#sevindiklerini
Explore tagged Tumblr posts
Text
Piknik timeeeee🧺🎒📚
#körfez#piknik#sevindiklerini#okumakayrıcalıktır#okuma saati#tumblr postları#10 posts#kadrajım#kadrajimdan#günün alıntısı#günün sonu#medrese#kadrajımdan
13 notes
·
View notes
Text
pek sevgili infular köy yaşamından soğumaya başlamışlar.
geçtiğimiz yıl ve pandemi boyunca istanbuldan güneylere göç edip hala köy hayatının sürdüğü yerlere süslü hayatlarını götürdüklerinde çok mutlulardı oysa. her fırsatta istanbuldan ne kadar bunaldıklarını, anksiyete krizleri geçirdiklerini, artık orada yaşamak zorunda olmadıklarına çok sevindiklerini detaylı detaylı yazıyorlardı. her boktan tetikleniyorsunuz da sizin o elinizin tersiyle itebildiğiniz hayatı yaşamak zorunda olan ve yaşarken sizin bu yazdıklarınızı okuyan insanların hissettiklerini hiç umursamıyordunuz. ne oldu?
yağmur yağıp elektrikler kesilince bayıldıkları yeşilin her tonundan soğuyuvermişler. doğal gazı olmayan evlerin fiyatları arşa çıktı sizin köy hayatı sevdanız yüzünden. siktiniz bütün dengeleri. şimdi de vay köy hayatı böyle zor şöyle zor. siz köy hayatı mı görüyorsunuz, iki elektrik kesilince ağladığınız şey köy hayatı değil.
ne diyeyim her boku yemiştiniz de bi bu kalmıştı. değiştirin bakalım rotayı bu sefer neyi bok edeceksiniz. helaldir.
2 notes
·
View notes
Text
Antalya’da emlakçılar dertli: “Bize ortak çıktılar, komisyonlar düştü”
“AKADEMİSYENDEN BÖYLE BİR TEKLİF GELİNCE ŞAŞIRIYORUZ” Antalya genelinde emlak işi yapan Halit Mert de bu durumdan şikayetçi. Tam sektörün hareketlendiğini, para kazanmaya başlayacakları dönemin başlaması nedeniyle sevindiklerini, ancak bu türden kendilerine ortak çıkanlar nedeniyle gelir kaybı yaşadıklarını belirten Mert, kendi gelirlerinden pay isteyenlerin vergi vermeyip, vergi kaçakçılığı…
View On WordPress
0 notes
Text
Keşanspor'da Şeref Aldanmaz adaylıktan çekildi
https://pazaryerigundem.com/haber/182928/kesansporda-seref-aldanmaz-adayliktan-cekildi/
Keşanspor'da Şeref Aldanmaz adaylıktan çekildi
İGFA Edirne Temsilcisi Erdoğan Demir’i ziyaret eden Aldanmaz, Keşanspor Kulübü Başkanlığı adaylığından çekildiğini açıkladı
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) – 16 Temmuz 2024 Salı günü akşamı yapılacak olan Keşanspor Kulübü Başkanlığı adaylığını açıklayan Şeref Aldanmaz için dün gazetemizi ziyaret etti.
Aldanmaz, ziyarette Keşanspor Kulübü başkanlığı adaylığından geri çekildiğini belirterek şunları söyledi “ Adaylığımı açıkladım. Ben elimi taşın altına değil vücudumu koydum. Çok istişare yaptım, gezdim, dolaştım, eski başkanlarımla görüştüm, bazı işadamlarım ile arkadaşlarımla istişare yaptım. Projelerimi anlattım. En son belediyeye giderek, sayın Mehmet Özcan başkanım, başkan vekilim Rasim Ergene ve Belediye Başkan Yardımcım Mehmet Meriç ile görüştüm. Ziyaretimde sayın Özcan’a projeler sundum. Projelerimin doğru olduğunu belirttiler, ama Keşan Belediyesi’nin destek anlamında belli bir kısmın dışına çıkamayacağını söylediler. Belediyenin desteklemediği hiçbir yerde hiçbir zaman hiçbir kulüp barınamaz. Taşıma suyla değirmen dönmez, ben bir yere kadar mücadele ederim. Ama bir yerden sonra hiçbir şey yapamam. Tamam belediyenin ekonomik anlamda zordadır ama ben sadece ve sadece Keşan gençlerinin kötü yoldan, uyuşturucudan uzak olmalarını ve doğru şeyler Keşanspor’un bir hedefinden olmasından yanaydım. Başkan adaylığımı açıkladıktan sonra çok emek verdim, Keşan’da hiç kimse de hocam ne yaptın nasıl gidiyor diye bana bir şey sormadı. Birkaç kişinin dışında kimse aramadı, Keşan’da Keşanspor’a ilgi bitmiş. Benim de yapacak başka bir şeyim yok, didindim, çabaladım, maalesef başkan adaylığımdan üzülerek çekiliyorum. Belki bir aday çıkardı karşıma mücadele ederdim, ben koltuk sevdalısı da değilim. Ben Keşanspor sevdalısıyım, Keşan sevdalısıyım ben Keşansporlu Şeref’im ben. Ama benim yapacak başka bir şeyim yok. Bundan önceki yönetimde Nehir başkan ve yönetim kurulu üyelerine gerçekten teşekkür ediyorum. Ben onları rencide edecek bir şey söylemedim. Bu arkadaşlar maddi manevi her zaman batmış bir Keşanspor’u yukarıya çıkardılar. İmkanları bu kadardı, devam etmeleri lazımdı yine de söylüyorum. Ben onların yanında olurum, dışarıda da olsam ben onlara yardımcı olurum, koşarım, koştururum.
Ama tesislere indim, gerçekten rezalet, futbolcuları oraya nasıl getiririz diye incelemek istedim. Kapının arkalarında o yazıları okudum, tiksindim. Biz futbolculuk zamanımızda antrenörlük zamanımızda böyle bişey görmedik. Önce karakter gelecek. Kuracağım ekipte çok güzel bir ekibim olacaktı. Fakat benim bu gidişatımı istemediler, bundan sonra gelecek arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Ama Keşanspor sokakta kalmayacak kalmaması lazım. Belediyemizin bu işe el atacağından eminim, Mehmet başkanım eski başkanları ve eski yöneticileri toplayarak bir şeyler yapacağından eminim. Çünkü benim tanıdığım Mehmet Özcan’ın bu işi yarım bırakmayacağına inanıyorum. Benden bu kadar. Görüştüğüm eski kulüp başkanları da belediyenin desteği olmadan bu işin gitmeyeceğini söylüyorlar. Yine de benim aday olmama sevindiklerini söylediler. Çok üzgünüm, Keşanspor bu durumda olmamalı.”
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
“Hangi genleri taşıdığınız,
evet, önemlidir.
Ama sadece burnunuz, gözünüz, boyunuz posunuz değil…
Huyunuz da soyağacınızdaki insanlardan devşirilir.
Belki baba tarafından romantiksinizdir, anne tarafından mantıklı.
Babanızın babası endişelerden gelir, annenizin babası çalışkanlıklardan.
Anneanneniz komik olabilir, babaanne tarafınız suratsız.
Muhtemelen hepsi savaşlardan yaralı, göçlerden eksikli, hayat hikâyeleri kayıplarla ve yoksulluklarla bezeli.
Huylarını bilmediğiniz diğerleri…
Kim bilir hangi duygularla, hangi topraklarda nasıl hayatlardan derlendi.
Kayıtlara göre ister Türk, ister Gürcü olun, ister Kürt ya da Çingene veya Musevi…
Önemli olan hangi genetik köklerden geldiğiniz değildir.
Genlerini taşıdığınız insanların nasıl hayatlar yaşadıkları ve yaşadıklarından nasıl etkilendikleridir.
Çünkü bugün yaşadığınız hayat onların tercihleriyle şekillenir.
Binlerce yıldır yaşayan ve ölen sayısız insanın korkuları, umutları, hataları, zaferleri, yenilgileri…
Bugün içinde bulunduğunuz sistemi hep onlar belirledi.
Dedenizin Beyoğlu nüfusuna kayıtlı bir Selanik göçmeni olması önemli değildir.
Ama 6-7 Eylül olayları sırasında ne yaptığı önemlidir.
Rum komşusunun dükkânını yağmalayan bir insanın genlerini mi taşıyorsunuz?
O dükkânın kapısında durup saldırganları kovalayan bir insanın mı?
Nineniz?
Kafkasya’dan yürüyerek Kars’a gelirken…
O göç yollarında öksüz ve yetim bebekleri kendi bebeği gibi sırtladı mı?
Yoksa onların rızkına göz dikip, kendi çocuklarını mı kolladı?
Düşmanla işbirliği yapanların soyundan mı geliyorsunuz?
Savaşı bitirmek için uğraşanların soyundan mı?
Eğer hikâye kötüyse aile içinde anlatılmaz.
Bunların kayıtlarını e-devlette de bulamazsınız.
Resmi kayıtlardan bir dedenizin Ermeni olduğunu belki öğrenebilirsiniz.
Ya da bir ninenizin Süryani olduğunu…
Atalarınızın göç yollarını görürsünüz.
Hangi tarihlerde kimin nerede doğduğunu.
Ama hiçbir devlet size onların nasıl hayatların içine doğduğunu anlatmaz.
Hangi duygularla yaşadıklarını… Hangi zaaflara kapıldıklarını… Hangi hataları yaptıklarını…
Savaşlar sırasında başlarına ne geldiğini…
Nelerden korktuklarını, nelere sevindiklerini…
Hangi yenilgilerle ya da zaferlerle biçimlendiklerini…
Bir Türk’ün ya da Kürt’ün genlerini taşımanızdan çok daha önemli bir şey vardır.
İyi bir Kürt’ün ya da Türk’ün genlerini taşımak.
Vicdanlı bir Ermeni’nin ya da Yahudi’nin torunu olmak.
Sağduyulu bir Gürcü’nün ya da Arap’ın soyundan gelmek.
Bu hayatta, geçmişinizde nasıl insanlar olduğunu ve onlardan size geçen hangi duyguları kişiliğinizde barındırdığınızı resmen öğrenmeniz mümkün değil.
Ama kendi kişiliğinize, değerlerinize, korkularınıza, isteklerinize bakarak bu konuda tahminler yapabilirsiniz.
Bunun sonucunda, geçmişinizi değiştiremezsiniz ama kendinizi değiştirebilirsiniz.
Diyelim ki…
Baba tarafından faşist bir Türk; anne tarafından kalleş bir Kürt’sünüz.
Bari bundan sonra…
Sizden öncekilerin kim olduğunu unutun.
Düşmanlıklardan, kinden, nefretten beslenen duygularınızı ayıklayın.
Şu korkunç dünyada…
İyi bir Türk, iyi bir Kürt, iyi bir Ermeni, iyi bir Çerkes, iyi bir Yahudi, iyi bir Çingene… olun
Siz, siz olun.
Her şeye rağmen… İnadına… Her koşulda…
iyi bir İNSAN olun…
3 notes
·
View notes
Text
“Hangi genleri taşıdığınız,
evet, önemlidir.
Ama sadece burnunuz, gözünüz, boyunuz posunuz değil…
Huyunuz da soyağacınızdaki insanlardan devşirilir.
Belki baba tarafından romantiksinizdir, anne tarafından mantıklı.
Babanızın babası endişelerden gelir, annenizin babası çalışkanlıklardan.
Anneanneniz komik olabilir, babaanne tarafınız suratsız.
Muhtemelen hepsi savaşlardan yaralı, göçlerden eksikli, hayat hikâyeleri kayıplarla ve yoksulluklarla bezeli.
Huylarını bilmediğiniz diğerleri…
Kim bilir hangi duygularla, hangi topraklarda nasıl hayatlardan derlendi.
Kayıtlara göre ister Türk, ister Gürcü olun, ister Kürt ya da Çingene veya Musevi…
Önemli olan hangi genetik köklerden geldiğiniz değildir.
Genlerini taşıdığınız insanların nasıl hayatlar yaşadıkları ve yaşadıklarından nasıl etkilendikleridir.
Çünkü bugün yaşadığınız hayat onların tercihleriyle şekillenir.
Binlerce yıldır yaşayan ve ölen sayısız insanın korkuları, umutları, hataları, zaferleri, yenilgileri…
Bugün içinde bulunduğunuz sistemi hep onlar belirledi.
Dedenizin Beyoğlu nüfusuna kayıtlı bir Selanik göçmeni olması önemli değildir.
Ama 6-7 Eylül olayları sırasında ne yaptığı önemlidir.
Rum komşusunun dükkânını yağmalayan bir insanın genlerini mi taşıyorsunuz?
O dükkânın kapısında durup saldırganları kovalayan bir insanın mı?
Nineniz?
Kafkasya’dan yürüyerek Kars’a gelirken…
O göç yollarında öksüz ve yetim bebekleri kendi bebeği gibi sırtladı mı?
Yoksa onların rızkına göz dikip, kendi çocuklarını mı kolladı?
Düşmanla işbirliği yapanların soyundan mı geliyorsunuz?
Savaşı bitirmek için uğraşanların soyundan mı?
Eğer hikâye kötüyse aile içinde anlatılmaz.
Bunların kayıtlarını e-devlette de bulamazsınız.
Resmi kayıtlardan bir dedenizin Ermeni olduğunu belki öğrenebilirsiniz.
Ya da bir ninenizin Süryani olduğunu…
Atalarınızın göç yollarını görürsünüz.
Hangi tarihlerde kimin nerede doğduğunu.
Ama hiçbir devlet size onların nasıl hayatların içine doğduğunu anlatmaz.
Hangi duygularla yaşadıklarını… Hangi zaaflara kapıldıklarını… Hangi hataları yaptıklarını…
Savaşlar sırasında başlarına ne geldiğini…
Nelerden korktuklarını, nelere sevindiklerini…
Hangi yenilgilerle ya da zaferlerle biçimlendiklerini…
Bir Türk’ün ya da Kürt’ün genlerini taşımanızdan çok daha önemli bir şey vardır.
İyi bir Kürt’ün ya da Türk’ün genlerini taşımak.
Vicdanlı bir Ermeni’nin ya da Yahudi’nin torunu olmak.
Sağduyulu bir Gürcü’nün ya da Arap’ın soyundan gelmek.
Bu hayatta, geçmişinizde nasıl insanlar olduğunu ve onlardan size geçen hangi duyguları kişiliğinizde barındırdığınızı resmen öğrenmeniz mümkün değil.
Ama kendi kişiliğinize, değerlerinize, korkularınıza, isteklerinize bakarak bu konuda tahminler yapabilirsiniz.
Bunun sonucunda, geçmişinizi değiştiremezsiniz ama kendinizi değiştirebilirsiniz.
Diyelim ki…
Baba tarafından faşist bir Türk; anne tarafından kalleş bir Kürt’sünüz.
Bari bundan sonra…
Sizden öncekilerin kim olduğunu unutun.
Düşmanlıklardan, kinden, nefretten beslenen duygularınızı ayıklayın.
Şu korkunç dünyada…
İyi bir Türk, iyi bir Kürt, iyi bir Ermeni, iyi bir Çerkes, iyi bir Yahudi, iyi bir Çingene… olun
Siz, siz olun.
Her şeye rağmen… İnadına… Her koşulda…
iyi bir İNSAN olun…
5 notes
·
View notes
Text
Baba tarafından faşist bir Türk; Anne tarafından kalleş bir Kürt...
Hangi genleri taşıdığınız, evet, önemlidir.
Ama sadece burnunuz, gözünüz, boyunuz posunuz değil...
Huyunuz da soyağacınızdaki insanlardan devşirilir.
Belki baba tarafından romantiksinizdir, anne tarafından mantıklı.
Babanızın babası endişelerden gelir, annenizin babası çalışkanlıklardan.
Anneanneniz komik olabilir, babaanne tarafınız suratsız.
Muhtemelen hepsi savaşlardan yaralı, göçlerden eksikli, hayat hikâyeleri kayıplarla ve yoksulluklarla bezeli.
Huylarını bilmediğiniz diğerleri...
Kim bilir hangi duygularla, hangi topraklarda nasıl hayatlardan derlendi.
Kayıtlara göre ister Gürcü olun, ister Kürt ya da Çingene veya Musevi...
Önemli olan hangi genetik köklerden geldiğiniz değildir.
Genlerini taşıdığınız insanların nasıl hayatlar yaşadıkları ve yaşadıklarından nasıl etkilendikleridir.
Çünkü bugün yaşadığınız hayat onların tercihleriyle şekillenir.
Binlerce yıldır yaşayan ve ölen sayısız insanın korkuları, umutları, hataları, zaferleri, yenilgileri...
Bugün içinde bulunduğunuz sistemi hep onlar belirledi.
Dedenizin Beyoğlu nüfusuna kayıtlı bir Selanik göçmeni olması önemli değildir.
Ama 6-7 Eylül olayları sırasında ne yaptığı önemlidir.
Rum komşusunun dükkânını yağmalayan bir insanın genlerini mi taşıyorsunuz?
O dükkânın kapısında durup saldırganları kovalayan bir insanın mı?
Nineniz?
Kafkasya’dan yürüyerek Kars’a gelirken...
O göç yollarında öksüz ve yetim bebekleri kendi bebeği gibi sırtladı mı?
Yoksa onların rızkına göz dikip, kendi çocuklarını mı kolladı?
Bir Kürt atanız bir Ermeni kızına tecavüz de etmiş olabilir;
Bir Ermeni kızını bağrına basmış da...
Düşmanla işbirliği yapanların soyundan mı geliyorsunuz?
Savaşı bitirmek için uğraşanların soyundan mı?
Eğer hikâye kötüyse aile içinde anlatılmaz.
Bunların kayıtlarını e-devlette de bulamazsınız.
Resmi kayıtlardan bir dedenizin Ermeni olduğunu belki öğrenebilirsiniz.
Ya da bir ninenizin Süryani olduğunu...
Atalarınızın göç yollarını görürsünüz.
Hangi tarihlerde kimin nerede doğduğunu.
Ama hiçbir devlet size onların nasıl hayatların içine doğduğunu anlatmaz.
Hangi duygularla yaşadıklarını... Hangi zaaflara kapıldıklarını... Hangi hataları yaptıklarını...
Savaşlar sırasında başlarına ne geldiğini...
Nelerden korktuklarını, nelere sevindiklerini...
Hangi yenilgilerle ya da zaferlerle biçimlendiklerini...
Bir Türk’ün ya da Kürt’ün genlerini taşımanızdan çok daha önemli bir şey vardır.
İyi bir Kürt’ün ya da Türk’ün genlerini taşımak.
Vicdanlı bir Ermeni’nin ya da Yahudi’nin torunu olmak.
Sağduyulu bir Gürcü’nün ya da Arap’ın soyundan gelmek.
Bu hayatta, geçmişinizde nasıl insanlar olduğunu ve onlardan size geçen hangi duyguları kişiliğinizde barındırdığınızı resmen öğrenmeniz mümkün değil.
Ama kendi kişiliğinize, değerlerinize, korkularınıza, isteklerinize bakarak bu konuda tahminler yapabilirsiniz.
Bunun sonucunda, geçmişinizi değiştiremezsiniz ama kendinizi değiştirebilirsiniz.
Diyelim ki...
Baba tarafından faşist bir Türk; anne tarafından kalleş bir Kürt’sünüz.
Bari bundan sonra...
Sizden öncekilerin kim olduğunu unutun.
Düşmanlıklardan, kinden, nefretten beslenen duygularınızı ayıklayın.
Şu korkunç dünyada...
İyi bir Türk, iyi bir Kürt, iyi bir Ermeni, iyi bir Çerkes, iyi bir Yahudi, iyi bir Çingene... olun
Siz, siz olun.
Her şeye rağmen... İnadına... Her koşulda...
Mutlak bir barış için direnen iyi bir insan olun.
Mine Söğüt
6 notes
·
View notes
Text
Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyet edilmiştir.
Bir adam Rasûlullah (s.a.v.)’e gelerek:
Ey Allah’ın Rasûlü kıyamet ne zaman kopacaktır? Diye sordu. Rasûlullah (s.a.v.), namaza kalktı ve namazını bitirince;
“Kıyametin kopmasını soran kimse nerededir? Buyurdu. Adam: Benim Ey Allah’ın Rasûlü dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.):
“Kıyamet için ne hazırladın?” buyurdu.
Adam: “Kıyamet için fazla namaz ve oruç hazırlayamadım fakat ben Allah’ı ve Rasûlünü seviyorum” dedi.
Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Kişi sevdiğiyle beraberdir, sende sevdiğinle beraber olacaksın buyurdu. Müslümanların Müslüman olmaları dışında bu söze sevindikleri kadar başka bir şeye sevindiklerini görmedim.”
(Ebû Dâvûd, Edeb: 113; Müslim, Birr: 50) Tirmizi
7 notes
·
View notes
Text
“Hangi genleri taşıdığınız,
evet, önemlidir.
Ama sadece burnunuz, gözünüz, boyunuz posunuz değil…
Huyunuz da soyağacınızdaki insanlardan devşirilir.
Belki baba tarafından romantiksinizdir, anne tarafından mantıklı.
Babanızın babası endişelerden gelir, annenizin babası çalışkanlıklardan.
Anneanneniz komik olabilir, babaanne tarafınız suratsız.
Muhtemelen hepsi savaşlardan yaralı, göçlerden eksikli, hayat hikâyeleri kayıplarla ve yoksulluklarla bezeli.
Huylarını bilmediğiniz diğerleri…
Kim bilir hangi duygularla, hangi topraklarda nasıl hayatlardan derlendi.
Kayıtlara göre ister Türk, ister Gürcü olun, ister Kürt ya da Çingene veya Musevi…
Önemli olan hangi genetik köklerden geldiğiniz değildir.
Genlerini taşıdığınız insanların nasıl hayatlar yaşadıkları ve yaşadıklarından nasıl etkilendikleridir.
Çünkü bugün yaşadığınız hayat onların tercihleriyle şekillenir.
Binlerce yıldır yaşayan ve ölen sayısız insanın korkuları, umutları, hataları, zaferleri, yenilgileri…
Bugün içinde bulunduğunuz sistemi hep onlar belirledi.
Dedenizin Beyoğlu nüfusuna kayıtlı bir Selanik göçmeni olması önemli değildir.
Ama 6-7 Eylül olayları sırasında ne yaptığı önemlidir.
Rum komşusunun dükkânını yağmalayan bir insanın genlerini mi taşıyorsunuz?
O dükkânın kapısında durup saldırganları kovalayan bir insanın mı?
Nineniz?
Kafkasya’dan yürüyerek Kars’a gelirken…
O göç yollarında öksüz ve yetim bebekleri kendi bebeği gibi sırtladı mı?
Yoksa onların rızkına göz dikip, kendi çocuklarını mı kolladı?
Düşmanla işbirliği yapanların soyundan mı geliyorsunuz?
Savaşı bitirmek için uğraşanların soyundan mı?
Eğer hikâye kötüyse aile içinde anlatılmaz.
Bunların kayıtlarını e-devlette de bulamazsınız.
Resmi kayıtlardan bir dedenizin Ermeni olduğunu belki öğrenebilirsiniz.
Ya da bir ninenizin Süryani olduğunu…
Atalarınızın göç yollarını görürsünüz.
Hangi tarihlerde kimin nerede doğduğunu.
Ama hiçbir devlet size onların nasıl hayatların içine doğduğunu anlatmaz.
Hangi duygularla yaşadıklarını… Hangi zaaflara kapıldıklarını… Hangi hataları yaptıklarını…
Savaşlar sırasında başlarına ne geldiğini…
Nelerden korktuklarını, nelere sevindiklerini…
Hangi yenilgilerle ya da zaferlerle biçimlendiklerini…
Bir Türk’ün ya da Kürt’ün genlerini taşımanızdan çok daha önemli bir şey vardır.
İyi bir Kürt’ün ya da Türk’ün genlerini taşımak.
Vicdanlı bir Ermeni’nin ya da Yahudi’nin torunu olmak.
Sağduyulu bir Gürcü’nün ya da Arap’ın soyundan gelmek.
Bu hayatta, geçmişinizde nasıl insanlar olduğunu ve onlardan size geçen hangi duyguları kişiliğinizde barındırdığınızı resmen öğrenmeniz mümkün değil.
Ama kendi kişiliğinize, değerlerinize, korkularınıza, isteklerinize bakarak bu konuda tahminler yapabilirsiniz.
Bunun sonucunda, geçmişinizi değiştiremezsiniz ama kendinizi değiştirebilirsiniz.
Diyelim ki…
Baba tarafından faşist bir Türk; anne tarafından kalleş bir Kürt’sünüz.
Bari bundan sonra…
Sizden öncekilerin kim olduğunu unutun.
Düşmanlıklardan, kinden, nefretten beslenen duygularınızı ayıklayın.
Şu korkunç dünyada…
İyi bir Türk, iyi bir Kürt, iyi bir Ermeni, iyi bir Çerkes, iyi bir Yahudi, iyi bir Çingene… olun
Siz, siz olun.
Her şeye rağmen… İnadına… Her koşulda…
iyi bir İNSAN olun…
8 notes
·
View notes
Text
"15 Temmuz 2017 itibarıyla darbecilerin bundan dolayı sevindiklerini tahmin edebiliriz"
"Maalesef, bu mutabakat ortamının uzağına düşmüş bulunuyoruz" Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sonrası Türkiye'de yaşanan gelişmelerle ilgili olarak "Darbe girişiminin hemen sonrasında bu konuda Türkiye’de nadir rastlanan bir konsensüs belirmişti. Maalesef, lanetli darbe girişiminin birinci yıldönümünde bu…
View On WordPress
0 notes
Text
Neden sevindiklerini kimse anlayamadı! Mahkûmiyet bayramı
Neden sevindiklerini kimse anlayamadı! Mahkûmiyet bayramı
Yargı üyelerine hakaret eden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu önceki gün 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası alırken, CHP çevrelerinde yaşanan sevinç gözden kaçmadı. En çok dikkat çeken, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Ankara’dan İstanbul’a gelir gelmez İmamoğlu ile kucaklaşması oldu. Bu sırada ikilinin yüzlerine yansıyan mutluluk objektiflere yansıdı. Karar kesinleşmeden…
View On WordPress
0 notes
Text
Teksaslı anne, oğluna ırkının 'üstün' olduğunu söyleyen bir öğretmenin viral videosuna yanıt verdi
Teksaslı anne, oğluna ırkının ‘üstün’ olduğunu söyleyen bir öğretmenin viral videosuna yanıt verdi
Bir ortaokul öğrencisi ve annesi, sınıfta “ırkçı” olduğunu itiraf eden öğretmeninin artık okulda çalışmamasına sevindiklerini söylüyor. 13 yaşındaki Karmello Luellen, NBC News’e geçen Perşembe günü Austin’in bir banliyösü olan Pflugerville, Teksas’taki Bohls Ortaokulunda meydana gelen olayla ilgili olarak “Beni deli etti” dedi. Ona saygı duyuyordum ama artık ona saygı duymuyorum. Pflugerville…
View On WordPress
0 notes
Text
Antalya’da emlakçılar dertli: “Bize ortak çıktılar, komisyonlar düştü”
“AKADEMİSYENDEN BÖYLE BİR TEKLİF GELİNCE ŞAŞIRIYORUZ” Antalya genelinde emlak işi yapan Halit Mert de bu durumdan şikayetçi. Tam sektörün hareketlendiğini, para kazanmaya başlayacakları dönemin başlaması nedeniyle sevindiklerini, ancak bu türden kendilerine ortak çıkanlar nedeniyle gelir kaybı yaşadıklarını belirten Mert, kendi gelirlerinden pay isteyenlerin vergi vermeyip, vergi kaçakçılığı…
View On WordPress
0 notes
Text
Uygur Kurultayı Başkanı, Ukrayna'nın BM'deki Uygurlarla ilgili oylamada tarafsız kalmasını değerlendirdi
Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa, BM İnsan Hakları Konseyinde Ukrayna’nın Uygurlar konusunda tarafsız kalmasının üzücü olduğunu ve sonradan fikrini değiştirerek Uygurları destekleyeceğini ifade etmesinden sevindiklerini söyledi.
Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa, BM İnsan Hakları Konseyinde Ukrayna’nın Uygurlar konusunda tarafsız kalmasının üzücü olduğunu ve sonradan fikrini değiştirerek Uygurları destekleyeceğini ifade etmesinden sevindiklerini söyledi. Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinde Ukrayna’nın tutumunun üzücü olduğunu dile getirerek; Ukrayna’nın Konsey’de…
View On WordPress
0 notes
Text
peki dün asgari ücretin zammına sevinenlere boş sevindiklerini anlatmaya çalıştığımızı sene başı gelmeden yaşayarak görecek olmaları ve götlerinin tutuşacak olması trajikomikliği desem
1 note
·
View note
Text
Gizemli hayırsever bakkal bakkal dolaşıp tüm borçları kapattı
Gizemli hayırsever bakkal bakkal dolaşıp tüm borçları kapattı
Denizli’de ki gizemli hayırsever, gittiği 4 bakkalda veresiye defterindeki vatandaşların toplam 20 bin TL tutarındaki borçlarını ödedi. Ramazan ayı dolayısıyla bakkal esnafları ve zor durumda olan vatandaşlar hayırsevere dua ederken, çok sevindiklerini ve bu tür iyilik hareketlerinin az görüldüğünü belirtti. Ramazan ayı ile birlikte geçtiğimiz yıl Denizli’de ve birçok illerde bakkal esnaflarının…
View On WordPress
0 notes