#yer bilimciler
Explore tagged Tumblr posts
Text
Bursa'da Kentsel Dönüşüm Projesinde Önemli Aşamalar
Bursa’da Kentsel Dönüşüm Projesinde Sona Yaklaşılıyor Bursa’da 420 dönümlük alanda gerçekleştirilen en büyük kentsel dönüşüm projesinde önemli aşamalar kaydedildi. İMSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Demir, kaba inşaatların %70 seviyesine ulaştığını, projenin önümüzdeki yılın sonuna kadar tamamlanarak insanların yaşadığı konuma geleceğini belirtti. Bursa’daki riskli yapı stokunun yaklaşık 6 bin…
#Bursa#depreme dayanıklı binalar#imar alanları#İnşaat#Kentsel Dönüşüm#konut projeleri#riskli yapı stoku#Şeref Demir#yapılaşma#yer bilimciler
0 notes
Text
İşte geleceğin kaybedecek ve parlayacak meslekleri
https://pazaryerigundem.com/haber/189334/iste-gelecegin-kaybedecek-ve-parlayacak-meslekleri/
İşte geleceğin kaybedecek ve parlayacak meslekleri
Teknolojinin gelişmesi ve yapay zekanın hayatımızın hemen hemen her alanına girmesiyle beraber kariyer planlamaları da değişti. Kişi ve kurumların artık yapay zeka ile entegreli çalışmaları gerektiğini kaydeden uzmanlar geleceğin kaybedecek ve parlayacak mesleklerini de sıraladı. Peki o meslekler hangileri?
Duygu DOĞAN / HERKES DUYSUN
BURSA (İGFA) – Teknolojinin gelişmesi ve yapay zekanın hayatımıza girmesiyle beraber iş hayatlarımız da değişime uğradı. Yapay zeka ile entegreli biçimde çalışmamız gerektiğini söyleyen Fütürist Ufuk Tarhan konu hakkında Herkes Duysun’a değerlendirmelerde bulundu. Peki gelecekte işsiz kalacak meslek grupları ve daha çok talep görecek alanlar neler?
Ekonomist ve Fütürist Ufuk Tarhan, Herkes Duysun ekibine konuşarak gelecekte işsiz kalacak meslek gruplarını ve daha değerli hale gelecek meslekleri açıkladı. Tarhan ayrıca, büyüme hedefinde olan gençlere yönelik tavsiyelerde bulundu.
“RUTİN MESLEKLER ORTADAN KALKABİLİR”
Gelecekte işsiz kalacak meslekler arasında rutin ve tekrarlayan işler yapan mesleklerin yer aldığını kaydeden Tarhan, “Örneğin, çağrı merkezi çalışanları, banko görevlileri ve muhasebeciler gibi meslekler, otomasyona bağlı olarak ortadan kalkabilir.” dedi.
“DAHA ÇOK TALEP OLACAK”
Öte yandan gelecekte daha değerli hale gelecek meslekler arasında, yaratıcı ve analitik düşünme becerisi gerektiren mesleklerin yer aldığını ifade eden Tarhan, “Yapay zeka ve yazılım mühendisleri, veri bilimciler, pazarlamacılar ve tasarımcılık gibi meslekler, gelecekte daha çok talep görecek.” şeklinde konuştu.
“FÜTÜRİST BAKIŞ AÇISINA SAHİP OLUN”
Gelecekte başarılı bir strateji ile büyüme hedefinde olan gençlere tavsiyelerde de bulunan Ufuk Tarhan şunları söyledi:
“Gelecekte başarılı bir yol planı izlemek isteyen gençlere vereceğim en önemli tavsiyelerden biri fütürist bakış açısına sahip olmalarıdır. Değişimi kucaklamalısınız. Yeni beceriler edinmek ve yeni fırsatlara hazırlanmak için gelecekçi bakış açısı ile düşünün, hayal kurun, gelecek planlarınızı yapın.”
“YARATICI VE ANALİTİK DÜŞÜNMELİ”
Başarılı olmak için en önemli unsurun yaratıcı ve analitik düşünme becerilerinin gelişmesi olduğunun altını çizen Tarhan, “Yaratıcı ve analitik düşünme ile diğer becerileriniz de gelecekte daha değerli hale gelecek. Tüm becerilerinizi yükseltmek için önce problem çözme, eleştirel ve stratejik düşünme, muhakeme yapabilme gibi konularda kendinizi sürekli geliştirmelisiniz.” ifadelerini kullandı.
“İŞ BİRLİKLERİ OLUŞTURMALISINIZ”
İş dünyasında başarılı olmak için networkun önemine de vurgu yapan Fütürist Tarhan sözlerine şöyle devam etti:
“İletişim ve işbirliği becerilerini artırın. İş dünyasında başarılı olmak için networking çok önemlidir. Gelişmek için kendinizi iyi ifade etmeye çalışmalı, başkalarıyla etkili bir şekilde iletişim kurmalı, ortak projelerde, etkinliklerde, mümkün olan her yerde geleceğinize katkısı olacak tanışıklıklar, iş birlikleri oluşturmalısınız.”
“KENDİNİZİ GELİŞTİRİN”
Tarhan, yeni teknolojilerin iş dünyasını sürekli olarak değiştirdiğine de değindi. Gelecekteki iş modellerine uyum sağlamak ve bu değişimlere şimdiden alışabilmek için yeni teknolojilerin takip edilmesi gerektiğini belirten Tarhan, “Yapay zekanın girmediği bir iş alanı kalmayacak. Bu yüzden yeni beceriler gerekiyor. Kendinizi güncel tutun. Eğitimlere katılın ve kendinizi geliştirin. Yeni beceriler edinin, yeni fırsatları mutlaka takip edin.” şeklinde konuştu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Siber Saldırı Ne Gibi Riskleri Barındırıyor ?
Siber Saldırıların Artan Tehdidi Son dönemde dünya genelinde internet sistemlerinde yaşanan sorunlar, siber saldırı konusunu tekrar gündeme getirdi. Adli Bilimciler Derneği, birçok alanda siber saldırı riski bulunduğunu belirtti. Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. İ. Hamit Hancı ve Jandarma Genel Komutanlığı KOM Dairesi Bilişim Suçları Şube Müdürlüğünden Adli Bilişimci Özgür Çelik’in hazırladığı çalışmada siber saldırılara karşı ne kadar hazırlıklı olduğumuz tartışılıyor. Bilgisayar Sistemleri ve Siber Saldırı Riski Bilgisayar sistemleri hayatımızın her alanında kullanılmakta ve bu sistemlerin doğru kullanımı fayda sağlamakta. Ancak, bu sistemlerdeki açıklar kötü amaçlı kullanılabilir mi? Daha da ötesi, bu yolla cinayet veya terör saldırıları gerçekleştirilebilir mi? Özellikle tıbbi, otomotiv ve havacılık sistemlerinde risk değerlendirmelerini yeterince yapabiliyor muyuz? Bu sorular, siber saldırıların potansiyel tehlikesini ortaya koyuyor. İnternetin Nesneleri ve Güvenlik Riskleri 2020 yılına kadar yaklaşık 26 ila 37 milyar nesne yani akıllı cihazların internet ağında yer alacağı tahmin ediliyor. Bu cihazların art niyetli olarak kullanılması durumunda ne olacağı konusunda ciddi endişeler bulunmakta. ABD güvenlik firması IID’nin 2013 yılındaki raporuna göre, çevrimiçi cinayetlerin mümkün olduğu iddia ediliyor. Tıbbi Cihazlar Üzerinden Siber Saldırılar Sağlık merkezleri siber saldırıların kurbanı olma riski taşımakta. Ünlü hacker Barnaby Jack, 2011 yılında insülin pompalarına uzaktan saldırarak insülin miktarını değiştirmeyi başarmıştır. 2012 yılında ise kalp pilleri üzerinden nasıl suikast yapılabileceğini göstermiştir. Bu durum, Homeland dizisinde de konu edilmiştir. Otomotivde Siber Saldırılar Bir başka suikast yöntemi, arabalar üzerinden olmaktadır. Örneğin, Rolling Stone gazetecisi Michael Hastings’in 2013 yılında arabasıyla kaza yaparak ölmesinin bir otomobil siber saldırısı sonucu gerçekleştiği iddia edilmiştir. Çinli araştırmacılar, bazı araç modellerini fren sistemleri dahil olmak üzere hackleyerek kontrol altına aldıklarını duyurmuşlardır. Akıllı Ev Sistemlerine Siber Saldırılar Evlerdeki tüm aletlerin bilgisayar sistemlerine bağlandığı ve bu sistemlerin ele geçirildiği durumlarda ölümcül sonuçlar doğabilir. Michigan Üniversitesi’nden profesör Atul Prakash ve ekibi, akıllı ev sistemlerine bağlanarak evlere ait kapı sistemlerini açabildiklerini göstermiştir. İnsansız Hava Araçları İnsansız hava araçları (drone’lar), keşif, gözetleme, yangın söndürme ve silahlı amaçlar için kullanılabilmektedir. 2011 yılında İran, ABD’ye ait bir insansız hava aracını elektronik olarak kontrol ederek ele geçirdiğini duyurmuştur. Bu tür araçlar, terör veya suikast amaçlı kullanılabilir. Bilgisayar Sistemlerinin Güvenliği Bilgisayar sistemlerinin hayatımızın her alanında kullanılması kaçınılmazdır. Ancak, bu durum bilgisayar korsanları tarafından da kullanılmaktadır. Tıbbi cihazların, kablolu veya kablosuz bağlantılarının ve güvenlik denetlemelerinin periyodik olarak yapılması gerekmektedir. Kullanılacak taşıtların uzak bağlantı güvenliği konusunda yeterli bilgi sahibi olunmalı, akıllı ev sistemlerinde mevcut güvenlik denetlemeleri yapılmalı ve insansız hava araçlarında güvenlik seviyesi üst seviyede olmalıdır. Ayrıca, milli yazılımlarla desteklenmesi sağlanmalıdır. Siber saldırıların potansiyel tehlikeleri ve bu konuda alınması gereken önlemler konusunda farkındalığı artırmak ve gerekli adımları atmak büyük önem taşımaktadır. Read the full article
1 note
·
View note
Text
Meta Ne Demek?
Meta kavramı, teknoloji ve bilgi çağında sıklıkla karşılaştığımız, ancak genellikle göz ardı edilen önemli bir unsurdur. Ayrıca meta kavramı, hem dijital teknolojilerde kullanılan bir terim olarak hem de günümüzde Facebook, WhatsApp, Instagram gibi büyük sosyal medya platformlarının ana şirketi olarak bilinen bir marka adı (Meta Platforms, Inc.) olarak da karşımıza çıkmaktadır.
Bu yazıda, metanın ne anlama geldiği, kökeni, teknolojideki, sosyal medyadaki ve pazarlamadaki rolleri ile çeşitli uygulamalarına derinlemesine bir bakış atacağız.
Meta’nın Kökeni ve Etimolojisi
Meta kelimesi, Yunanca “meta” (μετά) teriminden türetilmiştir ve “ile birlikte”, “ardından”, “arasında” gibi anlamlara gelir. Başlangıçta felsefi anlamda kullanılan bu kelime, zamanla daha geniş bir kullanım alanı bulmuştur.
Meta, tarihsel olarak bilgi ve bilim alanında derinlik ve iç gözlem anlamında kullanılmıştır. Teknoloji ve bilgi işlem dillerine geçişi ise bilgisayar bilimlerinin gelişimi ile olmuştur. Türkçede de bu terim, özellikle teknoloji ve pazarlama alanlarında sıklıkla kullanılmaktadır.
Meta’nın Teknoloji ve Bilgi İşlemdeki Rolü
Meta Etiketlerinin Web Teknolojilerindeki Yeri
Meta etiketler, HTML içerisinde web sayfası hakkında bilgiler barındırır. Bu bilgiler arama motorlarına sayfanın içeriği hakkında ipuçları verir, bu da sayfanın doğru şekilde indekslenmesini sağlar.
SEO İçin Meta Etiketlerinin Önemi
Arama motoru optimizasyonu (SEO) açısından meta etiketler, bir web sayfasının arama sonuçlarında üst sıralarda yer almasını sağlamak için kritik öneme sahiptir. Doğru kullanıldığında, sitenin görünürlüğünü ve tıklanma oranını artırabilir.
Meta’nın Sosyal Medyada Kullanımı
Sosyal Medya Platformlarında Meta Verilerin Rolü
Sosyal medya platformları, paylaşılan içeriklerin daha etkili bir şekilde sunulması için meta verileri kullanır. Bu veriler, paylaşımların nasıl gözükeceğini belirler ve daha fazla kullanıcı etkileşimi sağlar.
Kullanıcı Deneyimini Nasıl Etkilediği
Meta veriler, kullanıcıların içerikle nasıl etkileşime girdiğini büyük ölçüde etkiler. Örneğin, bir makale veya video, ilgi çekici bir meta başlık ve açıklama ile daha fazla görüntülenme ve paylaşım alabilir.
Meta’nın Pazarlama ve Reklamcılıkta Etkisi
Meta Verilerin Pazarlama Stratejilerine Katkıları
Dijital pazarlama stratejilerinde meta veriler, hedef kitleye ulaşmak ve onların ilgisini çekmek için kullanılır. Etkili bir meta açıklama, potansiyel müşterilerin ilgisini çekebilir ve onları web sitesine yönlendirebilir.
Reklam Kampanyalarında Meta Kullanımı
Reklam kampanyaları, özellikle Google Ads ve Facebook reklamları, hedefleme ve içerik sunumu için meta verilerden yararlanır. Bu, reklamın etkinliğini artırarak daha yüksek dönüşüm oranlarına ulaşılmasını sağlar.
Meta Veri Türleri ve Örnekleri
Web teknolojilerinde kullanılan başlıca meta veri türleri; başlık etiketleri, açıklama etiketleri ve anahtar kelimelerdir.
Kullanılan Yerler ve Örnekler
Bu meta veriler web sayfaları, blog gönderileri, ve haber makaleleri gibi çeşitli içeriklerde kullanılır. Her biri, içeriğin arama motorlarında daha görünür olmasını sağlamak amacıyla stratejik olarak yerleştirilir.
Meta ve Veri Analizi
Büyük Veri ve Meta Analizi
Meta veriler, büyük veri analizlerinde veri setlerinin daha iyi anlaşılması için kullanılır. Veri bilimciler, meta verileri kullanarak veri setlerinin kaynağını, yapısını ve kullanım koşullarını belirler.
İşletmeler İçin Meta Verinin Değeri
İşletmeler, meta verileri kullanarak müşteri davranışlarını analiz eder ve pazarlama stratejilerini bu bilgilere göre şekillendirir. Bu, daha etkili pazarlama kampanyaları ve ürün geliştirmelerine olanak tanır.
Sonuç olarak meta, modern bilgi işlem ve internet teknolojilerinin ayrılmaz bir parçasıdır. İster web geliştirme, ister pazarlama, ister sosyal medya olsun, meta veriler bilginin nasıl sunulduğu, işlendiği ve değerlendirildiği konusunda merkezi bir role sahiptir. Bu verilerin doğru anlaşılması ve kullanılması, dijital çağda başarının anahtarlarından biridir.
0 notes
Text
Meta Ne Demek?
Meta kavramı, teknoloji ve bilgi çağında sıklıkla karşılaştığımız, ancak genellikle göz ardı edilen önemli bir unsurdur. Ayrıca meta kavramı, hem dijital teknolojilerde kullanılan bir terim olarak hem de günümüzde Facebook, WhatsApp, Instagram gibi büyük sosyal medya platformlarının ana şirketi olarak bilinen bir marka adı (Meta Platforms, Inc.) olarak da karşımıza çıkmaktadır.
Bu yazıda, metanın ne anlama geldiği, kökeni, teknolojideki, sosyal medyadaki ve pazarlamadaki rolleri ile çeşitli uygulamalarına derinlemesine bir bakış atacağız.
Meta’nın Kökeni ve Etimolojisi
Meta kelimesi, Yunanca “meta” (μετά) teriminden türetilmiştir ve “ile birlikte”, “ardından”, “arasında” gibi anlamlara gelir. Başlangıçta felsefi anlamda kullanılan bu kelime, zamanla daha geniş bir kullanım alanı bulmuştur.
Meta, tarihsel olarak bilgi ve bilim alanında derinlik ve iç gözlem anlamında kullanılmıştır. Teknoloji ve bilgi işlem dillerine geçişi ise bilgisayar bilimlerinin gelişimi ile olmuştur. Türkçede de bu terim, özellikle teknoloji ve pazarlama alanlarında sıklıkla kullanılmaktadır.
Meta’nın Teknoloji ve Bilgi İşlemdeki Rolü
Meta Etiketlerinin Web Teknolojilerindeki Yeri
Meta etiketler, HTML içerisinde web sayfası hakkında bilgiler barındırır. Bu bilgiler arama motorlarına sayfanın içeriği hakkında ipuçları verir, bu da sayfanın doğru şekilde indekslenmesini sağlar.
SEO İçin Meta Etiketlerinin Önemi
Arama motoru optimizasyonu (SEO) açısından meta etiketler, bir web sayfasının arama sonuçlarında üst sıralarda yer almasını sağlamak için kritik öneme sahiptir. Doğru kullanıldığında, sitenin görünürlüğünü ve tıklanma oranını artırabilir.
Meta’nın Sosyal Medyada Kullanımı
Sosyal Medya Platformlarında Meta Verilerin Rolü
Sosyal medya platformları, paylaşılan içeriklerin daha etkili bir şekilde sunulması için meta verileri kullanır. Bu veriler, paylaşımların nasıl gözükeceğini belirler ve daha fazla kullanıcı etkileşimi sağlar.
Kullanıcı Deneyimini Nasıl Etkilediği
Meta veriler, kullanıcıların içerikle nasıl etkileşime girdiğini büyük ölçüde etkiler. Örneğin, bir makale veya video, ilgi çekici bir meta başlık ve açıklama ile daha fazla görüntülenme ve paylaşım alabilir.
Meta’nın Pazarlama ve Reklamcılıkta Etkisi
Meta Verilerin Pazarlama Stratejilerine Katkıları
Dijital pazarlama stratejilerinde meta veriler, hedef kitleye ulaşmak ve onların ilgisini çekmek için kullanılır. Etkili bir meta açıklama, potansiyel müşterilerin ilgisini çekebilir ve onları web sitesine yönlendirebilir.
Reklam Kampanyalarında Meta Kullanımı
Reklam kampanyaları, özellikle Google Ads ve Facebook reklamları, hedefleme ve içerik sunumu için meta verilerden yararlanır. Bu, reklamın etkinliğini artırarak daha yüksek dönüşüm oranlarına ulaşılmasını sağlar.
Meta Veri Türleri ve Örnekleri
Web teknolojilerinde kullanılan başlıca meta veri türleri; başlık etiketleri, açıklama etiketleri ve anahtar kelimelerdir.
Kullanılan Yerler ve Örnekler
Bu meta veriler web sayfaları, blog gönderileri, ve haber makaleleri gibi çeşitli içeriklerde kullanılır. Her biri, içeriğin arama motorlarında daha görünür olmasını sağlamak amacıyla stratejik olarak yerleştirilir.
Meta ve Veri Analizi
Büyük Veri ve Meta Analizi
Meta veriler, büyük veri analizlerinde veri setlerinin daha iyi anlaşılması için kullanılır. Veri bilimciler, meta verileri kullanarak veri setlerinin kaynağını, yapısını ve kullanım koşullarını belirler.
İşletmeler İçin Meta Verinin Değeri
İşletmeler, meta verileri kullanarak müşteri davranışlarını analiz eder ve pazarlama stratejilerini bu bilgilere göre şekillendirir. Bu, daha etkili pazarlama kampanyaları ve ürün geliştirmelerine olanak tanır.
Sonuç olarak meta, modern bilgi işlem ve internet teknolojilerinin ayrılmaz bir parçasıdır. İster web geliştirme, ister pazarlama, ister sosyal medya olsun, meta veriler bilginin nasıl sunulduğu, işlendiği ve değerlendirildiği konusunda merkezi bir role sahiptir. Bu verilerin doğru anlaşılması ve kullanılması, dijital çağda başarının anahtarlarından biridir.
0 notes
Text
Üçüncü Kültür: Bilimsel Devrimin Ötesi (İng. Third Culture: Beyond the Scientific Revolution), John Brockman'ın derlediği popüler bilim eseri. Kitapta evrim, zihin, yapay zeka, karmaşıklık/kaos, evrenin kökeni, kozmoloji gibi çok farklı konularda alanının en önde gelen bilim insanlarının bakış açılarını ortaya koyan kısa ve net yazılar yer alıyor. 1995 yılında yayınlamış bir eser olduğu için içerisinde haliyle bazı eskimiş bilgi ve yaklaşımlar da var ama yinede ufuk açan bir kitap. Kitabın ismi ise Snow'un meşhur doğa bilimciler ve edebiyatçıların iki birbirine zıt kültür oluşturduğu yönündeki fikrini eleştirmek amacıyla konmuş. Kitabın tümünde doğa bilimciler yer almış nasıl bir üçüncü kültür tam anlayamadım açıkçası.
0 notes
Link
0 notes
Text
"Ova ve Sulak Alanlara Ev Yapmayın" Uyarısı
Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özer, kentte yaşanabilecek depremlere ilişkin, "Yeni imara açılacak alanlarda ovalardan ve sulak alanlardan ziyade daha sağlam zeminleri tercih etmeliyiz." dedi. Özer, AA muhabirine, nisan ayından itibaren Erzurum ve çevresinde yoğun mikro sismik aktivite gözlemlediklerini söyledi. Özellikle Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinden sonra ülkenin birçok bölgesinde olduğu gibi Erzurum ve çevresinde de sismik aktivitelerde artış meydana geldiğini belirten Özer, "Bir süre önce Aziziye ilçesindeki Söğütlü Mahallesi'nde meydana gelen depremlerle ilgili inceleme ve araştırmalar devam ediyor. Erzurum depremselliği yüksek bir il. Erzurum, Kuzey Anadolu Fayı ve Doğu Anadolu Fayı'nın birleştiği Karlıova bölgesine 75-80 kilometre kuş uçuşu uzaklığa sahip. Karlıova yer bilimciler için özel bir bölge, sismik olarak önemli alan, dolayısıyla Erzurum olarak büyük sismik kaynaklara çok yakın bölgedeyiz." dedi. Özer, kentte Aşkale, Başköy Kandilli, Palandöken ve Dumlu olmak üzere 4 ana fayın bulunduğuna işaret ederek, bu fayların tarihte önemli depremler ürettiğini aktardı.
- Erzurum'da 164 yıl önce 15 bin kişi hayatını kaybetti İlin, 1983'te Horasan, 1924'te Pasinler, 1901'de şehir merkezinde önemli ve yıkıcı depremlerle karşılaştığını, 1859'da ise Erzurum ve çevresinde meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremde yaklaşık 15 bin kişinin hayatını kaybettiğini anlatan Özer, şunları kaydetti: "Erzurum, tarihine baktığımızda her zaman aktif ve büyük deprem üretme potansiyeli buluyor. Bu anlamda zemin çok önemli, zayıf zeminlere yerleşmememiz lazım. Özellikle zayıf zeminlerde deprem dalgaları, deprem olduktan sonra yer içinde ilerlerken sağlam zeminde daha az yapıya deprem kuvveti iletilirken, zayıf zeminde bunlar arttırılarak iletiliyor. Dolayısıyla ilk etapta zayıf zeminden ziyade sağlam zeminlere yerleşirsek deprem zararlarını azaltmak için ilk tedbir olacaktır." Özer, depremin Türkiye'nin bir gerçeği olduğuna değinerek, zemin sağlamlığının yanı sıra yapılarla ilgili tedbirler, tekniklerin de çok ��nemli olduğunu, bu konuda birçok parametrenin bulunduğunu dile getirdi. Deprem olduğunda en yakın istasyonun daha fazla ivme kaybettiğine değinen Özer, "Mexico City'de gerçekleşen depremde, yaklaşık 400 kilometre uzaklıkta çok daha büyük ivmeler tespit edildi. Bu şunu gösteriyor, aslında mesafeler artsa da zeminde bazı odaklanma problemleri olabiliyor, aynı zamanda çok alüvyon tabakanın kalınlığıyla ilgili zemin büyütmeleri oluyor. Bunların olduğu alanlarda yıkımlar artabiliyor. Mesela, Kahramanmaraş depremlerinde bunu gözlemledik. Örneğin, Hatay ve Malatya fayın kırıldığı alana belli bir mesafe uzaklıkta fakat zeminin zayıf olduğu yerlerde zeminin büyütmesi diye tabir edilen zeminle ilgili problemler ve yıkımlar meydana geldi." ifadelerini kullandı. - Sağlam zeminler tercih edilmeli Doç. Dr. Özer, özellikle yeni imara açılacak alanların detaylı şekilde incelenerek belirlenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Çünkü her zemin aynı davranmıyor. Bazı zeminler deprem anında deprem dalgalarını büyüten özelliklerde, bazısı ise etkilemeyecek alanlarda, yani daha çok kayalık diye tabir ettiğimiz alanlar deprem açısından daha sağlam. Dolayısıyla, yeni imara açılacak alanlarda ovalardan ve sulak alanlardan ziyade daha sağlam zeminleri tercih etmeliyiz." dedi. Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası nerede stresin artıp azalması konusunda birçok araştırmacı tarafından hesaplama yapıldığını ve bu sürecin içinde olduklarını aktaran Özer, sonuçların yakında paylaşılacağını ifade etti. Depremin nerede ve ne zaman olacağından ziyade deprem ülkesinde yaşanıldığının farkında olunması gerektiğini işaret eden Özer, şunları kaydetti: "Depremin gelecekte muhakkak bir gün bizleri de bulabileceğini unutmamamız gerekiyor. Yapı yaparken sağlam zemin üzerine yerleşerek uygun yapı tekniklerini kullanılarak inşa edilmesi gerekiyor. Kuzey Anadolu Fayı, Türkiye'nin en aktif fayı ve bin 500 kilometre, Doğu Anadolu Fayı ise 500 kilometre uzunluğunda ve bu ikisi Bingöl Karlıova'da birleşiyor. Burada belirli sismik boşluk diye tabir edilen alanlar var. Yani depremler belirli periyotlarda kendini tekrarlıyor. Bu tekrarlama aralıkları dolduktan sonra buralar sismik boşluk olarak ifade ediliyor. Kuzey Anadolu Fayı'nda birçok parça kırıldı, fakat kırılmayan alanlar var. Ülke olarak depremin ne zaman nerede olacağından öte yeni planlama yapılan alanlarda çok dikkatli, detaylı araştırma yapılarak işe başlanılması gerekiyor." Read the full article
0 notes
Text
Son 24 saatte 3'ten büyük kuvvette 9 deprem oldu
Fotoğraf: Gece, Foça 6 Şubat’ta meydan gelen ve 350 bin kilometre karelik bir alanda etkili olan depremler dizisi süre gidiyor. Son 24 saatte 3 ve üzeri kuvvette 9 deprem meydan geldi. En sert depremler zaman sırasıyla İzmir Körfezi açıklarında 4,1, Ekinözü’de (Kahramanmaraş) 4,3 ve Gölbaşı’da (Adıyaman) 5.0 kuvvetinde gerçekleşti. Yer bilimciler, artçı depremlerin giderek kuvvetini yitirmesine…
View On WordPress
0 notes
Text
Uluslarası yer bilimciler: "Kayıp sayısı binlerce olabilir"
http://dlvr.it/Sj27zg
0 notes
Text
Konya Promosyon Ürünleri
Konya Promosyon Ürünleri
Günümüzde pek çok markanın hâlihazırdaki müşterilerini ve potansiyel alıcılarını etkilemek amacıyla çeşitli hediyeler verdiğini görürüz. Bu, geçmişi eskiye dayanan bir pazarlama ve iletişim organizasyonu olduğu için sıklıkla tercih edilir. Dolayısıyla HM promosyon ürünleri iş akışının devamlılığını sağlamak açısından oldukça hayati bir noktayı bulunuyor.
Zaman zaman firmalar, promosyon ürünlerine harcanan ücretin geri dönüşü olmadığını düşünür. Ancak bu pazarlama tekniği, uzun yıllardır hayatımızın içerisinde olması, oldukça etkili bir reklam aracı olduğunun kanıtı oluyor. Hal böyleyken bugünlerde birçok kurum, kuruluş ve hatta kişiler, promosyon sektöründeki firmalara başvurarak, iş ortaklarını memnun etmenin yollarını arıyor.
Pazarlama teknikleri denildiğinde en bilinen yöntem olan ve firmanın bilinirliği artırmak için kullanılan materyallere HM promosyon ürünleri denir. Birçok işletme tarafından müşterilerini etkilemek ve yeniden kendileri ile iş yapmasını sağlamak için kullanılır. Bunun dışında bu ürünler ile potansiyel kişileri de etkilemek mümkün hale geliyor.
Bu ürünler arasında hemen her yaşa ve sektöre hitap edecek ürün bulunur. Bu açıdan bakıldığında reklam yapmanın en ucuz hali, sizinle çalışan kişilere promosyon ürünleri ile mutlu etmek oluyor. İş akışının devam etmesi ve farklı kişilere ve kurumlara ulaşmak için promosyon ürünleri kullanılır. Ürün grubuna baktığımızda lüks hediyelik setler, powerbankler, anahtarlıklar, masaüstü ürünler teknoloji grubu yer alır. Tek ürünlerde ise ajanda, kalem, bardak, termos, hesap makinesi gibi ürünleri sayabiliriz.
Doğru bir ürün gamını seçerseniz sorunuzun yanıtı; “Evet” olur. Burada önemli olan sektörünüz ile alakalı olması, direkt sizinle bir bağlantı kuracak ürünlere ulaşmak, amacınıza giden yolda sizi etkin kılacak. Pazarlama İletişimcileri, sizinle iş yapan kişiler ile birebir bağlantı kuracak etkili aracın hediye olarak vereceğiniz eşyalardan geçtiğini söylüyor. Promosyon ürünlerinin firmalara sağladığı faydaları şu şekilde sıralayabiliriz;
Markanızın bilinirliğini arttırır
Akıllarda iz bırakır
Sizinle iletişim kurmak isteyen kişilerin tarafınıza veya firmanıza kolayca ulaşmasını sağlar
İş ortağınız, sizden aldığı hizmetin ekstrası olarak gördüğü bir eşyanın kişinin üzerinde yarattığı mutluluk etkisini arttırır
Sektörünüze uygun eşantiyon dağıtımı işletmenizi bir adım öne çıkartır. Ancak dikkat edilmesi gereken bir nokta daha var. Bu da yaş gruplarına göre dağılımı karşımıza çıkartıyor. İletişim bilimciler tarafından yapılan bir araştırmaya göre yaş dağılımı göz önüne alındığında, genç tüketiciler daha çok teknolojik ürünlere yönelirken, yaş arttıkça bloknot, kalem gibi yazım araçları daha çok ilgi çekiyor.
Bir işletme bu pazarlama tekniğine başvurduğunda, geri dönüşü şu şekilde sağlar; sizinle iş yapan kişi veya kurum, tarafınızdan aldığı hizmetin ekstrası olarak bir promosyon ürünleri alır. Müşteriniz ile yapmış olduğunuz işin sonunda firmanızın daha da akılda kalıcı hale gelmesini sağlamak için promosyon ürünler ile bunu başarır. Bu kurum ya da kuruluş devamlı olarak sizinle çalışmak istemenin yanı sıra artık sizin reklam aracınız haline gelir ve işletmenize yeni alıcılar kazandırmaya başlar.
?
Ürün kalitesi bakımından mutlaka en kullanışlı ve uzun ömürlü ürünlere “a plus promosyon ürünler” denir. Kaliteli eşantiyonlar seçmeniz, sizinle iş yapmak isteyenlerin gözünde işletmenizin konumunu yükseltir. Bu bağlamda böyle ürünler kullanmanız hem sizin hem de firmanız için en doğru karar olur. Promosyon ürünleri Konya merkezli HM Promosyon’da sizleri bekliyor. En kaliteli ürüne, uygun fiyatlar ile sahip olun. Kaliteli ve özel promosyon ürünleri sayesinde iş yaptığınız alanda adınızdan sıklıkla söz ettirebilir, tanıtımınızı kısa sürede yapabilirsiniz.
2 notes
·
View notes
Text
serra sağra dinliyorum bi kitap anlatıyo (sutra mı diyolar neyse işte) orada adam diyo ki “bilge insan çabasının nereye kadar gidebileceğini bilir”...... şimdi bu mevzuya sosyal bilimciler, sosyologlar ne dediler, “yapı-fail ikiliği aşmak” dediler. “ne büsbütün yapıların tahakkümü ve güdümü altındayız, ne de büsbütün özgürüz”. bunun arasında bir yerdeyiz. budist amcanın dediği gibi “çabamızın gidebileceği bir yer” var, bir sınır var, ama çabamızın açtığı açacağı imkânlar da var işte. ne “her şey benim elimde” yalanına inanalım, ne de “hiçbir şey yapamam dünyanın düzeni böyle” yalanına.
3 notes
·
View notes
Text
Edirne Keşan’da 'Müfredata Hayır' yürüyüşü
https://pazaryerigundem.com/haber/177081/edirne-kesanda-mufredata-hayir-yuruyusu/
Edirne Keşan’da 'Müfredata Hayır' yürüyüşü
Edirne’nin Keşan ilçesinde Emek ve Demokrasi Platformu (Eğitim –Sen, DİSK, Emekli Öğretmenler Derneği, CHP, EMEP, Sol Parti) tarafından Müfredata Hayır yürüyüşü gerçekleştirdi.
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) – Keşan Kent Müzesi önünde kortejin toplanmasıyla başlayan etkinliğe Eğitim-Sen Keşan Temsilcisi Asalet Koç, CHP Keşan İlçe Başkanı Anıl Çakır, Sol Parti Keşan İlçe Başkanı Ali Erol Durmaz, Keşan Kent Konseyi Başkanı Uğur Özdağlı, CHP Kadın Kolları Başkanı Emine Gegeoğlu ve 100’e yakın vatandaş katıldı.
Kortej Hastane Caddesi, Alparslan Türkeş Meydanı ve İnönü Caddesi’nden Cumhuriyet Meydanı’na ulaştı.
Atatürk Anıtı önünde yapılan basın açıklamasında Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), geçtiğimiz yıllar içinde defalarca değiştirilen, eğitim müfredatında bir kez daha kapsamlı değişiklikler yapıldığı belirtilerek, 2024/2025 eğitim öğretim yılından itibaren okul öncesi, 1., 5. ve 9. sınıflarda uygulanmaya başlanacak müfredat gibi önemli konuda yapılan hazırlıkların eğitim alanında örgütlü sendikalar ve kamuoyundan uzak şekilde gerçekleştirildiğinin altı çizildi.
Müfredat hazırlıklarının kimler tarafından yapıldığı ve nasıl geliştirildiği, hangi komisyonların ve kurumların (dernek, vakıf vb) bu komisyonlarda görev aldığı, programı geliştiren bireylerin yetkinlikleri ve uzmanlık alanlarının ne olduğu kamuoyu ile açık olarak paylaşılmadığı belirtilen açıklamada, “Müfredat değişiklik sürecinin kamuoyuna açık ve şeffaf şekilde yürütülmemiş olması yeni müfredata yönelik tepkilerin haklılığını ortaya koymaktadır. Normal koşullarda müfredat değişikliklerinin içeriğinin ne olacağı, nasıl bir değişiklik önerildiğinin bütün yönleriyle, bilim insanları, eğitim bilimciler ve eğitim sendikalarının görüşleri alınarak, çeşitli yönleriyle tartışılarak belirlenmesi gerekir. Ancak MEB, ülkenin bugünü ve geleceğini yakından ilgilendiren böylesine önemli bir konuda ‘yangından mal kaçırır gibi’ hareket etmiştir. Hazırlıklarının on yıl sürdüğü açıklanan müfredat değişiklikleri için sadece bir hafta değerlendirme süresi belirlenmiş, eleştiri ve öneriler dikkate alınmadan değişiklikler onaylanmıştır” denildi.
“Bireycilikle, milliyetçilikle, dini-milli değerler ve rekabet ile yoğrulmuş, bilimsel, sanatsal, estetik yönden zayıf, büyük ölçüde dini kural ve referanslara dayanan bir dilin kullanıldığı bir eğitim müfredatının çocuklarımıza/öğrencilerimize verebileceği hiçbir şey yoktur” vurgusu yapılan açıklamada, “Eğitim müfredatı, öğrencilere yaşamı bir bütün olarak kavramayı hedefleyen, çocuk ve gençlerin çok yönlü gelişimlerine hizmet edecek öğrenme yaşantılarını içeren laik ve bilimsel bir içerikte olmalı, demokratik bir müfredat hazırlanmalıdır. Eğitim Sen; Demokratik Kitle Örgütleri ve siyasi partilerolarak bir kez daha uyarıyoruz; eğitim müfredatı olmaktan çok uzak olan ve tek adam rejiminin yaratmaya çalıştığı dini esaslara dayalı toplum modelini temel alan, laiklik ve bilim karşıtı yeni müfredatı reddediyoruz. Eğitim ve bilim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimiz, velilerimiz ve tüm kamuoyu ile birlikte bilime ve laik eğitime açıkça meydan okumak anlamına gelen müfredat değişikliklerine karşı birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz.” ifadeleri yer aldı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Otomatik Bira Sendromu !
Alkol almadan sarhoş olanlar : Otomatik Bira Sendromu ! Adli Bilimciler Derneği hastalık hakkında bilgi verdi. Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof.Dr.İ.Hamit Hancı ve Adli Bilimciler Derneği Dedektiflik Komisyonu Başkanı Dr.Dt.Müge Ağır tarafından yapılan açıklamada, “Son günlerde Alkol zehirlenmesi nedeniyle yedi kez acil servise giden ancak hiç içki içmediğini söyleyen 50 yaşındaki Kanadalı bir kadınla gündeme gelen bir hastalık; Otomatik Bira Sendromu (Auto Brewery Syndrome) hakkında bilgi vermek istiyoruz. Bu durumun Karbonhidratlardan alkol fermente edebilen (mayalayan) mikroorganizmaların barsakta çoğalmasıyla ortaya çıktığı düşünülmektedir. Fermantasyon en kaba tabirle gıdaların kimyasal olarak çürümesi demektir. Mayalama da diyebileceğimiz bu işlemde gıdalar bakteriler, maya, mantar gibi mikroorganizmalar sayesinde çürümekte ve alkol oluşmaktadır.. Nadir görülen bir durumdur çünkü “fermantasyon yapan mikroorganizmaların önemli ölçüde aşırı çoğalması ve yüksek karbonhidrat tüketimi” için birçok değişkenin aynı ortaya çıkması gerekmektedir Diyabet ,inflamatuar barsak hastalığı gibi bazı hastalıklarda görülebilen bu durumun , genetik olarak inaktif bir enzimin alkolü düzgün bir şekilde metabolize edememesi sonucu oluştuğu da düşünülmektedir” ifadelerine yer verildi.
Uyku Sorunları ve Alkol Zehirlenmesi
Açıklamada şu ifadeler yer aldı, “Sık kullanılan antibiyotikler ve bazı mide koruyucular barsaktaki normal mikroorganizma yapısını (florasını) değiştirebilmekte auto brewery sendromu gelişebilmektedir. Barsakta alkol üreten özellikle mantar türü mikroorganizmalar yüzünden sarhoş olan bu kişiler (konuşma bozukluğu, dikkat eksikliği, uyku sorunları ve nefesinde alkol kokusu gibi) alkol zehirlenmesi bulguları görülmektedir. Düşük karbonhidrat diyeti (meyve, sebze, yumurta, et ve balık ) ve mantar önleyici tedavi ile ortadan kalkmakta, ancak karbonhidrat alımında tekrar artırmaya başlamaktadır Black Physicians of B.C. grubunun da kurucusu olan Zewude, Auto Brewery sendromunun ilk raporunu 1948’de midesi yırtılmış bir çocuğun alkol kokusu almasına dayandırmıştır. Daha sonra 1952 yılında Japonya’da teşhis edilmiş, Kuzey Amerika’daki ilk vakalar ise 1980’lerde ABD’de yayınlanmıştır. 1974’ten bu yana 20 Auto Brewery sendromu hastası tespit edilmiştir. Bu durum hasta için ciddi tıbbi, sosyal ve hukuki sonuçlar doğurabilmektedir. Benzer bir durum ölüm sonrasında meydana gelmektedir. Cesedin kokuşması ile vücuttaki mantar ve diğer mikroorganizmalar alkol üretmekte ve yapılan toksikolojik analizlerde hiç içki içmemiş kişinin vücut sıvılarında alkol saptanabilmektedir” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) Read the full article
0 notes
Text
Jeopolitik Konum Nedir? Türkiye’nin Jeopolitik Önemi Nedir?
Jeopolitik Konum Nedir?
Jeopolitik konum devletlerin politik ilişkiler sistemindeki konumunu belirlemektedir. Ülkelerin iktisadi, coğrafi konum, kültürel, ulaşım, ticari, yeraltı zenginlikleri, ekonomik güçleri, askeri güçleri gibi konularda dezavantajları ve avantajlarını incelemektedir. Ülkelerin jeopolitik konumlarının önemli ya da önemsiz olması beraberinde bir takım avantajlar ve de dezavantajlar sağlamaktadır. Örneğin bir ülkenin kritik jeopolitik konumu nedeni ile elde ettiği avantajlar o ülkenin ciddi bir değer elde etmesini sağlamaktadır. Ancak bu durumda terör, istihbarat savaşları, güç savaşları gibi konularda bir takım sıkıntılar da yaşanabilmektedir.
Devletlerin ulusal güçlerini ve dış politikadaki tutumlarını yönlendiren temel faktörlerden biri olan Jeopolitik kavramı, ülkelerin coğrafi konumları, nüfus özelikleri, doğal kaynaklar ve topoğrafya özellikleri ile ilişkilendirilebilir. Jeopolitik kavramı üzerinde uzlaşılmış bir kısa tanım yoktur. Jeopolitik, devletlerin coğrafi özellikleriyle siyasetleri arasındaki ilişkileri inceleyen bilim dalıdır denilebilir. Kavramın isim babası İsveçli Rudolf Kjellen (1864-1922)'dir. Jeo ve Politik sözcükleri ayrıştırıldığında Jeopolitik sözcüğü yer-siyaseti anlamını akla getirir. K. Haushofer jeopolitiği içinde yaşadığı coğrafi bölgenin ve tarihî gelişmelerin etkisi altında değişen siyasal hayat şekli olan devletin, üzerinde yaşadığı yer ile ilişkisi olarak tanımlar.
Jeopolitik bilimi, coğrafyacı ve siyasi coğrafyacıların öncülüğünde ortaya çıkmış ve onların çalışmalarıyla kurumsallaşmıştır. Öte yandan siyaset bilimciler de bu bilimin gelişmesini sağlamışlardır. Askeri stratejistler için de, jeopolitik önemli bir rehberdir. Dünyanın dört bir yanındaki karar alıcılar 20. yüzyılın başından itibaren jeopolitikten yararlanmıştır.
Jeopolitik kelimesini kelime olarak incelersek “ jeo ” kelime olarak coğrafyada yer anlamına gelirken politik kelimesi politikadan gelmektedir. Jeopolitik ülkelerin bulunduğu konum ile ülkenin toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasal durumunu ve bunların getirisi olarak askeri, iç ve dış politikasını inceleyen bilim dalıdır. Bu kavram ilk kez Alman Coğrafyacı “ Rudolf Kjellen “ tarafından kullanılmıştır. Halk arasında Jeopolitik kavramı, Coğrafi konum ile çok karıştırılmaktadır. Devletlerin uluslararası olarak izlediği yola dış politika adı verilir ve bunda coğrafı konumun önemli bir yeri vardır. Jeopolitik kavramında diğer kavramlar gibi incelendiği farklı başlıklar vardır.
Bunlardan birincisi jeokültür kavramıdır. Jeokültür kavramı, Coğrafyanın kültürel etkilerinden yola çıkar. Her millet ister istemez kültüründen izler taşır ve kültürler arasında ancak benzerlikler olabilir. Kültür milletin kimliğidir, bu kimlik avantaja çevirilebildiği gibi dezavantaja da çevirilebilir. Bunlara örnek verecek olursak Türk devletlerinin yaşadığı herhangi bir olay bizim de politikamızı etkiler, bunun yanında bir örnek daha verecek olursak Birinci Dünya Savaşı’nda Türkler’in savaşa katılması ile boğazlarımızın değeri tekrar gözler önündeydi. Bunlar Jeokültür için çok güzel örneklerdir. Bir diğer başlık ise Jeoekonomidir. Bu bilim dalı ülkelerin coğrafi konumu ve gücü ile ekonomik gücü arasındaki bağı inceler. Bunun yanında teknoloji ve doğal kaynakların siyasi olarak küresel bir güç şeklinde nasıl kullanıldığını inceler. Buna bir örnek verecek olursak Asya ile Avrupa’nın ticaretini kolaylaştıran Türkiye Boğazları diyebiliriz. Başlıklardan sonuncusu olan jeostrateji dalı ise ülkelerin coğrafi stratejilerini inceler (askeri strateji, politika stratejileri vb. ). Buna ise en güzel örnek Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı’nın Boğazları kapatması olabilir. Jeopolitik başlığı incelediğinde değişebilen ve değişemeyen şeyler olmak üzere iki başlık altında inceleniyor. Değişemeyenlerden başlayacak olursak ülkelerin paralaller ve meridyenler cinsinden bulunduğu konum (aldığı yağış, nem oranı, yükselti, sıcaklık vb. için önemli. ), coğrafi şekil, yüz ölçümü, ulaşım bunlara örnek olabilir. Değişebilenler ise dış politika gibi dönemine, teknolojiye bağlı değişiklik gösteren şeyler örnek verilebilir.
Ülkenin konumu fiziksel, ekonomik ve politik olarak sınıflandırılır. Fiziksel-coğrafi konum: Ülkenin ana kara, okyanus, dağlar ve ova ve diğer doğal oluşumlar üzerindeki konumudur. Ekonomik-coğrafi konum: Ülkenin coğrafi konumu ve ekonomik gelişimi ile ilgili doğal ve ekonomik faktörlerin bir kombinasyonudur. Ülkenin denize erişimi varsa, büyük ulaşım yollarına ve önemli maden yataklarına yakınsa ve komşu ülkelerin gelişmişlik seviyesi yüksekse, bu nitelikler, ülkenin ekonomik kalkınmasını teşvik edecektir. Siyasi-coğrafi (jeopolitik) konum: Ülkenin devletler arası siyasi ilişkiler sistemindeki konumudur. Her şeyden önce, bir ülkenin bölgedeki konumu; askeri ve siyasi örgütler, siyasi çatışma merkezleri bakımından değerlidir. Küresel ölçekte siyasi-coğrafi konum, jeopolitik konum olarak adlandırılmaktadır.
Jeopolitik konumla birlikte ilgili olan temel faktörler; ekonomik güç (GSYİH), askeri kapasite (askeri bütçe, nükleer kapasite, askeri kuvvet) ve doğal kaynaklardır. Diğer faktörler: Siyasi alan, iç istikrar (çatışmalar, sorunlar), vatandaşların sağlığı gibi hususlardır. Ülkenin fiziksel-coğrafi, ekonomik-coğrafi ve jeopolitik konumları birbirleriyle yakından ilişkilidir ve birbirini etkiler.
Türkiye’nin Jeopolitik Konum Özellikleri
– Anadolu, medeniyetlerin beşiğidir. Dünya var olduğundan beri bu coğrafya her zaman en büyük devletlerin, imparatorlukların başkenti olmuştur. Hititler bu topraklarda 4.000 yıl önce medeniyetin ilk adımlarını atmışlardır. Osmanlı yine bu toprakların çocuğudur. Bu sebeple Anadolu’nun dört yanı tarihi eserlerle dolup taşmaktadır. Dünyanın ilk yerleşim yeri olan Göbeklitepe bile Türkiye’dedir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni gezen bir insan, on beş bin yıllık Anadolu tarihini yaşar.
– Üç tarafı denizlerle çevrili bir yarım ada niteliği taşıyan ülkemizde, deniz turizmi ve balıkçılık oldukça gelişmiştir. Özellikle Akdeniz, her yıl milyonlarca turist çekecek kadar temiz ve güzel sahillere sahiptir. Ayrıca sayısız adalarımız, limanlarımız, gemi taşımacılığı ve yolculuğunun gelişmişliği de ülkemiz açısından önemlidir.
– Çanakkale ve İstanbul Boğazları, tüm dünya için çok büyük öneme sahip geçiş noktalarıdır. Kıtaları birbirine bağlayan dünya üzerindeki sayılı boğazlar ülkemizde bulunmaktadır. Asya ülkelerinin Avrupa’ya çıkış kapısı bu anlamda Türkiye‘dir ve bu ülkemizin jeopolitik konumunu önemli kılmaktadır. İstanbul Boğazı Karadeniz’in kapısıdır ve bütün dünyanın sahip olmak istediği, büyük savaşların sebebi olmuş bir noktadır.
– Dünya üzerinde dört mevsimin (ilkbahar, yaz, sonbahar, kış) dördünü de yaşayan ülke sayısı çok azdır. Bazı ülkelerde bahar yaşanmaz, bazıları kışı veya yazı bilmez. İşte ülkemiz dört mevsimi de en güzel şekilde yaşayabilen bir ülke olmanın ötesinde, bazı dönemlerde dört mevsimi aynı anda yaşama gibi bir mükemmel şansa da sahiptir.
– Gelecek yüzyılların enerji kaynağı olarak kabul edilen “bor” madeninin %73’ü ülkemizde bulunmaktadır. Bununla birlikte petrol, kömür, linyit, doğalgaz, demir, bakır, krom, cıva… gibi yer altı zenginliklerimiz tüm dünyanın iştahını kabartmaktadır. Japonya gibi bir dünya devinin yer altı kaynakları Türkiye’nin kaynaklarının %5’inden bile azdır.
– Türkiye’de orman alanları bilinçsiz kullanılmasına ve yok edilmesine rağmen, ülkemiz topraklarının yaklaşık %25’i ağaçlarla kaplıdır. Orman işçiliği, kağıt fabrikaları vs. bu kaynaklar sayesinde gelişmiştir.
– Ülkemizin tuz rezervi olan Tuz Gölü ve yöre halkı tarafından deniz olduğu söylenen Van Gölü dünyanın en büyük göllerindendir. Manyas Kuş Gölü gibi biyolojik önemi bulunan onlarca gölle birlikte, Türkiye bir göller yöresidir. Ülkemizde doğup başka ülkelere dökülen yüzlerce büyük akarsuyumuz ve çeşitli su kaynaklarımızla Türkiye’de çok sayıda doğal güzellik bulunmaktadır.
– İstanbul, dünyanın en büyük şehirlerinden biridir. Gerek tarihi ve kültürü, gerek nüfusu ve ekonomisi ile İstanbul, Yunanistan’dan bile büyük bir şehirdir. Her yıl milyonlarca turist, yedi tepe üzerinde yükselen ve her sokağı tarih kokan İstanbul’u yaşamak için ülkemize gelmektedir. Bizans’a başkentlik yaptığı ve çok büyük kiliseleri barındırdığı için özellikle Avrupa halkları tarafından kutsal bir şehir olarak kabul edilmektedir.
– Hristiyanların hacı olmak için dünya üzerinde gidebileceği üç kilisenin iki tanesi Türkiye topraklarında bulunmaktadır. İzmir’deki Meryem Ana Kilisesi her yıl milyonlarca turistin akınına uğramaktadır. Antakya, Kudüs gibi büyük dinlerin başkenti sayılabilecek bir şehirdir.
– Dünyayı yöneten büyük güçler, enerji kaynaklarını ele geçirmek için sömürgeci bir anlayışla hareket etmektedirler. En büyük enerji kaynağı olan petrolün çok büyük kısmı, Orta Doğu denilen coğrafyada bulunmaktadır. Bu coğrafyaya hakim olmak için Türkiye gibi bir üs bölgesinde bulunmak gerekir. Bunun için Türkiye bütün sömürgeci ülkelerin ilgi odağıdır ve sahip olmak istediği bir bölgedir.
– Türkiye’de çok genç ve dinamik bir nüfus bulunmaktadır. Gelişmekte olan bir ülke olan Türkiye, üç büyük kıtanın tam göbeğinde geleceğin büyük gücü olmaya adaydır.
Detaylı Bilgi İçin -> https://technogezgin.com/jeopolitik-konum-nedir-turkiyenin-onemi/
1 note
·
View note
Text
Atatürk'ün boyu 1.74, kilosu ise 75 civarıydı.
42 numara ayakkabı giyiyordu. Ayakkabıları genelde siyah rugandı Atatürk’ün TC kimlik numarası; 10000000146. Aslında bu, birinci sıradaki TC kimlik numarası. Sondaki 46, güvenlik amacıyla, sistem tarafından otomatik konulmuş. Atartürk’ün en sevdiği yemek, etsiz kuru fasulye ile pilavdı. Kahveyi de çok seviyordu. Günde 10-15 fincan Türk kahvesi içiyordu. Atatürk’ün tüm gömlekleri beyazdı. Takım elbiselerinin modelini kendisi çiziyordu. Lacivert rengi sevmezdi. Bu nedenle dolabında lacivertte yer yoktu. Kılık kıyafet konusunda çok titiz ve zevk sahibiydi. Çocukları çok severdi. Fikriye içinde unutamadığı en büyük aşk ve üzüntüsüydü. Onun ölümü onu çok üzmüştü. Rumeli türkülerini çok sever, zaman zaman mırıldanırdı. Selanik türküsü onu çok duygulandırırdı. Protokolü sevmez gizlice köşkten kaçıp halkın içine karışmayı çok severdi. Yalakalar ve boş konuşanları hiç sevmez ve hemen uzaklaştırırdı. Atatürk'ün “Foks” adında bir köpeği vardı. Atatürk Foks’u Yalova kaplıcalarına gittiği bir gün, seyyar bir fotoğrafçıdan 50 liraya satın almış. Foks öldükten sonra doldurulup mumyalanmış. Halen de "Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi"nde sergileniyor. Atatürk spor yapmayı çok severdi. Düzenli ata biner, yüzer ve bilardo oynardı. Mustafa Kemal, çok kitap okuyan biriydi. Yüzlerce kitabı vardı. Ancak en sevdiği kitap, Reşat Nuri Güntekin'in Çalıkuşu adlı romanıydı. Öyle ki, kitabı sürekli yanında taşırdı ve zaman zaman rastgele bir sayfa açıp okurdu. Atatürk 44 sayfalık bir geometri kitabı yazdı. Bugün kullandığımız üçgen, dörtgen, çap, artı, eksi, bölü, oran gibi Türkçe kelimeleri Atatürk buldu. Atatürk’ün bu kitap dışında 13 kitabı daha var. Mustafa Kemal; Medeni Bilgiler, Karlsbad Hatıraları, Bölüğün Muharebe Eğitimi gibi hem askeri hem de toplumsal konularda kitaplar yazdı. Gecede 2-3 saat uyurdu. Uyumayı zaman kaybı olarak görürdü. Atatürk isminde bir çiçek vardı. Rivayete göre, Atatürk çok seviyor diye bu ismi koymuşlar. Bir başka iddiaya göre ise Meksika kökenli çiçeği Türkiye’de yetiştiren bitki bilimciler çiçeğe Atatürk ismini verdi. Mustafa Kemal Atatürk, son söz olarak, “Aleykümselam” dedi. Anlatılanlara göre Atatürk, doktoruna dikkatle baktı ve “Aleykümselam” dedi. Ardından girdiği komada 30 saat kaldı. 10 Kasım günü ise maalesef hayatını kaybetti. Atatürk'ü sevgiyle, saygıyla, minnetle anıyoruz.
BEN ATATÜRK ÇOCUĞUYUM! Seve seve kopyaladım. Herkes onu bilsin okusun evlatlarımıza okuyalım okutalım. Birlik beraberlik, çok çalışma, emeğe insana saygi, doğaya saygi sevgi düsturumuz olsun.
SEN DE PROFİLİNE KOPYALA YAPIŞTIR...
6 notes
·
View notes