#pnid nedir
Explore tagged Tumblr posts
Text
New Post has been published on VMware Virtualization Blog
New Post has been published on http://www.tayfundeger.com/vsphere-6-7-update-3-yenilikleri.html
vSphere 6.7 Update 3 Yenilikleri
Merhaba,
Geçtiğimiz günlerde vSphere 6.7 Update 3 ‘ün duyurusu yapıldı. Bu update ile birlikte gelen önemli yenilikler var. Bunları kısaca inceleyelim.
VMware, vSphere 6.7 Update 3 ile birlikte önemli yenilikler getirdi. Yenilikleri incelediğimde içlerinde en çok beğendiğim yenilik ise PNID’yi değiştirebilmeydi. Primary Network Identifier yani PNID değiştirilmesi vCenter Server 6.x’te desteklenmemektedir. PNID, deployment sırasında Sistem Adına eşittir. Sistem Adı diye bahsettiğim burada Fully Qualified Domain Name (FQDN) veya bir IP adresi olabilir. Örneğin, bir sistem adı vcenter.corp.local veya 10.10.100.50 olabilir ve bu da PNID olur. Deployment sonrasında PNID kilitlenir ve bir daha değiştirilemez. İlk deployment sırasında Sistem Adı için bir IP adresi kullanılmışsa, IP adresi PNID olur ve bu IP adresi değiştirilemez. Bu nedenle, bir FQDN’nin mümkünse vCenter Sunucusu veya PSC’nin IP adresinin gelecekte değiştirilmesine izin verecek şekilde kullanılması önerilir. vSphere 6.7 Update 3 ile birlikte artık PNID’yi değiştirebileceğiz.
Birden fazla NVIDIA® vGPU desteği:
vSphere 6.7 Update 3 ile birlitke daha fazla grafik performansı sağlamak amacı ile virtual machine başına çoklu vGPU desteklenecektir. Bir virtual machine’e bağlı en fazla 4 adet vGPU yapılandırabilirsiniz. Böylece vGPU kullanan virtual machine’lerin performansını arttırabilir ve kullanıcılara üst düzey bir performans deneyimi sunabilirsiniz.
AMD EPYC ™ Generation 2 desteği:
vSphere 6.7 Update 3 ile, 2. Nesil AMD EPYC ™ işlemcilerle uyumlu olacak. AMD ve VMware geçtiğimiz günlerde VMware vSphere’in gelecekteki bir sürümünde yeni güvenlik ve yüksek performanslı 2. Nesil AMD EPYC işlemcilerin diğer özellikleri için destek sağlamak üzere yakın bir işbirliğini duyurdu .
Dynamic DNS desteği:
Dynamic DNS (DDNS), bir DNS sunucusunu yeni verilerle dinamik olarak güncellemek için bir protokol tanımlar. Dynamic DNS’den önce, yöneticilerin DNS sunucuları tarafından depolanan kayıtları manuel olarak yapılandırması gerekiyordu. vCenter Server Appliance (VCSA) bir DHCP sunucusu kullanılarak dinamik bir IP ile kurulduğunda ve VCSA IP değiştiğinde, ana bilgisayar adının doğru bir şekilde çözüldüğünden emin olmak için DNS kayıtlarının manuel olarak ayarlanması gerekiyordu.
vSphere 6.7 Update 3 ile Dynamic DNS kullanımı desteklenecektir. DNS değişiklikleri müşteri veri merkezlerinde yaygın olduğundan, VCSA kendisini dinamik olarak DNS sunucularında kaydetme olanağına sahip olacaktır.
Driver Geliştirmeleri:
vSphere 6.7 Update 3 ile birlikte VMxnet3 geliştirilmeleri sunulmuştur. ESXi 6.7 Update 3 ile birlikte ixgben driver’i CPU verimliliğini optimize etmek için geliştirilmiştir. Broadcom bnxnet driver’i 100GbE network adaptörlerini ve çoklu RSS yayınlarını destekleyecektir. VMxnet3 v4 driver’i ile birlikte, ENS yani Enhanced Networking Stack destekleniyor olacaktır. Ayrıca vSphere 6.7 update 3 ile birlikte aşağıdaki driver’lar update olmuştur.
VMware nvme
Microchip smartpqi
Marvell qlnativefc
Broadcom lpfc/brcmfcoe
Broadcom lsi_msgpt2
Broadcom lsi_msgpt35
Broadcom lsi_msgpt3
Broadcom lsi_mr3
Intel i40en
Intel ixgben
Cisco nenic
Broadcom bnxtnet
Yazımın başında vSphere 6.7 Update 3 ile birlikte gelen PNID’nin değiştirilmesinden bahsetmiştim. PNID’nin değiştirilmesi için bazı gereksinimler mevcut. Kısaca bunlardan bahsetmek istiyorum.
Öncelikle PNID yani FQDN’i değiştirmeniz için vCenter Server 6.7 Update 3‘ü çalıştırmanız gerekecektir. Bu aşamada SSO Domain Administrator yani [email protected] adresinin kimlik bilgileride gerekli olacaktır.
FQDN değiştirme işlemi yanlızca embedded PSC ile birlikte kullanılan vCenter Server’larda geçerli olur.
vCenter Server ‘a register durumda olan ürünlerin FQDN değişikliğinden önce unregister edilmesi gerekmektedir. Aksi halde erişim problemleri çıkabilir. FQDN değiştirildikten sonra tekrar register edilebilir.
Enhanced Linked Mode yani ELM desteklenir. FQDN değişikliği için bir vCenter Server node’unun CMSSO-UTIL kullanarak vSphere SSO domain’inden kaldırılması ve FQDN değişikliği yapıldıktan sonra tekrar vSphere SSO domain’ine eklenmesi gerekir.
Ortamınızda vCenter HA yani VCHA kullanıyorsanız FQDN değişikliğinden önce bu kaldırılmalıdır. FQDN değişiminden sonra yeniden oluşturabilirsiniz.
Tüm custom sertifikalar yeniden oluşturulması gerekmektedir.
Hybrid Linked Mode kullanıyorsanız yeniden oluşturmanız gerekmektedir.
FQDN değişmiş bir vCenter Server yeniden Active Directory‘e bağlanması gerekir.
FQDN değişiminden sonra hostname’in DNS tarafından çözüldüğünden emin olmalısınız.
vCenter Server’in FQDN’ini değiştirmeden önce mutlaka ve mutlaka yedeklemelisiniz. VCSA ile birlikte gelen backup çözümü sayesinde kolayca yedek alabilir daha sonrasında restore edebilirsiniz. Yedekleme ile ilgili aşağıdaki makalemi inceleyebilirsiniz.
VCSA 6.7 Backup Nasıl Alınır?
Burada aslında en önemli olan bölümlerden birtanesi DNS üzerinde gerekli kayıtların doğru bir şekilde açılmış olmasıdır. DNS üzerinde Forward ve Reverse DNS kayıtlarının açıldığından emin olmalısınız.
Umarım faydalı olmuştur.
İyi çalışmalar.
0 notes
Text
Elmas Yağmurları Nedir?
Güneş’ten en uzakta bulunan Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün genellikle gaz devleri olarak sınıflandırılır. Gaz devleri büyük kütleli gezegenlerdir. Jüpiter’in kütlesi Dünya’nın kütlesinden 318 kat, Satürn’ün 95 kat, Uranüs ve Neptün’ün ise yaklaşık 20 kat daha büyüktür. Kütleleri dolayısıyla kütle çekim kuvvetleri çok büyük olan bu gezegenler hidrojen gibi hafif elementleri atmosferlerinde tutabilir. Güneş Sisteminin iki soğuk gaz devi Uranüs ve Neptün'ün atmosferinde bulunan metan, şimşek fırtınaları ile yığın halinde karbona dönüşerek grafit oluşuyor. Daha sonra basınç ile birlikte grafitin elmasa dönüşmesi gerçekleşerek, gökten elmas yağıyor. Jüpiter ve Satürn’de de aynı hava koşulları necut olduğundan o gezegenlerde de elmas yağmurları olduğu biliniyor ancak elmas taneleri bu iki gaz devinde katılaşamıyor. Uranüs ve Neptün ise soğuk bir merkeze sahip olduğundan elmaslar sonsuza kadar orada kalıp milyonlarca karat ağırlıklara ulaşabiliyorlar. Jüpiter’le Satürn’ün fırtınalı atmosferinde metan bulutları bulunuyor ve havada çakan şimşekler karbon atomlarına çarparak bunları metan moleküllerinden koparıyor. Serbest kalan karbon atomları üst atmosferde is bulutları oluşturuyor. Karbondan oluşan ağır is bulutları zamanla alt atmosfere batarak yüksek ısı ve basınca maruz kalıyor. Böylece ilk başta ezilerek (kurşun kalem ucunda kullanılan bir madde olan grafite) ve sonra da elmasa dönüşüyor. Ardından gezegenin merkezine elmas yağmuru halinde yağıyor.
Elmas Yağmurlarının Tarihi
Elmas yağmurları uzun süredir bilim insanlarının kuramsal bir tahmini ya da çıkarımıydı. Daha önce yapılan deneyler bu kuramsal çıkarımı desteklese de tam ikna edici sonuçlar vermemişti. Dr. Kraus’un deneyi ise bu eksikliği gideriyor. Dr. Kraus ve aradaşları dev bir lazerin önüne tıpkı metan gibi karbon ve hidrojenden oluşan küçük polistiren parçaları yerleştirmişler. Bu da aynı anda hem basınç hem de sıcaklık bakımından istenilen koşulları oluşturmuş.Fizikçiler bu deneyler için yüksek maliyetle geliştirdikleri X-ışını lazerini sadece 50 femtosaniye için ateşleyebiliyor. Bu da saniyenin 100 trilyonda birine karşılık geliyor. Böylece metrenin milyarda biri büyüklüğünde olan nano elmaslar üretiliyor. Stanford Üniversitesi araştırmacıları Linac tutarlı X-ışını kullanarak yaptıkları deney ve gözlemlerde, Uranüs ile Neptün’ün yoğun basınç ve ısıya maruz kalan iç katmanlarında elmas yağmuru görüleceğini gösterdi.
Linac tutarlı X ışını uygulanışı
Linac tutarlı X ışını uygulanışı İki yüksek enerjili lazer ışını, şok dalgalarını 20 ila 230 GPa basınç üreten grafit örneklerine yönlendirir. Şok, hedefin arka tarafından çıktığında 100 nm kalınlığında bir alüminyum kaplamanın şok kaynaklı yansıtıcılık düşüşünü tespit eden bir VISAR sistemi tarafından kaydedilir. Mikroskobik durum, 6 keV foton enerjisine ve 50 fs darbe süresine sahip tek bir X-ışını darbesi ile problanır. X ışını kırınımı X ışını detektörü ile kaydedilir. Araştırma ekibinden Dominik Kraus konuyla ilgili açıklamasında, “Bu koşullar altında benzer gökcisimlerinin içinde elmas yağmuru olur. Gaz devlerinin içinde saf elmas çekirdek oluşması şart değil; ama Uranüs ile Neptün’de olduğu düşünülen kayalık çekirdekleri saran ve büyük miktarda elmastan oluşan bir kabuk olduğuna kesin gözüyle bakılıyor.Gezegenlerin içine girip ne olduğuna bakamadığımız için uydu ve teleskop gözlem verilerini tamamlamak üzere bu tür laboratuar deneyleri yapıyoruz. Eskiden elmas oluştuğunu varsayıyorduk; ama son deneyle bunu kanıtlamamız kariyerimdeki en büyük andı''diyor. Ayrıca Dünyaya’dan 64 ışık yılı uzakta bulunan mavi gezegen HD 189733 b mavi renginin de kaynağı olarak, yağışlar sıvı cam olarak gerçekleşiyor. Gaz bulutundan meydana gelmiş bu gezegen, kendi yıldızına yakın bir konumda bulunuyor ve yüzeyindeki sıcaklığın 1,800 derece Fahrenheit’dan da fazla olduğu düşünülüyor. Bu erimiş camlar yaklaşık olarak 7000 kilometre/saat hızla yana doğru yağıyorlar. Sonuç olarak şu anki teknolojiyle bu gezegenlere gidip yüzeylerinden bu elmasları toplama şansımız yok , Bilim insanları Uranüs deneylerinde kullanılmak üzere ürettikleri X-ışını lazerlerinin yeni modellerini endüstriye taşıyarak nano elmasta seri üretime geçmek istiyor. Böylece küçük, ucuz ve hassas tıbbi cihazlarla birlikte çok daha güçlü bilgisayarlar üretebilecekler. Kaynaklar https://en.wikipedia.org/wiki/HD_189733_b#Visible_color https://www.hzdr.de/db/Cms?pOid=46645 HYPERLINK https://www.hzdr.de/db/Cms?pOid=46645&pNid=62"& HYPERLINK https://www.hzdr.de/db/Cms?pOid=46645&pNid=62"pNid=62 https://www.nature.com/articles/ncomms10970 Read the full article
0 notes