#sağlık kompleksi
Explore tagged Tumblr posts
Text
Aşağılık Kompleksi
Bireyler, neden kendilerini aşağılayan duygusal sıkıntılar içinde bulurlar? Bu sorunun iç yüzüne nüfuz etmek, birçok karmaşık psikolojik etkenin açığa çıkardığı bir labirent gibidir. Bu labirentin duvarlarını süsleyen en önemli resimler, çocukluk dönemi travmalarının yarattığı izler, aile ve toplumun dayattığı kısıtlamaların kalın perdeli etkileri ve kültürün derinliklerinden yükselen…
View On WordPress
#Aşağılık kompleksi nedir#Çocukluk dönemi travmaları#Özsaygı#Kendi benliğini geliştirmek#Kişisel Gelişim#Olumlu düşünce#Psikolojik destek#Psikolojik sağlık#Psikolojik sorunlar#İçsel zorluklar
0 notes
Text
VİTAMİNİN - DRAGON+ (2)
Sağlık ve İyilik İçin En Doğru Adres
Sağlık, hayatımızın en önemli unsurlarından biridir ve sağlıklı yaşam için doğru beslenme ve takviyeler gereklidir. Öksürük şurupları, efervesan vitaminler, magnezyum ve demir gibi önemli takviyeler, vücudumuzun ihtiyaç duyduğu destekleyici unsurlardır. Vitaminin.com, sağlık ve iyilik için ihtiyacınız olan en doğru ürünleri sunarak size yardımcı olur.
Öksürük Şurupları: Rahat Bir Nefes İçin
Öksürük şurupları, özellikle kış aylarında sıkça karşılaşılan öksürük sorununu hafifletmek için kullanılır. Vitaminin.com, güvenilir markaların öksürük şuruplarını sunarak size rahat bir nefes almanızı sağlar. Doğal içeriklerle üretilen şuruplarımız, öksürük sorununuza etkili bir çözüm sunar.
Efervesan Vitaminler: Hızlı ve Etkili
Efervesan vitamin, hızlı ve etkili bir şekilde vücuda gerekli vitaminleri sağlar. Vitaminin.com, geniş bir efervesan vitamin seçeneği sunar. C vitamini, B vitamini kompleksi ve diğer önemli vitaminler içeren efervesan tabletlerimizle günlük vitamin ihtiyacınızı karşılayabilir ve bağışıklık sisteminizi destekleyebilirsiniz.
En İyi Magnezyum İlacı: Vücut İçin Gerekli Mineral
Magnezyum, vücut için önemli bir mineraldir ve birçok fonksiyonda rol oynar. Vitaminin.com, en iyi magnezyum ilacı sunarak vücudunuzun magnezyum ihtiyacını karşılamanıza yardımcı olur. Doğru magnezyum takviyesi ile kas ve sinir fonksiyonlarınızı destekleyebilir ve genel sağlığınızı koruyabilirsiniz.
Demir İlacı: Kan Sağlığı İçin
Demir, vücudun kan yapımı için önemli bir mineraldir. Demir eksikliği anemisi gibi sorunların önlenmesi için yeterli miktarda demir almak önemlidir. Vitaminin.com, demir ilacı konusunda size yardımcı olur ve kan sağlığınızı destekler.
Magnezyum İçeren Besinler: Doğal Yollarla Magnezyum
Magnezyum içeren besinler, vücudunuzun magnezyum ihtiyacını doğal yollarla karşılamanıza yardımcı olur. Yeşil yapraklı sebzeler, kuruyemişler, tam tahıllı gıdalar ve bazı deniz ürünleri magnezyum açısından zengindir. Bu besinleri tüketerek sağlıklı bir magnezyum seviyesi sağlayabilirsiniz.
Sağlık ve iyilik için doğru beslenme ve takviyeler önemlidir. Vitaminin.com, size sağlık ve iyilik için gerekli olan en doğru ürünleri sunar. Güvenilir markaların ürünleri ile geniş ürün yelpazemizi keşfedin ve sağlıklı yaşamınızı destekleyin.
704 notes
·
View notes
Text
👉Kısa bir durum tespiti…
👉Erdoğan 21 sene sonunda Tanrı sendromu kompleksi yaşıyor…
👉Siyasiler için 2 dönem şartı bu yüzden önemliydi…
👉Artık kendini durdurulamaz tüm gücü elinde tutan herşeyi kendi yaptığını zanneden bir kişilik bozukluğu..
👉Sevdiğine işine gelene ne istediyse veren sevmediğini ise hapishanelerde süründüren bir tek adam…
👉Artık korkudan kimse istifa bile edemiyor affını istiyor o ben kovdum sen istifa edemezsin diyor…
👉Yarattığı felaketi gören kaçıyor…
👉21 senede muhalefetin desteği ile Anayasa defalarca delindiği için artık AYM kararlarını bile sallamıyor.
👉AYM Başkanları zamanında kendi çıkarları önünde iki büklüm eğildikleri için şimdi ne saygınlıkları kaldı ne güçleri…
👉Erdoğan Şeriat istiyor ama gerçek şeriat gelirse kendi ve yakınlarda bayağı bir el kol kelle kesilir biliyor.
👉Tüm cumhuriyet birikimlerini babalar gibi satıp yediği için elinde sadece kendi çıkarına göre yorumladığı Din kaldı…
👉Tarikatlar, aşiretler emrinde ama biliyor ki en ufak zayıflık gösterse ilk kellesini isteyecek yine onlar olur.
👉Ve eğer kontrolü kaybederse yargılanacağını ve hesap vermesinin mümkün olmayacağını farkında…
👉Köprüden önce son çıkışı emeklilik seçeneği artık onun için yok.
👉Tek hayatta kalma şansı koltuğu bırakmamak. Ve bunun için ne gerekiyorsa yaptı yapacak.
👉Gözü hiç doymadığı için Arap özentisi hiç bitmedi. Petrol zengini araplar gibi bir yaşam yaşamaya çalışıyor ama para bitti ve artık borç bulmakta bile zorlanıyor.
👉Ortadirek tamamen bitmiş. Fakir açlık sınırı altında zengin yandaş ise ultra zengin…
👉21 yıl halkı uyutan arka planda el sıkışan muhalefet artık halka inandırıcı kurtarıcı gelmiyor…
����Eğitim, TSK, Sağlık tüm kurumlara tarikatlar çökmüş…
👉Çok rahat tehdit ediyor çok rahat tutuklatıyor ve çok rahat ödüllendiriyor…
👉Mesela Her gece bir imzası ile Orman arazilerini satıyor ama delik büyük artık yetmiyor…
👉O artık kendini Tanrı olarak görüyor…
👉Benden önce havalimanı mı vardı yol mu vardı okul mu vardı gibi konuşmalar bunun yansıması…
👉Demokrasi seçim varmış gibi yaparak geldiği bu yolculukta yol ayrımına geldi…
👉Artık 21 yıldır silemediği Atatürk’ü ve Türkiye Cumhuriyeti temellerini oluşturan Anayasa ve değişmez maddelerinden kurtulma zamanı.
👉Ayrıca yaşlandı ve öyle seçim varmış gibi filan yaparak uğraşmak istemiyor.
👉Bu yüzden YSK ve tüm devlet kurumları elindeyken yerel seçimlerden çok güçlü çıkıp dini bazlı adı şeriat olmayan kolu kellesi kesilmeyecek kurucu devlet lideri olup ölene kadar devam edeceği bir dini yönetim şekli istiyor.
👉Türkiye İslam Cumhuriyeti adlı yeni bir devlet kurulup kurucu liderlik ne güzel olur değil mi?
👉Şeriat destekli konuşmaları, Milli Eğitim Bakanı ve Tarikatlar ile anlaşma yaptık sonra eğitim sistemini değiştirmeye hazırlanıyoruz gibi açıklamaları beraber okursanız neye hazırlandıklarını daha net anlayabilirsiniz.
👉Amacım kimseye umutsuzluk aşılamak değil. Amacım kimseye boş umut aşılamakta değil.
👉Amacım artık halkın kanser olduğunu kabul etmesi ve bu kanserin tüm bünyeye yayıldığını kabul etmesi.
👉Ancak teşhisi doğru koyarsak doğru tedaviye başlanabilir…
👉21 senelik kabusun finalini belirlemek tamamen halkın elinde.
👉Ya uyanıp bu leş adalet hak hukuk olmayan sisteme dur diyecek ya gelecek nesillere bir yıkıntı miras bırakacak…
👉Ve Atatürk’ün yıllarca önce bu halka hediye ettiği hakları kaybedecek ve belki bir yüz yıl daha geri alamayacak…
#cokusdonemi
Who dan alıntı
27 notes
·
View notes
Text
Psikolojiden ziyade psikanalize merakınız varsa burada sizin ilginizi çekecek bir psikanaliz külliyatı oluşturdum.Psikoloji okumadan önce düzeltilmesi gereken yanlışlar:
1) Freud psikolojınin özeti değildir.
2) Psikoloji tek başına küçük bir alana indirgenmeyecek kadar büyüktür ve çok fazla alt alanı var: psikanaliz, bilişsel psikoloji, psikoterapi, deneysel psikoloji, sosyal psikoloji, klinik psikoloji, sağlık psikolojisi gibi…
3) Psikoloji terapi değildir sadece. Renk algısından tutun evrimsel psikolojiye kadar bir çok konuda çalışıyor.
Psikanaliz – Psikodinamik yaklaşımlar (psikanaliz Freud’un yaklaşımı psikodinamik yaklaşımlar diğerleri)
1) Sigmund Freud okursanız id,ego, superego, kastrasyon kaygısı, ödipus kompleksi gibi temel kavramları da öğrenirsiniz psikanaliziin yanında.
Psikanalize Giriş: Nevrozların Genel Kurami
Günlük Yaşamın Psikopatolojisi
Haz İlkesinin Ötesinde
2) Alfred Adler (Her ne kadar kendini Freud dan ayırsa da, benzediği çok nokta var o yüzden kendisini buraya alıyorum. Adler alçaklık,üstünlük kompleksi gibi kavramların yaratıcısı ve çok başarılı)
İnsanı Tanıma Sanatı
Yaşamın Anlam ve Amacı
Bireysel Psikoloji
Yaşamla İlgili Sorunlar
3) Anna Freud (Freud un kızıdır ve savunma mekanizmaları ile çocuk terapinin kurucularındandır)
Ben ve Savunma Mekanizmaları
4) Carl Gustav Jung (kendisi Freud un en sevdiği dostlarında biriydi ve arketipler, kolektif bilinçdışı gibi kavramlarıyla meşhurdur)
İnsan Ruhuna Yöneliş (Bilinç ve Bilinçaltının İşlevi)
5) Erich Fromm : tanımayan yoktur özellikle sevme sanatıyla baya meşhur.
Sevme Sanatı (Bir Eylem Olarak Sevmek)
Özgürlükten Kaçış
İnsan Olmak Üzerine
Freud Düşüncesinin Büyüklüğü ve Sınırları (Freud Çalışmalarına Modern Bir Bakış)
6) Karen Horney: özellikle kaygının kişiler arası ilişkiden doğduğunu savunur. Ayrıca cinsiyet konusundaki fikirleri feminizmi ateşlemiştir.
Çağımızın Nevrotik Kişiliği
7) Melanie Klein (Nesne ilişkileri kuramlarının kurucusu nedereyse)
Çocuk Psikanalizi
8) Donald Winnicott: Temelde gelişim ve nesne ilişkileri üzerine gitmiştir.
Oyun ve Gerçeklik
9) Erik Erikson (çok meraklısı iseniz tavsiye ederim okumanızı ama bence ilk aşamada Eriksonun gelişim kuramını internettena araştırmak bile yetebilir. Not: gerçekten harika bir teorisi var insan gelişimine dair)
İnsanın 8 Evresi
10) Otto Kernberg (özellikle borderline kişilik bozukluklarında uzmanlaşmış kendisi)
Sınır Durumlar ve Patolojik Narsisizm
11) Otto Rank (Freud un öğrencisiydi ve kendi teorisini geliştirdiği için dışlandı)
Doğum Travması (en meşhur kitabı diyebilirim)
12) Heinz Kohut self psikolojinin en onemli ismi ve okumasi zordur ama tatmin eder dişiinzi sıkarsanız. Bu sırayla okumak kaydıyla en önemli 2 kitabı:
Kendiliğin Çözümlenmesi (Narsistik Kişilik Bozukluklarının Psikanalitik Tedavisine Sistemli Bir Yaklaşım)
13) Adam Phillips modern bir psikanalist okuması baya keyiflidir ve tokat gibi cümleleri vardır. Günümüz toplumunu güzel irdeler kendisi.
Kaçırdıklarımız (Yaşanmamış Hayata Övgü
14) Jacques Lacan: Oldukça tartışmalı fakat çok sansasyonel ve başarılı bir yazardır.
Psikanalizin Dört Temel Kavramı
4 notes
·
View notes
Text
Köpek Tüy Sağlığı İçin Vitamin: Sağlıklı ve Parlak Tüyler İçin Gerekli Takviyeler
Köpeğinizin tüy sağlığı, onun genel sağlık durumunun bir göstergesidir. Parlak, güçlü ve dökülmeyen tüyler, köpeğinizin doğru beslendiğini ve iyi bir bakım aldığını gösterir. Tüy dökülmesi, matlaşma veya cilt sorunları yaşıyorsanız, köpek tüy sağlığı için vitamin takviyeleri bu sorunları gidermek için etkili bir çözüm sunar. Peki, köpeğinizin tüy sağlığını desteklemek için hangi vitaminlere ihtiyaç var? İşte bu konuda sıkça sorulan sorular ve bu soruların cevapları.
1. Köpek Tüy Sağlığı İçin Hangi Vitaminler Gereklidir?
Köpeğinizin sağlıklı tüyler için ihtiyaç duyduğu başlıca vitaminler ve mineraller şunlard��r:
B Vitamini Kompleksi: Biyotin (B7 vitamini) ve B12 vitamini, tüylerin güçlenmesine ve parlak kalmasına yardımcı olur. Biyotin eksikliği, tüy dökülmesine ve deri problemlerine yol açabilir.
Omega-3 ve Omega-6 Yağ Asitleri: Bu yağ asitleri, köpeğinizin derisini nemlendirir ve tüylerin sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Omega-3, özellikle balık yağında bol miktarda bulunur.
E Vitamini: E vitamini, antioksidan özellikleri sayesinde köpeğinizin cildini ve tüylerini dış etkenlere karşı korur.
Çinko ve Bakır: Bu mineraller, tüylerin sağlıklı uzamasına ve tüylerin doğal renklerinin korunmasına katkı sağlar.
2. Köpek Tüy Dökülmesini Azaltmak İçin Vitamin Takviyeleri Etkili Mi?
Tüy dökülmesi, köpeklerde sıkça karşılaşılan bir sorundur ve mevsimsel değişiklikler, stres, yetersiz beslenme veya deri hastalıklarından kaynaklanabilir. Tüy dökülmesini azaltmak için kullanılan vitamin takviyeleri, köpeğinizin deri ve tüy sağlığını iyileştirir. Özellikle omega-3 ve omega-6 yağ asitleri içeren vitaminler, tüy dökülmesini kontrol altına almak için oldukça etkilidir.
Düzenli olarak verilen vitamin takviyeleri, köpeğinizin tüylerinin dökülmesini azaltırken, tüylerin daha parlak ve sağlıklı görünmesine de yardımcı olur.
3. Köpeğe Vitamin Takviyesi Nasıl Verilir?
Köpeğinizin tüy sağlığını desteklemek için vitamin takviyelerini çeşitli şekillerde verebilirsiniz. Vitaminler
genellikle sıvı, toz veya tablet formunda sunulur. Sıvı vitaminler, köpeğinizin yemeğine karıştırılarak kolayca verilebilirken, tablet formundaki vitaminler doğrudan verilebilir.
Köpeğinize
verirken veterinerinizin önerdiği doz ve kullanım sıklığına uymanız önemlidir.
4. Köpek Tüy Sağlığını Desteklemek İçin Hangi Doğal Besinler Tercih Edilmelidir?
Vitamin takviyelerinin yanı sıra, köpeğinizin diyetine ekleyebileceğiniz bazı doğal besinler de tüy sağlığını destekleyebilir. İşte köpeğinizin tüylerini sağlıklı ve parlak tutmaya yardımcı olabilecek bazı besinler:
Balık (özellikle somon): Omega-3 yağ asitleri açısından zengindir.
Yumurta: Biyotin ve protein kaynağıdır ve tüy sağlığını destekler.
Tavuk Karaciğeri: A vitamini içerir ve tüylerin güçlenmesine yardımcı olur.
Bu besinler, köpeğinizin tüy sağlığına katkıda bulunurken genel sağlığını da iyileştirir.
5. Köpeklerde Hangi Belirtiler Tüy Sağlığı Sorunu Olduğunu Gösterir?
Köpeğinizin tüy sağlığı ile ilgili bir problem olup olmadığını anlamak için dikkat etmeniz gereken bazı belirtiler vardır. İşte bu belirtilerden bazıları:
Aşırı tüy dökülmesi
Mat ve cansız tüyler
Kaşıntı ve ciltte kuruluk
Tüylerde incelme ve kırılma
Deri tahrişi ve kızarıklıklar
Bu belirtiler, köpeğinizin vitamin eksikliği ya da başka sağlık problemleri yaşadığını gösterebilir. Veterinerinizle görüşerek köpeğinizin sağlıklı tüyler için hangi vitaminlere ihtiyaç duyduğunu öğrenebilirsiniz.
Sonuç:
Köpeğinizin tüy sağlığını korumak, genel sağlığını iyileştirmek açısından büyük önem taşır. Biyotin, omega-3 yağ asitleri ve E vitamini gibi önemli vitaminler, köpeğinizin tüylerini güçlendirir, dökülmeyi azaltır ve tüylerin parlak olmasını sağlar. Vitamin takviyelerini veterinerinizin önerdiği şekilde kullanarak köpeğinizin tüy sağlığını destekleyebilirsiniz.
0 notes
Video
youtube
Katil İsrail güçlerinin iki hafta önce baskın düzenlediği Gazze Şeridi'nin en büyük sağlık kompleksi Şifa Hastanesi'nin hayatta kalan az sayıdaki doktorları, adeta toplu mezarlığa dönüşen hastane önünde ortak bir basın açıklaması yaptılar. https://youtu.be/pi_bmYhS1XU?si=Vx6zLcGSdK29FjVw
0 notes
Link
Türkiye sağlık sektöründeki büyük atılımına devam ediyor. Bu kapsamda birçok ilde 'şehir hastaneleri' yükseliyor...Trabzon da o illerden biri.Şenol Güneş Spor Kompleksi'nin yanındaki dolgu alanında yapımına başlanan Trabzon Şehir Hastanesi’ndeki çalışmalar hızlandı.Yoğun bakım kapasitesi 2 katına çıkacakToplam 900 nitelikli yatak sayısı sahip olacak şekilde projelendirilen ve bin 461’e tamamlanacak şekilde yatak kapasitesi arttırılabilir durumda olan Trabzon Şehir Hastanesi kentteki yoğun bakım kapasitesini 2 katına çıkartacak.33 ameliyathanesi olacak283 bin 943 metrekarelik kapalı alana sahip şehir hastanesinde 300 poliklinik ve 33 ameliyathane olacak. Yoğun bakıma ayrılan yatak sayısı 236, diyaliz yatak sayısı ise 30 olan şehir hastanesinde yanık tedavi ünitesi, nükleer tıp ünitesi, radyoterapi alanı, diyabet ünitesi, kan transfüzyon merkezi, uyku laboratuvarı ve genetik laboratuvar yer alacak.Trabzon Şehir HastanesiDepreme dayanıklı: 562 sismik izolatör kullanılacak4 bin 300 fore kazığın kullandığı şehir hastanesi depreme dayanıklı olarak inşa edilen 562 sismik izolatör ile korunacak. 2025 yılının Şubat ayında hizmete girmesi planlanan şehir hastanesinin kaba inşaatının ve dış cephesinin ise 2024 yılının Mart tamamlanması hedefleniyor.Trabzon Valisi Aziz Yıldırım beraberindeki Trabzon Milletvekili Mustafa Şen, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, AK Parti Trabzon İl Başkanı Sezgin Mumcu ve Trabzon İl Sağlık Müdürü Dr. Hakan Usta ile birlikte Trabzon Şehir Hastanesi inşaatında incelemelerde bulundu.İnceleme öncesinde firma yetkililerinden brifing alan Vali Yıldırım daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.Trabzon Şehir Hastanesi2025 Mart ayında hastane hizmete girecekTrabzon Şehir Hastanesi’nin 5 bloktan oluştuğunu dile getiren Vali Yıldırım, “Allah nasip ederse 2024 yılının Mart ayında buradaki bütün binaların en azından kaba inşaatının bitmiş olduğunu göreceğiz. Ondan sonraki bir yıl içerisinde de 2025 yılının Şubat ve Mart aylarında da hastanemizin bitmiş ve taşınabilir hale gelmiş durumda görmemiz mümkün olacak. Tabi ki biz başkanımız ve vekillerimizle tez canlıyız bunu öne çekebilir miyiz diye uğraşıyoruz. Tabi ki firmamız imalatları düzgün yapmak mecburiyetinde. Ellerinden gelen gayreti göstereceklerini ifade ettiler. Ekim ve Kasım aylarından sonra inşaatın daha da hızlanacağını söylüyorlar. İnşallah hep birlikte 1,5 yıl sonra burada hastanemizin kullanılır hale geldiğini nasip olursa göreceğiz. Hastanemiz 5 bloktan oluşuyor. Bir tane blok bitmiş vaziyette” dedi.Trabzon Şehir HastanesiGünlük 15 bin hastaya hizmet verecekKaba inşaatın yüzde 20 oranında tamamlandığını belirten Vali Yıldırım, “Trafik yoğunluğu yönünde bir taraftan karayollarımız bir taraftan büyükşehir belediyemiz bunu hazırlıklarını yapıyorlar. İnşallah o konuda da sorun yaşanmayacağını düşünüyoruz. Endi��e edilecek bir durum yok. Günlük 15 bin hastanın poliklinik yapabileceğini düşünüyoruz. Ameliyathanelerimiz ve yoğun bakımlarımız oldukça yeterli. 280 bin metrekare kapalımız alanımız var. İnşaat devam ediyor yüzde 20 civarlarında tamamlanmış durumda. Hastanın şekli 2024 yılının Mart ayında ortaya çıkmış olacak” ifadelerini kullandı.
0 notes
Text
PAÜTERM’in tanıtım toplantısı gerçekleştirildi - Son Dakika Ekonomi Haberleri
Denizli’nin sağlık turizmi çıtasını yükseltecek ‘Yeni Başlangıçlara Açılan Kapısı’ ve bir sağlık kompleksi olarak tasarlanan 34 bin 199 metrekarelik alanda kurulan Pamukkale Üniversitesi Termal Rehabilitasyon Merkezi, Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğü tarafından düzenlenen lansman organizasyonu ile tanıtıldı. Pamukkale’nin Karahayıt Bölgesi’nde yer alan Pamukkale Üniversitesi Termal…
View On WordPress
0 notes
Link
0 notes
Link
0 notes
Text
Mobbing Nedir? Konuya öncelikle bunun tanımı ile başlamak istiyorum. İş yerlerinde belli kişilerin, belli kişilere uyguladıkları; psikolojik baskı, aşağılama, ezme, hor görme, küçük görme, pasif ve çaylak görme davranışlarının toplamının kısaltılması gibi görebiliriz bu tanımı. Bunu yapan kişi ya da kişiler, mobbinge maruz kalmış kişinin o işyerinde ya kıdemlisidir ya da daha tecrübelisi. Egoları yüksek olan bu kişilerin yaptığı bu davranışlar, size kulaktan çok basit ya da başa çıkılması kolay olan bir şey gibi gözükebilir; ancak dışarıdan göründüğü kadar kolay değildir ve bizzat yaşamadan anlamak, empati kursak bile zordur. Çalışan kişinin ruhsal olarak çok etkilendiği ve psikolojisinin bozulduğu bu durumda çeşitli psikolojik tedaviler gördüğü veya buna dayanamayıp intihar ettiği görülmüştür. Örnek verecek olursak: Garson olarak çalışan Zeynep, Antep’te türkçe öğretmeni olan Saadet öğretmen, arkeolog Merve Kaçmış ve son olmasını ümit ettiğimiz cerrahi asistan Dr.Mustafa Yalçın... Daha bilmediğimiz vardır elbet ancak gördüğünüz gibi mobbing tek bir dalda değil hemen hemen tüm mesleklerde olağan bir durum ve mutlaka çalıştığınız işyerinde bir gıcık oluyor. Kendi yaşadığım, aslında bu tarz olayların yanında deve cüce ya da fındık kabuğunu dolduramayacak kadar olan bir kaç olayımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Paramedik öğrencisi olduğum halde aynı zaman da açıköğretimden Laborant ve Veteriner Sağlık bölümü okumaktayım, tecrübe edinmek adına bir veteriner kliniğinde işe başladım ve yaklaşık altı ay çalıştım. O işe girerken hedeflediğim ve öğrenmeyi heves ettiğim birçok şey vardı. Ancak altı ay boyunca bana yapılan muamele çok farklıydı. Hekimimiz çok gülmeyen ve ciddi duran, ezmeyi seven biriydi. Ben o klinikte çok enjektör elime aldığımı hatırlamam, genelde temizlik yapardım. Başka bir çok sevdiğim hekim bana gizli gizli öğretirdi ve en son dayanamayıp ayrılmak istedim, ev geçindirdiğim ve beş kuruşsuz kalacağımı bildiğim halde. Çıkarken duyduğum ve zoruma çok giden bir laf oldu:Sen kendini tekniker mi sanıyorsun?. Bu meslekten soğumak için bir sebep mi? Basit geliyor ama, evet bir sebep! Çalışmaya mecburdum ve hevesim kırılmış olsa da hala öğrenmek istiyordum.
Başka bir kliniğe daha girdim orada ise bir ay çalışabildim. Bu sefer mobbing yediğim kişi bir hekim değil, benim gibi teknikerdi ama kendini hekim sanan bir tekniker. Sabah 08:30 da başladığım temizliğe maalesef 12:30-13:00 gibi bitirebiliyordum çünkü meslektaşım yukarıda oturup, keyif yapıp, yasal olmadığı halde hekim gibi muayene almaktan başka bir şey yapmıyordu. Üstelik yaptığım işi beğenmeyip sürekli bana sesini yükseltiyordu. Duyduğuma göre de zaten oraya her giren teknikeri kovmuş, hangi hakla ve yetkiyle kovduğu ise şüpheli ? Bu kızın özellikle emir kipiyle konuşması beni delirtiyordu kendimi çok zor tutuyordum. Bir gün yine temizlik yaptığım sırada yanıma geldi ve temizlediğim yeri,temizleyip temizlemediğimi, sordu. Bende ona yaptığımı söylediğimde inanmadı ve tekrar yapmamı söyledi. Gittim ve tekrar yaptım, daha sonra tekrar yanıma geldi ve yine temizlemediğimi iddaa edip, parmağını masaya sürdü ve bana tertemiz olan parmağını gösterip: “Bu mu yaptığın temizlik?” dedi. “Senin paraya ihtiyacın yok mu?” dedi. Bende kendimi daha fazla aşağılatmak istemediğim için; “Hayır, sadece mesleğimi öğrenmek istiyorum.” dedim. “O zaman burada çalışmana gerek yok, çıkabilirsin.” dedi. Bende artık sabrımın sonuna geldiğim için; “Sen kimsin de bana sesini yükseltiyorsun?” dedim. “Senin kaprislerini ve polimlerini daha fazla çekemeyeceğim, yeter!” dedim. Eşyalarımı toplamak için aşağı indim, ayrıca klinikte tedavi gören bir kedi hastayı sahiplenmiştim ve çıkarken onu da aldım. Kapıdan çıktığımda bana:”Kediyi nereye götürüyorsun?”dedi. Bende ona; artık benim kedim olduğunu ve tedavisine başka bir yerde devam edeceğimi,söyledim. Bu meslekte bir yıl içinde olan ikinci vakamdı ama pes etmeye niyetim yoktu.
Başka bir kliniğe daha işe girdim orada da üç ay çalıştım ve yine bir kendini hekim sanan tekniker egosu... Bir önceki anlattığım egoist şahısın farklı versiyonu. Hasta geldiğinde muayenedeydim ve hastayı karşıladım, kedinin ilk muayenesiydi ve henüz iki buçuk aylıktı. Artık bir aşı takvimi hazırlayıp ufaklığın aşılarına başlayabilirdik. Daha iki cümle bilgi verip vermeme kalmadan tekniker ablacığımız muayeneye daldı ve bir anda hekim moduna girdi, inanmayacaksınız ama kullanmayı dahi bilmediği stetoskobu kullanmaya çalıştı. Az önce aşılara başlanmasının gerektiğini söylediğim hastaya tekniker ablamız; “Bir hafta daha bekleyelim, aşıyı dolaba koyabiliriz.” dedi. Ben şoka girdim, sırf bana gıcıklık olsun diye bir hafta ileri attığına yemin edebilirim ama kanıtlayamam. Aşırı sinirlendim ve her zaman ki gibi eşyalarımı toplayıp çıktım. Şimdi düşünüyorsunuzdur:” Bu kız da en ufak bir olayda istifa ediyor.” Hayır! Aslında olay o değil, olay bu tarz şeylerin üst üste gelip birikmesi ve bir yerde patlaması. Belki de şu an başka bir düşünce de var aklınızda: “Neden bu insanlar istifa etmek yerine intihar ediyor?” Buna şöyle açıklık getirebilirim; eskiden istifa etmek belki daha kolaydı ancak hayatımıza giren ve her şeyimizi alt üst eden Covid-19 maalesef artık sağlıkçıların işten çıkmasına engel, çünkü istifa etme hakları yok! Ya da istifa etme hakkı dahi olsaydı; başka meslekler üzerinden düşünecek olursak, inanın bu o kadar kolay değil ve bir insanın mecburiyetleri olabiliyor. İşten çıkamamasının birçok sebebi olabilir. Tabiki ölüm bir çare değil ama dediğim gibi; yaşamadan asla anlayamazsınız. Anlasanız bile tam anlamıyla o hayal kırıklığını hissedemezsiniz,özellikle işine aşk ile bakanları.
Başka bir kliniğe daha girdim, hâlâ pes yok. Tahmin edin orada ne kadar durdum? Hemen söyliyeyim; bir ay; çünkü bu sefer çalıştığım klinikteki hekim bir narsistti ve bu yüzden psikolojik tedavi görüyordu. Burda da duyduğum haberlere göre; işe giren kişi maksimum bir ay kalmış. Şaşırmamak gerek; çünkü oradaki hekim en ufak bir şeyde sinirlenen ve sinirini karşısındaki insana avazı çıktığı kadar bağırıp, küfür eden bir hekimdi. Bana küfür edemezdi, ettirmedim ama bağırdı çünkü biliyordu; ben diğerleri gibi değildim, beni ezemeyecekti ve bunu anladığında ortada bi durum yokken beni işten çıkardı. Çünkü anladı, ezemeyecek.Sonuç ne mi oldu? Ağlaya ağlaya çıktığım klinikten sonra çok uzun süre kendime gelemedim ve bir daha asla çalışmadım. Okulumda kayıt yenileme yapmadım. Sonunda pes ettim. Ya hekim olacaktım ya da hiç çalışmayacaktım. Şimdi bu bölüme devam edip etmemekte çok kararsızım ve bu sadece mobbing yediğim için değil aynı zaman da paramedik bölümü kazandığım için ikisini beraber yürütme korkusu. Tek bir hedefim olsun istiyorum, tek bir alanda kendimi geliştirmenin daha doğru olduğunu
düşünüyorum.
Sözlerime son vermeden önce, lütfen etrafınızda duyduğunuz veya gördüğünüz mobbinglere izin vermeyin! Susmayın! Sessiz kalmayın! Meslektaşlarınıza, iş arkadaşlarınıza sahip çıkın! Unutmayın ki; bu dünyada yaşattığınızı yaşamadan asla ölmezsiniz. Gün gelecek size yapılan kötülüklerin hesabı verilecek! Lütfen buna inanın ve umudunuzu kaybetmeyin. Korkmayın, en önemlisi korkmayın! Mobbingin en kısa zamanda adalete taşınması dileğimle...
Prm.Talya Yılmaz
#mobbing#iş#sağlık#psicologia#baskı#stress#paramedic#hemşire#doktor#işçi hakları#işçilik#iş dünyası#ego#egoista#kompleksy#öğretmen#öğrenci#kıdem#istifa#cinayet
4 notes
·
View notes
Text
Türkiye’nin en büyük şehir hastanelerinden biri olan Ankara Etlik Şehir Hastanesi bugün açıldı.
8 hastaneden oluşan bu sağlık kompleksi 1.000 polikliniğe, 125 ameliyathaneye, 4.050 yatak kapasitesine, birçok alanda ilk ya da en büyük olma özelliğine sahip.
Milletimize hayırlı olsun.
16 notes
·
View notes
Photo
TR-Bergama Akropolünün dibinde, MÖ 4. yy'da Şifa Tanrısı Asklepius'un onuruna inşa edilmiş bir şifa kompleksi bulunmaktadır. Gelişmiş mimari düzeni ve kullanılan tedavi yöntemleri ile batı Anadolu'daki en önemli şifa merkezi unvanını kazanmıştır. Asklepion'un günümüze kalan kalıntıları, MS 2. yüzyılda Roma İmparatoru Hadrian tarafından yapılan düzenlemelere aittir. Asklepion, kuruluş tarihinden daha önceki dönemlerde de kutsal bir alan olduğuna ilişkin bazı işaretler bulunmaktadır. Ancak kentin gelişimi M.Ö. 4. yüzyıldan sonra başlamıştır.
EN-At the foot of the Pergamon Acropolis, there is a healing complex built in the 4th century BC in honor of Asclepius, the God of Healing. It has gained the title of the most important healing center in western Anatolia with its advanced architectural layout and the treatment methods used. The surviving remains of Asclepion belong to the arrangements made by the Roman Emperor Hadrian in the 2nd century AD. There are some indications that the Asklepion was a sacred area even before its foundation date. However, the development of the city BC. It started after the 4th century.
TR-Asklepeionlardaki hekimlere “Asklepiad” ya da Rahip-Hekim deniliyordu.[1] Asklepion’un hastaları ve hastalıkları çeşitliydi .En çok kadınlar buraya iyileşmeye gelirdi.Felç, göğüs darlığı, mide ağrıları, delilik gibi ağır hastalarla, en hafif yarası, beresi olanlar da gelmekteydi.Ölüm riski olan hastalar (hamile kadınlar dahil) bu sağlık merkezine giremezdi yoksa merkezin iyileştirici gücünün kaybolacağına inanılırdı.
EN-The physicians in the Asklepeions were called “Asclepiad” or the Priest-Physician. Asclepion's patients and diseases were varied. Mostly women came here to heal. Severe patients such as paralysis, chest tightness, stomachaches, insanity, and those with the slightest wound and bruise were also coming. Patients at risk of death (included pregnant woman) could not enter this health center, otherwise the healing power of the center would be lost. it was believed.
TR-Tapınağın girişi, 1 km uzunluğunda düzeltilmiş ve son kısmı sütunlu bir cadde olan Via Tecta'dan (Kutsal Yol) geçmektedir. Yolun sonunda anıtsal giriş (Propylon), girişin sağında kütüphane salonu ve girişin solunda Zeus'a adanmış bir tapınak bulunmaktadır. Anıtsal girişin ardından geniş bir avlu bulunmaktadır. Avlunun kuzey, güney ve batı yönleri sütunlu galerilerle çevrilidir. Kuzeybatı köşesine bitişik, 3.500 kişilik oturma kapasitesine sahip bir tiyatro, batı köşesinde batıya uzanan bir galeri, güneyde büyük bir ziyafet salonu ve güney köşede tuvaletler vardır. Avlunun güneydoğu köşesinde, bazen Telesphorus Tapınağı olarak bilinen bir tedavi merkezi vardır. Büyük avlunun batı kesiminde kutsal şifa kaynaklarının, tapınakların ve erken dönemde inşa edilen yatak odalarının kalıntıları bulunmaktadır.
EN-The entrance to the temple is through the Via Tecta (Sacred Path), a 1 km long straightened street with columns at the end. At the end of the road, there is the monumental entrance (Propylon), the library hall to the right of the entrance and a temple dedicated to Zeus to the left of the entrance. After the monumental entrance, there is a large courtyard. The north, south and west sides of the courtyard are surrounded by columned galleries. Adjacent to the northwest corner is a theater with a seating capacity of 3,500, a gallery extending to the west in the west corner, a large banquet hall to the south, and restrooms to the south corner. In the southeast corner of the courtyard is a treatment centre, sometimes known as the Telesphorus Temple. In the western part of the great courtyard are the remains of sacred healing springs, temples and early bedrooms.
TR-Asklepion sağlık merkezinde uygulanan tedavi yöntemleri hakkında bilgileri, eski zamanların ünlü hatip Aelius Aristides’ten almak mümkündür. Aristides, Asklepion'da tedavi edilmiş ve tedavi yöntemlerini Hieroi Logoi kitabında detaylı olarak açıklamıştır. Uyku odalarında hastalar, suyun sesini dinleyerek, çamur tedavisi ile, şifalı su tedavisiyle, diyet terapileri ile uyutularak ve müzik terapisi gibi çeşitli yöntemlerle tedavi edilmeye çalışılmıştır. Antik dünyanın en önemli sağlık şehirlerinden biri olan Pergamon, Eczane'nin babası olarak bilinen Pergamonlu Galen’in doğduğu kenttir. Galen, burada gladyatörlere ve Roma krallarına bakmış ve farmakoloji alanında önemli keşifler yapmıştır.
EN-It is possible to get information about the treatment methods applied in the Asklepion health center from the famous orator of ancient times, Aelius Aristides. Aristides was cured in Asclepion and explained the treatment methods in detail in his book Hieroi Logoi. In sleeping rooms, patients were tried to be treated with various methods such as listening to the sound of water, mud therapy, healing water therapy, diet therapy, and music therapy. Pergamon, one of the most important health cities of the ancient world, is the city where Galen from Pergamon, known as the father of Pharmacy, was born. Galen looked at gladiators and Roman kings here and made important discoveries in the field of pharmacology.
TR-Asklepion şifa merkezi, Epidaurus ve Kos'taki diğer çağdaş tedavi merkezleri arasında, Roma dönemine ait mimarlığın karmaşık yerleşim düzeni, hastalıklar için tedavi yöntemleri, burada çalışan hekimler ve Pergamon Galen tarafından geliştirilen tedavi yöntemleri nedeniyle önemli bir yerdir.
EN-The Asklepion healing center is an important place among other contemporary treatment centers in Epidaurus and Kos because of the complex layout of the Roman architecture, the treatment methods for diseases, the physicians working here and the treatment methods developed by Pergamon Galen.
#asklepieion#asklepion#ancient#ancient anatolia#pergamon#hellenistic#asklepios#antik#antik anadolu#hellenistik#antik roma#archeology#arkeoloji#anatolia#ancient cities#ancient rome
6 notes
·
View notes
Text
Hemşirelik Üzerine Düşünceler
Hemşirelik tarihi çok eskilere dayanan bir meslek olduğu için herkesin hakkında fikrinin bulunduğu ve herkesin kafasında bambaşka konumda olan bir meslek. Ancak kendimizi de boşuna kandırmayalım ki ‘’hekim yardımcısı’’ olarak görülen ve sağlık alanında sayısı en yüksek meslek grubu olmasına rağmen genelde yaptıklarına pek önem atfedilmeyen bir meslek.
Sağlık alanı çoğunlukla hekim odaklı bir alan. Diğer meslekler gelişmiş mi gelişmeli mi ne gibi sorunları var bunlar pek düşünülmez. Hemşirelik okumasaydım ben de düşünmeyecektim. Hemşirelik okuyan veya olan pek çok kişinin düşündüğünü de sanmıyorum.
Bize okullarda diyorlar ki hemşirelik multidisipliner sağlık ekibinin bir üyesi, kimse kimseyle alt veya üst değil, bu bir ekip işi. O zaman neden bunca yıldır halkın gözündeki hemşire imajı biraz olsun gelişmedi? Niye herkes hekimler amirimizmiş gibi davranıyor? Neden herkes kendi mesleğini olduğu gibi yapamıyor?
Bu düşünceler beni çok kinlendiriyor. Bazen Twitter’da hemşire hekim atışmaları okuyorum. Çok gereksiz. Bir hekim benden üst olduğunu hissetmeye muhtaç mı? Bir hekim başka bir meslek grubuyla kıyaslanmadan kendi çapında bir değere sahip olamaz mı? Neden yarışıyoruz? Biz ekip değil miyiz? Kolay olan ayrışmak, kolay olan şartlar gereğince gücünün yettiğini ezmek. Elmayla armutu kıyaslıyoruz. Hekim hekimdir kendi rolleri vardır, hemşireye bağımlı olduğu, bağımsız olduğu durumlar vardır. Aynı şey hemşire için de geçerlidir. Çünkü ekip olmak böyledir.
Biz hemşireler ya da hemşire adayları. Bağırıyoruz. Bakın biz de değerliyiz bizi de görün. Buna muhtaç mıyız? Hemşirelik artık lisans düzeyine erişebilmiş, kendi uzmanlık alanları olan, gelişmesi gereken milyonlarca noktası olan ama gelişeceğine dair umudumu hiç yitirmediğim bir meslek. Bulunduğu koşullardan dolayı ya da kendisinin kolayına öyle geldiğinden dolayı sadece ant ve tedavi yapan bir meslek olmaktan çok daha fazlası. Bu gibi hemşireler kendi değerinin kendi mesleğinin farkında olmayabilir, hatta bazı hemşirelere göre hekim amir olabilir. Bunlar vardır. Hekimler arasında da bilmem hangi meslek grubu arasında da kötü niyetli insanlar olduğu gibi her mesleğin bir yüz karası vardır. Biz bunlarla tartışarak niye vakit kaybediyoruz? Bazen tartışmak, insanları sorgulamaya yöneltmek gereklidir fakat biz kendi değerimizi ispat çabasına mı giriyoruz, yani bir aşağılık kompleksi içinde mi hareket ediyoruz, yoksa gerçekten bir olabilmek, mesleğimizi geliştirebilmek adına mantıklı bir tartışma süreci mi yaşıyoruz?
Ben bir hemşirelik öğrencisi olarak kendi değerimin farkındayım, hemşirelik mesleğini ileriye götürme arzusu içinde okuyorum ve ileride de buna göre mesleğimi icra edeceğim. Diğer sağlık alanı üyelerinde de kendi mesleğine bu dürtü ile bakan, ekip içi iletişimi iyi olan herkes benim yoldaşım olacaktır. Yoldaşım olmayacak beni küçümseyecek kişiler de olacaktır. Ama ben her zaman kendi değerimi bilmeye ve kendi mesleğime sahip çıkmaya devam edeceğim. Önemli olan da bunu yapabilmek, kendi değerini bilmek. Burada yazımda toplumumuzda hekimlerin hemşirelere nazaran daha değerli algılandığı üzerinden gitmiş olsam da günün sonunda hasta o bıçağı hekime de çekiyor hemşireye de. Yani bu kadar tahammülsüz şiddete meyilli bir toplumun ilgi yarışına girmek sadece saçmalık olur. Herkes biricik herkes değerli, çünkü biz toplum içinde yaşıyoruz ve her alanda farklı ihtiyaçlarımız var. Ben bir hemşire adayı olarak, toplumumuzun bakım ihtiyacına karşılık vereceğim ve bu yüzden kendimi değerli görüyorum. Olay aslında bu kadar basit. Binbir tür insanla mantıksız tartışmalara girilmeyecek kadar basit.
2 notes
·
View notes
Text
BU BİLGİ, TÜM VATANDAŞLARIMIZA ULAŞMALI. 👍
İŞTE, TÜRK'ÜN MAHARETİNİ, ORTAYA KOYMASINA VESİLE OLAN; BÜYÜK ATATÜRK'ÜN ESERİ.✌️🇹🇷✌️ NURLARDA UYU ATAM, MİNNETTARIZ ! 🙏❤️👏👏
NAZİLLİ.. VENEZUELA.. AZRA AKIN..
Dünya gerçekten küçük..
Haydi okuyalım...
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro Türkiye'yi ziyaret ediyor.
İyi de, bu fotoğrafın Maduro ile ne ilgisi var, diyeceksiniz!
Var, zira Londra'da Dünya güzeli seçildiğinde Azra Akın'ın üzerindeki giysi, Sümerbank Nazilli Basma Fabrikasında üretilmişti.
80 yıl kadar önce Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün hayata geçirdiği AKILLI PROJE’den; Atatürk’ün SOSYAL FABRİKA PROJESİ’nden söz etmek istiyorum…
O FABRİKANIN VENEZUELLA’DA NE İŞİ VAR?
Gazeteci-yazar Banu Avar, Venezuella’da karşılaştığı bir olayı şöyle anlatmıştır:
'' "Şehri göreceğimiz tepeye doğru tırmanırken, Kemal Atatürk tabelasını geçince şaşırdım ki, tepeye geldik. Genç kız rehber heyecanla ‘şu fabrikayı görüyor musun? yanında nikah salonu, şu sağlık ocağı, şu okul onun arkasındaki de bizim ev.’ ‘Eeee, dememe kalmadı’ Rehber ‘Biz buna ATATÜRK modeli’diyoruz’ diye yapıştırdı.”
Venezuella’da bu gördükleri ve duydukları üzerine duygulanan Banu Avar: "Venezuella tepesinde tüylerim diken diken, gururum tavan yapmıştı..." diyerek anlatmıştır heyecanını…
Peki ama, Türkiye’den binlerce kilometre uzaktaki Venezuella’da “Atatürk Modeli” diye adlandırılan bir fabrikanın ne işi vardı?
“Atatürk Modeli Fabrika” da nedir?
Türkiye’de bu fabrikadan var mıdır?
İşte bütün bu soruların cevaplarını verebilmek için şimdi hep birlikte Nazilli’ye uzanalım!
ATATÜRK’ÜN DEV PROJESİ: NAZİLLİ SÜMERBANK BASMA FABRİKASI
Venezuella’ daki “Atatürk Modeli Fabrika’ya” esin kaynağı olan fabrika, 1937’de Atatürk tarafından açılan Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası’dır.
Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, Atatürk’ün kafasındaki “Sosyal
Fabrika Projesi’nin” ilk uygulaması olması bakımından çok önemlidir.
Atatürk’ün kafasındaki fabrika, sadece üretim yapılan bir mekan değil, aynı zamanda “ar-ge” çalışmalarının yapıldığı bir laboratuar, eğitim verilen bir okul, her türlü sanat ve spor imkanlarına sahip bir kültür kompleksi, kısacası adeta dört dörtlük bir “yaşam alanı”, bir kampustur.
Atatürk, işçilerin yüksek standartlarda, her türlü imkândan yararlandıkları bu “sosyal fabrikaları” Anadolu’nun her yanına yapmayı planlıyordu. Ama bu projesini yaygınlaştırmaya ömrü yetmeyecekti.
Fabrika, Türk-Sovyet ortak yapımıdır. Makineler ve teçhizatların çoğu Sovyetler Birliği’nden narenciye karşılığında alınmıştır. Fabrika kuruluşundaki işçi açığını kapatmak için 120 Sovyet montör ve mühendisi istihdam etmiştir.
Fabrikanın temelleri 25 Ağustos 1935’te atılmış, yapımı 18 ayda tamamlanmış ve 9 Ekim 1937’de açılmıştır. Bina ve makineler dâhil, 8 milyon liraya mal olmuştur.
Fabrikanın, 28 bin iğ ve 800 otomatik tezgâh ile çalışmaya başlaması ve 2.400.000 kilo iplik işlemesi planlanmıştır. Bununla 20 milyon metre basma imal edilecektir.
Fabrika 15 bin ton kömür yakacaktır.
Fabrika her gün en fazla 2400 işçi çalıştıracak ve ücret olarak senede 1 milyon lira ödeyecektir.
Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, sosyalist ülkeler de dâhil, dünyada görülmemiş bir “sosyal” niteliğe sahiptir. Evet, fabrika kurulurken Sovyet modeli esas alınmıştır, ama genç cumhuriyetin genç mühendisleri Türk devrimine has, çok özgün bir eser ortaya çıkarmayı başarmışlardır.
Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, 1930’ların dünyasında bir benzerine daha rastlanmayacak kadar özgün bir “sosyo-kültürel” ekonomi projesidir.
İşte Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası’nın şaşırtan özellikleri:
1. Fabrika, balolar, danslar ve partiler düzenlemiştir: 1930’ların ortalarına kadar kadınlı erkekli hiçbir toplantıya katılmamış halk, fabrikanın organize ettiği balolar, danslar ve partilerle sosyalleşmiş, özellikle kadın ön plana çıkmaya başlamıştır.
2. Fabrikada sinema salonu vardır: 1937 yılında 12 bin kişinin yaşadığı bir kentte, bu fabrika bünyesinde 700 kişilik bir sinema salonu açılmıştır. İki defa memurlara, iki defa işçilere ve iki defa da ustalara olmak üzere haftada toplam altı defa film gösterilmiştir
3. Fabrika Halkevi kurmuştur: Fabrika “Sümer Halkevi” adıyla bir halkevi kurarak halkı her konuda bilinçlendirmeye çalışmıştır. Bir fabrika bünyesinde açılan ilk ve tek halkevi Sümer Halkevi’dir. Halkevinin şubelerinde çalışanların büyük çoğunluğu fabrika işçisidir. Halkevinin, hazırladığı oyunları sergilemesi için fabrika içinde bir sahnesi vardır.
Sümer Halkevi biçki-dikiş kurslarında her yıl birçok genç kız meslek sahibi olmuştur. Halkevi civar köylere geziler düzenlemiş, köylülerin sorunlarıyla ilgilenmiş, köylere ilaç ve sağlık elemanı göndererek hastaların tedavisini sağlamıştır.
4. Fabrikanın korosu vardır: Fabrika çalışanları arasında bir müzik grubu oluşturulmuştur. Klasik müzik seslendiren grup Nazilli, Aydın ve Denizli’de konserler vererek “çok sesli” müziğin Anadolu’da tanınmasını sağlamıştır.
Fabrikada yemek aralarında dünya klasiklerinden eserler okuyan bu koro (grup), işçilerin Beethoven zevke ulaşmalarını sağlamıştır. Fabrikada, çalmayı bilen işçilerin kullanımlarına açık bir de piyano vardır.
5. Fabrikanın hamamı vardır: Fabrika bünyesinde kurulan bir hamam, hem işçilere hem de Nazilli halkına hizmet vermiştir.
6. Fabrikanın Ressamları vardır: Fabrika bünyesindeki desinatörler belli zamanlarda fabrika dışına çıkarak Nazilli ve çevresinin güzel resimlerini yapmışlardır. Fabrika ressamlarının yaptığı bu tablolar açık arttırmalarda satılmıştır. Resim heykel sergileri de düzenleyen fabrika Nazilli’de güzel sanatların gelişmesini sağlamıştır.
7. Fabrikanın spor kulübü vardır: Fabrikanın bünyesinde kurulan lacivert-beyaz renkli Sümer Spor, futbol, basketbol, atletizm, voleybol, bisiklet, güreş, yüzme, boks branşlarında faaliyet göstermiştir.
Fabrika bünyesindeki Sümer Spor futbol Sahası Türkiye’nin ilk “alttan ısıtmalı” futbol sahalarından biridir. Ayrıca yine fabrika bünyesinde, basketbol, voleybol sahaları, güreş minderleri, boks ringi, tenis kortu ve paten pisti vardır. Nazilli’de toplumsal kaynaşmayı güçlendiren “paten eğlenceleri” ve” bisiklet yarışları” Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası’nın mirasıdır.
8. Fabrika halka bedava basma dağıtmıştır: Bir sosyal fabrika olarak tasarlanan Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, altı ayda bir halka “ıskarta basma” dağıtmıştır.
9. Fabrikada işçi hakları üst düzeydedir: Çok sayıda işçiyi barındıran fabrika işçi haklarına da çok önem ermiştir. İşçi ve Memur Biriktirme Sandıkları, İşçi Ölüm ve Hasatlık Yardım Sandıkları oluşturulmuş, fabrika içinde işçi sağlığını koruyacak 40 yataklı bir hastane, bir eczane bir de laboratuar kurulmuştur.
Nazilli’nin kâbusu haline gelen sıtma hastalığı fabrikanın sağlık ekibi tarafından kurutulmuştur. İşçilere mesleki eğitim verilen fabrikada ayrıca işçiler için beş sınıflı bir okuma-yazma kursu, daha doğrusu bir küçük okul vardır. Sümer İlköğretim Okulu adlı bu işçi okulunun 980 öğrenciye sahiptir.
Ayrıca bir işçi radyosu ve işçi çocukları için 26 yatak ve 40 mevcutlu bir kreş kurulmuştur. İşçiler ve memurlar, fabrikanın hemen önünde özel olarak inşa edilen 264 dairelik ve 1000 kişilik lojmanlarda çok uygun bir ücretle kalırken, bekâr işçiler için 350 kişilik bir “Bekar İşçi Pavyonu” vardır.
Lojmanda kalamayan işçi ve memurları şehirden fabrikaya taşımak için düzenli seferler yapan GIDI GIDI adı verilen mini bir tren kullanılmıştır. Fabrika işçilerinin yiyecek ve giyeceklerini temin etmek için fabrika bünyesinde bir kooperatif vardır. Fabrikanın, işçilere hizmet veren güzel ve temiz bir fırını, işçi yemekhanesi, memur kantini ve bir de hamamı vardır.
10. Fabrikanın ar-ge bölümü vardır: Daha fabrika açılmadan fabrikada kullanılacak kaliteli pamukların çevrede yetiştirilmesi için 200 adet modern tohum ekme makinesi satın alınmıştır.
Yine pamuk işinde kullanılmak üzere birçok modern tarım aleti ve makinesi bölgeye getirilerek çiftçilere dağıtılmış ve bunları nasıl kullanacakları öğretilmiştir. Fabrika içinde mekanik odası, fizik laboratuar, tarım laboratuarı gibi ar-ge bölümlerinde, fabrikada yapılacak üretimin kalitesini arttırmak için çalışmalar yapılmıştır.
11. Fabrikanın atölyesi vardır: Fabrikanın büyük bir atölyesi vardır. Bu atölyenin demirhanesi, marangozhanesi, dökümhanesi, kaynak ve teneke işleri yapan bir kısmı vardı. Diğer fabrikaların ahşap parça ihtiyacı olan makine vurucu kolları burada yapılırdı.
12. Fabrikanın elektrik ve su santralleri vardır: Fabrika, bir dönem hem kendi elektrik ihtiyacını hem de Nazilli kentinin elektrik ihtiyacını kendi bünyesindeki bir elektrik santraliyle sağlamıştır. Dört kazan ve üç türbinli olan bu santral, 2500 kw gücündedir. Fabrikanın su ihtiyacını karşılamak için bir de su santrali vardır.
İşte Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası… İşte Atatürk’ün “Sosyal Fabrika Projesi”nin ilk uygulaması… İşte genç cumhuriyetin, halkına, insanına, işçisine bakışı
Ne büyük bi insanmışsın yüce Türk ATATÜRK,
Yattığın yer nûr, mekânın cennet olsun inşallah (birde şimdi gör ülkemizi )
18 notes
·
View notes
Text
Kedi Tüy Sağlığı İçin Vitamin: Parlak ve Sağlıklı Tüyler İçin Öneriler
Kedinizin tüy sağlığı, genel sağlığının bir göstergesidir. Parlak, güçlü ve dökülmeyen tüyler, kedinizin iyi beslendiğinin ve doğru bakıldığının işaretidir. Ancak, bazı durumlarda kedilerde tüy dökülmesi, matlaşma veya deri problemleri görülebilir. Bu gibi durumlarda, kedi tüy sağlığı için vitamin takviyeleri etkili bir çözüm sunar. Peki, kedinizin tüy sağlığını korumak için hangi vitaminlere ihtiyaç var? İşte kullanıcıların sıkça sorduğu sorular ve bu sorulara dayalı rehber.
1. Kedimin Tüy Sağlığı İçin Hangi Vitaminlere İhtiyaç Var?
Kedinizin tüy sağlığını desteklemek için belirli vitamin ve mineraller oldukça önemlidir. Bu vitaminler, tüylerin güçlenmesine, parlak olmasına ve dökülmelerin azalmasına yardımcı olur. Kedinizin sağlıklı tüyler için ihtiyaç duyduğu başlıca vitaminler şunlardır:
B Vitamini Kompleksi: Özellikle B7 (biyotin) ve B12 vitamini, tüylerin parlak ve güçlü olmasını sağlar. Biyotin eksikliği, tüy dökülmesine ve deri problemlerine yol açabilir.
Omega-3 ve Omega-6 Yağ Asitleri: Bu yağ asitleri, kedinizin derisini nemlendirir ve tüylerin sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Balık yağında bol miktarda bulunur.
E Vitamini: E vitamini, antioksidan özellikleri ile kedinizin cildini ve tüylerini dış etkenlere karşı korur.
Çinko ve Bakır: Bu mineraller, tüylerin sağlıklı uzamasını ve doğal renklerini korumasını sağlar.
2. Kedi Tüy Dökülmesini Azaltmak İçin Vitamin Takviyeleri Etkili Mi?
Tüy dökülmesi, birçok kedinin yaşadığı yaygın bir sorundur. Bu durum, mevsimsel değişiklikler, stres, yetersiz beslenme veya deri hastalıklarından kaynaklanabilir. Tüy dökülmesini azaltmak için kullanılan vitamin takviyeleri, kedinizin deri ve tüy sağlığını iyileştirerek bu sorunu hafifletebilir. Özellikle omega-3 ve omega-6 yağ asitleri içeren vitaminler, tüy dökülmesini kontrol altına almada oldukça etkilidir.
Ancak, aşırı tüy dökülmesi sorunu devam ediyorsa, bu durum altta yatan bir sağlık problemine işaret edebilir ve veterinerinize danışmanız gerekebilir.
3. Kedime Vitamin Takviyelerini Nasıl Verebilirim?
Kedinizin tüy sağlığını desteklemek için vitamin takviyelerini çeşitli şekillerde verebilirsiniz. Piyasada bulunan vitaminler genellikle sıvı, toz veya tablet formunda sunulur. En uygun yöntemi seçmek için kedinizin ihtiyaçlarına ve tercihlerine göre hareket edebilirsiniz. Sıvı vitaminler, kedinizin yemeğine karıştırılarak verilebilirken, tablet formundaki vitaminler doğrudan verilebilir.
Vitamin takviyesi kullanmadan önce, doğru dozu ve kullanım sıklığını öğrenmek için mutlaka veterinerinize danışmalısınız.
4. Kedi Tüy Sağlığını Desteklemek İçin Doğal Besinler Nelerdir?
Vitamin takviyelerinin yanı sıra, kedinizin tüy sağlığını desteklemek için bazı doğal besinleri diyetine ekleyebilirsiniz. İşte kedinizin tüylerini sağlıklı ve parlak tutmaya yardımcı olabilecek bazı besinler:
Balık (özellikle somon): Omega-3 yağ asitleri açısından zengindir.
Yumurta: Biyotin ve protein kaynağı olarak tüy sağlığını destekler.
Tavuk Karaciğeri: A vitamini içerir ve tüylerin güçlenmesine yardımcı olur.
Bu besinler, kedinizin tüy sağlığına katkıda bulunurken aynı zamanda genel sağlığını da iyileştirir.
5. Kedimde Hangi Belirtiler Tüy Sağlığı Sorunu Olduğunu Gösterir?
Kedinizin tüy sağlığı ile ilgili bir problem olup olmadığını anlamak için dikkat etmeniz gereken bazı belirtiler vardır. İşte bu belirtilerden bazıları:
Aşırı tüy dökülmesi
Mat ve cansız tüyler
Kaşıntı ve ciltte kuruluk
Tüylerde incelme ve kopma
Deri tahrişleri veya yaralar
Bu belirtiler, kedinizin vitamin eksikliği veya başka sağlık problemleri yaşadığını gösterebilir. Eğer bu tür sorunlar fark ediyorsanız, veterinerinizle görüşerek doğru vitamin takviyelerine başlamak en iyisi olacaktır.
Sonuç:
Kedinizin tüy sağlığı, doğru beslenme ve vitamin desteği ile korunabilir. Biyotin, omega-3 yağ asitleri ve E vitamini gibi önemli vitaminler, kedinizin tüylerini güçlendirir, parlak ve sağlıklı kalmalarına yardımcı olur. Düzenli bakım ve uygun beslenme ile kedinizin tüy problemleri büyük ölçüde azalabilir.
0 notes