Tumgik
vesaireyiz · 28 days
Text
hiçbir kadın, ruh eşi olarak ruh ve zihnin bir araya gelmesi dışında bir erkeğe ihtiyaç duymaz, bu da aşkı tanımlar. O zaman erkek, seveceği, koruyacağı, bakacağı ve birlikte yaşlanacağı doğru kadını bulduğu için şanslıdır. Kadınlar daha güçlü cinsiyettir ve erkeklerden daha çok saçmalıklara katlanırlar.
P. Pritchard
0 notes
vesaireyiz · 3 months
Text
bana uzaktan bak ve güzelliğimle yetin! olay budur
0 notes
vesaireyiz · 5 months
Text
Ne olabilirim bir peygamber ve yalancıdan başka,
Anası peri, babası keşiş?
Süt dişleri çarmıhta çıkmış,
Beşiği suyun altında,
İblisin Tanrı’dan olma kızından başka
Ne olabilirim?
0 notes
vesaireyiz · 6 months
Text
Tumblr media
126 notes · View notes
vesaireyiz · 6 months
Text
bütün güllerden derin,
bir sesi var gözlerinin
0 notes
vesaireyiz · 8 months
Text
Dışarıda da yalnızca kendi yalnızlığım var. Edindiğim ve büyüklüğüne kalbimin hiç uyumadığı bir yalnızlıktı bu. Bir zamanlar kendilerinden kaçtığım insanlar aklıma geldi ve insanların nasıl terk edilebileceğini aklım almıyordu. Tanrım, Tanrım! Eğer önümde daha böyle geceler varsa, bana hiç olmazsa arada sırada düşünebileceğim bir şeyler bırak.
0 notes
vesaireyiz · 8 months
Text
İnsan, bilinmeyen yerlerdeki yolları, beklenmedik rastlantıları ve uzun zamandır yaklaşmakta olduğunu sezdiği ayrılıkları düşünebilmeli, hâlâ anlaşılmamış çocukluk günlerini; sevindirici bir şey söylediklerinde anlamayıp kırdığımız anne babaları; o kadar çok, derin ve ağır değişimlerle garip, tuhaf başlayan çocukluk hastalıklarını; sessiz ve kapanık odalarda geçen günleri; deniz kıyısındaki sabahları; denizi, denizleri; yukarılarda çağıldayan, yıldızlarla uçuşan yolculuk gecelerini düşünebilmeli.
MALTE LAURİDS BRİGGE`NİN NOTLARI
0 notes
vesaireyiz · 8 months
Text
Çünkü mısralar sanıldığı gibi duyguların değil, yaşamış olmanın verimidir. Bir mısra yazabilmek için insan, birçok şehir görmeli, insanları, nesneleri görmeli, hayvanları tanımalı, kuşların nasıl uçtuğunu hissetmeli, küçük çiçeklerin sabahları açarken nasıl titreştiğini bilmeli. İnsan, bilinmeyen yerlerdeki yolları, beklenmedik rastlantıları ve uzun zamandır yaklaşmakta olduğunu sezdiği ayrılıkları düşünebilmeli, hâlâ anlaşılmamış çocukluk günlerini; sevindirici bir şey söylediklerinde anlamayıp kırdığımız anne babaları; o kadar çok, derin ve ağır değişimlerle garip, tuhaf başlayan çocukluk hastalıklarını; sessiz ve kapanık odalarda geçen günleri; deniz kıyısındaki sabahları; denizi, denizleri; yukarılarda çağıldayan, yıldızlarla uçuşan yolculuk gecelerini düşünebilmeli.
0 notes
vesaireyiz · 8 months
Text
sık dişini,
kontrolünü yarın kaybedersin. bugün dağılıp gitmek için yanlış gün
0 notes
vesaireyiz · 8 months
Text
Tumblr media
0 notes
vesaireyiz · 9 months
Text
Jüri üyeleri, bu bir hayalet kadının hikayesi. Kimsenin görmediği bir kadın. Kimsenin tanımadığı bir kadın. Bu yavaş yavaş yok oluşun hikayesidir. Annesinin elinden cehenneme trajik bir şekilde düşen çocuk. Bu kadın en kötü suçu işledi. Bebek katili. Kızını öldürdü ve bunu kabul ediyor. Bizim için tahammül edilemez, akıl almaz bir şey. 15 ay boyunca sevdiği çocuğunu öldüren bir anne. Onu bir canavar olarak görmek daha kolay. Canavarı ortadan kaldırmak gerek. Ceza kanunu kitaplarını açıp onu suçlu bulursunuz. Ama eğer bunu yaparsanız jüri üyeleri, bir karar vermiş olacaksınız, ama adaleti sağlamış olmayacaksınız.
Sadece en kolay soruya cevap vermiş olacaksınız. Jüri üyeleri olarak kendinize sormanız gereken soruya değil. Eğer kendinize bu soruyu soramıyorsanız, işlenen suçun korkunçluğuyla sendeleyerek plajda kalırsınız. Neden?
Laurence Coly’yi çok sevdiği ve gözü gibi baktığı kızını öldürmeye iten neydi? Neden onu doğar doğmaz öldürmedi? Elise neden öldü?
Elise öldü, çünkü onun annesi deli. Ve o delilikle kızını koruduğuna inandı. İsterseniz yolculuğun zıddını düşünün. Hırs ve arzuyla dolu bu genç kadının Paris’e geldiğini gözünüzde canlandırın. Ve kendinize şu soruyu sorun, nasıl bu kadar koptu, partnerinin stüdyosunda saklanan görünmez bir kadına dönüştü?Luc Demontet’in evine taşındığında, Laurence Coly’nin maddi geliri yoktu, artık banka hesabı yoktu veya sosyal güvenlik kapsamında değildi. Üniversiteye kaydolmamıştı. Sesler duymaya başladı. Halüsinasyonlar, korkunç rüyalar, çözmekte zorlandığı tuhaf işaretler görmeye başladı. Annesiyle yaptığı birkaç telefon görüşmesi dışında,dışarıdaki dünyayla hiçbir bağlantısı yoktu.
Yalnızlığı öyle somuttu ki,neredeyse ona dokunabilecek gibiydi. Ve tam bu sırada hamile olduğunu, bir kızı olacağını öğrendi. Aslında Laurence Coly hamileliğini veya doğumunu saklamadı,o kendini sakladı. Kendini kimseye göstermedi, çok korkuyordu. Evet, büyü. Genç bir avukat hatta bir çaylak bile büyüye dayanan savunma stratejisini yıkar. Şimdi bundan söz ediyorsam, tek amacım size psikiyatrik değerlendirmenin sonucunu hatırlatmaktır. Büyü, sadece Laurence Coly’nin halüsinasyonlarının göstergesidir. Bu kadının tıbbi yardıma ihtiyacı var, ve hapisteyken bunu alamayacak. Onu uzun bir cezaya çarptırmak, doğrusunu isterseniz, onu deliliğe mahkum etmek demektir.
Saygıdeğer jüri üyeleri, beni derinden etkileyen bir şeyden söz ederek sözlerimi bitireceğim. Laurence Coly anne olmayı internetten öğrendi. Doğru olanı yapmaya çalıştı,mücadele etmeye çalıştı, devam etmeye,ama kaybetti. Ona yardım edecek kimse yoktu. Onu kimse anlayamadı. Ve biz de hala Laurence Coly’yi anlayamıyoruz. Bazılarınız yalancı, kibirli,manipülatif, kısacası bir canavar olduğuna inanabilir. Ama daha bu sabah, Laurence bana rüyasını anlattı, Elise de onunla birlikte hapishanedeymiş. Hücresinin kapısını açtığımda,Elise koşup avukat cübbemin altına saklanmış. Laurence kızının her zaman yanında olacağını, içinde olduğunu biliyor.
Size söylediğim şey şiir değil,bilim.
Hamilelik sırasında annenin hücrelerinin ve DNA’sının fetüse geçtiğini biliyoruz. Bu geçişin iki taraflı olduğu daha az biliniyor. Çocuğun hücreleri de annenin organlarına geçiyor. Annenin bedenine yerleşiyorlar,beyninden ayak parmaklarına kadar. Doğumdan sonra bile, hamilelik doğumla sonlanmasa bile, bu hücreler yaşamaya devam eder, bazen bir kadının hayatı boyunca.
Dolayısıyla bir anne ve çocuğu birbirine ayrılmaz biçimde dolanmış haldedir. Bu kaçınılmaz bir şey, biyolojik. Bilim insanları bu hücrelere ne diyor, biliyor musunuz?
Kimerik hücreler.
Efsanevi canavar, Kimera gibi. Farklı hayvan parçalarından oluşan melez bir yaratık. Aslan kafası, keçi bedeni, yılan kuyruğu. Yani jüri üyeleri, şuna inanıyorum,
Biz kadınlar, hepimiz Kimera’yız. İçimizde annelerimizin ve kızlarımızın izlerini taşıyoruz, onlar da bizimkileri taşıyor. Bu hiç bitmeyen bir zincir. Bir anlamda, biz kadınlar, hepimiz canavarız. Ama aşırı insani canavarlarız.
Saint Omer 2022, Alice Diop, Fransa.
0 notes
vesaireyiz · 10 months
Text
sen kötü bir insandın. sana acıyorum çünkü ömür boyu kendinle yaşayacaksın.
0 notes
vesaireyiz · 10 months
Text
iyileşmek için affetmeniz gerekir. affetmenin, öfkeyi dizginlemekle ya da insanların sınırlarınızı ihlal etmesine izin vermekle hiçbir ilgisi yoktur; başkalarının size sebep olduğu acı ve öfkeden kendinizi kurtarmak ve onların da sizin kadar kusurlu olduklarını kabul etmekle ilgilidir.
0 notes
vesaireyiz · 10 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
87 notes · View notes
vesaireyiz · 10 months
Text
ankaralı olduğum için gittiğim hiç bir yerin daha soğuk olduğunu kabul edemem evet üşürüm ama burası da soğukmuş derim ama sonra biz ankarada ne soğuklar gördük diye de eklerim kutuplara koysanız donarak ölsem son sözüm aynı ankara gibiymiş olur onur gurur meselesi
368 notes · View notes
vesaireyiz · 11 months
Text
Tumblr media Tumblr media
{Words by José Olivarez from Citizen Illegal /@fatimaamerbilal , from even flesh eaters don't want me.}
65K notes · View notes
vesaireyiz · 11 months
Text
“I think the saddest people always try their hardest to make people happy because they know what it’s like to feel absolutely worthless and they don’t want anyone else to feel like that.”
— Robin Williams (b. 21 July 1951)
1K notes · View notes