yehmum

[yehmum]

Bu memlekette bir kez daha göz göze geleceğiz. O zaman göreceğiz kim pişman kim düşman..

[yehmum]

[yehmum]

ben, ben olmadığım zamanlarda bile sevdama sahip çıkacak bir adam arıyorum ali. yüzümü döndüğümde başka kıyılara koşacak birini değil.

[yehmum]

her bakan göz görmüyor işte. olur öyle ibrâhim. görülmek istemiyorsan dünya kadar insan sana baksa görünmüyorsun. yangınmış, acıymış, bir varmış bir yokmuş. boşver ibrâhim.

[yehmum]

[yehmum]

“insanın bir yerlere oturup olanlara yalnızca diş sıkması, metanet sayılmasın. her şeye rağmen delirmemek, öyle kolay değil.“

[yehmum]

bu duvar diplerini de yeneceğim, züleyha.

[yehmum]

[yehmum]

her şey çok bulanık, yeni bir şarkı fısıldanmıyor kulağıma ve ben hiç bir göğüse başımı yaslayamıyorum.

[yehmum]

başımda feci bir ağrı var. dinmiyor, delirtiyor. bir türlü ısınmayan bedenim var. üşüyorum, geçmiyor. biraz sorunlarım var. yalan söyledim, sorunlarım yok. sorun benim. biraz acı, biraz nefret, biraz öfke. biraz yalnız. ben biraz,

[yehmum]

[yehmum]

yaşım hâlâ yirmilerde ama dünyanın yükü sırtıma bindi.

[yehmum]

sen de haklısın nermin, kapıyı açmak yerine kırmak daha cazip gelmişti.

[yehmum]

"20 yaşım, yepyeni bir ayakkabı giymek gibiydin. Sonra o ayakkabıyla yürüyüp bir çok yere gitmek gibi."

[yehmum]

"Anne, ben koştum geçmişin içinden. Kaçabilirim sandım. İnsan yağmurun altında koşunca daha az ıslanacağını sanır ya hani. Anne ben kaçınca, geçmiş benim içimden çıkar gider, benim yakamdan düşer sandım. "

[yehmum]

[yehmum]

bir ömür verdim anlaşılmadığımı anlamaya. inan ki hâlâ müdavim vedalara.