Tumgik
#seni yazıyorum
kardelenveyaz · 2 months
Text
Nasıl emindin hislerinden çok küçüktün oysa ki?
Emindim, yağmur ilk damlalarını yeryüzüne bıraktığında yanağını yalayan o damlaya parmağını sürersin ve etrafa bakarsın ya başkaları da gördü mü, diğer damlalar da buluştu mu yerle diye işte sen de öyleydin; başkası görmeden, kimseler fark etmeden seni sevmeye çalıştım. Ama yağmurun tek damlayla durmayacağı gibi senin de bana özel kalacağını düşünmek aptallıktı. Ya da sevmekten körelen; sadece iyiye odaklanan beynimin hatasıydı.
Seni aklımla da kalbimle de sevmiştim. O yüzdendir ya aşık değildim sana. Sensiz güldüm, eğlendim, hatta bir başkasına bile değdi gözlerim ama dedim ya aklımla da sevdim seni. Ne zaman yorulsa kalbim seni sevmekten, böyle uzaktan uzaktan o zaman aklım çıktı sahneye. Herkes gelir de kalbe kim kalır hem kalpte hem akılda?
Senin şansındı. Sen bırak kullanmayı kazandığını bile bilmiyordun. İşte o zaman aklım kazandı. Önce kalbimi susturdu. Sonra seni silmeye başladı. Sanki her ihtimalle anlaşma yapmıştı. Küçücük şehirde seni hiç görmedim, hiç adımın adımımın üstüne geldi mi bilmiyorum.
Seni sevmek çok güzeldi. Çok zor çok keyifli çok kırılgandı. Ve bitti.
-kısacık kestirdiğin saçların, ben seni izlerken hepsini yediğin krakerim, göz göze gelince sıcacık gülümsemen, silememiş bunları aklım ama kalsınlar da. Sen benim gülümseyerek hatırlayacağım, geceleri uzun uzun hayaller kurduğum ve sadece rüyamda el ele tutuştuğum ilk kelebek etkimsin-
2 notes · View notes
karsuuu · 2 months
Text
Gecenin huzuru sizinle olsun....❤️🩸🥀
Yazıyorum......🥀
Anlatıyorum........🥀
Söylüyorum......🥀
Herkes anladı sevdiğimi.......🥀
Herkes anladı seni sevdiğimi 🥀
Herkes anladı seni çok sevdiğimi🥀
Bir tek sen anlamadın......🥀
Neden........?!🥀
Tumblr media
115 notes · View notes
yusuf-krk · 2 months
Text
Dilruba Hanedan.... Gönül Hanem....
Yazmak geldi içim den
Aklıma sen düşünce
Hayalin canlandı gözümde
Tebessüm düştü dudaklarıma
Adını anınca dağıldı hüzün bulutları
Kokun geldi uzaklardan buram buram
İçim dışım yine sen doldun
Biliyormusun ben yine sana yazıyorum Seni her zaman güzel yazıyorum
Kalbim de bir kıpırtı
Yine elim ayağıma dolandı
Avuç içlerim terledi
Yanaklarım pembeleşti
Kelimeler bir birine dolandı
Ahh sen sevgilim
Hep düşlerimdesin hayallerimdesin
Hasretimdesin sen benim aklımın yolu
Kalbimin sonu umudumun adısın
Yazmakla tüketemediğimsin.
Seni Seviyorum ❤️
Sağlıklı yaşam dileği ile 🖋️🇹🇷🇦🇿🇹🇷🇦🇿
114 notes · View notes
iyigecelerdeniz · 6 months
Text
Benden Sana Bir Hatırlatma.
Bu gece sana yazıyorum bu yazıyı, bloğa ilk defa denk geliyorsan, karışık şeyler yazarım, zaten biliyorsan, biliyorsun, her zaman ki ben. Sana bir şeyler demek istedim. Neyden geçiyorsun bilmiyorum ama hala pes etmeyip nefes aldığın için teşekkür ederim. Bu çekilmez boktan dünyanın bir yerinde bi güzellik serptiğin için sana minnettarım. Seni tanımıyorum ama burdaysan mutlaka birilerine hala ışık tutmak için varsın, olmadığını düşünüyorsan da o kişi kendindir. İyi ki varsın ve iyi ki pes etmedin. Güzelliğin ve sen daim kal, hak ediyorsun. Kim ne derse desin.
İyi geceler sana ve,
İyi geceler Deniz’im.
215 notes · View notes
gelmemyegidenadam · 7 months
Text
''Sevgili geçmişim...''
''Sana gelecekten yazıyorum... Başardın mı, başaramadın mı bilmiyorum. Girdiğin, ortasında titreye titreye yürüdüğün, belki de karşıda denizi gördüğün, çiçek kokularıyla ilerlediğin o uzak yolda mısın hala, denize yaklaştın mı bilmiyorum. Yoksa bir ara sokağa mı daldın, kayıp mı oldun, hiçbir fikrim yok. Şimdi neredesin, kimlerlesin, çok daha önemlisi sen şimdi kiminlesin bilmiyorum. Bir şehrin tren garından bindirdim seni çok uzağa git diye, bir sonraki durakta inip her şeyi terk mi ettin, inan bana tahmin edemiyorum. Ne yaptın, nerelerdeydin, kimle, kimlerleydin bilmiyorum. Tek bildiğim bilmediğim bir yerlerde, bilmediğim birileriyle olduğun, bilmediğim bir şeyler yaptığın. Ben ise hala şehrimizde hala evimizdeyim. Hala sadece senin anlayabileceğin bir dili konuşuyorum.
281 notes · View notes
layezalll · 7 months
Text
Haberiniz var mı 14 şubat diye bir şey varmış
O gün yaklaştıkça karnıma ağrılar girer, hele 13 Şubat kıvranır dururum.
Çok kişiden duymuşunuzdur “Sevgi böyle bir günde ifade edilmez, özel günler alışveriş yaptırmak için bir bahanedir” diye birçoğuna bu sözler bahane gelir ama gerçekten öyledir.
Özel günlerden çok sıkılırım,sevgilim inanılmaz şeyler bekliyor gibime gelir karnım ağrır severken sevmiyor görünmekten korkarım.
Bayanlar çok hassastır doğum günü, Sevgililer günü gibi özel günlerde….
Bütün sene hiçbir neden yokken hediyeler alırsın, onu öpücüklere boğarsın, her halinle sevgini gösterirsin ama o gün öyle kalırsın, stres vardır üstünde çok şey yapmak istersin yapamazsın bir de günün sonunda sevseydin böyle olmazdı sen beni hiç sevmiyorsun gibi sözler duyarsın. Başta da söyledim korkuyorum işte böyle özel günlerde o gün hiç uyanmak istemiyorum, hasta olmak yataktan hiç kalkamamak ateşler içinde yanmak istiyorum.
En çok düşündüğümde bu günlerin takvimden tamamen silinmesi.
Bana yapmacık geliyor ben durup dururken hediye almayı televizyon izlerken hadi kalk yemek yiyelim deyip romantik geceleri seviyorum.
Durup dururken sevdiğimi öpmeyi ona, sarılmayı onla hayatı paylaşmayı seviyorum.
Böyle özel günlerde her şey yapmacık geliyor bana önce hediye alıyorsun sonra romantik olmasını istediğin ama asla olmayan bir akşam yemeği ve en son sinemada hiç keyif almadığın tıklım tıklım dolu bir salonda bir aşk filmi berbat bir gün kısaca…  
Hayatı böyle zorla yaşamak öyle olması gerekiyor diye zorla uğraşmak zorla verilen öpücük, zorla aşk sözleri bana göre değil desem de sırf karşımdaki mutlu olsun, kendini özel hissetsin diye sevmesem de kutluyoruz mecbur.
Son olarak herkese sesleniyorum sevgimizi bir güne değil bir yıla yayalım, hediyeler alalım sevdiğimize özel olduğunu hissettirelim ama böyle belli tarihlerde değil gerçekten içimizden geldiğinde seven insan için her gün Sevgililer Günü.
Son olarak sevgililer gününe yakın strese girip yazamayacağımı düşünüp önceden yazdığım mektubumu paylaşmak istiyorum sevmesem de kutluyorum çünkü seni çok seviyorum.
Bazen camı açıp bağırmak istiyorum seni seviyorum diye, içimde öyle büyük ki sevgim boğmaya başladı artık beni hiç olmayacak yerlerde dışarıya çıkmak istiyor…
Bazen serserilik yapmak istiyorum her şeyi unutmak kuralsız yaşamak karşıma çıkan her duvara her şeye senin adını yazmak ve altına kocaman bir seni seviyorum…
Bazen diyorum kalabalıklara gireyim unuturum belki özlemim diner, ama gördüğüm herkes de seni görüyorum yaklaşıyorum daha ilk kelimede buz gibi oluyorum biliyorsun bana senden başkası haram…
Bazen sen yokken diye başlayan şiirler yazıyorum ama hep gözyaşıyla bitiyor şiirlerim senden bir saniye bile ayrı kalmak o kadar zor ki benim için…
Bazen her şeyi bırakıp gitmek geliyor o kadar bıkıyorum hayata dair her şeyden, sonra sen geliyorsun aklıma filmlerde olur ya ayağına beton bağlayıp atarlar denize kurtulma şansı yoktur sende öyle beni tutuyorsun bu dünyada benim yaşama nedenimsin…
Bazen öyle özlüyorum ki seni kuş olup uçasım geliyor her şeyi bırakmak hep yanında kalmak hiçbir şey düşünmemek istiyorum, ne ekmek istiyorum ne su biliyorum bana tek sen yetersin sevginle ısınırım aşkınla doyarım…
Bazen işlerim kötü gidiyor moralim bozuk, çok yorgun oluyorum, eve gideceğim yatacağım sabaha kadar uyuyacağım diyorum, eve geliyorum senin bembeyaz gülen yüzünü düşününce enerji doluyorum birden tüm moralsizliğim gidiyor hayata dönüyorum senin gül
yüzünle…
Bazen deniz kenarlarına gidiyorum engin maviliklere bakıp rahatlıyorum.
Bazen de ormana gidiyor kuş sesleri akan dere ile huzur buluyorum…
Ama bir tanem hiçbir şey ne senin kadar mutlu edebiliyor ne de senin kadar huzur dolduruyor içimi…
Bazen öyle yakıyor ki yokluğun yaşamak istemiyorum dursun artık kalbim diyorum ama biliyorum kalbim senin kalbine bağlı, seninki durmadan durmayacak…
Bazen ne olmasa yaşayamam diye düşünüyorum aklıma birçok şey geliyor zor olsa da her şeye dayanırım diyorum ama sensizliğe sen olmadan bir hayata asla dayanamam biliyorum…
Bazen sensiz alışverişe çıkıyorum elma alıyorum güzel yanakların aklıma geliyor özlüyorum, zeytin alıyorum o güzel gözlerin geliyor aklıma özlüyorum, kiraz alıyorum o bal dudakların aklıma geliyor özlüyorum anlıyorum ki bu dünyadaki güzel olan her şey seni hatırlatıyor bana ben yine özlüyorum…
Bazen bir kelebek görüyorum sen geliyorsun hemen aklıma en çok seni kelebeğe benzetiyorum sende kelebek gibi güzel, zarif ve de onun gibi bir doğa harikasısın…
Bazen kelimeler kifayetsiz kalsa da nadirde olsa sana duygularımı anlatabiliyorum
Bazen değil HER ZAMAN içimdeki seni çok ama çok seviyorum
184 notes · View notes
selcandy · 2 months
Text
Merhaba, merhaba, merhaba Tumblr’cım =D
Blogumu geri alabildim öncelikle, bu sırada soran eden ilgilenen herkese teşekkürlerim.
Hemen size olanı biteni anlatmam lazım, şiştim zaten anlatamamaktan.
Taa şurasından başlayayım; bizim üst komşudan aşağıda bahsettiğim, veterinere bıraktığım ve parmağı kırık olan kedinin üstüne bir de hamile olduğunu öğrenince Bodrum yolunda hemen post attım sizden yardım istemek için; kediye geçici olarak rahat doğum yapabileceği bir balkon / teras / ev bulabilir miyiz diye. Böyle durumlara hemmen el atan sizden hiç reaksiyon alamadım. Allah allah diyorum, imkansız bu, nasıl olur falan - sonra bir baktım ki kendi gönderimi kendi Dashboard’umda göremiyorum. Epey bir uğraştıktan, anlamaya çalıştıktan sonra aklıma Tumblr’a kaydolduğum mail adresime bakmak geldi, ana, ülkemin savcılarından biriyle onun avukatı, savcının nasıl görevden alındığından bahsettiğim bir yazı için bana erişime kısıtlama kararı aldırmış???
Başta ilgili gönderiye kısıtlama gelmiş ta 2023’te ama ben onu hiç görmemişim. Sonra muhtemelen yazı komple kaldırılmadığı müddetçe okunmaya devam ediyor diye bloga yasak gelmiş. Malumunuz babam avukat, adamcağız “BTK’ya başvurman gerekiyor” diyor ama içerik BTK, yani devletin kendisi tarafından kısıtlanmadığı, şahıs tarafından özel olarak çıkartılan bir kararla kısıtlandığı için o aşamada takılıyoruz direkt. Anne tarafından bir akrabamız savcı, onunla konuşuyorum, bana diyor ki “Selcan bu arada o kişi benim yakın arkadaşım, direkt konuşmamı ister misin” falan. Eziliyorum büzülüyorum çünkü neden arkadaşıyla benim için konuşsun yani, araları bozulacak bilmem ne olacak, iyice kafama takacağım.
En nihayetinde hem babam hem de tanıdık savcı, tatil dönüşünde kararın çıktığı mahkemeye hitaben itiraz dilekçesi vermemi söyledi ama o da ne, kısıtlama kararına itiraz süresi 14 günle sınırlı! Az önce de demiştim ya, karar çıkalı zaten 1 sene olmuş. Aynı şeyi bana Tumblr da söyledi, itiraz süresini kaçırmış olabilirsin falan dedi, epeyce onlarla konuştuk ne yapılabilir falan diye.
En sonunda Tumblr bana “sansürü asla desteklemiyoruz, seni buna sürüklemek istemiyoruz ama gönderiyi silersen blogu açabiliriz” falan dedi. Açıkçası ben ne yapacağımı bilemedim, mantıklı düşünmem gerekiyordu ve bunu başaramadığım için biraz da çevreye, konudan bahsettiğim insanlara danıştım ve en garantisinin ilgili gönderiyi silmek olduğuna kanaat getirdim. Hala bilmiyorum doğru bir şey mi yaptım ama aksi takdirde bu sorun çözülmeyecek gibi görünüyordu.
Neyse, hani Tumblr’ın sloganı “kültür, sanat, kaos” ya - bu sloganın hakkını dibine kadar veren bir kullanıcı olduğumu düşünüyorum. Kendimi bir şey sanmadım da değil çünkü yine Tumblr yetkililerinden öğrendiğim kadarıyla adını vermeyeceğim bir yazar da blogumdan bir gönderiye erişim yasağı aldırmış. Tasarımcı bir arkadaşım “sen blogun için SEO falan mı yaptırdın, niye arama motorlarında üstlerde çıkıp göze batıyorsun” diye sordu, öyle bir şey yaptırmadım, yapmamış olmama rağmen iyi ilerliyoruz demek ki. Ben sanıyorum ki siz ve ben biz bizeyiz, ben yazıyorum siz okuyorsunuz geçiyoruz. Öyle değilmiş özetle, zannediyorum ki 14 yıllık emek bana hatırı sayılır oranda uygulama-dışı organik trafik olarak geri dönmüş. : )
Tabii ki olay kendini bir şey sanmaya meyletmekten ibaret değil, ders çıkarmam ve daha temkinli takılmam lazım. Birisinin aldırdığı bir karar hem koskoca Cumhuriyet Gazetesi’ne hem Ekşi Sözlük’e hem de benim bloga erişim yasağı getirebiliyorsa, benim de kendime “sen kimsin olm bi dur” demem gerekiyordur bence. Ben yine müzikten, etimolojiden, kedilerimden dewamke. Üçüncü kez söylediğimi biliyorum ama sizi çok seviyorum <3
78 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 2 months
Text
Geceler Uzadıkça ßiliyorum ki Ömrüm Kısalıyor.Çünkü ßen Herşeyimi Gece Yaşarım !Hayallerimi , Tiriplerimi , Kafamı ...
Ve Seni ,Gece Uzun Olduğundan Seni ve Senli Günleri Düşünmeye Epey ßi zaman Oluyor .İsmin Her Anıldığında ßen ßinlerce kez Öldüğümü ßile ßile !Sana Yazıyorum Tüm Satırlarımı...😞
63 notes · View notes
subliminaltecavuz · 11 months
Text
Tumblr media
C: Benim Mogrul, dört göz fani.. Bu mektubu sana çok uzak bir diyardan ve çok uzak bir zamandan yazıyorum. Gittiğinden beri çok uzun zaman geçti ve birçok şey değişti. Hanımın yavaş yavaş büyüyor ve bu güçlerini etkiliyor. Bir yandan iyi bir yandan kötü ama her şeye rağmen baş etmeye çalışıyorum. Küçükken yeterince huysuz değilmiş gibi.. Büyüdükçe çok daha fazla huysuz hale geldi ama yapacak bir şey yok. Bazen sinirleniyorum bazen de sakin kalmaya çalışıyorum. Tıpkı bana benziyor.. İstemediği bir şey olunca hemen beni tehdit ediyor ve üstünlük kurmayı deniyor. Bazen yemiş numarası yapıp haklı çıkmasını sağlıyorum ve içten içe olan mutluluğunu fark edebiliyorum. Anlayacağın bizim için her şey çok iyi gidiyor. Mektubuma güzel şeyleri anlatarak devam etmek isterdim ama özür dileyerek söylüyorum ki sana çok kızgın. Mektubu onun yazması için birçok şey yaptım ama başaramadım. Onu terk ettiğini ve arkasından bıçakladığını düşünüyor. Birçok kez konuştum ama onu çok iyi tanıyorsun ve konuşmak istemediğinde nasıl birine dönüştüğünü en iyi sen biliyorsun. Sen gittikten sonra ara ara denemeye devam ettim ama sonuçlar hep aynı. Ama hiç merak etme denemeye devam edeceğim. Aslında sana kızgın olması kötü olan ikinci konu olabilir. Yanında onu koruyan yeni bir şey var ve sanırım senin gibi değil Mogrul. Saf bir kötü o. Adı Aazighal ve sanırım hanımının yeni koruyucusu. Bunu duymak canını yakabilir ama senin kadar olmasa da iyi anlaşıyorlar ve o saçma kitabı da okuyabiliyor. Bu da hanımının çok daha güçlü olması anlamına geliyor. Her neyse, daha fazla canını sıkmak istemiyorum.
Biraz da kendimden bahsedeyim sana. Deminde okuduğun gibi hanımın ile baş etmek bir fani için zor olabiliyor. Her şeye rağmen eğlenceli ve büyük bir tecrübe.. Bu arada gözlüklerimi aldığın için hiç sinirli değilim. Sana benden çok daha fazla yakışıyordu ve bunu kendime yediremediğim için söylemek içimden gelmiyordu ama gerçek bu. Gözlük benim için herhangi bir şey ifade etmeyecektir Mogrul. Ben çirkin bir adamım ve plastikten yapılmış bir şey bunu değiştiremez. Bu arada seninle dalga geçtiğim ve seni kırdığım içinde ayrıca özür dilerim. Hiç hak etmediğini sen gittikten çok sonra anladım. Hanımın çok zor biri ve sen buna rağmen ona yıllarca dayandın. Bir dediğini iki etmedin ve bunu büyük bir özveriyle yaptın. En çok değer vermem gereken kişi sendin ama ben yine yapmamam gereken şeyleri ilk yapmayı seçtim ve her şekilde seninle dalga geçtim. Beni biliyorsun.. Kafam biraz farklı çalışıyor ve bu diğer kişiler için sorun olabiliyor. Umarım beni affedebilecek kadar yüce gönüllüsündür Mogrul. Bu arada tahmin ya da varsayım yapmadığımı bilmeni istiyorum. Evet dostum, cennette olduğunu biliyorum. Bunu iliklerime kadar hissediyorum Mogrul. Cehennemde yaşamayı hak etmiyorsun. Seni hayatını hanımın için yaşadın ve onun için bitirdin. Cehennemden gelen birinin böyle bir şey yapamayacağını herkes bilir. Cennette umarım çok eğleniyor ve hak ettiğin değeri buluyorsundur. Oradaki hurileri nasıl becerdiğini düşünmeden de edemiyorum. Lütfen bunu yaparken gözlüklerimi işin içine karıştırma. Şaka yapıyorum kızma. Bizim tarafımızda durumlar böyle. Umarım sende çok mutlu ve huzurlusundur. Hanımına senin kadar iyi bakamayabilirim ama bir fani için ne kadar iyi bakılabilirse o kadar iyi bakacağımı bilmeni isterim. Senin hanımından bir isteğin vardı ve o isteğini yerine getirdi. Benimle konuştu ve hiç bilmediğim şeyleri bana anlattı. Benimle ilgili olan bütün görüşlerini iyisiyle kötüsüyle dinledim. Hak verdiğim oldu, bazısına da hak vermedim ama bu bir şeyleri değiştirmez. Herkesin kendi görüşleri vardır ve sana saygı duymam gerekirdi. Konu ben bile değilim Mogrul, hanımına bunca sene baktığın için bile senin kulun kölen olmalıydım. Tekrardan özür dilerim. Sen bir gölge değilsin, sen en parlak renge ve en büyük kanatlara sahip bir meleksin Mogrul. Hiçbir zaman kötü biri değildin. Tek yaptığın şey hanımına itaat etmekten başka bir şey değildi. Bunca sene ona hizmet ettiğin için sana binlerce kez teşekkür ederim ama artık senden bir şey isteme sırası bana geldi diye düşünüyorum. Hala beni sevmeye bilirsin ama hanımının hatırı için belki de isteğimi yerine getirirsin..
Anneme onu çok sevdiğimi ve çok özlediğimi söyle olur mu Mogrul? Merak etme bana yaptıklarını gördüyse senin safını tutacaktır. O bu hayatta tanıdığım en adil ve en güçlü kadınlardan birisiydi. Eminim ki sende çok seveceksindir. Ona oğlunun büyüdüğünü söylemeni istiyorum. Onu anmak canımı yaktığı için bunu çok yapmıyorum. Hem çok da dua eden birisi olmadığım için muhtemelen bana kızgındır ama elimden bir şey gelmiyor. Dua etmeyi sevmiyorum. Onun gibi bir anneye sahip olduğum için çok şanslı olduğumu bilmesini sağla Mogrul. Senden ilk ve tek isteğim budur. Ona benim yerime kocaman sarıl, bende burada hanımına sarılacağım.
Mektubumun sonuna geldim Mogrul. Veda etmeyi ya da bir şeyleri bitirmeyi hiçbir zaman beceremediğimi bilirsin. Direkt yazmayı bitirmek istiyorum ama bunu hak etmediğini de biliyorum. Çok garip bir his bu Mogrul. Oturmuş bir meleğe elveda demeye çalışıyorum. Her neyse.. Umarım bu mektup eline geçer ve bizim için ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlayabilirsin.
Unutmadan, mektubun içindeki şeyi ilk kez görmüyorsundur muhtemelen ama o bir güneş gözlüğü ve hanımının. Gözlüğü ondan çaldım ve onu bir yerlerde bırakıp kaybettiğine inandırdım sanırım. Sana hem çok yakışacaktır, hem de hanımından bir şeye sahip olmak hoşuna gidecektir diye düşündüm. Elimden bu kadarı geldi Mogrul, keşke daha büyük bir şekilde sevindirebilseydim seni ama ben bir faniyim.. Benden çok da fazla şey beklememek lazım.
Elveda Mogrul. Bütün karanlıklarının ardındaki o bembeyaz kalbine çok iyi bak.
Tumblr media
I: Şimdi bunları mühürle ve ona götür Aazighal. Eğer ona ulaşmazsa ya da onu bulamazsan sende geri gelme.
156 notes · View notes
sertsiken0606 · 10 days
Text
Merhaba Hasan bey ben Almanya Berlin'den yazıyorum. İsmim İrem şuan 49 yaşımdayım sizlere anlatacağım hikaye başımdan geçeli 20 yıl kadar önce oldu. 20 yaşımda kocam ile görücü usulü evlendirildim söz hakkı vermediler gerçi evden kurtulmak için bulunmaz bir fırsat yakalamıştım. 1 yıl kadar nişanlı kaldım ertesi yıl evlenip Almanya ya gelin gittim. Kocam benimle hiç ilgilenmez saat 6 da işe gider eve gece 11 gibi gelirdi ilk zamanlar çok iyiydi fakat kaynanam ve akrabaları çocuk istiyordu aradan 5 yıl geçmiş bende tık yok çünkü kocamda tık yoktu üzerime çıkar 2 3 dakika siker boşalır döner sırtını yatar uyurdu annesinin torun sahibi olmak istediğini kaç kez söyledim bilmiyorum. Birgün annesini ve kardeşlerini Türkiye den düğün için çağırdılar kocam iş yerinden izin alamadı biz kaldık onlar uçak ile gittiler evde artık tek başına kalmıştım kimse gelip gitmezdi kaynanam Nemrut'un tekiydi sevmezlerdi . Kocam her gece sikmeye başladı onlar yokken yatak odası hariç bütün odalarda fırsatını yakalayıp sikiyordu ama en uzun 5 dakika sürüyordu 1 ay boyunca her gece sikti onlar döndükten 3 ay sonra annem rahatsızlandı bu sefer ben gidecektim herşey hazırdı yola çıkmak için fakat uçak bileti bulamadık en küçük kaynım ben seni götürürüm yenge dedi kocam kabul etmedi o sırada oturduğumuz bloğun yanında Yozgat a gidecek bir arkadaşı götürürüm sırtımda mı götüreceğim sanki demiş lüks bir Mercedes jip ile yola çıktık 2 kadın 1 erkek 4 gün sonra Türkiye ye geldik annem ben gittikten 9 ay sonra vefat etti 3 yıl Almanya ya hiç gitmedim kocam ya gel yada boşan dedi babam git kızım burada rezil olma dedi bende ilk uçak ile gittim havaalanına indiğimde beni kaynım ve Alman arkadaşı Hans Peter karşıladı Hans çok yakışıklı uzun boylu sarışın bir adamdı kaynım Gürcan dan daha çok benimle ilgilendi eve gittiğimde kocamın başka bir eve taşındığını öğrendim kaynım evine gitti ben yeni evimizde Hans ile kala kaldım seks yapmayalı epey uzun bir zaman geçmişti Hans ne dersem yapıyordu aklıma birden Hans ile seks yapmak geldi mutfağa gidip üst raftan tencere almaya çalışıyor gibi yapıp Hans ı çağırdım geldi arkama geç beni kaldır dedim koltuk altlarımdan tutarak yukarı kaldırdı ama kucağına oturttu birden ateşli bir şekilde öpüşmeye başladık bir taraftan öpüşmeye devam ediyor bir taraftan soyunuyorduk artık üzerimizde yalnızca külotlarımız kalmıştı o son parçaları 69 pozisyonuna geçince birbirimizin külotlarını çıkarttıp emmeye başladık 8 yıldır Evliydim ama hiç amım götüm emilmemişti Hans işini iyi biliyordu emerken 3 kez boşaldım Hans beni kucağına aldı tekrar sikini amıma dayadı birden yüklendi hepsini soktu içime yok böyle bir şey sanki havada uçuyordum o çıkarıp soktukça kendimden geçiyorumdum. Hans beni yatak odasına siki amımda kucağında götürdü yatağa yatırdı pompalamaya başladı ben bitmiştim artık durmak bilmiyordu kaç kez boşaldım bilmiyorum Hans beni domalttı arkama geçti belimden kavradığı gibi sikini götüme soktu bağırdığımı hatırlıyorum ama canım çok acıdı pompalamaya başlamadan evvel kısa süre bekledi sonra yavaş yavaş çıktı 5 dakika kadar yavaş sikti sonra birden hızlandı zevk buymuş o gece kocam gelmesine yakın beni sikti kocam gelmeden son kez amıma soktu içine Hans ondan sonra her gece sikicim oldu daha sonra kaynıma söylemiş kaynımla ve Hans ile seks yapmaya başladım onuda başka bir hikayede yazayım ne dersiniz
53 notes · View notes
yusuf-krk · 4 months
Text
Dilruba Hanedan.... Gönül Hanem....
Tumblr media
Bir #şiirsin"ki....✍️
Söylesem #dudaklar,
Yazsam kağıtlar yanar,.. ‼️
Genede söyleyip yazıyorum,
Çünkü yanmaya #KASTIM_VAR🌹 💙
Seni Seviyorum ❤️
Sağlıklı yaşam dileği ile 🖋️🇹🇷🇦🇿🇹🇷🇦🇿
123 notes · View notes
istiihza · 5 months
Text
İletilerinizi beğenmenin, takipleşmenin ve yorum yazmanın Türkçe'de manası; seni değil, düşünceni beğendim, sana değil, fikrine yazıyorum demektir.Saygılar.
65 notes · View notes
panzehri · 28 days
Text
fazla yazıyorum ben. farkındayım. kahveyi fazla içiyorum. fazla üşüyorum. fazla dalıyorum. fazla düşünüyorum. fazla kırılıyorum. fazla susuyorum. ben hiçbir şeyin azını beceremedim. seni de fazla sevdim ya zaten. hep fazla sevdim.
31 notes · View notes
yalnizgokyuzu · 3 months
Text
bak sevgilim nasıl değiştim bak. bırakıp gittiğin kız şimdi aynalara bakamıyor. kendini bile tanıyamıyor artık. gözlerinin içi gülen, seninle konuşurken içi eriyen kızdan geriye bir ceset kaldı. insanları kırmamak için uğraşan o kız gitti yerine sevdiklerini bile paramparça eden biri geldi. ben sigaranın kokusundan nefret ederdim, artık tek sırdaşım oldu. beni anlayabilen sadece bir kağıdım bir kalemim var . anlayacağın sevgili ben artık kimsesiz hissediyorum. ben böyle değildim, biliyorsun. çok gülerdim ben, sürekli konuşurdum ya da ne bileyim içimdeki çocuk bile gurur duyardı benimle. şimdi içimdeki çocuk yok ve sen onu da öldürdün, ulaşamıyorum ona. senin o çok sevdiğin gözlerim artık bakılmayacak durumda. sende bakma, bakarsan acırsın halime. bilmiyorum sevgili kafam çok bulanık. bir gece yarısı yazıyorum bu yazıyı sana belki ondandır, gerçi sen gittikten sonra saatler hep bir gece yarısı zaten. sana yabancı kokum, sana yabancı sesim, sana yabancı ellerim. sen sevmezdin sigarayı tutma olur mu ellerimi? neyse sevgili kendine iyi bak, ve sakın seni özlediğimi düşünme. ben kendimi özledim. ama dön bak, ne yaptın bana dön bak, ne olur.
saat hep bir gece yarısı'
51 notes · View notes
pollyannaniz · 25 days
Text
Şu sıralar aklımı kurcalayan bir şey var.
Aşk kendinden taviz vermeni, kendini değiştirmeni gerektirir mi?
Bir dizi izledim geçenlerde. Eski dönemlerde geçiyor ve özetlemek gerekirse: Kral hizmetli kıza aşık oluyor ve onu kendisine eş olarak istiyor. Kız hizmetli olmaktan çok mutlu; arkadaşlarını, işini, özgürlüğünü çok seviyor ama adam peşini bırakmıyor ve en sonunda kız ve adam evleniyor. Kız kralın eşi olunca da saraydan dışarı çıkarılmıyor, arkadaşlarıyla görüştürmüyorlar, hor görüyorlar ve işin özünde kızın tüm mutluluğu elinden alınıyor. Kız adamı çok seviyor bu arada ama önce kendi hayatım diyip adamdan kurtulmak için gerçekten de çok uğraşıyor. Kral kızın özgürlüğünün alındığını bir türlü fark etmiyor, diğer eşleriyle ilgileniyor ve en sonunda kız yalnızlıktan depresyona girme aşamasına geliyor. Bir de üstüne hamile kalıyor. Adam hamile karısının yanına hiç gitmiyor ve kız sürekli yalnız kalıyor. Daha sonra kız (burayı tam hatırlamıyorum ama) ya doğumda ya da ilerleyen yıllarda ölüyor ve krala yazdığı mektuplar ortaya çıkıyor. Ne kadar üzgün olduğunu ordan fark ediyoruz.
Ve bu gerçek bir hikaye. Böyle bir şey gerçekten de yaşanmış ve kızın yazdığı mektuplar yayınlanıyor.
Gereksiz uzattığımın farkındayım ama gerçekten de aklıma takıldı. Çok eski yıllarda bir kadın bunları yaşıyor. Krala deli divane aşık olmasına rağmen önce kendi hayatım diyerek ondan çok kez vazgeçiyor ve kurtulmaya çalışıyor.
Peki ya biz niye bir duygu uğruna kendimizden çok kez taviz verip kendi değerlerimizden vazgeçiyoruz ki? Aşk belli bir noktada seni olduğun gibi kabullenmek ve mutluluğunu istemek değil midir? Senin kendi değerlerinden vazgeçip de mutsuz olman aşka dahil midir?
Bence aşk bu değil. Aşk çok daha farklı bir şey ama her şeyden önce karşıdakinin mutluluğu için biraz da ondan vazgeçebilmektir. Ona kıyamamaktır mesela.
Son cümlelerimi yazıyorum. Buraya kadar okuduysanız da teşekkür ederim.
Sevdiğin bir çiçeği toprağından koparıp da kendine alırsan solar ve ölür. Önemli olan onu toprağında, kendi ortamında sevmektir.
32 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 4 months
Text
Bu Gün Bir Başkayım Ben...
Yine Yazacaklarım Var İçimde Bir Yerlerde Satırlara Dökülmeyi Bekleyen...
Nedenini Bilemediğim Bir Ateş Var Göğsümde, Tam Kalbimin Üzerinde...
İçimi Kavuruyor, Yakıyor Göğsümü, Kurak Topraklar Gibi Çatlatıyor İçimi...
Neden Böyle Oldum Bilemiyorum...
Bu Halimle Neler Yazabilirim Onu da Bilmiyorum Ama Yazıyorum İşte...
Aslında Biliyorum Okumayacaksın Sen Bu Yazdıklarımı, Ama Yine de Yazıyorum...
Sana Söylemek İstediğim İçimde Birikmiş Sözlerim Var...
Tutamıyorum Kelimeleri Kalbimde ve Dudaklarımın Arasında...
Sayfamda Anlam Bulmak İçin Akmak İstiyorlar Yürek Kalemimin Ucundan Satırlara...
O Kadar Çok Söylenmeyi Bekleyen Söz Var ki İçimde ve O Kadar Çok Sen Varsın ki Yüreğimde Nerden Başlasam Hangisini Anlatsam Bilemiyorum...
Birinin Herşeyi Olmak, Yüreğinin Sesini Dinleyebilmek, Hiçbir Şeyi Düşünmeden İçinde En Derinlere İnmek, İnebilmek Büyük Bir Beceri...
Seni Sana Olan Duygularımı, Hislerimi, Ümitlerimi, Yüreğimi Seviyorum...
Yüreğimde Sensin, Duygularımda Sen...
Yaşadığım Her Güzel Şeyde Sen Varsın....
Seviyorum Sebepsiz Seviyorum Sualsiz...
Yüreğimin Yettiği Kadar Seviyorum...
Derin Bir Nefes Alıyorum ve Gökkuşağını Hayal Ediyorum...
Onun Kadar Uzaksın Bana Ama Onun Kadar Heyecan Vericisin...
Ne İsterdim Biliyor musun Sevgili?
Sızmak İsterdim Tüm Sıcaklığım ve Sevgimle Kalbine...
Sıcaklığın Olmak İsterdim...
Buz Tutmuş Hiçbir Zerren Kalmasın İsterdim...
Seninle Yağmurlar Altında El Ele Yürümek, Soğuktan Üşüdüğünde Sana Sarılıp Bedenini Isıtmak İsterdim...
Gözlerinden Sevgiyle Girmek, Kalbinin En Sıcak Yerinde Kalmak İsterdim...
Yağmurdan Islanmış Saçlarımı Parmaklarının Arasında Hissetmek, Teninin Kokusunu İçime Çekmek, Yanağına Bir Buse Kondurup Tatlı Tatlı Gülümsemek İsterdim...
Seninle Sadece Gözlerimle Konuşmak, Aşkın Başladığı Yerde, Ay Işığının Olduğu Bir Gecede Seninle Yürümek, Aradığın Mutluluğu Sana Vermek, Bana Söyleyemediğin Bir Çok Şeyi Seninle Paylaşabilmek İsterdim...
Sana Aşkı Anlatabilmek, Aşkı Seninle Tanımlamak, Aşkı Sende Tanımak İsterdim...
Ne İsterdim Biliyor musun Sevgili?
İsterdim ki Yalnız Benden Söz Et, Beni Kalbine Mahkum Et...
Hayatını Kısaca Anlat Dediklerin de Sadece Ben Olmak İsterdim Hayatına Dair Anlattığın Tek Özet...
Aşk Öyle Bir Şey ki; Kor Ateşte Yandırdı Sevmem Diyenleri...
Ayaklar Altına Aldı Boyun Eğmem Diyenleri...
Zincirlerle Bağladı Asla Dönmem Diyenleri...!
Dokunamaz, Konuşamazsın, Göremesen de Seversin Ama Tanırsın Hüzün Ortağın, Sırdaşındır...
Gelmeyecek Gelmez...
Son Yaprak Düşse de Saklarsın Titremelerini...
Gelmese de, Bilmese de, İçine Girmese de Seversin...
Uyuyamaz, Oturamaz, Kaçamazsın da, Kanarsın...!
Ararsın Bulamazsın, Bulursun Elini Tutamazsın...
Git Dersin Al Yüreğimi de Öyle Git, Almaz, Gitmez de...
Yanarsın Ateş İçinde, Kül Olup Savrulamazsın...
Kalmasa da, Gitmese de, Yüreğini Almasa da Yine Yeniden Seversin...!
Sen Sevgili Sen...!
Sen Benim Aşk Aşk Beklediğim...
Sevgi İle Beslediğim...
Sevda Diye Kokladığım...
Rüya Rüya Dolaştığım...
Sabah Sabah Aradığım...
Esmeyen ve Belki de Hiç Esmeyecek Seher Yelim’sin...
Sen Yaşamak İstememin Tek Sebebisin...
Tek Sebepsin Hasret Ağrılarıma...
Adın Yok Hala Kalbimde Sana Bir Ad Bulamadım...
Tarifin Yok, Olmadığın İçin Sana Bir Ad Koyamadım...!
77 notes · View notes