#seçilmek
Explore tagged Tumblr posts
Text
Eğer köylüler çobanın güttüğü koyunlara benzemeye başlamış ise, çoban değiştirmek ne işe yarar? Her seçilen çoban sürüyü kendisi için güder. Çoban sürüye sahibi adına sahip çıkması ve hizmet etmesi gereken bir meslektir. Çobanın kendisini sürünün sahibi gibi davranmasına sebep olan ise çobanı seçenlerin basiretsizliğidir. Seçenler seçilene hesap soramıyor veya hesap vermesini sağlayamıyor ise o çoban kimi sayar? Eğer çobanı köylülere çobanı kendi çıkarı için kullanan birileri seçtiriyor ise o köyde durum vahimdir.
Önder Karaçay
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#insan#atatürk#devrim#mahşer tufanı#zulüm#türk fırtınası#çoban#sürü#koyun#köylüler#seçmek#seçilmek#temsil
5 notes
·
View notes
Text
Ne Seçmektir '' A Ş K '' ne de Seçilmek..!
Ne Aramaktır '' A Ş K '' ne de Bulmak..!
" O L M A K T I R" '' A Ş K ''
Farketmeden Onun 👉❤️👈
'' Y Ü R E Ğ İ N D E '' Olmak" ❤️❤️
253 notes
·
View notes
Text
Erik Ağacı Senfonisi.
Ne bu üz��ntü? Kimin bu döküntü? Ne bu içindeki isyan? Ne bu dışına yansıyan “içi kan ağlayan” ? Kaç ruh feda ettin gidene? Kaç beden harap ettin “kal” demek için birine? Bilmiyor muyduk, sen de ben de, değerli olmicak bizim gibiler hiçbir sebepsizlik üzerine, aynı bir erik dalında oynuyormuş gibisine, seçilmek için beklercesine…
İyi geceler Deniz’im.
#artists on tumblr#aşk sevgi#edebiyat#iyigecelerdeniz#self love#sevgi#sevgili#sevmek#tumblr yazılı post#türkiye#aşk sözleri#aşk acısı#aşk şiiri#aşk ile#aşk acıtır#aşka dair#aşk#mesafe aşkı#gerçek aşk#anlamlı sözler#anlamazlarki#anlamlı yazılar#anlamak#anlamlı cümleler#edebi yazılar#yazılarım#güzel yazılar#yazar#kendi kalbine yazar#söz yazarı
128 notes
·
View notes
Text
Ne seçmektir aşk , nede seçilmek… Ne aramaktır aşk , nede bulmak … Olmaktır aşk Farketmeden onun yüreğinde olmak …
Neyzen Tevfik
97 notes
·
View notes
Text
İçindeki ‘’akıl’’ kelimesinin bir tür yanılsama olduğu ön kabulüyle birlikte akıllı evler, akıllı kapılar, akıllı bahçeler, akıllı mutfak aletleri, akıllı telefon ve saatler, akıllı arabalar, akıllı plazalar ve akıllı daha pek çok şey üretiyoruz. Hepsi gittikçe aptallaşan insanlar için! Telefon ile saati birbirine entegre ettiğinde, bu ilişkiden teknolojiye dokunabildiği hissini duyabilenler daha az aptal belki ama bunca patırtının bizi neye dönüştürdüğünü biraz incelemek gerek. Çevrenizde kaç kişi bilgi istiyor? Sizi duyabiliyorum. Kimse! Siz de dâhil, kimse bilgi istemiyor. Bilginin ne işe yaradığı, ne kadar yer kapladığı, neye mâl olarak elde edildiğiyle ilgili var olan fikrimiz, gün geçtikçe aşınıyor. Bunu tercihlerimizden, beklentilerimizden, söylemlerimizden, yönelimlerimizden, reflekslerimizden anlamak zor değil. Biz bilgi istemiyoruz. Çözüm istiyoruz! Bu durum, yanlış bir demokrasi anlayış ve beklentisinin sonucudur. Seçmek ve seçilmek, inanmak ve inanılmakla girilmiş yoldan çok uzakta kalmalıydı. Seçmek ve seçilmek, ortaya akıl koymakla mümkün olabilmeliydi. Lakin biz seçerek, aklı delege ettik. ‘’Seni seçtimse, düşünmeme gerek kalmadı. Bana bilgi değil, çözüm getir!’’ Bu kısaca şu demektir; ‘’ Beni manipüle et.’’ Kendi isteğiyle, çıkarcı bir yönlendirme stratejisinin kuklası olma hali! Peki bu izah, yeterli mi? Değil! İnsanımız, dünyada da artan ekolün de etkisiyle, farkında olarak ya da olmayarak aydınlanma karşıtı bir pozisyonun savunucusu haline gelmiştir! Geçmişi idealize ediyor ve özlüyoruz. İdealize ettiğimiz, aslında hiç var olmamış ve koşullarından bağımsız değerlendirdiğimiz geçmişi, günümüze çekmeye çalışıyoruz. Eğitim sistemi, sürekli gedikler açılan bir sistemdi. Her sene kurcalanır, müfredat değiştirilir, sınav sistemiyle oynanır, gençler manyak edilirdi. Şimdi sistem çöktü ve biz ‘’eğitimi’’ kavram olarak itibarsızlaştırıyoruz! Bu bir toplumun intiharıdır. Bilim ne işe yarar? Felsefe nedir? Bilgi gerekli midir? Bu sorular içinde istihdam sağlayan cevaplar barındırdığı müddetçe anlamlı bulunmaya başlandı. Korkunç bir ekonomik bağlayıcılık, ilgili ilgisiz tüm alanları bu konu hakkında söz söylemeye ve çözüm bulmaya çağırıyor. Neden otoriter despotizm aşığı olduk? Çünkü inandık! Düşünmedik! Bu durumu çok iyi formülize eden bir sloganla insanımızın karşısına çıkıldı. Gerçekten basit, etkili, inandırıcı, akılda kalıcı ve ikna ediciydi. ‘’ Verin yetkiyi, görün etkiyi.’’ Aydınlanma karşıtlığının, bize getirdiği kutunun süslü bir paketi bile yok. İçinde şiddeti meydana davet eden bir dürtü var. Kültürel bağlamda ofansif bir dilin kullanılmasını salık veren bir tavsiye var. Popülizm Tanrısı var! Öyle bir Tanrı ki sizi cehenneme atmak için bir şeytana bile ihtiyacı yok! Bu yolun sonunda bizi bekleyen bir Kant yok! İçimizdeki son Kant'ı asana kadar mücadele etmeyi, kızıl elma varsaymışlar var. Kanmayın! İnanmayın! Düşünün! Okuyun! Sorgulayın!
12 notes
·
View notes
Text
Ne Seçmektir 💙A Ş K 💙 ne de Seçilmek..!
Ne Aramaktır 💙 A Ş K 💙 ne de Bulmak..!
O L M A K T I R"❤A Ş K ''❤
Farketmeden Onun 💙Y Ü R E Ğ İ N D E💙 Olmak...!´`'*°☆
🔵🔵🔵🔵🔵⭕⭕⭕⭕⭕⭕⭕⭕🔵🔵🔵🔵🔵
Bir gülüşün için...🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴
🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴Ömür boyu asabilirim yüzümü,
Başka yüzlere..!🔵🔵🔵🔵🔵🔵🔵🔵🔵🔵🔵
🔵🔵🔵🔵🔵🔵🔵🔵🔵Ah Be EsmEr sevdam...
Sev dedin de sevmedikmi . nedir bu sendeki kAra iNat.. zalımın kızı🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴
🔵🔵🔵🔵⭕⭕⭕⭕⭕⭕⭕⭕⭕🔵🔵🔵🔵🔵
20 notes
·
View notes
Text
Trump, yaklaşan ABD başkanlık seçimlerini kazanması durumunda Ross Ulbricht'i serbest bırakacağının sözünü verdi. Ulbricht, feshedilmiş pazar yeri Silk Road'un yaratıcısıdır ve şu anda ömür boyu hapis cezasını çekiyor. Eski ABD başkanı Donald J. Trump, önümüzdeki seçimlerde ABD başkanı olarak yeniden seçilmesi durumunda Silk Road'un kurucusu Ross Ulbricht'i serbest bırakacağına söz verdi. Eski ABD başkanı yeniden seçilmek istiyor ve son birkaç aydır kripto topluluğu üzerinde büyük bir etki yarattı. Şimdi onun seçim vaatlerinden biri, göreve gelir gelmez Ulbricht'in cezasını hafifleteceği yönünde. Trump, "Bana oy verirseniz ilk gün Ross Ulbricht'in cezasını hapis cezasına çevireceğim" dedi. kayıt edilmiş Cumartesi günü Washington DC'deki Özgürlükçü Ulusal Konvansiyonda yapılan açıklamalarda. Ross Ulbricht kimdir? Ross Ulbricht, diğer adıyla Dread Pirate Roberts, 2011 yılında Silk Road'u kurdu ve Ekim 2013'e kadar darknet pazarını işletti. ABD kolluk kuvvetleri, Ulbricht'i diğer suçlamaların yanı sıra çevrimiçi bir suç girişimi yönetmekle suçladı. Savcılık, İpek Yolu'nun 200 milyon dolardan fazla değerde yasa dışı uyuşturucu ve diğer yasa dışı mal ve hizmetlerin alım satımına olanak sağladığını belirtti. Toplamda, kara para aklamaya yönelik komplo, uyuşturucu kaçakçılığı ve bilgisayar korsanlığı da dahil olmak üzere yedi suçlamayla karşı karşıya kaldı. Ekim 2013'te tutuklanmasının ardından Ulbricht, 2015 yılında yedi suçun tamamından suçlu bulundu. Mahkeme, Ulbricht'e iki ömür boyu hapis ve şartlı tahliye ihtimali olmaksızın ayrı bir 40 yıl hapis cezası verdi. Pek çok kişi Ulbricht'in muamelesini ve cezasını eleştirdi ve serbest bırakılması yönündeki çağrılar kripto topluluğu genelinde devam ediyor. “Zaten 11 yıl hapis yattı, [and] Onu evine götüreceğiz,” diye ekledi seyirciler tezahüratlarla patlarken. Trump, ABD'nin kripto inovasyonunda lider olmasını istiyor Trump, bu sözünün yanı sıra, yönetiminin seçilmesi halinde kripto sektörünü destekleyeceğini ve ABD'yi küresel lider yapacağını da ileri sürdü. “Ülkemiz bu alanda lider olmalı. İkinci bir yer yok” diye yazdı Gerçek Sosyal. Trump aynı zamanda kripto paranın kendi kendine muhafaza edilmesini de destekliyor ve bugün kripto sahibi 50 milyondan fazla Amerikalının vereceği oyların "Elizabeth Warren ve onun adamlarını insanların Bitcoin'inden uzak tutma" yönünde bir oy olacağını belirtiyor. Trump ayrıca ABD merkez bankası dijital para biriminin (CBDC) kullanılmasına da izin vermeyecek. Bu makaleyi paylaşKategorilerEtiketler
7 notes
·
View notes
Text
Ne seçmektir aşk, ne de seçilmek.
Ne aramaktır aşk, ne de bulmak.
Olmaktır aşk, fark etmeden onun yüreğinde olmak.!
11 notes
·
View notes
Text
Alev Alatlı der ki;
"Sevdikleriyle sevişemediler, seviştiklerini sevemediler."
Yaşadıklarımı, tanık olduklarımı da düşündüğümde hep merak etmişimdir;
Birileri tarafından özel bulunup "seçilmek" birilerini sevmekten daha mı keyifli kadın dünyasında?
150 yıl daha yaşasam, yine de doğru cevabı bulamam sanırım.
Kadınlar?
Cumhuriyet gazetesinin bulmacasından bile zorlar, evet.
Hani bazı kadınlar var ya, böyle ışıldayan mavi denize benzeyenler.
Görür görmez ıslanma riskinin oluşturduğu tedirginlikle birlikte, güneşin verdiği sıcaklıkla tuhaf bir heyecan duyduğun kadınlar işte.
Böyle masum, buruk, yalnızlıklarıyla, keşfedilmemiş koylara benzeyenler.
Suyun içine girdiğinde ürperdiğin, biraz üşüdüğün ama o suya girsen de ona ulaşmak için daha derine, daha derine gitmek istediğin.
Suyu taşlı, derinliği birden artan, birden azalan kadınlar. Suyun içinde ona yaklaşırken adımlarını dikkatli atman gerekenler.
Deli gibi sarılmak istediğin ama sarılmak istediğinde kollarını açtığında sonunda ancak kendine sarılabildiğin, su gibi kollarından kaçan kadınlar.
Heh, işte o kadınlar niye var ?
12 notes
·
View notes
Text
Seçilmek kolaydır bizim buralarda. Tüm zorluk seçmekte aslında...
Bilinç istiyor.
Onur ve haysiyetten ayırmadan onu...
Demokrasiyi üreten, onu yaşam biçimi olarak içselleştiren toplumlar, buna dair bedel ödemiş toplumlardır. O yüzden onlar mutlu yaşıyorlar bu dünyayı.
Biz huzursuz, biz kavgacı, biz hile hurda ile boğuşan hep...
"Nasılsanız öyle idare edilirsiniz..." der, kutlu kitabın kavli.
2 notes
·
View notes
Text
Aşkta Seçmek yada seçilmek hangi tarafta olmak isterdiniz? Bana kalsa seçmek isterdim çünkü seçilmek insanın gururlu kırıyor. O yüzden her zaman seçen taraf olun. ;)
3 notes
·
View notes
Text
Duygusal olarak çok zor bir günden geçiyorum hatta uzun zaman sonra en kötü günüm de diyebiliriz ağlamalı bir gün zor bir gün yaşamdan kopmaya 1 kala bir gün her şeyi yoluna koymuştum ama ne zaman okul açılıyor insanların arasına karışmak zorunda kalıyorum bu hale geliyorum parçalanıyor kendimden şüpheye düşüyorum kendime nefret beslemeye başlıyorum zorlanıyorum uyum problemi falan diyorlardı ilk başladığımda bu nasıl bir uyum problemi anlamadım 1-1,5 yıl oldu neredeyse halen uyum problemi mi olurmuş okula ben aslında biliyorum asıl uyum problemi insanlara karşı bende onların arasına karışamıyorum onlar gibi olamıyorum onlar olmak istemiyorum ama ayrık otu gibi her yerde seçilmek de istemiyorum insanlarla bir olabilmek uğruna sahte bir benliğin altında kendimi boğmakta çok yoruluyorum ya gerçekten bide çok değişiyorum değişim severim ben değişime açık biriyim aslında ama depresif olarak değişiyorsam bunun hiç iyi bir tarafı yok ve bunu sevmiyorum ben olmak istiyorum ben kimim bilmiyorum yaşamaya çabalıyorum ve yanımda biri olsun istiyorum o anlarda elim birini aramaya bile gitmiyor bana yardım et diye kendi kendime toplanmalıymışım gibi hissediyorum zaten öyle yapıyorum ama yoruluyorum insanlardan çok yoruluyorum tüm dünyadan ben gerçekten iyidim tekrar ani bir depresyon dalgasında o yana bu yana savrulmak istemiyorum ben ayakta durmak mutlu olmak kötü hissetmemek istiyorum kendime yabancılaşmak kendimi harap etmek istemiyorum ve en önemlisi insanlarla bir arada olmak uğruna kendimden vazgeçip maske altında saklı kalmak istemiyorum ben kimim onunda bilmiyorum...
0 notes
Text
Donald Trump seçimi kaybederse Venezuela'ya kaçacak
ABD seçimlerinde yeniden seçilmek için aday olan Donald Trump, seçimi kaybetmesi durumunda Venezuela’ya kaçacağını söyledi. Trump, “Bu seçimde bir şey olursa, ki bu bir korku gösterisi olur, bir dahaki sefere Venezuela’da görüşürüz” diye konuştu. Eski başkan, Demokrat aday Kamala Harris’in seçimi kazandığı senaryonun Venezuela’daki suç ortamından çok daha tehlikeli olacağını öne sürdü. Eski ABD…
0 notes
Text
ABD seçimlerini hangi aday önde götürüyor?
https://pazaryerigundem.com/haber/180315/abd-secimlerini-hangi-aday-onde-goturuyor/
ABD seçimlerini hangi aday önde götürüyor?
ABD’de 5 Kasım 2024 tarihinde yapılacak seçimlere kısa bir süre kaldı. Cumhuriyetçilerin adayı Trump ve Demokratların adayı mevcut başkan Biden arasındaki ilk münazarada Trump kamuoyuna göre avantajı eline aldı. Seçimlere kalan 4 ayda adayların artıları ve eksileri neler?
Oğuzhan Osman BİLGİN / HERKES DUYSUN
BURSA (İGFA) – Biden’ın farklı dönemlerde özellikle son 2 yıl içerisinde vermiş olduğu fiziksel ve ruhsal sağlığına dair görüntüler ülke genelinde endişeye yol açtı. Trump ve Biden arasında 27 Haziran’da yapılan ilk münazarada da Trump özellikle bu noktaya oynadı. Biden’ın tartışma sırasında dalan gözleri, manasız bakışları ve sorulan sorular karşısında vermiş olduğu alakasız yanıt demokratlar için moral bozucu oldu.
NY TİMES’TAN BİDEN’A İSTİFA ÇAĞRISI
New York Times, Donald Trump’a karşı Biden’ın sergilediği silik performanstan ötürü kendisini istifaya çağırdı ve 2024 için adaylık sürecinden çekilmesini istedi. Gazetedeki habere göre “Biden’ın şu anda yapabileceği en büyük kamu hizmetinin yeniden seçilmek için aday olmayacağını duyurmak” şeklinde ifadelere yer verildi.
ABD’LİLERİN YÜZDE 72’Sİ BİDEN’IN AKIL SAĞLIĞINA GÜVENMİYOR
ABD’de yapılan bir ankette katılımcıların %72’sinin Biden’ın başkanlık yapacak zihinsel ve fiziksel sağlığa sahip olmadığını ifade etti. Aynı anket Trump için yapıldı. Katılımcıların %50’si Trump’ın başkanlık yapmaya elverişili olduğunu düşünüyor. %49’u ise Trump’ın başkanlık için uygun zihinsel sağlığı olmadığına inanıyor.
SON SEÇİM ANKETLERİNE GÖRE TRUMP ÖNDE!
New York Times’ın ülke genelindeki son anketlerin geneline göre yaptığı değerlendirmede Donald Trump rakibi Joe Biden’ın 4 puan önünde görünüyor. NY Times’ın 1,226 katılanla yapmış olduğu ankette Trump %48 oy alırken Biden %44’te kaldı. Ankete göre %8 oranında kararsız ve oy vermeyecek seçmen bulunuyor.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Link
Eski Meclis başkanı Bülent Arınç, milletvekili ve belediye başkanlarının seçilmek için yasal maaşlarından çok daha fazlasını neden ödediklerine ilişkin soruya yanıt verdi. Bunların ihale almak ve prestij için yapıldığını söyleyen Arınç, ‘milletvekili raconunun’ böyle olduğunu anlattı. Pazartesi akşamı Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'un konuğu olan Ersoy’un, “Bir de şöyle bir örneğimiz var; belediye başkanı olmak için 10 milyon lira para harcıyorsunuz mesela. Ama 5 yıl belediye başkanlığı yapsanız, maaşınızla o parayı bile alamayacaksınız. Veya milletvekili olmak için…” sözlerine şu karşılığı verdi: “Bunu prestij olarak görenler var. Ben 1995’te parlamentoya girdim. Bana bir milletvekili gösterdiler, dediler ki, ‘Bu iş adamıdır, çok büyük arazileri var, toprakları var, bu seçimde 500 milyar harcadı.’ İnanın dün gibi söylüyorum size… ‘Ya deli misin’ dedim; 4-5 senede alacağı maaşı toplasan, 1 kuruşunu sarf etmesen 100 bin lirayı geçmiyor.’ Bir gün merak ettim, dedim ki, ‘Bu beyefendinin 500 milyar lira harcadığından bahsediliyor, bu doğru mu?’ ‘Doğru, az bile harcamış’ dediler. ‘Nedir bunun karşılğı’ dedim, dedi ki, ‘Bizim bölgede bir milletvekili olmak bir prestijdir. Valinin kapısını çalarak girmez, ayağıyla iterek girer, onun karşısına oturur. İhale yapılacak yerler varsa onların pazarlığını yapar, kendi adamlarıyla gider, onların isteklerini yerine getirir. Bu işin raconu da budur.’”
0 notes
Text
Türkiye'yi bekleyen gizli tehlike Anayasal Monarşi:
2024 mart ay mahalli seçimlerinden sonra ekonominin yeni şartlarının halka demokrasi içerisinde yedirilmesi biraz zor olacaktır, Türkiye'de her darbe bir ekonomik krizin ardından gelmiştir, yine böyle bir olasılık ufuktadır.
Bu darbe bir askeri darbe değil, ekonomik yaptırımların halka zorla sindirerek yedirilmesi için yapılabilecek bir siyasi sivil darbe olabilir. Anayasa ve Anayasa mahkemesi ile olan kavgalar bunun bir ön işaretidir zaten, Erdoğan'ın anayasayı değiştirme talebinin ardında tekrar seçilmek, belki de bir daha hiç seçim bile yaptırmamak bile olabilir. kısaca anayasa değişimi istemenin ardında monarşik bir yönetim düşüncesi var gibi görünüyor.
1 note
·
View note