#organizasyon çadırı
Explore tagged Tumblr posts
laptopservisi · 15 days ago
Text
Kiralık Çadır Hizmeti
Etkinlikleriniz İçin Pratik ve Ekonomik Çözümler Etkinlik düzenlemek, özellikle dış mekânda yapılan etkinliklerde doğa şartlarını ve mekan ihtiyaçlarını düşünmek zorlayıcı olabilir. Bu noktada kiralık çadır hizmetleri, hem bireysel hem de kurumsal etkinliklerde pratik ve ekonomik bir çözüm olarak öne çıkar. Çadır kiralama hizmeti; düğün, nişan, özel davet, şenlik, fuar ve kurumsal etkinlikler…
0 notes
armutminder · 4 months ago
Text
Tumblr media
Organizasyon Çadırı Kiralama https://organizasyoncadirikiralama.com.tr/ #organizasyoncadirikiralama #kirala360 Çadır Kiralama hizmetimizi kiralamak çok avantajlı kurulum hizmetimiz ücretsiz olup İstediğiniz her yere hızlı ve uygun kurye ve nakliyat hizmetimiz firma personelimiz ile gerçekleştirilmektedir. Çadır Kiralama ürünlerimiz ve diğer servislerimiz belirli bir düzenle temizlenmekte ve dezenfekte edilmektedir. ürünlerimiz kiralama öncesi ve kiralama sonrasında sertifikalı dezenfekte solüsyonlarla temizlenmektedir. Türkiye’nin dört bir yanında en uygun fiyatlar ve Kirala360 a özel çeşitleri barındıran Kirala 360 En tecrübeli ve yenilikçi organizasyon uygulamasıdır.
0 notes
kiralaa360 · 9 months ago
Text
Tumblr media
Organizasyon Çadırı Kiralama , kiralago
Organizasyon çadırlarımız, alüminyum iskeletler üzerine branda giydirme şeklinde uygulanmaktadır ve kullandığımız branda ISO standartlarına uygundur. https://www.kiralago.com/organizasyon-cadiri-kiralama-9917
0 notes
ikincisira · 2 years ago
Text
Ekolkiralikcadir - Pro+ (4)
Uygun fiyat çadır kiralama arayışında olanlar doğru adresteler. Ekol kiralık çadır firmasının deneyimi 10 yılı aşmış bulunuyor. Yılların deneyimi yılların müşterileri anlamına geliyor. Geniş kitlelere hitap eden firma organizasyonlarınız için hizmet verirken sanki bu organizasyon kendileri için hazırlanıyormuş gibi özenle hizmet sunar. 1989 yılında kurulmuştur. İstanbul çadır kiralama firması olan Ekol, küçük ve büyük çadır ve her ölçüde çadırları sizin hizmetinize sunuyor.
Ekol çadır kiralama firması tüm organizasyonları büyük bir özen ile sunmaktadır. Aklınıza gelebilecek olan her türlü etkinliğe uygun konseptler düzenlenmektedir. Çadırların yanı sıra, masa ve sandalye gibi ihtiyaçlarınız da karşılanmaktadır. Düğünler, iftarlar, piknikler partiler, açılışlar, mezuniyet törenleri ve daha birçok konsepte uygun çadır kiralama hizmeti sunuluyor. Siz de organizasyon çadır kiralama işlemleriniz için firmayı güvenle tercih edebilirsiniz. Çadır kiralama sektöründe uzun yıllardan beri varlığını sürdüren firma yüzlerce memnun müşteriye sahiptir. Ve müşteri sayısı günden güne giderek artmaktadır.
İstanbul şehri içerisinde ve yakınlarında herhangi bir adet sınırlaması olmadan çadır kiralamanız mümkün oluyor. Protokol çadırı, fuar çadırı kiralama, tente, şemsiye kiralama, seyyar ısıtıcı gibi kiralama hizmetleri verilmektedir.
Firmanın bünyesinde bulundurduğu bütün kiralık çadırlar profesyonel personeller tarafından kurulur ve etkinlik sonunda toplanır. Herhangi bir ek ücret ödemesi yapmadan aydınlatma ve süsleme gibi hizmetler de sağlanmaktadır. Herhangi bir sorunuz bulunduğunda firma sizlere yerinde danışmanlık hizmeti sunuyoruz.
1K notes · View notes
kirala-360 · 2 months ago
Text
Tumblr media
Organizasyon Çadırı Kiralama https://www.kirala360.com/organizasyon-cadiri-kiralama/ Organizasyon çadırı ayakları, toprak veya beton zemine çakılarak sabitlenmektedir. Çadırlarımızın rüzgar ve dış ses için direnci yüksektir. Konforlu bir ortam oluşturmanıza yardımcı olur. Organizasyon çadırları günlük kiralanmaktadır. Fiyatlarımız günlük fiyattır. Uzun süreli kiralamalarda iskonto uygulanmaktadır.Fiyatlarımız günlük fiyattır. Uzun süreli kiralamalarda iskonto uygulanmaktadır.
0 notes
ekolkiralikcadircom · 4 months ago
Text
1 note · View note
pazaryerigundem · 7 months ago
Text
Kayseri AGD'den Gazze'ye destek çadırı
https://pazaryerigundem.com/haber/169004/kayseri-agdden-gazzeye-destek-cadiri/
Kayseri AGD'den Gazze'ye destek çadırı
Tumblr media
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Kayseri Şubesi Üniversite Komisyonu öncülüğünde, Erciyes Üniversitesi’nde Gazze’ye destek amacıyla çadırlar kurdu.
Mehmet UZEL (KAYSERİ İGFA) Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Kayseri Şubesi Üniversite Komisyonu öncülüğünde gerçekleştirilen bu organizasyon, Gazze’deki zulmü gündeme taşımak ve farkındalık oluşturmak amacıyla hayata geçirildi.
Komisyon Başkanı Nezir Durupunar, yaptığı açıklamada, “Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek ve İsrail’in vahşetine son verilmesi çağrısında bulunmak için bu çadırı kurduk. Filistin’de sırtını teknolojiye dayamış küresel Ebrehe’nin fillerine karşı direnen ebabillerin galip geleceğini hep birlikte göreceğiz. Filistin yalnız değildir. Biz de bu desteğimizi göstermek için üniversitede bu tepkimizi dile getirdik. Bugün bizimle birlikte çadırlarımızı ziyaret eden, Filistin halkının hakları için ayağa kalkan tüm öğrencilere teşekkür ediyoruz. Savaşa hayır diyen, İşgale hayır diyen, soykırıma hayır diyen herkese teşekkürler.” dedi. Durupunar, halkın duyarlılığını artırmayı ve Gazze’deki zor şartlara dikkat çekmeyi hedeflediklerini belirtti.
Gazze çadırı, öğrencilerin ve halkın ziyaretine açık olacak. Dernek yetkilileri, bu tür etkinliklerin devam edeceğini ve Gazze’deki zulme karşı duruşlarını sürdüreceklerini vurguladılar.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
kiralama-360 · 2 years ago
Text
Tumblr media
Organizasyon Çadırı Kiralama
0 notes
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
2 notes · View notes
laptopservisi · 15 days ago
Text
Kiralık Çadır Hizmeti
New Post has been published on https://www.satilikvekiralikcadir.com/kiralik-cadir-hizmeti/
Kiralık Çadır Hizmeti
Tumblr media
Etkinlikleriniz İçin Pratik ve Ekonomik Çözümler
Etkinlik düzenlemek, özellikle dış mekânda yapılan etkinliklerde doğa şartlarını ve mekan ihtiyaçlarını düşünmek zorlayıcı olabilir. Bu noktada kiralık çadır hizmetleri, hem bireysel hem de kurumsal etkinliklerde pratik ve ekonomik bir çözüm olarak öne çıkar. Çadır kiralama hizmeti; düğün, nişan, özel davet, şenlik, fuar ve kurumsal etkinlikler gibi farklı türden organizasyonların başarısı için esnek ve ihtiyaca yönelik bir altyapı sunar.
Kiralık Çadırların Avantajları
Esneklik ve Uyum: Kiralık çadır hizmetleri, etkinlik alanının büyüklüğüne ve çeşitliliğine göre uyarlanabilir. Düğün ya da nişan gibi özel organizasyonlarda şık ve estetik görünümler sağlayan beyaz çadırların tercih edilmesi, misafirlerinizin konforunu ön planda tutar. Fuar veya şenlik gibi ticari etkinliklerde ise daha dayanıklı ve fonksiyonel çadırlar kullanılabilir.
Hava Koşullarına Karşı Koruma: Dış mekânda düzenlenen etkinliklerde, hava şartlarının beklenmedik şekilde değişmesi etkinliğiniz için sorun yaratabilir. Kiralık çadır hizmetleri, yağmur, güneş ve rüzgar gibi faktörlere karşı katılımcılarınızı koruyarak, organizasyonun aksamasını önler.
Maliyet Tasarrufu: Çadır satın almak, sıklıkla tek seferlik kullanımlar için ekonomik bir seçenek olmayabilir. Kiralama seçeneği, hem bireysel hem de kurumsal etkinlik düzenleyiciler için daha uygun maliyetli bir alternatiftir. Çadırı kiraladığınızda kurulum, söküm ve taşıma gibi hizmetler genellikle pakete dahil edilir, bu da zamandan ve efordan tasarruf etmenizi sağlar.
Geniş Seçenek Yelpazesi: Kiralık çadır hizmetleri, farklı boyut, model ve tasarım seçenekleriyle gelir. Etkinliğinizin konseptine uygun olarak, minimalist ve modern tasarımları tercih edebilir veya daha gösterişli bir görünüm isteyen etkinlikler için özel süslemelerle donatılmış çadırlar seçebilirsiniz.
Kiralık Çadır Hizmetinin Kullanım Alanları
Düğün ve Nişan Organizasyonları: Özel günlerinizde, şık çadırlar ile misafirlerinize konforlu bir ortam sağlayabilirsiniz. Geniş iç hacmi ve estetik düzenlemelerle bu tarz çadırlar, unutulmaz bir deneyim yaratır. Davetinizin akılda kalıcı olmasını istiyorsanız, süslemeler ve ışıklandırmalarla çadırlarınızı daha da göz alıcı hale getirebilirsiniz.
Fuar ve Tanıtım Etkinlikleri: Kurumsal etkinliklerde marka tanıtımınızı öne çıkaracak, modern ve dikkat çekici çadırlar tercih edebilirsiniz. Şirket logonuzun yer aldığı, firmanızı yansıtan çadırlar, profesyonel bir izlenim bırakmanıza yardımcı olur.
Şenlikler ve Festivaller: Halk şenlikleri ve festivallerde katılımcıların rahatlığını sağlamak için dayanıklı ve büyük çadırlar kullanılabilir. Bu tür etkinliklerde geniş katılımcı kitlesini ağırlayabilecek çadırlar, etkinliğinizi daha organize ve konforlu hale getirir.
Doğa Kampları ve Outdoor Etkinlikler: Kiralık çadırlar, kamp ve doğa sporları etkinliklerinde de ideal bir çözüm sunar. Su geçirmez ve rüzgara dayanıklı özellikleriyle bu çadırlar, katılımcıların konforunu üst düzeyde tutar. Dağcılık ve uzun yürüyüş etkinliklerinde de pratik kullanımıyla öne çıkan çadırlar, doğayla uyum içinde bir etkinlik deneyimi sağlar.
Özel Davet ve Partiler: Doğum günü, mezuniyet veya yıl dönümü gibi özel kutlamalar için de kiralık çadır hizmetlerinden faydalanabilirsiniz. Misafirleriniz için konforlu ve korunaklı bir alan yaratmak, etkinliğinizin kalitesini yükseltecektir.
Kiralık Çadır Seçerken Nelere Dikkat Etmelisiniz?
Boyut ve Kapasite: Çadırın kapasitesi, etkinliğiniz için yeterli alanı sağlamalıdır. Misafir sayısına göre uygun boyutu seçmek, konforlu bir etkinlik için kritik bir faktördür. Kalabalık organizasyonlarda, misafirlerin rahat hareket edebilmesini sağlamak için ekstra geniş çadırlar tercih edilmelidir.
Malzeme Kalitesi: Çadırın dayanıklılığı ve su geçirmezlik özelliği, hava şartlarına karşı etkinliğinizin aksamasını önler. Ayrıca, UV korumalı çadırlar, katılımcıları güneşin zararlı ışınlarından koruyarak yaz etkinliklerinde ekstra rahatlık sağlar.
Ek Hizmetler: Kiralama firmalarının sunduğu ek hizmetler, kurulum ve taşıma gibi operasyonel işlerde size kolaylık sağlayabilir. Çadırın yanı sıra, iç donanım, süslemeler ve ışıklandırma gibi detayları da göz önünde bulundurmak, etkinliğinizin genel atmosferini iyileştirebilir.
Firmanın Güvenilirliği: Hizmet alacağınız firmanın geçmiş referansları ve müşteri yorumları, doğru seçimi yapmanızda rehberlik eder. Satilikvekiralikcadir.com gibi güvenilir firmalar, kaliteli hizmet ve müşteri memnuniyeti odaklı yaklaşımlarıyla öne çıkar.
Neden satilikvekiralikcadir.com?
Satilikvekiralikcadir.com, farklı türdeki etkinlikler için geniş ürün yelpazesi ve profesyonel hizmet anlayışı ile sektördeki öncü firmalardan biridir. Sunduğu kaliteli çadır modelleri ve müşteri odaklı hizmetleriyle, etkinliklerinizin sorunsuz ve keyifli geçmesini sağlar. Kurulum, söküm ve taşıma hizmetlerinin yanı sıra, dekorasyon ve özel düzenlemeler konusunda da destek sunarak etkinliğinizi kişiselleştirmenize olanak tanır.
0 notes
armutminder · 4 months ago
Text
Tumblr media
Organizasyon Çadırı Kiralama https://organizasyoncadirikiralama.com.tr/ #organizasyoncadirikiralama #kirala360 Çadır Kiralama hizmetimizi kiralamak çok avantajlı kurulum hizmetimiz ücretsiz olup İstediğiniz her yere hızlı ve uygun kurye ve nakliyat hizmetimiz firma personelimiz ile gerçekleştirilmektedir. Çadır Kiralama ürünlerimiz ve diğer servislerimiz belirli bir düzenle temizlenmekte ve dezenfekte edilmektedir. ürünlerimiz kiralama öncesi ve kiralama sonrasında sertifikalı dezenfekte solüsyonlarla temizlenmektedir. Türkiye’nin dört bir yanında en uygun fiyatlar ve Kirala360 a özel çeşitleri barındıran Kirala 360 En tecrübeli ve yenilikçi organizasyon uygulamasıdır.
0 notes
kiralaa360 · 9 months ago
Text
Organizasyon Çadırı Kiralama
Tumblr media
Organizasyon Çadırı Kiralama , kiralago
Organizasyon çadırlarımız, alüminyum iskeletler üzerine branda giydirme şeklinde uygulanmaktadır ve kullandığımız branda ISO standartlarına uygundur. https://www.kiralago.com/organizasyon-cadiri-kiralama-9917
0 notes
ikincisira · 2 years ago
Text
Ekolkiralikcadir - Pro+ (3)
Bir etkinlik mi düzenleyeceksiniz? Bir çadıra mı ihtiyacınız var? İhtiyacınız ne olursa olsun Ekol kiralık çadır firması ihtiyaçlarınızı karşılamak için hazır bulunuyor. Etkinlik çadırı, endüstriyel çadır, tente, iftar çadırı, piknik çadırı, düğün çadırı ya da depolama çadırı gibi tüm ihtiyaçlarınıza cevap verebilecek çeşitliliğe sahip çadırlar bulunmaktadır. Firma, özel hissetmek isteyenler için özel olarak hazırlanmış bir konsept sunarak en kaliteli kiralık çadır hizmetini sunuyor.
Firmanın müşteri kitlesi Türkiye çapında oldukça geniştir. Bunun da pek çok nedeni bulunmaktadır. Bu nedenlerin bazılarından bahsetmemiz de mümkün. Firma bütçe dostu kiralık çadır fiyatları sunuyor.
Özel tasarım seçenekleriyle çadırın kurulmasından ışıklandırmasına kadar tüm aşamaları büyük bir titizlik içerisinde sizin için kurmaktadır. Unutulmaz bir organizasyon deneyimi yaşamak isteyenler çadır firmaları arasından Ekol kiralık çadır firmasını tercih ediyor. Siz de isteklerinizi sorunsuz bir şekilde gerçekleştirmek için hemen firma ile iletişim sağlayabilirsiniz.
Firma ihtiyaçlarınıza en uygun çözümleri sizin için sunacaktır. Benzersiz ileri teknoloji ürünlere sahip olan firma hızlı olduğu kadar ekonomik de olmaktadır. Profesyonel çalışan kadrosu ile çadırınızı kısa süre içerisinde kurup sizler için hazır hale getiriyor. Etkinlik yapacağınız alan ister küçük olsun ister 5000 metrekare olsun her alana uygun ölçülerde çadırlar bulunuyor. Büyük çadır kiralama hizmeti almak için tek yapmanız gereken 0535 856 24 89 numaralı telefonu aramaktır.
977 notes · View notes
kirala-360 · 2 months ago
Text
Tumblr media
Organizasyon Çadırı Kiralama https://www.kirala360.com/organizasyon-cadiri-kiralama/ Organizasyon çadırı ayakları, toprak veya beton zemine çakılarak sabitlenmektedir. Çadırlarımızın rüzgar ve dış ses için direnci yüksektir. Konforlu bir ortam oluşturmanıza yardımcı olur. Organizasyon çadırları günlük kiralanmaktadır. Fiyatlarımız günlük fiyattır. Uzun süreli kiralamalarda iskonto uygulanmaktadır.Fiyatlarımız günlük fiyattır. Uzun süreli kiralamalarda iskonto uygulanmaktadır.
0 notes
abolisyonistvegan · 2 years ago
Text
3. Vegan Yaşam Kampı Sürecinden Deneyim Aktarımları ve Kampa Yönelik Eleştiriler
Tumblr media
9-10-11 Temmuz 2022 tarihlerinde Çanakkale’de düzenlenmesi planlanan 3. Türkiye Vegan Yaşam Kampı, takip eden kişilerin bildiği üzere, kamp yapılacak yerlerin son anlarda mühürlenmesinden kaynaklanan belli sorunlar yaşanması ve kampa katılacak birçok kişinin katılmaktan bu son dakika sorunları sebebiyle vazgeçmesi sonucunda, planlanandan daha az kişiyle gerçekleştirildi. Bu son dakika aksiliklerine dair alınan tutum, kampın organize edildiği süreç boyunca kamp organizasyonuna belli eleştiriler getirilmesine yol açtı.
22 Ağustos 2022 sabahı 3. Türkiye Vegan Yaşam Kampı Sonuç Metni isimli mail, kampa giden ya da çeşitli sebeplerle gitmeyen/gidemeyen ama kampa önceden kayıt yaptırmış herkesin mail kutusuna düştü. Metni dikkatlice okuduktan sonra, kampı organize eden kişilerin, kendilerine gelen eleştirilere cevap vermek bir tarafa, sorumluluğu üzerlerinden atarcasına, kampa katılma şartlarını yerine getirmiş olan ama “jandarma-polisle karşı karşıya gelme riskini alır mısınız” dendiğinde bu riski almak istemeyen, onlarla kendi tabirleriyle “dayanışmayan” bazı kişilere belli ithamlarda bulunduklarını üzülerek gördük. Üstelik, kampa katılmayan birçok farklı görüşten kişi olmasına rağmen, yazıda bazı katılımcıların “abolisyonist veganlar” diye kategorilendirilip ayrı tutulduğuna, bu katılımcılardan, maruz bırakıldıkları bir durumu dile getirdikleri için öz eleştiri beklendiğine şaşkınlıkla şahit olduk. Bizler de bahsi geçen metindeki kampa katılmayıp kendi başına kamp yapan birkaç vegan olarak (organizasyondan gördüğümüz muamelenin takip ettiğimiz hayvan hakları kuramıyla bir ilgisi yoktur) bu süreçle ilgili yaşadığımız kişisel deneyimlerimizi paylaşma ihtiyacı duyduk. 3. Türkiye Vegan Yaşam Kampına katılan birkaç arkadaş da deneyimlerini aktarmak istediğini söyleyince, onların deneyimleriyle kendimizinkileri bir araya getirerek, ne yaşandığını bir de katılımcıların gözünden aktarmak istedik.
İrem Zeyneloğlu:
3. Vegan yaşam kampının sonuç metnini okuyunca kampa katılmaktan son anda vazgeçenlerden ve farklı bir noktada başka bir kampa katılmayı tercih edenlerden biri olarak 3. Vegan Yaşam Kampı öncesindeki süreçle ilgili kendi deneyimimi paylaşma ihtiyacı hissettim.
Vegan kampa katılmak üzere 24 Haziran itibariyle bungalov ücretini ödeyerek kesin katılacağımı kamp ekibinden ilgili kişiye bildirdim ancak sonraki süreçte WhatsApp grubuna dahil edilmedim. Bu nedenle kampla ilgili bilgileri dolaylı olarak WhatsApp grubunda bulunan arkadaşlarımdan alabildim. Kamp yerinin mühürlendiği bilgisini ise sosyal medyadan edindim. İlgili kişiye mesaj attığımda bilginin doğru olduğu ancak organizasyon ekibinin başka bir alan ayarlayacağı söylendi. Ben nasılsa bungalovda kalacağım için çadır arayışına girmemiştim. Benim durumumda olup çadırı olmayanlar için nasıl bir ayarlama düşünüldüğü konusunda ancak arkadaşlarımdan dolaylı bir bilgi edinebildim. Bana gelen bilgiye göre yeni alanda taş binalar bulunmakla birlikte odalarda kalabalık şekilde kalmak zorundaydık ve alanda yalnızca iki duş-WC olması nedeniyle odalardaki duş ve tuvaletlerin herkesin kullanımına açık olması düşünülmekteydi. Bu koşullarda kalamayacağımı kamp yetkilisine mesajla bildirdiğimde ayrıntılı bilgi verebilecek başka bir kişinin telefon numarası iletildi. Bu kişiye çok zor ulaştım ve ortak duş-wc kullanımının 08:00-22:00 saatleriyle sınırlı olacağını öğrendim. Kampa katılıp farklı fikirleri tartışmayı ve vegan dostlar edinmeyi çok istediğim için bu şartları kabul ettim. Arkadaşlarım ulaşım kısmını ayarlamışlardı. Yola çıkmadan birkaç saat önce kamp ekibi tarafından arandım ve yeni alanın da mühürlendiği, fakat organizasyon ekibinin her şeyi göze alarak kampı mutlaka düzenleyeceği, jandarmayla sorun yaşanabileceği, koşullarla ilgili garanti vermenin mümkün olmadığı söylendi. 1 Mayıs’ın resmî tatil olmadığı dönemde, 90ların ortasında 1 Mayıs’a katılmış, yıllarca tutuklu yakını olarak cezaevine gidip gelmiş, sendikalı biri olarak bu bilgiler beni korkutmadı. Ancak kampın koşullarının hayvan hakları ve veganlık üzerine odaklanıp rahatça tartışabileceğimiz bir ortama müsaade edip etmeyeceğiyle ilgili şüpheye düştüm. Yaşananların etkisiyle tartışma odağının hayvan haklarından kayması/sunumların kesintiye uğraması ihtimali olduğunu düşündüm (nitekim kamp organizatörlerinin yolladığı sonuç metnini okuyunca benzer eleştirilerin geldiğini gördüm). Kamp organizatörlerinin yaşamış oldukları güçlükleri ve hayal kırıklığını anlıyorum, tüm emeklerine rağmen sürecin tıkanması gerçekten üzücü. Ancak kampa ilk kez katılacak biri olarak benim önceliğim veganlık ve hayvan haklarını rahatça konuşabileceğimiz, hayvan hakları tartışmasının başka sorunlar tarafından gölgelenmeyeceği/kesintiye uğramayacağı bir ortamda aktivizm yapmaktı. Bu nedenle turizm sektöründe çalışan ve işinde de son derece başarılı olduğu için yola çıkmadan sadece iki saat önce benim gibilere çözüm üretmeyi başaran arkadaşım ve ona yardımcı olan diğer dostlar sayesinde aradığım ortamı bulabileceğim bir kampa katılmayı tercih ettim. 
Ayrıca kamp organizasyonuyla ilgili sorunlar başlamadan önce, henüz her şey yolunda giderken kamp organizasyon ekibinden birisi (sanırım mesleğim nedeniyle) Marx ve hayvan hakları konusunda sunum yapmak isteyip istemeyeceğimi sordu. Medium’da Vegan Abolisyon hesabından yayınladığım yazılarımda savunduğum görüşler kampı organize edenlerin fikirleriyle birebir örtüşmediği için önce biraz şaşırdım. Belki yazılarımdan haberdar değillerdir diyerek görüşlerimi tekrar özetledim. Telefondaki kişi bunun sorun olmayacağını söyledi. Bunun üzerine yalnızca Marx üzerine sunum yapmak yerine daha kapsayıcı bir sunum yapmayı tercih ettiğimi belirttim. Telefondaki kişi ekip üyelerine danışıp bana dönüş yapacağını söyledi. Birkaç gün sonra arandığımda genel bir “iktisat teorisi ve hayvan hakları” sunumu yerine Marx üzerine bir sunum aradıkları bilgisi verildi. Burada altını çizmek isterim ki beni arayan kişinin üslubu son derece kibar, net ve dürüsttü; kendisine herhangi bir eleştirim yok. Ancak ekiptekilerin neden sadece Marx’la ilgilenip diğer teorilerin ışık tuttuğu noktaları önemsiz addettiklerini hâlâ anlamış değilim. Oysa Marx’a ek olarak Keynesgil görüş, Klasik ekol, güneş lekeleri teorisi ve daha birçok iktisadi literatür bize hayvan hakları ve aktivizmiyle ilgili o kadar çok şey söylüyor ki…
Her ne kadar Vegan Yaşam Kampı’nda bir araya gelip hayvan hakları konusunda fikir alışverişi yapamadıysak da farklı ortamlarda birlikte tartışmayı, farklı yöntemlerle ilgili aklıma takılan soruları sorabilmeyi ve yeni veganlarla tanışabilmeyi hâlâ istiyorum. Bu nedenle kamp organizatörlerinin yolladığı sonuç metnindeki ayrıştırıcı/itham edici dilin talihsiz olduğunu düşünüyorum. Kampın kendisinin bir amaç haline gelmediği, hayvan hakları aktivizminin birçok aracından biri olduğu kamplarda bir araya gelebilmek dileğiyle…
Onno Paluyan:
Evet, o “etik dışı davranan hain” benim.
Üçüncüsü düzenlenmeye çalışılan Türkiye Vegan Yaşam Kampı’na gitmek yerine 15 kişinin daha “aklını çelip” Balıkesir Ören’de vegan kamp düzenlemeye önayak olan, inisiyatif alıp grubun sözcülüğünü üstlenen ve grubun vermiş olduğu kararı açık ve net bir şekilde kamp organizasyon grubuna hiçbir çarpıtma olmadan aktardığım için bu “etiket”e lâyık görülen kişiyim.
“Bütünleşik mücadele” sloganıyla yola çıkan 3. Türkiye Vegan Yaşam Kamp’ı koordinasyon ekibi dayanışma ruhuna aykırı davrandığımı(zı) dile getirirken ilk telefon görüşmemizden itibaren, ulaşım konusunda kendilerine gerekli araştırmayı ve yardımı yapabileceğimi söylediğimde de aynı fikirlere mi kapılmışlardı acaba? 12 yıldır turizm sektörünün içinde çalışan biri olarak İstanbul’dan kamp alanına ulaşımı sağlamak için işimizi görebilecek araç firmalarının detaylarını ilettiğimde, araçta TÜRSAB’ın (Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği) belirlemiş olduğu, bulunması gereken zorunlu belgelerden bahsettiğimde, araç kaptanını yatırmak için kamp etrafındaki otelleri, motelleri, pansiyonları aradığımda ve kampın gerçekleşeceği alana otobüs giremeyeceğini, o yüzden ulaşımın daha küçük araçlarla yapılması gerektiğini söylediğimde (Dada Kamp etrafında bulunan beş farklı tesisle birebir görüşüp hepsinden “buraya yazın otobüs zor girer” cevabını almışken) de “birileri” bize engel olmaya çalışıyor diye mi geçirdiler içlerinden?
Dada Kamp iptalinden sonra Küçükkuyu’da bulunan yeni kamp yeriyle ilgili çadır alanı, gölgelik, tuvalet sayısı, denize mesafe vs. gibi detayları kamp organizasyon ekibinden beklemek bizim kadar kampa katılan herkesin duymak istediği ve önemsediği detaylardı. Ancak bu soru WhatsApp grubundan yöneltildiğinde koordinasyon ekibi yoğunluğundan olsa gerek ki kaale dahi alınmadı. “İstanbul’dan yola çıkıp nereye geleceğiz biz?” sorusuna ise “Siz Çanakale’ye gelin, o zaman kamp yerini söyleyeceğiz” cevabı hangi açıklama ardına sığınılırsa sığınılsın hiçbir akla mantığa sığmayan kötü organizasyonun bir sonucu olarak karşımıza çıkmaya devam etti.
16 kişilik ekiple kendi aramızda görüşüp “madem bir vegan kamp var ve madem biz de gitmek istiyoruz; o zaman çıkalım yola” kararını verdik. Yola çıkacağımız Cuma günü ikinci kamp alanının da iptal olduğunu, yeni kamp yerinin Çanakkale Kepez Halk Plajı olacağını öğrendiğimizde kampa katılacak birçok kişinin yaşadığı çekinceyi biz de yaşamaya başladık. Nasıl ki Caddebostan Halk Plajı’na çadır kurulamıyorsa Çanakkale Kepez Halk Plajı’na da 350 kişiyle çadır kuruyor olmak sıkıntı yaratabilirdi. Sağ olsunlar ki kamp organizasyon ekibi sürecin başından beri ilk defa inisiyatif alıp bu durumun zor olabileceği ama her koşulda, tüm engellemelere rağmen kampı yapmaya kararlı oldukları açıklamasında bulundular. Yani, yine tekinsiz bir bilgi verilmiş, ödemesini ve maddi manevi hazırlığını zaten yaptığımızı düşündüğümüz bu kampla ilgili anlık ve yüklü bir beklentide daha bulunulmuştu. Ve işte ipler bizde tam da bu noktada koptu!
16 kişilik ekip olarak bir karar vermemiz gerekiyordu: Rezervasyonunu yaptığımız aracı yola çıkmamıza saatler kala iptal etmek demek ödemesini gitmesek bile yapıyor olacağımız anlamına geliyordu. Halk plajında çadır kuruyor olmak jandarma ile karşı karşıya kalabileceğimiz anlamı taşıyordu. Sonuç olarak 3. Vegan Yaşam Kamp’ına gitmek hiçbir açıdan bize güven vermiyordu ve hiçbirimiz macera aramıyorduk. Yola çıkmamıza 3 saat kala 16 kişilik grupta müsait olan herkes Çanakkale – Balıkesir hattındaki kamp alanlarını, pansiyonları vs. aramaya başladı. Balıkesir Ören’de aradığım kamp alanına durumu tüm detaylarıyla izah ettiğimde bayramda müsait olduğunu ve maksimum 40 çadıra kadar bizi alabileceğini söyledi.
Tüm bu süreç boyunca kamp koordinasyon ekibi WhatsApp grubunda birçok kişi tam da bizim yaşadığımız çekinceleri yaşamış olacaklar ki bir bir kampa katılmayacaklarını ve rezervasyonlarını iptal etmek istediklerini yazmaya başladılar. Ben de bizim grubun adına kampa katılmayacağımızı, başka bir yer bulduğumuzu, bayramda orada kampta olacağımızı, yolu düşen gelmek isteyenleri bekleyeceğimizi gayet açık ve net bir şekilde aktardım. Organizasyon ekibi bayram süresince sosyal medyadan paylaşabileceğimiz fotoğraf, video vb. paylaşımları görüp bizi “sonradan hain” ilan etmek yerine gittiğimiz kamp alanının adını yazıyor olmamızdan ötürü “önceden hain” ilan etmeyi tercih etti.
O akşam kamp organizasyon ekibinden bir arkadaşın beni aramasıyla yaklaşık 20 dakika süren bir telefon görüşmesi yaptık. Görüşme boyunca yaptığım davranışın etik olmadığını, yanlış olduğunu, kampa katılacakları bölmeye çalıştığımızı, paralel kamp yaptığımızı dile getiren birçok suçlamayla karşı karşıya bırakıldım. Kamp yapmanın kimsenin tekelinde olmadığı, her isteyenin istediği yerde ve istediği kişilerle kendi vegan kampını yapabileceği, kamp sürecinin doğru yönetilemediği, bilgi akışının düzgün bir şekilde sağlanamadığı, artık bu organizasyonun ve kamp alanının bize güven vermediği gibi birçok konuda gerekli açıklamayı yaptıktan sonra karşılaştığım cümle: “madem yeni bir yer buldunuz, o zaman tüm kamp ekibi için müsait olup olmadığını sormanız sonra gelip bize veya organizasyon ekibinden tanıdığınız birilerine söylemeniz ve bu duyuruyu herkese bizim yapıyor olmamız” gerektiği yönündeydi. Organizasyon ekibine göre, ya paramızı ve tatilimizi yakmamak için çıkacağımız yolculuğa 1 saat kala, bulduğumuz her kamp yerine 350 kişi alıp alamayacağını soracak ve bunu da bizi sürece dair bilgilendirmemiş bir ekibe aktaracaktık, ya da hem kamp paramızın hem de kamp günlerimizin heba olmasına razı olacaktık. Sevgili kamp organizasyon ekibi; birleşik bütünleşik bol dayanışmalı hepimizin elini taşın altına koyup görev alıp organizasyon içinde bulunacağımız mücadeleye ne oldu? Yeri geldiğinde tüm katılanlardan bunu beklerken yeri geldiğinde organizasyon ekibine danışmadan iş yapamıyor mu olduk?
3. Türkiye Vegan Yaşam Kampı Sonuç Metni olarak yolladığınız yazıda da belirttiğiniz gibi kamp öncesinde, sırasında ve sonrasında gelen eleştirilere cevap vermek yerine “kamp koordinasyonunun sorumluluğunda değildir” diyerek topu taca atmayı tercih etmişsiniz. Bu da yetmezmiş gibi “biz hain demedik” deyip işin içinden sıyrılarak karşı taraftan savunma beklemişsiniz. Buyurun size noktasından virgülüne kadar yaşanan sürecin özeti.
Oğuzhan Kaya:
3. Türkiye Vegan Yaşam Kampına katılmak ve katkı sunmak için çok heyecanlıydım. Katkı sunabilmek için atölye yapabileceğimi de bildirmiştim ve benden bir sunum yapmam istendiğinde memnuniyetle kabul etmiştim. Sunumun safsatalar ya da azaltmacılık olması ricası geldiğinde ben Hayvan Refahı ve Hayvan Dernekleri konulu bir sunum yapmak istediğimi söyledim. Kafessiz Türkiye ile ilgili de bir şeyler söylemem konusunda organizasyon ekibinden rica geldiği söylendiğinde de elbette söylerim demiştim. Bu yazışma sonrasında hayvan hareketinde bulunan herkesin anlayabileceği netlikte bir konu seçtiğim için kamp dönemi geldiğinde hem sunumumu yaparım, hem de güzel bir bilgi alışverişi yaparız diye düşünmüştüm. Zaten kampa katılmaktaki ana motivasyonum orada veganlarla tanışmak ve güzel bir ortamda bilgi alışverişinde bulunmak, farklı fikirleri dinlemek ve onlara benim hayvan hakları hakkında benimsediğim görüşlerden bahsetmek, eleştirileri varsa dinlemek ve bunları tartışmak, farklı görüşleri de dinleyip, o görüşler hakkında kafama takılan şeyleri sormak ve böylece çok verimli bir kamp geçirmek istiyordum. Yeni veganlarla tanışmak da işin bir diğer güzel yanı olacaktı.
Sunum konusunda benimle tekrar iletişime geçilip sunum metni istendiğinde bu beni ilk rahatsız eden konu oldu. Sunum metnini gönderemeyeceğimi ilettiğimde teşekkür edildi ve konu yeniden kapandı benim için. Sonrasında tekrar iletişime geçip en azından madde madde ne anlatacağımı bildirmemi istediklerini söylediler içerik ekibi olarak. Ben de başlık gayet net, iki konudan bahsedeceğim, bunları alt alta madde olarak yazıp göndermemi mi bekliyorsunuz dediğimde ısrar devam etti ve bu konu hakkında yapmış olduğum bir sunum varsa videosunu atmam istendi. Ben de bir sansür mekanizması mı işletiliyor, neden bu ısrar diye üzüldüğümü belirttim. Benimle iletişime geçen kişi gayet kibardı ve konunun ondan bağımsız olarak, yanlış bir yöntem izlenmesi olduğunu söylediğimde yine kibar bir şekilde içerik ekibinin talepleri olduğunu söyledi. Sonrasında bir arkadaşımın yapmak istediği sunumu, kendi yaklaşımlarına ters olduğu için önce kabul etmelerine rağmen içeriği öğrendikten sonra reddettiklerini öğrendiğimde bu sansür mekanizmasını anlamış oldum. Bu çok rahatsız edici bir olaydı önemsemeseler de. Azaltmacı öneriler, refahçı öneriler olmaması için bu sansür mekanizmasını işlettiklerini söylediklerinde ise Türkiye’ye bu kavramları tanıtan abolisyonist yaklaşımdan maalesef içerik ekibindeki bazı kişilerin bihaber olduğunu anladım. Ve elbette sorunun sadece bu azaltmacı öneriler ya da refahçı öneriler sorunu olmadığını, kendi bakış açılarına ters bir şeyler de söylenmemesi için böyle bir yol izlediklerini anlamış oldum. Adına Türkiye Vegan Yaşam Kampı dediğiniz bir organizasyonda, veganlık ile ilgili sunum yapacak birini, objektif bilgiler vereceği ve sizin yaklaşımınızdan anlatmayacağı için reddetmek çok nahoş bir durumdu. Kendi benimsedikleri fikri savunamamaktan mı çekiniyorlardı acaba. Eğer bir fikri benimsiyorsanız, karşıt görüşte biriyle neden o fikri benimsediğinizi konuşur, argümanlarınızla anlatırsınız. Karşı argümanlar gelirse de fikrinizi yine bu argümanlara cevap vererek savunursunuz. Maalesef kamp ekibi böyle bir yolu seçmeyip, biz inandıysak doğrudur, tartışmaya kapalıdır tarzı bir yolu seçti. Bunları söylemek gerçekten üzücü. Kampa gidip bu konuları da eleştirme isteği oluştu elbette.
Kampa iki gün kala önce şaka sandığımız, kamp yerinin mühürlenmesi sonucu kampın iptal olduğu haberini aldık. 16 kişilik bir grupla minibüsle gidecektik ve ne yapsak diye kendi aramızda konuşmaya başladık. Son güne kalırsak araç iptali mümkün olamayacağından, yol paramız yanacaktı. Kamp ekibi ısrarla kampı yapacaklarını beyan ettiğinde, son günde 350 kişilik yeni bir kamp alanının bulunamayacağını düşünsek de, hem destek olmak hem de kampa gitme motivasyonumuzun yüksek olması sebebiyle aracı iptal etmeyerek kampa yine de gitme kararı aldık. Yeni kamp yeri bulunduğu söylendiğinde haklı olarak nasıl bir yer olduğunu sorduk ve maalesef kampı organize edenler bizlere güvenmeyerek, sanki ismi öğrenirsek iptal ettirmeye çalışacakmışız gibi, kamp hakkında bize bilgi vermedi. Kampın şartlarını sorduğumuzda—isim değil şartları—bu tarz mesajları görmezden geldiler istanbul whatsapp ulaşım grubunda. Ayrı bir ekip olarak gideceğimiz için, nereye gitmemiz gerektiğini sorduğumuzda ise siz Çanakkaleye gelin biz size söyleriz gibi şeyler söylediler. Minibüs-otobüs ücretlerinin kilometre hesabına göre değişeceğini bir tarafa bırakırsak, gideceğim araç oraya girebilecek mi? Ekstra bir şeyler almamız gerekecek mi kamp yerinin lokasyonuna göre? Buna benzer sorularımıza cevap bulamamamıza rağmen yine de ses çıkarmadık ve son gün artık otobüs saatimizi beklemeye başladık.
Akşamüstü saat 5 gibi arkadaşlarımızdan birini arayıp, 2. kamp yerinin de iptal edildiği, polis-jandarmanın gelip gidilecek yeni yerde de (yer henüz belli olmamasına rağmen) mühürleme yapabileceği, çadırların kaldırılabileceği, halk plajına gidileceği gibi haberleri duyunca önce şaka sandım. Sonra olayın ciddiyeti anlaşılınca, ne yapabileceğimizi birlikte gideceğimiz arkadaşlarla kendi aramızda yeniden konuşmaya başladık. Bu arada İstanbul WhatsApp ulaşım grubunda birazdan herkes tek tek aranacak dendiğinde, ne için aranacak diye sorduğumda kamp ekibinden olup olmadığını bilmediğim birisi “kafalardaki soru işaretleri ve otobüs kalkış yerinin tarifi için olabilir” dediğinde olayı öğrendiğim için artık keşke öyle olsaydı, birazdan ararlar herkesi haber vermek için dedim. 350 kişiyi bu kadar kısa sürede aramak elbette zor bir iş ve bu panik anında olayı mesaj yoluyla duyurmayı düşünememiş ya da uygun görmemiş olabilirler. Olayı bilmeyenler bir sıkıntı mı var dediğinde, “bu kamp yerinin de mühürlendiğini duydum” yazdım insanların bu bilgiyi öğrenmek için aranmayı beklememesi adına. Daha önce cevap veren kişi üslubunu değiştirerek, “yok böyle bir şey ya niye insanları galeyana getiriyorsun” diye tasvip etmediğim tarzda bir mesaj attı. Birkaç dakika içinde belki ben grupta yazdım diye belki mesajla da duyurabilecekleri akıllarına geldiği için bilgi herkesle paylaşıldı. Bu kişiden bir kusura bakmayın bekledim doğal olarak ve üslubunun yanlış olduğunu, en azından bir pardon diyebileceğini söylediğimde grup adminlerinden mesaj gelmemişken farklı mesajlar atarak gerginlik yarattığımı söyledi bu kişi. Net bir bilgiyi bile paylaşmak için adminlerden izin almamız, organizatörlerden izin almamız gerekiyormuş. Bu nasıl bir hiyerarşi diye düşünmeden edemedim. Sonradan benzer durumların kamp organizasyonunda bulunan kişilere de yapıldığını öğrendim. Hiyerarşik bir yapı olduğunu organizasyonun içinden, kamp sonrası bu grupla bağını kesen bir kişi vegan piknikte doğrudan söyledi bizlere. İnsanlar paralarını geri istediklerinde bunun öngörülemez bir şey olduğunu söyleyip para iadesini jandarmadan mı alalım onlar mühürledi gibi şeyler yazıldı. Bizimle bu riski alır mısınız diye arandığımda, yaklaşık 1 saat sonra,  birçok kişinin verdiği cevap gibi ben de bu riski almak istemediğimi ve paramın iade edilmesini istedim. Arayan arkadaşım da paramı iade etmek için o numaraya IBAN atmamı rica etti. Burada şunu da belirtmek durumundayım, kamp ekibi gönderdikleri mailde mali konularla ilgili eleştirileri kabul etmiyoruz demişler. Gözden kaçırdıkları nokta şu: Bir organizasyon düzenliyorsanız bu riskleri alırsınız, insanların parasını kendileri size bırakmadığı müddetçe geri vermek zorundasınız. Otobüs ücretlerinin iadesi ile ilgili, yine destek beklentisiyle, paranızı geri istemeyin dendi ve doğal olarak bazı kişiler maddi durumlarının bunun için yeterli olmadığını ve paralarının iade edilmesini istediler. Otobüs firması son dakika iptalinde elbette para iadesi yapmaz, o parayı artık organize edenler vermek durumunda. Bunu bu şekilde sormaları bile mantıksız, parayı otobüse ödedik, geri alamayacağız, siz de istemeyin diyemezsiniz. İnsanlar isterse bırakır o paraları.
Sayımız çok olmadığı için Örende bir kamp yeri bulduk ve veganlıkla ilgili çok verimli sunumların olduğu, hem eğlendiğimiz, hem kaynaştığımız çok güzel bir kamp geçirdik. Kampa katılan iki navegan da vegan olmaya karar verdi kampın sonuna doğru. Bu kadar kısa bir sürede kamp yeri bulmamız konusunda önceden planlı olduğuna dair ithamlar da geldi maalesef, biz aksine kampa mutlaka katılıp, sunumlar yapıp, başka yaklaşımları da konuşmak konusunda çok motiveydik. Ve buradaki kötü niyet şuradan da anlaşılıyor, önceden planlasak neden son gün son saati bekleyelim, 2. kamp yerinin iptal edileceğini nereden bilelim? Komplo teoriciliğini artık bırakmak lazım. Kamp yerini kolay bulmamız sayımızın az olmasından ve aramızda turizm işi ile uğraşan ve işini çok iyi yapan bir arkadaşımızın olmasından, sunumları kısa sürede planlamak ise, abolisyonist veganlar olarak düzenli yaptığımız “Temel Vegan Aktivizm Atölyeleri” sayesinde, hazırlık yapmadan da bu sunumları yapabilecek donanımda olmamızdan kaynaklı idi. Bunu tebrik etmek, ne güzel veganlıkla ilgili dolu dolu sunumlar yapmışsınız demek yerine önceden plan yaptığımızla itham etmek kötü bir yaklaşım, kim bu şekilde düşündü ise.
Umarım bu eleştirileri gerçekten ciddiye alıp, sözde bir öz eleştiri değil, gerçek bir öz eleştiri verip, kazandıkları tecrübelerle sonraki yıllarda daha güzel kamplar gerçekleştirebilirler organizasyondaki arkadaşlar. Ben yine de böyle bir organizasyonu düzenlemek için ellerini taşın altına koydukları için kendilerine teşekkür ediyorum.
Burak Yeşilyurt:
3. Türkiye Vegan Yaşam Kampı’nın üzerinden geçen uzun bir sürenin ardından bugün posta kutuma düşen metin, konuyu tekrar ele almamızın, içinde bulunduğumuz durumu tekrar hatırlatmamızın ve eleştirilerimizi yinelemenin gerekliliğini ortaya koydu.
Organizasyon ekibinden almış olduğumuz, bize hesap sorulan, ithamlarda bulunulan telefon görüşmesinde, içinde bulunduğumuz durum ve çözüm biçimimiz net bir şekilde karşı tarafa aktarılmıştı aslında. Fakat hiçbir şekilde böyle bir görüşme yaşanmamış gibi “tekrar” kampı bölmeye çalışan “hain” ekip olarak itham edilmemiz meseleyi artık “iyi niyetli” olarak nitelendiremeyeceğimiz, hedef gösterildiğimiz bir noktaya taşıdı.
Öncelikle; kampa özellikle hayvan meselesinde ortaklaştığımız/ortaklaşmadığımız noktalar üzerine konuşma, tartışma, hayvan hakları adına gerçekleştirilen aktivizm yöntemlerini masaya yatırma motivasyonuyla gitmeyi planladığımızı bulunduğumuz ortamlarda da sosyal medya hesaplarımızda da defalarca dile getirdik. Hayvan hakları adına aktif bir şekilde çalışan bir ekiple, katılımcı kitlesiyle bunları paylaşmak hareketimizi sağlamlaştırma, ivmesini artırma adına oldukça büyük bir fırsat neticede. Bu sebeple her şeye rağmen beraber kamp yapma motivasyonumuzun sorguya açık olmadığı ortada diye düşünüyorum. Bu doğrultuda bize yöneltilen ithamları, özeleştiri talebini ciddiye alıp her detayın üzerinden teker teker geçelim ve eleştirilerimizi de yineleyelim istiyorum.
Kamp sürecine dair gelen eleştirilerin birçoğunun başka sebeplere, yanlış bilgilere dayandırıldığını ya da sonradan ortaya çıkan gelişmeler üzerine kurulduğunu, sürecin posta kutumuza düşen metin kadar açık-net olmadığını ve yine metinde özetlendiği gibi organizasyon ekibi tarafından epik bir şekilde yürütülmediğini “İstanbul VegKamp Ulaşım” whatsapp grubundaki yazışmaları da baz alarak hatırlayalım. Ne diyelim, hafıza önemli ve siz de b12’si yüksek bir vegana çattınız.
1-"Kamp süresince yaşanan kamp yeri değişiklikleri ve kamp koşulları noktasında yeterince şeffaf olunmadığı gelen eleştiriler arasındadır. Kamp alanlarının sürekli olarak kolluk kuvvetleri tarafından taciz edilmesinin önüne geçmek ve kampı yapabilmek için ikinci kamp alanını duyurmadık. Bu konuda eleştiriler geldi, güvensizlik oluştu. Güvensiz hisseden kişilere durum açıklanarak kendilerini güvende hissetmiyorlarsa onları yargılamadığımızı, anladığımızı paralarının iade edilebileceğini söyleyen konuşmalar yapıldı. Katılımcılar ile bir araya geldiğimiz ilk anda seçenekler konusunda bir toplantı düzenleyerek Geyikli’de yapılması kararı da oy çokluğu ile toplantıda tartışarak alındı. Bu konuda gelen eleştirinin mevcut şartları gözetmeden yapıldığını düşünüyoruz."
Kamp organizasyonunun bilgilendirme konusunda şeffaf olmadığı yönündeki eleştirilerin ikinci kamp yerinin isminin güvenlik amaçlı verilmemesine bağlandığını görüyoruz burada. Halbuki bu konuda “İstanbul VegKamp Ulaşım” whatsapp grubundaki katılımcılar tarafından anlayış gösterildi. İstenen bilgi kamp yerinin ismi değil, ilk kamp yerinin hangi gerekçeyle mühürlendiğine dair net bir açıklama, ikinci kamp yerinin imkanları (wc, duş, yemek vb.) hakkında bilgiler ve yeni bulunan kamp yerinin de mühürlenmeyeceğine dair verilmeye çalışılan teminatın kaynağıydı.
Dada Kamp’ın mühürlenmesinin ardından geç de olsa yapılan açıklamada kampın ruhsat sebebiyle mühürlendiği çok net bir şekilde belirtilmiş ve sonuna “Aylardır emek verdiğimiz dayanışma ile örgütlediğimiz bu kampı eşitlik, adalet karşıtı politikaların yok etmesine izin vermeyeceğiz” cümlesi iliştirilmişti. Ertesi sabah yapılan “Tabii ki olası durumlar yaşanabilir, kimseye garantisini veremeyiz. Son iki gün kala yerin iptal edilmesi kampa engel olmak istemelerinden kaynaklı.” açıklaması sorunun ne olduğuna dair kafa karışıklıklıklarını gidermemekle beraber oluşan güvensizlik ortamını da tırmandırdı. Bu aşamada sorulan soruların kâle alınmayıp cevaplanmaması da takdir edersiniz ki bir hayli önemli ve hâlâ açıklama bekleyen bir güvensizlik sebebiydi.
İkinci mühürlenmenin ardından “Kampımız ayrımcılık karşıtı ilkesi ırkçılık, cinsiyetçilik, LGBT+fobiye karşı oluşumuz sebebiyle gittiğimiz kamp alanlarına hükümet müdahalede bulunuyor. Herhangi bir sorunla karşılaşabiliriz.” açıklaması geldi. Bununla birlikte kamp organizasyonu, kimin tam olarak ne gerekçeyle, kime ya da neye karşı mücadele ettiğine, karşılaşılabilecek yeni sorunların neler olabileceğine dair hiçbir bilgi vermeden kendi davasına destek bekleyen bir oluşuma dönüştü. Yani güvensizlik ortamı kampın isminin verilmemesinden değil şeffaf yürütülemeyen bu süreç yüzünden oluştu.
Bu noktada whatsapp grubunda, farklı kişiler tarafından yazılan birkaç alıntıya yer vermek istiyorum ki içinde bulunduğumuz durum net bir şekilde anlaşılsın ve vermiş olduğumuz kararla da bölücü, etik dışı hareket eden, davaya ihanet eden hainler olarak fişlenmemizin-karalanmamızın altının ne kadar boş olduğunu hepimiz bir kez daha görelim:
-“kampa gelip gelmeme konusunda karar verebilmek için daha detaylı bilgiye ihtiyacımız var. problemin neyle ilgili olduğunu bile şahsen tam anlayamadım.”
-”mevcut tüm planınızı açıklayın ki destek olalım, çözüm arayışına katkıda bulunalım. böyle fazlasıyla edilgen, sürüklenen bir halimiz var.”
-”nereye gideceğimi bilmediğim bir şekilde yola çıkmak istemiyorum.”
-”otobüs paramı alabilecek olsam şimdi iptal etmiştim.”
-”kimse keyfine iptal etmiyor sonuçta ortada risk ve belirsizlik var.”
-”neyle karşılaşacağımızı bilmemiz gerekiyor. mevcut ormanlık alan yasakları ve plaj gibi yerlerde kamp yapılmasına izin verilmediği düşünülünce.. bu riski alamayacak kişiler için iptal konusunda bilgi verebilirseniz çok iyi olur.”
Biz de hepimizin yaşadığı bu belirsizlik ve güvensizlik duygusunu göz önünde bulundurarak “oy birliğiyle” başka bir kamp alanı bulma ve kampımızı gerçekleştirme kararı aldık. Bu kararı almamızın/alabilmemizin altında; yapılan harcamaların telafisinin olmaması, hayvan hakları amacıyla bir kamp gerçekleştirme motivasyonumuzun halen devam ediyor olması ve en başında kendi minibüsümüzü kiralamış olmamızın bize sağladığı hareket imkanınının getirdiği güven yadsınamaz faktörlerdi. Amacımız öncelikle (telefon görüşmemizde de belirttiğimiz üzere) vegan kampı hep beraber gerçekleştirebileceğimiz bir yer bulmaktı. Fakat tahmin edileceği gibi ertesi gün başlayacak, 350 kişilik bir kamp alanı bulmak pek de mümkün değildi. Görüştüğümüz kamp alanının çadır kapasitesini ve olanaklarını öğrendikten sonra aldığımız yanıt doğrultusunda bizimle benzer durumda olup kampa katılmaktan vazgeçen, yakın şehirlerde yaşayan ya da hareket/ulaşım olanağı olanlar için bir seçenek olarak ortak whatsapp grubunda paylaşım yaptık. Paylaşımın hemen ardından gelen telefon aramasında etik olmayan davranış sergilemekle, kampı bölmeye çalışmakla, hainlikle suçlandık. Telefonda yapılan açıklamanın yerine ulaşmadığını ya da ulaşması istenmediğini bir kez daha hain ilan edildiğimiz e-postada görüyoruz. Bununla birlikte şunu da çok net anlıyorum ki mesele vegan kamp yapmak değil; birilerinin o vegan kampı yapması, prestijinin-güvenilirliğinin sarsılmaması- bekası uğruna her şeyi göze almasıymış. Ne kadar tanıdık geliyor değil mi bu tavırlar :) Aşağıdaki alıntılar da bunu oldukça destekler nitelikte:
-"organizasyon ekibinden biri: belediye başkanı gelip kalabilirsiniz dedi. Kepez halk plajına gidiyoruz. kampımız engellenmeye çalışılıyor, bu durumda riskler var, orada başka müdahalelerle karşılaşabiliriz. kamp parası iade edilecek, ulaşım parası edilmeyecek."
-"organizasyon ekibinden biri: otobüsler iptal edilirse kamp tamamen iptal edilmiş olacak. kampa gelemiyorsak bile gidenler için dayanışma gösterelim lütfen."
-"bu yazdığınızdan sadece kamp iptal olmasın diye otobüs iptali yapılamadığı anlaşılıyor."
-"ben niye zorla destek vermek zorunda bırakılıyorum?"
-"bizi burda kampı engellemeye çalışıyormuşuz gibi gösteriyorsunuz. ama ben sadece paramı geri istiyorum yani."
Posta kutumuza düşen ve bize hesap soran metinde geçen “Güvensiz hisseden kişilere durum açıklanarak kendilerini güvende hissetmiyorlarsa onları yargılamadığımızı, anladığımızı paralarının iade edilebileceğini söyleyen konuşmalar yapıldı.” cümlesinin karşılığının aslında bu olduğunu bilmenizi isterim.
2-Kampın antidemokratik olduğuna gelen eleştirilerin kamp alanlarının mühürlenmesinden itibaren yaşanan süreç üzerinden yanıtlandığını görüyoruz metinde. Kriz anında verilecek hızlı karar mekanizmasının bir gereği olarak sunuluyor bize. Halbuki biz o demokratik olmayan kararları kampın organizasyon sürecinde, sunumların belirlenmesi aşamasında da gördük. “Onlardan” olmayanların sunumlara kabul edilmediği, yapılan sunum teklifinin geri çekildiği, zararsız görülüp yapılmasına izin verilen sunumların da denetlenmeye çalışıldığı bir süreçti bu. Antidemokratik olma eleştirisini buradan çizelim lütfen. Kriz anlarını öne sürerek yapılan eleştirinin altını boşaltmış oluruz aksi taktirde.
3-"Son 1 gün kala imkânsızlıklara rağmen bulunan kamp yeri koşulları ile 3 ay öncesinden organize edilmiş kamp yerinin koşullarını kıyaslamak ve bu sorumluluğu da koordinasyon ekibine atfetmenin haksız bir eleştiri olacağını düşünmekteyiz. Herkese kampın bir halk plajında yapılacağı bilgisi verilmiştir. Bir işletmede olmayacağı için duş ve tuvalet konusunda zorlukların olacağı bilinmektedir. Ancak tuvaletlerin ve duşların kamp alanından 10 dakikaya yakın bir uzaklıkta olmasının herkese zorluk yaşattığı bir gerçekliktir."
Burada da “İstanbul VegKamp Ulaşım” whatsapp grubundaki tuvalet, duş, yemek vb. tüm ihtiyaçların karşılanacağına dair verilen teminatın aksi bir beyanla karşılaşıyoruz. Herkese “bu zorlu koşulların” bilgisinin verildiği öne sürülüyor ve sorumluluk yanlış bilgilendiren kamp organizasyonunun üzerinden atılıp “bile isteye” katılanlara yükleniyor. Hafızanızı, yazışmaları bir gözden geçirin ve verdiğiniz kararların arkasında durup yüzleşin lütfen.
4- Son olarak; “Ancak kendilerinin sunumlarının programdan çıkması, @veganpiknik Instagram hesabından ve İstanbul Vegan Yaşam Kampı’nın WhatsApp grubundan Balıkesir Ören’de kamp yaptıkları yerin adını duyurup vegan yaşam kampına gitmemeye ve kendilerinin fiili olarak düzenledikleri kampa çağrı yapmaları ile katılımcılara durum anlatılmıştır. Katılımcıların anlatılan durumdan çıkarımları kamp koordinasyonunun sorumluluğunda değildir. Bu yapılan biz vegan kampın yapılması için mücadele ederken, kolluk kuvvetleriyle uğraşırken açıkça etik dışı bir davranıştır ve dayanışma ruhuyla bağdaşmamaktadır. Kendilerinden bu konuda öz eleştiri bekliyoruz.” bize hain demediklerini iddia ederken inanılmaz bir çelişki örneği olarak; nasıl “hainlik” yaptığımızı, davalarını nasıl “sattığımızı” anlatan, ajitasyon dolu, suçlayan, hedef gösteren bu cümlelerle amaçlarının ne olduğunu bize ve tabii ki herkese açıklamak zorunda olduklarını düşünüyorum.
Eda Çivaş:
Etik dışı davrandığı iddia edilen 16 kişilik grubun bir üyesi olarak öz eleştiri talebine cevaben ben de vegan kamp sürecine dair kendi deneyimlerimi birinci ağızdan paylaşma ihtiyacı duyuyorum. Her şeyden önce, hayvan hakları meselesinin kendisine dair üzerine eğilmek ve tartışmak gereken birçok konu varken, kampa dair bu yazıyı yazmaktaki temel motivasyonum hayvan hakları aktivistlerinin bir araya geldiği ortamlarda benzer problemlerin ve tartışmaların tekrar etmemesi. Buna ek olarak, söz konusu itham karşısında elbette kendimi doğru temsil etmek istiyorum. 3. Vegan Yaşam Kampı’nı daha önceleri sosyal medyada görmüş olmama rağmen ilk kez, beraber aktivizm yaptığım arkadaşlarımdan birisi “Kampa geliyorsun değil mi?” diye sorduğunda detaylıca inceledim. Özel hayatımda bazı belirsizlikler ve başka tatil planlarım olduğu için uzun süre kampa kayıt yaptırmadım. Fakat kampın gerçekleşeceği tarihe yakınlaşırken farklı topluluklardan veganlarla iletişime geçtiğimde onların da bir kısmının kampa katılacağını öğrendim. Hâlihazırda beraber aktivizm yaptığım ekipten iki ayrı arkadaşımın gerçekleştireceği sunumları ve bu sunumlara gelecek geribildirimleri kaçırmak istemiyordum. Vegan Yaşam Kampı’nın, farklı bölgelerden ve topluluklardan katılımcılarla birlikte hayvan hakları meselesi üzerine eğilmek için çok güzel bir fırsat olduğunu düşündüm. Fikir alışverişi yapmak, tecrübelerimizi aktarmak ve benimsediğimiz çeşitli aktivizm yöntemlerini konuşup hayvanlar için neyin daha faydalı olduğuna dair keşiflerde bulunma motivasyonuyla son kayıt tarihi geçmiş olmasına rağmen, bir umut kampın organizasyon ekibiyle iletişime geçtim.
Organizasyon ekibinden iletişim kurduğum arkadaşlar çok kibar davrandılar ve inisiyatif alarak kampa kayıt yaptırmam için yardımcı oldular, kendilerine teşekkür ederim. Fakat kampa üyeliğimi gerçekleştirmem, ardından da kamp ve tek yön gidiş için ulaşım ücretini ödememi hemen takiben WhatsApp İstanbul ulaşım grubuna alındığımda karşılaştığım gündem Dada Kamp'ın ruhsatına el konulmuş olmasıydı. Durumun iç yüzünü ve tam olarak zamanlamasını elbette bilmemekle birlikte, halihazırda bir problem varken bu benimle paylaşılmadan kampa üyeliğimin gerçekleştirilmiş olduğu şüphesini duydum. Benim için güvensizlik duygusu ilk bu noktada başladı. İkinci kamp yeri arayışı ve sonrasında oluşan genel kararsızlık ve güvensizlik ortamını detaylandırarak tekrar etme ihtiyacı duymuyorum. Yola çıkacağımız gün ikinci kamp yerinin de ruhsatına el konulduğu haberini aldık. Bu sırada “Kampımızın ayrımcılık karşıtı ilkesi ırkçılık, cinsiyetçilik, LGBT + fobiye karşı oluşumuz sebebiyle gittiğimiz kamp alanlarına hükümet müdahalede bulunuyor.” gibi açıklamalar yapılıyor, ama olayın detayları -talep edilmiş olmasına rağmen- hiç paylaşılmıyordu. Birçok kişi ne yapacağını bilmiyordu, farklı topluluklardan tanıdığım birkaç ayrı kişiyle telefonla görüşerek durum kritiği yaptım. Yeterli şeffaflıkta açıklamalar yapılmadan WhatsApp grubunda plajda kamp yapılacağı bilgisi paylaşıldıktan sonra neyin parçası olmamın beklendiğini anlayamadığım ve kampın odağının hayvan hakları meselesinden uzaklaşacağını öngördüğüm için Vegan Yaşam Kampı'na katılmama kararı verdim. O durumda sağduyulu kararın bu olduğunu düşündüm. Aynı düşünceyi beraber aktivizm yaptığım ve kendi otobüslerini kiralamış olan arkadaşlarımın da paylaştığını ve (kimse o saatten sonra ayarladıkları otobüsleri iptal edemeyeceği ve ödemesini yapmak zorunda oldukları için) bu fırsatı değerlendirerek başka bir yerde tatil yapmayı planladıklarını tahmin ederek onlarla iletişime geçtim. Planım eğer başka bir alternatif düşünüyorlarsa Vegan Yaşam Kampı için kalkacak olan otobüse binip daha sonra kendi imkânlarımla arkadaşlarımın yanına geçmekti.
<<Burada bir parantez açmak istiyorum. Tanıdığım birkaç kişinin kampa gitmekten vazgeçip ücretini her türlü ödemiş olduğu ulaşım hizmetinden bir şekilde faydalanmaya çalıştığını biliyorum. Bence bu öngörülebilir durum, sebep olunan mağduriyetin somut bir örneğidir. Dada Kamp’ın ruhsatına el konulmasının ardından ulaşım grubunda yazılmış olan iki mesajı paylaşmak istiyorum.
"Arkadaşlar malumunuz birçok kişi çok farklı şehirlerden aktarmalı biletler alarak sırf kamp için gelme planları yaptı. Böyle bir talihsizlik yaşanmış olması üzücü, fakat insanların daha fazla mağdur olmamaları için iptal olacaksa geç olmadan bunu duyursanız kendi imkanlarıyla gelecek olanlar iptallerini yapıp para iadelerini maksimum şekilde almaya çalışırlar. Bu akşamı geçersek yarın iptal etmek istesek bile iade alamama durumu olabilir. Siz de zor durumda kalıyorsunuz farkındayız ama alternatif plan yapmak iade işleriyle uğraşmak gibi şeyler için bize de zaman kazandırmış olursunuz."
"İstek ve motivasyonunuzu çok iyi anlıyoruz ancak aramızda 2-3 gün zor izin alabilmiş çalışanlar veya bütçesinin büyük bir kısmını ayırmış öğrenciler var ve bu belirsizlikte zaman akmaya devam ediyor ve mağdur olmak istemiyoruz o yüzden 2-3 gün kala yeni yerler bulmak yerine belirsizliğe son vermek ve para kaybını minimuma indirmek daha yapıcı olabilir bu süreçte" Bu kaygıların belirtilmesinin ardından organizasyon ekibi kamp iptalinin o an gündemlerinde olmadığını ve kampı gerçekleştirme iradelerini sürdürdüklerini beyan etmiştir. Birçok kişi kaygılarını belirtip çözüm önerileriyle gittiği halde kampı erteleme fikrinin bile bir gündem olarak ele alınmadığını belirten organizasyon ekibinin ulaşım ücretleriyle ilgili mağduriyetin sorumluluğunu kabul etmemesi bana pek de adil görünmüyor. "Sorumluluğumuzu kabul ediyoruz fakat imkanlarımız şu an bunu telafi etmeye yetmiyor, sizin de desteğinizi bekliyoruz" gibi bir açıklama bile - kendi adıma konuşmam gerekirse- anlamlı olurdu.  Bu konuda hâlâ kamp organizasyonundan geçerli bir öz eleştiri bekliyorum. >>Arkadaşlarımla iletişime geçtiğimde onların da Vegan Yaşam Kampı’na katılmama kararı aldıklarını, kiraladıkları otobüsü iptal edemediklerini, güvende hissedecekleri yeni bir kamp alanı bulduklarını ve 16 kişilik otobüste bir kişilik yer açıldığını öğrendim. Son dakikaya kadar Vegan Yaşam Kampı’na katılmaktan vazgeçmemiş olduğum ve dolayısıyla çantalarım da hazır olduğu için, öncesinde gidiş için ayarladığım otobüs biletini yakarak en azından arkadaşlarımın planına katılmaya karar verdim. Bunu takiben turizm sektöründe çalışan ve bizim için son birkaç saat içinde gayet pratik bir çözüm üretmekte çok başarılı olan arkadaşımız İstanbul ulaşım grubunda bir mesaj paylaşarak 16 kişi adına kampa katılmayacağımızı, başka bir kamp alanında olacağımızı, orada yer olduğunu ve “rotasını değiştirmek isteyenler” olursa bize katılabileceklerini belirtti. Maildeki iddiaya cevap olarak, bu 16 kişilik ekibin “Vegan Yaşam Kampı’na gitmemeye” ne zaman ve nasıl çağrı yaptığını sormak istiyorum. Birçok kişiyle benzer şekilde, biz de bireysel olarak duruma dair kaygı ve eleştirilerimizi dile getirdik. Ancak Vegan Yaşam Kampını bölmeye yönelik bir çabamız varmış veya ikinci bir kamp paralel olarak planlanmış gibi imalar hem asılsız hem de üzücü. Değinmek istediğim bir başka mesele; söz konusu mailde 16 kişilik ekip "abolisyonist vegan" olarak anılmış. Bu bilgiyi tam olarak nereden edindiklerini veya teyit ettiklerini de sormak istiyorum. Ekibin büyük kısmı abolisyonist kuram çerçevesinde aktivizmini sürdürse de grubun tamamı halihazırda abolisyonist kuramı benimsemiş kişilerden oluşmuyordu. Bu durumda, mailde -insanlara vegan yaşam kampına gitmeme çağrısı yaptığımızı iddia eden paragrafın içinde- ikinci kez ilintisiz bir şekilde tekrarlanan "abolisyonist veganlar" vurgusunun kasten olmasa da Abolisyonist kuramın kendisini hedef gösterdiğini düşünüyorum. Zaten aynı paragrafta kendi gerçekleştirdiğimiz kampa dair duyuruları paylaştığımız @veganpiknik Instagram hesabı makul sebeplerle belirtilmiştir ve konuyla ilişkisi bakımından bu yeterlidir.
Ayrıca, mailde herkesin tek tek arandığı yazılmış. Şahsen organizasyon ekibi tarafından hiç telefonla aranmadığımı ve bu suretle özel olarak bilgilendirilmediğimi de belirtmeliyim. Son olarak önemli olduğunu düşündüğüm ve eklemek istediğim bir şey var: Maildeki “…hayvanların sömürüsüne karşı verilen her türlü bireysel tutum ve/veya örgütlü mücadele suç unsuru haline getirilmeye çalışılmaktadır.” ifadesine katılmıyorum. Abolisyonist Vegan Hareket ve @veganpiknik ekibi yıllardır aktif olarak aktivizm yapmaktadır. Bugün benimsediğimiz veganlık odaklı aktivizm yöntemleriyle çok etkili sonuçlar alırken hâlâ politik engellere takılmamayı başarıyoruz. Bunu yaparken de ne insan ne de hayvan haklarından taviz veriyoruz. Yani, bu anlamda da bir öz eleştiri talep ediyorum. 3. Vegan Yaşam Kampı politik engellere neden takıldı? Organizasyon ekibi kampın hayvan hakları odağından uzaklaştığını düşünüyor mu, öyleyse sebepleri nedir? Başka türlüsü mümkün müydü?
Vegan Yaşam Kampı’nın beklediğimiz gibi koşullarda gerçekleşmemiş olması ve katılamamak hepimizi cidden üzdü. Fakat günün sonunda ben kendi adıma oldukça verimli, hayvan hakları meselesine yoğunlaşmış, çok keyifli ve eğlenceli bir kamp geçirdim. Farklı bir yere gitme niyetiyle hazırlandığımız için eksik kalacağımızı düşündüğümüz noktaları kolektif bir çaba ve yardımlaşmayla kolaylıkla telafi ettik. Mesela, mini kampımıza eklenen iki navegan da kendi aramızda yaptığımız sunumlar ve atölyelerin ardından kamptan vegan olma kararıyla ayrıldı. Her şeye rağmen, en başta böyle büyük ve değerli bir işe kalkıştıkları için 3. Vegan Yaşam Kampı’nın organizasyonuna emek veren herkesi tebrik ediyorum. Kampın politik sebeplerle engellenmeye çalışılması ne yazık ülkemizdeki atmosfere dair çok korkunç şeyler söylüyor ve karşılaştıkları engeller için üzgünüm. Yine de, bu sene yaşanan deneyimlerin yeniden gözden geçirilmesi ve sorumluluğun birlik beraberlik vurgusuyla birlikte bütüne yayılması yerine altına girilen sorumluluklar temelinde anlamlı bir öz eleştiri yapılması gerektiğini düşünüyorum. Gelecekte başka organizasyonlarda bir araya gelmeyi ve bu sene niyet ettiğimiz fakat gerçekleştiremediğimiz gündemleri paylaşmayı umut ediyorum.
--------------------------------------------------
Şimdi de 3. Türkiye Vegan Yaşam kampına katılmış olan bazı arkadaşların deneyimlerine bakalım.
Emre Yavuz:
Sevgili 3. Türkiye Vegan Yaşam Kampı koordinasyon ekibi,
22 Ağustos 2022 tarihinde mail kutuma düşen ve sizin imzanızı taşıyan sonuç metnini bir solukta okudum. Sizin ifadenizle “her şeye rağmen bize [size] inanan, güvenen yaklaşık 150 katılımcıdan” biri olarak kampla ilgili bazı hassas konuların bir kez daha sümen altı edildiğini görmekten dolayı bu yazıyı kaleme almaya ihtiyaç duydum.
Tüm yasaklamalara karşın kampın yapılması için gösterdiğiniz çabaya ve emeklerinize saygımdan dolayı bugüne kadar sosyal medyada açık açık yazmadığım bu eleştirileri gizli tutmam artık mümkün görünmüyor. Gerek kamp döneminde gerekse kamp sonrasında olabildiğince yapıcı davranmaya çalışıp kamp organizasyonuna dair rahatsızlığımı sadece yakın çevremdeki insanlarla, aktivist arkadaşlarımla paylaştığım ve düşüncelerimi onlardan hiçbir zaman saklamadığım ise beni tanıyanlar için sır değildir.
Organizasyon şemasına ilişkin bilgilerin yer aldığı metnin ilk bölümü görece en pozitif ve kapsayıcı dönem olarak görünse de içeride yaşanan kimi tartışmalara yer verilmemiş olduğunu belirtmekte fayda var. Bu tartışmalarının detaylarını öznelere bırakarak parantezi kapıyorum. (Bknz: İrem Zeyneloğlu yazısı). Hazırlık döneminde birçok farklı düşünceden ve akımdan gönüllü veganın ilk toplantılarda yer alması ve kampın tanıtımını yapması beni kampa gelmeye ikna eden en büyük etkenlerden olmuştu. Örneğin, daha önce atölye ve pikniklerden tanıdığım iki abolisyonist vegan arkadaşımın (Oğuzhan Kaya ve Ayşe Ceren Kaypak) konuşmacı olarak kampta yer alacağını öğrendiğimde hayvan hakları-veganlık ekseninden sapılmayacağına, tartışmaların bu eksende yapılacağına dair kanaat getirmiş ve kampa katılmaya karar vermiştim. Öyle ki, imkânları yeterli olmayan ve kampa gelmeyi düşünen başka insanların da böylesi bir fırsatı kaçırmaması için fazladan bir ödeme bile yapmıştım.
Kampın arifesinde malum ve mücbir sebeplerden dolayı ikinci kamp yerinin de yasaklandığının bildirildiği saatlerde özel araçla yola çıkmış dört vegan katılımcı olarak yolumuza devam edip organizasyon ekibinden bile önce Kepez plajında yerimizi almış, gelen her katılımcıya gerek çadırların kurulmasında gerekse eşyaların taşınmasında yardım etmiştik. Kimseden sağlıklı bir bilginin alınmadığı, WhatsApp grubunda müthiş bir bilgi kirliliğinin olduğu o belirsiz birkaç saatte dayanışma ruhuyla kamp için pek de elverişli olmayan bu alanı terk etmeyi düşünen birçok kişiyi de kalmaları için ikna etmiştik. Birtakım güven eksikliklerinden ve iletişim sorunlarından dolayı kayıtlarını iptal eden ve başka noktalarda kamp gerçekleştiren arkadaşlara yönelik eleştirileri ise haksız bulduğumu ifade etmek istiyorum. (Bknz: Burak Yeşilyurt / Onno Paluyan yazıları). Daha sonra yaşadıklarımı ve öteki arkadaşların tecrübelerini göz önüne alınca açıkçası sizlerle dayanışma konusunda doğru bir karar verip vermediğim konusunda kendimi sorgulamadan da edemiyorum.
Organizasyonun maddi koşullarının olağanüstü şartlarda mükemmel olmasını beklemenin haksızlık olacağını kabul ediyorum. Ancak geriye dönüp baktığımızda genel olarak organizasyon ekibinin tavırlarının, her şeye rağmen kampa gelme iradesi gösteren veganlara bile oldukça soğuk ve mesafeli olduğu yadsınamazdı. Kampın ilerleyişi ve geleceği ile ilgili sorduğumuz birçok soru havada bırakılmış, sağlıklı bir iletişim kurulamamıştır. Bu durum o kadar çok kişi tarafından deneyimlenmiştir ki atölyelerde dinleyiciler söz almaya, eleştiri yapmaya çekindiklerini birçok mecrada dile getirmişlerdir.
Bu mecralardan bence en önemlisi olan ve kamp sonrası eleştiri yazılarıyla dolan kamp WhatsApp grubu günlerce eleştiri yazılarıyla dolmuş, herkes kendi çerçevesinden eksik bulduğu kısımlara değinerek koordinasyon ekibinden öz eleştiri beklemişti. En sonunda, kamp yürütücüleri ileri bir tarihte Zoom toplantısı yapılacağını belirterek WhatsApp grubunun işlevini tamamladığı kararını alıp grubu itirazlara rağmen kapatmıştı. Böylece atölyeler boyunca pasifize edildiği ve güvende hissetmediği için söz alamadığını ifade eden dinleyicileri haklı çıkarırcasına bir araya gelmiş onlarca veganın iletişimi bir çırpıda organizasyon ekibi tarafından kesilmiştir. Kabul edersiniz ki gruptan herkesin teker teker çıkarılması son derece antidemokratiktir ve bu eyleme yönelik hiçbir öz eleştiri verilmeyip farklı yerlerde kamp yapan veganlardan öz eleştiri beklemek ise hedef şaşırtmaktan başka bir şey değildir.
Söz konusu Zoom toplantısı ise kamptan 2 hafta sonra 22 Temmuz Cuma günü 21:00'da gerçekleşmiştir. Tarih ve saat seçiminde de hiçbir katılımcıya danışılmadığının altını kalın çizgilerle çizmekte yarar var. Seçilen zaman dilimi anlaşılacağı üzere genellikle insanların iş sonrası dışarıda eğlendiği saatlere denk getirilmiştir. Bu nedenle de toplantıya katılım sınırlı kalmıştır: 20 kadar katılımcının ancak yarısı organizasyon dışından kişilerden oluşmuştur. Toplantı her atölye yürütücüsünün kampa neden gelmediğinin açıklanmasıyla başlamış, abolisyonist veganlardan iki katılımcının kampa katılmamaları “bu arkadaşlar zaten ayrı kamp kurdu” diyerek özetlenmiştir. (Bknz: Oğuzhan Kaya’nın yazısı) Diğer katıl(a)mayan atölye yürütücülerinin kampa gelmemesi ise “başka sebeplerden katılım sağlayamadılar, şimdi bunları söylemek etik olmaz” cümleleriyle açıklanmaya çalışılmıştır. Kampa katıl(a)mayan yürütücüler arasında hazırlık dönemindeki bazı gönüllülerin de bulunmasına ve başka yerlere kamp kurmalarına rağmen kendileri hakkına hiçbir açıklama yapılmamış, sadece abolisyonist veganlar hedef gösterilmiştir. Aynı durumda başka vegan gruplar varken sadece abolisyonist veganlara yönelik ithamlar bu nedenle anlaşılabilir değildir ve açıklamaya muhtaçtır.
Ceyhan Karaduman:
Vegan Kamp organizasyonel sorunlar:
Organizasyonda kamp yeri mühürlemeleri dışında, organizasyondaki kararsızlık, ilk önce Kepez’e gelip çadırları kurup hemen sonrasında şimdi toplanıyoruz ve Geyikliye gidiyoruz denmesi ve buna karşı çıkan kişilerin hiç dinlenmemiş olması ile başlıyor. Çadır kur çadır topla tekrar otobüs yolculuğu yap vs, herkes zaten yorgun ve uykusuzdu; dolayısıyla ilk gün sürekli bir toplan git çadır kur şeklinde geçti. Geyiklideki alan bir kamp alanı değildi bence, bir çeşit açık alan, ama kamp alanı değildi. Tuvalet 15 dakika, hızlı yürürsen o da, ayrıca anlatılacak gibi değil tuvaletin ve lavabonun pisliği ve kokusu,  3 gün boyunca böyle bir yere mahkûm edildi bir dolu insan. Ve buna dair nasıl bir çözüm sunabiliriz gibi bir kaygısı olmadı hiç kimsenin.
Yağmur ve hava şartları da çok desteklemedi bizi, çadırların içine su doldu, bu elbette organizasyonun bir suçu değil kesinlikle ama, orada hissettiğim herkes kendi başının çaresine baksın, çadırını ıslak ya da değil , hiç önemi yok, üşüyorsan da üşü, ya da otobüste yat . Ki öyle de oldu. Ama orada da üşüdük ve uyuyamadık.
Atölyeler bir şekilde yapıldı ama, çok dağınıktı. Karşı yorumlara cevaplar ya savunma mekanizması işleterek verildi ya da çok da önemsenmedi yorumlarımız.
Vegan Kamp içerik sorunları:
Kamp postlarının bile veganlık odağından çıkarılarak insan merkezci bir yere  oturtulması ve çağrıların bunu gözeterek yapılması bence en temel sorunlardan biriydi. Kamp alanlarının mühürlenmesinin sebebi olarak da bunu görüyorum. Yanlış strateji, kavram karışıklığı ve neyin odağa alınacağının kavranamamış olması beni çok üzdü, endişelendirdi.
Kamp ile ilgili bu deneyimleri okuduktan sonra « hainlik, bölücülük, etik dışı » olmakla suçlanıp, özeleştiri vermesi beklenen kişilerin mi yoksa kamp organizatörlerinin mi yeniden bir durup düşünüp gerçek bir özeleştiri vermesi gerektiği yorumunu size bırakıyoruz.
Giriş, sonuç ve derleme: Oğuzhan Kaya
5 notes · View notes
baskentorganizasyon · 6 years ago
Text
masa sandalye kiralama ankara
BAŞKENT MASA SANDALYE ÇADIR KİRALAMA ANKARA 506 880 49 90
masa sandalye kiralama, banket masa kiralama, bistro masa kiralama, tiffany sandalye kiralama,çay kazanı kiralama,Ekipman kiralama, Balon süsleme, masa  sandalye süsleme, sandalye giydirme, plastik masa sandalye kiralama, masa giydirme, masa sandalye giydirme, kına tahtı kiralama, sünnet tahtı kiralama, nikah masası kiralama,kiralama, Projektör kiralama, plastik masa kiralama, plastik sandalye kiralama,plastik masa ve sandalye kiralama,masa kiralama, sandalye kiralama, şamdan kiralama, çadır kiralama,Ankara Masa sandalye Kiralama,kiralık çadır hizmeti vermekteyiz.
 ​Uygun fiyatlardan oluşan hizmet yelpazemizde  arzu ettiğiniz ekipmanları, plastik masa, plastik sandalye, plastik masa sandalye, çay otomatı, çay kazanı, projektör, tiffany sandalye, çadır,banket masa, sandalye, masa, bistro masa, şamdan, kına tahtı,sünnet tahtı, nikah masası, istenilen miktarda kiralama   yapabilirsiniz . Ankara’nın Tüm ilçelerine, Masa Sandalye kiralama keçiören, masa sandalye kiralama çankaya, masa sandalye kiralama yenimahalle, masa sandalye kiralama altındağ, masa sandalye kiralama mamak, masa sandalye kiralama pursaklar, masa sandalye kiralama sincan, masa sandalye kiralama  etimesgut,masa sandalye kiralama gölbaşı, konusunda uzman ekibimizle, kiralık ekipman, larımızla, hizmetinizdeyiz.
 ​Hizmetlerimiz:
 Masa sandalye kiralama Ankara,
 Plastik Masa Sandalye Kiralama Ankara,
Plastik Masa Kiralama Ankara
 Plastik sandalye Kiralama Ankara
 Bistro masa kiralama Ankara,
Çadır Kiralama Ankara,
 Düğün Çadırı Kiralama Ankara,
Tiffany sandalye kiralama Ankara,
 Hilton Sandalye Kiralama Ankara,
 Banket Masa Kiralama Ankara,
 Kına Tahtı kiralama Ankara,
 Sünnet tahtı Kiralama Ankara,
 Kollu Plastik sandalye kiralama Ankara,
 Kolsuz Plastik sandalye kiralama Ankara
 Nikah Masası Kiralama Ankara,
Çay Kazanı Kiralama Ankara,
 Projektör kiralama Ankara,
 Masa sandalye süsleme Ankara,
 Masa Sandalye Giydirme Ankara,
 Balon Süsleme Ankara,
 Kapitone Sandalye Kiralama
 Puf Minder Kiralama
 Palmiye Soba Kiralama
 Baba Kolltuğu (Tv Koltuğu) kiralama
 Aşcı ve Dönerci Temini Ankara,
  Ankara genelinde uzman çadır kiralama hizmeti vermekte olup, etkinliklerinizin sorunsuz olmasını sağlayacak profesyonel bir ekibe sahibiz.
 Çadır kiralama, düğün çadırı kiralama, piknik organizasyon çadırı kiralama, kubbeli çadır kiralama, tente kiralama, branda kiralama, kamelya kiralama ,gölgelik kiralama , şemsiye kiralama, pagoda sistemi çadır kiralama, kubbeli tente kiralama,dome çadır kiralama, davet çadırı kiralama, iftar çadırı kiralama, tören çadırı kiralama, indirim çadırı kiralama, mağaza çadırı kiralama, outlet çadırı kiralama hizmetleri vermekteyiz.
 Beklentilerinizi karşılayabilmemiz ve kaliteli hizmet verebilmemiz açısından kiralama işleminden önce etkinliğinizin maksadı, etkinliğinizi yapacağınız alanın büyüklüğü, kaç kişiye hitap edeceği, etkinlik günündeki hava durumu, etkinlik yapılacak alanın fiziksel özellikleri (zemin; çim,beton,toprak,asfalt) önemli olduğu için bilgilerin tarafımıza iletilmesi karşılaşılabilecek olumsuzluklara karşı önem arzetmektedir.
 !! Hayatın Özel Günlerinde!!
                                                                                     İletişim: Tel: 0 506 880 49 90
 ​
 BAŞKENT MASA SANDALYE ÇADIR KİRALAMA ANKARA
2 notes · View notes