Tumgik
#sanat sokağı
okyanusunkiyisinda · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
21 notes · View notes
ncdtgrsy · 3 days
Text
2 notes · View notes
cileklipalet · 9 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
sevgiden yana behredâr olmak lâzım.
104 notes · View notes
kahverengideniz038 · 8 months
Text
Önce gözlerin girer odamdan içeri
Sonra ellerin, saçların dudakların
Bir bir hatırlarım
Her sabah senin olan ne varsa
Yüzüm aydınlanır
Şarkılar söylemek gelir içimden
Yakında bir kuş öter
Uzaklarda bir tren sesi
Sonra kornalar, çocuk ağlamaları
Vapur düdükleri
Sesler bir uğultu halinde yükselir büyük şehirlerden
Ve alışılmış bir yaşamaktır çöker omuzlarıma
Sarar benliğimi birden
Büyük, devamlı dalgalar halinde duygularım
Her sabah seninle başlar
Ümit Yaşar Oğuzcan
4 notes · View notes
harunarabaci · 1 year
Video
youtube
didim part1
0 notes
izmirspotcu · 1 year
Text
URLA’DA 2. EL SPOT EŞYA ALIM MERKEZİ 0536 740 29 20
#izmir #urla #İzmirUrla #Urlaİzmir #çeşmealtı #gülbahçe #iskele #kalabak #özbek #YassıcaAda #uzunkuyu #bademler #balıklıova #ovacık #zeytinler urla spotçu,urla spot,urla spotçular,urla spot eşya,urla spotçu i̇ki̇nci̇ el eşya alanlar,urla spot beyaz eşya alanlar,urla spot eşya alanlar,urlada spotçu,urla spot eşya pazarı,urla,spotçu,urla spot çekyat alanlar,urla spotçular eski̇ eşyacilar,i̇zmir urla spot,urla spot koltuk alanlar,urla spot buzdolabı alanlar,urlada spotçular,urla'da spotçu,urla spotçu urla spot 2.el eşya alimi satimi,urla spot eşya alım satımı
0 notes
suyun-rengi · 1 year
Photo
Tumblr media
Galata Sokağı (1842)  Rue de Galata (Constantinople) Eugène Napoléon Flandin
0 notes
cafunes-world · 2 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Urla,sanat sokağı
26 notes · View notes
elazigsurmanset · 10 days
Text
Bakan Tekin ”ÖMK Mecliste Yasalaşırsa Hemen Uygulamaya Geçireceğiz..
Tumblr media
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Erzurum'da gerçekleştirilen program kapsamında Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) hakkında açıklamalarda bulundu. Raci Alkır Güzel Sanatlar Lisesi'ni ziyaret eden Bakan Tekin, eğitmenlerle bir araya getirme bölümlerini ve sorularını dinledi. Öğretmenlerin ÖMK düzenlemesine ilişkin bilgiler üzerine Tekin, konunun Meclis programında olduğu ve yasalaştırılması halinde hemen uygulanacağı beli Tekin, beslenme sahalarındaki uygulamalar hakkında görüş ve öneriler dikkate alınarak, bu doğrultuda yol haritalarının belirlendiğini vurguladı. Ayrıca sınıf öğretmenleri ve ortaokul 5. sınıf şubelerinin e-Okul sistemi üzerinden otomatik belirleme uygulaması için öğretmenlerden teşekkür aldı. Programda, Bakan Tekin bazı çocuklara doğum günü sürprizi yaparak makarna kesti ve okulda sanat sokağı ile atölyelerini gezdi. Read the full article
0 notes
veradansatirlar · 2 months
Note
Duvarın önündeki 4 poz çok güzel, kıyafet de yakışmış, orası neresi? Sorabilir miyim? Yani en azından semt neresi?
Teşekkür ederiim❤️‍🩹 Malatya Sanat Sokağı
0 notes
pazaryerigundem · 3 months
Text
İzmit Belediyesi ile kadınların el emeği kazanca dönüşüyor
https://pazaryerigundem.com/haber/183031/izmit-belediyesi-ile-kadinlarin-el-emegi-kazanca-donusuyor/
İzmit Belediyesi ile kadınların el emeği kazanca dönüşüyor
Tumblr media
Kadınların sosyal ve ekonomik hayatta yer almasını önemseyen İzmit Belediyesinin kadın el emeği satış stantları büyümeye devam ediyor
KOCAELİ (İGFA) – İzmit Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Kadın El Emeği Satış Stantları büyümeye devam ediyor. Doğa dostu kadın el emeği ürünlerinin yer aldığın stantlarda Kadın Girişimciler Merkez’i, İzmit Çarşısı, Çınar Kadın Kooperatifi, Engelli Dernekleri, Kuruçeşme Girişimci Kadınlar Derneği ve evinde üretim yapan girişimci kadınlar el emeği ürünlerini kazanca dönüştürüyor. 
DAYANIŞMA VE ÜRETİM AĞI GÜÇLENİYOR
Kendi imkânları ile üretim yapan kadınların ürettikleri ürünleri alıcılara ulaştırabilecek farklı satış kanalları imkanı sunan İzmit Belediyesi, kadınlar arasındaki dayanışma ve üretim ağını güçlendirmeyi hedefliyor. Girişimci kadınlar Sanat Sokağı, Anıtpark ve Kültür Tepesi ve Belsa Plaza A Blok önünde ürünlerini görücüye çıkarıyor.  Evlerinde üretim yapan ve ürünlerini kazanca çevirmek isteyen girişimci kadınların İZGİM Kadın Girişimciler Merkezi ya da Belsa Plaza B Blok 7. Kat İZMEK’ten başvuru formu doldurması gerekiyor.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
yuksekovahaber · 4 months
Text
Sanat Sokağı trafiğe kapatıldı
http://dlvr.it/T8BySj
0 notes
ncdtgrsy · 3 days
Text
2 notes · View notes
baharbarutcu · 1 year
Text
Tumblr media
Whether you're an art aficionado or a curious traveler, my stall is a haven for lovers of oil paintings. Don't miss the opportunity to experience the depth and beauty of these exceptional artworks. Visit my stall in Çalış/Fethiye and let the enchantment of oil paintings transport you to a world of artistic wonder.
-----
Sanat tutkunu ya da meraklı bir gezgin olun, yeni standım, yağlı boya tabloları sevenler için bir uğrak noktası. Bu olağanüstü eserlerin derinliğini ve güzelliğini deneyimleme fırsatını kaçırmayın. Çalış/Fethiye'deki standıma uğrayın ve yağlı boya tabloların büyüsüyle sanat dolu bir dünyaya ışınlanın.
0 notes
seslimeram · 1 year
Text
Müştereklerimiz Meseli
Tumblr media
Müşterek olanın köküne kibrit suyu dökülmeye devam diyor muktedir. Demokratikleşme nam mefhumu çoktandır, çok uzun zamandır bir kenara terk etmiş olagelen aklın sunduğu ve her güne pay ettiği tahakküm / zorbalık mefhumu ile müşterek olanın dibi kazılıyor iş bu sahnede. Eşitlik, adalet, hürriyet, ortaklaşma ve söz hakkının tamamı, evrensel verili ol hakların handiyse tümü birden çeşitli bahanelerle def ediliyor, en olmadı derdest etmenin kıyısına terk ediliyor. Süreğen kılınan tehditlerle, biteviye güncellenen göz dağı hallerinin refakatinde müşterek bir demokrasi savunmasının da dibi kazılıyor. Böyle bir toplamdan, bu kadar afaki bir cerahat halinin izlerinden yarının imal edilebileceği muştulanıyor. Olsa olsa dününe geri dönecek, yirmi bir koca yıldır sunula gelen iktidar pratiklerinin ikliminin kalıcı kılınacağı / yol vereceği bir gerileme söz konusu edilebilecekken sahi ama sahiden! Gerilemenin topyekun bir teslim alma haline indirgendiği yerde, müştereklerimizin de bir biçimde yok edilmesinin yolu ve zemini taranır, aranır, elde edilmeye çabalanır.
1984 kurgusunun suna geldiği cerahatin çoktandır ötesine geçmiş olagelen bir menzildeki hemen her gün müşterek olanın köküne kibrit suyu dökülmeye tabi kılınır. Ezber edilmişi yeniden var eden / tümden güncelleyen bir düzlemde, barışı savaşarak, dirliği yıkımların ta kendisine bel bağlayarak, geleceği salt sırf korkulardan ibaret addederek hep tersi, açık ve aleni bir biçimde kötülük istikametindeki eylemsellikten el alarak güncelleyen bir ülke yönetim katının tecrübesidir mesele. Yaşatılanların yekununda her şeyin ama en başta bir menzilin yaşatan yer olma halinin ivedilikle çürütülmesinin zemini sağlama alınır. Bir yer bir yurt olmaktan imtina edilen, duraksamadan öne sürülen masal tiradın etrafında sunula gelen ve bütünleştirilenlerle birlikte hayat mefhumu sınırlandırılır. Bu hallerle sahiden de bir ülkeye varılabilir mi? Böyle bir toplamda, bırakalım dünü, yarını bir şimdi bahsinden hiç bahis açılabilir mi? Nasıl / ne şekilde, nereye kadar döngüsü kırılgan, bir yerle yeksan etme üstünden bina edenlerin elinde bir ülke var edilecektir! O şeyin hali, toplamı, ederi ve anlamı halen ülke midir, böyle midir? Bu hallerle, böyle bir yekunla bırak yüzyılı tek bir iyi gün var edilebilir mi, sahiden var mı böyle bir şey!
Mezopotamya Ajansı’ndan aktaralım: “Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü bir soruşturmada, Diyarbakır 3’üncü Sulh Ceza Hakimliğinin 216 kişi hakkında yakalama kararı verdiği ve şu ana kadar aralarında gazeteci, avukat, siyasetçi, tiyatrocu, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin olduğu 110’ünün üzerinde kişinin gözaltına alınması Amed’te kitlesel bir şekilde protesto edildi. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Halkların Demokrasi Parti (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), üye yönetici ve temsilcileri ile sivil toplum örgütü temsilcilerinin aralarında bulunduğu açıklama, polis tarafından engellenmeye çalışıldı. Merkez Yenişehir Ofis Semti’nde bulunan Sanat Sokağı’nda yapılan protesto gösterisi için açıklamanın yapılacağı alanı ve sokağı ablukaya alan polis, kitlesel bir şekilde yürümesini engellemeye çalıştı, direnme sonucu yolu açmak zorunda kaldı. Polis kitlenin direnmesiyle açıklama yapılacak alan olan Yeşil Sol Parti Ofis Seçim Bürosu’na gidişine izin verildi.
Abluka altına alınan alanda açıklama yapan HDP Êlih milletvekili Rüştü Tiryaki, “Kurduğumuz cümlelere karşı, kurduğumuz söze karşı, yürüttüğümüz siyasete karşı siyaset üretmeyen siyasi iktidar, yalnızca yapabildiği tek şeyi yapıyor: Avukatları gözaltına alıyor, parti yöneticilerini gözaltın alıyor, tiyatro sanatçılarını gözaltına alıyor ve bununla siyaset yürütebileceğini düşünüyor. Bunu protesto ediyoruz. Bunu asla kabul etmeyeceğiz” dedi.
‘Sizi 14 Mayıs’ta Göndereceğiz’
Tiryaki’nin sözü sık sık “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganıyla kesilirken, Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın da, “Her yerde söylüyoruz: Tarihi bir seçimle karşı karşıya kaldığımız bu ortamda her şeye rağmen, her türlü operasyona rağmen, her tülü engellemelere rağmen biz burada direnerek sözümüzü söylemeye, halkımıza sesimizi ulaştırmaya çalışıyoruz. Evet bu gün Diyarbakır başta olmak üzere çeşitli illerimizde operasyonlar yapıldı. Sanatçılar, avukatlar, HDP eş genel başkan yardımcılarımız, örgütleme sorumlu yardımcılarımız gözaltına alındı. Bu arkadaşlarımız şu anda birlikte seçim çalışması yürüttüğümüz arkadaşlarımız. Buradan iktidara sesleniyoruz: Yaptığınız bir seçim kumpasıdır. Bizim karşımızda bir seçim kampanyasını gözaltına alarak yapıyorsunuz. Bizi sizin karşınızda sözümüzü söylüyoruz. Bu halka karşı sözümüz var ve işte buradayız, sizleri 14 Mayıs’ta göndereceğiz” diye belirtti.
‘Bir Adım Geri Atmayacağız’
AKP’nin seçimi kaybettiğinin farkında olduğunu ve bundan dolayı baskıları artırdığını ifade eden Akın, “Sözümüze bakıyorsunuz biz de sizin sözünüze bakıyoruz ve bu iktidar, saray rejimi, ülkede her tarafta kaybettiğinin farkındadır. Artık sözü bitmiştir. Çürümüş, bitmiş, artık tahammülü kalmamış bir iktidar ile karşı karşıyayız. İşte görüyorsunuz: Burada bir basın açıklaması yapacağız ama her türlü engelle karşı karşı kalıyoruz. Biri her türlü olanağı kullanan, ama öbür taraftan inancıyla, kararlılığıyla bu seçimi götürmeye çalışan bir düşünce var, bir mücadele var. İşte halkımız burada. Biz halkımızı temsil etmeye çalışıyoruz, onların sözünü kurmaya çalışıyoruz. Ülkenin her yerinde bu mücadeleyi yürütüyoruz. Asla geri durmayacağız, bir adım geri atmayacağız ve bu iktidarı 14 Mayıs’ta göndereceğiz” diye konuştu.
‘Barışı Getirmeye Söz Veriyoruz’
Sözleri alkış ve zılgıtlarla kesilen Akın, “Hem Diyarbakır’da hem bölgenin hem de ülkenin batı yakasında Yeşil Sol Parti adı altında kurduğumuz güçlü ortak ittifakımızla bu iktidarı artık Türkiye de dünya da biliyor” sözleriyle devam ettiği konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: “Türkiye’ye de dünyaya da buradan sesleniyoruz: Bu seçimde her türlü zorbalığa karşı, her türlü provokasyona karşı, her türlü darbeye karşı, yapacaklar her şeye karşı buradayız ve bunları göndereceğiz artık. Güvenlik güçlerine de başka güçlere de sesleniyorum: Bundan sonra bunları yapamayacaksınız. 14 Mayıs sonrasını düşünün ve yaptığınız her şeyin hesabını soracağımızı bilin. 20 günümüz kaldı. 20 günde hiçbir provokasyona meydan vermeden, ne yaparsa yapsınlar, gideceklerini kaybedeceklerini bildikleri halde, yapmaya çalıştıkları her türlü kötülük karşısında barışı, özgürlüğü, demokrasiyi savunmaya, bu ülkeyi adaleti ve barışı getirmeye söz veriyoruz. Bunu başaracağız. 14 Mayıs’ta gidecekler.”
Konuşması “AKP halka hesap verecek” sloganıyla kesilen Akın, şunları söyledi: “81 ilde yapılan çalışmalardan bir dakika bile geri durmadan, bütün programlarını uygulayarak, bütün arkadaşlarımız eksilmeden güçlenerek seçim çalışmasını yürütsünler ve sandıkta bunları gömeceğimizi, iktidardan düşüreceğimizi, yeni demokratik, ekolojik cumhuriyeti kuracağımızı buradan bir kez daha ilan ediyoruz.”
2 Kişi Gözaltına Alındı
Akın’ın konuşmasının ardından “Direne direne kazanacağız” sloganıyla dağılan kitle polisin saldırısına uğradı. Polisler tarafından kurulan kalkanlarla kitle ablukaya alındı. Yürütülen müzakerelerle kitlenin kısım kısım dağılmasına izin verildi. Ancak kitlenin gidiş güzergahları sık sık polis tarafından kesildi. Burada HDP basın çalışanı Tümen Anli, polisin küfürlü saldırısına tepki vermesi sonucu gözaltına alındı. Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üyesi Serhat Eren adlı bir genç gözaltına alındı.
Öte yandan polis ablukası altında bir anne şöyle haykırdı: "Zulme, faşizme ve hakarete karşı başkaldırın!"
25 Nisan’da 21 kentte yapılan, açık tanık Ümit Akbıyık'ın ifadeleri doğrultusunda başlatılan operasyonda, dün Sulh Ceza Hakimliği’ne tutuklama istemiyle sevk edilen Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Abdurrahman Gök, JINNEWS Muhabiri Beritan Canözer ile gazeteciler Mehmet Şah Oruç ve Remzi Akkaya "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla tutuklanmasının ardından gece saatlerinde Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilenlerden toplam 28 kişi tutuklandı.
Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen Devrim Roni Atik, Kadir Şenci, Berfin Can, Muhsin Acar, Osman Demir, Rumet Çetin, Mehdi Kaya, Cotkar Amara Yürek, Hamza Cihangir, Hasret Yelboğa, Suat Arda Işık, Şahin Biçimli, Hakim Kaya, Mikail Barut, Tacettin Araz, Nurullah Özgün, Abdulbari Mavlay, Ferit Aktepe, Şervan Doğan, Cesur Yılmaz ve Süleyman Ulucan "örgüt üyeliği" suçlamasıyla tutuklandı.
Gözaltına alınan avukatlardan Serhat Hezer, Burhan Arta ve Özüm Vurgun savcılık ifadelerinin ardından tutukla istemiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi. Sulh Ceza Hakimliği avukatlar Hezer, Arta ve Vurgun hakkında “örgüt üyeliğinden” tutuklama kararı verdi.
Amed'teki gözaltı operasyonunda, oğlu Agit İpek'in kemikleri kargoyla kendisine gönderilen Halise Aksoy ve kızı Mizgin Karataş da tutuklandı.”
Dahası da mevcuttur, bu da Cumartesi günündendir;
Ankara merkezli bir soruşturma gerekçe gösterilerek bazı kentlerde evlere baskın düzenlendi. Baskınlarda aralarından ajansımızın editörü Sedat Yılmaz ve DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu’nun bulunduğu birçok kişi gözaltına alındı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı bir soruşturma kapsamında 15 kentte 49 kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Soruşturma kapsamında birçok kentte evlere baskın düzenlendi. Baskın yapılan evlerde arama yapıldı. Baskınlarda Amed’de, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Sedat Yılmaz ve eşi Selma Yılmaz; İstanbul’da ise Sedat Yılmaz’ın kızkardeşi Filiz Yılmaz’ın da aralarında bulunduğu birçok kişi gözaltına alındı. Soruşturmada gözaltına alınanlar için 24 saatlik avukat görüş kısıtlaması getirildi.
Müşterek olanın köküne kibrit suyu dökülmeye devam diyor muktedir. Hazır şimdi fırsatı varken en olmadık şeyleri öne sürüp, açık tanık eliyle bir linci var etmeye çabalıyor AKP, MHP rezilliği. Yirmi birinci yılına varırken, 2015 karanlığında Bakur Kürdistan’ında açık bir biçimde var edilmiş olagelen abluka bu defa yıkılacak kentler kalmadığından, insanlar üstünden var edilmek istenir. Tahakküm, biyopolitik bir mücadeleye evrilir. Duraksamak nedir bilmeden yukarıdaki satırlar boyunca fark edebileceğiniz üzere, itirazlarını müşterek bir mesel kılan insanların hayatları tarumar olunur. Ezber edilmiş bir devletli geleneği hal ve istemi, ne zaman baş sıkışsa çıkagelen düşmanlaştırma dili ve hızar gibi toplumu ayrı, apayrı kutuplara böldüren bir tehdit / yıldırı / terör var edilir. Her Kürd eşittir terörist algı ve imasını yeniden ve yeniden imal etme gayretlerinin hazin tablosu şimdilik, bu satırlar yazıla dururken iki yüzün üstündedir.
Siyasi tutsak kılınan Selahattin Demirtaş’ın da bildirdiği gibi, temsiliyet konusunda sıkıntı, bekasına dair belirsizliği muhafaza eden AKP-MHP kliği, PKK lideri Abdullah Öcalan ile münazara eder. Dostlar alışverişte görsün diye de değildir büyük ihtimalle, Kürd halkının yıllardır ezilmiş olagelen bir hakikat temsilinin o diğer kutba yönelik olumlama, diyalog gayretine ket vurmak için bir asırdır sürdürülen bir teşebbüs yinelenir. İddiadır, neticesinde her şeyin hakikati de o masada devlet ile Öcalan arasındaki görüşmelerin detaylarında saklıdır. Devletin şimdisinin taleplerinin reddiyesi ile bir kere daha saldırılar yoğunlaştırılır, henüz seçime iki hafta vardır. Sulh böyle mi sağlama alınacak, hayatlardan çok daha değerli kılınan, aman şimdi koltuğumuzdan da olmayalımcılık için en olmadık işler yeniden sahnelenip o makamlar yeniden baş amire mi gidecektir? Bölgenin, Bakur Kürdistan’ından, Kuzey Doğu Anadolu’ya hiç de baş eğecek gibi olmadığı zaten malumdur. İyi de tahakkümle yol nereyedir, sahiden?
Kalem kırılınca, kelam susturulmuş olur mu sahiden? Düne kadar özgürleşmeden bahisler açarak ilerleyen, daha birkaç yıl önce demokratikleşme / reform paketini suna gelen, dağa değil ovaya yüzünü çevirmiş insanlarla bir gelecek binasına girişilecek olduğundan sözler edilmiş bir yerde varılan yer hiç mi utanç verici değildir? Bakur Kürdistan’ı halkının var ettiği mücadele, ortaya serdiği şartsız / koşulsuz desteğe seslerini pısarak kenarda bekleşip duran, muhalefetin kalanının diyecek hiç mi sözü yoktur, olmaz, olmuyor! Yerli yerine oturunca taşlar, Meşruiyet ve birinci anayasa yazım süreçlerinin şafağında ortalığa saçılmış o hürriyet / istiklal / geleceğini birlikte var edecek bir ülke tezahüründen, nasıl bir Ermeni soykırımı / vatanından çekip alınması / silinmesi var edildiyse, bugün de ihtimal olarak her dönemeçte, cumhuriyetin ilk gününden bugünlere aralıksız olarak bir yıldırı / tehcir / tehdit döngüsü güncellenir. Bu hallerle sahiden bir müşterek hayat imgesi muhafazası mümkün olabilir mi? İktidar klanları, devletin sahipliliği konusunda kendisinde yetki bulan herkesin bir biçimde ötekisine hayatı dar ederek, onu sınırlayıp, enikonu çekilmez kılarak var edeceği şeyin ta kendisi bir ülke olabilir mi? Daha hangi seçim, sınama, gelecek tahayyülü için Kürdistan halklarının bedel ödeyeceği bir ülke gerçekliği var edilecektir, nereye kadar? Amed’den, Ankara’ya var edilmiş cerahatli gözaltı furyasından, tutsak edilmiş başta Demirtaş, Yüksekdağ, Tuncel, Kışanak gibi nicesine, elde kıyıda hemen hazırda tutulan Paylan, Önder, Uca gibi nice fezlekeyle mahkum kılınabileceklere, İstanbul’un ortasında Cumartesi Anneleri / İnsanlarına hiç kesintisiz sürdürülen şiddete, En son bugün sabah saatlerinde ESP baskınına nicesine, nicesiyle hangi müşterek var edilebilir, bir cürüm hemhal ülkeden gayri, nasıl? Gerileye gerileye sonunda un ufak edilmiş bir demokrasi geleneğinin ortasına çakılı kalmış bir yerde yeni yüzyıl nedir ki, onca her şey dünün karanlığına çıkarken, hala ve hala...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel: Emrah GÜREL – AP Photo via The Nation
1 note · View note
eserozetlerim · 2 years
Text
İlk Telif Polisiye Roman
New Post has been published on https://eserozetleri.com/ilk-telif-polisiye-roman/
İlk Telif Polisiye Roman
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push();
İlk telif polisiye roman olarak karşımıza Ahmet Mithat Efendi tarafından kaleme alınmış olan Esrar-ı Cinayat adlı roman çıkar. Bu roman 1884 yılında basımı yapılmış olan ve döneme damgasını vuran bir cinayet romanıdır. Bu roman ilk önce gazetelerde tefrika edilmiş ve halk tarafından son derece büyük bir ilgiyle okunmuştur.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push();
Telif Polisiye Roman Kime Aittir?
Telif polisiye roman kime aittir? Diye sorulduğu zaman akıllara ilk olarak Fransız yazar, Ponson de Terrail’in kaleme almış olduğu Paris Faciaları adlı eser gelecektir. Daha sonra Türk edebiyatına bakacak olursak, Ahmet Mithat efendi’nin Esrar-ı Cinayet adlı eseri döneminde son derece büyük bir damga vurmuştur diyebiliriz.
İlk Telif Polisiye Roman Hangi Dönem?
İlk telif polisiye roman hangi dönem? Konusu da Türk edebiyat tarihinde merak uyandıran bir araştırma konusu olarak karşımıza çıkar. Özellikle günümüz Türk ve dünya edebiyatına bakacak olursak son derece yaygın bir roman türü olarak polisiye romanın karşımıza çıktığını görmekteyiz. Ancak elbette ki bu roman türünün de ilk örneklerini görmüş olduğumuz özel bir dönem var. 19. yüzyıl için Türk edebiyatının ilklerinden söz edecek olursak tabii ki de ilk telif polisiye roman da bu dönemde ortaya çıktığından söz edebiliriz.
İlk Telif Polisiye Roman
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push();
Tanzimat dönemi olarak geçen bu dönem, Türk edebiyatında uç bir nokta ve son derece gelişime açık bir dönemdir. Özellikle Fransa başta olmak üzere edebiyat ve sanat alanlarında pek çok eser uyarlaması da söz konusu olmuştur. Zaten bu dönemde yaşayan aydınlar özel olarak eğitimlerini özellikle de sanat alanında Fransa ya da İtalya gibi sanat ve edebiyat alanında oldukça geliştirmiş olan Avrupa ülkelerinde geçirdikleri için batıdan pek çok şey getirmişlerdir. Aynı zamanda batının her şeyi Osmanlı döneminin aydınları tarafından son derece yakından izlendiği için hiçbir detay da gözden kaçmıyordu. Bu dönemde polisiye romanın da Fransa’da çok büyük bir patlama evresine girmiş olması doğal olarak Osmanlı Tanzimat Döneminin aydınlarını da oldukça büyük ölçüde etkilemeyi başarmıştır.
Dünyada İlk Polisiye Roman
Dünyada ilk polisiye roman The Notting Hill Mystery olarak kabul edilmiş ve dünya edebiyat tarihine geçmiştir. Bu romanın yazarı ilk olarak kimliğinin gizlenmesini isteyerek Charles Felix şeklinde bir takma ad kullanarak bu romanı yayımlamıştır. Daha sonra tefrika halinde yayınlanan bir öykü olarak Sherlock Holmes olarak halk arasında çok önemli bir popülarite edinmiştir.
Polisiye Kurgu İle Yazılan İlk Eser
Polisiye kurgu ile yazılan ilk eser ise edebiyat araştırmalarında Morg Sokağı Cinayeti adı verilen, Edgar Allan Poe tarafından ele alınmış olan eser olarak bilinir. Günümüzde ise Polisiye kurgu alanında en çok okunan yazar olarak Agatha Cristie en başta gelen isimlerden biridir.
0 notes