#satirik şiir ne
Explore tagged Tumblr posts
Text
Satirik şiir ne demek?
Satirik şiir: Bir kimseyi, bir olayı ya da bir düşünüş biçimini yermeye, toplumun ya da düzenin aksayan, kusurlu yanlarını iğnelemeye, alaycı bir dille anlatmaya yönelik olarak yazılmış şiir. Halk edebiyatında taşlama, divan edebiyatında mersiye olarak adlandırılan şiir türüdür. Bizi Takip Edin Diyariedebiyat.com ailesi olarak sunduğumuz paylaşım ve içerikleri yakından takip etmek için sosyal…
View On WordPress
0 notes
Text
Yakan Işık Ebook
Yakan Işık Kostas Varnalis, yangın yerine dönecek Balkanların çokkültürlü, çoktoplumlu ve sınırların olmadığı coğrafyasının bir ürünüdür; 1884’te Burgaz’da doğar, Varnalı soyadını ömrü boyunca taşır, yolu Atina’ya, Paris’e, asker olarak Limnos’a, sürgünlerle Midilli’ye, Girit’e ve ödüllü bir şair olarak Moskova’ya düşer… Maruz kaldığı baskı, sürgünler, düştüğü yollar ne kadar uzun ve öğretmen, asker, çevirmen, gazeteci, EAM direnişçisi ve yazar olarak sürdürdüğü hayatı ne kadar meşakkatli olsa da satirik şiirlerinde yansımasını bulan devrimci tavır ve sınıf bilinciyle yaşar ve yazar.
Yakan Işık, Varnalis’in üçüncü şiir kitabıdır. 1921 yılında tamamlanır ve 1922 yılında İskenderiye’de yayımlanır. Küçük Asya Seferi ve izleyen felaketin yarattığı milliyetçi hezeyan ve hüsran ortamında, Varnalis felsefi gibi görünen bir tartışma aracılığıyla, hiciv dolu bir anlatımın üzerine bina ederek, umuda, yaşam sevgisine, dünyevi acılarla başetmeye, insana olan güvene, cesaret, öfke ve kahkahayla yaşanacak radikal bir toplumsal dönüşüme dair destansı bir anlatı olan Yakan Işık’la yepyeni bir cephe açmıştır.
1959 Lenin Barış Ödülü sahibi Varnalis, halk diline olan bağlılığı, Antik Yunan ve Hıristiyan Mitolojisi, Yunanistan tarihi ve elbette Marksizme yaptığı göndermeler ve buralardan yaptığı çıkarımlarla var ettiği üslubuyla, Çağdaş Yunan Şiirinin kurucu figürlerinden biridir.
Yakan Işık Ebook
#Yakan Işık ebook#Yakan Işık ebook indir#Yakan Işık ebook oku#Yakan Işık kitabı ebook#Yakan Işık kitabı ebook indir#Yakan Işık kitabı ebook oku
0 notes
Text
Yakan Işık
Yakan Işık Kostas Varnalis, yangın yerine dönecek Balkanların çokkültürlü, çoktoplumlu ve sınırların olmadığı coğrafyasının bir ürünüdür; 1884’te Burgaz’da doğar, Varnalı soyadını ömrü boyunca taşır, yolu Atina’ya, Paris’e, asker olarak Limnos’a, sürgünlerle Midilli’ye, Girit’e ve ödüllü bir şair olarak Moskova’ya düşer… Maruz kaldığı baskı, sürgünler, düştüğü yollar ne kadar uzun ve öğretmen, asker, çevirmen, gazeteci, EAM direnişçisi ve yazar olarak sürdürdüğü hayatı ne kadar meşakkatli olsa da satirik şiirlerinde yansımasını bulan devrimci tavır ve sınıf bilinciyle yaşar ve yazar.
Yakan Işık, Varnalis’in üçüncü şiir kitabıdır. 1921 yılında tamamlanır ve 1922 yılında İskenderiye’de yayımlanır. Küçük Asya Seferi ve izleyen felaketin yarattığı milliyetçi hezeyan ve hüsran ortamında, Varnalis felsefi gibi görünen bir tartışma aracılığıyla, hiciv dolu bir anlatımın üzerine bina ederek, umuda, yaşam sevgisine, dünyevi acılarla başetmeye, insana olan güvene, cesaret, öfke ve kahkahayla yaşanacak radikal bir toplumsal dönüşüme dair destansı bir anlatı olan Yakan Işık’la yepyeni bir cephe açmıştır.
1959 Lenin Barış Ödülü sahibi Varnalis, halk diline olan bağlılığı, Antik Yunan ve Hıristiyan Mitolojisi, Yunanistan tarihi ve elbette Marksizme yaptığı göndermeler ve buralardan yaptığı çıkarımlarla var ettiği üslubuyla, Çağdaş Yunan Şiirinin kurucu figürlerinden biridir.
Yakan Işık
#Yakan Işık ac#Yakan Işık ebook#Yakan Işık indir#Yakan Işık kitabı pdf#Yakan Işık pdf#Yakan Işık pdf indir#Yakan Işık pdf oku
0 notes
Text
Taşlama
Taşlama: 3. ed. Alaylı halk şiiri.
Fon Müziği: 2Pac - Escape to Heaven ( https://youtu.be/WSw_s0e--Ek )
TDK’nın Büyük Sözlük’ünde böyle geçiyor. Lise edebiyat dersinde öğrendiğimiz adıyla satirik şiir, bildiğin yergi yani, eleştiri. Zaten ben bu yazıda şiirden bahsetmeyeceğim, hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmadığım konularda konuşmaktan pek haz etmiyorum (şiirden anlamıyorum). İçinizden ne diyo yine bu Tatar Ramazan dediğinizi duyar gibiyim, zira kulaklarım çınlıyor.
Baştan uyarayım, bugün burada bulunmamızın bir amacı yok, içimi dökmeye, biraz kusmaya, biraz dertleşmeye, biraz zırvalamaya, biraz da komiklikler şakalıklar yapmaya geldim. Lakin ki bu yazıda birtakım kadın-erkek ayrımcılığı içeren ögelere rastlayabilirsiniz, o noktada bizzat bana ulaşıp kafama kafama taşlamalarınızı aşk etmenizi temenni ediyorum ve hatta bundan memnuniyet duyacağımı belirtmek istiyorum (ortamlarda eleştiriye açığım derim kim bilecek).
Aslında taşlama-sever biri olarak, bugün biraz da taşlamaya geldim buraya. (Bir konu dışı not: en sevdiğim tabirlerden biri “taş taşlamak”. Bazı yörelerde Okey oynamak anlamında kullanılıyor.)
Yaklaşık üç paragraflık girizgahımdan sonra engin gözlemlerime ve metastabil post-sosyetik statistiko-fotometrik analizlerime dayanarak şunu rahatça söyleyebilirim ki kadınların genlerindeki XX kromozomundaki o ikinci X’in uzun olan kısmındaki kodlardan bir kısmı taşlamayla/eleştiriyle bağlantılı. Evet, her kadının geninde karşı konulamaz bir eleştiri arzusu bulunuyor. Bunu çok çok kötü, tü kaka bir şey olarak söylemiyorum. Sadece onların yapısında var olduğunu belirtmeye çalışıyorum, doğalarında var ve birçok saf delikanlı bu elim durumdan bihaber biçimde hayatlarını sürdürmeye devam ediyor.
O gediğine konan taşları, onlarca yıl öncesine referans yapılarak sokulan lafları, duygu sömürüsüyle karışık sızlanmaları, kadere kahretmeleri falan bir Nefi görse “pardon abla, bir kusrumuz olduysa affet” derdi, bir Neyzen görse rakıya tövbe eder (32174. defa) inzivaya çekilip bir köşede neyini üflerdi. Nasıl bir mekanizma, nasıl bir eşzamanlı süreç işliyor ki beyinlerinde aynı anda hem geçmişteki yapılan eşeklikleri, hem erkeğin benzer olaylardaki daha önceki tutumlarını hem de tüm bu olanların gelecekteki planları nasıl olumsuz etkileyeceğini hesap edip, harmanlayıp, seri olarak arka arkaya sıralayabiliyor ve erkek garibanı da dut yemiş bülbül gibi boynunu büküp oturmakla kalıyor. Gerçekten hala aklımın almadığı bir durum bu. Aslında sadece tek başına geçmişi yer-tarih-zaman belirtmek suretiyle yüzümüze yüzümüze sağlı sollu darbeler suretiyle indirebiliyor olmaları bile benim tahayyül sınırlarımın ötesinde bir durum zaten.
Ama dediğim gibi, tüm bunları çoğu kadın bilinçsizce yapıyor, genetik mekanizmaları gereği. Ve yine belirtmem gerekiyor ki kadınlar aslında birer canavar değiller ve yukarıdaki beş paragrafta anlattığım kadar acımasız değiller. Kadınları sevin, incitmeyin. (İncitince sonra yukarıdaki 5 paragraftaki gibi oluyorlar.) Anlamadığım noktalardan biri de şu: kadınlar bu “taşlama” silahını sadece sevmedikleri veya onları kızdıran insanlara karşı kullanmıyorlar, adeta günlük yaşamın bir parçasıymış gibi her daim yanlarında taşıyorlar ve bazen gerçekten de fütursuzca ortalığa savurmaktan çekinmiyorlar. Biraz daha spesifik bir örnek vermeye çalışmak istiyorum. Mesela daha önce sinemaya gidilecekmiş ama bir şekilde ertelenmesi gerekmiş, bir sonraki ayarlanan tarih hakkında konuşulurken araya sokulan bir “tabi yine ertelemezsen” söz öbeği ve, bam!! Şu anda daha güzel bir örnek gelmiyor ama işte bu halim de zaten standart erkeğin böyle anlardaki tutumunu özetliyor, çaresizlik, o darbeyi gerçekten tam da kafanın ortasına yemişlik, ve bezginlik. Bu tür taşlamaları kadınlar bilinçsizce ve istemeden yapıyor olabilirler, ama bu tutum ve davranışlar erkeğin hevesini kaçırıyor. Bende belki de bir adım fazlası, komple yaşama hevesimi kaçırıyor. O anda muazzam bir boşvermişlik kaplıyor içimi, kendi kendime söylediğim o tek kelimeyle birlikte: boşversene. Tüm konuşmaları bitiren bir başka anahtar kelime de bu, vurucu olanlardan. Kullanmayı hiç sevmiyorum, mümkün mertebe başkalarına karşı da kullanmıyorum, ama kendi kendime çok fazla söylüyorum. Sonra boş veriyorum tabi, diretmiyorum, direnmiyorum, salıveriyorum kendimi, suyun akışına bırakıyorum. Benim için en az hasarla kıyıya çıkmanın yolu da bu zaten biliyorum, akıntıya karşı çırpınmamak. Çünkü sevdiğim, değer verdiğim kadınlara karşı koymaktansa, onlarla mücadele etmektense, onlara teslim olup onları memnun etmek için mücadele etmeyi tercih ederim.
0 notes