Muhtemelen yazacağım ve yazdıklarımı sadece kendim okuyacağım, ama buraya içimi dökeceğim.
Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Kara Kız
Ailenin kara kızı büyümüş de yarın Üniversite sınavına girecekmiş..
Ben daha dünyadan bir haberken gelip bana abi unvanını kazandıran, yeri gelince arkadaşım, yeri gelince kanatlarım altında korumamda olan benim kara kızım yarın belki öyle bir kader çizecek ki kendine, uçup gidecek ailemizin gözünün önünden.
İki tarafı da boklu değnek; Bir yanım çok başarılı olsun, gitsin hayatı öğrensin ve ileride dimdik, tek başına ayakta dursun derken, diğer yanım ise o ufacık bedeniyle ne hayatı öğrenmesi, Denizli dışına çıkmasın, hatta aman ya bu sene olmasa da olur seneye daha iyisi olur, daha olgun ve aklı başında olur diyor. 18 yaşına gelmiş olması bir şey değiştirmiyor ki gözümde, KÜÇÜK kardeşim o benim, ne kadar büyürse büyüsün, isterse evlensin, hep KÜÇÜK kardeşim olarak kalacak ve ben ona hep yürümesini yeni söken kardeşimmiş gibicesine bakacağım.
Bir de bizim ki biraz dik kafalı, tutturmuş İstanbul diye, İzmir’i bile hor görüyor. Beni kısıtlayacak olmasını ve büyük bir iş yükünü de beraberinde getirecek olmasını biliyor olsam bile "gel yanımda oku" diyorum ama özgürlüğünü tatmak istiyor bizim ufaklık. Bilmiyor ki tek başına okuması ne kadar zor. Sınavın olur ama evde iş olur, hasta olursun ama bakanın olmaz… Bunları tatmak zorunda değilsin abim, bizi de diken üstü ve merakta bırakmamış olursun :)
Sonuç her ne olursa olsun biz daima hep arkanda olacağız, bu sadece sınav için geçerli bir kaide değil, seni ne kadar sevdiğimizi ve üstünde titrediğimizi bir tek sen anlayamıyorsun sınav stresi yaşayan güzel. Sen sadece bizim ne kadar şanslı çocuklar olduğumuzu unutma, bir sınav senden hiçbir şey alıp gidemez. Yaşın ufak, zeka seviyen nerdeyse benim ki kadar var ( :D ), daha kat edilecek çok uzun yol var önünde. Sakın stres yapma yarın, bugünün yarınları da olacak, o sınava başı dik girecek, başı dik çıkacaksın!
Annelerin ve Babaların evlatlarından daha kıymetli, kardeşlerin ise kardeşlerinden kıymetli hiçbiri şey yoktur bu dünyada, unutma bunu. Seni çok seviyoruz kara kız, gözünden bir damla yaş döküldüğü kulağıma gelirse ÖSYM yakarım, ve muhtemelen bir daha göstermezler beni size. Biraz deliyim bilirsin, ona göre :)
0 notes
Text
Buna ne denir ki?
Nefesi bile zoraki alır hale geldim.
İç ses denilen o şey bile terk etti artık beni, o bile küs bana.
Bazen dalıyorum hayallere fakat hayallerde bile yalnızım, elimden tutup götüren, akıl fikir veren, beni dinleyen bir kişi bile bulamıyorum.
Aslında çok güzel bir oyuncuyum ben, hepinizin yüzüne gülebiliyorum. Gülüyorum evet ama gülerken bile içimde yıllardır hiç susmayan, hıçkıra hıçkıra ağlayan bir çocuk var. Ne yaptıysam susmuyor o çocuk. Sürekli yeni bir uğraş, yeni bir macera peşine düşüyorum ama çok pesimist içimdeki o çocuk, en ufak bir şeyden nem kapıyor hemen hevesi kaçıyor. Galiba ben de zamanla alıştım bu duruma, insanların arasına karışmak, kalabalığın bir parçası olmak çok yorucu geliyor gözüme. Tek başıma sahile otursam dalgaları izlesem bile dinleniyor o çürümüş ruhum. Asosyalliğin dibine vurmuş ama bundan çok utandığı için kendimi bazı sosyal aktivitelere zorlayan bir adamım aslında ben.
Küçükken böyle değildim ben, uyumayı gereksiz bulurdum. Keşke hiç uyumasak, boşuna zaman öldürüyoruz, gözünü kapatıyorsun ve bir daha açtığında üzerinden 7-8 saat geçmiş oluyor diyordum, şimdilerde ise keşke uyanmasam diyorum.
0 notes
Text
Bu burada yapacak olduğum ilk boş.
Bu belki ilk saçma, hatalarla dolu yazım olacak ama kafamı dağıtmak yolunda yeni bir başlangıç olacak.
Böyle bir şeye başvurmamın asıl sebebi yaşımızın ilerlemesiyle artan kaygılarımız ve dertlerimiz, ileride bunları okuyup lan ne güzel gençliğin varmış demek istiyorum. Hepimiz bebekken karnımız tok altımız temiz oldukça mutluyduk, sonra çocukluk dönemimiz geldi oyunlar oynamak istedik, daha çok ilgi bekledik ve hala dert nedir bilmiyorduk. Biraz daha büyüdük ve çoğumuzun yaşadığı ilk dert girdi hayatımıza; Çocukluk aşklarımız. Hiçbir şeyi kafamıza takmazken her gün birini düşünüp beğendirme çabalarına girdik. Orta okul çağına geldik buna ders çalışma derdi eklendi fakat hala geceleri kafamızı yastığa rahat koyabiliyorduk.
Herkesin belirli bir dönüm noktası vardır, benimki de 2005 kışında oldu, ilk kez günlerce uyuyamadım, ağlamaktan ve sıkıntıdan rahatsızlıklar yaşadım. Normal bir gündü ben okuldan gelmiştim kahvaltı yapacaktık ardından babam işe gidecekti, sofrada sohbet arasında babam birden "yazın Türkiye'ye kesin dönüş yapıyoruz" dedi. Türkçesi düzgün olmayan, jöleli kafa tipik bir almancıydım ben ve bunun zorluklarını da yazın tatilde hep çekerdim..
Neyse, yaz oldu döndük Türkiye'ye, benim için yep yeni bir sayfa açılmıştı, ilk başta her gün intiharı düşündüğüm bir sayfa. Hiç unutamam daha okulun ilk haftası hoca beni tahtaya çıkartıp bir şey yazmamı istedi, yanlış yazdım. "İyice" yerine "iğice" yazdım, 39 kişi kahkahalar içinde boğuldu, ben ise kimsenin yüzüne bakamayacak hale geldim.. Bunalıma girdim 1 yılda 20 kilo aldım. 15 yaşında 88 kiloyu gördüm.
Bir şekilde alıştım bu hayata, yeni düzene, hiç edinmediğim kadar güzel dostluklar edindim. Her şey güzel giderken bunlar da dert mi? dedirtecek bir olay yaşadık. Aile büyüğümüzü, sadece benim değil mahalledeki tüm çocukların dedesini kaybettik ve artık ailemiz bile eskisi gibi değil. Ramazan'ın ilk günleri 20 kişi bir sofrada olmuyor, ne bayram heyecanı kalıyor ne yıl başı heyecanı.. Bağrında yatıp başımı okşamanı öyle çok özledim ki dedecim anlatamam..
Tabi ki ara da başka sancılı günlerimde oldu ama onlara bir şekilde alışıyor insan, derin izler bırakabiliyor belki ama iki yönüyle ele almasını bildiğin zaman yaşadığın heyecanlar nötürleyebiliyor bazı acıları.
Gün geçtikçe biraz daha soğuyorum hayattan, çok zorluyor, çok yoruyor beni. Sanki 4 duvar sürekli yaklaşıyor bana doğru. Şu Lise bir bitsin üniversite çok zevklidir dedik tutmadı be, şimdi ise üniversite bitsin en azından paramı kazanır aileme yük olmam diyorum ama kim bilir iş hayatı ne kadar hayal kırıklığına uğratacak beni. Bu hayattan aldığım en büyük ders, hayat gerçekten de paylaşınca güzel, sevdiklerin yanında oldukça...
0 notes