylede geçmektedir. Balgamın ciğerlere inmesi aslında bu yanlış bir düşünce değildir.
Ama kısmen virüsler ciğerlere iner evet bu doğru fakat balgam doğru bir cevap olmayabilir.
0 notes
Text
Kilo Alma Yöntemleri Nelerdir?
Bugün sizlere kilo aldıracağız! Kilo alma, öncelikle bu konuyu madde madde yazacağım aşağıda bulunan bilgiler araştırmalarım ve tecrübelerim üzerine yazılmıştır.
Kilo alma için öncelikle işin uzmanlarına başvurmamız daha doğru olacaktır. Sonrasında aşağıda bulunan yöntemleri gerek uygulayarak gerek uzman doktorlara danışarak uygulayabilirsiniz.
Kilo Almanın 9 Yolu!
1.Öğün Miktarınızı Artırın
Zayıflamak isteyen insanlar genelde öğün miktarını azaltırlar. Kilo almak isteyenler için önerimiz öğün miktarlarının yüksek tutulmasıdır. Kesinlikle öğün atlamamalısınız. Özellikle kahvaltıda kaşar, tereyağı, bal, peynir, ekmek gibi kalorisi yüksek gıdalar tüketmelisiniz. Ara öğünlerde de yüksek kalorili şeyler yemelisiniz. Böylelikle kısa sürede kilo alabilirsiniz.
2. Kalori Defteri Tutun
Yüksek kalorili yiyeceklerden bir liste edinin ve bu listeyi yanınızdan ayırmayın. Öğünlerinizde yiyeceğiniz yemeği bu listeden seçerek hazırlayın. Yediğiniz gıdaların kalorisini ve yaktığınız kaloriyi bu deftere yazın. Böylece kendinizi motive edip kilo almaya yatkınlaştırabilirsiniz.
3. Az Hareket Edin
Hareket etmemiz için enerjiye ihtiyaç duyarız. Bu enerjiyi de yiyeceklerden karşılarız. Yani yiyeceklerin vücudumuzun yakıtı olduğunu söylemek mümkündür. Yüksek kalori alıp az hareket ettiğimiz zaman vücut yakamadığı kaloriyi yağ olarak vücutta depolar. Bu yöntem kilo almak isteyenler için etkili olabilecek bir yöntemdir.
4. Geç Saatlerde Yemek Yiyin
Gece uykuda hareketsiz olduğumuz için kalori yakımı daha düşüktür. Bu yüzden geç saatlerde yedikleriniz size kilo olarak dönecektir. Tansiyon gibi hastalıklarınız yoksa karbonhidrat ağırlıklı yiyecekler tüketebilirsiniz.
5. Protein Yönünden Zengin Gıdalar Yiyin
Yediğiniz yiyeceklerin protein ağırlıklı olması kilo alımınızı hızlandırır. Fakat proteinlerde de kalorisi yüksek yiyecekler tercih edin. Peynir, ekmek, makarna, fıstık ezmesi ve süt gibi gıdalar hem protein açısından zengin hem de yüksek kalorili gıdalardır.
6. Yağlı Yiyecekler Yiyin
Yemeklerinizdeki zeytinyağı, tereyağı miktarını artırın. Zeytinyağı kilo aldırmanın yanında insan vücuduna çok faydalı olup, kalbe de yararlıdır.
7. Kalorisi Yüksek Aperatifler Tüketin
Günlük 3 ana öğünde yediklerinizin dışında 2 ara öğünde de hamburger, pizza, patates gibi hazır gıdalar tüketebilirsiniz. Bunlar sağlıksız olsa bile kilo alımınızı hızlandırır. Kuruyemiş tüketmeyi de ihmal etmeyin.
8. Diyetisyene Gidin
Her yolu denediniz fakat kilo alamıyorsanız bir uzmana başvurmak en sağlıklı yöntem olacaktır. Çünkü hormonal nedenler, vücutta parazit gibi bir sağlık sorunundan kaynaklanıyor olabilir. Eğer bir hastalığınız varsa bunu kısa sürede öğrenip tedaviye başlayarak kilonuzu normale döndürebilir veya istediğiniz kiloya ulaşabilirsiniz.
9. Ağırlık Çalışın
Halk arasında çok fazla şekilde söylenen bu konu aslında doğrudur. Nasıl mı? Ağırlık çalışarak kilo almak! Bu tabii ki de doğrudur. Çünkü ağırlık kaldırdığımız kısımlar yani kaslar çalışacak ve gelişecek. Geliştikçe ağırlık olarak daha çok olacak ve fiziki yapısı da çok uygun gözükecektir.
Fakat yukarıda belirttiklerimiz yapıp yapmamanız sizin tercihiniz. Öncelikle bir uzman danışmanız sizler için daha sağlıklı olacaktır. Diyetisyenler sizlere çok yardımcı olacaklardır.
0 notes
Text
Hızlı Kilo Nasıl Verilir?
Hızlı kilo vermek çok zordur. Fakat yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte insanlardan kendilerini spor salonlarına kapatmış durumdalar. Aslında hallerinden hiç memnun değillerdir. Çünkü hem para ödüyorlar hemde zorla kilo veriyorlar.
Bu durumdan tek mutlu olan taraf ise spor salonlarıdır. Şimdi bu gün sizlere diyet yöntemleri falan gibi konulara girmeden araştırdığım bir kaç hızlı kilo verme yöntemlerini anlatacağım.
Hızlı Kilo Vermek İçin Nasıl Beslenmeliyiz?
Herkesin kafasını karıştıran bu sorunun cevabı aslında çok kolaydır. Aslında insanlar yiyerek daha rahat kilo verebilirler fakat bunu bilmiyorum yada yanlış yapıyorlar. Sağlıklı ve düzenli beslenmek kilomuzu sabit tutabilir hatta gereksiz yağlardan kurtulmamızı sağlayabilir.
Bunların yanı sıra şekerli, çikolatalı ve yağlı hazır ürünler yemek ne kadar spor yaparsak yapalım hiç bir etkisinin olmadığını göreceksiniz. Hızlı kilo verme formülü şudur: Spor ve sağlık beslenme bu ikiliyi yan yana koyarsak yok bizden iyisi!
ÖNCE SPOR!
Spor yapmak kilo vermede bizlere her şeyden çok daha iyi yardımcı olacaktır. Günde ortalama 9 ile 10 bin adım atmamız gerekiyor. Kilo vermek isteyen kişilerin ise en az bence 20 bin adım atması gerekiyor. Hatta bunun yanında koşuda yapabilirsiniz. Yüzme de çok iyi kalori yaktıran bir spordur. Yüzerek kilo vermek, günde belirli düzeyde yüzmek bizlere yüksek seviyelerde kalori yaktırır.
Uyku Düzeni!
Tabii en önemlilerinden biriside uyku düzenidir. Uyku düzenimiz oldukça rahatça kilo verebiliriz. Çok fazla uyumak metabolizmamızın yavaşlamasına neden olur. Metabolizma yavaşlaması direkt olarak bizce fazlaca kilo aldırır.
Öğün Atlamayın!
Neredeyse zayıflamak isteyen her insan bu hata düşmektedir. Öğün atlamak tamamen faydadan çok zarar vermektedir. Az yemek hızlı kilo vermenizi sağlamaz. Tam tersi daha çok kilo aldırır! Bunun sebebi ise öğün atladığımızda metabolizmamızın yavaşlar ve çok daha az kalori yakarız. Dolayısıyla daha çok kilo alırız.
Sizlere benden küçük öneriler:
Öncelikle bilmemiz gereken bazı şeyler yukarıda fakat bunları uygulamadan önce bir uzmana danışmak yine bizler için çok faydalı olacaktır. Çünkü uzmanlar işini iyi bilen insanlardır. Yine kilo vermek için diyetisyenlere başvurmak çok daha mantıklı olacaktır. UNUTMAYIN! Spor yapmak her zaman çok önemlidir.
Aynı zamanda düzenli ve sağlıklı beslenmekte yine bizim yaşantımız için önemlidir.
0 notes
Text
Kilo Almak İçin Doğal Yöntemler
İnsanların çok fazla yaptığı hatalardan birisi çok yemek tüketince çok kilo alacağım düşüncesidir. Kilo almak için öncelikle yapmamız gerekenler vardır. Günde 3 öğün hiç kaçırmadan sağlıklı ve düzenli bir şeyde yememiz gerekiyor. Sonrasında 3 de ara öğün şekilde toplamla 6 öğün yemeliyiz.
Hatta yemekten önce yaklaşık 20 dakikalık bir koşu veya 30 dakikalık bir yürüş çok iyi gelecektir. Yemekten önce spor yapmak bizlerin iştahını açar hatta çok daha sağlıklı kilo almamızı sağlar. Bu sebeplerden dolayı her zaman spor yapmak önemlidir. Hatta spor yaparken şınav ve mekik çekmekte oldukça faydalıdır.
Kilo Almak İçin Neler Yemeliyiz?
Genel olarak protein ağırlıklı beslenmemiz bizler için faydalı olacaktır. Süt ve süt ürünleri bu konuda bizlere yardımcı olacaktır. Sizlere bir önerim süt içerken içerisine şeker, pekmez, reçel ve bal ilave etmemiz kilo almamızda etkili olacaktır. İçecekler yemek sonra tüketilmelidir. Hatta ve hatta asitli ve şekerli içecekler tüketmemiz kilo almamızı sağlar.
Çok fazla karbonhidrat tüketmeliyiz. Yatmadan önce yemek yemek önemlidir. Çünkü metabolizmamız yavaşlar ve kilo alınır. Metabolizmayı yavaşlatmak için bir çok yöntem vardır. Aslında metabolizma yavaşlaması sağlıksız bir durumdur. Fakat insanlar kilo almak için bu yöntemleri kullanırlar. Aynı şekilde yemekten sonra tatlı tüketmekte kilo almamızı sağlar.
Ha birde kilo almak için çok fazla yağlı yemek yememeliyiz. Çünkü sağlığımızdan olmak istemeyiz. Ayrıca yağın aldırdığı kilolar sağlıksız kilolardır. Çok fazla çerez tüketmemiz yine kilo almada yardımcı olur. Özellikle her gün yumurta(haşlanmış bir biçimde) tüketilmelidir. Yumurta hem kilo alma için hemde vücudumuz için çok faydalıdır. Açtığımız zaman değil öğün saatlerinde yemek yememizde önemlidir. Öğün saatlerinde yemek oldukça önemlidir.
Fitness Yaparak Kilo Almak!
Herkesin kafasını karıştıran bu soruya cevap buluyoruz. Fitness yapmak yani vücut çalışmak kilo almamızda çok fazla işe yarar. Neden mi? Kilo alma deyince vücut ağırlığımızı artması geliyor demi aklımıza. Yani kas ağırlıkları da buna dahil. Yani ağırlık çalışarak kilo alınabilir. Tabii bu işin uzmanlarıyla birlikte yapmakta oldukça önemlidir .
0 notes
Text
Kansızlık Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri
Başlığımızdan da anlayabileceğiniz ve çözümleyebileceğiniz gibi, bu yazımızda kansızlık belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında, sizlere bilgi aktarmaya çalışacağız.
Öncelikle konumuza giriş yapmadan önce genel sağlık bilgisi olarak sizlere şunu belirtmekte büyük fayda görüyoruz ki, eğer kansızlık belirtileri taşıyor ve vücudunuzda kansızlığın olduğunu düşünüyorsanız, mutlaka gecikmeden bir uzmana başvurun. Genel sağlık hatırlatmasını da, belirttikten sonra sizlere kansızlık belirtilerini açıklayabilir ve belirtebiliriz. Öncelikle en baskın ve en yaygın belirtiyi, sizlere belirtmek istiyoruz.
Kansızlık nedir?
Bu belirtiyi şu şekilde açıklayabiliriz; İnsan organlarının fonksiyonlarını tam anlamıyla yerine getirebilmesi ve faaliyetleri uygulatabilmek için, organlarına oksijen aktarımı yapmak zorundadır. Eğer organlarınıza yeterli oksijen gitmiyorsa, kansızlığa yakalanmış olma ihtimaliniz bir hayli yüksektir. Halk arasında bayağı bir yaygın olan ve etkin bir belirti olan ikinci belirtimiz ise, enerji yoksunluğu, başka bir değiş ile halsizliktir.
Bir başka bilindik belirti ise, sürekli olarak baş dönmesidir. Son olarak belirteceğimiz belirti ise, gözlerin kararması ve nefes darlığıdır. Bu belirtilere sahipseniz ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi almak isterseniz, yazılarımızı okumaya devam edebilirsiniz.
Kansızlığın Tedavi Yöntemleri;
Kansızlığın tedavi yöntemleri konusunu açacak olur isek, aslında bir çok alternatifin bulunduğunu belirtebiliriz. Ancak şunun da altını çizmeden geçemeyiz ki, kansızlık ciddi bir oluşumdur ve mutlaka uzmana danışılması gereken bir durumdur. Bu yüzden her ne kadar tedavi yöntemlerini benimseseniz de, mutlaka bir uzmana danışın. Belirtmiş olduğumuz gibi, kansızlığın bir çok tedavi yöntemi vardır. Bunlar başlıca şunlardır;
– Hemoroit hastalığına sahipseniz, mutlaka bu hastalıktan kurtulmalısınız.
– Özellikle D ve C vitaminlerini bolca almalı ve düzensiz beslenmekten kurtulup, düzenli bir beslenme politikası oluşturmalısınız.
– Çay ve kahve gibi, vücuttaki demiri yok eden, içeceklerden uzak durulmalı ve mümkün olduğu kadar az tüketilmelidir.
– Gerekli kansızlık ilaçları kullanılmalı ve kan yapan gıdalar, tüketilmelidir.
Yukarıda belirtmiş olduğumuz tedavi yöntemlerine dikkatlice yaklaşım uygularsanız, emin olun kansızlıktan kurtulma şansınız çok yüksek olacaktır.
0 notes
Text
Gripten Korunma Yolları
Gripten korunma , Soğuk kış aylarında gripten korunmanın yolları nelermiş görelim. Öncelikle kışın kendimizi gripten korunmak için soğuktan korumamız gerekiyor. Kendimizi ne kadar çok sıcak tutarsak o kadar da bağışıklık sistemimiz güçlenir ve gribal hastalıklara karşı sağlam dururuz.
Ayrıca kışın güneş ışığının azalması D vitamini eksikliğine yani tam bir hastalık avcısı durumuna gelebiliriz. Bu yüzden kışın kalın giyinmek mümkünse kapalı alanlarda sıcak bir şekilde durmak bizler için çok faydalı olacaktır.
Ellerimizi sık sık yıkamak gripten korunma yollarından bir kaçıdır. Çoğu insanların hapşırdıktan Sonra yada öksürdükten sonra ellerini yıkamadığı görülür. Ama elleri yıkamamak grip için birebirdir ellerimizi devamlı yıkamamız gerekmektedir. Çevremizde hapşuran yani grip olan insanlardan uzak durmalıyız. Çünkü grip hava yoluyla bulaşabilen virüslerdir. Bu yüzden ellerimizi çokça yıkamamız gerekiyor.
Grip İçin Faydalı Olan Bitkiler!
Bitkilerden destek almamız gerekiyor. Kışın grip olduğumuzda ya da grip olmadan önce bitkilerde destek almamız gerek. Sarımsak ve çinko tüketmemiz bizler için çok faydalı olacaktır. Faydasından öte grip için ya da gripten korunmak için birebirdir. Mineral olan çinko grip için mücadele etmek ve bağışıklık sistemini arttırmak için büyük bir öneme sahiptir.
Kırmızı et, yumurta, midye, süt ve süt ürünleri, deniz ürünleri ve buğday tohumu çinko bakımından çok zengindir. C vitamini soğuk algınlığı ile mücadele etmek için birebirdir. Sarımsak ise özellikle soğuk algınlığında büyük rol oynar. Hatta göğüs ağrıları için yardımcı olur.
Bol su tüketmek için gripten korunma ya da kurtulma yollarından bir tanesidir. Uzmanlar yazın ya da kışın farketmeksizin günde en çok dört en az bir buçuk litre su içmemiz gerektiğini söylüyor. çoğu insan için en önemli etmenlerden bir tanesidir. Böbreklerin düzgün çalışmasının ve toksinlerin kolayca vücuttan atılmasını sağlar.
Uykumuzu almak daha gribe karşı korunma yollarından bir tanesidir. Uykusuzluğun bir çok kötü yani vardır. Kendimizi stres altında hissettiğimizde hastalıklarla mücadele etmeolanağımız çok az olur.
Egzersiz yapmak da gribe karşı korunma yollarından en büyük etkenlerden bir tanesidir. Çoğu insan kışın hiç egzersiz yapmayız. Ama egzersiz yapmak gripten ve diğer hastalıklardan korunma yollarında çok önemli etkenlere sahiptir.
Bolca vitamin ve probiyotik alın. yeterince sebze ve meyve tüketmiyor ise kış aylarında düzenli Bir şekilde multivitamin tüketmemiz gerekiyor. Probiyotikler bağırsaklardaki yardımcı bakteriler olarak biliniyor. Probiyotikler ise bizi gripten koruma etmenlerin de çok büyük rol oynar.
0 notes
Text
Böbrek Taşı Neden Olur ve Tedavisi!
Genç yaşlarda çok fazla görünmeyen böbrek taşı neden oluştuğuna bakalım. Böbrek taşı çok sancılı ve düşürmesi bir o kadarda ağır acılıdır. Öncelikle taş deyince insan vücudunda büyükçe bir taş yoktur. Böbreklerde küçükçe taş kırıntıları vardır.
Aslında bu taşlar vücutta anormal olmayan kimyasalların katılaşmasıyla oluştur. Böbrekler bizim için birer filtre görevi görür ve idrarın atılmasını sağlar. İdrar sayesinde çeşitli atıkların vücudumuzdan atılmasını sağlar. Kimi zaman bu atıkların vücuttan atılamaz. Kristalleştiğin de ise böbreklerde taş olarak karşımıza çıkar. Böbrek taşı ağrısı durduk yere başlamaz. İdrar yolunda bir hareketlenme olduğunda bizler için zor bir süreç başlar.
Obezite, çok tuzlu veya şekerli, az su içmek taş nedenlerden bazılarıdır. Oluşumunda genetik yapının önemi de vardır. Genel olarak taşların büyüklükleri ve ağırlıkları değişim gösterir. Bu acı verici olay aynı zamanda idrar yolunda kanama ya da yol açabilir aynı şekilde çok tehlikeli bir olaydır.
Böbrek Taşı Belirtisi ve Tedavisi?
Belirtileri ilk olarak ağrı biçimindedir. Karın bölgelerinde yan yada sırt bölgelerinde çok şiddetli ağrılar olabilir. Bu yerler farklılık gösterebilirler. Ağrılar uzun ya da kısa süreli olarak değişkenlik gösterebilirler. Ağrılar kasıklara ve testislere inebilirler.
İdrar renklerinde farklılık olabilir. Daha koyu idrar ve kokulu olabilir. Bu idrarda kan da görülebilir. Mide bulantısı ve kusma böbrek taşı belirtileri arasındadır. İshal ve titreme yine belirtiler arasında.
Tedavisi ise taşların büyüklüğüne ve yarattığı sorunlara göre değişiklik göstermektedir. Küçük taşlar ise alınan sıvı miktarı arttırılarak vücuttan atılmasını sağlanır. Ağrılar arttığında ise böbrekten çıkmış olup idrar yoluna girmiştir.
Doktorunuz size iyi bir ağrı kesici yazacaktır. Taşın türüne göre büyük taşlar için bölünmesine yardımcı olabilecek ilaçlar kullanılır. Bu ilaçların kullanımı beraberinde idrar sökücü ilaçlarla kullanılabilir.
Böbrek taşı ameliyatı son çare olarak kabul edilir. Vücuttan normal yollarla atılamayan taş ameliyat ile alınır. Bu ameliyatta taş büyüklüklerine göre farklılık göstermektedir.
Litotripsi ise böbrekteki büyük taşların kırılır küçültülür ve idrar yoluyla atılmasını sağlar. Bu yöntem genellikle tercih edilir. Çünkü ameliyat derdinden insanları kurtara biliyor ve acısı da az.
0 notes
Text
Kireçlenme Neden Olur?
Osteoartrit ve dejeneratif olarak bilinen bu kireçlenme hastalığı çok fazla yaygın ve kronik bir hastalıktır. Her yaştan insanda görülebilir fakat 65 yaşının üstünde insanlarda daha çok görülmektedir. Kireçlenmenin en büyük nedeni yaştır.
Bir diğer neden ise kilolu olmak diz ve diğer kireçlenmelerin arkasında yatan büyük sebeplerden bir tanesidir. Genetik faktörler ise yine hastalığın nedenlerinden bir kaçıdır. Yine çok yaygın olmasa ameliyatlardan sonra kireçlenme meydana gelebiliyor. Sporcularda da yaygın olarak görülmektedir. Menopoz’a giren kadınlarda kireçlenme görülmektedir.
Kireçlenme Tedavisi Nasıl Olur?
Aslında kireçlenmenin bir çok tedavi yöntemi bulunmaktadır. Kireçlenme tedavisinde ilk olarak kilolarımızı kontrol altına almalıyız. Sorun erken fark edilir ise tedavisi daha kolay olacaktır. Bu hastalık yaşamımı zorlayan bir durumdur bu yüzden acile bir uzmana görmenizi tavsiye ederim. Ama çok geç kalınmış ise yatalak kalabilirsiniz. İlk aşamada osteoartrit seviyesi bakacaktır doktorunuz. Bu işlemden sonra doktorunuz size egzersizler, kilo kontrolü ve su ile yapılacak pansumanlar önerebilir. Bu tedaviler işe yaramaz ise o zaman cerrahi ve injeksiyonlar operasyonlar ile kireçli kısımlara müdahale edecektir.
İlaç Tedavi: Ağrı kesici kremler ve bazı kremler önerebilir doktorunuz. Kıkırda için glukozamin ve kondroitin kullanmak kireçlenmeyi atlatmanız da yardımcı olacaktır.
Fizik Tedavi: Hastalığı çözebilmek için bir başka yöntem ise fizik tedavidir. Uzun süreli fizik tedaviler işe yaramaktadır.
Ameliyat Tedavi: Hasta hiçbir tedaviye cevap vermediyse ameliyat yöntemine başvurulur. Bu yöntem son çare olarak görülmektedir.
Bitkisel Tedavi: Bu hastalık bitkisel tedavilerde oldukça yaygındır. Bitkisel yağlar ile yapılan bu tedavi yöntemi doktorlar çok önermese de halk arasında oldukça yaygındır.
Kilo vermekte kireçlenmekten önemli rol oynar. Hastaların fazla kilolarının dizlere binmesinden dolayı kireçlenmek oluşur. Bu yüzden kilo vermek kireçlenmede yardımcı olacaktır. Egzersiz ve düzenli spor yapmakta bizlere katkı sağlayacaktır.
Kaplıca tedavileri de günümüzde oldukça yaygınlaşmaya başladı. Fakat kalp ve kalp damar hastalıklarınız varsa önce bir doktorunuza danışmayı unutmayınız. Unutmayın bu sorun o kadar büyük bir sorun değil fakat önemsenmezse yatalak bırakabilir.
0 notes
Text
Kanser Riski Nasıl Azaltılır?
Günümüzün çok popüler hastalığı kanser riski‘nin azaltma yollarına bakalım nelermiş. Öncelikle sağlıklı beslenme! Sonrasında spor, hareket etmek ve yürüyüş yapmaktır. Unutmayın spor her zaman hayatımızda bize iyi katkılar sağlayacaktır. Spor yapmak bizi dinç tutar. Bazı uzmanlar alkolün de kanser riskini arttırır söylüyor. Fakat bu kesin kanıtlanmış bir bilgi değildir. Aynı şekilde günümüzün illeti sigara kanser riskini arttırdığı söyleniyor. Fakat bu olayda da kesin hiçbir şey yok. Bildiğimiz gibi sigara çok zararlı olup birçok kanser riskini arttırdığı söyleniyor biz yine de içmeyelim. Aynı şekilde obezite ve fazla kilolu olmak da kanser riskini oldukça arttırmaktadır. Düzenli beslenme yani sebze meyve ağırlıklı beslenmemiz gerektiğini anlamına geliyor. Düzenli beslenme sayesinde kanser riskini oldukça azalta bileceğimiz söyleniyor. Kanseri erken tanımak çok önemli bir etkendir. Erken teşhis kanseri yenmemiz için bir numaralı kuraldır. Radyasyondan kanseri etkileyen büyük faktörlerden bir tanesidir. Bazı radyasyon ışıkları direkt olarak zarar vermekte. Kanseri tetiklemektedir. Yaşadığımız çevreyi iyi seçmekte kanser riskini azaltma yollarından biridir. Bulunduğumuz binada asbestoz olmamasına dikkat ediniz. Aşı yaptırmakta kanser riskini azaltmanın yolları birkaçı. Hepatit B gibi virüsler karaciğer hastalığına hatta ve hatta karaciğer kanserine kadar yol açabilir. Günde en az 8 saat uyumakta kanser riskini azaltır. Çünkü bağışıklık hormonları uyku sırasında artar. Kesintisiz derin bir uyku, stresten uzak huzurlu bir hayat, eğlenceli hobiler ve düzenli beslenme ile kanserden korunabiliriz. Doğa Her şeye Faydalı! Doğadan gelen tamamen organik sebze ve meyveler bizi kanser riskini azaltma yollarını yardımcı olur. Çünkü GDOlu besinler insan vücudunda birebir kanser yapmaktadır. Yediğimiz ve içtiğimize ne kadar çok dikkat edersek kanserden o kadar uzaklaşırız. Düzenli olarak kontrollerini yaptırmakta kanser riskini azaltma yollarından birisidir. Unutmayın her zaman bir ağrınız yada bir sorununuz olduğunda doktora başvurunuz. Onlar işin uzmanları ve bizim için doğru olanı yapmamızı sağlayacaklardır. Kanserde erken tanı her şeyden önemlidir. Erken tanı sayesinde kanseri yenen milyonlarca insan bulunmakta. Bir araştırmaya göre Çevremizde bulunan her 5 insanda 2si kanser hastası. Ama hiçbirinin bundan haberi yok. Ne bir erken tanı ne de bir doktor kontrolü yaptırılıyorlar.
0 notes
Text
Bahar Alerjisi Nedir? Korunma Yöntemleri
Bahar aylarının yaklaşmasıyla çoğu insan bahar alerjisi olmaktadır. Bu sinir bozucu hastalık neredeyse insanın başına gelmektedir. Özellikle çocukların bu tür alerjilerde hassas oldukları bilinmekte. Bu malum aylarda bitkilerin polenler ortaya saçılmaktadır. Bu sebepten dolayı alerjisi olan insanlar bir çok sorun yaşamaktadır.
Halk arasında adı “Saman Neznesi” olarak bilinmektedir. Alerji sınav zamanlarına denk geldiğinden dolayı bir çok genç ve çocuk sorun yaşamaktadır. Alerji ilaçları uyku yapmaktadır. Tabii bazı insanlarda bu ilaçlarda alerji yapmaktadır. Bahar aylarında tam bir kabus olmakta bu alerji yüzünden. Bu yazımızda size belirtilerini ve korunma yollarından bahsedeceğiz!
Bahar Alerjisi Belirtileri
Aşırı burun akıntısı, akıntıdan dolayı hapşırma, göz akıntısı ve gözde sulanma. Bu belirtilere sahip iseniz bir an önce kulak burun boğaz uzmanına başvurunuz. Bazı insanlarda ki bu milyonda bir de olsa burun akıntısından dolayı hapşırık yapabilmekte. Kış aylarında kendini grip sanıp aslında nezlede olabilirsiniz. Burunda sümüksü akıntı burunun içine temas edince hapşırma yapabilir. Oldukça yaygındır.
Bahar Alerjisinden Korunma Yöntemleri
İlk olarak sizlere vereceğim tavsiye evlerinizi havalandırın. Evlerinizi havalandırmak yaz, kış ve bahar fark etmeksizin yararı olacaktır. Evdeki rutubeti alır. FAKAT! Evinize polen gelebilir bunun için klima ile havalandırarak polenleri filtre edebilirsiniz. Bazı uzmanlara göre evi havalandırmak sakıncalıdır. Polen akışı olacağından dolayı. Benim düşünceme göre havalandırmak faydalıdır.
Özelikle sabah saatlerinde evden çıkmamanızı öneririm. Çünkü sabah polenler daha çok yaygındır. Akşam üstü ve akşam saatlerinde dışarı rahatça çıkabilirsiniz. Dışarıdan geldikten sonra ellerinizi ve yüzünüzü iyice yıkayın. Kıyafetlerinizi değiştirin. Aman dikkat, kıyafetlerinizi açık havada kurutmayın polenler yapışabilir. Kurutma makinesi ile gönül rahatlığıyla kurutabilirsiniz. Polenler hava yoluyla taşındığından dolayı bu yöntemler oldukça önemlidir. Bahar alerjisi için bir uzmana danışmak önemlidir her konuda olduğu gibi. İşini iyi yapan uzmanlarla bu sorunların kolayca halledebilirsiniz.
Polen alerjisinin bazı çözümleri vardır. Dilaltı damlar ve aşılar. Özellikle aşılar oldukça faydalıdır. Grip aşısı alerji konusunda hiç bir işe yaramamaktadır.
0 notes
Text
Kas Ağrısı Nasıl Geçer?
Öncelikle kas nedir onu anlatayım. Vücudumuzda dış yada iç olarak iki adale vardır. Vücudumuzun hareket etmesini sağlarlar çok ve ağır hareket ederse kas ağrısı oluşur. Bu kaslar olmasa bizler hareket edemezdik. Kısaca vücudumuzun ve organlarımızın hareket etmesini sağlayan dokulardır.
Büyük çoğunluğu bilinç dışı çalışmaktadır. Kas çeşitleri çizgili kas, düz kas ve kalp kası olarak birbirlerinden ayrılırlar. Çizgili kaslar isteğimiz doğrultusunda çalışırlar. Kalp kası da çizgili kaslar arasındadır. Fakat bilinç dışı çalıştığı için kalp kası olarak ayrılmıştır. Düz kaslar bilinç dışı olarak çalışırlar. Genellikle iç organlarımızda bulunurlar. Kasların görevleri; iskeletimizi sararak vücudumuza şekil vermek, kemiklere destek olmak, iskeletin hareketini sağlamak şeklinde çoğaltılabilir.
Kaslar insanlar için en az kalp ve beyin kadar önemlidir. Çünkü kaslar olmasa insanlar ne hareket edebilir nede başka bir şey yapabilirler.
Kas Ağrısı Nasıl Geçer?
Kas ağrıları çok şiddetli olmasa da bazı can sıkıcı tarafları vardır. Ağrıyan kaslarınız darbe almış veya ezilmiş olabilir. Buna çok dikkat etmelisiniz. Çok şiddetli ağrılarınız var ise bir doktora görünmenizi öneririm. Kas ağrısı genel olarak 4 – 5 gün içerisinde geçmektedir. Fakat bu durum sizin ile alakalı.
Masaj yaptırın: Masaj yaptırmak oldukça yararlı olacaktır ve kaslarınız rahatlayacaktır.
İyi Beslenme: Genel olarak fitness yani ağırlık çalışanlarının yaptıkları gibi iyi beslenin çünkü siz beslendikçe kaslarınız da daha iyi gelişecektir.
Banyo: Banyo yapmak çok faydalı olacaktır. Ağrılarınızı alacaktır. Çok kısa süre durun uzun uzun sıcak suyun altında beklemeyiniz. Ayırca sıcak su ile duş almakta pek faydalı olmayacaktır. Spordan sonra soğuk duş almak önemlidir.
Soğuk Sıcak: Kaslarınıza soğuk sıcak su uygulaması yapın. Bu sayede kan akışı oldukça artacak ve ağrılarınızda alacaktır. Bu işlemin yaparken dikkat edin sıcak su çok daha kötü ağrılara sebep olur. Uygulama ise şöyledir. Yaklaşık 2 dakika gibi bir süre sıcak ve soğuk suyun deriye temas etmesi gerekmektedir. Aşırıya kaçmayın!
0 notes