#uğraş
Explore tagged Tumblr posts
benimyazisayfam · 4 months ago
Text
Güvenin Limanı
İnan birine güvenmeye halim yoktu,
Çok istedim ama yapamadım başta.
Savunamadım seni kendime ve insanlara.
İnan sevgimden ve sevginden şüphem yoktu,
Sadece dermanım eksikti çabalamaya.
Tutmaya elini ve elimi uzatmaya.
İnan ben zoru becerdim sonra,
Kırık kalbimizi onarmaya uğraşmakla.
Teşekkür ediyorum hayata da bana bağışlandığına.
11 notes · View notes
sillagen · 5 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Köy Vol 2
"Boş duranı Allah sevmez"
Aslında boş duranı değil de köyde boş oturulmaz. Köyde boş oturan yoktur sürekli bir uğraş var. İlk fotoğraf evin iç avlusu, ikinci fotoğraf ilk giriş evin kapalı balkonu ve erkek kardeşim film izliyor. Şaşırdık mı? Yooo. Üçüncü fotoğraf evin avlusundaki ağaç. Hosuma gitti ve cektim. Aslinda ben her seyi ceker direkt burda paylaşırım.Dördüncü ve beşinci fotoğraf el emeği göz nuru sardığım sarma. Anneannem sarmam için tebrik etti Bennuse'e sizden daha iyi sarıyor dedi. ( anneme ve teyzeme karşı ). Altıncı fotograf getirdiğimiz ve diğer fotoğrafımda olan şişelere bulgur konuluyor. Biz hazır bulgur yemiyoruz. En köylü özelliğim bulgur pilavı çok sevmem olabilir : D ama köy bulguru olacak. Yedinci fotoğraf ise kurutmak için serdigimiz kayısılar biraz suda ıslatıp tereyağ ile kavurup kahvaltıda yiyoruz. Sekizinci fotoğraf uyumu hoşuma gitti. Dokuzuncu fotoğraf ise " seni yaradan ne datlı yaratmış" diyerek elmanın küçüklüğünü sevdik. Arkadan annem ve anneannem "doğal ilaçsız elma yen onu" dedi. Bir de onun arkasına " yarayişli" denildi. Bizimkiler eşittir İbrahim Saraç sözün üstüne söz söylemek imkansız. Yararlı ise yararlıdır bitti. Onuncu fotoğraf ise düşünceler durmasa da hayat bir biçimde devam ediyor. Bazen susturmaya çalışmak yerine hayata dahil olursunuz. Zamanla belki susar diyerek. Kendi açımdan ne kadar can sıkıcı bir biçimi olsa da çevremde herkesin benden beklediği bir rol ve davranış var. Özgürlük başkalarına zarar vermediğiniz onların da sınırlarına bir şekilde saygı duymaya çalışarak gelişiyor. Bu çoğy zaman can sıkıcı evet. Ama zorlanmadan hiçbir zaman düşünsel anlamda bile çiçek bahçesi sunulmuyor. "La rahate fid dünya" Dünyada rahat yoktur biliriz ama en sonunda " ya rabbi senin bir sürü kulun var ama benim de kimsen yok diye kapısında sızlarız". "Rabbim imandan son nefese kadar ayırmasın başka kapıya muhtaç etmesin diyerek bitirelim"
83 notes · View notes
cninzihni · 3 months ago
Text
Yemek konusunu hala çözememiş olmamız bilimin ayıbıdır bence. Hala 2 saat pişir, 10 dkda ye, sonra bir de çıkan bulaşıkla uğraş, onları sonrasında diz vs derken saatleri yemeğe ayırıyoruz bir günde. Bilim kurgu filmlerinin efsanesi hap yemekler acilen üretilmeli ✍🏻✍🏻
48 notes · View notes
paraspandaras · 5 months ago
Text
Acı çekerek iyi biri olunmaz. Acı çekerek genellikle kötü biri olunur. Kimin en çok acı çektiğini tartışmak çocukçadır. Baskı gören çocuk genellikle sakatlanır, duygusal yaşamı zarar görür, baskı gören genellikle baskı yapanın düşünce yapısıyla yöntemlerini benimser, baskı görmenin en vahim sonucu budur; bu, baskı göreni mahveder ve onun kendini kurtarma olanaklarını azaltır. Acıyı işe yarar kılmak büyük uğraş gerektirir, özellikle de acı çeken için.
Vigdis Hjorth - Miras
Tumblr media
38 notes · View notes
insanogluu · 9 months ago
Text
İnsanları tanımak; denizleri bardak bardak boşaltmaktan daha zordur demiş yazar.
Onları tanımak için uğraş verme zamanla hepsi sana kendini çok iyi tanıtacaktır.
Tumblr media
Günaydın 🙂
64 notes · View notes
amanediyonbenazli · 7 months ago
Text
O çok sevdiğin şeyi kaybetmemek için gösterdiğin uğraş boşa çıkınca, elinin altındaki herşeyi devire devire yürümeye başlıyorsun.
42 notes · View notes
elisaa-suu · 1 year ago
Text
Sevdiklerime çok fazla mı zarar veriyorum, yoksa ben kendi kendimemi zarar veriyorum bilmiyorum. Çok sevdiğim insanlardan uzaklaşıyorum, istemeye istemeye bunu yapıyorum. İyi gelememişim kendime yakınımdakilere...
Düşünüyorum sürekli neden böyle yaptım nasıl böyle olabiliyorum? Karşımdakini incitmemek için uğraş verdiğimi düşünürken galiba ben karşımdakini çok kırıyorum. Sonuçta bu yazılı bi kural değil ki şöyle yapayım şu seçeneği kullanayım. Onun doğruları benim doğrularımla aynı olamıyor. Ama neden hep zıt oluyor? ben çok mu... ben başlı başına bi yanlışmıyım? 🍂
Yinede onlar iyi ki varlar, iyi ki benimle olmuşlar. İyi ki, iyi ki hayatımdan bana dokunarak geçmişler 🌾
77 notes · View notes
sefil-patates-cuvali · 6 months ago
Text
ULAN AŞK YOK İŞ YOK Bİ UĞRAŞ YOK YE İÇ YAT BIKTIM ULAN BIKTIM DÜZ DUVARA TIRMANCAM SİMDİ
41 notes · View notes
msensedim · 5 months ago
Text
Nasılsa öyle durdum karşısında ve dayanamadı.Bazen karşısınızdaki insan sizin verdiğiniz kadar uğraş vermeyip pes ettiğinde taşlar yerine oturur.
22 notes · View notes
ruhumbipolar · 1 year ago
Text
elinden gelen her şeyi yaptıktan sonra yalnız kalmak nasıl bir hissiyat bu uğraş uğraş ve sonucu hep yalnızlık
147 notes · View notes
sikintiyiim · 6 months ago
Text
her gün uğraş her gün kaybet
29 notes · View notes
lemonnis · 7 months ago
Text
O çok sevdiğin şeyi kaybetmemek için gösterdiğin uğraş boşa gidince, elinin altındaki her şeyi devire devire yürümeye başlıyorsun.
25 notes · View notes
demelitist · 3 months ago
Text
Saçlarımı hafif açayım derken bakıra döndü bir de üzerine diplerim gelmiş gel de bunla uğraş şimdi
11 notes · View notes
tarkankurdu · 1 year ago
Text
İstediğin kadar kendini geliştir, istediğin kadar elit olmaya uğraş, çevren ve ailen neyse o çukurdan çıkamıyorsun. Ben tv izlemiyorum babam sabah akşam haber dinliyor sanki benim oda da çalıyo o televizyon bütün o saçma salak haberleri duyuyorum mecburen. Eski arkadaşı geliyo adamın iki kelimesinden biri küfür. Aile mi var, kadın mı var, çocuk mu var hiç umurlarında değil. Çocukluğum da böyle geçti. Sadece salonda soba olduğu için mecbur salonda sigara dumanı altında ve tv, küfür eşliğinde ders çalışmaya çalışıyordum. Çok fazla kitap okudum, yazılar yazdım, şiir yazdım ama kurtulamıyorum o çukurdan. Hâlâ o küfürbaz herif geliyor misafirliğe, hâlâ her gün sabah akşam haber dinliyorum. Artık nefret etme sınırlarını da aştım. Ünlülerin ve başarılı insanların biyografilerini okuyorum bi yerlerden destekleri var. Ya ailelerinde ya çevrelerinde bir şekilde elit insanlar oluyor, ona yardım veya destek olan, fikir veren insanlar oluyor. Bende yok. Ben Türkiye'nin en tehlikeli mahallerinden birinde doğdum büyüdüm. Hayatımda bir kere bile içki veya sigara içmedim. Kendimi hep uzak tutmaya çalıştım ama çok klasik bir şey " coğrafya kaderdir ". Çok doğru bir söz. Benim çevremde arkadaşlarım bile okunacak bir şeyi heceleyerek okuyan insanlardı. Kitap aldığım zaman sen mal mısın kitaba para veriyon diye salak salak sırıtan insanlardı. Ama çıkamıyorsun işte, hayat şartları, pahalılık, sağlık şu bu yani bi şekilde kurtulamıyorsun şu pis düzenden. Duvara tırmanıyosun ama duvar kaygan. Geri aşağı düşüyorsun. Köyde hem çobanlık yapıp hem okuyan insanlar örnek verilir ya, emin olun onlara da en azından fikren destek olan, sevgiyle yaklaşan insanlar olduğu içindir. Yoksa insan kendi kendine bir bok başaramıyor. Çok zorladım, çok denedim, gece gündüz metinler hazırladım, podcastlar yaptım, sayfalar yönettim, dijital kitaplar yazdım, şiirler yazdım, seslendirdim, dublajlar yaptım, mizah sayfaları yaptım. Ya hesaplarım kapandı ya tutmadı. Ama ne yaptıysam emek harcadım kaliteli şeyler yapmaya uğraştım. Gece uyumadım sabahlara kadar bir şeyler yaptım. Sonuç ? Tiktokta götünü sallayan bi kız kadar kimse umursamadı. Gerçekten çok iyi bildiğim bir şey var ki, bu dünyada gerçekten emek veren, gerçekten hakeden insanlar değersiz oluyor. İnsanlar nerde polemik var, nerde ahlaksızlık var onları seviyorlar. Veya sen emek veriyosun vakit harcıyosun ama senden çalıp paylaşan birinin sayfasında daha çok beğeni alıyor içeriğin. Yani hırsız daha değerli. Nefret ediyorum ya herşeyden iliklerime kemiklerime kadar nefret ediyorum. Son olarak bu sitemi yapmama sebep taştığım olay, Twitter da bi hesap çıktı karşıma beni takip etmiş. Sayfanın adı Orospu çocuğuyum. Merak ettim niye kendine böyle diyo diye bi tıkladım herif annesine, kız kardeşine karşı neler neler yazmış, gizlice fotolarını çekip paylaşmış ve takipçi sayısı 38 bin. 38 bin !
Sende salak gibi geceni gündüzüne kat bişeyler üretecem diye ugraş. Gerçekten kendimi çok çaresiz ve salak hissediyorum. Bu pis düzende bu lanet çağda iyi kalmak o kadar zor ki, tarih öncesinde yaşasak bu kadar zorlanmazdım. 2024 değil 2104 de olsa insanlıktan bi bok olmaz..
36 notes · View notes
zeytinfilizi · 1 month ago
Text
yani mesela bir iş yapacaksın sonra çocuk ağlıyor, bakıyorsun, uğraşıyorsun, yatırıyorsun . oh işimi yapayım diyorsun on dakka geçmeden aynı ağlama bakım uğraş yatırma.. böyle böyle olunca insanın da yapası kaçıyor. şarjı bitiyor.
14 notes · View notes
sezginer35 · 1 year ago
Text
Günaydın millet..
Tumblr media
youtube
Cemal Süreya
(Cemal Süreya’nın Güz Bitiği Kitabında “Keşke yalnız bunun için sevseydim seni” dizesiyle son bulan 20 şiir)
İKİ KALP
İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde gösterisi zaman��n;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.
Kuşlar toplanmış göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
EŞDEĞERİYLE YAN
Eşdeğeriyle yanyana yürürken
Cehennem sokağında birey olmak,
Ve en inceldikten sonra
İlkel sözcüklerle konuşmak seninle.
Saat beş nalburları pencerelerden
Madeni paralar gösteriyorlar,
Yalnızlığı soruyorlar, yalnızlık,
Bir ovanın düz oluşu gibi bir şey.
Hiçbir şeyim yok akıp giden sokaktan başka
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
ÇEKİRGE BULUTU
Çekirge bulutu içinde
Koynuma soktuğun ekin;
Çalgılar iki durur sürgün ilinde,
Bir gözü mavidir bir gözü blue.
Gölgede boy atmış top fesleğen,
Bir ilkokul bahçesinde görmüştüm seni,
Marienbad ilkokulu, Nişantaş’ta;
Bir çocuk yeşil örtüyü çekiverdi.
Hızla geçen otobüslerin ardında benzeşmek…
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
SÜLÜNÜN YÜZÜ
Sülünün yüzü bir atmosfer olayıdır.
Rasgele yazarı avcıdan öğrendim:
Yaban ördekleri donmasın diye,
Suya nöbetleşe kanat vururlar.
Ve işte şamandırasıyla Beşiktaş’ınız,
Çapraşık bir yüzyılı geriye atar;
Tanrım siz şu uzun Anadolu’yu
Çocukluk günlerinizde mi yarattınız?
Senaryocu bayanla bir bankta oturuyoruz
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
İLKOKULU BİTİRDİĞİ
İlkokulu bitirdiği gün Cumhuriyet şairi,
Saçında kurdelesi Lozan gibi;
Sonra her yıl öldürüldü, öldürüldükçe de
Hemeninden göğe huthutler çizildi.
Gelecek zaman oldu şimdiki zaman;
Irmak aşağı inen güz parçası,
Çok süslü bir halkın arasından,
Benimsin!
İyi anlarında sesin kalınlaşıyor
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni
BİLGİSAYAR OLARAK
Bilgisayar olarak kullanılmış bir gölü
Selçukluya pragmalar taşıyan Gazali
Bir ilk aptallığı düğüm sayarak
Yadsımış dört yanı hep yukarı bakmış.
Bu yüzden önündeki ayna kırılır kırılmaz
İntihar etti sayılmış tasavvuf ehli,
Yine bu yüzden doğduğu an
Kaymaya başlamış Osmanlı yıldızı,
Baktım yeri toparlıyor ayak izleri
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni
AFYON GARINDAKİ
Afyon garındaki küçük kızı anımsa, hani,
Trene binerken pabuçlarını çıkarmıştı;
Varto depremini düşün, yardım olarak Batı’dan
Gönderilmiş bir kutu süttozunu ve sütyeni.
Adam süttozuyla evinin duvarlarını badana etmişti,
Karısıysa saklamıştı ne olduğunu bilmediği sütyeni,
Kulaklık olarak kullanmayı düşünüyordu onu kışın;
Tanrım gerçekten çocukluk günlerinizde mi?..
Eşiklere oturmuş bir dolu insan
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
DAHA BEN
Daha ben ilk kazmayı vurmadan
Elime gelen Karabitki’li testi,
Nefertiti’nin mutfağı sayılan yerde
Koyu sır yeni hicret yollarını kesti.
Terimler eşekarıları sözcüklerin,
Acımasızdırlar, adsız ve sueldirler,
Önlerine katarak insan ve hayvan listelerini
Sabah akşam kapınızın önünden geçirirler.
Fazıl Hüsnü diyor ki, ne diyor Fazıl Hüsnü?…
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
İÇTİM O
İçtim o bin yıllanmış testiden, içtim, içtim,
Örtüler arasında yeryüzü beğenisiyle
Ayışığını paylaşırdı bacakları,
Öptüm ayak parmaklarını, öptüm, öptüm.
Put’unu cezalandırıyor kır delisi;
Oğlan iki ev ötede, Londra’dan gelmiş;
Yazsınlar felaketlerin hep çift geldiğini,
Garson acıması tutmuş içkievini.
Ortaoyunumuzun dekoru bir kağıt mendil
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
BİR MİNELİ
Bir mineli altın saat,
Bir altın köstek ve madalyon
Bir roza maşallah,
On iki miskal inci.
Madalyonunu ve boncuğunu
İttim içeri,
Gözlerimizin dibi karıştı
Dağyollarının uzak dumanı gibi.
Ve konsolun üstünde noksan bir gümüş kutu
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
METİNLERDE BULUŞTUK
Metinlerde buluştuk kopkoyu deyimlerde,
Koşut ve eş zamanlı okuduk kimi kitapları;
O arada iki de defterimiz oldu,
Biri babasına daha çok benziyor.
Bir türlü kotarılamayan uğraş,
Ç harfini daha yeni dönmüşüz;
Gözlerimizde İbni Sina bozukluğu,
Dostumuzsa, Bodrum’da, dönmez geri.
Uzaklardaydın, oracıkta, öbür kıtada,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
KÜÇÜK ANNE
Küçük anne, kelepir kız,
Bir şey söyle bana,
bana bir laf et ki binlerce,
Onbinlerce görüntü anlatamasın.
Genceli Nizami’nin dediği gibi
Taşı onunla yıkasalar
Üzerinde akik biter,
Bakışların ki…
İkinci bir parıltı var senin bakışlarında
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
18 ARALIK
18 Aralık 1985’te o salonda
Kişi nasıl kestirebilirdi ileriyi?
Siz, kazıbilimler, alınyazısıbilimler,
Geçsin yıllar geçsin, seneler gibi.
Olur mu anımsamamak Onaltıncı Louis’yi
14 Temmuz 1789 akşamı, Louis,
Şöyle yazmamış mıydı defterine:
“Bugün kayda değer bir şey yok..”
“Kehanet” adlı kısacık bir şiir buldum
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
HİÇBİR SEMTTE
Hiçbir semtte berberin olmadı,
1954-1980 yılları arasında,
26 yılda 28 ev değiştirdin;
Leke kuşağı nasıl bilmez seni!
Arabesk nedir diye düşünmüştünüz:
Şebboy sesli bir cümbüş, eza içinde;
Eşitlik midir komedya, içtenlik mi,
Erdem diye benimsenmesi mi fırsatsızlığın?
Yürütüyoruz bütünlemeye kalmış bir sessizlikte
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
MUTSUZLUK GÜLÜMSEYEREK
Mutsuzluk gülümseyerek gelir, adıyla süslenmiştir;
Banliyo treninde rastladığımız
Sınav saatini kaçırmış liseli kız,
Hep kazanırsın ey çözümsüzlük!
Ey otobüssever ey Troya yolcusu!
Anımsarsın günlerce konuşup durmuştuk
O İB(ipekböceği) sesli kadını;
Birinin Grönland’ı olmaya hazırlanıyordu.
İki çay söylemiştik orda, biri açık,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
BİR KIŞ
Bir kış göğü gibi o saat alçalır ölüm,
Yalnız işitme duyusu kalır ortada.
Asya kentleri yürür dururlar,
Höyükler burnumda hızma.
Uzakta dev bir damla:Pırıl pırıl Pencap!
Tabanlarından kayıp duran sütunlar
Yitmiş bir geleceğin işaret parmakları:
Horasan uykusuna havlayan köpekler, Buhara.
Uzaklara bir bakışın vardı kafeteryada
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
PİRİ REİS
Piri Reis geri çekmiştir haritasını
Azmayı çoktan unutmuştur hayvanlar;
Başlamıştır Sultanahmet sürüncemesi,
Kızlar yatakta yan yatmaya başlar.
Ben atımı böyle dört sürüyorum ya,
Yetişmek için mi, bilmem, kaçmak için mi?
Ya sen? Neden sende tehlike anlarına
Bunca hazırlıksız olma özeni?
Bir şey var, ancak makilerin orda söyleyebilirim,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
BİR ÇİÇEK
Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
Bir yanlışı düzeltircesine açmış;
Gelmiş ta ağzımın kenarında
Konuşur durur.
Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
Güverteleri uçtan uca orman;
Aldım çiçeğimi şurama bastım,
Bastım ki yalnızlığımmış.
Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
GECE BİTKİLERİNDEN
Gece bitkilerinden korkuyorum,
Hayır, geceleri bitkilerden!
Gizlenirken vurulmuş ulaklara ağıttır
Bana açtığın her telefon.
İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
An ki fıskiyesi sonsuzluğun
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
ATI’LAR DELTALARA
Atı’lar deltalara gömülen atı’lar,
Saçı’lar fiyortları öpen saçı’lar,
Kutu’lar, Haliçlerden susmuş kutu’lar,
Takı’lar eski aşkları imler takı’lar.
Bol dökümlü gömleğinin içinde
Sırtını ve karnını dolanan
Ve sonunda sincap olan
O kuş.
Seni o kadar yakından görünce,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
64 notes · View notes