#sahici
Explore tagged Tumblr posts
Text
Sessizliğin kanatları yoksa nasıl gelip konar insanın içine? Nasıl kapatır kulakları dışarıdaki gürültüye? Anladım ki sessizliğin bile bir gürültüsü varmış.. Hatta öyle ki dışarıdan duyuluyor gibi içimdeki gürültü.. Dışarıdakini delip geçercesine sahici kafamın içindeki kalabalık.. Bazen sanki bu "sessizliğin" kanadı kırılmış gibi geliyor.. Sahi, ne zaman iyileşip uçup gidecek benden?
1 note
·
View note
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/1e240273dedcc1760fea8d742e937106/2059291168172993-70/s540x810/7b7c63ab0dbb22148f8b1fd4b1e826616dc7e5a4.jpg)
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/1e240273dedcc1760fea8d742e937106/2059291168172993-70/s540x810/7b7c63ab0dbb22148f8b1fd4b1e826616dc7e5a4.jpg)
Dünya birbirini arayan ruhlarla dolu. İki satır konuşabileceğimiz, gülüşün ve hüznün kıvrımlarında birlikte kaybolacağımız sahici insana susamış durumdayız. Göğe aynı aşkla bakabileceğimiz, etten ve kemikten olduğu kadar acıdan ve gerçekten yapılma soylu ruh arkadaşları.
153 notes
·
View notes
Text
ve sonra seninle sohbet etmek isterdim, sabaha kadar. beraber çay içerdik balkonda. sen anlatırdın neden olmadığını ben anlatırdım neden olduramadığımızı. sonra yüzümüze sahici bir gülüş yerleşirdi, herkesin inadına gülümserdik. o gece bizim için ya tamamen son olurdu ya da yepyeni bir başlangıç.
410 notes
·
View notes
Text
Herkes güzellikleri ezberlemiş ve onu yaşıyor. Böyle hissediyorum nedense. Bu ezberleri gördükçe altındaki derin manevi çürümeyi seziyorum.
Öyle kötü kokular geliyor ki burnuma, eleğe vursak çok azı eleğin üzerinde kalacak gibi…
Sevginin en yalın halini hissedemiyorum, nedendir? Her şeyi düşünebilmek giderek çok daha fazla zorlaşıyor. Sığınacak bir liman değil, sahici bir şeyler arıyorum.
Aradıkça politize olmuşluk bulaşıyor ellerime.
54 notes
·
View notes
Text
Muhteşem bir sanat 👏👍
Ben de sizin gibi önce sahici maruz zannettim! 😊
39 notes
·
View notes
Text
Dünya birbirini arayan ruhlarla dolu. İki satır konuşabileceğimiz, gülüşün ve hüznün kıvrımlarında birlikte kaybolacağımız sahici insana susamış durumdayız. Göğe aynı aşkla bakabileceğimiz, etten ve kemikten olduğu kadar acıdan ve gerçekten yapılma soylu ruh arkadaşları. Onunla yürürken ve ona yürürken kaybolmaktan korkmadığımız, kalplerini kendimize pusula bellediğimiz, maceramızı yüzlerinde seyrettiğimiz, hayatlarını birbirimize tanık kıldığımız dostlar. Şu kalabalık dünyada ancak birbirimize iltica etmekle serinlediğimiz yol ehli.
48 notes
·
View notes
Note
Senin yazdığın cümleler sayesinde ayağa kalkabildiğim günler için sana bir can borcum varmış gibi hissediyorum bazen bu yüzden sahici gelmese bile yüzünde küçücük bir tebessüm oluşturabilecek şeyleri sen bu savaşı kazanana kadar söylemeye devam edeceğim.
Teşekkür ederim alakasız aklıma bir şey geldi ve gülmeye başladım (deli değilim) ben ne zaman bir şey için akvaç yazacağım desem yani x olursa yazıyorum gibi, o şey kötü sonuçlanıyor aw bu kitap lanetli olabilir mi ortadan kaldırılacak bir durumunuz varsa yazın onu da akvaç ile totemleyelim hajaakakskak
56 notes
·
View notes
Text
"Kafanıza şöyle dokununca parmaklarım
dudaklar yaratacak
sizlerde
ki kocaman öpüşler içindir
ve bütün halkları bir yerde bağlayan bir dil..
Bense ruhum topallayarak
çekileceğim tahtıma doğru.
aşınmış göklerde yıldız oyuklarıyla çil çil.
Öyle ışıklı ve öyle parlak
Gideceğim uzanmaya
tembellikten biçilmiş giysilerimle
yumuşak, sahici ve gübreden bir yatağa
ve sessiz sessiz
rayların dizlerini öperek gelen
bir tren tekerleği dolanacak boynuma.."
26 notes
·
View notes
Text
Kadınların sahici gözyaşlarına katlanılması güç acılar sinmiştir.
Tarık Tufan (Bir Adama Girdi Şehre Koşarak)
#books & libraries#kitap alintilari#kitap#alıntı#kitap alıntısı#kitaplar#book#books and reading#book blog#books#edebi yazılar#edebiyat#reading#alinti#alınti#alıntılarım#alintilarim#kitap alintisi#keşfet#kitap tavsiyeleri#kitap okumak#kitap tavsiyesi#kesfet#kitap kesitleri#tarık tufan#bir adam girdi şehre koşarak
27 notes
·
View notes
Text
Kitap bitti. Ne hissedeceğimden çok hangi birini hissedeceğimi şaşırdım. Siz siz olun bu kitabı bir solukta okumaya kalkmayın sakın. Hatta okumanız için önermek bile suç gibi gözümde. Yanlış anlaşılmak istemem, betimlemeler çok ince. Kitap sahici. Fakat o kadar sahici ki korkutucu. Kendinizden bir parça bulmamanız imkansız. Yaşananları aynı perspektiften izlemek, aynalarla karşılaşmak ve sakladıklarınızla yüzleşmek an meselesi.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/6d114052ece1d5ab010e1c4239eb5e3d/ee3715c377a51482-34/s540x810/bac9147664b78d3dae968ff4e7548de91448df37.jpg)
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/c87d15f1aae9e86854f908427b6ed463/ee3715c377a51482-16/s540x810/d18c9daaf4012044438d0225369f8ad18e9b05fe.jpg)
Jude, Jb, Willem, Malcolm, Harold, Julia, Ana, Henry Young'lar, Sophie, Richard, Andy ve unuttuğum diğerlerine sevgilerle.
20 notes
·
View notes
Text
Allah’ım ya bize şöyle güzel sahici bir iman dünya ve ahiret saadeti göz ve gönül aydınlığı eşler ve çocuklar verir misin💗💗💗🌹🌹💕💕💕❤️❤️🤍🤍🤍💚💚💚lütfeeeen
33 notes
·
View notes
Text
Oha değişiyorum?
Yıllardır (yani sanırım?) kendimin destekçisi olma fikrini sindirmeye ya da daha doğrusu nasıl olunabildiğini idrak etmeye çalışıyorum. Önceleri en yakınlarımın sana şu iyi gelir, şunu yapsan iyi olur yönlendirmelerini dinlemek sandım bunun yolunu. Bu beni belli noktalarda iyi yerlere getirdi ama kendime daha fazla yaklaştırmadı açıkçası, aksine o yollardan yürümek adına iç sesimi susturdum çoğunlukla.
Sonrasında etiketlerin gereğini -kendimce- yapmaya çalışarak olurum sandım. İyi bir evlat, arkadaş, üniversite öğrencisi, genç kadın, eş, öğretmen, akademisyen olmaya çalıştım. Fakat buradaki “iyi”lik kavramının kapsamını oturup bilinçli bir şekilde ben doldurmadım. Yıllarca duyduklarım, etkilendiklerim, ailem, toplum, medya, ilişkide olduğum insanların beklentilerinden oluşmuş derme çatma ve çoğu zamanda imkansız bir kavrama bürünmekti çabam. E tabi pek olmadı.
Bundan sonraki adım e tamam o zaman bu hayat nasıl yaşanır o zaman?! sorusuna cevap aramaktı fakat bu soruyu kendime hiç sormadım. Baştan kabul ettiğim iki gerçek vardı: ben yapamıyordum ve birileri yapabiliyordu. Böylece dışa yöneldim, kitaplar okudum, videolar izledim, içerik üreticileri takip ettim ve herkesten her türlü tavsiyeye açtım kendimi. E tabi artık erişim kolaylığımız sağolsun milyonlarca fikre ulaşabiliyoruz, tutunmaya çalıştım bu “hayatı iyi yaşama” yönergelerine: belli bir saat uyu, şu saatte uyan, şunları ye, şunları yeme, hareket et ama o şekilde etme, bunu mutlaka yap ama tam olarak böyle yapmazsan bir işe yaramaz minvalinde her biri iddialı ama çoğunlukla da birbiriyle çelişen -meli -malıların içinde boğuldum.
Farklı yöntemlerle hep aynı şeyi yaptığım: dışarıda gördüğüm veya dışardan dikte edilmiş bir ideale ulaşmaya çalıştığım, kendimi zorla bir şeye evirmek için çabaladığım yıllardan sonra her şeyi reddettim. Ve saldım. Hepsini bıraktım, kendimi hepten terk ettim ve nefes alsam yeter tadında bir hayat sürmeye başladım. Hatta ağır depresyon sağolsun kimi günler -sık sık- nefes de almak istemedim.
Son üç yıldır inişli çıkışlı bir iyileşme sürecindeyim. Son bir yıldır da kendimin sahici bir destekçisi olma yolunda güzel adımlar attım. İçimde ukde kalan şeyleri yapmak, kendi istediklerimi daha çok dinlemek, sınırlarımı çizmeye çalışmak, çok şeyin benimle ilgili olmadığını kabullenmek, kendime şefkati arttırarak zorba iç sesimi dönüştürmeye çabalamak ve belki de en mühimi bu hayatta aslolanın kendimden benim memnun olmam olduğunu anladığım bir döneme girdim.
Helal kız sana, seninle gurur duyuyorum.
14 notes
·
View notes
Text
Sahici insanlara hasret kaldım
13 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/14dae9a529a0c9d51342061edab307e9/c682e07272bf620a-14/s540x810/d506c9f50c8bce73d32207741407f4c1aeae0f85.jpg)
YAŞ ALDIKÇA..!
Yaş aldıkça başka yaşarsın hayatı.
Sabah uyandığında gökyüzü bulutlarla kaplı, hava soğuk olsa da içim karardı demezsin.
Her şeyin yerli yerinde yaratıldığını kabul edersin.
Yaşamın kıymetini iyi anlar ve hikayeni seversin. Yağmurda toprak kokusuna, bulutların gölgesine, karanlığın kusurları saklayan tevazu ve hoşgörüsüne şükredersin.
Yalnız kalsan da yalnız olmadığını, yalnızlık hissinin sahte sevdaların esaretindeki zayıf halka olduğunu öğrenirsin.
Tahammülle yaşamaktan kurtulur, zamanı geldiğinde her şey ve herkesten kolaylıkla vazgeçmeyi öğrenirsin.
Hayat her şeye rağmen olması gerektiği gibi ilerler.
Yaş aldıkça aynaya bakmaya daha cesur olursun.
Varlığına şefkatli ve ruhuna iyi davranarak yaşarsın.
İçtiğin suyun, yediğin yemeğin, aldığın nefesin kıymetini bilirsin.
Yaş aldıkça zorlamayı, ısrar etmeyi bırakırsın. Gidene "Hoşca kal", gelene "Hoş geldin" demeyi öğrenirsin.
Anlarsın ki içi boş vaatler, verilen sözler aşkı tarif etmez. Asıl olanın güven, samimiyet, muhabbet, paylaşım ve birlikte yaratılan huzur olduğunu öğrenirsin.
Olduğun gibi kucaklayana hayatında yer vermeyi seçer ve bunun için önce kendi özdeğerine sahip çıkarsın.
Gerektiğinde kendinle yüzleşme cesaretini gösterirsin.
Samimi ve sahici olursun; hem kendine hem dünyaya.
Peşinden koştuğun ilginin, beklentilerinin mutsuzluğunun ana kaynağı olduğunu fark edersin.
Sözün kendisinin değil, sözü söyleyenin halinin önemli olduğunu öğrenirsin.
Yaş aldıkça kendini anlatma ihtiyacın olmadan sevginin aktığı birliktelikleri tercih edersin.
Hakiki ilişkinin kendini tüketmeden sevmek ve sevilmek olduğunu öğrenirsin.
Yaş aldıkça hayatın anlamı nefret, açgözlülük ve öfke hislerinden, kendini başkasından önemli görmekten ya da ispatlama çabasından kurtulmak olduğunu fark edersin.
Hayat; zorunlu bir eylem gerektirmeden, tatlı bir huzur ve üretkenlik hâli ile eşsiz mütevazısını verir...
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/0ebd57c07604f7a03f5e65dca4a09257/c682e07272bf620a-6a/s540x810/c2a943fe6a69770c7c5c0ee19efa7fb80ca19363.jpg)
55 notes
·
View notes
Text
İlan edilmemiş bir aşkın hüznünü taşıyorum sanki boynumda. Oraya ve buraya taşıyorum bavulumu kendimle beraber. Yerleşemedim bu dünyaya. Şu evrene bu odaya bu yatağa. Ben kendimi taşımak gibi ben kendimi sırtlanmak gibi ben hep gibilerle aslında. Bi kendim olamadım. Hep ânda kaldım. Ne ileri ne bir adım geri. Ayaklarıma çivi çakıldı sanki. Ne bir ileri ne geri. Uykusuzluğuma hep bir kılıf uydurdum. Gözaltlarımla göz çanağım göz damarlarımla. Hep birlikte tasımla tarağımla ve aklıma gelen ve gelmeyenle hep bir kılıfa sığmaya çalıştım. Kırıtmamaya çalıştım yüksek sesle ağlamamaya hıçkırarak ve de. Çalıştığım şeyler hep ezberimi bozdu. Kimyamı bozdu ellerimi bozdu saçlarımı bozdu. Hislerimi bozdu hislerimi mahvetti his diye bir şey kalmadı. Onanmıyorum hiç. Hiç. Teesür ediyorum. Hiç toplamıyorum gökyüzünden kayan yıldızları. Ellerimi duaya açmıyorum. İçimde,içimin gölgesinde diliyorum kendim bile duymuyorum. Sen duyarsın biliyorum. Ben kendimi duymuyorum. Ben kendimi bile bilmiyorum artık ama sen bilirsin biliyorum. Biten bir şiir gibi söz gibi. Yazık olan birkaç cümle gibi. Dudaklarımın arasında alev gibi. Boğazımı yakan duman gibi. Ben sahici olan hiçbir şeyi kabul etmiyorum gibi artık. İtiraz ediyorum istemiyorum hâlâ ve hep. İstemek de istemiyorum. Bir hiçliği ipekten yorganlarla üzerime alınıyorum sanki. Ama ellerim yine üşüyor. Hep. Hep üşüyor. Halbuki ben üşümüş değil de kirlenmiş hissediyorum. Bu yalnızlığımı birine,birilerine benzetmeye çalışıyorum sanki. İtekliyorum benden öteye. Hınca hınç doluyum.Hemde bile isteye. Ama çok yorularak. Yorulmuşluğumu bahane ederek. Belki de bahane değil o sebeple. Ne kadar fark ederse işte. Eder mi?
15 notes
·
View notes
Text
Bir zamanlar onca heyecan, onca merak, onca anıya sahip olan her yer, gün gelir gözlerinin önünde bir harabeye dönüşür. Sahici bir çaresizlik böyle bir şeydir.
13 notes
·
View notes