Text
Hak bir gönül verdi bana
Ha demeden hayrân olur
Bir dem gelir şâdân olur
Bir dem gelir giryân olur
Bir dem sanasın kış gibi
Şol zemheri olmuş gibi
Bir dem beşâretden doğar
Hoş bağ ile bostân olur
Bir dem gelir söyleyemez
Bir sözü şerh eyleyemez
Bir dem dilinden dür döker
Dertlilere dermân olur
Bir dem çıkar arş üzere
Bir dem iner taht-es-serâ
Bir dem sanasın katredir
Bir dem taşar ummân olur
Bir dem cehâletde kalır
Hiç nesneyi bilmez olur
Bir dem dalar hikmetlere
Câlînus u Lokmân olur
Bir dem dev olur yâ peri
Vîrâneler olur yeri
Bir dem uçar Belkîs ile
Sultân-ı ins ü cân olur
Bir dem varır mescidlere
Yüz sürer anda yerlere
Bir dem varır deyre girer
İncil okur ruhbân olur
Bir dem gelir Îsâ gibi
Ölmüşleri diri kılar
Bir dem girer kibr evine
Fir'avn ile Hâmân olur
Bir dem döner Cebrâil'e
Rahmet saçar her mahfile
Bir dem gelir gümrâh olur
Miskin Yunus hayrân olur
Yunus Emre
4 notes
·
View notes
Text
Hakikat şehrinde bir güzel gördüm
Bir göreni göremedim ne çare
Sevdâyı aşkından yanıp kül oldum
Bir bilen yok soramadım ne çare
Bir zaman bekledim Leylâ dağını
Bir zaman bekledim gül budağını
Bir zaman bekledim yâr otağını
Vasılı yâr olamadım ne çare
Andelibin işi âhu zâr olur
O nasıl güldür ki tezce hâr olur
Bir gönül kul olur gâh hünkâr olur
Ben bu sırra eremedim ne çare
Bir gülün ki hârı vardır yâr demem
Kansız didelere âhu zâr demem
Yüzünü görmeden yârim var demem
Ben bu yâri bulamadım ne çare
Niceleri yâr der gönlü binada
Niceleri yâr der gönlü zinada
Nicesinin gönlü bey’ü şirada
Bu yâr kimdir bilemedim ne çare
Duydum ki yârimin yeri Kaf imiş
Dillerde söylenen kuru laf imiş
Aslını sorarsan nun u kaf imiş
Pâyine yüz süremedim ne çare
Medeed Pir-i Sânii bir gör halimi
Bu sâlihe çok ettiler zulumü
Aç vuslat perdesin göster yüzünü
Çok ağladım gülemedim ne çare
Salih Baba Kaddesallahu sırrahul aziz
1 note
·
View note
Text
Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Alemin bal şerbetinden bana ne
İşte ölümde benim ayran tasım
Ne malım, mülküm var benim, ne azığım
Ben genede senin malın mülkün olsun diye çalışırım
Senin başını sokacak bir yerin olsun diye,
Senin bir dikili ağacın.
Ama hürriyeti kulluğa taş çatlasa satmam
Kusuruma bakmayın benim dostlar
Bağışlayın beni,
Ben; davullara, bayraklara aldırmayan
Bir padişahın yoluna düşmüşüm
Deli-divane olmuşum
Çok uzaklardan yürüyen bir adam gibiyim ben
Çok uzaklardan geçen bir hayal gibi
Ama yok ta sayılmam hani
Var olan birşeyim ben
Hadi ben bensiz geleyim, sen sensiz gel
Ne varsa şu ırmağın içinde var
Soyunalım iki can, dalalım şu ırmağa hadi
Bu kupkuru yerde sitemden gayri ne gördük
Bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri
Bu ırmakta ne ölmek var bize
Bu ırmakta ne gam var, ne keder var, ne dert
Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan
Bu ırmak iyilikten cömertlikten ibaret
Durma, çabuk gel !
Gelmem deme
Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır
Senin şanına sadece gelmek yaraşır dostum.
Mevlana Celaleddin Rumi
1 note
·
View note
Text
Hayat bu, bir bakarsın herşey bir anda son bulur.
Hayat bu, son dediğin an herşey yeniden can bulur...
Şems-i Tebrizi
6 notes
·
View notes