yaziyormuyuz
Hadi Durma! Yaz!
13 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
yaziyormuyuz · 5 years ago
Text
Renk
Ansızın geldi...
Daha vakit vardı oysa trenin kalkmasına ama erkenden gelmişti.  Hızlı adımlarla koştum merdivenlerden. Ufak bir tebessüm karşıladı tüm telaşlarımı, her zamanki gibi rengarenk. Coşku ile sarılırken hafifçe yere düştük mazgal açıklığından. Bir sağa bir sola derken kenarda bir yere tutundum su kanalında, o ise suların akıntısında... Elimi uzattım ama yetişemedim bir türlü. Hafifçe ittim kendimi ona doğru korkusuzca, nasıl olsa yakalar ellerimiz birbirini. Derken kavuştuk, o ellerini sıkıca bağladı, gözlerim gözlerinde gülümsedim. Yolumuz belliydi, o derin çukurdan önce yukarı çıkmak ve özgür bırakmaktı özgür olmayan ruhları... Bir olunca ellerimiz, daha da büyüdük, uzadı kollarımız. Akıntı da durulmuştu azda olsa. Suların durulması hayra alamet sayılmazdı aslında, ışığı görünce anladık buradan denize döküleceğimizi, öyle de oldu. Derin sulara gömüldük, ellerimiz sıkıca bağlı nasılsa asla çözülmez. Martılar geçiyor... Birinin ayağına tutunsak diyorum, bir tutunabilsek kurtuluruz, iyiden iyiye de ıslandık, ağırlaştı bedenlerimiz. Zıplıyor aniden, eli martının kanadında. Gülümsüyorum, bu seferde başardık, karaya düşünce kendimizi çimenlere attık. Önce iyice yayıldık güneşin altında, kuruduk bir güzel. Sonra beklemeye koyulduk, birileri beğensinde bizi kollarına taksın diye. Şöyle rengime göre bir düğme diyorum, kıpkırmızı, ona da yeşilin en yeşili, yakışmaz mı? Ama ya bizi ayırırlarsa. Nede olsa ben kırmızı o yeşil bir iplik... Rengarenk olmak herkese göre değil. Oysa öyle miydi koptuğum kazak, en renklisinden örülmüş o hırka... Her renge yer var, sana, bana, bize...
0 notes
yaziyormuyuz · 5 years ago
Text
Tumblr media
0 notes
yaziyormuyuz · 6 years ago
Text
MUM
Zamanla eriyip yok oluyor benliğim, Belki üç belki beş gecedir karanlıkla verecek olduğum savaş Artık aydınlık geceler olmayacak, hadi artık üfle ve ruhumu bırak.
0 notes
yaziyormuyuz · 6 years ago
Text
YAĞMUR
Yağmur yağıyor. Sanki daha önce hiç yağmamış gibi. Hayat nedir diyorum içimden, nefes almak mı? Nefes almayı bırakınca bitecek mi? Onca hüzün onca mutluluk sona mı erecek? Ya buda bir başka hayatın başlangıcı ise… okuduğum bir yazı da iki ikiz kardeşin anne karnındaki konuşmaları geçiyordu. Hayatlarının bir elin onları oradan alması ile sona ereceğini düşünüp üzüldükleri anlatılıyordu. Bizim doğum yani varoluş dediğimiz onlar için sondu. Şuan yaşadığımız hayatın bitişi bizim için ölüm… Ya aslında buda bir başka boyutta bir başka evrende başlangıç ise… Bilinmezlikler ile dolu bir evren. Bildiğim bir şey var ki olmak istediğim insan olmalıyım, bu hayatı bir başkası olarak değil kendim gibi yaşamalıyım, yaşamalıyız. Yeniden gelseydim şunu yapmazdım, şunu yapardım dememek için yaşamalı. Hayatı doyasıya yaşamalı, Burak'ın dediği gibi “ Tabuları yıkmalı”.
0 notes
yaziyormuyuz · 6 years ago
Text
Tumblr media
0 notes
yaziyormuyuz · 6 years ago
Text
Vur Yüzüme Hadi Vur Yüzüme..
Yıllar önce hayal ettiklerim ve hayatlar...
Hani insan olumlularsa çevreyi olumlulanırdı her şey. Vay arkadaşım, kan dı rıl dık. Hayat hiçte öyle altın tepsiler, efendime söyleyeyim gümüş tepsilerle sunmuyor verdiklerini. Tepsiyi verirken altından da yakıveriyor ateşi. Sen tam altın tepsiye uzanıyorsun, cıssss. Yandın mı? İyi oldu sana!
Hiç akıllanmadın dimi? Onca tecrübe geçti gitti. Hayır akıllandın. Artık tepsiye uzanırken dokunmadan alıyorsun içindekileri. Değmesin yağlı boya! Bu böyle içimden geçenleri döktüğüm bir yazı olsun mu? Olsun be! Ulan insanlıktan nasibini almayan sevgili insanımsılar! Egolarınızdan Ağrı Dağı görünmez oldu. Yazıklar olsun!
0 notes
yaziyormuyuz · 8 years ago
Photo
Tumblr media
Sadece yalnızlık mı istediğin,
Kapa gözünü her şeye, tıpkı kulaklarını tıkayıp bildiğini okuduğun gibi...
0 notes
yaziyormuyuz · 8 years ago
Photo
Tumblr media
Civciv Evimiz...
“İki çocuk
rahatlıkla oturduğumuz
kapının eşiğine
kendi başıma zor sığıyorum bugün
büyüdükçe insan
yalnız mı kalıyor ne?”  Sunay AKIN.
Küçükken pamuk şeker, kağıt helva yiyemediğim için anne ve babama kızıyorum…Televizyonda dizilerde gördüm hep kağıt helvayı. Benim bildiğim bir helva vardı, oda hamsiden sonra(karadenizliyiz ya) tatlı diye sofraya konandı. Televizyonda gördüklerim meğer ince helva değil bambaşka bir şeymiş, ben büyüyünce anladım. Benim çocukluğum bazı şeyleri geç keşfetti. Polo şekerlerin sadece bizim mahalle bakkalında satıldığını sanırdım, büfe kapanınca bir daha hiç alamamıştım... Taki üniversitede bana uzatılan o polo şekere kadar. Ah benim çocukluğum…Bazen başka bir şehirde doğmuş olmanın hayalini kurar, o zaman pamuk şekerde yerdim derim. Peki ama o zaman ben, bana alınan o ilk kağıt helvanın mutluluğunu hatırlar mıydım? Hayır... Peki ben istediğim her şeye daha çocukken sahip olsaydım,  delinen ayakkabımın altını görünmesin diye yere sürterken, şimdi aldığım her ayakkabının kıymetini bilir miydim? Ben olduğum ve olacağım şeyleri seviyorum... Varsın o şekeri yiyememiş olayım. Ben kapının eşiğine hala iki kişi oturabiliyorsam sebebi sensin çocukluğum. Bedenim büyüse de, kapı eşiğinde oturmadan da olsa, ayakta durup iki kişi kalabilmeyi öğrettin bana... Yalnızlığa mahkum olan büyümüşler ise sadece kendileri oturuyorlar o eşikte. Ayağa kalkmayı bilmediklerinden...
0 notes
yaziyormuyuz · 8 years ago
Text
...
“Burak...benden tam sanatçı olmaz mıydı? Tiyatro, dans, müzik..” 
Bazen iş yerinde gözümü bilgisayarın ekranında, aklımı ise Farid Farjad’ın Taghtam Deg adlı eserini kemanla icra ederken buluyorum. İçim çoşkuyla doluyor, “alkışa hiç gerek yok”,sonra aniden “Ebru şu projeyi çiz” diye bir ses bölüyor tüm ambiyansı. Sonra diyorum ki mühendislikte güzel be, bak ne güzel bir şeyler keşfetmek ve üretmek. Ben bu yazıyı bir milat olması için yazıyorum.
Bugün hayatın bir dönüm noktası olmasın mı? Tüm dertleri şöyle yavaşça dısarı alalım,  hem çok kaldılar zaten misafirliğin azı makbuldür...
"Bir genç kız bilge adamı şaşırtmak istiyor. İki elinin arasına bir kelebek koyacak ve bilge adama, 'avucumun içinde bir kelebek var, canlı mı ölü mü?' diye soracak.Ölü derse kelebeği salıverecek, canlı derse avucunu bastırıp kelebeği öldürecek, bilge adam her ne derse tersini ispat etmiş olacak. Kız kapalı tuttuğu ellerini bilgeye doğru uzatıyor: 'Avucumun içinde bir kelebek var: Canlı mı, ölü mü?' Bilge adam cevap vermeden once uzun uzun kızın gözlerinin içine bakiyor ve cevap veriyor: 'Canlı da olması, ölü de olması senin ellerinde kızım, senin ellerinde'... 
Hayatta her şey bizim elimizde. Şuan dışarıda yağmur yağıyor. Kimileri bu yağmurdan şikayet ediyor. Hava çok kasvetli diyor. Bense ohh şu toprak kokusuna bak diyorum. Keşke çatısı sacdan olan bir evde olsam, her bir damlanın ritmik sesiyle huzuru yaşasam diyorum. Mutlu olmak elimizde. Hayatı ya o kelebek gibi sıkarak yok ederiz, ya da kendimizi biraz olumluluklara odaklayıp can veririz.
0 notes
yaziyormuyuz · 9 years ago
Text
Cepteki Pamuk :*:
Hey.. Sana diyorum kara gözlü çocuk. Üşüyünce montunu vermeyen yaramaz. Sana uzaktan uzağa yanık olduğum zamanlar geldi de aklıma, iki satır da olsa yazmak istedim seni ne çok sevdiğimi. Sana ve sevgimize inanmadığım o günler(eskiiiii günler) için :D sadece gülüyorum kendime. Senden önce hayal kurardım “ sevgilim olursa şöyle olur, şöyle yapar , şöyle sever...” Hiçbir şey hayal ettiğim gibi olmadı(çok daha güzel tabi ki :* ).  Hep ağlamak yok, gülersen severim seni, hemde daha çok severim dedin. Şimdi ben sana desem ki gözlerime yaşlar doldu, yarın gidecek olman içimi deliyor, sen üzülürsün. Ben bütün bunları sana söylemiyorum o yüzden. Sadece şunu bil, hep ama hep güleceğim bu bir yılda. Seni “YAA YAA YAA” derken hayal etmem yetecek zaten gülmek için. Ama ya elimi tutman gerekirse ben düşerken ?
İşte bütün o anlarda sen varmışsın gibi de yapabilirim sanırım. Zaten ben hep görmeye geleceğim seni. Şşşt bide bi sır vereyim mi sana o.O ben zaten pamuklara sarılı olarak cebindeyim..
0 notes
yaziyormuyuz · 9 years ago
Audio
0 notes
yaziyormuyuz · 10 years ago
Text
Bugün anladım ki sen içime işlemişsin, yoluma yoldaş , arkadaş , baba, eş olmuşsun... Geçip giden onca kötü anılarımız için özür dilerim.keşke hepsini geri getirip yeniden yaşatabilsem sana... Keşkeleri bir kenara bırakmanın zamanı geldi, artık iyikiler olmalı hayatımızda , bazıları sadece senin, bazıları sadece benim iyikilerim olmalı. Seni hiç bu kadar içten özlememiştim. Tweety artık ona sarılmamdan şikayetçi :) bende şikayetçiyim ondan, bana hiç tatlı sözler söylemiyor suspus oturuyor , ben nereye koyarsam orada duruyor, yetti beeee :D
0 notes
yaziyormuyuz · 10 years ago
Text
huysuzcu bıdık
Her ne kadar yaşadıklarımız bizi tecrübeli kılıyormuş gibi görünse de bazen ilk kez başa gelen olaylar çıkılmaz bir hal alabilir. Farz edelim ki sevgiliniz hemoroid ve huysuzluk yapıyor. Şimdi bu durumda ne yapmalısını? E tabi bide onu çok seviyorsanız ve uzaklara gittiyse iş daha da zor sizin için. Yanına gidip sevdiğinize destek olmak mı yoksa uzaktan günde 20 kez telefonda konuşarak yanında olduğunu ona hissettirmek mi ? Ben ikinci olanı yapıyorum desem pek doğru olmaz çünkü içinde bulunulan koşullar başka düşüncelerimizin olması gerekecek durumda.İŞSİZLİK! Gerçekten işsizim ve sevgilimi aramıza girecek olan km'ler yüzünden az görmek zorunda kalırsam bu güzel hissettirmez, özlemekte güzel ama aylarca olmamalı. O yüzden sevdiğim, sevgilim,yoldaşım seninle hem ilgilenmeyi hem seni sevmeyi başarırken, aklımda geçenlerin yarısı seni görememek üzerine de kayıyor. O yüzden eğer seni yeterince sevgiye boğamadıysam bağışla ama şunu da bil gönderdiğin her fotoğrafı uys uys uys diyerek seviyorum. Totona da iki çift lafım var gelince söyleyeceğim...
0 notes