#yöreden
Explore tagged Tumblr posts
Text
inanmadığım şeyler
hakikatin öyle olmadığını bildiğim halde sırf bana öylesi söylendi diye öyle olduğunu varsaydığım bir şeylere inandım. buna inanmak denmezdi elbette, sadece o bilgiyi, sözü, cümleyi duyup itiraz etmemek ve olduğu gibi kabul etmek tam olarak hangisine dahil onu bilmiyorum. inanmış mıydım o yarım gerçeklere, gölgelerle tamamladığım, karanlıkta uçu küt ve silik bir kurşun kalemle saman kağıdın üzerine el yazısıyla yazılmış gibi duran o sözlere? savunma ihtiyacı duymadığım şeyler suçtan sayılmaz dersem çok mu vurdumduymaz ve saygısız kaçar bilmiyorum fakat kendimi işlediğim tüm suçları bir listeye dönüştürecek kadar iyi tanıyorum. insan kendini en çok suçlarından bilir. çünkü suç evrenseldir, ayıp yöreden yöreye değişir. benim bildiğim, bizzat bana yapılmış bir günahı yapan kişi nasıl unutur? unutulur mu?
işte bu yüzden inanmıyorum o yarım tekliflere, yarım gönüllere, yarısını bildiğim hikayelere. inanmıyorum silinen kelimelere, bir kere söylenmiş ama hatırlatılmadıkça sanki hiç söylenmemiş numarası yapılan sözlere... sözün bir ağırlığı vardıra inanmışız, screenshot'ın dahi ağırlığına inanmıyorum. inkar ettiği için arınıyor, hatırlamıyorum dediği için sorumlu sayılmıyor, aman ne güzel. hatırlamamalara da inanmıyorum.
7 notes
·
View notes
Text
Ayvalık Ayazması
Ayazma adı Yunanca “Hagias(kutsal) ma(su)” anlamına gelmektedir. Ayazmalar genellikle Ortodoks Kiliseleri'nin, altında veya yanında bağımsız ya da müstakil olarak bulunur. Ayvalık ayazması apsisi olmayan tek bir yapıdır, kesinlikle bir kilise değil sadece bir şifalı su merkezi olarak tasarlanmıştır. Ayazmaların hastalıklara şifa dağıttığına, isteklerin gerçekleşmesine yardımcı olacağına inanılırdı. Her ne kadar Hristiyan inancına ait bir kült olsa da tarih boyu Müslümanlar veya her dinden insanlar şifa elde etmek veya umut bulmak için ayazmaları ziyaret etmişler, kutsal suyu içerek ve üzerlerine dökerek şifa aramışlardır.
1850 ile 1922 seneleri arasında bu şifa merkezine birçok yöreden hastalar gelip tedavi oluyordu. Kayıtlara göre Foça, İstanbul, Balıkesir, Midillli, Samos, hatta uzaklardan Hydra Adası ve Rumeli'den de gelenler vardı. Gelen hastalar yedi gün kadar binada kalıp, bu sudan içiyorlar ve bu su ile dolu havuza giriyorlardı. Kayıtlardan körlerin, epilepsi hastalarının, yüksek ateş hastalarının, felçlilerin, beyin kanaması geçirmiş kişilerin, akıl hastalarının, ruh hastalarının, konuşamayanlar duymayanlar gibi birçok sağlık sorunu ile gelenler olduğu anlaşılmaktadır.
Türkiye'de ayazmalar açısından en zengin kent İstanbul'dur. Öyle ki Osmanlı Dönemi'nde inşa edilen ayazmaların sayısı Bizans Dönemi’nden daha fazladır.
Su hayatın en önemli elementi ve tüm yaratılışın başlangıç noktasıdır. Su vücudu canlandırır ve ruhu arındırır. Genellikle tüm ayazmalarda şöyle yazar; SADECE YÜZÜNÜ DEĞİL, GÜNAHLARINI DA YIKA..
7 notes
·
View notes
Text
Giden Gidene – Ahmet Ordu
✍🏻 M. Osman Akbaşak
https://www.gundemarsivi.com/giden-gidene-ahmet-ordu/
Kitaptan önce Ahmet Ordu’dan söz etmezsem olmaz. Akşehir – Gölçayırlı, emekli olduktan sonra değerli eşi Bircan Hanım’la yaşamının önemli bir kısmını çoğunun dilinde hâlâ “Yahsiyan” olan köyünde geçiriyor. Köyünü öylesine yaşar ve yaşatır ki özellikle son öykü kitabı olan “Giden Gidene”de bunu buram buram duyumsarsınız. Ben o köyü gördüm, bahçelerini, kirazlarını gördüm, öyküleri de sanki bire bir yaşadım…
Onun için “Öyküye sevdalı bir yazın ustası” denir. Öğrencisi olan oyun yazarı, tiyatro sanatçısı Hayrettin Filiz, kitabın arka kapak yazısına “Ahmet Ordu’nun kitaplarını okuduktan sonra Bedri Rahmi’nin dediği gibi içinde bir çakıl taşı ısınır sanki. Yaşadığım güne minnet duyarım. Buluta yaprağı akan hayata hayranlık duyarım” demiş. Benim de paylaşacaklarıma bir önsöz olabileceği düşüncesini duyumsadığım için buraya aldım.
Ahmet Ordu’nun bu kitap öncesinde, “Yüzünde Gözyaşı Yüreğimde Sancı”, “Dört Nala Sürüyor Atını Zaman”, “Onca Zamandan Sonra”, “Höyükte Bir Ulu Çınar”, “Gönül Borcu” adlarında yazmış olduğu öykü kitaplarının hepsini okudum. Her biri için birer yazı yazılabilirdi elbette… Ancak artık “Giden Gidene” elime geçtikten ve okuduktan sonra yazmazsam kendimi eksikli sayardım.
Çok sevdiğini bildiğim arkadaşı, benim de değerli ağabeyim Bahri Karaduman da bir yazısında “Giden Gidene” için şöyle demiş:
“Orta Anadolu insanının yaşam gerçeklerini öykü sanatının o sık dokulu anlatım ustalığıyla okura sunması yazarın en büyük başarısı. ‘Patetik’ diyebileceğimiz acınası durumları çözümleyici bir bakış ve tertemiz bir yürekle abartıya kaçmadan yerel dilin varsıllığıyla dile getirmesi Ahmet Ordu’nun Türk öyküsüne bir armağanı…”
Yine değerli eleştirmen Mehmet Yaşar Bilen arka kapak yazısında, “Yaşar Kemal’in Çukurova’yı anlatan nasıl kendine özgü bir dili varsa Ahmet Ordu’nun da Orta Anadolu’yu anlatan kendine özgü bir dili var” diye yazmış. Bence Ahmet Ordu Akşehir, belki de sadece Gölçayır (Yahsıyan) özelinde bir dil kurgulamış bile olabilir. Ya da bunu okura böyle yansıtmış. Eğer o yöreden başka yazarlar da okusaydım daha geniş kapsamlı bir düşünce sunabilirdim. Benim duyumsadığım bu…
Hayrettin Filiz’in yazısında belirttiği, Bedri Rahmi’nin dediği gibi içimde öyle çok çakıl taşları ısındı ki hangisinden söz etmeliyim bilemiyorum. Örnekler vermezsem bu öykü kitabını yeterince anlatmam neredeyse olanaksız… Ben de öykü adı vermeden alıntılar sunarak sizi Ahmet Ordu dünyasıyla tanıştırmak istiyorum.
“Ortam sepserin. Yaz ortalarından bu yana hep böyle ibalı sabahlara uyanıyoruz. İba dediğim çiy… Seviyorum ben bu sözcüğü. Hem çiy deyince oluşması gereken o ıslak zihninde canlanmıyor. ‘İba düştü, iba kalktı, ibalı otlar’… Anamızdan, Atamızdan böyle duyduk biz, sözcük böyle yerleşti kaldı dilimize.”
Köylü olmak zordur, kimi yağmur yağsın diye bekler, kimi yağmasın diye… Öykülerden birinde ne güzel dillendirmiş Ahmet Ordu:
“Son gürleme ile birlikte Dede coştu!
‘Ver Allah’ım veeer!’ dedi. ‘Ekinlere, fasulyelere, haşhaşa, pancara… Oooh, kavunlar, kelekler de güldü!’
Bu kez içerideki torununa seslenerek, ‘Salican’ dedi, ‘Arı ballandıran, bostan döllendiren bu yağmur, ya! Bereket bereket…’
Kerim karısına bakıp, ‘Haşhaş diyor, pancar diyor… Allah’ım sen aklımı koru! Kirazı, vişneyi düşündüğü yok!’ dedi.”
Öykülerden sadece birinin adını vereceğim, “Arafta bir Abdullah”
Yazarın yeğeni Mehmet Uz’un “Yaz da kaybolup gitmesin” dediği için yazılmış… İstense bir roman olabilecek bir yaşanmışlık. Aslında yaşanıp yaşanmadığını bilmiyorum ama o denli canlı anlatılmış ki içimde yaşanmış olması isteği uyandı. Kimi zaman duygusal kimi zaman acındıran kimi zaman kızdıran bir yaşam olsa da her anıyla sahicilik duyumsatan bir öykü… İyi ki yeğenini kırmamışsın Ahmet Ordu.
Elbette keyifle okudum, birçok yerinde güldüm ama aslında kitabın tamamı derin bir hüzün içeriyor. Yaşamın her yönünü gerçekçi bir bakışla aktarıyor. Son paragraf olarak paylaşmak istediğim de böyle bir bölüm:
Önce üveyikler gitti, sonra gökçekargalar, ardından çullalar, sarasmalar, geçen yıl da leylekler… Gidişleri oldu da gelişleri olmadı hiçbirinin.
Bu güz ise ebabillerin güneye göçünü boşuna bekledik.
Yukarıda Allah var, arıkuşlarını gördük! Ama yeşilli kızıllı kanatlarını gerip de tepemizde dönmediler. Göğün kat be katından gelen vırrık cırrık seslerini duyduk. Kayan bir nokta gibiydiler…
Öykülerin birçoğu kiraz ve vişne üzerine… Bunu da yadırgamamak gerekiyor. Ben gittim gördüm. Bölge adeta bir kiraz ve vişne cenneti. Öyle de bu iş hiç de görüldüğü kadar kolay değil, ezasını cefasını da yazmak gerekiyordu. Ahmet Ordu bunu yapmış. İyi ki de yapmış…
Ahmet Ordu öğretmen okulunu bitirdikten sonra Kırşehir ve Afyon’un köylerinde çalışmış 1978’de Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü’nü bitirmiş. 19 yıl İzmir’in çeşitli liselerinde görev yapıp 1997’de emekliye ayrılmış.
Ve üstüne basa basa vurgulamak istiyorum… Türkçemizin son derece hoyratça kullanıldığı eserlerin yanında Ahmet Ordu öğretmenliğinin ve Türkçenin hakkını sonuna kadar veriyor. Onun Orta Anadolu’nun özgün yöresel dilinden öykü okumak, Türkçemizi yaşamak çok büyük bir keyif…
Kalemin hiç durmasın sevgili Ahmet Ordu…
M Osman Akbaşak
0 notes
Text
Bursa Yıldırım'da 'Erguvan' coşku
https://pazaryerigundem.com/haber/177367/bursa-yildirimda-erguvan-cosku/
Bursa Yıldırım'da 'Erguvan' coşku
Bursa’nın Yıldırım ilçesinde Erguvan Halk Oyunları Topluluğu, sergilediği yöresel oyunlarla ilçe halkına unutulmaz anlar yaşattı.
BURSA (İGFA) – Yıldırım Belediyesi Erguvan Halk Oyunları Topluluğu’nun sahnelediği ‘Erguvan Zamanı’ halk oyunları gösterisi sanatseverlerle buluştu.
Kaplıkaya Cazibe Merkezi’nde Ergün Saatçi’nin yönetiminde gerçekleştirilen gösteri Yıldırımlı vatandaşlardan tam not aldı. Vatandaşların beğenisine sunulan gösteride 5 farklı yaş kategorisinde, 7 bölge ve 13 yöreden oluşan halk oyunları, topluluk tarafından sahnelendi.
Anadolu’nun dört bir yanından asırlar boyunca süre gelen kültür mozaiğini, Erguvan Halk Oyunları Topluluğu’nun çalışmaları ile Yıldırım’da sahnelediklerinin altını çizen Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, ilçedeki çocuklar için yöresel kültürün önemli yapı taşlarından biri olan halk oyunlarını düzenledikleri kurslarla yaşattıklarını söyledi.
Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Anadolu nice uygarlıklara ev sahipliği yapmış, nice medeniyetin doğup büyümesine şahit olmuştur. Bizler bu medeniyetlerden kalan tarihi ve kültürel mirası koruyarak geleceğe taşıyacağız. Kültürel değerlerimizden olan halk oyunlarının ilçemizde yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla çalışmalar yürütüyoruz. Halk oyunları, ait olduğu toplumun kültürel göstergesi, kimliğini ifade ediş tarzıdır. Örf ve adetlerimizi yaşatmak, desteklemek ve geleceğe taşımak amacıyla kurduğumuz Erguvan Halk Dansları Topluluğumuz ile uzman eğitmenler rehberliğinde 5 farklı yaş kategorisinde 250 öğrencimize eğitim veriyoruz. Atalarımızdan bize miras kalan kültürümüzü gelecek nesillerimize aktarıp değerlerimizi yaşatmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Photo
Kültürlerin Kardeşliği Halk Oyunları Şöleni Bahçelievler Gazi İlkokulu 3 ve 4. sınıf öğrencilerinin hazırladığı “Kültürlerin Kardeşliği” adlı geleneksel halk oyunları şöleni Şehit Erol Olçok Anadolu Lisesi Konferans Salonunda yapıldı. 10 ayrı yöreden seçilen halk oyunlarını toplam 340 öğrenci sergiledi. Büyük beğeni gören program sonunda teşekkür konuşması yapan Bahçelievler Gazi İlkokulu Müdürü Mustafa Taşkın; akademik çalışmaların yanında öğrencilere sanatta, sporda, sosyal ve kültürel faaliyetlerde imkan sunmaya gayret ettiklerini belirtti. Öğrencilere fırsat verildiğinde ortaya çok güzel eserler çıktığına dikkat çeken Taşkın, programın hazırlanmasında emeği geçen tüm öğretmen ve öğrencilere teşekkür etti. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/kulturlerin-kardesligi-halk-oyunlari-soleni-8914.html #FısıltıHABERLERİ #halkoyunları #dans #zeybek #halkdansları #folklor #harmandalı #halay #folkdance #instagood #instadance #festival #çocuk #gelindamat #dance #photooftheday #kostüm #costume #gösteri #ilkdans #düğün #adana #dancephotography #istanbul #bulgarianfolkdance #sahne #damat #ig_worldclub #folklore
0 notes
Photo
Doğal Katkısız Erzincan Karakovan Yayla Süzme Balı Şekersiz Ve Doğaldır Siparişler İçin Dm Üzerinden İletişime Geçebilirsiniz.. #erzincantulum #erzincan #erzincan #organikbal #doğalyaylabalı (Yöreden Sofraya) https://www.instagram.com/p/CnJAE8FKQ0k/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
Photo
Doğal Ahşap Kesim Tahtası, Sunum Tahtası. Uzunluk 35 cm, Genşlik 24 cm, kalınlık 1.8 cm. Üreticiden toptan veya perakende. Otantik, Şık, Verniksiz Sağlıklı doğal ahşap kesim sunum tahtası. Sevdiklerinize, Özel hissettiklerinize hediyelik, çeyizlik veya kendi evinize. Ömürlük, sağlıklı, şık, samimi. #kesimtahtası #sunumtahtasi #kalıp #fırın #kürek #şimşir #kaşık #çatal #zeytinyağı #çeyizlik #ekmek #ekmekaçmatahtası #rahle #ahşap #sağlıklı #doğal #taze #hediyelik #yöreden #katkısız #yerli #üreticiden #mutfak #hobi #atalık #atalıktohum #natugral https://www.instagram.com/p/CPdQeOeBGIi/?utm_medium=tumblr
#kesimtahtası#sunumtahtasi#kalıp#fırın#kürek#şimşir#kaşık#çatal#zeytinyağı#çeyizlik#ekmek#ekmekaçmatahtası#rahle#ahşap#sağlıklı#doğal#taze#hediyelik#yöreden#katkısız#yerli#üreticiden#mutfak#hobi#atalık#atalıktohum#natugral
1 note
·
View note
Text
"varacak yöreden dönenler var, küstüm çiçeğinden demetler ve çelenk. aç demekle açılmıyor kapılar... dönenler, mühtedi değil murdar ölecekler"
74 notes
·
View notes
Photo
🧑🌾“Sömestr’de nereye gidelim” arayışındaki okurlarımıza, Küçük Oteller gezginleri olarak yeni keşfimiz olan Kazdağı Atilabey Konağı Oteli’nden bahsedelim. @atilabeykonagibutikotel 🍀Türkiye' nin oksijen deposu Kazdağları ile #Küçükkuyu'ya cömertçe hayat veren Mıhlı Şelalesine uzanmış, 50 dönümlük devasa bir arazide, sakinlik sessizlik içinde hizmet veriyorlar. 👨👩👧👦Ailece gelerek keyifle kısa bir mola verebileceğiniz doğaya kaçış noktası diyebiliriz burası için. 🗝️Toplamda 18 odaları bulunuyor. Odaların kimisi deniz ve şelale manzaralı kimisi dağ ve doğa manzaralı. Rahatlık ön planda tutulmuş. Bahçe katı odaları keyifli. 👨🏻🍳 Restoran ve bar bölümünde manzaranız, Edremit Körfezi❤️ 🥬🧄Izgara tatlar dışında, Ege yöresi lezzetlerini de sundukları geniş bir menüleri bulunuyor. 🥖🍕Restaurantın yanı başındaki taş fırında, gözünüzün önünde iştah kabartan pizza ve pideler hazırlanıyor. Yörede yetişen otlardan yapılan Karabüvet Otlu Pidesi favorilerden. Kahrolsun diyet listeleri🤩 🍷Konağın özel şarap serileri de tadıma değer. 🍳Kahvaltıda yaklaşık 20 çeşit kahvaltılık masanıza servis ediliyor. Sunulan sebze ve yeşillikler otel arazisinin mahsülü. Yöreden zeytin ve tescilli Mıhlı Şelalesi zeytinyağı, lor peyniri üstü karadut reçeline bizden 💯 puan. 🧖🏻♀️🧖🏽♂️Kendini şımartmak isteyenler konukları için bahçeye açılan huzur dolu SPA’ları mevcut. . Sömestr/Ara tatil döneminde zaman geçirmek için tavla, okey, satranç oynama olanağı bulunuyor. 🎒🥾Buralara kadar gelmişken, otele yürüyerek 10 dk mesafedeki Mıhlı Köprüsüne gidebilir, araçla 10-15 dk mesafedeki Küçükkuyu Limanı ve otantik Adatepe ve Yeşilyurt köylerini ziyaret edebilirsiniz. 🏖️ Yaz sezonunda gitmek isterseniz, Otelin Küçükkuyu'nun girişinde denize sıfır sahil ve iskelesinden ücretsiz yararlanabilirsiniz. 🦮Evcil hayvanlarınız için uygun bir otel. 📞 Telefonlarını da yazalım, bizden selam iletin🤗 +90 532 285 0717, +90 0532 358 07 17 📃 Unutmadan! 1 Nisana kadar geçerli olan indirimli fiyatları; tek kişi gecelik oda kahvaltı 250 TL' den, çift kişi ise 300 TL' den başlıyor. Haydi iyi tatiller ✨🚗 #kucukotelleratilabey #mıhlışelalesi #kazdağları #butikotel #butikoteller #kucukoteller (Atilabey Konağı Butik Otel) https://www.instagram.com/p/CKYVfNRJCVl/?igshid=1x6nbk58tvcm4
1 note
·
View note
Text
Balkanlara en kapsamlı ve en büyük Türk yerleşimi Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılmıştır. Karamanoğulları Beyliği ve Aydınoğulları Beyliği'nin Osmanlılar tarafından alınması sonrasında Karamanoğulları Türkmenleri ve Aydın Yörükleri Balkanlara iskan edildi.
Balkanlara yerleştirilen Türkmenler Osmanlı İlyazıcı Defterlerine obanın isimleri belirtilerek işlenmiş ve her obanın defteri ayrı ayrı tutulmuştur. Naldöken Yörükleri, Kocacık Yörükleri, Konyarlar gibi...
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'te Balkanlara yerleştirilen bu Türkmenlerdendir.
Atatürk'ün baba soyu Aydın'dan gelerek Manastır Vilayetine yerleştirilen Kocacık ya da Kocahamza Yörüklerindendir. Babası Ali Rıza Efendi, Manastır'ın Dabre-i Bala Sancağı'na bağlı Kocacık Nahiyesinde doğmuştur. Aile sonradan Selanik'e göçmüştür. Ali Rıza Efendi'nin babası ilk okul öğretmeni Kızıl Hafız Ahmet Efendi, amcası Kızıl Hafız Mehmet Efendi'dir. Kızıl lakabının konulması ve yerleştikleri yere Kocacık denmesi, Ali Rıza Efendi'nin soyunun Kızıloğuz Türkmenleri ya da Kıpçak Türklerinden olduğunu göstermektedir.
Anne tarafı Karaman'a bağlı Taşkale Kasabasından çıkıp Balkanlarda ki Sarıgöl'e yerleşen Türkmenlerdendir. Burası Osmanlı'nın Makedonya ve Teselya'yı almasından sonra kurulan Türkmen bölgeleriydi. Sarıgöl Nahiyesi tamamı Türkmen olan 16 köyden oluşuyordu. Zübeyde Hanımın ailesi 1800'lü yılların başında Sarıgöl'den Selanik yakınlarına göçmüştür. Zübeyde hanım burada doğdu. Zübeyde Hanım'ın ailesi Konya bölgesinden geldiği için Osmanlı İlyazıcı Defterlerine Konyarlar ismi ile geçmiş ve o yöreden gelenler bu isim ile anılmıştır.
Sonuç olarak Atatürk'ün baba tarafı Aydın Yörükleri, anne tarafı Konya Karaman Türkmenleridir.
1 note
·
View note
Text
Anadolu’nun Yüce Dağı: ILGAZ
Ilgaz; İç Anadolu Ve Karadeniz’i ikiye ayıran Ilgaz Dağı’na 25 km mesafede bulunan, şirin ve doğal güzellikleri muhteşem olan bir ilçemiz. Bu masalsı ilçe, Çankırı sınırları içinde yer alıyor. Ilgaz ilçesi, ismini heybetli görüntüsüyle Ilgaz Dağları’ ndan alıyor. Yaz ve kış turizmi açısından eşine az rastlanan cennet yerlerden birisi olan Ilgaz, manzarasıyla insanı mest etmeyi başarıyor. Burada gözleriniz doğal güzellikler ve tarihi eserlere, ruhunuz ise temiz havası ve sakinliğiyle adeta huzur bulacak. Tarihe meydan okuyan eserleri ve muhteşem doğal güzellikleri ile Ilgaz, dört mevsim canlılığını koruyor. İnebolu’dan Ankara’ya kadar uzanan İstiklal yolunun yöreden geçmesi ile bölge popülerliğini korumuştur.
Ankara ve İstanbul’a çok yakın olan Ilgaz, kış turizmi açısından bulunmaz bir saklı cennet. Ünlü Bestekar Samim Bilge’nin de bestesinde söylediği gibi; ‘’Ilgaz, Anadolu’nun Sen Yüce Bir Dağısın’’, ‘’ Baharda Yeryüzünde O Cennetin Bağısın’’ dizelerinde de anlatıldığı gibi bahar mevsimi burada cennet gibi oluyor. Burası Kaf Dağı’ nı andıran güzellikler ülkesi gibi, özellikle kış aylarına ayrı bir güzelliğe bürünüyor. Şirin ve küçük bir ilçe olan Ilgaz, Anadolu’ nun tüm sıcaklığı ile gelen misafirlerini karşılıyor. Parke taşı döşeli olan sokakları, esnafın ve halkın göstermiş olduğu sıcaklık ve güler yüz, buraya gelmek için başlı başına bir sebep. Ilgaz’ın en büyük özelliklerinden birisi; yaz aylarında, bahar aylarında ve kış aylarında ayrı güzelliklere sahip olması.
Türkiye’nin en yeşil yerleri arasında gösterilen Ilgaz, 10 bin çeşit bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Çam ormanları ile kaplı olan ilçe, kış aylarında bembeyaz adeta pamuksu bir görünüme bürünüyor. Kar Kalınlığı burada kış aylarında 3 metreye kadar çıkabiliyor. Doğa severler için bulunmaz bir güzelliğe sahip olan Ilgaz Dağları’nda trekking, kampçılık, tırmanma, binicilik, snowboard ve kayak yapmanız mümkün.
Milli Park İçerisinde toplam 8 tesis bulunuyor. Çevresinde üniversite tesisleri ve oteller bulunan Ilgaz, gelen ziyaretçilerine konforlu bir tatil hizmeti sunuyor. Kadın Çayırı Ilgaz Dağları’ nda bulunan bir mesire alanıdır. Mesire alanı, doğası ve imkanları ile bütün gününüzü rahatlıkla geçirebileceğiniz bir özelliğe sahip. Aynı zamanda Ilgaz Dağı, Kültür ve Turizm Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Tabii ki birde yaz sıcaklarında bile akşamları yün yorganla yatmak sadece bizim oralara özgü olsa gerek :)
3 notes
·
View notes
Text
Ev Yapımı Salça
Doğal ve kaliteli ürünleri tercih edenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken işletmelerden birisi olan Yöreköy, üreticilerden tüketicilere yiyecek ve bakım malzemeleri ulaştırmaktadır. İnternet siteleri üzerinden ürün satışı yapmaktadırlar. Çeşitli ve doğal ürünleri sayesinde, sağlıklı beslenmek isteyen insanlara kolaylık sağlayan sitede, birbirinden değerli ve organik ürünler bulabileceksiniz. Ev yapımı salça ürünlerinden bakım malzemelerine kadar geniş bir yelpazeleri bulunmaktadır.
Kaliteli Ürünler ve Doğallık
En çok tercih edilen ürünleri arasından Bursa Tirilye’den zeytinyağı, dalından kopartılmış domates ve biberden yapılmış ev yapımı salça ve el açması mantılar, sitede sizleri beklemektedir. Kolaylıkla sipariş vermeniz için site tasarımı sade tutulmuş, ürünlerin hangi yöreden geldiğine dair bilgiler de içermektedir. Üretilen bu hazır yiyeceklerin yanında canınızın çekebileceği doğal ve sağlıklı yemeklerin de satışını sağlamaktadırlar. Dolma, sarma gibi ürünlerin de satışı siteden yapılmaktadır.
Yöreköy Ürün Yelpazesi
Kaliteli ve doğal ürünler arayanlara özel fiyatları sayesinde, mutfağınızdaki organik ürün sayısını artırabilirsiniz.
Katkı maddesi olmayan doğal ürünleri arasında:
Sabunlar, kremler ve ev yapımı salça
İçecekler, fidan ve çiçekler,
Şarküteri ve kuru gıda ürünleri,
Süt ürünleri ve kahvaltılık ürünler bulunmaktadır.
Yerel üreticilerin de üye kaydı oluşturabildiği siteden, kaliteli ve uygun fiyatlı ürünler satın alabilirsiniz. Ürünler, satıcılar tarafından kaliteli ve uygun fiyatlı şekilde sisteme işlenmektedir. Yöreköy sayesinde, dilediğiniz yöresel ürünü bulabileceksiniz.
Dalından Meyve ve Sebze
Dalından meyve ve sebze sipariş etmek için de Yöreköy sitesini kullanabilirsiniz. Yöreköy sitesinden satın alacağınız sebze ve meyveler, tarladan organik şekilde toplanmakta ve sizlere ulaştırılmaktadır. Doğal ürünlerden elde edilen ev yapımı salça Doğallıktan yana olan üreticiler ve tüketicilerin buluştuğu yer olan Yöreköy, müşteri memnuniyetine son derece önem vermektedir. Site içinden direkt bağlantı kurabileceğiniz whatsapp iletişim hattı da bulunmaktadır. Dilediğiniz ürünü uygun fiyatlara alabilirsiniz.
Doğal Ürünler
Dalından toplanan zeytinlerden üretilen zeytinyağları da Yöreköy sitesinde satılmaktadır. Üreticiden direkt sizlere gönderilen ürünlerde, sızma ve kaliteli yağ kullanılmaktadır. Ev yapımı salça ve kaliteli zeytinyağlarını sipariş edebilirsiniz. Şarküteri ürünlerinde satılan tavuklar ve etler de doğal ortamında yaşayan hayvanlardan elde edilmektedir. Böylece en sağlıklı ürünlerin sizlere ulaşması sağlanmaktadır.
youtube
2 notes
·
View notes
Text
Üniversite Başvuruları #2
Merhaba! Önceki yazımda başvururken takip ettiğim birtakım adımlar olduğundan bahsetmiştim. Bu adımları özetle şu şekilde verebilirim:
1- 11. sınıfta SAT ve TOEFL sınavlarına girdim
2- 11’i 12’ye bağlayan yaz tatilinde staj ve proje yaptım
3- 12. sınıf başında öğretmenlerden referans mektubu aldım ve her okul için birkaç essay yazmaya başladım
4- Ekimden itibaren Şubat ayına kadar başvurusu açık yerlere başvurdum ve Nisan ayında sonuçlarımın gelmesini bekledim
Diğer ülkelere kıyasla çok erken başladığınız bir süreç bu. Bunun iyi bir tarafı ise şuydu: Eskiden girmek istediğim bölüm ve okullar başkaydı ve erken başlayınca bunu yol ortasında değiştirebilme fırsatım oldu. Süreç içinde ayrıca danışmanım oldu ve burada dershaneye gider gibi kursa da gittim. Benim deneyimime göre bana yön vererek fazlasıyla yardımcı oldular ve zamanında ilerlememi sağladılar. Yalnız, ortada çok fazla bu hizmeti verdiğini söyleyen kişiler/kurumlar olduğu için dikkatle araştırıp size en uygununu bulmanız konusunda uyarıda bulunmak isterim.
Bu yazıda ilk aşamadan bahsedeceğim. Bu sürece yeni başlamış herkese önce işin sınav kısımlarını halletmesi önerilir; çünkü bu sınavlar uzun hazırlıklar gerektiren sınavlardır. Normal şartlar altında (eğer AP veya IB sisteminden gelmiyorsanız) girmeniz gereken 2 sınav vardır: SAT/ACT ve TOEFL/IELTS. Türkiye’deki üniversite sınavına girmeniz şartı aranmıyor; kendi sınavları yeterli.
SAT ve ACT, Amerikalıların üniversite sınavına eşdeğerdir; fakat fark şudur ki sonucunuza göre belli bir sıralama bazında tercih yapmazsınız. Yüzdelik diliminiz ne olursa olsun istediğiniz okula başvurabilirsiniz. Bu sınavlar okul notlarınızla beraber başvurunuzun sadece sayısal kısmını oluşturur ve bu nedenle bizdeki gibi katı bir değerlendirmeye tabi tutulmazlar. Fakat yine de bir okulun kabul oranı azaldıkça başvuran insanların kendi kendilerini seçtiği skor aralıkları olur ve okullar her başvuru döneminin sonunda bu aralıkları paylaşır. Skorunuz okulun son senelerdeki aralığı içine girmiyorsa bilin ki şansınız yine vardır ama düşüktür.
Sonuç olarak düşük skorlu bir öğrenciyi Harvard’a başvurmaktan alıkoyan bir sınır yoktur ve bu nedenle öğrenci şansını denemek isteyebilir. Ancak her okulun başvuru ücreti $50-90 aralığında değiştiği için eğlencesine başvuracak rahatlığı kendisinde bulamayacaktır 😬
Ben SAT’ye girdiğim için bu yazı SAT üzerine olacak. ACT ile benzer sınavlar olduklarını söyleyebilirim. Yalnızca onda ekstradan fen bölümü olduğunu biliyorum. SAT daha yaygın bir sınav olmakla beraber İngilizce ve Matematik kısımlarından oluşuyor. TYT Türkçe paragraf sorularından şikayetçiyseniz SAT sizin için korkunç bir sınav olacaktır. İçinde bilimsel, biyografik, haber niteliği taşıyan 5 uzun makale ve üzerinden sorulan uzunca sorular olan okuma bölümü için bir saate yakın bir süre veriliyor; bu nedenle okuma hızının çok önemli olduğu bir sınav. Bir de dilbilgisi soruları var ki bizim sistemimizdekilere daha yakın denilebilecek sorular.
Güzel bir haber ise matematik kısmının herhangi bir Türk öğrenciye kolay geleceği. TYT Matematiğe göre kat kat basit seviyede olan bu sorular bence gerçek anlamda matematik seviyesini ölçüyorlar. Çünkü sordukları konseptler matematiğin yapıtaşları ve işi bizdeki gibi yöntem ezberlemeye dökmemişler. Matematiğin bir kısmında hesap makinesi kullanmanıza izin olduğundan bunu anlayabiliriz.
Her iki sınava da aynı sene içinde tekrar girme hakkınız var. Ben bu sınava toplamda 7 ay çalıştım ve İngilizce skorumu yükseltmek adına 2 kez girdim. Ayrıyeten bir derste (ileri matematik, fen dersleri, tarih, yabancı dil...) seviyenizi göstermek istiyorsanız da SAT Subject sınavlarına girebilirsiniz. Bu zorunluluk olmamakla beraber başvurunuzu güçlendirecektir.
Gelelim TOEFL/IELTS’e. Bu sınavlar tamamıyla okuma, dinleme, konuşma ve yazmada İngilizce seviyenizi ölçme amaçlılar. İngilizce eğitim veren bir okuldaysanız bu zorunluluğu sizden kaldırabiliyorlar. Ben Fransızca okudum diye bu sınava girmek zorunda kaldım. Başvuruda SAT/ACT kadar büyük rol oynamıyorlar. Genelde Amerika için TOEFL’a girmeniz önerilir. Bu sınav Amerikan İngilizcesi üzerine yoğunlaşırken IELTS pek çok yöreden İngilizce üzerine yoğunlaşıyor. ABD okulları son senelerde iki sınavı da geçerli saymaya başlasalar da TOEFL hala daha yaygın kabul görüyor deneyimime göre.
Bir sonraki yazımda ikinci adımdan yani proje ve staj işlerinden bahsedeceğim.
Görüşürüz 👋
4 notes
·
View notes
Text
Kocaeli'de kına gecesi geleneği yaşatıldı
https://pazaryerigundem.com/haber/169062/kocaelide-kina-gecesi-gelenegi-yasatildi/
Kocaeli'de kına gecesi geleneği yaşatıldı
Kocaeli Büyükşehir THM Korosu’nun Anadolu’nun en güzel türkülerini seslendirdiği “Bugün Kına Gecesi Var” konseri büyük ilgi gördü. Kınaya uygun kıyafetler, sahne dekorları ve ritüeller ise konsere renk kattı
KOCAELİ (İGFA) – Kocaeli Büyükşehir Belediye Konservatuvarı Türk Halk Müziği Korosu, “Bugün Kına Gecesi Var” konseptiyle muhteşem bir konsere imza attı. Büyük ilgi gören konserde yurdun her yöresinde yüz yıllardır söylenen kına türküleri seslendirildi. Sahnede kına yakma ritüelinin gerçekleştirildiği konserin sonunda yine geleneklerimize uygun olarak vatandaşlara keseler içinde kına ve çerez dağıtıldı.
HER YÖREDEN KINA TÜRKÜLERİ SESLENDİRİLDİ
Kocaeli Kongre Merkezi’nde Cuma akşamı gerçekleştirilen “Bugün Kına Gecesi Var” konserine vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Konseri, Kocaeli Büyükşehir Belediye Konservatuvarı Türk Halk Müziği Bölüm Eğitmenlerinden Şef Nuray Polat Gündoğan yönetti. Büyük Sahne kına gecesi konseptine uygun olarak dekore edilirken, Şef Nuray Polat Gündoğan ve koro üyeleri kına gecesi kostümleriyle sahne aldı. Konserde Türkiye’nin tüm yörelerinde seslendirilen kına türküleri icra edildi. Erzurum türküsü “Hani Yaylam Hani Senin Ezelin” ile başlayan konserde 17 eser seslendirildi. Ayrıca solo performanslara yer verildi. THM Korosu’nun üyeleri başarılarıyla göz doldurdu. Kostümler, sahne dekorları ve içeriği ile farklı bir anlam kazanan konserde kına gecelerinin olmazsa olmaz adetlerine yer verildi.
DAKİKALARCA SÜREN ALKIŞLAR KORO İÇİN
Konserin sonunda vatandaşlar beğenilerini dakikalarca süren alkışlarıyla ortaya koydu. Şef Nuray Polat Gündoğan’ın başarılı yönetimi ile büyük beğeni toplayan THM Korosu, uzun yıllar unutulmayacak bir konsere imza attı. Konserin sonunda vatandaşlara Büyükşehir Belediyesi tarafından anlamlı bir sürpriz yapıldı. Konseptin kına gecesi olmasından yola çıkan Büyükşehir Belediyesi konsere katılan tüm konuklarına Kongre Merkezi Fuayesi’nde kırmızı keseler içinde kına hediye etti. Ayrıca yine kına gecelerinin önemli ikramlarından olan çerez de vatandaşlara dağıtıldı. Vatandaşlar, böylesine güzel bir konsere katılmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek, Büyükşehir Belediyesi’ne geleneklerimizi yaşattığı için teşekkür etti.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
MHP'li Semih Yalçın Malatya'da
MHP’li Yalçın Velioğlu aşiretiyle buluştu.
Milliyetçi Hareket Partisi MHP Genel BaşkanYardımcısı Prof. Dr. Edip Semih Yalçın Malatya’da bir otelde Velioğullarıaşireti ile bir araya geldi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Edip Semih Yalçın, MHP Malatya İl Başkanı Mesut Samanlı,MHP(MYK) üyesi ve Milletvekili MehmetFendoğlu, MYK üyesi Ömer Ekici, Turgut Özal Üniversitesi Rektör YardımcısıProf. Dr. Murat Aladağ, Akçadağ BelediyeBaşkanı Ali Kazgan, MHP Eski İl Başkanı Ramazan Bülent Avşar, MHP EskiYeşilyurt İlçe Başkanı Mehmet Ali Kaya, sivil toplum temsilcileri vevatandaşlar katıldı.
“Milliyetçi Hareket Partisi MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Edip Semih Yalçın Velioğulları ve akraba buluşmasıyla bir araya da olduklarını belirten” Milliyetçi Hareket Partisi MHP (MYK) üyesi ÖmerEkici Akrabamız olması vesilesiyledüzenlediğimiz buluşma ve tanışma toplantımıza hoşgeldiniz. Sayın Genel Başkanyardımcım Müsaadelerinizle Veli oğulları ailesinin tarihçesinden kısacaBahsetmek istiyorum Kayak olarak senatörü olan 1968-1980 villain: arasında ikidönem Malatya Ayni zamanda dayım olan merhum Hamdi Özer ve yine ailemizinElâzığ basildeki kolu Olan Munzur oğullarından Fırat üniversitesi öğretimüyelerinden merhum Profesör Dr. Munzur oğlu dan alinmistir Ömer 1550 illerindeÖzbekistan’dan, Horasan ve İran üzerinden Anadolu'ya giriş yapan AileOsmanlı devleti tarafından Munzurbölgesine yerleştirilmişlerdir. Bu dönemde Osmanlının boy beyi olarak görevyapan dedelerimiz, o dönemdeki iç isyanların bastırılmasında önemli görevlerüstlenmişlerdir. Ailemiz bulundukları: yöreden Esinlenerek Munzur oğulları ismiile anılmışlardır dedi. “Velioğluları aşiretiher zaman olduğu gibi devletin yanında olduğunu ifade eden (MHP MYK Üyesi ÖmerEkici Tarihi boyunca Devleti, Vatani ve Bayrağı, kut salt bilerek yaşayanailemiz gerek vatan savunmasında. Gerek baluca hainlere karst devletimizinverdiği mücadelede ve geçmişte yaşanan 1980 öncesi mücadelelerde alkacü hareketsaflarında çok saygıda koç yiğidini şehit vermiştir. Ailemiz yaşamını veyetiştirdiği evlatlarını Bilge liderimizin ’de işaret ettiği gibi, önce. Ülkemve milletim sonra ben şuuru veinancıyla, ülkesine ve milletine sevdalı olarak yetiştirmiştir. Ve yaşamın.Devlete vatana bayrağa sevdalı olarak sürdürmektedir. Aile olarak bu duruş veinancımızı ilelebet son nefesimize kadar bayrağa vatana sevdalı: olaraksonlandırmak da kararlıyız şeklinde konuştu. “Velioğluları aşireti ve akraba buluşmasına emeği geçenlereteşekkür eden. Milliyetçi Hareket Partisi MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr.Edip Semih Yalçın Biz siyasiler böyle güzide kalabalıklar gördüğünde, nasılhitap etmesini çok iyi biliriz. Şimdi bu bir aile toplantısı aileninfertleri ile bir araya gelince ne yapmak lazım, düşündüm çokta bir şey bulamadımben sizi Milliyetçi Hareket Partisi MHP Genel Başkanım adına partim ve şahsımadına saygı selamlıyorum. Bu güzel toplantıyla birlikte bugüne kadar yakındantanıyamadığım, Aile fertlerimin ve beni bu gün burada bir araya getirenteşkilatıma. Özellikle Ömer kardeşime teşekkür ediyorum. Çok gurur duydum bilmenizi isterim, çok memnunoldum sizlerle bir araya gelmek, bana güç verdi ailemiz Hekimhan’dan kopup Sivas geldiğinde Hekimhan kısmından bizde uzak kalmışız. Bu da bizimeksikliğimiz Araştırdığımız zaman ve büyüklerimizden öğrendiğimiz kökümüzburaya dayanıyor. Dedi. Velioğluları ailesi olarak her zaman yanınızdayım diyen MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Ben Sivas doğumluyum üç büyük dedemiz Hekimhan’daki bir kandavasına karışma sebebiyle biliyorsunuz Osmanlı Devletinde sürgünegönderildi. En az 200 km öteye gönderildi Önce geliyoruz Sivas Suşehriilçesine gelip yerleşiyorlar ora dadan Gemerek geliyor Geremek’ e geliştarihlerini biliyoruz. 1780 tarihinde büyüklerimden öğrendim Gemerek’e gelendedemizde Velioğlu kabilesi olarakanılıyor, dedemizin adı’da veli yalnız bir gözü görmezmiş kör veli derlermiş öz amcam nüfus müdür olduğu için arviştençıkardık dedelerimiz ve tarihimiz buralardan gelipte Sivas yerleşenler sizin ve bizim atalarımızın kardeşleri bundan sonraki dönemde arıştırmak bana düşer bu köklü ailenin nereden gelip nereyegittiğini hangi kolların farklışehirlerde olduğunu çıkarmakgerekiyor Özellikle Devlete hizmet etmekkonusunda ön plana çıkmış bir aile velioğulları sizde bizde gurur duyuyoruz soyumuz ve sporumuzla bundan sonra sık sık görüşeceğiz Ankara’dagerek Sivas’da ve Malatya’da Gurur duyduğum davamı ne olduğunu bilirsiniz Partimin ne olduğunu bilirsiniz Eylül ayındanberi saha’dayız Milliyetçi HareketPartisi MHP olarak insanımıza kendimianlatmaya çalışıyoruz Cumhur ittifakı veCumhurbaşkanlığı Hükümet sistemin neolduğunu Ülke ve Millette nasıl hizmetettiğini ifade etmeye çalışıyoruz. 6 ve7 ay sonra seçimler olacak bu seçimlerTürkiye Cumhuriyeti Devletin istikbali ve iskilali olacak vatandaşımıza veinsanımıza anlatmaya gayretiiçerisindeyiz her gittiğimiz yerde aldığımız olumlu şeyler bizi mutlu ediyor.daha sonra MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçına hediye takdimi yapıldı Read the full article
0 notes