Tumgik
#sevinç başaran
musispoedmacarsiv · 1 year
Text
2023 FIBA Kıtalar Arası Kupa (Singapur) Kapanış
Giriş: https://musispoedarsiv.tumblr.com/post/729028307392315392/2023-fiba-k%C4%B1talar-aras%C4%B1-kupa-singapur
Grup Aşaması: https://musispoedarsiv.tumblr.com/post/729028812780797952/2023-fiba-k%C4%B1talar-aras%C4%B1-kupa-singapur-grup
Final Aşaması: https://musispoedarsiv.tumblr.com/post/730713233128898560/2023-fiba-k%C4%B1talar-aras%C4%B1-kupa-singapur-final
--------------------------------------------------
Final'de son saniye basketi ile Telekom Baskets Bonn'u 70-69 mağlup etmeyi başaran Sesi Franca'nın şampiyon olduğu turnuva.
-Sesi Franca-
*Marcio Santos 15 sayı.
*Lucas Dias 14 sayı.
*Tarihindeki ilk şampiyonluğu.
*2022-23 Basketbol Şampiyonlar Ligi Amerika Şampiyonu olarak geldiği organizasyonda çifte sevinç yaşadı.
*1979 şampiyonu Sirio ile 2014 ve 2022 şampiyonu Flamengo'nun ardından bu turnuvada zafere ulaşan 3. Brezilya temsilcisi oldu.
*Takımın 41 yaşındaki ABD'li oyun kurucusu David Jackson turnuvanın en değerli oyuncusu seçildi.
-Telekom Baskets Bonn-
*Glynn Watson 16 sayı.
*Harald Frey 11 sayı.
*Lucas Dias'ın unutulmaz son saniye basketi ile zaferi kıl payı kaçırdı.
*2022-23 Basketbol Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olarak yer aldığı turnuvada duble şansını değerlendiremedi.
*Turnuvadaki ilk deneyiminde gümüş madalya elde etti.
//
Üçüncülük, Al Ahly karşısında 81-74 kazanan Zhejiang Golden Bulls'un oldu.
-Zhejiang Golden Bulls-
*Reginald Perry 23 sayı - 12 ribaund.
*Qian Wu 20 sayı.
*İlk Kıtalar Arası Kupa deneyimini madalya ile noktaladı.
-Al Ahly-
*Omar Oraby 14 sayı - 11 ribaund.
*Ehab Amin 14 sayı.
*Michael Fakuade 10 sayı - 11 ribaund.
//
Beşincilik Maçı'nda Al Manama 80-60 yenen NBA G League Ignite gülen taraf oldu.
-NBA G League Ignite-
*Babacar Sane 22 sayı - 11 ribaund.
*Ron Holland 21 sayı - 11 ribaund.
-Al Manama-
*Sir'Dominic Pointer 20 sayı - 13 ribaund.
*Mosti Rashed 13 sayı.
*Latavious Williams 11 sayı - 13 ribaund.
0 notes
haber71net · 1 year
Link
Millî Eğitim Müdürü Hayati Telefoncu dünya şampiyonu ve Türkiye şampiyonu dereceleri elde eden sporcu öğrencileri misafir etti. Yıldızlar Dünya Halter Şampiyonası ve Türkiye Halter Şampiyonası'nda ön... ---------------------------- Haberin devamı haber71.net'te.
0 notes
haberyerelcom · 2 years
Text
Zafer Partisi Ordu İl Başkanlığına Sevinç Başaran seçildi
Zafer Partisi Ordu İl Başkanlığına Sevinç Başaran seçildi
Zafer Partisi Ordu İl Başkanlığına Sevinç Başaran seçildi.Genel Başkanlığını Ümit Özdağ’ın yaptığı Zafer Partisi’nin Ordu İl Kongresi bugün yapıldı. Kongrede Sevinç Başaran başkanlığındaki tek liste aday oldu.Sevinç Başaran başkanlığındaki Zafer Partisi İl Yönetiminde şu isimler yer alıyor; Levent Şaban Başkaya, İlyas Baydaş, Tülay Başkaya, Mustafa Şenyurt, Ataol Akköse, Tuğkan Servet Şenel,…
Tumblr media
View On WordPress
2 notes · View notes
inimdeyim · 7 years
Quote
Sabahlar taze Ayıramıyorum yüreğimin sesini Toprağın ilkyazın Denize koşan suların sesinden
Başaran
18 notes · View notes
Text
Tumblr media
⭐⭐⭐⭐⭐
Şimdi biri çıkıp ömrünün sonuna kadar mutlu olmak ister misin dese; Hiç düşünmeden tabii ki evet deriz.
Kalbimizin hüzne de ihtiyacı olduğunu unutarak... Hayatımıza şöyle bir baktığımız zaman mutlu olduğumuz zamanlarda var, hüzünlü olduğumuz zamanlarda.
Bunların yanı sıra nötr olduğumuz zamanlar, yani mutluluk ve hüzün arasında kalmışlığımızda var.
Mutluluğu öyle bir tatdırmalıyız ki kalbimize bir alışılmışlık değil de mükafat olması lazım.
Mükafat olması lazım ki vakti halimizin değerini bilelim.
Mutluluk bir isim olarak değil de bir sevinç olarak kalsın içimizde.
.....Kalbimiz mutluluğu sevdiği kadar hüznü de sever.
İçli bir şarkı dinlediğimiz de mesela, bir deniz kenarında yahut bir dost muhabbetinde hüznü arar gözlerimiz.
Ağlamak için sebepler üretir, kötü anıları hatırlatırız zihnimize. Hüzünde, mutlulukda misafirdir kalbimize.
Baş tacı edip ağırlar, hasret ve özlemle uğurlarız gönül kapısından.
Demem o ki;
Allah bizi o kadar güzel yaratmış ki, hüzünsüzde yaşayamayız, sevinçsizde.
Ne yazık bir ömür mutlu olan insanlara;
Hüzünlü bir şiirin mısralarında bulamayacaklar kendilerini,
Gökyüzüne baktıkları zaman derin bir ooff çekemeyecekler, yıldızlara derdini anlatıp gecelerin değerini bilemeyecekler.
Ne yazık ki bir ömür hüzün dolu insanlara; Bilemeyecekler hayatın değerini,
bir aile sofrasına oturup
gülerek yemek yiyemeyecekler mesela, bir papatyayla dünyalar onun olmayacak ve bir kedinin başını şefkatle sevemeyecekler. • Önemli olan,
insanın hüzünlü veya mutlu yaşaması değil. Önemli olan,
insanın hüznüde, mutluluğuda güzel yaşaması...
Sevinç ve hüzünle mutlu olmayı başaran güzel bir aile muhabbeti diliyorum
Huzurlu akşamlar ...🌺
________________°🌺💞🌸°_________________
🎀
12 notes · View notes
kargaruhu · 5 years
Text
Hoş geldin Kara Karga!
Şen Şair Yürekli Seyyah([28]) attı kolunu omzuna Zambaklı Filozof’un([29]), döndü [kehre] O’na [hüve]. Gel, izinden Kara Karga’nın! Düşelim muhabbete, içelim aşkın şarabını. “Daha içelim, daha içelim.”([30])
“Fazla anlaşıldığım için karanlıkta kalıyorum”([31]): Kara Karga
 “Ararsam pınarın gözün ararım
Bulanmış da durulmuşu n'ideyim?”([32])
Karga öz ötücü([33]) [oscines] ve "kapkara" bir kuştur. Hakkında bu kadar yanlış kanaatler üretilmesine rağmen kültürler, dinler, mitolojiler, edebiyat ve günlük konuşmalarda onun kadar sağlam bir yer edinen başka bir kuş yoktur. Türüyle ilgili bilgilerde karga; “kişilik sahibi, cür’etli, faal, dengeli, akıllı, asil” gibi niteliklerle anılıyor. Kargalar çevreye kolaylıkla uyum sağlayan güçlü uçucu kuşlardır. Kendilerine özgü bir dilleri vardır, ötüşlerinin anlaşılabilir anlamlara geldiği artık bilinmektedir. Yaşadıkları bölgeyi kıskançlıkla korurlar. Çok akıllı oldukları hatta kabile toplantıları düzenledikleri, uçarken özel bir süzülmeyle alçalıp toprağın olumlu enerjilerini alabildikleri söylenir. Çok yükseklere uçabildikleri için bir şeyin iyi ve kötü yanlarını çok iyi görürler. Sayı sayabilen tek kuş denilmektedir. Seherlerde uyanıktırlar.
Kara Karga [ya da kuzgun] simyada iki dünya arasında birleştirici semboldür, yani düpedüz berzah; hayal âlemi. Simyacılara göre uçuş ve yere konuşundaki geçişsel enerjiler ve yaşam alanlarının hava elementi olması sebebiyle yer ve gök [ruhlar dünyası ve yaşam dünyası] aracıdırlar. Ayrıca insanın yükselişi [insanı kâmil] sırasında beden ve ruh geçididirler [berzah, geçit, kıstak]. Uçmak bedenin sınırlarından kurtulmak, yere konuş göksel enerjilerle bedene yeniden dönüşü simgeler.
“Ruhsal simyada Büyük İş’in başlangıç noktası karga ile sembolize edilir. Ruhun iç dünyası başlangıçta kara, karanlıktır [nigredo deneyimi]. Kara karga sembolü ile, insanı fiziksel bedenine hapseden fiziksel duyular dünyasından bilinç dünyasına çıkış anlatılmaktadır.”([34])
“Kılavuzu karga olanın…” sözünün aksine Kur'an’da karga insana kılavuzluk yapar.([35])
Kızılderililerde karga insanla doğa arasındaki dengenin simgesidir.
Castaneda’nın bilge dostu ve "hermetik" bilgesi Yaqui Kızılderilisi Don Juan’ın yorası [haberci kuşu] kargadır. Onda ölüm deneyiminin simgesi de kargadır.
Edgar Allan Poe’nun Kuzgun [Kara Karga] şiiri hepinizin malumudur. Eski kutsal günlerden bugüne kalmış bir kuzgun, kurtuluş için gönderilmiş melektir ve çorak ülkede tektir.([36])
İbn Arabî, İttihad'ül Kevni risalesinde([37]), “Özdeşlik Ağacı ve Dört Ruhani Kuş”tan bahseder. Kara Karga’nın hakikatini bize gösterecek enfes bir anlatıdır bu. İbn Arabî’nin verdiği şekliyle risalenin tam adı “İnsanlık Ağacının ve Dört Ruhani Kuşun Huzurunda, Varlığın Müşahedesinde Yaratılış İttihadı”dır. Semavi bir yükselişte [miraç] her birinde bir peygamberin durduğu yedi gök aşılır miraç son bulur. Kendi birliğini gerçekleştirip mükemmelliğe ulaşan insanı kamil yaratılışın bir prensibi olarak sunulur. Bu ağaçla ve dört ruhani kuşla sembolize edilir.
Bu kutsal ağaç alegorisi Kur'an’da da yer almaktadır. Hz. Peygamber’in miraç sonunda ancak bir insanın yapabileceği bir yolculuk olarak [melek buradan sonra eşlik edemez] yalnız başında seyr’ ettiği Sidretü’l-Münteha [son sınır ağacı ("[en] başlangıçta kökensel varlık ağacı" da denilebilir)] vardır. Burası “ara dünya [berzah, geçit, kıstak]”dır. Ağaç keşfen bilinir. Evrensel zuhurun kendisinden doğduğu prensibin tamamlayıcı görünümleri olarak Dört Ruhani Kuş ardı ardına doğar. Ve her biri birer konuşma yaparak kendi hakikatlerini bildirirler. Kur'an’da da geçen bu ağacın “kökü sabit dalları gökyüzündedir.”([38]) Kökleri aşağı dünyaları, dalları ise “zirve seyir” yerlerini simgeler. Birlik ve Özdeşlik Ağacı olarak aynı zamanda eşeyliliklerin [ikilik ve farklılıkların] de temsilcisidir. Ağaç kelimelerin tümüdür [cevamiu’l-kelim] ("işi bitirici konuşma" da diyebiliriz), sırlar ve hikmetler madenidir.
Ağacın dallarıyla yaprakları arasında Karga ve garip Anka kuşu durmaktadır. Daha ince dallarda ise Kartalla Gerdanlıklı Güvercin vardır. Kartal güvercine âşık olur ve onlardan [güvercinin nefeslenmesiyle (nefesi rahmani)] Anka kuşu doğar. Anka Batı’da, dünyayı çeviren okyanusun kıyısında konaklamaktadır. Kara Karga ise dişi Anka’nın oğludur.
İlk Aklı ya da Yüce Kalem’i temsil eden Kartal Allah’ın ışığı [nur] olarak bir tecelliyle var olmuş ilk varlıktır. Kartal bâtın, Karga ahir ve zahirdir. Bu nedenle varlığın gizliliğinin, dirilişinin ve ilk duruma dönüşünün habercisidir. Kapkara rengiyle karga zuhurun nihai gelişimini temsil eder. Bunlar Varlık hakikatini, kendilik bilgisini, insan olma yolunda mükemmelliğe ulaşmak olan insanı kamil’in hallerini insanın bilmesi içindir.
Karga nurlar heykelidir ve sırlar hazinesinin taşıyıcısıdır. Önce ve sonradır. His de hissedilen de ona ait olup resimler ondan zuhur eder. Şekillerin aslıdır ve misaller, örnekler, semboller onun sûretinin evreleridir. Genişliği [arzî (topoğrafya)] Allah dostları için ikram evidir. Hikmet dükkânı, nağmeler musikisidir. İlahi kelamların derin hakikatlerini birleştirip toplayandır. Hakk Teala huzuruna çağırmış ve kendisini tanımasını istemiştir. Her anlam Karga’dan fışkırır. Gözlerden saklanan, manaların aslı, şarkıların kaynağıdır. ŞAİR([39]) Karga’ya âşık olmuştur. O, ŞAİR “öylesine bilgili, öylesine yüce makamlı ve öylesine erdemli”dir. İlmi en mükemmel ilim, işi en mükemmel iştir ŞAİR’in.
Kara Karga’nın ŞİİR’i yalın halde, insanlık makamında bir şiirdir. Bu yalın insanlık halini asla eğitmeye, değiştirmeye, ehlîleştirmeye çalışmaz. Üryan Şair Ayrıksı Göz’ün([40]) şiiri gibi “üryan”([41]) bir şiirdir bu. Bütün yüklerinden, yüklemlerinden kurtulmuş, bütün ağırlıklarını atmış, gizlilik ve bilinmezlikten soyunmuş, çırçıplak, dosdoğru bir söyleyiştir. Karacaoğlan’ın “Ararsam pınarın gözün ararım / Bulanmış da durulmuşu n'ideyim?” dizeleri de bunu çok güzel anlatır. Ayn’ın([42]), pınarın [duru söz’ün] dupduru, şifa verici, iştah açıcı ve neşe verici kaynağından ab-ı hayat [hayat suyu] içmek varken; arıtılıp temizlenmiş, durulmuşsa da öncesinde bulanmış [tarihle, kültürle, metafizikle, felsefeyle, düşünceyle hatta (küçük harflerle) şiirle] olan suyu neden içsin insanoğlu? Pınarın gözesinden fışkıran dupduru suyun şenelten şiirini söyler Kara Karga.
Varlık’ın çağrısını işitip muhabbete koyulan Kara Karga Varlık Türküsü’nü tutturmuştur, çakırkeyf, şen bir şiir söyler. O hep “bir arada”, hem yerdedir, hem gökte; hem bilinendir, hem bilinmeyen; hem görünendir, hem görünmeyen; hem zahirdir, hem bâtın; hem ruhtur, hem beden; hem şiirdir, hem düşünce; hem de hiçbirisidir: Hepbirarada. Artık bilinmeyen ve henüz konuşulmadık dillerde, ilk en ilk çölsel dilde konuşur, yerde [artık] yeri olmayan çok özel bir yerden, özge diyar[lar]dan konuşur. Dokunulmadan kalmak, ayn’iyetini korumak isteyen çoklu bir haykırıştır o. Çocuğa ait aydınlık ve muzip kahkahayla, kendi yeri olmayan bir yerden konuşanı masalın çevrimine sokarak zevkli bir oyun başlatır hora teperek. Örneği çıkarılmış örgüleri söker atar. Olanın olduğu gibi olması en harikulade şeydir zaten. Kara’yı sever, tehlikeyi de ve geceyi; gecesel ışığın o dipsiz, serin aklığında sabahlar ve akşamlar. Ne “babasal” ne “anasal” bir söylemi vardır, hep kökene; kökenden daha eski bir kökene, yeniden hep kaynağa döner. Başlayan bir başlangıçtır bu. Delikanlı, karaşın ve şen bir başlangıç…
İbn Arabî’nin “Özdeşlik Ağacı ve Dört Ruhani Kuş” anlatısının sonunda Karga, konuşmasını çok ilginç bir şekilde tamamlar. Bu, günümüze kadar “Karga’nın mahkum edilişini”ne karşı çağlar öncesinden gelen bir manifestodur âdeta:
“Sağlam akıllı olduklarını iddia eden, bununla birlikte verdiği hükümlerde çoğu kez yanılgılara düşen kimileri, çok kaba ifadelerle, çirkin kelimelerle beni alaya aldılar. Ve güzel övgüleri (sena) benden esirgediler; sena giysisini bana giydirmediler. Ama bu yaptıkları çok geçmeden kendi aleyhlerine dönüverdi. Kendi kazdıkları kuyuya kendileri düştüler. Kötü amelleri onları çepeçevre kuşattı. Sanki ben onlarla birlikte derinliğimde (umkî), yani Cehennemindeydim de onlar birdenbire “imdat!” diye bağırmaya başladılar. Karşılığında ise, sadece “Girin Cehenneme ve artık Bana bir söz söylemeyin!” (Kur'an; 23/ 108) cevabını aldılar. Oysaki genişliğimde (arzî); yani Cennetimde, benim hakkımda güzel övgülerde, senalarda bulunanlar, onlar ve onların eşleri “Cennetin (çiçekli ve şırıl şırıl sular akan) bahçesinde sevinç içinde neşelenirler.” (Kur'an; 30/15; 43/70). Fakat beni zaten İlahi Yasa (eş-şer’u) övüyor, sena ediyor, onların ne önemi var! Dinlenilen Kutsal Kitaplar benim mertebemi açıkça bildiriyor. Dolayısıyla sözlerimde aşırı gitmiyorum ben.”([43])
([1]) İfade İbn Arabî’ye aittir.
([2]) Belki [de] _yalnız[ca] sembole yakınlık olabilir. Sembolü bir çeşit “fantazma” gibi görerek…
([3]) “Biz o mutlu birliği kelimenin tek anlamıyla Varlığı (Das Sein) kaybetmişiz. Ona erişmemiz, onu elde etmemiz için de önce onu kaybetmemiz gerekiyordu.” Friedrich Hölderlin, Hyperion 2, çev. Melahat Togar, Milli Eğitim Basım Evi, İstanbul,1965, s. 112.
([4]) Bu gidiş, bu uzaklaşma, bu unutuş yoksa biz olabilir sandığımız için midir? Yapabileceğimiz başka bir şey yok; uzaklaştık, unutacağız. O halde gelsin sanat, estetik, teknik: “Madem uzaksın, gittin seni yokluğa gömeceğim.” Çaresiz çare.
([5])İbn Arabî
([6]) “Arasında
Duyduğumla söylediğim Söylediğimle sustuğum Sustuğumla düşlediğim Düşlediğimle unuttuğum arasında [ki]: Şiir.” Octavio Paz
([7]) Melih Başaran, Gıyabında, Yerineler; Paradigma Yayınları, İstanbul 2004.
([8]) Bülbül de var burada evet. Lakin bülbül “Mantku’t-Tayr”ın işaret ettiği seyr ü seferinde kendi hakikatini Anka’da bulmuştur.
Kartal da var burada. Lakin başka bir çevrimde çoğun Anka, kimi zaman da Kirpi kisvesiyle çıkar karşımıza. Nitekim Simurg u anka [Zümrüdüanka] Kartal soyundandır. İbn Arabi’nin “Dört Ruhani Kuş”undan Kral Kartal Anka’nın babasıdır. Keloğlan’ın koruyucu kuşu, Zülkarneyn’in yıldız kuşu olan Anka Selçuklularda boynunda halka bulunan [gerdanlıklı] çift başlı kartal’dır. Mümkündür ki bir başka kavle göre Kartal burada daha çok, belki de_ düşüncenin hayaletidir.
([9]) "Bir düşünce her tür kurnazlığı güçleştiren bir sadakat gerektirir" Maurice Blanchot
([10]) “Gönül Kâfına gir, hakikatlerin Anka'sını avla.”Usûlî
([11])Semender, Devlet Kuşu, Tuğrul, Hümâ adlarıyla da bilinir.
([12]) “Otuz kuş”un Simurg’un doğru etimolojisi olmadığı, Pehlevice sn "kartal" ve murg "kuş"tan oluştuğu tespitini de burada anmak gerekir. [İslam Ansiklopedisi,c. 10, Simurg maddesi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul.]
([13])Ferîdüddîn Attâr, Mantıku't-tayr, çev: Abdulbaki Gölpınarlı, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul.
([14]) “πόλλ’ οἶδ’ ἀλώπηξ, ἀλλ’ ἐχῖνος ἓν μέγα” Grek şair Archilochus.
([15]) Cahit Zarifoğlu, Zengin Hayaller Peşinde, Beyan Yayınları, İstanbul.
([16]) "Şiir Kirpisi" de kendini kolayca tehlikeye atmaktadır.
([17]) "Şiir Kirpisi" de otoyollara vurur kendini.
([18]) Martin Heidegger… Karaşın şair Ece Ayhan, Heidegger için böyle söylüyor.
([19]) Angelus Silesius
([20]) “Ebediyen ölmüş olacaksın, eğer burada ve şimdi çiçek açmazsan.” Angelus Silesius
([21]) Behçet Necatigil
“Ellerde, dudaklarda, ıssız yazılarda
Akşamlara gerili ağlara takılıyor
Yaralı hayvanlar gibi soluyor
Bunalıyor, kaçıp gitmek istiyor
Yollar, ya da anılar boyunca.
 
Alıp alıp geliyorum, uyumuyor bütün gece
Kımıldıyor karanlıkta ne zaman dokunsam
Solgun bir gül oluyor dokununca.”
([22]) Jacques Derrida, Şiir Nedir?, Babil Yayınları, Erzurum 2002.
([23]) Jacques Derrida, Şiir Nedir?, Babil Yayınları, Erzurum 2002.
([24]) Georg Trakl
([25]) Jacques Derrida, Şiir Nedir?, Babil Yayınları, Erzurum 2002.
([26])“Demek, giderek daha karanlık olan gecesel bir ışık. Bitirmek için adımlarımızı sıklaştıralım: Üçüncü yer’e, arşi-kökensel’den daha fazlası olmuş olabilecek bir yere, adaya ya da vaadolunan toprağa değil, ama belli bir çöle -vahiy <açımlama> çölüne değil-, çöldeki çöle, ötekiyi olanaklı kılan, açan, oyan veya sonsuzlaştıran çöle doğru…”Jacques Derrida, İman ve Bilgi Basit Aklın Sınırlarında "Din"in İki Kaynağı, çev. Melih Başaran, Toplumbilim, 10.
([27]) “Hak bir gönül verdi bana, ha demeden hayran olur, Bir dem gelir şâdân olur, bir dem gelir giryan olur, Bir dem sanırsın kış gibi, Zemahşer-î olmuş gibi, Bir dem bişâretten doğar, hoş bağ ile bostan olur, Bir dem gelir söyleyemez, bir sözü şerh eyleyemez, Bir dem dilinden dürr döker, dertlilere derman olur, Bir dem çıkar arş üzere, bir dem iner taht-es serâ, Bir dem sanırsın katredir, bir dem taşar ummân olur, Bir dem cehâlette kalır, nesne bilmez na-dan olur, Bir dem dalar hikmetlere, Kâlînos û Lokmân olur, Bir dem dev olur ya peri, viraneler olur yeri, Bir dem uçar Belkıs ile, sultân-ı ins û can olur, Bir dem varır mescitlere, yüz sürer anda yerlere, Bir dem varır deyre girer, incil okur ruhban olur, Bir dem gelir İsa gibi, ölmüşleri diri kılar, Bir dem girer kibr evine, Fir’avn ile (Firavunla) Haman olur, Bir dem döner Cebrail’e, rahmet saçar her mahfile, Bir dem gelir gümrah olur, miskin Yunus hayran olur.”
Yunus Emre
([28]) Jacques Derrida
([29]) Zambaklı Filozof’un [Heidegger] düşüncesi [hatta şiiri diyelim] hep yolda olsa bile, onda hep bir nostalji, hep bir dönüş miti olmuştur. Elbette bu henüz varolmamış önümüzde bir başlangıçtır. Bundandır Zambaklı Filozof düşünce hayaleti Kartal’a tutulmuşsa bile Anka’ya bir komşuluğu vardır. Ömrü vefa eder “Kıryolu” [şiiri] ve “Niçin taşrada kalıyorum” yazısında Kara Karga’ya komşu olur. Bu muzip gülümsemeler Zambaklı Filozof’un da Şen Şair Yürekli Seyyah [Derrida] gibi “şen bir ironiye” sahip olduğunun açık göstergesidir.
Yanlış bitiştirmeler olabilir düşüncesiyle burada Anka’yı Şiir Pîri Arifi Ekber İbn Arabî’nin hep konukluğuna açıldığı şiir hayal[et]i olarak düşünmediğimizi belirtelim. Şiir Pîri, Üryan Şair Ayrıksı Göz Yunus Emre gibi Kara Karga’nın yakinidir. [İzin verilirse bir muziplikte biz yapalım. İbn Arabî; Arabın oğlu, yani kara, karaşın oğul. Daha baştan Kara Karga ile soydaş.] Cür’etimizin farkında olarak Anka [Şems öncesi ilk dönem] Mevlâna’nın yakinidir diyebiliriz. Şemsi Tebrizî ile başlayan süreç sonrasında o da Kara Karga’nın komşuluğunda konaklar olmuştur.
([30])“seninle başbaşayız üstelik sarhoşuz adamakıllı daha içelim, daha içelim.
bitsin bu delicesine koşu.
yeter, yeter... öleceksek ölelim hadi vur kendini şaraba kedere ve aşka vur. daha içelim, daha içelim.”
Ümit Yaşar Oğuzcan
([31]) Michel Foucault
([32]) Karacaoğlan
([33]) Daha baştan bu bile kargayla ilgili “kasıtlı” bir yanlış kanaat oluştuğunu, oluşturulduğunu göstermiyor mu?
([34]) Mehmet Saltık, Kuşdili Kılavuzu [Simyanın Ayak İzleri], Hermes Yayınları, İstanbul 2005, s. 103.
([35]) “Bunun üzerine Allah, kardeşinin cesedinin çıplaklığını nasıl gizleyebileceğini ona göstersin diye toprağı eşeleyen bir karga gönderdi. [Bunu gören Kâbil,] “Eyvah” diye haykırdı, “Yazıklar olsun bana! Ben, bu karganın yaptığını yapamayacak kadar ve karde��imin cesedinin çıplaklığını gizleyemeyecek kadar aciz miyim?” [Maide, 31]
([36]) “…
Çırpınarak girdi birden o eski kutsal günlerden Bugüne kalmış bir Kuzgun pancuru açtığım zaman. …" “Gerçi yolunmuş sorgucun” dedim, “ama korkmuyorsun Gelmekten, kocamış Kuzgun, Gecelerin kıyısından; Söyle, nasıl çağırırlar seni Ölüm kıyısından?” Dedi Kuzgun: “Hiçbir zaman.”
Sanki ağırlaştı hava, çınlayan adımlarıyla Melek geçti, ellerinde görünmeyen bir buhurdan. … Dedi Kuzgun: “Hiçbir zaman.”
 
“Geldin bir kere nasılsa, cehennemlerden mi yoksa? Ey kutsal yaratık” dedim, “uğursuz kuş ya da şeytan! Bu çorak ülkede teksin, yine de çıkıyor sesin, …"
Edgar Allan Poe
Türkçesi: Ülkü Tamer
([37]) İbn Arabî, İttihâdü’l-Kevni Risalesi, çev: Mahmut Kanık, İnsan Yayınları, İstanbul 1991.
([38]) “Allah’ın, güzel-doğru bir söz için nasıl bir misal verdiğini görmüyor musun(uz)? Kökü sapasağlam, dalları göğe doğru uzanan güzel-diri bir ağaç gibi[dir o]; ki, Rabbinin izniyle her mevsim meyvesini verip durur. Allah insanlara [işte böyle] misaller veriyor ki, [değişmeyen gerçeği] düşünüp kendilerine ders çıkarsınlar. Ve çirkin bir sözün durumu ise, kökü toprağın üstüne çıkarılmış, bütünüyle kararsız, dayanıksız çürük bir ağacın durumuna benzer.” [İbrahim; 21-24]
([39]) Burada geçen “Bilgili, erdemli imam [öncü]” tanımlamasını biz, “Söyleyemem şimdi ben ismini” dedikten sonra “Benim sembolik anlatımımı anlayan” diye devam eden İbn Arabî’nin kastına da uygun düştüğünü düşünerek ŞAİR diye anlıyoruz. Allah en doğrusunu bilir!
([40]) Yunus Emre
([41]) “Uş gine geldim ben bunda, sır sözün ayan eyleyem, Bir söz ile yeri göğü cümlesin beyan eyleyem. ... Bu bizden önde gelenler, manayı pinhan kılanlar, Ben anadan doğmuş gibi geldim ki uryan eyleyem.”
Yunus Emre
([42]) İbn Arabî’nin "a‘yân-ı sâbite" veya "madûm" dediği Varlığın ilk, benzersiz sûretleri, özleri. Ayn kelimesi aynı zamanda “göz, pınar, göze” anlamlarına da gelmektedir.
([43]) İbn Arabî, İttihâdü’l-Kevni Risalesi, çev: Mahmut Kanık, İnsan Yayınalrı, İstanbul 1991, s. 111-112.
4 notes · View notes
kaanozer · 5 years
Text
Ethica Okumaları 1_
Spinoza felsefesinin en ilginç formüllerinden biriyle başlıyoruz: “Barış savaşın yokluğu değil ruhun kuvvetinden kaynaklanan bir erdemdir.” (Tractatus Politicus V 4) Kuşkusuz Spinoza’nın ısrarlı bir gayreti mefhumlarını olumsuzluğun değil hep olumlama ekseninde kurmaya çabalamasıdır. Ama bu önermenin bağlamı gözden geçirildiğinde Spinoza’nın onu siyaset ile etiği temas haline sokmak üzere kullandığı daha derin bir boyutun sözkonusu olduğu hissedilir. Gerçekten de “ruhun kuvveti” Ethica’nın 3. Kitabının 59. önermesinde tanımlanır, yani “aktif olduğu ölçekte” zihinle ilişkilenen duyguların hepsinin sevinç ve arzuyla ilişkili olmaları gerektiğini önerdiği yerde. Aynı önermenin Scholium’unda Spinoza bize düşünebildiği ölçüde zihne bağlanan bütün eylemlerin ruhun, karakterin kuvvetini kurduğu ve beslediğini söyledikten sonra ruhun kuvvetinin iki önemli görünümünü ele alır. Birincisi cesaret (animositas), ikincisiyse yüce gönüllülük ya da cömertliktir (generositas). Bu mefhumlarn doğrudan doğruya bir toplumsallık karakteri içerdikleri açıktır. Cesaret herbirimizi sadece aklın buyrukları doğrultusunda varlığını sürdürmeye çabalatan arzu iken cömertlik ya da yüce gönüllülük yine sadece aklın buyrukları uyarınca herbirimizi başka insanlara yardım etmeye ve onları kendimize dostluk bağıyla bağlamaya yönelten arzudur. Bu elbette düşünme ve eyleme kudretindeki bir artış tarafından kuşatılır ve desteklenir; başka bir deyişle cesaret eylemli kişinin kişisel öve özel çıkarlarının meselesiyken yüce gönüllülük, üstüne başkalarının çıkarlarını da mesele etmektir –temkinlilik, ayıklık, tehlike anında atiklik cesaretlerdir, alçakgönüllülük ve iyilikseverlik ise cömertliklerdir.
Bu düşünceler silsilesinin etik ile siyaseti nasıl içiçe geçirdiğini anlıyoruz. Bu duygular salt bireysellik tasavvurları değildirler, başka bir deyişle iç dünyamızı değil, onun dışlaşmasını ilgilendirirler. Bireylik açısından bakıldığında barışçıl insan bütün toplumdur, siyasi bir gövde ve üst bireylik olarak toplumsal gövdenin tümüdür: “Aralarında bağlar oluşturmak ve artık yalnızca tek bir insan haline gelmelerini sağlayacak düğümler atmak insanlara en yüksek derecede yararlı olan şeydir; tek kelimeyle söylersek insanlar arasında dostluk ilişkilerini ayakta tutmaya katkıda bulunacak herşeyi yapmak insanlara yararıdır.” (Ethica 4 Bölüm 12)
Demek ki barışçı insan basitçe başkalarıyla çatışma halinde olmayan insan değil cömertliği beslemeyi başaran ve bunu akılla gerçekleştiren kişidir. Başka bir deyişle kendi bireysel gücüyle iktifa etmeyen ve ortak kudrete katkıda bulunan insandır. Gerçek anlamıyla barışçı insan başkalarına zarar vermemek için eylemlerinin sonuçlarından ya da göreceği cezadan korkan biri değil çevresiyle mümkün olduğunca dostluk bağları kurabilen ve korkuyla değil akıl yoluyla güçlerini mübadele ederek arttırabilen insandır. Bu önümüze Spinoza’nın sosyolojik diyebileceğimiz bir tartışma çizgisini koymaktadır: bir toplum toplumsal bir gövdedir ve ortak çıkarları ve yasalarıyla birbirine bağlanmış insanlardan kuruludur. Bu toplumsal gövdenin ruhuysa “halkın ruhu” diyebileceğimiz bir kudrettir. Barış içinde bir toplum barışçı insanla böylece karşılaştırılırken hem savaş toplumuyla, hem de savaş halinde olmayan basitçe eylemsiz toplumla da karşıtlık ilişkisi içine sokulur.
Spinoza göründüğü kadarıyla korkuya ve baskıya dayalı yönetimleri ve yalnızca görünüşte bir barışı ayakta tutan korku temelli toplumları eleştirisinin hedefi haline getiriyor. Unutulmaması gereken günümüzde ABD’nin bütün dünyaya kendi “barış kavramını” dayatmak için yapıp ettikleridir.
Sıradan insanı eyleme geçiren güç sonuçta olumsuz bir belirlenime sahiptir: ölümden kaçınmak. Spinozacı bir filozofun eylemi ise aksine hayatın olumlanması, onaylanmasıdır. Bu onay bir çekinceye, korkuya ya da daha iyi bir hayat umuduna dayanmaz şu anda halihazırda yaşanan hayata yönelik bir dikkatten yola çıkar. Daha Metafizik Düşünceler’de (Cogitatio Metaphysica) Spinoza bu hayatı kainatın en küçük kısımlarında bile ifade edilen “Tanrının varolma kudreti” diye tanımlıyordu. Başka bir deyişle burada hayata yönelik meditasyon Stoacılarda ya da Hıristiyanlardaki “bilinç incelemesi” tekniklerinin aksine varoluşumuzu oluşturan o küçük hiçliklerin birbirlerine eklenmesi değildir. Daha çok mutlak olarak sonsuzun sonlu bir varlıkta hazır bulunuşu olarak tanımlanabilecek bir kudret, bir yaşama eylemidir.
Aristoculuğun aksine meditatio Latincede merkez ya da orta yer anlamına bağlanır. Hayatı düşünmek demek ki bizzat yaşama eyleminin merkezine yönelmektir. Asla yaşadığını hissediyor olmak gibi sürekli elden kaçan bir deneyim, bir yaşantı değildir. Nesnesi öznesiyle bir ve aynı olduğundan bu zorunlu olarak entellektüel, zihinsel bir sezgidir ve Spinoza’nın üçüncü türden bilgisine bir giriş noktası oluşturur. Hayat orada kendini yaşamaktadır, deneyimlemektedir. Ancak Spinoza’nın hep vurguladığı gibi bu sıradan insancıkların o küçük uğraşlarının bir aşağılanması, horgörülmesi asla değildir. Sonlu bir varlıkta hayatın nasıl yaşandığını tam tamına kavramaktır.
Spinoza bir atomcu değildi. Yani çoğulluğun teki Bir’i öncelediği bir konumdan yola çıkmıyordu. Gilles Deleuze’ün en basit cisimcikler (corpora simplicissima) üstüne düşünceleri yer yer Spinoza’nın bir ile çok’un ortaklığından ve özdeşliğinden yola çıktığını gözardı ediyor gibidirler. Hayat hem sonsuz tek ve aynı şey hem de sonlu şeylerin sonsuz çokluğudur. Bunu sezgiyle kavramak demek tam anlamıyla kendi eyleme kudretine sahip olmak demektir, hayat kuvvetini gelecek bir ideale bağlanarak edinmek değildir.
Ahmet, Mehmet vesaire –bunların sonlu olduklarını söylemekte ilginç hiçbir taraf yoktur. Yaşama kudretlerini aslında doğanın tümünü oluşturan bu sonsuz ürünler verme kudretinden aldıklarını söylemek gerekir. Bu bakımdan hata Ahmet’in sonlu olduğunu düşünmek değil bu sonluluğu soyut bir fikir, yani onu oluşturan sonsuzdan kopuk olarak düşünmektir.
Deleuze’ün özellikle Spinoza ile ilk temasını oluşturan Spinoza: Pratik Felsefe kitabındaki yorumunda amacı Spinoza felsefesinin tepeden tırnağa pratik bir felsefe olduğunu yani birinci tür bilgiden ikinciye oradan da üçüncü tür bilgiye geçişih sorunlaştırılması diye görülmesi gerektiğini buluyoruz. Yani sorun bu kavramların bilinmesinden çok, onların kavranmasıyla örtüşen, onunla eşdeğer olan bir kullanılışıdır. Ama acaba birinci tür bilginin pasifliğinden sıyrılabilmenin o çok zor sırrı nedir? Kitabının dördüncü bölümünde Deleuze ortak mefhumları vücudumun başka vücutlarla hiç değilse kısmen paylaştığı olumlu karşılaşmalardan türüyor gibi sunmaktadır. Başka bir deyişle ikinci tür bilgi, belli bir anda bir kopuşu varsaysak bile birinci tür bilgiden, duygulanış bilgilerinden türetilmektedir. Birinci türden bilgi gerçekliğin hayal gücü tarafından çeşitli yakalanışları olduğundan, bire varabilmek için buna göre çoklukla başlamak zorunda kalırız. Bu ise bizi zamanın içine sokar: kronolojik bir ilerleme... Oysa Spinoza’da olmak ile bilmek aynı şey oldukları için hem bilgi açısından hem de ontolojik bakımdan çokluğun bir önceliğini kabul etmemiz gerekecektir.
Bir başka varsayım, Spinoza’nın zaman ve öncelik-sonralık mefhumlarına karşı kayıtsızlığı hesaba katılırsa, her üç bilgi türünün bir arada varolabilecekleri ve birbirlerinden özerk olduklarıdır. Bu ilk bakışta tuhaf bir varsayımdır ve üçüncü türden bilgiyi çokluğu bire taşımayı garantileyen bir amaç olarak görmeye yol açabilir. Gerçekten de birinci tür bilgiden üçüncü tür bilgiye bir yükselişi kronolojik bir süreç olarak tasarlamamıza elverecek hiçbir şey Spinoza’da yoktur. Üçüncü türden bilgi dolaysızca doğanın sonsuz bir unsuru ola bir sıfattan türedikleri haliyle tek tek şeylerin tanınıp bilinmesi olduğuna göre tam tamına varolan herşeyin özdeşlini bilmek demektir. Burada artık bir ile çok arasında bir ayrım yapmanın anlamı kalmaz ve “çokluk bir süreç içinde bire taşınır” formülüne gerek yoktur.
Spinoza’nın ikinci tür rasyonel bilgiyle üçüncü tür arasında kurduğu bağ Ethica’nın beşinci kitabının yirmisekizinci önermesinde belirginlik kazanıyor: “Şeyleri üçüncü tür bilgiyle tanıma arzusu ya da bunun için gösterdiğimiz çaba birinci tür bilgiden değil ikinci tür bilgiden doğabilir.” Oysa tahmin edilebileceği gibi bilme arzusu bilmek demek değildir ve eğer bu arzu ikinci tür bilgiden doğabilmesi ille de bir zorunluluk taşımaz. Mesela Tanrının arzusu onun varoluşunun nedeni değildir.
Sözkonusu önermenin kanıtlamasında Spinoza bu üçüncü türden bilme arzusunun hiçbir zaman birinci türden bilgiden doğamayacağını vurgularken hem ikinci tür bilgiden, hem de üçüncü tür bilgiden doğabileceğini ekliyor. Eğer üçüncü türden bilme arzusu bizzat üçüncü tür bilgiden de doğabiliyorsa bu onun özerk olarak diğer türlerle birarada olabileceği anlamına da gelir.
Oysa Deleuze Spinoza’nın vücudu model olarak almasını ön plana çıkararak vücutlar arasındaki bütün karışımların (etkileyen vücut ile etkilenen vücut) duygulanışlar (affectio) diye tanımlanmalarından yola çıkıyor gibidir. Biz sıradan insanlar olarak tesadüflerin keyfince ve başka başka cisimlerin üzerimizde bıraktıkları etkilerle varoluruz. Bu açıktır ki birinci tür bilgide bir varoluştur. Daha bu noktada bizi destekleyen fikir ya da etki, ve bozan ve yıkan fikir ya da etki, yani sevinç ve keder kutbu söz konusudur. Yani bu iki duygulanış fikri kutbuna tekabül eden iki temel duygu. Vincennes’deki derslerinden birinde Deleuze bunu şöyle vurguluyordu: “kendi etkilenme (duygulanış) gücünü aşan hiçbir şey kimseye iyi gelmez. Bir etkilenme gücü gerçek anlamda bir yeğinlik ya da yeğinlik eşiğidir. Spinoza’nın istediği birinin özünü yeğin bir tarzda, yeğinliğine bir nicelik olarak tanımlamaktır. Yeğinliklerinizi bilmediğiniz ölçüde hep kötü karşılaşmalar riski altındasınız.” Bu Deleuze’ün farklı bilgi türlerini aynı anda yaşanır diye varsaydığı anlamına geliyor. Demek ki bilgi türlerinin özerkliği yine de zamansallık değilse bile bir süre mefhumunu dışlamamaktadır.
Sorun Spinoza’nın “yeğinlik” diye bir sözcüğü, en azından Ethica’da kullanmamış olmasıdır. Öte yandan 4. Kitapta karılaştırma sıfatı olarak intensior ve intensius sözcüklerine rastlanır. Mesela IV, Önerme 9’un kanıtında “Affectus, cujus causam in praesenti nobis adesse imaginamur, fortior est, quàm si eandem non adesse imaginaremur. – Imaginatio est idea, quâ Mens rem ut praesentem contemplatur (vide ejus Def. in Schol. Pr. 17 P. II). Est igitur affectus (per GAD) imaginatio, quatenus corporis constitutionem indicat. At imaginatio (per Prop. 17 P. II) intensior est, quamdiu nihil imaginamur, quod rei externae praesentem existentiam secludit ; ergo etiam affectus, cujus causam in praesenti nobis adesse imaginamur, intensior, seu fortior est, quàm si eandem non adesse imaginaremur.” Yani nedeninin bize sunulmuş olduğunu hayal ettiğimiz bir duygu öyle olmadığını hayal ettiğimizdekinden daha güçlüdür. Çünkü bir hayal zihnin bir şeyi hazır bulunuyor diye ele aldığı bir fikirdir (II 17 S) Öyleyse bir duygu vücudun kuruluşuna işaret etmesi bakımından duygudur. Hayal gücü (E II, 17) etkileyen dış şeyin hazır bulunuşunu dışlayan hiçbir şeyi düşünmediğimizde o ölçüde yeğin olur; demek ki aynı şekilde nedeni karşımızda diye hayal ettiğimiz bir duygu olmadığını hayal ettiğimiz durumdakinden daha yeğin yani daha kuvvetlidir.”
Burada duygu ile bilmenin birlikteliği karşısındayız. Bu yüzden Spinoza hiçbir yerde “yansımalı bilinç” türünden bir kavramı ya da “usavurma” terimini kullanamazdı. Çünkü Spinoza için bütün fikirler bir bilgidir (bkz.Eth., II, 19, K.), ve insan zihninde her zaman vücudun duygulanışlarının, etkilenmelerinin fikirlerinin fikirleri vardır. (Eth., II, 22, dém.) Dahası her duyguya dair bir bilinçlilik vardır (Eth., II, 9, scol.). Ama asıl önemlisi her fikrin bir bilinçliliği de var; başka bir deyişle, her fikrin fikri de vardır (idea ides) (Eth., II, 21, scol.). Buralarda Spinoza’nın tasvir ettiği durum düşünme-öncesi bir bilinç halidir ve zorunlu olarak değilse bile bu bilme hali upuygun değildir, birinci türe aittir. Sonra yansımalı bilgilenme yoluyla ikinci türden bilgiye varılır. Ancak burada Spinoza’ya tam tamına uyarsak “yansıma” terimini kullanmaktan kaçınmamız gerekir. Bu sayede bir anakronizmden, son derecede modern ve fenomenolojik bir terimden kurtulmuş oluruz. Fikirdeki bu ikileşmeyi bilinç ya da Hegelvari bir “kendinin bilinci” olarak varsaymamıza hiçbir neden yok.
Ulus Baker
2 notes · View notes
Text
Online Masal Okuma Sitesi
Masal okuma çocukların gelecekte çok daha iyi bir hayal gücüne sahip olması açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda aileler çocuklarına mutlaka masal okumalıdır. Masallar öğüt ve ders vererek çocuklara yanlışı gösterir. Masal içerisinde gündelik hayatta karşılaşılabilecek sorunlar masalsı tarzda anlatıldığından dolayı yaşanan sorunların da daha iyi anlaşılması sağlanır. Sadece sorunlar değil sevinç, dayanışma ve paylaşıma duyguları da masallar da oldukça güzel bir şekilde aktarılır. Bu duygular örneklerle çocukların kendi hayatlarında karşılaşabilecekleri sorunların çözümüne yönelik ipuçları verir. İyi seçilen bir çocuk kitabı, çocuğun hayal gücünü, sorunları çözme kabiliyetini ve yaratıcılığını arttırır.
Kısa masallar oldukça az bir sayfada çocuğa öğüt vermeyi, güzel duygular aşılamayı, çocukta doğaya ve çevreye karşı ilgi uyandırmayı başaran edebiyatımızdaki oldukça önemli yeri olan eserlerdir. Ailelerin çocuklarına masal okumasını çok daha kolay bir hale getirmek için online masal oku siteleri geliştirilmiştir. Bu sitelerden istediğiniz masala tek tuşla ulaşabilirsiniz. Konu ille ilgili detaylı bilgi için www.kocamanbisite.com/uyku-masallari firmasından hizmet alabilirisiniz.
0 notes
biyografikonulari · 2 years
Text
Online Masal Okuma Sitesi
Masal okuma çocukların gelecekte çok daha iyi bir hayal gücüne sahip olması açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda aileler çocuklarına mutlaka masal okumalıdır. Masallar öğüt ve ders vererek çocuklara yanlışı gösterir. Masal içerisinde gündelik hayatta karşılaşılabilecek sorunlar masalsı tarzda anlatıldığından dolayı yaşanan sorunların da daha iyi anlaşılması sağlanır. Sadece sorunlar değil sevinç, dayanışma ve paylaşıma duyguları da masallar da oldukça güzel bir şekilde aktarılır. Bu duygular örneklerle çocukların kendi hayatlarında karşılaşabilecekleri sorunların çözümüne yönelik ipuçları verir. İyi seçilen bir çocuk kitabı, çocuğun hayal gücünü, sorunları çözme kabiliyetini ve yaratıcılığını arttırır.
Kısa masallar oldukça az bir sayfada çocuğa öğüt vermeyi, güzel duygular aşılamayı, çocukta doğaya ve çevreye karşı ilgi uyandırmayı başaran edebiyatımızdaki oldukça önemli yeri olan eserlerdir. Ailelerin çocuklarına masal okumasını çok daha kolay bir hale getirmek için online masal oku siteleri geliştirilmiştir. Bu sitelerden istediğiniz masala tek tuşla ulaşabilirsiniz. Konu ille ilgili detaylı bilgi için www.kocamanbisite.com/uyku-masallari firmasından hizmet alabilirisiniz.
0 notes
sporhaberzamani · 2 years
Text
Online Masal Okuma Sitesi
Masal okuma çocukların gelecekte çok daha iyi bir hayal gücüne sahip olması açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda aileler çocuklarına mutlaka masal okumalıdır. Masallar öğüt ve ders vererek çocuklara yanlışı gösterir. Masal içerisinde gündelik hayatta karşılaşılabilecek sorunlar masalsı tarzda anlatıldığından dolayı yaşanan sorunların da daha iyi anlaşılması sağlanır. Sadece sorunlar değil sevinç, dayanışma ve paylaşıma duyguları da masallar da oldukça güzel bir şekilde aktarılır. Bu duygular örneklerle çocukların kendi hayatlarında karşılaşabilecekleri sorunların çözümüne yönelik ipuçları verir. İyi seçilen bir çocuk kitabı, çocuğun hayal gücünü, sorunları çözme kabiliyetini ve yaratıcılığını arttırır.
Kısa masallar oldukça az bir sayfada çocuğa öğüt vermeyi, güzel duygular aşılamayı, çocukta doğaya ve çevreye karşı ilgi uyandırmayı başaran edebiyatımızdaki oldukça önemli yeri olan eserlerdir. Ailelerin çocuklarına masal okumasını çok daha kolay bir hale getirmek için online masal oku siteleri geliştirilmiştir. Bu sitelerden istediğiniz masala tek tuşla ulaşabilirsiniz. Konu ille ilgili detaylı bilgi için www.kocamanbisite.com/uyku-masallari firmasından hizmet alabilirisiniz.
0 notes
paykasarehberim · 2 years
Text
Online Masal Okuma Sitesi
Masal okuma çocukların gelecekte çok daha iyi bir hayal gücüne sahip olması açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda aileler çocuklarına mutlaka masal okumalıdır. Masallar öğüt ve ders vererek çocuklara yanlışı gösterir. Masal içerisinde gündelik hayatta karşılaşılabilecek sorunlar masalsı tarzda anlatıldığından dolayı yaşanan sorunların da daha iyi anlaşılması sağlanır. Sadece sorunlar değil sevinç, dayanışma ve paylaşıma duyguları da masallar da oldukça güzel bir şekilde aktarılır. Bu duygular örneklerle çocukların kendi hayatlarında karşılaşabilecekleri sorunların çözümüne yönelik ipuçları verir. İyi seçilen bir çocuk kitabı, çocuğun hayal gücünü, sorunları çözme kabiliyetini ve yaratıcılığını arttırır.
Kısa masallar oldukça az bir sayfada çocuğa öğüt vermeyi, güzel duygular aşılamayı, çocukta doğaya ve çevreye karşı ilgi uyandırmayı başaran edebiyatımızdaki oldukça önemli yeri olan eserlerdir. Ailelerin çocuklarına masal okumasını çok daha kolay bir hale getirmek için online masal oku siteleri geliştirilmiştir. Bu sitelerden istediğiniz masala tek tuşla ulaşabilirsiniz. Konu ille ilgili detaylı bilgi için www.kocamanbisite.com/uyku-masallari firmasından hizmet alabilirisiniz.
0 notes
pamukyetistirmek · 2 years
Text
Online Masal Okuma Sitesi
Masal okuma çocukların gelecekte çok daha iyi bir hayal gücüne sahip olması açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda aileler çocuklarına mutlaka masal okumalıdır. Masallar öğüt ve ders vererek çocuklara yanlışı gösterir. Masal içerisinde gündelik hayatta karşılaşılabilecek sorunlar masalsı tarzda anlatıldığından dolayı yaşanan sorunların da daha iyi anlaşılması sağlanır. Sadece sorunlar değil sevinç, dayanışma ve paylaşıma duyguları da masallar da oldukça güzel bir şekilde aktarılır. Bu duygular örneklerle çocukların kendi hayatlarında karşılaşabilecekleri sorunların çözümüne yönelik ipuçları verir. İyi seçilen bir çocuk kitabı, çocuğun hayal gücünü, sorunları çözme kabiliyetini ve yaratıcılığını arttırır.
Kısa masallar oldukça az bir sayfada çocuğa öğüt vermeyi, güzel duygular aşılamayı, çocukta doğaya ve çevreye karşı ilgi uyandırmayı başaran edebiyatımızdaki oldukça önemli yeri olan eserlerdir. Ailelerin çocuklarına masal okumasını çok daha kolay bir hale getirmek için online masal oku siteleri geliştirilmiştir. Bu sitelerden istediğiniz masala tek tuşla ulaşabilirsiniz. Konu ille ilgili detaylı bilgi için www.kocamanbisite.com/uyku-masallari firmasından hizmet alabilirisiniz.
0 notes
Text
Online Masal Okuma Sitesi
Masal okuma çocukların gelecekte çok daha iyi bir hayal gücüne sahip olması açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda aileler çocuklarına mutlaka masal okumalıdır. Masallar öğüt ve ders vererek çocuklara yanlışı gösterir. Masal içerisinde gündelik hayatta karşılaşılabilecek sorunlar masalsı tarzda anlatıldığından dolayı yaşanan sorunların da daha iyi anlaşılması sağlanır. Sadece sorunlar değil sevinç, dayanışma ve paylaşıma duyguları da masallar da oldukça güzel bir şekilde aktarılır. Bu duygular örneklerle çocukların kendi hayatlarında karşılaşabilecekleri sorunların çözümüne yönelik ipuçları verir. İyi seçilen bir çocuk kitabı, çocuğun hayal gücünü, sorunları çözme kabiliyetini ve yaratıcılığını arttırır.
Kısa masallar oldukça az bir sayfada çocuğa öğüt vermeyi, güzel duygular aşılamayı, çocukta doğaya ve çevreye karşı ilgi uyandırmayı başaran edebiyatımızdaki oldukça önemli yeri olan eserlerdir. Ailelerin çocuklarına masal okumasını çok daha kolay bir hale getirmek için online masal oku siteleri geliştirilmiştir. Bu sitelerden istediğiniz masala tek tuşla ulaşabilirsiniz. Konu ille ilgili detaylı bilgi için www.kocamanbisite.com/uyku-masallari firmasından hizmet alabilirisiniz.
0 notes
Text
Online Masal Okuma Sitesi
Masal okuma çocukların gelecekte çok daha iyi bir hayal gücüne sahip olması açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda aileler çocuklarına mutlaka masal okumalıdır. Masallar öğüt ve ders vererek çocuklara yanlışı gösterir. Masal içerisinde gündelik hayatta karşılaşılabilecek sorunlar masalsı tarzda anlatıldığından dolayı yaşanan sorunların da daha iyi anlaşılması sağlanır. Sadece sorunlar değil sevinç, dayanışma ve paylaşıma duyguları da masallar da oldukça güzel bir şekilde aktarılır. Bu duygular örneklerle çocukların kendi hayatlarında karşılaşabilecekleri sorunların çözümüne yönelik ipuçları verir. İyi seçilen bir çocuk kitabı, çocuğun hayal gücünü, sorunları çözme kabiliyetini ve yaratıcılığını arttırır.
Kısa masallar oldukça az bir sayfada çocuğa öğüt vermeyi, güzel duygular aşılamayı, çocukta doğaya ve çevreye karşı ilgi uyandırmayı başaran edebiyatımızdaki oldukça önemli yeri olan eserlerdir. Ailelerin çocuklarına masal okumasını çok daha kolay bir hale getirmek için online masal oku siteleri geliştirilmiştir. Bu sitelerden istediğiniz masala tek tuşla ulaşabilirsiniz. Konu ille ilgili detaylı bilgi için www.kocamanbisite.com/uyku-masallari firmasından hizmet alabilirisiniz.
0 notes
magazingundemi · 2 years
Text
Online Masal Okuma Sitesi
Masal okuma çocukların gelecekte çok daha iyi bir hayal gücüne sahip olması açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda aileler çocuklarına mutlaka masal okumalıdır. Masallar öğüt ve ders vererek çocuklara yanlışı gösterir. Masal içerisinde gündelik hayatta karşılaşılabilecek sorunlar masalsı tarzda anlatıldığından dolayı yaşanan sorunların da daha iyi anlaşılması sağlanır. Sadece sorunlar değil sevinç, dayanışma ve paylaşıma duyguları da masallar da oldukça güzel bir şekilde aktarılır. Bu duygular örneklerle çocukların kendi hayatlarında karşılaşabilecekleri sorunların çözümüne yönelik ipuçları verir. İyi seçilen bir çocuk kitabı, çocuğun hayal gücünü, sorunları çözme kabiliyetini ve yaratıcılığını arttırır.
Kısa masallar oldukça az bir sayfada çocuğa öğüt vermeyi, güzel duygular aşılamayı, çocukta doğaya ve çevreye karşı ilgi uyandırmayı başaran edebiyatımızdaki oldukça önemli yeri olan eserlerdir. Ailelerin çocuklarına masal okumasını çok daha kolay bir hale getirmek için online masal oku siteleri geliştirilmiştir. Bu sitelerden istediğiniz masala tek tuşla ulaşabilirsiniz. Konu ille ilgili detaylı bilgi için www.kocamanbisite.com/uyku-masallari firmasından hizmet alabilirisiniz.
0 notes
mukavemetnotlari · 2 years
Text
Online Masal Okuma Sitesi
Masal okuma çocukların gelecekte çok daha iyi bir hayal gücüne sahip olması açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda aileler çocuklarına mutlaka masal okumalıdır. Masallar öğüt ve ders vererek çocuklara yanlışı gösterir. Masal içerisinde gündelik hayatta karşılaşılabilecek sorunlar masalsı tarzda anlatıldığından dolayı yaşanan sorunların da daha iyi anlaşılması sağlanır. Sadece sorunlar değil sevinç, dayanışma ve paylaşıma duyguları da masallar da oldukça güzel bir şekilde aktarılır. Bu duygular örneklerle çocukların kendi hayatlarında karşılaşabilecekleri sorunların çözümüne yönelik ipuçları verir. İyi seçilen bir çocuk kitabı, çocuğun hayal gücünü, sorunları çözme kabiliyetini ve yaratıcılığını arttırır.
Kısa masallar oldukça az bir sayfada çocuğa öğüt vermeyi, güzel duygular aşılamayı, çocukta doğaya ve çevreye karşı ilgi uyandırmayı başaran edebiyatımızdaki oldukça önemli yeri olan eserlerdir. Ailelerin çocuklarına masal okumasını çok daha kolay bir hale getirmek için online masal oku siteleri geliştirilmiştir. Bu sitelerden istediğiniz masala tek tuşla ulaşabilirsiniz. Konu ille ilgili detaylı bilgi için www.kocamanbisite.com/uyku-masallari firmasından hizmet alabilirisiniz.
0 notes