yamanates34
yamanates34
Yaman
243 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
yamanates34 · 1 day ago
Text
Tumblr media
5 notes · View notes
yamanates34 · 1 day ago
Text
Tumblr media
6 notes · View notes
yamanates34 · 1 day ago
Text
Her gün bir şey
Bir gün her şey değişir..
5 notes · View notes
yamanates34 · 1 day ago
Text
Haksızlığın kitabı var mı?
Millî Eğitim Bakanlığı, yine tartışılacak uygulamalara imza attı. Nisan ayında politik kaygılarla öğretmenleri “Proje Okullarında” yerinden etti. Hâlbuki böyle olmamalıydı.
Niye?
Çünkü bazı meslekler, iş ahlakı, tutum ve davranış bakamından özel bir öneme sahiptir. Hukuk adamından beklediğimiz adalet ve hukukun değerler sistemine bağlılıktır. Bunu davranışlarında görmek isteriz.
Din adamından, verdiği dini telkinlere ve vaazlara zıt davranışlarda bulunmamasını bekleriz. Aynı şekilde kendini dindar olarak gösteren ve bütün toplumsal ilişkilerinde bunu belli eden kimselerden de aynısını bekleriz.
Bir diğer meslek, öğretmenliktir. Eğitimciden; ders veren, öğreten insandan bilime, akla, iyiye karşı olumsuz davranışlar beklemeyiz. Öğretmenseniz, eğitimci kimliğe sahipsiniz demektir. Bu durumda ders veren bir kişilik olarak, mesleğinizle davranışlarınız arasında çelişki bulunmamalıdır. Hiç şüphesiz kurumsal yapı olarak Millî Eğitim Bakanlığı da eğitimsel davranışlara uygun davranmak zorundadır.
Peki, davranmıyorsa?
Kişi ya da kurum tutarsızsa?
Bu durumda ortaya; iş ahlakı, mesleki ahlak sorunu çıkar. Sorunlar diğer kişilere yansıdığında orada değişime sebep oluyorsa bu durumda da kural, yani hukuk sorunu ortaya çıkar.
Biliyor musunuz, eğitimin tanımında öğrenme yoluyla her bir kişide “istendik” davranış oluşturma kuralı vardır. Bu tanımda, “İstendik yani istenen” davranış tanımın özünü oluşturur.
Bütün bu ön açıklamalardan sonra gelelim, Millî Eğitim Bakanlığı’nın Nisan-2025’de Türkiye’ye yaşattıklarına. Adına “Proje okulları” diyerek okullar arasında bir sınıflama yapmış.
Yapabilir mi?
Elbette yapar.
Tutmuş, Nisan ayında proje okullarında kadro değişimine gitmiş.
Gidebilir mi?
Hem gidebilir ve hem de gidemez.
Ne demek bu?
Bakanlığın makamdan gelen yasal gücünü kullanarak istediği öğretmeni istediği yere atayabilir.
Peki, yanlış olan ne?
Birincisi, aylardan nisan.
Tayin mevsimi değil.
Tayinler, kurumsal düzeni, iş akışını, eğitim başarısını bozmayacak şekilde, toplumsal çıkar gözetilerek yapılır. Sadece bir tek kişinin tayin yapılıyor olsa belki sorun olmaz, ancak toplu tayinler, bakan istese bile keyfi, zamansız, olağan işleyişe aykırı olarak yapılmaz.
Buna teamül deniliyor.
Bütün bürokrasi bu kavramı bilir.
Hangi makamda olursa olsun, kişiler görevini layığı gibi yapmadığında ister istemez toplumsal tepkilerle karşılaşır. Nitekim bu zamansız ve gereksiz tayinle Türkiye, velilerle birlikte lise öğrencilerinin boykotuyla karşılaştı. Yönetsel (idari) kararlar toplumsallaşırsa, eş zamanlı olarak sorun yaratır ve siyasallaşır. Bu da öyle oldu. İktidar “Niye siyasallaştı” diye şikâyet ediyor.
Hayret!
Sahi neden acaba?
Bakanlığın; kuralsız, zamansız ve kötü yönetimi sebebiyle olmasın.
Sorunun ikinci ve önemli bir nedeni, tayinlerde yasal dayanağın yetersiz oluşu. Tayinlerin yasal dayanağı var ama, nitelikli okullarda yer değiştirmenin bu nitelikleri dikkate alan tutarlı bir yönetmeliği yok gibi. Bu durumda ikinci sorun, hukuk sorunu demektir.
Üçüncü sorun da Millî Eğitim Bakanlığı’nın eğitimsel davranış gösterememe sorunu. Atasözündeki gibi. “Ele verir talkını, kendi yutar salkımı” misali, derslerde iyi insan ve ahlak anlatan bir kurum, başkalarına her türlü öğüdü veriyor ama, sıra kendisine gelince kesinlikle söylediklerine uygun tutarlı davranamıyor. Bir taraftan dindar geçiniyor. Bütün tarikat ve cemaatleri derse sokarak güya “Dindar nesil” yetiştirmek iddiasında bulunuyor, öte yandan dinin en büyük değeri ve Allah’ın da sıfatlarından biri olan “Adaleti” yok sayıyor. Kur’an’ın açık emirlerinden olan “Liyakati” bir çırpıda silip atıyor. Böylece siyasal ideoloji karşısında din salt bir araç olmanın ötesinde işlem görmüyor.
Eğitimcinin bireysel ve kurumsal iş ahlakını hiç konuşmuyoruz.
Dolayısı ile bakanlığın hiçbir uygulamasında eğitimci davranışını kesinlikle görmüyoruz. Gördüğümüz tek şey kadrolaşma.
İşin içine siyasal kadrolaşma girince “Ümmetçilik” de rafa kalkıyor. Çünkü bütün Müslümanları kucaklamıyorlar. Böylece “Ümmetçilik”, algıları yönetmekten başka bir işe yaramayan slogana dönüşüyor.
Haksızlığın kitabı var mı bilmem ama, bu arkadaşlar uygulamalarıyla tarihe yazıyor. Bu kesin. Yaşadıkça görüyoruz.
4 notes · View notes
yamanates34 · 2 days ago
Text
Ama hiç kullanılmadık, hiç el değmedi bize.
(Hiç yaşamadık)
Ne bir çorbanın sıcaklığını duydu mermer tenimiz
ne de bir tatlının şerbetli lezzetini.
Öylece durduk ..
Murathan Mungan
6 notes · View notes
yamanates34 · 2 days ago
Text
Tumblr media
13 notes · View notes
yamanates34 · 2 days ago
Text
Tumblr media
7 notes · View notes
yamanates34 · 2 days ago
Text
Tumblr media
6 notes · View notes
yamanates34 · 3 days ago
Text
Tumblr media
10 notes · View notes
yamanates34 · 3 days ago
Text
Tumblr media
"Bardak dolu" ( Optimist )
"Bardak boş" ( Pesimist )
"Bardak yok " ( Nihilist)
"Bardak benim olmalı" ( Emperyalist )
"Bardaktan seri üretime geçelim" (Kapitalist)
"Bu bardak ne yenir be" ( Mazohist )
"Bardağı alın oradan kırarım yoksa"(Sadist)
"Bi bardak su versene" ( Konformist )
"Bardağın güzelliğine bak, aynı ben" ( Narsist )
"Bu bardağı da bulamayanlar var" (Hümanist )
"Bardağı bize vermezseniz onu bir daha göremezsiniz" (Anarşist)
"Bardağı yoldaşlarla birlikte kullanalım" (Komünist)
"Bardağı yıkarken kırmayalım" (Sosyalist)
"Yarısı dolu yarısı boş bardak ne demek? kırın gitsin" (Faşist)
"Bazen öyle bi bardak düşlüyorum ki" (Ütopist)
"Kadın bardağı aldı ve narin dudaklarına götürdü (Senarist)
"Bu bardak sadece benim" (Egoist)
"Bi kere ince belli bardak ne demek?" (Feminist)
"Bu bardaktan bir gün öyle çok olacak ki (İdealist)
"Bardak gibi görünüyor da test edelim bakalım bardak mı?" (Pozitivist)
"Bu bardağın asıl sahibi kimse fikrimi ona söylerim" (Despotist)
"Bardak yenmez ağızı kesilir, insan eti mi bu (Kanibalist)
"Bardağı metal tercih ederim, bu hemen kırılır" (Militarist)
"Bardakları asıl yüz yıl sonra gör bak nasıl olacak" (Fütürist)
"Bardağın çizgileri çok keskin" (Kübist)
"Bardak güzel de biraz büyük" (Minimalist)
"Bardak kesin bizim imalatımız, kimse böyle yapamaz (Şovenist)
"Bardağı odanıza yolluyorum efendim" (Resepsiyonist )
"Bardağın altında karşıt renkten bir örtü koyamadınız mı?" (Sitilist)
"Kolay bir obje; rahat çizilir" (Karikatürist)
"Bardağın orada duruyor olması asla bir tesadüf değil; döngü gereği" (Determinist)
"Bardağın şekli güzel; bir fotosunu çekeyim lazım olur" (Oportunist)
"Alelade bardak işte" (Sürrealist)
"Bardak camdır, cam da kum ve burada hayat gizli" (Panteist)
Nasıl diyo siz, su istiyo ben (Turist)
Bu bardak ne? Niye kristal değil (Assolist)
Hemen atlamayın; bardak olmayabilir o (Sofist)
Altı üstü yarısı dolu bi bardak Amma uzattınız (Realist)
Hani derler ya bir bardak suda fırtına kopartmak diye; işte burada deyim cuk oturmuş ..
8 notes · View notes
yamanates34 · 4 days ago
Text
Tumblr media
8 notes · View notes
yamanates34 · 4 days ago
Text
Tumblr media
6 notes · View notes
yamanates34 · 5 days ago
Text
Bu yapay zeka başımıza bela olur demedi deme :)
21 notes · View notes
yamanates34 · 6 days ago
Text
Tumblr media
4 notes · View notes
yamanates34 · 6 days ago
Text
26 notes · View notes
yamanates34 · 6 days ago
Text
Tumblr media
4 notes · View notes
yamanates34 · 6 days ago
Text
Bir insanı güzelliği için seviyorsanız,
Bu sevgi değil,eğlencedir....
Bir insanı ilginç olduğu için seviyorsanız,
Bu sevgi değil,hayranlıktır ...
Bir insanı zengin olduğu için seviyorsanız,
Bu sevgi değil,lüx merakıdır.....
Ama, bir insanı hiç bir sebep yokken
Yüreğinizde sıcacık hissediyorsanız
İşte bu gerçek sevgidir......
Sevmek söz söylemek değil...
Bütün zor şartlara rağmen,
Sahip çıkmaktır....
Kötü günde sarılmak,
İyi günde güven vermektir....
Neşet Ertaş
5 notes · View notes