#televizyonda
Explore tagged Tumblr posts
Text
Hani eski bir resme bakarken Hani yılları sayar da insan Hani gözleri dolar ya birden İşte öyle bir şey..
#çocukluğum ilk aşkı erol evgin#kasetleri şimdi bile duruyor..#babama kaset doldurtup bir de özenle seçerdim şarkıları#dinlerdim tüm gün#televizyonda da ilk gördüğümde bir kez daha aşık olmuştum#o zamanlar anneannem bozulan kasetçalarımdan sonra görüp kasetçalar almıştı bana#sonra bana mp3'ler almaya başladı#lise yıllarım kasetçalar ve mp3'lerle geçti..#ah o eski günler#şarkıları bir de radyodan dinlerdim not almaya çalışırdım#o kadar şarkı kaybettim ki hızlı yazamadım veya duyamadım diye#a
21 notes
·
View notes
Text
instagram
#Amerikalı iki kadın televizyonda Siyonist Netanyahu’yu görünce öfkeden televizyonu kırdı.#Instagram
0 notes
Text
LG Televizyon internet'e Bağlama
Günümüz teknolojisinde internet bağlantısı tüm akıllı cihazlarımız için gereken bir adım. internet olmayan bir LG televizyonu ya da bir telefonu tam anlamıyla smart özelliklerini kullanmak imkansıza yakındır. LG Televizyon internet’e Bağlama, televizyon izleme deneyimini büyük ölçüde arttırır ve çeşitlendirir. İnternet bağlantısı sayesinde LG televizyonunuz, televizyon programları ve filmler…
View On WordPress
#eski lg televizyon internete bağlanma#eski lg tv internete bağlanma#LG#lg internet bağlantısı#lg internete bağlanma#lg kablolu internet bağlantısı#lg kablolu internete bağlanma#lg smart tv ağ bağlantısı sorunu#lg smart tv internet bağlantısı kapatma#lg smart tv internete bağlanma#lg smart tv internete bağlanma sorunu#lg smart tv kablolu internet bağlantısı#lg smart tv wifi bağlanma#lg televizyon ağ bağlantısı#lg televizyon internete bağlama#lg televizyon wifi bağlanma#lg televizyon wifi bağlantısı#lg televizyona telefondan bağlanma#lg televizyonda internete bağlanma#lg televizyondan internete bağlanma#lg televizyonu internete bağlama#lg tv ağ bağlantı sorunu#lg tv ağ bağlantısı#lg tv ağ bağlantısı açma#lg tv ağ bağlantısı yok#lg tv de internete bağlanma#lg tv ethernet bağlantısı#lg tv internet bağlantısı#lg tv internet bağlantısı kesiliyor#lg tv internete bağlanma
0 notes
Text
Kocamın Halasının Oğlu Tokmakcım Oldu! (Reyhan 39 Y., Aydın)
Selam hikayeciler. Ben Reyhan, 39 yaşındayım, balık etli ve beyaz tenliyim. Aydın'da yaşıyorum. Yaz dönemi bizim oralarda düğün zamanıdır. Kocam Aydın'ın bir ilçesindendir. Halası telefonla arayarak yakın akrabalarının düğünü olduğunu söyledi. Kocam işi gereği zaman zaman il dışına çıkıyordu. Halasına, kendisinin düğüne gelemeyeceğini, ancak beni göndereceğini söyledi.
Düğün günü kocamın halasına gittim. Giderken dizimin bir karış üzerinde siyah bir etek, topuklu ayakkabı giymiştim. İçime de tanga külot giymiştim. Yaz olduğu için çorap giymemiştim. Gece 23:00 sıralarında düğünden halaların evine döndük. Kapıyı halanın kocasının ilk evliliğinden olan üvey oğlu Engin açmıştı. Kapının ağzında beni baştan aşağı süzerek, "Ooo Reyhan, sen de mi geldin?" diye sordu. "Evet düğün için geldim, yarın gideceğim!" dedim. Engin'i çok fazla gözüm tutmazdı. Hatta çok fazla sevmezdim. Beni ne zaman görse becerecekmiş gibi bakardı, ben de bundan çok rahatsız olurdum.
Hala yaşlı olduğu için yatmak için yerlerimizi hazırladı ve kendi yattı. Ben de üzerimi değiştirip yattım, ama hava çok sıcaktı uyuyamadım. Engin'den çekindiğim için gecelik giymemiştim, eşofmanlarla yatmıştım, fakat sıcağa dayanamadım. Nasıl olsa yatmıştır diye halanın gençliğinden kalan ince geceliği giydim. Halanın boyu benden kısa olduğu için gecelik zar zor kalçalarımı kapatmıştı. Rahat olur diye sütyenimi de çıkartmıştım. Hala salonda yer ayarlamıştı. Balkon kapısından balkona geçtim. Balkonda divan vardı, duvara sırtımı verip divana ayaklarımı uzatıp bir sigara yaktım.
Keşke kocam da yanımda olsaydı, şimdi burada kaçamak yapardık diyerek düşündüm. Kocamla ne zamandır sikişmemiştim, amım yanıyordu. Bir elimle de bacaklarımı okşamaya başladım. Yavaş yavaş hoşuma gitmeye başlamıştı. Sigarayı söndürdüm. Bir elimle göğüslerimi okşarken, bir elimi de amıma kaydırdım. Önce külodun üzerinden okşarken, daha sonra külodumu kenara çekip parmaklarımı amıma sokup çıkarmaya başladım. Bir elimle de bızırımı okşuyordum. Kendimden geçmek üzereyken mutfaktan bir ses geldi. Telaşla üzerimi düzeltmeye çalıştım, ama zaten gecelik kısaydı. Bacaklarımı divandan aşağıya uzattım ama bacaklarım ve göğsümün yarısı meydandaydı. Bir süre bekledim, mutfağın ışığı açılmadı, bulaşıklar kaymıştır diye düşündüm. Bir taraftan da acaba gören olmuş mudur diye içim içimi yiyordu.
Yatmak için salona gittim. Bir süre sağa sola döndüm, ama içimdeki sıkıntıdan uyuyamadım. Elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra banyodan çıkarken Engin'in kapısı açıldı ve kapıda karşılaştık. Bana, "Sen de mi uyuyamadın?" dedi. "Evet ama şimdi yatıyorum!" diyerek hızlı bir şekilde oradan uzaklaşmaya çalıştım. Engin'in beni gecelikle görmesini istemedim. Salona gidip, salonun kapısını kapattım.
Ama sıkıntım daha da artmıştı. Hava almak için tekrar balkona çıktım. Bir süre sonra mutfağın ışığı yandı. Engin elinde su bardağı ile balkona çıktı. "Su içip yatacağım, sen de içer misin?" dedi. Teşekkür ederek istemedim. Tam giderken bana, "Reyhan odama gelirsen sana bir şey göstermek istiyorum!" dedi ve odasına gitti. Ben de içeri salona girdim. Salonda bir süre oturduktan sonra (Acaba beni gördü de o şekilde fotoğrafımı mı çekti?) diye düşündüm. Kafamın içerisinde bu düşünce iyice büyümüş, merak halini almıştı. Kafamı kemiren bu düşünceden sıyrılmak için Engin'in odasına gitmeye karar verdim...
Engin'in kapısını çaldım ve izin alarak girdiğimde şok olmuştum. Engin'in üzeri çıplaktı, altındaki kısa şortu da dizlerine kadar indirmiş, yarağına 31 çekiyordu. Sinirlenmiştim, "Bunun için mi beni çağırdın?" dedim. "Hayır, kızma, bak ben film seyrediyorum, seni balkonda izledim, daha çabuk rahatlarsın diye senin de seyretmeni istedim!" dedi. Engin benle yaşıttı ve halen evlenmemişti. Odasına Avrupa yayınlarını alan uydu yayını çektirmiş, bir seks kanalını izlediğini gördüm. Televizyonda iki adam bir kadını ortalarına almış, biri sikiyor, diğeri ağzına veriyordu. Evde kocam olmadığı zamanlarda bilgisayardaki seks filmlerini izleyerek masturbasyon yapıyordum. Demek ki bunların kanalı da varmış diye düşündüm. Engin, "Bunu beğenmediysen başka kanallar da var!" dedi. Yaklaşık on kanal dolaştı, hepsinde de Hardpørnø filmler vardı. Lezbiyenler, zenciler, gruplar, götünü siktirenler...
Benim ağzım açık dikildiğimi gören Engin, "Gel yanıma otur ayakta kalma, merak etme bir şey yapmam!" dedi. Benim gözüm televizyonda kalmıştı. Bana, "Kapıyı kapatır mısın ses gidiyor, istemiyorsan gidebilirsin!" dedi. Kapıyı kapatıp Engin'e doğru döndüğümde, gözüm Enginin yarağına takıldı. Kalın ve uzundu. Eliyle ovuşturuyordu. Kafası kocaman olmuştu. "Lütfen otur, rahat ol!" dedi. Yatağın kenarına emanet bir şekilde oturdum. "Hangisi kalsın?" dedi. "Bilmem..." dedim. Transa girmiş gibiydim, gözüm bir televizyonda, bir Engin'in yarağındaydı. "Amatörleri açalım!" dedi. "Nasıl?" diye sordum. "Normal insanlar çektiklerini gönderiyor, onlar da yayınlıyor!" dedi ve amatör kanalı açtı.
Kanalda bir kadını bir erkek sikiyordu, diğer adam da seyrediyordu. "Bak görüyor musun pezevengi, karısını siktiriyor, kendi de seyrediyor!" dedi. Televizyondan gelen inleme sesleri odayı dolduruyordu. Bir tarafta da Engin kısık sesle küfürlü konuşuyordu, "Ulan şimdi burada olacaksın, amına nasıl geçirirdim, hadi yavrum benimkini de yala, yavrum sendeki göte girmeyen erkek adam değil, götüne koyayım, ağzına akıtayım, yarağımı amına sokayım, orospum, kaltağım hadi beni boşalt!" gibi laflar ediyordu duyabildiğim kadarıyla.
Bir ara bana, "Rahat olsana, arkana yaslan!" dedi. Dediğini yaptım, şimdi hem Enginin yarağını ve 31 çekmesini hem de televizyonu görebiliyordum. Engin'in küfürlü konuşmalarından etkilenmeye başlamıştım. Sanki bana söylüyor gibi hissetmiştim. Engin'in yarağı taş gibi olmuştu, iyice irileşmişti. Kendini biraz arkaya verip hırlayarak göbeğine doğru fışkırarak boşaldı. Dölleri neredeyse gögüslerine kadar gelmişti. "Reyhan ben işimi hallettim, üzerimi temizleyim, sen de işini rahat gör!" dedi. Şortunu sıyırıp çıkardı. Çırılçıplak kalmıştı. İlk defa Engin'e alıcı gözle bakıyordum. İri yapılı bir erkekti, kocam biraz zayıftı hep şişmanlamasını isterdim.
Çok heyecanlanmıştım. Elimi amıma götürdüm vıcık vıcık olmuştu. Engin'e, "İşini halledememişsin seninki halen canlı!" dedim. O da, "Ne yapsın zavallı, ne zamandır bir amcık sikemedi!" dedi. "Neden?" dedim. "Para yok ki kerhaneye gidelim!" dedi."Sen hep kerhaneye mi gidiyorsun? Normal birini sikmedin mi?" dedim. "Hayır, bu yarak orospu amından başka am görmedi ki!" dedi. Bu arada amımı okşuyordum. Bir anda orgazm olmaya başladım. Orgazm olurken inlerim ve bazen de kısık çığlık atarım, çok dolu olduğum anda da kendi kendime (Yarak istiyorum, sikilmek istiyorum!) diye inlerim. İstemdışı yine aynısı oldu. Engin bana, "Ne o, rahatladın mı?" dedi. "Orgazm oldum, ama rahatlamadım!" dedim. "Devam et o zaman, ben banyoya gidiyorum!" dedi. Kumandayı yanıma bırakmak için bana yaklaştığında yarağı nerdeyse ağzıma değecekti...
Tam bu sırada (benim şu anda da hayret ettiğim bir şeyi yaparak) Engin'in yarağını elime alıp ağzıma götürdüm ve kafasını emmeye başladım. Engin hayret içinde bana bakıyordu. Yarağının kafası kocamandı. Ağzımın içinde Engin'in yarağı tekrar canlanlanmaya başladı. Yarağın kafası ağzımda, gövdesi elimde idi, emerken elimle de yarağına 31 çekiyordum. Yarağının kafasını ağzımdan çıkardım ve Engine, "Bu akşam senin karın olmak istiyorum!" dedim. Artık ok yaydan çıkmıştı. "Sen siktirdikten sonra bence sorun yok, sonra pişman olmayasın bak!" dedi. "Hayır olmam kocacığım, bu akşam sen ne istersen o olacağım, yeter ki beni sik!" dedim. "Olur yavrum, benim yarak ne zamandır sikecek am arıyordu. Sen iste, ben seni darmadağın ederim!" dedi. "Hadi dağıt beni erkeğim!" dediğimde, iki eliyle kafamı tutup yarağını boğazıma kadar dayayıp ağzımın içine sokup çıkarmaya başladı.
Nefes almakta zorlanıyordum Engin azgınca ağzımı sikiyordu. Elimle bacaklarından itip ağzımı kurtardım, "Yavaş ol boğulacağım, bana bırak ben ağzıma alayım!" dedim. Ben emdikçe Engin boğa gibi böğürüyordu, "Ooohh Reyhaaan süper, hadi yavruumm dibine kadar!" diyordu. Yarağı ağzımdan çıkardım ve "Bana da az önce filmdeki kadına söylediklerini söylesene!" dedim. "Olur anam, sen devam et, mahvettin beni!" dedi. Yarağı elime alıp taşaklarını ve kasıklarını yalarken, Engin de, "Yıllardır seni sikmek için bekliyordum, seni gördükçe akşamları seninle 31 çekiyordum, amına girip seni sikiyordum, taşaklarıma kadar sana geçiriyordum!" diyordu.
Ona, "Engin beni yalar mısın?" dedim. Engin de, "Yalamak ne kelime, am sularından şerbet yapar içerim!" dedi. Sırtüstü yatağa uzandım, ağzını amıma dayayıp beni yalamaya başladı. O beni yalarken iki kere orgazm oldum. Dizlerinin üzerine kalkıp bacaklarımı havaya kaldırdı, amım da götüm de apaçık ortaya çıkmıştı. "Sana öyle bir yarak tattıracağım ki, hayatın boyunca unutmayacaksın, amını darmadağın edeceğim senin!" diyerek yarağını amıma dayayıp yüklendi. Amımın sulanmış olmasına rağmen kocaman yarağı amımı yırtarcasına taşaklarına kadar içime girdi. Amım Engin'in yarağını kılıf gibi sarmıştı.
Engin hızlı bir şekilde üstümde hoplarcasına amıma girip çıkıyordu. Engin beni siktikçe zevkin doruklarına çıkıyordum. Sanki dünya ile irtibatım kopmuştu. "Hadiii sik beni, geçir bana erkeğiiim, bu gece senin orospun oldum, sik beni, orospu yap beni!" diye inliyordum. Hızımı alamadım ve "Üstüne çıkmak istiyorum!" dedim. "Olur bebeğim, nereye istiyorsan oraya çık!" dedi. Engin'i yatırıp üstüne oturdum. Elime yarağını alıp amıma dayadım ve yavaş yavaş üstüne oturmaya başladım. Taşaklarına kadar yarağı içimdeydi. Hareketlerimi hızlandırmaya başladım. Zevkten kuduruyordum. Oturup kalkarken Engin'in taşaklarını götümde hissediyordum...
Ve yine orgazm oldum. Üste olduğum için benim amımın suları Engin'in taşaklarına kadar sızmıştı. Yarağı da taşakları da vıcık vıcık olmuştu. Engin de ellerini göğüslerime atmış, göğüslerimi sıkıştırıyor, ovuşturuyor, gazete kağıdı gibi büzüştürüyordu. Bir taraftan canım yanarken bir taraftan acayip zevk alıyordum. Engin, "Senin gibi bir karı sikmedim şimdiye kadar, süper bir şeymisin sen!" diyordu. Ben de, "Devam et erkeğim, devam et kocacığım, ben de şimdiye kadar böyle bir yarak yemedim. Daha da sok, daha da sokkk!" diyerek inliyordum.
Engin ellerini kalçalarıma kaydırdı ve oğuşturmaya başladı. İyice de sertleşmişti. Son noktaya geldiği belliydi. Elleriyle kalçalarımı ayırmış ve hızlı bir şekilde amıma girip çıkarken inliyor, hırlıyordu, "Iııığğğhhh, oğğğhhşşş, ıhhhmmğğğhhh!" diye. O kadar hızlanmıştı ki, ıslak taşakları kalçalarıma vururken dalganın kıyıya vurduğu gibi sesler geliyordu. Farkında olmadan kalçalarımdan güç alıyordu ve zevkin doruklarına yaklaştıkça elleri ile kalçalarımı biraz daha ayırıyordu, götümün ayrılacağını düşündüm bir ara. Engin içime öyle bir tazyikle patladı ki, amımın içi dölleri ile dolmuştu. Engin'le hayvan gibi sikişmiştik. İkimiz de birbirimizi perişan etmiştik...
Engin'in üzerinden kalkarken içimi dolduran döller aşağıya doğru süzülmeye başladı. Elimle yere dökülmesin diye amımı kapattım. Elimde bir avuç dolusu döl vardı ve halen sızmaya devam ediyordu. Tam bu sırada Engin bana, "Ne o, yutacak mısın onları?" dedi. Aslında aklımdan geçmiyordu. Çünkü şimdiye kadar kocamın döllerini ağzıma almamıştım. "Bilmem..." dedim. Engin de, "Seninkileri ben çok sevdim, sen de onların tadına bak istersen!" dedi. Engin bana çok güzel bir gece yaşatmıştı ve şimdiye kadar bu kadar güzel sikilmemiştim. Ona ödül olacağını düşünerek avucumdaki dölleri göğüslerime, boynuma, kalçalarıma ve bacaklarıma sürmeye başladım. O kadar çoktu ki her tarafıma yetmişti. Avucumda son kalanları da yalayarak ağzıma aldım. Çok tuzlu ve keskin kokulu idi. Avucumda döl kalmayıncaya kadar avucumu yalayıp dölleri yuttum ve "Seninki de çok güzelmiş!" dedim.
Engin yattığı yerden elini uzatıp, "Gel yanıma!" dedi. Yanına uzandım. Çok hoşuma giden, ama kocamın çok fazla yapmadığı bir şeyi yapmaya başladı. Bana sarılıp beni sevmeye başladı. Hiç beklemiyordum ve çok hoşuma gitmişti. Hem beni seviyor, hem de bana, "Yıllardır seni sikmek istiyordum, rüyalarımı süslüyordun, bana bunu yaşattığın için çok teşekkür ederim!" diyordu. Bu son hareketleri beni tamamen koparmıştı. Çünkü kocamdan bu davranışları görmemiştim. Ben de Engin'e bana yaşattığı gece için ve gösterdiği incelik için teşekkür ederken, bir taraftan da göğsü ve karnı ile oynuyordum...
Elim yarrağına gitti, daha kendini bırakmamıştı. Elime alıp okşamaya başladım. Engin'e, "Gerçekten kocam olmak ister misin?" dedim. "İsterim, ama nasıl olacak?" dedi. "Sen hiç göt siktin mi?" dedim. "Bir kere kerhanede siktim, ama hiçbir şey anlamadım!" dedi. "Beni götten siker misin?" dedim. "Peki daha önce siktirdin mi?" dedi. "Birkaç kere kocamla denedik, ama acıyınca siktirmedim. Eğer sen istersen ilk sen sikeceksin ve kocam olacaksın, ister misin?" dedim. "İstemez miyim mi yavrum, götüne hastayım zaten!" dedi. Kendimi Engin'in büyüsüne kaptırmıştım, ama Engin'in kalın yarağı amıma zor girerken götüme nasıl girecekti. Bir kere yola çıkmıştım ve bu sefer götümü siktirecektim, kararlıydım. Kerhanedeki orospu siktirdiyse, o koca yarağı götten yedi ise, ben de götüme alabilirdim, ben de o yarağı yiyebilirdim. Çünkü Engin bunu hak etmişti.
Ama önce işemem lazımdı, çırılçıplak odadan çıktım, tuvalete girdim. Daha sonra sıvı sabunu alıp tekrar odaya girdim. Engin ayaktaydı. Uzattığım sıvı sabunu elimden alıp, "Teşekkür ederim, hiç böyle bir şey beklemiyordum!" diyerek dudaklarıma yapıştı. Emerek dudaklarımı öpüyordu. Ben de karşılık verdim ve bir süre ateşli bir şekilde öpüştük. Sonra elimden tutup beni yatağa çıkardı ve dört ayağımın üzerine domalttı. İri elleriyle kalçalarımı ayırdı. Önce kalçalarımı öpüp yaladıktan sonra tersten amımın üzerinde dilini dolaştırmaya başladı. Yine mest olmuştum. Bir anda irkildim, amımı yalayan dili şimdi göt deliğimde geziniyordu. İlk defa biri götümü yalıyordu. Arada da kalçalarıma ufak ısırıklar atıyordu.
Birden parmağı götümde dolanmaya başladı ve yavaş yavaş götüme baskı yapıyordu. Parmağını yarısına kadar götüme sokmuştu. Bir taraftan da, "Kendini bana bırak, hiç acıtmadan götünü sikeceğim, oradan da sana zevk almasını öğreteceğim!" diyordu. Parmağını ortasına kadar götüme sokup çıkarıyor bir taraftan da deliğimin etrafını yalıyordu. Parmağın götümden çıktığını hissetim. Başımı arkaya çevirdiğimde, Engin ayağa kalkmıştı, sıvı sabunu aldığını gördüm. "Şimdi götünü yağlayacağım, hiçbir acı hissetmeyeceksin!" dedi.
Engin önce sıvı sabunu göt deliğimin etrafına sürdü ve az önce götümü parmakladığı parmağı ile götüme girmeye başladı. Az öncekinden daha rahat giriyordu parmağı ve daha derine. Parmağının tamamını götüme sokup çıkarmaya başladı. Götüm parmağına alışmıştı derken birden götümün zorlandığını hissetim. Bu sefer iki parmağını birden sokmaya çalıştı. Onu da içime almıştım. Parmakların yarıdan fazlası götüme girip çıkıyordu. Yatağa paralel durmamı söyledi. Öyle yaptım, bir taraftan götümü iki parmağıyla sabunlarken, bir taraftan da yarağını ağzıma verdi. Ben Engin'in yarağını emerken, götüm de parmaklarına alışmıştı. İşi biliyordu. "Nereden öğrendin göt sikmeyi?" dedim. "Filmlerden! Bir gün senin götünü sikersem diye!" dedi.
Bu arada ben de Engin'in yarağını ağzımla ve elimle güzelce kaldırdım. Tekrar önünde domalttı. Bu sefer yarağını sabunlamaya başladı. Taşaklarına kadar sabunladıktan sonra sabunu alıp götümün içine parmakları ile pompalamaya başladı. Götümde vıcık vıcık sabun olmuştu. Sonunda Engin götüme girecekti ve beni götveren yapacaktı. Biraz stresli idim ve kendimi sıkıyordum. Engin kalçalarımdan tutup beni sabitledi, "Fazla hareket etme ve kendini sıkma, bana bırak kendini!" dedi.
Taş gibi ve dimdik yarağını kalçalarımın arasında sürtmeye başladı. Götüme sokacak diye beklerken, yarağın amıma girdiğini hissetim. Bir taraftan amı sikerken bir taraftan da parmağını götüme sokuyordu. Bir süre amımı sikmeye devam etti. Yine mayışmaya başlamıştım ve götümün sikileceğini unutmuştum. Tam bu sırada Engin seri bir hareketle parmağını götümden çıkarıp yarağını götüme dayadı ve ani ve sert bir hareketle yüklendi. Engin'in kocaman yarağının kafası götümü yırtarak götümden içeri girmişti. O anda kalbimin ağzımda attığını hissetim. Attığım çığlığı halen duyabiliyorum, "Aaağğğhhhhh, ayyyyyy!" diye. İstem dışı yaraktan kurtulmak için kendimi ileri doğru çektim, ama Engin iki eliyle kasıklarımdan beni kendine doğru çekince yarağının yarısı götüme girmişti. Menge gibi elleriyle kasıklrımdan beni sabitlemişti ve kaçamıyordum.
"Tamam yavrum, bu kadardı, sık dişini, götüne girdim!" diyordu. Ama tansiyonum yükselmiş gibi beynim zonklarken, sesini arka fondan geliyormuş gibi duyuyordum. Engin bira daha yüklenince, "Uyyy, offf, aayyy, aağğhh, Engin erkeğim kocacığım, dağıldım, yırtıldım, çok acıyooor, ağğğhhhh!" diye inlemelerim eşliğinde Engin götüme gidip gelmelerini yapıyordu. Bir anda durdu, "Reyhan yeter bağırma, bak götünün içindeyim!" dedi. "Hepsi girdi mi?" dedim. "Evet hepsi götünde, sakin ol şimdi, bundan sonra zevk alacaksın!" dedi ve yavaş hareketlerle götümün içinde gidip gelmeye devam etti. Ara da bir hepsini çıkarıyor, nefes almamı rahatlamamı sağlıyor, daha sonra tekrar sokup çıkarmaya devam ediyordu. Bir süre sonra götüm uyuşur gibi olmuştu. Enginin yarağına alışmıştı. Kendimi iyice serbest bıraktım. Artık Engin amıma girer gibi rahat hareket ediyordu. Engin'in büyük zevk aldığı her halinden belliydi, kasıklarımı ve kalçalarımı sıkmaktan neredeyse moraracaklardı. Ben de Engin'in ritmine uymuştum.
Engin yarağını götümden çıkardı ve beni sırtüstü yatırıp, bacaklarımı havaya kaldırdı. Yarağını götüme dayayıp içine girdi. Şimdi rahat alabiliyordum götüme. Engin bir taraftan götümü sikerken bir taraftan da göğüslerimi okşuyor, sıkıyor, "Reyhan hoşuna gidiyor mu?" diye soruyordu. "Evet, değişik bir duygu, ama amımdan aldığım zevk kadar değil!" dedim. "Alışınca daha çok zevk alacaksın!" diyerek götüme pompalamaya devam etti. 15 dakika siktikten sonra yarağını götümden çıkardı ve döllerini fışkırtmaya başladı. Göğüslerime kadar fışkırmıştı yine bir avuç dolusu. "Ufff, nasıl fışkırdı öyle!" dedim. "Senin gibi bir yavruyu sikip te fışkırmadan olmaz ki!" dedi. Bunları konuşurken ben Engin'in döllerini göğüslerime ve göbeğime sürmeye devam ediyordum..
Engin'e, "Erkeğim benim, güçlü kocacığım, ne zaman sikin kalkarsa bende indirebilirsin. Ne zaman ararsan, amım, götüm, ağzım, her tarafım yarağına amade! Ama başka karıları sikersen, hele kerhane orospularını sikmeye gidersen çok bozulurum! Sen iste, ben senin için orospuluk bile yaparım!" dedim. "Merak etme karıcığım sen benim küçük orospumsun, sen varken başka orospuyu siker miyim hiç!" dedi ve dudaklarıma yumuldu. Uzunca öpüştük. Gün ağarmak üzere idi, "Halam birazdan kalkar!" dedim. Giyinmek için iç çamaşırımı elime aldığımda, Engin, "Bırak Reyhan bana hatıra kalsın!" dedi. Zaten bir tek tanga külodum vardı, onu da Engin'e bırakıp, üzerime geceliği alıp çıktım...
Kahvaltıdan sonra Engin beni uğurlarken, "Çantana bak, sana bir hediyem var!" dedi. Ordan ayrılıp kendi evime gidince çantama baktım, bir CD vardı. Meğer Engin akşam yaptıklarımızı gizli kamerayla kaydetmiş. Oturup seyrettiğimde hayretler içinde kalmıştım. Hem yaptıklarıma, hem söylediklerime. Ama hiçbir şey şu gerçeği değiştirmedi: Engin benim kocam ve tokmakcım olmuştu. Ben de onun karısı ve biricik orospusu. Engin'le halen her fırsatta sikişiyorum :)
[Reyhan]
215 notes
·
View notes
Text
"Seni çok bekledim," dedim ben. "Tahmin ettim, ama gelemezdim," dedi.
Dergilerde, televizyonda, şarkılarda durmadan aşktan söz edilmesinden hoşlanmasına rağmen bu duygudan her an bahsedilmesini dürüst bulmuyor, âşık olmayan pek çok insanın ilgi çekmek için duygularını abarttığını düşünüyordu. Onun için aşk, bir insanın uğruna bütün hayatını verebileceği, her şeyi göze alabileceği bir şeydi, evet. Ama hayatta da bir kere olurdu ancak.
Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi
52 notes
·
View notes
Text
Arkadaşlar çok önemli bir bilgi.. şimdi bana WhatsApp'tan atmışlar Ben de sizlerle paylaşıyorum.👇
Fas depreminin bazı fotoğraflarını WhatsApp'a yükleyecekler. Dosyanın adı Sismik Dalgalar KART'tır, sakın açıp görmeyin, 10 saniye içinde telefonunuzu hackler ve hiçbir şekilde durdurulamaz. Bilgileri ailenize ve arkadaşlarınıza iletin.
AÇMAYIN. Televizyonda da söylediler. Böyle bir bilgi geldi aman dikkat
(yorum yapmayın lütfen)!
46 notes
·
View notes
Text
Oyunculuk Ajansı
Oyunculuk dünyasında gezinmek bunaltıcı gelebilir, ancak Dizioyunculuk gibi özel bir oyunculuk ajansı bağlantı kurmak dönüştürücü bir deneyimdir. Bu ajans yalnızca yetenekleri destekleme konusundaki bağlılığıyla değil, aynı zamanda oyuncuların hayallerinin peşinden giderken karşılaştıkları duygusal nüansları anlamasıyla da öne çıkıyor. Dizioyunculuk'ta, her hevesli oyuncu, benzersiz güçlü yönlerine ve özlemlerine göre uyarlanmış kişiselleştirilmiş rehberlik alır ve yaratıcılığın gerçekten gelişebileceği besleyici bir ortam yaratır.
Dizioyunculuk'u farklı kılan şey, hikaye anlatma ve bunun ardındaki sanata olan köklü tutkusudur. Ajans, her seçmenin yalnızca bir rolü kapmakla ilgili olmadığını; izleyicilerle duygusal düzeyde yankı uyandıran karakterleri canlandırmakla ilgili olduğunu anlıyor. Sektördeki sağlam ağları, oyunculara kapılar açarak film, tiyatro ve televizyonda çeşitli fırsatları keşfetmelerine olanak tanıyor. Böylesine empatik bir ajansla ortaklık kurarak, oyuncular engelleri yıkıp gerçek benliklerini öne çıkarma gücüne sahip oluyorlar; sahnede veya ekranda salt başarının ötesine geçen heyecan verici bir yolculuk.
43 notes
·
View notes
Text
Televizyonda izlediğim tek kanal TRT belgesel. Sarıyor beni seviyorum yani
12 notes
·
View notes
Text
Bir yaş daha o anılardan uzaklaşıyorum haziranın sonlarına doğru, tabi senin haberin yok bundan.
Sen yirmi üçündeydin en son, Afyon'da kazada öldüğünde. Ben Kırklareli'nde annemin köyündeydim o yaz. Dünya Kupası maçları vardı televizyonda. Ben Arjantin'i tutuyordum yine.
Kapılar ardına kadar açık kalırdı sıcak haziran akşamları. Sürekli dinlediğimiz kasedini kapayıp biraz da radyoyu açalım dememiz ile beraber ölüm haberini almak büyük bir acı yaratmıştı. Haberlerde Kerim Tekin trafik kazası geçirdi, hayatını kaybetti dedi bir tek o kalmış, ardından bir acı yel savurdu. Mıcırlı yolmuş sebep, tanker dedi spiker en son. Kendi yakınımı kaybetmiş kadar sarsılıyorum.
Gözlerim doluyor, ağlıyorum. İstanbul'a gelip cenaze katılmayı düşünüyorum ama olmuyor.
Gökhan var, Kaan var kuzenlerim. Beraber yaz tatilinde hüzün çöküyor hepimize.
Köy evimizin geniş avlusunda arkadaşlarla toplanırdık o yaz. Kasetleri yanımda getirmiştim. Walkman'den dinlerdim.
O gece Nagehan ve Emel ile şarkılarını dinleyerek anıyoruz seni, büyük teybi evden getirip.
Zaman hiçbir şeyi geri getirmediği gibi o günlere de bir daha asla dönülmüyor. Sesini olur olmadık ve ansızın her duyduğumda o yıllara dönüş. Gençliğin heyecanı ve hayalleri boğazımda düğüm oluyor.
Kazandan altı ay önceydi. Gökhan Semiz'i kaybetmiştik.
Sırayla babaannem, dedem, amcam, halam, dayılarım, annem ve babam öldü. Sen öldün ve herkesi birer birer kaybetmeye başladım sanki.
Sonra çok zaman geçti...
Doksanların çocukları daha mı içtendi, yoksa daha mı çok sahiplenirdi kendi kuşağındakileri? Aşkları, anıları ve acıları senin şarkılarınla özdeşleştirdikçe daha çok mu bağlanmıştı insanlar sana.
Buna ışık yılı uzaktaki hatıralarından cevap veriyorsun sessizce ve gülümseyerek, biliyorum.
Bunca satırı kaleme alınca Akşamlar şarkını seçiyorum playlistimden, o günlerden bu yana teknoloji de değişti. Ölümün rengini bilmeden koymuştun.
Hayatın acemisi, gencecik delikanlıydım o yıllar. Şimdi saçlarım sakallarım beyazladı, ama sen asla yaşlanmayacaksın. Tabi senin haberin yok hiç bundan çünkü sen yirmi üçündeydin en son, Afyon'da kazada öldüğünde...
Önder Deniz Çavuşlar
35 notes
·
View notes
Text
mac sesi duymak beni geriyo artik televizyonda surekli acik cildiricam
24 notes
·
View notes
Text
Sahnede tiyatro izler gibi, perdede film izler gibi, televizyonda Afrika vahşi hayat belgeseli izler gibi aç bırakılan çocukları izliyoruz. Ve buna ses ettiğinizde dahi bazı odaklar tarafından hedef gösteriliyorsunuz. Arap sevici, İslamcı, Hamascı.
Çocuğun Arabı, Türkü, Kürdü olmaz. Çocuk çocuktur.
#DoğuTürkistan 'daki çocuk da, Yemen'deki çocuk da, Somali'deki çocuk da, Gazze'deki çocuk da bizim. Bir zamanlar bizim bazı liselerimiz mezun vermedi. Onlar da çocuktu. Biz bu acıya aşina milletiz.
İşgalciye, zalime en çok ses etmesi gereken biziz.
#GazzedeKatliamVar
45 notes
·
View notes
Text
“Biz kadınları hiç sevmedik!
Saçlarını sevdik, hele bir de sarışınsa daha çok sevdik.
Ağızlarını sevdik, hele bir de şehvetli ve dolgun ise daha çok sevdik.
Göğüslerini sevdik…
Bacaklarını sevdik, hele bir de sütun gibiyse bayıldık.
Kalçalarını sevdik…
Gerçekten güzel vücutlu ve “çıtırsa” daha çok sevdik…
Yolda, arabada, televizyonda, internette onlara hep “baktık”
Her yerlerine iyice ve dikkatle baktık.
Pek iyi görememiş olacağız ki bir daha baktık.
Bir daha ve bir daha…
Kadınların her yerlerine baktık ama gözlerine ya hiç bakmadık ya da baktığımızda çok geç olmuştu…
Biz kadınlara çok dokunduk! Onlar istese de istemese de dokunduk.
Son yıllarda dini motiflerden güç bulanlarımız oldu.
Eh! Yozlaşan toplum ve geç gelen hatta hiç gelmeyen adalet olunca da 13-14 yaşındaki çocuklara bile dokunmaya başladık! Sapık damgası yemeyi göze alanlar bile şaşırdı çünkü sapık diye haykıran ne kadar azdı!
Kadınlara dokunmada dünya sıralamasında üst yerlere geldik… 2023 itibariyle rakamlar oldukça “umut verici!“ %40’ını sürekli dövdük
%45 ine duygusal şiddet uyguladık (küfür, hakaret, küçük düşürme)
%16’sına zorla sahip olduk. (ve olmaya devam ediyoruz.) Tüm bunlara maruz kalan her 3 kadından biri intihara kalkıştı ama biz hiç oralı olmadık (hem bize ne değil mi? Fener ya da Cimbom maç kaybedince çok üzüldük ama kadınlar söz konusu olunca pek oralı olmadık) %9’una daha masum birer çocukken bile dokunduk.
Ama onlar hep sustular. Çünkü konuşsalar kimse inanmazdı. “kim bilir neler yaptın ki sana tacizde ya da tecavüzde bulundu amcan ya da komşun” bu da sana ders olsun, türünden tepkiler görecekti.
Ama bu ders o kadar acıdır ki biz erkekler bilemeyiz. Bizlere sorduklarında %25’imiz “bazı durumlarda kadın dövülür” demeyi doğal bir şey gibi dile getirdik. %51’i erkekler ile tartışmayı bile “saygısızlık” sanıyor artık. %36’sı kendisi para kazansa bile parasını nasıl harcayacağına karar veremeyeceğine inanmış ya da inanmak zorunda kalmış. %52’si “erkek kadından sorumludur” diyecek kadar kadınlığını unutmuş ya da unutturulmuş. %49’u “erkek ne zaman isterse bana sahip olabilir benim itiraz hakkım olamaz” diyecek konuma gelmiş...” @kotu.karma
72 notes
·
View notes
Text
Hayat bazen televizyonda ki bir sahnede gözünden yaş damlaması ve bunu yanındakine belli etmeden yanındakinin de anlamadan silmekten ibarettir...
13 notes
·
View notes
Text
Eyy #yâr...
Eğer Benimle yaşasaydın.
Yavaş yavaş yaşlanmanı izlerdim.
Saçlarına ilk ak düştüğünde,
Kendi kendine aynada üzgün
Bakarken gelir sırtını sıvazlar
Ne haber fıstık derdim.
.
.
Eğer Benimle Yaşasaydın.
Her halinle ne kadar çekici olduğunu
Kulağına fısıldar,
Şerefsizim şarap gibi kadınsın derdim.
.
.
Eğer Benimle Yaşasaydın.
Karşı komşunun kızı
Sana teyze diye seslendiğinde
Ne teyzesi o, senin ablan.
Abla diyeceksin derdim
.
.
Eğer Benimle Yaşasaydın.
Yolda yanından geçen gençler sana
Çaktırmadan baktığın da
Aşkım sen sonsuza kadar
Hep böyle çekici mi olacaksın derdim.
Sende,
Ben eskiden gençken de güzeldim dediğinde
Aşkım sen benim için
Her zaman güzelsin derdim.
Eve geldiğimizde,
İlk kahveyi ben yapardım
Tansiyon
Şeker
Kolesterol
İlaçlarını içmeni hatırlatırdım.
.
.
Akşam yemeğini fazla kaçırıp
Televizyonda ki dizini izlerken
Uyukladığında,
Üstüne battaniye örterdim.
Pazar sabahları erkenden kalkıp
Kahvaltıyı ben hazırlardım.
.
.
Eğer Benimle Yaşasaydın
Doğum gününde
İki hediye alırdım
Biri annene
Seni bana doğurduğu için
İkincisi ise
Alnından öperek
İyi ki benle evlendin diye.
.
.
Eğer Benimle Yaşasaydın
Genç kızlık anılarını her seferinde,
Sanki ilk defa duyuyormuş gibi dinlerdim.
Televizyonun kumandasını
Seve seve sana verirdim.
.
.
Eğer Benimle Yaşasaydın
Ellerine kremler sürer,
Gözaltına botokslu kremlerle masaj yapardım.
Hastalandığında
Ve tüm aksiliğin üstündeyken,
Sana nazlı bir çocukmuşsun
Gibi davranırdım.
.
.
Eğer Benimle Yaşasaydın
Her gece yanında uyur,
Kötü rüyalar gördüğünde
Koynuma alıp.
Canım bak ben yanındayım
Ve ben yaşadığım sürece,
Hiçbir şey den korkma kadınım derdim.
Benim kollarım da güvende
Olduğunu söylerdim.
.
.
Eğer benimle yaşasaydın,
Sana bakmaktan keyif alırdım.
Onca yılı birlikte devirdiğim
Hayat arkadaşımın
Elinden tutarak gururla yürürdüm.
.
.
Eğer Benimle yaşasaydın,
Birlikte yaşlanırdık.
Seninle uğraşmaktan,
Kendimi dinlemeye vaktim olmazdı..
.
.
Eğer Benimle yaşasaydın
Ben bunları buraya yazmaz
Sana tüm bu yazdıklarımı yaşatırdım.
.
.
Şimdi hissettiğim,
Şu kalp ağrısını hissetmezdim.
.
.
Şimdi hissettiğim,
Acaba iyimidir...?
Sağlıklımıdır ...?
Mutlumudur...?
Huzurlumudur...?
İnşallah benden daha birisini bulmuştur
Diye Allah'a dua etmezdim.
.
.
Eğer Benimle yaşasaydın.
Yaşama tutunacak bir bahanem,
Yüreğimin çalışmasını
Sağlayacak bir aşkım olurdu.
Benimle yaşlansaydın,
Biz böyle tek olmaz
Biz iyi bir çift olurduk.
Hatta çok güzel
Bir çift olurduk…
.
.
Sen Benimle yaşamadın
Benimle yaşlanmadın
Olsun.
Senin canın sağ olsun...
9 notes
·
View notes
Text
Arkadaşlar bir şey paylaşayım da çıkacağım hesaptan Çünkü televizyonda izlediğim programlar var 🙊😁
Ben Çok tasarruflu bir kadınım 😁
Kumaş parçalarını hep saklarım 🤦
Mesela bu ahıra girerken yani hayvanlara bakarken giydiğim çizmelerim 🙊😁🐏🐄🐐
Tabii gezmekte giydiğim ayakkabılarım da var 🙉🤣
Hatta yanımda bir yedek ayakkabı taşırım daima yorulunca değiştirmek için 🤥😜😁
45 notes
·
View notes
Text
Dizi Oyunculuk
Dizi oyunculuk , derin duygusal yankılanmanın ve hikaye anlatıcılığının işbirlikçi dinamizminin benzersiz bir karışımıdır. Ekran için tasarlanmış her rol, yalnızca yetenek değil, aynı zamanda izleyicilerle çok sayıda duygu aracılığıyla bağlantı kurma konusunda doğuştan gelen bir yetenek gerektirir. Performansların hızlı, yoğun enerji patlamalarına dayandığı filmlerden farklı olarak, TV dizisi oyuncuları, birden fazla bölüm ve sezon boyunca sürekli karakter geliştirme sanatında ustalaşır. Bu uzun ömür, karakterin yolculuğu ilerledikçe gelişen nüanslı tasvirlere olanak tanır ve karmaşıklık açısından zengin bir tuval sağlar.
Dahası, televizyonda bulunan muazzam çeşitlilik (türler dramadan bilimkurguya kadar uzanır) oyuncuların çok çeşitli insan deneyimlerini keşfetmesine olanak tanır. Küçük ekran, geleneksel normlara meydan okuyan ve oyuncuları konfor alanlarının dışına çıkmaya davet eden yenilikçi hikaye anlatma yaklaşımlarının merkezi haline geldi. Bu ortamda yer almak, bir oyuncuyu yalnızca bir eğlendiriciye değil, aynı zamanda kültürel diyaloglara aktif olarak katılan bir hikaye anlatıcısına dönüştürür. TV dizisi oyunculuğunu sadece bir iş olmaktan çıkarıp, hem oyuncular hem de izleyiciler üzerinde derin bir etki bırakan, duygusal açıdan ödüllendirici bir zanaat haline getiren şey, bu çok yönlü etkileşimdir.
43 notes
·
View notes