#ritim bölümü
Explore tagged Tumblr posts
Text
05-11-24
izin günleri bu şekilde değerlendirilebilir. haftayı planlamanın yerine bir recap şeklinde.
saquon barkley
yani new york new york new york new york. bir spike lee değiliz. kütük de new york değil sorry. ama knicks, yankees, rangers & giants all the way. giants öncesi biraz daha fazla boşluk bırakabilirdik ama önemli değil. ayrılış dönemlerinde pek içli dışlı değildim nfl’le. obj’den sonra kendisinin de gitmesi zaten tamamen giants’la arama girmişti. haftasonu yaptığı inanılmaz koşu ve o…! dönde bir bak o kaybettiğin kişiye resmen.
youtube
aylar önce tumblr’la tekrar denediğim gün de nhl’de la kings oyuncusu quinton byfield’ın inanılmaz solo golü vardı. buraya tekrar koyup hatırlamakta, hafızada tutmakta fayda var.
youtube
spordan devam edelim o zaman. prime’dan iki iyi spor serisi faceoff: inside the nhl ve game 7. faceoff ile geçtiğimiz sene üzerinden anlatılan hikayeler, kurgulanan bölümlerle buz hokeyine ve lige daha farklı bakmanızı sağlıyor. futbol ve basketbol daha hayatımızın içinde olduğundan oyuncuları ve sporu sosyal açıdan takip etsek de bu tür uzak sporlar açısından iyi bir bakış açısı sağlıyor. çocukluğumda tv’de görüp sevdiğim iki spor olan buz hokeyi ve beyzbol adına futboldan kendimi tamamen koparıp, arındırdığım şu dönemde iki iyi içerik olarak önerebilirim.
ve ve ve filmler. hatırlatmak istemem. o günler yıllar öncesinde kaldı. ya da yaşanmadı değil mi? pandemiden bahsediyorum. sporun bir süre hayatımızdan çıktığı o günler. hoş filmler de durmuştu ama criterion gibi bir hazinemiz vardı. günde 4 filme varan maratonlar. o günlerden çok uzağız. yeni yeni antrenmanlara başladık. artık haftada iki film olarak devam etmeye, ritim bulmaya çalışıyoruz. bu haftayı the fall ve the zone of interest ile geçirdim. bazı filmlerle çok önceden karşılaşmam gerekiyordu, yolumun keşismesi lazımdı fakat bazen yılların geçmesi gerekiyor belki de. cinema paradiso öyleydi benim için. izleyeceğim, ha bugün ha yarın diye belki 10 yıl geçmişti başına oturup kesintisiz izlediğimde. hüngür hüngür bitirmiştim. the fall da öyle oldu. belki o duygu yoğunluğu yoktu bu sefer ama lise döneminde bir ağabeyimizin buna bir bak demesine rağmen yine 10 yılı devirip başına oturdum. mubi’ye de teşekkürler. hiçbir ülkede resmi stream içeriğinde yok. bu yılların bir çoğu da böyle geçti galiba. cinema paradiso gibi bir sonla beni yine vurup sinema için kalpte bir kıvılcım uyandırdı.
dandadan. ilk bölüm sonu ne bu ulan şimdi? diye kendine sormayan var mıydı acaba? ilk iki bölümden sonra iki hafta izlememiştim. bugün tekrar bakayım diyerek 3. bölümü açtım ve devamı geldi. mangasına da ilk fırsatta başlayıp yaratıcı kardeşimizin deliliğine biraz daha derin nail olmak istiyorum. ama animedeki renk dokusu da muazzam.
müzikle de kapanışı yapayım. hafta tyler, the creator haftasıydı. geçtiğimiz cuma yayınlanan albümü chromakopia ile. birçok şarkısı ve klibiyle tyler’a bir yerden kulak verip, göz attıysam da bu albümü kadar hiç bağlanamamıştım sanırım. sticky ve like him parçaları, özellikle de like him. dönüyor da dönüyor kafamın içinde.
ilk haftalığım bu kadar. devamı gelecek mi, silinip gidecek mi, günlüğe evrilecek mi? bekleyip göreceğiz. belki de sabaha karşı uyandığımızda bir şeyler paylaşma hissiyatı oluşacak. ne diyor bu değişik. farklı bir şey yaptığım yok. yeni bir şey de değil. podcast ve youtube bunları konuşan insanlarla dolu. ama o kadar konuşan insan var ki artık sessizliğe muhtaç olup okumaya, yazmaya yönelmeyi elzem kılıyor. çok özledim sevdiğim insanların yazılarını okumayı. hemingway’in çıplak uzanıp times okuduğu fotoğraf geliyor aklıma. youtube’da yazın şortla program yaptığını düşünsenize. yayılmış, bacak bacak üstüne atmış…
#nfl#nhl#saquon barkley#sports#quinton byfield#movies#dandadan#Youtube#tyler the creator#music#Spotify
2 notes
·
View notes
Text
Türk halk oyunları ve özellikleri
Türk halk oyunları farklı bölgelerin kendi kültürlerinden özellikler taşıyan, halk danslarına verilen isimdir.
Özel olarak dikilmiş yöresel kıyafetler giyen dansçılar, müzik eşliğinde uyumlu bir şekilde dans eder.
Bu halk dansları, yöreden yöreye değişir.
Şimdi sırayla öğrenelim:
Hora: Trakya.
Zeybek: Ege, Güney Marmara, İç ve Batı Anadolu
Teke: Göller Yöresi, Batı Akdeniz.
Kaşık Oyunları-Karşılama Bölgesi: Konya Bölümü, Batı Karadeniz, Güney Marmara, Doğu Akdeniz
Horon: Orta ve Doğu Karadeniz.
Halay: Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri, İç Anadolu’nun Doğusu.
Bar: Kuzeydoğu Anadolu.
Kafkas: Kuzeydoğu
HORA
Dansçıların el ele ve kol kola tutuşarak, ritmik şekilde yan yana oynadıkları halk oyunu türüymüş. Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale şehirlerinde oynanan türmüş.
ZEYBEK
Tek kişi ya da daire halinde dizilmiş kişilerin bireysel olarak oynadıkları halk oyunu türüymüş. Aydın, İzmir, Muğla, Denizli, Bilecik, Eskişehir, Kütahya, Çanakkale, Kastamonu, Uşak, Manisa, Balıkesir, Burdur şehirlerinde oynanırmış.
TEKE
Yörede yaşayan dağ keçisinin hareketlerinden esinlenerek ortaya çıkmış bu oyun türünde sekme, arkaya dönüp kaçma, ani sıçrama figürleri görülürmüş.
KAŞIK
Dansçıların ellerinde kaşıkla ritim tutarak dans ettikleri halk oyunuymuş. Eskişehir, Afyon, Kütahya, Bilecik, Kırşehir, Konya, Mersin, Antalya, Bolu, Bursa’da kaşık dansı görülürmüş.
KARŞILAMA
İki kişinin karşılıklı durarak oynadıkları bir oyun biçimiymiş. Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, İzmit, Adapazarı, Çanakkale, Bursa, Bilecik’te oynanırmış.
HORON
Oyuncuların yan yana dizilerek, birbirine tutunarak oynadığı oyunlarmış. Kemençe veya davul da bu horona eşlik edermiş. Trabzon, Samsun, Artvin, Ordu, Rize’de bolca horon görebilirmişiz.
HALAY
Oyuncuların birbirine tutunarak oynadığı oyun türü de halaymış. Doğu, Güneydoğu ve Orta Anadolu’da davul ve zurna eşliğinde oynanırmış. Ayrıca Bitlis, Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Malatya, Kahramanmaraş, Gaziantep, Erzurum, Erzincan gibi birçok yörede görülürmüş.
BAR
Yan yana düz ya da yarım ay biçiminde, oyuncuların birbirlerine tutunarak oynadıkları disiplinli grup oyunlarına bar denirmiş. Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde görülen bir oyun türüymüş.
#halk oyunları#türkiye#doğa#travel photography#travel destinations#travel#manzara#view#natural#europe#africa
34 notes
·
View notes
Video
youtube
Bizim Mahalle - Topkapı'da Raks Erkan Kanat ✩ Ritim Karaoke (Nikriz Majö... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/s99d73RP8oI ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Bizim Mahalle (Usta Priva) - Topkapı'da Raks Erkan Kanat ✩ Ritim Karaoke (Nikriz Majör 9/8 Roman Beste Selim Kızılcıklılar) ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.. ➤ SANATÇININ DİĞER ŞARKILARI İÇİN OYNATMA LİSTESİNE BAKABİLİRSİNİZ... ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupP-5VvfmvamUpFyWmaksveY ➤ ESER ADI : BİZİM MAHALLE - ➤ SÖZ GÜFTE : SELİM KIZILCIKLILAR ➤ BESTE - MÜZİK : SELİM KIZILCIKLILAR ➤ USÜL : 9/8 ROMAN ➤ MAKAM - DİZİ : NİKRİZ (HİCAZ GİBİ BİR TAM SES ALTINDA KARARDA KAL) - MAJÖR ➤ ARANJÖR : SERKAN BALKAN & ERKAN KANAT ➤ ENSTRÜMANLAR : KLARNET, YAYLI GRUP KEMAN, UD, CÜMBÜŞ, BUZİKİ, BAĞLAMA, ➤ KİMLER OKUDU : ADNAN ŞENSES ➤ FİRMA - ŞİRKETİ : FONO MÜZİK ➤ KÜNYE : Ritimler & Düzenlemeler: Erkan Kanat Kemanlar: Gündem Yaylı Grubu (1-2-5) - Kempa Yaylı Grubu (3-6) Solo Keman: Ahmet Darıcı - (1) Kanun: Müslüm Karaduman Klarinet: Aykut Sütoğlu Ud - Buzuki - Cümbüş - Bağlama - Elektro Bağlama: Ali Yılmaz - (Motor Ali) Cümbüş: Mustafa İpekçioğlu - (Şarbon) - (5) Alt Yapılar: Serkan Balkan Bas Gitar: Görkem Oker Stüdyo: Soundtrack & Can Kayıt - Edit - Miks: Meriç Demir Mastering: Muammer Tokmak Yapım: Fono Müzik Üretim - (2015) Bizim Mahalle Erkan Kanat Topkapı'da Raks (Turkish Orient Music) ŞARKI SÖZÜ Bizim mahalle aşağı ki mahalle, Sizin mahalle yukari ki mahalle, Bizim mahalle gogocu mahalle, Sizin mahalle yapıştır mahalle, Hadi gidelim karakola, merkeze, Canım istiyor her gece her gece Usta priva naşti kovala, Okatukalama naşti priva. Tavşanı kovaladım tepeden, Akşama içeceğin şişeden Civciv çıkacak kuş çıkacak Dur bakalım bu akşam neler olacak Annem beni bakkala yolladı, Bakkal bana elini salladı, Usta priva naşti kovala, Okatukalama naşti priva. Hadi gidelim karakola, merkeze, Canım istiyor her gece her gece Usta priva naşti kovala, Okatukalama naşti priva Öğretim Üyesi/Elemanı Adı Soyadı: Erkan Kanat Unvan Bilgileri, Bölümü: Araştırma Görevlisi / Çalgı Eğitimi Bölümü Çalışma Alanları: Vurmalı Çalgılar Mezun Olunan Lisans/YL/Doktora Programı: Lisans: İTÜ Tmdk Türk Halk Oyunları Bölümü Yüksek Lisans: İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Müziği Yüksek Lisans Programı Doktora: İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzikoloji ve Müzik Teorisi Doktora Programı [email protected] Biyografi: 2004 yılında kazandığı İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Türk Halk Oyunları bölümündeki lisans eğitimini 2008 yılında birincilikle tamamladı aynı yıl içinde İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Müziği programında yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2011 yılı Ocak ayında askerlik görevini Kısa Dönem olarak tamamlamış, yarıda kalan yüksek lisans eğitimini 2011 yılında ‘Trakya’da yaşayan romanların düğünlerinde asma davul ile çaldıkları dokuz zamanlı ritmik yapılar’ başlıklı teziyle tamamlamıştır. Bireysel sahne çalışmalarının yanında Yarkın Ritim Grubu, İstanbul Sazkâr Topluluğu, Anadolu Ateşi gibi önemli müzik ve dans gruplarıyla ile birlikte hem yurt içi hem de Türkiye’yi temsilen Almanya, Belçika, Avusturya, Fransa, Hollanda, İsviçre, Kanada, Japonya, Çin, Güney Kore, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Suriye, Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Gürcistan, Rusya, Azerbaycan, Kırgızistan, Danimarka, İtalya, İspanya, Mısır, Tunus, Suriye, Libya, Cezayir, Fas gibi ülkelerde sahne çalışmaları yapmıştır. 2012 yılında kendi bestelerinden oluşan Zaman Hikâyeleri adlı albüm çalışması Ahenk Müzik 2014 yılında Fono Müzik ile de Topkapı’da Raks adlı albümün müzik yönetmenliğini yaptı. 2016 yılında da yine kendi bestelerinden oluşan Dört Boş adlı enstrümantal albümü yine Ahenk Müzik etiketiyle piyasaya çıkmıştır. 2021 yılında ise Gezgin adlı solo enstrumantel albümünü dinleyicilere sunmuştur. 2014-2015 yılları arasında Kültür Bakanlığı’na bağlı Edirne Devlet Korosu Uygulama ve Araştırma Topluluğu’nda misafir sanatçı olarak bulunmuş, 2015-2019 yılları arasında da İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Çalgı Bölümü’nde sözleşmeli öğretim görevlisi olarak hizmet vermiştir. 2020 yılında ise yine İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Çalgı Bölümü’nde Araştırma Görevlisi İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzikoloji ve Müzik Teorisi programında doktora eğitimine devam etmekte
0 notes
Text
Dünün çocukları yıllar sonra aynı çatı altında
https://pazaryerigundem.com/haber/184052/dunun-cocuklari-yillar-sonra-ayni-cati-altinda/
Dünün çocukları yıllar sonra aynı çatı altında
Sakarya Büyükşehir SGM’de çocukluk dönemleri boyunca eğitim alan ve hatıralar biriktiren dünün çocuğu, bugünün ise yetişkin gençleri yıllar sonra aynı çatı altında buluşarak hayata karşı özgüvenlerini bu çatı altında kazandıklarını söyledi ve yaşadıkları o dönemi, “Çocukluğumuzu doyasıya yaşadığımız günler” sözleriyle özetledi.
SAKARYA (İGFA) – Sosyal Gelişim Merkezleri, geçmişten günümüze ihtiyaç duyulan her anda vatandaşların yanında olmaya devam ediyor.
YILLAR SONRA AYNI ÇATI ALTINDA
SGM çatısı altında açılan onlarca kursta eğitim gören eski kursiyerler, yıllar sonra arkadaşlarıyla aynı çatı altında duygusal bir buluşmada bir araya geldi.
Dünün çocuğu, bugünün ise yetişkin gençleri olan isimler hayata karşı gösterdikleri güçlü çabayla bambaşka noktalara geldi.
HASRET GİDERDİLER
Büyükşehir’in organizasyonuyla aynı kursta hasret gideren eski kursiyerler, birlikte ders gördükleri sınıfları gezerek çocukları ziyaret etti, eski öğretmenleriyle görüştü.
SGM’nin kendilerine kazandırdığı alışkanlıkları ve yetenekleri anlatan öğrenciler, yaşadıkları o dönemi “Çocukluğumuzu doyasıya yaşadığımız günlerdi” diyerek anlattı.
“ÖZGÜVENLİ ŞEKİLDE HAREKET ETMEYİ ÖĞRENDİM”
SAÜ Endüstri Mühendisliği 2.sınıf öğrencisi Furkan Kıroğlu, “SGM kurslarından iletişim becerisinden akıl oyunlarına, zihin gelişiminden drama kursuna kadar birçok alanda özgüvenli bir şekilde nasıl hareket edebileceğimi öğrendim. Kurslardan özgüven gelişimi kazanıp hayata bakış açımı değiştirdim” dedi.
“TİYATRO EĞİTİMİ HAYATIMA YÖN VERDİ”
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. Sınıf öğrencisi Emre Ayyılmaz ise, “SGM kurslarıyla tanışmam ailemin vesilesi ile oldu. Drama ve tiyatro kurslarından aldığım temel tiyatro eğitimi hayatıma yön verdi ve şu an üniversitede tiyatro kulübünde yönetmenlik yapıyorum” diye konuştu.
“BİZİ ÇOCUKLARINDAN AYIRT ETMEDİLER”
Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü 2.sınıf öğrencisi Zühre Naz Ölmez de, “SGM kurslarında aldığım drama, yemek, ritim ve gezi kurslarında çok güzel vakitler geçirdim. Aklıma geldikçe hala daha mutlu oluyorum. SGM’nin hayatımdaki izleri insanlarla kaynaşmak, iletişim kurmak, empati yeteneğimin gelişmesi gibi birçok alanda bana katkı sağladı. Burada aldığımız kurslar boyunca bizleri kendi çocuklarından ayırt etmeyen sevgili öğretmenlerimize teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“ÇOCUKLARI SEVMEYİ ÖĞRETEN BİR ORTAM”
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Elektrik, Elektronik Mühendisliği Bölümü 4.sınıf öğrencisi Ahmet Batuhan Bahçe, “Büyükşehir Belediyesi’nin yaz kurslarına ailem vesilesi ile tanıştım. SGM okul harici nefes aldığım çok güzel bir ortamdı. SGM, çocukken çocukları sevmeyi öğreten bir ortam. SGM ben ve kurstaki diğer çocukları en az okul kadar hayata hazırlayan bir merkezdi. İnsanlarla iletişime geçmeyi, insanlarla nasıl iletişim kurabileceğimi, bir sorunla karşılaştığım zaman çekinmeden nasıl yardım isteyebileceğimi öğrendim.” dedi.
“ÇOK GÜZEL VAKİTLER GEÇİRDİM”
Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi 2.sınıf öğrencisi Nehir Can Yılmaz, “Sosyal Gelişim Merkezleri’nde 2013-2016 yılları arasında kurs alarak çok eğlenceli vakitler geçirdim. Birçok anı ve arkadaş biriktirerek, oyunlar oynayıp, skeçler yazıp, nefes egzersizleri yaptım. Geriye dönüp baktığımda çok eğlenceli geliyor” ifadelerine yer verdi.
Büyükşehir SGM, her yıl Sakarya’nın geleceğine yön veren başarılı öğrenciler yetiştirmeye devam ediyor.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Photo
The Rhythm Section – Ritim Bölümü izle
#2020 filmi#2020 filmleri#ritim bölümü#ritim bölümü izle#ritim bölümü türkçe#ritim bölümü türkçe dublaj#ritim bölümü türkçe dublaj izle#The Rhythm Section - Ritim Bölümü#the ryhthm section#the ryhthm section filmi#the ryhthm section filmi izle#the ryhthm section izle#the ryhthm section türkçe#the ryhthm section türkçe dublaj
1 note
·
View note
Text
Ulvi Cemal ERKİN (1906-1972)
“Türk Beşleri” olarak adlandırılan, Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk bestecilerinden, Çağdaş Türk Müziği’nin klasiklerindendir. İçten yaratıcılığı, düşünüşü ve eserlerinin sanatsal değeri, 20. yüzyıl ulusal bestecilik okullarının önderleri arasında yer almasını sağlamıştır. Erkin’in yaratıcılığının kökeni, Türk müziğine, kültürüne dayanır; müziğinin ulusal içeriği, dünya sanatıyla evrensel bir sentez oluşturur. Onun müziğinde, Anadolu’nun ruhu ve kültürleri, Batı tekniğiyle çağdaş kalıplar içinde ustaca birleşir.
Üst düzey bir bürokrat olan Mehmed Cemil Bey’in oğlu Ulvi Cemal Erkin 1906’da İstanbul’da doğmuş, yedi yaşındayken piyanist Adinolfi’den dersler alarak müziğe başlamış, bir yandan da öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde sürdürmüştür. Yeteneğiyle sivrildiği için, 1925 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Paris’e gönderilmiş, Paris Konservatuarı’nda Jean Baralla, Isidor Philipp ve Camile Decreus ile piyano, Jean Galon ile armoni, Noel Galon ile kontrpuan çalışmış, daha sonra Ecole Normale de Musique’de Jean Galon ve Naclia Boulanger’dan kompozisyon dersleri almıştır.
Paris’teki eğitimini başarıyla tamamlayan Erkin, 1930’da yurda dönerek Musiki Muallim Mektebi’nde öğretmenliğe atanmıştır. Paris’te başladığı “İki Dans” adlı orkestra yapıtını Ankara’da bitiren Erkin’in bu ilk yaratısı, 6 Mart 1931 tarihinde Riyaseti Cumhur Filarmoni Orkestrası tarafından seslendirilmiştir, Erkin, 1932 yılında piyanist Ferhunde Remzi (Erkin) ile evlenmiş, 1936 yılında Ankara Devlet Konservatuarı’nın kurulması üzerine bu kurumun piyano bölüm başkanlığını üstlenmiştir. Sonraki yıllarda onu verimli bir besteci, orkestra şefi ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nin açtığı müzik kurumlarında yönetici olarak görüyoruz.
Dönemin yaratıcı bir aydını olan Erkin, besteci arkadaşı Necil Kazım Akses ile birlikte çok sayıda operayı Türkçe’ye kazandırarak sahnelenmesini sağlamış, konservatuar ve opera orkestralarının şefliğini yapmış, Ankara Radyosu’nun çoksesli müzik bölümünü yönetmiş, besteciliğini sürdürürken bir yandan da Ankara Devlet Konservatuarı’nda öğrenciler yetiştirmiştir.
1971 yılında “Devlet Sanatçısı” ünvanına layık görülen bestecimiz, 1950’de Fransız Eğitim Bakanlığı’nın Palme Academique nişanı, 1959’da “Şövalye” derecesindeki Legion d’honneur nişanı, 1963’te İtalya’nın Ordine al Merito della Repubblica Italiana nişanı ve 1970’te “Officier” derecesindeki Legion d’honneur nişanı ile onurlandırılmıştır.
İlk yapıtlarında geç romantizm ve izlenimcilikten yola çıkan Ulvi Cemal Erkin, kısa sürede geleneksel müziklerimizin, özellikle halk müziğimizin makamsal ve ritmik gereçlerini başarıyla kullanmaya başlamış, bilinçle eğildiği bu gerecin renkleriyle ulusal birleşime ulaşmıştır. Erkin, opera dışında müzik sanatının bütün tarzlarında eserler bestelemiştir. Eserleri arasında piyano için parçalar, bale müziği, 2 senfoni, rapsodi, uvertür, keman ve piyano için birer konçerto, koro için armonize edilmiş halk türküleri ve çocuklar için parçalar bulunur.
Köçekçe
Ulvi Cemal Erkin, Köçekçe adlı dans rapsodisini eski karcığar ve hicaz köçek havalarından, taksimlerinden esinlenerek yazmıştır. 1943 yılında bestelenen Köçekçe, Erkin’in en beğenilen ve sıkça seslendirilen eserlerinden biridir. Köçekçe hayattan alınmış, halk şenliğini yansıtan bir tablodur. Besteci burada, diğer eserlerinde olduğu gibi Türk folklorundan yararlanarak, tematik gereçte senfonik gelişim usullerini kullanmıştır. Köçekçe, kıvrak, oyun havasında bir danstır, sözlü veya enstrümantal olarak seslendirilir. Erkin burada, dans folklorünün temelinde tek bölümlü, çeşitli karakterdeki epizotları içeren bir rapsodi yaratmıştır. Parlak orkestrasyon stilinin senfonik usullerle işlenmesi, Köçekçe’nin milli senfonizmin güzel örneklerinden biri olmasının nedenidir.
youtube
Piyano Konçertosu
Piyano Konçertosu 20. yüzyıl konçertolarının en iyi örneklerindendir. 1942’de yazılan konçertonun ilk yorumu 1943’te Ankara’da yapılmıştır. Besteci eseri eşi Ferhunde Erkin’e adamıştır. Piyano Konçertosu’nda senfonik gelişim, virtüöz parlaklık ve derin lirizm ile uyumla birleşir. Romantik ve çağdaş geleneklere göre yazılmış eserin en önemli özelliği, Türk folklorundan, makamlarından kaynaklanan dokusal içeriğidir. Erkin tematik malzemenin işlenmesinde senfonik araçlardan, monotematizm prensiplerinden yararlanır. Bu, temaların tezatlık içinde karşılaşmasında, değişmesinde, yeni anlam kazanmasında ve bölümlerin arasındaki dokusal bağlarda kendini gösterir.
youtube
Konçerto dört bölümden oluşur. Birinci bölüm (Allegro-sonat biçiminde) kısa orkestra girişinden sonra, solo piyanoda sunulan akorlu, vurgulu, oktavlı pasajlardan oluşan, aralıksız süren dinamizm ve coşku dolu ana temayla başlar. Ana tema, halk müziğinin doku ve ritimleri, toccata tarzındaki duyuluşları ön plana çıkartır. Ona tezat ikinci tema sakin, serbest akışlı melodisiyle dinleyiciyi romantik düşler dünyasına götürür. Gelişim sürecinde ana temanın sert motiflerinin duyulmasıyla müzik yeniden gerilim dolu dramatik tarza geçer, Piyanistin virtüöz pasajlarla dolu muazzam ve coşkun solosu dramatizmin yükselişini hazırlayarak doruğa ulaştırır. Kadans, birinci bölümün dinamik zirvesidir. Burada besteci polifonik usullerden yararlanır. Piyano pasajlarının temelinde, lirik yan tema yeni boyut kazanarak geniş ve haşmetle sunulur. Röpriz, gelişim bölümünün çizgisini devam ettirir. Gergin, dramatizm dolu müzikte yeniden huzurlu, romantik ikinci tema işitilir, Birinci bölüm ana temanın sunulduğu dinamik koda ile sona erer.
youtube
İkinci bölüm (Andante-üç bölümlü kuruluşta) düşünceli bir havada başlar. Bas klarnetin sunduğu, makamsal dokularla örülmüş esrarlı, kuşku dolu melodi işitilir. Solist ile orkestranın diyalogunda geniş soluklu şarkı niteliğindeki tema duyulur. Burada romantik doğaçlama prensipleri halk müziği usulleri ile birleşir.
youtube
Üçüncü bölüm (karmaşık üç bölümlü kuruluşta), hızlı, dinamik, neşe dolu Scherzo’dur. Burada Karadeniz oyun havalarının, Horon’un ritim ve dokuları ile örülmüş bir müzik duyulur. Orta kısımda klarnet bir taksim sunar. Scherzo’da Erkin’in ünlü Köçekçe’sinin yankılarına rastlanır.
Dördüncü bölüm (Andante, Allegro Rondo biçiminde) piyanonun ağır tempolu girişiyle başlar. Akorlu temanın kuruluşunda birinci bölümün lirik temasının dokuları duyulur. Sonra Scherzo’nun çizgisini devam ettiren dans ritimlerinin, ezgilerinin temelinde neşe dolu bir bayram tablosu sergilenir. Konçerto törensel bir havada, piyano ile orkestrada birinci bölümün giriş temasının duyulmasıyla sona erer.
1. Senfoni
Erkin’in 1. Senfoni’si ulusal müziğin en parlak ve önemli eserlerindendir. Besteci senfonide klasik gelenekleri Türk halk müziğinin özellikleriyle kaynaştırır. Senfoni parlak orkestrasyon stili, zengin ezgisel içeriği, kompozisyon birliğiyle ayırt edilir. 1. Senfoni’nin ilk seslendirilişi 1946 yılında Ulvi Cemal Erkin yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası tarafından Ankara Devlet Konservatuarı Salonu’nda yapılmıştır.
youtube
Senfoni dört bölümden oluşur. Birinci bölüm (Allegro aperto) sonat biçiminde kurulmuştur. Timpanide duyulan telaşlı, ritmik bir motifle başlar; onu takip eden heyecanlı, ihtiraslı ana tema eserin gergin, dramatik ortamını belirtir. İkinci tema ana temayla tam bir tezat içindedir. Önce obua, sonra koranglenin sunduğu lirik, içten gelen uzun soluklu melodi işitilir. Onun dokularında, gelişim usullerinde halk müziğine yakınlık duyulur. Gelişim birinci bölümün dramatik kısımlarındandır; içeriğini birbirine tezat temaların etkileşimi ve dramatik karşılaşmalar oluşturur. Gelişim, parlak armonilerin değişimi, tematik, polifonik gelişimin usulleriyle, ayrı ayrı grupların ve orkestra tuttisinin çağrılarıyla elde edilir. Büyük içsel dinamikle yüklü bölüm, dramatik doruğa ulaşarak röprize geçer. Birinci bölüm koda ile sona erer. Burada iki tema polifonik şekilde birleşerek seslendirilir. Ana tema, yaşamın yüceliğini, güzelliğini onaylayarak birinci bölümü bitirir.
İkinci bölüm (Adagio), şiirsel bir lirizmle karakterize edilir. Yaylıların pizzicatosu fonundaki koranglenin solosunda şarkı benzeri bir melodi işitilir. Onun serbest akışlı, esnek çizgisinde, makamsal dokularında Türk folklorundan gelen özellikler duyulur. Müzik, obua ve koranglenin güzel bir diyaloğu şeklinde devam eder. Yavaş yavaş diğer tahta nefesli çalgıların katılımıyla, tema yeni ezgisel hatlarla zenginleşir, orkestrasyon dokusu yoğunlaşır. Huzurlu, hülyalı ana tema ihtiraslı, heyecanlı tarza geçer. Sonra yeniden duygulu bir şarkıya dönüşerek sakin, huzurlu havada sona erer.
Üçüncü bölüm (Allegro) dinamik bir Scherzo’dur. Burada diğer bölümlerde olduğu gibi orkestrasyon renklerinin zenginliği, halk müziği ruhunda yazılmış, dans ritim ve dokularıyla örülmüş tematik gereç dikkati çeker.
Dördüncü bölüm (Moderato-Allegro) birinci bölümün çizgisini devam ettirir. Ağır girişle başlar ve dinamizmin yükselişi temelinde kurulur. Tematik malzemede birinci bölümün ana temasının dokuları duyulur. Bu da senfonik dizinin bir bütün içinde birleşmesini sağlar.
Prof. Naile Mehtiyeva
6 notes
·
View notes
Text
Bir ömrün son uğultusu
Akşamlar Artık Serin, yaşamın, toplumsal kuralların ve ezberlerin getirdiği imkânsızlığa yenik düşüşünün romanı. Bilgehan Uçak, gerçekliğini dayatan değil yaşatan bir acı hikâye bırakıyor okurun kucağına.
Akşamlar Artık Serin’in iki kapısı var. Romana ön kapıdan girdiğimizde “erguvanların çıldırdığı ilkbahar günü” bir aşk başlıyor. Ama şunu da söylemeli, ön kapıdan girerken içimiz o kadar rahat değil. Çünkü yazar bize acıların bu romanın vazgeçilmezi olacağını sezdiriyor hatta sezdirmekten öteye geçiyor ve bu sayfalarda bir şeylerin yolunda gitmeyeceğini anlatan huzursuz bir sahneyle açıyor hikâyesini. Romanın arka kapısından içeri girinceyse taraflardan birine “ömrümün son uğultusu” dedirten imkânsız bir aşk başlıyor.
Bilgehan Uçak, Akşamlar Artık Serin’e genç fotoğrafçı Selim’in Müjgan’a, bu genç çiftin birbirlerine âşık olmasıyla başlıyor ancak bu onların değil, Türkân’ın romanı. Türkân kim? Mutsuzluğun, mecburiyetlerin, evliliğinin koğuşunda mahkûmluğunu sürdüren, yaş almış bir kadın. Müjgan’ın annesinin arkadaşı, Müjganların komşusu.
Gitgide tırmanan bir üslup ve ritim Yazar, romanın ilk bölümünde Selim ile Müjgan’ın heyecanlı günlerini anlat��rken Selim’in hassasiyetlerinin yaşıtlarından daha farklı olduğuna dair ipuçlarını okurdan esirgemiyor. Nitekim bu hassasiyetlerin sonu Türkân’a varacak. Kitabın ikinci bölümü Türkân’ın günlüklerinden oluşuyor ve roman “ansızın makas değiştiren bir tren gibi bambaşka bir raya” giriyor. İkinci bölümde yazarın üslubu, romanın ritmi gitgide tırmanıyor. Bilgehan Uçak, güya yaşayan, her zaman toplumun onu görmek istediği gibi bir kadın olmuş, sanatından bile uzaklaşmış Türkân’ı başarıyla çiziyor. Yazarın bir diğer başarısı da yaş almış bir kadının, bedeninin gerçekleriyle yüzleşmesini anlatışındaki gerçeklik. “Onların ilişkisiyle benim ne alakam vardı? Sevgilisinin annesinin komşusu bir kocakarı! Dış kapının mandalı bile değil. Mandallar renkli olur, diri olur. Oysa ben, aynadaki aksim? Fena değil, denmesine muhtacım.”
Türkân, önceleri “çocuğu yaşında” oluşunu hatırlayıp Selim’i düşüncelerinden kovmaya çalışsa da, saklı saklı yazdığı günlük onun kuyudan çıkardığı hayatı oluyor. Etrafının görmek istediği kadın olmaktan vazgeçip kendi olma kararı ise Selim’le ilişkisini başlatıyor.
Günlüklerde; Türkân’ın, Selim’le gelen tutkulu, coşkulu yaşamını ve bir ölü evini hatırlatan evlilik hayatını yan yana okuyoruz. Bilgehan Uçak, Türkân ile Cemal’in ilişkisizliklerini, iki kişilik yataklarındaki yalnızlığı, tek taraflı isteklerin öldürücülüğünü anlatarak bir kadının cendere altındaki hayatını müthiş ortaya koyuyor. Arzularının peşinden gidip kendine bir fırsat veren Türkân’ın resme, yaşama dönüşünün ve belli saatlere sıkışmış mutluluğunun sonunda ise maalesef hep aynı umutsuzluk var. “Burada yaşamak çok zor Selim. Burada birini sevmek ve o sevdanın peşinden gözü kara gidebilmek de çok zor. Bugün, hayat karşısında süngüsü düşmüş bir asker gibi yenilgiyi kabullendim. Sen daha çok gençsin. Bunu yapamazsın. Benim de senden böyle bir kahramanlık yapmanı istemeye hakkım yok. Hoş, sen yapsan bile ben sana yaptırmam. (…) Bunu ben de yapamam. Yapamayacağımı biliyorum. Seninle o hayalini kurduğum şekilde, sokaklarda el ele dolaşamam. Dışlanma korkum, sana olan sevgimden ve hatta yaşama isteğimden daha baskın. Korkuyorum. (…) Aramızda handiyse yirmi yaş var. (…) Belki başka zamanda, başka bir yerde tanışsaydık… Şu Göztepe’nin ara sokaklarında değil de Montmarte’da karşılaşsaydık, elinde lilyumlar, belki birer kadeh şarap içerken senin resmini çizerdim.”
Akşamlar Artık Serin, yaşamın, toplumsal kuralların ve ezberlerin getirdiği imkânsızlığa yenik düşüşünün romanı. Bilgehan Uçak, gerçekliğini dayatan değil yaşatan bir acı hikâye bırakıyor okurun kucağına.
AKŞAMLAR ARTIK SERİN Bilgehan Uçak, Everest Yayınları, 2020
https://www.kitap365.com/blog/4340/bir-omrun-son-ugultusu
1 note
·
View note
Video
4/4 Böyle Gelmiş Böyle Geçer Vur Vur Çek Kes Çek Vur Çek Ritim Kalıbı Uy... 🟡 --► ▶️ GİTAR RİTİM KALIPLARI https://www.youtube.com/playlist?list=PLjFH4_-wyvy6bFf9p8K8eSmt-pbeD-uUp 🟡 --► ▶️ BLOK FLÜT DERSLERİ 1. Derstten 50. Derse Kadar https://www.youtube.com/playlist?list=PLjFH4_-wyvy7wBqhX-Zv71HKs64C4mQgp 🟡 --► ▶️ TROMPET REPERTUARI ve NOTALARI https://www.youtube.com/playlist?list=PLjFH4_-wyvy4zNd9NdqJX0W9WvalKB0Pr Aykut ilter 4/4 Böyle Gelmiş Böyle Geçer Dünya Vur Vur Çek Kes Çek Vur Çek Ritim Kalıbı Uygulamalı Anlatımı A-AY-KY-AY Kıymetli Arkadaşlar Yeni videolardan haberdar olmak için ABONE OLUN. Emeğe Saygı Çerçevesinde bu videoyu Beğenip Paylaşabilirsiniz. Talep ve görüşlerinizi YORUMLAR bölümüne yazın böylece destek olup katkı sağlamış olursunuz. Aykut ilter Bana telefon ile ulaşabilirsiniz. 0532 322 2351 BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİTAR RİTMİ RİTİM KALIBI USULÜ Taaa ta taaa ta ta ta / Vurrrr Vur Çekkkkk çek vur çek Bm Em Böyle gelmiş böyle, böyle geçer dünya Em Bm F# Bm Günlerimiz bitecek bir gün saya saya x2 Bm Em Seneler koşuyor gülüp ağlatıyor Em Bm F# Bm Bir yol aynaya ömrümüz geçiyor Em Bm F# Bm Bir kez bak aynaya ömrümüz geçiyor Bm F# Bm Em Neşe keder hepsi geçer Em Bm F# Bm Bize kar kalan nedir bu dünyadan x2 Bm Em Daha dün çocuktuk sokaklarda koştuk Em Bm F# Bm Yarın belki göç var bu dünya olamaz ya x2 B bölümü Ritim çok çabuk karmaşıklaşabilir, ancak birkaç basit kavram öğrenirseniz, anlamak sandığınız kadar zor değildir. Yaratıcı sürecinizde ritmik veya çoklu ritmik kavramları uygulamaya başlamak için ihtiyacınız olan tüm detayları derledik. Ritim, müzik teorisinin temel unsurlarından biridir. Harika armoniler ve melodiler yaratmak için ritmin nasıl çalıştığını ve parçalarınızda nasıl kullanıldığını anlamanız gerekir. Ritim Nedir ve Nasıl Tutulur? Ritim, müziğin sistematik olarak topluca anlaşılan bir hız veya tempoda bir çubuk içinde belirli sayıda tekrar eden vuruşlara bölünmesidir. Bir dizi nota ve dinlenme tekrar ettiğinde, ritmik bir model oluşturur. Müzikal ritim, notaların ne zaman çalındığını göstermenin yanı sıra, ne kadar süreyle ve hangi yoğunlukta çalınacağını da belirler. Bu, farklı nota süreleri ve farklı aksan türleri yaratır. Ritim, bir müzik parçasının itici motoru olarak işlev görür ve bir beste yapısı verir. Çoğu müzik topluluğu, tüm grubun ritmik omurgasını sağlamaktan sorumlu bir ritim bölümü içerir. Davul, perküsyon, bas, gitar, piyano ve sentezleyicinin tümü, bağlama bağlı olarak ritim enstrümanları olarak kabul edilebilir. Bununla birlikte, bir müzik grubunun tüm üyeleri kendi ritmik performanslarından sorumludur ve parçanın bestecisinin belirttiği müzikal ritimleri ve ritmik kalıpları çalar. Müzikte Ritmin 7 Unsuru Yakından Bakın... Fotoğrafçı Bile Ne Çektiğini Sonradan Anladı ShowMarker Çorabına bir soğan koyarak uyu, olanlar seni şaşırtacak Happy-Tricks.com by Taboola Müzik ritminin temellerini birkaç temel unsur oluşturur. Zaman işareti: Müzikal zaman işareti, ölçü başına vuruş sayısını gösterir. Ayrıca bu vuruşların ne kadar sürdüğünü de göstermektedir. Altta 4 olan bir zaman işaretinde (2/4, 3/4, 4/4, 5/4, vb.), Bir vuruş çeyrek notaya karşılık gelir. Yani 4/4 zamanda ("ortak zaman" olarak da bilinir), her vuruş çeyrek notanın uzunluğudur ve her dört vuruş tam bir ölçü oluşturur. 5/4 zamanda, her beş vuruş tam bir ölçü oluşturur. Altta 8 olan bir zaman işaretinde (3/8, 6/8 veya 9/8 gibi), bir vuruş sekizinci notaya karşılık gelir. Ölçer: Standart Batı müziği teorisi, zaman işaretlerini üç tür müzik ölçeri olarak ikiye ayırır; İkili metre (vuruşların ikili gruplar halinde göründüğü yer), Üçlü metre (vuruşların üçlü gruplar halinde göründüğü yer) , Dörtlü metre (vuruşların gruplar halinde göründüğü dört), Sayaç, not değerlerine bağlı değildir. Örneğin, bir üçlü metre üç yarım nota, üççeyrek nota, üç sekizinci nota, on altıncı üç nota veya herhangi bir süreye sahip üç nota içerebilir. Müzisyenler ve besteciler çalışmalarında düzenli olarak ikili ve üçlü ölçüyü karıştırırlar. Tempo: Tempo, bir müzik parçasının çalındığı hızdır. Oyunculara tempo iletmenin üç ana yolu vardır: dakika başına vuruş, İtalyanca terminolojisi ve modern dil. Dakikadaki vuruş sayısı bir dakikadaki vuruş sayısını gösterir. Güçlü vuruşlar ve zayıf vuruşlar: Ritim, güçlü vuruşları ve zayıf vuruşları birleştirir. Güçlü vuruşlar, her ölçünün ilk vuruşunu ve diğer yoğun vurgulu vuruşları içerir. Hem popüler müzik hem de klasik müzik, unutulmaz ritmik kalıplar oluşturmak için güçlü vuruşları ve zayıf vuruşları birleştirir.
0 notes
Text
Moto3: Foggia kazandı, Fenati cezaya rağmen podyumda.
Assen'de gerçekleştirilen yarışında zafer Dennis Foggia'nın oldu.
Assen'de gerçekleştirilen Moto3 yarışı başlar başlamaz Romano Fenati harika bir startla beraber liderliği almayı başardı ve ilk turu lider geçti. Ancak Fenati, iki uzun tur cezası nedeniyle liderliği Dennis Foggia'ya bıraktı. Dün sıralama turlarının ilk bölümünde yaşanan olay nedeniyle ilk turlarda Masia, Izdihar, Fellon, Matsuyama, Kelson ve Kunii pitten geçme cezası almışlardı. Onlar da yarışın ilk turlarında bu cezayı çektiler ve geriye düştüler. Son 19 tura girerken Sergio Garcia, Foggia ve Darryn Binder sıralaması vardı. Kısa bir süre sonra Foggia liderliği aldı ancak birkaç tur sonra Garcia, yine liderliğe yükseldi. Fakat, yakın mücadelede liderlik el değiştirmeye devam etti ve Foggia tekrar liderliği aldı. İki uzun tur cezası alan Fenati, buna rağmen ön bölümü tekrar yakaladı ve son dokuz tura girerken ikinciliğe yükselerek Foggia'nın arkasına yapıştı. Bitime dört tur kala liderliği alan Fenati'nin liderliği kısa sürdü ve Foggia yine liderliği aldı. Ön tarafta, yedi sürücüden oluşan izlemesi keyifli bir grup vardı." Son tura lider giren Foggia, hatasız bir performans ortaya koymasının ardından galibiyete ulaştı ve bu yılki ikinci zaferini elde etti. Garcia, yarışta zaman zaman lider gitmesine rağmen Foggia'yı geçmekte zorlandı fakat Fenati'nin baskısına rağmen ikinciliğini koruyarak podyuma çıktı. İki tur cezası almasına rağmen güçlü bir performans sergileyen Fenati, damalı bayrağı üçüncü sırada görerek bu yılki ikinci podyumunu aldı. Sıralama turlarında kaza yapan ve sakatlığına rağmen yarışan Pedro Acosta, 18. sıradan başladığı yarışta damalı bayrağı dördüncü sırada görerek yine etkileyici bir iş yapmış oldu. Tatsuki Suzuki'nin beşinci olduğu yarışta, yaptığı hata nedeniyle podyum mücadelesinin dışına düşen Binder altıncı oldu. Binder, son turdaki atağıyla dördüncü olmuştu ancak pist sınırlarını aşınca altıncı sıraya geriledi. John McPhee yedinci, Gabriel Rodrigo sekizinci ve Xavier Artigas dokuzuncu oldu. İlk onu Jeremy Alcoba tamamlarken, Bu sabah TT Circuit Assen'de yapılan ısınmada iyi bir tempo izleyen Red Bull KTM Tech3'ten Deniz Öncü, P15'ten 10. Yine de ilk turun sonunda 12. Türk genç, 22 turluk yarış boyunca iyi bir ritim oluşturmakta zorlandı, ancak sonunda P15'te çizgiyi aştı, bu da yaz tatilinden bir şampiyonluk puanı önce eve getirmeyi başardığı anlamına geliyor.
Deniz Öncü
Pozisyon: 15lik Şampiyonluk: 20lik Puan: 25
"Benim için zor bir hafta sonuydu, çünkü her seansta çok mücadele ediyordum. Yarışta daha fazlasını bekliyordum, ama sonunda, daha fazlasını yapamadım. Hollanda'daki bu hafta sonundan hayal kırıklığına uğradım, ancak umarım Avusturya'da çok daha güçlü bir şekilde geri dönebilirim!"
Hervé Poncharal
"Bu hafta sonu hiç ritimde olmadık. Elemeler hayal kırıklığı yarattı, iyi bir ısınma yaşadık ve belki liderlerle savaşabilecek bir şeyler bulduğumuzi umuyorduk, ancak Deniz harika bir başlangıç yapsa da, kısa süre sonra iyi bir tempo koruyamadığını, bu da ön grupta kalmasını sağlayacaktı. Her turda zemin kaybediyordu."
"Neyse ki, sonunda bir puan almamızı sağlayan birkaç penaltı ve kaza oldu. Ama bence bu hafta sonu hiçbir yerde olmadık, olmamız gereken hiçbir yer ve olmayı hedeflediğimiz yer. Sevindim, sıfırlamak ve şarj etmek için yaz tatilimiz var, ama açıkçası, tüm sezon boyunca hızlıydık ve şampiyonanın ilk bölümünü bitirmenin en iyi yolu bu değil. Tek olumlu şey, bir puan aldık, ama tezahürat yapacak bir şey yok." "Diğer tarafta Ayumu düşünüyoruz. Barcelona'daki yarışı evinden izlediğini biliyorum. Ona hızlı bir iyileşme diliyoruz ve iyi durumda olmasına rağmen,hem unvan sponsorumuz Red Bull hem de motosiklet üreticimiz KTM için elbette çok önemli bir yarış. Geçen yıl hem Deniz hem de Ayumu'nun çok hızlı olduğu Spielberg'den başlamasına yeşil ışık yakılacağını umuyoruz. Bu yüzden, iyi bir yaz tatili ve enerji dolu orada görüşmek üzere!" Read the full article
0 notes
Video
youtube
Aşkımız Bitecek - Cansu Koç ✩ Ritim Karaoke (Kürdi Minör 4/4 C Beste Adn... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤https://youtu.be/l7byjzDB3BA ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Aşkımız Bitecek - Cansu Koç ✩ Ritim Karaoke (Kürdi Minör 4/4 C Beste Adnan Varveren) ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ➤ SANATÇININ DİĞER ŞARKILARI İÇİN OYNATMA LİSTESİNE BAKABİLİRSİNİZ... https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupNSCWV1F_34e_VUEF7f431Z ➤ ESER ADI : AŞKIMIZ BİTECEK BÖYLE GİDERSE (KABAHAT SENDE) ➤ SÖZ GÜFTE : ADNAN VARVEREN ➤ BESTE - MÜZİK : ADNAN VARVEREN ➤ USÜL : 4/4 C DİSKO ➤ MAKAM - DİZİ : KÜRDİ - MİNÖR ➤ ARANJÖR : ? ➤ ENSTRÜMANLAR : ELEKTRO BAĞLAMA ➤ KİMLER OKUDU : ERKİN KORAY, MEHMET ERDEM, BAHACANSU KOÇ ➤ FİRMA - ŞİRKETİ : BOĞAZİÇİ MÜZİK YAPIM Cansu Koç - Aşkımız Bitecek (Offical Video) Yapım : Boğaziçi Müzik Ltd. Yapımcı : Ozan Oskay Müzik yönetmeni : Ahmet Koç Klip Yönetmeni : Hakan Yonat ŞARKI SÖZÜ ve AKORU B B Em B C Am B B Ben yaralı kurt sen kınalı kuzu biraz cilve aşkın biberi tuzu Em B C Am B Sanki biraz naz ediyorsun ama senin bana gönlün var gibi gibi Em B C Am B Yüzüme karşı git diyorsun ama sanki gözlerin kal der gibi gibi Em C Am B B Arpa buğday yan yana orak istemez, yağız at şahlandımı durak dinlemez Em B C Am B Sanki biraz naz ediyorsun ama senin bana gönlün var gibi gibi Em B C Am B Yüzüme karşı git diyorsun ama sanki gözlerin kal der gibi gibi Em C Am B G D Em C Am B Yeter çektiğim insaf et gayri senin bana gönlün var gibi gibi Em C Am B B Bm Zehirin şifası süt ile incir ellerim kelepçe yüreğim zincir Em B C Am B Sen de biraz naz ediyorsun ama yinede bana gönlün var gibi gibi Em B C Am B Yüzüme karşı git diyorsun ama sanki gözlerin kal der gibi gibi Em C Am B B Kimse sevemez benim gibi seni kırk yılda bir gelir Barış gibisi Em B C Am B Sen de biraz naz ediyorsun ama yinede bana gönlün var gibi gibi Em B C Am B Yüzüme karşı git diyorsun ama sanki gözlerin kal der gibi gibi Em C Am B G D Em C Am B Yeter çektiğim insaf et gayri senin bana gönlün var gibi gibi Em C Am B Cansu Koç Doğum 1973 Ankara, Türkiye Başladığı yer Türk Tarzlar Anadolu rock, Türk halk müziği Meslekler Şarkıcı Etkin yıllar 1999-günümüz Müzik şirketi Sindoma Müzik (1999-2002) Boğaziçi Müzik (2002-2006) Seyhan Müzik (2006-2018) Ağdaş Müzik (2018-) Cansu Koç (d. 1973, Ankara), Türk şarkıcı.[1] Ahmet Koç'un kızkardeşidir. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Şan-Opera Bölümü ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde ünlü müzisyenler, Selmi Andak, Melih Kibar, Müveddet Günbay ve Sertab Erener gibi alanında uzman isimlerden dersler alarak mezun oldu. 1999'da ilk albümü "Anadolu Yakası" ile iyi bir çıkış yaparak tanındı. Cansu Koç'un 2000'de "İsimsiz", 2002'de "45'lik", 2006'da "Yalnızlık Mevsimi / 9 Renk" ve 2018'de "Çay Var İçersen" adlı albümleri yayınlandı.[2] Albümleri 1999: Anadolu Yakası 2000: İsimsiz 2002: 45'lik 2006: Yalnızlık Mevsimi / 9 Renk 2018: Çay Var İçersen
0 notes
Text
ZBEÜ'lü doktorlardan kalp hastalarında başarı oranı yüzde 98'lik uygulama
ZBEÜ’lü doktorlardan kalp hastalarında başarı oranı yüzde 98’lik uygulama
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi Kardiyoloji Bölümü Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Avcı ve Doç. Dr. Mustafa Umut Somuncu, kalp çarpıntısı veya ritim bozukluklarının tedavisinde yeni bir çalışma başlattı. “Elektro fizyolojik çalışma” ismini verdikleri çalışmada bölgeyi ısıtarak veya soğutarak ortadan kaldırabildiklerini anlatan doktorlar,…
View On WordPress
0 notes
Photo
Bu ritim bozukluğu bildiklerimizden farklı! Bu ritim bozukluğu ezber bozuyor! Bu ritim bozukluğu felç ediyor! Kalbinisev programının yeni bölümü YouTube kanalımızda yayına girdi👉📺 YouTube kanalımıza abone oldunuz mu? #kalbinisev #aritmi #atriyalfibrilasyon #kalpsağlığı #drahmetkarabulut #profdrahmetkarabulut #bilmenizgerekenler #youtube (Label Group) https://www.instagram.com/p/CM9V84vn21W/?igshid=ynugppmeimh1
#kalbinisev#aritmi#atriyalfibrilasyon#kalpsağlığı#drahmetkarabulut#profdrahmetkarabulut#bilmenizgerekenler#youtube
0 notes
Text
Arpanatolia (Etkinlik)
“29 Ağustos’ta Anadolu mitolojisinden günümüze gelen eski enstrümanlarla yaptıkları interaktif performanslarıyla Arpanatolia bizlerle olacak.
“Dünyaca ünlü arp sanatçısı Çağatay Akyol’un kurduğu bu grupta sipsi, cura, ney ve kavalda Ferhat Erdem ve otantik perküsyonda Cemal Özkızıltaş yer alıyor. Binlerce yıl öncesinde Anadolu topraklarında yapılan müziklerde yoğun olarak kullanılan lir, arp ve nefesli çalgılar, daha sonraki çağlarda da kullanılarak ve yenilenen yapıları ve renkleriyle değerlerini artırarak günümüze kadar ulaşmış, tarihsel süreç içinde daha da gelişmiş ve değişmiş, ancak müzik kültürümüz içinde önem ve değerini korumuştur. İşte bu enstrümanlar şimdi Arpanatolia ile o zamandan beri ilk kez bir araya gelerek yeni ve farklı bir sentez oluşturuyor.”
Çağatay Akyol, arp Ferhat Erdem, sipsi, cura, ney, kaval Cemal Özkızıltaş, otantik perküsyon
Çağatay Akyol Arp eğitimine 1980 yılında 10 yaşındayken Ankara Devlet Konservatuvarında Doçent Kaysu Doğanay’ın öğrencisi olarak başladı ve 1988 yılında mezun oldu. Aynı yıl 19 yaşındayken Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda solist arpçı olarak göreve başladı.1989-1995 yılları arasında katılmış olduğu birçok uluslararası gençlik orkestralarında ülkemizi başarıyla temsil etmiş ve bu orkestralara katılan ilk genç Türk müzisyeni olarak da kendinden sonra gelen diğer genç birçok Türk orkestra sanatçısının önünü açarak bu platformlarda yer almalarına öncülük etmiştir. 1991 de Alman Akademisyenler (D.A.A.D.) bursu kazandı ve Berlin Müzik Akademisi’nde Mariana Schmidt Kriceberg ve Regina Herving ile çalışarak 1993 yılında üstün dereceyle mezun oldu.Salzburg Music Festival, Wien Modern, BBC Prohms, Amsterdam Mahler Festival, Budapest Spring Festival, Schleswig Holstein Music Festival, Festival de Radio France en Montpellier ve Ferrara Musica gibi festivallerde sahne aldı; Claudio Abbado, Bernard Haitink, Riccardo Chailly, Peter Eotvos, Michael Gielen, Yakov Kreisberg, James Judd, Giuseppe Sinopoli, Tugan Sokhiev, Daniel Gatti ve Daniel Harding gibi dünyaca ünlü şeflerle çalıştı. 1992 yılında misafir sanatçı olarak Berlin Runfunk Senfoni Orkestrası ve Dresdner Staats Kapelle’de görev aldı. Solist olarak yurtiçi ve yurtdışında birçok orkestra ile birlikte konserler veren sanatçı, 2006 yılında Felix Godefroid Uluslararası Arp Yarışması’na jüri üyesi olarak davet edildi. 2008-2010 yılları arasında Mahler Oda Orkestrası’nda konuk sanatçı olarak görev aldı.Lirik Arp ve Blokflüt (Kasım 2004) ve Cihat Aşkın’la Arp ve Keman (Temmuz 2009) olmak üzere Kalan Müzik etiketli iki CD’si vardır. 2011 yılında Anadolu’daki Hitit müziği temalı AB projesi Hattuşa temalı araştırmada Hitit arplarını dünyada çalan ilk ve tek kişidir. 2012 yılında Anadolu enstrümanlarıyla arpı buluşturan, Türk müzisyen Ferhat Erdem’le birlikte gerçekleştirdikleri Arpanatolia’yı kurdu ve bu proje ile birçok yurtiçi ve yurtdışı konserler gerçekleştirdi. 2012 yılında piyanist ve besteci Fazıl Say’ın Mezopotamya Senfonisi’nde bas blokflüt solisti olarak birçok konser gerceklestirdi. 2010-2015 yıllları arasında Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarında arp dersleri verdi. 2016 yılında iki kez Kore’ye davet edilen sanatçı 2017 yılında da Dünya Arp Kongresi’nde konser vermek üzere Hong Kong’a davet edildi. 2018 ve 2019 konser sezonunda Çin, Kanada, Ukrayna, Rusya, Almanya, Japonya, Amerika ve İtalya’dan konserler yapmak üzere davet almıştır.Sanatçı halen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda solo Arp sanatçısı olarak görev yapmaktadır.
Ferhat Erdem Çocukluğunda her evde birkaç kişinin (Babası ve ağabeyi de dahil) çaldığı Teke Yöresi müzik kültürünün en önemli çalgılarından olan sipsiyi çalmaya başladı. O dönemler düğünlerin çeyizinde sipsi çaldı. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim ve Organizasyon Bölümünden mezun oldu. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Geleneksel Türk Müzikleri bölümünde Yüksek Lisans yaptı. Akşehir folkloru üzerine alan araştırması ve TRT repertuarına kazandırdığı ‘Akşehir ve yöresi müzikleri’ derleme çalışmaları yaptı. Burdur ve yöresinden türkü ve oyun havaları derleyip TRT repertuarına kazandırdı. 1986 yılında TRT Ankara Radyosu’nun açmış olduğu sınavı kazanarak Yurttan Sesler Korosu’na sipsi ve kaval sanatçısı olarak başladı. 1992 yılında Hacettepe Üniversitesi Halk Oyunları Topluluğu ile Polonya’nın Bidgoşh (Bydgoskie) kentinde yapılan Folk Müzik Festivali’nde solo icra dalında dünya birincisi oldu. Birçok yurtiçi ve yurtdışı festival ve konserlere katıldı. ODTÜ ve Hacettepe Üniversitesi’nde kaval öğrencileri yetiştirdi. Çağatay Akyol ile birlikte kurdukları “Arpanatolia” adlı gurupla Hollanda Kraliçesi ve Türkiye Cumhurbaşkanına Hollanda’nın Venlo kentinde ilk konserini verdi.Aynı gurupla Belçika Gent’te Europalia Sanat Festivali, Hong Kong Dünya Arp Kongresinde; Kanada’nın Toronto ve Vancouver, İtalya’nın Sardunya ve Carloforte, Macaristan’ın Budapeşte, Bulgaristan’ın Filibe, Varna ve Burgaz kentlerinde; Afyon Caz Festivali, Uluslararası Mersin Müzik Festivalinde; Ankara Çağdaş Sanatlar, Gaziantep Belediyesi, Bursa Belediyesi ve Ankara Filarmoni ve Kent Orkestralarıyla da “Senfonikanataolia” adıyla Anadolu’nun farklı kentlerinde konserler verdi. Ayrıca “Yamatolia” adında Türk ve Japon müzisyenlerden oluşan bir grupla Ankara’da Türk-Japon Vakfı’nda konserler verdi.Sanatçı halen TRT Ankara Radyosunda görev yapmaktadır. Cemal Özkızıltaş 1988 yılında Ankara’da doğdu. Lise yıllarında TRT Ankara Radyosu Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği gençlik korosu çalışmalarına katıldı. Kısa zamanda TRT bünyesindeki radyo ve televizyon programlarında yer almaya başladı. 2007 – 2015 yılları arasında Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Eğitim ve Kültür Daire Başkanlığı bünyesinde usta öğretici olarak görev yaptı. 2013 yılında Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı, Türk Halk Müziği bölümünün Çalgı Eğitimi Anasanat Dalından mezun oldu. 2012 – 2015 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi’ne bağlı Türk Halk Müziği korosunda eğitmen olarak görev yaptı. 2014 yılında Gazi Üniversitesi bünyesinde pedagojik formasyon eğitimi sertifika programını tamamladı. 2014 – 2015 yılları arasında Afyon Kocatepe Üniversitesi Türk Halk Müziği Bölümü Çalgı Eğitimi Ana Sanat Dalında sözleşmeli öğretim elemanı olarak ritim çalgıları dersini yürüttü. 2015 yılında ise TRT’nin açmış olduğu sanatçı sınavını kazandı. Kurum bünyesindeki birçok projede ritim saz sanatçısı olarak görev aldı. 2017 yılının Ocak ayında Türk Müziği’nin çeşitli formlarından oluşan eserlerin yer aldığı ”Cemal Özkızıltaş Project – Buluşma” adlı albüm çalışmasını yaptı. Bunun yanında birçok albüm, ulusal ve uluslararası proje ile konser etkinliklerinde yer aldı. 2018 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, Geleneksek Türk Müzikleri Anasanat Dalı yüksek lisans programını tamamladı. 2018 yılından bu yana, Anadolu’nun zengin müzik kültürünü ve ezgilerini yaşatan “Arpanatolia” adlı grupta yer almaktadır. Bu oluşum ile Türkiye başta olmak üzere Kanada, Bulgaristan, Macaristan, İtalya ve Çin’de konserlere katılmıştır.
Program Çiğdem Derki Gesi Bağları Kara Koyun Hatay Sipsi Havaları Ah Bir Ataş Ver Yunus Beyaz Giyme Demedim Mi Ay Damlası Antep Karahisar Karadeniz
Hakan Erdoğan Prodüksiyon tarafından düzenlenen festival; TC Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sabancı Üniversitesi, Le Meridien İstanbul Etiler, ve Dimitrie Cantemir Romen Kültür Merkezi’nin tarafından desteklenmektedir.
Kapılar 19.00’da açılır, konserler 20.30’da başlar. Vale hizmeti ücretlidir.
İletişim: [email protected]
Kaynak
devamı burada => https://sizekitap.com/etkinlikler/arpanatolia-etkinlik/
0 notes
Photo
Sudan Sohbetler İçimizden Biri'nin 2. bölümü ile karşınızdayız. . Etkinliğimiz ücretsiz ve online olarak yapılmaktadır ve herkesin katılımına açıktır. . Bu haftaki konuğumuz 2015 yılından bu yana dalıcımız olan ve Ritim Yönetim Eğitim ve Danışmanlık şirketinden Eğitmen/Baş Denetçi "Hakan Borazan". Bu hafta bizlere "Hayalperest" konulu bir sunum yapacak. Hakan diyor ki; "Kurduğunuz hayallere dikkat edin, her an gerçekleşebilirler" . Sunumun Detayları: - Zihnimiz hayal ile gerçeği nasıl işler? - Hayallerimiz ve içimizdeki evren - Düşünce yapımızın hayatımıza etkisi Hakan Borazan Kimdir? Uludağ Üniversitesi Elektrik Bölümünü bitirdikten sonra, öğrenimine Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü ile devam etmiş ve sonrasında Okan Üniversitesi Örgün Öğretim İşletme Yüksek Lisans programını tamamlanmıştır. Ritim Danışmanlık Genel Müdürü olan Hakan BORAZAN, IATF 16949 Otomotiv ve AS9100 Havacılık, Uzay ve Savunma Sektörü Baş Denetçisidir. . Konuşmacı: Hakan Borazan Tarih: 25 Nisan 2020 Cumartesi Saat: 21:30 Yer: Evinizin en rahat yeri :) . Detaylar ve kayıt formu için http://dalisakademisi.org/tr/Etkinlikler/Sudan-Sohbetler-Icimizden-Biri-2.htmll adresini ziyaret ediniz. #scuba #underwater #scubadiving #Ücretsiz #bursadalisakademisi #dalışakademisi #konforluevim #online #homestudy #uzaktanegitim #evdencalis #evdenegitim #evcalismasi #wearessi #wearessiturkey #OnlineKal #bursa #dalış #diver #farkliolun #hayallerinierteleme #macerayierteleme #sualtı #dalisegitimi #SudanSohbetler #İçimizdenBiri https://www.instagram.com/p/B_XRZ7xF1xv/?igshid=1sk9nfreoehu9
#scuba#underwater#scubadiving#ücretsiz#bursadalisakademisi#dalışakademisi#konforluevim#online#homestudy#uzaktanegitim#evdencalis#evdenegitim#evcalismasi#wearessi#wearessiturkey#onlinekal#bursa#dalış#diver#farkliolun#hayallerinierteleme#macerayierteleme#sualtı#dalisegitimi#sudansohbetler#i̇çimizdenbiri
0 notes
Text
Hastalık stresine dikkat: Sizi koronavirüse karşı açık hale getirebilir
19 Mart 2020, Perşembe 10:10
İstanbul
İSTANBUL, (DHA)-Koronavirüse yakalanma stresiyle ilgili Klinik Psikolog Fahriye Nuşin Akbaş dikkat çekici uyarılarda bulundu. Akbaş, “Kronik anksiyete ve stres hormonları bağışıklık sistemini baskılıyor, sindirim sistemini bozuyor ve COVID-19’a kapılarını açıyor. Çünkü öncelikle zihinde yayılan daha sonra bedene hükmederek yıkıcı etki yaratan bir kısır döngü içerisinde yaşanan yoğun panik ve kaygı bozukluğu yaşadığımız bu süreci trajik hale getiriyor” dedi.
Çamlıca Medipol Üniversitesi Hastanesinden Klinik Psikolog Fahriye Nuşin Akbaş, koronavirüs salgınının psikolojik etkilerine ilişkin uyardı. Akbaş, COVID-19 salgınıyla birlikte endişe seviyesinin arttığına dikkati çekerek “Gündemde olan ve yaşamın akışını etkileyen COVID-19 beraberinde getirdiği panik ve kaygı bozukluğu, endişe kişinin günlük yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler ve hatta işlevselliğini sürdürmesini engeller. Akıl bedenin iç bölümü ve beden aklın dış kısmı, bu yüzden herhangi bir şey bedende başlayıp akılda yer edebilir veya tam tersi akılda başlayıp bedende yer edebilir. Konuşma esnasında el-kol hareket halinde iken beyin ile iletişim içinde ve beden onu takip ediyor. Onunla biz iletişime geçebiliriz çünkü çok duyarlı” diye konuştu.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ VURUYOR
Sağlıklı bir kaygının vücuda hiçbir zararı olmadığına işaret eden Klinik Psikolog Akbaş, şunları söyledi: “Ancak kronik kaygı ve duygusal stres birçok rahatsızlığa olanak verir. Gün içerisinde aşırı kaygı ya da anksiyete kaynaklı stres reaksiyonu, sempatik sinir sisteminde kortizol gibi stres hormonlarının salgılanmasına neden olur. Bu hormon vücuda yakıt sağlamak için kandaki şeker seviyesinin ve trigliserit seviyesinin artmasını meydana getirir. Bu hormon ayrıca yutkunmada zorlanma, baş dönmesi, kalp atışının hızlanması, baş ağrısı, konsantre olmakta zorluk, kaslarda gerilme, hızlı soluma ve terleme gibi fiziksel reaksiyonların görülmesini sağlar. Kanda artan bu yakıt fiziksel aktivitelerle harcanmadığında kronik anksiyete ve stres hormonları bağışıklık sistemini baskılıyor, sindirim sistemini bozuyor ve COVID-19’a kapılarını açıyor. Çünkü öncelikle zihinde yayılan daha sonra bedene hükmederek yıkıcı etki yaratan bir kısır döngü içerisinde yaşanan yoğun panik ve kaygı bozukluğu yaşadığımız bu süreci trajik hale getiriyor”
VİRÜSÜ ÖNCE ZİHNİNİZDEN UZAKLAŞTIRIN
Panik atak konusunda da Çamlıca Medipol Üniversitesi Hastanesinden Klinik Psikolog Fahriye Nuşin Akbaş, “Hastanın, aslında tamamen “zararsız” olan panik atağı belirtileri hakkındaki yanlış bilgi ve inanışlarının düzeltilmesi ve hastanın bu belirtiler ile korkmadan baş edebilmesinin öğretilmesi amaçlanır. Panik atağı geleceğinden korktuğu için tek başına bulunmaktan kaçındığı yer ve durumlarla aşamalı bir şekilde tekrar tekrar karşılaştırılması, böylece korkularının “üstüne gitme”si sağlanarak korkularını yenmesi amaçlanır. COVID-19 dünya genelinde kaygı ve endişeyle gelmiş olsa da başlatmış olduğumuz birlik mücadelesi kapsamında kişi ilk olarak virüsü zihninden uzak tutmalıdır.” şeklinde konuştu.
DERİN NEFES ALIP VERİN
Endişe anında derin nefes alıp vermenin oldukça önemli olduğunu belirten Akbaş, şu bilgileri paylaştı: “Ne zaman endişe yaratan duygulanımlar duyarsanız bununla ilgili hiçbir şey yapmayın, sadece derin nefes alın denir. Bunun iki nedeni var. Derin nefes almaya başlıyorsun ama bu duygulanımlar belli bir nefes ritmine ihtiyaç duyar ve bu ritim olmadan duygulanım mümkün değildir. Duygunun var olabilmesi için belli bir ritimde veya kesik kesik nefes almak gerekir. Derin nefes alırsan duygunun dışarı vurması imkansızlaşır. Bilinçli olarak derin nefes alıyorsan, duygu kendini ifade edemez. Varoluşun akışına ters gidilmemeli, onunla beraber yol alınmalı. Bedenimiz yaşamının ta kendisi; bizlere düşmanca davranamaz. Bedenimizle devamlı iletişim halinde olmalıyız. Varoluş ile dostluk kurmayı öğrenmeliyiz. Var olan hiçbir şey insana karşı değil. Tek öğrenmemiz gereken yaşama sanatıdır. Yaşanmış yaşanabilecek her durumda başka hallerde var olacağız. Üstelik herkes aynı koşullarda iken bunu başarabilmek daha mümkündür”
Kaynak: DHA
Bu Yazı Hastalık stresine dikkat: Sizi koronavirüse karşı açık hale getirebilir adresinde ilk olarak yayınlanmıştır. BakNeDio.Com.
source https://baknedio.com/hastalik-stresine-dikkat-sizi-koronaviruse-karsi-acik-hale-getirebilir/
0 notes
Text
Yeni bir Yayıncılık Deneyimi
Selam, geçen yıl bu aylarda “Hip-Hop, Sadece Siyahlar” çevirisi ile 10 yıldır kopuk kopuk gerçekleştirdiğim İçerik Üreticiliğine, sıfırdan ama bir vizyon dahilinde tekrar başlamıştım. Geçtiğimiz yıl süresince işler bu defa istediğim gibi gitse bile, bir noktada tekrara düşebilirdim, düştüm.
Başarısızlıklaaar, Başarısızlıklar
Herhalde bu 10 yıllık sürece baktığımda hatırladığım en keskin başarısızlık 90BPM’in kurulduğu vakitlerde yazdığım rezalet “Menajerler” yazısıydı. Yazıyı şuan bulamıyorum zira O dönem kullandığım Blogger hesabımı kapattım. Genel hatlarıyla 90BPM’in İndie kitleye oynamaya çalışacak Rap müzikten kopuk bir şaklabanlık olduğunu oldukça kaba bir üslupla dile getirmiştim, sağlam bir argümanım yoktu. Beni o yazıyı yazmaya iten şey sadece bir Fotoğraftı.
Keza 90BPM albümü çıktığında ben yanılmış, o dönemin müzikal olarak en oturaklı işlerinden birisi olan “Kötülük Bizim İşimiz” çıkmıştı. Bu olay yayıncılık bağlamında öğrendiğim en büyük derslerden biridir. İleriye dönük gereğinden büyük laflar ve Analiz edilmemiş cümleler kullanılmamalıydı. Önce Argüman ve bu Argümanı destekleyecek noktaları toplamalıydım.
Ardından 5Element geldi, 5Element yine internetin dehlizlerinde kaybolmuş bir proje benim adıma. Şuan bu blogda yapmaya çalıştığım şeyi 2016 yılında denemiştim, Video Editler - Beat Setleri - Playlistler - Graffiti bölümü gibi içerik deryası olacak bir Blog-Portaldı. Site açıldı ve şuan keşke bulsam dediğim “Alamancılar - Türk Göçünün Türkçe Rap’teki İzleri” başlıklı bir yazı yazmıştım. Genel olarak Erci-E “Sesini Kesme” ve “Cartel” albümünün altmetinlerine odaklanmış, kendi adıma oldukça başarılı bir iş çıkarmıştım ta ki hayatın gerçekleri yüzüme vurana dek: Ben tek kişiydim ve bu derece büyük bir yapı oldukça fazla kişiyle hayatta kalabilirdi. 5Element aynı 90BPM örneğinde olduğu gibi Duygularım tarafından kör edildiğim bir işti, ardından hala uğraştığım bir sağlık sorunuyla beraber sitenin alan adı ve masraflarını ödemeyi bile unutarak internet üzerinde sonsuzluğa uğurladım. Ama buradan da bir ders çıktı, Portal veya büyük çapta Blog hareketleri oldukça fazla kişi gerektiren, günümüz İnternet dünyası için oldukça hantal yapılardı ve sürdürebilir olmaları oldukça zordu. En az 7 ila 8 kişinin bir arada - koordineli çalışması gerekiyordu.
Yani bir İçerik Üreticisi olarak benim İçeriği merkeze koymam ve bu içerik üreticiliğini oldukça esnek bir forma oturtmam gerekiyordu. Bu beni şu anda okuduğunuz Bloga ve MikroBlogculuğa -Twitter- yönlendirdi.
Başarılaar, Başarılar?
Yıl içerisinde tam 65 bin kişi siteyi ziyaret etti, bunların 25 bini Sosyal Medya üzerinden gelirken, geri kalanı Arama motorları ile blogu buldu.
Yılın ortalarında Şehir ve Ritim yayınlarına başladım. Blog’dan farklı olarak uzun süredir içerisinde olmadığım ve bir nevi Entertainment olan Podcast dünyasına girdim ve Türkçe Rap adına Spotify & Apple Podcasts’te bulunabilen ilk Podcast Programı olarak yılın sonunda 7 bin kişiye ulaştım, en fazla dinlenen bölüm çok doğal olarak Susamam ve Olay parçaları hakkında yaptığım bölüm olurken ardından “Twitch Yayıncıları” üzerine konuştuğum bölüm geliyordu ve ardından üçüncü sırada Sevgili Melih Can ile yaptığımız Toplum serisinin NWA bölümü var.
Yalnız bu sırada tüm bu işler benim için Rutin haline gelmeye başladı çünkü yolun yarısında bu yıla dair tüm hedeflerimi anlayamadığım bir hızla tamamlamıştım.
İnsan hayatı: Sürekli bir kültürel gelişim ve yaratıcılık, kendi içinde ve dış dünyada karşılaştığı kaba güçlere karşı verilen daimi mücadeledir.
Grigory Petrov, Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Sayfa 67
Peki ama Şimdi?
2019’da kendime koyduğum bir kaç hedef vardı, “Türk Hip-Hop Camiasının Düşünce Boşluğu”na bir taş atmak, Blogosfer denen Blog Çemberine tohum atmak, Düşüncelerimi daha fazla insana duyurmak. Bunlar soyut olanlarken, Somut olarak “İlk Sene 10 Bin Okuyucu” - “Bin Takipçi” - “Herkese Yönelik İçerik” en belirgin isteklerimdi. Bin Takipçiye ulaşamamış olsam bile (Bu yazı yazılırken 917 idi) kitlem ile girdiğim kaliteli - organik ve canlı etkileşim Bin kişilik takipçi isteğini fersah fersah katladı. Okuyucu oranı olarak 5 katı bir miktara ulaştım, içeriklere geriye dönüp baktığımda Rap müziğe uzak birinin bile anlayabileceği bir üslup yarattığımı düşünüyorum.
Fakat… Öncelikle hareketlenen ve eskisinden çok daha kalabalık olan Türkçe Rap Blog Dünyası ve ardından Blog yazmanın benim için bir Rutin haline gelmesi gibi iki büyük faktör, Blogun işleyişinde değişiklik yapma isteğimi oldukça arttırdı. Peki bunlar ne olacak?
Öncelikle artık Herkese Yönelik, HipHop 101, HipHop’a Giriş veya En arka koltuktaki seyirci de anlasın havasında yazılar yazma taraftarı değilim, çünkü hepsinden önce ben bu tarz yazılara ilgi duymuyorum. Geçen seneye oranla bu tarz içerikleri üretecek çok daha fazla insan var artık, ben o tarafta gereken üretimi sağladığıma inanıyorum. Artık çok daha Niş denilebilecek spesifik noktalara eğilmek istiyorum, kalemime biraz daha ağırlık verme düşüncesindeyim. Ice Cube & Cypress Hill - Eko Fresh & Kool Savas ve Şiirbaz röportajı bu derinlik denemelerinin bir örneği idi ve beni tatmin ettiler. Fakat Yazı uzunlukları büyük ihtimalle aynı kalacaktır (İnternet okuyucusunun uzun yazı psikolojisinden ötürü) ancak genel itibariyle denizin daha da derin tarafına gitmek istiyorum. Bu sırada bol bol boy vererek bir circlejerk yaratmamaya özen göstereceğim tabii kİ. Mainstream veya Herkese Yönelik yazılar için başka platformlar ile konuşabilir veya orayı komple bırakabilirim, henüz karar vermedim.
Genel olarak Amerika Efsanelerini bırakmadan, Türkçe Rap’i ana eksenden çıkarmadan Avrupa sahnesine, Bağımsız MC’lere, işin Fikir tarafına daha ağırlık vererek devam edeceğim. Tabii ki yeni dönemde en önemli fark Kalemimin değişikliği olacak. Ama blogun işleyişiyle alakalı olarak bana vereceğiniz her geri dönüş / fikir benim için çok önemli. Lütfen Buradan anonim olarak bana iletin! Destekleriniz için teşekkür eder, seneye bu yazının devamında görüşmek ümidiyle.
1 note
·
View note