#yerli müzik

[sercecik]

Bu ne beter çizgidir bu..

Bu ne çıldırtan denge..

Yaprak döker bir yanımız..

Bir yanımız bahar bahçe..

[betpremium]

GİRNE2.GAMES

Girne2.games, en yeni ve heyecan verici çevrimiçi oyun platformu olarak karşınıza çıkıyor. Kullanıcı dostu arayüzü, geniş oyun yelpazesi ve cazip bonus teklifleri ile hem yeni başlayanlara hem de deneyimli oyunculara hitap ediyor. Bu platform, özellikle Girne Casino deneyimini dijital ortamda yaşamak isteyenler için mükemmel bir seçenek sunuyor. Oyuncular, yüksek kaliteli grafikler ve akıcı oynanışla birlikte casino oyunlarının keyfini çıkarırken, güvenli bir ortamda işlem yapmanın rahatlığını da yaşayacaklar. 

Girne Casino Giriş

Girne Casino'ya giriş yapmak oldukça basittir. İlk olarak, resmi web sitesine yönlendirilmeniz gerekmektedir. Giriş işlemi için aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz:

Web Sitesine Ulaşım: Girne Casino'nun resmi web adresini tarayıcınızda açın.

Üyelik: Eğer henüz bir üye değilseniz, kayıt işlemlerini tamamlamanız gerekecek. Formu doldurduktan sonra, e-posta onayı almayı unutmayın.

Giriş Bilgileri: Üyelik işlemini tamamladıktan sonra, siteye giriş yapmak için kullanıcı adınızı ve şifrenizi girin.

Hesap Kontrolü: Giriş yaptıktan sonra, hesabınızı kontrol edin ve gerekli ayarlamaları yapın. Özellikle, güvenlik ayarlarını güncellemek önemlidir.

Girne casino giriş, kullanıcı dostu arayüzü ile kolay bir giriş deneyimi sunar. Farklı oyun seçenekleri ve bonus teklifleri için siteye girdikten sonra mutlaka göz atmalısınız.

Unutmayın ki, güvenliğiniz her zaman önceliklidir. Girne Casino'ya giriş yaparken, kullandığınız cihazın güvenli olduğundan emin olun.

Girne Casino

Girne Casino, Kuzey Kıbrıs'ta bulunan ve lüks bir oyun deneyimi sunan önde gelen casinolar arasında yer almaktadır. Misafirlerine sunduğu geniş oyun seçenekleri, şık iç mekanları ve profesyonel hizmet anlayışıyla dikkat çekmektedir. Girne Casino, hem yerli hem de yabancı turistler için cazibe merkezi olmuştur.

Kasino bünyesinde yer alan slot makineleri, masa oyunları ve poker turnuvaları ile her türden oyuncuya hitap etmektedir. Yatırımcılar için yüksek kazançlar sunan oyunlar ile eğlence dolu bir atmosfer sağlamaktadır. Ayrıca, özel etkinlikler ve canlı müzik gibi aktivitelerle misafirlerin keyifli vakit geçirmelerini sağlamaktadır.

Girne Casino, ayrıca ziyaretçilerine sunduğu çeşitli restoran ve bar seçenekleri ile de dikkat çekiyor. Zengin menüleri ve hoş ambiyansları sayesinde oyuncular, oyun aralarında lezzetli yemeklerin tadını çıkarabilirler. Bu yönüyle, sadece bir kumarhane değil, aynı zamanda sosyal bir buluşma noktası haline gelmektedir.

Bunların yanı sıra, Girne Casino Giriş noktası oldukça kolaydır ve misafirlerine dönemsel olarak sunulan özel promosyonlar ile girişte avantajlar sağlamaktadır. Hem online hem de fiziksel olarak erişim fırsatları ile oyun severler için her zaman bir seçenek sunmaktadır.

Sonuç olarak, Girne Casino, sunduğu zengin oyun çeşitliliği ve konforlu ortamıyla kumarhane deneyimlemek isteyenler için mükemmel bir seçenektir. Hem yerel oyuncular hem de uluslararası misafirler için unutulmaz anlar sunan bu mekan, yakın gelecekte daha da büyümeye ve gelişmeye devam edecektir.

[dogruolar]

BOHOSOCİALPUB GOLD

İzmir'in sosyal hayatı, renkli mekanlarıyla dolup taşarken, Bornova bölgesi bu canlılığın merkezlerinden biri haline gelmiştir. Geçmişin zengin kültürünü modern eğlence anlayışıyla harmanlayan Bornova, her zevke hitap eden pub seçenekleriyle dikkat çekiyor. İzmir Pub, hoş atmosferi ve çeşitli içecek menüsü ile yerli ve yabancı birçok misafiri cezbetmeyi başarıyor. Bununla birlikte, Bornova'da kokteyl deneyiminizi unutulmaz kılacak mekanlar da mevcut. 

İzmir Pub

İzmir, Türkiye'nin en güzel şehirlerinden biri olmanın yanı sıra, eğlence hayatı ile de adından sıkça söz ettirir. İzmir Pub mekanları, yerli ve yabancı birçok ziyaretçiyi ağırlamakta ve oldukça çeşitli içki menüleri ile dikkat çekmektedir. Şehirdeki pub kültürü, özellikle gençler arasında oldukça popülerdir ve sosyal bir ortamda arkadaşlarla vakit geçirmek için ideal mekanlar sunar.

İzmir pub, genellikle şehrin merkezi noktalarında konumlanmıştır. Canlı müzik, DJ performansları ve özel etkinlikler ile dolu bir gece hayatı arayanlar için İzmir Pub mekanları kaçırılmayacak seçenekler sunar. Özellikle hafta sonları, yerli ve yabancı müzik gruplarının performans sergilediği bu mekanlar dolup taşar.

Ayrıca, İzmir Pub mekanlarında sunulan kokteyller de oldukça popülerdir. Özel tariflerle hazırlanan kokteyller, mekanların imza içkileri haline gelmiştir. İster klasik ister modern tarzdaki kokteylleri deneyebilir, farklı tatların keyfini çıkarabilirsiniz.

İzmir'de eğlenceli bir gece geçirmek için en iyi adreslerden biri İzmir Pub mekanlarıdır. Arkadaşlarınızla birlikte hem sohbet edip hem de keyifli müzik eşliğinde eğlenmek istiyorsanız, bu mekanları kesinlikle ziyaret etmelisiniz.

Bornova Pub

Bornova, İzmirlilerin eğlence hayatında önemli bir yere sahip bir bölgedir. Bu alanda Bornova Pub'lar, gençlerin ve eğlence arayanların tercih ettiği mekanlar arasında yer alır. Özellikle canlı müzik etkinlikleri ve çeşitli eğlenceler ile dikkat çeken bu pub'lar, arkadaşlarınızla hoş vakit geçirmeniz için ideal noktalardır.

Bornova Pub sohbet eşliğinde müzik dinleyebilir, lezzetli içeceklerin tadını çıkarabilirsiniz. Çeşitli bira markalarının yanı sıra, farklı kokteyl seçenekleriyle de zengin bir menü sunuluyor. Özellikle Bornova Kokteyl çeşitleri, ziyaretçilerin ilgisini çeken özel karışımlarla doludur.

İzmir'in genelinde olduğu gibi, Bornova da sosyal hayatın hareketli olduğu bir bölge olarak öne çıkmaktadır. Bu nedenle İzmir Pub kültürü içinde yer alan Bornova Pub'lar, hem akşam yemeğinden sonra hem de hafta sonu eğlenceleri için tercih edilen adreslerdir. İç mekanlarının samimi ve sıcak atmosferi, konukların tekrar tekrar gelmesine neden olmaktadır.

Sonuç olarak, Bornova'daki pub'lar sadece içki içmek için değil, aynı zamanda sosyal etkileşimde bulunmak ve keyifli anılar biriktirmek için de mükemmel bir seçimdir. İzmir'de eğlencenin tadını çıkarmak istiyorsanız, Bornova Pub'ları mutlaka ziyaret etmelisiniz!

Bornova Kokteyl

Bornova, İzmir'in en canlı ve eğlenceli semtlerinden biri olarak, gençlerin ve gece hayatını sevenlerin buluşma noktasıdır. Bu bölgede birçok Bornova Pub bulunmaktadır. Bu mekanlar, hem eğlenceli atmosferleri hem de lezzetli içecekleri ile dikkat çekmektedir. Şimdi, Bornova'nın özellikle öne çıkan kokteyllerine bir göz atalım.

Bornova kokteyl, farklı lezzetlerle dolu bir kokteyl menüsü sunmaktadır. Bornova Kokteyl çeşitleri, yaratıcı tarifler ve taze malzemelerle hazırlanarak misafirlere sunulmaktadır. Örneğin, limon, nane ve diğer taze malzemelerle yapılan yaz kokteylleri, sıcak yaz akşamlarında serinlemek için mükemmel bir seçimdir.

İzmir Pub kültüründe sıklıkla karşılaştığımız özel günlerde, kokteyl partileri düzenlenmektedir. Bu tür etkinlikler, hem arkadaşlarla güzel vakit geçirip hem de yeni tatlar denemek için harika bir fırsattır. Bornova Pub sahipleri, etkinliklerin hazırlanmasında büyük titizlik göstermektedir ve kokteyl deneyimini her zaman en üst seviyeye taşımayı hedeflemektedir.

Bornova'nın enerjisi, bu mekanlardaki eğlencelere yansımaktadır. Gece hayatının tadını çıkarmak için, Bornova Kokteyl çeşitlerini deneyimlemek ve sevdiklerinizle birlikte hoş vakitler geçirmek son derece keyifli olacaktır.

[guzyazi]

Bitirdiğim son kitabın etkisini atlatmak isterken aslında acılı duygulardan son zamanların tüm toksik pozitifleri gibi nasıl kaçındığımı fark ediyorum. Trajik bir şeye maruz kaldığımda onu hemen onarıcı bir şeyle dengelemek istiyorum. Oysa onarıcı dediklerimin tamamı dijitalleşme sayesinde sahip olduğum materyaller. Yani bundan elli sene önce olsa o trajediyi kafamda kırk defa çevirip bunun beni değiştirmesine olanak sağlamış, bunu gelişimime fırsat görmüş olacağım çünkü açıp sakin bir müzik dinleyemeyecek, komedi dizisi izleyemeyeceğim. Acaba her acıyı travma addederek, trajedisiz-yalıtılmış-karton bir hayat kurarak gelişimsiz, çocuk akıllı, boyutsuz bireyler mi oluyoruz? Pozitifi yerli yersiz basıp, alınacak derslerin, yaşanacak kuvvetlenmelerin önüne geçip ruhsuz, derinliksiz, robotik, zorba olmanın önünü mü açıyoruz? Bunu bir düşünelim ya.

[monnalissaa]

beyoglu stroll, alleyway and galata fondness 🦋 #galata #beyoglu #istanbul #aesthetic #tumblr #photography

İstanbul'a Dair İzlenimler:

Bu şehirde insan kendisini daha yalnız, çaresiz ve bir o kadar da kalabalık, gürültülü hissediyor. Suskunluğumuz kendisine bir dost arıyor. Kozmopolitan, karmaşık ve gürültülü olan bu şehirde her sokak hikayesini bilmediğimiz bir sürü gizle, insanla dolu. Böyle şehirlerde insan yalnızlığı daha çok hisseder, kendisine bir yer edinme arayışında olur; etrafında kendisini konumlandırmış olarak gözüken milyonlarla doludur. Her metroda 5-6 tane evsiz sokak çocuğunun müzikleri, peçeteleri görünür olurken metro çıkışlarında bir üniversite kulübünde örneğin küçük burjuvazi söylemler, edimler ve eylemler kendisini gösterir. Tek dertleri eğlenmek, kariyerizm, popüler kültür yakalanımı içerisinde olan kişiler gösterir kendisini bu defada. İşte bu uçurumda bir tutunma dalı istiyor insan doğal içgüdüsü ile. Ankara gibi bir şehirde hayat evlerde, kafelerde gezinirken bu şehirde hayat sokaklarda gezinir. Sokağın sesi insanların yaşamını bize taşır, haykırır. Bir köşede sokak sanatçılığı yapanlar, diğer köşede peçete satanlar, her mekanın "gel buraya gel" sesleri, aktivistlerin ve solcuların ideolojiyi sokakta yaşamaları, bir yere yetişmeye çalışanların hızlı adımları ve tam da aksine öylesine yavaşça gezinenlerin yavaş adımları, çiçekçiler, taksiciler ve diğerleri... Toplumun her kesimi bu şehirde bu yaşamda kendini var ediyor. İşte bu noktada kendini bulma arayışı içerisinde olan insanın büyük bir uçurumda sürüklenme anı başlıyor. Sakinliği ve huzuru adalarda yaşayan kesim ise sadece burjuva, yerli kesim. Bu şehir benim kulağıma sınıfların savaşını keskin bir biçimde taşıyor. Sokakların gürültüsü susmadan bize bir müzik dinletisi yaptırıyor.

that's it

[dehmurg]

okula gelmeyin demeden gelmemelerini sürekli ima ettim, anlatmaya çok uğraştım. bu işte başarısız olmuşum ki bugün gene sınıfın yarısı yerli yerinde. mecburen, son haftanın hatrına, resim müzik ve oyun dolu bir gün yaşatacağız gelenlere.

[medyapollscom]

Çanakkale Konser Takvimi 2017

2017 yılı, Çanakkale için müzik dolu bir yıl oldu! Bu yıl boyunca birçok sanatçının sahne aldığı konserler, hem yerli hem de yabancı müzikseverler için unutulmaz anlar sundu. Peki, bu konserlerde kimler sahne aldı? Hangi etkinlikler öne çıktı? İşte, bu makalede Çanakkale’deki konserlerin takvimine ve detaylarına ulaşabilirsiniz. Ayrıca, etkinliklerin tarihleri ve sanatçı profilleri hakkında bilgi…

[yazaristanbulu]

İstanbul Ortaköy'de Bir Günde Ne Yapılır?

İstanbul'un en popüler ve keyifli semtlerinden biri olan Ortaköy, tarihi dokusu, boğaz manzarası ve canlı atmosferiyle hem yerli hem de yabancı turistler için cazip bir destinasyon. Bir günde Ortaköy'ü keşfetmek isteyenler için önerilerle dolu bir gezi rehberi hazırladık.

Ortaköy Camii’ni Ziyaret Edin

Ortaköy'ün simgelerinden biri olan Ortaköy Camii, Boğaz manzarasıyla birleşen etkileyici mimarisiyle dikkat çeker. Mimar Sinan’ın öğrencisi Nigoğayos Balyan tarafından inşa edilen cami, Osmanlı dönemi mimarisinin güzel bir örneğidir. Camiyi ziyaret ederek, hem dini hem de mimari açıdan zengin bir deneyim yaşayabilirsiniz.

Boğaz’a Karşı Kahve İçin

Ortaköy’ün en bilinen aktivitelerinden biri de Boğaz’a karşı bir kahve içmektir. Ortaköy sahilinde yer alan kafe ve restoranlar, hem Türk kahvesi hem de dünya mutfaklarından seçkin tatlar sunuyor. Özellikle sahil boyunca yürüyüş yaparken, Boğaz Köprüsü’nün muazzam manzarasına karşı keyifli bir mola verebilirsiniz.

Ortaköy’deki Sokak Sanatçılarını İzleyin

Ortaköy, sokak sanatçılarıyla ünlüdür. Özellikle akşam saatlerinde, Ortaköy Meydanı’nda müzik çalan, resim yapan ya da farklı sanatsal performanslar sergileyen sanatçılarla karşılaşabilirsiniz. Bu sanatsal atmosfer, Ortaköy’ün eğlenceli ve canlı ruhunu yansıtır.

Ortaköy Meydanı’nda Alışveriş Yapın

Ortaköy’ün en renkli noktalarından biri, sokaklarda gezilen dükkanlar ve pazar alanıdır. Ortaköy Meydanı’nda hediyelik eşya dükkanlarından takılara, el yapımı ürünlerden geleneksel Türk hediyeliklerine kadar geniş bir alışveriş yelpazesi bulunur. Özellikle Ortaköy’ün ünlü "kumpir"ini deneyebilir ve meydandaki dükkanlardan alışveriş yapabilirsiniz.

Yat Turu Yapın

Ortaköy, Boğaz’a açılan yat turlarıyla da ünlüdür. Eğer bir günde Ortaköy’ü daha farklı bir açıdan görmek isterseniz, kısa bir yat turuna katılabilirsiniz. Boğaz’ın eşsiz güzelliklerini ve İstanbul’un ikonik yapılarının panoramik görüntülerini bu turlarla keşfetmek oldukça keyifli olacaktır.

https://www.2milyonistanbullu.com/

[hasanakbal19]

Niloya ve Arkadaşları Yarıyıl Tatili Keyfini İkiye Katlıyor

Türkiye’nin sevilen yerli çizgi film kahramanı Niloya, arkadaşları Mete ve Tospik’le birlikte yarıyıl tatilinde de minik dostlarını yalnız bırakmıyor. Çizgi kahramanlar, eğlenceli dansları ve hafızalara kazınan şarkıları eşliğinde gerçekleştirecekleri “Müzik Kutusu Müzikali” ile minik dostlarının tatil keyfini ikiye katlamaya hazırlanıyor. Bu kapsamda Niloya ve arkadaşları 13 farklı şehirdeki 32…

[sercecik]

Kız çocuklarına Türkü dinletin, söyleyin, söyletin, büyütünce çok güzel oluyorlar ♥️

Bu seriyi çok sevdiğim için paylaşmalara doyamıyorum :

🤫Bitti sanırsanız, yanılırsınız:

Bonus:

-Yeni nesil şahsın kendine has bestesi ♥️ çakkisel 🤫-

[kunyekultursanat]

Niloya ve Arkadaşları Yarıyıl Tatili Keyfini İkiye Katlıyor

Türkiye’nin sevilen yerli çizgi film kahramanı Niloya, arkadaşları Mete ve Tospik’le birlikte yarıyıl tatilinde de minik dostlarını yalnız bırakmıyor. Çizgi kahramanlar, eğlenceli dansları ve hafızalara kazınan şarkıları eşliğinde gerçekleştirecekleri “Müzik Kutusu Müzikali” ile minik dostlarının tatil keyfini ikiye katlamaya hazırlanıyor. Bu kapsamda Niloya ve arkadaşları 13 farklı şehirdeki 32…

[roojjjjj]

Yeni Yılı olarak da bilinir

Kuzey Irak , Kuzeydoğu Suriye , Güneydoğu Türkiye ve Kuzeybatı İran'ın yerli Asurluları arasında Nisan ayının birinci gününde kutlanan bahar festivalidir.

Festivalin kökleri , MS 1. ve 4. yüzyıllar arasında Süryani Hristiyanlığı karşısında inancın kademeli olarak ortadan kalkmasına kadar Asurlular tarafından uygulanan eski Mezopotamya dinine ve Akitu festivaline dayanmaktadır. Günümüzde Asurlular çoğunlukla Hristiyandır ve çoğu Asur Doğu Kilisesi , Keldani Katolik Kilisesi , Süryani Ortodoks Kilisesi , Süryani Katolik Kilisesi , Antik Doğu Kilisesi , Asur Pentekostal Kilisesi ve Asur Evanjelik Kilisesi'nin taraftarlarıdır .

Kutlamalar geçit törenleri ve partileri içerir . Bazı Asurlular geleneksel kostümler giyer ve saatlerce dans eder. Kutlamalar Asur'un her yerinde ve Orta Doğu'nun diğer bölgelerinde , ayrıca Amerika Birleşik Devletleri , Avrupa , Avustralya , Kanada ve Kafkasya'da Asur diasporası toplulukları arasında gerçekleşir. Genellikle yemek , müzik ve dans içeren partiler düzenlenir.

Nisan ayı , 21 Mart civarında olan ilkbahar ekinoksu zamanına denk geliyordu . ( İbrani takviminde Nisan, ekinokstan birkaç hafta önce başlayabilir.) Günümüzde Nisan için "Nisan" ismi kullanılıyor, bu yüzden Nisan ayının ilki 1 Nisan'dır. İlkbahar ekinoksu , 21 Mart'ta Büyük İran'ın her yerinde Noruz (anlamı "Yeni Gün") olarak kutlanır . Ancak, eski Asur , Akad ve Babil geleneklerinde, bahar festivali " Nisan " olarak bilinen ayın ilk günlerinde kutlanırdı [ 8 ] ve eski Asurlular tarafından benimsenen takvimin başında "Nisan" ayı vardı, bu da "Kha b-Nisan" veya "Nisan'ın ilk günü" terimine ödünç verdi.

Akitu'nun modern kutlanması 1960'larda Asur entelektüel rönesansı sırasında başladı. Ancak siyasi baskı nedeniyle kutlamalar 1990'lara kadar büyük ölçüde özeldi.

Etkinlik büyük ölçüde Suriye'de yaşayan Süryaniler tarafından kutlanmaktadır. Suriye hükümeti festivali tanımasa da Süryaniler kutlamaya devam etmektedir. 2002'de Suriye'deki Süryaniler, 16 çiftin katıldığı ve 25.000'den fazla katılımcının katıldığı toplu bir düğünle etkinliği kutladılar. Türkiye'nin kurulmasından sonra , Nevruz ile birlikte Kha b-Nisan'ın kamusal kutlamalardan men edilmesi kararlaştırıldı. Türkiye'deki Süryaniler, Türkiye'nin AB üyelik teklifini desteklemek için kabul edilen demokratik reformlar ışığında, organizatörlerin etkinliği düzenlemek için hükümetten izin almasının ardından, ilk kez 2005'te Kha b-Nisan'ı kamusal alanda kutlamalarına izin verildi. "Avrupa, Suriye ve Irak'tan gelen büyük etnik Süryani grupları da dahil olmak üzere" yaklaşık 5.000 kişi Kha b-Nisan kutlamalarına katıldı.

En büyük Asur Yeni Yılı kutlamalarından biri 2008'de Irak'ta gerçekleşti . Irak savaşının başlamasından önce Saddam Hüseyin rejimi tarafından kamusal kutlamalara izin verilmiyordu . Etkinlik Asur Demokratik Hareketi (Zowaa) tarafından düzenlendi ve geçit törenine 45.000 ila 65.000 kişi katıldı.

[pazaryerigundem]

Bursa Osmangazi'de Gençlik Orkestrası'ndan yeni yıl konseri

https://pazaryerigundem.com/haber/198413/bursa-osmangazide-genclik-orkestrasindan-yeni-yil-konseri/

Bursa Osmangazi'de Gençlik Orkestrası'ndan yeni yıl konseri

Bursa Osmangazi’de yeni yıl coşkusu Osmangazi Belediyesi Gençlik Orkestrası ve Korosu’nun unutulmaz konseri ile doruğa çıktı.

BURSA (İGFA) – Gençlerin sanata olan ilgisini arttırmak ve müzik alanındaki yeteneklerini sergilemelerine imkan sağlamak adına kurulan Osmangazi Belediyesi Gençlik Orkestrası ve Korosu, müzikseverlerle buluştu.

Sesine ve enstrüman çalma yeteneğine güvenen 12-17 yaş arası gençlerden oluşan Osmangazi Belediyesi Gençlik Orkestrası ve Korosu üyeleri, alanında uzman kişilerden aldıkları eğitimlerin ardından sahneye taşıyarak muhteşem bir konsere imza attı. Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nde düzenlenen konserde, genç yeteneklerin sahne performansı ve müzikal yetenekleri dinleyicilere keyifli anlar yaşattı.

Konserde yerli ve yabancı şarkılara repertuvarda yer veren Gençlik Orkestrası ve Korosu, seslendirdiği eserlerle dinleyicilere müzik ziyafeti sundu. Konserde, İzmir Marşı ise tüm dinleyicilerin katılımıyla tek bir ağızdan seslendirildi. Muhteşem bir atmosferin yaşandığı konser, dinlemeye gelenlerden tam not aldı.

Sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği ‘Yeni Yıla Merhaba Konseri’ne Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir, meclis üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir, konser sonunda Şef Nergis Dinç Yavuz’a çiçek takdim etti.

[inside-thecityof-glass]

10.10.24 NE OBLIVISCARIS & HATEMOTION KONSERİ (BEŞİKTAŞ IF)

Merhaba dostlar, Romalılar! Bugün sizlere (biraz geç olsa da…) Taa çok uzaklardan hatta en uzaklardan, Avustralya’dan ülkemize gelen, Ekim ayında güzel Beşiktaş’ımızda ağırlamış olduğumuz enteresan oluşum “Ne Obliviscaris” grubundan ve en az onlar kadar enteresan, şaşırtıcı sahne performanslarıyla ülke topraklarından çıkma Melodic/Groove Metal Müzik grubu “Hatemotion”dan bahsetmeye çalışacağım. Takvim yoğun ilerliyor, ülkemizde “Metal Müzik” özellikle konserler açısından en verimli dönemlerinden birini geçiriyor diyebilirim. Bunda organizatörlerin ve mekan işletmecilerinin payı çok büyük olsa da yerli Metal Müzik gruplarımızda bu güzel sürece katkı vermek için azımsanmayacak şekilde fedakarlık ve çalışma içerisinde bulunuyorlar.

“Ne Obliviscaris” daha önceden çok fazla dinlediğim bir grup değil. Senfonik altyapılarla “Metal Müziği” ben kendi içimde ezelden beridir çok bağdaştıramam. Tabi ki sevdiğim tarzlar arasında bu senfonik altyapıyı hakkıyla sunan, harmanlayan, mistik bir duruma çeviren, epik pasajlarla süsleyen grupları dinlemiyor değildim. “Dimmu Borgir” “Septic Flesh” belki “Nightwish” ve “Lacuna Coil” hatta “Therion” ve “Haggard” benim adıma bunlardan sadece bazıları olarak sayılabilir. Peki “Ne Obliviscaris”te böyle bir oluşum muydu? Bu şekilde hissiyatları bizlere sunabilip, sahnede devleşebilecekler miydi? Bunların cevabını almadan önce sahnede ilginç bir grupla karşılaşıyoruz.

Artık ikinci adresimiz olan Beşiktaş IF’ten daha fazla bahsetmeyeceğim. Her zaman rahat ettiğimiz, çoğu zaman iyi ses aldığımız Metal Friendly bir yer burası. Nice konserlere! 10 Ekim gününe geri dönüp şöyle bir hatırlamaya çalışırsam eğer, bu konser özelinde çoğu zaman yaptığım gibi kapı açılış saatinde değil biraz daha geç geldiğimi anımsıyorum. Dolayısıyla dışarıda hiç oyalanmadan içeriye geçiyoruz ve “Ne Obliviscaris” grubundan önce sahne de olan “Hatemotion”la yüzleşiyoruz. İçeride güzel bir atmosfer var, epey bir seyirci günün özel konuklarını izlemeye, dinlemeye gelmiş, sahnede cayır cayır bir ses ve görsellik… “Hatemotion” kariyerleri boyunca farklı tarzlar denemiş, Metal müziğin açık görüşlü tarafında yer alan bir grubumuz. Daha önceden kendilerini dinleme fırsatı bulduğum için yaptıkları orijinal besteleri dışında “Cover” çalışmalarını da seviyorum diyebilirim. Canlı performans konusuna geçecek olursak eğer grubu sadece bir kez “Dorock Hmc” de izleyebilmiştim ve bugünden kalan anılarımı tazeleyecek olursam eğer “sahne performansı” ve “seyirci iletişimi” konusunda grubun epey bir level atladığını söyleyebilirim.

“Iron Maiden”dan “The Wicker Man” (Gözler yaşlı) ve “Judas Priest”ten “Breaking The Law” (Gözler canlı) “Cover”ları bulunan “Hatamotion” bu şarkıları sahnede çalmak dışında yaşadılar diyebilirim. “Cover”lar dışında tek tek yayınladıkları “Single” çalışmalarını da yine göz dolduran bir performansla icra ettiler. Enerjik “Frontman”leri saldırgan gitarları, müziklerini güzel dolduran “Bass”ları ve teknik olarak son derece üst düzey davulcularıyla birlikte “Hatemotion” yerinde duramayan, sahnede bir oraya bir buraya koşturan kıpır kıpır müzisyenlerden oluşuyor. Bu haleti ruhiyeleri içerisinde tarzlarına yakın olabilecek şekilde hissettiğim gruplar “Sound”larından hem bağımlı hem bağımsız şekilde “Iron Maiden” “Metallica” “Slipknot” “Lamb Of God” ve hatta inanmazsınız “Katatonia” olabilir. (Yanlış duymadınız)

Saydığım ilk gruba özel zaten bir “Cover” çalışmaları varken diğer bestelerinde bu saydığım gruplara dair tatlar bulup kendinizden geçebilirsiniz. O gün sahnede son derece iyi bir görsellikle süslenen “The Poison In Me” şarkıları ise dediğim gibi “Katatonia” “Vibe”larını üst seviyelerde hissedebileceğiniz, tarzın sevenlerini kendine çekebilecek potansiyele sahip bir şarkı. Görsellik ve şovlardan bahsetmişken, buradan gruba koca bir alkış geliyor. Belki de 2024 senesi içerisinde izlediğim en iyi görsel şovlardan birine imza attılar. Beste, “Cover” fark etmeksizin sahne arkasındaki ekranda verilen hareketli görseller, “Lyric Video” çalışmaları, kenarlara iyi şekilde yerleştirilen (Fakat maalesef “Ne Obliviscaris” grubu tarafından sahneye konan paravanlar yüzünden pek gözükmeyen…) “Hatemotion” logoları, ışık şovları ve daha önce bahsettiğim grubun enerji patlaması hakikaten görülmeye değer şeylerdi.

Nihayet bu muydu? Tabi ki hayır. Konu “Hatemotion” olunca artık sürprizlere hazır olmamız gerektiğini anlıyoruz. Hepimiz için çok çileli geçen pandemi sürecine ithafen hazırladıkları “Epidemical Destruction” şarkıları çalındığı sırada zaten halihazırda “Hatemotion”un hipnotik görsellerinde kaybolmuş durumdaydık. Şarkının en hareketli anlarından birinde sahneye veba maskeli, kostümlü bir tip fırlayıverdi! Daha önce “Hatemotion” konserlerinde kullanılmamış bu güzel sürprizi bende beklemiyordum. Alkış, kıyamet, şaşkınlık grubun vokali ile bu “Plague guy”ın belki “Iron Maiden” ya da “Amon Amarth” sahnelerinde görebileceğimiz mücadelesini izlemeye başladık! Güzel müzik, iyi görsel, çok iyi şov! Bunların üstüne bir de grubun bestelerinin nakarat kısımları sahneden seyirciye yansıyınca tadından yenmez bir etkileşim ve nihayetinde ortaya çıkan profesyonel iş! That’s The Way Aha Aha I Like It!

Bu kadar profesyonellik arasında grupla alakası olmayan, profesyonellik dışı nazarlıklarda yaşanmıyor değil… Bizlere çok iyi bir sahne performansı ve şov, kaliteli, eğlenceli Metal Müzik ve son derece iyi ses kalitesi sunan “Hatemotion” grubu sahneden inerken hepimizin hayatına dokunmuş bir mesajı tekrardan vermek istedi. Grubun gitar vokali, arkasında son şiddet olaylarında kaybettiğimiz insanların foto��rafı ekrana yansırken toplamı otuz saniyeyi geçmeyecek bir konuşma yapmak istedi fakat konuşması “Ne Obliviscaris” ekibinden bir teknik elemanın sahneye dalmasıyla yarıda kesildi. Elemanın “Haydi inin sahneden” tavırları hepimizin tepkisini çekti. Saniyeler onun için ne kadar önemliydi bilmiyorum ama bu tatsız hadise saatler hatta günler boyunca bizim aklımızda kaldı… Neyse ki “Hatemotion” üyelerinin sakinliği neticesinde olay daha da büyümedi fakat Gitar Vokalin şu sözleri gece boyunca beynimizde yankılandı “Şiddetin her türlüsüne lanet olsun”

“Hatemotion” grubunun bu eğlenceli ve göz dolduran performansı sonrası artık “Ne Obliviscaris”i beklemeye başlıyoruz. “Hatemotion” her zaman anılarımda çok iyi bir yerde kalacak, severek dinlediğim ve izlediğim gruplar arasında duygu yoğunluğu üst seviyelerde bir proje olacak. Bu vesileyle izlemeyenlerin izlemesi gerektiğini, dinlemeyenlerin dinlemesi gerektiğini tekrardan hatırlatmış olalım, çok iyi biliyorum ki bu grup büyük işler, büyük albümler yapacak. Yaşasın yerli Metal! Bekleyiş sürüyor, e tabi hoşbeş bütün hızıyla devam ediyor, kritikler yapılıyor “Hatemotion” konuşuluyor, biralar bitiyor, yenileri seri bir şekilde geliyor. “Ne Obliviscaris” için hazırlıklar sahnede sürerken bizde artık yavaştan mekandaki yerlerimizi tekrardan tutmaya başlıyoruz. Gecenin ikinci enteresan oluşumu sahneye çıkıyor ve yalan yok neredeyse tıka basa dolmuş “Sold Out” havasında geçen “Beşiktaş IF” içerisinde ben dahil istisnasız bütün seyirciyi yakalamayı başarıyor!

Avusturalyalı dostlarımız 2003 yılından beri aktif bir grup. 10 Ekim akşamı sahneye çıktıklarında bu aktifliğin konserin başından beri bizimle birlikte olduğunu söyleyebilirim. Grubun yapısı ve sahne performansları çok iyi kurulmuş durumda. Kariyerlerinden birçok şarkı çalan gruba şaşılmayacak şekilde Brutal vokallerde Xenoyr liderlik ediyor. Şaşılacak şey ise Clean vokallerde olan Tim Charles’ın kemanıyla birlikte bu liderlik yarışına dahil olması. Burada kafalar biraz karışıyor ve manik depresif şekilde algı bir oradan bir buraya gidiyor. Clean ve Brutal vokal arasındaki kontrastı muazzam şekilde ortaya koyup şekillendirmişler. Dolayısıyla “Ne Obliviscaris” konusunda benim için gecenin ilk sürprizlerinden biri bu oluyor. Xenoyr sanki bir “Uruk Hai” lideri gibi sahneden seyirciyi yönetip komutlar verirken bu fırtına geçtikten sonra Tim Charles sakin bir şekilde üzerimize keman döküyor…

Uruk liderin biraz kaçak güreştiğini söyleyebilirim. Sahnede çok hareketli, zaten vokaller ve kemanlar dışında iyi şekilde duyulan ses ve “Ne Obliviscaris” Aurası eşliğinde kendimizden geçmiş durumdayız fakat “Painters Of The Tempest” (ler… Part 1,2,3) konserin başında çalınmaya başladığı andan itibaren sürekli olarak sahneden indi, geri çıktı, oraya gitti, buraya gitti. Adamı takip etmekte zorlandım. Çok kritik anlarda kritik hamleler yapıp, seyirciyi olabilecek en iyi şekilde gaza getirip yine kaçtı. “Ne Obliviscaris”in tam bir gerilla taktiği ile hareket ettiğini söyleyebilirim.

“Pyrrhic” ve “Devour Me, Colossus” (lar… Part 1,2) çalınmaya başlanıyor. Kendi adıma beklentiyi düşük tuttuğum “Ne Obliviscaris” konseri unutulmaz şekilde geçmeye devam ediyor. Bu kadar mutlu bir seyirciyle her zaman karşılaşmazsınız. Gördüğüm kadarıyla grubun Türkiye’de çok fazla hayranı, bileni, eşlik edeni var. Ben şahsen bu derece olacağını tahmin etmiyordum. Seyirci konserin neredeyse başından sonuna kadar gruba iyi bir şekilde eşlik etti, reaksiyonu asla düşürmedi. E tabi sahnede bunun bir karşılığı vardı. Eleştiri olarak yapabileceğim şeyler arasında arada giren çok uzun keman konçertoları olabilir. Sahne performanslarını belki dinamik? Değişken, kademeli tutmak istedikleri bu bölümlerde Tim Charles’ın solo keman performansları tam ters etki yarattı diyebilirim. Tabi ki büyülenmiş gibi Hülyalar arasından bu performansı izleyen birçok seyirci vardı ama büyüsüz, Manası tükenmiş Metalciler bu bölümlerde yukarıda daha ziyade sigara içmeyi tercih etti.

“Equus” “Misericorde”ler ve “Suspyre” (Dario Argento'nun Suspiria’sı gibi. Müziklerde benzer enerjilerde.) şarkılarını geride bırakırken sahnede ve seyirci arasında son derece eğlenceli anlar yaşanıyor, enerji asla düşmüyor. Bu tarzın ülkemizde gerçekten çok fazla seveni, dinleyeni var. “Senfonik Metal” sevdiğimiz bir şey bu bir kez daha kanıtlanıyor. “Graal” ve “Anhedonia” öncesinde zannediyorum bir keman solosu daha dinliyoruz. Bu sololar kısa süren hadiseler değil bilakis artık şarkıların başlamasını beklemenize neden olabilecek uzunlukta pasajlar halinde geçiyor. Bu noktada tahmin ettiğiniz gibi konserin çok çok uzun sürdüğünü belirtmem gerekir. Daha önceden konusunu açtığım gibi bu tarz konserlerin oturma düzeninde gerçekleşme ihtimalini “Ne Obliviscaris” için hem düşündüm hem vazgeçtim. Uzun şarkılar, bölümler, konçertoları bünyesinde barındırsa da grubun son derece “Metal” son derece aktif tarafları da yok değil. Bu açıdan yarı yarıya bölündüm diyebilirim. Az önce değindiğim şarkılar sonrasında grup sahneye kısa süreliğine veda ediyor ve alkış kıyamet geri geliyor.

“And Plague Flowers the Kaleidoscope” şarkısı ile “Ne Obliviscaris” tekrardan sahnede. Epik bir eserle konsere veda ediyoruz diyebilirim. Grubun vokalde kurduğu dengeden bahsetmiştim fakat enstrümanları da açıkçası ne kadar övsek azdır. İyi şekilde duyulan “Bass” kullanımları dışında gitarlar baştan sona yaratılan büyülü algıyı en sert şekilde destekledi. Bu kadar çok değişkeni olan bir konserden aklımda kalacak birçok anıdan en neti belki de yine Xenoyr ile alakalı olacak. Sen gerçek bir “Frontman”sin adam! Dakikalar boyunca keman solo dinlemiş bir seyirci kitlesine hemen akabinde “Pogo” yaptırmak “Mosh Pit” çıkarmak… Bunlar iddialı şeyler. Bruce Dickinson abimize atıfla “En önden, salonun en arkasına kadar” bütün seyirciyi aldı götürdü…

Her şeyde olduğu gibi bu güzel konserinde bir sonu vardı ve o an maalesef gelmişti. Uzun oldu, yorucu oldu fakat her anına değdi dediğimiz konserlerden birini daha geride bırakıyoruz. Fazla aşina olmadığım, Metal müziğin daha az dinlemiş olduğum gruplarının konserlerine gitmeyi, yeni deneyimler yaşamayı seviyorum. E bu grupları bizlerle buluşturan organizatörlere de teşekkür ediyorum. “Ne Obliviscaris” benden geçer not alıyor ve yolu gözlenen gruplara bir yenisi daha ekleniyor. “Hatemotion” üzerine zaten ballı börek oluyor, ne mutlu bana! Alandan çıkış yapıyoruz ve kritik faslı bütün hızıyla devam ediyor.

Bir gün için çok eğlendiğimi hissediyorum bu kadar eğlence yeter! Şu kulaklığımı takıp “DSBM” hezeyanlar içerisinde bet bet evime gideyim de şöyle bir kendime geleyim. Konser yazılarına yoğunluktan dolayı biraz ara vermek zorunda kalmış olsam da elimde birçok hazır yazıda mevcut. Umarım ülkemizde mutluluk verici derecede yoğun olan bu konser takvimini yakalayacağız. 2024 biterken eğer başka yazı koyamazsam affola, herkese nice mutlu, sağlıklı, huzurlu seneler, Nice konserler! Çok yaşa inside.thecityof.glass! 1. Yılın kutlu olsun hehe!

[rayhaber]

Muud 2024 Yılında Öne Çıkan Favoriler Açıklandı

2024’ün En Çok Dinlenen Şarkıları ve Sanatçıları 2024 yılı, müzik severler için birçok sürpriz ve başarı ile dolu bir yıl oldu. Müziğin dijital platformlardaki etkisi her geçen gün artarken, kullanıcılar da en sevdikleri eserleri keşfetmek için çeşitli platformlara yöneldi. Bu yıl, Muud dijital müzik platformu, kullanıcılarına sunduğu Muud Look 2024 raporu ile en çok dinlenen yerli ve yabancı…