turasiye
Unbetitelt
22 posts
Last active 3 hours ago
Don't wanna be here? Send us removal request.
turasiye · 1 month ago
Text
SONUNDA DELDİRDİM 8. BÖLÜM SON (Hakan 32 Y., İzmir)
Gece bir ara uyandım yarım yamalak. Alper uyanmış ve üstüme uzanmıştı biraz. Çok hafifçe, yumuşakça göğsümü, meme uçlarımı öpüyordu. Beni uyandırmak istemiyor gibiydi. Siki sertleşmiş, sikinin kafası baldırlarıma sürtünüyordu. Uyanırsam şimdi bir daha alamam diye düşündüm ve ses etmedim hiç. Ne yapacağını da merak ediyordum biraz. Yavaş yavaş öperken eli de dizlerimden kasıklarıma doğru gitti. Bir ara başı göbeğime inerken eli de sikime gitmişti. Parmaklarının ucuyla okşadı kalkmaya başlayan sikimi. Dönüp bana baktı uyuyor muyum diye. Hiç belli etmedim ben de. Heyecanlanmıştım iyice. Dilini sikimin kafasına değdirdi. Sikim iyice sertleşmeye başlarken öpüyordu o da. Bana baktı yine. Sonra sikimin kafasını dudaklarının arasına aldı. Biraz emip çıkardı. O sessizlikte dudaklarını yalamasının sesi gelmişti. Çok zor tutuyordum kendimi ama belli etmedim yine.
Anlaşılan bazı şeyleri denemek istiyordu Alper. Bana baktı yine. Kısık gözlerimle onu izliyordum. Yavaşça ağzına aldı yine. Oldukça acemiydi ve dişleri değiyordu yaparken. Ancak kalın yarağım dudaklarını zorlaya zorlaya ağzına girmeye başlayınca dişleri değmedi. Yavaş yavaş emiyordu sikimi. İyice ıslanınca çıkartıp sıvazladı biraz. Beklemediğim bir anda yapmıştı bunu. Sertçe sıvazlayınca tutamadım kendimi ve inledim zevkle. Ohhh, harika yapmıştı o hareketi. Alper hafif sitemli bir sesle, "Yaa abi uyusana sen, niye uyandın?" diyerek elini çekti sikimden. Sarıldı bana. Elleri göğsümde ve kasıklarımdaydı.
Ben de, "Mmmm sen bana böyle şeyler yaparsan uyanırım ama Alper!" dedim. Okşadı sikimi yine. Bana biraz daha sarılıp, "Yaa off uyandım ben. Kaç dakikadır yatıyorum öyle!" derken sikini bastırdı bacağıma. Sonra da, "Merak ettim biraz işte seninkini yalamak nasıl diye!" dedi. Elleri her yerimde dolaşıp boynumu yanağımı öperken yan döndürdü beni. Taş gibi sikini yaslamıştı bile götümün arasına. Sürtünürken benimkini de okşuyordu. "Alper yarın yaparız, uyu hadi!" dediğimde, "Çok güzel bu. Bu kadar zevkliymiş ya bunu sokmak oraya. Biraz yapalım hadi noolur, uyurum sonra söz!" derken deliğime getirmişti bile sikinin kafasını. Hiç ses edecek halim kalmamıştı artık. Çok yavaşça geçirdi içime. Bana iyice sarılıp kendine çekerken köküne kadar soktu sikini. "Ohhhhhhh!" diye ikimiz de inledik o an.
Sikmeye başlamıştı bile beni hiç beklemeden. Yavaş yavaş kafasına kadar çekip gömüyordu her seferinde. "Ohhh canım abim, seninle herşeyi yapmak istiyorum ben. Sen çok farklısın. Nasıl, canın acımıyor di mi şimdi? Güzel di mi? Bırakayım mı?" derken hızlanmaya başlamıştı ve götüme sokup çıkardıkça taşakları da vuruyordu. Sikiş sesleri inlemelerimize karışmıştı yine. Bir bacağını üstüme atıp devam etti. Ben de, "Ohhh Alper hayır durma sakın. Çok güzel evet. Herşeyi yapacağız seninle. Ohhhh devam et harika böyle. Tam bir erkek oldun bak. Ne güzel yapıyorsun!" diye inlemeye başlamıştım. Sikinin kafası içimde sürtündükçe ve eli sikimi okşadıkça tarifi zor bir zevk alıyordum. Göğsü iyice yapışmıştı sırtıma. Çekti beni kendine sertçe. Hızlı hızlı, götüme kökleye kökleye sokup çıkarmaya başladı hiç konuşmadan. Sadece inliyorduk o an zevkten. "Iıhhh tutmayacam kendimi bu sefer hiç abii. Ohhhhh çok güzel..." diye sımsıkı sarıldı birden ve sertçe kökleyip boşalmaya başladı içime. Dimdikti sikim o an. Bekledi içimde. Siki bu sefer çabuk inmişti içimde. Bu aygırın bile bir limiti vardı demek.
Sikini çıkartıp yatarken ben de sırt üstü döndüm. Dimdik sikime baktı. Loş ışıkta sırıttığı belli oluyordu. "Yaa sen böyle mi kalacaksın ama?" deyip sokuldu biraz ve okşadı. Avucunun içine almış sanki hepsini hissetmek istiyor gibi sıkıp kavramıştı. Hızlı hızlı sıvazlamaya başladığında kıvranmaya başladım. "Ohhh hadi devam et az kaldı zaten Alper. Boşalt hadi beni de!" deyince bana baktı. "Hoşuna gidiyor mu gerçekten? Yaa daha iyisini de yaparım senin için. Ne olacak ki!" deyip birden başı eğildi ve sikimin kafasını ağzına aldı. Ohhhhh, ağzı çok güzeldi. Onun o güzel dudaklarını sikimde hissetmek için biraz fazla ileri gitmiştim. Sikimin kafası dudaklarının arasındayken dilini değdirdi. Gözlerimi kapatıp gelen zevk dalgasına bıraktım kendimi. Emiyordu kafasını öper gibi ve sokmuştu ağzının içine. Belimi oynattım biraz daha sokmak ister gibi. Yavaşça kaydı ağzının içine. Dişleri değdi. Çıkartmadı ağzından ve emdi yine kafasını ağzını şapırdatarak. Ohhh, evet çok güzeldi bu. Hızlandıkça benim de nefes alışverişim hızlandı. Tam boşalmama yakın çekti ağzından ve sıvazlamaya başladı yine. Bir anda boşladım elinin içinde. Göğsüme fışkırmıştı döllerim. Alper okşadı biraz daha sırıtıp. Elini göğsüme silerken iğrenmiş gibi sesler çıkartıyordu kıkırdayarak. Sonra külotumla sildi göğsümü hafifçe ve "İyi geceler abicim, sağol!" deyip bana sarılıp uyudu. Bir sigara içmeyi istiyordum aslında, ama bu haldeyken de onu uyandırmak istemedim.
Çok güzel bir uyku sonrası ertesi sabah uyandım. Odanın kapısı açıktı ve içeriden sesler geliyordu. Offf, götüm fena acıyordu doğrusu. Bütün oda ter ve sikiş kokuyordu. Bacaklarımın arasında kurumuştu Alper'in dölleri. Yatak da fena batmıştı doğrusu. Bunun içinde uyuduğuma inanamıyordum. Tam o sırada Alper girdi odaya. Üstünde boxer ve kolsuz tişört vardı sadece. "Günaydın!" derken gülümsüyordu çok sıcak bir şekilde. "Abi sen banyo alırsın herhalde. Ben de şu çarşafları falan değiştireyim yaa. Kahvaltı hazır sayılır. Senin sevdiğin börekten aldım. Kalk hadi yaa!" dedi. Telefonu alıp baktım birşey demeden. Sabah 10 olmuştu. "Off, amma uyumuşum ya. Sen yeni mi kalktın Alper?" derken toparlandım biraz. 1 saat kadar olmuş o kalkalı. Çırılçıplak kalkıp doğrulurken götümde acı hissedince yüzüm buruştu biraz. Kimbilir ne hale getirmişti arkamı serseri. Kalktığımda bana bir garip bakıyordu. Gözü götümdeydi aslında. Banyoya girip uzun uzun yıkandım. Sıcak su ile masaj yaptım deliğime. Korktuğum kadar dağılmamıştı. İyi toparlamıştım yine de.
Odaya geldiğimde Alper her yeri temizlemiş, camları açmıştı havalansın diye. Bugün Cumartesi idi ve tatildi. Eşofman ve tişört giydim ben de. Bugün için niyetim Emre ile görüşmekti aslında, ama Alper de artık bir dersi fazlasıyla hak ediyordu. Küçük yuvarlak götüne girmeyi çok istiyordum. Mutfakta kahvaltı yaparken keyfi yerindeydi doğrusu. Kahvaltıda dün olanları konuştuk biraz. Sert olduğu için özür diledi yarım ağızla. Daha da sert olmak istemişmiş de tutmuş kendini aslında. Benim de hoşuma gittiğini anlayınca bırakmış artık son anlarda. "Gayet iyiydin!" dedim. Çıtkırıldım bir kız sikmiyordu sonuçta. Kahvaltı bitince Alper masayı toparlıyordu. Gerçekten de en ufak bir değişim yoktu davranışlarında. Yalnız siki kalkmıştı ve boxer külottan çok belli oluyordu. Gülüp takıldım ona biraz, bu ne hal diye.
Ben: "Giyinmeyecek misin oğlum sen? Biri gelir falan böyle mi açacaksın kapıyı? Şuna bak ayı gibi kaldırmışsın yine. Cumartesi de olsa biri gelebilir yani!"
Alper: "Yaa abi hiç giyinmeyim dedim. Zaten soyunacağım yine di mi, hehe. Sen niye giyindin ki yaa? Yapmaz mıyız yine? Fazla mı oldu ki yaa? Sabah çıkıp o Jelden de aldım hem!"
Ben: "Lan oğlum rahat dur iki dakika. Yeni kalktık daha. Şu maillere falan bak bir bakalım. Bir şirket Pazartesi için randevu verecekti. Gelmiş olması lazım. Hem markete de gitmemiz lazım. Hadi sen iki kahve yap da salona getir!"
Alper: "Offf tamam tamam peki bakarım şimdi. Sonra yaparız ama değil mi?"
Doymuyordu resmen. Çok iyi anlıyordum ama onu. Onun yaşında ben de azgındım böyle. Sikini sokacak bir yer bulmuştu sonunda ve bırakmak istemiyordu doğal olarak. Yaşadıklarından sonra bu onun için de büyük bir şeydi aslında ama garipsememişti hiç.
Salona gidip etrafa baktım biraz. Odayı havalandırmış ve masaları silmişti sabah yine. Beni evire çevire sikmiş olsa da sorumluluğunu yine bilmesi çok hoşuma gitmişti. Kahveyi getirip masama koydu. Kendi masasına geçip maillere baktı. Birkaç birşey sordu. Dışarı seyrediyordum ben de kahvemi içip. Akşamüstü markete gidip sonra Alper'le bir yere oturup kafayı çekmek istiyordum bu gece. Birden arkamda hissettim onu. Bütün işlerin bittiğini söylerken yanımdan belime sarılmış ve götüme bastırıyordu sikini. "Pazartesi için toplantı tamam abi. Sabah davan var, sonra da gelen giden yok hiç. Hmmm, yağmur başlamış. Hiç çıkmayalım bence dışarı yaa bugün. Ben giderim markete. Ama sonra da gitsem olur di mi?" dedi. Bastırırken nefesini boynumda hissettim. Eli belimden yukarı çıkmıştı. Yastığa sürtünür gibi bastırıyordu baldırlarıma, götüme.
"Alper bir kahve içseydim bari, ne yapıyorsun?" diye itiraz eder gibi olduğumda eli sikime gitti ve okşamaya başladı hemen. "İçersin sonra yine. En güzelini yaparım sana. Gider alır gelirim bile. Hadi yapalım işte!" diyerek fincanı aldı elimden ve masaya koydu. Eli tişörtümün içine girip okşarken eşofmanımın içine soktu sonra. Sımsıkı kavramıştı sikimi. Eşofmanımı sıyırıyordu. Eşofmanım sıyrılığında sikinin sımsıcak kafasını hissettim götümde. Sürtünmeye başlamıştı. "Bari odaya gidelim, burada rahat olmaz Alper. Hem biri görür pencereden..." dedim. Bastırmıştı arasına iyice sikimi sıvazlıyordu aynı hızda. "Yaa bir şey olmaz, görmez kimse. Hadi sen dom... eğil şuraya, hadi abi. Off, ne biçim kaldırmışsın sen de. İstiyorsun işte. Hadi eğil!" dedi. Çevirip masaya domalttı beni birden belimden çekip. Masanın üstünde yeni aldığını söylediği Jeli de görmüştüm. Gayet kararlı ve inatçıydı götümü sikmek için.
Ellerim masanın üstündeyken eşofmanımı dizime kadar sıyırdı. Üstüme eğildiğinde tişörtünü de çıkarmış çırılçıplak kalmıştı. Benim de tişörtümü çıkardı hızla. Göğsü sırtıma yapışmış, omuzlarımı, ensemi öpüyordu. Başımı çevirdi azgınca ve dudaklarımı ısırır gibi öpmeye başladı. İkimizden inlemeler yükselmeye başladı yavaş yavaş. Herşeyi düşünürdüm de Alper'in beni çalışma masamın üstünde çatır çatır sikmek isteyeceğini düşünemezdim. Eli sırtımdan götüme indi ve zorlanarak da olsa ayrıldı benden. Götümü okşarken sürdüğü Jeli hissettim. "Off abi ne biçim olmuş burası. Dayan ama biraz yaa. Yaparım daha. Ohhh, çok güzel. Ohhhhhh, canım abimmm!" deyip dayadığı gibi sokmuş ve köklemişti beklemeden. Başım yukarı kalktı bir anda ve acıyla inledim. "Ahhhhhh yavaş olsana be amına kodumun çocuğu, ne biçim sokuyorsun öyle hayvan gibi!" dedim. Elini başıma götürüp bastırdı masaya doğru. Bir eliyle de kolumu tutmuş ve beklemeden pompalamaya başlamıştı hızlı hızlı. "Ne oldu, acıdı mı çok? Ohhhhh, alışamadın mı benim yarrağa halen? Ohhh ne güzel aldın ama var yaa!" deyip hızlı hızlı sikiyordu. Sanki elinden almak isteyen varmış gibi beni kendine çekip çekip sokuyordu içime kökleye kökleye.
İçimde bastırdıkça başım yukarı kalkıyordu. Alper sanki inadına yapıyormuş gibi saplar gibi köklüyordu her seferinde. Onun bu azgın haline ayak uyduramıyordum artık. Belim ağırmaya başlamıştı. Elini sikime de atmış okşuyordu sikerken. Yorulmaya başladığımda birden beni çekti belimden. "Ohhh çok güzel, yoruldun mu hemen abi yaa? Ohhh, gel hadi otur sen o zaman!" diyerek koltuğa oturup beni çekti üstüne. Bacaklarını iyice açmıştı. İnanamıyordum bu yaptıklarına. pørnøcular gibi olmuştu tecrübesiz Alper. Arkam dönük halde çekiştirdi beni ve oturttu yarrağının üstüne. Belimden çekip yapıştırdığı gibi sokmuştu köküne kadar. Oturup kalkıyordum şimdi üstünde. İçimden (Ulen Alper seni öyle bir sikeceğim ki 3 gün oturamayacaksın götünün üstüne!) diye geçiriyordum o sırada. Belime sarılıp çekti kendine hepsini sokmuşken. Sikinin kafasının titrediğini bile hissediyordum içimde. Sırtım yapışmıştı göğsüne iyice.
Boynumu öpüp göğüslerimi okşarken eli sikime gitti. "Ohhh, hadi abi aynı anda boşalalım. Çok yaklaştım ben!" deyip sikimi sıvazlamaya başlayınca az önceki gerginliğim gitti hemen. Gevşettim deliğimi iyice. Yerden güç alıp oturup kalkmaya başladım azgın oğlanın sikine. Başımı çevirip dudaklarımı öperken o da belini oynatmaya başladı. Koltuk taşıyamıyordu ikimizi de. Oynuyordu sürekli tekerleklerin üstünde. İnlemeye başladık ikimiz de. Sikimi sıktı birden ve içime döllerini akıtırken sıvazlayınca ben de dayanamadım. Oluk oluk boşalıyordum yere.
Öylece kaldık bir süre. "Ohhhh abi çok güzeldi yine yaa. Offf, kızmadın di mi bana çok? Dayanamadım yaa!" dedi. Cevap bile veremeyecek durumdaydım. Sikinin kafası nabız gibi atıyordu içimde. Yavaşça doğrulup çıkardım içimden. Çok acımamıştı canım aslında. Tuvalete gittim ve temizledim içimi. Alper yatak odasına getirmişti elbiselerimi. O da giyinmişti ve salonu temizlemişti. Markete gideceğini, neler lazım olduğunu soruyordu. Onu artık kesinkes gerekirse zorla sikecektim. O yüzden sinirlendiğimi belli etmedim. Alacağı birkaç şeyi söyledim. Enerji içeceği de sipariş etmiştim birkaç kutu. Ne istersem itiraz edemeyecek hale gelmesini istiyordum.
O marketteyken ben de oturma odasına geçip birşeyler izlemeye başladım. Geldiğinde aldıklarını yerleştirdi önce. Oturma odasına girdiğinde bana baktı, ama rahatlamıştı belli ki artık. "Ne izliyorsun abi?" diye sordu. "Dışarı çıkalım da kafaları çekelim bu akşam, hadi Alper yaa!" dedim. Evde de çekebilir mişiz kafaları, rakı da varmış, balkonda mangal bile yakabilirmiş, ne gerek varmış çıkmamıza gibi itiraz etmeye kalktığında sesimi biraz sertleştirdim. "Tamam abi üstümü değiştireyim o zaman ben de..." diye birşey geveledi. O giyindikten sonra biraz daha oturduk. Rakıya başlamak için erken bir saatti halen. Ama bir bira içeyim dedim. Bana bir bira getirmesini söyledim. O sevdiği içecekten de aldığımı söylerken gayet normaldi sesim. Bilmiyordu halen ve normal bir enerji içeceği sanıyordu içtiği ufak kutuyu. "Yaa abii sağol almışsın da, ufacık bu yaa!" derken sırıtıyordu bana. Ben 2 bira içerken o da 2 enerji içeceğini votkayla karıştırmıştı. Bir iki saat daha oturduk. Alper gelip gelip bana dokunmaya başlamıştı. Kot pantolonunun önünden de belli oluyordu zaten ne halde olduğu. "Hadi çıkalım artık. Güneş batıyor, saati geldi!" dediğimde her an üstüme çıkacak gibiydi. İtiraz eder gibi homurdandı biraz, ama birşey de diyemedi.
Ofisimizin etrafı zaten restoran doluydu. Daha önce de gittiğim güzel bir yere oturduk. Alper hayatında ilk defa böyle lüx bir restorana geliyordu. Balıktan ziyade kebap sorsa da ben yönlendirdim onu. Nefis mezeleri götürürken rakıya da fazlasıyla yüz veriyorduk. Yanımız boştu. Alper iki dubleyi götürdüğünde kafası güzel olmuştu bile. Şapşal şapşal sırıtıp bıcır bıcır konuşuyordu durmadan. Bir ara bir kızla konuşmaya başladığını da söyledi bana.
Ben: "İyi işte oğlum konuş, görüş kızlarla. Ben her zaman yanında olmam. Alışma çok böyle bana. Bana bunları yaptıysan kıza neler yaparsın kimbilir!"
Alper: "Yaa abicim tamam da, kızın da nazı, derdi bitmiyor ki. Geçen hafta buluşalım dedik. Amına kodumun karısı sanki bir bira içelim dememişim de sabaha kadar götünü sikeyim demişim gibi baktı yaa. Hem bence gayet güzel yani seninle olmak da."
Ben: "Oğlum tamam güzel de, artık senin bir kız da bulman lazım. Bir de onun tadına bak bakalım. Sıkmana gerek yok kendini hiç. Canın ne istiyorsa öyle devam edersin sonra."
Alper: "Yaa canım her şeyi yapmak istiyor benim abi yaa. Hem öyle ha deyince de olmuyor ki. Buradaki kızlar bizim oradan çok değişik. Çok havalı hepsi orospuların, hehehe..."
Ben: "Ayarlarım ben sana bir gece. İster misin ayarlayalım iki orospu? Biri sana biri bana, ha?"
Alper: "Offf, tabii isterim abi yaa! Küçükken olanlardan sonra hep merak ediyordum yapabilir miyim artık diye..."
Ben: "Neden yapamayacaksın oğlum? Beni ne biçim yaptın ya işte!"
Birden kendi açmıştı o konuyu. Tam o sırada balıklarımız da gelince sustuk. Alper biraz yedi. Sonra rakısından sağlam bir yudum aldı. Gözleri bir an sigaraya kaydı. Elini uzatacak gibi olduysa durdu. İyice durgunlaşmıştı o an. "Al hadi, al yak bir tane istiyorsan. İçiyor muydun ki sen? Hiç anlamadım bile puşt!" diye gülümsediğimde o da güldü bana hafifçe. "Çok nadiren yaa. Bazen düşününce işte..." gibi birşeyler gevelerken alıp yaktı bir sigara. "Hayat zordu o zaman abi yaa. Çok kötüydü..." diye başladı anlatmaya birden. Ailesinden kopunca orada burada yaşamaya başlamış. Parklarda yattığı bile çok olmuş. Eşref Dayı onu bulduğunda tam sınırdaymış o günlerde. Baliye başlayıp cebinde bıçak taşıdığını anlatırken bana pek bakmıyordu. Bir kasabada tanıdığı birinin yanına vermiş Alperi Dayı. Onun da pek anlatmadığı bilmediğin ayrıntılardı anlattığı. O yaşta içinde anlam veremediği birşey olduğunu anlatıyordu durgun bir şekilde. Ona iyi davranan insanlara hemen içinin ısındığını. Hiç görmediği sevgiyi görünce onun da onları çok sevdiğini anlatmaya başlamıştı.
"Tam bir salaktım ama yaa. Kaldığım yerde işçiler falan vardı. Soyunur donla falan dolaşır birbirlerine el şakaları yaparlardı. Ben de siklerine bakardım o yaşta. Nedendir bilmiyorum ama ilginç geliyordu işte. Ama salaktım işte yaa. Bilmiyordum ki benim bakışlarımı anlayabileceklerini. Sonra bir tanesi bir gün kıstırdı beni kimse yokken işte..." deyip durdu tekrar anlatırken. Bir sigara daha yakıp rakısını içti. İşçilerin kaldığı odada sıkıştırıp okşamaya başlamış bunu. "Elimi tutup sikine götürdüğünde çok korkmuştum. Küfür edip sikeceğini söylüyordu beni. Sarhoştu, ağlayıp sızlanmamı dinlemiyordu bile. Soymaya çalışırken birileri geldi odaya. Adamı hafif tartaklarlarken beni dövdüler. Sonra da oranın sahibi bir çobana emanet etti beni işte başından savmak için..." diyerek sigarasını söndürüp rakıyı içti. Bana baktı. Gözlerim ondaydı. Çok ilgimi çekmişti anlattıkları ama acımıştım da ona.
Hızlıca anlattı sonra olanları. Çobanın zaten haberi varmış o gün olanlardan. Dağda bayırda dolaşırken iyi davranıyormuş önce. Barınakta yatarken okşamaya başlamış. Sonrasını anlatırken sesi kısılmıştı biraz. Ama anladığım kadarıyla çoban onu yatakta resmen kıvama getirmişti ve o zamanlar 16 yaşında olan Alper'in de hoşuna gitmiş başta bu okşamaları. Sikmeye başladığında ise ağlamaya başlamış. İtiraz edemiyormuş ona hiç. 5 ay kadar kalmış onun yanında. Başka çobanlar da sikmek için gelmeye başlayınca kaçmış oradan bir gece. Tüm gece kasabaya kadar yürümüş ve Şeref Dayının bir tanıdığına gitmiş.
Susup anlattıklarını bitirince kaldık biraz öylece. Durgunlaşmıştı iyice. İşi şakaya vurdum. "Onlardan öğrenip sen de beni yaptın len işte. Olmuş artık Alper siktir et. Dayı zaten onların cezasını fazlasıyla kesiyordur!" dediğimde sırıttı. "Analarını sikti öğrenince. Üç kişi sikmiş o ilk çobanı. Dayaktan geberttiler hepsini. Ama Dayı esas o ilk adama çok bozuldu abi. Ona emanet etmişti beni çünkü. Sanırım onunla uğraşıyor şimdi..." dedi.
Sonra konuyu değiştirdim ben ustaca, karı kıza getirdim yine. Kafalarımız güzelleştikçe olayı da sulandırdık. "Sen de sikseydin ya onları. O yaşta bile sikerdin sen bence!" falan derken gülüştük iyice. Meyvelerle beraber son rakımızı da içip kalktık. Bir ara utana sıkıla biraz, "Aslında zevk aldım ben abi sanırım biraz. Yani ne bileyim yaa. O çobanın okşamaları hoşuma gidiyordu işte. İyi de davranıyordu bana başlarda. Ama sonra sikmeye başlayınca değişti biraz yani. Off yaa, ben bir iki kere boşaldım bu şey yaparken, sonra herşey kötü oldu işte!" diye konuyu bitirdiğinde bir büyük rakının dibini görmüştük ikimiz. Benimle takıla takıla Alper de sıkı içmeye başlamıştı doğrusu.
Şakaya vurdum ben de biraz yine. Geçmişe saplanmaması gerektiğini anlattım sonra. Neşelenmişti çıktığımızda yine. "Offf abi çok fena kalktı benimki yaa. Ne oldu böyle anlamadım. Eve gidelim artık hadi yaa!" derken sırıtıyordu piç piç. "Bir dur be oğlum, kaçıyor sanki töbe töbee. Gel bakalım hadi, eğlence bitmedi henüz daha. Kırk yılın başı bir dışarı çıkmışız amına koyayım!" dedim ve söylenmesine aldırmayıp tanıdık bir bara gittik. Normalde iki sapı almayacak bir yerdi, ama sahibini tanıyordum. Bir alacak davasında yardımcı olmuştum daha önce. İçeri girdiğimizde Alper'in aklı çıktı. Son derece sexy kızlar, üstlerinde kısacık dar elbiselerle etrafta dolaşıyordu. Bana bakıp bakıp sırıtıyordu piç. "Bana bakma, kızların peşinde koş bakalım hadi, ama abartma ha sakın. Konuş biraz ısrar etmeden. Vereceği varsa verir zaten. Yanında sapı olmasın çok dikkat et. Büyük arıza çıkar!" diye akıl verdim ona.
Bir ara kalkıp bara gitti içecek almaya. Biraz geç geldiğinde gülerek iki ayrı kıza yazdığını, ama kibarca siktir yediğini anlattı viskimi uzatırken. Genç bir delikanlıya baktı bir ara. Sırıttı ve bana bakarken eli sikindeydi. İyice sertleşmişti. "Off abi yaa, kızlar neyse de şu herife de kayarım ben, hehehe!" derken kahkahayı patlattım ben de. Çıktık oradan başımız belaya girmeden.
İyice kafayı bulmuştu ve tam da istediğim gibi son derece azmıştı Alper. Ben de farklı durumda değildim aslında. Bana anlattıkları düşündüğümden çok farklıydı. Zaten yaptıkları da doğruluyordu bunu. Kendini parmaklaması, ben parmaklarken zevkle inlemesi, beni sikerken bile sikime yapışması falan gösteriyordu pek çok şeyi. Sadece kafası karışıktı o kadar. Bir çorbacıya girdik. Şırdan da bulunca Alper'in keyfi iyice yerine geldi. Teşekkür ediyordu bana bu gece için. Sonra da, "Artık gidiyoruz ama eve, di mi?" deyip deyip durdu.
Apartmana girdiğimizde eli götümde dolaşmaya başlamıştı bile. Tam kapıyı açarken yanımdan sokulup götümü avuçladı. Sonra da birden sikime götürdü elini sıkıp bıraktı sırıtarak. İçeri girdiğimizde yatıp uyamaya gidecekmişim gibi yaptım. Odama girip soyundum. Üstümde külotla mutfağa girdiğimde Alper yanıma gelmişti bile. Onun da sadece külot vardı üstünde ve sarılmıştı arkamdan hemen. Taş gibi sikini bastırıyordu istekle. "Hadi yaa, burada yapalım yani. Hadi gidelim artık abi. Off çok istiyorum, hadi noolur!" derken buzdolabından kalan enerji içeceğini açtım ve dikip içtim ben de. Ona doğru döndüm sonra. Birden sarıldım sonra ona ve dudaklarını büyük bir şehvetle, azmış bir şekilde öpmeye başladım. Anında saldırdı o da bana sanki. Yapışıktık birbirimize o an. Siklerimiz taş gibi olmuş sürtünüyordu birbirine. Konuşmak istiyorduk ama dudaklarımızı ayıramıyorduk birbirimizden. Sürüklenir gibi çıktık mutfaktan. Külotunu indirip götünü okşadım ve sikini sikime yapıştırdım sürterken. O da aynısını bana yapıyordu. O şekilde duvara çarptık. Sırtı duvara dayandığında ben önündeydim. Bir an ayrıldık ve birbirimize baktık.
Alper'in odası o an en yakınıydı. Odaya girip yatağa devrildiğimizde üstüne çıktım. Külotlardan kurtulmuştuk artık. Öpüşürken kafası iyice ıslanmış siklerimiz değiyordu her yerimize. Alper bana sarılmıştı. Dudaklarından boynuna oradan memelerine indim. Yavaş yavaş öpüyor ve okşuyordum onu sürekli. Kesik kesik inlemeye başlamıştı. Sikini dibinden tutup okşadım ve ağzıma alıp sokup çıkardım dudaklarımı bastırarak. Zevkle inledi vücudu kasılırken. Yavaş yavaş sokup çıkardım ağzıma bir iki defa daha. Çıkartıp iri taşaklarına kadar yaladım. Yattığı yerden saçlarımı okşayabiliyordu sadece. Bacaklarının içine geldi dudaklarım. Öperken dilimi değdiriyordum. Hafif kıvırcık kıllıydı bacaklarının arasını. Dilim taşaklarının altına geldi. Ayırdım bacaklarını, biraz kaldırdığımda minnacık deliğini gördüm. Şimdiden kasılmaya, açılıp kapanmaya başlamıştı sanki. Dilimi etrafında dolaştırdığımda Alper'in sesi kesildi bir an. Hafifçe ona baktım gözlerimi kaldırıp. Kıvranıyordu yatakta yavaş yavaş. Bir eliyle çarşafı sıkmıştı. Öbür elini başıma götürmek istiyor gibiydi.
Dilimi sivrileştirdim ve deliğinin üstüne getirip bastırdım. Dilim girerken sanki ittirir gibiydi deliği. Zorladım. Dilimi bastırdım deliğine dudaklarımı üstüne kapatıp. "Ohhhh abiiiii, ohhh, ölürüm kurban olurum sana. Ohhhh, bu nasıl birşeyyy. Şimdi akıtacam devam edersen. Ohhhhhh, dayanıyorumm abicim!" deyip kıvranıyordu iyice yatakta. Gülümsedim ve dilimi biraz daha soktum içine. Alper'in bacaklarına sürte sürte boşalacak hale gelmiştim ben de neredeyse. Birden yavaşça sikinin kafasını kaptım dudaklarımla. Ağzıma sokmadan iri kafasını emiyordum sadece yavaş yavaş. "Güzel mi Alpercim? Bak kafana takmadın mı ne güzel şeyler yaşıyoruz, di mi seninle? Çok daha güzelleri de olacak. Harika bir erkeksin sen!" diye tıslar gibi inliyordum konuşurken. Yavaşça parmağımı getirdim deliğine. Birinci boğuma kadar soktum. Başı birden kalktı ve itiraz edecek gibi olduysa da dayanamadı düştü yine yatağa. İçinde oynatmıştım parmağımı. Dudaklarımı da çekmiştim sikinden, çünkü boşalacak gibi olmuştu o an. Yavaşça soktum yerleştirdim parmağımı içine. Parmağım içindeyken yanına doğru kaydım onu öpe öpe. Sikini, göbeğini, göğüslerini, boynunu derken en sonunda o muhteşem dudaklarını. Öptüm ve gülümsedim ona kıvranırken.
Ben: "Güzel mi, devam edeyim mi canım?"
Alper: "Ohhh abi, çok güzell. Ama dayanamayacağım ben artık yaa, ohhhhhh!"
Ben: "Şşş tutmana gerek yok ki. Alışacaksın zaten. Senin gibi abazasını da görmedim şerefsiz. Contası bozuk musluk gibi akıtıyorsun sürekli!"
Alper: "Ihhh, çok güzel ama abi yaa, ohhhh!"
Ben: "Hımmm, sen bana bırak sadece, oldu mu canım?"
Onu öperken başucundaki Jeli de görmüştüm. Anlaşılan yanında, el atında tutmak isterken çok daha değişik bir zevk için kullanabileceğimizi düşünmemişti. Gözlerini kapatmış ve parmağıma bırakmıştı kendini. Doğruldum ve parmağımı çıkartıp Jeli avucuma döktüm. Bana baktı o an. Son derece masum bir şekilde, hafif utanmış ve korkmuş gibi bir ses tonuyla, "Sikecek misin beni abi sen de?" diye sorduğunda bir an kaldım ben de. "Hem de öyle bir sikeceğim ki seni Alper, zevkten kıvranacaksın. Sikile sikile boşalıp kaldırıp sen de bana sokacaksın canım. İstemediğini yapmam sana. Durayım mı canım?" deyip parmağımı soktum yine deliğine. Jel ile kaydı bir anda. O anda, "Ohhhhhhh!" diye haykırır gibi inlemesi gerekli cevabı vermişti aslında. İkinci parmağımı soktum sonra. Bir an canı yanmış gibi yüzü buruşsa da alıştı hemen. Parmaklarımı içimde oynatırken sikinin o iri kafasında bembeyaz döl vardı. Götü inip inip kalkıyor, bacaklarını açıyordu her seferinde. Sokup çıkardım biraz daha. Parmaklarıma yaslayıp çekiyordu götünü. Gözleri kapalı, dudaklarını yalıyordu o sırada.
Biraz da Jel sürerken üstüne uzandım. Yüzümü avuçladı okşarken. "Abi ben denemek istiyorum, ama korkuyorum da. Yani sonra ibne olmak, ne bileyim işte... Kızlar yani, evlenirim ben di mi?" dedi. Öptüm dudaklarını yavaşça. Bir eli omuzuma gitmişti o an. "Sence ben ibne miyim len? Zevkine bak işte. Hem merak etme bir kız olsa çatır çatır sikersin onu sen!" deyip üstüne çıktım ve bir bacağını kaldırıp altına yastık koydum yavaşça. İyice yükselmişti beli şimdi ve sikimin kafası taşaklarına sürtünüyordu. Sarıldım Alper'ime yavaşça. Deliğine değdi siimin kafası. "Ohhh abi ne kadar sıcak. Ufff yaa, senin de hayvan gibi yarrağın var ama. Yavaş ol noolur yaa!" derken istek ve korku vardı gözlerinde. Bir şey demeden gözlerinden öptüm. "Gevşe canım. Sıkma sakın. Acıtmayacağım çok korkma. Ohhhhh, Alper harikasın sen!" deyip yüklenmeye başladım yavaşça. Alper'in dudakları açıldı bir an. Gözlerini kıstı. Bastırdım hafifçe ve sikimin kafası deliğine giriverdi birden kayıp. Boynu geriye düşerken bana sarıldı. Sıkmıyordu deliğini elinden geldiğince. Biraz daha bastırıp oturttum sikimin kafasını içine.
Ben: "Ohhhh, Alper çok güzel. Nasıl bir şeysin sen böyle?"
Alper: "Ihhh, abi girdi. Ihhhh girdi, ufffff!"
Ben: "Girdi koçum. Çok darsınn. Ohhhh, benim de böyle miydi? Sanmıyorum. Sıkma kendini hadi biraz daha..."
Alper: "Ahhhhh, acıdı, abi bekle biraz noolur..."
Ben: "Tamam aslanım. Tamam koçum. Bekliyorum ben korkma. Girdi zaten. Çok güzel aldın!"
Yarısına kadar sokmuştum neredeyse. İyice gerilmişti deliği. Canı yansa da pek belli etmiyor, dayanıyordu Alper. Bekledim içinde biraz. Sımsıkı sarmıştı deliği sikimi. Biraz geriye çekip ittirdim yine. Acıyla buruştu yüzü Alper'in hemen. Gitmiyordu daha fazla. İlk geceden alamayacak gibi duruyordu kalın yarağımı. Biraz çekip soktum yine girdiği kadarını. Biraz daha. Sikmeye başlamıştım onu artık. Yavaş yavaş sokup çıkardıkça Alper de sımsıkı yapışmıştı bana. Ter içinde kalmıştık ikimiz de. Sokup sokup çıkartıyordum üstünde. Dudaklarını öpmeye başladım. Alper'den gelen inlemeler artık zevk inlemeleriydi. Sikimi kafasına kadar çekip yerleştirdiğimde inledi zevkle bu sefer. "Ohhhhhh, abiii çok güzel böyle. Ohhhhh, var ya hiç de düşündüğüm gibi olmadı. Ohhh, devam et hadi. Biliyorum sokmak istiyorsun hepsini. Sikmek istiyorsun beni iyice. Hadi abicimmm!" deyince bastırdım birden çekip. Biraz daha girmişti şimdi. Neredeyse taşaklarım buluşacaktı deliği ile.
Çekip soktum yine. "Ohhhhh, Alper çok sıkı burası. Hayatımda böyle hissetmedim. Hadi dayan biraz canım. Hadi koçum, ohhhhh!" deyip çektim ve sikmeye başladım birden. Köküne kadar sokmadan girebildiği kadarını sokup çıkartıyorum durmadan. Hızlanmaya başladıkça Alper'in siki taş gibi olmuş sürtünüyordu göbeğime. Sarıldı birden boynuma. Gözlerini iri iri açmış bana bakıyordu. "Abiii ben galibaa.... ohhh... galiba geleceğim yaa. Ufff, çok farklı bir zevk bu. Hadi abi sik beni!" dediğinde birden delirdim o an. Abana abana, sertçe sokup çıkarmaya başladım. Çektim ve acı mı zevk mi olduğunu anlayamadığım çığlık gibi inlemeler gelirken bastıra bastıra köküne kadar sokup çıkarmaya başladım. Alper sağa sola kıvranıyor, ittirir gibi kollarını hareket ettiriyordu. Şu an 5 kişi gelse alamazdı artık onu altımdan. Birden deliği sımsıkı oldu kasıldı. Sikimi sanki yakacak gibi olmuştu içi. Zar zor çektim biraz ve ittirirken dayanamadım daha fazla. Volkan gibi patladım içine böğüre böğüre. O da inliyordu ve göbeğimin altı ıslanmıştı iyice. Çekip soktum tekrar gevşemeye başlayınca. Bastırdım ve yığılıp kaldım üstünde halen boşalırken.
Nefes nefeseydim. Bayılacak gibi başım dönmüştü. Bir ara ona baktığımda başı geriye düşmüştü ve gözlerinin akı çıkmıştı ortaya. Öpünce mırıldandı birşeyler. Nefesim düzelene kadar bekledim içinde ve yavaşça çıkarıp yanına uzandım. Gözleri hala kapalıydı ve derin derin nefes alıyordu. Memesinin ucunu öptüm hafifçe. Sonra dudağına bir öpücük kondurdum. "Çok güzeldi değil mi Alperciğim? Canın çok da yanmadı değil mi?" derken onu yavaş yavaş sever gibi okşuyor ve dudaklarına öpücük konduruyordum. Sonra açtı gözlerini. Bana baktı ve çok tatlı bir şekilde gülümsedi bana. "Offf, ne biçim siktin beni yaa. Ben bu kadar güzel sikememiştim seni. Acıdı aslında ama içimde bir yerlere değdikçe zevkten delirecek gibi oldum yaa. O an o acının hiç önemi yoktu. Hem sanki o acı veriyordu o zevki abi yaa!" deyip boynuma sarıldı ve öptü dudaklarımı o da. Başucunda duran suyu alıp verdim ona. Kana kana içti ve bana uzattı şişeyi. Ben de içip yanına uzandım. "Zulada sigaran varsa çıkarsana, gitmeyelim şimdi odaya!" deyince sırıttı o da. Yatağın altına elini uzatıp sigarayı, çakmağı ve ufak kültablasını çıkardı. Başını koltuk altıma dayamış ve göğüslerimi okşuyordu sigaramızı içerken. Belinin arkasından sarıldım ben de ona. Elim götündeydi.
Alper: "Senin çok oldu di mi abi? Yani benden önce böyle başkalarıyla falan?"
Ben: "Evet oldu aslında. İnternetten falan bulduğum insanlardı çoğu. Ama biliyor musun, hiçbiriyle senin gibi olmadı!"
Alper: "Yaa abi sen çok değişiktin. Uff, özür dilerim yaa. Ben bilemedim hiç. Seninle olurken daha önce yani şeyy gibi siktim. Yaa pardon yani!"
Ben: "Göt bulunca delirdin işte abaza piç. Anladım seni ben merak etme. Rahat ol artık. İlkini yaşadın zaten. Doğaldır. Ben senden daha beterdim senin yaşındayken merak etme!"
Alper: "Hehehe, öyle oldu biraz evet. Ama acısını çıkartırız artık değil mi?"
Sırıttı hafifçe ve dudaklarımı öperken üstüme çıktı yavaşça. Her yerimi okşayıp öpüyordu. Siki şimdiden kalkmaya başlamıştı bile. Sarıldım ona yavaşça. Dudaklarımı, boynumu öpüyordu durmadan. Siki bacaklarıma kasıklarıma sürtünmeye başlamıştı. Göğüslerimden göbeğime inerken dudakları kasıklarıma indi. Dili sikime değdiğinde gevşeyip bıraktım kendimi. Dibinden tutmuştu sikimi ve yavaş yavaş yalayıp emmeye başladı. Sikimin kafasını ağzına aldığında bana bakıyordu. Gülüştük birbirimize bakıp. "Mmmm, yerim ben abimin sikini. Nasıl da kalın, mmmm, neler yaptın bana az önce bununla?" diye diye ağzına alıp emmeye başlamıştı. Sikim tekrar kalkmaya başlamıştı ağzına. Vakumlar gibi emiyordu durmadan.
"Ohhhh Alper, harikasın aslanım yaa. Ohhh, senin gibisini görmedim ben!" dedim. Gülümser gibi gerilmişti o güzel dudakları benim aldığım zevki görünce. Elleri kasıklarımda, göbeğimin üstünde dolaşırken taşaklarımı okşamaya başladı. Soktu sikimi ağzına aynı anda. Kıvranır gibi inledim yatakta. Dişlerini hiç değdirmeden boğazına kadar sokmuştu. Biraz geriye çekti başını ve takrar soktu aynı şekilde. Demir gibi yapmıştı yarağımı kısa sürede. Çıkartıp yalamaya başladı. "Offf abi sen bana söylüyorsun ama sen de çok azmışsın yaa. Nasıl da kaldırdın hemen yarağı, hehehe!" dedi. Taşaklarımdan sikimin kafasına kadar sert sert dil atıyordu. "Ölü yarağını kaldırırsın sen böyle yalarsan Alper. Ohhhh, senin o artık!" dedim. Gülümsedi ve üstüme doğru geldi yine. Yılan gibi kıvrılmıştı üstümde. Sarıldım ona. Onun da siki kalkmıştı ve sürtünüyorduk birbirimize o an.
Götünü tutup avuçladım, kendime çektim. Öpüşmeye başlarken sikim altından kurtulup sürtünmeye başladı götünün arasına. Alper hızlı hızlı nefes almaya başlamıştı. İki eimle o güzel poposunu tutup okşadım ve ayırdım sürterken. Deliğine dokunduğunda hırlar gibi bir ses çıkmıştı boğazımdan. "Offf, sikmek mi istiyorsun beni yine yaa? Sıra bendeydi ama abii yaa!" dedi. Ellerini omzuma koydu ve bastırdı. Götü kaydı ve sikimin kafasını deliğinin üstüne getirdi. Götünü kaldırırken beli de kavis almıştı üstümde. Aldı deliği sikimin kafasını. İkimiz de sustuk o an. Gözlerimiz kapalıydı. Belini oynattı yavaşça üstümde. Girdi içine. Sımsıkı kavramıştı içinde. Omuzlarımdan bastırarak güç aldı ve geriye attı götünü. Santim santim gömüldü içine o an. "Ohhhhhh!" diye ikimiz de inledik o an. Ben girerken onun da siki dimdik olmuş sallanıyordu önünde. İndirdi ve kaldırdı götünü. Tekrar indirdiğinde köküne kadar içindeydim. Mengene gibi sıkmıştı sikimi içinde. Gevşetip tekrar sokuyordu. Kontrol tamamen ondaydı o sırada. Bana düşense kolarım iki yanda sadece aldığım zevkle inlemekti sadece. Köküne kadar alıp götünü salladıkça çıldıracak gibi oluyordum.
Oturup kalkmaya başladı üstümde. Önce yavaş yavaş. Dizlerini kırdı iki yanımda. Omuzlarıma sertçe bastırdı ve hızlandı biraz. "Ohhhh abiii, çok güzel. Ohhhh, damarlarına kadar hissediyorum içimde böyle. Ohhhh, sen de böyle yaparsın di mi bana? Harikaymış bu yaa, ohhhh!" deyip zıplamaya başlamıştı şimdi. Tutamadım artık kendimi daha fazla. Tokat atar gibi yapıştım götüne iki yandan. Sertçe avuçlayıp çektim sikime doğru. Taşaklarıma kadar sokmuşken bekledim içinde. Sonra ben de köklemeye başladım altından. Ben soktukça ileri doğru kaçıyordu. Çekerken yaslıyordu yine götünü. İkimiz de inlemeye başladık. Tutamıyorduk kendimizi. Alper'in siki demir gibi olmuş sallanıyordu durmadan önünde. Sikinin kafasından işer gibi zevk suları akıyordu göbeğime. "Ohhh sik beni, hadi sik beni, ohhh, köküne kadar sok hepsini abi. Ohhhh, bu nasıl bir şey yaa!" deyip üstüme uzandı biraz. Dizlerim kırık halde hızlı hızlı sokmaya başladım götüne.
Çok yaklaşmıştım artık. Tutmak istiyordum. İçinden hiç çıkarmak istemiyordum o an. Bu zevk saatlerce sürsün istiyordum. Deliği çok sıcak, dar ve kaygandı. Büzüyor, kastırıyor, gevşek bırakıyordu bazen ben sikerken. Kasılmaya başladım iyice. Birden geriye attı götünü. Tekrar girerken artık kasılmaya başladım. Yaklaşık yarım saattir zıplıyordu üstümde. Dudaklarımı öptü o haldeyken. Hafifçe sırıttı bana o an. Çok piç bir ifade vardı yüzünde o an. Çıkardı içinden. Göğsüme doğru yaslanıp sikini dudaklarıma getirdi. Sikinin kafasını emdiğimde halen sakinleşememiştim. Hiç hoşuma gitmemişti içinden çıkmak o an aslında. Ağzıma verip yalattı biraz sikini bana. Gözleri kaymıştı ben yalarken. Sonra geriye doğru kaydı yine biraz. Ben üstüne oturacak sanırken tek bacağımdan tutup kaldırdı. Avucuna döktüğü Jeli sikinin kafasına sürerken anlamıştım artık. Gülümsedim birşey demeden. Dibinden tutup yasladı sikini deliğime. Yavaşça oturttu ve soktu götüme. Yarısına kadar sokarken nefesim kesilmişti bir an. Sokup çekti ve köküne kadar yerleştirdi içime. İkimiz de inledik.
Alper bu sefer çok yavaştı. Dibine kadar bastırıp çekiyordu. Sarıldım ona. İyice üstüme çıktı ve sikmeye başladı beni. Hızlanmaya başladı. Konuşacak halimiz kalmamıştı artık. İnliyorduk sadece. Yatak sallanmaya başladı. Bir daha soktu ve bastırdı ve içime. O an gözlerim karardı zevkten ve acıdan. Birden sikinin kafasının içimde titrediğini hissetttim. Alper bana sarılmış dudaklarımı öpüyordu o an. "Abiiii, ohhhhh, seni çok seviyorummmm, canım abimmm. Ohhhh, benn... ohhhh..." deyip hızlandı bastırıp. Hayatımda yaşamadığım kadar derin bir anal orgazm dizlerimden gelmeye başlamıştı. Taşaklarım yanar gibi oldu. Her yerim titredi sanki. Ve içime bastırmışken boşalmaya başladım altında. O da aynı anda içimi doldurmaya başladı. Sokup çıkartıyordu kısa kısa döllerini akıtırken. Üstümde yığıldı kaldı sonra nefes nefese. Halen içimdeydi ve sikinin yavaş yavaş indiğini hissedebiliyordum.
Kendimize kolay kolay gelememiştik bu sefer. Uyuyup kalmıştı Alper sanki üstümde. Öptüm onu yavaşça. "Şşşş, hadi banyoya canım. Leş gibi olduk ikimiz de. Böyle yatmayalım!" deyip dudaklarını öpmeye başladığımda gülümsedi, gözlerini açtı. "Yaaa yatayım biraz abi, noolur. Çok güzel böyle senin kollarında!" deyip öptü o da dudaklarımı, biraz yana kaykıldı. Ben bir sigara yaktım gülümseyip. Sigaramı içerken Alper'in de eli gevşemişti üstümde. Saat sabahın 6'sı olmuştu. Neyse ki ertesi gün Pazardı. Sigaram bittikten sonra onu rahatsız etmeden yavaşça kalktım yataktan ve banyoya girdim. Ter içinde kalmıştım ve dizlerime kadar da akmıştı içimden.
Duş alıp sabunlanırken banyonun kapısı açıldı. Alper çırılçıplaktı ve sırıtır gibi gülümsüyordu neşeyle. "Ben de geleyim mi, beraber duş yapalım mı?" derken yaklaşmıştı bile gülerek. "Gel hayatım, yer var!" dedim ben de. Suyun altında sarıldık birbirimize. Öpüşmeye başladık. Birbirimizi yıkıyorduk hesapta ama işin rengi yavaş yavaş değişmeye başlamıştı ve okşar hale gelmişti dokunuşlarımız. Duşun altında ağzıma aldım eğilip. Uzun uzun ağzımı sikti Alper bu sefer. Taşakları çeneme çarprarken iki eliyle başımdan tutmuş ve sikmişti ağzımı. Sonunda ağzıma boşaldığında bitmişti tamamen artık. Bayılacaktı nerdeyse yorgunluktan.
Ben bornozuma, o havlusuna sarındı ve benim odaya gittik bu sefer. Onun yatak tamamen batmıştı. Uzandık o halde. Ben yatarken bu sefer Alper rahat durmamış ve benimkini yalamaya başlamıştı. Uyumak istiyordum artık aslında, ama dudaklarını bastırarak sokunca ağzına ve sikimin kafasını emmeye başlayınca bıraktım kendimi ona. Yirmi dakika sürmüştü beni boşaltması bu sefer. Hepsini de yutmuştu ve bana bakmıştı gülerek. Yanıma yattı ve biraz öpüşüp uyuduk bu sefer artık.
Bundan sonra ne olacağı hiç sikimde değildi. Nasıl bir ilişkimiz olacağı da. Bildiğim tek şey, Alper benimdi ve artık onu bırakmaya hiç ama hiç niyetim yoktu.
[Hakan]
98 notes · View notes
turasiye · 1 month ago
Text
New Post has been published on Yeni Sex Hikayeleri | Sex Hikayeleri
Yeni Sex Hikayeleri için sitemize bekleriz http://ww1.yenisexhikaye.xyz/serbest-ask/
Serbest Aşk (Uzun Sex Hikayeleri)
Hale ile tanışalı 8 ay olmuştu. Ben 26 yaşındaydım, o 25? O güne kadar tanıdığım kızlara göre oldukça farklı yönleri vardı Hale?nin? Yıldırım hızı ile başlayan aşkımız, yıldırım hızıyla yatağa taşınmıştı. Onsuz yapamıyordum. Nefis bir teni, orta büyüklükte memeleri, düzgün bacakları, ince bir beli ve nefis bir poposu vardı. Kısa koyu kestane sacları, hızlı düzgün konuşması, deli doluluğu ona ayrı bir büyüleyici özellik katıyordu. Her an her şeyi yapabilirdi. Bunun dışında olağanüstü enerjisi ve cesurluğu ile beni etkisi altına almıştı. Bir öğleden sonra oldukça ateşli bir sevişme sonrası soluk soluğa yatakta uzanmışken, oral seksten neden çok hoşlanmadığımı sordu. Açıkçası bilmiyordum. ?
Birisi benim için bir şey yaparken benim öylece durmam garibime gidiyor? diyebildim. O da seksle ilk tanıştığım zaman iyi bir oral seks almadığımı tahmin ettiğini söyledi. İlk oral seksimi sordu, kısaca anlattım. Beni dinledi ve ?Ben de sana ilk kez nasıl yaptığımı anlatayım? dedi. Daha önce de eski sevgililerimizden hatta sekslerimizden bahsetmiştik üstünkörü, o yüzden yadırgamadım. Başladı anlatmaya; Lisede okurken abisinin bir arkadaşına hastaymış. Çocuk dar kotlar giyermiş. Oğlanın önündeki kabarıklık Haleyi derin hayallere sürüklermiş. Bir gün abisinin arkadaşı evdeyken, abisi biten biraları yenilemek için markete gitmiş; zaten içk**en iyice gevşeyen abisinin arkadaşı da Hale?ye orasını göstererek ?gözünle yiyeceğine ağzınla ye? deyivermiş.
Bu olaydan kısa bir süre sonra bir gün buluşma ayarlamışlar. Oğlan Hale?ye diz çöktürmüş ve yüzünün tam karsısına gelecek şekilde burnunun dibine kadar sokulmuş, kotunun düğmelerini yavaş yavaş açtıkça içinde iç çamaşırı olmadığı belli olmuş. Aleti çok iri olmamasına rağmen olağanüstü büyük taşakları varmış. Hale?nin çocuğun cinsel organından gelen kokudan resmen başı dönmüş. Bir çırpıda aleti ağzına almış, ama esas çocuğun taşaklarını yalamak icin yanıp tutuşuyormuş. Sonunda dayanamamış çocuğun taşaklarını yalamaya başlamış. ?Hayatımda böyle içi dolu, böyle büyük, böyle nefis taşak görmedim. Resmen kölesi oldum. Hala içim titrer düşünürken?? derken olayı resmen yaşıyordu. Sonunda çocuk Hale?nin ağzının içine, yüzüne boşalmış. ?O taşaklar o kadar büyük ve doluydu ki aşkım, spermleri yalnız yüzümü ve ağzımı değil, lise formamı da yapış yapış yapmaya yetti? diye anlatırken ben de bir garip olmuştum. Sevgilim bir erkeğe nasıl hayranlık duyduğunu en açık saçık kelimelerle anlatıyordu ve ben resmen bir duygu karmaşası yaşıyordum.
Bugüne kadar hiç bu kadar detaylı, böyle açık saçık bir konuşma yapmamıştık. Birden Hale gülerek elini sikime attı, ?Ahlaksız sevgilim benim?? diyerek bir kahkaha atınca kendime geldim. Soluk soluğa bir seks seansını daha yeni bitirmemize rağmen anlattıkları karşısında aletim dimdik olmuştu. Hale yavaşça aşağıya indi ve sertleşen aletimi yalamaya başladı. Arada aletimi ağzından çıkardığında o çocuğun taşaklarını, kokusunu, menilerinin lezzetini anlatmaya devam ediyordu. Derken birden dilini benim taşaklarıma değdirdi ve emmeye başladı. Resmen titriyordum zevkten? Birden kafasını kaldırdı. Sikimi ağzından çıkarıp, ıslanmış dudaklarıyla gözlerimin ta içine bakarak ?Neden bir anda bu kadar sertleştin aşkım? Beni o gün, o çocuğu yalarken seyretmeyi isterdin değil mi? Onun için sikin kalktı değil mi?? dedi. Kekeleyerek ?Evet? Evet, çok isterdim? dedim. ?Ben de senin karşında o çocuğu boşaltmak, menilerini memelerime yüzüme attırmasını isterdim bebeğim?? dediğinde ben taşaklarımdaki bütün yükü suratına boşaltmaya başlamıştım bile.
Ben nefes almakta zorlanırken Hale bir çırpıda aşağıdan yanıma çıktı ve dudağıma bir öpücük kondurarak, ?Harikaydın sevgilim?? dedi. İşin ilginç yanı, yüzü gözü ve dudakları benim menilerimle kaplıydı. Sonra bir daha bu konudan konuşmadık. O sevişmemizden bir kaç gün sonraki ilk yatağa girdiğimizde, ikimiz de boşaldıktan hemen sonra Hale kafasını göğsüme yaslayıp konuşmaya başladı. Konuyu da bir önceki sevişmemizde yaptığı müthiş oral sekse getirdi. O konuda konuşmakta kararsızdım. ?Geçen gün çok zevk aldın sakın saklama benden?? dedi. Ve benden önceki sevgilisi ile yaşadığı bir sevişme olayını tüm ayrıntılarıyla anlatmaya başladı. İki üç dakika içinde yeniden dimdik olmuştum; ?Şimdi oldu işte? Tam istediğim gibi, sert ve dimdik? Hadi içime gir?? dedi. Onu uysal bir şekilde dinledim. Sikim kaygan amında kızak gibi kayıp anında dibi boyladı. İnleyerek boynuma sarılırken, ?Nasıl içim?? dedi. ?Güzel? Çok sıcak? Ve çok kaygan?? dedim, ?Neden?? ?E, yeni boşaldım içinde de ondan?? ?Kötü mü peki?? ?Yoo, değişik bir his sadece??
Peki? Ya az önce içimde boşalan sen değil de başka birinin dölleri olsaydı? Ve sen beni sikmek için kalkan sikinle öyle, kaygan kaygan içime girsen nasıl olurdu?? Beynim konuşulanları reddetse de aletim yine zonklamaya başlamıştı. Hale aralıksız konuşuyordu ?Senin önünde, başka bir erkekle deli gibi seviştiğimi düşün? Seviştiğim adamın bana hoyrat davrandığını? Canımı çıkardığını? Sonra hayvan gibi içime boşalarak gittiğini? Sonra da senin, o beni sikerken bir kenarda seyrettiğin yerden kalkarak içime girdiğini düşün. Düşün ki amcığımın içi beni beceren aygırın spermleriyle dolu? Düşün ki sikinin gövdesi o sıcak, nemli yerde, o beni acımasızca siken yabancının sıcak menileriyle sarmalanıyor?? ?Evet? Evet? Hem senin amının sıcaklığı var, hem onun dölleri? Ateş gibi amcığın?? diye hırladım kulağının dibinde? ?Evet aşkım? Harika değil mi? Amımda başka bir erkeğin spermleri? İkinizin dölleri birbirine karışacak şimdi? Hadi? Hadi sevgilim? Boşal sen de? Kokteyl yapın amcığımda? Sperm kokteyli? Ooohhhh?? dediğinde ikimiz de inleyerek boşalmaya başlamıştık bile yaşanmış sex hikayeleri.
Artık reddedecek ne halim, ne yüzüm kalmıştı. Hale?nin anlattıkları delice hoşuma gidiyordu. Sürekli seviştiği erkekleri, onlarla yaşadıklarını, nasıl seviştiğini, tüm detaylarıyla anlatıyordu bana? Bir iki ay sevismemiz sırf Hale?nin anlattıkları ile geçti. İnanılmaz coşkulu sevişiyorduk. Bir gün Hale ?Artık anlatmayacağım? dedi. Oyuncağı elinden alınmıs çocuk gibi olmuştum. ?Neden?? dedim ?Sıra sende? Sen beni nasıl görmek istediğini anlat?? dedi. Direnmedim fazla? O başkası ile sevişirken onun o güzel bakımlı kırmızı ojeli ayaklarını yalamak istediğimi anlattım. İlk cinsel deneyimimi, aklımdan çıkmayan, kimselerle paylaşmadığım ilk seksimin beni etkileyen, cinselliğimi yapılandıran anılarımı anlattım ona? Ablamla komşu kızını çırılçıplak sevişirlerken yakalamıştım. İki azgın lezbiyen kız arkadaş suçüstü yakalanınca, ses çıkarmamam için suç ortaklığı yapıp beni de aralarına almışlardı. Bakire olduklarından bana ojeli ayaklarını yalatıp, kaygan ayaklarıyla sikimi okşaya okşaya boşaltmışlardı beni? İki genç, güzel kızın da hoşuna gitmişti benim sessiz ortaklığım?
Her fırsatta aralarına beni de alıyorlardı. Ablamla ensest ilişkinin, diğer kızla anal seksin tadını almıştım. Seks konusunda, kızlar ve cinsel organlarıyla, zevk noktalarıyla ilgili bir çok şeyi onlar öğretmişti bana? İkisi de evlenip gidene kadar cennette yaşatmışlardı beni? Hale?ye anlattığım hikayemde farklı olarak, bu sefer kadın kadına değil, sevgilimle bir başka erkeğin sevişmesinde olaya dahil oluyordum. Adam sevgilimi sikerken ben sevgilimin ojeli ayak parmaklarını yalıyordum. Yabancı erkeğin spermlerini boşalttığı güzel ayaklarını yalayarak temizliyordum. Hale bir yandan benimle sevişirken, bir yandan da ince ince ayrıntılarıyla ballandırarak anlattıklarımdan olağanüstü keyif aldı ve müthiş bir orgazm yaşadı. Artık sevişmelerimizde sadece bu konular vardı. Üçüncü kişiler ya da Hale?nin başkaları ile sevişmeleri? Birbirimize anlattığımız hikayelerde ben sevgilimi bir pezevenk gibi sikileceği erkeğe özenle hazırlıyor, kendi ellerimle koca yaraklı yabancı erkeklere siktiriyordum kadınımı? Bir gün Hale ?Biliyor musun, iş yerimizdeki sekreter kızın, Nilgün?ün bir memeleri, bir bakımlı güzel ayakları var, görsen çıldırırsın? Ayaklarının güzelliğini görünce aklıma sen geldin hemen, heyecanlandım?? dedi.
İlk defa üçüncü olarak bir kızdan ve hayali değil gerçek, yani çevremizdeki bir insandan bahsediyorduk. Hale?nin iş yeri hafta sonlar�� çalışanları için bir spor kompleksi ile anlaşmış Hale de soyunma odasında kızı bol bol seyretmişti. Kızı bana anlatırken nefis bir sevişme daha yaşamıştık. Arada sevgilimi işyerinden almaya gittiğimde sekreter kızı görüyor ve anlattıkları aklıma geliyordu hemen, dimdik oluyordum. Hale neler hissettiğimi biliyordu onu görünce, şeytanca gülerek koluma giriyor, işyerinden çıkıyorduk. Bir hafta sonu evimde otururken telefon çaldı. Hale?ydi. ?Hayatım misafir kabul edecek durumda mısın?? dedi. ?Tabii, kim?? dedim. ?Az sonra sendeyiz? dedi kim olduğunu söylemeden, telefonu kapattı. Zil çalıp merakla kapıyı açtığımda Hale?yi sekreter kızla karşımda gördüm. İş yerindeki konumu gereği Hale?nin, sekreter kızla hafta sonu geçirmesi pek mantıklı gelmemişti bana? Meğer spor salonunun kaloriferleri arızalanmış, onlar da spor yapan kızlar olarak (başka kız yokmuş, diğerleri erkekmiş) duş alırsak hastalanırız diyerek çıkmışlar.
Evim yakın diye de duş almaya bana gelmişler. Yine şeytanlık peşindeydi Hale anlaşılan. Misafir diye önce kızcağız yani Nilgün duşa girdi. Hale hemen benimle oynaşmaya başladı. Nilgün içerden havlu istediğinde sevişmemiz yarım kalmıştı. Az sonra Nilgün bornozumla salona geldiğinde Hale duşa girdi. Bornoz Nilgün?ün hemen hemen her yerini kapatıyordu ama ayakları gözlerimin önündeydi. Nilgün kanepenin üzerinde dizlerini topladığında bornozun arasından yuvarlak diz kapakları da nefis ayakları ile gözlerimin önüne serilmişti. Nilgün oldukça rahat, gezme eğlenme ve biraz da sınıf atlama meraklısı bir kızcağızdı. Eve, manzarasına hayran kalmıştı. Burada olmaktan ne kadar mutlu olduğu gözlerinden okunur haldeydi. Özellikle banyoda jakuziye hayran kaldığını, kullanmanın kim bilir ne kadar zevkli olduğunu söylerken de pot kırdığını düşünmüş hafif kızarmıştı. Az sonra Hale küçücük havluya sarılı halde yanımıza geldi ve şımarık hareketlerle Baileysli kahve istedi benden. İçine az da viski katarak getirdiğim üç kahveyi içerken Hale kanepede yanıma yarı uzanmış halde oturmuş, güzel ayaklarını tam aletimin üstüne koyarak ve ufak ufak kıpırdatarak beni azdırmaya başlamıştı.
Bu arada memelerinin ve bacaklarının oldukça büyük bir bölümü açıkta kalıyordu. Hale beni mi yoksa kızı mı etkilemeye çalışıyor kestiremiyordum. Kahvelerin yerini ikinci turda viski almıştı. Hale bir şey almak için kalktığı zamanlarda ya da konum değiştirdiğinde, sözüm ona kazara açılan üstünü başını toplamaya çalışırken birçok mahrem yeri kızın karşısında ortaya çıkıyordu. Bu rahatlık kıza da oturuşunda olmasa da konuşmalarında yansımış, açık saçık fıkralarla ortalık iyice ısınmıştı. Hale benden çikolata istemişti. Evde yoktu, gidip almaya da açıkçası üşenmiştim. Bir taraftan da acaba Hale kızla yalnız kalmak mı istiyor diye içime bir kurt düşmüştü. Acaba gitsem mi diye kendi kendime düşünürken kızın cebi çalıverdi. Kız panikle telefonunu almaya çalışırken açılan bornozun yakasından gözüken memelerine bakıyordum ki Haleyle göz göze geldik. Hafif utanmıştım.
Hale ise her zaman ki rahatlığı ile bana göz kırptı. Bu arada kız kendisini spor salonundan almaya gelen sevgilisine haber vermediği için binbir özür diliyordu. Hale ?Aaaa, bize gelsin.? dedi Nilgün ?Olur mu, rahatsız etmeyelim? filan derken Hale tüm şımarıklığı ile, ?Hem ben çikolata da istiyordum. Bana gelirken çikolata alsın? diyerek Nilgün?ün itirazlarını savdı. Onbeş dakika sonra çocuk bizdeydi. Çok yakışıklı, manken gibi, Nilgün?e uygun bir çocuktu. Bir falsosu yoktu. Hatta oldukça garip gözüken halimizi (bornozlu sevgilisi, kısa havlulu bir kadın ve tanımadığı bir adam) bile yadırgamamıştı. Vakit öğleden sonraydı ve biz viskiye devam ediyorduk. Artık iyice samimileşmiştik. Hale açık açık beni okşuyor, Nilgün de sevgilisine sarkıp duruyordu. İkinci şişe viski de yarılanmıştı. Ben başımın ağrıdığını söyleyerek bir duş alacağımı söyledim. Döndüğümde Hale ?Sevgilim Nilgün jakuziye hayran kalmış. Kullanmak istiyor, hazırlasana?? dedi. Nilgün itiraz ederken Hale ?Aamaaan Nilgün saçmalama, hem kendine gelirsin sen de?? dedi. Nilgün, köpükle ve mumlarla hazırladığım jakuziye doğru yol alırken Nilgün?ün sevgilisi ve biz de viskiye devam ediyorduk. Hale birden çocuğa ?Oğlum sevgiline baksana, kız jakuzinin köpüğünde boğulup kalmasın. Hem biz de sevgilimle yalnız kalalım biraz?? diyerek göz kırptı. Uzunca bir müddet açık saçık espriler fıkralar gırla gittiğinden bu sözler pek garip kaçmamıştı. Çocuk banyoya yollanırken Hale arkadan bağırıyordu ?Sakın hemen gelmeyin haaa?? diye.
Nihayet bugün ilk kez Hale ile baş başa kalmıştık. ?Aşkım, neler çeviriyorsun sen?? dememe kalmadan, Hale eliyle sus işareti yaparak ?Bırak aşkım yaa? Rahat ol biraz?? dedi. Oynaşmaya başladık. Öpüştük, koklaştık. Havlusunu çözüp attığımda çırılçıplak kaldı sevgilim? Ben onu yalayıp yutarken, o da benim bornozun önünü açıp sertliğimi okşadı, ağzının içinde kaybetti. Dakikalar boyunca birbirimizi okşayıp tahrik ettik. Sonunda dayanamaz hale geldim. Ben taş kesilmiş, zonklamaya başlayan sikimle tam Hale?ye girmeye hazırlanırken, ?Bu kadar yeter, gel benimle?? diyerek altımdan kalktı. Elimden tuttuğu gibi beni banyoya, diğerlerinin yanına doğru götürmeye başladı. İnanamıyordum. Hayalini kuruyorduk hep, başka bir kadınla sevişmenin heyecanı güzeldi ama henüz gerçekten grup sekse, sevgilimi başka bir erkekle paylaşmaya hazır değildim. Hem de Hale?nin iş ortamından biri ile? Yine de dimdik kesilmiştim. Tam banyonun kapısına geldiğimizde Hale beni durdurdu, ?O kadar heveslenme aşkım, sadece seyredelim bugün?? dedi ve eğilip gözünü anahtar deliğine dayadı. Hareketlerinden, dudaklarını ısırışından anladım ki tahmini doğruydu. Bizimkiler jakuzide sevişiyorlardı. O önümde domalıp, anahtar deliğinden içerde sevişen çifti izleyip amını parmaklarken ben de dayanamadım, arkadan ona giriverdim. Kısa sürede dudaklarını ısıra ısıra boşaldı. Şimdi sıra bendeydi.
Sevgilimi boşaltmıştım ama ben sevgilimin zevk sularıyla ıslanmış sikim önümde zonklarken boşalmadan duruyordum. Bu kez ben eğilip gözümü deliğe dayadığımda Hale bacaklarımın arasına girmiş, sikimi ağzına almıştı bile? İçerdeki manzara gerçekten dayanılır gibi değildi. Jakuzinin etrafında yanan mumların ışığında, köpüren sularının içinde iki güzel beden birbirine girmişti. Manken gibi yakışıklı Murat?ın kaslı vücudu Nilgün?ün uzun bacaklarının arasında inip kalkıyor, jakuzinin fokurdayan suları iki azgın, kızgın bedene masaj yapıyordu. Bir yandan içerideki seks sahnesi, bir yandan sevgilimin sikimi yalayıp yutan dilinin, dudaklarının teması beni bitirdi kısa sürede? Fışkıran spermlerimi olduğu gibi yuttu Hale? Son bir iki damlayı da diliyle yalayıp aldı. Ablam dışında bunun kadar harika oral yapan bir kadın tanımamıştım hiç? Her defasında bitiriyordu beni? Dizlerim titriyordu iliklerimi emdiğinde? Nefes nefese boşaldıktan sonra salona döndük, koltuğa serilip kaldık. Çok geçmeden yorgun savaşçı iki sevgili de yanımıza geldi. Murat elbiselerini giymiş, sözüm ona duşa girmemişti. Herkes bitkin haldeydi. Teklif yine Hale?den geldi, ?Bu kadar alkolle araba kullanılmaz çocuklar, hadi burada kalın?? dedi. Onlara içerde yatak hazırladı. Sonra herkes odasında sızdı kaldı.
Gece yarısı Hale telaşla beni uyandırdı. Gözlerimi oğuşturup baktım, çırılçıplaktı ve vücudu pırılpırıldı. Bir çırpıda üzerime çıktı. Aletim inikti ama üzerine oturduğunda Hale?nin sıcaklığı beni elektrik çarpmışa döndürdü. Sikim sertleşmeye başladı, o uyku sersemliği geçti. Hale bir taraftan da kulağıma, ?Noolur sevgilim? Hemen kaldır aletini? Nolur çabuk?? diyordu. Ne olduğunu anlayamıyordum. Birden Hale?nin feci ıslak olduğunu fark ettim. Hatta çok ıslak, resmen bacaklarının arasında bir şeyler süzülüyordu. Hale yalvarır gibi ?Ne olur acele et?? derken kısa bir açıklama yapıverdi, ?İçimi ağzına kadar doldurdu? Nilgün?ün sevgilisi doldurdu. Hadi, hemen? İçim doluyken sen de gir içime?? dedi. Yeterince, hatta gereğinden fazla dikleşmiştim. Hale bacak arasından akan sıvılarla aletimi sıvazladıktan sonra köküne kadar beni içine alacak şekilde üstüme oturdu. Aletim kolayca dibine kadar kayıverdi. İnanılmaz bir sevişmeydi. Sevgilim bir yandan sikimin üstünde oturup kalkıyor, bir yandan da benim konuşmama hiç fırsat vermeden en açık laflarla çocuğun onu nasıl becerdiğini anlatıyordu. ?Yatakta çırılçıplak uyuyorum biliyorsun. Gece sen uyurken tuvalete kalktım.
Her zamanki alışkanlıkla çırılçıplak hole çıktığımda Murat?la karşı karşıya geldim aşkım? Üzerinde bir külot vardı onun da sadece, o da çıplaktı. Bir an donup kaldık. O bana baktı, ben ona baktım. Jakuzide Nilgün?ü nasıl siktiği aklıma geldi. O harika erkekliğiyle önümde duruyor, loş ışıkta, ikimiz? Nasıl sarıldık birbirimize, nasıl sevişmeye başladık, anlamadım bile? Hemen orada, holde deliler gibi seviştik onunla? Külodunu indirip güzel sikini yaladım. Çocuk bir kez ağzımda, bir kez de beni ayakta sikerken içimde, amımda boşaldı aşkım? Çok güzeldi? O sevgilisinin yanına gitti, ben sana geldim. İçim dolu? Onun spermleriyle dolu sevgilim? Bak, nasıl akıyor içimden? Senin kasıklarına akıyor dölleri? Hissediyor musun? Ohhh? Çok güzel?? Gerçekten de Hale hem ter içindeydi, hem de resmen seks kokuyordu.
Tüm bu olanlar beş dakika önce olmuş ve şimdi de beni içine almıştı. Hayatımın en şiddetli orgazmından sonra kendi evimde boynuz yediğime mi yansam, yoksa unutulmaz bir seks yaşadığıma mı sevinsem, bilemiyordum. Nilgün ve sevgilisi Murat ile geçirdiğimiz o unutulmaz günden sonra 3-4 gün Hale ile bu konuları konuşmadık. O da biraz ileri gittiğini düşünüyor olmalıydı. Bayağı mahzunlaşmıştı. Dayanamadım, ?Takma kafana?? dedim. ?Nasılsa Nilgün durumu bilmiyor. İşyerinde bir tehlike yok. Çocuk bana boynuzlu gözüyle bakıyor ama nasılsa pek sık karşılaşacağımız biri değil?? dedim. Bunları söylerken Hale yine kedi yavrusu olmuş, ben ise yahu çok mu geniş davranıyorum şeklinde iç hesaplaşmalarımla baş başa kalmıştım. Ondan sonra bir iki ay boyunca yatakta hiç bu konuları konuşmadık.
Yine iyi seks yapıyorduk ama bir şeyler hep eksikti. Konuyu açmayı kendime yediremiyordum. Hale de kesinkes bu konuları açmıyordu artık. Olaydan iki ay geçmişti ki bir gün Hale olağanüstü neşeyle beni aradı. ?Biliyor musun, Nilgün bu gün işten ayrılıyor? dedi. Nilgün ailesi aracılığı ile evlenme amacı ile Almancı bir çocukla tanıştırılmış. Nilgün hem çocuğu beğenmiş hem de geleceğini daha sağlam görmüş. Sevgilisi Murat?a konuyu açmış, o da fazla itiraz etmeyince Nilgün apar topar evlenmek için Almanya?ya gitmeye karar vermiş ve işten ayrılıyormuş. Hale?nin bu olaya bu kadar sevinmesi beni şaşırtmış, ama herhalde istemediği bir olayı hatırlatan Nilgün?ün ayrılması onu mutlu etti diye düşünmüştüm. Ertesi gün Hale hafta sonu benim evde küçük bir parti vermek istediğini söyleyince ben de tamam dedim. Davetliler Hale?nin mezun olduğu okuldan arkadaşları idi. Ama tüm organizasyonu Hale yapacaktı. Ben her zamanki gibi müzikleri ve içkileri organize edecektim. Cumartesi akşamı kapı çaldığında Hale?nin arkadaşları yerine kapıda Hale, Nilgün ve Murat?ı görünce açıkçası bozuldum. İlk aklıma gelen Hale?nin bu süre zarfında Murat?la ara sıra birlikte olup olmadığı idi. Hale beni usta bir manevra ile mutfağa çekti ?Önceden strese girmemen için davetliler konusunda sana doğru söylemedim sevgilim uzun sex hikayeleri.
Bu gece benim senden özür gecem? Geçen sefer sana sormadan Murat?la beraber olduğum için çok üzgünüm. Şimdi özürümü kabul et?? dedi. Yine anlamamıştım. Önce aradaki süre zarfında Murat ile görüşmediği konusunda beni ikna eden Hale daha sonra detayları verdi. ?O günden sonra özellikle jakuziyi sevgilisi ile kullandıktan sonra Nilgün bana çok yakınlık gösterdi. Bu Almancı çocukla ilgili konuda benden bol bol fikir aldı. Kanka gibi olduk. Bu dönemde ona hayatta her şey olabileceğini, Murat?a ya da Almancı çocuğa karşı Nilgün?ün kendini suçlu hissetmemesi gerektiğini, evlenmeden önce bunların son şansı olduğunu söyledim. Murat?a unutamayacağı bir hediye vererek ondan ayrılması konusunda ikna ettim.? ?Neymiş o hediye?? dedim merakla? ?Uzun uzun konuştuk. Biraz benim de yönlendirmemle, bundan sonra nasılsa evlenip mazbut bir hayat süreceğini, gidene kadar bir iki çılgınlık yapmanın iyi fikir olduğunu düşünüyor. Bir nevi bekarlığa veda partisi gibi yani?? ?Çılgınlık derken?? ?Murat anal seks için deliriyormuş ama Nilgün izin vermemiş hiç? Bir iki şey daha? Evlenip eve kapanmadan, kocaya mahkum olmadan önce bunları yaşamak istiyorum diyor.
Bu arada? Konuyu bir şekilde sana getirdim. Senin Nilgün?ü çok çekici bulduğunu çıtlattım. Nilgün de bunun farkındaymış. Sen çaktırmamaya çalışıyormuşsun ama bakışlarının ne anlama geldiğini biliyormuş. Yaşamak istediği bir iki şeyin arasında grup seks de var aşkım? Nilgün?ü bu gece sikebilirsin. İşte bunun için özür gecem benim?? ?Ben de baktığımı kız fark etmiyor zannetmiştim. Eee? Nasıl başlamalı peki?? ?Bana bırak sevgilim?? dedi Hale? ?Sen sadece içkileri hazırla?? diye de ekledi. Bu arada baktım, Hale inanılmaz güzel ve seksi giyinmişti. Dar bir kot, üstten üç düğmesi acık beyaz ince bir gömlek ve içinde oldukça şık beyaz bir sütyen, ayakları pedikürden yeni geldiğini belli edecek kadar nefis, yüksek topuklu terliği de olağanüstü şıktı. Dayanamadım, kollarımın arasına almak istedim. Sarıldı, kulak mememi yalarken, ?Nilgün ile öğleden sonra beraber güzellik salonuna gittik. İkimiz de pırıl pırılız? Ön, arka her tarafımızla seni mahvetmeye hazırız aşkım?? İşte tanıdığım Hale geri dönmüştü. Az sonra Nilgün mutfağa yardıma geldi, o da dar bir kot üstüne askılı bir bluz giymişti. Ayaklarına baktım. Yüksek topuklu, kapalı bir ayakkabı vardı ama çıplak ayakla giymişti. Döndü, hüzünlü bir şekilde ?Almanya?ya yeni bir hayata gidiyorum. Umarım pişman olmam. Buraları çok özleyeceğim. Seni de?? dedi. Gülümseyip moral vermeye hazırlanıyordum ki muzipçe kulağıma eğilip ?Ayaklarıma bakmanı bile özleyeceğim? diye ilave etti. ?Yuh yahu? Bu kadar mı belli ettim ayaklarına bakarken?? ?
O gece bornozla otururken öyle bir bakıyordun ki ojeli ayaklarıma? Bıraksam üstüme atlayacak gibiydin, farkında değilsin?? dedi. ?Hale konuştu mu seninle? Bu gece için? Benim için?? Başımı salladım evet anlamında? ?Konuştuk.? dedim. ?Anlaşılan güzel ayaklarına kavuşuyorum bu gece?? Güldü, yanağımdan öptü uzanıp? ?Murat da biliyor. Tam bir vedalaşma gecesi olacak bu gece?? Neyse, hazırladığımız içkilerle salona girdik. Herkes kendi sevgilisi ile aynı kanepedeydi. Işıkları kıstım, loş bir ortam oluşturdum. Cd çalıyordu, romantik bir müzik yumuşak nağmelerle salonun her yerinde yankılanıyordu. Aşk içkisi şarap içiyorduk. Havada romantizmin yanı sıra hüzün, heyecan, her şey vardı. Pek gülmüyor, hayat, aşk, gelecek gibi konulardan konuşuyorduk. Birkaç kadehten sonra Hale çantasına uzandı. İçinden dört tane minik hap çıkardı. Salonun köşesindeki bardan bir şişe viski ve dört bardak aldı. Gülümseyerek viski kadehleriyle beraber yanında birer hapı bize ikram etti tek tek? Kimse ne olduğunu sormadı. Biliyorduk. Kadehlerimizi kaldırıp hapları viskiyle fondip yaptık.
Az sonra damarlarımda viskinin yanı sıra bambaşka bir ateş topu ilerlemeye, kasıklarımı ısıtmaya başlamıştı. Hale?nin kızarmaya başlayan yüzüne baktım, sonra iki sevgiliye? Hepsi de benden farksızdı. Huzursuzca kıpırdanıp duruyorduk. Uyarıcı hapların etkisi başlamıştı. Derken ilk harekete geçen Nilgün oldu. Çok rahat bir hareketle sevgilisine sarıldı, ?Gidiyorum ama seni, sevişmelerimizi çok özleyeceğim Murat?? diyerek dudaklarını öpmeye başladı. Murat sessizce itaatkar bir tavırla öpücüklerine karşılık veriyordu. Nilgün bir ara dudaklarını Murat?tan kurtardı ve yanında duran ayaklı lambanın reostasını biraz daha kıstı. Ortam iyice loşlaşırken bir hamlede Murat?ın kucağına çıktı. Daracık kotun sardığı biçimli kalçalarını sevgilisinin önü kabarık kucağına yerleştirdi güzelce? Murat?ın gömleğinin düğmelerini çözerken, kalçaları sürekli kıpırdanıp duruyor, bacaklarının arasını altındaki kabarıklığa sürtüyordu. Murat tüm yönetimi ona bırakmıştı.
Hale ve ben de oturduğumuz koltukta, hemen önümüzde oldukça ustalıkla sergilenen mizanseni izliyorduk. Hale arkasına yaslanmış, eli gömleğinin üst düğmelerini çözerek sütyenin içine girmişti. Titreyen parmaklarıyla kendi memelerini okşuyordu. Parlayan gözlerle, arzuyla aralanmış ıslak dudaklarıyla izliyordu onları? Benim sikim de pantolonumun içinde taş kesilmişti. Elimi önüme atıp rahatlatmaya çalıştım. Nilgün askılısını omuzlarından sıyırdıktan sonra parlak ve yumuşak kumaş yavaşça beline doğru indi, içinde sütyen yoktu. Yüzü Murat?a dönük olduğundan memeleri gözükmüyordu ama sırtı muhteşemdi. Yanılmıyorsam gelmeden önce krem ya da yağ kullandığından, belki de masaj yapıldığından enfes cildi o loş ortamda bile parlıyordu. Nefis bir görüntüsü vardı kızın? Nilgün Murat?ın kulağına benim duyamadığım bir şeyler fısıldıyor, Murat da başıyla onaylıyordu. Bu sırada hareket halindeki Nilgün?ün iri memeleri yandan görünüyordu.
Murat yavaşça Nilgün?ü kanepeye yatırırken ben de Nilgün?ün iri diri nefis memelerini nihayet görebildim. Bu sırada Murat ve Nilgün öpüşürken Murat kızın ayağındaki dar kot pantolonunu çıkartmaya çalışıyordu. Birden Nilgün?ün adımı seslendiğini, beni yanına çağırdığını duydum. Ağır ağır kalkıp iki sevgilinin yanına doğru gittim. Nilgün ?Lütfen pantolonumu çıkartır mısın?? dedi. Murat yana çekilmiş memelerini öpmeye başlamıştı Nilgün?ün? Önce ayakkabılarını çıkardım. O nefis ayaklarını öptüm, kendine has harika mis gibi ayak kokusunu kokladım. Dilimi önce başparmağında, sonra diğerlerinde, sonra da topuğunda gezdirdim. Yeterince yaladıktan sonra yavaşça kotun belindeki kemerini çözdüm, fermuarını indirdim. Kenarı ipli, siyah parlak külodu açılan fermuar boyunca meydana çıktı. Pantalonunu gelmeden önce yağlandığı egzotik kokusundan da belli olan pürüzsüz bacaklarından kolayca çıkarttım.
Bu arada ellerimi gezdirdiğim yerlerde, daha sonra da dudaklarımı gezdiriyordum. Nilgün sevgilisi memelerini yalarken, ben harika bacaklarını okşayıp öperken zevkle kıvranıyordu. İç çekerek inledi, ?Külodumu da çıkart lütfen?? dedi. Yavaş yavaş onu da çıkardığımda ise bacaklarını aralayarak sadece ?Hadi? Gel?? dedi bana? Pantolonumun fermuarını çözdüm ve aletimin kafasını Nilgün?ün kuaförde bizim için hazırladığı, kaymak gibi, adeta ışıl ışıl parlayan kadınlığının ağzına dayadım. Bu sırada Murat hem bizi izliyor hem de Nilgün?ün memelerini emiyordu. Hale ise arkamda kaldığından onu göremiyordum. Bir an kafamı çevirdiğimde Hale?nin de çırılçıplak soyunup bizi izlerken, bir yandan da kendisiyle oynadığını gördüm. Erotik film izler gibi parmakları kasıklarında memelerinde dolaşıyor, önünde çevrilen filmi izliyordu canlı canlı? Benim ona baktığımı görünce gülümseyerek, ?Devam et aşkım, sik onu? İkiniz beraber sikin güzel orospuyu?? dedi şehvetten çatallanan sesiyle? Nilgün kendini bana doğru ittiği anda aletimin başı yavaşça içeri girdi. Murat bu sırada usulca kızın belinden kaldırınca bana da istediğim açı oluştu ve yavaş yavaş cinsel organının tüm duvarlarına sürtünerek aletimi içeri kaydırdım. Murat sevgilisine ?Güzel mi hayatım? İstediğin bu muydu?? derken ben içinde gidip gelmeye başlamıştım. Nilgün uzun bacaklarını belime sarıp gözleri zevkten kaymış bir şekilde inliyordu, ?Ohhh? Evet? Bu? İstediğim buydu? Senin yanında bunu yapmak? Çok? Çok manyak bir şey? Zevkten ölüyorum şu anda?? Çok geçmeden Nilgün daha fazla dayanamayıp orgazma ulaştı.
Ben pompalamaya devam ettim. İyice hızlandım, tam boşalmak üzereydim ki Murat arkamdan, ?Dostum, bekle biraz istersen?? dedi. Dönüp baktığımda onun da aletini dışarı çıkarıp hazır bir şekilde beklediğini gördüm. O da sevgilisinin içine girmek istiyordu. Kendimi frenleyip durdum. Sikimi içinden çıkarınca bu sefer sevgilisi hoyratça girdi Nilgün?e, acımasızca gidip gelmeye başladı. Ben hemen yanlarında bu güzel manzarayı izlerken Hale yavaşça yanımıza gelerek diğer yandan Nilgün?ün yanına çöktü ve kızı okşayıp kadınlığını yalamaya başladı. O sırada Murat da Nilgün?e girdiği için ikisini de yalayabiliyordu. Pembe ıslak dili hem kızın klitorisinde, hem de Murat?ın girip çıkan sikinde dolaşıyordu. Hale?nin bir eli kendi amında, diğer eliyle de Murat?ın taşaklarını okşadığını gördüğümde onun da uçmaya hazır olduğunu anladım. Az önce boşalmadığımdan hazır ve nazır bekleyen sikimle hemen sevgilimin arkasına geçtim. Dört ayak yapıp bir hamlede içine girdim. Manzara harikaydı. Nilgün kanepede uzanmıştı, Murat onun üstünde ve içinde gidip geliyordu.
Hale sikişen iki sevgilinin arasına domalmış vaziyette başını sokmuş, ikisini de yalıyor, ben ise sevgilimin arkasında gidip geliyordum. Müzik setinde dönüp duran CD?deki müziğin yanı sıra birbirine çarpan vücut sesleri, inlemeler, feryatlar ortalığı çınlatıyordu. Çok geçmeden peş peşe boşalmaya başladık. Birbirine çarpıp devrilen domino taşları gibiydik. İlk kim başladı bilmiyorum ama, birimizin orgazmı, kasılmaları diğerini delirtiyor, tetikliyordu. Bir yumak gibi birbirimize girdik, serilip kaldık. Biraz soluklanmıştık ki Hale Murat?ı yanına çağırdı ve öpüşmeye başladılar. Nedense bu sahneyi pek görmek istemiyordum, fakat yine de büyülenmiş gibi benim yanımda başka bir erkekle çırılçıplak sevişen sevgilimi izlemekten de kendimi alamıyordum. Hale dudaklarını vantuz gibi emen erkeğin dudaklarından zorlukla kurtarıp, ?Beni yalamanı istiyorum Murat? Amımı yala lütfen?? dedi. Murat çabucak aşağı kayıverdi ve dudaklarını Hale?nin cinsel organına yapıştırdı, büyük bir iştahla yalarken Hale gözleri kaymış, başını sağa sola atarken kıvranıyor, inliyordu. Ellerini erkeğin saçlarına attı, okşuyor, çekiştiriyordu. İnlemelerinin arasında, ?Nasıl, güzel mi? Amımı yalamak hoşuna gitti mi?? diye sordu. Murat ise ağzında sevgilimin amını emerken sadece evet anlamında başını sallayabildi porno hikayeleri.
Onlar karşımızda oral seks yaparken, biz de Nilgün ile diğer koltukta onları izliyorduk. Nilgün kulağıma eğilip ?Sen Hale?nin içinde boşalmadın mı az önce?? dedi. Eli karnımda kasıklarımda dolaştı, sertleşen sikimi okşadı. Ne demek istediğini anlamıştım. Başımla sevgililerimizi gösterdim, ?Evet, az önce boşaldım ama, baksana şunlara Nilgün? Nasıl da iştahla sevişiyorlar? Onları böyle görünce benim de sikim kalkıyor ister istemez? Canlı porno film izler gibiyiz?? ?Hepiniz çılgınsınız. Ben bunları Almanya?da bulabilecek miyim acaba?? diyerek kucağıma çıktı. Bir yandan öpüşüyor, bir yandan altta havaya dikilmiş sikimi ıslak amının içine almaya çalışıyordu. Aldı da? Bir süre oturup kalktı kucağımda? Kuvvetli bir inleme sesi duyunca başımı çevirdim. Murat sevgilimin amını yalamayı bırakmış, kalın sikini acımasızca sevgilimin o öpmelere doyamadığım amcığına geçirmişti. Sert hareketlerle gidip geliyordu. Nilgün kalçalarını hafif hafif oynatıp içinde kazık kesilmiş sikime vajina masajı yaparken ben de memelerinin birini bırakıp diğerini yalıyor, emiyor, kalçalarını okşuyordum. Birbirimize zevk alıp verirken bir yandan da karşımızda sevişen sevgililerimizi izliyorduk.
Sonunda dayanamadım. Kucağımda inip kalkan Nilgün?ü bir anda kaldırıp çevirdim. Kanepeye uzattım ve üstüne çıktım. En sevdiğim pozisyon olan bacak omuza pozisyonuna geçtim. İki elimle tuttuğum güzel, pedikürlü ayaklarını öperken içinde gidip geliyordum. Nilgün?ün de içi oldukça doluydu. Yavaşça aletimi çıkardım, elimi cinsel organına götürdüm. İçindeki ıslaklık ve sıvılarından alıp bolca arka deliğine sürdüm. Ağda sonrası arka deliği gerçekten çok çekici gözüküyordu. Hiç ellenmemiş gibiydi. ?Daha önce buradan yaptırmadın mı hiç?? dedim. ?Hiç anal yapmamıştım. Gidiyorum diye Murat?la iki gün önce yaptık.? Eğilip amını yaladım, kalçasını kaldırıp arka deliğine indim. Dilimin ucunu gezdirip zorladım biraz? ?İzin verir misin, ben de istiyorum?? dedim yalarken? Kıvrandı Nilgün, güldü, ?Peki? Nasıl istersen? Ama çabuk yap, içim boş kaldı?? dedi. Minik delik yalamamla, ön taraftan aldığım sıvılar yardımı ile iyice kayganlaşmıştı. Sikim de zaten içinden çıktığı için ışıl ışıl ıslak ve kaygandı. Çok zorlanmadan başını soktum.
Biraz bekledim. Sonra o yavaşça kendini itti. Sonra biraz daha? Sonra biraz daha? En son ben yüklendim ve kasıklarım kasıklarına dayandı. ?Ahhh?? diye inledi. Acıdan çok, zevk inlemesiydi bu? Sevgilisi iyice alıştırmıştı anlaşılan? Ağzımda nefis ayakları, karşımda diri memeleri, bacakları omzumda, ben de daracık göt deliğinin içindeydim. Gidip geliyordum sürekli? Ben boşalmaya yaklaşmıştım yine ama Nilgün pek kolay boşalacağa benzemiyordu arkadan? Ben minik deliğinde gidip geliyor, ayak parmaklarını yalayıp duruyordum. Onun elleri de sürekli memelerinde, parmakları amında, klitorisinde çalıştığı halde? Kökledikçe inliyor, çığlıklar atıyordu. Beraber gelmek istiyordum onunla? Aynı anda? Kasılmalarını sikimde hissetmek istiyordum. Boşalmak üzereyken duruyor, dinleniyor, ayak parmaklarına ağırlık veriyordum. Kendime gelince tekrar gidip gelmeye başlıyordum götünün deliğinde? Derken benim anlayışlı sevgilim, Hale imdada yetişti. Nilgün?ün zevk çığlıkları atan ağzına kapandı önce, dudaklarını öptü öptü? Sonra aşağıya indi, harika memelerine? Elleriyle okşadı, dudaklarını da işe kattı. Murat geldi ardından? Sevgilisinin bir memesini Hale yalayıp emerken o da diğerini paylaştı.
Zavallı Nilgün, üçümüzün arasında zevkten bayılacak hale gelmişti. Artık zevk inlemeleri feryatlara dönüşmüştü, ?Ahhhh? Ne yapıyorsunuz? Delirteceksiniz beni? Ooohhh? Çılgınlar? Ölüyorum zevkten?? diye diye kalçalarını indirip kaldırıyor, zevkten kasılan parmaklarıyla memelerini somuran ikilinin saçlarına asılıyordu. Öldürücü darbeyi aramıza giren sevgilim indirdi. Ben Nilgün?ü köklerken Hale de emdiği memeyi bırakıp aşağıya inmişti. Deli gibi Nilgün?ün klitorisini emiyordu diliyle şaplata şaplata sesler çıkararak? Sona yaklaşıldığını anlayan Murat ise sevgilisinin memesini emmeyi bırakmış, diğer tarafta geçip Hale?nin arkasında yerini almıştı. Damarları fırlamış, parmak gibi olmuş koca sikini sevgilimin amına daldırmış, kalçalarına parmaklarını geçirip kendine çekiyor, çılgın gibi gidip geliyordu. Çok geçmeden koro halinde yükselen inlemelerimiz çoğaldı, hareketlerimiz hızlandı. Kızların ciyaklamalarına biz erkeklerin boğa gibi böğürmeleri karıştı. Ben Nilgün?ün daracık göt deliğinde daha fazla dayanamadım. İlk başlayan ben oldum boşalmaya, diğerleri de beni takip etti. Sonunda herkes ikinci turu da tamamlamıştı.
O gün gerçek anlamıyla parti yaptık. Grup seks partisi? Hiç yaşanmamış şeyler yaşandı. Deneyimler edinildi. Şehvetin sınırları yoklandı. Tabular yıkıldı. Her şey çok güzeldi? Nilgün sonunda bizi bırakıp Almanya?ya, kendisini bekleyen koca adayına gitti. Yakışıklı sevgilisini, Murat?ı da bize bıraktı. Evde üçümüz yaşıyoruz artık? Aynı yatakta iki erkek, bir kadın? Sevgilimi bir erkekle paylaşıyorum. Ve, bunu söylemekten utanmıyorum artık, aynı yatakta iki erkek sürekli beraber yatınca beklenildiği gibi, Murat?ı da sevgilimle paylaşıyorum. Biseksüelliği de tattım, güzel bir erkekle sevişmenin zevkini de aldım. Sevgilimin sayesinde? Yatakta erkek kadın demeden birbirimize karışıyoruz, öpüşüp sevişiyoruz. Mutluyum. Mutluyuz..
523 notes · View notes
turasiye · 2 months ago
Text
Hayatımın Sikişini Çek Cumhuriyetinde Yaşadım
Merhabalar, adım Behzat. İşyerimin talimati ile Çek Cumhuriyetine gitmek zorundaydık, orda kurulu olan fabrikaları denetleme amacı ile. Alman iş arkadaşım Joachim ile birlikte araba ile gümrük kapısına yaklaştık. Kapıya geldiğimizde, gümrük memuru bir bayan, bizden, önce passportlarımızı istedi, daha sonra arabadan inmemizi ve bagajı görmek istediğini söyledi. Aynen uyguladık. Bu arada şunu belirteyim: iş seyahati birkaç gün süreceği için, tedarikli gidiyorduk, yani takım elbiseler ve çamaşırlarımız çoktu.
Gümrük memuru bayan bu yoğun bagajı görünce doğal olarak, “Bu kadar eşya sizin mi?” diye sordu. Ben olayı olduğu gibi anlattım. Nereleri denetleyeceğimizi sordu. Ben de biraz ürkerek’te olsa, planladığımız şekli anlattım. Gümrük memuru bayan da okadar güzelki, sanırsın manken. Size anlatmaya çalışayım. Kumral saçlı, tahminen 1.75 boyunda, ince belli, o üniformasında bile seksi görünen, tatlı bir kadın. Üniformanın altında dekoltesi bayağı açık bir bluz giymiş, dudaklarda fazla olmasada biraz ruj, tırnaklarında French, fazla yüksek olmayan topuklu bir ayakkabı giymiş. Gerçekten o duruşuyla beni etkilemedi desem, yalan olur.
Bizim tam olarak ne iş yaptığımızı öğrenmek istedi. Arkadaşım Joachim girdi söze ve onun sorularını cevaplamaya başladı. Joachim de 1,80 boyunda, iri yapili, iyi görünebilmek için kendine çok özen gösteren bir kişidir. Aynı zamanda benim görüşümle yakışıklı bir arkadaşımdır. Bunu gümrük memuru bayan da fark etmiş olmalı ki, onların muhabbeti gittikçe başka konulara kaymaya başladı. Lafa ben de girdim, “Acaba yakınlarda WC varmı?” diyerekten. Hem çok sıkışmıştım, hemde o kadar yoldan sonra kendime çeki düzen vermek istedim. Gümrükcü bayan kolumdan tutup beni 5 metre ileri götürerek WC’nin yerini tarif etmeye başladı. Bana yakınlaşınca o güzel kokusundan derin bir nefes aldım. Bunu o da fark etti ve gülümsedi. Kadının bakışları ‘Seks istiyorum, sikişmek istiyorum!’ diye bağırıyordu sanki. Neyse işimi görüp tekrar arabanın yanına geldiğimde, gümrükcü bayanla arkadaşım Joachim samimiyeti artırmış, birlikte gülüşüyorlardı.
‘Hayırdır, neler oluyor?’ şeklinde arkadaşıma bir göz hareketi çektim. O da bana omuzlarını kaldırarak ‘Bilmiyorum.’ gibisine cevap verdi. Daha sonra anladığımıza göre gümrük memuru bayan bize takmış meğer. “Lütfen benimle gelin!” dedi, eline benim eşya çantalarından birini aldı yürüdü. Gümrük binasına girdik ve merdivenlerden aşağıya inerken, başka bir gümrük memuru bayan karşıdan bizimkine herhalde, “Ne oldu?” şeklinde Çek’ce bir soru sordu. Bizimki de ona artık ne dediyse, kalktı ve gitti. Tahminimce ‘nöbet değiştirelim’ der gibi bir olay oldu. Bir odaya girdik, bizden sandalyelere oturmamızı istedi. Daha sonra kapıya doğru gidip, kapıyı kilitledi.
Ben sanki kadının ne istediğini tam o vakit anladım, ama emin olmak için biraz daha bekledim. Arkadaşım Joachim şaşkınlık içinde bir soru soracaktı, kadın Joachim’in dudaklarına uzun bir öpücük kondurdu. İkimiz de şok olduk. İşe bak! Gümrük binasına kilitlendik ve gümrük memuru bizimle seks yapmak istiyordu. Kaçışımız yok gibi gözüküyordu. Kadın soyunmaya başladı ve bizimde aynen soyunmamızı istedi. Biz tabiki ne kadar tereddütlüde olsak okadar da istekli idik. Dediğini yaptık soyunduk, ayaklarımızda sadece çoraplarımız kaldı.
Kendisi de tamamen soyununca, vücudunun o güzelliğinden kendimizi alamıyorduk. Memeleri irice ve dimdik duruyordu, beli çok ince ve kalçaları bir erkeği baştan çıkaracak cinstendi. Amını tamamen traş etmişti, küçük amcık dili pembe pembe görünüyordu. Yanımıza gelip, bizim kalkmak üzere olan siklerimizi sıvazldı. Bir benimle öpüşüyor, bir arkadaşımla. Arkadaşımın siki, kendisi Alman olduğu için sünnetli değildi. Bunu farkeden gümrükcü kadın bana sordu, “Senin sikin neden böyle?” dedi. Sünnetli yarak görmemişti o vakte kadar. Ben de durumu kısa yoldan anlattım tabiki, çünkü daha önemli işimiz vardı.
Kadın dizlerinin üstüne çömelip arkadaşımın sikini ağzına almaya başladı. Öteki eli ile benim sikimi okşamaya devam ediyordu. Arada bir banada saksofon çekmeyi ihmal etmiyordu. Arkadaşım herhalde fazla dayanamadı ve kadının ağzına boşaldı. Birden çok döl gelince ürken gümrükcü kadın, hemen gidip ağzını yüzünü temizleyip geldi. Benim sikim halen kalkık vaziyette bekliyordu. Arkadaşım sikini tekrar kaldırmaya uğraşırken, kadın benim yarakla ilgilenmeye başladı. Ben de bu arada boş durmuyordum, kadının iri göğüslerini kabaca sıkıyordum. O anda Kadının ismini sormayı unutuğumuz aklıma geldi ve hemen sordum. İsmi Mita imiş. “Mita masanın üzerine uzan!” dedim. Masanın üzerine oturdu ve kendini geriye bıraktı. Bacaklarını ayırıp, o mis kokan amcığını yalamaya başladım. Amına dilimi sokup sokup çıkarıyordum.
Zevkten dörtköşe olan Mita inlemeye başladı. Joachim bize yaklaşıp, yarı kalkmış sikini tekrar Mita’nın ağzına vermeye çalışıyordu. Mita Joachim’e sakso çekiyor, ben de Mita’nın amını (kedi süt içer gibi) yalıyordum. Bir müddet sonra dayanamayıp sikimi Mita’nın ıslak amına dayadım, “Mita sikişe hazırmısın?” dedim. Kafa sallayıp ‘Evet’ demeye getirdi. Var gücümle sikimi köküne kadar birden soktum. Mita’nin gözleri birden açıldı ve artık inlemeyi bırakıp bağırmaya başladı. “Dur! Yavaş!” diye yalvarıyordu. Ben dururmuyum, öyle bir pompalıyordum ki, Mita’nin söylediklerini o hızla zevk sesleri zannediyordum. Oysa Mita canı yandığından bağırıyormuş. Sikimi götüne sokmuşum. Ben de ne kadar güzel daracık bir amcık diye kendi kendime seviniyordum.
Joachim Mita’yi biraz rahatlattı, aynı zamanda Mita’nın amını parmaklıyordu. Tekrar zevke gelen Mita kendini masanın üzerinde iyice bırakmıştı. Arkadaşım Joachim de benim gibi götçüymüş, Mita’ya, “Götünü ben de sikmek istiyorum.” deyince, Mita ürküp, “Hayır! Arkadaşın mahvetti götümü, üstelik daha önce götten hiç yaptırmamıştım.” dedi. İkna etmeye çalıştık onu, “Krem var mı?” diye sorduk. “Sadece nemlendirici el kremi var.” dedi, çantasından çıkardı. Kremi aldım ve az önce siktiğim götünü kremledim. Arada bir parmağımı götüne sokup alıştırmaya bakıyordum. Joachim ise Mita’yı ikna etme çalışmalarına devam ediyor, kendisini bırakırsa ne kadar zevkli olabileceğini anlatıyordu.
Ben kremi bolca sürdükten sonra, Joachim gelip Mita’nın göt deliğine dayadı sünnetsiz sikini. Ağır ağır sokuyordu sikini. Bana dönüp “İşte göt böyle sikilir.” dercesine bakıyordu. Hafif formundan düşmüş olan sikimi Mita’nın ağzına verdim. Temizlememiştim, olduğu gibi yalayarak temizledi sikimi. Aynı anda çıldırmış gibi emiyordu sikimi. “Amımı da sikin, artık dayanamıyorum.” diye inliyordu. Masadan ikisinin de inmesini istedim. Kendim yattım masaya, Mita’yı üzerime bindirdim. Sikim amına kendiliğinden giriyordu. Joachim’e işaret ederek, götünü sikmeye devam etmesini istedim. Sandviç halinde pompalıyorduk Mitanın amını ve götünü. Zevkten çığlıklar atıyordu. Ben bir elimle memelerini sıkıyor, bir elimle ağzını kapatmaya çalışıyordum bağırmasın diye. O anda kapı çalındı, hepimiz birden durduk. Az önce gördüğümüz gümrükcü bayan arkadaşı, bir sorun olup olmadığını soruyormuş.
Mita kalktı, o çıplak haliyle kapıyı açtı, bayan arkadaşı da içeriye girdi. Arkadaşı da hani şöyle alıcı gözüyle bakınca, gerçekten güzel bir bayandı. Biz yine hemen çaktık davayı, Mita arkadaşına daha önce nöbet degişmesi ile ilgili değil de, az sonra sende gel komutu vermiş aslında. Kadın bizi öyle kalkık siklerimizle görünce, gözleri açıldı. Mita ona saati gösterip, ‘artık git’ gibi Çek’ce bir şeyler emrettiyse de, o dinlemeden hemen hızlı bir şekilde soyunmaya başladı. Kadının adını sordum ve soyunmasına yardımcı oldum. “Adım Katja, ya sen?” dedi, “Ben Behzat, bu da Joachim.” dedim.
Sütyenini çıkarınca iki adet küçücük meme fırladı karşıma. Memeleri okadar küçüktü ki, elma kadar bile yoktu. Külotunu da sıyırıp çıkarınca, traşlı fakat çok az kıllı olan amcığı da ortadaydı. Amcığına sadece bakmak bile acaip zevk veriyordu. Ben tamamen kendimi Katja’ya verdim, arkadaşım Mita ile ilgileniyordu. Katja’yı koltuğa oturttum, bacaklarını ayırdım ve direk amcığını yalamaya başladım. Katja’da buna hasret kalmış gibi oh çekiyordu. Başımı elleriyle amına doğru bastırıyordu. Katja’yı koltuğa uzatıp ben de ters döndüm üzerine çıktım ve sikimi ağzına yönelttim, 69 olduk. Sikimi tamamı ile yuttu Katja. Ben de dilimi amına girdiğince sokuyordum. Öylesine güzel tamamlıyorduk birbirimizi ki, anlatamam.
Amını yalamaktan dilimin uyuştuğunu farkedince, koltuğa oturup, Katja’yı da üzerime oturttum. Yavaşca kaydı sikim amının içine. Ben fazla uğraşmıyordum, Katja sikimin üzerimde kalçalarını delicesine oynatıyordu. Amı sikimi öylesine bir emiyordu ki çıldırtıyordu beni. “Götünü de sikebilirmiyim?” diye sordum Katja’ya. “Evet! Her deliğimi sikmeni istiyorum zaten!” diye zevkle inliyordu. Amını sikerken parmaklarımı tükürükleyip bir yandan göt deliğini hazırlıyordum. Katja fazla dayanamadı boşaldı. Bu arada çığlıklar inlemeler alabildiğince… Yavaşca sikimi amından çıkardim, göt deliğine dayadım. Katja’nın götü de küçüktü, acıtırım diye korktum ve “Katja istersen sen kendin rahatça yerleştir ve sok!” dedim. “Olur.” dedi ve birden sikimi köküne kadar soktu götüne.
Joachim bile şaştı kaldı bu işe. Mita ile sikişirken bizi izliyorlarmış daha fazla tahrik olmak için. Joachime, “Bak! Göt böyle sikilir işte!” dedim ve durmadan alttan vuruyordum hem sikimi hemde taşaklarımı Katja’nın götüne. Mita Joachimin yanından kalkıp bizim yanımıza geldi. Katja ile sikişirken, önce taşaklarımı okşamaya başladı, sonra da yalıyordu. Ne zevkti o öyle. Bir yandan göt sikmek, bir yandan başka bir kadın taşaklarını yalıyor. Joachim de arkamdan sandalye üzerine çıkmış, sikini Katja’nın ağzına vermeye çalışıyormuş. Katja Joachim’in benimkinden daha küçük sikini ağzında kaybedince, Joachim bir kez daha şaşırdı kaldı.
Dördümüz yaklaşık bir saat kadar değişik pozisyonlarda sikiştik. Boşalıp, tekrar küçük bir moladan sonra yine sikişmeye devam ediyorduk. Ben o zamana kadar tüm arzuladığım fantazilerimi yaşıyordum. Kadınları üstüste yatırıp, sikimi Mita’nın amından çıkarıp Katja’nın götüne sokuyordum. Ardından tekrar Mita’ya yalatıyordum. Daha sonra ikisini 69 haline getirip, birinin götünü sikerken diğerine arada bir sikimi yalattırıyordum. Boş kalan amı veya götü de hep Joachim sikiyordu. Çıldırıyorduk hepimiz zevkten. Saatin ilerlemesini unuttuk tabiki, kadınların mesaisi bitmişti. Bizi evlerine davet ettiler, orda devam ederiz dercesine. Bir yandan akşama doğru ilk fabrikada olmamız lazım iken, öte yandan kadınlarin evli olup olmadıklarını düşünüyordum.
“Evlimisiniz?” diye sordum ortaya. Mita, “Ben ayrıldım, şu an yalnızım ve kendime ait bir dairede kalıyorum.” diye cevapladı. Katja da, “Ben bekarım, ailemle yaşıyorum.” diye ardından ekledi. “Kızlar, biz işimizi halletsek, zaten birkaç gün sonra geri dönerken yine burdan geçeceğiz.” dediysek te, bizi ısrarları ile zorluyorlardı. Yapacak bir şey yoktu, fabrikada buluşacağımız şahısa telefon açıp bir yalan uydurmalıydık. Joachime, “Sen çöz bu olayı artık!” dedim. Joachim telefon edip, gümrükte alıkoyulduğumuzu anlattı, artık işlerimiz nezaman biterse tekrar fabrikayı arayacağımızı söyledi.
Koyulduk yola, kadınlar kendi arabaları ile önde, biz de arkalarında, yaklaşık on dakikalık yoldan sonra geldik Mita’nın evine. Havanın da sıcak olması nedeni ile, kapıdan içeri giren soyundu. Mita bize içecek hazırlamaya mutfağa girdi. Ben Katja’yı küçük öpücüklerimle başladım azdırmaya. Katja, “Bir dakika.” dedi ve Mita’nın yanına gitti. Joachim bana bakıp gülüyor, ben ise, “Bu fırsatı iyice, hatta gittiği yere kadar değerlendirelim.” dedim. Kadınlar ellerinde içeceklerle geldiler ve “Biz banyoya, duşa giriyoruz, hemen çıkarız.” dediler.
Duştan çıplak geri döneceklerini düşünerek bizde Joachim’le üzerimizde ne kaldıysa artık soyunduk. Aradan 10 dakika geçti, kızlar halen gelmeyince, Joachim’e, “Şunlara bir bakalım.” dedim. İkimizde çırılçıplak banyonun kapısını çaldık. “Gelin içeriye, çekinmeyin!” dediler. Bizde zaten çekinme diye birşey kalmamıştı. Bir de baktık ki, Mita Katja’nın şampuanlar içindeki amını yalıyor, o da inlemeye başlamıştı bile. Dördümüz birden banyoya sığmadığımızdan, ben Katja’ya, “Yıkan çabuk gel, seni sikmeye devam etmek istiyorum!” dedim. Katja, “Acelen ne? Rahatça yıkanıyoruz burda.” diye şikayette bulundu. Ben de, “Oh gel keyfim gel, bizi düşündüğünüz yok ki!” dedim. Bunun üzerine Mita çıktı hemen ve benimle salona geldi. Katja’nın sırtını keseleyen Joachim onunla banyoda kaldı.
Mis gibi kokan Mita’yı aldım yumuldum amına hemen. Banyonun ıslaklığı ile amının ıslaklığı karıştı birbirine. İnlemeye başladı ve kafamı geri itip önümde domaldı. Sikim direk gibi olmuş inmek bilmiyor zaten. “Amını mı, yoksa götünü mü?” diye sordum Mitaya. “Götümün kızlığını sen bozdun, erkeğim sensin, tercihi sana bırakıyorum.” dedi. Götünü hazırlamadan Mita’yı tekrar üzmek istemedim, ıslak amına soktum sikimi. Bir süre köpekleme pozisyonunda siktikten sonra bunu kaldırdım, duvara dayadım, ayakta arkadan sikiyorum amını. Ellerim o sıkı memelerini sarmış, nefesi gitgide hızlanıyordu. Elimin biri ile amının klitoris bölgesine inip, zevk dügmesi ile oynamaya başladım. Artarak hızlanan nefesini hissediyordum. Kafasını çevirdi kulağımın memesini ısırıyordu. Bir an durdum, “Hiç kımıldama, boşalmak üzereyim, daha henüz bitsin istemiyorum!” dedim. Sikim amının içinde küçük adımlarla banyoya ilerledik.
Banyoda Joachim Katja’ya saksofon çektiriyordu. Mita’yı serbest bırakınca o da Katja’ya katılıp Joachim’in sünnetsiz yarağına sarıldı. Yakın bir rafta duran krem gördüm. Uzanıp aldıktan sonra, başladım Mita’nın götüne sürmeye. Arada bir parmağımı götüne sokuyordum. Daha sonra iki – üç parmak, derken götünü dört parmağım ile iyice aıştırdım. Bayağı açıldı götünün deliği. “Sıkı dur Mita, kökleyeceğim!” dedim. Mita Joachim’in yarağını yalamayı bıraktı ve tutunacak iyi bir destek arıyordu. Küvetin kenarına tutundu. Birden soktum sikimi götüne ve tamamını yerleştirdim, öylece içinde kaldım. Zevk kıvamım tam yerinde idi. Sert sert pompalarken “Artık dayanamıyorum!” deyip götünün derinliklerine boşaldim. Sikim biraz rahatladıktan sonra götünden çıkarıp suyla temizledim ufak Behzat’ı.
Sonra mutfaktan kendime bir su aldım ve salona geçip koltuğun üzerine uzandım. Tabiki onların seslerinden ben rahat duramadım ve tekrar banyoya gittim. Bu arada Joachim Mita’nın amına sokmuş sikini ve Katja’yı yalıyor. Yalarken bir yandan da Katja’nın götünü parmaklıyor. Mita boşalmak üzereydi, bir çığlıkla boşalıp saldı kendini. Joachim sikini Mita’nın amından çıkarır çıkarmaz Katja’nın götüne ağır ağır sokmaya çalışıyordu. “Öyle yavaş olmaz oğlum, hepsini birden sok! Katja alışmış götten vermeye zaten!” dedim. Joachim sözümü dinledi, sikinin ucunu göt deliğine dayadı ve hepsini birden soktu Katja’nın daracık götüne. İki üç git gelden sonra dayanamadı ve boşaldı. Hepimiz sırayla temizlenip salona geçtik.
Salonda Katja “Hepiniz egoist’siniz, siz zevkinizi aldınız ben daha alamadım!” deyince, Mita Katja’nın yanına gidip amına yumulmak istedi. Katja, “Hayır, sikilmek istiyorum ben, hemde çok sert bir sekilde! Hem amımdan hemde götümden sikilmek istiyorum!” dedi. Bu tahrik edici sözlerden benim sikim tekrar uyandı. Joachim, “Benim pilim bitti! Biraz istirahat etsek?” dedi. Ben, “Yorulan dinlensin!” diyerekten kalktım ayağa. Katja’nın ağzına verdim sikimi, “Ben seni şimdi çok kötü sikeceğim, bekle 2 dakika daha!” dedim. Katja sikimi çivi gibi yapmaya başladı bile. Kafasını ileri geri yapıp emmesi ile birlikte, sanki onun o dar amını sikiyormuşum gibi oluyordum. Zaten sikimin tamamını alıyordu ağzı.
Değişiklik olsun diye ayaktayken Katja’yı kucağıma aldım ve sikimin ucunu götüne soktum biraz. Katja götten zevk almasını bilen bir kadındı. Kucağımda yarrağım götüne kaydıkça ince ince inliyordu, ben de onun o erikten biraz büyük memelerini ısırıyordum. Gaddarlaşmaya başladım, o da bunu hissetti ve sırtımı tırmalıyordu. Bir de baktım Mita gelmiş, alttan Katja’nın götüne giren sikimi ve taşaklarımı yalıyor. Dünyada çok erkeğin bu duyguyu tattığını zannetmiyorum. O kadar güzeldi. Yorulduğmu hissettim, Katja yine nerden baksanız 50 kilo vardı. Katja ile yatakodasına gittik ve onu yatağa sırtüstü yatırdım. Götünden sikmeyi bırakıp amına soktum ve pompalamaya başladım. Var gücümle durmadan sikiyordum amını. Aradan garanti 15 dakika geçti, kan ter içinde kaldık. Katja’ya, “Boşalırken birlikte boşalalım.” dedim. “Tamam!” dedi. Zaten fazla sürmeden, “Ben geliyorum!” diye inlemeye başladı. Ben daha da hızlandım. Sikimin Katja’nın amının ta dibine kadar değdiğini hissediyordum. Katja tam boşalırken ben de patladım. Bu boşalma bize bir saat gibi geldi, zevkimiz hiç bitmiyordu sanki.
Sarıldık birbirimize, yatakta uykuya dalmışız. Mita da Joachim’in kucağında uyumuş kalmış. Ertesi gün uyandığımda hemen saate baktım ve “Eyvah!” dedim. Joachim’i uyandırdım ve “Oğlum yandık, geç kaldık!” diye cümleme başlarken, Joachim sözümü keserek, “Telaşlanma, ben o işi hallettim bile!” diyerek gülümsüyordu. Fabrikada bizi bekleyene arabamızın gümrükten sonra arızalandığını söylemiş. Ardından işyerini arayıp oraya da aynı yalanı uydurmuş. “Ne zaman hallettin bu işi?” diye sordum. “Sen Katja’yı becerirken, biz Mita ile bu planı yaptık ve gereken yerlere telefon açtık.” dedi. Mita’da o gün için Katja ile kendisine izin yazdırmış işyerinden. “Anlaşıldı bugünde sikimiz bayram edecek!” dedim. Katja ve Mita’yı uyandırdık. Kahvaltımız bile sikişerek geçti. Mita’nın amına bal döküp hepimiz yaladık. Katja’nın götüne salam soktuk ve Mita’ya yedirdik. Kahvaltıdan sonra oradaki alışveriş merkezine gidip soyunma odalarında sikiştik. Cafenin tuvaletinde dörtlü sikiştik. Arabanın motor kaputu üzerinde bile sikiştik.
Diyebilirim ki, hayatımın sikişini Çek Cumhuriyetinde yaşadım. Tabiki bu olaydan Joachim ile benden başkasının haberi yok. İlk fırsatta yine Çek Cumhuriyeti’ne gitmeyi planlıyoruz.
183 notes · View notes
turasiye · 2 months ago
Text
Merhaba, Ben otuz yaşlarında evli bir kadınım. Yaklaşık sekiz yıldır evliyim. Eşimle birlikte çok güzel anılarımız olmuştur. Tabiki sexten bahsediyorum. Balayımızda yaşadıklarımız çılgınca idi. Bir keresinde yüzerken kocam bikinimin üstünü çıkarmıştı, ama balkondaki sevişmemiz kadar bunu ileri götürememişti. Bana hep üstsüz güneşlenmemden hoşlanacağını söylerdi. Daha da ötesi beni başka erkeklere siktireceğini söyler ve beni nasıl sikeceklerini anlatarak beni tehrik ederdi. Bazen fantazilerimizde grup seksi yapmak yer alırdı. Seksin her türlüsünü yanni ikimiz beraber deniyorduk. Kocamın sikini ağzıma almak, yalamak ve e-onun benim amcığımı yalaması, dilini amcığımın içine sokması ve bir kuşun kanat çırpması gibi dilini amcığımın içinde çırpmasından çok zevk alıyordum. Arada sırada dilini daha gerilere kaydırıyor. Göt deliiğimi de yalıyor, parmağı ile masaj yapıyordu. Bunlardan acaip zevk alıyordum. Biliyordum ki yarağını götümün dibine kadar sokmak istiyordu. Ne yalan söyleyeyim ben de istiyordum. Bir keresinde içki içmiştik ondan sonra götümü siktiğini hatırlıyorum. O zaman deliklerimin ikisini de sikmişti. Bir ona bir öbürüne sokmuştu. fakat daha sonraki zamanlarda ne kadar denediysekte hep göt deliğim acıdığında başarılı olamamıştık. Kocamın uzun süren seyahatlerinden birisinde bana yazdıklarından o kadar çok etkilenmiştirm. Geldiğinde götümü ona ne kadar acırsa acısın siktirmeye karar vermiştim. Gerekli hazırlıkları yaptım. Geldiğinde çılgınlar gibi seviştik. Ona vazelini gösterdiğimde çok memnun olmuştu. Ertesi gün ilk denememizi yaptık. Heyecanlanmıştı. Sonunda sikini göt deliğime sokmayı başarmıştı. Sik bu orospuyu doyur beni diyordum…..Ama çok uzun sürdüğünü söyleyemem ben de fazla bir şey anlamamıştım. Gerçi siki göt deliğimi doldurmuş onu götümün içinde hissetmişttim. Ama, kısa sürmüştü. İki gün sonra idi beni yine sikmekle meşguldu ve bana yola çıkmadan bir kez daha götümü sikeceğini söyledi. Ben de hadi şimdi sik dedim. Amcığım sırılsıklamdı. Göt deliğimi vazelinledi. Sikini vazelinledi. Sonra sikini göt deliğime bastırmaya başladı. İçeri doğru kaymaya başlayınca acı hissetmeye başlamıştım yine acıdığını söyleyince biraz bekledi. Sonra tekrar yüklendi. Başı girmişti artık…acıyordu. direndim. sikini ittirdi. ve dibine kadar girmişti artık. yavaş olmasını söyledim. biraz da dibinde bekledi. Sonra yavaş yavaş gdip gelmeye başladı. bir süre sonra sonra artık götümün deliği tamamen açılmıştı. resmen amımı siker gibi yarağı götümğün içinde hareket ediyordu. Arada bir siki götümden çıkıyordu ama geri sokması artık çok kolaydı. Acaip zevk alıyordum. Ona kızdım beni niçin bu kadar zamandır götümden sikmemiş ve bu zevkten mahrum bırakmıştı. Orgazm omuştum ama o hala beni sikiyordu. Yatak amımdan akan sıvılarla sırılsıklam olmuştu. Sonra götüme boşaldı. Artık götüm yırtılmıştı. sikimi rahatlıkla götüme alabiliyordum. Bir seferinde kocamın yarağının üstünde otururken aynadan götüme giriişne baktım manzara harika idi. Pornolardaki orospular gibi sikiliyordum. Zaten götüm de sikildikten sonra kendimi orospu gibi hissetmeye başlamıştım. Gerçek bir orospu olma isteğim gittikçe artmaya başlamıştı. Başka yaraklar istiyordum artık…. Kocamda başka yarakların beni sikmesini istiyordu. Pezevenk olmak istiyordu. İş yerinde bir arkadaşım vardı. Onunla beni tatile gönderebileceğinden bahsetmişti. Ki benim zorlamam üzerine onun gibi kadınları sikmek istediğini söylemişti. Ama ben buna hayatta izin vermezdim. Arkadaşım üç günlüğüne Bodruma gidecekti. Kocam da o hafta sonu yine seyhata gitmek zorunda idi. Ona hafta sonu çok canım sıkılacağından şikayet ettim. Aslında beni de götürmek istiyordu ama diğerleri eşlerini getirmediği için bir de böyle zamanlarda hep toplantılarda vaikit geçiriyordu. Onu hiç göremiyordum. Arkadaşlarına takısana dedi.Yaz herkes biryerelere gitti. Zührede Bodruma gidecek deyince sen niye onunla gitmiyorsun dedi. Gerçektende hiç aklıma gelmemişti. Bilmem hiç konuşmadık belki birrisi ile gidiyordur dedim. Yalnız gitmek ister. Yalnız kafam da şimşek çakmıştı. Sabahleyin ilk işim onunla konuşmak olmalıydı. Sabah onu kahve içmeye çağırdım. Sonra Bodrum da nereye gideceğini sordum. Aslında erkek arkadaşı ile gitmek istediğini ama onun gelmekten vazgeçtiğini planının iptal etmeyi düşündüğünü söyledi. İşte fırsat dedim ve saldırıya geçtim. Eşimin seyahate çıkacağını, canımın çok sıkkın olduğunu ve aslında bir değişikliğe ihtiyacımın olduğunu ve beraber Bodruma gidebileceğimizi söyledim. Olur kız dedi. Şöyle ikimiz gidelim felekten bir kaç gün çalalım dedi. İşte olmuştu. Orada yaşayacaklarımın hayali ile amım şimdiden sırısıklam olmuştu. Hemen izin işlerini falan ayarladım. Uçak biletini falan aldık. Otelde yerlerimizi ayırttık. Ertesi gün sabah erkenden havaalanında idik. Bodrumda otele geldiğimiz de saat dokuza gelmekte idi. Resepsiyona gittik odamızın henüz hazır olmadığını söylemişlerdi. Erken gelmiştik. Bize çantalarımızı bırakacak bir yer gösterdiler kaydımızı alıp gerekli işlemleri tamamladıktan sonra istersek otelin aktivitelerinden faydalanabileceğimizi söylediler. Oteli dolaşırken masaj salonuna gelmiştik.Yorgunluktan ölmüştüm. Zühreye masaj yaptırmak istediğimi söyledim. O da ben de her tarafım tutulmuş aslında çok iyi olur dedi. Masaj yaptırmak için görevli ile konuşurken yoldan geldiğimizi masajdan önce duş almak istediğimizi söyledik. İstersek özel banyolu masaj odasında masajımızı yaptırabileceğimizi söylediler. Bir odada iki kişi de olabilirdi. İstersek ayrı ayrı odalarda da yaptırabilirdik. Aynı odada yaptırabileceğimizi söyledik. Yalnız iki ayrı masajcı istedik. İçeri odamıza geçtik gerçektende ortada küçük bir jakuzi ve kenarda duş vardı. İkimiz de tam çırılçıplak soyunmuş ve duşa girmeye hazırlanıyorduk ki altlarında sadece şort olan ellerinde havlularla iki erkek içeri girdiler. Hanımlar bir dakika bekleyin herşeyi bize bırakın sizi yıkayacağız. Masajınızı yapıp sizi rahatlamış bir şekilde buradan göndereceğiz dediler. Çırılçıplaktık üzerimize bir şey almaya çalışırken olmaz üzerinizde birşey olursa sizi yıkayamayız dediler. Sesimizi çıkarmadık. Duş sıcaklığını ayarlaıp içine soktular. Sonra yukarıdan aşağıya şampuanladılar. Elleri ile şampuanları bütün vücudumuza füttursuzca yayıyorlardı. Elleri göğüslerimizde kalçalarımızda bacak aramızda mahrem yerlerimizde dolaşıyordu. Geveşemeye başlamıştım. Sıcak su çok iyi gelmişti. Vücudumda dolaşan eller ise tamamen benliğimi kaybetmeme yol açmak üzere idi. Neredeyse oracıkta sikişmek istiyordum. Masörün yarağınının amcığıma dalmasını istiyordum. Zühreye baktığımda onunda banyodan hoşlandığını anlıyordum ama… neyse duş faslı bitmişti. Havlularla bizi kurulamaya başladılar. Şçyle güzelcene kuruladıktan sonra kucaklarına alarak bizi masaj masalarının üzerine yatırdılar. Vücudum ilk defa masörün başka bölüğmlerine temas etmişti. daha da zor duruma düşmüştüm. Kocamla konuştuklarımız aklıma geliyordu. İşte onlardan birini gerçekleştirmenin tam zamanı diye düşünüyordum ama ya Zühre… Burada masaj masasınd yüzüstü yatıyordum. Masörün usta elleri vücudumu adeta yoğuruyordu. Her geçen dakika biraz daha gevşiyordum. Masörün ellerinin sırtımda, böğrümde, kalçalarımda ve bacak aralarımda yarattığı temasın şehvet duygusu ile amcığımın suları çağlayana dönüşmüştür. Sonra beni sırtüstü çevirdi. Arada Zühreye bakıyrodum. Masajdan zevk aldığı her halinden belli idi. Masör elleri ile önce yüzüme sonra boynuma göğüslerime, karnıma masaj yaparak şağılara doğru indi. nefesimi kono-trol edemiyordum artık. ellerinin bir ara bacak arama doğru kaydı ve amımı avuçladı. Sonra elini burnuna götürdü ve kokkladı. Yarağını istediğimi anlamıştı. Bana baktı onaylamadım. masaja devam etti bacaklarıma doğru inmişti. Pişman olmuştum ama ben istemeden beni sikmeyecekti. Sonra kalcalarımı masanın ucuna doğru çekti. iki bacağımıda omuzlarına dayadı. Parmaklarımın ucundan amıma kadar bacaklarıma masaj yapıyordu ki bu arada sikinin amcığıma dokunduğunu hissettim. Göz göze geldik, gözlerimi sok dercesine hafifçe kapattım ve açtım sikinin başını amımın dudakları arasından yavaşça ittirmeye başladı. Bu arada yan tarafa baktım Zühre in masörü de onu sikiyordu. Göz göze geldik gülümsedik. Masörümün siki yavaş yavaş ilerledi ve taşakları kalçalarıma temas edene kadar sikini soktu. Ta dibime kadar girmişti. Sonra ileri geri sikmeye başladı. Evlenmeden önce kocamdan başka sadece bir erkeğin amıma sikini sürtmesine müsaade etmiştim. Sikinin başını ıslanan amımın dudaklarına sürterek boşalmıştı. Amım ilk defa yabancı bir yarağı ağırlıyordu. Bağırarak orgazm oldum. Yalnız masörler boşalmamıştı. Bir orgazm olduktan sonra yavaş yavaş sakinleştirdiler. Kucaklarına alıp ikimizi de Jakuzinin içine bıraktılar. Yarım saat sonra odayı boşaltmamız gerektiğini söyleyip çıktılar. Gevşemiş vücutlarımızla jakuzinin içinde bir süre öylece oturduktan sonra, Zühreye iyi ki gelmişiz değil mi? diye sordum. Valla başlangıçta seninle yani evli bir kadın olarak demek istiyorumö gelmekten tereddüt etmiştim. Ama şimdi her şey gayet güzel dedi. Yanıma yaklaştı. Kocan duyarsa ne yaparsın dedi. Duymayacak ben anlatacağım şeklindeki cevabımı duyunca hadi canım dedi. Bekle dedim. Telefonumu alıp kocamı aradım. Masörün beni nasıl siktiğini bir güzel anlattıktan sonra yanımda da Zühreyi başka bir masörün siktiğini söyledim. Taş kesilmişti sen ne yaptın öyle dedi. Kızım dönünce seni kocam sunacağım ona göre hazır ol dedim. Sen var ya sen tam bir orospusun yok yok orospudan da ötesin dedi. Evet dedim ve onu kendime çekip dudaklarına bir öpücük kondurdum. Tepkisiz kaldı sonra ikincisi sonrada dudaklarına yapıştım. Öğlen olmuştu. Respsiyona gittik. Anhtarımızı aldık eşyalarımızı odamıza göndermişlerdi. Odamıza çıktık. Bikinilerimizi giyindik. Tabiki ben hazırlıklı idim benim bikinilerim görünce şok olmuştu. Küçücüktüler. Bir tanesini de ona verdim. Kızım buraya feleğin çarkına etmeye geldik…zevkini çıkartalım bakabildiğimiz kadar yarağın tadına bakalım dedim. Haydi orospu …dedi ve otelin havuzuna indik. Otelin havuzunda kendimize oturacak bir yer ararken ileride iki tane kara herif gördüm. Kara yaraklar fantazilerimizi hep süslemişti. Neden olmasın diye o tarafa yöneldim. Şansa bakın ki tam yanlarındaki iki şezlongta boştu. ZÜhre niyetimi anlamış olmalı ki kızım bunlar zenci kapkara ben bunlarla sikişemem deyince yan çizme orospu öyle bir şikişirsinki hem bunların yarakları uzun ve kalın olurmuş amında kocaman bir kara yılan istemezmisin dedim. Bilmem ki falan dedi ondan sonra peki bakalım ne olacak belki de bir şey olmaz olursa da bu kara yaraklara kendimizi siktireceğiz dedi. İngilizcemiz fena değildi. Yanlarına oturup soyunduktan sonra birbirimize güneş yağı sürdük. Bikinilerimiz dikkatlerini hemen çekmişti. Bizi izliyorlardı. Kesinlikle muhabbete başlamak için bir şey arıyorlardı. Yardımımızla bulmakta geçikmediler de…bize içki ısmarladılar. muhabbaetimi o kadar ilerledi ki havuzda düzenlenen yarışmalara beraber katıldık. Havuzda bizi omuzlarına çıkarmak için kucaklamışlardı. Aygır gibiydiler kucaklarında bizi oynatıyorlardı. Akşam olmuştu. Odalarımıza giderken birer içki içmeye davet ettim. Kabul ettiler ve odamıza çıktık. Bardan bir şişe şarap açtık. Kadehlerimize doldurduk. Ben duş alacağım deyip üzerimdekileri atıp duşa gittim. Arkamdan birisi de benimle duşa girdi. Duşta sevişmeye başladık. Siki kalmıştı. Herifin alet gerçektende iriceneydi. Duşta beni kucakladı havaya kaldırdı. Bacaklarımı beline doladım ve yavaşça sikini içime aldım. Amım tamamen işgal edilmişti. Bir süre orada sikiştikten sonra içeriden haydi çıkın biz de gireceğiz diye seslendiler. Duştan kucağında beraberce çıktık. Zühre de çoktan kara yarağı içine almıştı. Bana kız haklıymışsın bunlar harika kalın yaraklar diyordu. Bizi öye görünce diğeride Zühreyi kucağına alarak içeri duşa girdiler.Beni yatağın üzerine sırt üstü sikini amımdan çıkarmadan uzattı. Siki ile amıma pompalamaya başladı. Uzun sikinin giriş çıkışları o kadar güzeldi ki. Sonra ben onun üstüne çıktım. Yarapğının üzerinde hopluyordum. Yan tarafımda ise Zühre sikiliyordu. Birden götümde de diğerinin yarağını istedim. İtiraz etmeden Zühreyi bıraktı ve sikini ve göt deliğimi vazelinleyerek göt deliğime yaklaştı. Yavaş yavaş girişi harikaydı adeta götüme sondaj makinası girmiş gibiydi. Zühre bizi seyrediyordu. Sonra amınını benim altımdaki kara herifin altına sürdü. Bir süre sonra orgazm oldum ve üzerlerine yığıldım. Onlara şimdi sıra arkadaşımda onu da sikin dedim ve onuda sandviç yapıp sikmeye başladılar. Orospunun da götü açıkmış meğer çok zorlanmadı. Menilerini Zührenin amına ve göt deliğine boşalttıklarında Zühre de orgazm oldu. Bir süre sonra odalarına gittiler.Otel için oda kahvaltı olarak anlaşmıştık. İyi ki de öyle yapmışız. Bir süre kucak kucağa uyuduktan sonra giyindik ve dışarı çıktık. Kıyafetlerimiz çok iddialı idi. Bir kere kısa idi. İkincisi biraz dekolte idi. En önemlisi de ince ve yüksek topuklu ayakkabılar giymiştik. Bir yerde yemeğimizi yedikten sonra barlara bakmak üzere sokakta dolaşmaya başladık. Bu arada bir grup erkekten sırnaşanlar olmuştu. Yüz vermeden uzaklaştık. Kalabalık bir bara girdik. İçki içiyor dans ediyorduk. Birisi ile tanışıyor onunla dans ediyorduk bize içki ısmarlıyorlardı. Herhalinden bizi sikmek istedikleri belliydi ama bir süre sonra bizden uzaklaşıyorlardı. Epey çakır keyif olmuştuk yani şarhoş bile denilebilecek durumdaydık. Gece kesat geçmişti. Zencileri arar olmuştuk. Dimyata prince giderken eldeki bulgurdan da olmuştuk. Otel yolunda karanlık bir bölümü geçerken birden önümüze iki erkek çıktı. Yüzlerini göremiyorduk. Sonra bizi ellerimizden tutup boynumuza bıçak dayayarak sesimizi çıkarmamamızı yoksa açımayacaklarını söylediler. Tir tir titriyorduk ne yapacağımızı bilemiyorduk. Yalvarıyorduk. Bir araba yaklaşırken gözlerimizi bağladılar.Arabaya bindirdiler. Bir yerlere gidiyorduk ama bilmiyorduk ve çok korkuyorduk. Bu arada elleri ile vücudumuzu okşuyorlardı. Yalvarıyorduk. AMa bizi bırakmaya niyetleri yoktu. Sonra bir yerde durduk arabadan bizi indirdiler. Üzerimizdekileri çıkardılar. Çırılçıplak kalmıştık. gözlerimiz kapalı olarak mahrem yerlerimizi saklamaya çalışıyorduk. ****lik bir ses bize dediklerini aynen yaparsak bizi sağ ve dövmeden geri götüreceklerini söylüyorlardı. Aksi halde fena halde döveceklerdi. Kalabalık bir gruptular herhalde yedi sekiz kişi kadardılar. Tek isteklerinin onları biraz eğlendirmemiz olduğunu söylediler. Birisi gözlerimizdeki bantları açtı. Tepemizde bir lamba yanıyordu. Ama etrafımız karanlıktı. Ortada çırılçıplaktık etrafta birileri vardı ama biz onları göremiyorduk. Birisi müzik koydu. Dansetmemizi istiyorlardı. yavaş yavaş orada dans etmeye başladık. Korkudan altıma etmek üzere idim. Biraz sonra gözlerim alışınca etraftaki koltuklarda oturan on kadar çıplak erkek vardı. Yüzleri maskeli idi. Korkudan dansın ritmine uyamıyourdum. Bu da onları daha da kızdırıyordu. En baştaki beni yanına çağırdı. Sİkimin üstüne otur öyle dans et dedi. Arkamı dönüp sikinin üzerine oturdum. Korkudan ne isterlerse yapmaya karar vermiştim. Siki içime girmişti. Bir yandan aşağı yukarı hareket ediyor bir yandan da dans ediyordum Arkdaşaım ise diğer tarafta bir sik yalıyor. Arkadan da onu birisi sikiyordu. Oradan götten mi siktiklerini anlayamıyordum. Üzerine oturduüum adam beni yüzümü çevirerek üstüne yeniden oturttu. Bu arada amımda yavaş sulanmaya başlamıştı. Tehlikeli bir durumda idik ve amım bana ihanet ediyordu. Ben de kendi kendime bu işin sonu ne olursa olsun bari zevk al dedim. Bu arada adamlardan diğeri bana arkadan yaklaştı. ve sikini götüme soktu. beni sandvi. yapmışlardı. sonra bir diğeri de sikini ağzıma verdi Artık tecavüze mi uğruyordum bilemem ama sonuçta zevk almaya başlamıştırm üç yarak tarafından sikiliyordum. Zühre aynı durumdaydı. İşini bitirenin yerini başkası alyordu. Ama heriflerde kalkıştıkları işin riskinin farkında idiler ki tedirgindiler çabuk bitiyorlar ikinciye siklerin kaldıramıyorlardı. Ama orada kaldığımız süre içerisinde beş ayrı yarak tarafından sikilmiş ve defalarca korku ile karışık orgazm olmuştum. Tekrar gözlerimizi kapattılar. Bir süre sonra aynı yerd bizi bırakıp uzaklaştılar. Arabalarının plakasını alamamıştım. Üstelik gözlerimizi açana kadar yolu dönmüşlerdi bile tekrar otele sağ salim dönüdüğümüze çok sevinmiştik. Yukarı çıktık. İkimizin de götü fena halde yanıyordu. Bir seferde beş yarak az değildi. Bir birimize sarıldık. Böylesine kaçırılıp korku içinde sikildikten sonra, aslında resmen tecavüze uğramıştık fakat yine de zevk aldığımızı belirtmek zorundayım. Duş aldık ve yattık. Gecenin verdiği yorgunluk yüznden epeyce uyumuştuk. Zühre beni öperek uyandırdı. Kahvaltımızı ettikten sonra tekne turuna çıkmak üzere doğruca yat limanına gittik. Hoş güzel bir tekne ile tura çıktık. Güneşlendik güzel vakit geçirdik. Denize girdik. Bu arada gözüme yakışıklı bir çocuğu kestirmiştim ama ona kendimi nasıl çaktırmadan bu teknede siktirebilirim diye araştırma yaparken tuvaletin bulunduğu güverteye inince aynı zamanda kamaraların olduğu bölüme inilmiş oluyordu. Burası oldukça ideal görünüyordu.Koylardan birisinde demirledikten sonra herkes denize atlamıştı. Sessizce aşağıya indim. Tabiki arkamdan geldi. Kamaralardan birine girdik. Amımıaçtım. Sikini doğruca amıma soktu. Sikmeye başladı. Acaip heyecanlanmıştım. O da öyle idi. Yakalanma korkusu ile şikişmek harika bir duygu idi ama çabuk boşalmıştı. Toparlandı. Kamaradan çıkmak için kapıyı açtığında kaptan karşısında idi. O çıktı. Kaptan içeri girdi. Şortunu çıkardığında kocaman yarağı ile karşılaştım. Çare yok bu siki de yiyecektim. Hem yarım kalmıştım. Amım daha kurumamıştı. Sikini amıma daldırdı. Kocaman yarak amımı yararak dibime kadar girdi. Bir süre siktikten sonra sikini amımdan çıkardı ağzıma dayadı. Bu arada amımı yalamaya başladı. Kocaman diliyle amımın dudaklarına çarptırdığı darbelerden müthiş zevk alıyordum. Sikini yalıyor emiyordum. Sonra beni domaltı sikini amıma yeniden soktu. Acaip sikiyordu. Seni gidi orospu seni…buraya taze oğlanları atmak neymiş sana göstereceğim seni öyle sikecğim ki hiç unutamayacaksın diyordu. Ben de iyice azmış sik beni kaptan sik zaten oğlan bir bok yapamadı çeşme gibi aktı gitti. sik bu orospuyu doyur beni diyordum. Sikini tekrar çıkardı Öyle domalmış vaziyette bekliyordum. Merakla ne yapcağını bekliyordum. Çok geçmeden parmakları ile göt deliğime vazelin sürüyordu. Kaptan sen harikasın yaa götümü de sik parçala diyordum. Sonra üzerime çıktı. Sikinin başı göt deliğime dokundu. Tazyiki göt deliğimde hissediyordum. Yavaş yavaş göt deliğim aralandı, sikinin başı aralan delikten içeri kaymaya başladı. Başının boğumu içeri girince deliğimin ağzında önce bir rahatlama oldu sonra içeri doğru girmeye devem ettikçe yeniden deliğimin ağzı genişledi. Dibime kadar soktuktan sonra orospu ne kadar da kolay aldın böyle demek götten sikilmeye alışkınsın dedi. Evet götümün sikilmesinden acaip zevk alırım kaç kere sikildiğimi tahmin bile edemezsin dedim. Hızla gidip gelmeye başladı. Elleri ile amımı okşuyordu. Sonra o alta geçti ben üste idim. Sikini çıkarmadan dönmüştük sırtım yüne dönüktüç Tesadüf tam karşıda ayna vardı. Kocaman yarağın göt deliğimi sikişini izliyordum. Amcığım bir gül demeti gibi açılmıştı bir elimle kendime destek olurken diğer elimle amcığımı okşuyordum. Gördüğüm manzara karşısında daha da etkilenmiştim. Orgazm olmaya başladım. Bu arada kaptan da menilerini göt deliğime boşaltı. Öylece sikinin üzerinde bekledim. Bir süre sonra inen siki göt deliğimde kayarak plop diye çıktı. Bikinimin altını giydim. Dışarı çıktım herkes yeni yeni tekneye dönüyorduç Denize atladım. Zühre nereye kayboldun orospu diyordu. Valla orospuluk yapıyordum dedim. Kız hangi ara işi bağladın diye sordu. Ona anlattım. Sonraki koyda kaptan onu da halletti. Teknede kaptan bize özel itimam gösteriyordu. Bize içkiler ısmarlandı. Tekne den ayrılırken ücret alınmadı ve sık sık ziyaret etmemiz hatta özel tur bile yapabilecğimiz söylendi. Son günümüzdü artık. Otele gittik duşumuzu aldık. Çantalarımızı hazırladık ve uçağa binmek üzere havaalanına doğru yola koyulduk. Kocamda çoktan eve dönmüştü. Sabırsızlıkla benim dönmemi ve ona yaşadıklarımı ayrıntısı ile anlatmamı bekliyordu. Kocamı sçok seviyorum. Bana tatmadığım zevkleri tatdırmış ve diğerlerini de bütün risklerine rtağmen tadmam için beni cesaretlendirmişti. Benim bu dünyada arzularımı yaşamak için fırsat tanımıştı. Onun da bazı arzuları vardı. Ben onun isteklerinin hemen hemen hepsini yerini getirmiştim. Bir tanesi hariç ona bu gelişinde söpriz yapacaktım. Her zaman istediği ancak daha hazır olmadığım için yapamadığım şeyi yapmaya karar vermiştim….Ne mi? Süpriz
124 notes · View notes
turasiye · 3 months ago
Text
Acımadılar
Sex hikayeleri sitesine hoş geldiniz.Sitemizde birbirinden harika gerçek sek hikayelerini okuyabilirsiniz.Her kategoride kaliteli sex hikaye okumak için bizim adresimize bekleriz. Merhaba ben sizlere, uzun zaman once yasamaya basladigim ve halen yasamaya devam ettigim ensest iliskilerimi anlatacagim. Ben ve sevgili ablam daha ortaokul siralarinda iken birbirimize iki kardesten cok daha fazla duskunduk. Evimizin kucuk olmasi sebebi ile uzun yillar ayni odada yatmistik. Onceleri ne o nede ben utanip sikilmadan birbir onumuzde cok rahat soyunup giyinidik. Yine bir gun okul donusu ablamla sohbet ederek gelmistik. Herzamanki gibi annem evde idi mutfakta ugrasiyordu. Odaya girdigimizde ablam normal olarak okul kiyafetlerini cikarmaya baslamisti. Gomlegini ve daha sonrada etegini cikarmis kendi dolabindan bir tisor bir sort vede bir kilot aldiğini gordum ama ablam genelde benim yanimda donunu cikarmaz sadece uzerini degisirdi.Ablam hic aldiris etmeden kilodunu, gotu bana donuk bir vaziyette cikarmis vede bana hinzir hinzir siritir iken, ablamin bu davranisi benim sikimi kaldirmisti. Tam bu sirada annem soylenerek iceri girip ablami vede onu seyrederken beni gordu. Cok sinirlenmisti. Her ikimize de cok bagirdi ve yaptiğimizin cok yanlis oldugunu kardeslerin boyle seyler yapamayacağini anlatarak benim yanima yatagimin uzerine oturdu. Ilk soku atlatan ablam anneme bizim herhangi birsey yapmadigimizi zaten yillardir birbirimizin heryerini gordugumuzu bizim birer kardes oldugmuzdan dolayi farklida birsey olamayacagini anlatiyordu. Bu sirada annem benim kalkmis ve oldukca belirginlesmis sikimi acikca pantolonumun uzerinden incelemeye baslamisti. Ablami cağirarak “gelde bak cocugu ne hale sokmussun, bir gor” demesiyle birlikte ablamda gelip benim sikimi inceleye basladi. Ben iyice kizarmis utanmis ve mahcuplasmisken ilk hamle annemin elini pantolunum uzerinden sikime bastirip onu ovmasi beni deli etmeye yetmisti. Ablam ise simdi daha saskin bir vaziyette beni ve annemi izlemeye basladi. Tam annem durdu derken annem pantolonumu bir cirpida donumla birlikte siyirip beni altimda hicbirsey kalmayacak sekilde soymus ve hemen sikimi agzina alarak yamamaya baslamisti. Aman tanrim herhalde oluyorum derken annem daha da hareketlendi ben bir dakika bile surmeden omrumdeki en muhtesem patlamayi annemin agzina yaptim. Diyebirim ki annemin beni bosaltmak icin yamasindan daha fazla sure annemin ağzina bosaldim. Ablam bu sure boyunca faltasi gibi acilmis bir sekilde bizi izledi. Annem bosalmamin hemen pesinden kosarak kendi yatak odasina girdi ve kapiyi kapatti ben hala saskin bir sekilde biraz once en muhtesem bosalmasini yasayan ama sertliginden bir sey kaybetmeyen aksine dahada sertlesmis sikime ve de hala benim sikime arada birde suratima bakan ablama bakmaktaydim. Kendine gelen ablam annemle ilgilenmemiz gerektigini soyleyip elimden tutup annemlerin yatak odasina dogru yola cikti. Odaya girdigimizde annemin agladigini gorunce her ikimizde cok uzulduk ve yanina gidip her ikimizde birer yanina oturduk. Anneme aglamamasini soylerken bir taraftan da birbirimize siki sikiya sarilmaya basladik. Benim sikim hala acikta ve halada kalkik bir vaziyette oylece duruyo bir sure oyle kaldik biraz sonra birinin benim sikile oynamasi ile kendime geldim. Dayanamadim ve annemin dudaklarina bir opucuk koydum. Bu sefer annem saskin bir vaziyette bana bakmaya basladi o arada sikimle oynayanin annem degil ablam oldugunu gorunce daha fazla dayanamadim ve annemi tekrar ama uzunca dudakarindan opmeye basladim. Annemde bana karsilik vermeye baslamis adeta dillerimiz birbiriyle dans etmeye baslamisti. Bu arada ablamda isi ilerletmis sikimi agzina almisti bile. Hic kimse konusmuyor sanki herkes kendine bir gorev verilmis gibi opusuyor, yaliyor ve de birbirini oksuyordu. Ben eteginin altindan annemin amiyla oynarken ablam hala sikimi yalayip, bir eli ilede amiyla oynamakta idi. Annemi oldugu yere hafif iterek yatirdirm ve bana yapdigi gibi bir cirpida etegini ve kilotunu cikardim. Ablam hemen sikimi birakip annemin amini yalamaya basladi. Bende ablamin arkasina gecip hem amini hem de gotunu yalamaya basladim bir sure sonra ablam titreyerek bosaldi ve de gecip annemin yanina oturdu bende bosta kalinca annemin amina yoneldim ve onun beni yaladigi kadar istahli bir sekilde bende onu yaladim. bir sure sonra annem aglar gibi sesler cikararak ve de titreyerek bosalmaya basladi. Bu arada ablam elleri ile sikimle oymaya baslamis benim sikimde yine sahlanmisti. Ben hic vakit kaybetmeden annemin gozlerinin icine bakarak siskimi yavas yavas amina sokmaya basladim. Sikim annemin aminin icinde oldukca rahat bir sekilde ilerliyordu. bir sure aminda gidip geldikten sonra annemi domaltim goruntu bir harikaydi annemin amindan sizan sular gotunude islatmisti. Sikimi hemen gotune dayadim ve yavas yavas ittirerek yol almaya basladim. Bir sure sonra sikimin tamami gote yerlesmis ve ben ileri geri hareket etmeye baslamistim bile. Hareketlerim hizlandiginda annem de bana ayak uydurmus basini saga sola sallar vucudunu oynatir olmustu. Bir sure daha annemi bu pozisyonda siktikten sonra tam bosalirken sikimi cikartip ablamin ağzina uzattim hic itiraz etmeden ağzini acti ve fiskirmakta olan tum menilerimi yutmaya basladi agzina denk gelmeyen menilerim ise yuzune saclarina ve boynuna sivamis annemde donmus onlari yalayarak ablami temislemisti. Yorgunluktan bulundugum yere dusmemek icin zorlukla kendi yatagima gidip yattim. Kalktigimda ayağimda sortum vardi ve babam gelmisti. Ablamla gunun tum ayrintilarini konustuk, Birbirimize sarilip yattik. Bundan sonra ise once ablami vede ablamin o manken gibi iki kiz arkadasini siktim. Onlari da sonra yazacagim gorusmek uzere...
100 notes · View notes
turasiye · 3 months ago
Text
Tamirci Çırağı Beni Zevkten İnletti ve Kocamın Ruhu Bile Duymadı...
 
Merhaba Değerli Okurlarım,
Sizlere yaşadığımı sıradışı hayatımın içerisindeki sex maceralarımı anlatmaya devam ediyorum :)
Hayatımın her anında sex yaşamak için fırsat kollar bir yapım yok, ama sexi, çekici ve güzel bir kadın olunca herşey kendiliğinden gelişiyor işte :) Fiziki özelliklerimden bahsetmeme gerek yok sanırım, artık beni çok iyi tanıyorsunuz zaten. 
Bu anlatacağım olayı okudunuzda belki de ama sende aranmışsın diyeceksiniz ama kafamda hiç sexe dair birşey yokken gelişti herşey.
Her gün ki gibi işe gitmek için giyinip, arabama binip yola çıkmış ve FSM köprüsünü geçip ofisimin olduğu Levent yönüne doğru dönmüştüm ki arabamın motor arıza ışığı yandı.
Sabah 9:15 civarıydı saat ve arabım düzenli bakıma götürdüğüm servis anadolu yakasındaydı, oraya gidebilecek vaktim yoktu, servisi arayıp durumu anlatınca beni Maslak Oto Sanayi'de anlaşmalı çalıştıkları bir oto servisine yönlendirdiler. 
Mevsim ilkbahar aylardan Nisan'dı. Havalar yeni yeni ısınmaya başlıyordu, o gün önemli toplantılarım olduğu için üstüme kırmızı tek parça, eteği süper mini, önden göğüs çatalıma kadar hafif dekolteli, sırtı açık elbisemi giymiştim ve havanın tam ısınmaması nedeniyle de üstüme kırmızı ince deri ceketimi almıştım ve ayağımda kırmızı, topuklu rugan ayakkabılarım vardı. 
Arabamı servisin söylediği  Maslak oto sanayi içerisindeki oto tamircisine götürdüm ve arabadan inip servise girdim, oto tamircisinde çalışanların bakışlarını üstümde hissettim o an. İçeride 5-6 erkek vardı ve bana bakıyorlardı. Önce tebessüm ettikten sonra; günaydın, beni audi servisinden Fırat bey yönlendirdi, Cenk bey'e baktım dedim. Cenk o oto servis firmasının sahibiydi, yanıma üstünde tamirci tulumuyla Oktay geldi ve ben size yardımcı olayım, Cenk bey'in odası arka tarafta dedi, ben önünden, Oktay'da arkadam yürüyerek servisin arka kısmına doğru geçtik. Servis alanın arkasında ufak bir ofiste masada oturuyordu Cenk, masasın önünde iki tane deri koltuk ve duvarın önünde deri kanepe vardı, odadan içeri girdim ve ; auidi servisinden Fırat bey aradı mı sizi dedim, Cenk bilgisayara ekraranından başını kaldırıp bana baktı ve bir an duraksadıktan sonra ; eee eevet aradı, Arzu hanımsınız değil mi dedi. Ben'de masanın önündeki koltuğa oturup bacak bacak üstüne attım ve ; evet Arzu ben, arabamın motor arıza ışığı yandı Fırat'la konuştum, onların servise dönemeyeceğim için size yönlendirdi beni dedim. Oktay'da ofisin kapısında duruyordu. Cenk; tamam arkadaşlar hızlıca bakarlar soruna, ne içersiniz dedi, çay içerim zahmet olmazsa dedim. Cenk'te; Oktay bize 2 çay koçum dedi. Dönüp Oktay'a baktığımda Oktay'ın gözlerinin bacaklarımda olduğunu gördüm ve ona bakarak gülümseyerek, benim çayımın yanına şeker koyma lütfen dedim. Oktay'da ; tabi ki diyerek odadan çıktı. Oturup bacak bacak üstüne attığım ve elbisemin eteğimin süper mini ve dar olması nedeniyle eteğim kalçama kadar açılmıştı. 
Cenk'le sorunun neden olabileceği hakkında konuşurken Oktay çayları getirdi. Çayımı uzattı bana ve zahmet oldu teşekkür ederim diyerek çay bardağını aldım elinden. Oktay'da afiyet olsun diyerek bana baktı ve Cenk'in de çayını bıraktı, sonra odadan çıkacağı sırada dönüp bana bakıp süzerek Cenk'e; arabaya öncelik verelim mi dedi. Cenk'te; evet evet, hemen ilgilenin dedi. 
Ben Cenk'in ofisinde oturuyordum ve yarım saat geçmişti. Arabanın tamiri uzun sürecek sanırım, sizin de işiniz vardır, burada oturup sizi meşgul etmiyeyim dedim. Cenk'te birlikte bakalım isterseniz dedi ayağa kalktı, bende yerimden kalktım ve bakalım dedim ve odadan çıktık. 
Servis alanına geldiğimizde Oktay'ın arabayla ilgilendiğini gördüm. Yanına gittim ve kolay gelsin, sorun büyük mü? bugün alabilir miyim arabayı dedim. Oktay bana baktıktan sonra, bugüne yetişir ama ancak akşama kalır, hemen teslim edemeyiz dedi. Ben'de; oooofff yaaa bir sürü de işim ve toplantım var bugün ne yapıcaz dedim. Oktay elindeki yağları silip, size bir araç ayarlarız dedi ve Cenk'in yanına gitti. Birşeyler konuştular ve sonra yanıma gelip, servsin arka tarafında ikame araçlar var, onlardan size bir tane verelim bugünlük işlerinizi halledin dedi. Ben'de; süpersin, hemen arabayı alabilir miyim dedim. Oktay'da tabi ki birlikte gidelim dedi. Ben Oktay'ın önünden servisin arka tarafına doğru yürüyordum, Oktay'da arkamdan geliyordu, yürürken kırıttığım için Oktay'ın kalçalarıma baktığından adım gibi emindim. 
Servisin arkasındaki otopark alanına gelmiştik, 3 tane tertemiz arabalar duruyordu. Oktay dilediğinizi seçebilirsiniz dedi. Ben'de kendi aracımdan alışık olduğum için auidi tercih ettim. Oktay cebinden anahtarını çıkartıp bana uzattı ve ruhsat torpido gözünde dedi. Ben'de elinden anahtarı alıp teşekkür ederim dedim ve arabanın kapısını açıp bindim. Oktay beni bekliyordu. Binerken eteğim yukarı sıyrılmıştı ve bacaklarıma bakıyordu. Arabaya binip çalıştırdıktan sonra yanına yanaşıp camı açtım ve bu iyiliğini asla unutmayacağım çok teşekkürler dedim. Oktay'da eğilip cama elini koydu ve önemli olan müşteri memnuniyeti, işlerinizde başarılar dedi. Ben'de teşekkürler canım diyerek gözlüğümü taktım ve bye bye diyerek gaza bastım. Kendi kendime Oktay neden cama eğilme gereği duydu ki diye düşünürken durumu fark ettim, oturduğum için elbisemin eteği kasıklarıma kadar sıyrılmıştı ve eminim ki Oktay baktığında tangama kadar görmüştü, kendi kendime güldüm ve gözleri bayram etti garibanın diye düşündüm.
Gün boyu iş koşturmacasıyla geçti, toplantılar, görüşmeler derken saat 19 olmuş ve halen ofisten çıkamamıştım. Arabamı bıraktığım servisin sahibi Cenk'i aradım ve kaça kadar açık olduklarını sordum. Cenk'te saat 20 civarı genelde kapatıyoruz dedi. Ertesi gün Edirne'de bir firma ile görüşmeye gideceğim için arabamın gerekli olduğunu ancak benim en erken 20:30'dan önce servise gidemeyeceğimi söyledim. Cenk'te servisten bir arkadaşı sizin için nöbetçi bırakırım sorun etmeyin dedi. Bu nazik hareketi için Cenk'e teşekkür ettim ve telefonu kapattım.
Saat 19:45 civarı Ulustaki ofisimden çıktım ve Maslak'ta bulunan servise doğru yola çıktım. Akşam Levent ve Maslak trafiği kilit durumdaydı, 1 saatte zar zor Maslak Oto Sanayi'ye ulaştım. Saat 20:45 civarına gelmişti, Oto sanayi'de ki dükkanların hemen hemen hepsi kapalıydı. Servisin önüne arabayı çektim ve indim, Cenk'in odasının ışığı yanıyordu içeride, içeri doğru girdim ve odanın kapısını açtım. Oktay içerideydi ve Cenk'in masasına oturmuş bilgisayardan birşey izliyordu. Beni görünce telaşla bilgisayar ekranını kapattı ve hoş geldiniz dedi. Elinin biri masanın altındaydı. Ben'de ; hoş bulduk, çok geç saate bıraktım sizi kusura bakmayın dedim. Oktay'da telaşlı ses tonuyla konuşmaya devam edip, yok yok sorun değil dedi. Arabam hazırsa teslim alabilir miyim dedim. Oktay'da eeee tabi tabi hazır teslim ederim şimdi dedi. Ben'de Oktay'a bakıyordum ve ayakta bekliyordum, beklemeye devam mı edeyim yani dedim. Oktay'da; yok yok hemen teslim ediyorum diyerek ayağa kalktı, ayağa kalktığı an pantalonun önündeki kabarıklıktan anlamıştım durumu.  Bana eliyle işaret edip, buyrun lütfen önden dedi. Arabama doğru önünden yürüyordum ve Oktay gene arkamdaydı. Arabımın yanına geldim ve elimi arabamın üstünde dolaştırıp, Oktay'a döndüm ve çok sorun çıkarttı mı dedim. Oktay'da anahtarı üstünde dilerseniz bir deneme sürüşü yapalım birlikte sorun var mı yok mu siz karar verin dedi. Ben'de tamam diyerek direksiyona geçtim. Oktay'da yan koltuğa oturmuştu ve eteğim yine kasıklarıma kadar sıyrılmıştı. Sanayi'nin içinde arabayı kullanıyordum ve çaktırmadan Oktay'a bakıyordum, Oktay'ın gözleri bacaklarımdaydı ve sikinin kalkık olduğunu pantalonun önündeki kabarıklıktan farkediyordum. 
Oktay'a şuan motorla ilgili bir sorun yok ama sanki biraz direksiyon sallanıyor gibi geldi dedim. Oktay'da isterseniz ben'de kontrol edebilirim dedi. Ben'de; tabi ki diyerek arabayı sağa çektim ve durdurup indim arabadan. Oktay bu kez direksiyona oturmuştu ve ben yan koltuktaydım. Eteğim yine yukarı doğru toplanmıştı ve Oktay arabayı kullanırken kaçamak bakışlar atmaktan geri kalmıyordu. Ben'de bu duruma artık daha fazla sessiz kalmayıp, gözlerin yoldan daha çok bacaklarımda geziyor, kaza yaparsak ücretsiz tamir ettiririm arabamı ona göre dedim gülerek. Oktay'da ; sanayide her zaman böylesi güzel kadın görmüyoruz, güzele bakmak sevapmış, ben de biraz sevap işliyorum işte dedi. Oktay'ın bu tavrı hoşuma gitmişti ve ben'de elimle Oktay'ın pantalonun üstünden kalkmış olan sikini okşayarak. Sevap işlemekten çok senin isteğin günaha doğru gidiyor sanki dedim.
Oktay bir an heyecanla direksiyonu çevirdi ve ben'de sikini okşayamaya devam ederek, ne o heyecanlandın bir an dedim. Oktay'da arabayı bir anda durdu ve elimi tutup sikine bastırarak bana dönüp, sabahtan beri aklımdasın zaten, sonuçlarına katlanamayacaksan eğer devamını getirme dedi. Ben hiç birşey söylemeden fermuarını açtım ve sikini çıkartıp okşayarak. 
Ben sonucuna katlanamaycağım hiç birşeyi yapmam bu konuda rahat ol tatlım dedim ve başımı eğip sikini ağzıma alıp emmeye başladım. 
Oktay neye uğradığını şaşırmış durumdaydı ve oooffff napıyorsun sen yaaa, inanamıyorum dedi. Ben bir elimle sikini tutmuş okşarken ağzıma aldığım sikini yalamaya devam ediyordum. Oktay arabayı kullanıyordu halen ve bir anda ani bir frenle arabayı durdurup, saçlarımı okşayarak basımı sikine bastırdı. Ben'de başımı kaldırmadan emmeye devam ettim. Bana; em yavrum em, oooohhh, yala onu, boşalt beni bebek diyordu. Ben'de Oktay'ın sikini gırtlağıma kadar sokup emip, yalıyordum ve Oktay kasılarak ağzıma boşalmaya başladı. Spermlerini yutmuştum ve ağzımdaki spermleriyle başımı kaldırıp ona bakarak dilimi dudaklarımda gezdirdim ve Oktay bana baktı ve sikini toparlayıp arabadan inip benim oturduğum tarafın kapısını açıp kolumdan tutup beni arabadan indirdi, sonrada; seni sikmeden bırakmam, o nedenle şimdi sakin ol ve benimle içeri gir dedi. Servisin önündeydik, hiç bir şey söylemeden onunla birlikte içeri girdim. 
Cenk'in ofisine girdik ve beni bir anda duvara yaslayıp dudaklarıma yapıştı, bende ona karşılık vermiştim. Ellerini elbisemin üstünden kalçalarıma atıp okşuyordu ve elbisemin eteğini yukarı doğru çekiyordu, bir anda sırtımı ona çevirdi ve sikini kalçalarıma dayıyarak boynumu yalamaya başladı, elini de tangamın içine sokup amımı avuçluyordu.
Ben'de kendimi ona teslim etmiş bir haldeydim ve sadece zevk iniltileri çıkartıyordum ve inilti seslerimi duymak Oktay'ın çok hoşuna gidiyordu. 
Amımın içine parmaklarını sokup ıslandığımı anladığı anda senin de istediğini görmek güzel, gel bakalım buraya dedi ve beni ofisteki masanın üstüne yatırıp bacaklarımı açtı ve arasına başını sokup amımı yalamaya başladı. 
Oktay amımı yaladıkça inlemelerim daha da artmaya başlamıştı ve bir an hadi artık sikeceksen sik, çıldırtmak mı istiyorsun beni, zaten azmış ve çıldırmış durumdayım ne duruyorsun hadi dedim. Oktay'da başını kaldırdı ve bana bakıp; senin gibi zengin orospuları sikmeye bayılıyorum, çok ateşli oluyorsunuz, sen kesin evlisindirde şimdi dedi. Ben'de; ne farkeder ki, zevkimize bakalım biz, hadi sik artık beni dedim. Oktay'da ; haklısın evli ya da bekar olman farketmez, seni her türlü sikicem zaten dedi ve beni masaya domalttı.
Elbisemin eteğini belime doğru sıyırdıktan sonra kalçama tokat atıp, zenginsin, güzelsin ve çok seksisin, senin gibisini ilk kez sikiyorum ama nedense hemen hemen hepiniz hep orospusunuz neden dedi. Ben'de başımı çevirip Oktay'a bakıp, sen bu durumdan zevk almıyor musun dedim. Oktay'da; senin gibi bir afeti sikipte zevk almamak mümkün mü, ama kendin kaşındın ve şimdi sonucuna katlanacaksın dedi. Ben'de; zevkle katlanmaya hazırım dedim.
Oktay kalçalarımı tutup ikiye ayırdıktan sonra sikini amıma yasladı ve ooofff ateş gibi yanıyorsun sen diyerek sikini amıma yerleştirdi.
Ben altında zevk çığlıkları atıyordum ve oooohhhhh, oooohhhhh, süperrr, oooohhhhh, ııııhhhhhh, daha serttt diye inliyordum. Ben inledikçe Oktay'da daha sert şekilde beni sikmeye devam ediyordu ve elini belime koyup, sikini amıma sokup çıkartıyorken ben boşalmıştım bile ve Oktay bunu farketmişti, kalçama sertçe tokat atıp, zevke mi geldin orospu dedi. Ben'de; aaahhhh evettt, bitir beni dedim. Oktay'da daha sert hareketlerle amıma girip çıkarken içime spermlerini boşaltmaya başladı. 
Daha sonra sikini amımdan çıkarttı ve kalçama tokat atıp, çok iyisin ve gerçekten taş gibisin dedi. Ben'de masadan kalktım ve sikine elimi atıp avuçlayarak, hayat süprizlerle dolu dedim. 
Cenk'in ofisindeki deri kanepeye oturduk yan yana ve Oktay bana dönüp, tam olarak arayışın nedir dedi. Ben'de şaşırmış bir ifadeyle, anlayamadım dedim. Oktay'da; güzel ve seksi bir kadınsın, belli ki paralısında, istediğin erkeği elde edip evlenirsin, neden peki orospuluk dedi. Ben'de güldüm ve ben zaten evliyim, orospuluk yapmıyorum, birlikte zevkli anlar yaşadık, bundan hoşnut değil misin dedim. Oktay'da bacağıma elini atıp okşayarak, seni sabaha kadar siksem bıkmam, elbette bu durum hoşuma gidiyor, demek ki kocan seni sikemiyor hakkıyla ya da kesin yaşlı bir kocan vardır dedi. Ben'de Oktay'ın üstüne doğru eğildim ve sikini okşayarak, kocam genç bir bankacı ve çok iyi sikiyor beni ama benimkisi bir yaşam tarzı dedim eğilip sikini ağzıma alıp yeniden emmeye başladım. 
Oktay'da, oooohhhh senin yaşam tarzını yerim ben, arabanı sık sık kontrole getirde yaşam tarzın hakkında uzun uzun konuşalım dedi saçımı okşayarak. Siki yeniden ağzımda büyümüş ve kalınlaşmıştı. Ağzımdan sikini çıkarttım ve bacaklarımı açıp kucağına oturup yüzüne bakarak sikini tutup amıma yerleştirdim ve hadi bana gitmeden iyi geceler öpücüğü ver dedim. Oktay'da kalçalarımı avuçlayıp, sıktıktan sonra doyumsuz kaltakları severim diyerek sikini amıma yerleştirdi. Ben kucağında zıplıyordum ve siki amımın derinlerine kadar giriyordu.
Zevkten çıldırmış halde çığlık atıyordum. Oktay'ın siki amıma girip çıktıkça zevkten deliriyordum adeta, Oktay'da göğüslerimi okşuyor, boynumu emiyor, dudaklarımı öpüyordu ve zevkle boşalmaya başladığım anda Oktay'da amıma bir kez daha boşalmıştı. Spermleri en derinlerime kadar akmıştı.
Kucağından kalktım ve elbisemi düzelttim, tangam koltuğun üstünde duruyordu. Oktay tangamı eline alıp bunu unuttun dedi, eğildim ve o da sana bu gecenin hatırası olarak kalsın diyerek dudağından öptüm ve sonra deri ceketimi giyip, benim için de süprizlerle dolu bir gece oldu, yaşadıklarımızı asla unutmayacağım dedim. Oktay'da bana bakıp, ben de seni asla unutmayacağım, her zaman arabanın tamiri ya da yağ değişimi için beklerim seni dedi. Ben'de gelicem tekrar diyerek çıktım ve arabama bindim.
Arabama bindiğim anda saate baktığımda saatin 23'ü geçtiğini gördüm. Telefonum da arabamda kalmıştı, telefonumu kontrol ettiğimde Ersin'in 2 kez aradığını gördüm ve makyajımı düzeltip, saçlarımı kabarttıktan sonra yola çıkıp Ersin'i aradım. Ofiste işlerle uğraşırken arabamı tamirden aldım ve tekrar dönüp çalıştım ancak yola çıkıyorum dedim. Ersin'de bende arkadaşlarla meyhanedeyim zaten canım onu haber vermek için aramıştım evde görüşürüz dedi.
Eve gittiğimde Ersin henüz gelmemişti, duş aldım ve yaşadıklarımı düşündüm, gerçekten de güne başlarken hiç düşünmediğim şeyleri bir anda yaşamıştım ve bundan çok zevk almıştım. Duştan çıktığımda Ersin geldi ve ona olanları anlatmadım.
Asla da bilmeyecek, ama ben Oktay'la halen ara sıra kaçamak görüşmeler yapıyorum. Ve Ersin'den gizli yaşadığım bu kaçamaklar bana çok daha fazla haz veriyor.
Kimbilir belki bir gün Ersin'le birlikte arabamı tamire götürürüm ve Ersin'in gözü önünde Oktay beni siker belli mi olur.
Sevgiler,
57 notes · View notes
turasiye · 3 months ago
Text
0 notes
turasiye · 3 months ago
Text
0 notes
turasiye · 3 months ago
Text
Genç bana adeta süper seksi öğretti
Tumblr media
            25 yaşında 5 yıllık evli bir kadınım. Eşimle aynı yaştayız. Mükemmel bir evliliğimiz var, mutluyum, anlayışlı, her isteğimi yerine getiren bir kocam var. Ama tek sorunumuz cinselliğe bakış açımız… Kocam tam anlamıyla azgın bir erkek…                 Bense, onun kadar sekse meraklı değilim. Yetiştiriliş tarzım, seksi umacı gibi gösteren ailem, kendimi bakire olarak kocama saklayıp her şeyden kendimi soyutlamam, her şey bir araya geldi, neredeyse frijit bir kadın oldum çıktım.                Yıldırım aşkına tutulup birbirimizi sevdik, flört dönemini kısa tutup evlendik. Birbirimizi yeteri kadar tanıyamadan… Sadece, ben ona ilk erkeğim olduğunu anlattım, o da buluğ çağından beri seks yaptığından bahsetti. Sayısız kız ve kadınla yatmış, ama tanıştıktan sonra sadece ben varmışım. Her şeyi bana o öğretecekmiş. Seviştiği hiçbir kadın benim kadar güzel, seksi, gösterişli değilmiş.                Gerdek gecesinden başlayarak öğretmeye başladı da… İlk defa bir erkeği çırılçıplak gördüm, kalkmış bir erkekliğe ilk kez yakından bakıp dokundum, bacaklarımın arasına ilk kez bir yabancı el, bir erkek organı değdi… Zifaf korkumu anlayışlı, sevecen kocamın yardımıyla atlatabildim, tüm gece uğraştıktan sonra, sabaha karşı  bekaretimi  verdim.                  Sonrası da hep böyle devam etti. Sürekli kocam istedi, ben verdim. Sadece içki içtiğim nadir günlerde bazen azıp ilk hareketi ben yaptım. Tek kadeh bile beni sarhoş etmeye yeter, rahatlar, gülmeye başlarım. İkinci kadehte hareketlerimi kontrol edemem, o seksi görev gibi gören kadın gider, kocama azgın bir fahişe olurum, sonra da sızar kalırım. Sabah başımın ağrısıyla, bacaklarımın arasında kocamın kurumuş dölleriyle, yanımda mutlu mesut yatan kocamla uyanırım.
Tumblr media
                              Bir ay önce tatile gittik. Güzel bir tatil köyüydü. Geniş bir arazinin içinde yayılmış bungalow tipi, içleri çok güzel dekore edilmiş müstakil evlerden oluşmuştu. Her şey harikaydı, gülüyor, eğleniyorduk. Gündüzleri ortadaki büyük yüzme havuzuna, geceleri köyün içindeki diskoya gidiyorduk. Günlerimiz harika geçiyordu.                 Üçüncü günün sonunda havuz başında eğlenceler düzenleyen animatör gençle samimi olduk. Adı Hakan’dı ve hep bizimle takılmaya başlamıştı. Kocamla kafaları uyuyor, ben de onlara katılıyordum.                 Kısa sürede Hakan’ın asıl amacının bana asılmak olduğunu anladım. Hareketleri, bana bakışları değişikti. Tamam yakışıklı çocuktu, güçlü kuvvetli, gösterişli kasları, sportmen vücuduyla güzel bir erkekti. Ama kocam varken ona yüz veremezdim. Kocama birkaç kez ima ederek anlatmaya çalıştım. Gece yatağımızda benimle sevişirken,
               -“Kadir…” dedim. “Şu Hakan…  Gözü hep üzerimde…  Yiyecek  gibi bakıyor. Havuzda iki parça bez var üstümde, onları da gözleriyle soyuyor. Çekiniyorum…” falan dedim.  Aldırmadı bile… Güldü…
               -“Sikecek gibi mi bakıyor? Aldırma aşkım… Dediğin gibi, yanında ben varım. Öyle güzelsin ki, hele o minik bikinilerini giydiğinde öyle seksi oluyorsun ki, zavallı Hakan da her erkek gibi sana bakmadan yapamıyor. Boş ver… Sana bakan diğer erkeklerin yanında o da benim güzel, seksi karıma biraz bakıversin… Bence sakıncası yok… Biz tatilimizin tadını çıkaralım.” diyerek sevişmeye devam etti.                Ne geniş kocam vardı benim… Kendine o kadar güveniyordu ki, kıskanmak kelimesini bilmiyordu bile… Kocam her zamanki gibi misyoner pozisyonunda üstümde gidip gelirken, bu kadar rahatlığın iyi bir şey olup olmadığını sorgulayarak yattım altında… 
Tumblr media
                               Bir parça kıskansa daha mı hoşuma gidecekti? Kısıtlasa, her şeyime karışsa, kızsa… Karar veremedim bir türlü… Boş verdim ben de… Dikkatimi içime girip çıkan kocamın erkekliğine verdim, bir parça zevk duymaya çalıştım.                Ertesi gün tatilimiz yine aynı şekilde devam etti. Yine havuz başı… Yine her boş anında yanımızda biten Hakan… Kocamın olmadığı anlarda onun beni yer gibi bakışları… Bir yandan çekiniyordum, pek yüz vermiyordum, bir yandan da böylesine beğenilmekten, istenilmekten gizli gizli bir mutluluk duyuyor, içim bir hoş oluyordu. Bir yanımda kocam, diğer yanımda Hakan… Bana hayran iki erkeğin arasında kendimi prenses gibi hissediyordum.                Beşinci gün akşamı diskoya gittik. Harika bir ortam vardı. İnsanın kanını kaynatan canlı, gürültülü bir müzik, etrafta dünyaya aldırmaksızın dans edenler, öpüşenler, sevişenler… 
Tumblr media
                               Sütyensiz, dik memelerimi ortaya seren kısacık, askılı bir tişört, altımda mini etek, ayaklarımda yüksek topuklu sandaletler vardı. Yanımda müziğe uygun kıpırdayıp duran kocamla ayakta dikilip etrafı seyrediyorduk.                 Hakan elinde kokteyl kadehleriyle yanımızda bitti. İçkiye dayanıksız olduğumu bildiğimden pek içmek istemiyordum. Ama hem Hakan’ın, hem kocamın ısrarlarını kıramadım, getirdiği kadehi aldım, içmeye başladık. İşte yine aynı şey oluyordu. Birkaç yudum sonra alkol damarlarımda dolaşmaya başladı. Benim de o evli, ağırbaşlı, ev kadını maskem bir anda çıt diye kırıldı, içimdeki kadın ortaya çıkıverdi.
               Birinci kadehlerimiz bittiğinde Hakan hemen gidip ikincileri getirdi. Ben de onlara katılmaya, olduğum yerde kıpırdayıp dans etmeye başladım. İkinci kadehlerimizi fondip yapıp kocamla kendimizi dans pistine attık. Loş ışığın altında yanıp sönen, dönüp duran ışıklar, gümbür gümbür çalan hareketli müzikler…                 Biraz sonra Hakan yanımıza geldi, yanımızda dans etmeye başladı. İki erkekle beraber dans ediyordum. Oryantal müzik başladı. En sevdiğim müzik… Kıvrılıyor, bükülüyor, uzun saçlarımı, mini eteğimi savurarak, müziğin ritmini içimde duyarak dans ediyordum. Hakan ve kocam da karşımda alkışlarıyla tempo tutuyorlardı. İkisinin de gözleri benim her yerimde dolaşıyor, bense onların  arzulu bakışlarının altında bir profesyonel dansöz gibi kıvırıyordum.
Tumblr media
               Müzik bitti, masamıza döndük. Hakan tekrar içki getirdi. Ben artık kendimi iyice koyvermiştim. Bir dikişte onu da içtim. Olduğum yerde devam eden çılgın dans müziğinin etkisinde masada oturan erkeklerin önünde dans ediyordum. Öyle coşmuştum ki, oturduğum koltuğun üzerine bile çıktığımı hatırlıyorum. İkisi de, hatta etraftaki erkekler de aşağıdan beni izliyorlardı. Savrulan minicik eteğimin altına giydiğim tanga  külodu bile görüyorlardı eminim…
               Ve alkolün verdiği cesaretle buna aldırmıyordum bile… Hatta hoşuma gidiyordu bana öyle bakmaları… Kocam da beni durdurmak, aşağıya indirmek için hiçbir hareket yapmıyordu. Sanırım bana bakmaları kocamın da hoşuna gidiyordu. Bir süre sonra yoruldum. Hareketli dans, fazla kaçırdığım alkol iyice etkilemiş, ayakta duramıyordum. Başım dönüyordu. Gülüyor, saçma sapan konuşuyordum. Kocam koluma girdi,
               -“Hadi gidelim hayatım, sen iyice oldun. Hakan bana yardım eder misin, karımı odamıza çıkaralım…” dedi.
Tumblr media
               İki yanıma geçip kollarımı boyunlarına attılar, beni kaldırıp diskodan çıkardılar. Aslında onların da benden farkları yoktu, onlar da iyi içmişlerdi. Kahkahalarla gülüyorlar, konuşuyorlar, dengelerini zor sağlıyorlardı. Ama ne de olsa erkek olduklarından içkiye daha dayanıklıydılar. Diskodan çıktık. Odamıza kadar olan yol boyunca kocamın eli sırtımda, Hakan’ın eli ise belimde, kalçalarımdaydı. Ben yürüdükçe elini kalçalarımda okşarcasına oynatıyordu. Öyle sarhoştum ki, tepki veremiyordum, o da okşamalarına devam ediyordu.
               Odamıza geldik, kapıyı açtılar, içeri girdik hep birlikte… Beni yatağın yanına kadar getirdiler. Önce oturdum, sonra başım dönünce sırt üstü attım kendimi… Altımdaki mini etek sıyrılmış,küloduma kadar meydandaydı, biliyordum fakat aldırmıyordum. Bu kafayla, gecenin bu saatinde etek düzeltmekle uğraşacak halim yoktu hiç…
Tumblr media
               Hakan da ayakta, hemen önümde duruyor bana bakıyordu. Sanırım  tanga  külodumun manzarası hoşuna gitmiş olmalıydı, gözlerini ayıramıyordu benden… Kocam yandaki koltuğa oturmuş, mini buzdolabından içecek bir şeyler aranıyordu sarhoş sarhoş… Hakan bana bakmayı bırakıp isteksizce iyi geceler diledi. Kapıya yönelmişti ki kocam elinde içki şişesiyle seslendi,
               -“Nereye Hakancım? Gel birer içki daha alalım dostum, cila olur…” diye davet etti.                 O da üstüne atladı, teklifi hemen kabul etti. Beni izlemeye doyamamıştı anlaşılan… Daha ilk içkilerini içerken kocam esnemeye başlamıştı. Bu arada Hakan’ın telefonu çaldı. Balkona çıkıp bir süre konuştu. Konuşurken bile gözleri benim üzerimden ayrılmıyordu, görüyordum. Hakan balkondayken kocam içkisini bitirmiş, koltukta kaykılıp horlamaya başlamıştı. Konuşmasını bitiren Hakan kocamın yanına geldi,
               -“Kadir abi…” diye seslendi, horlayarak uyuklayan kocamı dürttü  birkaç kez, uyandırmaya çalıştı.                 Kocam hala uyumaya devam ediyordu. Onu bıraktı, benim yanıma geldi. Ben kolumu bile kaldıramıyordum, kısık gözlerimin arasından etrafımda fıldır fıldır dönen odada olup bitenleri izlemeye çalışmakla yetiniyordum sadece… Yanıma oturdu. Uzun uzun beni seyretti. Her zamankinden farklı, boğuk bir sesle,
               -“Bukeett…” diye seslendi bana… Başımı hafif kaldırıp aynı tonda, peltek peltek yanıtladım, gülüyordum bir yandan,
               -“Efendiimm..”
Tumblr media
               -“Sen niye bir içki daha içmiyorsun Buket?”  Elimi tutmuş okşuyordu bunu sorarken…
               -“Çok sarhoş oldum Hakancım…” dedim. “İçki istemiyorum artık…”
               -“Canım, daha çok soda var bunun içinde… Bak, bu hapı da içine atıyorum. Bu ilaç baş dönmesine, sarhoşluğa birebirdir, etkilerini azaltır…”
               -“Azaltır mı? Heyy, güzelmiş. Ver bari içeyim…” dedim, kolumu zorla kaldırıp kadehi aldım elinden, sırtımı yatağın başlığına dayayıp yudum yudum içtim.                 O da benimle beraber kendi içkisini yudumlarken havadan sudan konuşup duruyordu. Bu arada benden taraftaki elini de dizime atmıştı. Sonra o konuşmaya devam ederken, dizimdeki eli çok yavaş hareketlerle bacağımı okşamaya, hafif hafif yukarılara doğru ilerlemeye başladı. Umursamadım. Zaten bir şey yapacak, karşı koyacak halim de, niyetim de yoktu.
Tumblr media
               Biraz sonra okşamaların dozu arttı, bacağımdaki el yine okşaya okşaya eteğimin altına girdi. Adeta bir yılanın süzülmesi gibi ilerliyordu bacaklarımda… Hoşuma da gidiyordu okşaması… Kedi gibi gerindim uzandığım yerde… İçimde bir şeyler akmaya, kaynamaya başladı. Bacaklarımın arasında okşayarak ilerleyen eli şimdi  küloduma  ulaşmış, kadınlığımı okşuyordu tanga külodumun üzerinden… Yarım ağızla itiraz ederek doğrulmaya çalıştım,
               -“Aaa… Ne yapıyorsun Hakan?” dedim peltek peltek…
               -“Şşşş… Sakin ol canım… Seni sikmek istiyorum sadece…” diyerek omuzlarımdan tutup geriye bastırdı beni… Direkt olarak sikmekten bahsetmesi komiğime gitmişti. Kızacak yerde gülerek,
               -“Terbiyesiz…” dedim. Elimi eteğimin altında kıpırdayıp duran elinin üstüne koydum. “Ahh… Hakan… Hakan… Çok terbiyesizsin, biliyor musun? Hem terbiyesiz, hem yakışıklısın… Sana, heykel gibi vücuduna, kaslarına, mayonu kabartan erkekliğine baktıkça bakasım geliyor… Bitiyorum Hakan… Yağlarım eriyor… Islanıyorum…”                 Sarhoşluğun verdiği cesaretle kelimeler istemsizce ağzımdan dökülüyordu. İçimden geçirdiğim, kendime bile söylemediğim şeyleri dile getiriyor, duygularımı, hayranlığımı itiraf ediyordum ona…               
               -“Ben de sana hayranım aşkım… Bu güzel, biçimli vücuduna, gülüşüne, seksiliğine… Hastayım sana… Seni ilk gördüğüm anda da, her gördüğümde de sikim kalkıyor… Seni sevmek, okşamak, sikmek için deliriyorum… Ohhh… Çok güzelsin yavrum… O gün bu gün… Şimdi seni sikmek üzereyim… İsteğim oldu… Kocanın yanında sikicem seni… Onun gözlerinin önünde… Her yerini sikicem… Bu gece benimsin… Benim kadınımsın… Benim…”                  Elimi tutup kucağına koydu. Pantolonunun altında sertleşmiş, kazık gibi olmuş aletini tutturdu bana…                 -“Şuna baksana… Nasıl istiyor seni… Amına girmek için sabırsızlanıyor yarağım… Ohhhh… Bebeğim benim… Canımm…”                Cevap verecek halim bile kalmamıştı. Onun böyle kaba, müstehcen, amlı, sikli, yaraklı kelimeler kullanarak konuşması da ayrı delirtiyordu beni… Tahrik oluyordum… Kocamdan pek duymadığım, konuşmasına izin vermediğim, susturduğum sözcüklerdi bunlar… Kendimi bıraktım ben de…
Tumblr media
               Beni seven, okşayan eline karşı koyacak gücüm yoktu. Tam tersine, karşı koymak şöyle dursun, daha da ilerlesin, okşasın, sevsin istiyordum. Kanım kaynıyordu. Kadınlığımı okşayan el iyice cüretini arttırmış, külodumu  çekip çıkarıvermişti. Parmaklarını içime sokmuştu. Islanmaya başlayan amımın dudaklarını, klitorisimi okşuyordu parmaklarıyla…                 Kocama bakmayı akıl edebildim o durumdayken… Hala koltuğun üzerinde kaykılmış horlayıp duruyordu. Top atılsa duyacak hali yoktu…  Sonra, bir şeyin farkına vardım.                 Kasıklarımda bir yanma başlamıştı. Alev alev yanıyordu cinsel organım, etrafı, içleri kaşınıyordu… Sanki vücudumun bütün kanı oramda toplanmıştı. Adeta tüm kanımın damarlarımda oraya doğru ilerlediğini hissedebiliyordum.                -“Ne… Ne oluyor bana böyle?” diye sormaya çalıştım.                 Cevap bile vermedi bana… Eteğimi belime kadar sıvamış, başını kasıklarıma eğmiş, tüm dikkatini orama vermişti. Dirseklerimin üzerinde doğrulmuş, ne yaptığını anlamaya çalışıyordum sarhoş kafayla… Dudaklarını yapıştırdı orama… Dilini çıkarmış, bir köpek yavrusu gibi yalıyor, dudaklarıyla somuruyordu.
Tumblr media
               -“Mmmm…” diye inledim. “Ohhh… Hakan… Ne yapıyorsun sen?” dedim fısıltıyla… Yalamayı bırakıp bana baktı başını kaldırıp,                -“Amcığını yalıyorum canım… Güzel amcığını… İstemiyorsan bırakayım… Ne diyorsun? Bırakayım mı?”
               -“Yoo… Hayır… Sakın bırakma… Çok güzel… Devam et…” diye atıldım hemen… “Yalaman hoşuma gidiyor, oramın ateşini alıyor sanki… Ne oluyor bana böyle Hakan? Oram yanıyor sanki… Ne yaptın bana sen? Yoksa… Koyduğun hap…” Gülümsedi,
               -“Sadece içkine ilaç koydum güzelim… Azdırıcı… Bu gece seni sikmem için yalvaracaksın bana… Sikimi sokmam için,  amından  götünden sikmem için… Sikimi yalayabilmek için bana yalvaracaksın…”                -“Yoo… Hayır… Asla yapmam, yapamam senin dediklerini… Ben… Ben evli bir kadınım… Kocamın yanında nasıl yaparsın bunu bana Hakan?” diye itiraz ettim gücümün kalan son kırıntılarıyla…
               Beni bıraktı, ayağa kalkıp üzerindeki pantolon ve gömleği hızla çıkarıp atıverdi. Sadece slip küloduyla kaldı. Külodun önünde kocaman bir kabarıklık vardı. Sonra külodunu da indirip çıkardı. Havuzda mayosu ıslandığında kabarıklığını gördüğüm ve hep merak ettiğim aleti fırlayıverdi dışarıya… Kocamınkiyle aynı boyutta, biraz kalınca bir erkekliği vardı, taş gibi olmuş, yukarıya doğru kalkmış haldeydi.                 Bana yaklaştı, yattığım yerden saçımı tutup canımı yakarak kendine çekti. Kasıklarına, erkekliğine yaklaştırdı dudaklarımı… Ne istediğini biliyordum. Çaresiz dilimi çıkarıp ucunu yaladım yavaşça…
               -“Bu gece kocan benim tatlım… Yala onu…” dedi sert bir sesle… “Yala ve em…”
Tumblr media
                  Sikinin başını ağzıma soktu haşince… Çaresizce dudaklarımı açıp içeriye kabul ettim. Saçımdan asılarak sikini sokup çıkarmaya başladı ağzıma… Diğer elini de uzatıp tişörtümün  dekoltesinden  soktu, sütyensiz göğüslerimin üzerinde dolaştırmaya, sıkıp avuçlamaya başladı. İnledim. Hoşuma gidiyordu onu yalamak…                 Kasıklarının erkek kokusu afrodizyak gibi daha çok tahrik ediyor, delirtiyordu beni… Sanki içkime koyduğu ilaç yetmezmiş gibi… Elimi kasıklarıma apış arama götürdüm. Orada yanan ateşi parmaklarımla  okşayıp söndürmeye çalıştım. Ne mümkün… Yanıyordum alev alev… İnce parmaklarım yangını söndürmekte yetersiz kalıyordu… Bir de göğüslerimi avuçlayıp duran el daha da arttırıyordu ateşimi…                Sonra ağzımdaki cinsel organını çıkarıverdi, onu tutan elimden kurtarıp geri çekildi. Aletini emmekten yalamaktan ıslanmış dudaklarıma yumuldu. Hırsla karşılık verdim dudaklarına… Nefessiz bırakıncaya kadar öptü beni… Sonra dudaklarıma da bırakıp beni yatağa itti, kendisi doğrulup geri çekildi. Yatağın yanında ayakta beni izliyordu ıslak aletini okşayarak…
               Elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi kalakaldım. Kasıklarımdaki o yanma, vajinamdaki şişkinlik, kaşıntı hissi hala devam ettiği gibi sanki şiddeti daha da artıyordu. İki elimi de apış arama götürdüm, sıkıyor, okşuyor, yatağın içinde bacaklarım sımsıkı kapalı kıvranıyordum.
Tumblr media
                              Başımı yana çevirdiğimde birden gözüm kocama ilişti… Korktuğum başıma gelmişti… Gözleri açıktı… Bana bakıyordu… Yanıbaşında çırılçıplak  bir erkekle beraber  yatakta yatan karısına… Dünya başıma yıkıldı sanki… Utandım, yerin dibine geçtim…                -“Oh, Kadir…” diyebildim.                 Bu arada Hakan üzerime eğilmiş, üzerimde ne varsa bir  bir  çıkarıp  atıyordu. Kısa sürede ben de çırılçıplak kaldım, yatakta kıvranır haldeydim… Duramıyor, içimde yükselen seks isteğini durduramıyordum. Kocamın ifadesiz bakışları parlamaya başladı sanki…                 Anlayamıyordum… Olan biteni kavrayamıyordum… Neler oluyordu bana böyle?  Her zamanki alkol azgınlığı değildi bu… İçime bir şey girmesi, bir erkeklik organının girip beni çılgınca becermesi için deliriyordum adeta… İçimdeki kaşıntıyı, yangını ancak böyle giderebilirdim… Öyle geliyordu bana… Kocama yalvardım, elimi uzatıp çağırdım,                -“Kadir… Kocam… Yanıma gel… Yatağa… Seni istiyorum… Hemen…”  Oysa sarhoş, kolunu kaldıramayacak vaziyette, koltukta beni, bizi izlemekle yetiniyordu. Peltek peltek, tipik sarhoş konuşmasıyla, dilini ağzının içinde zor döndürerek cevap verdi bana,
               -“Karıjımm… Harika görünüyorsun… İkiniz de öyle… Sanki pornolardaki sikişen artistler gibisiniz… Hadi sevişin… Ben sizi seyredeyim…”
Tumblr media
              Pantolonunu indirmiş, yarı sertleşen aletini eliyle sıvazlayarak bize bakıyordu bunu söylerken… Kulaklarıma inanamıyordum. Neler söylüyordu bu adam? Hakan atılıp söze karıştı,
               -“Kadir abiden sana hayır yok… Benim seni sikmemi istiyor… Öyle değil mi Kadir abi? Karını becermemi ister misin? Şimdi, şurada, gözünün önünde… Sikeyim mi güzel karını? Seksi karını?” Kocam başını salladı onaylayarak,
               -“Evet… Karımı sik Hakan… Becer onu…  Sik  kaltağı…  Amına  koy karımın… Seksin ne olduğunu öğrensin… İsteyip de alamamak  neymiş öğrensin… Yalvarmayı öğrensin…” Hakan bana döndü bu kez,
               -“Sen ne diyorsun aşkım? Sikilmek istiyorsun değil mi? Oh, yavrum benim… Nasıl da kıvranıyorsun seks için,  sikilmek  için…  Amcığından sular akıyor… Deli gibi sikilmek istiyorsun, biliyorum… Şu anda kim gelse sikilmeye razı vaziyettesin… Defalarca denedim bu hapı… Etkilerini çok iyi biliyorum. Sabaha kadar siksem doymayacaksın artık… Durmadan sevişmek istiyorsun şu anda… Ama hayır… Yalvar bana… Sikmem için yalvar… Amına koymam için,  yarağımı   amına  sokmam   için yalvar…  Yoksa düzmem seni… Sikmem…”
Tumblr media
               Doğru söylüyordu… Öyle bir istekle kıvranıyordum, öyle bir çılgınca sevişme arzusu, sikilme isteği sarmıştı ki bedenimi… Bacaklarımı sımsıkı kapayıp amımı kıstırıyor, kollarımı kendime sarıp içimdeki kahredici isteği gidermek istiyordum. Ama nafile… Dediğini yapmaktan başka çarem yoktu… Kısık sesle istediğini yaptım,
               -“Lütfen… Hakan…” diye kekeledim. Elini kulağına götürdü, gülerek,
               -“Efendim? Duyamadım tatlım… Yüksek sesle söyle… Ben de, kocan da duyamıyoruz… Ne istiyorsun benden?” Artık sabrımın sonuna gelmiştim. Dayanamıyordum. Ne isterse yapmaya hazırdım. Yeter ki …
               -“Piç herif… Seni istiyorum…” diye bağırdım. “Sik beni… Alçak…  Ne istediğimi biliyorsun… Orospu çocuğu… O hapı atarken bu duruma düşeceğimi biliyordun. Becer beni artık…Sik… Ne istersen yaparım… Gel artık… ”                 Bacaklarımı olabildiğince ikiye ayırdım. Elimle kadınlığımın dudaklarından tutup açtım. İçinden sular akan pembe çiçeğimi ona gösterdim. Umutsuzca yalvardım. Onun sözcükleriyle…
               -“Lütfenn… Seni istiyorum… O şeyini sok içime…  Sikini…  Yarrağını  sok… Yalvarıyorum…” Gözlerimden yaş gelmeye başlamıştı, bayağı ağlıyordum istemsizce…
               -“Peki aşkım… Madem çok istiyorsun sikmemi… İstediğini vereyim ben de… Öyle değil mi Kadir abi? Bak nasıl ağlıyor karıcığın…  Sikmemi istiyor benden… Sikmem için yalvarıyor bana…” Elini uzatıp yanaklarımdan akan gözyaşlarımı sildi, “Canım benim… Kıyamam sana… Nasıl da ağlıyor, şuna bak Kadir abi…”
               -“Hadi artık Hakan… Sen de yalvartma artık… İstediğini ver karıma… Bak ben de bekliyorum… Sik artık şunu…”
               Sonunda dediğini yaptırmış, sikilmek için yalvartmıştı beni…  Gözyaşlarımdan ıslanan yanağımı okşayan elini tutup avuçlarını öptüm, kendime çektim umutsuzca… Gülümseyerek geldi, bacaklarımı aralayıp arasına girdi. Sertleşmiş sikini tutup kadınlığıma sürttürdü,
               -“Ohhhh…” diye inledim kıvranarak… Gerisinin gelmesini bekledim. Gelmedi… Sikini su içinde kalmış, ıslak yarığım boyunca ileri geri sürtüyor, klitorisimi sikiyle okşuyor, delirtiyordu beni… Sikinin bu ilk teması bile yetmişti bana… İlk kasılmalarımı yaşadım. Daha içime girmeden orgazm oluyordum.
Tumblr media
               Amımdan sular fışkırıyordu adeta… Tişörtümü alıp bacak arama sürdü, ıslaklığını aldı. Amımın sularıyla ıslanmış tişörtümü burnuna götürüp kokladı. Sonra yavaş hareketlerle aletini kadınlığımın girişine nişanladı, başını dayadı. Dışı kuruyan kadınlığıma zorla sokmaya başladı. Acıyla inledim. Aldırmadı bile… Dudaklarını ikiye ayırıp sokmaya devam etti. İçimden gelen zevk suları tekrar akmaya, amımı kayganlaştırmaya başlamıştı hemen…
               Yarıya kadar soktu, geriye çıkardı. Tekrar soktu. Bu kez bir hamlede dibime kadar girmişti aleti… Boynuna sarıldım sımsıkı… Kendime çektim… öyle bir zevk alıyordum ki…
               -“Ahhh… Çok güzel…” diye inledim. Öylece kaldı içimde… Hareket etmiyordu… “Hadii… Devam et… Sik beni Hakan…” dedim.                 Başını ellerimle tutmuş, dudaklarına çılgınca öpücükler konduruyordum. Gidip gelmesini istiyordum içimde ama o hareketsiz duruyordu. Bu kez ben kalçalarımı kaldırıp indirmeye, sert aletin vajinamda gidip gelmesini sağlamaya başladım. Delirmiştim adeta… Deli kuvveti gelmişti bana…
Tumblr media
               Bacaklarımı beline dolayıp yana devrildim, erkeğimi sırt üstü yatırıp üzerine çıktım bir anda… Şimdi üstünlük bendeydi… İstediğim gibi hareket edebilirdim. O içimi kavuran istekle, inip kalkmaya başladım. Dizlerimin üzerinde yükseliyor, başı dışarıya çıkana kadar durmuyordum. Sonra hızla oturuyor, içimi yaran erkeklik organı dibime kadar dayanıyor, kasıklarımız birbirine yapışıyordu.                 Bir makine gibi devamlı tekrarlıyordum bu hareketi… Kasıklarındaki kılların klitorisime sürtünmesi öldürüyordu zevkten… Tekrar boşaldım o zevkle… Hakan’da ise tık yoktu. Boşalmamıştı. Dimdik penisi içimde, emrime hazır bir asker gibiydi…
Tumblr media
               Boşalmam bitince beni yana devirdi. Kalktı, belimi tutup domalttı yatağın üzerinde… Arkamdan girdi bu kez… Dakikalarca arkamda gidip geldi. Zevk sularım bacaklarımdan yatağa süzülüyordu. Elimi araya sokup parmağımı klitorisime götürdüm. Başım yastıkta, domalmış vaziyette, parmaklarımla klitorisimi okşayıp sıkarken Hakan da, yeni kocam da piston gibi gidip geliyordu içimde…
               İyice hızlandırdı hareketlerini… Ben yine yükselmeye, orgazma yaklaşmıştım ki aniden çıkıverdi içimden… Böğürüyordu adeta, belimde, sırtımda sıcak dölleri hissettim yağmur gibi… Boşalıyordu… Tam orgazma yaklaştığım anda aniden içimden çıkması delirtmişti beni…
               Yatağa attım kendimi… Parmaklarımla kendimi okşamaya, klitorisimi hırpalamaya devam ettim. Beni heyecanla izleyen iki erkeğin önünde, yatakta kıvrana kıvrana kendimi tatmin ediyordum. Bağıra bağıra  boşalmaya başladım az sonra… Dakikalarca kasıldım, titredim, inledim…
Tumblr media
               Kasılmalarım bittiğinde çarmıha gerilmiş gibi kollarım, bacaklarım açık kala kaldım… Bitmiştim… Kollarım tutmuyordu… Nefes nefese, soluk almaya çalışıyordum. Göğsüm körük gibi inip kalkıyordu. Ter içindeydim. Sırtımda Hakan’ın dölleri vardı, yattığım yerde ıslaklığını hissediyordum. Hakan elimden tuttu, kaldırıp koluma girdi, banyoya götürdü beni… Duşun altına soktu, bir güzel yıkadı, çıkarıp kuruladı. Tekrar yatağa getirip yatırdı. Gidip kendisi duşun altına girdi.
               Benimse parmağımı kıpırdatacak halim yoktu. Sırt üstü serilip kalmıştım yatakta… Birden bacaklarımın arasında bir temas hissettim. Zorla gözlerimi açıp baktım. Kocamdı. İnledim,
               -“Yoo… Hayır…” dedim.                 Kadir bana aldırmıyordu bile… Teni ıslaktı, su damlacıkları süzülüyordu. O da duşa girmiş, sarhoşluğunu atmış gibiydi. Bu kez kocam bacaklarımı araladı, kalkmış aletini içime soktu. O tanıdık zevk ateşi anında tüm vücudumu sardı yine…
Tumblr media
               Kendime inanamıyordum. Az önce boşalmıştım. On dakika olmamıştı daha… Ama içime giren kocamın sikini iştahla, sevişmeye yeni başlamış gibi alıyordum içime… Bacaklarımı ayırıp içimde yükselen şehvetin kollarına bıraktım kendimi… Gözlerim kapalı, kocamın içimde gidip gelen sikini hissetmeye çalışıyordum. Dudaklarıma temas eden bir sıcaklıkla gözlerimi açtım. Duştan çıkan Hakan yanımıza gelmiş, belindeki havluyu eliyle tutup tekrar sertleşmiş sikini dudaklarıma sürüyordu.
               -“Aç ağzını… Yarrağımı ağzına al… Yala canım…” dedi.
               Dediğini yaptım hemen… Ağzımı kocaman açtım,  sikini  dudaklarımın  arasından kaydırıverdi. Dudaklarımı kapatıp ağzıma alabildiğim kadarını somurmaya başladım. Dilimle de ağzımın içindeki kısmını okşuyor, emiyordum. Kocam da içimde gidip gelirken gözlerini benden ayırmıyor, karısını paylaştığı adamın sikini nasıl yaladığıma bakıyordu. Zevk aldığı belliydi, bizi izledikçe içimde gidip gelen sikinin  daha da  büyüdüğünü hissediyordum.
Tumblr media
               Kendime, yaptıklarıma, yaşadıklarıma inanamıyordum. Bir rüyada, bir porno filmde gibi hissediyordum kendimi… Kocam bacaklarımın   arasında,  içimde gidip geliyor, ben elin adamının sikini ağzıma almış her tarafını yalayıp emiyordum. Bir elimle de alttan sarkan torbalarını okşuyordum sürekli…                 Sikini bana emdiren Hakan’ın eli memelerimde dolaşıyor, okşuyor, uçlarını  sıkıyordu.  Kocamsa ayak bileklerimi tek eliyle tutup bacaklarımı havaya kaldırmış, iyice daralan kadınlığımda gidip gelirken, zevk sularımda ıslattığı parmağıyla arka deliğimi okşuyordu.
               O seks yapmayı görev gibi gören kadın mazide kalmıştı. Onun yerine azgın bir fahişe gelmişti. Azgın… Doyumsuz… Her yerimden, her deliğimden ayrı zevk alıyordum. Sürekli… Durmaksızın… Zevkten delirmek üzereydim.                 Önce Hakan’ın ağzımın içinde emerek, dilimle okşayarak emdiğim siki kasılmaya, ayı gibi homurdanmaya, boşalmaya başladı. Saçlarımdan tutup sikini dibine kadar ağzıma soktu. Midem bulanıyor, öğürmek, sikini çıkarmak istiyordum. Ama bırakmadı. Aksine bastırıyor, bademciklerime kadar sokuyordu aletini… Sıcak spermlerinin boğazımdan aşağıya kaydığını hissettim. Hiç bitmeyecek gibiydi boşalması… Sanki az önce boşalan o değildi…
Tumblr media
                                    Kocam da hiç durmadan içimde gidip geliyordu, hızlanmaya başlamıştı… Hakan’ın orgazm iniltileri onu da ateşlemiş, o da kasılmaya başlamıştı. Gerilen vücudunu, daha da büyüyen aletinin amımda gidip gelmelerini hissediyordum… Hakan’ın ağzımın içine boşalması bitmeden o da amıma boşalmaya başladı. Aynı anda, iki erkek birden spermlerini akıtıyordu içime… Biri ağzıma, biri amıma…                 Bu da beni ateşledi… Tekrar orgazm olmaya, kocamın sikini amımla sağmaya başladım. Üçümüz birden boşalıyorduk. Odanın içini inlemeler, zevk feryatları kaplamıştı… Müthiş bir koro halinde, devinip  duran, kasılan, şehvet ateşiyle yanan çırılçıplak bedenlerimizle yatağın üzerinde birbirimize karıştık sonunda…
Tumblr media
                               Ateşimize otel odasının kliması bile yetersiz kalmış, ter içindeydik hepimiz… Nefes nefeseydik. Hala yattığımız yerde kasılıp duruyor, kim, neremize denk gelirse birbirimizi okşuyorduk. Kollarımız, bacaklarımız birbirine dolanmıştı.                 Dakikalarca bu durumda yattık. Sonra kocam kalktı. İkimizin de elimizden tutup bizi  kaldırdı, banyoya girdik hep beraber… İki erkek, bir kadın tepemizden akan ılık suyun altında birbirimize sarıldık… Ben ortalarında, kocamın dudaklarını öperken, Hakan arkamda boynumu, omuzlarımı öpüyordu.                Suyun dinlendirici etkisiyle kendine gelen bedenlerimiz birbirine yapışmış gibiydi. Erkeklerimin tekrar kıpırdanmaya başlayan aletlerinin temasını, vücudumda dolaştıklarını hissediyordum. Biri önden, diğeri arkamdan, bacaklarımın arasına girmişti.                 Hakan banyo rafına uzanıp duş şampuanını aldı, avucuna bolca döktü, bedenimin her yerini köpükler içinde bıraktı. Kocam da ön tarafımda aynı şeyi yaptı. Gözlerimi kapattım. Kendimi onların vücutlarının kaygan temasının, köpüklü ellerinin tüm vücudumda dolaşmasının verdiği zevke bıraktım.  Kedi gibi mırıldanıyor, zevkten inliyordum aralarında…                Döndüm, ikisine birden sarıldım. Ortada değildim şimdi, onlardan biriydim, birbirine sarılmış, köpükler içinde üç bedenden oluşmuş tek bir varlık gibiydik. Zevk içinde birbirimize sarılıyor, okşuyor, öpüşüyorduk. Dudaklarımız, dillerimiz birbirini okşuyordu.                 Erkeklerim bana sarılıp okşadıkları gibi birbirlerini de okşuyorlardı. Kocam kulaklarımı, dudaklarımı öpücük yağmuruna tutarken, eli Hakan’ın gelişmiş kaslarında dolaşıyor, göğsünü okşayarak aşağıya inip dimdik havaya dikilmiş aletini sıvazlıyor, oradan bana geçiyor, okşayarak kasılan karnımdan yukarıya, memelerime kadar çıkıyor, memelerimi avuçlayıp beni zevkten inletiyordu. Ardından aynı şeyi Hakan da kocama ve bana uyguluyordu. Katıksız, saf bir şehvet duygusu kaplamıştı üçümüzü de…
               Hakan okşamayı bırakıp güçlü kollarıyla beni havaya kaldırdı. Kaygan sikini altımdan amıma sürtmeye başladı. Bacaklarımı beline, kollarımı boynuna sarıp işini kolaylaştırmaya çalıştım. Yavaş yavaş  aşağıya  indirdi, çengel gibi beni erkekliğine astı adeta… Sikinin hepsi içimdeydi. Boynuna sarıldım sımsıkı…  
Tumblr media
               O arada kocam da arkamda ikimize birden sarılmış durumdaydı.  Onun da kalkmış sikini arka deliğimde hissettim. Hakan’ın kalçalarımı kavrayan elleri onları ikiye ayırmış, minik deliğimi kocamın girişine hazır hale getirmişti. Kocam duş şampuanının köpükleriyle kayganlaşan aletinin başını deliğime sürtüyor, beni delirtiyordu.
               Hiç yapmadığım bir şeydi bu… Kocama değil götümü siktirmek, sözünü bile ettirmemiştim. Şimdiyse, deliğimin kenarlarında dolaşıp duran, okşayan kocamın aletinin verdiği zevk, Hakan’ın amımdaki  sertliğinin  verdiği zevke karışmış durumdaydı. Merakla bekliyordum başıma  gelecekleri…                 Kocam yüklenip bastırdı, kaygan sikinin başını yine köpükle kayganlaşmış minik deliğime soktu. Dudaklarımı ısırıp inledim… Hakan’ın dudaklarına kapandım. Pek beklediğim gibi acımamıştı. Sanırım köpüklerin etkisi…                Başı giren alet artık pek zorlukla karşılaşmadan yavaş yavaş  girdi,  girdi, sonunda kocamın kasıklarını kaba etlerimde hissettim. İki deliğim de dolmuştu şimdi… İçimdeki aletler sanki birbirlerine sürtünüyorlardı.  Dudaklarımı ısırdım… Biraz acı… Çokça zevk…                 Önde Hakan belini oynattı, kalçalarımı indirip kaldırdı, içimde gidip geldi, durdu. Bu kez kocam arkamda, götümde gidip geldi birkaç kez, o da durdu. İnanamıyordum.  Aldığım zevk bitirmişti beni… Hem önümden,  hem arkamdan becerilmek… Bayılmıştım buna… Hayatımda tatmadığım zevkleri tadıyordum.
Tumblr media
               Ardından kocalarım bir makine ritminde çalışmaya başladı. Biri giriyor, diğeri çıkıyor, arkamdaki boşaltırken, önümdeki dolduruyordu zevk bölgemi… Dayanamıyordum, öylesine bir zevk alıyordum ki… İnlemeye, feryat etmeye başladım. Hakan hemen dudaklarıma yapıştı, sesimi boğdu. Şimdi onun ağzının içinde boğuk boğuk inliyordum.
               Bir süre sonra yoruldular, dinlenmek için durdular. Bu kez Hakan’ın boynuna asıldım, kalçamı indirip kaldırmaya başladım. İçimde hareketsiz duran taş gibi erkeklik organları içimde, alçalıp yükseliyor, aynı anda deliklerime girip, aynı anda çıkıyorlardı. Bu da zorluyordu beni… Bacak aram patlayacak gibi geriliyor, zorlanıyordum.
               Sonra onlar harekete geçti, tekrar pompalamaya başladılar.  Banyonun içinde vücutlarımızın çarpışmasıyla çıkan sesler, üçümüzün zevk inlemeleri yankılanıyor, bu sesler bizi daha çok baştan çıkarıyordu. Kocam bir süre sonra arkamdan çıktı,
               -“Çocuklar, ben çok yoruldum…” dedi. Hakan içimden çıkmadan,
               -“Sen şurda yere yat Kadir abi…” dedi.  “Biz sana gelelim…”
               Kocam duşun altından çıktı, sırt üstü banyonun fayanslarının üzerine sırtüstü uzandı. Siki dimdik havadaydı. Hakan beni kucakladı, kocamın yanına gittik. Arzudan titreyerek kocamın üzerine çıktım, sikini  bir hamlede amıma aldım. Birkaç kez oturup kalktım.                 Hakan arkamdan yanaştı, butlarımı ikiye ayırdı. Arka deliğimi iyice açıp sikini dayadı. Bu kez yer değiştirmiş oldular. Biraz daha kalın olan Hakan’ın sikini zorlanarak alabildim arkama… Yine dolmuştum. Yine harekete başladık. Zevk makineleri önümde, arkamda çalışmaya başladılar.
Tumblr media
               Zevkten çıldırıyordum. Taş gibi aletlerin içimde kayarak ilerlemeleri, girip çıkarken içerilerimi okşamaları, içimde çarpışmaları, iki deliğimin arasındaki etleri ezmeleri delirtiyordu beni… Sonunda kaçınılmaz sonuç… Orgazm… Katıksız zevk… Küçük ölüm…                 Gözlerim kaydı, titremeler, kasılmalar başladı… Ben kasılırken içimdeki aletleri de ezmeye başladım. Girip çıkmakta zorlanıyorlardı. Kocam alttan bağırmaya başladı,
               -“Ohhhh… Aşkımm… Amcığın delirtiyor beni… Geliyorum…”
               Hakan da arkamda biteviye hareket halindeydi. Belimi tutan parmakları kasılıyor, kalçalarının hareketi artıyor, içimde gidip gelen siki  daha çok girip çıkıyordu. Yine aynı anda boşalıyorduk, üçümüz birden… Kocam altımda amımın içine, Hakan arkamda deliğimin içine döllerini boşalttılar bağıra bağıra…
               Boşalmamız bittiğinde halsiz kalmıştık. Her iki deliğime de boşalan erkeklerimin bıraktığı döller bacaklarımdan aşağıya süzülüyordu. Sırayla duşun altına girip çıktık, kurulanan gidip kendini yatağa attı…                 Pestilimiz çıkmıştı akşamdan beri… Sabahın ilk ışıkları perdelerden süzülmeye başlamıştı. İki erkeğim iki yanımda, birer bacaklarını üstüme atmışlar, ellerini memelerimin üzerine koymuşlardı. Defalarca boşalmanın verdiği tatlı yorgunluk, huzur içinde kendimizi uykunun kollarına bıraktık.
Tumblr media
      ��                        Öğleden sonraydı uyandığımda… İkisi de yoktu yanımda… Kalktım, duş aldım, bikinimi giyip dışarıya çıktım. Tahmin ettiğim gibi iki ortak havuz başında şezlonglara oturmuşlar sohbet ediyorlardı. Neşeleri yerindeydi ikisinin de… Gülüyor, kahkahalar atıyorlardı.                 Beni görünce kalktılar, ikisi de yanıma gelip yanaklarımdan, dudağımdan öptüler, sevgiyle sarıldılar. Orada kaldığımız üç gün boyunca ayrılmadık birbirimizden… Geceleri aynı yatağı paylaştık. Sabahlara kadar seviştik…
               Tatil bittiğinde evimize döndük. Kocamla o tatilde yaşadıklarımızdan, Hakan’dan söz açmadık bir daha… Yaşadığımız her şey o tatil köyünde kaldı. Ama aramızdaki ilişki de mükemmel bir hale geldi.                 Onun tam istediği kıvamda, seksi seven, isteyen, hiçbir şeye hayır demeyen bir kadın olup çıktım. Sevişmek için birimizden birinin istemesi, bir bakışımız yetiyor, birbirimizin kollarına atılıveriyor, saatlerce sevişiyoruz. Ne alkolün rehavetine, ne azdırıcı ilaca gereksinimimiz var…                 Mutluyuz… Her ne kadar itiraf etmesek, konuşmasak da ikimiz de biliyoruz ki, mutluluğumuzu Hakan’a borçluyuz.
753 notes · View notes
turasiye · 3 months ago
Text
KÖYE DÖNÜŞ (8)
Köye gelmiştik,taşınma yerleşme derken zamanın nasıl akıp geçtiğini fark etmeden bir haftadır köydeydik. Elbette şehir hayatına bazı imkanlara daha rahat ulaşmaya alışmış kişiler olarak zorluklar yaşıyorduk ama köyün huzuru sakinliği iş hayatından kurtulmuş olmak bir taraftan da avantaj olmuştu. Kayınça ve karısı ile küçük baldız ve mendebur kocasında 1 haftadır köydeydiler bize baya da yardımları olmuştu.
Artık yerleşme işleri bitmiş yavaş yavaş köy hayatına adapte oluyordum. Köyde çay ocağından hallice bir kıraathane de vardı,işte köyün erkeklerinin takıldığı akşam sohbetleri ettikleri oraya da arada sırada uğrar selamlaşır eski dostlar ile hasret giderip aradaki zaman boşluğunu doldurmaya çalışıyordum. Akşamları da ya bizim bahçede yada bacanağın bahçesinde toplanıp muhabbet ediyorduk. Yine böyle bahçede oturduğumuz bir akşam bacanak;
-ortak ineklerden 4 tanesi süt veriyor 2 tanesi de hamile bu gün yarın buzağılar,6 inek 2 de yavru aldık mı güzel döner. Sütü satmaya arada bir şehre gitmek lazım sütleri muhafaza edecek kazanlar var onlardan aldık mı haftalık biriktirir kontada dondurmacılar yada yoğurt peynir işi ile ilgilenenlere satarız. Dedi
-hiç anladığım işler değil bacanak sen işi biliyorsun ortak olarak payıma ne düşerse söyle ben yapayım,uygulama senden. Dedim Binnur lafa atladı
-Öyle ortaklık olmaz canım, malınla ilgileneceksin göz kulak olacaksın öğreneceksin. Hiç merak ettin mi hamile inekler ne durumda ? Bu gece bile doğurabilir hayvancağızlar. Dedi
- Ben baytar mıyım abla,ne yapabilirim hamile ineğe ? Dedim
-gider bakarsın kontrol edersin,Baytar değilsin ama Baytar lazım ise ararsın yan ilçeden gece kaçta olursa atlar gelir, hadi gel sana göstereyim hamile ineklerini dedi ve ayaklandı. Bacanakta
-Hanım haklı ortak, bu aralar dikkat etmek şart bazen sen bazen ben bakacaz öğrenirsin zaten zamanla dedi ve çayına uzandı. Binnur ayakta başımda bekliyordu döndüm ve Şennura baktım
-çoban olacam diyen sendin kocacım el mahkum kalkıp bakacaksın dedi.Mecbur kalktım ve önümde şalvarlı koca götünü sallaya sallaya ağıla doğru yürüyen Binnuru takip ettim birden jeton düştü en son yine köyde götünü böyle sallaya sallaya önümde yürüdüğünde köyün girişindeki ağaçlıkta sikmiştim Binnuru belli ki azmıştı.
Ağıldan içeri gerer girmez avuçladım kalçalarını ve duvarla arama sıkıştırdım ensesine nefesimi verip
-azdın mı abla dedim
-Yangın var şalvarın içinde azmakta laf mı anlamadın bir türlü kalmadın ayağa, 1 haftadır yanıyorum dedi fısıltı ile ve dönüp dudağıma yapıştı. Belli ki Şennurda anlamıştı o yüzden bizi yalnız yollamıştı oda bacanakla kalmıştı hoş bacanağın hiç bir girişimi de olmamıştı bizimle gelmek için. Hemen yüzünü çevirip dudaklarına yapıştım memeleri yoğurdum. Biraz öpüştükten sonra kafasını aşağıya bastırdım sikimi yalasın diye
-okadar vaktimiz yok hemen içeme gir söndür ateşimi sonra düzgün yaparız dedi ve şalvarını götünden sıyırıp ineklerin yemliğine tutunarak domaldı, karanlıkta bile bembeyaz götü parlıyordu sıyırdım pantolonumu avucuma tükürüp sikime sürdüm ve am dudaklarına sürtmeye başladım, bir iki sürmede hemen sulanıp sikicisini içine davet etmeye başlamıştı,başını am dudaklarından içeri geçirip tek seferde dipledim Binnurun amıcığına
-ohhhhh…ne çok özledim sikilmeyi… ıhhhh… devam et durma.. dedi ben arkasında gidip gelirken etrafımızda inekler az ilerimizde karım ve bacanağımın sohpet sesi gelirken ağılda baldızı domaltmış sikiyordum ve bu inanılmaz zevkliydi gittikçe hızlanmaya başladım Binnurun tutunduğu yemlikten gıcırtı sesleri geliyordu Binnurun inlemeleri ile karışıyordu.
-Çok mu özledin sikicini…. Amına koduğumun al sana özlediğin yarak… yanıyor amcığınn… diye fısıltı ile konuşarak sikiyordum.
-çok özledim,yanıyor sik beni doyur hadi acele et biraz sula amcığımı vaktimiz yok hızlı sikkkk. Ohhhhh durma sert geçirrrrr… diyerek ayakta kalmaya çalışıyordu Binnur bu heyecan dışardan gelen Bacanağın sesi etrafta inek homurtusu inanılmaz bir sikiş tecrübesi yaşıyorduk finale yaklaşıyordum artık var gücüm ile vurmaya başladım bir ara şak şak seslerinin karım ve bacanak tarafından duyulacak kadar yükseldiğini düşündüm ama onlar sohbete devam ediyordu, Binnur titremeye ve boğuk boğuk çığlığa benzer sesler çıkarmaya başladı başındaki yazmayı ağzına alıp ısırdı bağırmamak için bende bellinden kavradım kendisini yere bırakmasın diye, Binnur orgazm olurken dizleri tutmaz olur gibi bırakırdı kendini. Bellinden tutup hava doğru kaldırdım ve iki ayağını yerden kestim, elleri yemlikte ayakları havada domalmış şekilde rahat sikeceğim dizlerimi kırmadan amına geçireceğim şekilde havalandırım var gücüm ile kökledim amcığına bu şekilde öyle sert vuruyordum ki Binnur enik ağlamasına benzer sesler çıkarıyordu. Ve nihayet tüm dölleri boca ettim amının dibine…3-5 dk kadar arkasında kitlenmiş gibi kaldım sikim kendiliğinden çıktı amından, zor bela doğrulup çekti kilodu ve şalvarını Binnur…
-Harikaydın,çok rahatladım çok ihtiyacım vardı ama hemen çıkalım çok kaldık burada dedi. Bende pantolonu çekip kemerimi bağladım ve arkasından yürüyerek çardağa geçtik. Binnur ne içeri ne de tuvalete gitti amındaki döller ile kocasının hemen yanına oturdu ve bana ile kendisine çay koydu. İnanılmaz bir rahatlama hissi ile bir yorgunluk çöktü üstüme biraz daha oturup eve gitmek için kalktık. Kapıdan girer girmez Şennur dudaklarıma sarıldı.
-Bende yanıyorum ablamı ahırda siktin şimdi de beni söndür dedi. Ellerimi kalçalarına atıp götünü avuçladım ve öpüşmesine karşılık verdim biraz öpüşmeden sonra sırtımı kapıya dayayıp önüme diz çöktü ve yarı kalkık sikimi ağzına aldı…
-Ablamın amı ve senin döllarinin tadı var dedi ve tekrar yumuldu sikime Şennurda sınır yoktu,hiç bir şekilde. Biraz daha yalayım sikimi tam kıvamına getirdi ve hem kapı girişinde sırt üstü yatım elbisesini beline topladı. Hadi burada sik beni dedi.
Üzerine doğru eğildim ve kilodunu çektim koca götünü kaldırıp yardım etti kilodu bile ıslanmıştı belli ki çok azmıştı.
-Çok mu azdın orospu dedim
-Hemde nasıl,sen ahırda ablamı sikerken bile otururken boşaldım. Sik beni hadi,al bacaklarımı omzuna her yerimi sik dedi ve bacaklarını kendisine doğru çekip beni arasına aldı. Ayak bileklerinden tutup tek seferde geçirdim Şennurun amcığına Şennuru sikerken canı yanar bir tarafı acır diye artık hiç düşünmüyordum bu tür sert sikilmeye bayıldığımı biliyordum artık. Var gücüm ile geçiriyordum amcığına altımda çığlık atıyordu, köyde sesimizi duyacak kadar yakın kimse yoktu. Duysa duysa bacanak ile Ablası duyardı onura pek dert etmiyorduk, ben onu iki büklüm yapmışken amdan sikerken;
-Götüne geçir,götten sik götüm yanıyor yarak diye geçir götüme dedi. Amından çektim yarağımı Şennur bacak omza pozisyonda elini aramıza uzattı ve yarağımı göt deliğine ayarladı.
-Geçirrrrr,bastır hadi durma sakın hepsi sok tek seferde açısın yırt götümüüü…. Dediği anda ben taşaklarıma kadar dayamıştım göt deliğine son sözü ve çığlığı bir birine karışmıştı.
-Sikilmek ne güzel,ohhhhhh…. Sik kocacım dağıt beni,yarağa doyurrrr.. gibi sözlerle beni çoşturuyordu. Binnurun götü kadar dar olmasa da Göt sikiyordum sonuçta artık yaklaşıyordum finale içimdeki tüm dölleri göt deliğinden içeri yollarken Şennurda işer gibi amcığından boşaldı. Yan yana devrildik kapı eşiğinde nefesleniyorduk.
-Ne kadar özlemiştim sikilmeyi bilemezsin diye sessizliği bozdu Şennur.
-Tabi köy yeri alternatifin de az,Şehirde daha rahat başının çaresine bakıyordun dedim gözlerine bakarak.
-Köy diyip geçme kocacım,az evvel eniştemin 15 metre ilerisinde ablamı siktin. Anlayacağın köyü küçümseme diyip sırıttı.
-Doğru Mustafa öğretmen ve turanda köydendi dedim
-Köyde sikmeye ve sikilmeye hazır sadece onlar yok. Daha yeni geldik kocacım hepsini tanıyacaksın dedi.
-Enişten sesimizi duymadı di mi ?
-Bilmiyorum belki de ben sikilmeye gittiğiniz için daha hassastım ama ben ablamın inlemelerini duyar gibiydim hatta gıcırtı ve şaklama sesleri baya geliyordu. Eniştem hiç oralı olmadı hatta hiç ağıla doğru bile bakmadı dedi Şennur.
-Aman duymasında ayıp olur hemde çok dedim
- Bence ayıp olmaz Ablam mutlu olduğu sürece. Eniştem kendi durumunun farkında sonuçta. Elbette rencide de etmemek lazım dedi Şennur! Sonra konuşmaya devam etti.
-Bugün Muazzezi gördüm 2 çocuk yapmış orospu, sikmeyen kalmadı kendisini Osman’a yanamadı.
-Sende kendini bana yamadın karıcım seni de sikmişlerdi sonuçta dedim. Yüzüne baktı sinirli olup olmadığımı anlamaya çalışıyordu,sinirli olmadığıma kanaat getirdi sanırım.
-Ben sadece götten sikildim kocacım,onunla aynı değiliz benim amımı ilk sen siktin ama onun ki kimler kimler dedi sırıtarak. Sonrada duş almak için kalktı yanımdan. Ben de kalkıp duş için kendime elbise hazırladım Şennur duşta iken…
141 notes · View notes
turasiye · 3 months ago
Text
Otopark
Geçen akşam otuz dokuz yaşındaki karımla üniversiteli gençlerin takıldığı bir bara gittik. Karım, en az yaşıtlarında hoşlandığı kadar genç erkeklerden de hoşlanır. Göğüs dekoltesini sergilemekten de çok keyif alır. Böyle bir kıyafetle barda bir iki kadeh içip birkaç adamla flört etmeye başladı.
Söylediğim gibi üstünde göğüslerini neredeyse açıkta bırakan bir bluz ve altında da dar dizlerinin üstünde tek parça bir etek vardı. Az sonra flört ettiği adamlardan biriyle barın tenha köşesinde oynaşıp yiyişmeye başladı. Odam oldukça genç ve zayıf biriydi. Ben ise masada oturmuş, müzik dinleyip onları izliyordum. Ateşli bir yirmi dakika kadar yiyişmeden sonra yanıma geldiler ve masama oturdular. Biraz sohbetten sonra adam evli olduğumuzu ama benim karımı başka erkeklerle izlemekten zevk aldığımı söyledim. Oldukça garip karşıladığını ama bunu yapabileceğini söyledi. Hatta karım Suzan için minik bir sürprizi de olabileceğini dedi.
Az sonra birlikte dışarı çıkıp arabamıza gittik. Onlar arka koltuğa geçerken ben de sürücü koltuğuna oturdum. Torpido gözünden bir kutu prezervatif çıkarıp karım Suzan’a uzattım. Adam ise gülüp, bunun işe yaramayacağını söyledi. Ne demek istediğini anlamamıştım. Ben de güldüm.
Derken öpüşmeye başladılar. Karım elini adamın pantolonunun içine sokunca aniden “h’assittir bu da ne böyle!” diye bağırdı. Karım adımın sikini dışarı çıkardı, yarı sertleşmişti ve korkunç derecede büyüktü. Ben aracı otoparktan çıkarırken karım adamın iri aletini emmeye başlamıştı bile. Adamın siki sertleşe bileceği kadar serleşmişti. Ama asla tamamen sertleşemeyecek kadar büyüktü. O zaman adamın prezervatifin neden işe yaramayacağını söylediğini anlamıştım ve bir mağazaya gidip en büyük boy prezervatif almayı önerdim.
Mağazaya vardığımızda adam karımın gömleğini çıkarmış, karım da adamın pantolonunu sıyırmıştı bile. Yiyişirken adam karımın memelerini okşuyor karım da adamın koca sikini sıvazlıyordu. Ben prezervatif almak için dükkana girerken, arkada daha geniş yer olması için ön koltuğu ileri kaydırıp öne yatırmalarını söyledim. Geri dönüp arabaya girdiğimde, ikisinin alt kısımlarının çıplak vaziyette 69 pozisyonu aldıklarını gördüm. Üsteki karım adamın siki ağzında bana bakıp gülümsedi.
Arabayı mağazanın otoparkının en dibine girişin en uzağına çektim. Arabayı stop edip arkaya dönüp onları izlemeye başladım. En büyük beden prezervatif kutusunu açıp içinden bir tanesini karıma uzattım. Karıp adamın yüzüne oturur şekilde doğrulup, prezervatifin ambalajını yırtarak açtı. Bu kadar büyük bir alet beni de heyecanlandırmıştı. Karıma “sahip olduğun en büyük sik bu değil mi?” diye sordum. Başıyla onayladı. Adamın siki benimkinden çok uzun ve çok kalındı. Ki benin sikim en az on sekiz santim vardır.
Adamın siki öyle büyük ki, muhteşem bir porno yıldızı olabilirdi. Karım prezervatifi takmak için epey uğraştı ama başaramadı. Sonunda prezervatif yırtıldı. Ben bir yenisini uzattım. Karım adamın üzerinden inip “ban takamadım, en kendin tak” dedi. Adam “siz de isterseniz kullanmak istemiyorum” deyince karım bana baktı, ben de sen bilirsin anlamında dudağımı büktüm.
Karım “neden olmasın?” deyip “ben bu koca siki içimde hissetmek istiyorum sadece” diye devam edip, başını ön koltuklarının arasına sokup sırtüstü uzandı. Adam karımın ayak bileklerinden tutup bacaklarını ayırdı ve koca sikini yavaş yavaş amına sokmaya başladığında ben ön koltuğa iyice sıkışmış onları izliyordum. Adam siki ama sokunca karım yerinden zıplayıp “dikkatli ol... yavaş...” diye hafif çığlık attı. Adam yavaş yavaş sikini hepsini içine soktuktan sonra yavaş yavaş bir iki sokup çekti. Sonra hızla soktu. Karım inlemeye başlarken ben de eğilip onu öptüm. Sonra dudaklarımı memelerine oradan da göbeğine doğru kaydırdım. Arkan adamın girip çıkışını daha yakından görebiliyordum. Adam biraz bu şekilde siktikten sonra karımı belinden kavrayıp kucağına oturturken kendisi de arkaya yaslanıp bu şekilde sikmeye başladı. Karım adamın kucağında aşağı yukarı zıplıyordu.
Yaklaşık bir saat kadar çeşitli pozisyonda sikişirlerken onları izledim;
Ben de arkamı ön cama doğru dönmüş sikimi çıkarmış otuzbir çekiyordum. Her ikisi de adeta duştan çıkmış gibi terden sırılsıklam olmuşlardı. Önce domaltıp arkadan sikti, sonra döndürüp önden sikmeye devam etti.
Karım biraz sonra inleyerek gelmeye başlamıştı. Adama doğru yeri bulduğunu durmaması gerektiğini söylüyordu. Karım aşırı çığlıkla atmaya başladığında adam da boşalmaya başlamıştı. Karım “Durma! Durma! Durma!” diye yüksek sesle üst üste çığlıklar atarken adam da “geliyoruuuuuuum!” diye bağırdı. Adam içine boşalırken karım bacaklarını adamın beline sıkıca kenetleyerek adamın amının içinde daha fazla kamasını sağlıyordu. Adam sın bir sert sokuşla spermlerini amına boşaltırken karım yüksek sesle çığlıklar atıyor ve hala inliyordu. Adam karım da boşalıp sakinleşene kadar birkaç sokuş daha yapıp durdu.
Sonra yavaşça sikini karımın amından çekip çıkarında sikin boşalttığı delikten spermeler dışarı akmaya başladı. Adam karımın yanında uzandığında her ikisi de yorgunluktan nefes nefese kalmıştı.
Ben uzanıp bacaklarını yakalayıp öptüm. Sonra dilimi amına doğru kaydırıp klitorisini dillemeye başladım. Sonra karımı bana döndürüp bacaklarının arasına girdim ve ıslak kaygan amına sikimi soktum. Dört sokuşta boşaldım. Siki çıkardım, üzeri hep adamın spermiyle kaplanmıştı. Adam karıma sikimi emmesini söyledi. Karım baş tarafına doğru kayıp sikimi ağzına verdim. Benim ve adamın spermlerini karışımını yalamaya başladı. Sikimi ağzından çıkarında adam uzanıp karımın dudaklarını ateşli şekilde öpüştüler. Adam elini karımın amına götürüp parmaklarını içeri soktu ve sonra da amının üstünü ve göbeğini okşayarak ıslaklığı oralara da yaydı.
Onlar oynaşmaya devam ederken ben üzerimi giyip arabayı çalıştırdım ve bara geri döndük. Saat gecenin biri olmuştu. Karım elbisesinin giyimini tamamlamak için ayaklarını arabadan dışarı çıkarmıştı. Adamla birbirimizin numaralarını alıp vedalaştık. Karım makyajını ve saçını düzeltmek için içeri girmemizi istedi. Bizim takılmak gibi niyetimiz yoktu. Üzerini düzeltip çıkacaktık.
İçeri girdiğimizde, karımı siken adamı arkadaşlarıyla barda sohbet ederken gördük. Adam karımı işaret ederken işte bu o dediğini duydum. Beşi de dönüp bize bakmıştı.
Karım makyajını tazeleyip saçını düzelttikten sonra yanıma geldi oturdu. Karım oturunca adamın arkadaşlarından biri bize doğru gelip “hey Hakan seni becermiş ha?” deyince karım” evet becerdi ve bu sikicinin çok koca bir siki var değil mi?” dedi. Güldük. Adam “keşke ben de sikseydim” dedi.
Suzan bana bakıp gülümsedi. Yirmi dakika sonra aynı otoparkta yine arkadan gelen inlemeleri dinliyordum. Yeniden başa dönmüştük
409 notes · View notes
turasiye · 3 months ago
Text
Tumblr media
Kocası olarak ben cevap vereyim:
Karım kaldığımız otelde barın arkasında çalışan elemanı, daha öncesi bana beğendiğini iletmişti.
Olayın gecesi bana, sen kızımızı al git, ben biraz kalıp bişeyler içeceğim. Giderken çaktırmadan çıkarıp sütyenini bana veriyor. Niyeti çocuğun işinin bitmesini beklemekmiş. O zamana kadar normal bir sohbet havasında, çocuğun karımın hedefinden haberi yok. Sadece garsona odasını merak ettiğini söyleyince, garsonda olur tabii ama “kocan bişey demesin” deyince, karımda onu rahatlatmak için “kızım uyuyordur, o şimdi çıkamaz” derken aslında kendini biraz ele veriyor…
Bunlar odaya girince, karım bütün gece göğüslerinin neredeyse ucuna kadar sergilediği çocuğun karşısında aniden üstünü çıkarıyor, göğüslerini sergiliyor ve garson çocuk bir kelime etmeden bunu alıyor, yatağa yatırıyor başlıyor önce dudak-dudağa, sonra amını yalayıp, karımın onayını almadan çıkarıp sikini karımın ağzına sokmaya ve kıvama gelince bacaklarını aralayıp amına girip deli gibi sikiyor. Sonra çevirip birde köpek pozisyonunda güzel bir sikiyor. İşi biten karım temizlenmeden odaya geliyor.
Bu sefer benden açık açık izin istiyor, bu gecede aynı şekilde gidebilir miyim diye?
Not: bu arada beni boynuzladığını arkadaşlarına anlattığından haberim yok.
53 notes · View notes
turasiye · 3 months ago
Text
Heyecan ile okuyacağınızı tahmin ediyorum.Alıntıdır.
BIR KOY HIKAYESI
                                                                                                                                                                                                                                                                                                      Genc Gelin Menekse    
    Odadaki herkesin uyuduğundan emin olduktan sonra yorganın altında kalan bedenlerimizin gizli mahremiyeti içinde, kabalarıma sertleşen erkekliğini bastıran kocam, memelerimi ellerine alıp sıktığında, hem istekle kendimi ona doğru bastırıyor, hem de son birkaç yıldaki yaşantımdaki gelişmeleri düşünüyordum. Evleneli neredeyse iki yıl olmuştu. Bu süre boyunca da yanlızca benim ay hali olduğum günlerin dışında, hemen her gece çılgınlar gibi sevişiyor, defalarca birbirimizin bedeninde sevişmeye olan sonsuz susuzluğumuzu dindirmeye çakışıyorduk. Tek sorunumuz bu işi istediğimiz rahatlıkta yapamamanın zorluğuydu. Çünkü köyde genellikle bütün aile aynı odada yatar. Babamın evinde de böyleydi, gelin geldiğim kayınbabamın evinde de aynı. Aslında bunun anlaşılabilir sebepleri var. Bizim buralarda geceleri havalar çok soğuk olur akşamdan yatılacak oda mangalla ısıtılır ve bütün aile  bu ısıtılan yegane odada, yaptığımız yer yataklarında yatarız. Bizim durumumuzdaki gibi karı kocalar da birbirlerine kavuşmak için herkesin uyumasını beklemek zorundadır ama yaz geldiği zaman durum değişir. O zaman herkes istediği yerde yatabilme özgürlüğüne sahip olur. O gece biz sevişirken aynı odada bizden başka, kayınbabam ve on uc yaşındaki görümcem uyuyorlardı. Kaynanam ben bu eve gelin geldikten beş ay sonra vefat etti. Kayınbabam henüz genç bir erkek olmasına rağmen dul kaldı. Kocam arkamda sertleşmiş zevk sopasını zevkle ıslanmaya başlayan yarığıma sürterken, babasının traktör motorunun gürültüsünü andıran horlama sesleri, rahat hareket edebilmemiz için bize cesaret veriyordu. Diğer yandan küçük yaştaki görümcem uyanıp yaptıklarımızı görse bile bir şey anlamayacağını düşünerek fazla çekinmiyorduk. Geceliğimi alttan sıyırıp memelerimi ağzına alan kocama sıkı sıkı sarılarak bir an önce sert sopasını içime geçirmesi için bacaklarımı açtım. Beni hiç bekletmeyen erkeğim, deliğime dayadığı kamışının başını sertçe bastırarak, ağzı zevkle açılmış olan bal kutuma kamışının erişebildiği yere kadar girdi. O anda atmak üzere olduğum zevk çığlığını içimde hapsedebilmek için dudaklarımı ısırmak zorunda kaldım. Her gece içimdeki sertliğini hissetmeye alıştığım, on sekiz ay gibi bir süre boyunca çok özleyeceğim kocam yarın askere gidiyordu. Bu sebepten, son gecemizi hiç uyumadan sabaha kadar sevişerek geçirmeye karar vermiştik. Üstüme abanıp altıma uzattığı elleriyle kabalarımı kavrayan kocamın birazdan boşalacağını anlayıp ona yetişmeye çabaIarken erkeğim erkenden içimi şerbetiyle doldurmaya başladı. Şerbet diyorum çünkü tadı aynı şerbet gibi tatlı geliyordu bana. Daha evlenmeden önce bostanlarda içime girmeden seviştiğimiz zamanlarda rahatlatmak için nişanlımın kamışını ağzıma alıp boşalmasını sağlardım. Bu şekilde tadını almaya başladığım ersuyunu çoğu zaman yutma alışkanlığım daha sonraları bir tutku halini aldı. Bu sebepten de iki senedir çocuğumuz olmuyordu. O kadar ender içime boşalıyordu ki, çoğunlukla ben ağzıma boşalması için zorluyor, lezzetli döllerini yutmak için geceyi zor bekliyordum. Aslında bu durum kocamında çok hoşuna gidiyordu. Fakat bu gece, belki o askerdeyken gebe kalabilirim umuduyla içimi dölleriyle doldurmasına karar vermiştik. Genç kocamın erkeklik gücüyle her zaman gurur duydum. Her gece en az üç kere bereketli çeşmesini açan kocam benim ay hali olduğum günlerin ardından ise ilk gece en az beş kere boşalırdı. Onun arka arkaya sertleşebilme yeteneği sayesinde bende, uzun süre içimde gidip gelmesinin sonucunda boşalabilir, komşumuzun gelini sevda nın kocasından şikayet ettiği gibi ortada kalmazdım. Sevdanın kocası, iki üç günde bir karısını altına aldığı zaman bir kaç dakika içinde boşalır, ikinciye bile hali kalmadan sırtını dönüp uyurmuş. Biz sırdaş gelinler birbirimize utanmadan anlattığımız bu saklılarımızı konuşurken, Sevda bana ´´Sen ne kadar şanslısın keşke benim de kocam seninki gibi olsa`` der onun bu sözleri de benim erkeğimle gururlanmama neden olurdu. Boşalması biten erkeğimi yeniden azdırmak için erkeklik organını ağzıma alıp herkesin uyuyor olmasından dolayı çıkan seslere aldırmayarak yeniden sertleşinceye kadar emmeye devam ettim. Yorganı üstümüzden atarak bedenimden sıyırdığım geceliğimi bir tarafa atıp, sırtüstü yatan kocamın  dikilmiş sopasını içime yerleştirerek üstünde inip kalkmaya başladım. Ben zevkle üstünde inip çıkarken, gözlerim  ilerimizdeki döşekte uyuyan kayınbabamın yüzüne gitti. Biraz dikkat edince sanki gözleri açık bize bakıyormuş gibi geldi ve bir an dondum kaldım. Horlaması da kesilmiş olan adamın uyanıp bizi bu halde gördüğünü sanirken odayı tekrar horlama sesleri kaplayınca rahatlayarak tekrar erkeğimin kamışını içime sokup çıkarmaya başladım. Koçumun döllerini yeniden sağmak için
onun en sevdiği şekilde yani helada oturur gibi ayaklarımın üstüne çömelip hızla er sopasının üstünde kalcalarmi cevirmeye başladım. Hızla inip kalkmalarım sırasında memelerim zipliyor, kabalarımın kocamın kucağına vurmasından çıkan sesler odanın içinde kayınbabamın horlama seslerine karışıyordu. Erkeğim daha fazla kendini tutamayıp yine içime boşalmaya başladı. Ancak ben yine ortada kalmıştım. Ama biliyordum ki üçüncüsü yeterince uzun sürecek ve ben de o mutluluğa ulaşacağım. İçime sıcak döllerini fışkırtan kocamın lezzetli şerbetini içememek çok zoruma gidiyordu ama ya bebek ya şerbet deyip kendimce özveride bulunuyordum. Biraz dinlendikten sonra yeniden dirilen kocamın erkekliğinin önünde domalıp, üstüme abanan kocamın beni aşağı doğru iten baskısıyla göğsümü yandaki kayınbabamın yattığı döşeğin ayak ucuna bastırırken, çıplak memelerim neredeyse  uykudaki kayınbabamın ayaklarına değiyordu. Az sonra hırsla dikilmişkamışıyla içime sertçe yüklenen, kocam arkadan kabalarıma vurdukça, meme uçlarım adamın ayak parmaklarına çarpmaya başladı. Boşalıp rahatlamak için kendimi öylesine zevk alabilmeye kaptırmıştım ki, doğrulacak iradeyi bir türlü gösteremiyordum. Aldığım zevki atirmak ve kocamın organını içimde daha sıkı hissedebilmek amacıyIa aşk deliğimin kasIarını sıkıp gevşeterek içimdeki organı sıkıştırmaya başladım. Arkamdaki boğanın hızla içime vurmaya başlamasından her an boşalabileceğini anlayarak bende bu defaki şansımı kaçırmak istemediğimden, elimi bızırıma attım. Bir yandan kocam iştahla açılan deliğimi demirci örsü gibi tokmağıyla döverken, bir yandan da kendimi okşayarak tatmin etmeye çalışmam bu defa zirveye ulaşmama yetti. Boşalıyor olmanın zevk sarhoşluğuyla bir an  dengemi kaybedip, kocamın arkamdaki sertçe dürtmelerininde etkisiyle kayınbabamın ayaklarının üstüne serildim. Memelerim kaynatamın ayaklarına yapışmış halde, boşalmak üzere olan kocamın arkamdaki amansız darbeleriyle kıpırdayamaz duruma gelmiş, zaten beynimde şimşekler çaktıran kendi zevk patlamamın etkisiyle de doğrulup toparlanamayacak kadar aciz durumdaydım. En sonunda erkeğimin döl suyunu içime fışkırtması biterken kayınbabam, sanki uykusunda  rahatsız olmuş gibi bir ıhlama sesi çıkarınca, hemen toparlanıp yorganımızın aItına girip çocuklar gibi sessizce kıkırdaştık. O geceki sevişmelerimiz uzun sürecek olan ayrılığımızın ilk gününde sabahın ilk ışıklarına kadar aynı coşkuyla devam etti. Ertesi gün, aslanımı gözyaşlarıyla allaha emanet ederek vatan görevine yolcu ettim.                            
                   MENEKSE'NIN  KAYINBABASI HAYDAR AĞA ANLATIYOR
    ´´Bizim sıpa büyüdü de tarlalarda gız kovalamaya neyin başladı ha!“dediydim rahmetli hatuna. Zaman geçti devran döndü gısa poturlu oğlanlar sopaları dikelmiş deliganlılar olurkene, sümüklü gızlarda memeleri gocaman gocaman olup gelinlik yaşa geldiler. Eee tabi bunların ganları da gaynıyor. Ateş ilen barut yanyana durmaz ki ne!. Zamanı geleni everecen. Bizim oğlanı akşam vakti tarlada Hüseyin gillerin menekşeyle görmüşler. Askerliği beraber ettiğimiz Hüseyin bir sabah yüzünde şöyle ciddi neyin bir bakışla Bana geldi de ´´ Heç fazla gonuşmaya gerek yoktur Haydar gerekeni yapalım” dedi. Doğrusu bende gara gara düşünmekteydim. Benim karı hastalık illetine tutulalı beri doğru dürüst iş göremez oldu, ufak gız desen daha on yaşında, kendine bakacak halde değil. Karı öte tarafa göçmeden başka avrat alamam. Velhasıl Hüseyinin aklı tam bana göre akıldı. Zaten onda da gızdan bol birşey yok, tam beş dane boy boy gız var adamda. Heç bekletmeden bunları nikahladık. Eyiki de öyle etmişiz. Altı ay sonra benim avrat sizlere ömür ben kaldım yanlız. Çocukların muhabbeti bir eyi bir eyi ki sorman getsin. Ula insafsızlar her gece her gece de olmaz ki! Ben daha kırkbeşine gireli anca oldu. Önümde bir goca odunla sabahlara kadan dön allah dön. Oğlan biraz ötemdeki döşekte genç tazeye biner de biner. Gözlerimi açarım gelinin gocaman  gavun gibi memeleri havalara zıplar kendimi tutamam asılırım tumanımın içi leş olur. Kalkamam da, öyle ıslak neyin uyurum. Kendime varacak avrat ararım ne bizim köyde ne yakın köylerde bana göresi yok derler. Neyse ki ne. Bu arada geçti iki sene. Her gece benim oğlan genç kısrağı kişnetiyor ama, daha bebe yok ortada.Tabii neden olduğunu biliyom ben. Bu benim azgın gelin oğlanın döllerini hep emip yutuyor, bir damlasını bile tarlasına dökmüyor da o sebepten. Onlar kızışırken ben bir gözüm açık seyrediyom. Tabii bu arada  horladığım için beni uyuyo sandıklarından ne halt etseler açık gözümlen görüyom. Ben bu oğlanın  anasını da aha bu gelin gibin her gece inletirdim ama benim oğlan değneği bakımından  babasına değil dayısına çekmiş. Biz bunun dayısıgillen yaşıt oluruz. Daha ondört onbeş yaşındaykene otuz bir çekmeyi beraber öğrendiydik. Aha bu benim oğlanın dayısının ki daha o zaman benimkinin beşte biri kadar ya vardı ya yoktu. Hatta göydeki oğlanlar benim adımı ´´Goca Gamışlı Haydar``   goymuşlarda bunu duyup çok merak eden gızlar “hele bir göstert !´´ diye benimle ikişer üçer  tarlaya çok geldilerdi. Bundan sebep bizim göyde benim rahmetli avradımın kolu kadan büyük tokmağımı görmeyen garı gısmısı galmamıştır.
      Ertesi gün oğlanı askere yolcu edeceğidik gısmet olursa.´´Ula Haydar``dedim ´´Gene yandın bu gece bu zalımlar seni heç uyutmazlar gayri”. Aha dediğim gibi de oldu. Ben garanlıkta bunları gollarkene benim oğlan yorganın altından gızın üstüne binmeye başladı, başlamasıyla da beIi geIdi! Gelin oğlanı bu sefer emmeyince aha dedim avrat bebe yüklenmek istiyor. Anam babam, bu zalımların zalımı gelin birazdan gece entarisini soyup üryan kalmazmı! Ben elimi önümdeki balta sapına atıp okşamaya başlarken gocasının üstüne at biner misaIi oturan gelinin kavun misali memeleri gıpraştıkça önümü sıvazlıyomda sıvazlıyom. Ula kendimi öyle gaptırmışımki gözlerimi iri iri açmış oğlumu cennete götüren huriyi seyrederken, gelin aniden durup öyle gözlerime bakmaya başlayınca  hemencecik horlamaya başlayıp uyuyormuş havasına devam ettim. Hatun uyuduğumu görünce kocasının üstüne çömelip aha tam da gözlerimin önünde kabalarını indirip kaldırmaya devam etti. Benim sıpanın güçük sopasını içinde mapus eden gelin oğlanın işini  bitirince; ´´Ula hayırsız dedim aha ben senin anana böyle mi ettiydim. Avradını hala getiremedin beceriksiz.“ Yalan demiyom haa,ben bunun anasıyın içine döşendimmidi, üç dakkaya galmaz gızışmış gancıklar gibi ulumaya başlardı rahmetli. Ahh nası da özlüyom onu! Neyse ki ne. Benim oğlanın ki güççük müççük ama mübarek dağ pınarı gibin maşallah. Üç, beş heç dinlemez aslan oğlum. Bu benim aygır oğlan döşeklerinin dibine benim ayak ucuma domalttığı galtağın içine döşeyincesi kavun misaIi memeleri benim dışarıda galmış ayaklarıma vurmaya başIadı. içimden; ´´oy anam dayanamıyom artık!” dedim. Ula gardaş bi de sana bu cıbıldak gelin zevke geIip inlerkene memeleri ayaklarıma yapışıp galınca bende daha fazla gendimi tutamayıp yavaştan donumun içinde sıvazladığım guçük haydarımın musIuğunu açtım. Argadaş nasıl gendimi dutamadıysam ağzımdan bir inilti çıktı ki ne, şöyle bir har hur edip sanki uykumda olmuş gibi neyin sesler çıkarıp durumu kurtarmaya çaIıştım. Keşke etmeseydim. Gelin huylanıp ayaklarımın üzerinde hem yumuşak hem sıcak neyin gelen memelerini galdırdığı gibi gocasıynan birIikte yorganın altına gaçtılar.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                
                                                MENEKSE
      Kocam askere gideli sekiz ay olmuştu. Bu arada on beş gün dağıtım iznine
de gelememesi ikimizi de çok üzdü. Mektubunda eğer izne gelmezse daha
çabuk terhis olacağını söylediği için bir an önce hepten kavuşuruz ümidiyle
sabrediyordum. Onun yokluğunda öylesine dolu hale gelmiştim ki, herkes yatıp
uyuduktan sonra sessizce öttürüImeye hasret kaIan kuşumu okşuyor, içimde erkeğimin zevk sopasını hissetmenin özlemiyle gerçek tatmine ulaşamadan, kendimi defalarca inlemeler içinde boşaltıyordum. Baharın başında giden kocam askerdeki ilk kışını geçirirken, bizim buralar her kış olduğu gibi erkeklerin bıyıklarını
donduracak kadar soğumuş, geceleri yatağın içinde tek başına yatmak imkansız
hale gelmişti. Görümcemin benimle yatmaya başlamasıyla beraber az da olsa
yatağım ısındı. Ama bu arada kızın yanında kendimi okşama ve boşalma ihtiyacımı
karşılama şansımda azalmıştı. Bir sabah kayınbabamın  omuzlarının büzülüp neredeyse buz kesmiş olarak yataktan kalktığını gördüğümde isterse ısınması için
Nigarın onun yanında yatabileceğini söyledim. Bunun üzerine kayınbabam sıkıntıIı bir ifadeyIe; ´´O zaman da sen üşürsün. En iyisi bende sizin yanınıza ondan tarafa yatarım, kimse üşümez`` dedi.Adamcağıza hak verip ´´Tabii  baba neden olmasın`` dedim. Ancak bu durumda yatakta kendimi okşama şansım tamamen yok olmuştu. Ben azgınlığımı giderememenin çaresizliğiyle  onca soğuğa rağmen ateş basmaları içinde üzerimden yorganları atıyor, bacaklarımın çıplaklığı buz gibi soğukta kalırsa ancak biraz rahatlıyabiliyordum. Bazen kayınbabamla aramızda yatan görümcemi uyku arasında kocam zannedip sarılıyor, bazende, uyku halinde kendimi kızın bacaklarını bacak arama almış kadınlığımı bastırırken yakalıyordum. Yine kasıklarımda yangınlar yaşadığım bir geceydi. Üstümden yorganı atıp, ateşim sönsün diye geceliğimi belime kadar çekmiş yüzü koyun yatıyordum. Uyku sırasında birisinin tuvalete kalkmak için kapıyı açıp dışarı çıktığını duyar gibi oldum. Nigar olduğunu sanarak ağır uykumdan başımı kaldıramadım. Biraz sonra üstümden kaymış olan yorgan tekrar üstüme
örtülünce, az önce tuvalete kalkan Nigarın döndüğünü tahmin ettim ama bu
sefer kayınpederimle  benim arama değilde herhalde uyku sersemliğiyle benim
arkama yattı. O şekilde uyumaya devam etmişim. Bir şeyin beni uyandırdığını
hissettiğimde, önce ne olduğunu kavramaya çalıştım. Sonra arkamda bana sarılmış
olan kişinin bir erkek olduğunun ayırdına vardım. Çünkü kabalarıma dayanmış olan
kişinin önünde kalın ve çok sert bir şey vardı. Kendimi şöyle bir yoklayınca,
geceliğimin belimden yukarıya kadar sıyrılmış olduğunu farkederken arkamda
bana yaslanan şeyin de aynı benim bacaklarım gibi çıplak oIduğunu hissedebiIiyordum. Hiç sesimi çıkarmadan ne olacağını beklemeye başladım. Acaba kayınbabam ne yaptığını biIiyormuydu yoksa uykusunda farkında olmadanmı bunu yapıyordu. Nasırlı eliyle karnımı okşadığını ve sıyrılmış geceliğimin arasından memelerime doğru uzandığını hissedince adamın uykuda olmadığını, yaptığının bilinçli olduğunu anlayarak, biraz korkuyla karışık olmakla birlikte, heyecanla neler olacağını beklemeye başladım. Kayınbabam avucuyla kavradığı memelerimi yavaş yavaş sıkmaya başladığında aylardır dokunulmaya aç olan bedenimin şiddetle tepki vermesini engelleyemeyerek ağzımdan zevk aldığımı çok belli eden bir inilti çıkardım. Bu tepkimle birlikte sanırım yaptıklarının hoşuma gittiğini sanan adam bundan cesaret alarak, açılmış kalçalarımı saran külodumu aşağı çekmeye başladı. Kayınbabamla böyle bir şey  yaşıyor olmak utanç duymama neden oluyordu ancak tahrik edici okşamalarının verdiği amansız zevkle  mantığım arasında müthiş bir savaş yaşıyordum. Benliğim karşı koyulmaz güçteki şehvet duygularıyla mücadele edemeyip adeta felce uğramıştı. Benim hareketsizliğimi yine duruma razı olduğum şeklinde değerlendirdiğini sandığım kayınbabam, külodumu aşağı çekip ayağımdan çıkardı. Arkamdan tekrar sarılarak, erkekliğini kasıkIarıma dayayan adamın aletinin muazzam büyüklüğünü çıplak kalçalarıma dayanınca şok içinde anladım. Yarığımın girişindeki şey neredeyse kısraklara çektiğimiz aygırınki kadar vardı. Kadınlığıma dev sopasını bastıran adamın sert baskısı ihtiyaç içindeki aç kadınlığımın heyecanla ıslanıp kayganlaşmasına yol açmıştı. İçime girmesi mümkün değil diye düşündüğüm kalın bir tokmak gibi algıladığım erkeklik organı, milim milim kadınlığımın ağzını gererek deliğime yerleşiyordu. Kalçalarımı iterek bir an önce ne olcaksa olsun deyip bende arkamda şehvetIe soluyan adama yardımcı olmaya başladım. Kocamın kamışının o güne kadar girebildiği yerleri çoktan geride bırakmış olan muhteşem organın daha ne kadarının girdigini anlamak için elimi arkaya attım. Allahım, daha ancak yarısı içimdeydi!.. Adam sokabildiği kadarını yeterli görmüş olmalı ki içimde gidip gelmeye başladı. Her bahar ne zaman aygırı kısraklara çeksek hayvanın  şehvetle gerilmiş dev erkeklik organının müthiş görüntüsü ıslanmama neden olur ve azgın aygır kızgın kısrağın içine girdiğinde ben kendimi tutamayıp yaslanacak ne buIursam yarığımı bastırarak  boşalmaya çaIışırım. İşte o anda içimde hissettiğim olağanüstü büyüklükteki organ bir azgın bir aygır tarafından düzüIüyormuş gibi hissettirerek deIice bir şehvet duymama neden oIdu. Kayınbabam henüz deliğimde gidip gelmeye başlamış, iri elleriyle memelerimi hoyratça sıkarken ben çok çabuk zirveye uIaşıp zevkIe titrerken arkamdaki erkek kalın hortumuyla hiç durmadan içimde sertçe gidip geliyordu. İri koçlarının kalçalarıma dayandığını hissederek böylesine büyük bir erkeklik organının yarığımı doldurmuş olmasının verdiği müthiş heyecanla ara vermeksizin arka arkaya ikinci defa bu sefer daha güçlü bir boşalmayla çığlık attım. ÇığIığıma uyanan Nigar şaşkınIıkIa başını kaIdırıp ´´Ne oldu yenge “ diye sorunca, cevap vermek için kendimi bir hayli zorlayıp titrek bir sesle; ´´ Bir şey yok, kötü bir rüya gördüm sadece” diyebildim. Aynı anda aldığım inanılmaz zevkten beynimde şimşekler çakıyordu. Kızının uyanması üzerine sıkı sıkı ellerinde tuttuğu memelerimi bırakıp benden uzaklaşan kayınbabam kızın tekrar derin uykusuna dönmesiyle beni kendine doğru çekip altına aldı. Kocamın babasıyIa düzüşüyor olmanın utancıyla adamın yüzüne bakamayarak başımı yana çevirirken, memelerimi emen erkeğin derinlerime sokup çıkardığı organının verdiği dayanılmaz  zevk sırasında çığlıklar atmak istememe rağmen sessizliğimi korumaya çalışıyordum. Bacaklarımı omuzlarına alan erkek artık dışarıdan gelen ay ışığında açıkça görebildiğim  devasa organını ağır hareketlerle içime saplarken, beni çok etkileyen bu görüntüye dayanamayarak hayatımda ilk defa arka arkaya üçüncü defa  elektriğe tutulmuş gibi sarsılarak boşalmaya başladım. Artık bittim diye
düşünürken yatağın boşta olan kısmına sırtüstü uzanan erkek belimden tutup beni
kendi üstüne çekti. Kocamla en sevdiğim pozisyonlardan biriydi bu. Adamın
avuçlarıma sığmayan organını gövdesinden kavrayıp içime yerleştirdikten sonra ağır hareketlerle üstüne oturup içime girmesini sağlamaya çalıştım. Kocam çok
hoşlandığım halde memelerimle çok fazla oynamazdı. Ama babası beni delirtecek
şekilde, yattığı yerden uzanıp onları ağzına alıyor, beni zevkten kendimden
geçirecek şekilde avuçlarında yoğuruyordu. Ben etkisi altında olduğum sarsıcı
şehvetten dolayı, takatim kesilmiş bir halde memelerimi adamın göğsüne yaslayıp
üzerine yatınca, altımdaki güçlü erkek, oğlundan çok daha farklı olarak kendini
sonsuza dek tutabilirmişçesine, içimi sertçe pompalamaya başladı. Bu seferki
boşalmam içimdeki aleti çok daha iyi hissedip, verdiği zevki hazmedebilmenin
tesiriyle çok daha uzun sürdü. Herhalde iki üç dakika kadar, sarsılıp titrerken
iliğim kemiğim boşaldı. Yaşadıklarım rüya gibiydi. öylesine rahatlamış, öylesine
mutlu olmuştum ki, artık bu işi kiminle yaptığım önemsiz bir hale gelmiş, beni
böylesine bulutların üzerinde uçuran adamın kim olduğunu bile unutmuştum. Ona
karşı sadece müthiş bir hayranlık duyuyor ve yanlızca beni sonsuza kadar bu
şekilde mutlu etmesini umuyordum. Bu hislerle altımdaki erkek hala içimi
pompalarken dudaklarına uzanıp beni öpmesine izin verdim. Dilimi ağzına alan
erkek kendi dilini benim ağzıma itince, az sonra alışık olmadığım bu
öpüşmenin  çok hoşuma gittiğinin farkına vardım. Kayınpederimin boşalıyor
olduğunu belli edercesine inlemeye başlaması üzerine derhal üstünden kalkıp
içimden çıkarttığım dev gibi organını alabildiğim kadar ağzıma sokup emmeye
başladım.  Ağzıma fışkıran şerbet diye
adlandırdığım döI suyunun Iezzeti oğlununkiyle aynı ama daha koyu kıvamda ve büyük bir bereketle geliyordu. Ağzıma fışkıran krema koyuluğundaki bu kıvamı, daha sulu olan kocamınkinden  daha çok sevdim. İkimizde rahatlayınca, ben sevişme sırasında üstümden attığımız geceliğimi giyerken o da pijamasını giydi ve tek kelime bile konuşmaksızın dönüp her zamanki yerlerimize yatıp uyuduk. Bu ilk günah dolu ama çok zevkli aşk gecesinin sabahında, kayınbabamın komşu köyde
oturan ablası bize kalmaya gelince, tadına doymayı umduğum düzüşme hülyaları bir
süre için yine hayal olarak kaldı.
      Misafir kadın devamlı aksırıyor, tıksırıyor, sabaha kadar durmadan
söylenip herhangi bir şey yaşayabilmemize fırsat vermiyordu. Zaten
kayınpederimde sanki hiç oralı değilmiş gibi bir havada sanki aramızda hiçbirşey
yaşanmamış gibi davranmaktaydı. Bir hafta bizde kalan hala hanım, Nigar`ın
kendisini de götürmesi için yalvarmalarına dayanamayıp ´´Eyi bari bir kaç hafta
bizde galsın okula da ordan gider gayrı`` demesi  az daha heyacandan yüreğimi
hoplatıyordu. Demek haftalarca hiçbir kısıtlama olmadan yeni ve güçlü erkeğimle
başbaşa kalabilecektik. O gün, kayınbabam tarlada traktör sürerken ben evde kendimi akşam için hazırlıyordum. Önce kocam gittiğinden özen göstermediğim vücuduma güzelce ağda yaptım. Aslında kocam buradayken ağda yapmak için komşunun gelini Sevdayla birbirimize yardım ederdik. Birimiz diğerini ağdalarken de açık saçık şakalar yapıp çok eğlenirdik. Ama şu anda kocam yoktu ve kimin için
hazırlandığımı Sevda`ya izah edecek durumda değildim. Bacaklarımın arkaları ve
kasıklarımı aIırken biraz zorlandığım ağdayı bitirdikten sonra, güzelce yıkanıp
saçlarımı ördüm, Güzel kokmak için, kocamın geçen yaz İstanbul`dan getirdiği
parfümü de sürüp, entarimi üstüme geçirdikten sonra sofrayı hazırlayıp kayınbabamın gelmesini bekledim. Akşam vakti eve gelen hayran hayran yeni görüyormuş gibi sürekli süzdüğüm adamla yemeğimizi yedikten sonra boşalan çay bardağını elinden aldığım adam; ´´Döşeği serde yatalım gayrı demesi üzerine, heyecanla yatağı hazırIadım. Yorganı üstüne attığım yatağın üzerinde beklerken,
kayınbabamın ışıkları kapatıp üstünü çıkarmaya başladığını duyunca bende her  
gece olduğu gibi karanlıkta entarimi çıkarıp çırıl çıplak vücuduma ince
geceliğimi geçirdim. Kocam varken de böyle yapar, sevişeceğimiz geceler içime
hiç birşey giymezdim. Karanlıkta yatağa uzanıp başımı yastığa koyarken bir hafta
önce yaşadıklarımın rüyamı yoksa gerçekmi olup olmadığını şimdi anlayacak
olmanın heyecanıyla beklemeye başladım. Arkası bana dönük olan adam tam ümidimi
kesmeye başlamışken bana doğru dönüp ellerini memelerimin üstüne koydu. Bir
elini bacakIarıma atıp geceliğimi belime kadar çekerek çıpIak kadınIığımı avuçIadığında uzun bir oh çeken kayınbabamın hareketIerini koIayIaştırmak için  için bacakIarımı araIadım. Kadınlığımın kıllarının alınıp bebek teni gibi olduğunu farkeden erkek hızla aşağı kayıp sanki kaçacağımdan korkuyormuşçasına bir telaşla  yarığımı yalamaya ve bızırımı emmeye başladı. Hayatımda ilk defa başıma gelen bu davranış üzerine, evde bizden başka kimsenin
olmamasının verdiği rahatlıkla neredeyse gibi zevkle inledim. Kadınlığımı yarım saate yakın yaIayıp beni her an boşalacak bir duruma getiren
Erkeğin iri aIetini yarığıma sokup bir an önce içimde fitili tutuşmuş olan bombayı patlatmasını ister durumdaydım. Beni yüzükoyun yatıran kayınbabam bacaklarımın üstünde diz çöküp, dev erkekliğini girişime bastırarak içime girmek için zorlamaya başladı. Dev organının baskısıyla deliğimi öyle dar
hissediyordum ki zevk almak amacıyla kocamla olduğu gibi içimdeki erkekliği
hissetmek amacıyIa bacaklarımı sıkmak zorunda kalmıyordum. Bunun ayrımına varınca, ´´İri bir erkekliğe ne kadar ihtiyacım varmış meğer`` diye düşünmekten kendimi alamadım. Artık içime yerleşmiş olan kayınbabam henüz bir kaç kere girip çıkmıştı ki ben zirveye uIaşarak yine şiddetle çığlık atmaya başladım. Benim çığlıklarıma aldırmadan belimden tutup önünde domaltan kocamın babası  bütün
gücüyle içime yüklenmeye başladı. O hiç durmadan kocaman organını değişik pozisyonlarda içime sokup çıkarırken ben sanırım beş altı kere boşalmışım. En sonunda bacaklarımı omuzuna almış durumdayken, boşalacağını anlayan kayınbabam, bu sefer kendisi içimden çıkıp sıvılarını emmem için kaIın hortumunu dudaklarıma uzattı. İkimizde rahatladıktan sonra yine hiç bir şey yokmuş gibi giyinip uykuya daldık. Henüz uyumaya başlayalı yarım saat olmuştu ki kapının çalınmasıyla ayağa fırladık. Kayınbabam ´´hayırdır inşallah, bu saatte`` deyip kapıyı açmaya giderken ben ne olur ne olmaz gelen kimse odaya girerse diye hemen ikinci döşeği köşeye atıp üstüne de yorganı serdim. Eğer tek yatak olduğu görülürse kayınbabamla birlikte yattığımız anlaşılır bu da çok kötü olurdu. Kayınbabamın ´´Bak hele Menekşe aha burada kim var`` demesiyle kapıya doğru yönelirken, içeri giren asker kocamı görünce kalbim duruyor sandım. Hem korku, hem heyecan, hemde mutlulukla dolu duygularımın karışıklığıyla ´´ hoş geldin Kadirim “deyip boynuna sarıldım. Rahat etmemiz için  hemen içeri girmeyen kayınbabam dışarıda beklerken, nasıl olup ta izin alıp gelebildiğini sordum. Bu arada kafam deli gibi çalışıyor, eğer kocam  kırk dakika daha önce gelse babasının kalın erkekliği içimi pompalarken kolay kolay toparlanamayacağımızı  
düşünerek, korkuyla dizlerimin titremesine engel olamıyordum. Kocam heyecanla
anlatmaya başladı. Sevkiyat halindeki birliği yakınlardan geçerken bu gece için
burada  konaklamışlar, o` da komutanından yalvar yakar  izin alıp yanlızca beş
altı saatliğine  eve gelmişti.Yarım saat kadar hoş beşten sonra kayınpederimin
yatıp uyumasıyla bana hasret kalmış olan kocama biraz öncesine kadar babası
tarafından defalarca doyuma ulaştırılmış olan doygun bedenimi sunmak üzere
yatağa girdim. Hiç sevişmeksizin sabırsızlıkla içime girmeye çalışan kocam, kamışını  deliğime sokar sokmaz boşalmaya başladı. AyIardır sevişmeye hasret kocam o kadar dolmuş ki benim fazIa istekIi olmadığımı farketmeksizin arka arkaya beş defa içime boşaldı. Biraz önceki dev erkeklik organının içimi korkunç zevk veren bir baskıyla doldurmasıyla şimdiki arasında öyle büyük fark vardı ki babasının muhteşem organına aIıştıktan sonra kocam içimde gidip gelirken ince kamışının içimdeki varlığına ait neredeyse hiç bir şey hissetmiyordum. Bu arada dört beş saat süren sevişmemizin sonuna doğru tekrar uyanan şehvet hislerimin   tatmin edilmesine duyduğum ihtiyaç kasıklarımın ağrımaya başlamasına neden olmaya başlamıştı. Sabaha karşı birliğine katılması gereken  kocam babasına da veda edip evden aceleyle çıktı.Onun gidişinden  on dakika sonra, kayınbabam tuvalete inmişken diğer yatağı toplayıp yeniden üstüme binmesini istediğimi farkettirmek amacıyla geceliğimi çıkarıp yatağın üstüne koydum ve cırılçıplak yorganın altına girdim. Az sonra içeri giren kayınbabam bir kendi yatağının olmadığı köşeye, bir de yorganın üstündeki geceliğime bakarak ışığı kapatmadan ve hiç bir şey söylemeden karşımda soyunmaya başladı. İlk defa onu böyle soyunuk görüyordum. Yaşı babamla bir olmasına rağmen bir delikanlı vücuduna sahipti. Donunu indirdiğinde  beni iki gecede sayısız kere boşaltmış olan dev erkekliğini çıplak olarak görerek,
organın azameti karşısında hissettiğim arzuyla çılgına döndüm.  Bana gururIa çıpIakIığını sergiIerken bir tas suyu başına dken kayınbabamın çeIik gibi dikilen muhteşem erkekIiğine bakarken büyülenmişçesine, çıplaklığıma aldırmadan yataktan kalktım. Önünde diz çöküp ellerimle kavradığım bu tapılacak nesnenin ağzıma sığdırmaya çalıştığım iri başını iştahla  beş dakika kadar emdikten sonra güçIü erkeğim beni kucağına alıp cam önündeki sedire götürdü. Kayımbabam perdeyi üstüme indirip arkamda kaIırken ben pencerenin sürgüsünü kaIdırarak başımı dışarı çıkardım. Günün ilk ışıklarıyla birlikte tarlaya gitmek için yola çıkan köylüleri seyreder havasında arkamdaki erkeğe domaImış kendimi düzdürüyordum. Kendi ıslaklığım ve kocamın dölleriyle vıcık vıcık olmuş yarığıma kayınbabamın iri tokmağı her zamankinden daha az zorlanarak girip her an doyuma uIaşabiIeceğim bir tempoda pompaIamaya başIadığı sırada komşu gelin Sevda bizim  evin önünden geçmekteydi. Saatlerdir kocamla sevişip boşalamamış olmanın verdiği dolulukla boşalırken kendimi tutamayıp; ´´Oyy! “diye bağırdım. Kendisine birşey söyIediğimi sanan Sevda peerdenin arkasında göremediği arkamdaki erkek organını içime sokup çıkarırken, pencerenin önüne geldi ve ne istediğimi sordu. ZorIukIa biraz beklemesini işaret edip zevk kasılmalarım tükendikten sonra başımın çok ağrıdığını, kayınpederim de erkenden tarlaya gittiği için  ondan isteyemediğimi, eğer evde varsa bir ağrı kesici getirmesini söyleyip, kocamın geldiği haberini de onunla paylaşmaya can attığımdan, döndüğünde ona çok şaşıracağı bir haberim olduğunu söyledim. Bütün bu konuşmalarımız sırasından kayınbabamın artık akşamdan beri iki erkekle düzüşmekten hassaslaşmaya başlamış olan deliğime iri kamışını sokup çıkarmayı sürdürmesine dayanamamaya başIamıştım. Perdeyi kapatıp bir an önce boşalabilmesi için önünde iyice domalınca, hızla içimde gidip gelmeye başlayan yaşlı aygırın fışkıracağını anlayıp, iki elimle kavradığım kalın kamışın başına ağzımı dayadım. İştahla ve  zevkle ersularını yuttuğum kaynatam banyoya girip yıkanırken, bana ilaç getirmiş olan Sevdaya gece iki erkekle yaşadıklarımı sanki sırf sürpriz bir şekilde eve gelen kocamla yaşamışım gibi hikaye edip, duyduklarıyla azmaya başlayan genç kadına anlatıyordum…
                         HAYDAR AĞA ANLATIYOR                        
      Oğlanı hayırlısıyla vatan hizmetine göndereli yedi, sekiz ay kadar oluyordu.Artıkın geceleri güzel gelinimin memelerini göremiyordum gayri. Amma velakin gece olduğunan yatağa girmek için döşeğin dibinde soyunan gelini azbir göreyim diye gözlerimi dört açar olmuştum. Yanı başımda sabahlara kadar götü  bacağı açılmış yatan geline bakıp önümü sıvazlamaktan artık gına geldiydi.
Erkeksiz kalan kızışık gelin de ateşi arttığından olacak herhal, aynı benim gibi üstünü başını bir açıyor bir gapatıyor, geceleri ben onun açılmış bacaklarını gözleyip dururken, elini hep donunun içinde tutup arada bir de boğasız galmış inekler gibi  inliyordu. Kaç gece şunun üstüne bir çıkıversem ne der acep diye kendime çok sormuştum ille cesaretim tutupta bir türlü ilişemediydim.               İneğinden çıkacak buzağı döl yatağında galmaz dirler. Bir gece nası yanıyom,güçük haydar nası bir ayaklanmışki sormayın. Havalar da çok soğuduğu için artık kimse tek yatamaz oldu. Aramızda benim sümüklü gız, gelin o yanında, ben beri yanında yatıyom. Aynı döşekte yatıncası da daha bir gatlanılmaz oluyo bu zalımın gızının azdırmasına. Neyse ki ne, işte o gece nası olduysa benim sümüklü gız geçmiş yengesinin ardına, benim bu gelinle aramızda donumda büyüttüğüm güçük haydardan başka kimse yoktur. Aha birde bu gancığın bütün götünü bacağını üryan görünce ´´Oğlum Haydar bu iş buraya kadarmış, artık bundan kelli ne olursa olsun heç umurumda değil gayrı!” dedim ve başladım gelinin süt
gibi bacaklarına eIIeşmeye. Ben bu garının götünün aha böyle sert olduğunu heç anlamamışım. Babam ben ellerimi apışarasına sokup garıştırdıkça avrat uykusunda bir gıvranıyor ki ne, sanki  üstüne binmiş düziyler. Dedim ki, her gece hergece gocasınınkini yemeye alışkın garı, aylar var  heç bi halt görmedi.Dokununca kızışması arttı herhal. Aha bu galtak ben bal kutusuyla oynaşırken ardını bana veripde yan dönünce´´ eh Haydar maşallah! önünde gıvrılan bu garıyı aha şindi  devirmezsen sana da yuf olsun! Hemen donumu ayağımdan tekmeledim,gazık gibi galkmış haydarımı bunun kabalarının arasına dehledim. Donunun üstünden bastırıyom ki garıyı biraz gıvamına getiriyim, sonra da donunu yana çekip somunu fırına verecem. Nası yanıyom, ganım damarımda nası debeleniyo sormayın. Artık bundan kelli kimseler beni tutamaz. Bunun beline elimi attım,yumuşak garnını okşayarak cıbıldak olduğunu çok eyi bildiğim gocaman memelerine uzanıp sıkmaya, uçlarını parmaklarımda ufalamaya başladım. Böyle avucum içinde iri toplarını bi sıktırmışım ki, gelinin ağzından bir oh sesi çıkınca, ´´aha tamam!“ dedim bu garı gıvama geldi. Heç beklemeden  donunu duttuğum gibi aşağı çektim. Donunu çıkartırkene heç de birşeycik demeyen galtak, şincik önümde geceliği sırtına kadar sıyrılmış, yuvarlak götünün kanatları haydarımı içine
almaya hazır, anadan üryan duruyordu. Benim avrat öleli üç sene oluyor. Bir sene
de hasta yattı, etti sana dört sene.Yani tam dört senedir benim haydarım bir
sıcak yuva görmedi. Nasıl ki gelinimin daracık deliğine yüklendim, şöyle bir
baksan aha bu buraya girmez dersin. İlle bu garı gısmının alışı çok guvvetlidir
gocca çocuğun çıktığı yere aygırınkini soksan girer. Benimki ne ki otuz
santimlik birşey! Biraz da galın emme garılar da böyle sever zati. Neyse ne, ben
bunun deliğine yükleniyom ama garıda bi ıslanmaya başladı ki sorma. Kaygan  
kaygan deliğin içine santim santim döşendim. Baktım garı da içine almak için
geriye abanıyor. Birde elini uzatıp haydarımı gövdesinden gavrayınca, oyyyy anam
ben  böyle ateşli avradı bulunca bir coştum bir coştum ki, başladım önümde
zevten inleyen gaItağın deliğine hızla pistonIamaya. Garı  da yanarmış meğer.
Daha ben koçlarımı yarığının dudaklarına anca vurmaya başlamıştım ki, bunda bir inleme, bir ah`lar, bir oh`lar, çığıraraktan geImeye başladı. Azgın garı böyle bağırınca, benim sümüklü gız uyanıp ´´ne oldu yenge?
” diye sormasınmı! “Anam nası kendimi çabucak geriye aldım ki, gız geline
bindiğimi görecek gorkusuyla! Allahtan gelin sümüklüyü bir iki şey söyleyip
avuttu da gız hemencecik yine uykuya daldı. Eh artıkın gelinin bu işe hevesli
olduğu da belli olmuştu gayrı. Gancığı altıma alıp güçük haydarımı dayadığım gibi  
kızışık deliğine geçirmeye başladım. Bu avradın günah gapusu öyle dardı ki,
içine girip çıkarken istesemde çok hızlı sokup çıkaramıyordum. Halbuki benim
rahmetli avradımın sevap gapusu, hele iki çocuk doğurduktan sonrası tam da benim
odunuma göre olmuştu. Kabalarının ardına geçip vurmaya başladımmıdı,  benim
karının çıplak götünden çıkan şapıldak sesleri avradımın inlemelerine garışıp
bitişik evlerden duyulur, gomşular  ´´Haydar ağa gene garıya biniyor” diye  
birbirlerine gıskançlıkla haber verirlerdi. Tabi rahmetli de yeni gelin olduğu
zamanlarda aynı bu gancık gibi sıkıydı. Zamanla  düze düze deliğini genişlettim.
Evelalah gelinimi de kifayetli becerebilirsem onu da açarım. Neyse ne! Bu
galtağın bacaklarını omuzuma aldığım gibi, içine yüklene yüklene pistonlamağa
başladım. Yüzünü yana çevirip oh`layan gelinim bir ara kendine soktuğum allame-i
cihanı görmek için başını galdırınca bende az biraz doğrulup  içine basarken
daha iyi görsün istedim. Bu garı çok yamanmış yahu. Benim haydara bakarkene
birden gene inleyip boşalmaya, dar deliği haydarımı sıkıp sıkıp bırakmaya
başladı. ´´Guçük Haydarıım! “ dedim, sende daha iş bitmemiş leeenn. Ne
avratlar gömersin daha  hele leeeeyyyyy!! Artıkın abazalık bitmişti gayrı.
Benim gelinim gaynatasına böyle verici olduktan sonra ben bunu her gece düzmezsem namerdim. Bu gahpeyi gocasıyla her gece gözlerken en çok da hoşuma giden, aha bu avradın oğlanın üstüne binip at üstünde gider gibi zıplamasıydı.´´ Ula zalımlar ! ” derdim, nerden buldunuz bu şekli!. benim bu yaşta ne görmüşIüğüm var ne yapmışIığım!“ Anlayacağınız içimde ukde olmuştu bunu yapmak. Eh hazır fırsatını bulmuşken bir de kaynatanın üstünde zıpla diye gelinimi sırtüstü yattığım gibi üstüme çektim. Galtak işi biliyor tabii. Üstüme çıkıp da haydarımı başından gavramasıyla deliğine oturttu. Zevkten mest olup içimden ´´ Yirim senin o gurban olduğum ellerini ! ” dedim. Onca yıllık evliliğimizde rahmetlinin benim haydara  bir kerecik dokunduğunu bile bilmem. Anam, garı üstümde inip galkarkene yıllardır her gece garanlıkta gocasıyla düzüşürken gözlediğim, rüyalarımda da emmelere doyamadığım memeler yüzüme doğru salınınca bi heves diplerinden gavrayıp meme başlarını ağzımın içinde ak**e şekeri gibi emmeye başladım. Garı otuz santimlik haydarımın üstünde inip galkmaktan yorulup kendini üstüme goyverdiğinde ben galçalarından gavrayıp içine allah ne verdiyse geçirmeye, koçlarımı kabalarına vurdurmaya goyuIdum. Gurban olduğum gelin çığırmasıya başIayıp koIIarını bana sararkene yeniden gelmeye başladı. Herhal bu seferki çok yaman olmaliydi ki, içine döşenirken dakkalarca gasılması inlemesi bitmedi. O sıra artık benden utanması da bitmiş olmalı ki, her zaman hele bir öpsem ki ne öperim dediğim leblerini uzatınca heç bekletmeden kırmızı buselerini
dudaklarımın arasına aldım. Benim rahmetli hep bana ´´ Haydarım benim
dudaklarımı ısır, dilimi em gurban olurum sana “ diyerekten bayıldığı
öpmelerime gelinimde layıktır diyerek heç kendimi sakınmadan, şeker gibi tatlı
dilini ağzımda erittim. Artıkın benimde nefsimi tutacak dermanım galmamıştı
gayrı. Bir oh çekip çeşmenin vanasını açtım. Abov bu zalım gelin gocasına
yaptığını bana da yapıp altımdan galktığı gibi haydarıma sarılmazmı! Ağzına
dayadığım bostan çeşmesinden akan bütün döllerimi şapırdata şupurdata yutuverdi azgın gaItak. Gardaş heç yalan demiyim bu yaşa kadar heç böyle bir şey başıma gelmemiş. Benim belim mi geldi, yoksa canımdaki bütün kan emilip gurudummu ne oldum bilemem gayrı. Aha bu zalım gelin onbeş yaşında kısrağa ilk defa binen genç aygırIar gibi gendimi bir toy, bir acemi hissettirdiki ne, garı emip ağzından tükürecek sandığım tohumlarımı yuttukça daha bir coştum. bunca yıllık
hayatımda ben böyle belimin geldiğini hatırlamıyom. İşimiz bitipde nefsim az biraz soğuyunca garşımda duran gancık gözümde yine oğlumun garısı gelinim oldu.
Gelinimin önünde anadan üryan durup onu da altımda cıbıldak görmekten utanıp bi
acele üstümü geyindim ve heç gonuşmadan yattım.                                         .   Ertesi sabahınan ablamgil bizde galmaya gelince   yeni gavuştuğum avratla bir
hafta elleşmeye yol bulamadım. Bacım köyüne dönüp yanında benim sümüklü gızı
da götürünce bizim eve bayram erken geldi. O sabah erkenden tarlaya gittiydim
iIIe akşama yatak güreşi var deyi, kendimi çok da yormadım ha! Eve vardıydım ki
benim gancık gelin misler gibi kokuyor. Belli ki iyice yıkanmış paklanmış, kaynatası için kokular sürünmüş.İçimden ´´yirim seni gelin, gurban olurum diri
memelerine! “diyom ama kendine heç bir şey belli etmiyom ki yüz göz olmayak
gayrı. Çayları da içip vakit gece olunca; ´´Gayrı döşeği serde yatalım” dedim. Galtak yiyeceği malın hevesiyle bi çırpıda yatağı döşeyiverdi. Oracıkta
gelinin yanında soyunuverdim de bir donum üstümde yatağa girdim. Gızışık gelin
de ışıkları gapatıp, döşeğin kenarında üstünde ne var ne yoksa soyup geceliğini
üstüne geçirdikten keIIi döşeğin ötesine gıvrıldı. Hemen elleşmedim ki garı biraz dutuşsun deyi. Ula gardaş baktım ki ne, avrat dönmüş yatıyo, galtak uyuya
galmasın diye hemen üstüne gıvrılıp, bir elimi donbul memelerine, bir elimi de
günah gapusuna attım ki ne, bu senin zalımın gızı çoktan heveslenip beklermiş
zağar. Hemencecik geceliğini sıyırıverdi ki altındaki cıbıldak çiçekli kabağını
apazlayam. Anam babam o tüysüz  şeftali gibi, tüylerini neyin yolduğu kuş yuvası
sıcak sıcak elime bir deyince nası hoş oldum bilemen gayrı. Bunun  bal gutusuna
ağzımı dayadığım gibin çeşmesinden akan bütün ballarını emmeye başladım. Azgın  
gelinim gızışmış köpekler gibin inliyor bağırıyor, o böyle aygır isteyen
gısraklar gibin kişnedikçe, ben daha bir coşup dilimi dar deliğinden içeri
sarkındırıyom. Baktım ki ne garı tam da gıvamına gelmiş, gayrı  malı yuvaya
koyma vaktidir deyip, bunu döşeğe yüzüstü serdim. Kabaları önümde döşeğe
yapışmış galtağın yuvarIak kabaIarına dayadığım küçük Haydarı dehleyince, santim santim gaydırıp geIinin misafir odasına yerIeştim. İçimden; ´´Ula namıssızın gızı sen düzülmek mi isteyidin ha! al sana düzüşme “ deyip vurmaya başladımdı ki garı bi bağırış, bi figan, hemen beli gelmeye başladı. Babam önüme yayla gibin yatan böyle ateşli garıya ben nası doyarım deyip, belinden tuttuğum gibin önüme domaltmışım. O zevke gelmiş çığırıyor, ben içine döşüyom. Bunun altına yattım, üstüne çıktım, bacaklarını omuzladım, ayağa galdırdım, velhasıl aklıma nasıl geldiyse öyle, nerden baksan üç saat neyin düzdüm. Garı çığırıp inlemekten yorgun düşünce, artıkın içirivereyim saleplerimi deyip, benim çeşmeli tomruğumu  gelinimin gırmızı dudaklarına dayadım. Ohhh ne de güzel emermiş  gamışımı benim gınalı geliniiim! Tüketti gaynatasını, guruttu çeşmesini! Saldım kendimi döşeğe, üstüme esvabımı geçirdim heç söyleşmeden bi datlı uykuya daldım ki ne sormayın.
      Daha uykuya düşeli bi saat neyin oImuştu ki evin gapusu deli gibin çalınca, ´´Bismillah, ulen kim ola ki bu saatte”  deyip gapuya çıktım ki ne, abooovv benim asker oğlan, içerdeki garının gocası gapuda dikilmiymi! Biliyom suçluyum, garısını akşamdan beri düziyim, garı hala düzüştüğüm yatakta mest olmuş yatar. Belli ki koyun koyunaydık, ortada başka yatak yok! İlle ne edem, renk vermeyip oğlanın boynuna sarıldım. Nasıl gelebildiğini falan sorup oyalıyom ki ne, içerideki avrat da kalksın toparlansın. Neyse, ben bunu içeri alırkene geline ses ettim bak kim gelmiş diye, kendim de girmiyom ki hem bunlar hasretle
goklaşsın hemde yerde bir tek döşek var, oğlan görüpte huylanırsa ben de
uyumuyordum deyi yalan atacam. Neyse ki ne, az sonra odaya girdim ki, ula bu garı
çok yaman. Akıllı galtak gaşla göz arasında bi döşek daha sermiş yere. Öyle bi
içim rahatladıki, oğlanla biraz hoş beş edip sabaha garşı sefer durumundaki
bölüğüne geri döneceğini öğrenince, bu ziyaretinin asıl sebebi hikmetini
anlayarak ben uyuyom gayrı deyip kendi döşeğime uzandım ve oğlan saatlerdir
benim haydarımın günahıyla döşendiği yuvaya gavuşsun deyip arkamı döndüm yattım.
İlle bir yandan bu gahpeyi düzülürkene görmeye heves ediyondum. Bu benim yiğit
oğlan garıyı sabaha gadan uyutmadı vurdu da vurdu, ille akşamdan gaynatasının
altında guzusunu gaybetmiş goyunlar gibin çır çır çığıran orospu gelin, aha
yalanım varsa sabaha çıkmıyım, oğlan üstünde debelendikçe  gık bile demedi.
Zağar bu garıyı çok doyurdum  deyi düşündüm. Sabah ışığı tan yerinde ağarırkene
asker oğlum garısının goynundan galkıp beni dürterek, baba ben gidiyom deyince,
galktım elimi öpüp helalleşen oğlanı kapıdan yolcu ettim. Birliği yola çıkmak
üzereymiş bi tez yetişmek için fırladı gaçtı. Gapuyu gapatıp arkamı döndüm ki
ne, yatıp az daha uyuyacam hele baktım ki ne benim döşek galdırılmış gelin kendi
yatağına girmiş geceliği yorganın üstünde serili. Ula dedim bu garı ne doymaz
aşifte böyle. Akşamdan beri baba oğul basıyoz hala doymadı gancık. İlle ben
sabaha gadan onları gözlerkene bi azmışım bi azmışım ki bide bu gahpenin
cıbıldak haliyle beni yatağına beklediğini görüncesi haydarım gene bi
heybetlendi hadi gayrı ökseye tutulmuş guş gaçamaz deyip üstümde ne var ne yoksa
atıp anadan üryan soyundum. Benim cihan pehlivanı güçük haydarım önümde
dikiliyken, zalım gelinim yataktan galktığı gibi memelerini zıplata zıplata
kendini önüme attı. Rahmetli ye çok yalvarırdım; ´´Hele bir ağzına al gurban
olduğum” diye de, yanaşmazdı. Bu benim yaman gelin haydarımı duttuğu gibin,
boğazına gadan sokup çıkarmaya başladı ki ne, zevkten ölüyim sandım. Az biraz
emdirdikten sonra bunu pencere yanındaki sedire domaltıp vıcık vıcık olmuş sıcak
deliğine bir dayandım ki peh peh. Buna arkadan basarkene  galtak gelin perdenin
arasından gafayı çıkarmış dışarıyı gözlüyor. Az biraz sonra benim azgın gısrak
bir inlemeye bir kişnemeye başladı ki, oğlanın saatlerce boşaltmayı beceremediği
garıyı ben on dakkada boşalttım. Hem önümde gıvranıp hemde inleyen galtak
pencerenin önünde duran biriyle gonuşmaya başlayıncası gulak gesildim ki ne,
bizim pencerenin önüne dikilen İsmailgillerin gelini Sevdayla hasbihal ediyler.
Ula bu Sevda gelinde de bir göt vardır ki ne, tarlada eğildiği zaman, iki tane
garpuz içine sıkışmış gibin şalvarını şişirir. Bu manzarayIa nefsimi
dutamam tarlayı bırakıp, bu Sevda galtağının kabalarına vurduğumu hayallenip,
dere kenarında güçük haydarı tokatlarım. Ben bu iki namıssız kızışıkların
seslerini beraber duyunca daha bir keyiflendim. Bunlar aralarında mırıldaşırkene
geline arkadan yavaş yavaş sarsmadan gömüyom ki ne, neredeyse galtağın içine
boşalacam. Neyse garpuz götlü gidince, beline bastırıp kabalarını iyice
çıkattığım garının hızla vurdum içine sopamı. Artık duracak dermanım galmamıştı
ki, nargilemi uzatıp üflesin diye leblerinin arasına verdim. Artıkın bundan
kelli ya benim çeşme kuruyana gadar ya da oğlan askerden gelene gadar, benim
güçük haydarla, azgın gelinimin kızışık deliği açlık yokluk çekmeyecelerdi
gayrı…                                                                                                                            
                                MENEKŞE ANLATIYOR
       Kayınbabamın ablası gene bize kalmaya gelmişti. Dul olduğu için  
bekleyeni olmayan yaşlı kadın, rahmetli kocasının köyüne dönmekte acele
etmiyordu. Bir ay oluyordu ki bizi hiç bir yerde yanlız koymayan  kadın yüzünden
kaynatam da bende sevişmeye hasret kalmıştık. Bir gün evin bahçesine yayılmış
oturuyorken kayınbabam ablasına; ´´Yahu çocuklar üç yıl oldu evereli hala bi
torun veremediler. Belki de gelinin bir arızası var. Ben bunu şehirdeki bir
doktora götüreyim de hele, bir hal çaresine baksınlar” deyince, kadın; ´´eyi
olur Haydar. Aha şu Meliklerin gelinde beş yıl çocuk yapmadıydı da şeher yerinde
Tabip Hoca Efendiye götürüverdiler, senesine galmadan ilk bebesini eline
aldıydı.“ diye cevap verdi. Ben nereye gideceğimizi anlamamıştım ama kayınbabam
on beş gün ya da bir ay orda kalırız deyince, yüreğim sevinçle çarpmaya başladı.
Erkeksizlikten nihayet kurtulacaktım! Halanın kocasının yeğeni büyük kamyonlarda
şoförlük yaparmış. Adamın yakında İstanbul`a gideceğini söyleyen hala, bizimde
onunla beraber gidebileceğimizi böylece yol parası da vermeyeceğimizi söyleyince
yola çıkacağımız günü iple çekmeye başladım.
      Akşam karanlığı çökerken köy yoluna giren dev gibi pırıl pırıl kamyonu
görünce çok şaşırdım. Meğerse taze meyva ve bozulabilecek gıda maddeleri  
taşıdıklarından, mallar yaz sıcağında bozulmasın diye soğutmalı dolapları olan
böyle dev gibi tırlarda  taşıma yapılırmış.
      Daha önce hiç görmediğim halanın kocasının yeğeni olan Cihan orta boylu
güçlü kuvvetli görünüşlü, sessiz bir adamdı.Yola çıkmadan önce bize şoför
koltuğunun arkasında yatacak bir bölüm olduğunu gösterince daha da şaşırdım.
Kamyon değil ev gibiydi sanki. Bavullarımızı yerleştirdikten sonra heyecanla
yola koyulduk. Ben cam kenarına kaynatam da Cihanla aramıza oturarak gece
yarısına kadar yol aldık. Arada sırada dikiz aynasından Cihan`ın beni dikkatle
süzen bakışlarını görüyor, adamın benden etkilendiğini anlayıp bu durumdan hem
biraz utanıyor hemde uzun zamandır geceleri kaynatamla yaşadıklarım hariç, bir
erkeğin beni böyle arzuyla süzmesine uzak kaldığım için bu durum hoşuma
gidiyordu. Kayınbabam yanımda uyuklamaya başlayıp başı göğsüne düşünce Cihan;
´´Dayı, istersen sen geç arkadaki yatakta uyu, İstanbul´a gelince seni
uyandırırız” deyince, kayınbabam arkaya geçip horul horul uyumaya başladı.
Şimdi, yabancı olduğum,  adeta yiyecekmiş gibi devamlı bana bakan bir adamla
gecenin karanlığında yanyana oturur olmuştum. Adam bir eliyle direksiyonu
tutarken bir elini de önüne koymuş hiç utanmadan erkeklik organını sıvazlıyordu.
Şöyle gözümün ucuyla bir bakınca, bacağını dizine yakın yere kadar okşayan
adamın, kendi avucuna ancak sığan kalınIığı ayırdedince o anda kaynatamınki
aklıma gelip´´acaba hangisi daha büyüktür``diye düşünmekten kendimi alamadım.
      Bir iki saat sonra, şoför Cihan kamyonun ön camına içerden yapışık duran
nazarlığı  kendine daha yakın tarafa yapıştırmamı söyleyince, vakumlu lastiği
camdan çekip nereye yapıştırmamı istediğini sordum. İşaret ettiği yere
ulaşabilmek için ona doğru bir hayli yaklaşıp, dediğini yaptıktan  sonra da
sanki kaçıyormuş gibi olmasın diye olduğum yerde kaldım. Şimdi, adam vites
değiştirirken dirseği bacağıma çarpıyor, eliyle önündeki kalas gibi şeyini
sıvazlarken, dirseğini bacaklarıma doğru eğip apışarama değdirmeye çalışıyordu.
Yaptıklarından hem ürkmüş, hemde biraz tahrik olmuştum. Arkamızdan uyumakta olan
kaynatamın horultuları gelmeye devam ederken, adam pantolonunun fermuarını
indirip elini içeri atınca tedirginlikle pencereden yana kaydım. Hiç umurunda
değilmiş gibi elini soktuğu yerden dev gibi şeyini dışarı çıkardı. Tamamen dışarı çıkardığı erkekliği beni aylardır beceren kayınbabamınkinden daha uzun değildi ama kesinlikle aynı kaIınIıktaydı. Artık alenen beni taciz etmeye başlayan bu ahlaksız adamı durdurur ümidiyle tuvalete gitme ihtiyacımın olduğunu söyledim. Amacım kamyonu durdurup, kamyonun hareketsizliğinin kayınbabamı uyandırmasını sağlamaktı. Bir müddet kamyonu sürmeye devam eden şoför bana dönüp büyük bir utanmazlıkla, büyük abdestiminmi yoksa küçüğününmü geldiğini sordu. Ben yüzüm kızarıp küçük derken ona göre bir yerde duracağını söyleyerek yoldan çıkardığı kamyonu karanlık ve ıssız bir ağaçlığın kenarında durdurdu. Bana dönüp fazla uzaklaşmadan kamyonun arkasında işimi görebileceğimi söylerken elinde damarları patlayacakmış gibi duran organını sıvazlamaya devam ediyordu. Bu arada umduğumun tersine kaynatam araba durduğunda uyanmamış, aksine horlama sesleri daha çok duyulmaya başlamıştı. Kamyonun ağaçlık olan tarafına giderek gerçekten uzun zamandır beni sıkıştıran çişimi yapmak üzere şalvarımı indirdim. Öyle bir rahatlıyordum ki  önümden tazyikle fışkıran çişim altımdaki toprağın üzerinden  yolun kıyısında ki çukur yere doğru akıyor, kamyondan gelen ışıkla da şıkır şıkır parlıyordu.
Rahatlayınca silinmek için birşeyler almadığımı hatırlayıp, bir müddet yarığımdan sızan damlalar tükeninceye kadar bekledim. Aniden, hemen yanı başımda birinin durduğunu farkettiğimde korkuyla çığlık atıcaktım ki Cihan; ´´Benim yenge korkma`` dedi. Ben; ´´Daha işim bitmedi git`` dememe aldırmadan; ´´yenge kağıt mendil getirdim`` deyip çömeldiğim yerde elime  tutuşturunca, o anda ne yapacağımı şaşırmış durumda elime uzattığı mendili aldım. Pantolonunun önüne bakıp koca organının hala dışarda olduğunu görünce telaşla hemen önümü sildim. Ayağa kalkıp şalvarımı çekerken kolIarımı tutan adam kaIçaIarım çıpIak OIarak
ayağa kalkmama neden oldu. Ben;  ´´Ağam biraz bekle de toparlanayım`` derken,  
adam ardıma geçip arkamdan koIIarını beIime sararak beni kendi önüne çekti. Kendimi kurtarmak için debelenirken, önündeki kalın şeyini kaIçaIarımın arasına yasladığını hissettim. Kaynatam uyanıp bu rezaleti gördüğünde olay çıkar korkusuyla bağırmayışımı düzüImeye razı olduğuma yormuş olmalı ki, bedenimi karşı koyamayacağım kadar güçlü kollarıyla sarıp beni öne doğru eğdikten sonra, çıplak kalçalarımın arasında bütün hışmıyla dikilmiş kamışını kadınlığıma sokmak için uğraşmaya başladı. Bir an nefesim tıkanınca bacaklarımın dermanı kesildi ve dizlerimin üstüne çöktüm. Kalçalarıma sıkı sıkı sarılıp ardıma geçen erkek dev gibi kamışının başını tükürüğüyle ıslatıp kadınlığımın girişine bastırmaya başladı.  Kaynatamınki bile ilk girişinde bu kadar içimi germemişti. Ben artık ne olursa olsun belki bir an önce boşalırda bırakır diye önünde uysalca domaldım. Adam içimi yakan bir hızla kalın organını sertçe sokup çıkarırken, duyarlı kadınlığıma diri bir erkeklik
organıyla yapılan bu sıcak temas ister istemez zevk almama neden olmaya başladı.
Artık deliğim ıslanıp kayganlaşmış, adamın organı içime girip çıktıkça,
kadınlığımdan sızan zevk sıvılarıyla ıslanan tenlerimizin hızla çarpışmasından
çıkan sesler kamyonun motor gürültüsüne karışıyordu. Ben daha fazla dayanamayıp,
neredeyse bir aydır düzüşememiş oImanın açIığıyIa hasret kaldığım boşalmalara bir yenisini eklemeye başlamıştım. Arkamdaki adamı şımartmamak için çok zevk aldığımı fazla hissettirmemeye çalışıyor, ama yine de boşalırken ağzımdan kaçan inlemeye engel olamıyordum. Aslında yeni bitmiş olan adetimin gerginliği üzerine bu güçlü boşalma çok iyi gelmişti. Bedenim kuş gibi hafiflemiş, yaşadığım zoraki ilişkiye rağmen, kendimi mutlu hissediyordum. Arkamda  içime sokuIan devasa erkekIik uzvunun damar gibi atmaya başlamasından, adamın boşalmaya başladığını anladım. Kalçalarımı kaçacağımdan korkuyormuşçasına sımsıkı tutan erkek, çaresizlik içinde bir zavallı gibi inleye inleye içime boşalırken, eğer şartlar böyle olmasaydı ona kendimi isteyerek verebileceğimi çok iyi biIiyordum. İçime akıttığı döller tükenip tamamen rahatladıktan sonra yaptıklarından biraz utanmış görünen Cihan; ´´Yenge kusura kalma, benim hanım iki senedir hasta. Artık kendimi tutacak halim kalmamıştı`` deyince; ´´Olan oldu artık geri dönüşü yok`` dedim. Ama bir yandan da gözüm hala hiç boşalmamış gibi dikilen aIetine takılıyordu. Benim orasına baktığımı görüp; ´´Öyle doluyum ki bir köy dolusu avrat getirseler doymam herhalde`` diye söylenirken şalvarımı çekip içimden akan yapışkan sıvılara aldırmadan kamyona, şoför koltuğundaki yerime geri döndüm.  Gece yarısına doğru kamyonun radyatörü arızlanınca geceyi geçirmek üzere yol üzerinde bir otelde oda tuttuk. Ben çok uykum geldiği için odaya girer girmez yatıp uyudum. Tam dalmak üzereyken kayınbabamın Cihana hitaben;´´ Nasıl iyimiydi?“ dediğini duyar gibi oIduğumda  ne demek istediğini uykulu halimle kavramaya çalışırken uyuyup kalmışım. Saatler sonra, odadaki erkek seslerinin yoğunluğu üzerine başımı kaIdırıp bakıp kayınbabamın yanındaki Cihan´ın dışında iri yarı iki erkek daha görünce neler olduğunu anlamak üzere doğruldum. Kayınbabamın etrafında cihandan başka üç dört erkek daha vardı. Kayınbabamın bana bakıp uyumaya devam etmemi az sonra çıkacaklarını izah eden eI koI hareketinden sonra uyku haliyle zaten sersem gibi olan başımı yastığa gerisin geri koyup uyumaya devam ettim. Gerçektende az sonra kapının kapanıp odanın sessizliği geri dönerken derin bir uykuya teslim olmuştum.
        Üstümde iri yarı bir erkeğin ağırlığını hissettiğimde yüzükoyun
uzandığım yumuşak yatakta aniden gözlerimi açtım. Üstümdeki her kimse başını
omuzuma gömmüş, eteğimi belime doğru çekmeye çalışıyordu.
Bir an kayınbabam olduğunu düşünsemde adamın içki kokan nefesini hissedince
kayınbabamın içk**en nefret ettiğini hatırlayarak, Cihanın yoldaki tecavüzüyle
yetinmeyip bir pundumunu bularak yine aynı şeyi yapmak istediğini düşündüm.
Ağırlığını öyle bir güçle üstüme bindiriyordu ki, kıpırdamak bir yana nefes
almakta bile güçlük çekiyordum. Aslında ben de erkekliği güçlü, olağanüstü
irilikte bir kamışa sahip olan bu erkekle bir kez daha düzüşmekten çok zevk
alacağımı biliyor ve hiçde karşı koymak gibi bir düşünceyi aklımdan
geçirmiyordum. Bu duygularla, adamın geceliğimi sıyırdıktan sonra külodumu
çıkarmaya çalışmasına kendimi hafifçe kaldırarak yardımcı oldum. Erkeğin kendi
fermuarını indirip çıplak kalçalarıma organını bastırdığı anda kamışının
temasını hissettiğimde ise şaşkınlıkla organın boyutlarının ne kayınbabamınki,
ne de Cihanınkine benzemediğini farkederek panikledim. Kalçalarıma dayanan şey
kocamınkinden bile ufak gibiydi. Ancak bu küçük erkeklik organı büyük olanlardan
çok daha çabuk deliğimden geçip engel olmaya çalışmamın çok geç olduğu bir durum
yaratmıştı bile. Kim olduğunu bilmediğim erkek hızlı hızlı kucağını kalçalarıma
çarptırarak kamışını içime sokup çıkarmaya başladığında neredeyse büyük erkeklik
organlarından aldığım zevkin aynısını aldığımı şaşkınlıkla hissederek ıslanmaya
başladım. Ben henüz zevk almaya balamış, erkeğin içimi pompalamalarının devamını
ister bir duruma gelmişken, meçhul erkek adeta bir köpek gibi hırlayarak içime
boşalmaya başladı. Üstümden kalkıp gitmeye hazırlanırken gözgöze gelmeye
çekindiğim adamı görmemek için başımı yastığa gömdüm. Açılan kapının önünde iki
kişinin fısıldaştığını duyarak geceliğimi indirip çıplak kalçalarımı örtme
çabam sırasında odanın içine yöneIen ayak sesleriyle gerildim. Şimdi karanlık odada en az iki kişinin varlığını hissediyordum. Üstlerinden çıkardıkları giysilerin yerlere atılırken çıkardığı sesleri duyduğumda kurtulmanın çok zor olduğu bir toplu tecavüz olayının kurbanı olacağımı hissederek korkuyla karışık bir heyecanla başımı iyice yatağa gömdüm. Sağımda ve solumda iki kişi ellerini
altımdan uzatıp memelerimi ve karnımı hoyratça sıkmaya başladı. Yatağın üstüne
tımanan üçüncü bir kişinin geceliğimi belime doğru sıyırmasına engel olamadığım
bir tepki hissiyle karşılık vererek, başımı kaldırıp etrafıma baktım. Karanlıkta
görebildiğim çırılçıplak, en az yedi sekiz erkek önlerinde sallanan sertleşmiş
organlarını sıvazlayarak yatağımın etrafında sessizce sıra bekler gibi dizilmiş,
benimle uğraşmakta olan diğer üç kişiyi izliyorlardı. Üstüme çıkıp kemik gibi
sert kamışıyla aniden kadınlığıma giren ufak tefek adam, kalçalarıma yapışıp
mütemadiyen kendini bana bastırırken neredeyse hiç sokup çıkarmadan içime
boşaldı. Sağ tarafımda kamışını yüzüme sürmekte olan adam diğerinin işinin
bittiğini anlayınca onu sertçe üstümden iterek beni sırtüstü dönmeye zorladıktan
sonra bacaklarımın arasına girdi. Sersemlemiş bir vaziyette çok hızlı gelişen
içinde bulunduğum berbat durumda ne yapacağımı bilemeden  etrafıma bakıyordum.
İçerdeki erkek kalabalığına rağmen odada tam bir sessizlik vardı. Üstümde işini
bitiren kapıdan çıkıp gidiyor, ama odadaki kalabalık hiç azalmıyormuş gibi
görünüyordu. Kayınbabam ve Cihanın nerede olduğunu, bu durumdan beni kurtarıp
kurtarmayacaklarını düşünürken sanırım yedinci olan adam yanıma yatağa uzanıp
beni ters oIarak üstüne çıkmam için zorladı. Adamın üstüne çıktığımda organının deliğime temas etmesiyle irkildim. Kesinlikle elimi yumruk yapıp deliğimden geçirmeye çalışıyormuş gibi bir zorlanmayla birlikte, müthiş gerilmenin yarattığı acıyla karışık korkunç bir zevk patlaması yaşadım.  O ana kadarki altı erkekle
yaşadığım birleşmeler beni farkında olmadan boşalmanın kıyısına getirmişti.
Hayatımdaki en kalın erkeklik organı olduğuna yemin edebileceğim aIIame içimde
gidip gelmeye başlarken ben arka arkaya boşalmaya başladım. Öyle bir an geldi
ki, eğer adam aynı hızla sokup çıkarmaya devam etse çığlık atmaya başlayacaktım.
Bereket beni kendine çekip kalçalarıma sarılan adamın  içimi adeta bir su kabağı
gibi dolduran kamışının  çok rahat hissedebildiğim kasılmalarla tohumlarını
boşalttığını hissederken rahat bir nefes aldım. Ama altımdaki erkek boşalmasına
rağmen dev gibi aletini içimden çekmeyip kendisini kolundan çekerek aItımdan kaIkmaya  zorlayan bir diğerine usulca ´´ Arkasına gir” darken beni yüzüne doğru çevirdi. Önce arkasına gir`in ne anlama geldiğini kavrayamazken, yatağa tırmanan diğer erkeğin kalçalarımın arasına yerleştirmeye çalıştığı sert organını hissedince arka deliiğimi sıkıp adamı engellemeye çalıştım. Ancak hala içimde duran amansız kalınlıktaki kamışın yarattığı gerginlikten dolayı kaslarıma hakim olamıyordum. Hiçbir erkeğin o güne kadar girmeyi teklif etmediği deliğime şaşırtıcı bir kolaylıkla giren adamın alışık olmadığım yerimde hissettiğim organı içime girip çıkmaya başlarken hiç ummadığım şekilde bundan zevk aldığımı hissederek, kendimi içimi dolduran iki erkeğin verdiği müthiş zevke teslim ettim. Saatler geçmiş, üzerimden
yaklaşık oniki onüç erkek geçmişti. Herkes odadan çıkıp ben artık beni rahat
bırakacaklarını düşünürken otelin resepsiyonunda gördüğüm küçük oğlanın içeri
itildiğini gördüm. Çocuk ondört on beş yaşlarında olmalıydı. yatağın yanına kadar gelip pantolonunu indirince onun bile beni düzmesine direnebilecek gücümün
kalmamış olduğunu hissederek geceliğimin indirdiğim eteklerini yeniden yukarı
çektim. Yatağın çarşafları içimden akan erkek dölleriyle vıcık vıcık olmuştu.
Bacaklarımın arasına giren oğlan ne yapacağını bilmez bir kararsızlıkla acemice
üstümde hareketsiz durunca ben uzanıp oğlanın yaşına göre iri ve uzun olan borusunu başından tutup içime yerleştirdim. Üç kere arka
arkaya içime boşalıp beni defalarca boşaltan o olağanüstü iri kamışlı adamdan
sonra saatlerdir diğer erkekler tarafından düzülürken, kıyısına kadar gelmeme
rağmen bir daha tatmin olamamıştım.  Bu çok genç çocuğun oldukça hoşuma giden
iri kamışının ellenmemişliği ve adeta bir kız gibi tüysüz bedenini karanlık ve
sessiz odada yanlız olarak ele geçirmiş olmanın keyfiyle oğlanın kırmızı
dudaklarını ağzıma alıp biçimli sert kalçalarını sıkarak içimi yavaş yavaş
pompalamasını sağlamaya başladım. Gözlerini merakla yarığıma girip çıkan kamışına dikmiş olan çocuk benim yönlendirmelerime büyük bir yetenekle uyum gösterip uzun aletini o gece hiçbir erkeğin ulaşamadığı kadar derinlerime sokmaya başladı.  Oğlanın sürmeli yeşil gözleri o kadar güzeldi ve yüzü öylesine pürüzsüzdü ki kendimi adeta erkeklik organı olan bir kızla sevişiyormuş gibi hissediyordum. Hırpalanarak geçirdiğim son dört beş saatten sonra son derece yumuşak, hakimiyeti elimde tutarak sürdürdüğüm benzersiz düzüşme bir saat kadar sonra oğlanın arka arkaya dört, benim ise sakince ama olağanüstü doyumlu olarak bir kere doyuma uIaşmamIa sona erdi. Son fışkırmasından sonra nefes nefese göğsüme kapanan çocuğun başını memelerime bastırıp, bir on dakika daha gecenin sessizliğini dinleyerek o durumda hareketsiz geçirdim. Otelin içinde çıt çıkmıyor, küçük otel odası, sanki içinde saatler boyu düzüşme fırtınaları hiç yaşanmamış gibi bir uyku sessizliği içinde dinlenirken odadaki kesif bir erkek kokusu burnumu yakıyordu. Oğlan üzerimdeyken öylece uyuyakalmışım. Sabah uyandığımda çocuk gitmişti. Hala kayınbabamla Cihan´ın nerelerde olduğunun merakı içindeydim. Saat ona doğru ben otelin bahçesinde beni en son beceren utangaç oğlanın hazırladığı kahvaltı sofrasında oturuyordum. Gece odamı doldurmuş olan onca erkekten bir kişi bile ortalıkta görünmüyor, sabah ben uyanmadan yatağımdan ayrılmış olan çocuk da yaşadıklarımız sanki hiç olmamış gibi davranıyordu. Bir ara acaba herşey gerçek olduğunu sandığım bir rüyamıydı diye düşünmekten kendimi alamadım.
        Kayınbabamla Cihan meğerse radyatörün kopan kayışını almak için şehre
inip işleri uzun sürünce geceyi Cihanın bir arkadaşının evinde geçirmişler.
Kayınbabam bana dönüp iyi uyuyup uyumadığımı sorunca, yanlız olduğumdan dolayı
uykumun kaçtığını söyleyip uykusuzluktan kanlanmış olan gözlerimin sebebini
açıklamaya çalıştım.
        Cihan kamyonu çalıştırdığında kayınbabam da onun yanına oturup benim
binmemi beklerken ben otel odasında unuttuğumuz çantamı almak üzere bir koşu
içeri gittim. Odadan aceleyle çıkarken resepsiyondaki çocuk kapıda dikilmiş
masum gözleriyle bana bakıyordu. Gece yaşadıklarımın gerçek olup olmadığını
anlamak ister gibi kapıdaki oğlanın önünde durdum ve elimi pantolonunun önüne
attım. Aceleyle araştırdığım dün geceki diri organı bacağına yapışık halde aynı
irilikte bulduğumda, zevkle sıvazlayarak oğlanın kırmızı dolgun dudaklarını
telaşlı bir iştahla öptüm. Sonra koşarak, çalışır halde bekleyen kamyona
yetiştim. Kayınbabamın yanındaki koltuğa otururken yaşadıklarımın rüya değil
tamamen gerçek olduklarının kanıtlanmışlığı ve gerçek bir tatmin edilmişlik
duygusu içindeydim. Bir düzine erkek tarafından bütün gece hoyratça düzülen
deliklerimin hafif sızlamasıyla birlikte oturduğum yerde çok tatlı bir uykuya
dalmışım.                                                                                                                                                              
    Oldukça ilginç ve zevkli şeyler yaşadığımız İstanbul seyehatinden döndükten
sonra kaynatam beni köye bırakıp bir haftalığına askerdeki kocamı ziyarete
giderken, İki eksik etek evde yanlız kalmaz deyip, abisinin torunu mehmeti  
geceleri yanlız kalmayalım diye bize çağırdı. Küçüklüğünden beri tanıdığım
Mehmet onaltısını bu sene bitirdi. Daha dün kısa pantolonla gezerken şimdi boylu
poslu bir delikanlı olmuştu ama davranışları  daha çocukluktan  tamamen çıkmış
gibi durmuyor, iri yapısına rağmen hala oyun peşindeki köy çocuklarından biri
olarak görülüyordu. İstanbul`da yaşadığımız inanılmaz ilişkilerin etkisi altında
zaten erkeğe doyamazken, şimdi  artık bir gece bile sevişemesem azgınlıktan
duvarlara tırmanıyordum. Kayınbabamın gittiği günün gecesi hep birlikte
yatacağımız döşeği serdim. Yatacağım sıra baktım bu oğlan çok irileşmiş, eh
görümcemde ilk adetini göreli beş ay kadar oluyor, oğlanı döşekte kızdan yana
yatırsam olmaz, en iyisi ben bunların ortalarına gireyim dedim ve ben ortada
onlar iki yanımda yatmaya karar verdim. Karanlıkta, döşeğin üstünde soyunurken
farkına vardım ki çocuk benim soyunmamı merakla gözlüyor. Neyse oğlan çocuğu,
merakındandır diye üstünde durmadım ama bir yandan da bu karıların çıplaklığına
düşkün oğlanın  erkekliği ne olabilir ki diye merak içindeydim. Yorganın altına
girip uzandım. Yanımda bizden az önce yatan kız çoktan uyumuş. Ben yanımda eni
konu bir erkek yatıyor olmasının verdiği heyecanla bir sağa bir sola dönerken
çocuğun uyuyup kaldığını farkederek bende uykuya daldım. Uykumda tenimi yakan
rüyalar görüyordum. Güya kocam, kaynatam, şoför Cihan ve tanımadığım bir kaç
erkek daha, beni aralarına almışlar ormanlık bir yerde tıpkı otelodasında başıma
geldiği gibi sırayla düzüyorlardı. Uykumda olmasına rağmen,sanki gerçekmiş gibi  
o kadar zevk almışım ki, bir ara bacağımı yanımda sırt üstü uyuyan çocuğun
bacak arasına  atmışım. Kadınlığımı oğlanın baldırına bastırdığımı farkedince, çocuğun bunun farkında olup olmadığını anlamak için dikkat kesildim. Nefesinin muntazamlığından derin bir uykuda olduğunu anladığım genç erkeğin
organı bacağımın altında dikilmiş, karnına yaslanmış vaziyetteydi. Bir müddet
hiç kıpırdamadım, sonra bacağımı yavaşça çocuğun üstünden çekip çok merak
ettiğim sertleşmiş organına elimi uzattım. Bu oğlan onaltı yaşında bir velet
olmasına rağmen kamışı kesinlikle kocamınkinden çok daha iriydi. Biraz
sıvazlayıp okşadığım sertleşmiş genç erkek organından elimi çekerken azgınlığımı
giderebilmek telaşıyla elimi külodumdan içeri soktum. Zevk sularımla
kayganlaşmış olan kadınlığımı iştahla bir müddet okşayıp yanımdaki oğlanın hala
dimdik duran kalın kamışını bir kez daha usulca avuçlarken zangır zangır
titreyerek boşaldım.Biraz rahatlamış olarak kendimi temizlemek üzere önce hamama
sonra da işemek üzere helaya gidip geldikten sonra yatıp uyudum.                                                                                                                    
Ertesi gün bu genç irisi oğlana daha bir dikkatli bakmaya başlamıştım. Bacakları
uzun ve yay gibi, kalçaları gergin ve dik duran çocuğun omuzları da şimdiden
kocamınkinin iki katı genişlemişti. Pantolonunun önündeki kabarıklığa bakınca
gece yatakta dokunduğum sertliğin gerçekten de bir kadını fazlasıyla tatmin
edebilecek gelişkinlikte olduğuna karar verdim. O akşam döşekleri sermeden önce,
görümcem dün gece yatakta çok daraldığını söyleyince, gece oğlanla yanlız
yatabilme  fırsatının doğduğunun ümidiyle kıza ayrı
bir döşek açıp yatırırken oğlanın soyunup yatağa girmesiyle de ben ışığı
kapatarak yatmaya hazırlandım. Tamamen soyunup oğlanın çıplak
memelerimin görüntüsünü karanlık odada  merakla seçmeye çaIıştığını keyifIe farkederken çıplak bedenime geceliğimi geçirdikten sonra oğlana; “iyi geceler ablam” deyip uykuya daldım. Derin uyku sırasında gördüğüm
rüyadan mı yoksa başka bir şeyden mi, ne olduğunu önce farketmediğim bir şeyden
etkilenip kadınlığıma ateşler bastığını hissederek uyanmışım. Biraz kendime gelince arkamdan bana sarılan çocuğun kalçalarıma dayanıp sertleşmiş organının  kalçalarımın arasına girmek için bastırıldığını farkedip oğlanın bunu
bilerek yapıp yapmadığını anlamak için bir müddet hiç kıpırdamadan bekledim.
Çocuğun ellerinin hareketsizliğinden ve kendini ardıma bastırmasındaki
düzensizlikten uykusunda farkında olmadan bunu yaptığına karar vererek, uyku
halinin bilinçsizliğine rağmen, pijamasının önünden çıkan kamışını istekle
bacaklarımın arasına sokup çıkaran çocuğa yardımcı olmak için bacaklarımı biraz
araladım. Bacak aramda sıkışmaktan kurtulan, başının sertliğini kadınlığımın
girişinde hissettiğim sert kamış oğlanın düzensiz yüklenmelerine rağmen içime girmeye başlamıştı. Onun uykusunda bilinçsizce yaptığından emin olduğum hareketlerin her ikimiz için de daha zevk verici hale gelmesi için,  kalınlığını içimde hissetmeye başladığım erkeklik organına doğru kalçalarımı bastırmaya başladım. Çok geçmeden uykudaki oğlan kendini bana doğru şiddetle bastırarak
içime boşalmaya başlarken, ben de bir hayli tahrik olmuş olmanın etkisiyle
korkunç bir zevk patlaması içine girdim. Tohumlarını içime fışkırtan genç
erkeğin organını sıkıca kavrayan kadınlığım, şiddetli zevk kasılmalarıyla
çocuğun ersularını iştahla sağıyordu. Boşaldıktan sonra arkamda uyumaya devam
eden çocuğun sertliğini koruyan zevk aletini dakikalarca içimden çıkarmadım. Bir
müddet sonra oğlan uyku esnasında arkasını dönünce içimi boşalmış hissederek bu
eksikliğin verdiği mahzunlukla birlikte uykuya daldım.                                                                                              
Akşam vakti tarlalarından yorgun ve çok kirli dönen Mehmet`e yatmadan önce  
hamamı yaktım. Görümcem çoktan yatmış mışıl mışıl uyuyordu. Çocuğun hamamdan
çıkmasını beklerken, hazır su ısınmışken bende yıkansam mı diye düşünüyordum.
Banyonun kapısına gidip; ´´Sırtını ovmamı istermisin Mehmet?“ diye seslendiğim
oğlan; ´´Yok abla  işim bitti, ben birazdan çıkıyom gayrı” deyince toy oğlanın
çıplaklığından utandığı için beni istemediğini düşündüm. Ani bir merakla dün
gece beni uykusundayken bilinçsizce düzerek zevk denizinde boğmuş delikanlının
çıplak bedenini görebilme arzusuyla, banyonun boyuma göre yüksek penceresinin
altına koyduğum büyük süt bakracını ters çevirerek üstüne çıktım. Hafifçe
buğulanmış camdan gördüklerim karşısında bacaklarım şehvetle titremeye başladı.
Çıplak, tüysüz ama kaslı vücudu iştah artırıcı bir ıslaklık içindeki oğlan,
kurnanın yanına yayılmış, avucuyla kavradığı yay gibi gerilmiş erkekliğini
dibinden ucuna kadar sıvazlıyor, bir eliylede sanki kız memesi avuçlarmış gibi
kendi memelerini sıkıyordu. Demek bu yüzden girmemi istememiş diye düşünürken,
büyülenmişcesine, yeni yetme oğlanın erkek güzeli vücudunu hayran hayran
izlemeye koyuldum. Elinin hareketlerinin hızlanması üzerine dikkatimi kamışına
verince, şaşkın bakışlarım arasında gergin kamışının ucundan fışkıran ersuları
en az iki metre ilerideki duvara yapıştıktan sonra, Havada yarım daireler
çizerek banyonun zeminine düşmeye başladı. Ben yedi sekiz defasını sayabildiğim
fışkırmalar artık bitti derken, çocuğun kamışının ucundan hala bacaklarına doğru  
beyaz sıvılar fışkırmaya devam ediyordu. Şahit olduğum bu sahneden öyle
etkilenmiştim ki, bir elimle memelerimi, bir elimle de yangın yerine dönen
kasıklarımı  ovalamaktan kendimi alamadım. Delikanlının bir müddet hareketsiz
kaldıktan sonra su dökünmeye başlaması üzerine çıkmaya hazırlandığını anlayıp
bakracın üzerinden indim ve  eve girip onun gelmesini bekledim. Az sonra  banyo
kapısının önüne bıraktığım pijamalarını giyip, yatmak için odaya giden oğlanın
önünde serbest bir şekilde sallanan şişkin erkeklik takımlarını görünce birden
aklıma çocuğa temiz don vermediğim geldi. Zavallı oğlan, benden don istemeye
utanıp, pijamasını çıplaklığının üstüne geçirivermiş olmalıydı. O, yatağa girip
uyumaya hazırlanırken ben hamama gittim. Arzu dolu vücudumu doyasıya yıkayıp az
önce yarım kalmış olan kendimi okşamalarıma sıcak suların vücudumdan akarken
verdiği ıslak zevk eşliğinde devam edip, az önce Mehmet´in tohumlarını
fışkırttığı yerde oturuyor olmanın azdırmasıyIa g hamamenç erkeğin hamamın
duvarlarına ve yerlerine yapışmış döl sularının benzersiz kokusunu içime
çekerek şiddetli kasılmalarla boşaldım. Rahatlayan bedenime bolca sular
dökündükten sonra hamamdan çıktım. Saçlarımı havluyla kuruladıktan sonra, çıplak
bedenime geceliğimi geçirerek uyumuş gibi görünen oğlanın yanına uzandım. O gece
sabaha kadar belki on kere uyanıp, yanımda yatan bu dipdiri erkek bedenini
okşamamak için kendimle mücadele ederken, yatakta kıvrana kıvrana en sonunda
uyumuşum. Ertesi gün her zamanki günlük işlerle geçti. Mehmet o gün
arkadaşlarıyla bağlarda eğleneceklerini, akşam biraz geç geleceğinden merak
etmememi söyledi.
      Gece olup hava karardığında Mehmet hala ortada yoktu. Biz görümcemle
döşekleri açıp  yattık. Aradan yarım saat geçip kapının önünde birinin
tuhaf bir sesle birşeyler söylediğini duyunca perdenin aralığından şöyle bir
baktım. Mehmet kapı eşiğinde sırtı duvara dayalı ve gözleri kapalı olarak adeta
kendinden geçmiş gibi  oturmaktaydı. Oğlanın başına bir şeyler geldiğini düşünüp
telaşla dışarı fırladım. Hemen kollarından tutup kendine gelmesi için hafifçe
sarstığım çocuğun ağzından  gelen kuvvetli içki kokusunu hissedince neler olduğu
anlaşıldı. Acemi oğlan körkütük sarhoş olana kadar  içmiş olmalıydı. Bizim köyde
yeni delikanlı olmuşların adetidir. Böyle toplanıp arada bir içmeye gider, sonra
da zil zurna sarhoş olup babalarından dayak yerler. Allahtan bu gece bizde
kalacaktı da bu haldeyken babası görmeyecekti. Kalkması için zorladığım çocuk
çoktan derin bir uykuya dalmış, beni duymuyordu bile. Allahtan evin girişinden
odadaki yatağa kadar hep düz ayaktır. Kollarından çeke çeke odaya getirdiğim
Mehmeti yatağın üstüne yatırarak ayağından ayakkabılarını ve çoraplarını
çıkardım. Leş gibi alkol kokan gömleğini sırtından çıkarıp, kemerini çözdüğüm
Mehmetin  pantolonunu aşağı çektiğimde karşıma çıkan tahrik edici görüntüden,
bir gece önce banyodan sonra don vermeyi unuttuğum oğlanın pantolonunu donsuz giydiğini anladım. Bütün bunları yapmak o
kadar güç harcamama neden olmuştu ki, yatağın üstünde çıplak yatan genç erkeğin
pijamasını biraz soluklandıktan sonra giydirmeye karar verdim. Akşamdan mangalla
ısıttığımız oda közlerin hala canlı olması nadeniyle hala sıcak olduğundan
nasılsa üşümezdi. Biraz kendime gelince yatağımın üstünde anadan doğma yatan,
sopa gibi dikilmiş  erkeklik organı iri koçlarının arasında iştah açıcı bir
şekilde duran erkeğin cinsel  varlığının ilk defa ayırdına vardım. Dün gece çok
isteyip tatmin edemediğim cinsel arzularım depreşip, uyanması mümkün görünmeyen,
uyansa bile hiç bir şeyin farkında olamayacak kadar sarhoş durumdaki genç
erkeğin bedenine dokunmak için içimde büyük bir arzu duymaya başladım. Karanlık
odada üstümü tamamen soyup, oğlanın üstüne çıktım. Bedeninin sıcaklığını tenimde
hisseder etmez kadınlığıma doğru yakıcı bir ateş seli aktı. Mehmet derin bir
uykuda hiç kıpırdamadan yatıyor, ancak bacaklarımın arasına bastırdığım
erkekliği hiç de uyuyormuş gibi durmuyordu. Bir erkeğe ilk defa böyle
yaklaşmanın üzerimde yarattığı çok farklı heyecan duygusu bana, neredeyse
tecavüz ediyor olduğum bu genç çocuğun bedeniyle istediğim herşeyi yapmamı
emrediyordu. Mehmetin bıyıkları yeni terlemeye başlamış olan iri dudaklarına
ufak buseler kondurarak, henüz gelişmiş ama bir hayli babayiğit yapıdaki
bedeninin her noktasında dudaklarımı gezdirmeye başladım. Bacaklarını araladığım
oğlanın, baş kısmının ufaklığına rağmen oldukça kalın gövdeli ve uzun organını
ağzımın içine keyifle sokup iştahla emerken, o ana kadar hep erkeklerin
hakimiyetinde geçmiş olan sevişmelerimin tersine bu defa canım istediği gibi
tadını çıkarmaya başladım. İri koçlarını birer birer emdiğim genç erkek, derin
uyku halinde bile zevk aldığını belli eder şekilde hassas yerlerini emerken
zevkle inliyordu. Daha fazla dayanamayıp çocuğun yay gibi kıvrılıp karnına
yapışan, dibine doğru neredeyse kaynatamın organı kadar kalın tokmağının üstüne
oturdum. Gövdesinden tutup kızışmış deliğimin girişine denk getirdiğim ufak
başlı kamışı kolayca içime girerken, gövdesine doğru deliğimde sıkıştı ve dibine
doğru anormal kalınlığını içime sığdrabilmek için kendimi iyice aşağı bastırmam
gerekti. Devleşmiş, demir gibi sert erkeklik organının kadınlığımda yarattığı
müthiş zevk veren gerilme hissiyle birlikte, biraz da yatağımdaki bu oğlanın kaç
gecedir yarattığı azgınlıktan olacak, dayanamayıp boşalma noktasına geldim.
Oğlanın üstüne henüz binmişken, vücudum titremelerle kasılmaya, aşk deliğim,
içine saplanmış kalın hortumu arsızca yoğurmaya başladı. Memelerime
dokunulmasına ihtiyacım her zamankinden on kat daha fazla artarken, kendimi
oğlanın ağzına bastırıp iri memelerimi emdirmeye çalıştım. Öyle kendimi
kaybetmişim ki bir an çocuğun boynunu hırsla emdiğimi telaşla farkedip
dudaklarımı yapıştırdığım yerde yuvarlak bir morluk bırakarak aynı hırsla körpe
oğlanın dudaklarına uzandım. Kasılmalarım bitince, çocuğa sarılmış durumda
dudaklarını emmeye devam ederken, içimdeki çelik gibi sertleşen aletin ucu
kadınlığımın arzuyla şişmiş dudaklarına değinceye kadar kaldırıp, her defasında  
koçlarının yuvarlaklığını  hissedinceye dek kalçalarımı indirip kaldırmaya
başladım. Onbeş dakika kadar aşkla terleyen vücudumda gezinen zevk verici
elektriklenmelerin eşliğinde diri organın üstünde inip kalktıktan sonra
altımdaki uyuyan oğlanın vücudu yay gibi gerilip, inlemeye başlayınca boşalıyor
olduğunu anlayarak hareketlerimi hızlandırdım. Biraz daha dayansa birlikte
tükenecekken, uykusunda boşalmaya başlayan delikanlı bilinçsizce kalçalarını
kaldırıp içime fışkırmaya başladı. Telaşla ona yetişmeye çabaIarken   yine tatlı uykusuna dalan Mehmetin belinin geldiği için yumuşayacağını sandığım organının kadınIığımda aynı sertliğini koruduğunu
farkedince ´´Acaba boşalmadımı?“ diye şüpheyle durakladım. Deliğimden
bacaklarıma sızan bol miktardaki sıvıya parmaklarımı sürüp inceleyince,
ersuyunun çok iyi bildiğim  kokusu ve tadını alarak, boşalmasına rağmen,
gençliğinin verdiği güçle erkekliği yumuşamayan Mehmet`e tutkuyla sarılıp,
kalçalarımı arsızca üstünde inip kaldırmaya devam ettim. Neredeyse iki saat
süresince erkek sırtüstü yatarken kadının uyguIayabiIeceği ne kadar duruş varsa deneyip defalarca müthiş doyumlar yaşadıktan sonra nihayet rahatlamış olarak yatıp uyumaya karar verdim. Sarhoşluğun verdiği derin uykusuna devam eden genç erkeğin pijamalarını giydirdikten sonra   pijamasını içinde hala dimdik duran organını elimle son bir defa sıvazladıktan sonra tatlı bir yorgunluk hissettiğim bedenimi döşeğe atıp mutluluk içinde uyudum. Sabaha karşı bir ara uyandığımda beni bir sürpriz bekliyordu. Arkamdan bana sarılıp, iki gece önce yaptığı gibi   kalçalarıma yapışmış olan çocuk biraz çekilip bedeninin sıcaklığını tenimden uzaklaştırınca, ardımda bir ıslaklık hissederek elimle
kendimi yokladım. Geceliğime bulaşan yapışkan ıslaklığın erkek dölü olduğunundan
şüphelenince kokusuna ve tadına bakarak yanılmadığımı anladım. Gece saatler boyu
benim mutlu olmamı sağlayıp yanlızca bir kere boşalmış olan oğlan derin  uykusu
sırasında  kalçalarıma sürtünerek ikinci kez boşaldığı anlaşılıyordu. Hala
kendinden geçmiş bir şekilde uyuyan delikanlının pijamasının önündeki
sırılsıklam yapışkan ıslaklığı görünce de bu düşüncemde haklı olduğumdan emin
oldum. Onun bu halde bir iki saate kadar kalkacak olan genç kızın önünde
yataktan kalkamayacağını bildiğimden üşenmeden kalkıp hamamı yaktım. Su
ısındıktan sonra oğlanı sarsarak uyandırıp; ´´Ablam hadi kalk  git banyo yap
kirlenmişsin ” dedim. Önce uyanmakta güçlük çeken, hala içtiği aşırı içkinin
etkisi altındaki oğlan gözlerini zorla açıp biraz kendine gelince ne dediğimi
yarı anlamış yarı anlamamış halde, işaret ettiğim önüne bakarak utançla yatağın
içinde kalkıp oturdu.´´Hadi ablam benden utanma, bu normal birşey`` diyerek
moral vermeye çalıştım. Ayağa kalkan çocuğun sallandığını farkedince, koluna
girip banyoya götürdüm. “Hadi soyun gir”  derken utançla başını eğen oğlanı
banyonun kapısından itip; ´´Amaaan Mehmet gören de seni yiyeceğim sanır`` deyip
pijamasının üstünü çekip çıkardım.´´Hadi al şu peştemalı beline sar ben
dışardayken, sonra da ben seni yıkayacağım. Yoksa senin bunu yapacak halin yok``
deyince hiç sesini çıkarmayan oğlan soyunurken, ondan sonra da kendim yıkanmaya
karar vererek kirlenmiş geceliğimi çıkardım. Çıplak memelerimin üstünden
tutturduğum peştemalla birlikte banyoya girdim. Kurnanın yanında uslu uslu
oturan hala yarı sarhoş durumdaki oğlanın başını sabunladıktan sonra iyice
köpürttüğüm lifle vücudunu ovmaya başladım. Bir kadının yetişkin erkek vücuduna
ilk defa dokunuyor olmasından olsa gerek, mahmur bakan gözlerini ıslanan
peştemalıma yapışmış olan iri memelerime dikmiş olan genç boğanın erkekliği,
gece üç defa boşalmış olmasına rağmen yine ayaklanmış, beline sarılı peştemalın
altında bir çadır meydana getirmişti. Bacaklarını liflerken peştemalını biraz
yukarı itince,  erkekliğinin iştahla dikilerek gerginleştirdiği iri koç
yumurtalarını görebiliyordum. Bacak aralarını sabunlarken elim organının dibine
değerken, geriye yaslanan çocuk gözlerini yummuş hareketsiz duruyor, yaşadığı
şeylere tepkisini ancak, gergin bir yay halini almış olan erkekliğinin ıslak
peştemela yapışan şeklinden anlıyabiliyordum. Biraz doğrulmasını söyleyip
sırtını liflemek için üstüne eğilince, göğsümden tutturduğum peştemalım açılarak
sırtımdan iki yanıma doğru sarktı. Tamda çocuğun yüzünün hizasındayken bütün
çıplaklığıyla  memelerim Mehmetin neredeyse ağzına girecekmiş gibi oldu. ben bir
an panikle toparlanıp kapatmayı düşünürken oğlanın gözleri kapalıymış gibi
görünmesi üzerine uçlarını şöyle bir iliştirdiğim peştemalı önümde tutturup
sırtını sabunlamaya devam ettim. Kalçalarına sabunlamak için eğilip
kalktıkça ister istemez memelerim genç çocunun başına yaslanıyordu. Sabunlu lifi
aşağı doğru sürttükçe beline sarılı peştemalı gevşeyip aşağı kaymaya başladı.
Yanlarını sabunlayıp aynı işleri tekrarlarken de iyice mayışıp kendini bırakmış
oğlanın uyukladığını farkedip erkekliğini örten örtünün kaymasına
aldırış etmedim. Ufak başı gerilmiş, çevresinde ki damarlarının şişkinleştiği
kalın organı ortaya çıkmış, düzenli kısa vuruşlarla havayı dövüyordu. Oğlanın
yine kendinden geçmiş haline güvenip lifi kasıklarına doğru sürerken
hareketlerimi iyice yavaşlatmıştım. Karnına doğru dikilen kamışının altında
kalan iri koçlarına çok yumuşak hareketlerle okşar gibi köpüklü yumuşak lifi
sürdüğüm çocuğun yüzüne bakıp tepkisini kontrol ederken, hassas yerlerine
dokundukça, yumduğu gözlerini açmayan genç erkeğin, bu durumdan zevk aldığı,
yüzünün arzuyla kasılmasından belli oluyordu. Oğlanın bu hem edilgen, hemde
etkin hali benim cesaretimi artırarak, bir elimle lifi duyarlı organının
çevresine tahrik edici bir hassaslıkla dokundurmaya devam edip, diğer elimle de
sanki yaptığım iş gereğiymiş gibi kamışını gövdesinden parmaklarımla hafifçe
aşağı çekerek göbeğini sabunlamaya başladım. Gergin bir yay gibi parmaklarımın
arasından kurtulup karnına çarpan köpükler içindeki kayganlaşmış organın
çıkardığı kamçılama sesi üzerine oğlanın yüzüne şöyle bir baktım. Tepki
vermediğini görünce bu defa avuçlayarak gövdesinden kavradığım kamışı tamamen
kontrolum altına aldım. Elimin bu doğrudan temasıyla genç bedeni şöyle bir
gerilen oğlanın bir elimle vücudunu sabunlamaya devam ederken, diğer elimde
tuttuğum diri erkekliğini sıvazlıyordum. Hızlı hızlı solumaya
başlayan çocuğun boşalmasının hızla yaklaşmakta olduğunu farkedince, çok zevk
aldığım bu işi biraz daha uzatmak üzere kurnadan tasa doldurduğum sıcak suları
genç aygırın zevkle  gerilen bedenine döktüm. Köpüklerin akıp gitmesiyle, tüysüz
ama yetişkin erkek bedeni, iştah açıcı duru teninin çekiciliğiyle ortaya çıkan
delikanlı, uyanıksa bile, kendisine yaşatılan, hoşuna gittiğini sandığım olayın
büyüsünü bozmamak için hiç bir tepki vermeksizin, çıplak bedenini yıkamama
sesini çıkarmadan gözlerini uyuyor gibi yummuş, uysalca önümde oturuyordu.
Tekrar  kapalı gözlerine bakarak önünde eğildiğim erkeğin, artık her an
fırlatılmaya hazır bir mızrak gibi duran organını ağzıma soktum. Dudaklarımın
temasıyla vücudu gerilip kalçalarını oturduğu yerden biraz kaldıran Mehmet, bir
kaç kere kuvvetle emip sokabildiğim kadar ağzıma aldığım iri erkekliğinin
bereketli döllerini aniden boğazıma fışkırtmaya başladı. Ağzımın içinde
atışlarını hissettiğim kamışını elimle sıvazlarken, koçlarının torbalarını
nazikçe avuçladığım genç erkek, kendini sıkarak inliyor, neredeyse hepsini
ağzıma sokmak istermiş gibi uzun kamışını boğazıma doğru bastırıyordu. Boşalıp
sakinleşen Mehmetin  gözleri hala kapalı durumdayken üstüne bol bol su döktükten
sonra; ´´ Hadi ablam,sen çık artık ben yıkanayım`` dedim. Sanki hiç bir şey
olmamış gibi davranmakta gizlice anlaşmışçasına müttefik olduğumuz genç oğlan,
utangaç bir tavırla uzattığım havluya sarınıp dışarı çıkarken, mahcup
bakışlarını, üstümden çözüp kurnanın kenarına bıraktığım peştemalın altından
çıkan çıplak vücudumdan ayıramıyordu.  
                                  GENÇ MEHMET            
   Mahalle maçından eve dönüşümde  Ayşen teyzemin geldiğini görünce yine eniştemle kavga ettiklerini tahmin etmek zor olmadı. Teyzemler komşu köyde otururlar. Beş yaşında bir kız çocukları olmasına rağmen ara sıra kavga edip birbirlerine küsmeleri artık alıştığımız sıradan bir durum olmuştur. Böyle günlerde teyzem soluğu bizim evde alıp, tekrar barışıncaya kadar bizde kalır. Dedemgil her zaman bu gençlerin çok erken everildiği için böyle geçimsiz olduğunu söyler. Gerçekten de hem teyzem, hem de eniştem ancak şimdi evlenecek yaştalar. Annem beni kucağına aldığında henüz onaltı yaşındaymış. Ben şimdi onaltı yaşında olduğuma göre annem de otuz iki demek ki oluyor. Ancak annemi şu anda görseniz daha evlenmemiş kız zannedersiniz. Hatta geçenlerde bir gün beraber kasabaya pazara indiğimizde yaşlı bir kadın ikimizi kastederek; ´´ Çok yakışmışsınız maşallah, nişanlımısınız evladım`` deyince annemin çok hoşuna gitmiş, bu olayı günler boyu köyde herkese anlata anlata bitirememişti. Teyzemin bize gelmesi demek annemin de bir müddet için onlara gitmesi anlamına geliyordu çünkü yeğenime bakılması, yemek yapılması falan gibi işleri yapmak bu durumda anneme düşüyordu. Teyzem de aynı şeyleri bizim evde  yapmakta bu şekilde birbirlerini idare etmekteydiler. Babam anneme beni de alıp eniştemlere gitmemizi söyleyince ben en çok yeğenim selvi´yi göreceğim için sevinmiştim.Kız ufacık bir şey olmasına rağmen öyle sevimli ve komikti ki birlikteyken çok eğleniyorduk. O gece eniştemlerde, annem işlerini bitirip hep birlikte yatacağımız odada döşekleri serdikten sonra, ben üç saat top oynamış olmanın verdiği yorgunlıkla hemen yatıp uyudum. Sanırım ben yatarken eniştem de hemen benim ötemdeki döşeğe uzanmış uyumaya hazırlanıyordu. Annem yeğenimle birlikte benim yanıma serdiği döşekte uyuyacaktı.
      Üç dört senedir kadınlar ve kızlar hayatımda en önemli şeyler haline
geldi. Köydeki bizden birkaç yaş büyük oğlanların nasıl yapıldığını
göstermesiyle otuzbir çekmeyi öğrendim. Haftada iki üç kere boşalmasam geceleri
uyuyamıyorum. Bazen de sabah uyandığımda donumun ıslanmışlığıyla kalkıp gece
rüyamda boşaldığımı anlıyorum. Bazı geceler teyzemlerde yattığım zaman teyzem ve
eniştemin herkesin uyuduğundan emin oldukları anlardaki sevişmelerini yattığım
yerden seyreder, çırılçıplak domalmış teyzemin diri memelerinin eniştem
arkasından yüklendikçe salınmalarını izleyerek ben de yorganın altında otuzbir
çekerdim. Aynı şeylere annemle babamda da şahit oluyordum ama öyle durumlarda
hissettiğim yanlızca derin bir utanç oluyor ve ben hemen tekrar uyumak için
kendimi zorluyordum.
     O gece; sanırım uykuya daldığımdan bu yana bir kaç saat geçmişti. Çıplak
tenlerin birbirine çarpmasından çıkan şaplama seslerini duyduğumu sanarak
gözlerimi açtım ve ne olup bittiğine kulak kesildim. Bana çok tanıdık gelen bir
kadın sesi;  ´´Yavaş ol erkeğim çocukları uyandırmayalım.“ deyince başımı
hafifçe sesin geldiği tarafa çevirdim. Eniştem bana arkası dönük olan çıplak bir
kadını önünde domaltmış, kadının pencereden gelen  ay ışığında çok net
görebildiğim yuvarlak ve pürüzsüz kalçalarına hızla bindiriyordu. Derhal benim de kamışım heyecanla dikildi ve elime alıp sıvazlamaya başladım. Herhalde eve dönüp barışan teyzemle eniştem sevişiyorlardı. Teyzem sırtüstü yattığında eniştem üstüne çıkıp kadının bacaklarını omuzuna alıp kalın kamışını kadının deliğine sokup çıkarmaya başlamıştı. Elimde sıktığım aletimi hızla okşarken altta yatan teyzem enişteme birşeyler söyleyince adam sırtüstü döşeğe yattı ve bu defa kadın onun üstüne çıkarak eliyle gövdesinden tuttuğu aleti içine yerleştirdi. Ben artık neredeyse boşalmak üzereydim. Eniştemin erkekliğinin üzerinde inip kalmaya başlayan kadının pencereden gelen ışıkta yüzünü tam anlamıyla seçerken, döl suyum kamışımdan karnıma doğru fışkırmaya başladı. O anda aldığım zevk ve
yaşadığım şok iç içe geçip hiç alışmadığım kadar güçlü zevk titremeleriyle
sarsılmama neden oldu. Eniştemin ıslak parıltılı gövdesi, girip çıktığı delikte
bir görünüp bir kaybolan kalın ve uzun erkeklik organının üstünde inip kalkan
benim annemdi!..
       Ne düşüneceğimi şaşırmış, nefes nefese sevişen kadınla erkeği izlemeye
devam ediyordum. Annem bu duruma alışkın olduğu belli olan bir rahatlıkla  
kendini kızkardeşinin kocasına, yani eniştesine becertiyor  ve bundan çok da
zevk alıyor gibi görünüyordu. Ayağa kalkıp annemi de küçük bir çocuğu kucaklar
gibi bir rahatlıkla kucağına alan iri yarı eniştem, bacaklarını beline saran
kadını kucağında havaya kaldırıp düzmeye devam ederken ben yeniden dirilen
organımı  tekrar okşamaya başlamıştım. Bir müddet o durumda gerginleşmiş aletini
kucağındaki kadının kılları ağdalanmış pürüzsüz deliğine geçiren eniştem bir müddet sonra annemi hemen benim yanımdaki döşeğe arkası bana dönük olarak domaltıp, kendisi de dizlerinin üstünde arkasına geçti. Arkamızdaki pencereden gelen ışıkta dudakları ıslak bir şişkinlikle parlayan, girişi arzuyla aralanmış kadınlık organına santim santim giren hacimIi erkeklik organının
hareketlerini gözümü kırpmadan ve nefesimi tutarak seyretmeye devam ettim. Bir
müddet sonra annem derin bir oh çekerek fısıItıyIa boşalmak üzere olduğunu
söyleyince eniştem hareketIerini hızIandırdı. Hemen hemen aynı anda İkisi de zirveye varırken arkesındaki erkeğin ağırIığını üstüne bırakmasıyIa birIikte annem aItındaki döşeğe yüzüstü serildi. Eniştem altında kalan kadının yuvarlak kalçalarına abanarak boşalması bitene kadar içinde gidip gelmeye devam etti. Onlar yattıkları yerde zaman geçirmeden tekrar sevişmeye başlarken ben neredeyse boşalmak üzereydim. Annem eniştemin önüne doğru başını eğip adamın iri  kamışının başını ağzına soktuğunda daha fazla dayanamadım ve tekrar fışkırmaya başladım. Aynı anda yanı başımda yaşandığına
şahit olduğum bu günaha bir nevi suç ortağı olmuş gibi kendimi kötü hissediyordum. Babamla annemin sevişmelerine kazara şahit olduğum zamanlar
hissettiğim utanç annemle eniştem sözkonusu olunca utanç duymakla birlikte
engel olamadığım bir şekilde azdırmıştı da. Kadınlığına soktuğu eniştemin kalın
erkeklik organı üstünde inip kalkan annemi seyretmek bende herhangi bir dişinin uyandırabileceği kışkırtıcı duygular yaratıp, muhteşem çıplaklığının tahriki  defalarca belimi getirmişti. Ertesi akşam babamla birlikte sabah erkenden tarlaya ineceğimiz için ben eve geri döndüm. Ama aklım o gece de düzüşeceklerinden emin olduğum annemle eniştemdeydi.
      Yorucu geçen günün sonunda yatağıma uzanmış, çoktan uyumuş olan  babamın
horultuları arasında yatmaya hazırlanan  teyzemin dolgun kalçalarını  ve
memelerini gözlüyor, bir yandan da kamışımı sıvazlıyordum. Gecenin bir yarısı
rüyamda eniştemle annemin köyün meydanında çırılçıplak, bütün köy halkının bakışları arasında köpekler gibi düzüştüklerini gördüm. Rüyanın bedenimde yarattığı sonuç gergin bir sertlikle dikiIip, hayalarıma ağrı verici
baskı yapan kamışım olmuştu. Kalınlaşmış kamışımı okşamaya başlarken yaptığımı
kimsenin görmemesi için odayı şöyle bir kontrol edince teyzemin yatağının boş
olduğunu farkedince herhalde işemeye kalkmıştır diye düşündüm. Ne zaman teyzem
bizde kalsa o ayak yoIuna gittiğinde kendisini dikizlemek için helanın  
küçük penceresine giderim. O gece karşıma çıkan bu fırsatı değerlendirmek için
hemen kalkıp ben de ardından gittim. Helanın aralık kapısından bir
kadın yarığından çıktığı aşikar olan tazyikli işeme sesini duymamla zaten kalkık
olan kamışım iyice zonklamaya başladı. Hafif aralık duran küçük pencereden
kendimi sakınarak içeri bakınca geceliğini beline toplayıp çömelmiş olan
teyzemin  yusyuvarlak gergin kalçalarının iştah açıcı görüntüsü karşısında
iştahIa yutkunurken işi bitip ayağa kalkan teyzem geceliğini aşağı
koyverince bu kadar çabuk bitmesinin yarattığı öfkeyle küfrederek hemen ondan
önce odaya geri dönüp yatağıma uzandım. Teyzem içeri girerken gözlerimi hafifçe
aralayıp uyur gibi yaptım. Odanın ortasında bir müddet dikilen kadın bir benim
yattığım tarafa bir de babamın tarafına baktıktan sonra, ani bir hareketle
geceliğini üstünden çıkarıp attı. Beklemediğim bu ani hareket karşısında
aptallaşırken küIodunu indirip iç gömIeğini yukarı sıyırınca dolgun
memelerinin inanılmaz güzeIIiği karşısında nefesim kesildi. Ama beni şaşırtan
olaylar dizisi daha bitmemişti anlaşılan ki, anadan doğma çıplak kalan teyzem
babamın döşeğine uzanıp yorganı kaldırdıktan sonra, adamın  pijamasının önüne
doğru eğilerek elini pijamanın işeme deliğinden içeri soktu. Teyzem uyumakta
olan babamın uyuyan kamışını dışarı çıkarırken ben gördüklerim karşısında şok
olmuş bir şekilde ama aynı zamanda kasıklarımda müthiş bir basınç hissederek
kadının yaptıklarını izliyordum. Eğilip ağzına soktuğu erkeklik organı o başını
her aşağı yukarı indirip kaldırdıkça biraz daha büyüyor ağzına sığmaz hale
geliyordu. O anda neden benim kamışımın diğer arkadaşlarımdan çok daha iri
olduğunu anlamaya başladım. Galiba babama çekmişim. Teyzem ağzına sığdıramadığı
dev gibi irileşen organı elleriyle sıvazlamaya başlarken uyanan babam
fısıltıyla; ´´ Oğlan yüzünden bu gece gelmezsin sandıydım. Em yavrum güzel
baldızım  benim” dediğini duyunca bizim ailede daha kimlerin kimlerle
düzüştüğünü çok merak etmeye başladım. Teyzem bir müddet iştahla devleşen uzvu
emdikten sonra babam güzel yüzünü elleri arasına aldığı teyzemin dudaklarını
ağzıyla kapatarak ihtirasla öpmeye başladı. Şapırtılar içinde birbirlerinin
dudaklarını bir müddet emdikten sonra teyzem, babamın başının altındaki yastığı
kaldırıp duvara yasladı. Babam fanilasını ve donuyla beraber pijamasını
çıkararak tıpkı teyzem gibi anadan doğma kaldı.Tekrar döşeğe yerleşen babam
sırtını duvara yaslanmış olan yastığa dayayıp bacaklarını uzatarak otururken
teyzem neredeyse sarhoşmuş gibi bir sesle; Yanıyom yiğidim söndür yangınımı``
deyip adamın kucağına yüzleri birbirine dönük şekilde oturdu. Altında kalan dev
gibi irileşmiş organı eliyle kavrayıp deliğine yerleştiren teyzem kalçalarını
ahenkle indirip kaldırmaya başladı. Yattığım yerden, yanyana konmuş iki balona
benzeyen kalçaların arasında, içeri girip çıktıkça boydan boya bir görünüp bir
kaybolan babamın kalın sopasını görebiliyordum. Babam yüzünün hizasında zıplayan
dolgun memeleri iştahla ağzına alıyor, arzuyla yüzünü bu müthiş yuvarlaklara
gömdükçe teyzem ah´lar oh´lar çekerek hareketlerini hızlandırıyordu. Ben
gördüklerim karşısında heyecandan ter içinde kalmış, hareketlerimin dikkat
çekmesinden korkarak usulca kamışımı sıvazlamaktaydım. Teyzemin ´´hadi`` diyen
sesiyle babamın ´´tamam`` diyen cevabını işittiğim anda avucumda terleyip
kayganlaşan erkekliğimden müthiş bir tazyikle fışkıran ilk sıvılarımı yatağın
çarşaflarına fışkırtmaya başlamıştım bile. Karanlık odanın içinde iki insanın
fazla ses çıkarmamaya çalıştıklarını hissettirircesine inlemeye başlamaları
üzerine onlarında tükendiklerini anlayarak bu sahneyi görmek umuduyla belim
gelirken kapatmış olduğum gözlerimi yeniden açtım. Teyzem dibine kadar içinde
hapsettiği kamışın üzerinden kalkmadan kalçalarını bastırıp döndürürken
boşalmanın etkisiyle eğilip bükülüyor, babam ise kollarıyla teyzemin vücuduna
sarılıp başını omuzuna gömmüş inlerken, kadının boynunu emiyordu. Onlar
sakinleşip biraz öncekinden daha sakin hareketlerle öpüşmeye başladıkIarında ben hem dün geceki uykusuz kalışım, hem de gündüz çok yorulmuş olmamdan dolayı
uyuklamaya başladım. En son şöyle bir gözlerimi aralayıp baktığımda, babam
yüzüstü uzanmış olan teyzemin üstüne uzanmış, yuvarlak kalçalarını ezerken yavaş
hareketlerle borusunu kadının dar deliğe sokup çıkarmaya devam etmekteydi.
      Karı kız kısmına olan ilgimi bir anda kat kat artıran ailemizdeki ilginç
ilişkilere şahit olduğum bu iki geceden sonra aklım sürekli kadınlara ve onlarla
yaşanabilen harika şeylerle dolmaya başladı. Ne yaparsam yapayım kadınlar
aklımdan çıkmıyor, bir an önce onlardan biriyle birlikte olma hayaliyle yanıp
tutuşuyordum. Artık otuzbir çekmekten nefret ediyor, hatta hiç çekmiyor, kendimi
karşıma çıkacak ilk kadınla düzüşme fırsatına saklıyordum.
     Gündüzün tarlada babamla birlikte çalışırken, babamın amcası Haydar emmi
yanımıza gelerek askerdeki oğlunu ziyaret etmek için bir haftalığına köyden
ayrılacağını, bu süre içinde evde yanlız kalacak olan geliniyle kızının yanına
geceleri yanlız kalmamaları için benim gönderilmemi istedi. Babam; ´´ Emrin
başım üstüne emmi, sen hiç meraklanma.Mehmet artık babayiğit olmuştur, bizde
gelir gider eksik etekleri yanlız komayız`` deyince içim kıpır kıpır oldu. Öyle
ya başka hiç bir erkeğin olmadığı bir evde iki dişiyle birlikte kalacak olma
düşüncesi bana heyecan vermeyecek de ne olacaktı. Menekşe ablayı biliyordum.
Benden beş yaş büyüktü ve askere giden Kadir abimle evliydi. Ne kadar azgın
olduğunu  Hamit ağanın oğlu selim´le ben çok iyi bilirdik. Daha onlar
nişanlıyken bostanlarda buluşmalarını takip edip, bostan kulübesinde, Menekşe
ablanın Kadir abimin kamışını meme emer gibi emmesini gizlice seyrederken o
zamanlar yeni başladığımız otuzbirlerimizi çekip zevke gelirdik. Şimdi kaltakla
aynı odada bir hafta geçirecek olmak dizlerimin titremeye başlamasına sebep
oluyordu. Ayrıca Haydar emminin küçük kızı Çiğdemin memeleri de büyümeye
başlamış, köydeki çocuklarla aramızda bahsini etmeye değer bir kancık olarak
yerini almıştı. Belki de onunla bir şeyler yapmak mümkün olabilirdi.
     O gece Menekşe ablalara gittiğimde yatma zamanı yakındı. Ben yanımda
getirdiğim pijamamın altına özellikle don giymedim. Bu şekilde uzvumu çok daha
serbest hissediyordum. Zaten neredeyse iki haftadır otuzbir çekmediğimden sıkı
bir ortamda kalırsa taşaklarım ağrı yapıyordu. Menekşe ablanın ortaya serdiği
büyük döşekten başka yatak göremeyince ayakta dikilip durduğumu gören kadın
hepimizin aynı döşekte yatacağımızı, böyle yaparsak kimsenin gece üşümeyeceğini
söyledi. Benim zaten canıma minnet ama bana karşı hitap şeklinden anladığım
kadarıyla Menekşe abla beni erkek olarak pek de kaale almıyordu anlaşılan. Bana
ablam diye hitap ediyor, sanki küçük bir çocukmuşum gibi davranıyordu. Bilmesi
gereken bir şey vardı ki benim babam ben doğduğumda benim şimdiki yaşımdaydı. Ama olsun diye içimden geçirdim. Eğer kendini benden sakınıyor olsaydı herhalde şu an birlikte aynı yatağa giriyor olamazdık.
      Yattığım yerden karanlıkta yatmak için hazırlanan menekşe ablanın tıpkı
teyzem gibi geceliğinin içine bir şey giymediğini görünce önümde dikilen kamışım
zonk zonk zonklamaya başladı. Kadının memeleri orta boy kavun büyüklüğündeydi
ve öyle gergin duruyorlardı ki hareket ettikçe dipdiri kıpırtılarla
salınıyorlardı. Benim kendisine baktığımı farkeden Menekşe abla hiç tepki
vermeden; ´´İyi geceler ablam`` diyerek Çiğdemle benim aramıza yattı.
      Aptalca bir beklentiyle geçen yaklaşık bir saat sonra uyuyup kalmışım.
Rüyamda Menekşe ablam yatakta bana sarılmış, bacaklarının arasına aldığı
bacağıma kadınlığını bastırıp sürttürüyor, eline aldığı dikilmiş kamışımı
sıvazlarken rüyam adeta gerçekmiş gibi bana korkunç zevk veriyordu. Bir ara yanımda yatan kadının hızlı hızlı nefes alıp verişini farkederek uyanır gibi olduğumda sanki gerçekten de Menekşe abla eline aldığı kamışımı sıkıyormuş gibi geldi. Uyku sersemliğiyle gerçekmi yoksa rüyamı olduğunu ayırdedemediğim o dakikalardan sonra bir ara Menekşe ablanın kalkıp banyoya gittiğini duydum. Önümde kaskatı kesilmiş olan kamışım öyle kuvvetli basınç yapıyordu ki boşalamasam herhalde uyuyamayacağımı hissedip onun arkasından hamamın kapısına gidip içerde ne yaptığının merakıyla yukardaki pencereye uzanıp içeriye bir göz attım. Kapıya yakın yerde duran kadını göremedim ama içerden gelen su seslerinden su dökündüğünü anlayarak gerisin geriye yatağa döndüm. Önümde çadır kurmuş olan kamışımı dışarı çıkarıp zevkle okşarken, yatakta uyuyan Çiğdem´in daracık ama
yuvarlak kalçalarına kadar sıyrılan geceliğinin verdiği fırsat değerlendirmek
için kızın arkasında dizlerimin üstüne çömelip otuzbir çekmeye başladım. Kızın
beyaz donu kıçının arasına girmiş, hafifçe yukarı doğru kalkık duran
kalçalarının arasında bakire deliğinin yeni tüylenmiş dudaklarının yarısı açıkta
kalmıştı. Doğrusu sabredecek halim kalmamıştı ve ağırlığımı vermeden uyuyan
kızın üstüne çıktım. Yarı yarıya açılmış olan yumuşak külodu parmağımla yana
çekerek, bolca tükürüklediğim kamışımın kafasını kızın yuvarlak kalçalarının
arasına sıkıştırdım. Son zamanlarda bu işin nasıl yapıldığına dair o kadar çok
örnek seyretme fırsatım olmuştu ki, yerleştiğim bacak arasında  kızın az tüylü
şişman dudaklı cinsel organına sürtüne sürtüne zevk aletimi bacaklarının arasına
sokup çıkarmaya başladım. İster istemez ağırlığımı hissettirdiğim Çiğdem birden
uyanıp; ´´ Mehmet abi napıyosun?“ diye sorunca; ´´Dur Çiğdem kıpırdama nolur!”
demem üzerine, kız neler olduğunu anlayamamış olmanın şaşkınlığı ve uyku
sersemliğiyle altımda kıpırdamadan beklemeye başladı. İki üç kere daha altımdaki
kızın kalçalarının arasına sıkıştırdığım kamışımı sokup çıkardıktan sonra, mis
gibi kokan bedenine sarılıp  kendimi kızın yuvarlaklarına iyice yaslayarak
fışkırmaya başladım. Uzunluğu yirmi santim kadar olan  kamışımın başından
tazyikle akan belim  kızın donunun  iç kısmına bulaşırken, bir yandan  altından
uzattığım elimle kamışımın gövdesini döllerimle ıslanan şeftalisinin dudaklarına  
bastırıyordum. Rahatlayıp sessizce altımda yatmakta olan kızın üstüne kendimi
koyverdiğim sırada banyonun kapısının açıldığını duyup, Menekşe ablanın dışarı
çıktığını anlayınca, derhal  kızın üstünden kalkıp kendi tarafıma uzandım.
Çiğdem hala hareketsiz yüzü koyun yatıyordu. Uzanıp şöyle bir sarsınca kızın
kendisine yaptığım şeyler sırasında yeniden uykuya daldığını anladım. Dışarıdaki
hela kapısının açılma sesi bana Menekşe ablanın henüz içeri gelmeyeceğini haber
veriyordu. Hala kalkık duran kamışımı, uyuyan kızın dudaklarına sürtmeye
başladım. Bir yandan da döllerimle sırılsıklam olan kukusunu sıkıp okşuyor,
külodundan içeri soktuğum elimle de avucumda sıkıştırdığım  neredeyse kılsız
kadınlığını ovalıyordum. Benim kendisiyle bu şekilde uğraşmam üzerine çiğdem
gözlerini açarak tekrar uyandı. Ağzını açmasını işaret ederek kamışımı
dudaklarına bastırınca itiraz edercesine başını çeviren kızın göğsüne çıkıp
dizlerimin arasına kıstırdığım başını hareket edemez hale getirerek ağzına doğru
uzattığım kamışımı emmesi için zorlamaya başladım. Fazla direnemeyen kız
istemeden ağzını aralayınca dudaklarının arasından geçirdiğim aletimin başını
boğazına yakın yerlere kadar sokup çıkarmaya başlarken neredeyse kendimi  
aldığım benzersiz zevkten dolayı ikinci kez boşalmaya yakın hissediyordum.
Külodunun içinden çıkarmadığım elimle hala kızın minik şeftalisini ovalamaya
devam ederken, biraz emmesi için fısıltılı bir sesle yalvarınca şaşkınlık dolu
gözlerle hiç itiraz etmeden yüzüme bakan Çiğdem, istediğim gibi ağzını açmış
kamışımın başını zorIukIa emiyor, bu arada ağzına biriken tükürüklerinin bir kısmını yutmaya çaIışırken bir kısmı da dudakIarının kenarIarından boynuna doğru akıyordu. Daha fazla dayanamayıp kızın sıcacık ağzına boşalmaya başladım. Sanırım kız zaten kuvvetle emmeye çalıştığı organımın ucundan çıkan sıvıları algılayamamış olmalı ki kendi tükürükleriyle birlikte
benim döllerimi de tamamıyla yuttu. Aynı anda  sırılsıklam bıraktığım
apışarasını ovaladığım kız ben elimle deliğini okşadıkça kendini elime doğru
kaldırıyor iki eliyle tuttuğu elimi sanki daha güçlü sıkmamı  istermiş gibi
yarığına bastırıyordu. Boşalmam bitmiş ama kız hala kamışımı ağzından çıkarmamış
emmeye devam etmekteydi. Kızın kukusunun temasını hissedebilmek amacıyla elimi bir an için ellerinden kurtarıp külodunun içine soktum. Kız yeniden ve telaşla
ellerini elimin üstüne bastırarak kalçalarını yattığı yatakta zıplatmaya başladı
ve beş altı kere buna devam ettikten sonra elimi orasında sıkıştırarak
hareketsiz kalan kızın bütün bunları neden yaptığını pek anlayamasam da umarım
hoşuna gittiğindendir diye düşünürken birden dış kapının açıldığını duyup kendimi yatağa attım. Çiğdem arkasını dönüp aynı şekilde uyur gibi yaparken Menekşe abla içeri girdi ve aramızdaki yerine uzanarak bizim gibi o da uykuya daldı. Bir dişiyle yaşadığım bu ilk cinsel tecrübe tam bir ilişki sayıImasada tadı damağımda kalmıştı. Bir kadınla gerçek bir birleşmeyi ne zaman
yaşayabileceğimi, ne zaman o harika deliğe erkekliğimi sokabileceğimi kendi
kendime isyan ederek sorgularken içim içimi yiyordu. Sabah kalktığımızda Çiğdemin bana yöneIen bakışIarında bir tuhafIık vardı. Nitekim ertesi gece bizimle aynı döşekte yatmak istemeyerek ısrarla başka yatakta yatmak istediğini söyledi ve öyle de yaptı.
       Haydar emmilerde kalışımın ikinci gecesiydi. Bir gece önce Çiğdemin
bacaklarının arasında  bir defa patlamış, ikinci kızın defa ağzına boşalmam bile
bana yetmeyerek bütün gün önümde sert bir sopayla dolaşmama neden olmuştu.
Çiğdem çoktan uyumuş, Menekşe abla odanın karanlığına güvenip çıplak   vücuduna geceliğini geçirirken ben gözlerimi dört açmış bu muhteşem
manzarayı kaçırmamaya çalışıyordum. Geceliğini giyip yanıma uzanan Menekşe
ablayla bir an gözgöze gelirken ben umut içinde yutkunuyordum ama o yine bana
´´İyi geceler ablam`` diyerek dönüp uyumaya başladı. Menekşe abla uyurken ben
ara sırada uyanıp yanımda uyuyan kadını süzüyor, birazcık yaklaşıp okşamamak
için kendimi zor tutarken, pijamamın deliğinden çıkardığım kamışımı sürekli
okşuyordum. Yine bir ara dalmışım. Uyandığımda üstümüzdeki yorgan kaymış, ya da
yanımda yatan kadın tarafından itilmiş olmalıydı ki arkası bana dönük uyuyan
Menekşe ablanın geceliğinin sıyrılmış olduğunu görerek heyecanla kadının
bacaklarına bakmaya başladım. Geceliğinin eteği, üstüne yattığı sol  tarafında
neredeyse beline kadar toplanmış, ama üstte kalan tarafı kalçalarının yarısını
örtecek  kadar aşağıdaydı. Bembeyaz bacaklarını okşamamak için kendimi zor
tutarken, dayanamayıp eteğini tamamen açmaya karar verdim. Bende aynı şekilde
sol yanıma yatıp, sağ elimi uzatarak ucundan tuttuğum geceliğin eteğini milim
milim, belki on dakika uğraşarak son derece yavaş hareketlerle açtım. En son
işim bitip, şöyle bir doğrularak yarattığım eserime bakınca zorlukla
yutkunduğumu hatırlıyorum. Tam yanı başımda altında külodu olmayan yusyuvarlak
gergin ve iri kalçaları çırılçıplak, fıstık gibi bir kadın yatıyordu. Hala
kadına herhangi bir el hareketi yapabilecek cesaretim yoktu ama sanki uyku
sırasında farkında olmadan olmuş süsü verebileceğim birşeyler yapmaya karar
vererek arkadan yavaşça yaklaşıp, hafifçe dizlerimi bacaklarına değer duruma
getirdim. Bu mesafede artık önümü biraz ileri doğru bastırsam kadının çıplak
kalçalarına değebilecektim. Bir müddet hiç kıpırdamadan bekledikten sonra,
aniden sanki uykumda pozisyonumu değiştiriyormuş gibi önümü kadının çıplak
kalçalarına bastırdım. Bu arada böyle bir şeyi yapmaya cesaretim olmamasına
rağmen, deli gibi dikilmiş olan aşk mızrağım pijamamın açık deliğinden dışarı
çıkarak kadının kalçalarının arasına dayandı. Bu beklemediğim çıplak temas beni
öyle etkiledi ki artık bu kadar ileri gittikten sonra geri dönmek bir yana,
gidebildiğim kadar ileri gitmeye karar vererek, kamışımı kadının kalçaları
arasına iyice sokabilmek için çok ağır hareketlerle bastırmaya başladım. Ne
kadar uğraşırsam uğraşayım bulunduğum yerde bir türlü yol alamıyor, kadının
kalçalarını demir gibi olan kamışımla ezerken neredeyse sokmadan düzüyordum.
Çıplak bacakların arasına sıkışan kamışım önümdeki uyuyan kadının bacaklarını
birdenbire aralamasıyla bulunduğu yerde serbest kaldı. Bir an bekledikten sonra
tekrar yüklendiğimde kamışımın başı sıcak ve kaygan bir yere dayandı. Uyuyormuş
gibi muntazam nefesler alıyor, yaptıklarımdan bilinçli olarak sorumlu tutulmayı
zorlaştıracak şekilde rol yapıyordum. Menekşe abla ben ıslak deliğine
yüklenirken kalçalarını  kucağıma doğru bastırmaya, kamışımın başı yıllardır
özlemiyle yanıp tutuştuğum yuvaya girmeye başladı. Kendimi bir kere daha
dirençle ileri doğru bastırınca, kamışımın uzunluğunun yarısından fazlasını
kadının ekmek fırını gibi yanan deliğine döşedim. Rüyasında belk**e kocasıyla
seviştiğini gören kadın kalçalarını tempolu olarak kamışıma bastırıp
çekmeye başladı. Bu kadarı artık benim için çok fazla gelerek Menekşe ablamın
deliğinin dibine boşalırken, o da kendini bana doğru şiddetle bastırarak
uykusunda hafifçe inlemeye, kamışımı sarmalayan deliği sanki bir sıkılaşıp bir
gevşemeye başladı. Kadının içinden çıkarmadığım kamışımın sıkıştığı delikte
damarlarının atışını duyarken uyuyup kalırken kendimi olağanüstü
rahatlamış ve mutlu hissediyordum. Ertesi akşam gün boyu mandırada
çalıştığımdan eve geldiğimde leş gibi kokar durumdaydım. Beni bu halde gören
Menekşe abla bu şekilde eve girmeme izin vermeyip hamama gönderdi. Bütün gün dün
gece yaşadıklarımı düşünüp pantolonumun içinde dikilen kalın bir kalasla
dolaşmak zorunda kaldım. Hamamda sıcacık suların bedenimi uyarmasıyla artık
ağrımaya başlayan kasıklarımı rahatlatmak için otuzbir çekerken Menekşe ablayı
domalmış benimle düzüşürken hayal ediyordum ki hamamın kapısından seslenen
Menekşe abla sırtımı sabunlatmak isteyip istemediğimi sordu. Aslında hayatta en
çok isteyebileceğim şey bu olurdu ama çıplak olarak bir kadının karşısına çıkma
fikri utanmama sebep oluyordu. Bu yüzden  gerek olmadığını, zaten çıkmak
üzere olduğumu sesIendim. Tam da hayal ettiğim kadının sesini böyle birden bire
duyunca kendimi daha da azmış hissedip, biraz daha asıldıktan sonra neredeyse
tazyikle işer gibi karşıdaki duvara fışkırmaya başladım. Ön takımlarım belirgin olsun diye altıma özellikle donsuz olarak giydiğim bol pijamamla banyodan çıkarken Menekşe ablam elinde havlusu ve çamaşırlarıyla içeri girmek için kapıda benim çıkmamı bekliyordu. Kapıdan girmesen önce bakışlarının önümdeki şişkinliğe odaklandığını görerek tekrar heyecanlandım. O banyoya girerken ben yatak odasına gidermiş gibi yapıp, kapının önünde bir müddet oyalandım. Su dökünme seslerini duyunca yüksekteki pencerenin altında duran bakracın üstüne çıkarak buğulanmış camın açık olan kanadını biraz aralayıp içeriye şöyle bir göz attım. Menekşe abla çırılçıplak oturup bacaklarını iyice açmış eliyle önünü ovalıyordu.    Gözlerini yummuş, alt dudağını dişlerinin arasına sıkıştırmış olan kadının dudakIarı arzuyIa araIanmış, dokunabiImek için yanıp tutuştuğum diri memeIeri o hareket ettikçe titriyordu. Bir eIiyIe avuçIadığı doIgun memelerini sertçe sıkan Menekşe abIa diğer eIini kasıkIarına bastırırken yüzünü canı yanıyormuş gibi buruşturarak belki iki üç dakika öyle hareketsiz kaldı. Şahit olduğum bu sahne erkekliğimin yeniden kalkıp taşaklarıma baskı yapmasına neden olmuştu. Ben yavaş yavaş organımı okşarken kadının elindeki lifi köpüklemesinden artık yıkanacağını anlayarak yatak odasına gittim. Pijamamın önünden fırlayan kamışımı okşamaya  devam ederken gözüm döşekte yatan Çiğdeme takıldı. Kız gözleri faltaşı gibi açılmış diktiği gözleriyle büyülenmiş gibi elimle okşadığım devleşmiş erkeklik organıma bakıyordu. Benim yanına doğru hareketlendiğimi görünce aniden kalkıp ardımdaki açık kapıdan fırlayıp dışarı kaçtı ve banyonun önüne giderek Yengesine kendisininde banyo yapmak istediğini sesIendi. Küçük kahpe eğer kaçmasa o gece kızlığını alacağımı anIamıştı. Ama sonunda kendisine bunu yapan yine ben oldum ille, yıllar sonra nikahlı karım olarak gerdek odasında!..
      Sabah evden çıkarken Menekşe ablaya arkadaşlarla eğlenmeye gideceğimizi  
akşam biraz geç kalabileceğimi söyledim. Aslında niyetim eve içip biraz
dağıttıktan sonra gelip Menekşe ablayla gerçek bir düzüşmeye cesaret toplamaktı.
Akşam üstü köydeki diğer arkadaşlarımla kararlaştırdığımız gibi yanımıza bol
yiyecek alıp sabah kasabaya giden deli ahmetin getirdiği iki büyük rakıyla
birlikte bağlara gittik. Çocuklar devamlı olarak karı kızdan bahsediyor, şehirde
geneleve gidip iki defa kadınlarla yatan Muarremin yaptıklarını ballandıra
ballandıra anlatmasını diğerleri gibi ben de dikilmiş olan kamışımı okşaya
okşaya dinliyordum. Muharrem hepimizin daha çocuk olduğunu, kadından nasibini
alamamış biçareler olduğumuzu söyleyip aşağıIıyordu ama ben gerçekten de bir
kadını hemde genç ve onların hayal bile edemiyecekleri güzellikteki bir kadını
daha dün gece düzdüğümü söyleyemiyor, benim Menekşe ablalarda kaldığımı
bildikleri için dün bir karıyı becerdim desem kim olduğunu anlayacaklarından
korkuyordum. Muarremin anlattıkları ve bütün gece sürekli açık saçık şeyler
dinlemenin yarattığı dolulukla birhayli kafayı bulmuş olarak gecenin bir yarısı
menekşe ablanın kapısının önüne kadar geldim. Kafam o kadar iyiydi ki Menekşe
ablaya kendisini düzmek istediğimi söylemek istiyor hatta bunu kapının önünde
kendi kendime konuşur gibi bir  sesle dile getiriyordum. Birden bire kapının
açılıyor olduğunu farkedince eşiğe kendimi bıraktım ve kendinden geçmiş numarası
yaptım. Kapıyı açan Menekşe abla beni sarsarak uyandırmaya çalışınca ben sanki
hiç duymuyormuş gibi yatmaya devam ettim. Kadının kollarımdan çeke çeke içeri
taşıması çok hoşuma giderken, beni yatağın üzerine uzattıktan sonra ayakkabımı
ve çoraplarımı daha sonra da gömleğimin düğmelerini çözerek üstümü soymaya
başladı. Annemden sonra hayatımda ilk defa bir başka kadın tarafından soyulmak
bende çok değişik bir duygu hissetmeme yol açmıştı ama bu duygu kesinlikle
anneme karşı hissettiğimle aynı değildi. Ben daha fazlasını beklemediğim halde
pantolonumun kemerini çözen elleri fermuarımı aşağı çekip elleri hassas
yerlerime dokunurken aldığım zevkin keyfiyle gevşerken aynı anda altımda donum
olmadığı aklıma geldi.  Kıpırdamadan yatmaya devam ederken kamışımın sertleşip
dikiImesine yapabiIeceğim birşey yoktu. Pantolonumu bacaklarımdan çıkarıp alan kadının gördüğü şeye nasıl bir tepki vereceğini çok merak ederken, bir kadının yanında çıplak olmanın utanç duygusu aynı anda hissettiğim şiddetli tahrik olmuşluğuma yenik düşüyordu. Heyacandan yüreğimin deli gibi atmasını duyabileceği korkusuyla nefes bile almaktan korkar haIde sızmış taklidi yapmaya devam ediyor, bundan sonra Menekşe ablanın ne yapacağının merakıyla beklerken her an gözlerimi açıp ona kendisiyle düzüşmek istediğimi söylemeyi kuruyordum. Bir kaç dakika sonra yattığım yerden ne yaptığını görebilmek amacıyla gözlerimi hafifçe aralayınca hemen üstümde ayağa kalkmış olan Menekşe ablanın geceliğini üstünden sıyırdığını ve benIiğimi günlerdir kendisine esir eden müthiş vücudunu çırılçıplak bırakırken Aynı anda bana doğru eğiIince derhal gözlerimi kapatıp sızmış
numarasına geri döndüm. Hiç ummadığım şekilde erkekliğimin üstüne
oturup çıplak kalçalarını kamışımın üstünde oynatmaya başlayan Menekşe ablanın
bu yaptığına inanamıyor, kendimi sanki rüyada gibi hissediyordum. Sanırım
erkeksizlikten azmış olan kadın kendinden geçmiş durumdaki toy bir çocuğun bu
durumundan yararlanmak istiyordu. Hiç hareket etmeden kadının bana yaptıklarına
müdahale etmemeye karar vererek yaşadığım bu harika olayın zevkini çıkarmaya
başladım. Çırılçıplak vücuduyla üstüme uzanan Menekşe ablanın sıcak nefesini
yüzümde hissettiğimde ne yapmak istediğini anlamaya çalışırken kadın dudaklarını
dudaklarıma değdirerek öpmeye başladı. Dudakları vücudumun üzerinde gezinirken
her temas ettiği yerde tenim adeta yanıyordu. Bacaklarımın arasına inip hassas
yerlerime diliyle dokunduğunda ben kendimi kasmamak için bir hayli  direnirken
taşakIarımı ağzının içine soktuğunda nefesimi tutmak zorunda kalıyordum.    
Kamışımı ağzına alıp emmeye başladığında iyice cennette olduğuma inanmaya
başlamış durumda elimde olmadan aldığım amansız zevkin etkisiyle inliyordum.
Kadın doğrulup ata biner gibi üstümde otururken kendini hafifçe kaldırıp
gövdesinden tuttuğu kamışımı deliğine yerleştirdi ve santim santim içine sokmaya
başladı. Kalçalarının kucağıma değdiğini hissetiğim anda artık Menekşe ablayı
düzdüğüme emim olmuştum. On beş dakika kadar üstümde inip kalkarken avuçIadığı taşakIarımı okşayan Menekşe abIa dudaklarıma hırsla yapışarak koparacakmış gibi emmeye ve bu arada da garip inleme sesleri çıkarmaya başladığında sanırım beIi geIiyordu. Bir kadını erkekIiğimIe boşaltıyor olmanın verdiği coşku ve kadının kamışımın üstünde boydan boya inip kalkmalarına dayanamayarak Menekşe abIanın fırın gibi yanan sıkı deliğine fışkırmaya başladım. Dürüstçe itiraf edeyim içtiğim içkiler, yaşadığım iIk cinseI iIişkini sarsıcıIığı ve doyuma uIaştıktan sonrasının mayışmışlığıyIa uyuyup kalmışım. Daha sonra ne olduğunu bilmiyorum ama bir ara uyandığımda arkası bana dönük olarak uyuyan Menekşe ablaya arkadan sarılıp memelerini avuçladığımı ve kalçalarına sürtünerek tekrar boşaldığımı hatırIıyorum. Sabaha karşı Menekşe ablanın dürtmesiyle uyandığımı hatırlıyor gibiyim. Sanki pijamamın önünü ısIatmışım da beni banyoya götürüp yıkamış, sonrada kamışımı ağzına almış, yine boşalmışım. Bu hatırladıklarım rüyamıydı yoksa gerçekmi doğrusu hiçbir zaman bilemiyeceğim.  
    Haydar emmi döndükten sonra bir daha  Menekşe ablayla yatma şansım
olmadı. Geceler boyu defalarca beraber olduğumuz halde hiçbir zaman aramızda
yaşananları konuşmamış, olayları yaşarken ben de o da sanki karşımızdaki oIanIarı biImiyormuş havasında kalmıştık. Şimdi arada sırada onu gördüğümde bana hep iltifat ediyor. Ne kadar büyüdüğümü, yakışıklı bir delikanlı olduğumu falan söyleyip gururumu okşuyor. Hatta ne zaman yine kendilerinde kalıp onları gözeteceğimi şaka yollu sorup beni boşuna ümitlendiriyor. Zaten çok
yakında kocası askerden gelecek. Ondan sonra öylesi bir fırsat doğsa bile
artık beni köyde küçük bir çocuk olarak görmediklerinden öyle avrat
kısmının yanına bekçi diye koymazlar. Kadının tadını aldıktan sonra kendi kendimi tatmin edesim de hiç kalmadı ve bir süredir koçIarım öyIe doIdu ki. Bazı geceler rüyamda Menekşe ablayı tıpkı o gece olduğu gibi   kamışımın üstüne oturmuş inip kalkarken görüp sanki onun içinde patlamış gibi boşalıyor, gecenin bir yarısında neredeyse bir bardak suyla ıslanmış gibi pijamalarım üstüme yapışmış olarak uyanıyorum.
    Yaz günü babam sürüyü yaylaya götürme işini bana vermişti. İri yapılı
oluşumdan ve köyde hiç bir oğlanın bileğimi bükememesinden dolayı babam bana çok
güveniyordu. O güvenle de dört gün boyunca tek başıma sürüyle yaylada kalmamda
bir sakınca görmemişti. Babamın bana olan bu güveni doğrusu beni de çok
gururlandırıyordu.                                                                                                                                      Yetmiş koyunluk sürümle köyden ayrıldığımın ikinci günüydü. Hayvanlar otlakta
yayılmış otlarken bende çimenlere uzanmış sıcak güneşin tadını çıkarıyor bir
yandan da uyukluyordum. Birden büyük baş bir hayvanın mölemesiyle şöyle bir
doğruldum ve kısa boylu ince yapılı otuz yaşlarında, yüzü kız yüzü gibi güzel
bir çobanın bana doğru geldiğini gördüm.  Selamlaşıp hoşbeş ettikten sonra
adının Nedim olduğunu öğrendiğim adamın aslında  Almanya da yaşadığını köy
özlemini gidermek için her sene karısıyla birlikte yıllık iznini geçirmek üzere
buraya gelip tıpkı esk**en olduğu gibi kısa bir süre için de olsa köy yaşamına
olan hasretlerini gidermek amacıyIa buraya geldiklerini anIatan adam, yayla evinin hemen biraz ilerde olduğunu karısının da akşam yemeği için kendisini beklediğini ve istersem benim de gelebileceğimi söyledi.  İki gündür sıcak bir yemeğe hasret kaldığımdan sevinçle davetini kabul ettim. Akşam vaktine daha zaman vardı. Onun malları büyükbaş hayvanları benim koyunlarla birlikte otlarken Nedim de benim yanıma uzandı ve başladık sohbet etmeye. Sohbet konularımız daha çok karılar, seks filimleri, ve düzüşmekle alakalıydı ve bu tür konuları kendimden büyük ve evli bir adamla paylaşmak bana çok iIginç geImişti. Nedim kendisinde çok güzel porno filimler olduğunu istersem bana da seyrettirebileceğini söylüyor ama filimleri anlatırken özellikle üstünde durduğu şeyler iri erkeklik organları ve karısının bu tür filimleri izlediği zaman ne kadar tahrik olduğu oluyordu. Özellikl karısının da en az porno yıldızları kadar güzel olduğunu ve vücut özelliklerini öyle ballandırarak ve öyle detaylı anlatıyordu ki ister istemez kamışım dikilip pantolonumun önünde bir çadır oluşturmuştu. Bir kocanın eşinin cinselliğinin gizleri hakkında böyle ayrıntılı şeyler anlatması biraz garibime gitse de arkadaşça yapılan bu sohbetin samimiyetinden kaynaklandığı fikriyle çok da yadırgamıyordum. Gözü sürekli olarak önümdeki kabarıklığa takılan Nedim lafı erkeklik organlarının boyutuna getirdi ve şu porno yıldızınınki bu kadar ötekininki şu kadar derken aniden bana dönüp seninki ne kadar büyüklükte diye sorunca ben ellerimle uzunluğunu tarif etmeye çalışırken; ´´ Yok daha neler, görmeden hayatta inanmam! “   deyince, ispat etmek için fermuarımı indirip malımı dışarı çıkarttım. Yay gibi kamışım öyle bir dışarı
fırladı ki  Nedim hayret ve hayranlıkla; ´´Oy anam bu ne böyle” demesiyle
uzanıp kamışımı gövdesinden tuttu. Şaşkınlıkla, ne yapacağımı bilmez bir şekilde
elinde tuttuğu aletime bakakaldım. Nedim kamışımın başını ağzına sokarken şimdiye dek bir kadınla yatıp yatmadığımı sordu. O anda nedense doğruyu söylemek içimden gelmeyerek  yatmadığımı söyledim. Yüzünde tuhaf bir gülümsemeyle elinde tuttuğu organımı ne zaman donunu indirirdiğini anIayamadığım çıpIak, kadın teni gibi tüysüz kaIçaIarının arasına sokan Nedim ben işi oIuruna bırakıp iştahIa kendisini düzerken akşam yemeğine genç bir misafir götüreceği için karısının
bu gece çok mutlu olacağını söylediğinde ne demek istediğini o anda pek de
anlayabilmiş değildim.  
   Akşam olup Nedimle evlerine gittiğimizde karısı henüz pişirmiş olduğu
yemeği ocaktan indiriyordu. Kadın yirmibeş yaşlarında ceylan gibi güzel
gözlerinin lacivertliği uzun ve siyah kirpiklerinin arkasında saklanan,
kocasından daha uzun boylu, her adım atışında diri memeleri ve yuvarlak
kalçaları giysilerinin içinde titreyen, ince belli, güler yüzlü bir kadındı. Beni kibarca karşılayıp özenle ağırlayan kadının tavırlarında nedenini anlayamadığım bir esrar, nazlı hareketlerinde iç gıcıklayan bir
şehvet havası vardı. Karısına büyük bir ilgiyle sürekli baktığımı gören Nedim;
´´Nasıl karımı beğendinmi`` der gibi bir bana bir karısına bakıyor, mutfağa
yardım için karısının yanına gidiş gelişlerinde de aralarında alçak sesle bir
şeyler konuşurlarken bir konuda hem fikir olduklarına dair kelimeler kulağıma
kadar geliyordu. Yemek bitip hava karardıktan sonra küçük jeneratörü çalıştıran
Nedim dvd çaIara bir filim koydu. Karısı işlerini bitirdikten sonra bizimle beraber film seyretmeye geldiğinde üstünü değiştirmiş, kaIçaIarını biIe örtemeyen siyah, seksi bir yatak kıyafeti giymişti. İri memelerine yapışan kıyafetinin üzerinden meme uçları olduğu gibi belli oluyor ama kadın bunun farkında değilmiş ya da aldırış etmiyormuş gibi görünüyordu. İzlediğimiz filmin bir sahnesinde o kadar açık bir sahne vardı ki benim varıığımdan utandığını sandığım Nedimin karısı uzun süren bu sahnenin ortasında çay koyma bahanesiyle mutfağa gitti. Karısı gider gitmez Nedim seyretmekte olduğum sahnenin etkisiyle dikilmiş olan kamışımı pantolonumdan çıkarıp aceleyle bir iki dakika emdi. Tam karısı içeri girerken o hala kendinden geçmiş ağzındaki organımı vakumluyordu.Toparlanmadan önce kadının bu sahneyi görmesine engel olamadım. Ama genç kadın hiçbirşey olmamış gibi elindeki tepsiyi önümüze koyup şeker getirmek üzere mutfağa tekrar giderken ben arkasından kalçalarına iştahla bakıyor, zevkle dudaklarımı ısırıyordum. Nedim elini tekrar önüme atarken bana karısını işaret ederek; ´´Güzel değilmi?“ deyince kafamı sallayıp elinde tuttuğu kamışıma doğru elini sıkıca bastırdım. Üçümüzde aynı divanın üstünde oturuyorduk. Nedim ortada karısıyla ben iki yanındaydık. Kadın şeker getirip yerine geçerken Nedim kenara kayarak kadını ortaya oturmaya mecbur etti. Şimdi genç kadının mis gibi dişi kokusunu koklayabilecek, hatta bacaklarımız birbirine değecek kadar yakınındaydım. Nedim kalkıp odanın ışığını kapattı ve az önce biten filmin yerine başkasını koydu. Bu seferki film bir öncekinden daha da açıktı. Baştan sona pornoyu andıran sahnelerle dolu filmin bendeki etkisi çok beIıirgin oldu. Önümde ki çadır saklanamayacak ölçülerde gergin bir şekilde dikili duruyor, yanımdaki kadının arada sırada dikkatle önüme baktığını görünce heyecanım katlanarak artıyordu. Nedim bir ara bana dönüp geceyi burada onlarla geçirebileceğimi, dolayısıyla bir eşorfman giyersem daha rahat edeceğimi söyledi. Nedim filmi dondururken karısı  benim için bir tişört ve eşorfman altı getirip bıraktı.  Kendileri de üstlerini değişmek için yatak odalarına gittiler. Geri döndüklerinde Nedim bir şort giymiş üstü çıplak, karısıda beni şaşkınlığa uğratan bir şekilde karanlıkta şeffaf olduğunu seçebildiğim kısa, dantel bir gecelik giymişti.   Yanlış görüp
görmediğimi  anlamak için dikkatle kadının memeIerine bakarken televizyonun
önünden geçen kadının sütyen takmadığı diri göğüsIerini tüm ayrıntılarıyla
görününce donsuz olarak giydiğim eşorfmanımın önünde iki karışa yakın bir
çıkıntı meydana geldi. Filmi tekrar başlatıp herkes eski yerlerine geçince ben
yanımdaki kadının memeIerine mi yoksa filmdeki sevişme sahnesine mi bakacağımı
şaşırmış fırsat buldukça kamışımı okşuyordum. Kadın kocasına doğru yaslanmış bir
şekilde sırtı bana dönük olarak oturuyor başını yasladığı kocasının göğsünden
televizyondaki aşk sahnelerini sessizce izliyordu. Bir ara Nedimin durumu nedir
diye hafifçe onun tarafına doğru eğilince gördüğüme emin olabilmek için dikkatle
bakmak zorunda kaldım. Kadın kocasının erkeklik organını şortundan dışarı
çıkarmış benim varlığıma aldırmadan elinde sıvazlayıp duruyordu. Galiba çok toy
bulduklarından bana pek aldırdıkları yoktu. Dikkatimi filme vermeye çalışıp
bunda bir müddette başarılı olduktan sonra kadının başının kocasının kucağına
doğru eğildiğini farkederek neler olacağını heyecanla izlemeye başladım.
Karanlık odada televizyondan gelen ışığın aydınlığında genç kadının kocasının
benimkinden daha kısa ama oldukça kalın olan uzvunu ağzına aldığını ve iştahla
emdiğini görebiliyordum. Arada sırada emişlerinin dozunu ayarlayamıyor ve
bebeklerin anne memesini emerken yaptıkları gibi şapırtı sesleri çıkarıyordu. Bu
arada iyice yana yattığı için geceliği yukarı sıyrılıp yuvarlak kalçaları tam dibimde davetkar bir şekilde açılmıştı. Dokunabilmek için içim giderken kendimi biraz kadına doğru kaydırdım. Bacağım kadının kalçasına dokununca bir an başını kaldıran kadın hafifçe doğruluren tam dibine yanaşmış oIduğum için bacağımın üstüne oturmak zorunda kaIdı. Muhteşem aIçaIarının temasından aldığım zevkli heyecandan az daha kendimi kaybedecektim. Umursamaz gibi görünerek başını tekrar Nedimin kucağına gömen kadın küçük bir bez parçasının çok az örtebildiği yarı çıplak kalçalarını sunmak ister gibi benim kucağıma yanaştırıp dönünce bundan cesaret alarak hafif yan dönerek biraz daha yaklaştım. Şimdi  bir dizim kadının çıplak bacaklarına dayanmış durumdayken dizimi biraz kaldırarak  kocasın ıemmekle birhayli meşgul olan kadının kalçalarının arasına  yasladım. Çok büyük bir cesaret gösterip yaptığım bu hamleme kadından hiçbir tepki gelmeyince  iyice  yan döndüm. Bu durumda kadının kalçasına yaptığım teması kaybetmiştim. Ama şu anda ki durumda yeni bir yaklaşma hamlesi bana çok daha farklı bir fırsat verebilirdi. İleri gidip gitmemeğe karar vermekte zorIuk çekerken  önümde arkası bana dönük olarak kocasının kamışını emen  kadın kendini geriye doğru hafifçe iterek kucağıma yaslandı. O anda önümdeki kazığı tamda kalçalarının birleştiği yere dayayınca  kocasının kucağından başını  kaldıran kadının hafifçe; ´´Ohh”  dediğini duydum. Önümü kadının arkasına bastırmaya başladığımda kadın da kendini benim tempoma uydurarak aynı şekilde kalçalarını erekIik organıma sürtmeye başladı. Nedim gözleri kapalı olarak kendini karısının verdiği zevke kaptırmış gibi görünürken film bitmiş televizyonun boş ekranı yanlızca ortamı hafifçe  aydınlatan bir araç haline gelmişti. Kadının kocasının kamışını alenen emip başını bir aşağı bir yukarı kaldırması üzerine ben eşorfmanımı indirerek kamışımı kadının kalçalarına dayadım.Aşk tokmağımın çıplak temasını arkasında hisseden kadın şöyle bir doğrulunca ben tedirginlikle geriledim. Arkasına hiç bakmayan kadın külodunu kalçalarının arasındaki muhteşem yarığı ortaya çıkacak  kadar indirdi ve yine aynı pozisyonda kocasını emmeğe devam etti. Artık yapılacak şey için düşünmeme gerek yoktu.Menekşe ablayla yaşadığım tecrübelerden malımı tam olarak nereye dayamam gerektiğini öğrenmiştim. İçine girdiğimde kadın güçlü bir zevk inlemesi çıkarırken kamışımı boylu boyunca sıcak, dar ve ıslak deliğe çıkarıp sokmaya başladım. Eğer bir kaç saat önce kocasının içine boşalmamış olsaydım herhalde zirveye uIaşmam uzun sürmezdi ama önümdeki kadını yarım saat pompaladığım halde hala beIim geImemişti.Bu arada kadın iki defa inleyerek zirveye ulaşmış, kocası da aynı şekilde iki defa kadının ağzına akıtmıştı. Ben artık cesaretle yüklenmiş olarak dizlerimin üstüne kalkmış önümde yarı domalır gibi duran kadının içinde piston gibi bir ileri bir geri gidip geliyordum. Bir ara Nedim ayağa kalkıp yeni bir film koymaya girişince duraklar gibi oldum ama kadın külodunu çıkarıp attıktan sonra önümde tamamen domalıp devam etmemi ister şekilde kendine çekince ıslak ıslak parlayıp olabildiğinc şişmiş olan kamışımı önümdeki enfes yuvarlakların ortasına iştahla gömmeye devam ettim. Nedim televizyonun olduğu yerde dikilmiş benim karısını becermemi seyrederken yeniden kalkmış olan kalın kamışını okşuyordu. Doğrulan kadın beni iterek divana yatmamı sağladıktan sonra, üstüme çıkıp tıpkı Menekşe ablanın ben sarhoş olduğum gece yaptığı gibi erkekliğimi içine aldı. Üstündeki bütün giysileri çıkartan kadının vücudunun güzelliği karşısında şaşkına dönmüş durumda yattığım yerden uzanıp diri memelerinin uçlarını ağzıma soktum. Nedim üstümde inip kalkan karısının arkasına geçince önce ne yapacağını anlayamadım. Ancak kadın arkasında kendisiyle uğraşan adama dönüp fısıltıyla; ´´ Evet evet sen de içimdesin`` deyince adamın  karısını benle birlikte sandviç yaptığını anladım. Nedimin karısının dar deliğinde üçüncü kere boşalması çok zaman almadı. Haykırarak boşalan adamın belleri sıcak sıcak kadının arka deliğinden benim torbalarıma akarken karısı da üçüncükere doyuma uIaşmıştı. Benim hala boşalmadığımı söyleyen kadın ayaklarının üstünde sanki heladaymış gibi çömelip kalçalarını yay gibi gergin kamışıma hızla geçirmeye başlayınca daha fazla dayanamayıp bedenim zevkIe kasıIırken döllerimi Nedimin kadının içine fışkırttım.
İki gün Nedimle karısı ayşe`nin yanlarında kaldım. Bu süre içinde onlarla birlikte yaşadıklarımı hatırladıkça hala kamışım hemen sertleşir. Başımdan geçen bu heyecan verici olaydan sonra artık kadınlara yaklaşmaktaki çekingenliğimi tamamen üstümden atmış, karşıma çıkacak her fırsatı değerlendirebilecek kadar rahat hissetmeye başlamıştım. Nedimle karısının erkekliğime yaptıkları gururumu okşayıcı iltifatlar da ayrıca güvenimi artıran bir unsur olmuştu. Şimdi artık evli yada bekar her kadını kolluyor içlerinden birini düzebileceğim fırsatları gözlüyordum. Bir kaç kere dereyolundan dönüşte Çiğdeme rastlayıp ekinIerin arasında zorla arkasından becerdim. Ancak aslında gerçek bir kadını arzuluyor ve sevişmek istiyordum. Bazen Menekşe ablayı tarlalarında çapa yaparken rastlıyordum ancak kayınbabası Haydar emmi hep etrafında olduğundan yaklaşma fırsatım olmuyordu.
     Tarlayı sulamaktan henüz dönmüştüm. Ayşen teyzemin karşılıklı oturdukları oturma odasında büyük bir kızgınlık içinde anneme eniştemi şikayet ederken bulunca yine kavga ettiklerini anladım. Annem her zaman olduğu gibi teyzemlerin evine işleri görmeye giderken ben aslında onun eniştemin altına yatmak için yandığını çok iyi biliyordum. Ama bu arada teyzeme kötü bir sürpriz vardı ki o da babamın üç günlüğüne şehre gitmiş olmasıydı. Bir yandan gece şahit olabileceğim düzüşmelerden yoksun kalacağımın düşüncesinin hayal kırıklığını yaşarken, öte yandan teyzemle aynı odada yanlız yatacak olmak beni oldukça heyecanlandırmıştı.  
     Annem gittikten sonra teyzemle beraber akşam yemeğimizi yedikten sonra televizyonun karşısına geçip çaylarımızı yudumlamaya başladık. Teyzeme eniştemle neden bu kadar sık kavga ettiklerini sorunca kadın benim çok genç olmamdan dolayı vereceği cevabı fazla ciddiye almayarak; ´´Hayır canım hala birbirimizi seviyoruz ama ben yakışıklı yeğenimi daha çok sevdiğim için buraya gelmeye fırsat yaratmak amacıyla kavga çıkarıyorum`` deyince bu söylediğinin bir kısmının doğru olabileceğini ama yanına gelmek istediğinin gerçekte ben değil babamın iri kamışının olduğunu çok iyi biliyordum. Yine de güzel teyzemin beni yakışıklı olarsak tanımlaması gururumu okşamış, hatta ayağa kalkmış olan teyzemin diri vücudunu bir kere daha ilgiyle süzmeme sebep olmuştu. Yatakları sermek için dolabın önüne giden teyzem yüksekteki ağır yatağı indirirken elinden kaydırınca telaşla beni yardıma çağırdığı sırada dolgun kalçalarını seyredip kamışımı sıvazlar durumdaydım. Hemen fırlayıp teyzemin arkasından tepesinde dengelemeye çalıştığı dengi yakaladım. Dolapla benim arama sıkışmış olan teyzemin kalçaları durum gereği abanmamla tam önüme denk gelmiş, sopa gibi dikilen kamışım kadının  kalçalarına sertçe sürtünüyordu. Bir müddet ben bu pozisyonu bozmak istemeyerek teyzeme dayanmayı sürdürdüm. Kadın arkasına dayanan kalın sopamın farkına varmamış olamazdı. O da bir müddet kıpırdamadan durduktan sonra yatağı başımızın üzerinden arkaya düşürdü. O evlenmeden önce henüz genç bir kızken ben de küçük bir çocuktum ve ikimizinde en çok hoşlandığı şey her fırsatta boğuşmaktı. Yatağın düşmesi üzerine ben küçükken yaptığım gibi teyzemin koltuk altlarını gıdıklayıp; ´´Niye düşürdün ha! niye düşürdün? söyle şimdi seni gıdık manyağı yapayımmı ha!“ deyince teyzem kıkırdayarak; ´´ Sen epeydir dersini almadın galiba!” deyip alttan yakaladığı bacağımı kuvvetle kaldırıp benim dengemi bozmaya çalıştı. Arkamızdaki yatağın üzerine düşerken belinden kavradığım teyzemi de kendimle birlikte döşeğin üzerine çektim. Üstüme düşen teyzem kollarımı tutup beni altında hareketsiz hale getirmeye çalışırken kucağımda oturuyor, hala sertliğini sürdüren kamışım kalçalarının altında eziliyordu. Kahkahalar içinde benimle başedebilmeye çalışan teyzemin ellerinden sert bir hareketle kolumu kurtarırken gömleğinin üç dört düğmesi koparak iri memelerinin dışarı fırlamasına neden oldu. Ben bu muhteşem görüntüye aldırmıyormuş gibi görünerek diğer kolumu da kurtarmak için çabaIayıp boşta kalan elimle omuzundan itmeye çalıştım. KazayIa sütyeninin askısını aşağıya çekince bir memesi olanca çıplaklığıyla dışarı fırladı. Teyzem bir çığlık atıp benim üstüme kapanırken açıkta kalan memesini görmemi engellemeye çalışıyordu. Sanki hiç umurumda değilmiş gibi üstümdeki kadını belinden kavrayıp altıma aldım. Teyzem telaşla memesini gömleğinin içine sokmaya çalışırken ben kollarını kaldırıp başının üstünde tek elimle hapsettim. Dizlerimle zorlan araladığım bacaklarının arasına girip bacaklarımı bacaklarına sararak altımda kıvranan kadını hareketsiz hale getirdim. Bir yandan da ; ´´ Hala beni küçük bir çocuk gibi yenebileceğini mi sanıyorsun Ayşen hanım?“ derken teyzem altımda kıvranıyor kalçalarını kaldırıp beni üzerinden atmaya yönelik hareketler yapıyordu. Onun bu hareketleri zaten odun gibi olan kamışımın beline kadar sıyrılmış olan eteğinden açıkta kalan minik donunun üzerine daha fazla baskı yapmasına, dolayısıyla durumdan daha çok zevk almama neden oldu. Teyzem bırakmam için yalvarmaya başlarken ben iyice bacaklarının arasına girip sanki düzüşüyormuş gibi sürtünmeye başladım. Teyzem benim tavrım karşısında direnmeyi sürdürürken hareketleri biraz yumuşadı. Hala kurtulmak için çaba harcar gibi görünüyor ama çok da fazla zorlamıyordu. KoIIarını serbest bıraktığımda bacaklarını belime sarıp beni kendine çekerek ; ´´ Hadi bakalım beni esir aldın şimdi ne yapacaksın?” diye sorunca, pijamamın önündeki delikten fırlayan kamışımı teyzemin şişkin kadınlığına sürtmeye başladım. Aynı anda ikimizde hem boğuşmanın etkisinden, hem de olayın farklı bir boyut kazanmasından dolayı nefes nefese kalmıştık. Teyzem kıpırdamadan altımda yatıp kısık gözlerle gözlerime bakıyor ben  donunun üzerinden kadınlığına sürtünmeye devam ediyordum. Kamışım kazık gibi karnıma yapışmış üstüne uzandığım teyzemin çıplak göbeğine sürtünüyordu. Ellerini tek elimle başının üstünde hapsettiğim teyzem tıpkı biraz önce olduğu gibi bacaklarını bacaklarıma sarınca kamışımın başı kadınlığına dayanarak ince külodun üstünden deliğini zorlamaya başladı. teyzemin sütyenine sığmayan diri memelerini görebilmek için biraz doğruldum. Benim memelerine dikkatle baktığımı   gören teyzem; ´´ Sen daha süt  çocuğusun ayol. Beni yenebilmek kim sen kim biraz süt em de büyü kuvvetlen``  diyerek başımı memelerine doğru bastırdı. Onun bu hareketi karşısında ben şımarıkça; ´´ Ee aç da emzir hadi o zaman!“ deyince teyzem kararsızlıkla bir an durduktan sonra sütyeninin arasından çıkardığı bir memesinin ucunu ağzıma dayadı ve; ´´ Hadi em bakalım” dedi. Ben belki vazgeçer korkusuyla aceleyle ağzıma aldığım meme ucunu hırsla emmeye başlayınca teyzem derin bir oh çekerek başımı memesine  bastırdı. Bu arada sütyenini çıkartan teyzemin iki memesini de avuçlarıma alıpsıkarak iştahla emmeye koyuldum. Bu arada kamışımla ezdiğim yarığı ısIanıp ipek külodu  kamışımın baskıları sonucu şişkin yarığının içine girmişti. Sürekli olarak kalçalarını yukarı kaldırarak yarığına bastırılan kamışı içine almak istediğini belirten hareketler yapan kadının donunu indirmek üzere  aşağı kaydığımda önce tenine yapışmış ince donun üstünden şişkin kadınlığını dişledim. Teyzem yılan gibi kıvrılmaya başımı önüne bastırmaya başlamıştı. Külodu iki tarafından tutup çektiğimde gördüğüm manzara karşısında nefesim kesildi. İhtimalen babam için kendini hazırlamış olan teyzem kadınlığını ağdalamış, neredeyse Çiğdemin tüysüz yarığına benzer bir görünüşteki kadınlığı yalanmak için bekliyordu. Altımda beklentiyle yüzüme bakan kancığın yarığına dilimi ilk dokunduruşuma karşıIık kalçalarını yattığı yerden kaldırarak inler gibi bir ses çıkardı. Dilimi olabildiğince kaymaksı bir tadı olan kaygan deliğe sokuyor arada bir de ne var ne yoksa hepsini ağzıma doldurup emiyordum. Teyzem mütemadiyen ahlayıp ohluyor ve anlayamadığım birşeyler mırıldanıyordu. Başımı tutup yüzüme ihtirasla bakan  şehvet çılgınlığındaki kadın; ´´ Hadi yeğenim becer artık teyzeni`` deyince şortumu indirip yay gibi havada sallanan kamışımı kadının arzulu bakışları altında ıslak deliğine dayadım. Teyzem nefesini tutmuş içine tamamen girmemi bekliyordu. Sonuna dayanıp aletim içinde kaybolunca nefesini koyverdi ve ;´´Sen ne yaman bir erkek olmuşsun yeğenim “ diyerek bacaklarını belime sardı. Hiç acele etmeden kamışımı içinde ağır hareketlerle sokup çıkarırken dudaklarına yapıştığım teyzem benim tersime telaşlı ve aceleci davranıyor, sanki daha hızlı ve güçlü geçirmemi istermiş gibi kalçalarını ritmik bir şekilde havaya kaldırıyordu. ´´Durma yiğidim vur sertçe hızlı vur”   diye teşvik etmesi üzerine hızlanıp teyzemin yarığına bedenlerimizin çarpmasından doğan seslere aldırmadan pompalamaya başladım. Az sonra teyzem çığlıklarla boşalırken tırnaklarını sırtıma geçiriyor ve bu yaptığı beni daha da ateşliyordu. Kadın hala zevkle  titrerken yüzükoyun çevirip üstüne çıktım. Bir keresinde babamın onu aynı böyle becerdiğini görmüş ve bende bunu yapabilmeyi çok istemiştim. Şimdi teyzemin yuvarlak kalçaları altımda ezilirken kamışım derinliklerine girdikçe dibine doğru neredeyse bir su bardağı gibi kalınlaşan  organım teyzemin deliğini geriyor her yüklenişimde altımdaki kadın zorlanarak ıh çekiyordu. Beline sarılıp önümde domalttığım teyzemin incecik beliyle geniş kalçalarının muhteşem görünüşü karşısında kendimden geçerek on dakika boydan boya sokup çıkardığım kamışımı teyzemin iniltilerle ikinci kez boşalmasından sonra serbest bıraktım ve bostan çeşmesinden fışkıran tazyikli sular gibi teyzemin içine gürül gürül akıttım. İkimizde nefes nefese birbirimize sarılmış dinlenirken baygın bakışIarını gözIerime diken teyzem fısıItıyIa; ´´ Haftaya enişten şehre gidecek. Biz evde yanlız kalmayalım. Hele bir diyeyim de anangil seni bir haftalığına bize yollasın`` deyince artık hiç abaza kalmayacağımı bilmenin sevinciyle yeniden dirilen kamışımı teyzemin kadınIığının davetkar bir cömertlikle aralanmış oIan girişine bastırdım…     
653 notes · View notes
turasiye · 3 months ago
Text
Kaynanam (9)
Tumblr media
*** Bölüm 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10  11 ***
Yürüye yürüye kaynanamın evine vardığımda saat 23:00'e geliyordu. Binanın kapısı kapalı olduğundan zile bastım. Az sonra zilin yanındaki minik hoparlörden kaynanamın korktuğunu belli eden sesi geldi, 
“Kim o?” diye. Bu saatte birini beklemediğinden çalan zil onu korkutmuştu. 
“Benim, Orhan!” dediğimde, 
“Orhan?” dedi şaşırarak. “Hayrola, ne oldu?” deyince, 
“Ya açsana kapıyı, soru sorup durma!” dedim karşılık olarak. Kapı cızırdayarak açıldı az sonra, ben de içeri girdim. Merdivenleri ağır ağır çıkarken kaynanamın kapısı açıldı. Beni görünce, 
“Hayırdır, ne oldu?” diye sordu merakla. 
“Geç içeri, içerde konuşalım!” dedim ayakkabılarımı çıkartırken. Meraklı ve tedirgin gözlerle bakarken peşinden içeri girip kapıyı kapadım. 
“Ne oldu Orhan, bu saatte ne işin var burada, Arzu nerede, kavga mı ettiniz yoksa?” diye nefes almadan soruları sıralayınca, 
“Yok be ne kavgası, Arzu yattı, kahveye gidiyorum deyip buraya geldim!” dedim. Sonra da, “Geç otur şöyle, konuşacaklarım var seninle"  
"Ne konuşacaksın?” diye sordu koltuğa oturmadan önce. “Arzu ile arandaki mesele ne? Bu akşam aradın onu, seninle konuşmak için arka odaya geçip kapıyı kapattı, ne oldu?” diye sordum. 
“Bizim aramızda!” dedi. 
“Ne var aranızda sizin, söylesene!” dediğimde, 
“Ha!” dedi şaşkınca. Sonra da, “Yok, bir şey yok, ne olacak ki, ana kız arasındaki mesele!” dedi. Benden gizlediği bir şey olduğu çok açıktı. Derin bir iç geçirdi önce, söylesem mi söylemesem mi diye kararsız kaldıktan sonra, 
“Tamam ama benden öğrendiğini belli etme ona!” dedi önce. Sonra da merak ettiğim meseleyi anlattı: 
“Kocam yaşarken kardeşinden on bin lira borç almıştı. Karşılığında da senet imzalamıştı. Kardeşi senetsiz vermem demişti. Kocam ölünce kaynım (Yenge ben o kalan parayı istemiyorum, borcun falan yok!) dedi. Ama eltim bugün o kalan parayı istediklerini söyledi.  (Vermezsen o senetler halen duruyor, onları işleme koyarız!) deyince de başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Senetlere beni kefil olarak yazmışlardı. Ağzıma geleni söyleyip çıktım…” dedi.
“Arzu'yu da bunun için aradım.   Ama yanaşmadı, (Benim param yok!) dedi. Olduğunu biliyorum,  ama yanaşmadı parayı vermeye. Seni de aramak istemedim, bana zaten destek oluyorsun bir de bunun için arayıp rahatsız etmek istemedim. Kader'i aradım ben de, durumu anlattım, (Tamam, sen merak etme ben veririm!) dedi sağ olsun. O gönderecek bana parayı. Ben de Selime'ye verip senetleri alacağım…” diye ekledi. Anlattıkları fena halde canımı sıktı. Kayınbabamın kardeşi ve eltisi Selime'ye küfrettim. Yaptıkları şerefsizlikti. Ancak karımın yaptığı da başka bir şerefsizlikti. 
“Arasana beni, ne diye Arzu'yu arıyorsun, böyle şeylerde bana haber ver!” dedim. 
“Ne bileyim, çekindim!” deyince kalkıp yanına oturdum. Elimi omzuna atıp, 
“Ya güzelim, biz artık neyiz seninle, karı koca değil miyiz?” diyerek yanağından öptüm. Kaynanam utangaç bir genç kız edasıyla kendini geri çekmeye çalıştı önce, sonra da, 
“Arzu bilmiyor buraya geldiğini, di mi?” diye sordu. “Dedim ya, kahveye gidiyorum dedim, zaten yattı o, sabaha kadar uyanmaz!" 
"Niye bu kadar erken yattı?” diye sordu bu sefer. Ona (Sikiştik, sonra da yattı!) dememek için, 
“Bugün yaş günü kutlamasında yorulmuş, onun için!” diyerek yanıt verince, “Haa!” dedi kaşlarını kaldırarak. Sarı puantiyeli bir pijama ile beyaz bol bir tişört vardı üzerinde. Kumral saçları sırtına dökülüyordu. 
“Ayrıldığımızdan beri çok özledim seni, şunun şurasında kaç saat oldu ama burnumda tütüyorsun!” diyerek dudağının kenarından öptüm. Utanmış gibi, 
“Ben de!” dedi gülümseyerek. Beyaz boynunu öptüm, etini emdim. Kaynanamın çok hoşuna gitmişti, ancak, 
“Gitsen iyi olur Orhan, Arzu kalkıp arayabilir!” dedi dudaklarımı boynundan çektiğimde. 
“Uyanmaz o, söyledim ya sana, korkmana gerek yok!” dedim. Ancak kaynanam korkusunu üstünden atamıyordu bir türlü. Sürekli benzer sözlerle gitmemi istiyordu. 
“Birer kahve yap da beraber içelim önce, ondan sonra giderim!” dediğimde, “Tamam!” dedi itiraz etmeden ve kahveyi yapmak için mutfağa geçti. 
Gitmek gibi bir niyetim yoktu, ama onu da ürkütmek istemiyordum. Birkaç dakika sonra elinde bir tepsiyle geldi. Kahvenin yanına iki de küçük lokum koymuştu. Yan yana oturmuş orta şekerli kahvelerimizi içerken kaynanamla kızlarım hakkında konuştuk. Sonunda kahvem bittiğinde, kaynanam, 
“Hadi Orhan!” dedi kalkmam için. 
“Ya niye kovmaya çalışıyorsun beni?” deyince, 
“Kovma falan değil, bu saatte burada olmaman gerek!” dedi. 
“Ya sen benim kayınvalidem değil misin, ne olmuş, ben de senin damadınım, yabancı mıyız?”
“Orhan konuşturma şimdi beni!” dedi elindeki kahve fincanını sertçe tepsiye koyarken. Geriye yaslanıp,
 "Bu gece seni sikmeden şuradan şuraya gitmem!“ dediğimde, 
"Tövbe tövbe!” dedi başını sallayarak. "Orhan delirdin mi sen, hadi bak saat kaç oldu!“ dedi eliyle de kalkmamı işaret ederek. 
"Valla ben çok ciddiyim, hiç öyle gitmek gibi bir niyetim yok!” dediğimde bu kez gözlerini üzerime dikip uzun uzun baktı. Ardından da, 
“Sen bunun için geldin buraya değil mi, aranızdaki meseleyi merak ettim falan filan yalan!” deyince, 
“Eh, o da var tabii, senin tadını almışım bir kere güzelim, aklımdan çıkmıyorsun ki!” dediğimde, gülümseyerek, 
“Sapık!” dedi. Kaynanamın beden dilini çözmüştüm. Bu gülümsemesi onun da en az benim kadar sikişmek istediğinin işaretiydi. Elini tutup öptüm. 
“Nerde yapalım, senin odanda mı?” dediğimde yüzü ciddileşti ve sert bir sesle, 
“Tövbe tövbe, kocamın yatağında olur mu?” dedi. 
“Kocan mı kaldı, adam ölüp gitti!” deyince, 
“Ya git işine, manyak mısın nesin?” dedi tepki göstererek. 
“Tamam o zaman, Tufan'ın odasına gidelim!” dediğimde yumuşar gibi oldu. 
“Hadi gel bakalım!” dedim ve elinden tutup kaldırdım. Birlikte Tufan'ın odasına geçtik. Tufan askere gittiğinden beri hiçbir şey değişmemişti odada. Her şey o günkü gibi duruyordu. Tek kişilik yatağa bakıp, 
“Göt kadar yatak bu, nasıl olacak bunun üstünde?” dediğimde kaynanam sessiz kaldı. Doğru söylediğimi o da biliyordu. 
“Senin odana gidelim!” deyince bu kez itiraz etmedi. 
Kaynanamın büyük yatak odasının kapısını açtım. Büyük pencerenin perdelerini henüz çekmemişti. Işığı yakmadan önce kalın perdeleri sıkıca çektim. Kaynanam ışığı açtı, hareketlerinde heyecan ve tedirginlik vardı. Kayınbabam ile evlendikleri gün fotoğraf stüdyosunda çektirdikleri büyük, çerçeveli bir fotoğraf yatağın başındaki duvarda asılıydı. Kaynanam henüz 17 yaşındaydı evlendiğinde. 
Beyaz kapalı gelinliğinin içinde tüm güzelliği, canlılığı ve tazeliği ile kocasının elinden tutmuştu. Kayınbabam ise 30 yaşındaydı. Siyah gür saçları, kalın bıyıkları ve boynuna taktığı büyük kırmızı papyonu ile komik görünüyor ve eski zamanın taverna şarkıcılarına benziyordu.
“Şunu kaldırsana!” dedi heyecanını gizleyemeyen bir sesle. 
Yatağın üstüne çıkıp büyük fotoğrafı aldım duvardan. Fotoğrafı duvara dönük şekilde yaslarken kaynanam da eskimiş makyaj masasının üzerinde bulunan birkaç aile fotoğrafını kaldırıp çekmecelerden birine koydu.  Sonunda her şey tamam olmuştu. Karşımda ne yapacağını bilmez halde dururken, 
“E hadi soyunsana!” deyince, 
“Tamam!” dedi fısıltıyla. 
Ben üstümdekileri çıkarırken o da önce pijamasını ardından da tişörtünü çıkardı. Altına krem renkli slip külotla sutyen giymişti. Slip külot kasıklarını sıkmış, amının etli dudaklarını ortaya çıkartmıştı. 
“Güzelmiş çamaşırların, nerden aldın?” diye sorunca, 
“Arzu almıştı anneler gününde.” dedi. Benden gizli almıştı demek ki. 
“Hadi ya?” dedim şaşırarak ama Arzu'nun bu davranışı hoşuma gitmişti. Az sonra külotunu ve sutyenini de çıkarıp yanıma uzandı. Kaynanamın yatağı bizimkinden de genişti. 
“İnsanın böyle yatağı varken boş kalması doğru olmaz!” dedim. Yanaklarını öpüp memelerini avuçlarken, kaynanam, 
“Bundan sonra sen doldurursun o zaman!” dedi sağ elini aşağı atıp yarağımı tutarken. Daha birkaç dakika önce (Kocamın yatağında olmaz!) diyen kaynanam şimdi 180 derece tersini söylüyordu. 
Ama beni çok mutlu etmişti bu sözleriyle. Dudaklarını emerken karşılık veriyor, yarağımı daha sıkı tutuyordu. Memeleri elledikçe balon gibi şişip büyüyordu sanki. Eliyle 31 çektiriyordu yarağıma. 
Bense memelerini emmeye başlamıştım bu sırada. Etli uçlarını emiyor, ısırıyordum durmadan. Kaynanamın kısık sesle çıkardığı zevk iniltilerini duyuyor, sıcak nefesini yüzümde hissediyordum. Sağ elimi memelerinden çekip amına attığımda amının çoktan sulandığını, sikilmeye hazır hale geldiğini gördüm. Ancak aklımda götü vardı, bu gece onu götünden sikecektim. 
“Götten yapalım!” dediğimde, 
“Olmaz!” dedi tepkiyle. 
“Tamam demiştin gündüz, niye itiraz ediyorsun şimdi?" 
"Hazır değilim!” dedi. 
“Güzelim korkmana gerek yok, ben her şeyi ayarlarım, sen çekinme, rahat ol, kendini bana bırak yeter ki!” dediğimde önce sessiz kaldı. Saçlarımı okşadıktan sonra sağ dirseği üzerinde doğrulup korkulu gözlerle baktı. 
“Canımı yakma!” dedi fısıltıyla. 
“Korkma!” dedim yanağından öptükten sonra. “Yüz üstü uzan sen!” deyince yavaşça yaptı dediğimi. “Bacaklarını aç!” dediğimde de itiraz etmeden yerine getirdi. 
Dolgun ve beyaz göt yanaklarını kavradım, bir süre avuçlayıp sıktım. Onları iki yana ayırdığımdaysa beklediğim manzara karşımdaydı. Kaynanamın nemli göt deliği hemen önümdeydi. 
Eğildim, dilimi uzattım ve terli göt deliğinin ağzına hafifçe değdirdim. Kaynanam irkildi önce, başını yana çevirmiş bana bakıyordu. Göt deliği temizdi, herhangi rahatsız edici bir koku yoktu şansıma. 
Aynı şeyi bir kez daha ama bu sefer bastırarak yaptığımda kaynanamın göt yanakları sertleşti. Kısa siyah kıllar dilimin ucuna minik birer iğne gibi batmıştı. Bir kez daha göt deliğini dillediğimde kaynanamdan bu kez hafif bir inilti çıktı. 
“Hoşuna mı gitti?” diye sorunca, 
“Bi tuhaf oldum!” dedi. 
Dilimi bu kez daha uzun ve bastırarak tuttum göt deliğinde. Deliğin ağzını külahtaki dondurmayı yalar gibi yalıyordum. Kaynanam ellerini iki yana açtı, yüzünü bastırmıştı yatağa. Bana bakmaya çalışıyordu. Birkaç sefer daha yaptıktan sonraysa, kaynanam, 
“69 yapalım, ben de seninkini ağzıma alayım!” deyince, 
“Vay, sen 69'u nerden biliyorsun?” diye sordum gülerek. Kaynanam doğrulurken, 
“Sen de beni iyice kör cahil belledin herhalde!” dedi alınmış gibi. Ben yatağa sırtüstü uzanırken o da ters şekilde üzerime çıktı. Kaynanamın sulu bir şeftaliye benzeyen etli amıyla dil darbelerimle iyice ıslanan göt deliği ağzımın ucundaydı şimdi. 
Amının koyu pembe, etli dudaklarını parmaklarımın ucunda sıkarken kaynanam yarağımı ağzına almıştı bile. Yarağımın kafasını emiyordu nazikçe. Sol eliyle yataktan destek alırken sağ eliyle kavradığı yarağımı emiyor, kafasını dilliyor bazen de ağzına dibine kadar almaya çalışıyordu. 
Bense ayırdığım amının içini dilimle ve ağzımla dolduruyordum. Amının sıcak ve yağlı zevk sıvıları dilimi kaplıyordu. Göt deliğini de ara ara dillemeye devam ediyordum ama asıl ilgi alanım şimdi kayganlaşmış ve vıcık vıcık sulanmış amıydı. Karımla yaşadığım sikişin üzerinden çok zaman geçmemişti, ama şimdi annesinin yatağındaydım. Babasından kalan kutsal yatakta annesini sikecektim. 
Kaynanamın yoğun ve ıslak saksosu yarağımı daha da sertleştirirken amının ıslaklığı da her geçen saniye çoğalıyordu. Dilimi amının kızıllığına sokmuş, derin ve geniş boşluğun içinde gezdiriyordum. 
Ara sıra göt deliğine attığım dil darbeleri kaynanamın sıkı göt yanaklarını taş gibi sertleştiriyordu. Göt yanaklarına birkaç şaplak attım, hamur gibi sıkıp yoğurdum. Bu anlarda kaynanam başını kaldırıp indiriyor ve yarağımı daha çok alıyordu ağzına. 
Harika bir duyguydu. Derin derin somuruyor, emiyordu yarağımın kafasını. Sağ elini şişen taşaklarımın üzerinde gezdiriyor, onları hafifçe sıkıyor, okşuyordu. Kıllı göt deliğini her iki başparmağımla ayırdım. Deliğin içi gündüz kızarmış gibi görünüyorken şimdi koyu bir karanlığa bürünmüştü. Kaynanamın bu pozisyonda sarkan memeleri kasıklarıma, bacaklarıma değiyordu. 
Ancak saksoya ara verdiği bir anda yarağımı iki memesinin arasına aldı. Memelerini sallayarak yarağıma çarptırdı ardından. 
“Harikasın!” dedim keyifle. Amının etli dudaklarını daha bir iştahla emmeye başlarken sağ başparmağımı da götüne soktum. Parmağım kolayca ilk boğumuna kadar içine girerken kaynanamın dolgun göt yanakları bir sertleşip bir yumuşuyordu. Bundan zevk aldığını görüyor, hissediyordum. 
Kalçalarını, sırtını ve belini okşuyor, göt yanaklarında gezdiriyordum sol elimi. Götündeki parmağımı ileri geri oynattıkça göt deliği açılıp genişliyordu. Amını dillemeye, emmeye de devam ediyordum yine. Kaynanam bu ara doğruldu ve yüzüme oturur gibi bir vaziyet aldı. Amı ağzımla bütünleşmişti şimdi. Götündeki parmağımı çıkardım. Amını dilleyip emerken göt yanaklarını avuçlayıp sıktım. Bu sırada o da boş durmayıp amını ovalıyordu hararetle. Bir yandan da fısıltılı zevk iniltilerini çıkartıyordu. 
Amı yağ sürülmüş gibi kaygan ve bir kor gibi yakıcı haldeydi. Yüzüme oturmuş halde kendini ileri geri sallıyordu. Zevk denizinde yüzüyordu kaynanam. Ancak bu anlarımız, 
“Sik beni aşkım, hadi sik beni!” sesleri ile kesintiye uğradı. Kaynanamın alev alev yanan bedeni yarağımla buluşmak için sabırsızlanıyordu. Öne doğru eğildi önce, sonra da doğrulup kalktı. Yarağım demir bir sopa gibi kalkmış, havaya dikili halde sallanıyordu. Kaynanamın saksosu ve zevk sıvıları ile ıslanmıştı. Kaynanam yüzünü bana dönerek üzerime oturur gibi çömeldi, yarağımı sağ elini arkaya atarak kavrarken amına hizaladı. Yarağım amına girerken, 
“Götten istiyorum ben!” dedim. Ancak kaynanam sert ve otoriter bir sesle, 
“Önce amımın yangınımı söndür!” dedi. Yarağım amına tamamen girdiğinde ise, “Ufffff!” diye sağlam bir inilti döküldü dudaklarından. 
Saatler sonra yarağım yeniden amındaydı. Kim bilir kaç zaman sonra kendi yatağında bir yarak amıyla buluşuyordu. Ama şimdi bir fark vardı, önceki yaraklar kocasınınken şimdiki damadınındı. Kontrolü kaynanam almıştı eline. Götünü kaldırıp indiriyor, üzerimde ileri geri yaylanıyordu. Dizlerini yatağa dayamış, ellerini de başımın iki yanından bastırmıştı yatağa. Hareket ettikçe memeleri de oynuyor ve yüzüme ufak tokatlar atıyordu. 
Kaynanamın hareketleri hızlandıkça  ˜Şop şop şop!’ sesleri de çoğalıyor, büyük odanın içinde yayılıyordu. Eski ve büyük yatak da ağır ağır sallanıyordu. Tepemizde yanan çiğ sarı ışığın altında kaynanamın bembeyaz vücudu ter damlaları altında parıldıyordu. 
İkimiz de zevkle inliyorduk. Ara sıra ellerimi göt yanaklarına atıp onu biraz havaya kaldırıyor ve alttan büyük bir güçle pompalıyordum amına. Kaynanamın iniltileri çoğalıyor, bir yandan da, 
“Uhhhh, Orhhaaann, sikkk, aşşşkıımmm, sikkk!” diye diye söyleniyordu. Sert sikilmekten hoşlanıyordu kaynanam. Arzu'nun amına boşalalı çok zaman olmamıştı. O nedenle yeniden boşalmam gecikiyordu. Bu durum kaynanamın hem hoşuna gidiyor, hem de, 
“Yoruldum, gelmedin mi daha?” diye söylenmesine sebep oluyordu. 
“Sen geldin mi?” diye sorduğumda inlemelerinin arasında, 
“Eveettt!” dedi uzun bir haykırışla. Kaynanam boşalmıştı ama fark etmemiştim bunu. Sonunda daha fazla devam edemeyecek hale geldiğinde durdu. Yarağım halen amındaydı. Üzerime iyice eğildi. Memelerini uzun uzun emerken alttan çalışmaya başladım. 
Kaynanam yarak darbelerimle öne doğru kaymamak için elleriyle omuzlarımdan tutunuyordu sıkıca. Şiddetli ve yoğun  ˜Şop şop şop!’ sesleri  gelmeye başlamıştı amından. Kaynanam inim inim inliyordu ama sebebi acı değil aldığı tarifsiz zevkti. Ben de inliyor, zaman zamansa, 
“Kocan da böyle siker miydi seni?” deyip duruyordum. 
Ancak kaynanamın bu soruma cevap verecek hali yoktu. Sonunda götüne girmeyi beklerken sarsıla sarsıla amına boşaldım kaynanamın. Boşalırken de pompalamaya devam ettim. Hareketlerim zirve noktasına gelmişti, çıldırmış gibi sikiyordum kaynanamı. Ancak o bundan çok büyük zevk alıyordu. Boşalmam sona erip de durduğumda kendini bıraktı. Dolgun ve yapılı vücudu hamur gibi yumuşamıştı. Vücudunda kemik kalmamıştı sanki. Avuçlarımın altında, kollarımın arasında etini hissediyordum fazlasıyla. 
Götüne birkaç şaplak attıktan sonra kalktı üzerimden ve kendini yatağa bıraktı. Sarıldık sıkı sıkı. Terden sırılsıklam olmuştuk. 
“Çok güzeldi!” dedi başını göğsüme koyarak. 
“Götten istiyordum ama gene amından siktirdin!” dediğimde, 
“Olsun, günler çuvala mı girdi?” dedi gülümseyerek. Sessizce yatarken memelerini sıkıp yoğurdum bir çocuğun oyun hamuru ile oynaması gibi. O da sertliğini kaybedip inişe geçmiş yarağımı okşuyordu. Birkaç dakika sonra, 
“Burada banyo yap, evde yaparsan Arzu şüphelenebilir!” dedi. 
“İyi tamam!” derken kendisi kalkıp banyoya geçti. Bir dakika kadar sonra kapıda belirdi, 
“Gel hadi sıcak su akıyor!” dedi. 
İstemeye istemeye kalkıp banyoya geçtim. Kaynanam küçük elektrikli şofbeni açmış, plastik büyük bir kovaya sıcak suyu dolduruyordu. Oturma teknesindeki tabureye oturduğumda kovadan aldığı sıcak suyu üstüme döktü. Bir life bolca kalıp sabundan sürdükten sonra çocuğunu yıkayan bir anne gibi beni yıkayıp temizledi. Yıkanmam bittiğinde, 
“Geç şimdi, ben seni yıkayayım!” dedim, ama kaynanam, 
“Ben yıkanırım, sen kurulan hemen, üstünü giyin!” dedi. 
Kenarları sökülmüş, büyük ve kalın bir havluyu uzattı. Bununla iyice kurulandıktan sonra yatak odasında duran kıyafetlerimi giyindim. Kaynanamsa külotunu ve tişörtünü giymişti. 
“Yarın sabah bize gel kahvaltıya, tamam mı?” diyerek yanağından öptüm. 
“Tamam, bakarım!” dedi gülümseyerek. 
“Bakarım falan deme, gel işte. Saat 10'da gel, güzel bir kahvaltı yapalım!” dedim itirazla. 
“Tamam, gelirim!” dedi bu kez ve ardından, “Hadi geç kalma sen, dikkat et!” diyerek kapıyı yavaşça açtı. Son bir kez dudaklarından öptükten sonra çıktım. Arkamdan kapıyı yavaşça kaparken sessizce merdivenlerden indim. 
Binadan çıkınca serin hava yüzüme çarptı. Eve dönmeden önce mutlu ve keyifli bir halde yürüdüm sokaklarda. İlk defa milli olan bir delikanlı gibiydim. Eve geldiğimde vakit gece yarısını geçiyordu. Yavaşça açtım kapıyı. Arzu ve çocuklar mışıl mışıl uyuyordu. 
Artık güzel bir uykuyu hak etmiştim. Soyunup girdim yatağa. Ama kaynanamla gün içinde yaşadıklarımı düşünmekten gözüme uyku girmiyordu bir türlü. 
Sonunda uykuya daldığımda saat dörde geliyordu…
*** Devamı ***
113 notes · View notes
turasiye · 3 months ago
Text
Karımın Türbanlı Arkadaşını Banyoda Domaltıp Siktim!
Karımın arkadaşı Özlem 32 yaşında, türbanlı, fakat evinde biraz pasaklı bir kadın. Onunla sikişeceğim aklıma gelmezdi. Birgün eşimle birlikte onların evinde çay içiyorduk. Sohbet falan derken zaman bayağı ilerledi. Tam kalkacağımız sırada Özlem kalkmak için hamle yaptığında, ben yanlışlıkla eteğinin kenarına bastım ve etek aşağı kaydı. (O an eşim montunu giyiyordu, Özlemin kocasıda kapıda ayakkabıları dizmeye gitmişti). Hayatımın en ilginç manzarası karşımdaydı, benim pasaklı dediğim Özlem beyaz bir tanga giymiş ve tangası kalçalarının arasına olabildiğince sıkışmıştı. Ama bu istemeden yaptığım hareket onun pek hoşuna gitmedi sanırım, gözlerimin içine sertçe bakıp, “Ne o karının canını çıkardığın yetmiyor mu?” diye bana usulca çıkıştı.
Bu manzara benim gözümün önünden gitmez olmuştu, ne yapıp edip Özlemi sikmeliydim. Sonraki günlerde pek bir olay olmadı, ama ben yanıp tutuşuyordum. Bu gazla karımı her akşakm siker olmuştum. Karım bu duruma şaşırmıştı, ama sanırım pek şikayetçi değildi. Sonraki günlerde eşim bana telefon açıp, “Özlemlerin musluğu bozulmuş, eşi de işdeymiş, git bir bakıver.” dedi. Ben hık-mık ettim, ama canıma minnetti. Neyse takımlarımı da alıp doğruca Özlemin evine gittim. Özlem kapıyı actı ve gözlerinin içi gülerek, “Hoşgeldin.” dedi. “Hoşbulduk.” deyip içeri geçtim. Bana, “Banyo biraz dağınık, sen otur ben toplayıp geliyorum.” dedi ve gitti. Uzun süre gelmeyince evi gezmek bahanesiyle banyonun kapısına geldim ve içeri baktım. Ne göreyim, Özlem banyoyu toplayacağına daha da dağıtıyor, renga renk külotlarını ve sütyenlerini sağa sola atıyordu...
Benim, “Hazır mı?” dememle birlikte irkildi ve “Gel, gel!” dedi. Banyoya girdim ve hemen işe koyuldum. Yere eğildim, takımları alarak tamire başladım. Musluğu söktüm, “Bunun contası bozuk, hemen değiştirelim.” dedim. “Asıl bunun contası bozuk, sen önce bunu sıkıştır!” dedi. Anlamadığımı söyleyince, bacaklarını açıp bana amını gösterdi. Bunun yanlış olduğunu, karımın arkadaşı olduğunu falan anlattım, fakat hep dümen, amacım onun beni istediginden emin olaktı. Birden bana çıkıştı ve “Salakmıyım ben, eteğime bastığın günden beri gözüm sende.” deyip dudaklarıma yapıştı. “Günah benden gitti.” deyip, beline sarıldığım gibi bunu çamaşır makinesinin üzerine oturtarak, bacak arasına yumuldum. Ben külotunun üzerinden amını yalarken, Özlem bir yandan inleyip bir yandanda başımı amına bastırıyordu...
Üzerimdeki tulumu çıkarıp soyundum. Özlemin külotunu yana çektim ve sikimi amına daldırdım. Birden gözleri irileşti. Bana, “Yavaş ol Hayvan!” dediğini duydum, ama ben aldırmıyor gidip gelmeye devam ediyordum. 15-20 dakika sonra gelmek üzereydim, “İçine mi, dışına mı?” diye sordum. Aldığım cevap, “Bu zevki dışarı bırakmam!” deyip, bana olanca gücüyle sarılıp içine boşalmamı sağladı. Okadar dolu olmalıydım ki, spermlerim amından taşıp, çamaşır makinesinin örtüsüne bulaşmıştı. Bana ‘uzun zamandır bu kadar güzel sex yapmadığını’ söyleyip, dudaklarıma yapıştı. Sevişirken benim yarak yeniden faaliyete geçti, “Hic götünden yedin mi?” diye sordum. Kocasının bir kere denediğini, fakat beceremediğini söyledi...
Ben tabi bunu duydum ya, dururmuyum? Özlemi hemen ters çevirip makineye domalttım. Örtüye bulaşan spermleri parmağımla alıp götünün deliğine sürdüm ve aniden yüklendim. Canının çok yandığını söyleyince, yavaş yavaş dayanarak hepsini soktum götüne. Sonra birden hızlandığımda ise Özlem çoktan kendinden geçmişti. 10 dakika kadar siktikten sonra büyük bir zevkle döllerimi Özlemin daracık götünün içine boşaltmıştım.
Şimdilerde ise halen fırsat buldukça sikişiyoruz...
95 notes · View notes
turasiye · 3 months ago
Text
Kayınçomun Taze Karısını Gerdek Gecesinde Siktim!
Merhabalar, ben İstanbuldan Metin, 44 yaşındayım. Kayınçom geçen ay çok güzel bir kızla evlendi. Düğün merasiminden sonra kayınçomu ve yeni eşini konvoy halinde evlerine bırakıp, evlerimize dönmüştük. Daha yatağa girmeden cep telefonum çalmaya başladı, arayan kayınçom idi. Telefonu açıp, “Hayrola kayınço, gerdekten çabuk çıkmışsın?” dediğimde, “Yok be enişte, daha giremedim ki, çıkayım!” dedi. “Hayırdır?” deyince, “Ya ne bileyim hayır mı, şer mi. Bir türlü hazır olamıyorum, ne yapacağımı şaşırdım, seninle hemen görüşmem lazım enişte!” dedi. “Tamam geliyorum!” dedim ama bu saatte evden nasıl çıkacaktım? Eşime, “Kardeşin balayı biletlerini bizim arabada unutmuş, onu istiyor.” deyip hemen çıktım evden...
Aceleyle kayınçomun evine nasıl gittim bilmiyorum, ama içeri girdiğimde ikisi de salya sümük ağlıyorlardı. “Ne oldu? Niye ağlıyorsunuz?” diye sordum. Kayınçomun karısı, “Enişte ben çok çirkin bir kadınmıyım? Kocamın gerdek gecesinde hareketsizliğine bir anlam veremiyorum. Oysa nişanlılık döneminden beri bu günü sabırsızlıkla bekliyorduk.” diyerek hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ediyordu. Kayınçom da karısından farklı değildi. Kayınçoma, “Oğlum çok heycanlanıyorsun belki ondandır. Biraz heycanınızı yatıştırıp, öyle deneyin.” dedim. “Nasıl?” dedi. “Evde alkol varmı? Birer kadeh alkol alın öyle deneyin.” dedim. Kayınçomun karısı salondan çıktı, biraz sonra elinde içki şişesi ve üç kadehle içeri girdi. “Ya, ben gideyim, siz bir iki kadeh için, sonra tekrar deneyin.” dediğimde ikisi birden, “Ya enişte, beraberce içelim, sohbet edelim biraz. Sohbetin, önerilerin bizi biraz rahatlatsın.” falan dediler. Ben de, “Peki o zaman...” dedim ve kadehleri doldurup şerefe kaldırdık. Kadehleri masaya bıraktığımızda üçüde boşalmıştı. İkincileri doldururken, (bu çocuk hiç alkol almazdı, sarhoş olacak busefer de) diye düşündüm, “Oğlum bu kadar hızlı içme, yavaş!” dedim. İkinci kadehleri biraz daha yavaş içerek sohbet devam ediyorduk.
Ben rahatlasınlar diye mevzuyu başka yöne çekmeye çalıştıkca, onlar hep gerdek gecesi'ne getirip duruyorlardı. Kayınçomun karısı bir ara mutfağa buz almaya gittiğinde kayınço ağzındaki baklayı çıkarıverdi. Eşinin yokluğunda, “Ya enişte, bize yardım et, birlikte girelim gerdeğe, baksana heycandan elim ayağım nasıl titriyor!” dedi. Nasıl olacaktı böyle birşey, şok olmuştum! Kayınçomun karısı elinde buz kabı ve kuruyemiş kasesi ile kapıdan göründü, geldi oturdu. Ben kadehimi kaldırdım ve “Hadi eyvallah!” deyip bir dikişte bitirdim. Kalkmak için hareketlenince, kayınçom, “Enişte sen de kal.” dedi. Kayınçomun karısı da (Kal da yemeyenin malını ye!) der gibi yalvarırcasına gözlerimin içine bakıyordu. Daha fazla dayanacak halimde kalmamıştı açıkcası, çünkü kayınçomun karısı hakikaten harika bir vücuda sahipti ve her erkeğin başını döndürecek güzellikteydi. “Bak kocan sen de kal diyor?” dedim. O’da başını önüne eğip, “Kocam daha iyi bilir, sen de istiyorsan kal enişte.” deyiverdi. “Okey o halde.” dedim. Bu sefer de beni tarifi imkansız bir heycan sarmaya başlamıştı.
Masada duran Viskiden bir kadeh daha doldurdum ve koca bir yudum aldıktan sonra masadan kalkıp üçlü koltuğa oturdum. Biraz sonra ikiside kadehlerini alıp, biri sağıma biri soluma oturdular. Biraz sohbet falan derken, “Hadi içip yatalım artık.” dedim. Kadehleri fondip yaptık. Karısı salondan çıktı biz kayınço ile oturuyorduk daha. “Hadi bakalım kayınço.” dediğimde, kayınço isteksizce karısının peşinden gitti. Ben de üçlü koltuğa uzanmıştım ki, kayınço tekrar kapıdan göründü, “Enişte sen gelmiyormusun?” dedi. “Oğlum gerdeğe sen gireceksin, ben değil! Hadi uzun etme artık!” dedim. Ama kayınço yanıma geldi, “Hadi ama enişte, daha nasıl diyeyim bilmiyorm, sen de gel bizimle.” derkende kelimeler birbirine karışıyordu, sarhoş olmuştu. Yatak odasına girdiğimizde karısı yatağın kenarına oturmuş öylece duruyordu. Kayınço hemen yanına oturdu, ben de diğer yanına oturmuş ne yapacağımızı bilmeden duruyorduk. Birden hareketlenen kayınço oldu ve “Hadi yatalım artık.” dediği gibi yatağa attı kendini. Karısı ile öylece kala kalmıştık.
Karısı, “Enişte bunun birşey yapacağı yok galiba...” diyerek boynuma sarılıp ağlamaya başladı. Ben de ona sarılıp, saçlarını okşarken teskin etmeye çalışıyordum. Birden kendini geri çekip yüzüme baktı ve bir anda dudaklarıma yapıştı ki, ne yapışma! Dudaklarımı öpmüyor adeta kemiriyordu. “Hadi enişte, bundan hayır yok, biz işimize bakalım!” dedi. Ben de artık zıvanadan çıkmıştım, öyle bir öpüşüyorduk ki tarif etmek imkansızdı, bir yandanda üzerimdekileri çıkartıyordu. Biranda gömlek pantolon çıkıverimişti üzerimden. Ben de kayınçonun karısını soymaya başladım, karşımda sütyen ve tanga külot kalmıştı. Karısının üzerinden son kalan parçalarıda çıkartırken, açıkta kalan yerlerini de öpüp emmeyi ihmal etmiyordum. Yatağa uzandığımızda ikimizde çırılçıplaktık artık. Kayınçonun karısını, dudaklarından boynuna, gerdanından o taş gibi sert memelerine, öpüp emerek, gerdeğe hazırlıyordum. Kasıklarına, oradanda daha el değmemiş aşk üçgenine gelmiştim yalayarak. Dilimi amcığının dudakları arasında gezdirirken, başımı öyle bir bastırıyordu ki kendine, nefes almakta zorlanıyordum. Kendisi de boş durmuyor başımı ve omuzlarımı okşuyordu. Yalamalarım sonucu amcığı sulanmaya başlamıştı. Doğrulmamla birlikte oda birden yarağımı avuçlayıp okşamaya, acemice ama vantuz gibi çekerek emmeye yalamaya başladı. Yalamaları öyle güzeldi ki anlatamam, neredeyse ağzına boşalacaktım. Ama ben boşalmak istemiyordum, yarağımı ağzından, ellerinden zor kurtardım.
Bu arada tamamen unuttuğumuz kayınçoma bir göz attım ki, (ne zaman soyunduğunu bile farketmemişim) soyunmuş bizi izliyordu. “Kayınço gel ben hazırladım, sende devam et.” dedim. Geldi, ama karısının baş ucuna yanaştı. Sertleşmeye başlayan yarağını karısının ağzına verip, “Enişte sen başladığın işi bitir önce.” dedi. Yeniden şaşırmıştım, ama artık birşey düşünecek halde değildim. Karısının ayrık olan bacaklarının arasında yerimi almış, yarağımın başını amcığının dudakları arasında aşağı yukarı sürtüyordum. Amcığı fırın gibi yanıyordu adeta ve yarağımı çekim gücü içine almıştı sanki. Başını sokup, “Tatlım hazırmısın?” dediğimde, ağzındaki kocasının yarağını eline alıp, “Hazırım enişte, ilk erkeğim sen ol!” demesiyle kocasının yarağını tekrar ağzına alması bir oldu. Ben de bir hamle daha yapıp yüklenince, sikimi bir kelepçe gibi sıkan o dapdar amcığında sanki bir engelle karşılaşmış gibi takıldım. İkinci hamlemde de tamamı içine girdiğinde, öyle bir çığlık atmıştı ki anlatamam. İyi ki müstakil bir villadaydılar da duyan olmamıştı o anda...
Yarağımı öyle bir sokmuştum ki, amıyla aramızdan su geçmezdi adeta. Öylece biraz bekleyip yavaş yavaş girip çıkarmaya başladım. Yarağım kızlık zarından gelen kanlar ve amından gelen sularında etkisiyle pırıl pırıl parlıyordu. Bir süre sonra öyle güzel bir ritim tutmuştuk ki harikaydı. Ben amına girip çıktıkça o da kocasının yarağını ağzında bir içeri bir dışarı dudaklarıyla sağıyordu. 15 – 20 dakika sonra artık dayanacak gücüm kalmamıştı ve amından çıkardığım yarağımı okşayarak, davul derisi gibi gergin olan karnına boşalmaya başladım. Ben boşalınca O’da ağzındaki yarağı emmeyi bırakıp eliyle okşamaya başladı. Biraz sonra kayınço da gelip benim boşaldığım yere boşalmaya başladı. Boşaldıktan sonrada boynuma sarılıp teşekürler ediyordu. Önce karısı sonrada sırayla biz duş alıp tekrar yatakodasına geldik. Kayınço, “Enişte artık karımın iki kocası olsun.” dedi. “Hadi olsun kayınço!” diyerek ben yeniden karısının memelerine yumuldum. Bir yandan okşuyor bir yandan emiyordum, uçları fındık gibi olmuştu. Kayınço da karısının az önce benim siktiğim amcığını yalıyordu. Her yerini iyice yalayıp yutuyordu, artık üzerindeki o korku ve durgunluktan eser kalmamıştı.
Karısı, “Enişte sen benim ilk erkeğimsin, herşeyin ilkini sende tatmak istiyorum!” deyince ne istediğini anlamıştım ve canıma minnetti. Ben de aşağılara doğru inmeye başlayınca, kayınço kenara çekilip bizi izlemeye başladı. Karısını ters çevirdim ve domaltarak dilimi kalçalarında o kara incisinde dolaştırmaya başladım. Bir yandanda amını ve götünü parmaklıyordum. Amının suyunu göt deliğine sürerek ve parmaklarımla masaj yaparak karısının göt deliğini genişletmeye çalışıyordum. Karısı yatakta kıvranıyordu. Kalkıp yarağımı göt deliğine getirip yükleniyorum ama bir türlü girmiyordu. Baktım kayınço komidinin üzerindeki kremi almış, “Enişte bunu sür.” diye uzatıyor. Aldım ve karısının göt deliğine ve yarağıma bolca miktarda sürdüm. Yarağım kremle iyice kayganlaşmıştı. Kremi karısının götüne de parmaklarımla sürdüm. Sonra yarağımı tekrar götüne sokmaya çalıştım. Ben yarağımı götüne sokmaya çalıştıkca karısı adeta altımdan kaçmaya çalışıyor ve “Enişte yavaş, ne olur canımı yakma!” diye yalvarıyordu.
Kayınço karısının baş ucuna gidip, öpüp okşayarak, “Sen istedin bunu bebeğim, biraz sık dişini!” dedi ve yarağını tekrar karısının ağzına verdi. Ben bu arada başını sokmuştum ve alışsın diye bekliyordum. “Bak başı girdi bile, acıdı mı? Güven bana aşkım!” dedim ve bir daha yüklendim. Yarağım yarısına kadar girmişti götüne. Biraz da öyle bekleyip son bir yüklenmemle tamamı girmişti karısının kara incisine. Bu nebiçim dar bir göt öyle, yarağımı adeta mengene gibi sıkıyordu. “Kayınço sen de gel karının amını yala!” dememle, domalmış vaziyetteki karısının bacak arasına kafasını sokan kayınço, karısının amını yalamaya başladı. Karısı artık kudurmuş gibi, “Dağıt beni enişte, amımı götümü dağıt, kocamdan hayır yok, sen dağıt!” diye yalvarıyor, zevkten kalçalarını kasıklarıma öyle bir vuruyordu ki anlatamam. Kasılmalarından anlıyordum, karısı birdaha geliyordu. Öyle bir titrediki boşalırken, titremesinin etkisiyle hep birlikte depreme tutulmuş gibi zangır zangır titremiştik. Ben de daha fazla dayanamamış, karısının o daracık göt deliğine bırakmıştım zevk sularımı...
Banyoya bu sefer ilk ben girdim temizlendim. Peşimden kayınçonun karısı girdi. Odaya geldiğimde kayınço, “Enişte karımı birde tost yapalım mı?” dedi. Ben de, “Olur, yapalım!” dedim. Karısı geldiğinde ortamıza aldık ve yan yatırdık. Önden ben, arkadan kayınço yalamaya başladık. Karısı zevkten anlaşılmaz sesler, sanki boğazlanıyormuş gibi hırıltılar çıkarıyordu. Ben alta yatıp karısını üstüme aldım ve o daracık amcığına girdim. Ve öylece beklerken kayınço da kremlediği yarağını karısının götüne sokuvermişti. Benim genişlettiğim delik çok rahat almıştı kocasının yarağını. Kayınçonun yarağı benim yarağımdan hem daha küçük hemde daha inceydi. Karısını aramıza almış, birbirimize öyle kenetlenmiştik, öyle bir ahenk içindeydik ki, sanki yatakta üçümüz dans ediyorduk. Ne kadar böyle devam etti bilmiyorum, ama kayınço, “Enişte yer değiştirelim, artık ben de karımın amını sikmek istiyorum.” dedi. Haksız da değildi yani. Ben bu sefer karısının götünde, kayınço da amında yol alıyorduk. Öyle güzel sikişiyorduk ki, buna artık ne benim ne de diğerlerinin dayanma gücü kalmamıştı. Karısının götüne öyle bir boşaldımki anlatamam. Çok geçmeden kayınço da boşaldı ve karısı boş bir çuval gibi yığıldı kaldı yatağa...
Biz kayınço ile birer sigara içip, hep beraber duş aldık. “Benim gitme vaktim geldi.” deyip karısının dudaklarına bir öpücük kondurup giyinmeye başladım. Kayınçonun karısı, “Benim iki kocam var artık.” diye seviniyordu. Kayınço da, “Evet enişte, artık seninde iki karın var, ne zaman istersen gel sik, ama ablamı da ihmal etme!” diye tembihleyerek uğurladı. Arabama binip evin yolunu tutmuşken halen olanlara inanamıyordum, ama olanların gerçek olduğunun en güçlü şahidi, üzerimdeki sexin o tarif edilmez yorğunluğuydu. Kayınçom gerçi, “Ablamı ihmal etme.” demişti, ama karısının o daracık delikleri dururken ablasını ihmal etmemem imkansız gibi görünüyordu...
100 notes · View notes
turasiye · 3 months ago
Text
Deliğimi Bulmakta Çok Zorlandı
Merhabalar, ben Fatma, 30 yaşındayım, kocam 40 yaşında. Arabamızla akşamları gezintiye çıktığımızda, kıyafetimin altına sütyen külot giymiyorum. Şehrin içinde gezerken kocamın eteğimi yukarı çekip amımla oynaması çok hoşuma gidiyor. Bunu hafada 3-4 akşam yapıyoruz. Geç saatte arabamıza biniyor, Eskişehir’in caddelerinde geziyor ve kocam bazen memelerimi dışarı çıkarıp okşuyor, yanımızdan geçen arabalar aniden yavaşlayıp bana bakıyorlar. Bu durum ikimizin de heyecanlanmasına ve daha bir azgınlaşmamıza sebep oluyor. Tabii azınca da arabayı ıssız bir yere çekip, bazen arabanın içinde, bazen de arabadan inip dışarda çılgınlar gibi sikişiyorduk kocamla.
Bunu, monotonlaşan evliliğimize ve seks hayatımıza biraz olsun heyecan katmak için yapıyorduk. Çoğu evlilikte olduğu gibi zamanla bizim de seks hayatımız monotonlaşmıştı. Daha sonraları kocam eve seks filimleri getirmeye başladı. O filimleri birlikte seyrettikten sonra ikimiz de daha bir heyecanla sikişiyorduk. Sonradan ise ‘Kaymak Gibi Sikilen Amlar’ sitesindeki seks hikayelerini keşfettik. Bazı hikayeleri okuduktan sonra sikişmelerimizin çok daha ateşli olduğunu fark ettik. Zamanla da kendi fantazilerimizi üretmeye başladık ve arabada seks olayı da böyle ortaya çıkmıştı.
Hatta bir keresinde kocamın bir fantazisini gerçekleştirmek için farklı bir şey yaptık. Bir gece ben orospular gibi, mini bir etekle, bol dekolteli askılı bir tişört giyinip, aşırı makyaj yaptım. Ağzımdaki sakızı ‘Cak, cuk, cak!’ diye şapırdata şapırdata çiğneyerek, Odunpazarı yolunda bir otobüs durağında kocamı beklemeye başladım. Kocam gelene kadar önümde kaç tane arabanın durup, beni arabaya atmak istediğini tahmin edemezsiniz. “Gideceğiniz yere kadar götüreyim hanfendi!” , “Kaça gidiyorsun yavrum?” , “Sakso var mı?” , “Götten de veriyor musun?” , “Lastiksiz yapıyor musun?” , “Biz üç kişiyiz, grup yapıyor musun?” gibi sorular da cabası. Ben tabii hem korkudan hem heyecandan, hem de utandığımdan hiç birine cevap bile vermiyorum. Sonunda kocamın arabasını görünce öyle bir rahatladım ki, arabaya yıldırım hızıyla nasıl bindiğimi bana sorun. Tabii o gece kocamla deli gibi sikiştiğimi söylememe gerek yok!
Bir gece yine arabamızla gezmeye çıktığımızda, kocam elini eteğimin altına sokup külotsuz amımla oynarken, bana, “Aşkım bir delikanlı var, Eskişehir’e yeni gelmiş, ismi Hasan, çok saf ve temiz bir genç. Onunla bugün tanıştım, epey bir sohbet ettim. Yazık, üzüldüm durumuna, hiç kadın sikmemiş, hatta Geneleve bile gitmemiş, yakında askere de gidecekmiş, bana (Abi bildiğin hiç kadın var mı, arabanın benzin parasını ben veririm, arabaya kadın atsak olur mu?) diye sordu, ben de (Tamam, sabret, sana bir orospu ayarlarım!) dedim. Ne dersin aşkım, o delikanlıyı arabaya alalım mı?” dedi.
Önce çok karşı çıktım, “Olmaz, ben böyle bir şey istemem! Ben senden başkasıyla sikişmem, ben orospu değilim!” dedim. Kocam da, “Tamam aşkım, sikişme! Ama yine de alalım, arabanın arkasında otursun, biz sevişirken o da 31 çeksin!” dedi. Bu teklifine de karşı çıktığım halde kocam Hasan’ı duraktan aldı. Hasan arabanın arkasına bindi, ben herzamanki gibi önde kocamın yanında oturuyordum. Kocam arabayı Yukarıçağlan köyüne doğru sürdü. Hava soğuk olduğu için arabanın camları sık sık buğulanıyordu. Kocam arabayı kırsal bir yerde durdurdu. Sonra benim gömleğimin düğmelerini açtı, sütyensiz göğüslerimi okşamaya ve uçlarını emmeye başladı…
Arkadaki Hasan yana kayıp hem bizi seyrediyor, hemde 31 çekiyordu. Bu durum elimde olmadan beni heyecanlandırmıştı. Sonra Hasan, “Abi ben de memeleri okşayabilir miyim?” dedi. Ben tam itiraz edecekken, kocam bana, “Bırak okşasın!” dedi. Hasan ellerini koltuğun yanlarından uzatıp memelerime attı. O kadar güzel okşamaya başlamıştı ki, o anda heyecanım doruğa çıkmıştı. Kocamın haricinde ilk defa bir erkek memelerimi okşuyordu. Benim zevkten kıvrandığımı gören kocam, “Aşkım elini arkaya uzat, Hasan’ın yarrağını eline al!” dedi. Ben de elimi arkaya götürüp Hasan’ın yarağını elime aldım, ona 31 çekmeye başladım. Karanlıkta göremiyordum, ama ellediğim kadarıyla Hasan’ın yarağı oldukça büyük olmalıydı. Yarağının başı kocamın yarağının başı gibi normaldi, ama yarrağının gövdesi taşaklarına doğru kalınlaşıyordu. Ben yarağına 31 çektikçe Hasan kendinden geçiyordu. Benim ise amım acayip sulanmıştı ve zevkten deli oluyordum…
Kocam, “Tamam, bırak yarrağını Hasan’ın!” deyince bıraktım. Kocam arabadan indi, arka kapıyı açıp Hasan’ı da indirip ön kapıya getirdi. Benim kapımı açıp beni de indirdi, beni arabanın kaportasına domalttı. Ben beni kocam sikecek diye bacaklarımı ayırıp beklerken, kocam Hasan’ı arkama yanaştırdı. Doğrusu o anda amıma yarak girsin de, kimin yarağı olduğu önemli değildi benim için. Ama Hasan bırakın amımın deliğini, amımın yolunu bile bulamıyordu. Elimi arkaya götürüp Hasan’ın yarağını amımın ağzına yerleştirdim ve “Hadi!” dedim. Hasan yüklenip amıma köklediğinde ikimizden de derin bir inleme çıktı. Hasan’ın yarağı içimi o kadar güzel doldurmuştu ki, içimden hiç çıkmasın diye dua ediyordum. Hasan beni sikmeye başladığında, Kocam da bize bakıp 31 çekiyordu. Benim ise hem heyecandan, hem aldığım zevten amımın suları akıyordu…
Her şey mükemmeldi, harika sikiliyordum ki, Hasan’ın birden bana abanıp durmasıyla hayal kırıklığına uğradım. Daha iki dakika olmadan içime boşalmaya başlamıştı. O kadar çok dölü vardı ki, bitmek bilmiyordu, amımın içi dölle tamamen dolmuştu. Erken boşalmasına moralim bozulmuştu. Fakat boşalması bitince Hasan yarağını amımdan çıkarmadan içimde yeniden hareketlendi. Ve bu sefer beni yarım saatten fazla sikti, beni peş peşe 4 kez Orgazm etti. Sonunda Hasan amıma ikinci boşalmasını yapıp arkamdan çekildi. İkimiz de yorulmuştuk. Amımı dolduran dölleri silmek için kocamdan ıslak mendil istediğimde, “Silme içinde kalsın!” dedi. Toparlandık, bindik arabaya, Hasan’ı aynı otobüs durağına bıraktık, oradan da eve geçtik.
Eve girer girmez kocam elimden tutup beni yatak odamıza götürdü. Hasan’ın dölleri halen içimde dolu dolu duruyordu. Kocam beni soyup yatağa uzattı. Eliyle amımdaki dölleri alıp memelerime ve ağzıma veriyordu. Halen sıcak ve çok tatlı geliyordu dölleri yemesi. Sonra kocam döllü amıma yarrağını kökledi ve sikmeye başladı. Kocam siktikçe içimdeki döller çarşafa süzülüyordu resmen. O gece kocamla sabaha kadar dinlene dinlene sikiştik…
Ertesi gün Hasan, kocama, “Orospunun amı çok güzeldi, abi nolur bir kere daha buluşalım!” diye çok yalvarmış, ama kocam razı gelmemiş. Şimdi kocam beni sikerken hep Hasan’ın yarağı aklıma geliyor ve deli gibi sikişiyorum kocamla!
140 notes · View notes