#transeksüel erkek
Explore tagged Tumblr posts
travestisevgilim · 1 year ago
Text
Erkek neden Travesti olur ? travesti transseksüel nedir? Ya homoseksüalite?
Bir erkek neden travesti olur ? Böyle saçma bir soruyla giriş yapıyor olmamızın sebebi belli… Travesti kelimesinin çok aranıyor olması… Doğal olarak yazımızı daha fazla kişiye ulaştırmanın yolu da bu kelimenin altını çizmekten geçiyor. Çünkü bu blogumuzda Travesti ve travestilikle alakalı çok az yerde okup göreceğiniz cürretkar şeyler de yazıyor. Neyse burası ayrı bir hikaye… Daha fazla travesti…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
trabzongaysohbet · 1 year ago
Text
Erkek neden Travesti olur ? travesti transseksüel nedir? Ya homoseksüalite?
Bir erkek neden travesti olur ? Böyle saçma bir soruyla giriş yapıyor olmamızın sebebi belli… Travesti kelimesinin çok aranıyor olması… Doğal olarak yazımızı daha fazla kişiye ulaştırmanın yolu da bu kelimenin altını çizmekten geçiyor. Çünkü bu blogumuzda Travesti ve travestilikle alakalı çok az yerde okup göreceğiniz cürretkar şeyler de yazıyor. Neyse burası ayrı bir hikaye… Daha fazla travesti…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
hauntedhottubpeanut · 1 year ago
Text
Erkek neden Travesti olur ? travesti transseksüel nedir? Ya homoseksüalite?
Bir erkek neden travesti olur ? Böyle saçma bir soruyla giriş yapıyor olmamızın sebebi belli… Travesti kelimesinin çok aranıyor olması… Doğal olarak yazımızı daha fazla kişiye ulaştırmanın yolu da bu kelimenin altını çizmekten geçiyor. Çünkü bu blogumuzda Travesti ve travestilikle alakalı çok az yerde okup göreceğiniz cürretkar şeyler de yazıyor. Neyse burası ayrı bir hikaye… Daha fazla travesti…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
evrendevang · 2 years ago
Text
Eşcinsellikle ilgili yanlış bilinenler, eşcinsellik nedir ne değildir, nasıl davranılmalıdır
Eşcinsellikle ilgili yanlış bilinenler, eşcinsellik nedir ne değildir, nasıl davranılmalıdır
1) Her insanda iki cinsiyetin hormonları vardır. Erkeklerde östrojen, kadınlarda testostoron artarsa eşcinsellik ortaya çıkar. Yani eşcinsellik bir hormonal bozukluktur. Ve hormon terapisiyle düzelir.
Eşcinselliğin vücudun salgıladığı testostoron-östrojen dengesizliği sonucu oluştuğu görüşü bilim dünyasında 25-30 yıldır kabul görmemektedir. 1980'li yıllara kadar heteroseksüellerle eşcinsellerin hormonlarını ölçen bir sürü araştırma yapılmıştır. Bunlarda bazılarında heterosesüel erkeklerin testostoron seviyeleri daha yüksek çıkmış, bazılarında eşcinsel erkeklerinki daha yüksek çıkmış bazılarında ise hiçbir fark bulunmamıştır. Kısaca cinsel yönelimle vücudun salgıladığı hormonlar arasında bir korelasyon yoktur. Aynı şekilde heteroseksüel kadınlarla eşcinsel kadınlar arasında da yoktur.
Eşcinsel erkeklere daha fazla testostoron verildiğinde ise cinsel yönelimlerinde bir değişme olmamış, sadece erkeklere olan cinsel istekleri daha da artmıştır. Hormonlar sadece libidomuzda rol oynar. Cinsel yönelimimizde rol oynamaz. Zaten 1980'li yıllardan sonra heteroseksüellerle eşcinsellerin hormonlarını ölçen bir araştırma yok. Nedeni eşcinselliğin hormonlarla alakasının olmadığı anlaşılması.
Zaten öyle bir şey olsaydı, eşcinseller eşcinsel hayatlarındaki zorluklarla yaşamak varken gider hormon tedavisi olurdu. Yeryüzünde eşcinsel insan kalmazdı. Hiç bu onur yürüyüşlerine filan da gerek kalmazdı.
Aynı şekilde transeksüelllikte hormon bozukluğu sonucu oluşmaz. Transeksüeller karşı cinsiyetin hormonları alıp fiziki görünüşlerini kendi hissiyettikleri cinsiyete uygun yapabilirler. Ama transeksüellerin transeksüel olma sebebi hormonlarının bozuk olması değildir.
2) Eşcinsellik aile travması, ya da tacizle oluşur.
Eşcinselliğin aile travması ya da tacizle oluştuğunu kanıtlayan araştırma yoktur. Zaten hiç aile travması yaşamamış ve tacize uğramamış milyonlarca eşcinselin varlığı bu önermeyi baştan çürütür. Etkiliyorsa bile eşcinsellerin çok küçük bir bölümünü etkiler.
3) Eşcinsel erkekler feminen, eşcinsel kadınlar maskülendir.
Bu kısmen doğru kısmen yanlıştır. Transeksüel kişiler kendilerini farklı cinsiyete ait hissettiklerinden cinsiyetlerine uygun davranışları göstermemesi sık rastlanılır. Bir çok trans erkek(kadından erkeğe) çocukluğunda maskülen, trans kadın(erkekten kadına) çocukluğunda feminendir.
Transeksüellikte olduğu gibi eşcinsellikte de karşı cinsiyetin davranışlarını gösterme sık rastlanılır. Eşcinseller her ne kadar cinsiyet kimliklerinden memnun olsalarda karşı cinsiyete ait davranışlar göstermeleri, ona göre giyinmeleri heteroseksüellere göre daha yüksektir. Ama maskülen eşcinsel erkekler, feminen eşcinsel kadınlarda vardır. Hatta eşcinsel erkeklerin bir grubu bear(ayılar)'dır. Bunlar kıllı, yapılı, sakallı eşcinsel erkeklerdir. Ve büyük bir çoğunluğu yine kendisi gibi kıllı, yapılı, sakallı erkeklerden hoşlanır.
Yani şöyle diyebiliriz. Feminen eşcinsel erkeklerin tüm eşcinsel erkeklere oranı, feminen heteroseksüel erkeklerin tüm heteroseksüel erkeklere oranından çok daha yüksektir. Aynı şekilde kısa saçlı, erkeksi eşcinsel kadınların tüm eşcinsel kadınlara oranı da maskülen heteroseksüel kadınların tüm heteroseksüel kadınlara oranından daha yüksektir. Ama dediğim gibi bir sürü maskülen eşcinsel erkek ve feminen eşcinsel kadında vardır.
4) Eşcinsel erkeklerin babalarıyla olan ilişkileri kötüdür. O yüzden eşcinsel olmuşlardır.
3 de bahsettiğimiz gibi eşcinsel erkeklerin feminen özellikler göstermeleri heteroseksüel erkeklere göre daha yüksektir. Baba küçük yaşlardaki oğlunun feminen özellikler gösterdiğini görünce ona kızabilir, kötü davranabilir. Bu da çocuğun babadan nefret etmesine sebep olabilir. Bu feminenliği doğasından aldığı gibi eşcinselliğide almışsa ergenlikte babasına açıldığında aralarında gerilim yaşanabilir. Ya da baba küçük yaşındaki oğlunun başka bir erkeği öptüğünü ya da ilgi gösterdiğini görünce ona kızabilir ve bu davranışları yüzünden ergenlik boyunca çocuğu baskı altına alabilir. Ama burdaki asıl nokta çocuk babasıyla arası kötü olduğu için eşcinsel olmamaktadır. Eşcinsel olduğu için babasıyla arası kötü olmuştur. Yani neden-sonuç ilişkisi yanlış kurulmaktadır.
Eğer babanın oğluyla arasının kötü olması eşcinsel olmasına yol açabiliyorsa bile bu eşcinsel erkeklerin çok küçük bir bölümünü kapsamaktadır. Çünkü babasıyla arası gayet iyi olan milyonlarca eşcinsel erkek vardır.
5) Eşcinsellik psikolojik bir hastalıktır.
Dünya sağlık örgütü ve amerikan psikiyatri kurumu uzun yıllar önce eşcinselliği psikolojik hastalıklar kategorisinden çıkarmıştır. Eşcinsellerin psikolojisinin bozulması eşcinselliğinden doğrudan kendisinden değil, aile ve toplumun eşcinselliğe olumsuz tepkisi nedeniyle kaynaklanmaktadır. Bu yüzden eşcinsel gençlerin intihar oranı heteroseksüel gençlere göre 3-4 kat daha yüksektir.
6) Eşcinsellik bir tercihtir.
Bu çoğunlukla yalnış bir önermedir. Eşcinsellerin büyük bir bölümü ya çok küçük yaşlarda ya da ergenlikte kendi cinsine ilgi duymaya başlamıştır. Ve karşı cinse en ufak bir ilgi bile duymamakadır. Bu insanlar için eşcinsel olmak kesinlikle bir tercih değildir. Eşcinsel bir erkek masaya, kanepeye bakınca ne hissediyorsa bir kadına bakınca da onu hisseder.
Heteroseksüellerin içinden de eşcinsel ilişki yaşamaya açık insanlar olabilir. Her ne kadar kendi cinsine duygusal his beslemese, masürbasyon yaparken hemcinsini hayal edip uyarılmasa bile o an için sırf karşı cinse ulaşamadığı için ya da sadece bir fantezi için eşcinsel ilişkiyi deneyip o an bu ilişkiden bedensel haz duyabilir. Sonuçta her insan cinsel fantezilerini başkalarına zarar vermeden özgürce gerçekleştirme hakkı vardır. O yüzden bu insanlarda kınanmamalıdır.
7) Eşcinsellik neden oluşur?
Eşcinselliğin nasıl oluştuğu bilinmemektedir. Ama eşcinselliğin nasıl oluşmadığı kesin olarak bilinmektedir. Eşcinsellik hormonal bir bozukluk değildir. Aynı şekilde aile travması, taciz gibi etkenlerle de oluştuğuna dair sağlam bir kanıt yoktur.
Eşcinselliğin nasıl oluştuğu bilinmese de muhtemlen hangi etkenler sonucu oluştuğu tahmin edilmektedir. Genlerin, anne karnında yaşanılan sürecin eşcinselliğe etki ettiğini destekleyen bir sürü bilimsel araştırma vardır. Eşcinsel erkeklerin beyin yapılarında heteroseksüel kadınlarla benzer özellikler bulunmuştur. Eşcinsel erkeklerin beyinleri erkeklik feromonuna aynen heteroseksüel kadınlar gibi tepki vermektedir. Normalde bir erkek çocuğun eşcinsel olma ihtimali %2-3 ken, tek yumurta ikizi eşcinsel olduğunda bu oran %30-40 lara çıkmaktadır.
Aynı şekilde transeksüellikte de genlerin, anne karnında yaşanılan sürecin etkili olduğu bir çok araştırmada desteklenmiştir. Örneğin bir araştırmada kadınlardan hoşlanan trans erkeklerin (kendini erkek gibi hissedip kadınlara ilgi duyan kadın) beyinlerdeki beyaz maddenin erkeksel yönde olduğu bulunmuştur. Başka bir araştırmada yine kadınlardan hoşlanan trans erkeklerin sol ön singulat kortekslerindeki kan akımının, heteroseksüel kadınlara göre daha az, sağ insulalarında ise daha çok olduğu bulunmuştur. Bu iki bölge bilinç ve cinsel davranışlarla bağlantılı olmasıyla bilinmektedir. Bu araştırmaların daha hormon terapisi almayan translar arasında yapıldığını belirtmek isterim.
Daha onlarca araştırma olup sadece yukarıya birkaçını koydum.
Eşcinselliği benim ahlakım ya da dinim kabul etmiyor. O yüzden eşcinsellik yanlıştır.
Ahlak kişiden kişiye, toplumdan topluma değişen bir şeydir. Kimse kendi ahlak anlayışını başkasına dayatamaz. Eşcinsellik başkasına doğrudan zarar vermediği için ister doğuştan ister tercih olsun kısıtlanmamalıdır.
Aynı şekilde kimse dini inancını da başkasına dayatamaz. Eğer karşındaki müslümansa söylersin eşcinsel ilişkiye girersen günaha girersin diye, uyarını yaparsın. Ama aşağılamaya hakaret etme hakkına sahip değilsin. Karşındaki dinlere inanmıyorsa zaten hiç karışamassın.
Ayrıca islamda flört etmek, el ele tutuşmak, karşı cinsin eli ve yüzü haricindeki bir bölgeye bakmakta günahtır.(illa şehvetle bakmanız da gerekmiyor) Kendiniz bunları yaparken hiç bir şey olmuyorken, konu eşcinsellik olduğunda hemen ayetleri sıralamanız ikiyüzlülükten başka bir şey değildir.
Bu sitede grup seksle ilgili bir soruda bile dini yorumlar çok azken nedense konu eşcinsellik olduğunda birden dini yorumlar dolup taşmaktadır.
9) Eşcinsellere nasıl davranmalıyım?
Heteroseksüellere nasıl davranıyorsanız eşcinsellere de o şekilde davranmanız gerekir. Aşağılamak yanlış olduğu gibi birçok kızın yaptığı gibi eşcinsel erkekleri bir insan olarak değil, alışveriş yaparken yanında dolaştırdığı bir süs eşyası olarak görmekte yanlıştır. "Ayy ben eşcinsel erkek arkadaşım olmasını çok isterim, birlikte alışverişe çıkarız" derken onları ötekileştirdiğinizi unutmamalısınız.
Bir erkek kız arkadaşından bahsettiğinde nasıl "ayy sen demek heteroseksüelsin, tabi cinsel tercihine saygı duyuyorum" demiyorsanız eşcinsele de dememelisiniz.
3 notes · View notes
gayarkadaslik · 3 years ago
Text
Erkek neden Travesti olur ? travesti transseksüel nedir? Ya homoseksüalite?
Erkek neden Travesti olur ? travesti transseksüel nedir? Ya homoseksüalite?
Bir erkek neden travesti olur ?  Bir trans birey olarak artık bende emin değilim bir erkeğin neden travesti olduğundan. Aslında konunun konuyu açtığı bir durum. Lakin fazla dallandırıp budaklandırmak istemiyorum. Eğilimler ve fiziki şartlar önemlidir. Farkında olmak gerek! Eğilim dediğimiz şey bilindiği üzere kişinin doğuştan gelen, (halk arasında içinden gelen) dış görünümünden bağımsız olarak…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
kadinbakisi · 3 years ago
Text
Seyhan Soylu Kimdir, Kadın Mı, Trans Mı, Kaç Yaşında?
Seyhan Soylu Kimdir, Kadın Mı, Trans Mı, Kaç Yaşında?
Sisi lakaplı Seyhan Soylu, Filiz Akın’a benzemek için yaptırdığı onlarca ameliyat ile gündeme gelen bir isim. Son günlerde magazin programlarının gündeminden düşmediği için, aslen kim olduğu yaşı gibi birçok bilgi merak edildi. Soslu, yere düşerek kaburgasını kırdığı için, göğüs silikonlarının patladığını söyleyerek bıçak altına yattı. Yatmışken de diğer ne şikayetleri varsa onları da aradan…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
gaysite · 3 years ago
Text
Erkek neden Travesti olur ? travesti transseksüel nedir? Ya homoseksüalite?
Erkek neden Travesti olur ? travesti transseksüel nedir? Ya homoseksüalite?
Bir erkek neden travesti olur ?  Bir trans birey olarak artık bende emin değilim bir erkeğin neden travesti olduğundan. Aslında konunun konuyu açtığı bir durum. Lakin fazla dallandırıp budaklandırmak istemiyorum. Eğilimler ve fiziki şartlar önemlidir. Farkında olmak gerek! Eğilim dediğimiz şey bilindiği üzere kişinin doğuştan gelen, (halk arasında içinden gelen) dış görünümünden bağımsız olarak…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
acid-gramma · 4 years ago
Note
Nej pride ayına fazla sinir oluyorum tüm bizden daha kötü durumda ki o insanlar için kılımızı bile kıpırdamazken iki erkek sikişsin de 1 ay boyunca siktiriboktan 1 bayrağın önünde selam duramam ne isterseniz onu yapın ama size bir tavsiye vereyim eğer sikimsonik pride yürüyüşlerinde soyunarak içinde bulunduğunuz topluluğa yönelik ön yargılar oluşturmak yerine bilim spor veya sanatla uğraşarak hiç de düşündükleri gibi olmadığınızı kanıtlayın transeksüel olmakdan başka vasfınız ne amk
Lgbti üyelerinden herhangi birinin hayatı boyunca yaşadığı psikolojik/fiziksel şiddetin onda birini yaşasaydın götüne vura vura intihar ederdin. Homofobi tarzı nefret sucları günlük hayatımızda en çok karşılaştığımız insanlık dramı, hepimizin çevresinde onlarca belki yüzlerce var. Sen o comminityde değilsin diye tehlikenin farkında olmayabilirsin ama fark ettireceğiz sana. Birbirlerinden güc destek alan, kimsenin sahip cıkmadığı insanların birbirine sahip çıkmasını görmekten, birbirlerine aile demesinden daha güzel ne olabilir amk. Ön yargılarını da kıcına sokarsın engelliyorum seni
48 notes · View notes
epifizz · 4 years ago
Note
Transeksüel bir insanın beyni ben buyum dediği cinsiyete mi aittir örneğin trans bir erkek için erkek olmak istiyor veya erkek gibi hissediyor diyenler var ben trans bir erkeğim ve böyle denmesi rahatsız ediyor örneğin trans bir kadın ben kadınım diyen bir insan düşünelim bu insan kadın olmak istiyor demek ne kadar doğru ya da kadın "gibi" hissediyor demek o zaten bir kadın değil mi? Biyolojik olarak farklı olması onu erkek mi yapiyor?
Önceleri giydiğin kıyafetler ve renkler üzerinden bir cinsiyet ayrımı yapılabilirdi, sonradan yapılamamaya başladı. Sonradan insanlar tavırlara bakarak cinsiyet ayrımları yapmayı sürdürdü ancak zamanla burada da katı sınırlar olmadığı bir spektrum olduğu açığa çıktı. Artık insanlar biyolojik yapıya göre cinsiyet ayrımı yapmaya çalışıyor ancak tarihin bize gösterdiği gibi gözün gördüğü, cinsiyeti bir sınıra hapsetmek için pek de işlevsel görünmüyor.
Butler bu hususta translığı çok özel bulur. Translığın, başka bir cinsiyet rolünün taklidi olmasının ifadesi değil, aslında her cinsiyet rolünün bir seçim olduğu gerçeğine vurgu yaptığını söyler. Cinsiyetleri kalıp başlıklar yerine, geçişken spektrumlar olarak görmenin önemli olduğunu düşünmekteyim ben de bu noktada. 
3 notes · View notes
kadinbakisi · 3 years ago
Text
Ayta Sözeri Erkek Mi?
Ayta Sözeri Erkek Mi?
Kırmızı Oda dizisinde Zekiye Keklik karakterini canlandıran oyuncu Ayta Sözeri oyunculuğu ve güçlü sesiyle dikkat çekti. İzleyici de Ayta Sözeri erkek mi diye araştırmaya başladı. Peki Kırmızı Oda Keklik Ayta Sözeri erkek mi, kadın mı? Annesi Çerkes asıllı olan Ayta Sözeri 31 Mart 1976’da doğdu. Batı Almanya doğumlu olan Ayta Sözeri 20’li yaşlarda cinsiyet değiştirmeye karar verdi. LGBT aktivisti…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
devrimcikadinlar · 7 years ago
Photo
Tumblr media
Tekirdağ Hapishanesi'nde tabutlukta tutulan trans kadın Diren Coşkun, ölüm orucuna başladı
2018-01-30 18:21:06
LGBTİ Derneği Sözcüsü Kıvılcım Arat, Tekirdağ 2 No’lu Hapishanesi’nde tabutlukta tutulan Diren Coşkun’un 25 Ocak itibariyle ölüm orucuna başladığını duyurdu.
Arat, sosyal medya hesabından yaptığı duyuruda “Bugün Tekirdağ 2 No’lu tabutlukta tutulan arkadaşım Diren Coşkun’u ziyarete gittim. Diren’in tüm demokratik kamuoyuna bir ilanı var” dedi. Arat, Coşkun’un mesajını şöyle aktardı:
“Burada insan onuruna aykırı birçok uygulamaya maruz kalıyorum. Üzerimizdeki ağır tecridin kaldırılması, gasp edilen ameliyat ve tedavi hakkımın iadesi için bedenimi ölüme yatırıyorum. 25 Ocak’tan beri ölüm orucu eylemine başladığımı demokratik kamuoyunun bilgisine sunuyorum.”
Arat, ölüm orucu kararına giden süreci aktardı.
Kıvılcım Arat, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalara şöyle devam etti:
“Çok zor böylesi bir haberi iletmek. Ama elçiye zeval olmaz. Canım yana yana bu fotoğrafın altına Diren’i ÖLÜM ORUCU kararına götüren süreci yazmaya çalışacağım. İnfaz hakimliği, epilasyon tedavisinin izni için Trans mahpus Diren ile, 24 Ocak Çarşamba günü görüşüyor.”
“İnfaz hakiminin, T.D. Hastanesine sorusu şu: Epilasyon tedavisi, transeksüel mahkum(lar) için hayati önem arz eder mi? Diren, kurulda asıl kararı verecek olan psikiyatri doktorunun transfobisine maruz kalıyor. Doktor, suratına bile bakmadan dosyayı bildiğini söylüyor ve Bakırköy Devlet Hastanesine sevk yazıyor. Diren, aylardır oyalandığını ve yanlış yönlendirildiğini söylüyor. ���
Diren Coşkun yaşadıklarını Kıvılcım Arat vasıtasıyla şu şekilde aktarıyor:
“‘Siz (translar) zaten hep böylesiniz, çıkışıyorsunuz’ dedi. Kendisine saygısızlık yapmadığımı, bir hekim olarak beni dinlemediğini söyledim. Psikiyatri bilimi sıkıntıyı dinleyerek analiz eder değil mi? Psikiyatrın kaba ve aşağılayıcı tavırları ağlattı beni. Ve üstüne ‘ben sizin cinselliğinizle ilgilenmiyorum’ dedi. Cinsellik ile cinsiyet kimliğinin ne alakası var diye sorunca ‘Çıkarın bunu’ diye bağırdı. ‘Bana bir şey olursa sorumlusu sizsiniz’ dedim. Doktor, ‘Dosyasında zaten transseksüel olduğu yazıyor’ diyor. Madem öyle neden ben sürekli alakasız yerlere götürülüyorum? Üroloji doktoru bana ‘kadın mı olmak istiyorsun, erkek mi’ diye soruyor. Üremeden yoksun olma şartı zaten insan haklarına aykırı! Buse 20 yıldır tecrit altında. 5 yıldır ameliyat olmak için uğraşıyor. 5 yıldır keyfi uygulamalara maruz kalıyor. Şimdi aynı süreci bana yaşatmaya çalışıyorlar. Ben, Buse’nin yaşadığı süreci yaşamak istemiyorum. Gerçekten öldürmekten beter ediyorlar. Benim kaybedecek hiçbir şeyim yok. Eğer ameliyatım yapılmayacaksa ölmeyi tercih ederim.”
“Bir sürü hukuksuzluk var. Hak gasbı var. Sürekli yaşanan bir istismar var.Yasal hakları dahi kullanamıyoruz. Hiç bir talebimiz kabul edilmiyor. İdare sürekli oyalıyor. Dilekçelerimize cevap verilmiyor.”
‘Bugün ölüm orucunda 6’ncı gün’
“Trans mahpus Diren Coşkun der ki; ‘Ameliyat ve tedavi hakkım için, uygulanan tecridin kaldırılması talebi ile 25 Ocak’ta ÖLÜM ORUCUNA BAŞLADIM. Bugün 6. gün!'” açıklamasında bulunan Kıvılcım Arat’ın aktarımına göre, konuyla ilgili Diren Coşkun’un anlattıkları şöyle:
“Ameliyat ve tedavi hakkım engellenecekse ve üzerimizdeki tecrit kalkmayacaksa ölümü tercih ederim. Burada insan onuruna aykırı bir çok uygulamaya maruz kalıyoruz. Ağustos ayından beri tutukluyum ve hala bir cımbız alabilmek için dilekçe yazıp duruyorum. Kantinde yalnızca traş köpüğü, jilet, erkek iç çamaşırı gibi erkeklere özgül ihtiyaçlar var. Bir insan tutuklandığından beri 3 defa intihar ediyorsa büyük bir sıkıntı vardır değil mi? 3 defa intihar girişimim oldu ama hala ne bir adım atılıyor, ne cevap veriliyor? 1.Sulh Mahkemesine dilekçe yazdım, doğru yere başvurmama rağmen Nöbetçi Sulh’a yönlendirdiler. Onlarda yanlış diyerek tekrar 1.Sulh hukuk mahkemesine yönlendirdiler. Tutuklandığım günden beri hukuk ve sağlık sisteminin içinde sürekli hak yoksunluğu yaşıyorum, sürekli keyfi uygulamalarla karşılaşıyorum.”
“T.dağ 2 No’luda sürekli yaşadığımız şeyler; haktan yoksun bırakma, hak gasbı, istismar, taciz, tecrit. Ölüm Orucundan vazgeçirmek için Hapishane yönetimi ceza ile tehdit ediyor sürekli. Ben de ‘Ölüme yatmışım, siz hangi cezadan bahsediyorsunuz’ diyorum.”
(Gazeteyolculuk)
14 notes · View notes
hurtworld · 7 years ago
Text
Whatsapp Grubumuzdan Haberiniz Var Mı?
      Arkadaşlar yalnız olmak zor şeydir. Bizler ise baya değişik insanlarız. Yalnız kaldık ve bir whatsapp grubu kurduk basit temel kurallar üzerinde grubu tamamen özgür bıraktık.
Tumblr media
       İlk açıldığında grubumuzda 3 tane temel kural bulunmaktaydı bunun haricinde hiç bir kural bulunmamaktaydı fakat zamanla bizim koymadığımız kurallardan yararlanan kötü insanlar oldu ve bu kural listesini geliştirmeye karar verdik yeni kurallarımız ise şöyle.
Grup içindeki her kişi sırlarını paylaşabileceği, samimi bir ortam kurmak için geliyor. Bu yüzden grup i��inde gruptan tanıştığınız insanlarla romantik ilişki kurmak, kurmaya yönelik eylemde bulunmak, tabiri caizse yavşamak gruptan atılmanızla sonuçlanır.
Grupta farklı sosyal kimlikten insanlar bulunmaktadır, grup bu kimlikleri kısıtlamadan Kürt, Türk, Çerkez, Ermeni yada Lezbiyen, Gay, Transeksüel demeden herkesin katılımına açıktır ve gruptaki her üye eşit şartlarda rol oynamaktadır.(Grupta belirli bir süre bulunan katılımcılar yönetici yapılır.) Bu yüzden belli bir kitleyi veya bir kişinin benimsediği ideolojiye yapılan hakaret gruptan atılmanıza neden olur. Grupta bu güne kadar her türlü düşünce/konuşma ve davranış hoş görülmüştür. Özelliklede siyasi görüs farkındalıkları ne kadar uç noktada olsa bile tarafımızca kabullenilmistir. Fakat grup yonetimi olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasına bağlı Ulu Ònder ATATÜRK ve onun Silah Arkadaşlarını kendine Ata bellemiş onların bıraktığı mirasi korumaya; Çağdaş, çalışkan, dürüst bir insan, bir Türk olmaya ant icerek büyümüş, sahip olduğumuz kanın bize verdiği güçle serefimiz olan vatan toprağına gelecek her tehtite hazır hale getirilmiş Türk Gençliğiyiz. Birinci vazifemiz Türk İstiklalini ve Türkiye CUMHURİYETİNİ korumaktır. Bu vazifenin ön gördügü ve sebep olduğu üzere son referandumdan sonra tanınan kararı bütün grup yönetimi olarak reddediyor. Grubumuzda “Recep Tayyip Erdoğan” adlı bireyin propaganda ve söylemlerinin yapilmasıni, “Ak Parti” adindaki siyasi partiye dair görüşlerin paylasilmasini, vatanın bütünlüğünü tehtit eden soylemlerde bulunulmasini kattiyen yasakliyoruz.
Gruptaki herkes zaten gerçek hayatta takılmayan, iplenmeyen, mutsuz hatta sorunları olan kimselerdir bu yüzden en ufak mesaja kadar bütün mesajları umursamanız gerekmektedir. Bütün grupların aksine sadece bizim grubumuzda “yazdığını, mesajını görmedim” bahane değil, özür dilemenizi gerektiren bir olaydır. tabiki her gözden kaçıranı atmıyoruz fakat kasıtlı olarak birilerini umursamaz veya bu davranışları yinelerseniz gruptan atılırsınız.Ayrıca grupta bir konu konuşulurken başka bir konu açmamanız gerekmektedir. Bunu yaparsanız uyarılırsınız.
Grupta bu kurallar hariç her şey serbesttir. Küfürlü konuşuyor diye insan atmıyor veya cinsel içerikten dolayı insanları ayıplamıyoruz. Grubumuza katılan herkesin en az 16 yaşında olması gerekmektedir. 18 yaşından küçüklerin sakıncalı içerikten dolayı otomatik indirmeyi kapatması gerekmektedir. Grubun amaçlanan yaş ortalaması 20 dir. Gruba katılım üst sınırı ise 25 dir.
- Grup izmir ve cevresinde düzenli buluşmalar yapmayı düşünüyor izmirdeyseniz veya katılabilirseniz yönetime yazarsanız sizi buluşma grubunada alırlar.
* Erkek üyelerle ilgili bu madde abi tumblr amsalak doldu erkek halimle bile bana yürüyorsunuz. Gelecekseniz ortam belli kızlara yavşak yavşak hareket yapanı atarım bide gelir burda ifşalarım ne kadar bağlantım varsa mesaj atar gündeme taşırım sizi siktim sene bir daha tumblr grubuna giremezsiniz.
Tumblr media
Bütün bunlar senin açından bir sorun içermiyorsa grubumuza gelebilirsin! Yeni mahallene hoş gelmeden önce dip not düşeyim son olarak. Biz arkadaşlarımızı ve arkadaşlıklarımızı, grubumuzu önemsiyoruz. Bazen bir mesaj atıyor bazen binlercesini yazıyoruz, orda sevinip orda üzülüyoruz… Anladın mı ? Bizim için önemli, o yüzden geleceksen eğer herkesin seni karşılamasından da anlarsın ki seni hemen aramıza alırız. Aramıza aldığımız kimselerin iki saat sonra gitmesinden hoşlanmıyoruz. Eğer cidden bize vakit ayırıp grubumuzu birlikte büyütmeye kararlıysan gel!  Bakıp çıkmak için gelme. Zaten bilmen gereken her şeyi sana yazıyoruz, içinde bundan başkası yok.Grubumuza 16-25 yaş arası herkes davetlidir. Girişlerimiz açıktır.Bunu gerçekten tarafsız olarak herkesin neyle karşılaşacaklarını görmesi için böyle yaptık. Biz Herkese açığız demek için. Otur düşün yarın yeni bir aile daha istiyorsan bu yazının üstüne tıkla. Olmadıysa aşşağıdaki linke bas.
https://chat.whatsapp.com/invite/283KtLNV5U37JgDKRd2rta#
158 notes · View notes
e-pifiz · 7 years ago
Text
EŞCİNSELLİK
Tumblr media
Geçtiğimiz günlerde her yıl tekrarlanan, yanlış anlaşılmalara ve tepkilere karşı mücadele etme amacıyla yapılan  onur yürüyüşü gerçekleşti.  Bende –biraz geç  olsa da- bu yürüyüş adına, eşcinsellik hakkında bilinmesi gereken  bazı noktalara değinmek istiyorum.
Homosexulatiy –türkçede ki karşılığı ile eşcinsellik-,  bir türün bir bireyinin, kendisiyle aynı cinsiyetten bir diğer bireye karşı romantik veya cinsel bir çekim hissetmesi veya bu iki birey arasında cinsel etkileşim yaşanmasıdır. Temel kavramlardan herşeye en başından başlayacak olursak:
 Cinsiyet (Sex)
Cinsiyet, sperm ve yumurtanın birleşmesiyle ortaya çıkan bir unsurdur ve dolayısıyla, bir yavru doğarken mutlaka bir cinsiyet ile doğar. Kimi zaman bu cinsiyete, diğerleriyle karıştırmamak adına biyolojik cinsiyet de denebilir. Kısaca cinsiyet, bir bireyin genlerinden kaynaklı oluşan üreme organları ve özellikleri ile tanımlanan bir olgudur.
Bilindiği kadarıyla 3 farklı cinsiyet tanımlanmaktadır: erkek, dişi ve erdişi (hermafrodit). X-Y kromozomal sistemine uyumlu olarak evrimleşmiş canlılarda erkekler XY kromozomal kombinasyonu ile, dişiler ise XX kromozomal kombinasyonu ile doğarlar. Hermafroditlik ise bu sistemde birkaç farklı şekilde ortaya çıkabilir; ancak bu etapta, basitçe hem XX'in, hem de XY'nin bir arada bulunmasından kaynaklı olarak ortaya çıktığının bilinmesi yeterli olacaktır. Bir diğer sık karşılaşılan neden de, Y kromozomu üzerindeki SRY geninin X kromozomu üzerine geçmesidir. Genel bir tabiriyle hermafrodit bireylerde iki üreme sistemi de bir arada oluşur.
Tumblr media
 Biyolojik cinsiyetlerin özellikleri, bu cinsiyetleri doğuran genlerin etkisiyle oluşur.
Ancak bu organlar ve bu organlara bağlı olarak salgılanan hormonlar, bu kişilerin "nasıl hissedeceklerini" tek başına etkilemeye yetmezler.  Genetik, hormonlar, epigenetik ve psikolojinin birleşik bir etkisiyle olduğu düşünülüp yinede kesin bir karara varılamamış birtakım sebeplerle, bazı bireyler eşeylerinin genel özelliklerinden (ki bu genel özellikler toplumda "normlar" olarak algılanır) farklı şekilde hissetmesine neden olur. Dolayısıyla, bir insanın doğuştan gelen bir özelliği olan "erkeklik" ve "dişilik", onun cinsel faaliyetlerinin nasıl ve hangi cinsiyete yönelik olacağını belirlememeye yetmemektedir. İşte eşcinsellik ile ilgili yanlış anlaşılmaların kökeni, bu noktadaki varsayımdan kaynaklanmaktadır. Anlaşılması gereken, bir bireyin erkek genetik yapısıyla doğmasının, onun dişilerle çiftleşmeye yöneleceğini garanti etmemesidir. 
 Toplumsal Cinsiyet (Gender): 
Toplumsal cinsiyet, cinsiyetlere toplum tarafından yüklenen fiziksel, biyolojik, zihinsel ve davranışsal karakterlerin tümüdür. Bu kavram, insan türünün biyolojik evrimi sonucunda ortaya çıkan kültürel evriminin bir ürünüdür. Ayrıca bu kavramın bazı diğer iri beyinli primatlarda da görüldüğü düşünülmektedir. 
Daha basit bir biçimde bu kavramın tanımı, erkeksilik (maskulin) ve kadınsılık (feminen) olarak yapılabilir. Bazı fiziksel özellikler, hareketler, davranışlar toplum tarafından "erkeksi" karşılanırken, bazı diğerleri aynı toplum tarafından "kadınsı" olarak karşılanır. Bu yaklaşımların doğrudan biyolojik bir arkaplanı bulunmamaktadır. Üstelik bu ayrım, kültürden kültüre değişebildiği gibi, aynı kültür içerisinde farklı zaman dilimlerinde farklı tanımlar kazanabilir.
Örnek olarak, küçükken erkek çocuklara “mavi”, kız çocuklara ise “pembe” rengin tercih edilmesi gösterilebilir.
Tumblr media
Cinsel Yönelim (Sexual Orientation)
Bir bireyin, romantik ve/veya cinsel ilgi duyduğu cinsiyete göre kategorize edilir. Aynı zamanda cinsel yönelim, hiçbir cinsiyete ilgi duymama durumunu (aseksüellik) da içerir. Bu açıdan cinsel yönelim, dört kategoride incelenebilir: aynı cinsiyete ilgi duyma (eşcinsellik - homoseksüellik), farklı cinsiyete ilgi duyma (heteroseksüellik), iki cinsiyete de ilgi duyma (biseksüellik), hiçbir cinsiyete ilgi duymama (aseksüellik). 
 Her ne kadar insanlar biyolojik bir cinsiyet ve o cinsiyete "yapışık" olarak doğan bazı toplumsal cinsiyet tanımları ile, bir toplumun içine doğuyor olsa da, bireylerin her zaman bu tanımlara uyan cinsel yönelimler geliştirmediği görülür. İşte "eşcinsellik" kavramının başladığı nokta, burası olarak görülebilir. Yani her erkek doğan birey dişilere, her dişi doğan birey erkeklere yönelmek zorunda değildir. 
Bireyler, eşcinsel olmayı seçmemektedirler. Çünkü hiçbir birey, cinsel eğilimini seçemez. Eşcinsel olmayan bireyler nasıl ki karşı cinsiyete ilgi duymayı isteyerek yapmıyorlarsa, eşcinseller de kendi cinsiyetlerine ilgi duymayı isteyerek yapmamaktadırlar. Bu önemli noktayla ilgili çok sayıda araştırma yürütülmektedir. Hemen hemen hepsi, benzer sonuçlara varmaktadır: cinsel yönelim, henüz kesin olarak bilinmeyen nedenlerin etkisi altında, çok küçük yaşta belirlenmektedir ve sonrasında (çok nadir durumlar haricinde) değişmemektedir. Bu durumda, bu kişilerin oldukları gibi kabullenilmeleri toplum açısından en modern ve akıllıcası olacaktır.
Cinsel Kimlik (Gender Identity)
Bir birey, genlerinden veya toplumdan kaynaklı tanımlardan bağımsız olarak, kendi benliğiyle, kendisinin hangi toplumsal cinsiyet kalıbına uyduğunu belirlemesi veya kendi tanımlarını yaratmasıdır.
Eğer ki bir bireyin cinsel kimliği, onun biyolojik cinsiyeti ile aynı değilse, bu kişilere transeksüel (transgender) adı verilir. Her ne kadar toplum genelinde bu sözcük "ameliyat ile cinsiyet değiştirme" anlamına gelse de, psikolojik terminoloji açısından illa ameliyatla cinsiyet değişimi gerekmemektedir. Transeksüellik, cinsel yönelimden bağımsız bir olgudur; dolayısıyla transeksüel bir birey yukarıda saydığımız herhangi bir cinsel yönelime sahip olabilir.
Doğada Eşcinsellik
Günümüzde  kuşlardan insanlara, kertenkelelerden böceklere kadar kadar yüzlerce farklı türde homoseksüel ilişki tanımlanmıştır. Dolayısıyla eşcinsellik, tamamen doğal olarak görülmelidir. Zira bu olgu sadece bir avuç türde değil, tanıma bağlı olarak Dünya üzerinde 500 türden fazlasında bulunduğu bilinmektedir.
Tumblr media
Eşcinsellik Bir "Hastalık" veya "Anomali" Mi?
Eşcinsellik kavramının doğadışı olması için doğrudan biyolojik herhangi bir sebep de görülmemektedir. Eşcinsellik sadece günümüzde bir avuç türde görülen bir "anomali" değildir. Tam tersine, evrimsel sürecin ölümcül ve sert testine muhtemelen milyonlarca yıldır direnebilmiş, dolayısıyla doğallaşmış bir davranıştır. Bu sebeple, sadece şahsi inançlar ve düşünceler çerçevesinde, sırf alışılagelmiş tanımların dışarısında gibi gözüküyor olduğu için bir cinsel yönelimi "anormal" saymak ve karşı propaganda yürütmek, en yumuşak tabiriyle insanlık dışıdır. Bu zayıf iddialardan uzaklaşılması ve konunun bilimsel arkaplanının irdelenmesi gerekmektedir.
Homoseksüeller bilimsel olarak ne anormaldir ne de hastalıklıdır. En basit tanımıyla bir olgunun "hastalık" veya "anomali" ("anormallik") olarak değerlendirilebilmesi için, o unsurun bireyin ölümüne neden olması veya bireyin yaşam standartlarında fiziksel, biyolojik veya psikolojik bir kötüleşmeye neden olması gerekektedir. Eşcinsellik, bunların hiçbirine neden olmamaktadır (tıpkı heteroseksüelliğin olmaması gibi).
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), eşcinselliği 70'li yıllarda hastalıklar ve rahatsızlıklar kapsamından çıkarttı. Benzer şekilde Amerikan Psikoloji Derneği (APA) da eşcinselliğin bir tercih olmadığını, doğal olduğunu ve değiştirilemeyeceğini açık ve net bir şekilde belirtti.   APA ayrıca "eşcinsellikten vazgeçirme terapilerinin" bireylere zarar verebileceğini de belirtti (AK/EÜ).
Bilim insanlarının konuyla ilgili görüşleri hiçbir tartışmaya kapı açmayacak kadar net:"Eşcinsellik bir hastalık değildir, dolayısıyla tedavisi de sözkonusu olamaz".
 Bu açılardan bakıldığında, eşcinselliği çeşitli hastalıklara benzetmekten ziyade, "boy uzunluğu" gibi bir özelliğe benzetmemiz gerekmektedir. İkisi de belki de binlerce genin varyantlarından etkilenmektedir. Üstelik ikisinde de çevresel faktörler de sonucu kökünden değiştirebilmektedir. Bu nedenle popülasyon içerisinde sadece 1.80 ve 1.60 olan insanlardan ziyade, çok geniş bir spektruma yayılmış çok sayıda varyasyon (çeşitlilik) bulunmaktadır: 1.61 olan da bulunur, 1.92 olan da... Aynı şekilde, eşcinsellik de "eşcinsel olan" ve "eşcinsel olmayan" gibi bir ayrıma sahip olmayabilir! Genlerimizin farklı cinsiyetlere yönelimimizin miktarını etkilemesi, her birimizde eşcinselliğe kısmen veya tamamen yatkınlık olduğunu göstermektedir. Tıpkı boy uzunluğunda uçlar olması gibi ("çok uzun" ve "çok kısa" gibi), eşcinsellikte de uçlar var olabilir: "eşcinsel olduğunu açıkça kabul edenler" ve "eşcinselliğe dair içerisinde hiçbir his olmadığını savunacak kadar bundan uzak olanlar" gibi... Nasıl ki uzun olan bir bireyin de, kısa olan bir bireyin de en nihayetinde bir "boy uzunluğu" varsa; eşcinsellerin de, heteroseksüellerin de mutlaka bir "cinsel yönelimi" vardır. Bu cinsel yönelimi sadece "eşcinsel" ve "değil" olarak nitelemek hatalı olabilir. Arasında kalan geniş bölgede bol bol "grilikler" bulunuyor olması çok muhtemeldir.
 Eşcinselik ve Evrim
Madem homoseksüel ilişkide yavrular doğmuyor, neden evrimsel süreçte homoseksüeller veya buna yatkın olanlar elenmemişler?
 Bununla ilgili pek çok hipotez ileri sürülmüştür. Bunlardan biri, eşcinselliğin bazı durumlarda cinsel başarıyı dolaylı olarak da olsa arttırdığı yönünde olan ilgi çekici bir iddiadır. Bu iddiaya göre, aynı cinse ilgi duyan bireyler hiyerarşik düzende kolayca üst basamaklara çıkarak karşı cinse ulaşma şanslarını arttırırlar. Bu iddiaları düşünürken, sadece insanları değil, diğer yüzlerce hayvan türünü de hesaba katmak gerekir. 
Bir diğer hipotez de, eşcinselliğin bireyleri desteklemek yerine grupları ve grup yaşantısını desteklemesinden taban almaktadır.
Bir diğer hipotez, eşcinselliğin nötral bir karakter olmasıdır; yani eşcinsellik ne avantaj ne de dezavantaj sağlar (veya avantajları ile dezavantajları birbirine yaklaşık olarak eşittir).
Ortaya atılan bir diğer hipotez, eşcinselliğe sebep olan ve henüz tam olarak tespit edilememiş olan genlerin, kadınların cinsel verimliliğini arttırdığı; bu sebeple genel olarak yavru üretilemese bile eşcinselliğin elenmeden günümüze kadar gelebildiği yönündedir. Bu hipotezi savunanların çıkış noktası, orak hücre anemisinin zararlı bir mutasyon olmasına rağmen Sahra Altı Afrika
İleri sürülen bir diğer hipotez, bazı dişilerin, eşcinsel eğilimli erkekleri seçmesi sonucu Cinsel Seçilim yoluyla, üreme konusunda olumsuz etkileri olsa bile, dişi tercihinden ötürü eşcinselliğin korunmasıdır.
Eşcinselliğin Genetik Kökenleri
Eşcinsel erkeklerin (gaylerin) ortak bir "gay genine" sahip oldukları iddiası 1990'larda insanlar arasında kafa karışıklığına neden oldu. Çünkü, doğumun kusursuzluğu ve kutsallığı gibi iddiaların arkasına sığınarak eşcinsel insanları ötekileştirmeye çalışan insanların planlarını suya düşürüyordu. Ancak son 20 yılda yapılan yeni araştırmalar, bu ayrımcı insanları pek sevindireceğe benzemiyor: çünkü bulgular, gaylerde ortak bir genin bulunduğu fikrini doğruluyor gibi gözüküyor; hatta eşcinselliğe neden olan yeni gen adayları bile sunuyor! 
Evrimsel bir genetikçi için bir insanın genetik yapısının onun eş bulma tercihlerini etkiliyor olduğu fikri hiç de şaşırtıcı değildir.Bunu gördüğümüz üzere, Hayvanlar Alemi'nde de  sıkça raslarız. İnsanların cinsel yönelimlerini etkileyen çok sayıda gen bulunduğu düşünülüyor. Bu konuda yapılan araştırmalar, çok ilginç bir noktaya ulaşmamızı sağladı: Belki de "eşcinselliği" tamamen hatalı yorumluyoruzdur? Belki de eşcinsellik, sadece cinsiyetlerin birbirlerine olan yakınlığını etkileyen genlerdeki bir farklılık, bir varyasyondur? Yani eşcinselliğe sebep olduğu düşünülen ve henüz net olarak tespit edilememiş olan bu genleri "gay genleri" olarak düşünmek yerine belki de bu genleri "erkek sevme genleri" olarak yorumlamamız gerekiyordur! Çünkü yeni araştırmalar, bu değişken genlerin dişilerde erkeklerle daha erken ve daha sık çiftleşmesini ve dolayısıyla daha fazla çocuğa sahip olmasını sağlıyor olabileceğini gösteriyor. Buna benzer bir şekilde, lezbiyen kadınlarda "dişi sevme genleri"nin bulunmaması şaşırtıcı olurdu. Bu genler de onların erkeklere karşı tutumlarını belirliyor olmalı... Ancak bu konuyu detaylandırmadan önce, "gay genleri" denen bu genleri ile ilgili temel araştırmalara bakmakta fayda var.
İnsanlarda bulunan genetik varyantları (bir genin farklı çeşitlerini), o insanların ailelerindeki farklılıkları takip ederek tespit edebiliriz. Kalıtımda gördüğümüz bazı desenler, "aleller" olarak da bilinen gen varyantlarını ortaya çıkarırlar. Bunlar, saç rengi gibi sıradan özelliklerimizi belirlediği gibi, orak hücre anemisi gibi hastalıklara sahip olup olmayacağımıza da karar verirler. Boy gibi sayısal olarak ölçülebilir özelliklerimiz genellikle çok sayıda gen ve çevrenin iş birliği ile belirlenirler.
Ancak bu teknikleri erkeklerin eşcinselliğini tespit etmekte kullanmamız zordur. Çünkü ne yazık ki birçok eşcinsel erkek, bu konuda açık değildir ve "sırlarını" kendilerine saklarlar. Bu nedenle de bilim insanları bir ailede kimin eşcinsel olup kimin olmadığını bilemez ve bilimsel bir araştırmanın önü kapanmış olur. Hatta genellikle bu tür genetik araştırmalarda çok güçlü sonuçlar verebilen "ikiz deneylerini" (bir ailedeki genetik olarak birebir aynı olan ikizler üzerinde yapılan araştırmalar) yapmak çok daha da zordur; çünkü hem ikiz olan hem de eşcinsel olduğunu açıkça ifade edebilen bireyleri bulmak çok güçtür. Fakat nadiren de olsa bu yapılabilmiştir ve bu araştırmalar; eşcinsellerin paylaştıkları genlerin hikayenin sadece bir kısmı olduğunu gösteriyor: aynı zamanda hormonlar, doğum sırası ve çevrenin de bir bireyin cinsel yönelimini belirlediği görülüyor.
Tumblr media
Farklılıklara alışın, sırf sizin gibi değiller diye insanları ötekileştirmeyin. Gökkuşağını güzel yapan, içinde barındırdığı  çeşit çeşit renklerdir. Umarım (Alıntılarım olmuştur) bu yazı yazma amacıma hizmet etmiştir. Esen kalın ayol! :)
125 notes · View notes
kadinbakisi · 3 years ago
Text
Kırmızı Oda Keklik Kimdir? Gerçek Adı Ne?
Kırmızı Oda Keklik Kimdir? Gerçek Adı Ne?
TV8’in beğeniyle takip edilen dizisi Kırmızı Oda’da her hafta yeni hikayelere yer veriliyor. Psikiyatrist rolündeki Binnur Kaya’ya kendi hayat hikayelerini içtenlikle anlatan oyuncuların da gerçek hayatı, gerçek isimleri araştırma konusu oluyor. Kırmızı Oda’nın yeni bölümünde Keklik rolünü Ayta Sözeri canlandırıyor. Oyuncu ve şarkıcı olan Ayta Sözeri’nin yaşamı izleyiciler tarafından merak…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
bicayicermiyiz · 8 years ago
Photo
Tumblr media
Gün benim için “Kadınlar Günü"dür, evvela her kadın benim gözümde emekçidir. "Kadın yemek değil, devrim yapar.” da doğru değil bence çünkü kadın yemek de yapar devrim de. Feminizmin yanlış algılandığı gibi bu günün de algısı bi başka hatta kadınlarda bile. On yaşındaki bir kız çocuğunun da günü mesela bugün. “Kadın” demek “Evlenmiş ya da kızlığını yitirmiş dişi insan.” değildir benim gönlümde. “Kadın” olabilmem için evlenmek ya da “kızlığımı yitirmek” zorunda değilim, değilsiniz. Kadınlığı sadece bu belirlenmiş günde de kutlamıyorum ben mesela. “Ben” olabildiğim her gün özel benim için, sizler için de öyle olmalı. Ayaklarımızın altında cennet falan da yok kimse kendini kandırmasın, erkeklerden “saygı” görebilmek için bunu bahane etmek nasıl bir “kadınlık"tır sorarım sizlere. Herkesin "Kadınlık” algısı farklıdır kendince. Benim “Kadınlık” algımda erkekten üstünlük veya aşağılık yok. Manikürsüz tırnaklardan veya dip boyası gelmiş saçlardan utanmak yok. Kilo alıp vermeme rağmen vücudumu sizlerin bencil kalıpları haline getirme gibi bir yönelimim yok. Toplumsal algılar ve roller umrumda değil. Gece bir minibüse yalnız bindim diye, başörtülü değilim ya da başötülüyüm diye, dar giydim ya da kısa giydim diye, gece sokakta tek başımayım diye bana tecavüzü kimse hak göremez ya da kocamın sözünü dinlemedim diye kimse beni dövemez. Sizlerin kabul ettiği dinde öyle geçiyor diye saçlarımı kapatmak zorunda değilim ben. Sadece bugün kendimi “kadın” olarak özel hissetmek ya da özel hissettirilmek zorunda değilim. Erkeklerden sürekli ilgi görmek zorunda değilim. Çünkü ben kıymetimi başkalarına bırakmıyorum, kendime değer veriyorum. Sadece “kadın” olduğum için kendimi yüceltmiyor veya kayırmıyorum. Ben kendimi “BEN” olduğum için seviyorum. Umarım sizler de günün birinde sadece kendi benliğiniz için seversiniz kendinizi. Kadın, erkek, yaşlı, eşcinsel, transeksüel vs. kendinizi nasıl adlandırıyor ya da hissediyorsanız bu özel gününüz de kutlu olsun. KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN! - A.B
6 notes · View notes