bebeklere-blog
Untitled
10 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
bebeklere-blog · 5 years ago
Text
Evde Nefis Ekmek Yapımı: En Kolay Ekmek Nasıl Yapılır?
Tumblr media
Her öğünün baş tacı olan ekmek evde yapıldığında daha da lezzetli hale gelmektedir. İstenilen şekilde ve görünümde hazırlanabilen ekmekler sanıldığının aksine kolay ve basit yapılışa sahiptir. Böylece evde ekmek yapmak dileyen herkes tarafından denenebilir. Yapılış aşamasında birkaç püf noktasına dikkat edildiğinde doğal ev ekmekleri fırında yapılanları aratmayacak türden olacaktır.
Tumblr media
Uzun Süre Bayatlamayan Evde Ekmek Yapımı Tarifleri Ekmek yapmaya başlamadan önce korku ve endişe duygusu bir kenara bırakılmalı, gerekli malzemeler önceden hazırlanmalıdır. Ekmek yapımı denilince akla ilk olarak maya çeşitleri gelmektedir. Dolayısıyla tarife başlamadan önce mayalar iyi tanınmalıdır. Evde kolay ekmek yapımı için kuru maya, yaş maya, instant maya ya da ekşi maya kullanılabilir. Genellikle ilk kez ekmek yapımında ekşi maya kullanımı pek fazla önerilmez. Kuru ve instant mayaların kullanım ömrü yaş mayaya kıyasla biraz daha uzundur.
Evde Organik Ekmek Yapımı İçin Un Seçimi
Evde organik ekmek yapımı için un seçimine dikkat edilmelidir. Ekmek yapmaya yeni başlayanlar için beyaz un kullanımı tavsiye edilir. Hamur işi yapımında daha çok tercih edilen beyaz unlarla istenilen ekmek rahatça yapılabilir. Beyaz unun içerisindeki pürüzlerden arındırışmış ve yumuşak olması daha pofuduk ekmekler yapmayı sağlayacaktır. Beyaz una alternatif olarak ilerleyen denemelerde tam buğday unu da denenebilir. Tam buğday unu ile ekmek yapıldıktan sonra karabuğday unu, çavdar unu ve tam tahıllı unlarla ekmek yapımına geçilebilir. İsteğe bağlı olarak beyaz un ile tam buğday unu karıştırılarak da evde ekmek yapımı cahide tarifi denenebilir.
Evde Ekmek Yapımı Tarifleri
Evde ekmek yapmak isteyip de tarif aranmaya başlandığında farklı püf noktalarına sahip pek çok tarifin olduğu görülebilir. Ekmek tarifi ekmek yapımı için son derece önemli olup istenilen ekmek için bu tarife eksiksiz şekilde uymak gerekir. Yoğrulan hamurun yeteri kadar kabarması için hiçbir detayın atlanmaması önemlidir. Ekmek yapmaya yeni başlayanların en çok yaptığı hatalardan biri tarifteki oranlara yeteri kadar uymamaktır. Özellikle mutfak tartısı kullanarak yapılan ekmeklerin daha kıvamlı olduğu belirtilir.  Bu şekilde somun ekmek, küçük ya da büyük fark etmeksizin her tür ekmek tarifi kolayca yapılabilir.
Tumblr media
Evde Somun Ekmek Nasıl Yapılır? Dışı çıtır çıtır içi yumuşacık olan somun ekmekler pek çok insanı ekmek yapmaya özendirmektedir. Fırında yapılanlardan bile daha güzel ekmek için kullanılan malzemelerin oda sıcaklığında olmasına özen gösterilmelidir. Evde somun ekmek tarifi için gerekli malzemeler - 2, 5 su bardağı ılık su - Yarım su bardağı ılık süt - 6 su bardağı un - 1 paket instant maya - 3 tatlı kaşığı toz şeker - 2 tatlı kaşığı tuz Evde minik ekmek yapımı için ilk olarak derin bir kabın içerisinde ılık su ve süt, şeker, maya karıştırılır. Mayanın aktifleşmesi için birkaç dakika beklenir ve ardından içerisine tuz ile birlikte yavaş yavaş un ilave edilir. Unun kontrollü olarak eklenmesi ekmeğin kıvamı açısından önemlidir. Tüm un eklendikten sonra ele yapışmayan bir hamur elde edilir ve hamur kabının üzeri nemli bir bezle örtülerek yaklaşık bir buçuk saat kadar mayalanmaya bırakılır. Mayalanarak yaklaşık iki katına çıkan hamur beş eşit parçaya bölünür ve un serpilmiş tezgahta yuvarlanarak somun ekmek görünümü verilir. İç kısmının iyice pişmesi adına hamurun orta kısmına bıçakla çizik atılır. Pişme esnasında hamurun istenilen çıtırlıkta olması için ısıya dayanıklı bir kabın içine su koyularak fırının zeminine yerleştirilir. Daha önceden ısıtılmış 200 derecelik fırına hamur koyulur ve üzeri kızarana kadar yaklaşık 35 dakika kadar pişirilir. Piştikten sonra ekmek bir süre oda sıcaklığında bekletilir ve daha sonra afiyetle yenir.
Evde Mayalı Ekmek Yapmanın Püf Noktaları
Evde fırında ekmek tarifi yaparken genellikle fazla un kullanılması gerektiği düşünülür. Oysa fazla un kullanmak hamurun gereğinden fazla sertleşmesine sebep olacaktır. Eğer mayalandıktan sonra hamur ele yapışıyorsa bu durumda eli biraz ıslatarak hamura şekilde verilebilir. Ekmek yapmak sabır ve zaman isteyen bir iştir. Yapımında maya kullanıldığından hamurun kabarması için ona yeterince zaman vermek gerekir. İstenilen kıvam için hamur yoğurma kabının içinde en az bir saat, şekillendikten sonra fırın tepsisinin içerisinde yarım saat kadar bekletilmelidir.  Hamur mayalandıkça kıvamı daha güzel bir hal alacaktır. Pişirme esnasında fırının içerisine bir kapta su koyulması ekmek yapmanın olmazsa olmazları arasında yer alır. Bunun için kullanılacak kabın ısıya dayanıklı olması önemlidir. Bu su sayesinde pişme esnasında buhar olacak ve ekmek ideal yumuşaklığa ulaşacaktır.
Evde Mayalı Ekmek Nasıl Yapılır?
Evde mayalı ekmek nasıl yapılır diye bakıldığında hemen hemen tüm maya türlerinin birbiriyle benzer şekilde kullanıldığı görülür. Bunlar çoğunlukla bekleme süresi yönünden birbirinden ayrılır. Küp şeklinde olan yaş mayaların aktif hale gelebilmesi için yaklaşık beş on dakika kadar beklenmesi gerekir. Eğer ekmek için aktif kuru maya kullanılacaksa bunun için beklemeye gerek yoktur. Mayanın istenilen kıvama gelebilmesi için tarifte kullanılan su ve sütün ılık olmasına dikkat edilmelidir. Bu şekilde karışımın kıvamının gözle görülür şekilde değiştiği fark edilecektir. Geriye kalan aşamalar tüm ekmek türleri için aynı olup unun eklenmesiyle birlikte ekmek hamuru hazırlanır ve mayalanma için beklendikten sonra ekmeğe istenilen şekil verilerek pişirilir. Evde ekmek makinesi kullanarak mayalı ekmek yapılacaksa süreç biraz daha zahmetsiz şekilde ilerleyecektir. Evde Glutensiz Ekmek Yapımı Hamur işlerine daha esnek bir kıvam kazandıran, iki proteinin birleşmesinden meydana gelen ve tutucu özelliği bulunan gluten gluten intoleransına sahip ya da çölyak hastası olan kişiler tarafından tüketilmemektedir. Arpa, çavdar ve buğdayın içerisinde doğrudan gluten olduğundan evde glutensiz ekmek yapımı için içerisinde gluten bulunmayan un kullanmak gerekir. Süt olarak ise laktozsuz süt tercih edilmelidir. Bu ekmekte klasik ekmek tarifinin içerisine ek olarak dört yemek kaşığı zeytinyağı ile bir yumurta ilave edilir. İsteğe bağlı olarak glutensiz unla birlikte ince çekilmiş mısır unu da kullanılabilir. İlk aşamada ılık su, süt ve kuru maya karıştırılarak maya aktive edilir. Daha sonra karışıma yumurta, zeytinyağı, süt, tuz, glutensiz un ve toz şeker de eklenerek ekmek hamuru hazırlanır. Evde doğal ekmek yapımı için kullanılan malzemelerin çok soğuk ya da çok sıcak olmamasına dikkat edilmelidir.
Tam Buğday Unundan Ekmek Yapılışı
Evde mayalı ekmek tarifi içerisinde genellikle beyaz un daha sık yer alır. Ancak buna seçenek olarak tam buğday unlu ya da tahıllı ekmek de yapılabilir. Yapıldıktan sonra dışı daha sert ve kızarmış renkte olan ekmekler için tarifi birebir yapmak gerekir. Tam buğday unundan ekmek yapmak için gerekli malzemeler; - 4 su bardağı tam buğday unu - 1 yemek kaşığı limon suyu - 20 gram yaş maya - 1 buçuk bardak ılık su - 1 çay kaşığı tuz Evde tam buğday unundan ekmek yapımı için yaş maya bir bardak ılık su içinde eritilir ve mayalanma için birkaç dakika beklenir. Ardından tüm malzemeler mayanın içine eklenerek hafif ele yapışan bir hamur elde edilir. Hamurun üzeri nemli ve temiz bir bezle örtülerek 45 dakika kadar mayalanmaya bırakılır. Daha sonra hamur şekillendirilip yağlı kağıt serilen fırın tepsisine koyulur ve üzerine çizik atılarak on dakika kadar tepsi mayası için bekletilir. Ardından 200 derece fırında ortalama otuz dakika kadar pişirilir. Doğal Tahıllı Ekmek Yapımı Evde tahıllı ekmek yapımı için dikkat edilecek nokta un seçimidir. Bu ekmeğe özel olarak üretilmiş yedi tahıllı un karışımları kullanılabilir. Ekmeğin daha da lezzetli olması için içerisine bir su bardağı iri kıyılmış ceviz içi eklenebilir. İsteğe bağlı olarak karışıma taze ve kuru baharatlar da ilave edilebilir. Tahıllı ekmeklere büyük şekiller vermek yerine hamur küçük baget ekmek ya da muffin kalıplarına koyularak pişirilebilir. Hamurun üzerine çizik atılarak pişirilir ve daha yumuşak olması için üzerine fırça ile birlikte su sürülür. Evde yulaflı ekmek yapımı da aynı bu şekilde olmaktadır.
Evde Patatesli Ekmek Yapılır Mı?
Özellikle geç bayatlaması ve farklı bir lezzet olması dolayısıyla evde patatesli ekmek yapımı mümkündür. Bu tarifte klasik ekmek tarifinden farklı olarak karabiber, içme suyu yerine patatesin haşlama suyu ve iki adet orta boy haşlanmış patates kullanılır. Tarifte patatesin haşlama suyunun kullanılmasının sebebi patatesteki nişastanın ekmeğin daha uzun süre dayanmasını sağlamasıdır. Bebekler için evde ekmek yapımı deneneceğinde patatese alternatif olarak başka malzemeler de kullanılabilir. Bebeklerin sindirim sistemi yetişkinlere kıyasla daha hassas olacağından kullanılacak malzemelerin bebeğin gelişim çağına uygun olarak tercih edilmesi gerekir.
Kolay Mayasız Ekmek Yapımı
Evde mayasız ekmek nasıl yapılır diye araştırıldığında bu tarifte mayanın yerine karbonat kullanıldığı görülür. Tarif için 350 gram beyaz un, 1,5 çay kaşığı silme karbonat, 160 ml. kefir ve 1,5 çay kaşığı tuz gereklidir. Hamuru hazırlamak için ilk olarak tuz, karbonat ve un karıştırılır. Daha sonra içerisine kefir de eklenerek pürüzsüz bir hamur elde edilir. Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine koyulan hamur önceden ısıtılmış fırında yaklaşık yarım saat pişirilir. Pişen ekmek beş on dakika sonra servis edilir. Evde kolay ekmek yapımı mayasız hamurda da lezzetli sonuçlar vermektedir. Medium Share Read the full article
0 notes
bebeklere-blog · 5 years ago
Text
Karantina Günlerinde Evde Sağlıklı Kilo Vermek için Bunlara Dikkat!
Tumblr media
Kilo vermek isteyenlerin hedefledikleri süreye göre zayıflamak veya hızlı kilo vermek için hem beslenme düzenini değiştirmesi hem de evde yapılabilecek spor hareketlerini düzenli olarak yapması gereklidir. Düzenli bir şekilde diyet ve spor yapıldığında bir hafta da 5 kilo vermek mümkündür.
Tumblr media
Karantina günlerini yaşadığımız bu günlerde sürekli evde olmanın verdiği psikoloji ile daha fazla yemek yiyor ve daha az hareket ederek kilo alıyoruz. Kilo almak aynı zamanda psikolojimizin daha fazla bozulmasına neden oluyor. Bu olumsuz durumla karşı karşıya kalmamak için evde kilo verme yöntemlerini uygulayabilirsiniz. Peki evde nasıl kilo vereceğim diye düşünüyorsanız sağlıklı bir şekilde kilo verebilmek için uygulayacağınız 2 yöntem var. Bu yöntemler; Beslenme düzeninizi değiştirmek, Evde yapılabilecek spor hareketlerini yapmak, Şeklindedir.
Sağlıklı Kilo Vermek İçin Ne Yapmalı?
Evde hareketsiz bir yaşam sürdüğümüz şu günlerde hepimizin aklında kilo vermek için ne yapmalı sorusu yer alıyor. Kilo vermek için en etkili yöntem diyet yapmaktır. Yeme miktarını azaltarak on kilo vermek oldukça kolaydır. Diyet programınızı profesyonel bir şekilde yaparak disiplinli bir şekilde uyguladığınızda bir hafta da 5 kilo vermek mümkündür. Beslenme Düzeninizi Değiştirin Hızlı kilo vermek için en etkili yöntem evde diyet ve spor yapmaktır. Evde yapılabilecek spor hareketleri ile bir spor salonundaymış gibi spor yapabilir ve kalori yakabilirsiniz. Kilo vermek için diyet programı hazırlayarak aynı zamanda diyet yaptığınızda ise çok hızlı kilo vermek ve hayal ettiğiniz fit vücuda sahip olmak mümkündür. Yemek düzeninizi değiştirirken aynı zamanda vücut yapınıza göre diyet programı oluşturmanız çok önemlidir. Kolay kilo vermek için diyet listenizi günlük kalori miktarınıza göre ayarlamanız gereklidir. Bunun için internette küçük bir araştırma yapmanız yeterli olacaktır. 5 Kilo Vermek İçin Ne Yapmalıyım? Evde kaldığımız karantina günlerinde bir hafta da 5 kilo vermek veya hızlıca 5 kilo vermek için ne yapmalıyım diye düşünüyorsanız bir çok alternatif seçeneğe sahipsiniz. Bu seçeneklerin başında doğru bir diyet listesini uygulamak ve aynı zamanda evde yapılabilecek spor hareketlerini yapmaktır. Evde spor yaparak bir haftada 5 kilo vermek mümkün. Zayıflamak için doğru bir diyet listesi uygulamak ve doğru hareketleri yapmak hayati öneme sahiptir. Eğer doğru adımlar atmaz isek hem aç kalırız hem de kilo veremediğimiz için hayal kırıklığına uğrarız. Evde hareketsiz bir yaşam tarzına sahipseniz, karantina günlerinde normal hareket düzeyiniz düşmüşse ve 10 kilo vermek istiyorum diyorsanız kardiyo hareketlerini düzeni bir şekilde yapmalı, diyetinizi disiplinli bir şekilde sürdürmelisiniz. Çok hızlı kilo vermek için ne yapmalıyım diye düşünüyorsanız evde yapılabilecek spor hareketlerini bir spor salonunda çalışıyormuş gibi disiplinli ve düzenli bir şekilde yapmalısınız. Vücudunuzun her bölgesinde kalıcı yağ oluşmuşsa ve 10 kilo vermek istiyorsanız vücudunuzun her bölgesini çalıştıracak hareketleri düzenli bir şekilde yapmalısınız. Aksi durumda kalıcı yağların bir kısmı vücudunuzda kalacak ve 10 kilo verseniz dahi vücut şekliniz istediğiniz gibi olmayacaktır. Çok Hızlı Kilo Vermek Kilo vermek isteyenler gibi çok hızlı kilo vererek fit bir vücuda sahip olmak isteyenlerin sayısı da azımsanamayacak kadar çoktur. Çok hızlı kilo vermek için günlük almanız gereken minimum kalori miktarından daha az kalori almanız gerekiyor. Bunun için yapmanız gereken protein değeri yüksek besinler ile beslenmelisiniz. Protein değeri yüksek olan besinler ile yapacağınız diyet sayesinde porsiyonlarınız azalacak ve aldığınız kalori miktarı ise porsiyonunuzun az olmasın karşın yüksek olacaktır. Dukan diyeti olarak bilinen ve sadece proteinli besinlerden oluşan bir diyet listesi hazırlayarak uyguladığınızda çok hızlı kilo vermeniz mümkündür. Sağlıklı kilo vermek için diyet listesi yapmak kolay değildir. Evde kaldığınız bu günlerde internette kilo vermek isteyenlere ve hızlı kilo vermek için arayış içinde olanlara yardımcı olan diyetisyenlerin internet sitelerini, instagram hesaplarını ziyaret edebilir ve sağlıklı bir diyet listesi oluşturabilirsiniz. Sağlıklı bir diyet listesi ile sağlıklı bir şekilde kalıcı olarak kilo verebilir veya hızla kilo vermek için neler yapmanız gerektiğini öğrenebilirsiniz. Diyet listeleri; kalori hesabı yapmanıza yardımcı olan listeler olduğu gibi sağlığınızı koruyarak kilo vermenizi sağlayacak olan listelerdir.
Kilo Vermek İçin Spor Hareketleri
Sağlıklı ve kolay kilo vermek için diyet yapmanın yanında evinizde spor hareketleri de yapabilirsiniz. Evde yapılacak spor hareketleri ile hem hareketsiz bir yaşam tarzına sahip olduğunu bu günlerde tüm sistemlerini çalıştırmış olacaksınız hem de zayıflayarak daha sağlıklı bir vücuda sahip olacaksınız. Evde yapabileceğiniz hareketler içinde yer alan karın ve basen hareketleri herhangi bir alet veya araç, gerece sahip olmadan spor yapabileceğiniz hareketlerdir. 20 farklı hareket türü ile karın ve basen bölgenizde yer alan yağları kolayca yakabilir, bir hafta da 5 kilo vermek veya on kilo vermek gibi hedeflerinizde kolayca ulaşabilirsiniz. Hızla kilo vermek için spor ile birlikte diyet yapmak size hem zaman açısından hem de kilo vermek açısından avantaj sağlayacaktır. Kol ve Bacak Hareketleri Evde yapabileceğiniz spor hareketleri içinde yer alan kol ve bacak hareketleri ile hem güçlü kalabilir ve kas gücünüzü artırabilirsiniz hem de spor yaparak kilo verebilirsiniz. Vücudun ana kas gruplarından biri olan bacak kaslarınızı aktif bir şekilde çalıştırarak kilo vermek, bir hafta da 5 kilo vermek oldukça kolay. Bacak hareketleri olarak 13 farklı hareketi evinizde herhangi bir araç veya spor aletine ihtiyaç duymadan yapabilirsiniz. Kolay kilo vermek için yapılması gereken ana kas gruplarını aktif olarak çalıştırmaktır. Ana kas gruplarını çalıştırırken sağlıklı bir diyet listesi ile sporu desteklediğinizde kilo vermek için ne yapmalıyım diye düşünmek zorunda kalmazsınız. Sağlıklı bir şekilde spor yaptığınızda vücut sağlığınız kadar psikolojinizi de korumuş olursunuz. Evde kaldığınız bu günlerde psikolojinizi sağlıklı bir şekilde korumak en büyük avantaj olacaktır.
Sağlıklı Kilo Vermek İçin Diyet Listesi
Sağlıklı bir şekilde kilo vermek isteyenler için diyet listesi hayati öneme sahiptir. Diyet listesi hazırlanırken yaşınız ve kilonuz baz alınır. Vücut durumunuza göre günlük kalori miktarınız belirlenir ve diyet listeniz hazırlanır. Sağlıklı kilo vermek için diyet listesi hazırlanırken belirli miktarda karbonhidrad içeren yiyecekler liste de mutlaka yer almalıdır. Karbonhidrad içerikli yiyecekler ilk sırada sindirilerek elde edilen enerji vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi karşılar. Bu nedenle minimal miktarda karbonhidrad içeren yiyecekler diyet listenizde yer almalıdır. Diyet listenizde yer alması gereken en önemli besin protein içerikli besinlerdir. Protein içerikli besinlerin enerji miktarı çok yüksek olduğu için az porsiyon ile doygunluk hissi yaşamanız çok kolay olacaktır. Et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, beyaz et ürünleri, yumurta gibi yiyecekler diyet listenizde yer almalıdır. Diyet listenizde yer alması gereken içecekler için yağ yakıcı özelliği olan içecekleri seçmeniz ve süt ve süt ürünlerinden oluşan içecekleri listenize eklemeniz çok önemlidir. Bu şekilde hazırlayacağınız bir diyet listesi ile kolay kilo vermek veya hızlı kilo vermek çok kolay olacaktır.
Kilo Vermek İçin Beslenme Düzeni
10 kilo vermek istiyorum diyorsanız veya bir hafta da hızla kilo vermek istiyorum diyorsanız öncelikle beslenme düzeninizde değişiklikler yapmalısınız. Diyet yapmadan ve spora ihtiyaç duymadan sadece beslenme düzeninizde değişiklikler yaparak kilo vermeniz çok kolaydır. Hızla kio vermek için öncelikle şu adımları uygulamalısınız. Şekerli yiyecek ve içeceklerden uzak durun; Şeker içerikli yiyecek ve içecekler kan şekerinizin düzenini bozacağı için sürekli yemek yeme isteği oluşacaktır. Yapay şeker içeren besinler nedeni ile kan şekeriniz yükselecek ve ani düşüşler yaşayacaktır. Bu durum öpün sayınızı ve porsiyon miktarınızı artırarak kilo almanıza neden olur. Şeker içerikli besinlerden uzak durduğunuzda kilo almayı durduracak, günlük aldığınız kalori miktarını düşürecek ve hızla kilo vermek için metabolizmanızın sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlayacaksınız. Yemeklerden önce su tüketin; Yemeklerden önce su tükettiğinizde midenizin doluluk oranı artacağı için porsiyon miktarınızı bitiremeden doygunluk hissi yaşarsınız. Bu durum daha az yemek yemenizi sağlar. Yemek saatlerinden ortalama olarak 30 dakika önce bir veya 2 bardak su içtiğinizde midenizin dolduracak ve daha az yemek yiyeceksiniz. Bu sayede kısa süre de hızlı kilo verebilirsiniz. Yeterli miktarda su tükettiğinizde vücut dolaşım sistemleriniz daha sağlıklı bir şekilde çalışacaktır. Dolaşım sisteminiz sağlıklı çalıştığınızda metabolizmanız hızlı çalışacak ve kilo vermeye başlayacaksınız. Kahve ve çay tüketimi: Kahve ve çay içinde kafein yer aldığı için metabolizma hızınızı artıracaktır. Bu durum yediklerinizin daha hızlı yakılmasına ve enerjiye dönüştürülmesine yardımcı olur. Böylece vücudunuzun ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlayarak acıkma sürenizi uzatabilir ve gün içinde daha az yemek yersiniz. Sağlıklı kilo vermek için diyet listesi hazırlarken kafein içerikli içeceklere listenizde yer vermelisiniz. Ancak bu içeceklerin şekersiz olarak tüketilmesi çok önemlidir. Hızlı kilo vermek için beslenme düzeninizde yapacağınız değişiklikler alışkanlık haline geldiğinde spor yapmaya başlamalısınız. Basit kardiyo hareketleri yapmaya başlayarak veya günlük yakmanız gereken kaloriden fazlasını yakabilir ve kolayca kilo verebilirsiniz.
Kilo Vermek İçin En Etkili Yöntemler
Öncelikle beslenme düzeninizi değiştirmelisiniz. Beslenme düzeniniz ne olursa olsun sabah kahvaltısını, öğle yemeği, akşam yemeği olarak üç öğün olacak şekilde bir beslenme düzeni kurmalısınız. Bu şekilde yapacağınız beslenme ile 10 kilo vermek mümkündür. Beslenme düzeninizde yapacağınız değişiklikler ile birlikte yediğiniz besinlerde de değişiklik yapmanız gerekiyor. Kalori miktarı yüksek olan yiyecekler yerine düşük olanları tercih etmeli, protein değeri yüksek olan yiyecekler ile beslenmelisiniz. Bu yöntemle bir hafta da 5 kilo vermek, bir hafta da 10 kilo vermek çok kolay olacaktır. Evde aldığınız günlerde diyet yaparak kilo verebilirsiniz. Kilo vermek için diyet yapmak kadar sağlıklı kilo vermek için diyet listesi hazırlamak da çok önemlidir. Sağlıklı bir diyet listesi ile çok kısa süre de çok hızlı kilo vermek mümkündür. Verdiğiniz kiloların kalıcı olmasını sağlamak için bir süre sonra spor yapmalı ve diyete destek olmalısınız. Kilo vermek isteyenler için başlangıçta zor olan diyet süreci zamanla normal bir sürece evrilecek ve birey bu duruma alışacaktır. Diyet süreciniz boyunca beslenme kalori miktarınızı belirli dönemlerde değiştirmelisiniz. Önerilen Yazı: Hamilelere ve Bebeklere Özel Karantina Beslenme Alışkanlığı Read the full article
0 notes
bebeklere-blog · 5 years ago
Text
Cilt Kuruluğuna Son! Kuru Ciltler için En iyi doğal nemlendirici
Tumblr media
Kuru ciltler için doğal nemlendirici kullanarak cildinizi daha parlak ve güzel gösterebilirsiniz, kuru cilt nemi daha hızlı bir şekilde kaybettiğimizde oluşur, bu da dokunduğunda sertleşen ve erken yaşlanmış görünen kırmızı ve kaşıntılı cilt ile sonuçlanır.
Kuru Ciltler için Doğal Nemlendiriciler
Cildi nemli tutmak için gereken temel içerikler nemlendiriciler ve nemi cilde hapseden ürün ve malzemelerdir. Nemi hapseden ürünler ise cildin su kaybından korunmasına yardımcı olan ince, nefes alabilen bir bariyer oluşturur. Aloe Vera Eski Mısırlıların “ölümsüzlük bitkisi” olarak adlandırdığı aloe vera, vitaminleri, mineralleri, amino asitleri ve enzimleri kapsayan 75 bileşen içerir. Aloe vera suyu, yatıştırıcı etkisi ile kesikler ve yanıklar için iyi bilinen bir tedavi olsa da, kuru ciltler için nemlendirmeye, akne oluşumunu engellemeye ve yaşlanma belirtilerini tersine çevirmeye yardımcı olan antioksidan ve nemlendirici özelliklere sahiptir. Yaprakların suyunda ve etinde bulunan şekerler, cildi yumuşatmak için epidermal hücreleri birbirine bağlar, esnekliği arttırmak için kollajen üretimini arttırır ve kızarıklığı azaltır. Yüz için Doğal Nemlendirici: Argan Yağı Argania spinosa ağacının çekirdeğinden elde edilen argan yağı, yüzde 99 sağlıklı yağlardan oluşur; kateşinler, karotenoidler, tokoferoller ve kafeik asit gibi iyi miktarda antioksidan içerir. Argan yağı cildi yumuşatır, cildi nemlendiren ve besleyen mucizeler yaratır. Aynı zamanda cildi enflamasyondan korur, ciltteki enfeksiyonları temizler, yara iyileşmesini hızlandırır, güneş hasarlarından korur ve yaşlanmayı önleyici bir etkiye sahiptir - hepsi tek bir şişede. Kuru cildi tedavi etmek için sadece saf, organik, soğuk preslenmiş argan yağı kullanın. Avokado Yağı Kuru ciltler için doğal nemlendiriciler arasında avokado yağı bulunmaktadır. Zengin bir E vitamini kaynağı olan - bir antioksidan, sağlıklı cildin korunmasında anahtardır - avokado yağı ayrıca, oleik, palmitoleik, linoleik, linolenik, palmitik ve stearik asitler gibi diğer cilt canlandırıcı bileşenleri içeren çeşitli bir yağ asidi profili içerir. Avokado yağı, çatlamış cildi beslemenin ve nemlendirmenin yanı sıra, kaşıntıyı hafifletir, cildi nazikçe temizler, güneş hasarlarından korur, kollajen üretimini arttırır ve iltihaplı cildi iyileştirmeye yardımcı olur. Bir şişe organik, soğuk preslenmiş avokado yağı alın. Kakao Yağı Kakao çekirdeği bilinen 380 fitokimyasal içerir ve katekinler, antosiyanidinler ve flavonoidler gibi bol miktarda antioksidan kaynağıdır. Kakaodaki bu eşsiz polifenol koleksiyonu, cilt yapılarını, cildin esnekliğini arttırır ve kollajen seviyelerini yükseltir. Kakao yağı pürüzsüz, aromatik bir krem ​​haline getirildiğinde, cildi iyileştirmek ve nemlendirmek için hem yumuşatıcı hem de cildin su kaybını önlemeye yardımcı olur. Nemi epidermise hapseder.   Hindistan Cevizi Yağı Hindistancevizi yağı, sivilceniz olsa bile cilt için mükemmel bir toniktir. Hindistancevizi yağı, yumuşatıcı etkisi dışında bakterileri cildinizden temizlemek, iltihapları yatıştırmak ve cilt yüzeyini nemlendirmek için birlikte çalışan laurik, kaprilik, kaprik ve diğer yağ asitleriyle zengin bir yağdır. Ayrıca az miktarda E vitamini içerir, ancak hindistancevizi yağı bu antioksidandan zengin bir kaynakla birleştirildiğinde -tatlı badem yağı gibi- emilimini yüzde 65 oranında artırır.   Doğal Cilt Nemlendirici: Bal Bal, kuru ciltler için doğal nemlendiriciler arasındadır. Sayısız çiçek nektarından kaynaklı olarak, balın eşsiz bir şeker, protein, amino asit, vitamin, mineral ve antioksidanlar kompleksinden oluşması şaşırtıcı değildir. Uzun süren iyileşmeyi hızlandırmak, yaraları tedavi etmek için kullanılan bal aynı zamanda kuru ciltler için de harika bir balsamdır. Nemlendirici özellikleri, suyu havadan çeker ve cilde hapsederken, A ve B vitaminleri ve bir dizi mineral kaynağı iyileşmeye ve beslemeye yardımcı olur. Jojoba Yağı Jojoba yağı yapısal olarak insan sebumuna benzer ve bu nedenle cildimiz tarafından kolayca emilir. Ciltteki yağların aşırı üretimini ve yetersiz üretimini düzeltme becerisi olan jojoba yağı, çinko, E vitamini ve B vitaminleri gibi cilt dostu besinler içerir. Hassas ciltler için yeterince yumuşaktır ve uzun süreli nemlendirme sağlar. Teknik olarak bir yağdan çok bir balmumu olduğundan, cildin yüzeyine yayılan jojoba da nemi hapseden bir bariyer oluşturur.   Shea Yağı İnanılmaz derecede besleyici kompleks bir yağ olan shea yağı, kalsiyum, demir, magnezyum, manganez, çinko, bakır, potasyum, yağ asitleri ve E vitaminin yanı sıra gallik asit ve kateşinler gibi diğer antioksidanlardan oluşur. Yumuşatıcı ve koruyucu olarak faydaları ikiye katlanan shea yağı, cilt üzerinde nem kaybından koruyan ince bir bariyer oluşturur.     B Vitamini ile Kuru Ciltler için Doğal Nemlendirici: Ayçiçeği Tohumu Yağı Ayçiçeği tohumu yağı mükemmel bir E vitamini ve B vitamini kaynağıdır. Cilde uygulandığında, cilt hücrelerini yeniden oluşturma, serbest radikal hasarlarıyla mücadele etme, iyileşmeyi hızlandırma, cilt bariyer fonksiyonunu onarma ve izlerin görünümünü azaltma yeteneği ile doğal olarak nemlenir. Tatlı Badem Yağı Bir bebeğin cildi için yeterince yumuşak olan, hipoalerjenik bir bitkisel yağ olan tatlı badem yağı, E vitamini, K vitamini ve riboflavin, niasin, tiamin ve pantotenik asit gibi B kompleks vitaminleri ile mineraller çinko, kalsiyum,  magnezyum ve potasyum içeriğiyle cildi yumuşatır ve gençleştirir. Yumuşatıcı özelliklerine ek olarak, tatlı badem yağı, egzamayı ve sedef hastalığını tedavi etmeye, cilt rengini iyileştirmeye, yara izini azaltmaya ve yaşlanma belirtilerini önlemeye yardımcı olan anti-enflamatuar özelliklere sahiptir. Gül Suyu Gül suyu, cildi temizlemek ve gözenekleri sıkılaştırmak için genellikle yüz toniği olarak kullanılır. Gül suyunun bileşenleri, aynı zamanda cildi nemlendirmenin harika olduğu anlamına gelir. C vitamini, kaempferol, kersetin ve antosiyaninler gibi bir dizi antioksidandan oluşan gül suyu, cilt üzerinde yaşlanma karşıtı, antimikrobiyal, pH dengeleyici ve yumuşatıcı etkiler uygular. Antiinflamatuar olarak kapasitesi, cildin şişmesini, kızarıklığını ve tahrişini azaltırken cildin iyileşmesine yardımcı olacağı anlamına gelir.   Zerdeçal Zerdeçal tozu, günlük cilt bakım tariflerinize dahil edebileceğiniz mükemmel bir bileşendir. Zerdeçaldaki aktif bileşen, iyileştirici özelliklere sahip doğal bir fenol olan kurkumindir. Kurkumin yağlı cildi düzeltmek, yaşlanma belirtilerini tersine çevirmek, güneşten zarar görmekten korumak ve yara iyileşme sürecini hızlandırmak için oldukça faydalıdır. Aynı zamanda, kuruluğa, kızarıklığa, şişmeye ve pullanmaya neden olan iltihap önleyici enzimleri bloke ederek, egzama ve rosacea gibi cildin kronik iltihaplarının tedavisinde de faydalıdır.     Kuru Ciltler Nasıl Hızlı Onarılır? Cilt bakım rutininizde nemlendiricileri ve koruyucuları kullanmak yumuşak, esnek bir cilt için verilen savaşın sadece bir parçasıdır. Kuru ciltler için doğal nemlendiriciler kullanmanın yanı sıra fark yaratabilecek bazı yaşam tarzı önerileri: Bolca Su İçin Günde 8 ila 10 bardak su içerek cildi içerden nemlendirin. 3 Dakika Kuralı Yüzünüzü yıkadıktan sonra daima 3 dakika veya daha kısa bir süre içinde losyon sürün. Cildiniz nemlendirilirken, kuruduktan sonra da su kaybını önlemenin en etkili yollarından biridir. Cildinizi Güneş, Soğuk Ve Rüzgardan Koruyun Hem güneş hem de soğuk ve rüzgar cilde zarar verir. Kışın, soğuktan korumak için eldiven, şapka ve atkı takın. Sıcak aylarda her zaman iyi bir güneş koruyucu uygulayın. Sert Sabunlar Kullanmayın Yüzünüzü ve vücudunuzu, tahriş edici olmayan bir sabunla nazikçe temizleyin. Önerilen Yazı: Avokado Yağının Mucizevi Faydaları Read the full article
0 notes
bebeklere-blog · 5 years ago
Text
2020 Yılının En iyi Emzik Çeşitleri Nelerdir?
En iyi Emzik Çeşitleri, emme refleksinin bebekleri mutlu ve güvende hissetmesini sağladığı için doğumdan 40 sonrasından itibaren bebekler için sık tercih edilmektedir. Birbirinden farklı emzik çeşitleri ve emzik modelleri olması, annelerin kafasını oldukça karıştırmaktadır. Bu duruma aynı çeşidin farklı markalar tarafından sunulmuş birçok farklı modeli olması da eklenince annelerin emzik seçimi oldukça zorlaşabilmektedir. Emzik seçiminde dikkate alınması gereken en temel hususlar şu şekilde sıralanabilmektedir: Bebeğinizin yaşı Bebeğin fiziksel gelişimi Emziğin yapıldığı madde
Bebekler için en iyi Emzik Çeşitleri
Emzik çeşitleri şu şekilde sıralanabilmektedir: Silikon Emzik: Alışma süreci diğer emziklere kıyasla çok daha kolay olan emzik seçenekleridir. Kokusuz ve tatsız olarak üretilmektedir. Oldukça sık tercih edilmektedir. Kauçuk Emzik: Kauçuk emzikler doğal kauçuktan üretilmektedir. Yeni diş çıkaran çocuklar için ideal bir tercihtir. Damaklı Emzik: Damaklı emzik modelleri, bebeğin damak şeklini almaktadır. Bu sayede bebeğin ağız yapısına tam olarak uyum sağlayarak şekil bozukluklarını engellenmektedir. Damaksız Emzik: Anne göğsüne benzeyen emzik modelleridir. 0 -1 yaş arasında kullanılabilmektedir. Sonraki dönemde ise bebekte ağız ve şekil bozuklukları oluşabildiği için tercih edilmemelidir.
Tumblr media
Bebedor Soft Silikon Damaklı Emzik Bebedor Soft Silikon Damaklı Emzik Bebedor Soft Silikon, emzik modelleri arasında uygun fiyatı ve kalitesiyle sık tercih edilen modellerden birisidir. Bebedor Soft Silikon damaklı emzik modelinin genel özellikleri şu şekilde sıralanabilmektedir: Saf medikal silikondan üretilen bir emzik modelidir. Damaklı olması nedeniyle bebeğin ağız yapısına herhangi bir zararı bulunmamaktadır. Bu sayede rahatlıkla tercih edilebilmektedir. Standart boy olarak satılmaktadır. Ancak yeni doğan bebekler için dahi ideal bir seçenektir. Koruyucu kapağı ile birlikte satılmaktadır. Bu sayede bebeğiniz kullanmadığı zamanlarda koruyucu kapağını takarak tozlanmasını önleyebilirsiniz. BPA içermemektedir. BPA büyüme ve gelişmeyi olumsuz yönde etkileyen bir maddedir. Bu nedenle tüm bebek ürünlerinde BPA maddesinin olmadığından emin olmanız gerekmektedir.
Tumblr media
Chicco Physio Soft Kauçuk Emzik Chicco Physio Soft Kauçuk Emzik Chicco Physio Soft Kauçuk, en sevilen emzik modellerinden birisidir. Ekstra yumuşak bir yapıya sahip olması bebekleri oldukça rahat ettirmektedir. Chicco Physio Soft Kauçuk modelinin genel özellikleri şu şekilde sıralanabilmektedir: Farklı boyutlarda satılmaktadır. Bu boyutlar 0 - 6 ay, 6 - 12 ay, ve 12 ay ve üzeri olarak sıralanabilmektedir. Hava delikleri bulunmaktadır. Bu sayede bebeğin ağzında salya birikimini önlemektedir. İnce ve yumuşak tabanı, bebeğin ağzının doğru bir şekilde kapanmasını sağlamaktadır. Damarlı ve eğimli bir profili bulunmaktadır. Bu sayede bebeğin dilinin doğru bir şekilde hareket etmesine yardımcı olmaktadır. Dilin rahat bir şekilde konumlanması sağlanmaktadır. Chicco Physio Soft Silikon Damaklı Emzik Çeşitleri Chicco Physio Soft Silikon emzik modeli, bebeğiniz için ideal emzik tercihlerinden birisi olacaktır. Genel özellikleri şu şekilde sıralanabilmektedir: Kauçuk malzemeden yapılan model ile aynı olduğu söylenebilmektedir. Tek farkları kauçuk malzemeden değil, silikon malzemeden üretilmesidir. Damak üzerindeki basıncı eşit bir şekilde dağıtmaktadır. Bu sayede doğal ağız gelişimine engel olmamaktadır. Ekstra yumuşak yapısı cildi rahatsız etmemektedir. Farklı yaşlar için hazırlanmış özel boyutları bulunmaktadır. Hava delikleri ile salya birikimini önlemektedir. İnce ve yumuşak tabanlı olarak üretilmiştir. Damarlı ve eğimli profile sahiptir.
Tumblr media
Dr. Browns Silikon Emzik Dr. Browns Silikon Emzik Dr.Browns Silikon Emzik modeli, tercih edilen silikon emzik modellerinden bir diğeridir. Fiyatı ortalama bir seviyededir. Genel özellikleri ise şu şekilde sıralanabilmektedir: Biberon emziği ile aynı şekle sahip olacak şekilde üretilmiştir. %100 medikal silikondan üretilmiştir. Özel yapısı ile bebeklerin emziğe adaptasyon sürecini hızlandırmaktadır. Kolay kavranacak şekilde üretilmiştir. 24 ay garantisi bulunmaktadır. Bebeklerin yanak ve burun bölgesine baskı yapmamaktadır. Bulaşık makinesinde yıkanabilmektedir. Wee Baby Kelebek Damla Uçlu Emzik Wee Baby Kelebek modeli, uygun fiyatlı ve kaliteli emzik modellerinden birisidir. Erkek ve kız bebekler için farklı renk seçenekleri ve desenleri ile üretilmiştir. Wee Baby Kelebek damla uçlu emzik modellerinin genel özellikleri şu şekilde sıralanabilmektedir: Bebeklerin yaşlarına göre farklı boyutlarda üretilmiştir. 0 - 6 ay ile 6 - 18 ay olmak üzere iki farklı boyut seçeneği ile sunulmaktadır. Wee Baby Kelebek modelinin uçları damla şeklindedir. Bu sayede bebeğin damak yapısına zarar vermemektedir. Wee Baby Kelebek modelinin emzik tabanı kelebek şeklinde üretilmiştir. Bu sayede bebeğin burun bölgesine değmediği için zarar verme riski bulunmamaktadır. Hava delikleri ile salya oluşumunu önlemekte ve bebeğin cildinin tahriş olmasına engel olmaktadır. Silikon maddeden üretilmiştir. Yukarıda da açıkladığımız gibi silikon emzikler tatsız ve kokusuz şekilde üretilmektedir. BPA maddesi içermemektedir. Wee Baby Kelebek model emzikler kolaylıkla temizlenebilmektedir. Philips Avent Freeflow Emzik Philips Avent Freeflow emzik modeli, orta fiyattaki emzik modelleri arasında oldukça sık tercih edilen emzik modellerinden birisidir. Philips Avent Freeflow en iyi emzik modeli özellikleri şu şekilde sıralanabilmektedir: Bebeğin yaşına göre farklı boyutlarda sunulmuş seçenekleri bulunmaktadır. Philips Avent Freeflow emzik modelleri, 0 - 6, 6 - 18 ve 18+ olmak üzere üç farklı boyutta sunulmaktadır. Bebekler için ilgi çekici renk ve desenleri bulunmaktadır. %100 medikal silikon maddeden üretilen tatsız ve kokusuz bir emzik modelidir. Firmanın İngiltere'de bulunan tesisinde özel olarak üretilmektedir. 2'li pakette sunulması oldukça ekonomiktir. Kolaylıkla çıkarabilmeniz için güvenli tutma yeri bulunmaktadır. Bebeğiniz kullanmadığı zamanlarda muhafaza edebilmeniz için temiz tutma kapağı ile sunulmaktadır. 18+ aylık bebekler için üretilmiş olan modeli, ısırmaya dayanıklı olarak üretilmektedir. Philips Avent Soothie Shapes Emzik Philips Avent Soothie Shapes emzik modeli, en sevilen emzik modellerinden birisidir. Firmanın Avent Soothie Shapes emzik modeli, tercih eden ebeveynlerin neredeyse tamamından tam not almıştır. Philips Avent Soothie Shapes modelinin özellikleri ise şu şekilde sıralanabilmektedir: 0 - 3 ay ve 3 - 6 ay döneminde bebekler için ayrı ayrı hazırlanmış iki farklı boyutu bulunmaktadır. Farklı renk seçenekleri ile sunulmuştur. Ebeveynlerin parmağını yerleştirilebilecekleri bir boşluk bulunmaktadır. Bu sayede bebeğin emmesine yardımcı olunmaktadır. ABD hastanelerinde yeni doğan bebeklerin sakinleştirilmesi için kullanıldıkları bilinmektedir. %100 medikal silikondan üretilmiştir. 2'li paketlerde sunulmuş olması nedeniyle oldukça ekonomik olduğu söylenebilmektedir. NUK Trendline Gece Gündüz Uyku Emziği NUK Trendline Gece Gündüz Uyku Emziği NUK Trendline Night & Day Halkasız Silikon Emzik modeli, farklı renk ve desenler ile üretilen emzik modellerinden birisidir. NUK silikon emzik modelinin genel özellikleri şu şekilde sıralanabilmektedir: 0 - 6 ay arası bebekler için özel olarak üretilmiştir. Karanlıkta parlayan emzik gövdesine sahiptir. Emzik ucu, annenin göğsünün bebeği emzirirken aldığı şekle uygun olarak tasarlanmıştır. Ortodontik bir şekle sahiptir. Bu sayede bebeğin ağız gelişimini desteklemektedir. Özel hava kanalları bulunmaktadır. Bu sayede emzik yumuşak yapısını ilk günkü gibi korumaktadır. Halkasız olarak sunulan bir emzik seçeneğidir. Önerilen Yazı: Bebeklere Kilo Aldıran Sağlıklı Yiyecekler: 1 Ayda 3 KİLO! Read the full article
0 notes
bebeklere-blog · 5 years ago
Text
Hamileler ve Bebekler için KoronaVirüsten Korunma Yöntemleri
Hamileler için ve Bebekler için Koronadan Korunma Yöntemleri, Korona Virüsünün Bebeklere Etkisi, Hamilelerde Covid-19 Enfeksiyon Bulguları ve daha fazla bilgilendirme için yazmış olduğumuz makalemizi dikkatlice okuduğunuzda bulaşma riskini en aza indirebilirsiniz.
Korona Virüsü Nedir?
Korona virüsü 2019 yılının Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan, ölüme neden olacak bakteriler içeren ve tedavisi olmadığında ölümcül boyutlara ulaşabilecek bir hastalıktır. Covid-19 adı verilen bu virüsün taşıdığı hastalık 1960-1962 yılları arasında Çin’de ortaya çıkmıştır. Bu dönemden bu yana Çin kaynaklı olarak belirli periyotlar ile mutasyona uğrayarak isim değiştirmiş ve başka salgınlar şeklinde varlığını korumaktadır. 2000 li yıllarda Sars virüsü olarak, 2010 lu yıllarda Mers virüsü olarak ve 2020 yılında da Covid 19 (korona) virüsü olarak mutasyona uğramış şekli ile yayılmaktadır. Ancak şimdiye kadar ortaya çıkan bu virüs dünyayı etkisi altına alacak kadar uzun yaşamamıştır. Kısa süreli yaşadığı için, kısa süre içerisinde hastaları öldürdüğü için ortaya çıktığı yerden itibaren fazla yayılma sürecine girmemiştir. Fakat mutasyona uğramış hali olan Covid 19 dünya için bir tehdit boyutuna ulaşmıştır. Bu nedenle herkesin kendisini ve çevresindekileri Korona virüsüne karşı koruması gerekir. Bu virüse yakalanarak, hayatını kaybedenler olduğu gibi bağışıklık sistemini güçlü tutan insanların hastalık sürecinden kurtulması da mümkün haldedir. Kişisel temizliğe ve bakıma önem verdikten sonra bağışıklık sistemimizi güçlendirmek de büyük önem taşımaktadır. Peki, hamileler ve bebekler gibi bağışıklık sistemi güçlü olmayan kişiler bu virüsten nasıl korunmalıdır? Yazımızda korona virüsünün belirtileri, korona virüsü olan kişilerin belirli risk aralığı ve en önemlisi de hamileler ve bebekler için koronadan korunma yöntemleri ele alınacaktır.
Korona Virüsü (Covid–19) Belirtileri
38 üzeri ateş Nadir seyreden öksürük Yutkunmada zorluk Kas ağrısı, eklem ağrısı, kemik ağrısı, baş ağrısı İshal Titreme, üşüme ve hastalığın son evresine doğru yaşanan bilinç kaybı Soluk alıp vermede güçlük yaşama (hastalığın son evresi) Korona Virüsü Risk Grubu Korona virüsü için her yaş grubu bu virüse temas ettiğinde, virüsü bünyesine alır. Ancak kimi insan taşıyıcı olduğu için süreci çabuk atlatırken, kimi hastalığın tüm belirtilerini göstererek bu hastalığı ağır bir şekilde geçirir. Bebek ve çocuklar için; bu virüsü kaptıktan sonra, %0 ile %1 aralığında hasta olarak kendilerini belli edebilirler. Bu virüse yakalanan çocukların ve bebeklerin bağışıklık sistemi güçlü olduğu için hastalığı atlatabilme imkanı daha yüksek olmaktadır. Ancak çocuk ve bebeklerin taşıyıcı olabilme ihtimalleri daha yüksektir. 25 Yaş üzeri: Kişinin bağışıklık sistemine bağlı olarak virüsü aldıktan sonra, Covid 19 vürüsü hastalığı belirtileri göstermesi kişinin bünyesine göre değişmektedir. 50 – 60 yaş Aralığı: Bu virüsün insan vücudunda yaş alımına bağlı olarak, direnç düşüklüğünün de görülmesi ile etkileri sık hissedilir. Ölüm ile sonuçlanan vakalarda hastalığın bu yaş aralığında sık meydana geldiği görülmektedir. 60 Yaş Üzeri: 65 yaş üzeri kişilerde bağışıklık sisteminin yavaş yavaş çökmesi ile birlikte virüs ile teması halinde hastalığı kapmaları ve etkileri çok sık görülmektedir. Tabi bu yaş aralığının meydana geldiği birtakım hastalarda sigara kullanıp kullanmadıkları, geçmişte bağışıklık sistemine etki edecek bir rahatsızlık geçirip geçirmedikleri, hamile olup olmadıkları, bebek olup olmadıkları gibi etkenler de önem arz etmektedir. Türkiye’deki Corona-Virus Vakasında Risk Grupları Covid 19 Virüsü Nasıl Yayılmaktadır? Covid 19 yarasalarda bulunan ve hayvanlarda da kendini zararlı parazit olarak gösteren bir virüs olarak var olan bir zararlı virüstür. Çin – Wuhan’ da ortaya çıkmıştır. Virüsün yayılmasında burada canlı deniz ürünleri pazarından çıkarak, insanlara geçtiği yönünde bulgular vardır. İlk etapta hayvandan insana geçmiş olarak görünen bu virüs, şuanda dokunma, temas, solunum vb. yolar ile insandan insana geçmektedir. Virüs insan vücudunda kendini göstermeden 14 gün kalabilmektedir. Bu nedenle bu süre zarfında birçok kişiye bulaştırma ihtimali yüksektir. Hızlı yayılan ancak yavaş bir şekilde etkisini gösteren bir virüs olduğu için günümüzde dünya geneline yayılmıştır.
Hamilelerde Covid-19 Enfeksiyon Bulguları
Hamilelerde korona virüsü enfeksiyon bulguları, bireylerin her birinde farklılık gösterdiği gibi, bu statüde de farklılık göstermektedir. Grip gibi başlayan ancak burun akıntısının olmadığı öksürük, ateş ve nefes darlığı şeklinde kendini gösteren bulgular içermektedir. Hamileler normal rutinlerinde de özellikle 6. Aydan itibaren çabuk yorulma, kemik ağrısı, nefes alıp vermede güçlük yaşamaktadır. Bu belirtiler gebelik sürecinin normal rutini ile karıştırılmamalıdır. Zatürre başlangıcı gibi ya da ciddi oranda nefes alamam ve 38 in altına düşmeyen bir ateş ile kendini gösterdiği için, Covid 19 enfeksiyon bulgularını kendini çabuk gösterebilir. Hamilelerde Covid 19 enfeksiyon bulguları incelenirken, gebelerin yaş aralığına da bakmak gerekir. Özellikle 35 yaş üzeri ve hamile olan kişilerin bağışık sisteminin çabuk ekarte olmasından kaynaklı bu hastalığı, 25 yaşında bir hamile anne taşıyıcılığından daha zorlu süreçte atlatması mümkündür. Korona Virüsünün Anne Karnındaki Bebeğe Etkisi Anne karnındaki bebek amniyo sıvısı ile dış uyaranlardan tam anlamı ile korunmaktadır. Ayrıca hastalığın çıkmış olduğu zamandan bu yana yapılan araştırmalarda korona virüsünün anne karnındaki bebeğe bir etkisi olmadığı bulgularına rastlanmıştır. Taşıyıcı olan ya da hasta olan anne adayının bunu karnındaki bebeğe bulaştırma ihtimali % 0 olarak belirlenmiştir. Yazımızın başında Covid 19 virüsünün 1960 lı yıllardan bu yana mutasyona uğrayarak geldiğini söylemiştik. Sars virüsü, Mers virüsü gibi Covid 19 un mutasyon öncesi virüslerinin neden olduğu hastalıklar, anne karnındaki bebeğe direkt yoldan geçmemekteydi. Ancak gebenin düşük riski veya erken doğum riski gibi olumsuz durumlar ortaya çıkarmaktaydı. Covid 19 (korona virüsü) yapılan araştırmalar sonucunda gebeler üzerinde düşük ya da erken doğum riskine neden olmamaktadır. Bu nedenle hamile olan annelerin bebekleri için endişelenmelerine gerek bulunmamaktadır. Anne adayının sadece kendi için önlem alması ve bu hastalıktan korunmak için ya da hastalığı atlatmak için bağışıklık sistemini güçlendirmeye çalışması yeterlidir.
Korona Virüsünün Bebeklere Etkisi
Korona virüsüne yakalanan bebekler taşıyıcı konumunda olmaktadır. Ateş, ishal ve halsizlik ile kendini gösteren herhangi bir rahatsızlık bulunmuyor ise, bu virüsün bebeklere bulaştığı fazlaca kendini belli eden bir durum değildir. Bu nedenle Korona virüsünün bebeklere etkisi hem yeteri kadar araştırılamamış hem de taşıyıcı konumundan öteye gitmemiştir. Annelerin bu virüse karşı bebeklerini ve çocuklarını ekstra özen ile korumaları, temastan kaçınmaları, kıyafetlerini en az 60 derecede yıkamaları, sık sık yaşam alanını havalandırmaları, yaşam alanının sık dezenfektesini sağlamaları bu virüse karşı bebeklerini korumaya yetecektir.
Hamileler için ve Bebekler için Korona Virüsten Korunma Yöntemleri
Aşı takvimi ve rutin kontroller ertelenebilir düzeydeyse belirli bir süre ertelemekte hiçbir sakınca görülmemektedir. Bunun için kadın doğum hekiminiz ile ya da çocuk doktorunuz ile görüşme sağlamanız ve onun uygun gördüğü zaman aralığında rutin kontrol ve aşıların yapılmasını sağlamanız gerekmektedir. Yurt dışından ülkeye girmiş, riskli bulunan bölgelere seyahat etmiş ya da riskli bulunan kişiler ile temas etmiş olan hamilelerin, bu belirtileri göstermesine mahal vermeden en yakın sağlık kuruluşuna gitmeleri gerekir. Hastalığı bulaştırma riskine karşı Sağlık Bakanlığı hastaneye kendi imkanları ile gitmesi yerine 184 ü aramalarını tavsiye etmektedir. Bu sayede 184 ü arayarak durum bildirmeniz size koronaya karşı önlem almak için kontrol edilmenizi sağlayacaktır. Riskli bölgeler olarak belirlenmiş olan yerlere hamile olan kişilerin gitmemesi, bu seyahat planını ertelemesi önerilmektedir. Hamilelerin ve bebekli annelerin kendi karantinasını kendileri yaratması mümkün olduğunca önemlidir. Gerekmedikçe evden dışarı çıkmamaları önerilir. Bunu dışında evden dışarı çıkmak durumunda olan bir kişi var ise, o kişinin de kendi hijyen ve dezenfektesini sağlaması gerekir. Hamile kişilerden teması kaçınması ve özellikle bebeklerden çok gerekmedikçe teması kaçınması önemlidir. Sarılma, öpme, koklama, bebeğin ebeveynleri ile bir arada uyuması ve yüz yüze soluk alıp verecek şekilde yakın temastan mümkün olduğunca bu süreçte uzak durmak önemlidir. Sık sık el yıkanması gerekmektedir. El yıkamak için herhangi bir sabun işe yararken, piyasada bulunan mikrop ve bakterilerin tamına yakınını öldüren sabunların tercih edilmesi, hamileler ve bebekler için daha özenli yaklaşılmasını sağlayacaktır. El yıkandıktan sonra dezenfektan ile ellerin temizlenmesi önemlidir. Hamileler için ve Bebekler için Koronadan Korunma Yöntemleri - El Yıkama Bu süreçte hamilelerin ve bebeklerin cildi hassaslık göstereceği için, sürekli el yıkama ve dezenfektan sürülmesi, elleri çatlatır. Sadece bir bebe yağı ile eller gün içerisinde nemlendirilebilir. Kıyafetlerin en az 60 derecede yıkanması gerekmektedir. Ancak bebek kıyafetleri pamuk içerikli olduğu için 60 derecede çekecektir. Bu durumda 30 derece yıkanması uygun görülen bebek kıyafetleri 40 dereceye kadar yıkanabilir. Ancak ardından yüksek devirli bir kurutma makinesine atılmalı ya da direkt olarak güneş ışınlarına maruz bırakılmalıdır. Havaları bahar ayında olmamıza rağmen yağmurlu ve kapalı olması göz önüne alındığından, herkesin evinde kurutma makinesi imkanı da olmadığından basit bir saç kurutma makinesi de işe yarayacaktır. Çamaşırlar kuruduktan sonra yüksek devirde ani ısı ile çamaşırların üzerine tutmak, bu çamaşırlarda 60 derece yıkanmış etkisi verecektir. Bebekler kendi becerilerini geliştirebilmek adına el ile kendi başına yenmeye teşvik edilmelidir. Bu süreç zarfında bulunan bir anne bu duruma geçici ara vermelidir. Bebeğine çatal ve kaşık ile yedirmeli, mümkün olduğunca elleri ile bebeğinin ağzına ve gözüne dokunmamalıdır. Hamileler ise, ellerini yüz bölgesinden uzak tutmalıdır. Alkolün virüse karşı etkisi araştırılmaktadır. Özellikle kolonya dökerek virüsün öldüğünü düşünen çok kişi kolonya kullanmaktadır. Hangi sebeple olursa olsun 0 – 3 yaş aralığı bebeklere kolonya verilmemesi daha uygun olacaktır. Anne sütü bebeklerde bağışıklık sistemini güçlendirici bir özelliğe sahiptir. Bu nedenle de bebekleri emzirmek, bağışıklık sisteminin güçlenmesine etki olacaktır. Bu dönemde emzirmeyi ihmal etmemek gerekir. Hamile olan kişilerin ise bağışıklık sistemini güçlü tutmak için aile hekiminin ya da kadın doğum uzmanının gebelik süresince kullanmasını önerdiği birtakım ilaçlar bulunmaktadır. vitamin, folik asiti kan hapı, demir hapı vb. bu ilaçların dozunda kullanılması bağışıklık sistemini güçlü kılacaktır. Arı poleni, kelle paça, kemik suyu, nar suyu, mandalina ve portakal tüketilmesi hamileleri ya da diğer kişileri koronadan korumaz. Ancak bağışıklık sistemini güçlü kılar. Bağışıklık sisteminin güçlü olması demek de eğer bu hastalığa yakalanılır ise, kişinin durumu sadece taşıyıcı olarak atlatacağı anlamına gelmektedir. Bu nedenle bağışıklık sistemini güçlendirici gıdaların tüketilmesi de önemlidir. Sağlık Bakanlığının Koronavirüs Türkiye Güncel Durum için tıklayınız. Bebekler için Hijyen – Corona Virüs’ten Korunma Yolları! Read the full article
0 notes
bebeklere-blog · 5 years ago
Text
Doğum Kontrolü Nedir?
Doğum kontrolü; bir çeşit aile planlama yöntemidir. Kontrol dışı doğumlar veya çok çocuk sahibi olmak; istemsiz gebelikler sonucu kürtaj ile kadının gebeliğinin sona erdirilmesi ve kadına fiziksel veya manevi zararlara yol açabilecektir.
Doğum Kontrol Yöntemleri Nelerdir? 
Sağlıklı doğum kontrol yöntemleri; eşlerin ikisinin birlikte kullandığı yöntemler ile, sağlığa zararı olmayan  yöntemler ile, kolay uygulanabilirliği bulunan ve düşük maliyetlerle gerçekleşmesi mümkün yöntemlerle meydana gelmelidir. Aynı zamanda eşlerin ikisi de kendini rahat hissetmelidir. Doğum Kontrol Yöntemi Belirlenmesi Halinde Hekime Başvurulması Doğru mudur?  Hangi doğum kontrol biçiminin çiftlere uygun olduğunun bilinmesi için, doğum kontrol yöntemi nedir? Uygun doğum kontrolü yöntemlerinin neler olduğu gibi soruların cevaplanması ve öğrenebilmek adına hekime başvurmak çiftler ve onların sağlıkları için faydalı olacaktır. Kişinin yaşam biçimi, gündelik alışkanlıkları, fiziksel sağlık durumu, üreme organlarının sağlık durumu, çiftlerin aile ve kişilik sağlıkları dikkate alınarak doğum kontrol biçimi belirlenebilir.
Tumblr media
Doğum kontrol yöntemleri nelerdir Doğum Kontrol Hapları  Doğum kontrol hapı günde bir defa alındığında gebeliği engelleyen ve kadında östrojen ve progesteron hormonları barındıran haptır. Doğum kontrol hapları yöntemi, yumurtlamayı önleyen, progesteron hormonunun etkisiyle yumurtanın çatlamasına neden olur ayrıca beynin LH hormonunu salmasını baskılar. Rahmin iç tabakasındaki yapıyı değiştirir ve döllenmiş yumurtanın rahme tutunmasına engel olur. Doğum kontrol hapları, doğum kontrol yöntemleri içerisinde olduça etkili yöntemlerdendir. Bu hapların olumlu etkileri bulunduğu gibi olumsuz etkilerinden de söz edilmektedir. Doğum Kontrol Haplarının Faydalı Etkileri:  Doğum kontrol hapı; -Adet dönemlerini düzene alır. -Adet öncesi acıları ve stresi mümkün mertebe azaltır. -Kadında yumurtalık kanseri ve rahim kanseri oluşma riskini azaltır. -Kadının yumurtalık veya memelerde kist oluşum riskini azaltır, oluşan kistlerin artmasını engeller. -Gebeliği engeller. -Rahimde iltihap meydana gelmesini engeller. -Akne ve sivilcelerde azalma meydana getirir. -Bırakıldığı takdirde gebelik oluşabilir. Daha önce hamilelik yaşamamış olan kadınların kullanmasında bir sakınca bulunmamaktadır.   Doğum Kontrol Hapının Olumsuz Yönleri:  - Bu hapların her gün alınması gerekmektedir. - Mide bulantısı gibi bir yan etki gösterebilmektedir. Gece yatmadan önce kullanılması bu yan etkiyi ortadan kaldırabilmektedir. - Bir veya iki kilo alımı meydana gelebilmektedir. Bu yan etkinin önlenmesi için egzersiz yapılabilir ve tuzlu yiyecek tüketimi azaltılabilir. - Bazı kadınlarda hap kullanımı ile tansiyon artışı gözlenebilmektedir. Hap kullanımı sonrasında kan basıncının ölçümü yapılması daha faydalı olacaktır.   Kullanılması Sakıncalı Haller:  - Her gün almayı unutabilecek kişilerin bu yöntemi benimsemesi gerekmektedir. - Düzensiz adet geçiren kişiler. - Şeker hastalığı bulunan kadınlar. - Karaciğer sorunları olanlar. - Yüksek tansiyon rahatsızlıkları bulunanlar. - Damar hastalıkları geçirmiş bulunanlar. - Şiddetli baş ağrıları geçirenler, bulantı ve kusma şikayetinden mustarip olanlar, bu hapları kullanmamalıdırlar.   Doğum Kontrol İğneleri Nedir?  Doğum kontrol iğneleri, içerdikleri hormonları vücuda aktarır. Her ay veya her üç ayda bir yapılan türleri vardır. İğne yapılmasından sonra hormonlar kana yavaşça salınır. Hap yöntemindeki gibi, yumurta oluşumunu önler, rahim ağzını kalınlaştırması ile spermin rahime ulaşmasını önler. Genel anlamda doğum kontrol iğneleri, zararsızdır denilebilir fakat düşük de olsa yan etki gösterme ihtimali bulunmaktadır.   Kimler Doğum Kontrol İğnesi Kullanmamalıdır?  -Hamile olma olasılığı bulunan kişiler, -Daha önce meme kanserinden mustarip olmuş olanlar, -Önceden felç geçirmiş bulunan kişiler, için bu yöntemin uygun olmadığı söylenebilir.   Bu Yöntem Ne Kadar Etkilidir?  Etkinliği oldukça yüksek olan bir yöntemdir. Araştırmalara göre bu yöntemin kullanılması ile hamilelik riski yüzde bire kadar düşebilmektedir. İğne kullanımdan itibaren bir ay süre ile gebeliği önlemektedir. Bir sonraki iğne 28 veya 30 gün içinde yapılmalıdır. Bir sonraki iğne gecikmemeli ve tarihinin unutulmaması gerekmektedir. Bu iğnelerin kullanımın bırakılması ile hormonların vücuttan atılması 60 ila 90 günü bulmaktadır. Bu iğnelerin kullanımından önce hekime danışılması gerekmektedir.   İğnenin Yan Etkileri Nelerdir?  Aylık  doğum kontrol iğnelerinin en önemli yan etkisi düzensiz adete sebebiyet vermesidir. Bu yan etkilerin görüldüğü kadınların çoğunda iğne kullanımın bir süre sonra bu etkilerin kendiliğinden giderildiği saptanmıştır. Diğer önemli yan etkileri; göğüslerde hassaslık oluşumu, akne oluşumu ve mide bulantıları olarak görülmektedir. Kilo artışına sebebiyet verdiği söylenmekle birlikte düşük bir sıklıkla kilo kaybına neden olduğu da gözlemlenmektedir.   Rahim içi Araç  Esnek bir malzemeden yapılmıştır. Bir sağlık personeli aracılığıyla rahim içine yerleştirilir. Rahim içi aracı spermlerin tüplere ulaşımını engellemektedir. Bu yöntemi kullanmak ilk tercih olmamalıdır. Gebelik riskini azaltmada yüzde doksan dokuza kadar etkili olmaktadır. Cinsel yolla yayılım gösteren hastalıkları engellemesi bakımından oldukça etkisiz bir yöntemdir. Sağlık kuruluşlarında yapılabilmektedir.  
Erkeklerin Kullandığı Doğum Kontrol Yöntemleri 
Erkeklerin en sık kullandığı doğum kontrol yöntemleri kondom kullanımı ve sperm kanallarının bağlanması yöntemleridir. Kondom Kullanımı  Kondom erkeklerin başvurduğu bir doğum kontrol yöntemidir. Penis ve vajina arasında bir bariyer oluşturarak sperm aktarımını engeller. Kondom, eczane, sağlık kuruluşları ve marketlerden temin edilebilen bir doğum kontrol yöntemidir. Doğum kontrolünü sağlamanın yanında, erken boşalmayı önlediği de bilinmektedir. Aynı zamanda cinsel yolla yayılım gösteren; AIDS, bel soğukluğu, frengi, yumuşak şankr gibi cinsel rahatsızlıklara karşı çiftleri koruyucu etkisi bulunmaktadır. Kondom kullanımının hamileliği yüzde 96 oranına kadar engelleyebilme özelliği bulunmaktadır. Kullanımı için yaş sınırlaması yoktur.   Erkekte Sperm Kanallarının Bağlanması  Kalıcı ve geri dönüşü mümkün olmayan bir doğum kontrol  yöntemidir. Bu yöntemi uygulayabilmek için eşlerin karşılıklı kabulleri olmak zorundadır. Hastanede yatma gibi bir durumun olmadığı oldukça kolay bir operasyondur.  Operasyon tamamlandıktan sonra bir süre ameliyat yerine dikkat etmek ve korumak gerekmektedir. Erkekte sertleşmeyi, cinsel tatmin oranını, meni miktarını, meni rengini hiçbir şekilde etkilemediği bilinmektedir. Düzenli Egzersiz Yapmanın 10 Faydası Read the full article
0 notes
bebeklere-blog · 5 years ago
Text
Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu (Akut) Nedir? Çeşitleri Nelerdir?
Soğuk algınlığı olanlar akut solunum yolu enfeksiyonlarını (ÜSYE) duymuştur. Akut üst solunum yolları enfeksiyonu , üst solunum yolunda gerçekleşen bulaşıcı bir enfeksiyona verilen isimdir. Üst solunum yolunun kapsamına burun, boğaz, yutak,  gırtlak ve bronşlar girer.  Soğuk algınlığının en çok neden olduğu tanı ÜSYE(Üst Solunum Yolları Enfeksiyonu) tanısıdır. Diğer ÜSYE tipleri içinde ise farenjit, sinüzit, trakeobronşit ve epiglottit yer alır. İnfluenza ise bir üst solunum yolu enfeksiyonu değildir, zira influenza sistemik bir hastalıktır.
Akut Üst Solunum Yolu Enfeksiyonuna Neler Neden Olur?
Virüslerin solunum yolu enfeksiyonuna yol açmasının yanında bakteriler de akut ÜSYE’ ye neden olabilir. Solunum yolu enfeksiyonuna neden olan virüsler şunlardır: Rinovirüsler Adenovirüsler Coxsackievirüsler Parainfluenza virüs grubu Solunum sinsityal virüsleri  İnsan metapneumo virüsleri   Ayrıca son zamanlarda adından sıkça söz ettiren korona virüs ailesinin de üst solunum yolları enfeksiyonuna neden olduğu bilinmektedir. Üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olan bakteriler ise şunlardır; A Grubu beta-hemolitik Streptokoklar C Grubu beta-hemolitik Streptokoklar Corynebacterium difteria (difteri olarak da bilinir) Neisseria gonorrhoeae (bel soğukluğu olarak bilinir) Chlamydia pneumoniae (diğer adıyla ‘klamidya’)
Akut Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu Türleri
Üst solunum yolu enfeksiyonu görünüm tipleri üst solunum yolu enfeksiyonu için en sık görünen tanılara göre sınıflandırılmıştır. Soğuk algınlığına ek olarak, başka ÜSYE tipleri de bulunur: Sinüzit Sinüzit, sinüslerin iltihaplanması yoluyla ortaya çıkan bir üst solunum yolları enfeksiyonu tipidir. Epiglotitid Epiglottis, trakea(nefes borusunun) üst kısmı olan epiglotisin iltihaplanması ile ortaya çıkar. Solunum yolunu akciğerlere girebilecek zararlı parçalardan korumayı sağlar. Epiglotisin şişmesi tehlikeye işarettir çünkü nefes borusuna sağlanan hava akışını engelleyebilir. Larenjit Larenjit, gırtlak veya ses tellerinin iltihaplanmasına neden olan üst solunum yolu enfeksiyonu türüdür. Bronşit Bronş keseciklerinin iltihaplanması durumu bronşite yol açar. Sağ bronşival ve sol bronşiyal tüpler nefes borusundan ayrılır ve akciğerin sağ ve sol kısımlarına gider.
Akut Solunum Yolları Enfeksiyonu Risk Faktörleri
Makalenin bu kısmında kimlerin akut üst solunum yolu enfeksiyonu ile karşılaşma riskinin arttığı ortamlardan bahsedilecektir. Soğuk algınlığı, hemen hemen her ülkede doktora gitme sebeplerinin en yaygın nedeni olarak bilinir. Akut üst solunum yolu enfeksiyonu aerosol damlacıklarının havaya yayılması veya doğrudan elden temas yoluyla bir kişiden kişiye bulaşabilir. Bu durumlarda risk daha fazla artar: Hasta olan bir insan, örtmeden hapşırırsa veya öksürürse virüs içeren burun ve ağız damlacıkları havaya püskürtülür ve yayılır. İnsanlar kapalı bir alanda veya kalabalık koşullarda risk faktörü daha da artar. Bilhassa hastanelerde, resmi veya özel kurumlarda, okul ve kreşlerde bulunan insanlar, yakın temasta olmaları nedeniyle üst solunum yolları enfeksiyonu olma riskleri daha fazladır. Enfeksiyon, enfekte olmuş parçacıklar burna veya gözlere temas edildiğinde daha hızlı yayılır. Virüsler kapı kolu gibi her türlü nesnede varlığını sürdürebilir. Özellikle sonbahar veya kış aylarında, insanlara bulaşma riski daha yüksektir.  Isıtma sistemleri(Soba, Kalorifer, Klima) ortamdaki nemi azaltır bu durum da  üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olan birçok virüsün ortamda bulunmasına imkan sağlar. Zayıf bir bağışıklık sistemine sahip olanların üst solunum yolu enfeksiyonundan etkilenme ihtimalleri ise daha fazladır.
Tumblr media
Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri
Akut Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu Belirtileri 
Burun akıntısı, burunda tıkanma, hapşırık, öksürme ve fazla mukus üretimi üst solunum yolları enfeksiyonun en ayırt edici semptomları arasındadır. Bu semptomlara ise üst solunum yolunda bulunan mukoza zarında meydana gelen iltihap neden olur. Diğer semptomlar şunları içerebilir: ateş, yorgunluk hissi, başta ağrı, yutma esnasında ağrı, hırıltılı soluma… Akut Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu Teşhisine Nasıl Karar Verilir? Solunum yolları enfeksiyonu kolayca teşhis edilebilir. Yukarıda bahsedilen semptomlara sahip olanların doktora görünmeleri üst solunum yolları enfeksiyonu tanı ve tedavisinde büyük kolaylık sağlayacaktır. Çoğu üst solunum yolları enfeksiyonu , kişinin tıbbi geçmişine bakmak suretiyle ve fiziki muayene yapılarak teşhis edilir. ÜSYE teşhis etmek adına kullanılan testlerin şunlar olduğu söylenebilir: Boğaza bakma: Hızlı antijen tespiti ile, grup A beta-hemolitik strep bakterileri en hızlı  teşhisi sağlayan yöntemdir. Lateral Boyun Röntgeni: Bu test ile, nefes almakta güçlük çeken hastalarda epiglotitin  tespiti ve giderilmesi söz konusudur. Göğüs Röntgeni: Doktor pnömoniden(zatürre) şüphelenirse bu teste karar verebilir. BT Taraması: Bu test sinüzit teşhisinde kullanılan bir yöntemdir.
Akut Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu Tedavi Süreci
Üst solunum yolları enfeksiyonları genellikle belirtilerin ortadan kaldırılması yoluyla tedavi edilir. Bazı insanlar belirtileri azaltmak veya hastalık sürecini kısaltmak için öksürük gidericiler, balgam söktürücü ilaçlar ve C vitamini ile çinko takviyesi kullanımından yararlanır. Diğer tedaviler ise şunları içerebilmektedir: Nazal Dekonjestanlar: Bunlar nefes almayı iyileştirebilir. Ancak tedavi sık tekrarlandığında sonradan daha az etkili olabilme riskine sahiptir ve sık burun tıkanıklıklarına neden olabileceği belirtilmektedir. Buhar Soluma ve Tuzlu Su ile Gargara: üst solunum yolları enfeksiyonu belirtilerinden kurtulmak için güvenli yoldur. Sağlığa herhangi bir zararı gözlemlenmemiştir. Yaklaşık 500 mL suya 1 çay kaşığı tuz katılıp bu suyu ağza ve burna çekmek veya gargara yapmak en risksiz tedavi yöntemlerindendir.   Asetaminofen Grubu ilaçlar ve NSAID grubu gibi Analjezikler: Ateş ve ağrıları azaltmak için yardımcı olabilen üst solunum yolları enfeksiyonu tedavi yöntemidir. Öksürük giderici, balgam söktürücü, C vitamini, çinko takviyeleri ve buhar inhaleri için eczacıya veya doktora danışmak daha etkili olacaktır.
Akut Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları Önleyici Tedbirler
Üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı en iyi koruma yöntemi, su ve sabunla sık sık el yıkanmasıdır. Elleri yıkamak, enfeksiyonun yayılmasına neden olacak durumları azaltır ve enfeksiyon sebeplerine tekrar maruziyeti azaltacaktır. Bunun dışında; Üst solunum yolları hastalığı bulunan insanlarla yakın temasta bulunmaktan kaçınılmalı Evde veya aynı ortamda bulunan üst solunum yolları enfeksiyonu olan kişiler tarafından dokunulmuş olabilecek uzaktan kumanda, telefon ve kapı kolu gibi nesneler silinmeli. Hasta olan kişi ağzını ve burnunu bir maske yoluyla örterek üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olan virüsleri yayılmasını önlemeli. Hasta kişiler mümkün olduğunca evde kalmalı.
Üst Solunum Yolları Enfeksiyonu Alternatif Tedavi Yöntemleri
Akut üst solunum yolları enfeksiyonu sorunu bulunanlar bir doktora danıştıktan sonra bazı bitkisel tedavi yöntemleri ile vitamin, mineral takviyelerini kullanabilirler. Üst Solunum Yolu İltihabına iyi gelen bitki ve mineraller; Ekinezya Ekinezyanın üst solunum yolları enfeksiyonu tedavisi için olumlu sonuçlar verdiği bilinmektedir anca astım rahatsızlığı bulunanlar ekinezya kullanırken dikkat etmelidir zira ekinezya astım hastalarında alerjik reaksiyonlara sebep olabilmektedir. Çinko Takviyesi Öncelikle çinko takviyesi için doktor veya eczacılara danışılmalıdır. Çinko takviyesinin soğuk algınlığı riskini azalttığı gözlemlenmiştir. Özellikle uzun süreli çinko takviyesi alınması halinde soğuk algınlığına yakalanma oranlarının düştüğü gözlemlenmiştir. Ancak çinkonun ağızda bırakacağı tatsızlık hissi ve mide bulantıları bu takviyeyi alırken göze alınmalıdır.   C Vitamini Bilinenin aksine soğuk algınlığı veya üst solunum yolları enfeksiyonuna yakalandıktan sonra C vitamini takviyesinin alınmasının soğuk algınlığına gözle görünür bir faydası dokunmamaktadır. Ancak yapılan bazı çalışmalarda aktif spor yapanlardan C vitamini takviyesi kullananlar ile hastalığa yakalanmadan C vitamini takviyesi alanlarda soğuk algınlığı ve üst solunum yolları enfeksiyonu oranlarının düştüğü gözlemlenmiştir. Read the full article
0 notes
bebeklere-blog · 5 years ago
Text
Avokado Yağının Mucizevi Faydaları
Read the full article
0 notes
bebeklere-blog · 5 years ago
Text
Doğadan Gelen Mucize: Hindistan Cevizi Yağı
Hindistan cevizi yağı, Ana vatanı Fas olarak bilinen ve her derde deva olan Hindistan cevizi, tropik meyveler kategorisinde karşımıza çıkmaktadır. Özellikle son yıllarda etinden ayrı sütünden ayrı faydalanılması yönüyle hem yenilebilir hem de içilebilir olmasının yanı sıra ilaç yapımı, cilt bakımı gibi farklı alanlarda kullanımından dolayı da oldukça popüler hale gelmiştir. Makalemizin devamında Hindistan cevizinin faydalarını, Hindistan cevizi yağının kullanım alanlarını, mide sağlığında Hindistan cevizinin rolünü, bir ilaç olarak Hindistan cevizinin kullanım alanlarını ve besin olarak Hindistan cevizinin faydalarını sizler için derledik.
Hindistan Cevizinin Faydaları Nelerdir?
Her derde deva bir nitelikte olan; Hindistan cevizi, yüksek lif barındıran ve bir çok yönden  insan sağlığına oldukça faydalı bir meyvedir. Dilerseniz, Hindistan cevizinin faydaları nedir? Konusuna geçelim. Saç Bakımında Hindistan Cevizi Saç bakımında Hindistan cevizi yağı, önemli bir konuma sahiptir. Saçlarımız gün içerisinde  kurur ve yıpranır. Saçlarımızın yıpranması üzerinde etkili bir çok faktör vardır. Bunlardan bazıları dış etkenler, aşırı ısıya maruz kalma, saçların günlük taranması, aşırı sıcak su ile yıkanması gibi faktörlerdir. Bu gibi dış etkenlere maruz kalan saçlarda zamanla kuruma, kepek ve dökülme sorunları ile baş gösterir. Saçlarımızın nem dengesini ve sağlığını korumak için saç maskeleri, saç kremleri gibi bir çok farklı yol vardır.  Hindistan cevizi yağı ise saçların nem dengesini koruma ve kafa derisindeki dökülmeleri (kepek sorunu) önlemesi ile saç bakımında oldukça sık kullanılan bakım ürünlerinden biridir. Hindistan cevizi yağı ile yapılan saç bakım maskelerinin günümüzde popülerliğini korumasının en büyük nedenlerinden biri de saçların parlaklığını koruması ve saç derisinin sağlığını korumada yardımcı olmasıdır. Hindistan cevizi yağını yüksek ısının saçlarınıza vereceği zarardan saçlarınızı koruyarak kuruma ve kırılma sorununa engel olur. Sizler için bir çok insanın sorunu, saç derisi sorunlarından biri olan kepek sorununa çözüm olan ve saçın eski parlaklığına kavuşmasını sağlayan bir saç maskesi tarifi hazırladık. Hindistan Cevizi Yağı Maskesi Malzemeler: 1 yemek kaşığı Hindistan cevizi yağı. Yarım limon suyu.   Hindistan Cevizi Yağı Maskesinin Tarifi: Hindistan cevizi yağından katılaşmamış hali ile oda ısısında iken bir yemek kaşığı kadar alıp kasemize koyalım. Daha sonra üzerine sıktığımız yarım limon suyunu ilave edelim ve karıştıralım. Oluşturduğumuz karışımı temiz ve taranmış saçlarımızın diplerine masaj yaparak saç diplerimizi soymadan uygulayalım. Maskemizin tamamını saç diplerine ve saç tellerine uyguladıktan sonra saçlarımızı bağlayalım ve nemi hapsetmesi için bir yemeni ile saçlarımızı örtelim. En az yarım saat kadar bekledikten sonra ılık su ile saçlarımızı yıkayalım. Tercihe bağlı olarak arındırırken şampuan kullanabilirsiniz. Saç maskenizi 2 haftada bir uygulamanız önerilir. Saçlarınızı arındırdıktan sonra saç diplerinize dikkatli olarak baktığınızda kepeklerinizin yok olduğunu ve saçlarınızın nem kazanarak sağlıklı bir görünüme kavuştuğunu göreceksiniz. Cilt Bakımında Hindistan Cevizi Cildimiz gün içerisinde bir çok dış etkene maruz kalarak nemini kaybeder ve kurumaya başlar. Bu durum beraberinde ciltte deri dökülmelerine, kıl dönmesi sorununa ve akne sorununa neden olmaktadır. Cildimizi dış etkenlerden korumak için Hindistan Cevizi Yağı mükemmel bir nemlendirici ve bakım ürünüdür. Hindistan cevizi yağı cilde doğrudan uygulanabilir olan yağlardan  biridir ve cildin nem kazanarak sağlıklı görünümüne ulaşmasına yardımcı olur.  Kuruyan cildinize Hindistan cevizi yağını doğrudan masaj yaparak uygulayabilirsiniz. Cildinizin eski nemine sağlıklı görünümüne ulaştığını göreceksiniz. Ayak bakımında Hindistan Cevizi Ayaklarımız bütün günün yükünü gün boyunca üzerinde taşır. Vücudumuzun ağırlığı ile topuklarımızda çatlamalar ve kurumalar meydana gelir. Kuruyan ayaklar beraberinde sertleşmiş çatlak deri sorunu meydana getirir. Bu sorunun çözümünde Hindistan cevizi yağı oldukça etkilidir. Akşamları uyumadan önce ayağınıza ve topuklarınıza Hindistan cevizi yağı uyguladıktan sonra pamuklu çoraplarınızı giyin ve uykuya dalın. Çorap giymek nemin ayaklarınızda hapsolması için önemlidir. 5 gün düzenli kullanımdan sonra ayaklarınızdaki yumuşaklığı göreceksiniz. Dudak Bakımında Hindistan Cevizi Çatlayan ve kuruyan dudaklar kış aylarının gelmesiyle herkesin yaşadığı sorunlardan biridir. Dudak bölgemiz cildimizin en hassas bölgelerinden biridir ve soğukla karşı karşıya kalındığında kuruma ve deri dökülme sorunları ile bizleri rahatsız eder. Hindistan cevizi yağı mükemmel bir nemlendiricidir. Kuruyan ve çatlayan dudaklarımızı eski sağlığına dudak peelingi ile kavuşturabiliriz. Dudak peelingi tarifini sizler için makalemizin devamında hazırladık. Dudak Peelingi Tarifi Malzemeler: 1 çay kaşığı Hindistan cevizi yağı. 1 çay kaşığı beyaz veya esmer şeker. 1 adet salatalık. Tarifi: Dudak peelingimizi hazırlarken önce bir adet salatalığı uzun dilimler halinde keselim. Kestiğimiz dilimlerden birini alalım üzerine 1 çay kaşığı Hindistan cevizi yağını dökelim. Daha sonra üzerine şekerimizi ekleyelim ve dudağımıza masaj yaparak uygulayalım. Yeteri kadar masaj yaptığınıza kanaat getirdiğimizde dudaklarımızı yıkayalım. Hindistan cevizi yağı ve salatalık dudaklarımızın kaybettiği nemi geri kazandıracak, şeker ise dudaklarımızın üzerindeki ölü derileri alacak ve dudaklarımızdaki kan dolaşımını arttırarak yumuşayarak sağlıklı ve canlı bir renge kavuşmasını sağlayacaktır. Mide Sağlığında Hindistan Cevizi Yağı Hindistan cevizi midemizin ph değerinin yükselmesini sağladığından besin sindirimini kolaylaştırıcı etkileri vardır. Bu nedenle mide hassasiyeti yaşayan insanlar sıklıkla Hindistan cevizi tüketerek mide korunumunu sağlamayı hedefler. Mide duvarını koruyan Hindistan cevizi  ayrıca yüksek lif kaynağı olarak da bilinir. İçerisinde barındırdığı yüksek lif oranı ile enerji sağlar ve uzun süre dinç kalmamıza yardımcı olur. Hindistan Cevizinin Diğer Faydaları Hindistan cevizi sodyum ve potasyum zengini bir meyvedir. Bu nedenle bağışıklık sisteminin korunmasına yardımcı olur. Ayrıca böbrek sağlığı için de çok faydalıdır. Böbrek taşı oluşumunu engeller ve metabolizmamızı hızlandırır. Bu yazımızda Hindistan cevizinin faydaları konusunu sizler için derledik. Hindistan cevizi ile ilgili dikkat edilmesi gereken bir husus ta içeriğinde çok fazla yağ barındırmasıdır. Az miktarda ve düzenli kullanımında insan sağlığına çok faydası olan Hindistan cevizinin düzensiz ve fazla tüketimi zararlı olabilmektedir. Hindistan cevizi tüketimi ile ilgili uzmanlar az ve düzenli kullanımının insan sağlığına oldukça faydalı olduğunu ifade etmektedirler. Read the full article
0 notes
bebeklere-blog · 5 years ago
Text
Gliserinli Saç Maskeleri Nasıl Yapılır?
Gliserin, cilt için birçok kozmetik losyon yapmak için kullanılan şeffaf bitkisel bir sıvıdır. Nemlendirici ve antibakteriyel özellikleri sayesinde kuru ve yıpranmış saçları onarmak için en iyi doğal bileşenlerden biridir.  Saçlara düzenli olarak gliserin uygulamasıyla kısa sürede büyük değişiklikler görülür. Gliserinle beslenen saçlar sağlıklı, güçlü ve parlak hale gelir. Sizin için en iyi gliserinli saç maskeleri tariflerini bir araya getirdik.
Gliserinin saça faydaları nelerdir?
Gliserin sık olarak cilt bakımı için kullanılsa da yıpranmış saçları tedavi etmek ve saç dökülmesini önlemek için de kullanılır. Saçlardaki matlığa, kırık ve çatallanmış uçlara çok faydalıdır. Gliserinli saç maskeleri uygulamasıyla saçlar güçlenir ve esneklik kazanır. Yüksek nem tutma kapasitesi sayesinde kuru saçlar için en iyi yardımcıdır. Gliserin nemi saç tellerinde tutar ve dış etkenlere karşı koruyucu bir bariyer oluşturur. Gliserinin saça faydaları şu şekilde sıralanabilir: Saçın en kuru kısımlarını nemlendirin ve  mükemmel bir yumuşaklık kazandırır Kırık ve çatallanmış uçları onarır Saç derisi kuruluğu ile savaşır ve saç dökülmesini önler Saçların daha hızlı uzamasını sağlar Kabarıklığı giderir ve saçların daha kolay şekil almasını sağlar Saçları parlatır Bitkisel gliserini eczanelerde ya da kozmetik mağazalarında bulabilirsiniz. Nemlendirici gliserinli saç maskesi Saçlar nemsiz kaldığında, kurur ve yağ eksikliğinin olumsuz sonuçlarına maruz kalır. Saçların nemini kazandırmak için gliserin etkili bir destektir.  Gliserinin nemlendirici özellikleri, nemlendirici ve yenileyici özelliği olan bal ile zeytinyağı ile birleştiğinde kısa sürede olumlu sonuçlar alınır. Bu maskeyi deneyin ve saç kuruluğuna veda edin. Gerekli Malzemeler 1 yemek kaşığı bitkisel gliserin 1 çorba kaşığı bal 1 yemek kaşığı zeytinyağı   Maskenin Yapılışı Bütün malzemeleri bir kap içinde iyice karıştırın. Maskeyi nemli saçlara, kökünden uçlara kadar uygulayın. 20 dakika bekledikten sonra saçlarınızı şampuan ile yıkayın. Kısa sürede sonuç almak için bu maskeyi haftada 1 ya da 2 defa tekrarlayın.
Tumblr media
Ev Yapımı Gliserin Saç Maskesi
Aloe vera ile gliserinli saç maskesi
Gliserinli saç maskeleri tariflerine aloe vera da ekleyebiliriz. Bu maskeyle gliserine aloe veranın faydalarını da ekleyerek etkisini artırabiliriz. Aloe vera jeli içerdiği yüksek miktarda vitamin ve mineral sayesinde saçları canlandırır ve saç dökülmesi sorununa çözüm olur. Gerekli Malzemeler 1 yemek kaşığı gliserin 4 yemek kaşığı aloe vera jeli   Maskenin Yapılışı Aloe vera jeli ile gliserini bir kapta karıştırın. Karışımı nemli saçlara dipten uca kadar uygulayın. En kuru bölgelere iyice yedirmeye çalışın. 20 dakika bekleme süresinden sonra saçlarınızı şampuan ile yıkayın.  Saçları yıkarken çok sıcak su kullanmayın çünkü sıcak su saçları kurutur. Aloe vera jeli kozmetik mağazalarında satılmaktadır. Ancak bu jeli evinizde bitkiyi yetiştirerek de elde edebilirsiniz.
Gliserinli saç kremi yapılışı
Her saça, saçın tipine ve özelliklerine göre bir saç kremi kullanmak gerekir. Şampuan saçı temizlemek için kullanılır ancak saç kremi saçı nemlendirme görevi görür. Özellikle kuru saçlar buna çok ihtiyaç duyar.  Bunun için saç kreminize birkaç damla gliserin ekleyerek ürününüzün nemlendirme etkisini artırabilirsiniz. Bununla birlikte gliserinli saç kreminizi şu şekilde de hazırlayabilirsiniz: 1 çay bardağı gliserin 2 çay bardağı su 1 çay bardağı mineralli su (gazsız) 2 çay bardağı saç kremi   Yukarıdaki malzemeleri karıştırıp bir pet şişede saklayabilirsiniz. Bu karışımı şampuandan sonra ıslak saçlara uygulayın. 5 dakika etki etmesini bekledikten sonra iyice durulayın. İnce ve Düz saçlarda Gün Boyu Kalıcı Bukleler Read the full article
1 note · View note