yehmum

[yehmum]

[yehmum]

bir ömür verdim anlaşılmadığımı anlamaya. inan ki hâlâ müdavim vedalara.

[yehmum]

olanlar oldu allahım,tüm bu olanların ağırlığından beni kolla.

[yehmum]

[yehmum]

kapıyı kapattım füsun, pencerelerimi de kapattım. dışarıdaki dünya beni yoruyor, dışarıda dursun.

[yehmum]

"nuh bin yıl yaşadı, bir tufan gördü. ben nuh değilim ama bin tufan gördüm."

[yehmum]

[yehmum]

dağılıyorum ali. tutuşun zayıfladığından beri paramparçayım. eğri dizlerini afallatacak kadar kırığım. büğrü ellerini tutamayacak kadar toz halinde. sakın dokunma bana ali. ellerin kesilmesin. bırak. halının altına süpürsünler beni. az da olsa yer edineyim kendime.

[yehmum]

kurtulmak istedikçe bir duvar daha. inanmak istedikçe bir kırgınlık daha. yaşamak istedikçe bir intihar daha. bazı şeyler eksik değil, çok fazla.

[yehmum]

[yehmum]

küçüğüm, duygularının önemsenmediği yerde bir saniye durma. o bir saniye, bin kat artırır içindeki nefreti.

[yehmum]

tüm yükü ben taşıyorum ama nasıl oluyorsa sonunda tüm yükü sen taşımış gibi davranıyorsun

[yehmum]

[yehmum]

yokluk içinde büyüyenler bilir. az, çoktan çok daha fazladır.

[yehmum]

Bir şekilde her şeyin üstesinden geliyorum fakat bir türlü şu göğsüm ferah bir balkon gibi olmuyor.

[yehmum]

[yehmum]

değersizliğim hep aklımda mesela. senin gözünde hiçbir şey olamamakla barıştım.