#unutkan ayna
Explore tagged Tumblr posts
pazaryerigundem · 8 months ago
Text
Ödüllü yazar Gürsel Korat Nilüfer'de edebiyatseverlerle buluştu
https://pazaryerigundem.com/haber/177134/odullu-yazar-gursel-korat-niluferde-edebiyatseverlerle-bulustu/
Ödüllü yazar Gürsel Korat Nilüfer'de edebiyatseverlerle buluştu
Tumblr media
Bursa’da Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği Edebi Kazılar söyleşisinde Gürsel Korat, Hakan Akdoğan moderatörlüğünde okurlarıyla buluştu. Korat, edebiyat, zaman ve mekan üzerine derinlikli bir sohbet gerçekleştirdi.
BURSA (İGFA) – Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü tarafından 2007 yılından bu yana düzenlenen “Edebi Kazılar” söyleşisi, Türk edebiyatının değerli kalemlerini Nilüferli edebiyat tutkunlarıyla buluşturmaya devam ediyor.
Anadolu’ya dair gözlemleriyle, bölgenin kozmopolit yapısını ve tarihini ustalıkla kaleme alan ödüllü yazar Gürsel Korat, Edebi Kazılar söyleşisinde Hakan Akdoğan moderatörlüğünde keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Öykü, senaryo, roman, inceleme ve oyun gibi farklı türlerde eserler veren, aynı zamanda eğitmen, gazeteci ve film yapımcısı olarak da tanınan çok yönlü sanatçı Gürsel Korat, Akkılıç Kütüphanesi’nde Nilüferli okurlarla bir araya geldi. Korat, 1915 Ermeni olaylarını kendine has üslubu ve bakış açısıyla kaleme aldığı Unutkan Ayna romanı üzerinden zamana, insanlığa ve edebiyata dair fikirlerini katılımcılarla paylaştı.
Tumblr media
DUYU ORGANLARINI HAREKETE GEÇİREN ROMANLAR
Duyu organlarını harekete geçiren, okuyucuya “oradaydım” dedirten romanlar yazmayı amaçladığını dile getiren ödüllü yazar Gürsel Korat, “Gördürme, hissettirme, dokundurma temelli yazmaya çalışıyorum. Duyularla kavranan bir romanı okuyucunun kucağına bırakmak istiyorum” dedi.  Hikayelerini hızlı anlatmayı seven bir yazar olduğunu belirten Korat, “Zamanın akışını önemsiyorum. Anlatırken duvardaki saatin nasıl işlediğini düşünürüm. Anlatmaya başladığınızda zaman nasıl akıyor, bunu iyi bilmek gerekiyor. Mesela ‘Rüya Körü’nde 40 yılı 220 sayfaya sığdırırken, ‘Unutkan Ayna’da 10 günü 330 sayfada anlattım” diye konuştu.
Gürsel Korat, karakterlerinin sadece şimdiki hallerini değil, geçmişlerini ve taşıdıkları zamanı da yansıtmaya çalıştığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Gördüğümüz insanlar şu andaki insanlar değiller. Aynı zamanda onların içinde bir zaman var; onların bir yere götürdükleri zaman. ‘Unutkan Ayna’da bunu bazı karakterler üzerinden işledim. Benim edebiyatımda sadece süreler değil, zamanın kendisi de var. Mekanın ve zamanın birbirine bağlılığı da ilgimi çekiyor. Aynı mekanda, farklı zamanlarda bulunuyoruz. 2016’da Akkılıç Kütüphanesi’ne gelmiştim, şimdi yine buradayım ama 2016’daki ben artık yok. Felsefi olarak durduğumuz nokta burası. Mesele yer, yani mekanın bulunması. Eğer bir mekan varsa kaçınılmaz olarak zaman da vardır. Yani zaman, mekana bağlıdır. Madem ki mekan var, zaman nerede? Sadece şimdide. Hep şimdiler yaşanırken, geçmişi şimdi ve gelecek diye bölmek ne kadar doğru?”
Tarih sahnesinde daha önce kimsenin bahsetmediği sıradan insanların hikayelerini anlatmak istediğine vurgu yapan yazar Gürsel Korat, “Lisede tarih derslerinden, edebiyattan nefret ederdim. Ezbere dayalı eğitimden uzaklaştım. Yeni tarihselcilik akımı bana farklı bir bakış açısı sundu. Tüm kitaplarımda bu bakış açısını yansıtmaya çalıştım” diyerek sözlerini tamamladı. Söyleşinin son bölümünde katılımcıların sorularını yanıtlayan Borat, okurların kitaplarını da imzaladı.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
benmisim · 3 years ago
Text
"nevşehir'in tek çerçisi boğos'u sabaha karşı vurdular."
1 note · View note
temkinlifuturist · 7 years ago
Text
AYNALAR İÇİNDE UNUTUR
-" ... de ki aynaya bakmışız, orada resmimiz kalmış, unutmuş ayna bizi."
Tumblr media
Gürsel Korat benim çok beğendiğim bir "yöre" yazarıdır. 1995 yılında Zaman Yeli ile başlayan okur-okuyucu ilişkimiz bugünlere kadar geldi. O yazmaktan ben de okumaktan memnun. 
Tumblr media
Yöresel yazarları oldu bitti çok severim, yazdıklarını takdir ederim. Çünkü onlar popüler olanın kara örtüsünü sıyıran, zamanın tanığı, yerel ve yörel olanın belleğidir. O kitaplarda ağızlar, şiveler, inanışlar, yaşam biçimleri, insanların isimleri, ruh halleri, evleri, yemekleri, gelenekleri görenekleri kayıt altındadır. Gürsel Korat da aynı böyle bir yazar konumunda benim için. Kayseri, Nevşehir bölgesinin tarihini iyi bellemiş, halkını iyi gözlemlemiş bir yazardır. Kolay okunur bir yazım tarzı olmadığını düşünüyorum Gürsel Korat'ın.  Kendince kurgular oluşturur, öykülerin içine felsefe gizler. Okuduğunuz yeri bir daha okumak gereği hissedersiniz kimi zaman. 2018 yılında, Korat'ın 2016 da raflara çıkmış bir kitabını okudum.  Unutkan Ayna. 1915 yılında Erciyes'in kanatları altında geçen bir öykü. Nevşehir, Ürgüp, Göreme, Kayseri... 
Tumblr media
Romanı 277 inci sayfasına kadar taşıyan birkaç temel unsur var. Bazısı detay gibi görünse de aslında öykünün tamamında yanınızdan hiç ayrılmıyor. Bir tanesi atlar. İnsanların yaşamına anlam katan, umudun simgesi. Bir tanesi ne zaman yapıldığı belli olmayan yer altı dehlizleri. Bir tanesi Osmanlı'nın İstanbul dışındaki durumu ve halkın algısı. Bir tanesi, belki de çatısı fotoğraf. Fotoğrafçılığa merak salmış, fotoğrafçılığı seven ve dahi fotoğrafçılığı meslek edinmiş herkesin okuması gerekli bence. Bir tanesi zaman. Gürsel Korat, zaman tanımı, algısı üzerine epeyce özlü tanımlar bulup çıkarmış. O tanımları romana bir güzel yerleştirmiş. Neredeyse bütün bölümler bir "zaman" betimlemesiyle başlıyor.
Tumblr media
Bütün bu detaylar yanında ana temanın "tehcir" olduğu sanılabilir, yanılmayın. Ülkeler ve toplumlar tarihinin her döneminde - şimdi bile - insanlar, doğduğu büyüdüğü, tarihini kültürünü mayasını oluşturduğu, memleketim dediği yerlerden başka yerlere "topluca"  sürülmüşlerdir, sürülmektedirler. Buna göç dersiniz, tehcir dersiniz, yer değiştirme dersiniz, mübadele dersiniz ne derseniz deyin. Güç için, siyaset için, rahat rahat yönetmek için tarihin her döneminde yapılan bir eylemdir; insanlığın yüz karasıdır. Bu " zorunlu yer değiştirmeleri" yapan, yol açan, izin veren, düşünen ve uygulayan herkes, her imparator, her kağan, hakan, han, her kral, her bey, her padişah, her sadrazam, her vekil, her bakan, her başkan hepsi tarihin en kirli sayfasında, utanç ve nefretle anılacaklardır. Bu kitabın öyküsünün ana teması gibi gözüken "Ermeni Tehciri" bu utanç anlarından sadece bir tanesidir. Yazar önemli bir empati kurarak, bu işi yapanların gözünden ve aklından da durumu değerlendiren satırları kaleme almış. Peki bu işin suç yükü sadece yönetim kademesinde kaymak yiyen  asalakların omuzunda mıdır sadece? Elbette değil. Kişisel çıkarlar, hırslar, küçük küçücük hevesler, para-kazanç, kıskançlık. intikam bütün bu olayların kibrit çöpleridir. Tek başına yangın çıkarmaz ama birikip hep birlikte ormanı yakarlar, yakmışlar da. Gürsel Korat, evinden, memleketinden, ailesinden koparılmanın ağır, ağdalı, yürek burkan halini, duygu sömürüsü yapmadan ortaya koymuş. Ortada ne siyaset var, ne siyasetçi var ne devlet var ne imparatorluk var. Ortada sadece insan var. İnsanın belleği var gözü var gözyaşı var. Kitabı okumanız dilerim. Okumanızın keyfini bozmadan, çok fazla ip ucu vermeden aşağıdaki satırları alıntılayarak bitiriyorum: " Fotoğraf çekilirken, insanlar genellikle kameraya gözünü çevirir: Bu, belirsiz bir gelecek zamana bakışır. oysa o fotoğrafı eline alan insan değişmez bir "geçmiş zaman" görecektir. Fotoğraf çektirenlerin gözünü diktiği o belirsiz gelecek, fotoğraf kartını elinde tutan kişi tarafından yaşanır. Gelecek zamandaki kişi, o anda geçmişteki biriyle göz göze gelse bile ne fayda... Fotoğraftaki kişi geleceği bilmemekte, görmemektedir. Zaman o aynada unutulmuştur. Ya da başka bir deyişle, zamana ayna olan fotoğraf, yüzeyindeki geçmişi unutmuştur."
1 note · View note
ki-belki · 8 years ago
Quote
Herkes ince bir lehimle bağlıymış herkese. Üşürüm. Herkes herkese tenha ve unutkan. Yorulurum. Kime dönsem, ben kambur.
Murat Özyaşar/ Ayna Çarpması
3 notes · View notes
sizekitap · 8 years ago
Text
Unutkan Ayna
Unutkan Ayna Gürsel Korat Yapı Kredi Yayınları
“Bir olay yazılınca zaman kaybolur ve canlanmak için okuyanın bakışını bekler…”
12 Haziran 1915 günü Nevşehir’de, bir bozkır sabahı: İğde kokuları içindeyiz, serinlikten ürpererek gözlerimizi ovuşturuyoruz. Yaşam olağan akışındadır, ölüm bu dünyaya yakışmaz görünmektedir. Oysa her şey koşup gelecek birazdan. On gün içinde devran değişecek. Hiç kimse o sabahtan sonra eskisi gibi olamayacak.
Gürsel Korat Unutkan Ayna’da insanlığın soluğunu tuttuğu ve bakışlarını Anadolu’ya diktiği bir zaman parçasını anlatıyor: “Unutmanın” bazen “her şeyi eksiksiz görmek” anlamına geldiğini söyler gibi.
“Bana bak” dedi Mayreni, iyice kızmıştı, “Önümüzde kaç gün var, onu bile bilmiyoruz. Belki mezarımız bile olmayacak. Belki bu çocuklar birbirinden muradını alamayacak.” Mayreni’nin gözleri, ne söylediğini o an anlamış birinin şaşkınlığıyla doldu, yüzü dehşetle gerildi, sesi giderek boğuklaştı: “Belki en sevdiklerimizin ölüsünü elimize alacağız.” (Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 280
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
ISBN: 9789750836343
Teşekkürler!
0.bookmarked-avatar imgmargin: 3px;
Bookmarked By
devamı burada => https://goo.gl/A4IskM
0 notes
temkinlifuturist · 7 years ago
Text
Z A M A N
Tumblr media
Gürsel Korat, "Unutkan Ayna" adını verdiği romanında, öyküyü örerken ZAMAN kavramını eşelemiş. Çünkü anlatısı 1915 yılının bir dönemini işaret ediyor. Sahafları gezerken başka hayatlara ait bir sürü sahipsiz fotoğraf görürsünüz kutular içinde. Kimi kimsesi kalmamış fotoğraflardır. Onlar zamanı unutan aynalardır. O fotoğrafta, kameraya gözünü dikmiş insanlar, bilmedikleri bir geleceğe bakmaktadır. O fotoğrafa bakan insanlar, bildikleri bir geçmişe bakmaktadır. İki farklı zamanda bulunan iki farklı yaşam birbirine bakmaktadır.
Tumblr media
Gürsel Korat'ın bu kitapta varlık felsefesini ortaya koyduğu "fotoğraf" kavramını, bütün fotoğrafçılık kulüplerinde, iletişim okullarında  ders diye anlatmak gerekir. O zaman fotoğrafçı neyi çektiğini, zamanın içine neyi hapsettiğini daha iyi kavrayacaktır. Romandaki pek çok bölüm, zaman kavramını farklı şekillerde ifade eden tanımlarla başlar.  Onlar çoğu zaman öykünün koşuşturmacası içinde kaynar gider, çoğu okuyucu da o başlıkları algısız geçer. Bu nedenle o anlatımları aşağıda topladım. Bu tanımların her birini teker teker tam sayfa yazıp arkadaşlarınızdan "like" toplayabilirsiniz. Ya da her birini on kere okur, hayatımızın temel faktörünü hissedersiniz. Size kalmış.....
Beklerken genişler ZAMAN
Sevgi yoksa ZAMAN niye var
Zamanla ölür bütün zamanlar
Aynalar zamanın tersine bakar
Zaman dedikodu gibidir, yayılır
Yıkar geçer ZAMAN
ZAMAN hep geçmişe yürür
ZAMAN meraka benzer, uyanır
Zaman ki kırılmadadır
Zamanla yarışmadadır kuşku
Gevezeler zamanı unutur dudağında
Zamanla kaybolanlar açığa çıkar zamanla
Zaman sayılmadan çoğalır
ve asla biryerden başlamaz zaman, hep öncesi vardır
İnsan aklına uymaz ZAMAN
Zaman da tozlanır, silinir
Geçmiş değişmez, bilgisi değişir
Zaman insana akar
Yalnızca ölenler için ölür zaman
Saman altından yürür zaman
ve zaman unutulunca yok olur
Zaman hep silinir akıldan
Zamansız gelir olmadık haber
Ve her yalan, saklandıkça bilinir
Zaman yorgunluğun efendisidir
Zaman, yatay olarak da devinir
Çaresizlik yanıltır zamanı bile
Zaman da yanılır arada bir
Herkese başkadır ZAMAN
Herkes zamanla başkadır
Ölümü bilen zamanı da bilir
Zaman ayna gibi herşeyi tersine çevirirken
Çünkü daha çok yaşar incinmiş zaman
hiçbir zaman yetişemez öbür zamana
Zaman bir mumla birlikte erir
Düşünürsen, bir bilmecedir zaman
Kadındır erkeğin zaman ölçüsü
Zaman o bilinmese de devinir
Kadının zaman ölçüsü yine kadındır
Karanlığın zamanı yalnızca ışıkla ölçülebilir
Zaman aynada unutulur bazen
ve zamanın sonu başka bir zamanla gelir
2 notes · View notes