#yaz hastalıkları
Explore tagged Tumblr posts
Text
Bu yaz tatil için kendime bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinden randevu aldım
179 notes
·
View notes
Text
.... Böğürtlenlerin Sırları ....
.
Her yıl böğürtlen bitkileri toprak yüzeyinin hemen altındaki taçtan ve biraz uzağa uzanan köklerden yeni bastonlar üretir. Her baston 2 yıl yaşar. Kamış ilk yıl yaprak üretir, ikinci yıl meyve verir....
Illinois Üniversitesi Extension bağcılık eğitimcisine göre, böğürtlen ve ahududu bahçıvanları, bahçıvanlık olarak bilinen bir tekniği öğrenerek dut veriminde büyük bir yükselme sağlayabilir..... "Yaz böğürtlen ve ahududu devirme zamanıdır," (Devirleme yanal dalların büyümesini sağlar, üç ila beş kat daha yüksek meyve verimi sağlar! ) Çimcikleme, aynı zamanda çimdikleme, primocane'in en üst 2 ila 3 inçlik kısmının kaldırılmasıdır - mevcut büyüme yıldan yeni bir büyüme. Bitkinin bu kısmının alınması yanal tomurcuk kırılmasını uyarır. ”....
..... Eğlenceli Gerçekler ....
Böğürtlenler, kas gevşetici görevi görebilen yüksek oranda K vitamini olduğu için doğum ağrılarını hafifletmek için kullanılmıştır....
Dünyanın neredeyse her yerinde bulunan yaklaşık 375 böğürtlen türü bulunmaktadır....
Yunanlılar Gut'a çare olarak böğürtlen kullandılar, Romalılar ise çeşitli hastalıkları tedavi etmek için böğürtlen bitkisinin yapraklarından çay demledi....
Böğürtlenlerde kemik metabolizması için olmazsa olmaz bakır bulunur. Vücutta beyaz ve alyuvar üretiminde de şart.... Böğürtlenlerin çok koyu rengi, meyvenin içerdiği yüksek antioksidan seviyesinin kanıtıdır...
Böğürtlen çiçekleriyle beslenen arılar koyu renk meyve aromalı bal üretirler....
Böğürtlen için diğer isimler arasında kanuner, yaban mersini, çiy mersini ve böğürtlenler var....
Koyu mavi renk böğürtlenlerin tüm meyvelerin en yüksek antioksidan seviyelerinden birine sahip olmasını sağlar. Bir dizi kanser riskini azaltmakla bilinen antioksidanlar büyük bir ikramiye ancak dutların tam faydalarını almak için en iyi şekilde doğal hallerinde tüketildiğine dikkat edin....
Bir böğürtlen bitkisi turuncu olmuşsa yok edin Bu tedavi edilemeyen ciddi bir mantar hastalığıdır....
Böğürtlen tüketimi cildin genç görünmesini sağlamak için ameliyatsız harika bir işlem olan dokuların sağlıklı sıkılaşmasını desteklemeye yardımcı olabilir....
Uzun süreli böğürtlen tüketimi aynı zamanda beyninizi tetikte tutmaya yardımcı olur, böylece düşünce berraklığı ve iyi hafızayı korumaya yardımcı olur.
8 notes
·
View notes
Text
Natalia çabuk yaz kız ders var mı yok mu ona göre göğüs hastalıkları servisine gitmiycem ya da gidemiycem
0 notes
Text
Ankara Böcek İlaçlama ve İstanbul Böcek İlaçlama Hizmetleri: Eviniz İçin Kalıcı Çözümler
Böcekler, yaşam alanlarında hijyen ve konforu ciddi şekilde tehdit eden zararlılar arasında yer alır. Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlerde bu sorunlar daha sık görülmekte ve çözüm için profesyonel hizmetlere duyulan ihtiyaç artmaktadır. Ankara böcek ilaçlama, İstanbul böcek ilaçlama ve ev böcek ilaçlama hizmetleri, bu problemlere etkili ve kalıcı çözümler sunarak sağlıklı bir yaşam ortamı oluşturur.
Böcek Sorunlarının Yaygınlığı
Böcekler, insan sağlığını tehdit eden hastalıkları yayabilir ve yaşam kalitesini düşürür. Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlerde bu sorun, nüfus yoğunluğu ve çevresel faktörler nedeniyle daha da belirgin hale gelir. Hamamböcekleri, karıncalar, pireler ve tahtakuruları gibi böcekler, özellikle evlerde sıkça karşılaşılan zararlılar arasındadır. Böceklerin çoğalma hızları ve yaşam alanlarınıza verdiği zararlar düşünüldüğünde, bu problemlerle başa çıkmak için profesyonel bir böcek ilaçlama hizmeti almak kaçınılmazdır.
Ankara Böcek İlaçlama Hizmeti
Ankara’da böcek sorunları, özellikle yaz aylarında artış gösterir. Nemli alanlar, açık gıda kaynakları ve hijyen eksiklikleri, böceklerin hızla çoğalmasına neden olur. Ankara böcek ilaçlama hizmetleri, bu sorunları etkili bir şekilde çözmek için gelişmiş yöntemler sunar. Profesyonel ekipler, böceklerin saklanma alanlarını tespit ederek sorunun kökenine iner ve çevre dostu ilaçlarla kalıcı bir çözüm sağlar.
İstanbul Böcek İlaçlama Hizmeti
İstanbul, yoğun nüfusu ve çeşitli yaşam koşulları nedeniyle böcek sorunlarının en sık görüldüğü şehirlerden biridir. İstanbul böcek ilaçlama hizmetleri, ev ve iş yerlerinde karşılaşılan böcek problemlerine hızlı ve etkili çözümler sunar. Uygulanan yöntemler, yalnızca mevcut böcekleri yok etmekle kalmaz, aynı zamanda tekrar oluşumlarını engellemek için de önlemler alır. Kullanılan ilaçlar, hem çevreye duyarlı hem de insan sağlığı açısından güvenlidir.
Ev Böcek İlaçlama Hizmetleri
Evlerde karşılaşılan böcek problemleri, çoğunlukla yiyecek artıkları, nemli ortamlar ve yetersiz temizlikten kaynaklanır. Ev böcek ilaçlama hizmetleri, yaşam alanlarınızın hijyenik ve güvenli hale gelmesini sağlar. Profesyonel ekipler, böceklerin türüne ve yerleşim alanlarına özel yöntemler kullanarak etkili sonuçlar elde eder. Ayrıca, evcil hayvanlarınız ve çocuklarınız için güvenli olan ilaçlar kullanılarak sağlığınız ön planda tutulur.
Böcek İlaçlama Hizmeti Almanın Avantajları
Profesyonel böcek ilaçlama hizmeti almanın birçok avantajı bulunmaktadır:
Böceklerin hızlı ve kalıcı bir şekilde ortadan kaldırılması.
İnsan ve çevre sağlığına zarar vermeyen ilaçların kullanılması.
Böceklerin tekrar ortaya çıkmasını engelleyen koruyucu tedbirler.
Uzman ekipler tarafından yapılan işlemlerle yüksek verimlilik sağlanması.
Ankara ve İstanbul’da Böcek İlaçlama Fiyatları
Böcek ilaçlama fiyatları, ilaçlanacak alanın büyüklüğüne, kullanılan yöntemlere ve hedeflenen böcek türüne göre değişiklik gösterebilir. Ankara böcek ilaçlama ve İstanbul böcek ilaçlama hizmetleri, uygun fiyat seçenekleriyle böcek sorunlarınıza etkili çözümler sunar.
Ev İlaçlama Hizmetleri ile Güvenli ve Hijyenik Alanlar
Ev ilaçlama, yaşam alanlarınızı böceklerden arındırmanın yanı sıra sağlıklı ve hijyenik bir ortam yaratmak için en etkili çözümdür. Profesyonel ekipler tarafından gerçekleştirilen ev ilaçlama hizmetleri, özellikle evde yaşayan çocuklarınız, evcil hayvanlarınız ve diğer aile bireylerinizin sağlığını korumak için çevre dostu ve insan sağlığına zarar vermeyen ilaçlar kullanır. Ev ilaçlama hizmeti, hamamböcekleri, tahtakuruları, karıncalar ve pireler gibi zararlıları ortadan kaldırmak için özel yöntemlerle uygulanır.
Ankara ve İstanbul’daki böcek sorunlarına profesyonel çözümler sunan hizmetlerle, hem böceklerin yaşam alanlarınıza verdiği zararları önleyebilir hem de tekrar oluşumlarını engelleyebilirsiniz. Ev ilaçlama hizmeti sayesinde evinizde uzun vadeli bir hijyen sağlayarak yaşam kalitenizi artırabilirsiniz.
0 notes
Text
AŞIRI TERLEME NE ZAMAN TEHLİKELİ HALE GELİR?
🔵 AŞIRI TERLEMENİN NEDENLERİ NELERDİR, NASIL TEDAVİ EDİLİR? Aşırı terleme sosyal hayatı olumsuz etkilerken bazı belirtilerle birlikte ortaya çıkıyorsa tehlikeli bir hal alır – Uzm. Dr. Ayşegül Navdar : “Terleme, özellikle yaz aylarında birçok kişi için normal bir süreç olsa da, zaman zaman bir kabusa dönüşebilir.” İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ayşegül Navdar aşırı terlemenin…
0 notes
Link
#ÇiftehanManzaraları#ÇiftehanSeyahat#KeşfedilecekDoğalGüzellikler#Niğde#SeyahatRehberi#TatilRotaları
0 notes
Text
😺🎏Güneş gözlüğünün bu şekilde takılması gerektiği ortaya çıktı! Bu trivia hakkında ne kadar bilginiz var! Saklamak için yer imlerine ekleyin
Efsane 3: Polarize güneş gözlükleri normal güneş gözlüklerinden daha iyidir
Polarizörler, yansımaları azaltan bir güneş gözlüğü türüdür. Görüşünüzün netliğini artırmak için araba sürerken, balık tutarken, kayak yaparken, su kayağı yaparken ve bisiklete binerken giyin. Katarakt ameliyatı sonrası hastalar ve ışığa duyarlı yaşlı yetişkinler için polarize güneş gözlüğü seçimi de görme konforunu artırabilir.
【İpuçları】 Yaz aylarında şiddetli yağmurda araç kullanırken polarizör takmak daha güvenlidir ve görüş daha nettir.
Bununla birlikte, polarizörlerin de sınırlamaları vardır: polarize gözlük takmak, arabadaki LED ekranlar, GPS ve cep telefonu ekranları gibi LCD ekranları göremeyebilir. Bu nedenle polarize güneş gözlüğü pilotlar, mürettebat üyeleri vb. için kullanılamaz.
Mayın tarlası: (İşte yapılacak yanlış şey)
3 yaşından küçük çocuklar güneş gözlüğü takarlar. Bu dönem bebeğin görmesinin gelişimi için hassas bir dönemdir ve görsel gelişimi daha iyi uyarmak için sürekli olarak uyarı almak ve net görüntülerle temas etmek gerekir. Sık sık güneş gözlüğü takarsanız, görme fonksiyonunun ayarlanmasını etkileyerek zayıflık gibi görme sorunlarına yol açabilir.
Sürüş sırasında koyu renkli güneş gözlüğü takın. Koyu renkli güneş gözlükleri, açık renkli nesneleri filtreleme eğilimindedir, bu da vücut büyüklüğünün ve ön odanın mesafesinin yargısını etkiler. Acil bir durumda, görüntüyü analiz etmek için optik siniri de geciktirebilir, bu da yavaş bir tepkiye neden olur ve tehlike olasılığını büyük ölçüde artırır.
Göz yapısının sığ ön kamaraları olan ve açı kapanması glokomu riski taşıyan bazı yaşlı insanlar güneş gözlüğü takarlar. Bu nedenle göz hastalıkları uzmanları, glokom ve gece körlüğü gibi göz hastalıkları olan hastaların güneş gözlüğü takmaması gerektiğini hatırlatıyor.👇👇
😺🫰Acetate & polarized sunglasses mid-east countries market diamonds hot 45 design in stock
💸 💵 Wholesale only
MOQ : 20pcs/per color( 45 models )
📞 Contact us 🙋♀️
wa.me/8613858844563
E-mail: [email protected]
#Stock_sunglasses_diamonds
W3783045
#Orta_Doğu'da_yeni_güneş_gözlüğü_stilleri
#Güneş_gözlüğü_fabrikası_OEM
#Polarize_güneş_gözlüğü_bayan_koleksiyonu_toptan_satış
0 notes
Text
Uzmanı açıkladı! Soğuk su içen herkesi ilgilendiriyor
Yaz aylarında vücudun sıvı ihtiyacını karşılamak için bol su içmeniz gerekir. Sıcak havalarda genellikle soğuk su daha fazla tercih ediliyor. Peki, soğuk su boğaz iltihabına yol açar mı? Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, yaz sıcaklarında soğuk su içmenin boğaz iltihabına yol açmayacağını belirterek, “Tıbbi bilgilere baktığım��z zaman soğuk su içmenin boğaz iltihabı yapması söz…
0 notes
Text
Sıcak havalar psikiyatrik hastalıkları artırabiliyor!
https://pazaryerigundem.com/haber/186007/sicak-havalar-psikiyatrik-hastaliklari-artirabiliyor/
Sıcak havalar psikiyatrik hastalıkları artırabiliyor!
Yüksek sıcaklıkların ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğuna dikkat çeken uzmanlar, sıcak havalarda psikiyatrik bozuklukların oluşma riskinin yaklaşık 4 kat arttığı belirtti.
İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, sıcak havaların psikiyatrik sorun yaşayan kişileri nasıl etkilediğini anlattı ve psikiyatrik ilaç kullanan kişilerin sıcak havalarda dikkat etmesi gerekenlere değindi.
YÜKSEK SICAKLIKLAR, PSİKİYATRİK SORUNLAR NEDENİYLE HASTANEYE BAŞVURU SAYISINI ARTIRIYOR
İklim değişikliğinin ruh sağlığı üzerindeki etkilerine ilişkin araştırmaların son birkaç yılda önemli ölçüde arttığını belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, “Isıya bağlı hastalık ile psikiyatrik bozuklukların gelişme riski arasındaki ilişkinin araştırıldığı bir çalışmada, psikiyatrik bozuklukların oluşma riskinin 4 kata yakın arttığı tespit edildi. Şizofreniform bozukluklar, travma sonrası stres bozuklukları ve akut stres bozukluğu dışındaki psikiyatrik bozuklukların gelişimi ile ilişkiliydi. Sıcaklık, psikiyatrik bozuklukların artması üzerinde potansiyel bir tehlike olabileceği sonucuna varıldı.” dedi.
1993-2006 yılları arasında, Güney Avustralya’da sıcak hava dalgalarının, hastaneye başvurular ve zihinsel, davranışsal ve bilişsel bozukluklara atfedilen ölümler üzerindeki etkisinin araştırıldığı bir başka araştırmadan bahseden Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, “Tüm akıl hastalıkları için 26,7 derecelik ortam sıcaklığı eşiğinin üzerinde hastaneye başvurularda yüzde 7,3’lük bir artış olduğu bildirildi. Yüksek hava sıcaklıklarının demans, ruh hali duygusal bozuklukları, nevrotik, strese bağlı ve somatoform bozukluklar, psikolojik gelişim bozuklukları ve yaşlılık gibi organik hastalıklara bağlı hastaneye başvuru oranları üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu görüldü. Ayrıca araştırmacılar 65-74 yaş grubundaki kişilerde ve şizofreni, şizotipal ve sanrısal bozukluk hastalarında ruhsal bozukluklara atfedilen ölümlerde bir artış gözlemlemiştir. Benzer şekilde, Toronto, Kanada’da, yüksek sıcaklıklar ile zihinsel ve davranışsal hastalıklarla ilişkili acil servis ziyaretleri arasında şizofreni, duygudurum ve nevrotik bozukluklara yönelik önemli eğilimler ile bir ilişki olduğu rapor edilmiştir.” dedi.
PSİKİYATRİK İLAÇLARIN YAZ DÖNEMİNDE DÜZENLENMESİ GEREKEBİLİR
Psikiyatri ilaçları kullanan kişilerin yaz mevsiminde doz ayarlaması yapması gerekebileceğini dile getiren Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, bu konuda yapılmış araştırmalara da değindi:
“1950’den 1984’e kadar New York Eyaleti psikiyatri hastanesindeki ölüm verilerini analiz eden araştırmacılar, bu dönemde psikiyatri hastalarının sıcak hava dalgası sırasında ölme riskinin genel nüfusa göre iki kat daha fazla olduğunu belirtti. Ayrıca, antipsikotik ilaçların geniş çapta kullanıma sunulmasından önce, 1950’lerde ölüm riskinin 1980’lere göre daha yüksek olduğunu da gözlemledi. Hem psikiyatrik hastalığın hem de antipsikotik ilaç kullanımının sıcak hava dalgaları sırasında artan ölüm riskine katkıda bulunduğu sonucuna varıldı.”
Antidepresanlar ve antipsikotik ilaçların, monoaminlerin seviyelerini doğrudan etkilediğine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, “Sıcak hava dalgaları sırasında antipsikotik ilaçlar uyumsuz etkiler oluşturabilir. Antikolinerjik ilaçlar veya antikolinerjik etkileri olan ilaçlar terlemeyi bozar, ısı atılımını azaltır, böylece kullanıcılarının sıcak hava dalgalarına karşı savunmasızlığını artırır. Bazı ilaçlar derideki kan akışının azalmasına, dolayısıyla hipertermiye yani sıcak çarpmasına neden olabilir. Antikolinerjik etkiler dışında diğer hücresel tepkimeler ile de ısı dengesi değişebilir. Özellikle egzersiz yapan kişilerde vücut sıcaklığını önemli ölçüde artırabilir. Susuzluk algısı, düzenleme sisteminin çeşitli seviyelerindeki ilaçlar tarafından bozulabilir, bu da dehidrasyonun gelişmesine katkıda bulunur. Psikiyatrik ilaçların yaz döneminde düzenlenmesinde, psikiyatri doktorunuz ile iş birliğinde olmanız gerekir.” diye konuştu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Sıcak Çarpmasına Dikkat
Hipertermiden Korunun Sıcak çarpması, halk arasında hipertermi olarak bilinen ve özellikle risk gruplarında ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir durumdur. İlkyardım Eğitim Merkezi Müdürü Zehra Yıldız Çevirgen, sıcak çarpmasından korunmak için alınması gereken önlemleri ve hipertermi hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Risk Grupları Çevirgen, sıcak çarpmasının özellikle yaşlılar, kronik hastalıkları olan kişiler, 5 yaş altı çocuklar ve hamileler gibi risk gruplarında daha ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtti. Vücudun soğutma mekanizmasının bozulması, terleme yoluyla fazla sıvı kaybına yol açar ve vücut ısısının kritik seviyelere çıkmasına neden olur. Belirtiler Sıcak çarpmasının belirtileri arasında şunlar yer alır: - Azalmış terleme ve yüksek vücut ısısı - Kuru ve sıcak cilt - Artan nabız ve solunum - Enerji düşüklüğü, güçsüzlük ve yorgunluk - Baş ağrısı, baş dönmesi, davranış bozuklukları - Merkezi sinir sistemi etkilenmeleri - Mide bulantısı ve kusma - Adale krampları ve ağrılar İlkyardım Uygulamaları Sıcak çarpması durumunda yapılması gereken ilkyardım adımları: - Kişiyi serin ve havadar bir yere almak. - Sıkı giysileri çıkarmak. - Soğuk kompres ve ıslak havlu kullanarak vücut ısısını düşürmek. - Kişiyi sırt üstü yatırarak kollarını ve bacaklarını kaldırmak. - Bulantı yoksa sıvı ve mineral kaybını azaltmak için su ve soda içirmek. - Kişi hala kötü hissediyorsa veya durumu kötüleşiyorsa acil servise başvurmak. Korunma Yöntemleri Sıcak çarpmasından korunmak için önerilen yöntemler: - Bol sıvı tüketmek, özellikle elektrolit içeren içecekler tercih etmek. - Açık renkli, hafif ve bol kıyafetler giymek. - Doğrudan güneş ışığına maruz kalmamak, özellikle güneş ışınlarının en yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkmamak veya gölgede kalmak. - Vücudu temiz tutmak ve yeterli beslenmek. Bu önlemlerle sıcak çarpmasının ciddi sağlık sorunlarına yol açmasını engelleyebilirsiniz. Yaz aylarında kişisel korunma yöntemlerini öğrenmek ve doğru ilkyardım uygulamalarını bilmek hayati önem taşır. Read the full article
0 notes
Link
[ad_1] Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi, Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, Eris varyantına ilişkin açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Alpay Azap, pandeminin geri gelmediğini, beklenilen bir hastalık seyrinin olduğunu söyleyerek, "Covid-19'un birkaç sene içerisinde endemik bir hastalık yani belli dönemlerde sayısında artış olan, belli dönemlerde azalmayla giden ama hayatımızın bir parçası olan hastalık haline dönüşmesini bekliyorduk. Aslında yaşadığımız süreç tam olarak budur. Solunum yolu virüsü olduğu ve damlacık yoluyla bulaştığı için kış aylarında artan, yaz aylarında azalan vaka sayılarıyla giden bir solunum yolu enfeksiyonu haline dönüştü" dedi. Azap, "Eris varyantının ülkemizde olmaması mümkün değildi. Öncelikle Amerika, Kuzey Amerika ve Avrupa'da artış gösterdikten sonra Türkiye'ye geliyor. Artan vaka sayılarıyla karşılaşıyoruz. Aslında yine aynı süreci yaşıyoruz. Dolayısıyla paniğe gerek yok. Tekrar pandemi döneminde yaşadığımız türden kısıtlamalara, kapanmalara sebep olmasını hiç beklemiyoruz. Daha ağır hastalık yapmıyorlar. Tıpkı nezle ve grip gibi üst solunum enfeksiyonuna dönüşmüş durumda. Açıkçası bu da beklediğimiz bir seyirdi. Bu nedenle kısıtlamalara ve kapanmalara gerek yok" diye konuştu. 'AYIRT EDİCİ BİR ÖZELLİĞİ YOK' Eris varyantının diğer solunum yolu virüslerinden ayırt edici bir özelliği olmadığını belirten Prof. Dr. Azap, şöyle konuştu: "Örneğin, gripteki gibi bu hastalıkta da ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı, yaygın kas-eklem ağrısı, halsizlik gibi belirtiler oluyor. Dolayısıyla test yaptırmadan bunun hangi virüs olduğunu anlamamız mümkün değil. Covid-19 olduğunu da anlamamız mümkün değil. Hangi varyant olduğunu anlamak için varyant analizi yapılması gerekiyor. Bu tür analizler sadece takip açısından önemlidir. Dünya Sağlık Örgütü ülkelere belli oranda virüsü bu şekilde varyant analizi ile takip edilmesini söylüyor. Vatandaşlarımız solunum yolu enfeksiyonu belirtileri çıktığında Covid-19 olup olmadığını anlayamazlar. Belli durumlarda gidip test yaptırmalarını istiyoruz. Virüs insanlarda hastalık yaptıkça değişmeye de devam ediyor. Yeni varyantlar ortaya çıkıyor. Pek çok varyant ortaya çıkıyor ama bir önceki varyanta kıyasla daha kolay bulaşabilen varyant hakim hale geçiyor. Biz onu yaşıyoruz; Eris de böyle bir varyant. Elbette daha ağır, akciğerleri de tutan, solunum yetmezliği yapan, ölümlere sebep olabilen bir varyant ortaya çıkabilme olasılığı var ama bunun düşük bir olasılık olduğunu düşünüyoruz. Yapılan matematik modellemeler, hesaplamalar bize bunun yüzde 10'dan az bir olasılık olduğunu söylüyor ancak yüzde sıfır değil. Bunun için hala sıkı takip edilmesi gerekiyor. Sağlık otoriteleri de bunu tüm dünyada yakın bir şekilde takip ediyor." 'KORUNMANIN EN ETKİLİ YOLU MASKE KULLANIMI' Solunum yolu virüslerinin yaygın bir şekilde dolaştığı dönemlerde, okulların açılması ve havaların soğumasıyla birlikte insanların kapalı mekanlarda daha çok zaman geçirdiğini söyleyen Prof. Dr. Azap, "Bu dönemlerde solunum yolu enfeksiyonlarında artış olur. Eris varyantının ve bundan sonraki gelecek varyantların da bu dönemlerde çok fazla sayıda kişiyi hasta edeceğini, hafifte olsa hastalık belirtisi taşıyan insanların toplumda sayısının çok artacağını göreceğiz. Özellikle altta yatan ciddi hastalığı olanlar, bağışıklık sistemi baskılanmış olan hastalar için bir problem. Bu kişilerin, özellikle toplumda virüsün yaygın dolaştığı dönemlerde mutlaka kişisel önlemlere dikkat etmeleri gerekiyor. Riskli grubun kendisini koruması çok daha fazla önem taşıyor. Sadece Covid-19'dan değil, kış aylarında artış gösteren tüm solunum yolu virüslerinden korunmanın en etkili yolu maske kullanmaktır. Mesafeye ve temizlik kurallarına dikkat etmek ve bulunduğunuz ortamları çok iyi havalandırmak gerekir. Bu önlemlere özellikle risk grubundaki kişilerin çok dikkat etmesi gerekir" dedi. 'RİSK GRUPLARININ BU AŞIYA İHTİYACI VAR' Covid-19'a karşı en etkili yöntemin aşı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Azap, "Ancak virüs o kadar değişti ki, ilk hazırlanan aşıların şu anki mevcut değişmiş olan varyantlara, örneğin Eris varyantına karşı etkinliği çok azaldı. Şu an için özellikle genç, sağlıklı kişilerin elimizde bulunan aşıyla aşılanmasına gerek yok. Dünyada yeni aşılar geliştirildi. XBB.1.5 varyantını içeren tekli bir aşı var. En yeni aşı bu ve eylül ayından itibaren Kuzey Amerika ve Avrupa'da kullanım onayı aldı ve kullanılmaya başladı. Kış sezonuna girerken bu aşıyla tek doz aşılanmak gereklidir. Fakat şu anda ülkemizde bu aşı olmadığı için biz eski aşıyı daha önceden aşı şemasını tamamlamış kişilere önermiyoruz ama daha önce Covid-19 aşılarını tamamlamamış ise eski aşıyla da olsa insanların mutlaka bir kür aşı şemasına yani 3 dozdan oluşan mRNA aşı şemasını mutlaka tamamlamalarını öneriyoruz. Bir an önce de XBB.1.5 aşısının ülkemize gelmesini bekliyoruz. Bu aşı Eris varyantına karşı da oldukça koruyucu. Ülkemizde yüksek hastalık risk gruplarının bu aşıya ihtiyacı var" diye konuştu. 'BAMBAŞKA BİR VİRÜS AİLESİNDEN YENİ PANDEM��LER GELEBİLİR' Covid-19 pandemisinin beklenen şekilde ilerlediğini söyleyen Prof. Dr. Azap, "Bir endemik hastalığa dönüştü. Pandemi düzeyine çıkması için ancak yeni virüsün çıkması gerekir. O da artık yeni bir virüstür. SARS-CoV-2'nin çok değişmiş ve ağır hastalık yapan bir formunun ortaya çıkması gerekir. Virüsün bugüne kadar izlemiş olduğu değişime bakarak aslında böyle bir olasılığın çok düşük olduğunu söyleyebiliriz. Pandemiler devam edecek ama muhtemelen SARS-CoV-2'den değil, belki tekrar bir gripten bekliyoruz ya da başka bir koronavirüsten veya bambaşka bir virüs ailesinden yeni pandemiler gelebilir" ifadelerini kullandı. [ad_2]
0 notes
Text
0 notes
Link
Yazın aşırı sıcakları hemen herkesin enerjisini tüketirken bazı bakteri ve virüslerinse kolayca üreme imkanı bulmasına neden oluyor. Özellikle kirli eller ve kirli sular, iyi temizlenmeyen gıdalar ve ... ---------------------------- Haberin devamı haber71.net'te.
0 notes
Text
Yaz Besin Zehirlenmesi Farklılıkları
Sağlık Bakanlığı her yıl yaklaşık 6 milyon kişinin yazın besin zehirlenmesi yaşadığını belirtiyor. Mikropların ürediği gıdaların tüketilmesiyle yaşanan besin zehirlenmelerinde mikrop türüne göre belirti ve görülme süresi değişir. Özellikle kronik hasta, çocuk, yaşlı, hamileler için daha risklidir hatta ölümcül sonuçlara yol açabilir.
Dr. Edvin Murrja
İç Hastalıkları Uzmanı
0 notes
Text
Uzmanlardan "Keneye Çıplak Elle Dokunmayın" Uyarısı https://saglikagi.com/uzmanlardan-keneye-ciplak-elle-dokunmayin-uyarisi/?feed_id=84323
0 notes
Text
AŞIRI TERLEME NE ZAMAN TEHLİKELİ HALE GELİR?
🔵 AŞIRI TERLEMENİN NEDENLERİ NELERDİR, NASIL TEDAVİ EDİLİR? Aşırı terleme sosyal hayatı olumsuz etkilerken bazı belirtilerle birlikte ortaya çıkıyorsa tehlikeli bir hal alır – Uzm. Dr. Ayşegül Navdar : “Terleme, özellikle yaz aylarında birçok kişi için normal bir süreç olsa da, zaman zaman bir kabusa dönüşebilir.” İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ayşegül Navdar aşırı terlemenin…
0 notes