Text
Doğum günün kutlu olsun canımıniçi.Her ne kadar kutladığımı bilmeyecek olsan da.
44 notes
·
View notes
Text
Seni seviyorum, en çok her şeyden çok.
Kendimi bastırdım sana karşı bunca zaman. Belki de bir şeylerin karşılıklı olmasını o kadar umutsuzca istedim ki, senin bana vermediğin sevgi kadar açabildim kendimi sana. İnat ettim, reddettim. İçten içe biliyordun, duymaya çalıştın, söylemedim. Fakat en çok ben seni sevdim. İlk aşkımdın, bunu Defne bana söyleyince fark ettim, çok komikti biliyor musun? Aşk sandığım kişiyle kıyasladım hislerimi. Değil dedim. Defne dedi ki "aşk olanın bu olmadığına emin misin peki?" O zaman dank etti kafama. Bitirilmemiş kitabımızı inatla bitirmek istedim o an. Çünkü biliyordum, yanan bendim. Kibritin ucunda, hayatımdan geçense sen.
Seni o kadar çok seviyorum ki, hayatında kalabilirim sandım. Hayatımda kal istedim. Dayanabilirim sandım. Benim olmasan da olur sandım, sahi hiç benim olmamıştın ki zaten, değil mi? Sadece ufacık bir şefkat. Belki tatlı yavru bir kediydim gözünde. İyi biriydim sadece. Hepsi benim olsun istedim. Yazdığın şiirler, okudukların. "Seni keşke ondan önce tanısaydım." Cümlen. Biliyordun çünkü beni sevsen, o sevgiyi hak edecektim. Benim sevgim onda olsun, o seni böyle sevsin istedin. Fakat bunu seçemiyoruz değil mi? Doğru kişi sendin. Sensin. Fakat ben, her şeyiyle sevebilen biri değildim. Hiç sevilmemiş birinin karşılık istemesi bu kadar zor olmamalıydı çünkü. Beni ilk öptüğünde biliyordum. Bana ilk şarkı söylediğinde biliyordum. Sesin tenime kazınacaktı illa. Bir insanı sadece bu kadar kısa sürede bu kadar sevgiyle doldurmak suç olmalıydı. Sevgim sana akıyor. Elimde değil. Elimde olsa inan ki biliyorum beni istemediğini, istemeyeceğini. Belki, bir gün ister diye düşünüp tutunuyordum sana. Fakat sanırım bu da adın üstüne, imkansız.
6 notes
·
View notes
Text
“Canımın en içi, ilk göz ağrım dediğim adama yine bir başkası dokunmuş bugün. Dün de olduğu gibi. Ondan önceki günde de olduğu gibi. Aklım almıyor, yüreğim daha fazla dayanmıyor. Benim hiç dokunamadığım adama, ellerimin hiç yüzüne değmediği adama bir başkası do ku nu yor. Bugün bir fotoğrafınla karşı karşıya geldim yine. Bütün işimi gücümü bıraktım. Yüzüne baktım. Ben ne yaparsam yapayım bir tek gülüşle, bir tek bakışla en başa dönüyorum, yerlebir oluyorum. Bunu söyledim kendime. Canlısına hiç bakamadığım, içi gülen gözlerine baktım dakikalarca. İnci gibi dizilmiş bembeyaz dişlerinle gülüşüne baktım, bir de o kıza attığın kolunla kızın omzuna değen ellerine, kemikli ince parmaklarına baktım. Sakalların da yine uzamış, tam sevdiğim gibi olmuş fark etmedim sanma. En acısı da neydi biliyor musun? Ben bunları an ve an gerçekmiş gibi yaşarken, en içimde hissederken aslında sert bir cama dokunduğumu fark ettiğim an, o gerçekle burun buruna geldiğim an ve o anın acısı tarif edilemez. Ben o an, ne akan gözyaşlarımı tutabildim ne de sıkışan göğüs kafesimi tutabildim. Yırtıp atmak istedim üstümdeki her şeyi. Ellerimle derimi yüzmek, etlerimi lime lime etmek istedim. Kalbime ulaşıp onu söküp almak istedim. Birileri dokunmuş sana sevdiğim, birileri izini bırakmış üstünde. Her yerinde. Bakışlarından belli. Geçen gün bir kağıt buldum odamın ücra bir köşesinde, içinde senin sevdiğin ve kullandığın parfüm isimleri yazıyordu. Yazmışım hatta yazmakla kalmayıp kazımışım unutmamak için. Ben her parfümeriye gidişimde senin parfümlerini doyasıya koklarken, başkasının senin tenini koklaması, sana dokunması reva mı şimdi? Böyle adalet olmaz sevdiğim. Hangi şair, hangi doktor açıklayabilir o an ellerimin tir tir titreyişini, burnumun direğinin sızlayışını. Ben şu hayatta her şeyi kaldırabilirim lakin, bir başkası… Bir başkasının varlığını kaldıramıyorum artık. Bazen kendimi yastıkları yumruklarken buluyorum. Çıldırıyorum “onu istiyorum!” diye için için ağlıyorum. İçimden çığlıklar atıyorum, duymuyorsun. “Onu özledim!” diyorum, gelmiyorsun. Bilmiyorsun. Vazgeçmiyorum! Tanrı şahidim olsun ki, bir şansım daha olana kadar, bir kez daha birbirimizin olana kadar senden vazgeçmiyorum. Acıdan organlarım parçalansa dahi, paramparça olup yerlebir olsam dahi senden vazgeçmiyorum. Kusura bakma ama, seni böyle seven bir kişiyi daha tanımıyorum…”
— Bu geceyi de böyle sabah ediyorum. (via aslindatambirizmirli)
381 notes
·
View notes
Text
yolda bu kadar parçalandıktan sonra eve dönmenin bir anlamı kaldı mı artık
1K notes
·
View notes
Text
"o sıkıntılı günlerimde seni severdim, senden alırdım gücümü. o güzel yüzünle hayat verirdin bana."
537 notes
·
View notes
Text
Görmek yetmiyo cidden bazen görüp göz ardı eden görmemezlikten gelen çok insan gördüm.
Hissetmek gerekiyo, inanmak gerekiyo, bilmek gerekiyo, güvenmek gerekiyo ve cidden istemek gerekiyo.
Herşey gördüğümüz kadar değil bunu herkes çok iyi biliyo gördüğümüzden çok daha fazlası var ve iste o çok daha fazlası ne kadar fazlaysa o kadar derin yaralar acılar izler bırakıyo.
Sadece beni görmesini istedim ne hissettiğimi görmesini nasıl olduğumu görmesini söylediğim herseyin gerçek olduğunu görmesini yaptığım şeyleri sadece onun için yaptığımı görmesini.
Ve bilmesini ama bilip bilmemezlikten gelmeden bildiğini sanmadan gerçekten bilmesini isterdim. :))
Kulağa çok acınası geliyo onca çabaya rağmen çabanı kimsenin görmemesi ve artık biri fark etsin diye çırpınmak.
Çok isterdim görmelerini beni bir kez olsun :)
Çocukluğumdan beri kurallarla emirlerle tehditlerle ve herkesin suçu bana attığı bir ailede büyüdüm hep suçlu bendim.
Haklı olduğum halde bana öyle bişey söyledilerki ağzımı açamadım o sözleri bant oldu ağzıma bantlandı tek kat yetmedi kat kat susturdular.
Dediğim her şeyin altında art niyet aradılar yalvardım ya yemin ederim yalvardım artık bitmesi için...
Seni çekemem git başka odada ağla, zırla, bağır.
O abartıyo bi boku yok kendini bu hale kendi sokuyo abartıyo o.
E tabi yıllardır nefret ettiğim herşey tek tek yüzüme vurulunca kaldıramıyorum çabaladıkça canım daha çok yanıyo şuanda da olduğu gibi gözyaşlarım sadece beni bu duruma getirenlere tek bir şey dahi yapamamış ve yapamıyo olmaktan teker teker kayıp yastığıma düşüyo :))
Küçükken yaptığımız bir şeyi hatırlıyorum kaydıraktan daha hızlı kaymak için kayarken birbirimizi itelerdik o zaman çok daha hızlı kayardık. İşte aynı şekilde aynı mantık bende hayatınızdan kayıp giderken o iteleyen çocuklardan olduğunuz için teşekkür ederim.
17 notes
·
View notes
Text
ben senin kürkçü dükkanın olamam ki. ben, sen gidip yaşam telaşına karışırken, yorulduğunda biraz dinlenebileceğin o koltuk olamam. sevme eylemini gerçekleştirmek için dolaşırken, sevilmeye ihtiyaç duyduğunda yatabileceğin omuz olamam. iyiyken tek bir an aklına gelmeyip, kötü olduğunda aklına gelen o ilk telefon numarası olamam. olmamalıyım.
bana kızıyorsundur. bunu yapmadığım için. o kapıyı sana açmadığım için. beni anlamadın ki. beni hiç anlamak istemedin. yaşama olan öfkeni biraz dindirebilmek için suçlayabileceğin kişi olmayı reddettiğim için. görmedin. duymadın. duymak da istemedin. şimdi duymayı ben istemediğim için, kızıyorsundur. kalpsizimdir, duygusuzumdur. o güzel günlerin hatrına üstelik. o güzel günlerin hatrına nasıl açmam o kapıyı. nasıl bırakmışımdır seni geride, bunu yapacağımı hiç düşünmedin ki. ihtimal vermedin. dönebileceğin bir yer olduğunu bilmenin rahatlığıyla, öyle giderken, öyle güzel ve emin adımlarla giderken, oranın bir gün orada olmayacağını hiç düşünmedin. bak şimdi oraya. dikkatlice. uzun uzun bak. gözlerini ayırmadan, elin kalbinde, derin derin nefes alarak bak. orayı ben yıkmadım. orayı ben yakmadım. öylece yok oldu orası. öylece silindi. birden değil. yavaş yavaş. görmedin. ben gördüm. biliyor musun, hiçbir şey yapmadım. öyle olması gerekiyorduların en sancılı haliydi belki de. öyle olması gerekiyordu.
bir zamanlar ben de hep orada olacağını düşünürken bunun doğru olmadığını görmek beni de bir gökdelenin tepesinden atar gibi olmuştu. alıştım. sen de alışacaksın. belki başka bir yer bulursun, belki bulamazsın. belki yalnızlık senin de omurgalarını kırar, belki senin de sesin sadece kendine çıkar. evsiz gibi hissedersin, kendi evinde böyle hissedersin üstelik. dönüp dönüp kontrol etmek istersin. orası hala boş mu. gerçekten artık gidebileceğim o yer yok mu. ben kendi savaşımı bitirdim. tüm bağları kestim, tüm fırtınaları dindirdim. senin savaşında ne yanında, ne karşında kendime bir yer ayıramam artık. o savaş senindir, beni ilgilendirmez.
ben oraya dönsem bile orası bana dönmez.
499 notes
·
View notes
Text
bilmeni isterdim bir şeyi.
Aladdin'im, bugünüm, yarınım..
Yazıma bitirmeden önce nasıl hitap edeceğimi defalarca düşünmüş olmama rağmen, aklıma isminden daha güzel bir kelime gelmediği için üzgünüm.
Sonlarda pek iyi değilim, hiçbir zaman olmadım da. Zihnimde çalıp duran çanların sesini şimdi daha iyi hissediyorum. Yüzüme vuran rüzgarın ılık soğukluğu, bulutlardan sızan güneş ışığının acıttığı göz kapaklarımı. Gökyüzüne baktığım da gördüğüm ay’ı. İyi hissediyorum. Seni hissediyorum.
"Yeniden iyi biri olmak mümkün," diye okumuştum, seni kazanışımın üstünden bir kaç gün geçmişken. Beni yeniden iyi biri yaptığın için teşekkür ederim.
Aklım bulanık sensiz bulanık, biraz da duygullaştım gözlerim ekranı zor seçiyor. Gece neredeyse bitmek üzere. Düşünüyorum. Çok kez düşündüm ölümü, Senden önce de, senden sonra da. Ama hiçbir zaman ölmeyi isteyecek kadar vazgeçmemiştim umudumdan. Senden.
Yarına dair her ne kadar inancım varsa hepsini biriktirdim ruh ceplerimde. Bir şeyler değişsin istedim. İçimde olan gitme isteği değildi biliyorum, içimde sen vardın, içimde özlemin. Tüm gerçekleri görmekten kaçınmama sebep olan korkum vardı, bildiklerimi unutmaya çalışıp mutlu olmam bu yüzden. Çoğu kez yetersiz hissettim, sadece içinde bulunduğum bu bedene sığamayıp taşabilsem keşke diye düşündüm. Bana sınır koyan her şeye, diğer insanlara, çevreme, belki en çok da kendime duydum aciz nefretimi. Nefretim acizdi çünkü böyle olmasını istemiştim. Başka bir seçeneğim olduğunu düşünmüyordum başta, varsa da çabalamak için yeterli gücü hiçbir zaman bulamadım kendimde.
Sen yokken;
Ait hissedemedim kendimi, nereye gidersem gideyim beynimde kuyruğunu birbirine bağlamış binlerce tilki takip etti gölgemi. Kendime bir daha uğrayamadığımdan. Eskisi gibi. Tam şu yüreğimin ortasında ne var hiçbir zaman isim veremedim ona, verebilsem senin özlemin derdim. Kendimle barışık olmayı hiçbir zaman öğrenemedim. Asla olamadığım kişinin silüetlerini gördüm gece yastığa başımı koyduğum zaman. Ve çoğu zaman senin gülerken ki halini.
Biliyor musun? Sen hayatımda yokken bedenim yüktü bana, hayallerim değersiz birer saman kağıdından ibaretti, en ufak rüzgarda uçup gidebilecek. Hiçbir zaman bağlı kalamadığım ve hiçbir zaman inanmadığım.
Bana inanç verdin.
kendime çok fazlayım. Bu içimi öksürten duygunun üstesinden gelebilseydim dedim eğer, anlardım belki bir gün mucizelerin hiç beklemediğin bir anda seni bulduğunu.
Beni bulduğun için teşekkür ederim.
hayat kum taneleri gibi ellerimden akıp giderken elimden hiçbir şey gelmiyor olmaması çoğu zaman kendimi aciz hissetmeme neden oluyor Aladdin.
Öğrendim. Bu şekilde de iyi olduğumu. Ne yaparsam yapayım, hiçbir zaman herkesi memnun edemeyeceğim gerçeğini kabullendim önce. O kadar da güçlü biri değilim ama inan savaşıyorum. Kendim için, senin için. Kendim olmak istedim, oldum da. Diğerlerinin ne düşündüğünden bağımsız bir şekilde kafama eseni yapmak istedim mesela. Yoruldum. Uzayan, kısalan, dökülen saçlarımdan, her gün gittiğim ama bana ait olmayan o yollardan.
Elimde olsa bağırırdım sokaklarda, avaz avaz hatta belki boğazım yırtılırcasına. "Kimim ben?" diye haykırmak isterdim, biliyor musun? İçine sıkıştığım o tüm kalıpların içinde kaybolurken, sana, bana uydurulan doğru kılıfın içinde sığmaya çalışırken.
Sevgilim biliyor musun, seni korumak istedim. O kadar savunmasız, o kadar çaresiz kaldım ki karşında. Gözlerinde görmüştüm, içinde binlerce evrenin galaksilerini bulunduran gözbebeklerinde. Sen de benim gibi korkuyordun değil mi?
Korktuğunu biliyorum.
İnsanların seni takdir edip, ayakta alkışlaması, örnek alması, belki sevmesi, her şeyden çok. Korkunç olduğunu biliyorum. Bilmeni isterdim, Aladdin.
Hata yapmak için şansın olmasını isterdim, en ufak bir yanlışında kendini suçlamanı değil. Hayal ediyorum, Serin bir yaz gecesi, elinde nefret ettiğim kırmızı marlboro sigaran var ve üstünde o bol sweatshirtünle yaprakların yeni yeni dökülmeye başladığı sokaklarda yürüdüğünü. Güneşin arkasında en sevdiğim gibi bir kızıllık bularak uzaklaştığını, orada bir banka oturup insanları izlediğini hayal ediyorum. Elinde telefonun var yine en sevdiğin şarkıyı açmışsın, gözlerini kapatmışsın yine ruhuna çekilmişsin, gelişi güzel bir şeyler düşünüyorsun. Belki beni bile düşünüyorsun. belki de ileriye yansıması düşen gölgeleri. Burnunda deniz kokusu var, iç çekip gözlerini kapatıyorsun. Demek böyle bir şeymiş diye düşünüyorsun sonra.
Yarın ne olacağını düşünmeden. Tamamen tasasız, mutlu. Gülümsediğin için göz kenarların kırışıyor.
Genç olma fırsatını elinden aldığımız için özür dilerim Aladdin.
Ama sen bana neredeyse solmak üzere olan gençlik yıllarımı geri verdin.
Asla memnun olmuyorsun biliyorum. Hata yapmaktan ne kadar korktuğunu da. Ama ne yaparsam yapayım herkesi memnun edemeyeceğimi de senden öğrendim. Kendine karşı insaflı olmanı dilerim, Aladdin. En az senin kadar ben de korkuyorum,
Sırtında taşıdığın o tüm yüklerden, her zaman gülümseme ihtiyacı ile büktüğün dudaklarından.
Gözlerindeki yıldızların sönmesinden. Bana benim de bir ışığım olduğunu öğrettin, sevmeye, sevilmeye değer olduğumu. Hak ettiğimi öğrendim. Evet hak ediyorum, bu dünyadaki sevgiyi de, üzüntüyü de, göz yaşlarını da.
Hak ediyorum işte. Hayal ettiğim ne varsa hepsine ulaşmayı, mutlu olmayı. Ben hiç mutluluktan ağlamadım, biliyor musun Aladdin.
Senle tanışıncaya kadar.
Bilmeni isterdim. Bu dünyada hala savaşmaya değer bir şeyler olduğunu öğrendim.
Sevgilim, eğer ayağım takılır düşersem, eğer dizlerim kanar da ağlarsam bir daha hiç ayağa kalkamam sanmıştım. Senden öğrendim. Denemeyi, yanılmayı, asla vazgeçmemeyi. Kendimi olduğum gibi kabul etmeye çalışıyorum, senin gibi.
evet, inan hala çabalıyorum. Bana çabalamak için sebepler verdin. Günün sonunda yatağıma uzanıp bir oh çekeceğimi hayal ediyorum.
“Oh be. Değdi."
Değmesi için çabalıyorum. Sayısız zamanda, belki de en çok ihtiyacım varken bana amaç verdiğin için teşekkür ederim. Karşımdasın, biliyorum hissediyorsun aladdin. Bir çocuk sevdim, bunu biliyorum. Biraz çocuk biraz adam, biraz hiç. Erken ihtiyarlamaktan yorgunsun biliyorum, ama günün sonunda umarım sen de "değdi" diyeceksin.
Elinden aldığımız gençliği yaşayacaksın, bugün olmasa bile bir gün.
Galaksimize inanıyorum, melodini duymak istiyorum. Mutlu ol, şimdi, yarın, ve diğer tüm paralel evrenlerde. Seni önüme konulmuş ve koyulacak her şeyden daha fazla seviyorum. İyi ki doğdun iyi ki benim oldun küçük kelebeğim, doğum günün kutlu olsun.
16 notes
·
View notes
Text
Şimdi nasıl başlamalıyım bilmiyorum, bugün senin doğum günün canımlı cicimli yapmacık mesaj atacağıma kalbimden geçenleri yazmak istedim, kalbimden geçenlerde arkadaşlık hissi felan değil, biliyorsun işte hepsi sevgi aşk dolu sözler olacak. Neyse en baştan başlayalım istersen, hani şu twitter muhabbetinden felan değil taa en başından, benden kendimden başlayalım , beni tanıdığın kadarıyla değilim birazda eskilerden bahsedelim, yaşadıklarım yaptıklarım yapamadıklarım pişmanlıklarım hepsi...
Hep asabi bi çocuk oldum hayatımı geleceğimi herşeyimi ben belirledim, fen lisesine gidip doktor olmakta vardı, anadolu lisesine gidip öğretmen olmakta, ama ben geleceğimi düşünmedim mutluluğumu seçtim, mutlu olduğum yer spor yaptığım her an,arkadaşlarımın yanı, gezmek tozmak kavgalar kafama göre yaptığım işler ve paşa yıllar işte. Bugüne kadar kızlarla ilgilenmedim değil ama pek umrumda olmadı, seviyordum ben mutlu olmayı takılmayı unutmayı, yani şu ki bağlı kalmak hiç hoşuma gitmezdi, bağlanmazdım yani bişeye, giderim gezerim tozarım aşk nedir ki onun için üzülcen onun için ağlıycan peşinden koşcan felan hiç bana göre değil dediğim yıllar işte.Ben seninle bildiğin herşeye yeniden başladım, sen beni hayatta tuttun, bana diyorsun ya hani neden seviyorsun beni diye, sen benim silbaşımsın, sen bana dünyanın en iyi iyiliğini yaptın, sen bana herşeyi unutturdun, basit gelebilir ama yaşadıklarımdan sonra çok iyi geldin sen bana, ben hissettim seni,konuşurken ses tonun bile başka geliyor, seviyorum çünkü sen herşeye değersin, sen çok ayrısın. Aslında ben sana geç kaldım. Çünkü ilk başkası için ağladın sen. İlk başkası vurdu sırtından. İlk başkası yalan attı sana. İlk başkası gitti senden. İlk başkası hayallerinle oynadı. İlk başkası öldürdü seni. İlk başkası sevdiğini söyledi. Sonrada sevmediğini. Hatta daha sonra neden sevemediğini. Çok geç kaldım sana.
Neyse bugün doğumgünün, herkesin sana süslü cümleler yazacağı iyiki doğdun diyeceği bir gün. Ve ben günlerce düşündüm sana ne alabilirim, ne diyebilirim nasıl etkilerim diye sürpriz yapmayı daha çok seviyorum yapacaksam eğer herşey eksiksiz olacak yanında değilim ama böyle aklıma ne gelirse yazmaya karar verdim ki bu daha samimi geldi bana. Gerçi seni düşünürken bile nefesim ritmini değiştirirken sana yazmak çok zor. Sen bana hayatımın anlamını 4 ay önce gösterdin. Bana birine güvenmeyi, birini kendinden çok sevebilmeyi, dünyada hala aşk diye bir şeyin var olduğunu öğrettin. Bugün aslında bu yüzden özel benim için. Bu blog aşkımıza bir aşk daha katsın.
Her ne olursa olsun, her an bize izin verilen derecede yanında olacağım. Ellerini bırakmak gibi bir niyetim de yok açıkçası :) Gülümsemelerin yüzünden hiç eksik olmasın, ruhuna aradığın huzur uzak kalmasın ömrünce. Sabahları uyanırken umutlara arala.Sen başka bir nefese bahar getirirken sana baharlar dilemek basit kaçar mı sevgilim? İyi ki doğdun biriciğim ,herşeyinle iyi ki varsın. Doğum günün kutlu olsun seni çok seviyorum.
Ömrümün en güzel yerine, tekrar hoşgeldin.
31 notes
·
View notes
Text
En kötü günlerinde yanındaydım, en kötü günlerimin senin yüzünden olacağını bilmeden.
212 notes
·
View notes
Text
Asla unutmayacağım, beni sabahlara kadar ağlatıp o kızla gülmelerini.
145 notes
·
View notes
Text
885 notes
·
View notes
Text
"Ben onu anlıyordum.Yanlış yaptığında bile anlıyordum.Onu sevdiğim için anlayacak bir sebep buluyordum.O da öyle yapar sanmıştım.."
197 notes
·
View notes
Text
insan kavuşmak denen rüzgar esecek diye, bir pencerenin önünde kırk yıl beklermiş
559 notes
·
View notes
Text
Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim… Özledim..!
Kıvırcık saçlarını, yeşil gözlerini, gamzelerini, uzun kirpiklerini,aşırı kıskançlığını, samimi gülüşlerini, güldürme çabalarını, o güzel dudaklarını…
Ben. Çok. Özledim.
26 notes
·
View notes
Text
avucunda sıkı sıkı tuttuğu nota: "baba bir insanın hayatı elinden öyle değil böyle alınır" yazıp kalbinden vurmuş kendini
223 notes
·
View notes