#vurulmuştur
Explore tagged Tumblr posts
Text
yalanım yok, dünyada en çok sana hiddetlendim. çünkü sevdim, çok sevdim, buna inandırdım imamı. allah ve şahitler huzurunda sevgilim, belediye ikimizi topluma inandırdı. çoğu zaman bir öpücük kâfi mutabakattır, öyleyse attığımız imzaya ne gerek vardı? aşkımız hukuki bir gerekçeyle vurulmuştur, o imza devleti üstümüze bulaştırdı. ben seninle müşterek bir dert içindeyim, bizi yakan ateşe odun toplar gibiyiz. ben sana emir üzre esasen rezerveyim, seni türkçe düşünerek seviyorum sevgilim. anlıyorum ve derdimi anlatacak miktarda seseni kekeleyebibiliyorum. öyle çok kuş vurduk ki, öyle çok havada vurulacak kuşu dalından tanıyoruz. bak bu senden yaptığım uçurtmayla sevgilim göğe kurşun sıkmayı artık yasaklıyorum. iç içe iki bozkır susuzluktan kudurmuş. bir seyyar pilavcı, bir zabıta ve köpek. çok şiddetli şeyler oluyor aramızda, seni bazen parçalara ayırmak istiyorum. sevgilim, seninle pilav yemek istiyorum. kuş yerine bir zabıta vurabiliriz, bu tüm pilavcıları çok sevindirir. zabıta düşer yere, köpek koşup getirir. çünkü bir zabıtayı öldürmek seninle pilav yemek için hukuki bir gerekçedir! yalanım yok, dünyada en çok sana hiddetlendim. çünkü sevdim, çok sevdim, buna inandırdım imamı. imamı inandırdım, seni de inandırırım. bana empati yapma, al götür bütün mal senin. beni anlaman ilişkiyi rasyonelleştirir. bir anlamı ortasından bölmek sevgilim, eve geç döneceğinin aleni bir resmidir. kör olsam ne yazar, parmak uçlarımla sana dokunmam seni alfabeleştirir. bize bir muallâk bul, gizem beslemeliyiz. kafesin kilidini bu gece indir. bırak, kaçsın rahatımız hayvan gibidir. çok yıprandık, daha da yıpranacağız. çünkü süratli bu mesafesizlik, fecaatle yorucu bir mesaidir, yorulmamız bu açıdan bizi meşrulaştırır. bu elimizdeki sermayedir üstelik, konformizm insanı gayrimeşrulaştırır. bu beni yanlış yerde aradığını gösterir, bana kuduz bir toplum çok yerimden yeltenmiştir. çocuk yaşta vazgeçtim insana aşılanmaktan, ben seni ısırırsam bil ki af dileyeceğim. sen benim dişlerime çok aldırma, ne olur. ben onları bu yaşlara gelmek için sivrilttim. anlaşamıyoruz gibi duruyor ya o ceket, tam o sıra geçiyorum bütün üşümelerimden. tam o sıra bilesin, bütün gücümle titreyerek geçmiyorum, geçmiyorumdur senden. ben çok ceket yaktım ısınmak için. manyağın tekiyim, manyağın tekisin, manyağın teki! manyak mıyız, neyiz? bildiğin mücevher elimizdeki. haritasız bir definecinin gömüyü bulmasından daha zorlu bir iştir, iki insanın birbirini diğer bütün haritalardan silebilmesi. şimdi unuttuğumuz bir rüyadan uyandık, şimdi düşman belliyoruz bu yüzden uykuları, şimdi bütün görüntüler acayip karıncalı, şimdi karım olarak sonsuza dek kalmalısın. beni zor bellemen, senin kolay olmandan değildir. aslında ben çekilecek bir adam da değilimdir. yol üstünde aksamak güzergâhın şerrinden değildir. soyunmuş bir kral, artık kral değildir. rüyayla düpedüz dalaşıyor gerçeklik, biz dünyayı rüyamızla donatalım sevgilim. gerçek dediğin devlet kadar puşt bir yalancıdır, seni benden ayıran her şey yalancıdır. görünen görenin körlüğüyle müttefik. kral çıplak değil, kral pornografik!
34 notes
·
View notes
Text
"İnsan özgür doğar oysa her yerde zincire vurulmuştur."
12 notes
·
View notes
Text
Birgün unutulacağını bile unutan insan.. Sevdiklerinin omuzlarında taşınacak, mezara sevdikleri tarafından koyulacak insan.. Herşeyi unutan, her türlü günahın çukuruna batan insan.. En önemlisini bile unutan. Rabbisini unutan! alemi unutmuştur. Varlığını,geliş amacını unutmuştur.. Dünyanın kölesi, nefsinin zincirine vurulmuştur.. Vah ki vah insanoğluna.. Vah ki vah Rabbisini unutana..
7 notes
·
View notes
Text
BİR ETNİK OLARAK, KÜRT.
Toplumun en çok yara alan kesimi, tartışmalı bir şekilde Kürtlerdir. Toplumun sıkıntılarını en çok üstlenen kesim ise, şüphesiz ki yine, Kürtlerdir. Bu bir yarış değildir fakat insan hakları gasp edilirken dahi, bir eşitsizlik güdülmüştür devlet tarafından. Türk'e beş fiske vurulduysa, Kürt'e on fiske vurulmuştur. Türk'ün çocuğuna en fazla "hırsız" sıfatı yakıştırılırken, Kürt çocuğuna "terörist" denilmiştir. Ama neden, ama niçin sorularına girersek de, kötülük eyleminin ırka bağlı olarak değil, karakter gelişimine bağlı olarak ortaya çıktığını, bunun da belli başlı faktörlere maruz kalarak değişim gösterebildiğini ifade edebilirim. Cahil bir şekilde "Kürtler teröristtir" gibi basit, doğruluktan uzak bir ifade de sunabilirdim. Fakat, idrak edilmeli ki terörizm ırk tanımaz. Bir ırk bağlamında birleşmezler, bir ortak çıkar bağlamında birleşirler. Ve bunun içerisinde, Türkler de vardır. Terör muhabbetini es geçiyorum, tatsız ve haksız bir dava.
Bir etnik ki, asimile edildi. Bir etnik, ondan daha üstün olmayan insanlar tarafından-bilinçli ya da bilinçsiz. Bilinçli tahakküm zaten lanetlidir fakat bilinçsiz, öğretiler sebebiyle bir tahakküm kurmaya çalışmak da, son derece hatalıdır- ezilmeye çalışıldı, ayaklar altına alındı. Bir etnik, ana dili yasaklandı. Bir etnik, gençleri darağacında asıldı. Bir etnik, istemeden suça itildi. Toplumun en ağır ve en değersiz işleri, onlara itildi. Eskileri geçiyorum, şu an bile inşaat sektörünü Kürtler taşır. Artık, bir kısmı için zor olmasa da, bir kısmı için hala felaket bir iştir inşaat. Yol parası yok, yemek parası yok, sigara molası patron başından ayrılırsa, biraz dinlenmek istersen otur taşa iç bi' kola, tabii, artık o da zor. Neyse, mesele ağır ve üç kuruş karşılığındaki işlerin Kürtlere itelenmesi. Sonuç olarak, bayağı zarar gördü bu Kürtler. "Eylemler, genellemelere bakarak şekillenmemelidir. Tahminler, hatalı olma fikri akıldan çıkmaması şartıyla, genellemelerden baz alabilir." Bu iki cümlede belirtmek istediğim durum, yılda 139 Türk asıllı insan tecavüz suçundan basına mı düştü? Bu demek değildir ki, Türk insanlar tecavüz eder. Yine aynı şekilde, yılda 15 Kürt asıllı teröristin vurulduğu mu basına düştü? Bu da demek değildir ki, Kürtler teröristtir.
7 notes
·
View notes
Text
"İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur."
Jean Jacques Rousseau: Toplum Sözleşmesi.
8 notes
·
View notes
Text
İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur.
3 notes
·
View notes
Text
Bu fani dünyada insan kaderine mahkum edilmiş, özgürlüğüne pırangalar vurulmuştur.
Kaderi de kendisidir özgürlüğü de...
Yıldızlara fısıldayan adam...
#edebiyat#kitap#yeraltından notlar#yeraltı edebiyatı#geceyedair#geceye not#tutunamayanlar#artists on tumblr
2 notes
·
View notes
Text
30 Ağustos Keşan’da coşku ile kutlandı
https://pazaryerigundem.com/haber/186972/30-agustos-kesanda-cosku-ile-kutlandi/
30 Ağustos Keşan’da coşku ile kutlandı
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 102.yıldönümü dün Keşan’da kutlandı.
Erdoğan DEMİR/ EDİRNE (İGFA) – Kutlama programı dün saat 09.30’da Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenklerin sunulması ile başladı.
Kaymakam Cemalettin Yılmaz, 4.Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Gürcan Sezengöz ve Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan’ın çelenkleri sunmasının ardından saygı duruşu ve ��stiklal Marşı’nın okunması ile devam edildi.
Törene Keşan Cumhuriyet Başsavcısı Hilal Bozdağ, AK Parti Keşan İlçe Başkanı Savaş Pekdemir, CHP Keşan İlçe Başkanı Anıl Çakır, MHP Keşan İlçe Başkanı Adnan İnan, SP Keşan İlçe Başkanı Ahmet Köseler, gaziler ve mahalle muhtarlar ile kalabalık bir Keşanlı katıldı.
Saat 09.45’te Kaymakamlık Makamı’nda Keşan Kaymakamı Cemalettin Yılmaz, 4.Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Gürcan Sezengöz ve Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan tebrikleri kabul etti.
Kutlamalara daha sonra saat 10.00’da Atatürk Parkı önündeki Cumhuriyet Meydanı’nda Yılmaz, Sezengöz ve Özcan halkın bayramını kutlaması ile devam edildi.
Keşan Belediye Bandosu eşliğinde , saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 30 Ağustos mesajı okundu.
Edirne Milletvekilleri Fatma Aksal, Ediz Ün, Ahmet Baran Yazgan ve Mehmet Akalın’da 30 Ağustos Zafer Bayramını’nı gönderdikleri mesajla kutladı.
Tankçı Yüzbaşı İdris Özmen günün anlam ve önemini belirten konuşmasını yaparak şunları söyledi. “Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına temel teşkil eden, 30 Ağustos 1922’de kazandığımız Büyük Zafer’in 102.yılını ulusça kutlamanın haklı gurur ve heyecanını yaşıyoruz. Asil Türk milleti kahraman Türk Ordusu ile birlikte varlığına ve vatanına kastedenlere karşı 102 yıl önce bugün kahramanlık ve şeref dolu tarihinden aldığı kudretinle yeniden dirilerek top yekün vermiş olduğu mücadele sonucunda eşine tarihinde az rastlanır bir zafer kazanmış. Aziz yurduna ve bağımsızlığına kast eden işgal kuvvetleri karşısında Türk Ordusu’nun ortaya koyduğu eşsiz bu zaferin her safhası tek tek düşünülmüş, hazırlanmış ve yönetilmiştir. 1900’lü yılların başında meydana gelen büyük devletler arasındaki çıkar çatışmaları, dünyada gelişen fikir akımları, sanayileşmenin gelişmesi sonucunda 1.Dünya Savaşı çıkmış, müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonucu Mondros Müterakesi imzalanmış. Anlaşma ile 1000 yıldır üzerinde kan dökerek, can vererek yurt edindiğimiz Anadolu toprakları o dönemin büyük devletleri ve o dönemin onların maşaları tarafından işgal edilmiş. Ayrıca tarihimize kara bir leke olarak geçen Sevr Anlaşması da ulusumuza dayatılmıştır. İşgal güçleri, girdikleri her yere adeta tarihi kinlerini kusarcasına, kadınımıza, yaşlımıza ve çocuklarımıza, dünyada eşine az rastlanır işkence, zulüm ve hakaretlerde bulunmuşlardır. İşte böylesine umutsuz görünen, üzerimizde kara bulutların dolaştığı bir ortamda Mustafa Kemal Atatürk ve onun dava arkadaşları, bağımsızlık meşalesini yakarak, Ya İstiklal Ya Ölüm parolası ile aydınlığa giden yolu aralamışlardır. Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelesinin ilk hedefi son neferine kadar düşmanı güzel ve kutsal vatanımızdan atmak şeklinde belirlenmiştir. Özellikle Sakarya Meydan Muharebesi ile hedefe ulaşır muktedir olduğumuzu milletimizin iktidarı uğruna, kanının son damlasına kadar mücadele edeceğini ispatlamıştır. Artık dünyanın en kahraman en savaşçı milletine düşen görev, düşmanı son neferine kadar vurmak olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın başkomutanlığı altında Türk kuvvetleri düşmana beklemediği bir yerden taarruza geçerek, düşmanı aldatmayı başarmıştır. Avrupalıların 5-6 ayda geçilmez dediği Afyon mevzilerini 3 günde geçerek, 30 Ağustos’a gelindiğinde düşman kuvvetlerinin önemli bir bölümü imha edilmiştir. Bu büyük zafer ile düşmana son darbede vurulmuştur. Ardından icra edilen takip harekatı ile de 9 Eylül’de düşma İzmir’de denize dökülmüştür. 30 Ağustos’un gerçek anlamını ve önemini Büyük Zafer’in 2.yıldönümünde Dumlupınar’ın Çaltepesi’nde yapılan törende Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği söylevde görürüz. Hiç şüphe etmemelidir ki yeni Türk devletinin genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada taçlandırıldı. Bu safhada akan Türk kanları bu semada uçan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır. Harpler yalnız karşı karşıya gelen iç ordunun çarpışması değildir. Meydan muharebesi milletlerin bütün varlığı ile ilim vefat alanlarındaki yükselmeleri ya ahlaklarıyla kültürleriyle kısaca bütün maddi ve manevi kudretleri ile çarpıştığı bir imtihan meydanıdır. 30 Ağustos Zaferi Türk Ordusu’na silahlı Kuvvetler Günü olarak armağan edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin huzur ve bekasını sağlamak, bölgemizde ve dünyada sürekli barışın temsiline katkıda bulunmak için, tarihten ve milletinden aldığı güçle, modern harp ve silah teçhizatı ile güçlü ve dinamik personeli ile ulaştığı yüksek eğitim seviyesiyle, azim ve kararlı komut akademisiyle, dostlarının ve ülkemizin güvencesi , düşmanlarımızın korkulu rüyası olmaya devam etmektedir. Dünyanın sayılı askeri güçlerinden birisi olan silahlı kuvvetlerimiz her zaman her yerde ve her şartta verilecek görevleri ifaya hazırdır. Milli egemenlik, milli şuur ve tam bağımsızlık esasına dayanan Atatürk ilkeleri bugüne kadar olduğu gibi, gelecekte de Türk Silahlı Kuvvetlerimize rehber olmaya devam edecektir. Bu kutsal ve tarihi vesileyle ulusça başta Ulu Önder
Atatürk olmak üzere dava arkadaşları ve Aziz şehitlerimiz ile ebediyete intikal eden gazilerimize rahmet ile anıyor, hatıraları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor. Şükranlarımızı sunuyoruz ruhları şad olsun arz ederim”
Kutlamalar resmi geçidin yapılması ile sona erdi.
Ardından CHP Keşan İlçe Başkanlığı’da Anıta çelenk sunarak saygı duruşunda bulundu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Işığı emen karanlığa,
Ve geceyi delen yıldıza, Ay’a
Samanyolu’na
Kutup Yıldızı’nı sabaha taşıyan
Güne Güneş’e
Ve ahvale bakıp
Susmuştur şiir.
Çocuklarının ardından
Bakan solgun yüzleri
Ve
Çölü yakan ağıtları
Sığdıramayıp hiçbir dizesine
Bir ananın kapkara sesinde
Donmuştur şiir.
Cehennem mermileriyle
Çocukların Cennet yüreklerinde
Vurulmuştur şiir.
Aykut
0 notes
Text
🥀🥀🥀
Peygamberimiz ( ﷺ ) şöylece müjdelemektedir:
“İslam, şüphesiz garip olarak başladı ve günün birinde garip hale dönecektir. Ne mutlu o garip mü'minlere!”
Gariplerin kim olduğunu soran Abdullah bin Mesud'a,
Peygamberimiz, ( ﷺ )
“Kabilelerinden dinleri için ayrılıp uzaklaşanlardır.”
buyurmuştur.
🥀🥀🥀
.
Niyazi Mısri ...
Yaşadığı devrin siyasi yönetimi ve Şeyhülislamarını eleştirdiği için ve ayrıca ehlibeyte olan muhabbeti ,özellikle Hazreti Hasan'a olan muhabbetinden dolayı 3 kere Sürgün edilmiştir 16 yıl Sürgünde ağır işkencelere maruz kalmış ayaklarına 15 kiloluk pranga vurulmuştur
Mübarek naaşı Yunanistan Limni adasındadır. .
Vasiyeti: Ayağındaki prangalarla defnedilmesi ve Allah'ın huzuruna ayaklarındaki zincirlerle çıkması olmuştur.
Suçu : ehl-i Beyt Sevdalısı olmaktı.🥀🥀🥀
#garip#müslüman#efendimizsas#niyazimısri#ebuzerelgıfari#musabbinumeyr#bumezardabirgaripvar#özlemtaner#yunanistanadaları#hicret#göçmen#muhacir#ensar#ashabıkiram
instagram
1 note
·
View note
Text
İnsan özgür doğar ama her yerde zincire vurulmuştur. Falan kişi kendini başkalarının efendisi sanır;ama bu onlardan daha çok köle olmasına engel değildir.
İnsan türü yüz kadar insanın mı, yoksa yüz kadar insan mı insan türünün malıdır, bu belirsizdir.
Kralların tanrı, halkın da sağır olduğu...
Gerçek demokrasi asla var olmamıştır ve asla da var olmayacaktır.
Çoğunluğun yönetmesi ve azınlığın yönetilmesi doğal düzene aykırıdır.
Sahile oturmuş, koca bir tekneyi zahmetsizce denize indiren Arkhimedes, benim gözümde koskoca bir devleti çalışma odasından yöneten ve hareketsiz görünürken aslında her şeyin hareket etmesini sağlayan becerikli bir kralı temsil eder.
Başımızda kötü bir hükümet varsa katlanmak zorunda olduğumuzu herkes bilir;mesele iyisini nerede bulabileceğimizdir.
Açık konuşmak gerekirse, basit bir yönetim biçimi yoktur. Tek başına başta olan kişinin altında ki magistralara, halka dayanan bir Hükümetin de bir başa ihtiyacı vardır. Dolayısıyla yürütme gücünün paylaşılmasında daima büyükten küçüğe doğru bir derecelendirme mevcuttur ve bu fark bazen büyüğün küçüğe, bazen de küçüğün büyüğe bağımlı olmasına yol açar.
Dünyanın tüm yönetimlerinde devlet sürekli tüketir, ancak hiçbir şey üretmez.
0 notes
Text
İnsan özgür doğar oysa her yerde zincire vurulmuştur. #jeanpaulsartre
0 notes
Text
İnsan özgür doğar,oysa her yerde zincire vurulmuştur.-JJ Rousseau
1 note
·
View note
Text
İsviçre’de kadın grevi start aldı
🇨🇭SESİ- İsviçre'nin Lozan, Basel, Bern, Cenevre, Luzern, St Gallen, Winterthur, Aarau, Chur kentlerinde bir araya gelen kadınlar taleplerini dile getirerek İsviçre hükümetine genel grev uyarısında bulundu.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle İsviçre'nin 9 kentinde alanlara çıkan kadın kolektifleri, düzenledikleri eylemlerle kadına yönelik şiddetle mücadeleyi yükseltmek ve ataerkil baskıya karşı dünya çapında kadın örgütlenmesi taleplerini dile getirdi. İsviçre'deki 8 Mart kutlamalarına 14 Haziran Kadın Grevi için start verildi. 8 Mart Komitesi’nin yaptığı açıklamada, İsviçre’de cinsiyetçilik, eşitsizlik, kadına yönelik şiddete karşı ve “Eşit işe eşit ücret” talebiyle 14 Haziran 1991’de 500 bin kadın genel greve gittiğini hatırlatarak, 14 Haziran 2023’de ülke genelinde “Kadın Grevi” yapacaklarını duyurdu. Yapılan ortak açıklamada, “İlk grevden 28 yıl sonra 2019 yılında 2. genel kadın grevini gerçekleştirdik. 2023 grevi için hazırlıklarımızı tamamladık. İsviçre'de kadın çalışanların aynı meslek grubunda erkek çalışanlardan yüzde yirmi daha düşük maaş almalarının yanı sıra kadınlara bir darbe de geçtiğimiz yıl kadınların emeklilik yaşının 64'ten 65'e yükseltilmesiyle vurulmuştur” ifadelerine yer verildi. 8 Mart Komitesi'nde yer alan İsviçre Kürt Kadınlar Birliği (YJK-S) çatısı altında alanlara çıkan Kürt kadınlar da “Jin Jiyan Azadî ile kadın devrimine yürüyoruz” hamlesi kapsamında taleplerini dile getirdi. Mart ayının başından bu yana düzenledikleri bir dizi seminer, panel ve konferansın ardından İsviçre kentlerinde düzenlenen 8 Mart etkinliklerine katılan Kürt kadınları bu hamle kapsamında Kürdistan'dan dünyaya yayılan “Jin Jiyan Azadî” sloganını esas alarak kendi renkleriyle eylemlerdeki yerini aldıklarına vurgu yapıldı. Örgütlü olduğu alanlarda İsviçreli ve göçmen kadın gruplarıyla beraber düzenlenen 8 Mart etkinliklerinde YJK-S adına yapılan konuşmalarda özellikle 6 Şubat'ta Maraş merkezli yaşanan ve on binlerce insanın yaşamını yitirdiği yıkıcı deprem sonrası yaşanan acılar ve kayıpların en ağır yaşandığına dikkat çekilerek yaşam hakkını savunduklarını dile getirdiler. CENEVRE Cenevre’de yaşayan dünyanın birçok ülkesinden kadın, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü yürüyüş ve açıklama ile kutladı. Rue du Mont-Blanc’de toplanan her kesimden yüzlerce rengarenk giyinmiş kadın, sloganlar ve çaldıkları enstrümanlarla kent içinde içinde iki saat boyunca yürüyüş düzenledi. Renkli görüntülerin oluştuğu yürüyüş boyunca, Kürt kadınlarının DAİŞ'e karşı verdiği mücadele ile İran'da sembolleşerek dünya kadın mücadelesinin sloganı haline gelen “Jin Jiyan Azadî” sloganı birçok dilde atıldı. Jîna Emînî, Sakine Cansız ve dünya kadın mücadelesinin öncü kadınlarının isim ve posterlerinin taşındığı eylemde zılgıtlar atılarak tempolu alkış tutuldu. Yürüyüş güzergahı boyunca çevredekilerin de ıslık çalarak ve alkışlayarak desteklediği kadınlar eylemlerini Place De Palais de sonlandırdı. Kadınlar 14 Haziran 2023 İsviçre genel kadın grevine çağrıların yer aldığı açıklama ile tamamlandı. AARAU Aarau merkez tren istasyonunda bir araya gelen Kürt kadınlar, “Örgütlenelim, özgür yaşamı inşa edelim” pankartı ile basın açıklaması yaptı. Açıklamayı Rojbin Kadın Meclisi üyesi Şevin Batu okudu. Almanca okunan bildiriden sonra Aarau Halk Meclisi Eşsözcüsü Seda Aktaş konuştu. Seda Aktaş, “Kürt kadınları olarak Jin Jiyan Azadî felsefesini yaşamsal kıldık. Bugün bütün dünya bu sloganla ayaktadır. Biz mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz ve özgürlüğümüzü kazanacağız. Jin Jiyan Azadî” dedi. LOZAN 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle İsviçre'nin Lozan kentinde bir yürüyüş düzenlendi. Rumine Sarayı'nın bulunduğu Riponne meydanında düzenlenen yürüyüş öncesi burada yerli ve göçmen kadın inisiyatifleri tarafından bilgilenme stantları açıldı. Lajîn Kadın Meclisi tarafından açılan stantta 6 Şubat'ta gerçekleşen Mereş merkezli deprem sonrası Heyva Sor tarafından başlatılan kampanya kapsamında yardım toplandı. Akşam saatlerinde her kesimden yüzlerce kadının alana gelmesiyle burada kadın kolektifleri adına açıklamalar okundu. 8 Mart Eylem Komitesi ve kadın kolektifleri tarafından yapılan konuşmalarda cinsiyetçilik, eşitsizlik, kadına yönelik şiddete karşı yasaların yürürlüğe girmesi ve “Eşit işe eşit ücret” taleplerinin kabul edilmesi çağrılarının yer aldığı açıklamalar yapıldı. Konuşmalar��n ardından yüzlerce kadın Lozan sokaklarında slogan ve marşlarla yürüyüşe geçti. Kentin işlek merkezlerinde açıklama yapan kadınlar, 14 Haziran'da İsviçre’de kadın grevi çağrılarını yenileyerek İsviçre devletine uyarılarda bulundu. Yürüyüş Riponne meydanında sonlandırdı. BERN Bern Bahnhofplatz’da bir araya gelen kadınlar burada bir açıklama yaptıktan sonra sloganlarla yürüyüşe başladı. Yürüyüş Kornhausplatz’da sona erdi. Kürt Kadın Hareketi adına 8 Mart bildirisi okundu. Bildiride “Kapitalizme faşizme ve kadın katliamlarına karşı direnişimizi büyütüyor ve güçleniyoruz. Jin Jiyan Azadî şiarıyla devrime yürüyoruz” denildi. Bern’deki farklı kadın kurumları adına da konuşmalar yapıldı. “Ezilen bütün kadınların yanındayız. Dayanışmamızı büyütüyoruz. Kapitalizme, faşizme ve kadın katliamlarına karşı direniyor ve direnişimizi büyütüyoruz” mesajları verildi. WİNTERTHUR 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün kutlandığı bir başka şehir de Winterthur oldu. Steinberggasse meydanında bir araya gelen kadınlar burada bir açıklama yaptı. Açıklamadan sonra yürüyüşe başlayan kadınlar kent merkezinde sloganlarla yürüdü. Tekrar Steinberggasse meydanına dönen kitle, burada açıklamalarda bulundu. Winterthur Arjin Kürt Kadın Meclisi adına yapılan açıklamada, Rojava’dan Kurdistan dağlarına kadar savaşan kadınlar selamlandı. Açıklamada “Biz Kürt kadınları dağlarda, Rojava’da hayatın her alanında savaşıyoruz. Hayatımız sadece çocuk doğurmak, çocuk büyütmek, evi temizlemek değil, hayatın her alanını örgütlüyoruz. Özgürlüğümüz için mücadele etmeye devam edeceğiz” denildi. ST.GALLEN İsviçre’nin St.Gallen kantonunda Kürt ve enternasyonalist kadınlar Bahnhofstrasse meydanında bir araya geldi. Birçok kadın kurumu konuşma gerçekleştirdi. İsviçreli kadın kolektifleri, son yıllarda dünyada ve İsviçre’de katledilen ve şiddete uğrayan kadınlara dair döküman paylaşdı. Kadınlar taleplerini sloganlar eşliğinde dile getirdi . Kadınların ortak sloganı ‘Jin Jiyan Azadî” oldu. Yürüyüş halay ve zılgıt eşliğinde sona erdi . Gün dolayısıyla İsviçre'nin Zürih kentinde İsviçreli ve göçmen kadın kurumları tarafından 11 Mart günü merkezi bir gösteri düzenlenecek. BASEL İsvçre’nin birçok noktasında kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi gününü kutlarken, İsviçre'nin Basel kentinde Feminist Gece Yürüyüşü yapmak isteyen kadınlara polis saldırdı. İsviçre'nin Barfüsserplatz meydanında toplanan kadınların yürüyüşüne izin vermeyen polis, kadınların farklı bir noktada başlattığı yürüyüşe plastik mermi ve gaz bombalarıyla saldırdı. Kadınlar yürümekte ısrar edince alandaki bir kaç kadını gözaltına alan polis, kitlenin dağılmasını aksi halde gözaltı yapacağını söyledi. Kadınların dağılmamak için direnmesi üzerine polis alandaki gazetecileri zorla alanda uzaklaştırdı ve gözaltı araçlarıyla kadınları gözaltına almaya başladı. Şu saatlerde alana giriş çıkışla kapatıldığı için alandaki gelişmelere dair bilgi alınamıyor. Read the full article
0 notes
Text
İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur.
3 notes
·
View notes
Text
Üyelerinden her birinin canını, malını bütün ortak güçle savunup koruyan öyle bir toplum biçimi bulmalı ki, orada her insan hem herkesle birleştiği halde yine kendi buyruğunda kalsın, hem eskisi kadar özgür. Olsun . İnsan özgür doğar; oysa her yerde zincire vurulmuştur. Falan kimse kendini başkalarının efendisi sanır ama böyle sanması onlardan daha da köle olmasına engel değildir
özgürlük Kendimiz için koyduğumuz yasalara boyun eğmektir
4 notes
·
View notes