#paramiliter
Explore tagged Tumblr posts
dipnotski · 1 year ago
Text
Bastian Hain – SS (2023)
Bugün SS kısaltması tüm dünyada kötülükle eşanlamlıdır. SS mensuplarının Avrupalı Yahudilerin ortadan kaldırılmasında oynadıkları rol hafızalara kazınmıştır. Peki, bu “Kara Tarikat” nasıl ortaya çıktı ve ideolojisi aslında neye dayanıyordu? Bastian Hain bu kitabında en son araştırmalara dayanarak Üçüncü Reich’ın Staatsschutzkorps’larının tarihini anlatıyor, örgütün kökenlerini, kültünü ve…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
baybaykus · 3 months ago
Text
Tumblr media
Değerli arkadaşımız TC Recep Yılmaz'ın okumaya değer güzel bir yazı...
Yahudi KRALLIĞINA giden yol!
Ben, bilgilerim ışığında derim ki; İsrail vaad edilmiş topraklar üzerinde KRALLIĞINI kuracaktır.
İsa Mesih'in dönüşü için KRALLIĞIN kurulması gereklidir.
Bu, Yahudiler için dinlerinin emri,imanlarının şartıdır.
Yuvarlak rakam ÜÇBİN Yıllık Yahudi Tarihi de buna (Tevrat) kaynaktır.
Bunu hiçbir güç engelleyemez! 2030'a kadar bunun siyasi ve coğrafi alt yapısı oluşturulacaktır.
Siyasi ve coğrafi alt yapının ilk aşaması kurulmuş olan ''KÜRTİSTAN'ın'' sınırları belirlenecek; bu sınırlar ''Lübnan,Süriye,Türkiye ve Irak topraklarının bir kısmını içine alacak şekilde belirlenecektir.
Sonra da Kürtlere '"At bizim,silah bizim,seninle işimiz bitti! Al avradını git'' denilecek,Kürtler Kuzey Irak'ta devlet olarak kalacak ama,diğer topraklar İsraile devredilecektir. Böylece TAŞORANLAR (ypg-pkk) devre dışı bırakılıp vaad edilmiş toprakalar üzerinde Yahudi KRALLIĞI ilan edilecektir.
*
Saha bu gerçekliğe uygun mu?!
1- Suriye bombalanarak boşaltıldı mı?
EVET!
Boşaltılan topraklar Kürtcü bir oluşumun (ypg) emrine verildi mi?
EVET!
2-Süriyede kaçanlar -kovalanıp sürülenler- Türkiye'ye geldiler mi?
Geldiler!
Süriye'de kovulanlar başta sınır şehirlerimiz olmak üzere bir çok şehrimizde etnik -demoğrafik yapıyı değiştirdiler mi?
Değiştirdiler!
- rte'nin cehaleti, gafleti,strateji k��rlüğü,inadı "ENSAR-MUHACİR" saçmalığı,iç siyaset şovu,BOP eş başkanlığı SİYONİZME hizmet olarak hayat bulmuştur. Bir gün "ALLAH BİZİ AFFETSİ " diyecek ama,İsrail AFFETMEYECEKTİR!...
Bedeli TÜRK MİLLETİ çok ağır ödeyecektir.
*
Gelenlerin ÜREME oranları dikkate alındığında; gelecek 10 yılda etnik-demoğrafik (Arap-Kürt) yapı Türklerin aleyine değişecek mi?
Hemde çok açık arayla değişecektir.
Bu durumda ZORA dahi gerek kalmadan GÜÇ merkezlerinin emriyle demokratik -hukuki yollarla dahi O TOPRAKLARA EL KONULACAKTIR.
Olmaz mı?
Bize soran olmayacak.
**
rte, ''BOP eş başkanıyım ve emir komuta merkezim PAPAZ elbisesi giy diyorsa,giyer görevimi yaparım'' dediği gün İsrailin hizmetine girmiştir.
TV'lerde şov yapan BOP-cu ve ortyağı TOP-cu görünürde Filistin için ağlıyor gibi yapsa da,aslında İsrail'in ''vaad edilmiş topraklarda'' Krallık kurması için elinde gelenin de fazlasını yapmışlardır.
**
2030-2050 arası ''vaad edilmiş topraklar üzerinde Yahudi Krallığı kurulacaktır.
Museviler,Hıristiyanlar ve de MÜSLÜMANLAR Hz.İsa Mesih'in gelmesini DUA ederek bekleyeceklerdir.Bunu hiçbir güç engelleyemeyecektir.Zaten de böyle bir güç yok!
İsrail siyasi,askeri,ekenomik,bilim ve teknik olarak da dünya'ya yön verendir.İsrail DÜNYA,dünya da İsrail demektir.
*
(Madam Hz.İsa'yı BEKLEME konusunda OTAK inanca sahipsiniz; İT dalaşı-kan ve göz yaşı niye?!Siz, siyasetciler kanda beslenen VAMPİRLERSİNİZ.Sanatınız ikiyüzlülük -TAKİYECİLİKTİR)
**
Bunların hiçbiri olmaz,olamaz mı?
İsrail başaramaz! Asar,keser,hepisini yok mu ederiz?
Hiçbir şey yapamazsınız!
Elinizde gelecek olan sadece '' EBABİL KUŞU ve MEHDİ'' çağırmak, bir de cenaze namazı kılmak gibi akılsızlıktan ve şovdan başka bir şey değildir...
***
Yüzyılın başında İmparatorluk kontrol coğrafyasını ''VATAN TOPRAKLARI'' sanmak gibi bir siyasi AHMAKLIĞIN ve STRATEJİK körlüğün bedelini VATAN topraklarının işgaliyle ödedik ve KURTULUŞ SAVAŞI vermek zorunda kaldı!
***
Sonuç olarak içinde bulunduğumuz Dünyanın ve İsrail gerçekliğinin bilinçli bir şekilde analizi yapılarak Türk Milli geleceği için -DUYGUSALLIKTAN-ŞOVDAN uzak- bir strataji belirlemek zorundayız!
*
Hangi Arap ülkesi Filistinin yanında yer aldı?!
İran tetikçisi,paramiliter terörist Hamas ve Hizbullah kendi soyunun -masum Filistin halkının- SOYKIRIMCISI ve ülkesinin yıkımında İsrail ve İran kadar da sorumludur.
*
TÜRK, iki kuzenin (Arap-Yahudi) kavgasına taraf olmamalıdır!
Sakalar iskitler den alntı
3 notes · View notes
siryouarebeingmocked · 9 months ago
Text
I love how these folks never actually define "genocide", much less in any way that would fit the war.
Da Silva said ‘Thousands of children are dead and thousands are missing. Soldiers are not dying. Women and children are dying at hospital,’ therefore it's a genocide.
Okay, but all that happens in wars.
Hamas doesn't actually distinguish between civilian and soldier deaths. It is extremely unlikely that Israel has somehow managed not to kill a single male adult Hamas militant.
The only way that could be possible is if Israel didn't actually kill over a thousand militants on October 7th alone, or this guy doesn't consider the Hamas paramilitants 'soldiers'.
Or if Hamas wasn't actually fighting, just hiding and letting civilians take every single casualty. Maybe even telling civilians to ignore Israeli warnings, which, um, they actually do.
What he was saying is demonstrably nonsense, and wrong. Pretending the complaint is about the 'comparison' instead of the alleged false accusation of genocide is just strawmanning.
If his Holocaust equivalence was right, Jews would've had to have spent literally decades throwing unguided rockets at German civilians from a country right next door, which Jews controlled. Capped off by an attack on a random German music festival, where the Jewish militants killed thousands of people, including children and non-Germans.
Then, and only then, did Germany start a war against the imaginary Jewish state.
The dude is delusional.
Tumblr media
16K notes · View notes
hetesiya · 27 days ago
Text
Rojava umuttur – Yeni Yaşam Gazetesi | Yeni Yaşam
Rojava umuttur
Sebahat Tuncel
3. Dünya Savaşı olarak tanımlanan Ortadoğu’da yaşanan siyasal gelişmeler ve açığa çıkacak sonuçlar önümüzdeki 100 yılı belirleyecek gibi gözüküyor. İnsanlık tarihinde tahminen üç yüz bin yıllık geçmişiyle siyasal, ekonomik ve kültürel olarak insanlığı besleyen Ortadoğu coğrafyası, emperyalist güçler ve yerli işbirlikçileri eliyle kapitalist modernitenin ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirilmeye çalışılıyor. Yaşanan savaş ve çatışmaları “modernitenin kültürel ve ekonomik savaşları dönemi” olarak yorumlamak mümkündür. Müdahale Ortadoğu’nun ideolojik ve kültürel yapısınadır. Ve esasta İsrail’in güvenliğini sağlamak için olduğu pek çok analist tarafından da dile getirilmektedir. İsrail’in 7 Ekim saldırısıyla yeni bir boyuta ulaşan üçüncü paylaşım savaşında asıl hedefin İran olduğu bilinmektedir. Suriye rejiminin direnmeden çekilişi, kendi öz gücüne dayanmayan hiçbir gücün dışarıdan gelen destekle ayakta duramayacağını veya destek aldığı gücün politikaları doğrultusunda hareket etmek zorunda olduğunu göstermesi açısından dikkat çekicidir.
Suriye’de rejimin direnmeden Halep ve Şam’ı HTŞ’ye teslim etmesinin Rusya, ABD, İsrail ve İngiltere arasında bir anlaşma doğrultusunda geliştiğini hemen herkes ifade etmektedir. Anlaşılan o ki yaşanan gelişmeler Türkiye’nin de bilgisi dahilindedir. Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’de TBMM’de DEM Parti yöneticilerinin elini sıkması ve sonraki açıklamaları da bu süreçten bağımsız düşünülemez. AKP-MHP bu süreci içeride Kürtleri oyalayarak, Rojava’da da Kürtlerin kazanımlarına saldırarak Kürtlerin statü elde etmelerini engellemek istemektedir.
2014 yılında da Kürtlere karşı IŞİD çeteleri ile işbirliği yapan Türkiye, Suriye’deki gelişmeleri fırsat bilerek bu kez SMO adındaki çeteler ve orada kendisine bağlı paramiliter güçler aracılığıyla Kürtlere saldırılar gerçekleştirmekte, sivilleri, kadın ve çocukları katletmektedir. Türkiye her ne kadar “Suriye’nin topraklarında gözümüz yok, Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz” dese de bunun bir retorikten öte anlam taşımadığını herkes biliyor. 2011’den bugüne Suriye’ye yönelik emperyalist müdahalenin bir parçası olan Türkiye, Kürtlere karşı sistematik olarak yürüttüğü siyasal ve kültürel soykırım politikasınının bir parçası olarak Kuzeydoğu Suriye’de özerk bölge statüsünü engellemeye çalışmakta, desteklediği cihadist radikal dinci grupları kullanarak Rojava’yı işgal etmek istemektedir. Kürtlerle dostluk kurmak yerine insanların kafasını kesen, halklara, farklı inançlara işkence eden, tecavüzcü çetelerle radikal dinci cihatçı örgütlerle işbirliği yapması AKP’nin nasıl bir ideolojik, politik toplum inşa etmek istediğinin ifadesidir.
Türkiye’nin yürüttüğü Kürt karşıtı politika Türkiye’de yaşanan siyasal, toplumsal ve ekonomik krizi derinleştirme ve Türkiye’yi çatışmanın içerisine çekme riski de taşıyor. Türkiye tüm kaynaklarını Kürtlere karşı yürütülen gizli, açık savaşa harcıyor. Bu da ekonomik krizi derinleştiriyor. Savaşın faturasını da yoksul emekçi halka ödetiyor. Türkiye’de mevcut durumdan çıkmanın yolu barış ve çözüm siyasetidir. Demokratik, özgür, eşit, adil ve refah içinde bir yaşam için barış siyasetine Kürt sorununun barışçıl ve özgürlükçü çözümüne ihtiyaç var.
Ortadoğu’da savaş ve çatışmanın uzun süreceği görülüyor. Suriye’den sonra İran’da çatışma ve savaş olasılığı yüksektir. Bu savaş Ortadoğu halklarının kaderi değil elbette. Kapitalist modernite yarattığı ulus-devlet krizini, savaş, sömürü ve şiddet ile aşmaya çalışmaktadır.
Peki Ortadoğu’da başka bir çözüm mümkün değil midir? Elbetteki mümkündür. Filistin ve Kürdistan halklarının özgürlük sorunu Ortadoğu halklarının eşit ve özgür birlikteliğini esas alan bir birlikle çözülebilir. Bu konuda Sayın Abdullah Öcalan’ın 2010 yılında Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü başlıklı savunmasında ifade ettiği, “Kürdistan’da Kürt sorununun demokratik ulus kapsamında çözülmesi Ortadoğu’daki ulus devlet bunalımına ve ulaştığı çözümsüzlüklere karşı muazzam bir etkide bulunacaktır. Daha şimdiden Irak, İran, Suriye ve Türkiye’deki ulus devletlerin ulaştığı bunalım, çatışma ve çıkmazların anlaşılmasında demokratik ulus çözümü dışında bir olasılık pek gözükmemektedir” değerlendirmesi, yaşanan güncel gelişmeler doğrultusunda en akılcı çözüm olarak önümüzde durmaktadır.
Ortadoğu halkları özgür ve barış içinde bir yaşamı hak ediyor. Dinci, milliyetçi, cinsiyetçi militarist ideolojiler ve yönetimler halkların geleceğini karartıyor. Bu karanlığa karşı direnen Kürt kadınları başta olmak üzere Rojava halkı sadece Kürtlere değil bütün dünyaya umut olmaya devam ediyor. 2014 Kobanê direnişi ve IŞİD’in yenilgiye uğratılması halklara başka bir yaşamın mümkün olduğunu göstermiş, umudun adı olmuştur. Şimdi Kobanê’ye, Rojava’ya saldıranlar bu umudu kırmak istiyor. Umudu diri tutmak ve halklarımızın özgürlüğünü sağlamak için umudun etrafında daha fazla kenetlenmek, Rojava halkıyla dayanışmak, savaşa karşı durmak insanlık görevi olarak önümüzde durmaktadır.
0 notes
yenicagkibris · 2 months ago
Text
35 yıldır YKP’nin barış ve sosyalizm yolculuğu sürüyor
30 Ekim 1989 yılında kurulan Yeni Kıbrıs Partisi (YKP), 35 yaşında… Yeni Kıbrıs Partisi, taviz vermeksizin, fetihçi anlayış ve uygulamaları ile adanın üçte birini işgali altında tutan TC’nin sivil – asker bürokrasisinin denetimindeki hem siyasi parti, tarikat ve hemşeri derneklerince, hem de yeraltı ve yerüstü paramiliter teşkilatlarıyla desteklenen ve yerli işbirlikçileriyle korunan Kıbrıs’ın…
0 notes
Text
Eksklusif: Hizbullah Berupaya Dongkrak Penjualan Narkoba di Eropa
Tumblr media
Eksklusif: Hizbullah Berupaya Dongkrak Penjualan Narkoba di Eropa
Dalam beberapa tahun terakhir, kelompok militan Hizbullah, yang berbasis di Lebanon, telah terlibat dalam kegiatan yang semakin kontroversial: perdagangan narkoba di Eropa. Meski dikenal sebagai organisasi paramiliter yang memiliki afiliasi kuat dengan Iran dan terlibat dalam konflik di Timur Tengah, aktivitas mereka dalam dunia perdagangan narkoba menunjukkan dimensi baru dari strategi keuangan dan politik mereka. Kegiatan ini tidak hanya berdampak pada ekonomi global tetapi juga menimbulkan kekhawatiran besar di kalangan negara-negara Eropa mengenai stabilitas dan keamanan.
1. Latar Belakang Hizbullah
Hizbullah, yang didirikan pada awal 1980-an, awalnya muncul sebagai reaksi terhadap invasi Israel ke Lebanon. Sejak itu, kelompok ini telah berkembang menjadi kekuatan militer dan politik yang kuat di Lebanon, dengan dukungan yang signifikan dari Iran dan Suriah. Selain keterlibatan mereka dalam konflik bersenjata, Hizbullah juga dikenal melakukan aktivitas sosial dan kemanusiaan di Lebanon, yang meningkatkan popularitas dan dukungan mereka di kalangan penduduk lokal.
Namun, dengan tekanan internasional yang meningkat dan krisis ekonomi yang melanda Lebanon, Hizbullah tampaknya telah mengalihkan fokus mereka ke kegiatan kriminal untuk mendanai operasi mereka. Salah satu cara paling mencolok untuk mengumpulkan dana adalah melalui perdagangan narkoba.
2. Perdagangan Narkoba sebagai Sumber Pendanaan
Perdagangan narkoba telah menjadi salah satu sumber pendanaan utama bagi Hizbullah. Dalam beberapa tahun terakhir, laporan intelijen telah menunjukkan bahwa kelompok ini terlibat dalam produksi dan distribusi narkoba, terutama kokain dan amfetamin, ke pasar Eropa. Mereka memanfaatkan jaringan yang telah ada untuk memfasilitasi distribusi dan penjualan narkoba, yang memberi mereka keuntungan finansial yang besar.
Hizbullah memanfaatkan kekacauan di Lebanon, di mana situasi ekonomi yang parah telah memaksa banyak orang terjun ke dalam bisnis narkoba untuk bertahan hidup. Kelompok ini juga diketahui menggunakan strategi diversifikasi, yang mencakup kerjasama dengan kartel narkoba di Amerika Latin dan kelompok kriminal lainnya untuk memaksimalkan keuntungan.
3. Jalur Distribusi ke Eropa
Hizbullah memiliki infrastruktur yang cukup kuat untuk mendistribusikan narkoba ke Eropa. Mereka memanfaatkan jaringan pelabuhan dan bandar udara yang sudah ada untuk menyelundupkan narkoba ke berbagai negara Eropa. Jalur distribusi ini sering kali melibatkan rute yang rumit, termasuk penggunaan pengiriman barang yang legal sebagai kamuflase untuk kegiatan ilegal mereka.
Negara-negara seperti Spanyol, Prancis, dan Jerman telah menjadi tujuan utama untuk pengiriman narkoba. Di negara-negara ini, Hizbullah bekerja sama dengan kelompok-kelompok kriminal lokal untuk menjual narkoba dan mendistribusikannya ke pasar yang lebih luas. Keberhasilan mereka dalam mengembangkan jaringan ini menandakan tingkat keberhasilan operasional yang tinggi dan menunjukkan bagaimana Hizbullah dapat beradaptasi dengan perubahan situasi.
4. Dampak pada Keamanan Eropa
Kegiatan perdagangan narkoba oleh Hizbullah menimbulkan risiko besar bagi keamanan Eropa. Pertama, perdagangan narkoba berkontribusi pada meningkatnya tingkat kejahatan terorganisir dan kekerasan di dalam negeri. Kelompok-kelompok kriminal yang terlibat dalam perdagangan narkoba sering kali bersaing untuk mengendalikan pasar, yang dapat menyebabkan konflik yang merugikan masyarakat sipil.
Kedua, dengan meningkatnya pendanaan yang diperoleh dari perdagangan narkoba, Hizbullah dapat memperkuat operasional militer dan politik mereka. Ini tidak hanya memperburuk situasi keamanan di Lebanon tetapi juga meningkatkan ketegangan di wilayah tersebut dan berpotensi memperluas konflik ke negara-negara tetangga.
5. Tanggapan Internasional dan Upaya Penegakan Hukum
Menanggapi ancaman ini, pemerintah Eropa dan badan intelijen telah meningkatkan upaya mereka untuk mengidentifikasi dan menghentikan jaringan perdagangan narkoba yang terkait dengan Hizbullah. Penegakan hukum di negara-negara seperti Prancis dan Spanyol telah melakukan serangkaian operasi besar-besaran untuk menangkap anggota jaringan ini dan menghentikan pengiriman narkoba.
Kolaborasi internasional antara negara-negara Eropa dan lembaga penegakan hukum juga semakin penting. Melalui pertukaran informasi dan intelijen, negara-negara tersebut berusaha untuk melacak aliran narkoba dan mengidentifikasi individu dan kelompok yang terlibat dalam kegiatan ini.
6. Peran Masyarakat Sipil dan Pendidikan
Mengatasi perdagangan narkoba tidak hanya tugas pemerintah dan penegak hukum. Masyarakat sipil juga memiliki peran penting dalam memberantas narkoba dan mendukung individu yang terlibat dalam perdagangan narkoba. Program rehabilitasi dan pendidikan dapat membantu mengurangi permintaan narkoba dan memberikan alternatif bagi individu yang terpaksa terjun ke bisnis ini.
Selain itu, penting untuk meningkatkan kesadaran masyarakat mengenai dampak negatif dari narkoba. Dengan mengedukasi masyarakat tentang risiko dan konsekuensi dari penggunaan narkoba, dapat mengurangi permintaan yang menjadi faktor pendorong dalam perdagangan narkoba.
7. Tantangan yang Dihadapi
Meskipun ada upaya dari berbagai pihak, tantangan besar tetap ada dalam memerangi perdagangan narkoba yang melibatkan Hizbullah. Salah satu tantangan utama adalah kurangnya koordinasi antara negara-negara dalam penegakan hukum. Setiap negara memiliki hukum dan kebijakan yang berbeda mengenai narkoba, yang dapat menghambat upaya kolaboratif.
Selain itu, stigma terhadap komunitas tertentu juga dapat menghalangi upaya untuk mengatasi masalah ini. Banyak individu yang terlibat dalam perdagangan narkoba berasal dari latar belakang yang terpinggirkan dan mungkin merasa tidak memiliki pilihan lain. Oleh karena itu, penting untuk mengadopsi pendekatan yang lebih humanis dalam penanganan masalah ini.
8. Kesimpulan
Keterlibatan Hizbullah dalam perdagangan narkoba di Eropa menyoroti masalah kompleks yang melibatkan keamanan, politik, dan ekonomi. Kegiatan ini tidak hanya menambah tantangan bagi negara-negara Eropa tetapi juga menunjukkan bagaimana kelompok-kelompok bersenjata dapat beradaptasi dengan lingkungan yang berubah dan mencari cara baru untuk mendanai operasional mereka.
Diperlukan upaya kolaboratif yang kuat dari semua pihak, termasuk pemerintah, penegak hukum, dan masyarakat sipil, untuk menghadapi tantangan ini. Hanya dengan pendekatan yang komprehensif dan berkelanjutan, kita dapat berharap untuk mengatasi ancaman yang ditimbulkan oleh perdagangan narkoba dan menjaga keamanan serta stabilitas di Eropa dan sekitarnya.
0 notes
silencedminstrel · 7 months ago
Text
VOICES OF THE LITTLE PEOPLE - TWO REGULAR JOES ARE TALKING SOMEWHERE INSIDE A RUNDOWN HUMAN SPACE COLONY "NEW SAPPORO"
(Sigh) First there were some morons demonstrating in front of The Outreach (Union designated reintegration colony for former Kltua-Lymonzs worshipers) and now
Another arson down at the Shinto Temple! This is nuts I tell you, Sakata! Yeah, tell me about it, Bob! New Sapporo's just barely starting to get back up and, some people
Just want to watch the world burns! (Scoff) And The Union's pushing forward the motion to use the Kltua-Lymonzs tech as part of the rebuilding...it's a recipe for disaster I tell you!
Yup, and add on to the mix these Cosmic Reasoning (paramilitant atheists) weirdos taking advantage of those "False Deity" rumors? (Sigh) I need a drink, Bob! Yeah, let's go down The Watering Hole again? Okay...!
Tumblr media
242 notes · View notes
arrahmahcom · 6 months ago
Text
Coba Melarikan Diri dari Perang Saudara, 25 Orang Sudan Tewas Tenggelam
KHARTOUM (Arrahmah.id) — Para aktivis pro demokrasi di Sudan pada Kamis (4/7/2024) mengatakan, sekitar 25 orang tenggelam di sungai Nil, ketika mencoba melarikan diri dari perang antara pasukan Sudan dan pasukan paramiliter di wilayah tenggara negara itu. “Sekitar 25 warga, kebanyakan dari mereka perempuan dan anak-anak, telah meninggal dalam sebuah perahu yang tenggelam, ketika menyeberangi…
0 notes
ekingsnewscom · 9 months ago
Text
Tumblr media
Hal ini setelah banyak protes yang timbul karena font 44 dianggap mirip dengan simbol SS (Schutzstaffel) sebuah organisasi paramiliter Nazi yang dibentuk oleh Adolf Hitler dan bertanggung jawab atas kejahatan perang selama Perang Dunia II.
📰: BILD
- Follow juga kami di :
Instagram : @ekingsnews
Facebook : ekingsnews
0 notes
piyasahaberleri · 11 months ago
Link
Paramiliter askerler, Pakistan'ın İslamabad'daki karargahı Seçim Komisyonu'nun önünde duruyor. — AFP/Dosya8 Şubat oylama sonuçlarının derlenmesi art arda beş gün süresince devam ederken, Pakistan Seçim Komisyonu (ECP) Salı günü yapmış olduğu duyuruda, seçim sembolü olmayan siyasal partilere Ulusal Meclis'te ayrılmış iskemle verilmeyeceğini duyurdu. Seçim gözlemcisinin açıklaması, Pakistan Tehreek-e-Insaf'ın (PTI) sponsor olduğu adayların Ulusal Meclis'te 90'dan fazla iskemle kazanarak en büyük grup haline geldiği ve peşinden Pakistan Müslüman Birliği-Navaz (PML-N) ve Pakistan Halk Partisi'nin (PML-N) geldiği bir dönemde geldi. PPP) sırasıyla 75 ve 54 sandalyeyle.ECP, açıklamasında bayanlara ve azınlıklara ayrılmış toplam 70 sandalyenin 2017 Seçim Yasasına nazaran tahsis edileceğini ve siyasal partiler içinde dağıtılacağını söylemiş oldu. Kazanan bağımsız adayların herhangi bir partiye katılamamaları durumunda meclislerdeki temsilleriyle uyumlu bir oran.Parti içi anketlerdeki usulsüzlükler sebebiyle partinin "yarasa" seçim sembolünü kaybetmesinin peşinden adayları bağımsız bir sıfatla sandık başına gitmek zorunda kalan PTI için bu gelişmenin mühim yansımaları olması olası.Hiçbir siyasal partinin rahat çoğunluğu elde edememesi sebebiyle, PTI, PML-N ve PPP'nin, minimum 169 iskemle gerektiren Merkezde kendi hükümetlerini oluşturmak için lüzumlu sayıları güvence altına almak amacıyla ittifaklar kurması için alan artık açık. Ulusal Meclis, parlamentonun 336 üyeli alt meclisinde yer ediniyor.PTI, seçimlerden ilkin Geri Dönen Memurlara (RO'lar) gönderilen siyasal partilerin seçim sembolleri listesine bile dahil edilmediğinden, parti, adaylarının katılmasını sağlayarak 8 Şubat seçim zaferlerinden yararlanmak için öteki partilerle ittifaklar oluşturmayı hedefliyor. Bağımsız adaylar ne kendi hükümetlerini kurabildiklerinden ne de ayrılmış sandalyelerden hisse almaya hak kazanabildiklerinden başka bir parti.Sözcüsü Raoof Hasan'a nazaran parti, NA'daki ayrılmış iskemle payını güvence altına almak için Hayber Pakhtunkhwa'daki (KP) Cemaat-i İslami (JI) ile ortaklık kuracak.Ek olarak Hasan, PTI'nin Merkez ve Pencap'ta hükümetlerini oluşturmak için Meclis-i Vahdet-Müslimler (MWM) ile el ele vermeyi düşündüğünü de sözlerine ekledi.PTI'nin Ulusal Meclis'te yalnızca bir iskemle kazanmış olan MWM ile el ele verme sonucu, Pencap'ta 116 eyalet meclisi sandalyesi kazanan sponsorlu adayların Pakistan Seçim Komisyonu'nun kurulmasından sonrasında bir partiye katılmak için 72 saate haiz olmaları sebebiyle geldi ( ECP) kazandıklarını bildirir.Pencap'ta partinin, şu anda PML-N'nin 137 sandalyeyle önde olduğu en büyük eyalette hükümeti oluşturmak için bağımsız adaylar ve öteki partilerle el ele vermesi gerekecek.Ayrıca ECP, siyasal partilerin ayrılan sandalyeler için adaylarının isimlerini duyuru edilen süre içinde ECP'ye bildirmeleri icap ettiğini altını çizdi.
0 notes
baladalayanganputus · 1 year ago
Text
Bunuh Diri
25 November 1970. Markas besar militer, Ichigaya, Tokyo. Yukio Mishima, pengarang sohor itu, menyiapkan ritual yang menurutnya -dan pengikutnya- heroik. Bunuh diri.
Dibungkus seragam Tatenokai, ormas paramiliter yang dia dirikan, wajahnya tenang menghadapi menit-menit terakhir hidupnya. Segelintir pengikut taatnya berdiri bersamanya di balkon. Kecuali Mishima, mungkin napas pengikutnya yang rata-rata masih muda memburu. Campur aduk antara adrenalin yang buncah dan pertanyaan apakah yang akan terjadi dalam hitungan menit ke depan sesuatu yang perlu.
Bagi Mishima, bunuh dirinya adalah puncak literasi. Kata-kata tidak lagi cukup untuk menggambarkan dekadensi Jepang pasca perang. Dorongan untuk kembali pada masa kejayaan kekaiasaran hanya dapat disiarkan dengan laku. Laku bunuh diri.
Di balkon, Mishima menyampaikan pidato terakhirnya dengan berapi-api. Dia mengolok-olok Jepang pasca perang dunia yang, meskipun terasa sejahtera secara ekonomi, sejatinya telah berjarak dengan nilai-nilai paling fundamentalnya. Kemunafikan merajalela. Politik tidak lebih dari arena kaum munafik yang memamerkan kontradiksi ujaran dan laku. Mimpi kejayaan sebuah bangsa yang dipatri ratusan tahun direduksi sikap membebek terhadap bangsa lain.
Di lapangan Ichigaya, ratusan tentara berpangkat rendah menyaksikan Mishima menyemburkan kata-kata. Kebanyakan dari mereka memandang sinis dan sesekali terkekeh sambil ditingkahi cibiran. Tentu mereka kebanyakan tidak peduli bahkan paham maksud Mishima. Tentara-tentara yang disinggung dalam pidatonya hanya sekadar "tentara bayaran" Amerika.
Menyelesaikan pidatonya, dari balkon, Mishima menarik diri ke ruangan komandan. Seorang jenderal telah disekap olehnya dan pengikutnya. Ini adalah suaka terakhirnya dari hiruk-pikuk kerendahan peradaban Jepang sebagai bangsa pecundang yang dikangkangi bangsa lain setelah kalah perang. 
Dengan tenang dia menanggalkan seragamnya. Tubuhnya adalah kanvas disiplin bushido bertahun-tahun tentang olah tubuh dan luka hasil pergulatan intens yang nyata dan fiktif. Hari itu, dia persembahkan penuh tubuhnya sebagai altar dewa-dewa dan kelangsungan tradisi kehormatan kuno.
Digenggamnya tanto, pedang pendek yang hanya boleh dimiliki kelas samurai dan bangsawan itu. Kilatan tanto terefleksi dalam kedua lensa matanya yang kini ujung dan perutnya telah bertemu. Dalam sebuah gerakan nan anggun, tanto tadi berubah menjadi alat untuk mengoyak perutnya. Sebuah kilmaks dari sandiwara yang begitu tekun dipersiapkannya sejak lama.
Masakatsu Morita, salah satu murid ideologisnya, maju untuk membantu Mishima memastikan laku penghabisannya tak bercela. Morita mengayunkan pedang, mengarah ke batang leher Mishima. Perut yang koyak dan kepala yang tercerabut adalah pasase terakhir dari karya terbaik yang dengan gamblang terus tepatri dalam otak sang pengarang.
Selesai. Tubuh tak bernyawa dan kepala yang cerai, teronggok di tatami yang berlumuran darah. Sebuah epilog dari karya terakhir Mishima yang mungkin hingga saat ini tetap dianggap deklarasi heroisme terbaik bagi pengikutnya. Barangkali tidak seheroik itu. Mishima, seperti kebanyakan mereka yang bunuh diri, sama-sama menyerah. Mishima menyerah pada kejahilan yang mencemari peradaban tanah air yang begitu dicintainya dengan buta. Yang lain dengan alasan yang begitu personalnya. 
Tumblr media
0 notes
gamerbulten · 1 year ago
Link
Batman Beyond, Sean Murphy'nin Beyaz Şövalye destanının bir sonraki bölümünde yeni bir bükülme elde ediyor Batman: Beyaz Şövalye yaratıcısı Sean M...
0 notes
realita-lampung · 1 year ago
Text
KH Ahmad Hanafiah Resmi Menjadi Pahlawan Nasional
Tumblr media
Perjuangan Gubernur Lampung Arinal Djunaidi untuk bisa menambah gelar pahlawan nasional asal Lampung berbuah manis. Pasalnya, tepat di hari pahlawan tahun 2023, KH Ahmad Hanafiah, pejuang asal Lampung yang diusulkannya itu resmi mendapat gelar pahlawan nasional Presiden Joko Widodo menganugerahkan gelar "Pahlawan Nasional" kepada KH Ahmad Hanafiah, pejuang asal Provinsi Lampung. Hal itu berdasarkan Keputusan Presiden RI Nomor : 115/TK/Tahun 2023 Tentang Penganugerahan Gelar Pahlawan Nasional. Penyematan gelar tersebut dilakukan secara resmi oleh Presiden RI Joko Widodo, kepada Ahli Waris Hanafi tohir, pada upacara peringatan Hari Pahlawan Nasional, yang berlangsung di Istana Negara, Jumat (10/11/2023). Pada penyematan penghargaan itu, ahli waris yang saat ini menjabat sebagai Staf Ahli Bupati Lampung Timur itu, turut didampingi Gubernur Lampung melalui Sekda Provinsi Lampung Ir. Fahrizal Darminto, MA, Bupati Lampung Timur M. Dawam Rahardjo, Rektor UIN Raden Intan Prof. H. Wan Jamaluddin Z M.Ag, Ph.D, serta Kepala Dinas Sosial Provinsi Lampung Drs. Aswarodi M.Si. Perlud diketahui, sejak tahun 1987, Lampung hanya memiliki satu pahlawan nasional. Yaitu Radin Inten II. Selama 36 tahun, tidak ada satu pun tokoh Lampung yang mendapatkan gelar Pahlawan Nasional. Kebuntuan itu berhasil dipecahkan Gubernur Arinal Djunaidi, yang mengusulkan KH Ahmad Hanafiah untuk mendapatkan anugerah gelar Pahlawan Nasional 2023. Berikut Riwayat singkat Pahlawan Nasional Asal Lampung KH Ahmad Hanafiah : Beliau berasal dari Lampung Timur (Lamtim), berperan besar dalam mempetahankan Republik Indonesia pada masa penjajahan. Bahkan, KH Ahmad Hanafiah mendirikan organisasi pejuang bernama Laskar Hizbullah sebagai medium pendidikan paramiliter bagi pemuda santri. Dia juga memiliki sejumlah pengalaman, diantaranya pada masa penjajahan Jepang, ia menjadi anggota Chou Sangi Kai di Karesidenan Lampung pada tahun 1945-1946. Selain itu, dia juga menjadi ketua Partai Masyumi, pimpinan Hizbullah Kewedana Sukadana dan anggota DPR Karesidenan Lampung pada tahun 1946-1947. Puncaknya, KH Ahmad Hanafiah ikut melawan Agresi Belanda menjelang malam 17 Agustu 1947 di Front Kamerung, Baturaja, Sumatera Selatan. Dia pun gugur saat itu. (**) Read the full article
0 notes
korkutkalkan · 1 year ago
Link
Eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, çarpıcı bir iddiada bulundu. TBMM’nin arşivlerinden Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (SADAT) hakkında verilen kanun teklifinin silindiğini söyledi. ‘TBMM ARŞİVİ’NDE YOK’ Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulunan Eminağaoğlu, 2016 yılında AKP milletvekili Reşat Petek’in SADAT hakkında bir yasa teklifi hazırladığını ve teklifi TBMM’ye sunduğunu söyledi. Eminağaolu şu bilgiyi verdi: ��SADAT’ı doğrudan ilgilendiren bir yasa teklifi, AKP milletvekili Reşat Petek tarafından verilmiş. Bu yasa teklifinin tarihi 26 Mart 2016. Bu teklifin adı ise ‘5202 sayılı Savunma Sanayii Güvenliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’. Sunulan kanun tekliflerine yasalaşsın ya da yasalaşmasın, TBMM’nin internet sayfasından ulaşabilirsiniz. Ancak bu teklif yok, silinmiş.” (Ömer Faruk Eminağaoğlu) ‘SADAT GİBİ...’ Eminağaoğlu, kanun teklifinin ayrıntılarıyla ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı: “Yurtiçinde silahlı bir eğitim vermek görevini ancak TSK yerine getirebilir. Bir başka ülkede böyle bir görevi yerine getirmek de o ülke ile Türkiye arasında ikili bir antlaşmanın varlığına ve bu antlaşmanın da TBMM’de onaylanması ile olanaklıdır. TSK dışında bir başka kurumun veya tüzel kişiliğin buna zemin hazırlayacak eğitim vermesi yasaktır. Yasa teklifi ile adeta askeri eğitim benzeri, paramiliter nitelikte, gayri nizami harp eğitimine yol açılabilecek bir eğitim verilmesinin yolu açılıyordu. Bu durum, devlet dışında eğitimli silahlı yapılanmaların, grupların ortaya çıkması gibi kabul edilemez bir duruma atılan bir adım olacak, SADAT gibi yapılanmaların silahlı eğitim vermesini sağlayabilecekti.” ‘MUHALEFET ÜZERİNE GİTMEDİ’ Ömer Faruk Eminağaoğlu, muhalefetin konunun üzerine gerektiği kadar gitmediğini söyledi. Eminağaoğlu, “Bu yasa teklifi ise, her nedense kaldırılmış, adeta gizlenmiş. Her CHP’li gibi benim de beklentim, SADAT’ın kapısına dayanılarak haklı olarak gösterilen tepki karşısında, gizli veya gizlenen bir yasa teklifi olamayacağına göre, bu yasa teklifinin de üzerine gidilmesiydi” dedi.
0 notes
saglikagi · 2 years ago
Text
Dünya Sağlık Örgütü, Sudan'da 46 Sağlık Tesisine Saldırı Düzenlendiğini Doğruladı https://saglikagi.com/dunya-saglik-orgutu-sudanda-saglik-tesisine-saldiri/?feed_id=78878
0 notes
yenicagkibris · 1 year ago
Text
34 yıldır YKP’nin barış ve sosyalizm yolculuğu sürüyor
30 Ekim 1989 yılında kurulan Yeni Kıbrıs Partisi (YKP), 34 yaşında… Yeni Kıbrıs Partisi, taviz vermeksizin, fetihçi anlayış ve uygulamaları ile adanın üçte birini işgali altında tutan TC’nin sivil – asker bürokrasisinin denetimindeki hem siyasi parti, tarikat ve hemşeri derneklerince, hem de yeraltı ve yerüstü paramiliter teşkilatlarıyla desteklenen ve yerli işbirlikçileriyle korunan Kıbrıs’ın…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes