yehmum

[yehmum]

[yehmum]

insanın sığınabileceği tek yerin kendisi olduğunu düşünüyorum bazen. içimden tekrar ediyorum sonra: ‘bazı kuşların yuvaları kanatlarıdır.’

[yehmum]

[yehmum]

"biri de durup seni okşasın, biri de durup sen üç tabak kırmışsın ama bak ikisini de düşmeden tutmuşsun desin, biri de senin omzunu okşasın, ağla hadi desin, az huysuzlan, huysuzlanabil, al bu da senin hakkın desin. ne olacak dünya mı batacak."

[yehmum]

şimdi artık dönsen ne fark eder. gelmişsin, gelmemişsin.. belki tüm bunları okumuşsun ya da umrunda bile olmamış ne fark eder. sen hep böyle değil miydin. tüm bunlar hep böyle değil miydi. ulan ben senin hayatında olduğum o kadar zaman boyunca bir kez olsun kalbine giremedim.

[yehmum]

[yehmum]

işler biraz karışık. bin yerimden bıçak yedim, bir kere ah demedim. yine sustum, yine susacağım.

[yehmum]

“Sana çelme takmıyorum diye ayağım yok sanıyorsun. Ayağım var. Ben, sana değmek istemiyorum.”

[yehmum]

[yehmum]

yükümün azalmasını değil, sırtımın kuvvetlenmesini diliyorum.

[yehmum]

sonra füsun, işte gecenin bilmem kaçında, koştuğun yerden uzakta, aradığın hiçbir şeyi bulamamışken soğuk zeminde bağdaş kurup oturuyorsun; üzerinde pes etmenin ağırlığı.

[yehmum]

[yehmum]

[yehmum]

insanın sığınabileceği tek yerin kendisi olduğunu düşünüyorum bazen. içimden tekrar ediyorum sonra: ‘bazı kuşların yuvaları kanatlarıdır.’

[yehmum]

“benim.. avcının emanet ettiği tüfeğe gözü gibi bakan geyikten ne farkım var allah aşkına avni bey?”

[yehmum]

[yehmum]

kartlarınız saklı, kapılarınız kapalı, yüzünüz yok. ben sizinle savaşamam.