#sonra ing
Explore tagged Tumblr posts
Text
POZİTİVİZM (BİLİMCİLİK) SAFSATASI
❓Pozitivizm (Bilimcilik) Fikri Neden Tutarsızdır?
Bilim farklı bir şeydir, bilimcilik farklı bir şeydir.
Pozitivizm (bilimcilik); sadece gözlem, ölçü ve deney yoluyla elde edilen bilgilerin kabul edilmeye lâyık olduğunu öne süren felsefî düşüncedir.
Yani pozitivizm (bilimcilik), naturalizm (doğacılık) ve materyalizm (maddecilik) fikirleri ufak farklar dışında birbirleriyle neredeyse üçüz kardeş gibidir.
Peki bu felsefî görüş mantıksal açıdan niye hatâlı ve tutarsızdır? Tarafsız ve doğruyu arama niyetiyle düşünen bir insanın, bilimcilik felsefesinin yanlış olduğunu görmemesi imkânsızdır. Çünkü:
1. Epistemoloji’de bilginin tek kaynağı gözlem değildir. Çünkü doğru bilginin üç yolu vardır:
“1- Akıl, 2- Duyular, 3-Haber”.
Meselâ mantıksal ve matematiksel birçok kural bilimsel gözlemin dışındaki zorunlu gerçeklerdir. Örneğin mantıktaki “Çelişmezlik” (Ar: Adem-i Tenâkuz / Ing: Non-Contradiction) ilkesi sadece akıl ile bilinmektedir.
Yine mesela "3’ten 8’i çıkarırsak sonuç -5 eder." kuralı mantıkî açıdan tamamen doğrudur. Ama bu gerçek hayatta test edilemez. (Misâlen dış dünyada üç nesneden beş nesne çıkarılamaz.)
Yine geçmişte yaşayan kişiler ve tarihi olaylar ile ilgili zihnimizdeki bilgiler de (mütevatir) haber vasıtası ile bilinmektedir.
2. “Pozitivizm” fikri daha ilk bakışta kendi kendini yanlışlayan bir görüştür. Çünkü eğer birisi "Tek gerçek, doğadaki bilimsel çalışmalar yoluyla elde edilen bilgilerdir." fikrinin doğru olduğuna inanıyorsa aslında bu görüşü savunması mantıksız olur çünkü inandığı bu fikrin kendisi de doğa bilimleri, gözlem ve deney vasıtasıyla elde edilmiş bir fikir değildir. Yani fizikten veya kimyadan "Sadece doğadaki bilimsel çalışmalar sonucu ulaşılan bilgiler geçerlidir." şeklinde bir bilgi ortaya çıkamaz. O zaman bu kişi, bilim yoluyla elde edilmemiş bu görüşü savunursa kendiyle çelişir.
3. Bilimin kendisinin dayandığı birçok temel varsayım da doğa bilimleri ile elde edilmiş değildir.
Meselâ "Evren/Doğa ve diğer insanlar gerçektir." düşüncesi bir bilimciye göre sadece bir ön kabuldür. Çünkü bu fikir, mümkün olan çok sayıda yaklaşımdan sadece birisidir.
Veya "Doğada belli yasalar vardır, bu yasalar her yerde ve her zaman değişmeden işlemiştir ve aynı şekilde işleyecektir." düşüncesi de tamamen bir kabuldür. Çünkü bilim, gelecek ile ilgili bir şey söyleyemez. Bunu bir "Tümevarım Problemi" olarak isimlendirebiliriz.
4. Bilimsel çalışma yapan materyalistler, maalesef sadece gözlemlerini anlatmak yerine insanlara "Gördünüz mü otuz denemenin otuzunda da aynı sonuç çıktı. Demek ki bin sene önce de aynen böyle oldu, bundan bin sene sonra bile bu olay böyle gerçekleşecektir." diyerek veya "Gördünüz mü şu anda hep anne-baba birleşmesi sonucu insanlar doğuyor o zaman İsa peygamber babasız yaratılmış olamaz." diyerek gözlemden ayrılıp bir de "geçmiş zaman ve gelecek zaman" hakkında hüküm vermektedirler. Hâlbuki bahsedilen bu konular bizim için gözlem sahasının konusu değildir. Hem "Gözlenemeyen şeylerden bize bahsetmeyin." deyip hem de gözlem dışı konularda konuşmak bir çelişki değil midir?
Bilim, deney ve gözlem yapmaktan ibâret ise bilim kelimesinin ardına sığınıp gelecek hakkında kesin sözler söylemek bir çeşit falcılık sayılmaz mı?
6. Aynı şekilde “güzel ve çirkin” gibi kavramlarının karşılığı bilimsel verilerden elde edilemez. Meselâ iki sanat eserinden hangisinin daha güzel olduğu meselesi bilimsel bir alan değildir. En fazla iki eserden birisine bakıldığında hangi hormonların devreye girdiği gibi gözlem sahasındaki olaylar bilimsel alana girebilir. Hepsi bu. Yani sanat ve estetik de bilimsel değildir.
7. Yine bilim bize ahlâkî değerler açısından da bir yaşam şekli sunamaz. İyi-kötü, doğru-yanlış kavramları ve "Ben hayatımda hangi ahlâkî değerleri dikkate almalıyım?" soruları da bilimsel çalışma sahasının dışındadır. Yani bilim, dünyanın sosyal düzeninin şu anda hangi durumda olduğunu bize söyler ama hangi durumda olması gerektiğini söyleyemez. Bundan sebep "hayatın amacı" gibi kavramlar da bilimin konusu olamaz.
SONUÇ
O hâlde varlık konusunda insanların aklına sınır koyma çabası neden? "Hayır! Beş duyu organınla algılayamadığın şeyler yoktur. Onları kabul edemeyiz!" diye mantıksız bir baskı yapmak niye?
İnsanoğlunun duyuları henüz bazı şeyleri algılayamıyor diye "O şeyler yoktur!" demek; tıpkı doğuştan itibâren gözleri görmeyen birisinin "Dört duyu organım ile algılayamadığım şeyler yoktur. Renklerin varlığını kabul etmiyorum." demesi gibidir. Varlığın sadece bizim 5 duyumuzla algılayabildiğimiz şeylerden ibâret olduğu iddiası nereden çıktı? Bu gereksiz ve dayanaksız sınırlama hangi amaçla insanlara dayatılıyor?
"Benim algılayamadığım şeyler yoktur. Var olduğunu kabul etmem." demek ve bunda ısrar etmek "Henüz keşfetmediğimiz canlı türleri, mekânlar, maddeler vb. şeyler yoktur." sözü gibi hatalıdır. "Henüz bana ulaşmayan hiçbir olay yaşanmamıştır." demek kadar da mantıksızdır.
Elbette bu maddeleri arttırmak mümkündür.
Sonuç olarak net bir şekilde bilmemiz gereken şey şudur:
“Bir şeyin kabul edilebilir olması için illâ ki "bilimsel yöntemle gözlenebilir olması" şart değildir.” Ve yine bilinmelidir ki “Bilimsel olmayan, gözlenemeyen her şey hurâfedir.” diye dayatmanın aslında ta kendisi hurâfedir. Hiçbir mantıklı dayanağı olmayan bir görüştür.
(...)
👤 Mehmet Yalçın, 2020
📖 “Gerçek Mucize” Çalışmasından...
15 notes
·
View notes
Text
Birtakım değişiklikler
🌟 Yenilikler
Topluluk ayarlarının ilk bölümü kullanıma açıldı. Topluluk yöneticileri artık ad, açıklama, avatar, üst bilgi resmi, etiket ve hakkında kısımlarını doldurabilecek. Bunların bağlantıları masaüstünde sağ tarafta, mobil uygulamalarda ise menü altında yer alıyor.
Topluluğa kullanıcı davet ederken kullanılan pencerenin tasarımını yeniledik. Artık geriye kalan davet sayısını da görebileceksin.
Toplulukların özel mi yoksa herkese açık mı olduğu bilgisi bundan böyle üst bilgi alanında gösterilecek.
Topluluk yöneticileri, artık üyeleri moderatörlüğe yükseltebiliyor. Moderatörler gönderileri silebiliyor. Bu özelliği hala geliştiriyoruz, bu yüzden önümüzdeki birkaç hafta içerisinde ufak değişiklikler fark edebilirsin!
Blog gönderileri API uç noktasını (İng.), mevcut seçenekleri tamamlayan ve belirli bir zamandan "önceki" gönderileri gösterecek şekilde güncelledik. Artık bir sıralama düzeni ve "sonra [after]" ölçütü belirtmek de mümkün. "Önce [before]" ölçütü kullanıldığında ve varsayılan ayarlarda, gönderiler ters kronolojik sırada ("azalan" [desc]) gösteriliyor. "Sonra [after]" ve "sort=asc" (artan) ölçütte gönderiler belirli bir zamandan başlayıp en eskiden en yeniye doğru ilerleyecek şekilde sıralanıyor.
🛠 Düzeltmeler
İkincil bloglardan topluluklara gönderi paylaşımı henüz mümkün değil. Bu yüzden topluluklara gönderi paylaşımı yaparken her zaman için ana blogun seçili durumda olacak.
Topluluklar içerisinde gerçekleşen eylemler, ör. gönderilerde bahsedilme ve yorumlar ile çok yakında davet etkinlik öğeleri, okunmamış etkinlik öğelerine dahil olacak.
🚧 Üzerinde çalıştıklarımız
Android uygulamasında reklamlar otomatik olarak ve arada son seviyede sesli oynatılıyor. Bunu çözmeye çalışıyoruz!
🌱 Yakında sunulacaklar
Topluluk Kurallarımızı, Kullanıcı Yönergeleri olarak yeniden isimlendirdik ve gerekli değişiklikleri yapmaya devam ediyoruz. Amacımız Tumblr'ın kendi "Topluluk Kuralları" (yeni ismiyle Kullanıcı Yönergeleri) ile oluşturduğun topluluklara ait kurallar arasında bir karmaşa oluşmasını önlemek.
Bir sorun mu yaşıyorsun? Destek Talebi gönder, en kısa sürede sana geri dönelim!
Geri bildirimini paylaşmak ister misin? Üzerinde Çalıştıklarımız bloguna göz at ve aklındakileri topluluğumuzla masaya yatır.
Bu gönderileri başka dillerde takip etmek istersen diğer ülkelerin Ekip bloglarına göz at!
Tumblr'a doğrudan maddi destek olmak ister misin? O zaman TumblrMarket'e yeni gelen Destekçi rozeti seni bekliyor!
30 notes
·
View notes
Text
4 agustos pazar
Dun gece arkadasim caddeye gidelim diye bi teklif sundu ve bende okeyledim. Bana dediki seni bi kac saate ariycam ama aramadi bende yazdim ona. Sabah gitmiyoruz kanka yazmis. Sorun olmadi cunku bende bazen onu ekiyorum ayrica kuzenleri falan gelmisti onlarla takilir diye dusunup cokta siklemedim. Sonra 1-2 saat sonra beni aradi ve bende sansa uyanip actim. Normalde top patlasa uyanmam yani. Iste cani bi erkekle disari cikmak istemis ve bu yuzden siniftaki bi cocugu cagirmis beraber caddeye gidiceklermis. Ve o cocukta o kizin shiplendigi ama shiplenmekten nefret ettigi bi cocuk yani. Ilk basta uyku hali algilayamadim herhalde cok bisey demeden kapadim. Kapattiktan sonra her boku algiladim ve bi daha arama gereksinimi duymadim. Birisi beni ben anlatmadan anlasin istedim sanirim. Neyse iste sonra uykum kacti ve sabah 7de uyumus olmama ragmen 12 gibi uyandim sonra bi bok yapmadan 4 gibi tekrardan uyudum. Gitmeyi planladigim ing kursunu aradim ve bize agustosun ilk haftasi baslayacak dedikleri kursun eylulde baslayacagini ogrendim. Parayi falanda verdik yani ve bu civarda daha iyisi yok acikcasi.Sonra 7 gibi kalktim ve bi arkadasim aramis iki kez. Disari cagirmak icin iste. Ne yala soylim hic cikasim yoktu o yuzden gec oldu falab dedim ve kapattim. Sonra annemlerle aksam yemegine gittik orda takildik. Sahilde sacma bi olay yasadim. Kardesime 50 lira verip git 3 su kap gel dedim. Sonra geldiginde para ustu yoktu. Bende abiye gidip utanmiyomusun kucuk cocuktan elliye uc su veriyosun dedim. Sonra abide 3 su 60 dedi. Kolpa bence amk bi su 20 lira nasi olur? Neyse iste sonra ordaki bi cocuk bana bakip guldu baya ben giderken de bakiyodu sanirim asik oldu. Saka tabiki. Sonra taksi asla bisekilde bulamadik ve 5 kisi minubuse bindik. Asiri kalabalikti. Ablamla falan full espri yapip gulduk. Minubusteki herkesin bize sovdugune eminim. Sonra eve geldim ve sabah beni satan arkadasim tiktoka dump atmis. Normalde hep begenip yorum atarim ama bu sefer begendim sadece. Iste bana yazdi niye yorum atmadin falan. Bende dedim cok kirdin falan. Sonra acikladim durumu. Iste ozur diledi haklisin falan dedi. Bende bi daha sakin yapma dedim. Ders olmustur. Acikcasi olayin ustunden 8-9 saat gectigi icin sinirim de gecmisti. Goruntulu aradi konustuk falan. 3lu arkadas grubumuzdaki diger kiz ve bugunki satan kiz arkadasimin bulustugu cocuk yakinlarmis baya. Iste diger kiz arkadasim bulusulan cocuga demiski defneyle o baya yakin oldu beni satmazlar falan ins demis. Sacmasapan bi algi. Neyse iste oyle. Sanirim o ark grubundaki diger kiz gibi ota boka trip atan bi kiz olmadigim icin ve cogu olaya empati yaparak yaklastigim icin ve cok buyuk tepkiler vermedigim icin suana kadar insanlar her boku bana yapabilceklerini ve tepkisiz kalacagimi saniyolar. Bi gun difer tarafimi gorucekler de neyse. Bu kizla bugun aramiz duzeldi ama icten ice asla ona karsi yakin olamayacagimin farkindayim. Bi kere sogudum yani. Bu arada dayim yengemi aldatiyomus. Allah hepinizin belasini versin. Bugun cok guldum ama icten ice cok mutsuzum. Neden kimsenin beni anlayamadigini ve gercekten taniyamadigini dusunuyorum. Insanlar cok dusuncesiz ve benciller.
#egeninincisi#egeninizmiri#egeninışıkları#sessiz ve yalnız#yalnızlık#black tumblr#3391kilometre#3391km#ege ve izmir#egeizmirindir#tumblelog
10 notes
·
View notes
Text
Sabah erkenden kalkıp akşamın yemeğini hazırladım ve ingilizce dersime girdim. Ders bitince evi misafir için düzenledim. Sonra arkadaşımla buluştum,onunla köşk gezip bişeyler içtik. Çok daha fazla oturup konuşasım vardı ama yemeğe misafir gelecek diye kalkıp eve geldim. Şu an her şey hazır ing. mi çalışsam diye düşünüyorum. Şaka gibi. Eskiden misafir gelecekse hazırlık aşaması çok uzun sürer asla başka iş yapamazdım ve çok stres olurdum. Bu geldiğim yer için kendimi tebrik ediyorum.
11 notes
·
View notes
Text
NATASCHA KAMPUSCH
23 Ağustos 2006'da Avusturya'nın Deutsch-Wagram kasabası sakinleri caddede bir şeylerden kaçar gibi koşan bir kız gördüler. 18 yaşlarındaydı, öğlen vakti korkulu gözlerle yarın yokmuşcasına koşuyordu.
Dakikalar sonra durdu ve yürüyen insanlardan yardım istedi, durumun acil olduğunu polisi aramaları gerektiğini anlattı ama insanların gözünde aklı dengesini yitirmiş saçmalayan birisiydi o yüzden önemsenmedi. Ona kimse yardım etmedi.
Genç kız tutacak bir yardım eli bulamayınca Hemen ilerdeki ev, Inge T, diye bilinen 71 yaşındaki birisinin eviydi. Genç kız kapıyı çaldı ve "Ben Natascha Kampusch, kaçırıldım hemen polisi aramalısınız." dedi.
Ev sahibi kıza inanmıştı, çaresizliğini gözlerinden okuyabiliyordu. Ekipler kendilerine 13:04'te ulaşan çağrı çareyi yakınlardaki evlerden birisine gitmekte buldu. sonrasında hemen eve geldiler.
Natascha Kampus'un üzerinde yara izleri vardı. Yüzü oldukça solgundu, büyük bir sağlık sorunu görünmese de bir hayli zayıftı. Onun hikayesi oldukça sarsıcıydı, Natascha tam 8 yıl önce kaçırılmış ve kaçtığı güne kadar hücre benzeri bir yerde yaşamak zorunda kalmıştı. Kaçırılmadan önce yani 10 yaşlarındayken sahip olduğu ağırlıktaydı.
8 yılda boyu 15 cm uzamıştı. Genç kızın Natascha Kampus olduğu yapılan dna testleriyle onaylandı. Sabine Freudberger, Natascha ile konuşan ilk polis memuruydu. Natascha ile olan ilk temasında dikkatini sadece bir çekmişti: Natascha'nın zekası. Natascha esareti süresince eline geçen her şeyi okumuş, kısıtlı kanalları çeken bir radyoyu dinlemişti.
Natascha Kampus 1988'de Viyana'da dünyaya gelmişti. Bu karanlık ve etkileyici hikayenin kahramanı ailesinin boşanması sebebiyle stresli bir çocukluk dönemi geçirmişti.
Natascha kaybolmadan önce annesiyle yaşıyordu. 2 tane de ablası vardı. Kaçırılmadan bir gün önce 1 Mart 1998'de babası Koch ile beraber gittiği tatilden dönmüştü. Tatil için seçtikleri yer Macaristan'dı. Natascha 1 Mart günü planlanan saatten biraz daha geç bir saatte eve geldi. Bu gecikme annesiyle ufak bir tartışma yaşamasına sebep oldu. Anne kız bir süre atıştılar.
2 Mart 1998 sabahı Natascha okula gitmek için evden çıkmış olsa da aslında 8 yıllık esaretine ilk adımını attı. Annesi ise evden kızına seslenmiş ve geceden kala küslüğe son vermek istemişti ama Natascha durmadı ve yoluna devam etti. Nasıl olsa saatler sonra annesini yeniden görecekti ama olmadı.
Öğretmenleri o gün Natascha'yı okulda göremedi. Ailesi durumu öğrendikten sonra polise haber verildi. Tek bir tanık vardı: O da iki adamın Natascha'yı beyaz bir minibüse bindirdiğini söyleyen 12 yaşındaki bir öğrenciydi. Polisler elinde bu detaydan başka hiçbir bilgi yoktu Natascha o gün dersine yetişmek için aceleyle evden ayrılmıştı.
Hızlı adımlarla okuluna giderken omzuna uzanan bir elin sıcaklığını hissetti. Gözlerini açtığında "seni kaçırdım, ailen fidyeyi ödeyince serbest bırakacağım." Diyen bir adamla aynı arabada olduğunu gördü. Yarım saat süren yolculuk bir evin garajında son buldu. Natascha dolabın arkasına gizlenmiş 5 metrekarelik bir odaya bırakıldı. Betondan yapılmış çelikle güçlendirilmiş bu oda uzun yıllar Natascha'nın evi olacaktı. Odada bir pencere yoktu, dışardaki sesin içeriye, içerdeki sesin dışarıya ulaşmadığı yalıtımlı bir yerdi.
Merdivenlerin altındaki bu yer oldukça karanlık kasvetli bir yerdi. Geçen ilk 6 ayda odadan bir kez bile çıkmasına izin verilmedi sonraki 1 senede geceleri bu odada gündüzleri de evde kalmaya başladı. Onu kaçıran isim Wolfgang Přiklopil'di Geceleri ve Wolfgang'ın işe gittiği saatlerde Ntasacha'nın gizli odadan çıkması yasaktı. Wolfgang Natascha'nın kendisine sahip demesini istiyordu.
Diğer taraftan polisler her şeyden habersiz, ellerindeki az bilgiyle arama çalışmalarına devam ettiler. O dönem Fransız seri katil Michel Fourniret gündemdeydi. Natascha birkaç gün önce Macaristan'dan döndüğü için aralarında bir bağlantı olabileceği düşünüldü.
Wolfgang'ın iş ortağı eve geldiğinde, Natascha'yı görmüş hal ve hareketlerinden gayet mutlu olduğu izlenimine varmış ve hiçbir şeyden şüphelenmemişti. Wolfgang Natascha'yı ölümle tehdit ediyordu, herhangi birisine olanları anlatması durumunda ikisini de acımayacağını söylüyordu.
Natascha ilk zamanlar sadece belirli radyo programlarını izleyebiliyorken daha sonra evin her köşesine gidebilmeye ve televizyon dahi izlemeye başladı Natascha'nın kaldığı oda özenle hazırlanmıştı, Wolfgang onu burada uzun yıllar alıkoyacağını kafasında kararlaştırdığından her şeyi düşünmüştü. İkisi de her sabah erken kalkıp kahvaltı ettiler.
Wolfgang aldığı kitapları Natascha'ya verdi, bu sayede Natascha 8 yılda kendi kendini eğitti. Özgürlüğüne kavuştuktan sonra verdiği ilk ifadede şunları söyledi: "O evde kaldığım 8 yılda, hiçbir şeyden geri kalmadığımı hissediyordum.
Kendimi birçok şeyden sıyırdım, hiç sigaraya başlamadım, içmedim ya da kötü bir şirkette para için zamanımı heba etmedim. Şunu da söylemelim orası kesinlikle umutsuzluğa kapılacağınız bir yerdi." Onun hikayesi diğer benzer hikayelerden farklıydı.
Natascha, özgürlüğünü elinden alan adama kin beslemiyordu. Zamanın çoğunu ev işi yaparak ve yemek hazırlayarak geçirdi. Daha sonra danışmanı Ecker'a o dönemlerde çok fazla dayak yediğini, bu sebeple yürümekte zorlandığı anların olduğunu söyledi. Wolfgang ona evin kapı ve pencelerinde patlayıcıların ve bubi tuzaklarının olduğunu söylemişti.
Belinde bir silah taşıdığını bu yüzden kaçma teşebbüsünde bulunmamasını tembih etmişti. İkili birkaç kez markete bile gitmişti. O günlerden birinde Natascha gülümseyerek, kayıp ilanı fotoğrafındaki gibi görünmeye çalışmış ama bu planında başarılı olamamıştı. Kasiyer onu tanımamıştı.
23 Ağustos 2006 günü Natascha, Wolfgang'in aracını temizlemek ve bahçeyi süpürmek için dışarıya çıktı. Gölgesi gibi onu takip eden Wolfgang'te yanındaydı. Daha sonra Wolfgang'ın telefonu çaldı. Süpürge sesi karşı taraftan gelen sesi duymasını engelliyordu. Sessiz bir yere geçmek için oradan ayrıldığı sırada, Natascha var gücüyle kendini sokağa attı ve koşmaya başladı. 200 metre koştu çitlerden atladı insanlardan yardım istedi ve en sonunda amacına ulaşıp, özgürlüğe yeniden kavuştu. Wolfgang Natascha'ya 1 yıl evvel şunları söylemişti: "Eğer yaptığım şey ortaya çıkarsa polisler beni asla canlı yakalayamayacaklar. Dediğini yaptı, Natascha kaçarken o sadece arkasından baktı, hiçbir çaba göstermedi. Kafasını toplayıp biraz düşündükten sonra da Viyana'daki Wien Nord tren istasyonuna doğru yola çıktı.
Burası her şeyin bittiği yer olacaktı. İstasyona vardığında gelen ilk treni gördüğünde bu anlarının son anları olduğu biliyordu. Düşünmeden kendini raylara attı ve hayatına son verdi. Çek kökenli Wolfgang Priklopil 1962'de doğmuştu. Uzun yıllar bir telekomünikasyon şirketinde teknisyen olarak çalışmıştı. Bir iş ortağının kız kardeşiyle bir ilişki yaşadığı ve bu ilişkinden bir kız evladı olduğu iddia edildi ama doğrulanamadı.
Sicil kaydı temizdi. Ekipler eve gidip inceleme yaptıklarında, 1980'lerden kalma Commodore 64 olduğunu gördü. Yakın bir zaman önce Çek vatandaşı olup ülkeyi terketme planları yapıyordu. giderken yanında Natascha'yı da götürecekti ama o gün plan değişti. Ekipler Wolfgang'ın bir suç ortağı olup olmadığını uzun bir zaman araştırdılar ama hiçbir kanıt bulamadılar.
Natascha'da başka bir isim görmemişti, bütün plan tek bir kişiye Wolfgang'a aitti. 3096 gün esaret altında yaşayan Natascha, Wolfgang'i öldüğünü öğrenince ağlamaya başladı. 8 yılın sonunda ona sempati duymaya başlamıştı. Natascha morga gidip onun için bir mum yaktı. Bu durum bir nevi Stokholm Sendromuydu. O ise yıllarca bu sendromu inkar etti. Psikologların onunla ilgili çıkarımlarda bulunmasına kızdı bağırdı isyanlar etti. Karmaşık ilişkisi hakkında bilgilerinin olmadığını, bunun kendisi adına saygısızlık olduğunu hayatını analiz etme hakkını kimseye vermediğini söyledi. Wolfgang'ın ona çok kibar davrandığını anlattı.
Natascha kaçtıktan anca aylar sonra ailesiyle görüşmesine izin verildi. Uzun bir zaman kimseyle görüşmesine izin verilmemişti. Onu korumak adına sadece doktorlarla görüşmesine müsade edilmişti. Natascha yeni hayatında kendini hayvan haklarına adadı. Birçok hayvan derneğine üye oldu ve sözcülük yaptı.
2016 yılında Alman Bild gazetesine verdiği röportajda oldukça ilginç sözler sarfetti: "Bazı günler esir tutulduğum eve gidip kalıyorum, ayrıca çantamda hâlâ Wolfgang'in fotoğrafını taşıyorum." 2013 yılında Natascha'nın esaretini anlatan 3096 isminde bir film çekildi.
Natascha Kampusch, kaçışından bu yana yaşadığı travmayı üç başarılı kitaba dönüştürdü. İlki onun yakalanmasını anlattı; ikincisi, iyileşmesini. Üçüncü kitabı, Kampusch'un son yıllarda hedef haline geldiği çevrimiçi zorbalığı tartıştı.
Garip bir şekilde kendisini esir alan kişinin evini ona miras kaldı ve kendisi o eve bakım yapmaya devam ediyor. "Bana yöneltilen nefreti görmezden gelmeyi ve sadece güzel şeyleri kabul etmeyi öğrendim."
#bunalım#gündem#siyaset#yaşam#yaşamak#aşk#aşk acıtır#hikaye#roman#romance#ölümle yaşam arasında#öykü#ölmüş hisler ve geriye kalan bir mezar#ölüm#kitap#acı sözler#güzel alıntılar#biyografi#blog#instagram#yıldırımkemal#güzel yazılar#yüzleşme#youtube#yazar#türk postları#tiktok#türk edebiyatı#edebiyat#twitter
2 notes
·
View notes
Text

Keşfetmenin Coşkusu (İng. Euphoria), Lily King'in popüler romanı. Roman Yeni Gine'de çalışan üç antropoloğu konu ediniyor. Nell ve Fen başarısız bir etnografi girişiminden sonra yabandan kente dönerler. Kentte onları orada çalışan bir başka antropolog olan Andrew onları karşılar. Andrew kendini oldukça başarısız hisseden intiharın eşiğinde birisidir. İkinin kente gelmesiyle hayatı değişir ve onların oradan ayrılmaması için elinden geleni yapmaya başlar. Bu üç garip insan arasında beklenmedik bir ilişki gelişmeye başlar. Yazar Lily King romanı yazarken efsanevi üç antropolog olan Margaret Mead, Reo Fortune ve Gregory Bateson'un Yeni Gine'de yaşadıklarından esinlendiğinden bahsediyor. Roman gerçeklere dayanıyor olsa da bana yeterli gelmeyen çerezlik bir eser olarak görülebilir. Benim en çok ilgimi çeken antropologların yaşadıklarına odaklanmış olmasaydı ama onun da iyi yansıtıldığını düşünmüyorum.
4 notes
·
View notes
Text
A: YAZA AŞIĞIM ABİ. ama bunjn tek sebebi özgür olmam. Derskerden kurtulmam. İstediğim givo uyuyabilmem. Mesela şu an aşiri uykuluyum.
A2: NAR!!! POMEGRANATE🤍🤍🙏
B: Of. Kot etek(kısa ya da uzun) . Üste de beyaz bir top. (Genelde kısa kollu) onun üstüne de hırka gibi bir şey
B2: ACEMBORUSU
B3: Evett. Bir kere içmiştim Elif Ceren ile buluşmuşken. Param yetmiyordu ve o tamamlamıştı canim istiyor diye. Tadı çok güzeldi ama öyle O KADAR da crazy değildi
C: Yapraklar abi elbette. Çok değişiyorlar. Bir de sabah uyandığım andaki hava. Kışın gecenin körü oluyor ama yaza doğru sabah olmuş oluyor. Daha çok seviyorum
C2: Hâlâ liseliyim. Üni sınavına hazirlaniyorum bu yıl. Hacettepe İngilizce mütercimlik bölümünü istiyorum. Sınava 3 aydan az bir süre kaldı. hedef netlerim : 35-40 TR/18-20 Sos/25-30 Mat/12-16 Fen/80 İng. Çok heyecanliyim. Şimdiki netlerim ise şöyle: 30-36 TR/15-19 Sos/10-16 Mat/4-5 Fen/65-70 İng... gerçekten 3 ay içinde yırtıjmaliyim.
C3: kendi hayalimdeki karaktee olan Yuki. Ama Hanako da beni aşiri comfort ediyor. Yıllardır favorim. Tek hanako değil ya bilsiğin hanako kun evreni benim için çok özel
C4: elbette ama sadece BB cream (sivilceleei kapamak için) ve bir tık kontür + blush ve lip liner combosu kesinlikle. Şu siralar okula giderken her gün makeup yapmaya basladim. Hoşuma gidiyor
C5: real life crushım heeseung.

Çok aşığım abi çok. He is killing me. Bir ara jungkook , anton , gaon eralarim vardı. Şimdi heeseung eramdayım. Sunghoon da 🤍🤍😵💫🎀 benim için ama heeseung bir farkli ya. Eskiden en çekici bulmadiğim enhypen üyesiydi. Şimdi ise i am dyinf for him. Bir şey yapti bana büyu yaptı. Online crushim her hafta degisiyor abi
D: gardening uapmayi bilmiyorum. Ortaokulda hüseyin hoca bazen yaptirirdi. Eğlenceliydi ama pek benlik değil ya.
D2: maalesef. Kedileri severim ve çok istedim ama ailem NO dedi. Köpeklere de alerjim var (oysaki aşiğim) rüyamlarimda genelde köpek sahibi oluyorum. Umarim alerjim geçer ve ileride evcil bir köpeğim olur. Çok seviyorum aşiri tatlilar
E: ne adventuresi abi ben evimde mutluyum. Introvert things. Ama eğer olursa... bilmiyorum. Sanırım uzaya çıkmak olabilir. Uzay çok ilgimi çekiyor. Bence adventure bu
F: fav show Muhteşem Yüzyil abi tartişmasiz. Movie ise.. hmmm bilemedim. Bir Sen olması lazım. Genelde movie sevmem ama onu tek solukta izledim. Giray altinok favorim. Muhteşem yüzyildan sonraki fav dizim Prens zaten. Kisacasi Giray Altinok🤍. Fav kitabım da Achilles olmalı. Çok beğenmiştim
F1: aklıma elif cerenin sürprizleri geliyor. Doğum günümde aldiği miffy plushysini çokk sevmiştim. Onun dışında annemin yılbaşındaki tatlı o oda süsü geliyor. Hani ışık saçan yıldızlı. Ve Sehnaz teyzemin benim yastik kilifimdan rahatsiz olduğumu duyunca taa Ankara'dan kılıf yollamasi. Çok tatlilar abi
F2: I am kinda into girls? Nor very sure ama yeah. Ve sanirim girls' girl olmam. Biraz feminen bir tarzim var ve judgemental durabilirim ama hic değilim. Mean girl gibi de duruyorum ama iste no değilim.
G: yoo spring allergiem yok ama besin allergiem var. Of
H: dans etmeyi çok severim. Sketch yapmayi da çok severim. Gitar çalmayi da istiyorum. Yazin bir ara kursuna gidiyordum da ilerleme kaydedemedim pek. Yine de rastgele çalarken rastgele sarki soylemek guzeldi. Arctic monkeys çalmak istiyorum ama en çok
H2: 15 tatil elbette
I:bilmem. Her şeyden memnunum. Ama şimdi hayatımda olmayan bazi kişilerle en başinda pek yakinlaşmazdim herhalde
J: kek. Zaten başka pek bake yapmayi bilmiyorum. Cookies biraz uğraştirici hamuru yoğurmasi falan
K: ne kissi bacim ben ailem disinda kimseyle kiss eylemedim. O yuzden ailemin her opucugu benim için en iyisi
L: sütlü + cikolatalı tatlilara bayilirim. Muhallebi tarzinda böyle hafif ,ŞERBETSİZ tatlilar harika. Şerbetsiz olsun yeter abi. Şerbetli olarak bir künefeyi severim onun da peyniri sayesinde yani. Beni bayiyor bir süre sonra o da gerçi
L2: early bird ben abi. Gündüzleri daha harika hissediyorum. Hem hayat şartlari beni early bird olmaya zorladi. Bir de çok erken saatler böyle sakin oluyor ya onu seviyorum. Geceleri de sakin saatleri severim ama uykum gelmiş oluyor (sarhos gibi oluyorum)
L3: benim love language=bullying . Unserious durumlarda bullying. Serious durumlarda fiziksel touch ve kind words. Ayrıca waiting. Sevdigim kisileri genelde beklerim şikayet etmeden. Also thinking about them like showing that I care. Bana dedikleri şeyleri unutmamak da love language bence. Ama favprim bullying
M: sütlü türk kahvesi hayatimi kurtariyor her gün(nwredeyse her gün) çok seviyorum ve ders calişirken dopamin salgiluyor gibi.
M2: hmm zor soru abi. Ikisi de harika ama beach bir tik daha güvenlu sanki. Ormanda Allah bilir neler dönuyordur. Bir de böcekleri sevmem. Beach iyidir iyi
M3: para önemsiz olsaydi artist olurdum. Ressam olmak isterdim. Yazar da olmak isterdim. İkisi bir arada harika giderdi. Full kendimi resme adardim. Resim çizmeyi çok seviyorum ama öyle pek bagimlisi değilim. Bir şekilde bağimli ederdim kendimi ya. Hayat şartlari abi. Para uok olsun
M4: bu da iyi bir soru. Last.fm 'e bakayim hemen. Arctic monkeys I want it all. Bayiliyorum bu şarkiya. She walks diyor saniyordum ama shoo woop diyormuş. O ne abi? She walks daha mantikli bence ama shoo woop da tatliymiş. Böyle gutar swslerine bayiliyorum. Bir de Alex'in sesi çok iyi ama bir tık daha soft olsaydi daha çok beğenirdim sabirim. Yıllardir arctic monkeysden vazgeçemiyorum bu arada
N: tatile çikardim abi net. Dunyayi gezerdim her lokantaya pastaneye giderdim. Shangai istiyorum Shangai
O: fav sea animal hmmm penguenler sea animal sayiliyor mu? Deniz kusları diyorlarmış. Penguenleri severin tatlilar. Denizanaları da çok güzel. İkisi arasinda kaldim yaa. Bir dw denizyildizlari güzel. Zaten tatli olan çok az deniz hayvani var
02: TURN ON DERKEN? BUNU BEKLEMUIYRDOUM. i guess it is sth dirty. My biggest turn on abi... men whimpering moaning with a soft voice in a dominant way. LIKE WHEN THEY ARE DESPERATE TO MAKE YOU BREED ORBEG. LIKE. I WANT TO BEG. AND I AM A ROPE BUNNY... IT IS REALLY TURNINF ME ON. MY BIGGEST Turn off is ... probably when his breath fucking smells. Or when he farts during the making out season i think. I mean wtf
P: ideal partnerr hmm... someone who is willing to listen me. Someone who shows that they care. Someone who is humorous but still serious. Ağirliğini koyabilen bir erkek😵💫 ayni zamanda da komik. Bana özel soft spotu olmali. Ne olursa olsun benim yanimda olmali ve beni savunmali. Bana güvenmeli ve desteklemeli. Ayrica princess treatment of course. Ama in bed he can do anything he wants yknow i dont really mind. O an disinda very respectful olmali. Bir de love languagei bullying in a cute way , teasing olabilir. Fiziksel touch da severim. Derin konulara dalip sohbet edebilen biri olsa iyi olur. Sohbeti saran biri olmali yani. Soğuk erkeklerden pek hazzetmem.
P2: hmm. 9 ve 10'da tyt konularini bitirmesini önerirdim because yeah.
P3: bilmiyorum ulan mbti tipimi. Ama düsunuyorum ki INTP'im.
P4: ideal spring afternoon ha. Bilmem. Kitap okumak ya da learning olabilir. Youtubede bilgi verici videolar izlemeyi severim. Su siralar pek mumkun degil tabii malum okulda oluyorum.
P5: her şeye rağmen çalişkan olduğum için proudum. Bir de prideful olduğum için proudum. Kıskanç olmadiğim için , careless olduğum için ve insanlara hak ettikleri değerleri verdiğim için proudum.
Q: suburban. Kenar mahalleler tatlı oluyor ya bilmiyorum. Daha böyle safe bir havalari oluyor
R: güneşli havayı severim ama ılık olanından. Fazla sıcak olmasın. Şöyle ilik bir rüzgar essin bayilirim
R: fanfic recc hmmm.. wbwosjsosm servant olabilir çunku o. Cidden çok iyiydi ya o fanfic falan değildi bildiğin harika bir kitapti. Edebiyati efsaneydi. Sanat eseri.
S: sanırım zamanda kalmasini söylerdim. İnsanlwrin fikirlerini umursamamasini ve kendi inandiklarina sadik kalmasini söylerdim. Özgüvenli ve çalişkan olmqsini da
🌸🌼🌻Spring Asks🌻🌼🌸
April - what’s your favorite time of the year?
Apples - favorite fruit?
Bees - what’s your go to spring outfit?
Blossom - what’s your favorite flower?
Bubbles - Do you like bubble tea?
Changes - what signals the changing of the seasons to you?
Collegiate - did you go to or are you going to university? what are you or did you study?
Comfort - who is your go to comfort character?
Cream - do you wear make-up?
Crush - any irl or online crushes?
Daffodil - do you like to garden?
Daisy - do you have any pets? If not, do you want any?
Exciting - ideal type of unplanned adventure?
Favorites - what’s your favorite show, movie, and book?
Flowers - what’s the nicest thing someone has surprised you with?
Fun Facts - what’s something people would never guess about you?
Grass - do you get hayfever or spring allergies?
Hobby - what hobbies do you have or want to get into?
Holiday - favorite springtime holiday?
Introspective - what’s one thing you would have done differently in your life?
Jam - favorite thing to bake?
Kiss - what was your best kiss?
Lemons - what’s your favorite type of dessert?
Light - night owl or early bird?
Love - what’s your love language?
Matcha - what’s your go to coffee/tea order this time of year?
Meadow - do you prefer the beach or the woods?
Money - what would you do with your life if money was no object?
Music - what’s been on repeat lately?
New - what would you do if you won the lottery?
Ocean - what’s your favorite sea creature?
On/Off - what are your biggest turn ons and offs?
Partner - describe your ideal partner.
Past - what advice or wisdom would you bestow on your younger self?
Persona - what’s your mbti? your enneagram type?
Picnic - describe your ideal spring afternoon.
Pride - what is something you’re proud of?
Quaint - do you prefer the city, countryside, or suburbs?
Rain - what’s your favorite type of spring weather?
Recommendations - do you have any fanfic recommendations?
Sage - what life advice would you give to someone younger?
Stars - are you into astrology? If so, what are your sun, moon, and rising signs?
Striking - what’s your favorite color?
Status - what’s your relationship status?
Thrill - what is one thing you’re looking forward to?
Touch - do you like hugs?
Travel - if you could go anywhere in the world, where would you go and why?
Universe - do you think there’s other life out there or are we alone in the universe?
Vernacular - what language do you wish you could speak or want to learn?
Warning - what would your warning label say?
You - what’s one thing you like about yourself? One thing you dislike about yourself?
Youth - do you feel your age?
Zoo - what’s your favorite animal?
7K notes
·
View notes
Text
Ne Yapıyorsun İngilizcesi Nedir? Anlamı ve Kullanımı
Ne Yapıyorsun İngilizcesi Nedir? Anlamı ve Kullanımı Günlük hayatımızda en sık kullandığımız sorulardan biri şüphesiz "Ne yapıyorsun?". Peki, bu basit ama işlevsel soruyu İngilizce nasıl sorarız? İngilizce öğrenirken temel diyalogları kurabilmek için bu tür temel ifadeleri bilmek oldukça önemlidir. Bu makalede, "Ne yapıyorsun?" sorusunun İngilizce karşılığını, farklı bağlamlardaki kullanımlarını, benzer anlamlara gelen alternatif ifadeleri ve bu ifadenin dilbilgisi yapısını detaylıca inceleyeceğiz. "Ne Yapıyorsun?" Sorusunun Doğrudan İngilizce Karşılığı Türkçedeki "Ne yapıyorsun?" sorusunun en yaygın ve doğrudan İngilizce karşılığı "What are you doing?" ifadesidir. Bu soru, konuşma anında bir kişinin ne ile meşgul olduğunu öğrenmek için kullanılır. Cümleyi kelime kelime inceleyelim: What: Ne are: Yardımcı fiil (to be fiilinin 'you' için çekimlenmiş hali) you: Sen/Siz doing: Yapmak (do fiilinin -ing takısı almış hali) Dilbilgisi Yapısı: Present Continuous Tense "What are you doing?" sorusu, İngilizcede Present Continuous Tense (Şimdiki Zaman) yapısı kullanılarak oluşturulmuştur. Bu zaman kipi, genellikle konuşma anında gerçekleşmekte olan eylemleri ifade etmek için kullanılır. Soru formatında "Wh-" soru kelimesi (What, Where, When, Who, Why, How) başa gelir, ardından "to be" fiilinin uygun çekimi (am/is/are), özne (you, he, she, it, we, they) ve fiilin "-ing" takısı almış hali (Verb-ing) gelir. Örnek Cümleler: A: What are you doing? (Ne yapıyorsun?) B: I am reading a book. (Kitap okuyorum.) A: What is he doing? (O ne yapıyor?) B: He is watching TV. (Televizyon izliyor.) A: What are they doing? (Onlar ne yapıyorlar?) B: They are playing football. (Futbol oynuyorlar.) Bu yapı, İngilizce soru kelimeleri ile şimdiki zamanda soru sormanın temelini oluşturur. Farklı Durumlar İçin Alternatif İfadeler "What are you doing?" en yaygın kullanım olsa da, duruma ve samimiyet derecesine göre farklı ifadeler de tercih edilebilir: 1. Daha Samimi ve Günlük Kullanımlar: What are you up to?: Bu ifade "Ne yapıyorsun?" ile hemen hemen aynı anlama gelir ancak biraz daha samimi ve gayriresmi bir tınıya sahiptir. Genellikle arkadaşlar arasında veya rahat ortamlarda kullanılır. "Nelerle uğraşıyorsun?", "Ne işler çeviriyorsun?" gibi anlamlara da gelebilir. Örnek: Hey John, what are you up to this evening? (Hey John, bu akşam ne yapıyorsun?) What's up? / Wassup? / Sup?: Özellikle Amerikan İngilizcesinde çok yaygın olan bu selamlama ve hal hatır sorma ifadesi, "Ne var ne yok?", "Naber?" anlamına gelir. Bazen doğrudan "Ne yapıyorsun?" yerine de kullanılabilir, ancak daha çok genel bir durum sorma ifadesidir. Örnek: A: Hey! What's up? (Selam! Naber?) B: Not much, just chilling. What about you? (İyilik, takılıyorum öyle. Sen?) Whatcha doin'?: Bu, "What are you doing?" ifadesinin oldukça gayriresmi ve konuşma dilindeki kısaltılmış halidir. Yazı dilinde pek tercih edilmez. Örnek: Whatcha doin' over there? (Orada ne yapıyorsun?) 2. Geçmiş veya Gelecek Zaman: What were you doing?: "Ne yapıyordun?" anlamına gelir. Geçmişte belirli bir anda ne yapıldığını sormak için kullanılır (Past Continuous Tense). Örnek: What were you doing when I called you yesterday? (Dün seni aradığımda ne yapıyordun?) What did you do?: "Ne yaptın?" anlamına gelir. Geçmişte tamamlanmış bir eylemi sormak için kullanılır (Simple Past Tense). Örnek: What did you do last weekend? (Geçen hafta sonu ne yaptın?) What are you going to do? / What will you do?: "Ne yapacaksın?" anlamına gelir. Gelecekle ilgili planları veya niyetleri sormak için kullanılır. Örnek: What are you going to do after graduation? (Mezuniyetten sonra ne yapacaksın?) Örnek: What will you do if it rains tomorrow? (Yarın yağmur yağarsa ne yapacaksın?) 3. Meslek Sorma: "What do you do?" ifadesi, bir kişinin ne iş yaptığını, yani mesleğini sormak için kullanılır. Bu ifade, "What are you doing?" ile sıkça karıştırılır ancak anlamı tamamen farklıdır. "What are you doing?" o anki
eylemi sorarken, "What do you do?" genel olarak ne iş yapıldığını sorar (Simple Present Tense). Örnek: A: What do you do? (Ne iş yapıyorsun?) B: I am a teacher. (Ben öğretmenim.) 4. Şaşkınlık veya Onaylamama Belirtme: Bazen "What are you doing?!" sorusu, birisinin yaptığı şaşırtıcı, beklenmedik veya onaylanmayan bir davranış karşısında tepki olarak kullanılır. Vurgu ve tonlama burada anlamı belirler. Örnek: What are you doing? Don't touch that! (Ne yapıyorsun?! Ona dokunma!) Telaffuz İpuçları "What are you doing?" ifadesinin doğru telaffuzu için kelimelerin birbirine bağlanmasına dikkat etmek gerekir. Konuşma dilinde genellikle "are" kelimesi daha az vurgulanır ve "What're" gibi veya "Whaddaya" (/wʌdəjə/) gibi daha hızlı bir şekilde söylenebilir. "Doing" kelimesindeki "g" sesi genellikle yutulur (/ˈduːɪn/). Standart: /wɒt ɑː juː ˈduːɪŋ/ Hızlı Konuşma: /ˈwʌtʃə ˈduːɪn/ veya /ˈwʌdəjə ˈduːɪn/ Sık Yapılan Hatalar İngilizce öğrenenlerin yaptığı yaygın hatalardan biri, "What are you doing?" (Ne yapıyorsun?) ile "How are you doing?" (Nasılsın?) ifadelerini karıştırmaktır. What are you doing?: O anki eylemi sorar. How are you doing?: Kişinin nasıl olduğunu, halini hatırını sorar. "How are you?" ile eş anlamlıdır. Bu iki sorunun anlamı farklıdır ve doğru bağlamda kullanılmaları gerekir. Günlük Hayattan Örnek Diyaloglar Diyalog 1: Telefon Konuşması Ayşe: Hi Ahmet! What are you doing? (Selam Ahmet! Ne yapıyorsun?) Ahmet: Hi Ayşe! I'm just watching a movie. What about you? (Selam Ayşe! Film izliyorum sadece. Ya sen?) Ayşe: I'm studying for my English exam. (İngilizce sınavıma çalışıyorum.) Diyalog 2: Arkadaşların Karşılaşması Chris: Hey Maria! What are you up to? (Selam Maria! Neler yapıyorsun?) Maria: Oh hi Chris! Not much, just heading to the library. (Aa selam Chris! Pek bir şey yok, kütüphaneye gidiyorum.) Chris: Cool! Can I join you? I need to return some books. (Harika! Sana katılabilir miyim? Birkaç kitap iade etmem gerekiyor.) Diyalog 3: Birinin Ne Yaptığını Kontrol Etme Mom: Jason? What are you doing in your room? It's very quiet. (Jason? Odanda ne yapıyorsun? Çok sessiz.) Jason: I'm doing my homework, Mom. (Ödevimi yapıyorum anne.) Sonuç "Ne yapıyorsun?" sorusunun İngilizce'deki temel karşılığı "What are you doing?" olsa da, bağlama ve samimiyet düzeyine göre "What are you up to?" veya "What's up?" gibi farklı ifadeler de kullanılabilir. Bu sorunun Present Continuous Tense ile kurulduğunu ve genellikle konuşma anındaki eylemleri sorgulamak için kullanıldığını unutmamak önemlidir. Ayrıca, meslek sormak için "What do you do?" ve hal hatır sormak için "How are you doing?" ifadelerinin kullanıldığını bilmek, yaygın karışıklıkları önleyecektir. Bu temel soruyu ve varyasyonlarını öğrenmek, günlük günlük konuşma kalıpları içinde daha rahat iletişim kurmanıza yardımcı olacaktır. Bol bol pratik yaparak ve farklı diyaloglarda kullanarak İngilizce konuşma becerilerinizi geliştirebilirsiniz.
0 notes
Text
HIII GOOD MORNING!!!MY ROOM FEELS SO NEW BUT SO FAMILIAR. Ughh ı love it. I loved studying like this. 🤍🤍💞 matenatik ve türkçe çalıştım. Kahvaltıda ghost doctor izledşk annemle. Şimdi namqz kılıp ing çalışacağım ,ardından kimya (3 saat😭) sonra da mat yine. Sonra yoga + kitap... i love my lifw sm. Bu arada şu almanca işi. He yazdım şimde gruba. Bu queen olmayanlarla uğraşmak da zoe. Hallolsun slayt da bitsin aq. Cuma günü de oku geç işte. Neyse abi. Yaz gelmiş gibi hissediyorum ama hava buz gibi. Ellerim donuyor ellerim donduuduuu
0 notes
Text
Birtakım değişiklikler
🌟 Yenilikler
Geçen gün düşünürken "RB zincirlerinde her öğede üç nokta menüsü olmasa mı ya?" dedik. Güzel olmaz mı? Zincir üstünde istediğin gönderiyle etkileşime geçebilirsin böylece. İşte bu aralar bunu deniyoruz. Şimdiden tarayıcı ve Android üzerindeki bazı kullanıcılarımıza açtık.
🛠 Düzeltmeler
Grup bloglarında üyelerden biri başka bir üyeyi engellediği zaman, engellenen üyenin yanıtları artık bütün üyelerden değil sadece engelleyen kişiden gizleniyor.
Etiket kısmındaki "Tümünü gör" bağlantısı, gösterecek başka etiket yoksa artık çıkmıyor.
Artık bulunduğun Pano sekmesini gizlemen hâlinde mevcut olan diğer bir sekmeye gidiyorsun.
Bazı durumlarda masaüstü panoyu yatay kaydırma işlemi, ekranın sol ya da sağ kısımda takılı kalmasına yol açıyordu. Bu yüzden maalesef artık bu durumlarda yatay kaydırma yapmak mümkün değil.
Anket seçeneğinin kendisi direkt geçersiz olduğunda, masaüstünde "NaN" diye bir şey çıkıyordu. (O neyse artık..?) Bunu düzelttik, şimdi çıkmıyor.
Masaüstünde şöyle bir olay vardı: panodan Keşfet sayfasına geçince sayfa bir anda şak diye ekrana geliyordu. Bunu düzelttik, şimdi insan gibi, parça parça yükleniyor.
🚧 Üzerinde çalıştıklarımız
Korkma, matrix'te değilsin. Takip edilenler akışının bir yerden sonra "başa sardığını" gören talihsiz arkadaşlarımızdansan, merak etme bu sadece bir hataydı, hala düzeltmeye çalışıyoruz, yani déjà vu falan yaşamadın… 👀
🌱 Yakında sunulacaklar
Hatırlatalım: Labs'deki arkadaşlar yeni bir özellik fikrini test edecek gönüllüler arıyor: Koleksiyonlar! (sayfa İng.)
Bir sorun mu yaşıyorsun? Destek Talebi gönder, en kısa sürede sana geri dönelim!
Geri bildirimini paylaşmak ister misin? Üzerinde Çalıştıklarımız bloguna göz at ve aklındakileri topluluğumuzla masaya yatır.
Bu gönderileri başka dillerde de takip etmek için diğer ülkelerin Ekip bloglarına göz at!
Tumblr'a doğrudan maddi destek olmak ister misin? O zaman TumblrMarket'e yeni eklediğimiz Destekçi rozeti seni bekliyor!
25 notes
·
View notes
Text
START!!!
🎀🎀🎀
Monday
-mat denemelerdeki yapamadığım sorular💫 (15 soruya baktım)
-kimya biyo tekrar(30 dk)😭
-ingilizce (50 soru)💫
-ingilizce kelime tekrarı💫
-coğrafya 2 etüt💫
-workout(40dk) AŞIRI UYKUM VAR 😭😭
-tarih konu çalışımı (40 dk)😭
-matematik olasılık 40 dk soru çözümü (eyüp b)💫
-mat deneme çözüm videosu(15-20dk)💫

I want to study like sieun
Don't use instagram !!!😭(1 hour)
Look for pocket app 💫 (couldnt read properly tho)
Write diary😭
Listen the musics in your notes app💫
Dont eat packed food💫
Do face mask😭
Fazla uykum var uyjum var uyk6m var. Off ağlmak istitorum. Stres olmayım dşylrum ama yapmak şstediğim şeyleri yapamayınca üzüşüyorum. Wlrkout bile yapamadım uyumam gerek. Zamanımı değerlş kullanamıyorum cisdwn bilmiyorum bilmiyorum. Dershane vaktimi aliyor.
Tuesday
Tomorrow has to be better!! U can do this im proud of u

-coğrafya etütte işlenenler tekrar (30 dk) 💫
-tyt deneme 💫 (61 D 10 Y)
-denemedeki mat soruları (1 ders)💫
-ingilizce reading book (1 ders) 💫
-ing kelime 30 dk💫
Evde
-matematik olasılık 50 dk (345 soru bankası)💫
-Tarih (40 dk)💫
-workout (
-deneme soruların kontrolü + türkçe, felsefe ve din notları (45 dk)💫
I'LL DO BETTER. NO STRESS.!!! YOU GOT THIS
do face mask😭
Dont use instagram more than 15 minutes😭
Dont eat packed food💫
Have breakfast in the morning!💫
Write diary for 20 minutes😭
Drank coffee💫
if u do all these you will get to watch enhypen i land for the weekend.
If u don't do these you cant listen enhypen's music
!!so i got to do my work but NOT SELFCARE LITERALLY... AND I FUCKING USED INSTAGRAM AGAIN!! UGH. today my bsf wasnt present so i was able to focus more (it was hella borinf tho ) and i managed to do my things easier yk. When I got home I watched tv with my mom. I didnt takr classes after school (i had to go to history lecture but i didnt cause it takes too much time) so i made coffee ans started studying. I firstly stuided maths. (I solved problems which i couldnt before) I think im getting better. Olasılıkta gelişiyorum bir tik. Umarim artik denemelerde de gözükür. Fonksiyon sorularini yapamadim bugunki denemede. Soru bankasinda yeniden göz atmam gerek. Anuways. Sonra tarih çalıştım. Sonra instagrama girdi.... 1 saat takılmişimdir abi. Of... wtf. Çocukla kknuşmak sardi ama ya of. Neyse yarin daha dikkatli olicam. Face mask yapamadim. Yarin banyo edince yaparım. Biraz stretching yapicam şimdi. Workout için pek vakfim yok i need to sleep. Nyaways today was good tho. I think i studied like sieun. IM GETTINF BETTER FR. And i eat healthy. I wish i had time to work on my body and my skin more. Ugh i need to create those times.
Wednesday

-banyo 💫
-felsefe not çıkar 40 dk💫
-felsefe not çıkar 30 dk💫
-ingilizce test book 60 dk💫
-345 matematik örüntülü sayı grupları 50 dk💫
-tarih 40 dk💫
- 345 matematik 1 ve 2. Dereceden denklemler 30 dk💫
-kimya 30 dk💫
-olasılık 50 dk😭
-türkçe 60 dk😭
IF YOU FAIL NO ENHYPEN FOR THE OTHER DAY!! AND YOU WONT GET TO WATCH I LAND AT THE WEEKEND!!!you got this girl cmon.. dont forget to get enough sleep tho!! Sieun doesnt sleep well but YOU WILL
-dont use instagram more than 30 minutes😭
-dont eat packed food😭 I WANT TO EAT NOODLES. Oh by packed food i especially mean sweets. (Since im alergic to them)
-stretch , shower and do face mask. AND WORKOUT AAH💫
-DONT FORGET BREAKFAST💫
Wish u good luck bbygirl🙏🎀
Okey today was kinda good but not that good. Sincw i didnt go to sxhool i had too much distractions at home. Hate to say school is a better place for me to study. Anyways for tomorrow i will work really hard. Oh btw today i couldnt do 2 works but i have to sleep to be better tomorrow so... i dont think they count. I mean , I tried my best really. So im proud. Today was hella bpring though. Tomorrow is also gonna be bpring i just know it cause for 4 hours nobody will be at school woth me (i'll get to study better) but it is boring yk? Tho i dont really mind. I can study more like sieun, hope so.👊🙏🙏 so lets tryy
Not to mention that my hoodie's colour is literally same as his. OH BTW NEXT WEEK I'LL TAKE SUNOO AS ROLE MODEL. He has a hardworking mindset , but unlike sieun he takes good care of himself. He priorates his mental health and still manages to be successful. So next week will be easier. I will also try to dress in his style. Lets see how will it turn out. But firstly this week should be perfect 🤍🤍🎀
Thursday

-dil bilgisi 30 dk💫
-biyoloji 1 ders💫
-ingilizce reading test book 1 ders💫
-4 ders matematik (bayağı sorularla uğraştım)💫
-ingilizce 30 dk💫
Evde de 1.30 saat matematik denemesi çözdüm. (13D 3Y)😓 I WANT IT TO BE BETTER...
of... evde dikkatimi zor verdim denemeden sonra jatta hiçbir şey yapasim yok çünku okul cidden verimliydi. Okuldan gereken verimi aldım bugüb. İlk 4 ders boştu sınıfta bir ben vardım full çalıştım. Matematik için de şöyle diyorum, önce mikroorijinalden yüzde problemlerini bitireyim. Sonra 345'den 2-3 test cözeyim. Sonra mikroorijinaldan grafik problemlerini bitireyim ve 345'den çözeyim. Sonra da mikroorijinal hareket problemlerini çözeyim ve 345'den de çözeyim. Ondan sonra örüntülü sayı grupları 345 bitireyim. Ondan sonra 1 ve 2. Dereceden denklemler bitireyim 345. Ondan sonra mikroorijinal rutin olmayan problemleri bitireyim. Ondan sonra da 345'de sayı problemlerini bitireyim , kesir falan da çözerim. Tamam matematik böyle olsun ve bence haftalık plân oluşturmalıyım. Bir yandan da kimyayı bitirmeliyim ve biyolojiden düzenli soru çözmeliyim. Her gün en az 1 saat ingilizce. Bazı günler coğrafya bazı günler tarih felsefe din falan. Cografya ve dini aynı gün yapayım , tarih ve felsefeyi aynı gün yapayım.bazı günler de dil bilgisi ve paragraf koyayım. Bazı günlere de brans denemesi. Tyt denemelerini zaten kursta okulda oluyorum. O zaman kendime haftalik program olusturucam çunku böyle zor oluyor...

Friday
-ingilizce 1 saat
-paragraf 1 saat
-matematik 1 saat
EK OLARAK
-TR deneme okulda
-okulda matematik orijinal 8. Deneme soruları
Zaaa cry i didnt do anything!!!!! TEMIZLIK YAPTIM VE DINLENDIM ATE HARD🎀🎀
🪽 april 7 - april 13
moodboard for the week:






workouts for the week:
monday: 30 minute upper body & cardio + 10 minute leg stretch
tuesday: 15 minute cardio + 20 minute stretch
wednesday: 20 minute lower body + 8 minute leg stretch
thursday: 20 minute yoga
friday: 5 minute warm up + 30 minute full body + 10 minute yoga
saturday: 25 minute yoga
sunday: 20 minute cardio + 15 minute stretch
books for the week:
dark matter by blake crouch
the plot by jean hanff korelitz
part of your world by abby jimenez
major goals for the week:
🎀 make time for exercise each day
🎀 work on master’s application
🎀 finish school work early
473 notes
·
View notes
Text
16 Şubat 2025 Fenerbahçe Beko Beşiktaş Fibabanka Maçı
*11 Nisan Spor Salonu, Şanlıurfa, 16:00.
*ING Türkiye Kupası Final maçı.
*TRT Spor Yıldız.
*Maç sonucu: Fenerbahçe Beko 104-81 Beşiktaş Fibabanka.
*1. Çeyrek: 27-19 (27-19).
*2. Çeyrek: 31-21 (58-40).
*3. Çeyrek: 24-20 (82-60).
*4. Çeyrek: 22-21 (104-81).
*Fenerbahçe Beko: Nigel Hayes-Davis 22, Sertaç Şanlı ve Devon Hall 14'er sayı.
*Beşiktaş Fibabanka: Derek Needham 20, Jonah Mathews ve Berk Uğurlu 11'er sayı.
*En değerli oyuncu: Nigel Hayes-Davis - Fenerbahçe Beko (22 sayı, 9 ribaund, 3 asist, 1 top çalma, 27 verimlilik puanı).
*Sonuç: Fenerbahçe Beko üst üste ikinci, toplamdaki 9. şampiyonluğuna erişti. Tek şampiyonluğunu 2012'de yaşayan Beşiktaş Fibabanka ise 1971, 1973 ve 2011'den sonra toplamda 4. kez ikinci sırayı elde etti. 2011'deki finalde de Fenerbahçe, Beşiktaş'ı 81-72 mağlup etmişti.
#spor arşivi#maç arşivi#ing türkiye kupası#basketbol erkekler türkiye kupası#fenerbahçe beko#fenerbahçe#beşiktaş fibabanka#beşiktaş#basketbol#basketball#spor#sport
0 notes
Text
TOFAŞ deplasmanda parkeden mağlup ayrıldı
https://pazaryerigundem.com/haber/206581/tofas-deplasmanda-parkeden-maglup-ayrildi/ -
TOFAŞ deplasmanda parkeden mağlup ayrıldı

TOFAŞ Basketbol Takımı, ligin 18. haftasında deplasmanda Onvo Büyükçekmece’ye karşı 18 sayı farkla öne geçse de üstünlüğünü koruyamadı ve parkeden 88-83 mağlup ayrıldı.
BURSA (İGFA) – Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi Asım Pars Sezonu 18. hafta karşılaşmasında TOFAŞ, deplasmanda Onvo Büyükçekmece Basketbol’a konuk oldu.
Gazanfer Bilge Spor Salonu’ndaki maça Alex Perez, Marcquise Reed, Uros Trifunovic, Yiğitcan Saybir, Anzejs Pasecniks beşiyle başlayan Mavi Yeşilliler, ilk basketini Marcquise Reed ile buldu. Yiğitcan Saybir ve Uros Trifunovic’in sayılarıyla 2.30’da skor 2-6’ya gelirken, bu bölümde 7-2’lik seri bulan ev sahibi takım 5. dakikada televizyon molasına 9-8 üstün girdi. Mola dönüşü Anzejs Pasecniks ve Uros Trifunovic’in sayıalrıyla 9-12 yeniden öne geçen Bursa temsilcisi, Matthieu Gauzin’in üçlüğü sonrası Marcquise Reed’in sayılarıyla farkı çift hanelere çıkardı ve ilk periyodu 13-23 önde kapattı.
İkinci çeyreğe de Alex Perez’in basketiyle başlayan TOFAŞ Basketbol Takımı, Kris Bankston’ın smacı sonrası Alex’in üçlüğüyle 12. dakikada farkı 14’e taşıdı: 16-30. Etkili savunmasının yanında Kris Bankston, Yiğitcan Saybir ve Alex Perez ile skor bulmaya devam eden konuk takım, 14.40’da durumu 21-39 yaparken; bu bölümde 11-0’lık seri bulan Büyükçekmece 18 dakikada farkı 7’ye indirdi: 32-39. Bu seriye Uros Trifunovic’in üçlüğüyle son veren TOFAŞ, Anzejs Pasecniks ve Yiğitcan Saybir’in sayılarıyla soyunma odasına 39-48 önde girdi.
Üçüncü periyoda etkili başlayan taraf olan ev sahibi Büyükçekmece 9-2’lik seri ile 22.30’da farkı 2’ye çekti: 48-50. Marcquise Reed ve Matthieu Gauzin’in basketleri sonrası Yiğitcan Saybir’in üçlüğü 24. dakikada farkı 9’a (48-57) çıkarırken, rakip sayılarına Marcquise Reed, Tolga Geçim ve Alex Perez ile karşılık veren TOFAŞ, periyodu Uros Trifunovic’in basketiyle 64-70 önde kapattı.

Dördüncü periyoda da Uros Trifunovic’in üçlüğüyle başlayan TOFAŞ Basketbol Takımı, daha sonra rakibe 8-0’lık seri verince 32.50’de durum 72-73’e geldi. Bu seriye Yiğitcan Saybir’in serbest atış sayılarıyla son veren Mavi Yeşilli takım, Marcquise Reed’in basketleriyle son 3 dakikaya 77-81 önde girerken, 7-0’lık seri Büyükçekmece Basketbol’u bitime 1.10 kala 84-81 öne geçirdi. Marcquise Reed’in serbest atış sayılarıyla bitime 35 saniye kala durumu 84-83 yapan TOFAŞ, son bölümde istediği atışları bulamayınca parkeden 88-83 mağlup ayrıldı.
Büyükçekmece deplasmanında TOFAŞ’ta Marcquise Reed 26 sayı; Yiğitcan Saybir 14 sayı; Uros Trifunovic 12 sayı ve Alex Perez 11 sayıyla oynadı. Sakatlıkları bulunan oyunculardan J.J. O’Brien karşılaşmada forma giymezken, Berk Demir de 12 kişilik maç kadrosunda yer alsa da süre almadı.
Mavi Yeşilliler; ING Türkiye Kupası çeyrek final müsabakasında 12 Şubat Çarşamba günü Mersin Spor ile kozlarını paylaşacak.

0 notes
Text
Ozan Kırmızı Kimdir? Ozan Kırmızı, Alternatif Bank Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi, bankacılık sektöründe geniş bir deneyime sahip ve dijital dönüşümün öncüsü bir liderdir. Oz...
0 notes
Text

Milli Eğitimi Esir Alan Anlaşma: Fulbright
✍🏻 Kadir Veral
Milli Eğitimizi Esir Alan Fulbright Anlaşması 27 Aralık 1949’da İmzalandı.
ABD’nin eğitime önce ortak edilmesini, sonra da nasıl eğitileceğimizin belirleyici olmasını sağlayacak bir anlaşmadır. Gönülleri ve zihinleri sömürgeleştirmek için ABD tarafından dayatılmıştır.
Anlaşma da komisyonun üyelerinin dördü Türkiye vatandaşı, dördü ABD vatandaşı olmak üzere sekiz üyeden oluşturulmuş. ABD’nin Türkiye’deki diplomatik misyon şefi, komisyonun fahri başkanı olacak ve komisyonda oyların eşit olması halinde kararı komisyon başkanı verecektir! Komisyonun ABD vatandaşı olan dört üyesinden ikisinin elçilikteki CIA ajanları arasından seçilmiş olması mümkün müdür? Bunu cevabını da sizlere bırakıyorum!..
Anlaşmanın 1. Maddesine göre:
Türkiye’de bir Birleşik Devletler Eğitim Komisyonu kurulur. Komisyonun giderleri Türkiye’nin ABD’ye olan borcundan karşılanır. Üstelik de ABD vatandaşlarınca yapılacak öğretim ve araştırma giderlerini de bize ait! Çünkü Amerikan kültürünün aşılanması, zihinlerin köleleştirilmesi, uyuşturulması ve toplumda ciddi bir bilinç kaymasının yaşanması için eğitim bulunmaz bir fırsattır. Bugün ülke olarak geldiğimiz nokta her şeyi açıklamaya yetmiyor mu?
ABD, bu yöntemi sadece Eğitim alanında kullanmadı:
Medya ve STK dâhil birçok alanda kullandı ve hâlâ kullanmaktadır. Bugün bile yürürlükte olan Fulbright anlaşması aynı zamanda bir CIA projesi olan FETÖ’nün eğitim dünyasına açılan en önemli kapısıydı: FETÖ’yü ABD’ye yerleştiren ve yeşil kart almasında yardımcı olan CIA ajanı Graham Fuller aynı zamanda FETÖ’nün MEB’e çöreklenmesinde de aktif rol oynayan bir ajandı. FETÖ daha bu tarihlerde Özbekistan ve Kırgızistan’daki okullarında 130 kadar CIA ajanına yataklık yaptı. Türk okulları olarak bilinen okullar deşifre olana kadar CIA’nın birer karargâhına dönüşmüştü. Fulbright anlaşmasıyla kimyası bozulan ve altüst edilen eğitimden istifade eden FETÖ ne yazık ki Türk okullarından çok sayıda öğrencimizi de devşirdi.
Yönetim Kurulu aşağıdaki Türk ve Amerikalı üyelerden oluşmaktadır:
John Thomas McCarthy, Yönetim Kurulu Başkanı, ING Bank Türkiye, İstanbul
Tuba Korkmaz, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Birimi Genel Müdürü, Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara
Osman İlhan Şener, Kültürel Diplomasi Genel Müdür Yardımcısı, Dışişleri Bakanlığı, Ankara
Viraj LeBailly, Basın ve Halkla İlişkiler Müsteşarı, Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği, Ankara
Prof. Dr. M. Akif Kireçci, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, Ankara
Prof. Dr. Gültekin Yıldız , İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi, İstanbul
Julie Eadeh, İstanbul Başkonsolosu, Amerika Birleşik Devletleri İstanbul Başkonsolosluğu, İstanbul
Mark H. Butler, Mimar, Nedret & Mark Butler Tasarım Stüdyosu, İstanbul.
Bu komisyonun görevi, Türk çocuklarının ilk, orta ve lisede okuyacağı derslerin müfredatını yani programını belirlemektir. Projenin mimarı, dönemin ABD başkanı Truman’ın meşhur doktrinini “eğitim ve kültür” alanında projelendiren kişi olan senatör William Fulbright’dır.
İsmet İnönü tarafından imzalanan bu anlaşma hâlen yürürlüktedir. Çünkü onlara göre “Türkiye anahtar ülke.” Fulbright’ın ülkemizden sadece 2008, 2009 ve 2010 yıllarında geleceğin liderleri olarak yetiştirilmek üzere seçtiği 100’den fazla isim yer almaktadır. Bugünlerde de programlar düzenleyip zeki öğrencilerimize burs vermenin yollarını arıyorlar!
Velhasılıkelam bir ülkenin zihnini ancak eğitimle esir alabilirsiniz. Bir nesli ancak eğitimle yozlaştırabilirsiniz. FETÖ, Fulbright eğitim anlaşmasıyla eğitim sitemine yerleştirildi. Bu anlaşmayla çocuklarımız ABD emperyalizmine göbekten bağlandı.
Gelin Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne, İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkalım, Ama eğer ki bir anlaşmadan çıkılacaksa o da ABD’nin Milli Eğitimimizi esir alan Fulbright anlaşması olmalıdır.
Fulbright Anlaşmasının ardından, Menderes tarafından Köy Enstitüleri’nin kapatılması gelecektir. (27 Ocak 1954) Çünkü bu halk yoksul ve cahil kalmalıdır. Yoksa idare edilemez, sömürülemez!
Kadir Veral
0 notes
Text
simdi soyleki 9da basliycam kahvalitiha kadar mat caliscam 12 gibi yiyom zaten simdi onu ayarlitcam sonra oglen fen caliscam sonra aksam turkce ve ing calisirim👍👍
0 notes