Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Fenerbahçeden Bir Yaz Günü Sohbeti - 2 Soru: Efendim, hayat, olaylar, tabiat sürekli bir değişim içinde,insanlar için de bu değişim söz konusu mu, yoksa bir insana yaptığıiyi veya kötü bir fiilinden dolayı hüküm verebilir miyiz? Ya da şöyleizah edeyim. O kişiyi bir davranışı ile tanımlamak doğru olur mu? Sabri Tandoğan: İnsanoğlu ne kendini tanıyor, ne de birbaşkasını. Her an bir değişim içindeyiz. Ama başkaları da değişimiçinde. Yeryüzünde ne kadar insan varsa, her birinin kendine göreiyi, güzel, asil yönü vardır. Yunus diyor ki, “Her dem taze doğarız,bizden kim usanası.” O halde biz hep hayır söyleyelim ki, o tecellietsin. Biz her an değişiyoruz. Yeni doğuşumuz hep hayırla olsun.İnsanların bu mısra üzerinde yıllarca düşünmesi lâzım. Bir insanömür boyu yalnız Yunus Emre’yi okusa, tüm hayatında başarılı olur.Hayatın sırrını keşfetmiş, kâinatın en büyük şairi. Öyle mısralarıvar ki, kimse onlardaki gerçekleri fark edemedi. Meselâ, “Seni delieden şey, yine sendedir sende.” diyor. Herkes mutsuzluğunubaşkasından biliyor. Yunus ise, insanı kendisine çeviriyor. Yani biz kendi içimizde, Allah ile melekler ile dost isek, dışarıdan kimse bizi etkileyemez. Soru: Efendim, olgun insanı tarif eder misiniz? Sabri Tandoğan: Olgunluk, çocukla çocuk olan, yaşlı ile yaşlıolandır. Her çeşit insan ile hiç ayırım yapmadan diyalog kurabilen insandır. Soru: İnsan kendisi ile de diyalog kurabilmeli mi? Yalnız iken de mutlu, bahtiyar, huzurlu olmak için… Sabri Tandoğan: Evet yavrum. Bir insan, yalnız iken bile asil,zarif, kibar olmalı. İnsan kendi kendine de hürmet etmeli. Minicikhareketler bile önemli. Japon dilinde küçük, basit, lalettayin, sıradankelimeleri yok. Her konuda son derece titiz, dikkatli olalım.Çayımızdan bir yudum bile almak çok önemli. Suyumuzdan biryudum almak çok önemli. Yemek yemek bir sanat, bir ev hanımınınsofrayı hazırlaması, tabağınızı değiştirmesi bir sanat, bir su ikrametmek bile bir sanat. Bunlara önem vermeyince, o şahıs bir şeyler kaybeder. Hayat çok ince, her şey son derece ince. Biz de MerkezEfendi gibi olalım. Kendi kendimize hürmet edelim. Yalnızken bile…Senin içinde Allah var. İnsan evde yalnız da otursa, yine kibar, zarifolmalı. Kendi kendimize kaldığımız zaman, biz bir Ayetin, bir Hadisin,bir Velînin sözünün manâ güzelliklerini yaşamıyorsak, nefsimizledidişiyorsak, işte “O bana bunu dedi, bu bunu yaptı.” diyedüşünüyorsak, huzurlu olamayız. Mısrî Niyazi diyor ki; “Ben sanırdım, âlem içre hiç bana yar kalmamış, Ben beni terk eyledim, gördüm ki ağyar kalmamış.” Biz kendimizi, yani nefsaniyetimizi bir yana bırakırsak, hiç kimseninkötü olmadığını, herkesin dost olduğunu görürüz. Hayat bir deniz,bizler gemi, o gemiyi sağ salim limana götürmek önemli. Yani sonnefeste iman ile çene kapatmak önemli. Aslında kâinat muhteşem birkitap. Onu okuyabilenlere ne mutlu… Allah, bizlere de cümleye de nasipetsin.
2 notes
·
View notes
Text
Bir sefer mutfakta tencere tava arasında ağlarken görmüştüm onu. Alakasız yerlerde ıstırap çekmek ıstırabı ikiye katlar. Bir mezar başında ağlamak çok daha makuldür, kimse neden diye sormaz..
Emrah Serbes
59 notes
·
View notes
Photo
Dünyanın en yüksek tepesine çıkıp dünyanın bütün mazlum insanlarına seslenmek istiyorum.. “Gelin, gidelim buralardan..”
Bülent Parlak
164 notes
·
View notes
Text
Kuşları çok sevdiğimden midir bilmem, vuramadım turnayı gözünden..
Aybüke Yılmaz
50 notes
·
View notes
Photo
Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünürüm..
Sabahattin Ali
65 notes
·
View notes
Text
Önceden söz mü, yazı mı etkili diye tartışmalar yapılırdı. Bugün ise ikisinin yerini görüntü aldı. Görüntü çağındayız. Ne sözler etkiliyor modern insanı ne yazı. Sadece görüntü. Her şey görüntülerden ibaret.
29 notes
·
View notes
Photo
0 notes
Photo
0 notes
Photo
UYKU PROBLEMİ ÇEKEN KARDEŞLERİM ^_^
*Yatmadan Önce DUA; اَللَّهُمَّ بِاسْمِكَ اَمُوتُ وَاَحْيَى ”Allâhümme bismike emûtü ve ahyâ“ Allahım! Senin isminle ölür, senin isminle dirilirim”
*Kötü rüya gördüğümüzde/çok vesvese/korktuğumuzda..vs 3 Fatiha okuyup 3 kez kalbinize üfleyin.. İnan kardeşim hemen geçiyor..
*Uyuyamıyorsanız gece, (sabah geç uyanmayın sakın, sabah namazını aman ha kaçırmayın!) dua etmeye başlayın hemen! Şeytan istemez dua etmenizi, ve hemen uykunuz gelir.. Vesvesede nazarda FELAK-NAS hayat kurtarır.
*Kötü birşeyler mi var, gece düşünerek karar verirsen yanılırsın, zaten mantıklı bişeyde bulamazsın geceleri, yanılır, kendini boşa üzdüğünle uykunu kaçırdığınla kalırsın! SABRET! elbet sabah olacak, Allah’a tevekkül et biraz, Allah’a havale et, kendin yüklenme dertleri. Düşünmemeye çalış.
*Ballı süt iç, (ılık veya sıcak) uyku getirir. Sakın ola, zaten uyuyamıyorsan kahve-çaya yüklenme. Hatta, gece yemek yememeye gayret et.
*Relax müzikler dinle, ama önce kendini hangi tür müziğin rahatlattığını bulman lazım, ney sesi (sözsüz müzik olmalı, kuş sesi..vs de uygundur, asla mp3-sözlü müzik dinleme! uyku kaçırır, seni daha çok üzer, düşünceye sevkeder) örneğin şahsen bende şu ikisi işe yarıyor; brahms-lullaby ve piano-su sesi.. Telefon uygulamasında ios ta relax diye bir uygulama var mesela oda olur, yada kendine uygun relax müziğini bulup, indirip, telefonuna veya mp3 çalar..vs yükleyip, gece yatarken dinleyebilirsin. Gözler kapalı, yatarak ve az sesle.
*Kuran meali dinliyorum ben, telefonlarda birçok uygulama var. Şüphesiz dinlemeyin diyee:) hemmeen uykunuz gelecektir ^_^
*Dini kitaplar oku, ileriye dönük yatırım yapmış olursun, uykun gelmiş olur ^_^ Hayata bakışın değişir, üzenler seni üzemez olur inann.. Korkular, islamdan öğrendikçe biter inann.. Gece yatarken kitap okuyacaksanız yanınızda yani kalkmadan kapatabileceğiniz loş bir gece lambasıyla okursanız daha iyi olur. Düşün, tefekküre dal.
*Muhakkak kendine uygun yastığı bulmalısın. Yastık çok önemli. Şişman yastık mı? İnce yastık mı? Sert mi? Yumuşak mı?.. Bunu bulman, kendini tanıman gerekiyor.
*Aktarlarda-baharatçılarda kurutulmuş lavanta satılır. Bi poşet al onlardan. Pahalı değil zaten. Evde küçük bir mendile-kumaş bir keseye bi avuç koy. (Kalanı kapat poşeti sağlam beklesin) Bağla mendili güzelce. Yatarken burnuna-yastığına yakın bi yere koy. Çok ferahlatan, bir süre sonra uyku getiren bir şeydir. (Çok eskiden yastıkların içlerine dikerlermiş, rahat uyutsun diye) O kadar ferahlatır ki inanamazsın. Kokusu bitince, yine poşetinden bi avuç koyar yenilersin. Ama uzun süre dayanıyor. İnşaallah bana dua edeceksiniz ^_^
*İncele->
glysunflower
901 notes
·
View notes
Photo
Dertli insan içi duman dolu bir odaya benzer. Onu dinlemek, o odaya bir pencere açmak gibidir.
Mevlâna
316 notes
·
View notes
Photo
Şiddet kanlı canlıdır. Şiddetin merhemi ise hülyalı! Kolonyalist efendi hayallerin gücünü bilir, dünyayı hayallerle idare eder. Böylece dünyayı cehenneme çevirirken, cennetin anahtarını elinde tutar. Hayal ve umut, istisna ilkesi üzerinde yükselir. O yüzden dünyanın müreffeh topraklarında yaşama imkânı piyango gibi dağıtılır. Bütün o zavallı insanlar; yani yersiz yurtsuzlaştırılmış kitleler, sığınmacılar, mülteciler bu piyangonun kendilerine çıkmasını umut eder. Bunun için her yolu ölümüne zorlarlar. Ve yalvarırlar efendiye; “kapıyı aç, bizi içeri al!” Yüzlerce mülteciyi bütün zorlukları göze alarak Avrupa yollarına düşüren nedir, diye soruyorsanız… Neden mesela Türkiye'de değil de, ille de Avrupa'da bir gelecek arıyor bu insanlar, diye düşünüyorsanız… Bu soruya güncel gerekçelerin ötesinde daha derin bir cevap arıyor ve zihinsel -kültürel bir dinamik var mı diye merak ediyorsanız… Belki buradan başlamak gerekiyor. Kolonyalizm, sadece “çevre"nin talanından ibaret değildir. Kolonyalizm, her şeyden önce bir "merkez” inşasıdır. Dünyanın, kültürün, acıların ve sevinçlerin, hatta doğrudan “insan olma"nın da merkezileştirilmesidir. Çeşit çeşit, renk renk, kavim kavim insanlığın felaketi böyle başlamıştır. Kolonyal merkez bunların yerine baştan aşağı yalan bir "evrensel değerler” ve “insan hakları” retoriği yerleştirmiştir. Dün baktım da… ‘’ Tv yorumcuları hâlâ “Avrupa mültecileri sınırlarında daha fazla bekletirse, insan haklarından bahsetmeye yüzü olur mu?” diye soruyorlardı. Onları dinlerken içimde oluşan burukluğu bastırmakta zorlandım. ‘’ Şimdi ister istemez Edward Said geliyor aklıma… Hani ilk baskısının üzerinden 37 yıl geçen, o muazzam ve çığır açan çalışmanın; “Oryantalizm"in (Şarkiyatçılık) yazarı… Edward Said'e bir sempozyumda postkolonyalizm, yani "kolonyalizm sonrası” terimine neden mesafeli davrandığı sorulmuştu. O da çok anlamlı bir cevap vermişti: “Çünkü kolonyalizm hâlâ devam ediyor. Bitmedi ki, sonrasında gelişen bir edebiyat ve kültür varmış gibi konuşalım.” Ben burada keseyim. Sen zihninden devam et, sevgili okur!
8 notes
·
View notes
Photo
0 notes
Quote
bilinmez hiçbir yerde olmayanın kimliği
Haydar Ergülen
1 note
·
View note