Tumgik
zorbaulas-blog · 5 years
Text
HİÇ BİLMEDİĞİ BİR ALANI ELEŞTİRMENİN AĞIRLIĞI - 1
https://twitter.com/umutayildiz/status/1228047506107322369 Burada öncelikle ilk 4 maddeyi eleştireceğim. Kayıt altına aldığım diğer tüm mesajları ortaya koyduğu çarpık, manipülatif, yüzeysel ve yanıltıcı bakış açısı ile temel örnek oluşturması açısından analiz edilecektir. Tırnak içerisinde belirttiğim mesajlar kendisine aittir.  Bu şahsı eleştirmeden önce birkaç noktayı dikkatle vurgulamalıyım. Fikirleri, yani bakış açısı hiçbir şekilde kendine has değildir, farklı veya bilinmeyen, defalarca düzeltilmesi yapılmamış hiçbir yeni eleştiri getirmemiştir. Yani birazdan çok kritik noktalara gelebilmiş bu tür kimselerin gösterebileceği, şaşırtıcı olmayan cehaleti sadece bu kişiye mal etmek bizler için etik olmaz. Kendi yazısında yaptığı genellemeleri koca disipline yıkan salt duygusal, mantık ve felsefeden uzak, bilimsellikten uzak yaklaşımı maalesef genel materyalistik eğilimin beklenen sonucudur. Bu tür çıkışları incelemenin zorlu tarafı şudur, eleştirirken sivri örneklerle yıkıcı bir üslup kullanılır ve daha kısa ifadelerle insanlar ikna edilir. Oysa yanlışı düzeltmek hep daha fazla çözümlemeyi gerektirir. Binayı yıkmak çok kolaydır, yapmak ise zaman alır. Zaten astrolojiye çamur at izi kalsın çabasının da temel dayanağını bu popülist, cevapları görmeyi daima stratejik şekilde reddeden çok uluslu şirketler tarafından fonlanan, geçimini küresel kar/faiz ve sömürüden sağlayan maaşlı "tekelistan"dır, yani bilimsel olmayan, toplumsal algının kontrolünü amaçlayan (medyası, yayınları, ilaç sektörü, stoğu arka planda bekleyen teknolojisi, hükümetlerle açık veya kapalı anlaşmalar vb gibi) bilimdir.
 “1/ Bugün Merkür retrosu ile ilgili tweetler ve yorumlar ne yazık ki akışa düştü. “Astroloji, ırkçılığın başka bir çeşitidir”. Irkçılık suç ise, astrolojik yorumlar yaparak insanları ayırmak ve kategorize ederek stereotype oluşturmak da suç olmalıdır.” Öncelikle yazdığınız yer twitter, bir holding sitesi değil. Şahsi veya kurumsal herhangi bir sayfada her tür haber ve beğeni akışa düşecektir. İstediğiniz kadar reddedin, burada esas kaygınız sadece sizin görmeniz değil, insanların görmesi ve daha da ötesi astrolojinin varlığı. Bunu zaten 8 madde ve yorumlarınızda verdiğiniz imajla, üslupla çok açık gösteriyorsunuz. Demek ki şunu söyleyemezsiniz; "yooo hayır, ben gördüğüm için rahatsızdım". Siz belli bir alandan size göre bilimsel olsun veya olmasın, hiçbir şekilde fark etmez, insanların denk gelebilmesinden bile rahatsızsınız. Yani bu maddede henüz ırkçılık ile ilgili iddianıza kadar olan kısım bile faşizm kokmaktadır. Dikte eden, dayatan bir yaklaşımdır. Birazdan detaylıca yorumlayacağım ilk maddelerin hiçbiri fark etmeksizin, sorunun esas kaynağı sizin insanlar üstündeki kontrol arzunuzdur. Bütün yorumlar bunun üstüne şekillenmiştir. Bunun yansımalarını diğer maddelerde görmeye devam edelim. "ırkçılık suç ise", bu konu daima çetrefilli bir konudur. Irkçılık bir yaklaşımdır, ırkçılık adı altında yapılan şeylerin kendisi yasaların ve yargının bir konusudur. Bir insanı özel ayrımlara dikkat ederek düşüncelerin varacağı noktaları gözeterek ırkçılığa göre yargılayabilirsiniz. Mesela bir örnek verirsek, "Yahudi olmamın bana zekamda Tanrı vergisi bir hediye olduğuna inanıyorum" derseniz bu da bir ırkçılıktır ama buna doğrudan "suç" demek, "suç ise" demek açık bir zorlamadır. İnsanları ilk anda cehaletin getirdiği bir sürü psikolojisinden avlamaksa niyetiniz, bugünlerde ortalarda dönen popüler tepkilerin rüzgarından faydalanmak adına güzel bir giriş olur. Ama bunun bir uydurma ve dahası -sorumsuz- bir çıkış olduğu gerçeğini değiştirmez. Kurduğunuz temel “suç” mantığı çarpık, zorlama bir mantık. Nesnel olmadığınızı en başta gözler önüne seren bir mantık. "...astrolojik yorumlar yaparak insanları ayırmak ve kategorize ederek stereotype oluşturmak da suç olmalıdır." İnsanları ayıran onlarca disiplin, onlarca bilim, sayısız yaklaşım vardır. Kategorize etmekse yine aynı durum geçerli, stereotype için de geçerli. Öncelikle bu tür süper cahil yaklaşımları söze dökecek biri belirli bir alanı da temsil eden biriyse bana göre etik olarak >şu anda ben sokaktan geçen vatandaş, dünya insanı kimliğimle konuşuyorum<  diye belirtmelidir çünkü siz bu cahil yorumla sadece astrolojiyi eleştirenleri komik duruma düşürmüyorsunuz, aynı zamanda bilim dünyasına da zarar veriyorsunuz. Yaptığınız şey bilim değil, tavrınız bilimsel hiç değil, mantık desen o da yok. İnsanı incelerken tabii ki de çeşitli kalıplar, önbilgiler, önyargılar oluşturulabilir. "Discrimination" sosyolojinin de bir konusu olarak burada bahsettiğiniz şey değildir. Astroloji discrimination sergilemez, kaldı ki discrimination etiğin, en başta ahlak felsefesinin, sosyal felsefenin bir konusudur. Hukuk bunu teorik olarak işler, hemen hemen her fikir suçun bir unsuru, dayanağı olabileceğinden analitik yaklaşımların, çözümlemelerin suç sayılmasını istemez. Yine aynı şeyi yazıyorum, faşizmdir bu, tavrınız yine faşistçedir, dayatmacıdır, baskılayıcı ve hatta bizzat sizin kışkırtıcı üslubunuzla tehlikelidir, sorumsuzcadır. Bu kadar suç ve suçlu arama kaygınız bence çeşitli psikoterapi seanslarında işlenebilir, üzerinde çalışılabilir, bunu da konu dışı olarak not düşeyim, bir ara kendi alarm veren ruh sağlığınız açısından samimi tavsiyemi dikkate almanızı öneririm. Mevsimlerin, iklimlerin insan üzerindeki etkisini, insanların temel eğilimleri üzerindeki etkisini araştıran bilim insanlarının yargılanmasını arzulamak Stalin dönemindeki Sovyetler Birliği'ne yakışırdı, merak ettim, böyle bir geçmişiniz mi var? 2020 yılındaki bu tanıdık bağnazca çağrınız Soğuk Savaş dönemindeki bir faşistliğe mi dayanıyor? Bilim insanlarının, araştırmacıların gökyüzünün insanlar üstündeki derin ve köklü etkisini araştırmayı engellemeye çalışırken ezip geçtiğiniz etik de bilimsellik anlayışınızın önemli bir parçası mı? Mesela 1800'lerde yaşasaydınız Darwin'e Galapagos Adaları'na gittiğinde o an sebebini henüz mevcut bilimle açıklayamadığı farklı kaplumbağalar görme durumu karşısında "türcü, ayrımcı", "seni suçlu", "bu adam yargılanmalı, yeni bir şeylerin peşinde, varlığın canlılar üzerindeki etkilerinden ayrımlara, yasalara varmaya çalışıyor ve hiçbir bilimsel dayanağı yok, çalışmaları ve düşünceleri yok edilmeli" diyecek miydiniz? Bu cümleleri niye böyle yazıyorum çünkü herkesin anlamasını istediğim bir şey var. Bunun adı dogmatizmdir. Bu tür yaklaşımlar, ayrımcıymış, kategorize ediyormuş demek dar fikirliliktir. Skolastik felsefeyi aratmayan yaklaşımlarınıza beğeni olarak atlayan kimseleri kötü bir tuzağa düşürüyorsunuz. Meraksızlık, araştırmacı ruhun öldürülmesi. “2/ Bir insan doğduğu yeri, doğduğu aileyi, geldiği ırkı seçemiyorsa, doğum tarihini de seçemez. Seçemediği özelliklerden dolayı ayrımcılığa uğraması nasıl ırkçılık ise, seçemediği doğum tarihi üzerinden belli bir kalıba sokulmak ve değerlendirilmek de aynı bakış açısıdır.” "Bir insan doğduğu yeri, doğduğu aileyi, geldiği ırkı seçemiyorsa, doğum tarihini de seçemez." Bilimsel bir tavırla ruh konusunda insanlık ve bilim dünyası ileri gidene dek bu yazdığınız hiçbir şüphe bırakmaksızın bir teoridir. Bu sizin fikrinizdir, sizin fikriniz bilimsel bir sav değildir, sadece bir tahmindir. Modern bilim kabaca 140-150 yaşındadır. Uygarlık tarihi ise minimum 12 bin yaşındadır. 150 yılda gelişme ve bilgiye erişme, bilgiye ulaşma ve bilgi üretme hızında birkaç yüzyıllık bir ivme bile yakalanmış olsa bilim dünyası hala daha emekleyen bir bebek durumundadır. Bakın bu siz ve benzerleriniz olan karbon kopyalarınızın hazmetmesi gereken en önemli noktadır. 150 yılda birkaç yüz yıllık gelişim hızı ivmesi yakalanmasının sebebini yine bilim dünyasının içsel olandan çok dışsala odaklanması, insanbilim açısından insanın programlanabilir, kontrol edilebilir, yönetilebilir tarafına duyduğu yüksek arzuya göre çalışmalarını şekillendirmesidir. İşte bu nedenle metafizik konusu bir tehdit, istenmeyen bir çocuk muamelesi görmektedir. Yani sizin materyalistik temelli bilim anlayışınız (buna bilimsel denemez) dünya, toplumlar ve uzay açısından farklı vizyonlara, farklı arzulara sahip olduğu için astrolojinin genel kabul görmesi istenmez. Kaynakları işlemek, dönüştürmek, tüketimi devam ettirmek (bilim-teknoloji-şirketler arasındaki apaçık organik ve reddedilemez ilişki), insanlığı elitist bir yarışa sokmak, toplumları özellikle sosyoloji, psikoloji, siyaset gibi bilimlerin de yoğun desteği sayesinde teknolojik yarışın sorgulamaz bir parçası haline getirmek bilim anlayışınızı fonlayanların, karar vericilerinizin, yani patronlarınızın en büyük tatmin kaynağıdır. Bu tatmin kaynağı bugün Afrika'daki, Endonezya'daki, Asya'daki, Güney ve Orta Amerika'daki insanlara tıpkı geçtiğimiz 400 yıldaki gibi (okuyanların affına sığınarak) barbar, cahil, ilkel, gelişmemiş, evrimi yarım kalmış muamelesi çeken çok uluslu şirketlerin sömürü hayallerini beslemektedir. Bu ilişkiyi ülke çapında, uluslararası arenada, BM düzeyinde özgürce ve şeffaf şekilde araştırıp ortaya koyabilecek hiçbir güç yoktur. Bu konuda susturulan bilim insanlarını insanlık namına öğrenme ve kamuoyunda geniş şekilde paylaşabilme şansımız yoktur.
Alıntıladığım ilk cümlenizde bir başka mantıksal ön iddia daha yanıltıcı görevini görüyor. Bir insan, farz edelim ki kendisiyle ilgili temel konuları seçemiyor olsun. Ama mesela ailesi onun gelmesini seçebiliyor. Ailesi çocuk dünyaya getirmeyi seçebiliyor. Aileler dünyaya çocuk getirdi diye bir seçim yapamamış olan çocuk sanki bu duruma üzülmeliymiş gibi bir yargı çıkıyor ortaya. Bakın dikkatli okuyun, "... seçim yapamadı", "seçim yapamaz" diyorsunuz. Seçimler, bu tür oluşlar neden bir yapabilmenin, karar verebilmenin konusu olmalıymış gibi yazıyorsunuz? İnsanların "seçemediği özellikler"den yakınıyorsunuz farkında olmadan, ne yani özelliği seçince, seçebilince yargılanmamız, suçlanmamız meşru mu olmalı? 1. maddede yazdığım şeyi tekrarlıyorum, sorunlu bir bilinç altı yapısına sahipsiniz. Çok açık yazayım, aslında siz varoluşla psikolojik bir kavgayı bilimselleştirme kaygısındasınız ve işin ilginç yanı bu size özgü değil, bu Avrupa-merkezci bir yaşam biçiminin getirdiği çok sık rastlanan bir tavır. Hayatla olan kavganızdan bilim zarar görüyor. Bu paragraf da benim şahsi görüşüm. "...seçemediği doğum tarihi üzerinden belli bir kalıba sokulmak ve değerlendirilmek de aynı bakış açısıdır." seçemediği üzerinden değerlendirilmek..... Size nasıl bir doğum tarihi, nasıl bir dış beden ve yakışıklılık, karizma, cinsiyet, burç verilmesini isterdiniz? Sizi teoride nasıl memnun edebiliriz Umut Bey? Teoride diyorum, darılmayın. Tabii ki de bu seçimi yapsanız da yapamasanız da daima kategorize edileceksiniz, daima sınıflara ayrılacaksınız, kokunuz, dış görünüşünüz, ses tonunuz, ayda harcayabildiğiniz para miktarı, boyunuz ve daha binlercesi sizi kalıplara sokacak, sizi tanımlamalarını, sizinle ilgili önyargılar, ön kalıplar oluşturmalarını sağlayacak ve siz bundan asla kurtulamayacaksınız. Burada astrolojiyi seçip konuşmanızın sebebi bu konuda en iddialı ve en tutarlı yorumları astrolojinin göstermesidir. Dahası atladığınız en önemli nokta hiçbir ciddi, deneyimli, bilgili, uzmanlaşmış astrolog gökyüzünün verdiği bu etkilerin değiştirilemez, biçimlendirilemez, aşılamaz olduğunu söylemez, iddia etmez. Tersine iradeye, seçim gücü ve bilince önemli bir rol verir. Bunu hiçbir zaman bilemediniz, hiçbir zaman düşünemediniz çünkü tembellikten ve alana uzak olmaktan yüzeysel yorum yapma cesareti işinize geldi. Bir sinir harbiyle fikir yığmak sizin için kolay olanıydı çünkü insan popülizmi seviyor, statülü sıfatları seviyor. Buna güvendiniz, kalabalığın verdiği cesaret diyelim sizinkine. (3 ve 4ü birlikte inceleyelim) “3/ Astroloji yorumcusunun salladığı yüzlerce ortak insan davranışı ve olaydan birçoğu kişide tutabilir veya tutmayabilir (fifty-fifty). Tutanlarda yorumcu ödüllendiriliyor ama tutmayanlarda nedense hiçbir sorumluluk duygusu olmuyor. 4/ Astrolojik yoruma göre, ameliyat olmak için ay sonunu bekleyin dense ve sen de beklesen, sonra sakat kalsan... Astrologa “senin söylediğini yaptım ama sakat kaldım, hesap ver” dese ne olur? Sorumlu doktor mu, astrolog mu? Astrolog sorumluluk kabul eder mi? “ Durmaksızın değişen bilimsel gerçekler söz konusu. 50 yıl öncesinde "var" dediğiniz şey her ne tür yöntemle değişirse değişsin günümüzde farklı ise, sıklıkla "yok" ise burada yaptığınız şey hükümetlerin, toplumların, sizi fonlayan şirketlerin hoşgörü ortamı altında "yüksek ihtimallere dayalı tahminlerdir". Kendinizi maddelerin sonunda yazmış olduğunuz gibi bence asıl siz -dünyanın merkezinde- görmeyin. Bakış açınızı geniş tutun Umut Bey. Bu yüksek ihtimalli kuramlaşmış olsa bile değişebilecek bilimsel gerçeklerin hangilerinin kaç insanın sağlığına mal olduğunu bilmiyoruz. Kimse sayı tutmaz. Tekelleşmemiş bilim toplumlar ve insanlık için bir şanstır, bilimsel çalışmalar hayatlarımızı değiştirebilmemiz, kaliteli kılmamız, gerçeğe ulaşabilmemiz, hiç değilse yaklaşabilmemiz için bir şanstır fakat kendi dayanaklı tahminleriniz gerçeği ortadayken hiçbir bilginiz olmayan öngörü konusu için bu denli yüzeysel ve zan altında bırakan yorumlarda bence bulunmayın çünkü bu da etik değil. Ayrıca astrologlar da bilim dünyasına çok ilgilidir, bilimsel olandan, bilimi korumaktan yanadır. Bilim dünyasının öneminin farkındadır ve astroloji eş zamanlı şekilde astronomiden beslenirken diğer birçok başka disiplinle teması önemser. Uyduruk şekilde çalışana göre eleştiri yapmak sizin kalitesiz bakış açınız, vizyonunuz olur. Astroloji demek öngörme sanatı, disiplini demek değildir. Bu tür bir algı oluşturmuş oluyorsunuz. Bütün maddeler astrolojiye dair hiçbir ciddi, objektif araştırmanız olmadığını gözler önüne seriyor. Astroloji tutan yoruma alkış bekleme, onay görme kaygısı değildir ve dahası tabii ki en mantıklı önerme ve tahminlerde dahi bir beklentinin gerçekleşmeme ihtimali de söz konusu olabilir. Bunun sizin bilginizi aşan teknik açıklamalarına kolay kolay denk gelemezsiniz, araştırmalar yapmanız gerekir. “Astrolojik yoruma göre, ameliyat olmak için ay sonunu bekleyin dense ve sen de beklesen,”
Bakın mesela burada cümlenin sonunun nasıl devam ettiği asla önemli olmaksızın astrolog gördüğü komplike durumlar, milyon deneyimin toplu sistematik bilgi durumu ile tabii ki talep doğrultusunda bir arz sunacaktır. “sonra sakat kalsan” Bu teoride sakat bırakan bilim insanı, yeminli doktor veya yardımcıları her gün gösterilmesi gereken beceriyi göstermediyse, prosedürlerde hata varsa, ihmalkarlık varsa öncelikle burada sorumluluk işlemi gerçekleştirenlerdedir. Bunu niye konuşmak işinize gelmedi? Yukarıda birkaç kez boşuna yazmadım, sizin astrolojiye ve astrologlara yaklaşımlarınız son derece duygusal ve mantıksız, hırsla yorum yapmayın, önce kendinize dürüst olun ve ciddi eleştiri görüp de bunun ne anlama geldiğini fark ettiğinizde ne cevap vereceğinizi düşünmeyin, “ben cidden neden böyleyim, galiba çok düşünmeden yazıp konuşuyorum” diye bir samimi kabullenme gösterin, doğru olan bu. Zaten mantıken düşündüğümüzde eğer sakat kalınabilen operasyonlar varsa o kişinin astrologtan danışmanlık almasından daha mantıklı ne var? Bakın siz kendiniz söylüyorsunuz, sakat bırakabilen bilim ve bilim insanı var. Astroloji siz istediğiniz kadar kabul etmeyin, sizin göremediğiniz gerçekler karşısında insanların tahminler doğru çıksa da çıkmasa da güvendiği bir alan olacak çünkü bizler durugörü, telepati gibi psişik süreçlere girmiyoruz, geçmişin deneyimlerinden faydalanıyoruz ve bir sistematik arıyoruz. Siz astrolojiyi besliyorsunuz ve biz de sizin sakat bırakan eksiklerinizi kapatıyoruz Umut Bey, bunu bir hazmedin bence.
““senin söylediğini yaptım ama sakat kaldım, hesap ver” diyen kişinin ruh halinin o an sağlıksız olması, sizin yorum yaparken gösterdiğiniz türden duygusallığı göstermesi astrolojiyi ve astrologları göstermeye çalıştığınız gibi sorumsuz veya kötü hale getirmez. Tersine astrolog veya astroloji danışmanı kendisine böyle bir kimse geldiğinde şartlar dahilinde elinden geldiğince çok veriye dayanarak bir tahminde ve öneride bulunur. Sakat kalınabilecek kadar riskli bir operasyonda astrologa gitmesi kişinin süreci psikolojik olarak aşmasına da ayrıca katkıda bulunur. Astrolog görevini yaparken ve hatta tavrı –bilimsel- iken aynı bilimselliği gösteremeyen doktoru konuşturmamak da sizin yüce işiniz olurdu. Dahası, sakat kalınabilecek türde sivri, riskli durumları astroloji öyle ya da böyle gösteriyor olmasaydı, riskleri biliyor olmasaydı zaten astrolojiye olan güven katlanarak artmazdı. Doktor’un “bir şey olmaaaaaz, merak etmeyin” dediği durumda dahi astroloji “aman dikkat” diyecek kapasiteye sahip.
“Sorumlu doktor mu, astrolog mu?” sorusu ile hayal dünyasında yüzdüğünü, saçmaladığınızı görmüyorlarsa sizi okuyan insanları da ayrı bir yoruma tabi tutmak zorunda kalacağım.
1 note · View note