#profesyönel
Explore tagged Tumblr posts
Text
Benim cv.
Adımı ve yaşımı boş verin. Evim, arabam yok. İşim yok. Aile evinde hayatta kalmaya çalışıyorum. Takıntılı psikopatım. Tecrübem profesyönel sinir hastasıyım ve kimseye güvenmeyin
1 note
·
View note
Text
Kızının Estetik Ameliyatında Hayatını Kaybeden Aile Şokta!
19 Yaşındaki Genç Kadının Estetik Ameliyatta Hayatını Kaybetmesi: İhmal İddiası
İstanbul'da bir özel hastanede burun estetiği ameliyatı olan 19 yaşındaki Heval Pekgöz, anestezi sonrası kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Ailesi, hastane ve sorumlu doktorlar hakkında ihmal nedeniyle suç duyurusunda bulundu. Pekgöz'ün ölümünün ardından aile, hastaneden aldıkları bilgiye itiraz ederek, kızlarının durumunun iyi olduğunu söylendiğini ancak kalbinin durduğu bilgisini aldıklarını iddia etti.
Aile üyeleri, Pekgöz’ü yoğun bakımda görmek adına başvuruda bulunduklarını ancak buna izin verilmediğini, hastanın gözlerinin sedyede açık olduğunu ve entübe edilmediğini belirtmişlerdir. Yaşanan süreçte hastane değiştirmek zorunda kalan aile, yoğun bir stres ve belirsizlikle karşı karşıya kaldıklarını vurgulamışlardır.
Profesyönel sağlık hizmeti almak, özellikle estetik ameliyatlar için son derece önemlidir. Ancak bu tür işlemler sırasında yaşanan ihmal durumları, büyük trajedilere yol açabiliyor. Hastaların ve ailelerinin, ameliyat öncesinde doktor ve hastane seçiminde daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Ameliyat süreci ile ilgili olarak detaylı bilgi alma ve gerektiğinde ikinci bir uzman görüşü alma hakkını kullanmaları hayati önem taşımaktadır.
Kriz anlarında müdahale sürelerinin kısalması ve tıbbi ekiplerin etkinliğinin artırılması gerekiyor. Hastanelerin, hasta mahremiyetine ve güvenliğine özel bir önem vermesi, ihmal durumlarının önüne geçebilir. Bu tür vakalar, tüm sağlık sisteminin daha dikkatli bir denetim altına alınması gerektiğini ortaya koyuyor.
Bir sağlık sorunu yaşandığında, hangi eylemlerin gerçekleştirileceği hakkında bilgi sahibi olmak hayati bir önem taşır. Ameliyat öncesinde hastalar ve aileleri, planlanan işlem ile ilgili detayları ve riskleri sormaktan çekinmemelidir.
Daha fazla bilgi almak için https://www.medihaber.net adresini ziyaret edebilirsiniz.
Kaynak Yazı Linki https://www.medihaber.net/genc-kadinin-estetik-ameliyatta-yasadigi-korkunc-ihmal-iddiasi/
Genç Kadının Estetik Ameliyatta Yaşadığı Korkunç İhmal İddiası
0 notes
Text
AFYON MASAJIN MUTLU BİTTİĞİ FANTEZİ ADRESİ
Salonumuza Zevk ve Fanteziler Yaşamaya Bekleriz
Genç Ve Profesyönel Masözler Sizleri Bekliyor.
AFYON MUTLU SON MASAJ
0 535 027 64 05 - 0 534 935 52 75 - 0 534 016 34 72
0 notes
Text
Şöyle yaşadığım/yaşamak zorunda kaldığım hayata bakıyorum da, ne kadar çok tetiklendirilmişim. Azmettirici en günahsız, tetiği çeken öldüren biri olarak kalmışım.
Kendiyle sorunu olan bir insanı ısrarla düzeltmeye çalışmış olmak geldiğim noktada koca bir mide bulantısı. Bir insan oturup hiç mi düşünmez ben ne yapıyorum da, ne kadar ileri gidiyorum da olay sürekli sarpa sarıyor. Ya da ben bunla ilgili kaliteli bir anlamda hayatımda, tavrımda, davranışım da ne değiştirebildim bu süreçte. Olaya sondan bakıldığında çaresizliğine yenik düşen birinin yanlış bir dışa vurumu her şey. Peki bu olayları yönetememiş olmak, suyun akışına bir damla da olsa yön verememiş olmak? Ya da yanan bir ateşe benzin dökmüş olmanın günahı?
Profesyönel bir destek ihtiyacı olduğu o kadar belli ki, bunu hiç hesaba katmadan avukat arıyordur kesin.
Bir sorunun nedeniyle ilgilenmeden sonucuna bakıyor olmak her zaman yapılandan farksız halının altına süpürme.
Artık daha eminim hiç sevmemiş beni. Hiç tanıyamamış. Neyi sevdiğimi beni neyin üzdüğünü, hassas noktamı sinir noktamı bilmemiş, bunlar bilmek/anlamak için çaba sarf etmemiş. Hep kendini dile getirmiş. Bu insan için en baştan beri bir şey yapamazmışım.
Bana en büyük hediyesi bir yaşgünümde benden ayrılıp mesaj atmasıydı, nasıl değerli bir hediyeymiş oysa.
Bensiz o çocuğa ne annelik ne babalık edebileceksin, çünkü eksikliğini görmeyen, kendini törpüleyemeyen insan, hiç bir şapkanın altında var olamaz.
Ruhumda açtığın delik keşke bir tokat ağırlığı gibi olsaydı.
Neyse. Hayırlısı.
1 note
·
View note
Text
BilişimW Web Hizmetleri
BilişimW sizlere Sanal dünyaya açılan kapıda partner olmaya hazır. İşyerinizin teknolojik sanal dünya adımlarını gelin birlikte yapalım. Web tasarımdan Kurumsal çalışmalara, Seo’dan içerik düzenlemelerine kadar sizlerin yanınızdayız. Profesyönel insanlarla çalışmak ilk adımı doğru atmakla başlar.
BilişimW Web Hizmetleri sizlere Hazır web tasarım ürünleriyle iş bitimi süresini kısaltıyor. Hazır web site tasarımları sizlerin düşündüğünün aksine size hem zaman kazandırıcak hemde sizin için yapılan çalışmaların artı ve eksilerini sunucaktır.
0 notes
Photo
En Profesyonel Boks Makinesi Tamir ve Bakım Yapan Firmalar ATC OYUN MAKİNELERİ İLETİŞİM +905359890429 +905377180747 #profesyonellerdünyası #profesyonelkoç #networkmarketingprofesyonelleri #profesyönel #profesyonelyönetim #profesyonelyaşamkoçu #profesyonelyasamkocu #profesyonelboks #açılışorganizasyonu #istanbulorganizasyon #beylikdüzüorganizasyon #dogumgunuorganizasyonu #doğumorganizasyonu #müzikorganizasyon #redbull (İstanbul Turkey) https://www.instagram.com/p/Cd8lksOt_cK/?igshid=NGJjMDIxMWI=
#profesyonellerdünyası#profesyonelkoç#networkmarketingprofesyonelleri#profesyönel#profesyonelyönetim#profesyonelyaşamkoçu#profesyonelyasamkocu#profesyonelboks#açılışorganizasyonu#istanbulorganizasyon#beylikdüzüorganizasyon#dogumgunuorganizasyonu#doğumorganizasyonu#müzikorganizasyon#redbull
0 notes
Photo
Mutlu anılarınız daim olsun ☺️🤗💯📞 #radyo #müzik #dance #çizim #drawing #portrait #profesyönel #cuma #tesetturgiyim #istanbul #türkiye #ankara #hd #tbt #oilpainting #portre #şık #kombin #resim
#müzik#drawing#türkiye#şık#resim#istanbul#tesetturgiyim#ankara#tbt#dance#profesyönel#çizim#cuma#portre#portrait#oilpainting#radyo#hd#kombin
1 note
·
View note
Text
Merhaba Tumblr,
Yaklaşan 2020 ABD seçimlerini düşünerek Topluluk Kurallarımızı oy kullanım süreçleri ile ilgili politik karışıklık yaratılmasına yer vermemek için güncelledik.
Bu kararı vermemizin nedeni paranoyak olmamız değil, elle tutulabilir nedenler. 2016 senesinde Internet Araştırma Ajansı (ya da IRA) Tumblr da dahil olmak üzere birçok farklı sosyal medya platformu üzerinde yüzlerce sahte hesap açtı. IRA’nın tek bir hedefi vardı, o da bolca yanlış bilgi yaymak. DNI raporları, IRA’dan “profesyönel troller” olarak bahsediyor.
Bu “profesyönel troller” grubunu biz Tumblr’da istemiyoruz ve bu duruşumuzun Topluluk Kurallarında da görünebilir olmasını istedik. “Karışıklık ve Taklit” kısmımızı “Kimliğe Bürünme ve Gerçek Olmayan Davranışlar” olarak değiştirdik. Bu şekilde artık politik bir kimliğin Tumblr üzerindeki taklidine kesinlikle yer yok. Peki ya parodisini yapmak? Bunda hiçbir sorun görmüyoruz. Ancak New York belediye başkanı Bill de Blasio gibiymiş gibi davranıp New York hakkında sahte haberler yaymak? Buna kesinlikle izin vermiyoruz.
Ayrıca saygınlık üzerine yeni bir kısım ekledik:
“Seçim Saygınlığı. Tumblr'ı Amerika Birleşik Devletleri nüfus sayımı işlemini yanıltmak veya yerel ya da genel seçimlerini karıştırmak için kullanamazsın. ABD nüfus sayımı katılımcılarını veya oy kullananları korkutmak, bastırmak veya aklını karıştırmak için içerik üretme ve bu içeriği destekleme.Nasıl, nerede ve ne zaman oy kullanıldığı hakkında yalan bilgiler yaymak da buna dahil.”
Son olarak Topluluk Kurallarımıza ekleme yaptık: “Topluluk Kurallarımızın sürekli ihlali, blogunun veya hesabının sonsuza kadar kapatılmasına neden olabilir.” Bildiğin gibi bu bizim için yeni bir kural değil — sadece duruşumuzu olabilecek en açık şekilde belirtmek istedik: Topluluk Kurallarını sürekli olarak ihlal eden hesaplara hoşgörü göstermeyeceğiz.
Demokraside dürüstlük ve şeffaflık çok önemlidir. Eğer IRA ya da benzeri gruplar tarafından hedefli olarak yayılan sahte bilgilerden haberdar olursak, olabilecek en hızlı şekilde harekete geçeceğiz. Bunun sizlere ve demokrasinin geleceğine ahlaki bir sorumluluğumuz olduğunu düşünüyoruz.
Eğer sahte bilgilere karşı bizimle beraber savaşmak istersen @world-wide-what üzerindeki bu videoyu izleyebilirsin, ya da Tumblr Creatr’larından Ellis van der Does (@ellisvanderdoes) tarafından National Association for Media Literacy Education (@medialiteracyed) için yapılmış bu infografiki paylaşabilirsin.
Kendine ve topluluğuna göz kulak ol, Tumblr.
100 notes
·
View notes
Video
tumblr
Profesyonel Kaş Tasarımı ve Alımı
Konu Kaş ise Doğru Adrestesiniz. Profesyonel Makyaj, Kalıcı Makyaj Uzmanı & Eğitmeni Ayşegül AŞ Detaylı Bilgi ve Randevu için 0539 4639003 ten uzmanımızdan yardım alabilirsiniz.
#Kaş Dizaynı#kaşalımı#kaşlar#kaşkontür#kaş kontür#kaşdizayn#kaş#profesyönel makyaj#profesyonelmakyaj#profesyonel makya bursa
0 notes
Text
4 senedir profesyönel olarak maket bıçagı kullanıyorum anlatabiliyor muyum, çizerimm 👽😅
11 notes
·
View notes
Text
E.4. Karantinada Sıkılanlara Naçizane Öneriler
İçinden geçmekte olduğumuz günlerde en başında kendime bir arşiv yapma ve benim entelektüel anlamda oldukça faydalandığım kaynakları paylaşmak ve sizleri bu kaynaklardan haberdar etme amacıyla yazılar yayınlamaya başlamıştım burada. Lakin, hiçbirimizin tahmin edemeyeceği derece de uç ve kaotik koşullar yaşamaya başladık bütün dünya olarak, ve bunun sonucu olarak bir grup insan zorunlunluktan, bir grup insan kendi tercihleri sonucu evlerinde karantinaya girdiler. Bir başka grup ise diğerlerinin sağlıkları ve herkesin hayatını idame ettirebilmesi için gerekli olan ürünlerin sağlanması, tedarik zincirinin ayakta tutulması ve hepsinden önemlisi bizim sağlık ve güvenliğimiz için kendi sağlık ve güvenliklerini tehlikeye atıyorlar. Öncelikle bu süreçte hepimiz için görev yapan sağlık çalışanları, kolluk kuvvetleri, belediye çalışanları, ulaşım görevlileri vs. herkese sonsuz teşekkür ve minnetimi sunuyorum.
Bu karantina sürecinde en sık denk gelinen sitemlerden birisi ‘evde karantinada çok sıkıldım’ oldu. Ben de bunun üzerine biraz haddimi de esneterek bir takım önerilerde bulunmamın kimseye zarar vermeyeceğini bilakis fayda sağlayabileceğini düşündüm. Öncelikle şuan ki karantina koşullarında birincil olarak elektrik ve suyunuz, ikincil olarak da internet bağlantınız varsa işler yolunda ve sıkıntı probleminizi çözmek için yapmanız gereken birşey var demek oluyor. İlginizi çekecek kaynakları bulursanız bu birkaç haftalık, belki de birkaç aylık süreci hayatınız boyunca hiç sahip olmadığınız ve muhtemelen (ve umarım) bir daha sahip olmayacağınız (en azından bu ve benzeri koşullarda) bir zaman dilimi olarak görmek mümkün. Ve bu zaman dilimini epeydir yapmak isteyip vakit bulamadığınız herhangi birşeye ayırıp evde geçen vakti sıkıcı olmaktan çıkarabilir ve yaratıcı, eğitici ve öğretici kılabilirsiniz.
Öncelikle internet bağlantınız varsa bu demek oluyor ki bütün dünya cebinizde. Youtube veya benzeri platformları farklı hobi veya meraklarınızı giderek için kullanabilirsiniz. Yeni bir yazılım öğrenmeye başlayabilirsiniz profesyönel hayatınızda işinize yarayacak, belki de tamamen biresel zevk için bir takım yazılımları öğrenebilirsiniz. Belki tarihe ilginiz vardır ve okurken sıkılıyorsunuzdur, o zaman görsel olarak tüketebileceğiniz yeterinden fazla materyal mevcut. Bir dili öğrenmek istiyorsanız veya bildiğiniz bir dili geliştirmek istiyorsanız dil eğitim videoları var (eğitim kaliteleri hakkında çok fikrim olmamakla birlikte bakmaktan zarar gelmez.). Veya normalde spor salonuna gidiyordum, ama simdi hepsi kapandı diye üzülüyor ve kendinizi dondurmaya vermiş (ve bir klişenin içinde yaşlarla dolu gözlerinizle sessiz çığlıklar atıp kurtarın beni diye etrafınıza bakıyorsunuzdur, ama kendi başınıza karantinadaysanız kimse duymayacak sizi, gereksiz dramatize ettiğim ve tasvirlerle süslediğim bu satırlardan sonra devam edelim artık zira şuanda da devam ettirmeyi sürdürdüğüm gibi bu kısım haddinden fazla uzadı...) olabilirsiniz. Fakat, youtube’da ve instagramdan haddinden fazla hatta sinir bozucu sayıda egzersiz videosu mevcut. Belki kas veya kardio çalışmayı sevmiyorsunuzdur ve daha içe dönük daha akış halinde ilerleyen egzersizler arıyorsunuzdur, misal yoga. Ücretsiz yoga akışlarının paylaşıldığı youtube kanallarıda fazlasıyla mevcut.
Belki o kadar da Youtube düşkünü değilsinizdir, o zaman bu süreci epeydir kütüphanende asık sıratla duran ve sana ağız dolusu küfür etmeey hazır olan ve epeydir ihmal ettiğin kitaplarını kütüphaneden salondaki sehpanın üzerine alıp okumaya başlayabilirsin. Hem bir taşla iki kuş, hem kitapların gönlünü almış olacaksın, hem de okumuş (PATRON ÇILDIRDI!!!). Fakat formsuz olduğun için muhtemelen 1, 2 saat sonra beynin sütlü patates püresi kıvamına gelecek (ki hiç sevmem sütlü püre, insan gibi ez battisleri dimi, süt nedir??, bunu kenara not etmek lazım bir ara kesin gündeme getirecem bu konuyu, bu iş burda bitmedi!!!) ve devam etsen de ağzının kenarından 3 dk sonra salyan akmaya başlayınca böyle gitmeyeceğini istemeye istemeye kabul edeceksin. Tam o anda müzik imdadına yetişecek. Eskiden olduğu gibi müziğe ulaşmak için (ne kadar ehtiyar olduğuna bağlı olarak) plak, kaset, CD, veya MP3 playerının kapasitesiyle sınırlı değilsin, youtube, spotify, apple music, google music, amazon musıc... var oğlu var. Daha önce dinlemediğin tarzada müzikler veya daha önce dinlemediğin sanatçıları dinlemeye ve kulak pasını sildirebilirsin. Müzik de baymaa başlayınca evde ki malzemelere göre normalde yaptığın yemeklerde ufak tefek değişiklikler yapıp deneysel işlere girişebilirsin, ama bokunu da çıkartma hastaneler yeterince kalabalık şuanda :(
Yemeğin bitince epeydir izleme istediğin ama iş güç/okul yoğunluğundan vakit ayıramadığın dizi ve filmleri izleyebilirsin. Yahut kendini bu konularda eğitebilirsin, misalen sinema tarihine adını yazdırmış önemli yönetmenlerin çektikleri filmleri izleyebilirsin, her akşam bir film izlesen hafta da bir yönetmenin çektiği filmleri bitirirsin eğer ki hedefte ki yönetmen süper kahraman ‘filmleri’ çekmiyorsa... (Martin Scorsese) Veya bu kadar bol vakit varken birikmiş dizilerinin tamamını izlemek de bir alternatif. Belki daha evvel yapmadığın birşeyler deneyebilirsin. Ne biliyim hiç podcast dinlemediysen podcast dinlemeye başlayabilirsin, ve sadece ses kayıdı olduğu için podcastler hali hazırda devam eden diziler veya açık alanda çekimi yapılan diğer medya unsurları gibi karantina sebepli sekteye de uğramayacaktır.
Bu nokta da esas olan ise ne yapacak olursan ol, belli bir düzen içerisinde yapmaktan geçiyor, ‘nasolsa bir yere mi gittiğimiz var la?’ diye ‘berbat bir Türkçe telaffuzla’ düşünüyor olabilirsin, öncelikle seni kınıyorum ama burda isim verip seni bu yazıyı okuyan 4 akraba ve 3 arkadaşıma rezil etmeyeceğim... ahahahahaha...
Neyse, özetle bu karantina günlerini bir zorunlu tatil ve ‘göt devirip yatma vakti’ olarak değil de, hayatını okula ya da işe giderken ki gibi düzenli bir şekilde geçireceğin günler olarak düşün. Yattığın ve kalktığın saat ve olabildiğince gerçekçi şekilde gün içerisinde neleri yapacağını zaman aralığı ile not al bir yerlere ve uymaya çalış. Emin ol ne işe başlayacak olursa bu süre içerisinde kendinin bile şaşıracağı hatta ‘yok artık, ben bu kadar işimi halletmişim!!’ diye kendine şaşıracağın günlere doğru ilerliyor olacaksın. Bu dediklerim hayal ya da abartı gibi gelebilir, fakat dene ve kendin için gör. Ufak bir hesap yaptığında kaybedeceğin birşey olmayacağını göreceksin. Ki o ufak hesabı yapmaya kafa yormak istemiyorsanda diğer kuvvetli alternatife bak. ‘Eve tıkılı kaldık.’, ‘offff acaba ne zaman bitecek bu salgın?’, ‘çok sıkıldım!’, ‘dünyada ne kadar kötü şeyler oluyor.’, vs. vs. senin gününü ve modunu düşürecek düşüncelerin içerisinde çırpını duracaksın ve akşam hava kararınca iyice karamsarlaşacaksın. Ve senin bu modunu düşüren olaylara bireysel olarak yapabilecek bir etkin olmaması gerçeği de bir noktada kendini daha da kötü hissetmene sebep olacak. Fakat, kendini bir veya birkaç konu, hobi ve/veya alanda geliştirmeye verirsen olacak olanlar yeni beceriler geliştirmen, yeni konularda bilgi edinmen ve hepsinden önemli yeni şeyler öğrenmen ve dünyayı daha farklı ve daha derinlemesine anlaman olacak. Ve bu süreçler başlı başına harika süreçler olmakla beraber bir şeyi öğrenmenin veya anlamanın verdiği mutluluğu ve hazzı tadacaksın sonra gelsin dopamin, gitsin seratonin, sonra gelsin endorfin, konaklasın oksitosin.
Özetle şunu demeye çalışıyorum, hayat kimse için kolay değil, koronavirüsü çıkana kadar herkesin kendi beklenti ve hedeflerinin sonucu olarak uğraştığı bir takım sorunlar ve problemler vardı. Şimdi ise hepimiz hastalanmama refleksini aktive ettiğimiz için problemlerimiz ortak. Bu problem çözülünce önce ki problemlerinize eski kafa yapınızla dönebilirsiniz. Ya da bu süreçte kendinize yatırım yapıp aynı ya da benzer problemlerle karşılaştığınızda daha farklı perspektiflerden bakıp daha farklı çözümler üretebilirsiniz. Hayat hiçbir zaman kimseye karşı adil değildi, adil olmayacak da, olmak gibi bir sorumluluğu da yok; veya kimse bütün hayatını mutlu geçirmedi, zira hayatın temelinde mücadele etmek var, ki güzel kılan şey de bu aslında. İşte bu sebepler ve durumlardan ötürü bu karantina sürecinde kendinize yatırım yapmak (herhangi bir konuda), elinizdeki ekstra vakti efektif kullanmak anlamı taşıyacak.
Bu hafta aslında yazı yazasım yoktu ama ‘bilmem kaç’ haftadır hiç aksatmadan bu yazıları yazmaya devam ettiğim için, hem kendine hem bu kurduğum haftalık rutine hem de yazımı okuya 4 akraba ve 3 arkadaşa (bu şaka bundan sonra böyle gider ahahahaha) karşı hissettiğim sorumluluktan ötürü böyle bir konudan bahsetmemin iyi olacağını düşündüm. Hepimizin hayatta etki alanı genel olarak çok dar veya etkimiz çok az (belki fark edilemeyecek düzeyde), ama kendimiz üzerinde etkimiz bir o kadar yüksek sadece bunun farkındalığını yaratmak istedim sizlerde böylece bu perspektifte bana yazımı okuyan bu 7 kişiden 2′si 3′ü bana katılsa kardır (ahahah çok gülüyorum ahahaha).
Yazımı sonlardırmadan, sıkıntılı ve karamsar günlerden geçiyoruz doğrudur, psikolojik olarak hepimizi yoran bir süreç bu ama unutmayın!!!! İnsanı bütün insanlık tarihi boyunca doğadaki diğer canlılara karşı ‘üstün’ kılan becerisi adapte olabilmesiydi değişen koşullara. İşler hiç beklemediğiniz şekilde kötü gidiyor ve bütün düzeniniz bozulmuş olabilir. O zaman elde ki parçalarla yeni bir düzen kur!! Bundan daha evvel defalarca yaptığın gibi, atla deve değil en nihayetinde. Bir de bu hafta rastgele bir zaman da kendimi kafesteki bir hayvanla kıyaslamam söz konusu oldu. Düşünsenize afrikanın düzlüklerinde koşarken bir anda bir ağırlık çöküyor üzerinize ve uyuyakalıyorsunuz. Gözünüzü açtığınızda herşey normal görünüyor ama önümüzdeki gri çubuklara bakıyorsunuz ve o çubuklar heryerde, ve bütün gün bir sürü daha önce çok az gördüğünüz türde hayvanlar gelip size 10 saniye bakıp sonra sizin 20 metre ötenizde afrika da olsanız bir lokmada yiyeceğiniz ama şu an durmuna üzüldüğünüz zebraya bakıp, sonra çakallara ordan da başka hayvana geçtiler. Bu günleri bir de kafese tıktığımız hayvanlara yaptığımız eziyeti gözden geçirmek için kullanabilir...
Kendinize iyi bakın, sağlık, sıhhat ve keyif sizlerle olsun.
~tmg
Edit#1: Bu arada yaşadığımız günler muhteviyatı itibariyle 100 yılda bir yaşanacak türden günler olması münasebetiyle ileride de önemle anılacaktır. Bu sebeple naçizane günlük tutmanızı öneririm, arkada bugün olanlarla ilgili sizin gözünüzde sürecin nasıl göründüğünü anlatan belge(ler) bırakmak adına, bir de umarım olmaz ama virüsü kapacak olursanız, nerede ne zaman kapmış olabileceğinizi takip etmek açısından önemli olabilir.
1 note
·
View note
Text
ANKA TESİSAT
ANKA TESİSAT
Tesisatçının Görevi Nedir? Ne İş Yaparlar?
Su tesisatı nedir?: Su tesisatının ana görevine bakacak olursak eğer eve gelecek suların kaynak kısmından kullanıcıya aracı borular ile birlikte ulaştırılması olarak örnek verebilir. Bu noktada her türlü kullanılan malzeme su tesisatı alanına girmektedir. Anka tesisat bu alanda oluşan tüm problemlerin çözümü açısından büyük bir rol üstlenmektedir. Tesisatla ilgili yaşayabileceğiniz sorunları çözmek adına sizlere örnek verecek olursak Avcılar Tuvalet Tıkanıklığı Açma hizmetini profesyonel olarak vermektedir.
Peki, tesisatçıların bu hizmetle birlikte başka ne hizmetler veriyor?
Anka Tesisatın Sunduğu Hizmetler
Anka tesisat tesisat alanında yaşadığınız tüm problemleri çözmek adına sizlere profesyönel hizmet vermektedir. Bu yardım sayesinde sizlerde artık bu alanda tüm problemlerden kurtulabileceksiniz.
Tıkanıklık Açma
Anka tesisat banyo, mutfak ve Başakşehir Tuvalet Tıkanıklığı Açma gibi noktalarda tıkanıklık açma hizmeti vermektedir. Bu alanda yaşanmış olan bütün tıkanıkları evinize veya eşyalarına hiçbirisine zarar vermeden tıkanıklık sorununu çözmektedir. Bir diğer önemli detay ise anka tesisat problemi tamamen çözdükten sonra daha sonraları tekrardan bu sorununu yaşamamanız adına sizlere pratik bilgiler vererek daha uzun ömürlü bir kullanımı sağlamaktadır.
Tıkanıklık sorunu yaşanan noktada hiçbir kırma dökme sorununu sizlere yaşatmadan tıkanıklık sorunu tamamen çözmektedir.
Anka tesisat birçok ilçeye hizmet vermektedir. Bu ilçelerden bazıları şunlardır; Bakırköy Tuvalet Tıkanıklığı Açma, Ataköy Tuvalet Tıkanıklığı Açma, Zeytinburnu Tuvalet Tıkanıklığı Açma gibi ilçelerde tıkanıklık hizmetini vermektedir.
Su Kaçaklarını Bulma
İnsanlar yaşadıkları evlerin ve kullandıkları ofislerin içerisinde tam olarak nerede veya nasıl kaçağı olduğunu bulamaz ve anlayamazlar. Bu yüzden kurumsal bir şirketten yardım almak sizleri için iyi bir seçenek olacaktır. Eğer su kaçağına bulmada kurumsal ve kaliteli bir hizmet almaz iseniz ay sonunda su faturalarınız daha çok gelecek ve bu durumdan şikâyet edeceksiniz. Anka tesisat olarak bu alanda hizmet alabilir ve kendinize daha iyi bir olanak sağlayabilirsiniz.
Tesisat Tamirleri
Anka tesisat hizmetlerinin en genel hizmetlerinden bir tanesi kırılan boruları veya çatlayan boruları tamir etmektedir. Veya bu boru sistemlerinde değişim sağlamaktır. Bu sorunları tamamen çözebilmek adına deneyimli kadrosuyla Anka Tesisatı seçebilirsiniz.
Günümüz de kaliteli ve güvenilir iş yaptırmak tabi ki çok zordur. Hele ki dijital alanda bu hizmet için araştırma yapıyorsanız tesisat hizmeti alanında güvenilir bir firma bulmakta iyice zorlaşmaktadır. Ancak bizler Anka tesisat olarak yıllardır verdiğimiz hizmetlerimiz ile birçok müşterimize güvenilir ve kaliteli hizmet vermeye devam ediyoruz. Sizlerde tıkanıklık gibi sorunlarda veya tesisat sorunlarında Anka tesisatı seçerek daha iyi bir hizmet alabilirsiniz.
http://ankatesisat.com/
#ANKA TESİSAT#Avcılar Tuvalet Tıkanıklığı Açma#Başakşehir Tuvalet Tıkanıklığı Açma#Bakırköy Tuvalet Tıkanıklığı Açma#Ataköy Tuvalet Tıkanıklığı Açma#Zeytinburnu Tuvalet Tıkanıklığı Açma
1 note
·
View note
Photo
Ntepe Endüstriyel Mutfak A'dan Z'ye Restaurant kurulumları uzman ekibimiz ile en ince detaylarına kadar düşünülerek tamamen eksiksiz bir şekilde dizayn edilmektedir. Projelerinizde bizimle çalışmak sizleri "Nasıl Yaparım" yükü altından kurtaracak ve göremediğiniz eksiklikler tarafımızca siz söylemeden hallolucaktır. Bizler restaurant kurulumlarında yılların vermiş olduğu bilgi birikim sayesinde tam profesyönel olarak hizmet vermekteyiz. Ntepe Picco - Ntepe Mutfak +90212 623 0561 - +90535 410 3215 https://www.ntepepicco.com http://www.ntepemutfak.com/
Show Room: Gökevler Mahallesi Özdemir Sokak No:5 Hadımköy Yolu Esenyurt / İSTANBUL Fabrika: Atatürk Mahallesi ISISO San. Sitesi 28.Yol Sk. No:14 Esenyyurt / İSTANBUL
#beylikdüzü#avcılar#yakuplu#büyükçekmece#hadımköy#haramidere#yemek#restorant#cafe#kafe#mutfak#paslanmaz#otel#hotel#otelmutfak#otelservis#yemektakımı#migros#marmarapark
1 note
·
View note
Text
Biz de üzülüyoruz ama profesyönel olduğumuz için belli olmuyor.
2 notes
·
View notes
Photo
İlk Aşkım
Hayatım oldukça karmaşıktı, hala daha öyle. Asıl karmaşıklığın kaynağı duygusal geçişler ve kendimi keşfetmeye olan heyecanımdı. Daha ilkokul 1. sınıfa giderken, pipimi sadece işemek için kullandığım dönemlerde sınıfta Miray diye bir kız vardı. Saçları çok güzeldi. Yüzü saçlarına göre o kadarda güzel değildi. Daha o yaşta sivilceleri vardı ama sempatik bir kızdı. 5 yaşından itibaren ileride yaşayacağım evlilik ve yetiştireceğim çocukların planlarını yapıyordum. Ne zaman ne öğreteceğimi ve nasıl bir baba olacağım konusunda sürekli bir şeyler düşünüyordum. Hayalimdeki eşe Miray çok yakındı. Fakat ne varki sınıfın popüler kızıydı ve benim gibi bir yavru ayıyla ilgilenmezdi. Bir önceki yazıda anlattığım gibi onlar doğaları gereği müptezel ve it kopuklarla ilgilenirdi.
3. sınıfa kadar kız beni pek siklemedi. Hoş bende peşinden koşmuyordum. Sadece göz göze geldiğimizde "Akşam gelirken ne alayım?" gibi babamdan kalma cümleler aklımdan geçiyordu. 3. sınıftan sonrada pek değişen bir şey olmamıştı aslında. Fakat benimle daha çok konuşmaya başlamıştı. Aptal aşık modunda değil, büyümüşte küçülmüş modundaydım.
5. sınıftan sonra sınıflarımız dağıtılmadan okulun içerisindeki başka bir binada orta okulu okumaya devam ettik. 7. sınıfta iletişimimiz biraz daha gelişti. Yanımda osuruyordu mesela. Tamam böyle pek romantik gibi durmuyor ama yanlışlıkla kaçırdığında ağzından osuruğa benzer ses çıkartıyordu. Hani "ben osurmadım salak ağzımla yapıyorum o sesi" gibi bir algı operasyonu. Yer mi bunu anadolu çocuuu...
Miray Nil Karaibrahimgil'in küçük haliydi. Hayır o bir ayı değildi. İnşallah ilk çocuktan sonra kilo almazdı. (Almış) Neyse işte siz hayal edin. Kalçası çok güzeldi. Ne gariptir ki kalçasına bakmak gerçekten çok geç aklıma gelmişti. Sanırım 6. sınıfa kadar götüne bakmamıştım kızın. 31 çekerken onu hayal edersem ayıp olacağı düşüncesiyle porno izlemeye başlamıştım. Aşkımıza zarar gelmesin maksat işte.
8. sınıfın sonuna doğru bizim sınıfın en eziği Zübeyir'den bir atak geldi. Miray ortalık malı değildi. Onu ne sınıftan nede okuldan biriyle ne gördüm nede duydum. Bir beden dersi için soyunurken Zübeyir salağı (varyemez oç hiç sevmem) "size bir şey söyleyeceğim beyler bi dinleyin" dedi o çatlak ciyak çiyan ses tonuyla. (Mahallede sürekli dayak yiyip en ince sesiyle "ne vuruyon ogluum" diyen bastı bacaklar vardır ya. Sesi aynı öyleydi. Hala daha öyle, bizim mahallede taklılıyor. Millet buna baktı tabi "ne söyleyecek acaba bu mal" edasıyla. "Ben Miraya aşığım olm hepiniz bilin ondan uzak durun" dedi. Millet güldü tabi. Bense sinirliydim. Daha kimse bir şey demeden "sen önce boklu donunu temizle amk ne aşkı sikerim senin aşkını" dedim. Ben de kendimden böyle bir şey beklemiyordum aslen ama teknik olarak yanlış bir şey söylemedim. Evet, beden dersi için soyunduğunda donunda hep bi bok lekesi vardı. (Götçülüğüm daha küçük yaştan belliymiş) Evet, sikerdim onun aşkısını.
Neyse işte orta okul öyle bitti gitti zaten Mirayda taşındı ne oldu bilmiyorum.
Şimdi facebook'tan baktım. "Koleje gidecek, öğretmen olacak" diyorlardı. Koleje gidememiş, öğretmen olamamış, bankacılık okumuş ama çalışmamış. Koca bulmuş Amerigaya gitmiş. Hep "Miray kilo aldı ayı gibi oldu çocuğu var" diye söylentiler oluyordu ara sıra. Hayır, hala fit bir kız, hala götü büyük. (Çocuğuyla kartopu oynamış)
Ameriga büyük atılım. Benle evlense ne olacaktı amk eşini başka erkeklerle paylaşmak zorunda kalmasından iyidir. Mutluluklar Miray...
Liseden
Lisede oldukça aktif bir öğrencilik hayatım vardı. Allah kahretmesin her şeyim aktif. Neyse. Mirayı unutmam çok zor olmadı, hayali bir şeydi neticede. Önüme sevişmek için 4-5 fırsat çıkmıştı o tipime rağmen. Elimin tersiyle itmiştim. İdeolojim var, hayallerim vardı çünkü. (Bkz. önceki blog yazısı)
Lise birin ortalarında eve dönerken yoldaki dükkanın tabelasını asan bir amca gördüm. Merdiveni yaslamışlar duvara pantolonu çatalına kadar inmiş ağızında sigara tipik trucker beardı. Bir kaç saniye o mükemmel göte kitlendim içim eridi. Oha dedim, "sen nabıyon!.." Hemen kafamı çevirip gittim. İlk defa gerçek anlamda bir erkeğe işte bu zamanlarda hallenmiştim. Elimle münasebet yaşadığım ileriki bir vakitte yine birden aklıma o mükemmel göt geldi ve aklıma gelir gelmez boşaldım. Biraz utanmayla "noluyoz amk" dedim. O utançla bir daha böyle bir şey düşünmemeliyim diyerek daha çok hetero pornosuyla zihnimi dolduruyordum.
İlk Fort
Her zamanki gibi bir sabah okula toplu taşımayla gidiyorum ve geç kalıyorum tabi. Allah kahretmesin her şeyim geç. Neyse. Araç tıklım tıklım. Liseye başladığımdan beri o saatte o araç hep sıkışık. Fakat bir taraftanda rahat. Zira hiç tutunmaya gerek kalmadan götümü kapıya yaslayıp gidebiliyorum. "Pardon ya çarptım" derdi yok. Çarpmamak mümkün değil. Önümde taş gibi bi hatun var. Sağda solda her yerde insanlar. Tam o sırada sikimde bir el hissettim. Kadının ellerine baktım göremiyorum. Amk göbek var, üniforma ceket gömlek çanta palto bir sürü şey var. Mememden aşağısını göremiyorum sıkışıklıktan. Bende bu hanımefendinin beni fortladığını düşündüm. Biraz geri kaçmaya çalışamadım bile. Yer yok ki. ¯\_(ツ)_/¯ İneceğim durağa daha 15-16 dakika var. Bende "iyi madem" diyerek bıraktım. Anında erekte oldum. Bu yaşlarda ve bu tarz durumlarda default ereksiyon geliyor bilirsiniz işte. Kadın öyle bir profesyönel ki "Allahım bunu nasıl yapabilir" diyorum. İnmem gereken duraktan 1 durak kadar önce fermuarımı açmaya çalışınca dedim "hüoppp!..". "Sikimi çıkartıp beni orada fortçu durumuna düşürecek zaar." düşüncesiyle elimi fermuarıma götürüp elini ittim. "Allahım bu ne biçim el!.. Bu kadının eli olamaz" diye düşünürken el yukarı doğru çıktı ve bana arkası dönük bir ayı amcanın eli olduğunu anladım. O arada bana gülümseyerek göz kırptı ve inmem gereken duraktan bir durak önce indi. Kapının önünde benim de inmemi bekledi ama yok öyle yağma. Böbreğimi mi çalacak ne yapacak nereden bileyim!!
İlk fort korkutucuydu. İstediğim bir şey değildi ama hoşuma da gitmedi değildi hani. Alan razı veren razıysa neden olmasındı? Haftada en az 1 kez pipime masaj yapılmasıyla devam eden bir lise hayatım oldu. Artık her akşam boşalmaya çalışıyordum duşta ki yarın ellerlerse falan pantolonuma boşalmayayım. Kaldı ki evet, lise hayatım boyunca 2-3 kere pantolonuma boşalmıştım. Altıma boşaldığım durumlarda çok basit bir yöntemim vardı. Okula gittiğinde arkadaşları bul > kantine git > su al ve yanlışlıkla üstüne dök. Dalga geçen oluyor fakat paltonu çıkarttığında oluşan izi görmelerinden daha çekilir bir durum.
Önemli bir detay vermem lazım ki yaşım olmuş kaç... Bu yaşıma kadar bir kere bile "birinin orasına deydireyim, birinin şurasına sürteyim" gibi bir eylemim asla olmadı, olamaz. Ama isteyen ellesin ben ok'im. Götüme taciz hayatım boyunca hiç başıma gelmedi. Nedeni ise şu; her zaman toplu taşımaya bindiğimde götümü düz bir yere dayarım. Eğer çok sıkışıksa ve kontrol edemiyorsam mutlaka arkamda bir kadın olur. Taciz ederse o etsin straponla sikecek hali yok ya!.. (Sikti ahahafgshs)
Böylelikle ilk eşcinsel deneyimlerimi farkında olarak ya da olmayarak yaşamaya başlamıştım. Artık porno izlerken gruplu hetero videolarda erkeklerin sevişmesine "eh işte normal ne var yani oyuncu bunlar" gözüyle bakabilme yeteneği de geliştirmiştim.
Göktuğ Case
Lise kinci sınıftayken kültür derslerini birlikte aldığımız başka bir sınıfa Göktuğ diye biri gelmişti. İlk arka bahçede karşılaşmıştım. Görür görmez sikim kalkmıştı. Haftada bir zaten erkeğin biri sikimle oynuyor. Erkeğe hallenmek bu fiziksel durum karşısında çokta anormal değildi. Anormal olan yüzlerce insanın içinde sikimin okşanmasıydı. Buna karşın düşünsel olarak asla bir erkekle yatabilmeyi düşünemiyordum. "Erkeğiz biz hamığa" düşüncesiyle değil. Hayallerime tersti. Daha sonra Göktuğ ile muhabbeti ilerlettik. Kafa çocuktu aslında. Konuşmanın ilk 5 dakikası oldukça iyiyken sonrasında zeka seviyesi oldukça belli olduğundan ötürü yanından kaçasın geliyordu. Nedendir bilinmez bu çocuğu kimse lisenin sonuna kadar sevemedi. Evet ayıydı ama ben ayının zeki, çevik, koca götlü ve akıllısını severim. Bunda koca göt dışındakilerin hiçbiri yoktu. Bir süre sonra selamımı kestim. Yapıştımı bırakmıyordu amk. Bide sürekli dokunmalar itmeler ne bileyim. Zekasına uygun hareketler...
Bu olaydan hemen sonra hayatım boyunca kime "oha amk bu süper" diye iç geçirsem ve bir şekilde kader ağlarını örse malın önde gideni çıktı. Şimdiye kadar hiç şaşmadı. Ya da benim beklentim çok farklı. Bilemiyorum altan.
O zamanlar Kanal D'de Yaprak Dökümü var. Halil Ergün ^_^. Nasıl bir chubby. Nasıl maskülen. Nasıl babacan. Oy yerim ben onu. Her salı akşamı mutlaka çekirdek kola eşliğinde "Yeter Hayriye Yeter!!!" demesini izliyorum. Ama sorsanız gay değilim öyle bir kafa. Bu platonik aşkın bitmesi biraz uzun sürdü. Dizinin bitmesine yakın Halil Ergün'ü bir sabah programında okula gitmeden önce görmüştüm. Şu kadar söyleyeyim: Fular, ses tonu ve el hareketleri. :/ :'(
Lise bitti. Ben hala kontrollü olarak bakirim. Flörtöz kızlarla karşılaşıyorum ama olmaz, ben aşk adamıyım bikere taam mı? Toplu taşımadaki olayları saymazsak seks hayatım otuzbirden ibaret. Gayet mutlu ve huzurluyum aslında, kendime yetiyorum daha ne olsun.
Üniversite
Üniversite için şehir dışına gittim. Aklımda nasıl şeyler var anlatamam. Hiçbiri cinsellikle değil saf özgürlükle alakalı. Üniversitenin tiyatro topluluğuna giriyorum, basketbol sahasında sabahlıyorum nasıl aktifim nasıl. (Allah kahretmesin yine aktifim) Şehir dışına okumaya aynı sınıftan bir chubby'le gidiyorum. Ailem, şehir dışına taşınan chubby arkadaşımın ailesiyle sikimsonik bir yerde yaşamama hükmettiler. Neyse sorun değil eve uyumadan uyumaya gideceğim nasılsa. O zamanlar hayaller uçakken gerçekler yük kamyonun arkası oldu.
Bu kısım asla heyecanlandıklarım kapsamında değil sadece başıma gelenler kapsamında anlatıyorum. Zira evet chubby severim ama yaşıtım olanları değil. Olgun chubby lav ben. Yüz yuvarlaklığı, sevecenliği, sakalı falan detaylar var sonra anlatırım onlarıda bir ara.
Kamyonun arkasında üçlü koltuk üstünde adını bile zikretmek istemediğim chubby var. Eşcinsel olduğundan %500 eminim. İtici ötesi bir tipi var. İlk başlarda evet sempatik geliyordu ama o da Göktuğ gibi kabak oldu kısa zamanda. Beyin konusunda da Göktuğyla yarışır. Embesil.
Yolculuk kaç saat sürüyordu hatırlamıyorum ama 14-15 saat gibi bir şeydi sanırım. O koltuğun ben fren yapmasam nelere şahit olacağını düşünmek bile istemiyorum. Şu kadarını söyleyeyim: "Şöyle kucağına doğru yatsam sorun olur mu ya?"
İşte böyle gittik üniversiteye. Hayallerimi gerçekleştirdiğim tek dönem sanırım oydu. Kısa sürede "Şişme bebek alıp birlikte sikelim mi?"lerden kurtulup başka bir eve çıktım ve iki sene su gibi okul kulüplerinde aktı geçti. Basketbol yüzünden neredeyse muscle olacaktım. Sokakta bile neredeyse sevişilen bir ilimizde (EVET İZMİR) eşcinsellikle alakalı bir ibare ne gördüm nede aklıma geldi. Aklım fikrim özgürlüğümdeydi.
Konu dışında ama İzmirlilerin kendisini İstanbulla karşılaştırıp durmasından nefret ettiğim kadar başka hiç bir şeyden etmedim. Lafım sana koca götlü kız!.. :/
"Ben Askere Gidecem"
Üniversiteden sonra İstanbula dönünce tabi yapacak ne var diye boşlukta kalıyorsun. Askere mi gitsem? Yok yea napıcam askerde falan derken zaman aktı geçti. Küçüklüğümden beri vatan millet sakarya düşünen biri olarak askere gitmek benim için önemliydi. Gidecektimde. Ama şans eseri mesleğimle hiç alakası olmayan bir işe girdim ve Türkiye'nin sektöründe en bilindik ve en büyük şirketinde çok önemli pozisyonlara kadar yükseldim. Askerlik yalan oldu tabi... Bedelliden de yararlanamadım. Fakirim ya. 15.000 kişi 1 lira verseydi hallederdim halbuki. Neyse.
Filmlerle Aram Hep İyi Olmuştur
Gerçek yaşantılar dışında mental yaşantılarıma da kısacık bir giriş yapayım istiyorum. İlk okul döneminde Ghost Busters'a televizyonda ilk denk geldiğimde kilitlenip kalmıştım. Tabelacı ayıcık olayından sonra olduğuna eminim sadece. Oldukça fazla film izleyen birisiyimdir ama Bill Murray gibisini görmedim. Bir dönem sürekli bu film oynatıldı. Belki 20 belki 30 kere izlemişimdir. Film hakkında bir şey sorsanız hiç bir şey hatırlamıyorum. Hayalet kovalıyorlar falan. Ama Bill'e kitaplar yazabilirim. '_'
Konumuzdan ufak bir sapmayla Hulusi Kentmen dedemize büyük büyük kalpler gönderiyorum. ^_^
2000'lerin başında yayınlanmaya başlamış ve sonradan bir kült olmuş 7 numara ekibine de buradan büyük selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Volkan Girgin (Recep) dizide oldukça itici bir tipe sahipken günümüz Volkanı açılmış saçılmış güzel bir ayı olmuş. Sevgiler kendisine. Ama asıl oskar goz tu Engin Alkan. Engin Alkan'ı bir kenara bırakırsak dizi gerçekten en başarılı TRT dizilerinden biri. Fakat Engini kenara bırakamıyorum. O hep ortada olsun galp galp.
Fatih Terim Galatasaray camiasına kazandırdığı başarılar nedeniyle kalplerimize taht kurmuştur shshs.
Ümit sana noolmuş yağ? galp.
Ahmet Mümtaz Taylan çok sevdiğimiz bir oyuncudur oldukça başarılı diğ miy? (:
Fikret Kuşkan'ın son hali de oldukça başarılı bir oyunc... Bi dakka ya ne orosbuymuşum böyle ben. Konuyu kapatıyorum. Resmen orosbuluğum tuttu.
Büyük Şirketteki Ayla
Evet, şimdi kafalardaki büyük soru işaretini kaldırıyorum. "Bu biseksüel mi yoksa götünden mi sallıyo?" diye sorularınızı hissedebiliyorum. Ben de bu konuyu çok ama çok düşündüm. Hatta ne olduğum ve ne olmadığımla alakalı geceleri gözüme uyku girmedi. En sonunda huzurun cehalette olduğuna karar verdim ve içinden çıkamadığım sorulara "neyse odur işte" demeyi öğrendim.
Bu şirkete girdiğimin birinci senesi henüz dolmak üzereydi ki hiç görülmemiş, tamamen torpilsiz şekilde şirketin çok ciddi bir noktasına terfi ettim. Bu pozisyon gereği çok ciddi sayıda çalışanla muhattap olup herkesin derdini dinliyordum. İşe alımları da bana kitlemişlerdi. Bir gün Ayla diye bir kızı işe aldım. Çok sevecen çıtı pıtı kendi halinde paraya ihtiyacı olan bir üniversite öğrencisiydi. Yine tamamen işim gereği Ayla'yla 1 hafta boyunca ilgilenmem gerekiyordu. Her işe giren personelle bu şekilde zaman geçirmek görev tanımımda vardı. Zaman geçirdikçe çok sevdim, çok sevdikçe daha çok vakit geçirdim. Ama bu bir aşk değildi. "Olsa çok güzel olur be"ydi. Ama kendi koyduğum kuralı çiğneyemez, aynı şirkette olduğum birisiyle ne cinsel ne duygusal nede ikisi birden bir ilişkim olabilirdi. Her yaz 3'er ay bizim şirkette çalıştı. Ona hiç bir zaman bir şey söyleyemedim. İletişimimiz daha sonra çok güzel bir arkadaşlığa döndü. Fakat bende şirketten ayrıldıktan sonra bir ilişkisi başladı ve bana hiç bir neden yokken "tacizci" tavırları sergiledi. Engelledim. :/
Şirkette 4 yıl kadar çalıştıktan sonra kendi mesleğime geri döndüm. Ve asıl meselede zaten bundan sonra başlıyor.
Alın cipsleri, kapatın Growlr'ı, Tekyöne gitmeyiverin, Paşam (Durak) zaten ölü... Hayatınızın en karmaşık ilişkiler dizisine hazırlanın.
Yazıyı hazırlayana kadar beğenin, paylaşın, yorum yapın ve beni özleyin anacım...
baaaaayyyy
#eşcinsel blog#türkiyede eşcinsellik#eşcinsel#gay#gay bear#türk gay hikayeler#growlr#tekyön#paşam#durak#ayı
3 notes
·
View notes
Text
Büyü Yapmanın Tehlikeleri
Büyü kehanetlerin içinde en çok talep duyulanıdır. Bunların kuttörenleri oldukca basit ve her çesit sonurları çözmeye kadirdir.
Büyü Yapmanın Tehlikeleri
Büyü yapmanın tehlikeleri. Mitler ve faktlar
Büyü Yapmanın Tehlikeleri ve böyle bir kahanetler kullanılabilirmi ve yeni başlayanları bekleyen tehlikeler nelerdir..? Büyü günümüzde çok geniş yayılmıştır. Arama motorlarının birinde bununla ilgili istek verirsek, onlarca sayfa gösteriliyor, kehanetin yapılması, yöntemleri v.s. Kehanetten, büyüden uzak olan insanlar neden aşk kuttörenlerine inanıyorlar? Cevabı çok basit, büyü - diğer kişide karşılıklı cevap vermesi için büyülenmiş darbe vurmaktır. Biz bu kuttörenlerin var oluşuna inanıyoruz, kendimiz inadığımız için değil aynı zamanda kehanet senelerce kendi gücünü ispatlamış olduğu için. Evet, hayatta herkes problemlerle karşılaşıyordur, kimisi sevdiği kişiyi kaybeder, kimisi karşılıksız sever, kimisi aşk acısı çeker ve işte o zaman sorunların çözümünü kehanette bulmaya başlarlar.
Bağımsız olarak büyü yapılır mı
Bizim atalarımız asırlarla bağımsız olarak büyü yapmışlar ve onlarda bizlere gelen bazı kuttören ve ayin bilgilerinde kalp konusunda büyüler vardır, ona görede kadının profesyönel yardım almadan erkeği büyüleyebileceği göstermektedir. Büyünün etkileri nelerdir bunlara bakacağız. Bu ayinlerin nekadar etkili ve sonucun ne olacağı tamamen farklı sorulardır. Misal olarak , her kadın sevdiği kişinin içeceginin içine kendi rengl kanını damlatarak büyü yapmasını bilir. Bu yöntemle gerçekten istenilen amaça ulaşılabilir fakat ne tür sonuçlara varacağını unutmaktalar. Bu büyü hem fala bakan kişi için hem de fal bakılan amaç için çok tehlikelidir. Bundan başka içkinin içine kan damlatmakla yetmiyor, doğru zamanı, doğru içkiyi ve büyü sözlerini bilmek gerekir. kuttören yapılmadan önce yapılması gereken birçok nüanslar mevcüttür.
Büyünün Tehlikesi
Farklı tehlike ve sonuçlara varacak birçok çe��it büyüler vardır. Sıyah büyü ve mezarlık kuttörenleri çok etkili oldukları gibi, çok tehlikelidirler. Beyaz sihir pek tehlikeli olmasada büyüleri bir-birinden ayırmak gerekir. Sosyal sayfalarda ve ya kitaplarda okuduğumuz herşeyin doğru haber olduğuna nasıl inanabilirizki. Bazı kehanet satanlar sıyah büyüyü beyaz büyü olarak satıyorlar. Bunun içinde kuttörenlerde dikkatli olmak gerekir. Fala Bakan Kişi İçin Tehlike Büyünün en önemli tehlikesi- tepmedir. Tepme, negatif enerjiyi fala bakan kişiye geri çevirmektir. Bu tür ters çevirmelerin sebepleri çoktur, bunlar ya kuttörenlerin doğru yapılmamış olması ve ya çağrılmış olan güçler buna sahip olmamaktalar. Bundan başka , büyü uğurlu geçtikten sonra fala bakan kişinin vicdan ezabının yaşaması unutulmamalıdır. Amaç İçin Tehlike Yapılmış büyülerde amaç tehlikeyle daha çok karşı- karşıyadır. Tüm kehanetler kurbanlarını negatıf etkiler, bazıları psikolojik olarak , bazıları fiziki olarak sağlıklarıyla ilgili sorun yaşarlar. Sorun o ki, büyü- kendi ve ya başka kişinin dayatmasıdır, bunun içinde amaç bilinçli çok ciddi etkiler.
Gerçek Tehlike ve Mit
Büyü gerçek anlamda yeni başlayanlara, yeterli bilinci olmayanlar için çok tehlikelidir. Neden kehanet kötü, negatif olarak düşünülür? Aslında bundan uzak olan birisi için çok sebep bulunmaktadır. İlk olarak – biz hristiyan devletinde yaşıyoruz ve hristiyanlıkta Allahtan başka büyük bir güçün olmadığı belli faktır. Şu şekilde ki, bu işleri yapan kişiler anormal sayılarak , şeytana uyanlar olarak geçilir. Bunların ne kadar gerçek olabileceğini biz tarihe göre öğrenebiliriz. Orta asırlar ergizisyonunda kehanetle meşkul olan kadın ve erkekler iskencelerle öldürülüyordu. Büyünün tehlikeli olduğuyla ilgili mitlerin ikinci kaynağı- büyücünün kendisidir. Buda şaşıracak hiçbişey yoktur. Büyü bugün en geniş yayılmış gelir kaynağıdır ki, bununla büyücüler iyi kazanıyor yükseklere ulaşıyorlar. Büyünün gerçek sırlarını anlatmak onların para gelirinin kaybına, bazende onların diğer ,sade insanlar arasında farklarının olmadıgı anlamını vermektedir. Bunu her büyücü yapamaz. Üçüncü kaynak- sizinle biziz, sade insanlar, anlaşılmayan, görülmeyen herşeyden korkarız. Yüzyıllarca insanlar anlatamadıkları herşeyden korkarlardı. Böylece pagan dilleri yaranmıştır ve buğünde biz dokunamadığımız şeylerden korkuyoruz. İste bu üç sebep insanlarla kehanet arasında büyük duvar gibi duruyor ki, bunu herkes aşmayı beceremiyor. Büyü gerçektende risklerle dolu, çok tehlikeli bir iştir lakin, doğru yaklaşmama ve eksik bilgiler olursa. Bizim herbirimizde küçükte olsa kendi amaçlarımız için kullandığımız sihirler vardır. Kehanetin en önemli elementi büyü yapmaktır. Beyaz ayinler misal olarak, ne amaça ne de fala bakan kişiye zarar vermemektedir. Onun yardımıyla birini kindinize bağlayamazsınız. Bununla var olan ilişkileri yoluna koymak, kötülüklerden, kavgadan uzaklaşmak mümkündür. Bunda tamamen kötü birşey yoktur sadece bu kuttörenlerin yapılmasını bilmek ve bunları diğer sıyah büyüden ayırabilmektir. Büyü yapmanın tehlikeleri ile alakalı diğer konu olan Kendine Bağlama Büyüsü Nasıl Yapılır konusunu inceleyebilirsiniz. Read the full article
1 note
·
View note