#toplandı
Explore tagged Tumblr posts
Text
Ben yine dalından kırmızı orman meyveleriyle bezenen leziz bisküvili pastamla offline'ım 💞
#ahududu#çilek#çikolata#çok tatlı#tatlı rüyalar#dessert#raspberry#strawberry#berry chocolate cake#homemade#bana ait#evde pişti#bahçeden toplandı#midede#berry chocolate#berries#red berries#kırmızı#orman meyveli#frenk üzümü#bisküvili pasta
0 notes
Text
Yusuf Alemdar başkanlığında ilk meclis toplandı
SAKARYA- Yeni dönemin ilk meclisi olan Büyükşehir Belediyesi Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Başkan Yusuf Alemdar’ın başkanlığında toplandı. İlk mecliste divan katipleri, başkan vekilleri, komisyon ve enc��men üyeleri oylamayla seçildi. Başkan Alemdar, açılış konuşmasında “Şehrin kalkınması, milletimizin refahı için bu sorumluluğun üstesinden inşallah birlikte geleceğiz” dedi. Ayrıca mecliste…
View On WordPress
#Ali Kemal Sofu#Alp Eren Aydın#Azim Altıparmak#Erkan Köksal#Halim Kılkış#Hasan Çetinkaya#Hüseyin Gültekin#İlyas Al#İsmet Yavuzyiğit#Kadir Gökhan Karaca#Levent Tunç#Necmi Çatalbaş#Nur Gülşan#Sakarya#Serkan Cerrahoğlu#Ünal Canay#Yusuf Alemdar başkanlığında ilk meclis toplandı
0 notes
Text
aslının aynısı
merhaba arkadaşlar . Sizlerden gelen bir anıyı daha aktarıyorum. Bol sikişli geceler. Merhaba Hasan bey ben küçük bir şehirin küçük bir kasabasında noterde çalışan 25 yaşında oldukça güzel seksi giyinmeyi Sibel Can ölçülerinde yani balık etli bir kadınım evliyim 3 kez hamile kaldım fakat doğum olmadı ya düştü ya da ölü doğum oldu . Bilirsiniz noterlik yapmak için noterlerin avukat olması şart bizim avukat 58 yaşında ama kimse 58 olduğuna inanmıyor oldukça bakımlı hergün kuaför ve güzellik salonlarına giden 175 boylarında 70 75 kg ağırlığında felaket seksi dul bir kadın avukat hanım la birlikte toplam 5 kişiyiz noterde 2 erkek 2 kadın erkekler evli kadınlardan ben evli avukat ve diğer arkadaş dul . Konumuza dönelim bu arada ben Didem avukat Emine hanım beni veznede görmek istediğini veznede ki arkadaşın benim yerime geçmesini istedi . Vezne de görevli Serkan arkadaşım 56 yaşında 3 kız 3 erkek çocuğu olan abdestli namazlı biri o kadar dürüst bir insan daha tanımadım başta yazmıştım küçük bir kasaba diye , kim ne yapmış ne almış ne satmış ilk bizim haberimiz olur. 14 Şubat 2023 günü öğle yemeği için eşimle sözleşmeş fakat eşimi en yakın arkadaşının karısıyla mesajlasırken yakalamıştım bizim yemek fiyasko olmuş içim içim eşimden nefret etmeye başlamıştım . Aynı günün akşamı eşimin telefonunu kopyalamayı öğrenip kendi telefonuma yükledim artık eşim gül ile ne yazışırsa ben görüyordum resmen 4 yıldır birlikte oluyorlarmış ben ayakta uyuyormuşum haa şunuda belirteyim gül ün kocası eşim fikret gülü sikerken masada oturup sikişlerini izliyormuş Fikret aslında çok yakışıklı bir erkek ama siki kalksada erkenden sönüyormuş WhatsApp mesajlarından okuduğum kadarıyla 1000 erkekten 1 inde çıkan nadir bir hastalıkmış ama nede olsa beni aldatıyordu o gece ayrı odalarda yattık sabaha kadar ne yapacağımı düşündüm . Sabah kahvaltısı yapmadan işe gittim moralim bozuk olduğu için pek gülmeden masama oturdum avukat hanım 10 da gelirdi geldi merhaba hayırlı işler arkadaşlar dedi benim suratımın asık olduğunu anlamış beni çağırdı durumu en ince ayrıntısına kadar anlattım mesajları gösterdim bana kısasa kısas yap boşanma dedi nasıl dedim bekle ben sana haber vereceğim dedi . Aradan 1 saat falan geçti avukat hanım Didemle ben çıkıyoruz arkadaşlar gecikirsek siz 5 te kapatıp çıkın dedi avukat hanım ın jipine binip birlikte onun bağ evine gittim 2 lüks otomobil vardı kapıda içeri girince şok oldum 4 erkek hepside çırılçıplak ben geri döndüm avukat hanım hadi kocan seni aldatıyor sende onu aldat kısasa kısas yap dedi soyunarak erkeklerin arasına girdi erkeklerin 2 sinin sikini eline aldı 1 erkek sikini ağzına soktu 1 erkek boşta kaldı oda benim elimden tutup beni kendine çekti elime sallanıp duran sikini verdi hadi bakalım sen benimsin ben de seninim bütün marifetlerini göster bakalım dedi avukat hanım halinden memnun adamın biri yere yatmış avukatın götüne sokmuş diğeri kocaman sikini amıma sürtüp girip çıkıyordu diğeri de avukat hanım ım ağzını sikiyordu o sırada benim elimden tutan sikini ağzıma dayadı ben soktaydım ne yaptığımı neden yaptığımı bilmeden adamın sikini yalamaya başladım adam sik o şekilde yalanmaz al ağzına sakso çek ağzını siktiğim orospu hadi başla dedi ipler kopmuştu zevk almaya bakacaktım dediğini yaptım sakso çekmeye başladım ben çekerken o benim üzerimdeki elbiseleri iç çamaşırlarını tek tek yırtarak çıkarttı adam bana resmen tecavüz edecekti birden titreyerek ağzıma boşalmış sikini ağzımdan çıkartmadan başımı tutmuştu mecburen hayatımda ilk defa döl yutmuştum tadı biraz tuhaf geldi boşalması bitince sikini kaldırana kadar sakso çekmeye devam ettim beni birden kaldırıp domalttı birden amıma soktu hızlı hızlı girip çıkmaya başladı bir taraftan da kalçalarıma tokat atıyordu canım yanıyor ama zevkte alıyordum belki 20 dakika bu şekilde sikti arkadaşlar gelin yardımcı olun dedi diğer erkekler etrafımda toplandı biri yere yattı getir patron ben götünü senin için hazır edeyim dedi beni yere çekti yerde yatan adam sikini götüme sokmaya başladı daha önce çok sikilmiş patron amı daha dar dedi beni ilk domaltıp ( gerisi 2 de )
100 notes
·
View notes
Text
uzun bir günün son kırıntıları;
dünden gelen anannem, dedem kayınvalidemler yemeği yediler. çay içtiler yolumuz uzun deyip yola koyuldular. yedi saat tabi kolay değil. annem bulaşıkları toplamak için diretse de toplamasına müsade etmedim. çocuk var kızım toplayayım dedi, anne sen biraz sev torununu zaten gideceksiniz birazdan dedim. bugün hâlâ daha telefonda kızım evi dağıttık gittik diyordu. onun zaten örnek aldığım huylarından birisi de bu. nereye giderse gitsin sanki kendisi ev sahibi gibi, kendisinden küçük genç olsun olmasın bakmaz bulaşık önlüğünü takar girişir işlere. hatırlıyorum da ilk evlerine gittiğimde dedim ben titizlik görmemişim hayatımda(: sofra kalktığı gibi yıkanır makineye dizilir. elde yıkanacaklar yıkanır, tezgahın üzerinde kurumaya bırakılmaz direk kurulanıp raflara yerleştirilir. bu da örnek aldığım diyemeyeceğim ama almak istediğim bir davranışı annemin(:
ne diyordum sahi onlar gitti, mutfak bulaşık dolu e minik beyle ilgilenmekten hallolmadi haliyle. zaten akşam toplanan ev sabaha kadar tekrardan kirli minik kıyafetler ve kirli bebek bezleriyle doluyor. her defasında banyoya gitmiyorum haliyle sabah birikmiş oluyor kirliler beşiğimizin hemen yanında (:
minikten fırsat buldukça yemek yapıyorum mutfağa giriyorum ama bir iş becerebildiğim yok tek başıma. anlayacağınız misafirlerde gelince evimiz döndü çöplüğe. akşam beşte geldi bizimki adım atacak yer yok, dışardan gelirken tatlı almış tezgahta koyacak boş yer yok 😅 ama Allah razı olsun sesini çıkarmıyor. zor bela hazırladığım yemeği yedik. uzun zamandır dışarı çıkmıyorduk terziden alınacaklar vardı onu da bahane ederek miniğimizi de aldık çıktık evi o hâlde bırakarak. sonra birde bime girelim dedik ama başladı bizimki ağlamaya. bimin ortasında acemi anne baba susturmaya çalışıyoruz çocuğu (: neyse sustu babası kucağında taşıyınca. bende boş bebek arabasını sürdüm. (: eve geldik ama toplayıveren olmamış.. efendim aldı çocuğu bende giriştim işlere. hatta moda gireyim diye sürmeyle yanaklarıma komandoların yaptığı gibi ikişer siyah çizgi çektim. tabi efendim tavşan olmuşsun ne komandosu diye dalga gecmeseydi..(: saat 12 olmuş. ben biraz kendime de vakit ayırınca bayağı geçti tabi. evler toplandı. bizimki bir elinde telefon maç izlemeye çalışıyor diğer elinde bebek sussun diye halden hâle giriyor(: çay demledim, tatlıyı yedik 12 buçuğa gelmesine rağmen. yoruldun mu diyorum, sence diyor (: çok güzel bir baba oldu. onun merhametini şefkatini hissetmeyi o kadar çok seviyorum ki. ona olan sevgim zaten çok bu da içimi sıcacık yapıyor. Rabbim başımdan hayrla afiyetle muhabbetle eksik etmesin..
ama bizim afacan hala daha uyumadı gaz sancısından dolayı üzerime yatırınca rahatlıyor, anca orada dalıyor. baktım ikimizinde çayları yarım kalacak soğuyacak. kendi çayımı feda ettim, kalktım inne fil cenneti nehran dinleye dinleye uyudu kaldı üstümde. şuan hâlâ beynimde çalmaya devam ediyor (: saat bir buçuk oldu, bu da burada kalsın. daha diyeceklerim var ama buraya kadar bile okuyan olursa bıktı (:
vel hâsıl kelâm, Allahım bizi sevdiklerimizle imtihan etme. âmin.
40 notes
·
View notes
Text
annemin avukat babama anlattığı fıkra
bir gün bi kadın sevgilisinden hamile kalmış sevgilisi de avukatmış, adam demiş ki hemen evlenelim kadın demiş benim önce aile meclisine danışmam lazım tamam demiş adam da sonra kadından yıllarca ses çıkmamış sonra bir gün kadın ve çocukla sokakta karşılaşmışlar işte adam demiş niye benle evlenmedin, kadın da demiş aile meclisi toplandı ailede bi tane avukat olacağına bi tane piç olsun daha iyi dediler demiş
25 notes
·
View notes
Text
👉 SURRE_ALAYI NEDİR BİLİRMİSİNİZ ❓
OSMANLI PADİŞAHININ GARİBAN ANADOLU HALKININ ELİNDEN NEYİ VAR NEYİ YOK ALIP ARAPLARA HEDİYE ETMESİDİR..
Yavuz Sultan Selim, Hicaz'ı fethetti deyip geçiyoruz. Fetih demek ağız alışkanlığı ama bu fetih olmadı.
Fazlasıyla tersine çalıştı.
Aslında Araplar Osmanlıyı haraca bağladı, kültürel asimilasyona uğrayan da Türkler oldu. Hakimiyet telakkisi tersyüz edildi. Oralardan ne asker aldık ne de vergi. Aksine oralara para yağdırdık.
Şimdilik sadece "Surre" denen kavramı kısaca anlatayım.
Kanuni'den itibaren her yıl Mekke, #Medine ve biraz da Kudüs ahalisine bugünkü değerlerle ölçülmesi kabil olsa dudak uçuklatacak miktarlarda paralar dağıtılırdı.
Surre gönderilmeden önce yol üzerindeki serkeş, başıboş, bedevi Araplara, Surre Alayı'na saldırmasınlar diye ayrıca rüşvet surresi vermek adettendi.
18. yy. sonu 19. yy. başlarında bizim Adana-Maraş havalisindeki göçebe Türkmen aşiretleri de bu soygunların tadına varınca üzerlerine Fırka-i Islahiye gönderilerek sindirildiler.
Islahiye ve Hassa kasabaları o operasyonların hatırasıdır. Arapları sindirmek mümkün olmadı. İnadına isyan ettiler. Biz yine de güvenliği sağladığımız oranda para göndermeye devam ettik.
Devlet zaten borç batağının içindeydi ama olsun, "Züğürt Ağa"nın da ağalık haysiyeti vardır değil mi! Sırf oradaki fıkara adı verilen beleşçilere para göndermek için vergi toplandı.
Vergi tahsil edilemeyen vilayetlerin hissesi yerine bankalardan, bankerlerden faizli borç alındı. (Bazen faizsiz de alındığı kayıtlı. Bunun nasıl olduğunu anlamış değilim ama belgelerde öyle yazıyor)
Abdülhamid devrinde ise maaşı 2500 kuruştan fazla memurlardan Mart ayında %10 Haremeyn Ahalisi Kesintisi yapıldı.
Hicaz Demiryolu için de ayrıca kesintiler oldu. Memurlar zaten düzenli maaş alamıyorlardı.
Bir de böyle kesintilerle perişan oldular.
1916'da isyan eden Şerif Hüseyin'in korkusuna 1917 surresi Şam'dan ileri gidemedi.
Yüz yıl önce, berbat ve akıldışı bir sömürü aracıyla dört yüz yıl boyunca emilen Anadolu insanı böylelikle asalakları beslemekten kurtuldu.
***
#Alinti
27 notes
·
View notes
Text
Bir hikâye vardı...
Bir kasabada küçük ama hayat dolu bir kız çocuğu yaşıyordu. Çok mutluydu. Arkadaşları ile oyun oynar okula giderdi. Okuluda çok severdi. Ödevlerini günü gününe yapardı. Herkes tarafından sevilirdi. Cana yakın tatlı bir kızdı. Herkese kendini açardı. Fakat kimse ona kendini açmazdı. Kız bunun dert etmezdi. Fakat bir gün bir şey oldu. Annesi ile pazardayken kız annesinden dolaşmak için izin aldı. Annesi izin verdi ve kız gezmeye başladı. Meydana geldi. Annesi izin verirken bir şey unutmuştu. Orada bir saat kadar önce bir idam gerçekleştirildiğini. Küçük kız oraya gitti. Yerde urgan buldu. Hiç düşünmeden o urganı aldı ve sakladı. Annesi hemen gelip onu aldı. Kızda bir şey olmadığını düşündü çünkü kız hiçbir şey çaktırmadı. Fakat bir hafta sonra... Bir sabah... Annesi kızı hiçbir yerde bulamadı. Komşular ile aradılar. Ardından anne gitti ve samanlığın kapısını açtı. Acı dolu bir feryat duyunca herkes oraya toplandı ve herkes kan dondurucu bir görüntü ile karşılaştı.
Küçük kız kendini asmıştı
#egeninizmiri#3391kilometre#egeninışıkları#egeninincisi#izmir aksoy#3391km#egeizmirindir#beyzalkoç#kitap#kitap alintilari#hikaye#çocuk masalları#m#keşfet#kesfetedüş
12 notes
·
View notes
Text
2000 yılında 16 günlük 5-6 ülkeyi kapsayan bir Avrupa turuna çıktık İzmir'den Vertigo turla.
Grubumuzda İzmir Foça'dan Vedat bey ve kızı vardı 15 16 yaşlarında bir kız çocuğu.
Seyehatin başından beri kızın boynundaki Haç kolye dikkatimi çekmişti rahatsız olmakla birlikte belkide hristiyandır diye düşündüm seslenmedim.
Ama öyle değilmiş Türk kızıymış meğer.
Bir sabah Now otel'deki kahvaltımızdan sonra otobüslerimize bindik bizi Fransa'nın en eski ilk en ipdai parfüm fabrikasına götürdüler.
Fabrikayı gezdik biz kaç hanımla birlikte çıktık, bahçeye oturduk grubumuzun içerden çıkmasını bekliyoruz.
O kızcağız geldi benim yanımda durdu, söylesem mi söylemesem mi diye düşündüm ve dedim ki yavrum, niye boynunda haçtan kolye taşıyorsun?
Onlar (hristiyanları) kastederek, benim Ay Yıldızımı taşıyorlar mı ki Ben onların haçını taşıyayım?!
Bana dedi ki, ne biliyorsunuz belki benim sempatim var....
Verecek cevap bulamadım ve grubumuz toplandı otobüse binmek üzereyken kız yanıma geldi, siz de bilseydiniz başınızdaki örtü Arapların simgesi! takmazdınız dedi.
Tebessüm ettim döndüm dedim ki,
Ah yavrum Sen islâmiyeti bilseydin başımdaki örtünün Arapların değil Müslümanlığın, İslamiyet'in simgesi olduğunu bilirdin.!
Neyse otobüsümüze bindik parlamento binası, Mary Antoinette meydanı, Eyfel kulesi, Şanzelize bulvarı vesaire gezdik otelimize geldik.
Ertesi gün yine otobüslerimize bindik az sonra kızcağız geldi yanıma, elini omzuma koydu eğildi hafifçe yanağımdan öptü mahcup bir şekilde tebessüm ederek özür diledi.
Sizden çok özür diliyorum, babamla akşam konuştuk haklıydınız! Omzumdaki elini tuttum döndüm kıza baktım boynunda haç kolye yoktu çok mutlu olmuştum ben de onu öptüm gülümseyerek.
Gençlerimize yol göstermeliyiz.!
46 notes
·
View notes
Text
Geçen gün okulda sapık olduğunu bildiğim ve aşırı gıcık olduğum bir çocuğun arkadaşıma sarkıntılık yapıp, özel bölgelerine bakarak taciz ettiğini gördüm. Yerimden kalktım,arkadaşıma seslendim , "Kenara çekil güzelim " dedim , kollarımı sıvayıp parmaklarımı çıtlattım ve çocuğu öyle bir dövdüm ki , tüm okul başımıza toplandı . En son hatırladığım çocuğun saçlarını elime dolayıp, kafasını duvara vurup sürekleyerek arkadaşım önüne fırlatmam. Tabi bide özür diletmek.Çocuğu arkadaşlarının yanına fırlattığımda koşarak uzaklaştı ve günün geri kalanında yere bakarak yürüdü, bütün kızlardan özür diledi. Alt sınıflar benden biraz korktu ama sonra öyle bir alkış tufanı oldu ki anlatamam.Kursta da hiç bir kıza bakamadı bile.Yani sizlere tavsiyem , böyle tipleri dövün, ancak öyle akıllanır bunlar.
10 notes
·
View notes
Text
10 dakikalık bir filmin yılın en iyi Kısa Film unvanı kazandığı ve sinemada gösterime gireceği açıklandı.
Filmi merak edip izlemeye gelen büyük bir kalabalık toplandı. Seyirciler salona girdi ve film oynamaya başladı ama bir gariplik vardı.
Film başlayalı 6 dakika olmasına rağmen ekranda aynı sahne vardı, kamera açısı sadece bir odanın tavanını gösteriyordu.
7.dakikada aynı sahnede bir değişiklik olmadan geçince seyirciler şikayet etmeye başladılar ve bazıları zamanını kaybettiğini söyleyerek salondan ayrılmak istedi.
Aniden kamera açısı tavandan yere indi ve omurilik felci, tamamen engelli yatağa uzanmış bir bayan görüldü…
Ve şu cümle yazılıydı:
“Bu engelli bayanın hayatının her saatinde gördüğü sahnenin sadece 8 dakikasını size sunduk ve siz buna 8 dakika bile katlanamadınız!
Hayatınızın her saniyesinin değerini bilin...
8 notes
·
View notes
Text
Bugün eve vaktinde yetişeyim diye hızlı bir şekilde yürürken araba çarptı bana kavşakta, arabanın yan aynası koptu benim de kolum çatladı. Adam hastaneye gidelim falan dedi insanlar başımızda toplandı kafam o kadar doluydu ki kolumu umursamadan ayağı kalkıp sıkıntı yok dedim ama kolum kaniyor?????? O AN AKLIMDA Kİ TEK ŞEY EVE VAKTİNDE YETİSMEKTİ neyse eve geldim evdekiler hastaneye götürdü beni sardılar kolumu kırık varmış ciddili evdeyim şimdi uyicam birazdan
11 notes
·
View notes
Text
Ironik. Eskiden, ben çocukken telefonla konuşmanın adabı ile ilgili bahisler vardı. Yapılan bazı şeylerin makbul çerçeveleri kamu spotu gibi anlatılır hatta ders konuları olurdu. Yolda yürümek, sosyal ortamlara giriş veya çıkışlar, giyim uygunlukları, taşıt kullanımları hasılı insana temas ettiğimiz her alanla ilgili adap dersleri vardı. Neredeyse aristokrat gibi yetiştik çünkü nesli bize devredenler bunu sorumluluk olarak görüyordu.
Kırsal göçlerin hakim nüfus olmasıyla beraber normların çoğu bozuldu. Sonra sistemin artan özgürlükler rahatlığı ve çoğalan nüfus içinde yapılanların çok fark edilmeyeceği algısıyla ufak ufak çoğunluk umarsız mizantrop bir eksende toplandı ve norm bu oldu.
Artık bir şeyden bireysel çıkar ve fayda ışıltısı ile durumları ölçen insanlar yeni ilkel tarzlar geliştirdi. Engel atıyorsun yok oluyor adabı falan yok bunun. Engel atıyorsun yaptığın tüm terbiyesizlik buhar oluyor. Insan değil çünkü senden başka hiç kimse. Bunlar iyi zamanlar yine. Insanların insanları kesme cesareti de artacak yıllar içinde.
Eski İstanbul beyefendileri ve hanımefendilerini yazdıklarım dışında tutuyorum. Azınlık da olsa varlar ve bir insan biriyle görüş ayrılığı ya da ihtilaf yaşayınca anlaşılan şeyler bunlar.
8 notes
·
View notes
Text
"Düşünce, sanat, yaşama aşkı, hepsi sende toplandı. Hepsi, senin hüviyetinde birleşti. Senin dışında düşünememek hastalığına müptelâyım."
Huzur, Ahmet Hamdi Tanpınar
16 notes
·
View notes
Text
işten eve giderken hafif yokuş aşağı bir yol var. bu yolun sonunda da okul olduğu için yola temkinli giriyorum
biraz da bu yüzden yola girer girmez yavru bir kedinin önümden yolun karşısına geçtiğini fark ettim. başka araba da geçmesin diye hafif çapraz durdum
sonra baktım kedi görünürde yok. geçti mi geçmedi mi derken okul çıkışındaki kadın grubu "duuur dur" diye bağırmaya başladılar. ben beklerken onlar da "tekerin önünde" falan diyerek yaklaştılar. ben de arabadan indim baktım kedi medi yok. meğer arabanın altında bir yere girmiş. sesi geliyor ama kendi yok
okul çıkışı da olduğu için herkes toplandı. yolu kısmen kapattığım için tehlikleli manevralarla arabamın yanından geçmeye başladılar, iyice gerildim. birisi bakkaldan salam aldı, seslendik ettik. miyavlıyor ama çıkmıyor. birisi sopayla arabanın altına girdi. sesin geldiği yere vurdu murdu derken kediyi gördük en azından ama yine inmedi hayvan
bayağı böyle mücadele ettik ama sonuç yok. kalabalık da artık "adam durdu daha ne yapsın, başkası olsa bu kadar beklemezdi" falan demeye başladığı esnada kedi beyimiz indi yürüdü derken hoop ön tekerin üstünden tekrar içeri girdi. arabanın içine değil tabi altta bir yerlere. tekrar aynı mücadele başladı. patada kütede, miyavlar, yazık hayvanalar, yazık banalar
millet artık "sen elinden geleni yaptın artık gitsen de ayıplamayız" moduna girdi ama gitmem tabi. çünkü kedi arkadayken onu düşünüyordum ama ön tarafa geçince artık arabamı düşünüyorum. aptal hayvan arabanın motoruna girerse büyük rezillik olur
fakat bir noktadan sonra dedim artık eve kadar yavaş yavaş gideyim (sanki motor daha yavaş çalışacak) evin orda tekrar uğraşırım dedim. arabaya bindim ufak bir hareket ettim. kalabalık seslendi "duuur dur indi" diye. lan dursam gene girecek ezeyim geçeyim :) diye düşünürken "tamam uzaklaştı" dediler. bastım gaza kurtuldum
kedileri hatta kedigilleri sevmeyen bir hayvansever olarak kurtuldum şükür. onlarla ilgili diyeceklerim var zaten
23 notes
·
View notes
Text
en son hepsini birlikte ilkokulda gördüğüm arkadaşlarım toplandı, ben onlara uzak değilim ama gidemedim. sık sık sakarya’ya gidiyoruz aslında ama eşim bugün çalışıyor beni geceden bırakıp diğer gece almayı teklif etti ama iki kere git gel yapmasını istemedim zaten yeni annemlerde kaldım tekrar başka bir yerde kalmak istemiyorum. çok istedim aslında bana da çok iyi gelirdi ama nasip değilmiş. dün hep aradılar bu sabah da aradılar geliyor musun diye gelemeyeceğimi söyledim. otobüsle de gidebilirdim ama 3-4 vesait yapmam gerekiyor bu da kaç saatimi alır kim bilir henüz hiç otobüsle sakarya’ya gitmedim. bugün biraz geçince görüntülü aramak istedim. hepsi oturmuşlar kimi çocuğunu sallıyor kimi çayını içiyor gülüyorlar yanlarında olmayı gerçekten çok isterdim.
25 notes
·
View notes