#olunmasına
Explore tagged Tumblr posts
sunsblogs · 1 year ago
Text
ANNEOKULU - DEVASA+ (2)
Tumblr media
2 aylık bebek gelişimi olarak bebekler önemli fiziksel ve bilişsel gelişim gösterirler. Yüz üstü yatarken başlarını kaldırabilirler, cıvıl cıvıl sesler çıkarabilirler ve hatta bakıcılarına yanıt olarak gülümseyebilirler. Ayrıca daha iyi el-göz koordinasyonu geliştirmeye başlarlar ve nesneleri daha bilinçli kavrayabilirler. Uyku açısından, 2 aylık bir bebeğin günde yaklaşık 14-17 saat uyuması ve şekerlemelerin 2-4 saat sürmesi gerekir. Bebeği sırtüstü yatırmak ve beşikte gevşek yatak veya yumuşak nesnelerden kaçınmak da dahil olmak üzere güvenli bir uyku ortamı sağlamak önemlidir. Doğum sonrası terleme birçok yeni anne için yaygın bir deneyimdir. Tipik olarak hormonal değişiklikler ve vücudun fazla sıvıy�� ortadan kaldırma çabaları nedeniyle oluşur. Doğum sonrası terlemeyi yönetmek için sıvı alımını sürdürmek, nefes alabilen giysiler giymek ve düzenli olarak duş almak çok önemlidir. Vücudun doğal iyileşme sürecini desteklemek için sağlıklı bir diyet ve egzersiz rutinini sürdürmek de önemlidir. Terleme aşırı hale gelirse veya başka belirtiler de eşlik ediyorsa bir sağlık uzmanına başvurmak çok önemlidir. Doğumdan ne kadar sonra hamile kalınır konusunda ise cevabımız doğum yaptıktan sonra tekrar hamile kalmak için en az 18-24 ay beklenmesi tavsiye edilir. Bu, vücudun hamilelik ve doğumun fiziksel ve duygusal taleplerinden tamamen kurtulmasını sağlar. Tekrar hamile kalmayı denemeden önce yaş, genel sağlık durumu ve herhangi bir tıbbi durum gibi faktörleri dikkate almak da önemlidir. Bir sağlık uzmanına danışmak, bu kararı vermede değerli rehberlik ve destek sağlayabilir. Ek olarak, çocuk boy kilo tablosu kullanarak bebeğin boyunu ve kilosunu takip etmek, gelişiminin izlenmesine ve uygun aşamalara ulaştıklarından emin olunmasına yardımcı olabilir. Hafta hafta gebelik, Bebeklerde uykusuzluk, yenidoğan uykusu gibi konular ve hamilelik sırasında veya doğumdan sonra bebeğin boyunu ve kilosunu hesaplamak için popüler web sitemize göz atabilirsiniz.
2K notes · View notes
arbrenu · 1 year ago
Note
Son zamanlarda seni mutlu eden gelişme ya da şaşırtan bir şey oldu mu, iyi misin biraz daha ng 💞
Dün okurlarımın babama şifa olsun diye hatim indirdiği storyi gördüm, o kadar duygulandım ki zaten hassas bir noktadayım ağlamaya başladım. Cidden ne kadar teşekkür etsem az. Bu kadar düşünceli olunmasına akışlın değilim ben, umarım karşınıza sizin kadar iyi insanlar çıkar hep
161 notes · View notes
psixologiyaze · 1 year ago
Text
Təsəvvür edin ki, sizin bank hesabınızda 86.400 AZN var. Əgər oğru hesabınızdan 10 AZN oğurlasa, yerdə qalan 86.390 AZN-ni oğrunu tutmaq üçün xərcləyərdiniz?
Zaman da belədir. Hər gün 86.400 saniyəniz var. Əgər kimsə sizi 10 saniyə narahat edirsə, onun 86,390 saniyənizə əks olunmasına imkan verməyin!
34 notes · View notes
masadakicezahukuku · 1 year ago
Text
insanların bir arkadaşa, bir fikre, konuşmaya, kendilerine destek olunmasına ihtiyaçları olduklarında elimden geldiğince yanlarında olmaya çalıştım. onları destekledim, moral verdim, arkadaş oldum. sanırım bunu yapmamın sebebi benim de böyle ihtiyaçlarımın olduğu bir gün, sadece bir lanet gün insanların, benim onlara yaptığım gibi yanımda olmalarını istememdi. hayat bana defalarca insanların desteğe ihtiyaçları olduklarında yanlarında olsam da, benim ihtiyacım olduğu zaman o yardımcı olduğum insanların yanımda olmayacağını gösterdi. ama ben salak gibi bunu anlamamayı seçtim, bir gün benim düşüncemde birisinin karşıma çıkmasını umut ederek... yok sevgili tumblr, bu sıçtığımin dünyasında öyle bir insan bile yok. insanlar sadece kendi ihtiyaçlarını gidermeye, egolarının şişirilmesine, günü kurtarmaya alışmış ve bunları istiyorlar.
şu anda çok boktan bir dönemeçteyim. eğer insanların hepsinin bencil olduğunu kabul edersem ben, eski ben olmayacağım. bu dönemecin geri dönüşü de yok sanırım. bu yola bir kez girdiğim zaman ben de sürüye katılacağım. katılmak istemiyorum, yaptıklarımdan memnunum. ama insanların bana yaptıklarından memnun değilim. şu anda hayatımda yine desteğime ihtiyacı olan insanlar var ve onlar da işleri görüldükten sonra hayatımdan çıkacak. bundan eminim... eskiden böyle olsa da dert etmezdim. şimdi ise o dönemeçte bekliyorum; ne yöne gideceğime karar vermeye çalışıyorum.
30 notes · View notes
gecmisgecmezkuzum · 11 months ago
Text
güzelliğin en dip noktasındaymış gibi hissediyorum. hani “evet güzelsin ama öyle bir diptesin ki sevilecek kadar güzel değil de, mahvedilecek kadar güzelsin” cümlesi bana kurulacakmış gibi hissediyorum. tam araftayım. ne çok sevilirim ne de az, ne çok değer verilir ne de hiç, ne kaybetmekten korkarlar ne de ceplerinde sanarlar. şimdi, şu an beni sevdiğini söyleyen birisini hayatımdan çıkarsam ilk 1 saat üzülür, sonra hayatına devam edermişcesine bir hissiyata kapılıyorum durmadan. yetersiz değilim asla, sevdiğim sevmediğim herkese hep destek olmaya çalışıyorum. değer veriyorum yoldan geçen rastgele bir insana bile. durmadan pozitif enerji yaymaya da çalışıyorum ama bir şeyler eksik. yani eksik ya da fazla. onu hala netleştiremedim kafamda. bu konuda da araftayım belli ki. hiçbir şey zaten siyah veya beyaz olmadı benim için, hep gri kaldı her şey. bir insana hiçbir zaman aşık olduğumu hissetmedim, aşk nasıl bir şey diye sorsalar aptal gibi bakarım. gerçi bu aşka inanmadığımdan da olabilir. veya mesela hiçbir zaman kimseden nefret etmedim, evet haz etmediğim kişiler oldu elbet ama asla nefret etmedim kimseden. hep griydim ben. oysa ki bana karşı gri olunmasına en sinir olan da ben oldum hep, ironik. ayakta değilim, ama düşmedim de. hani bir yere ayağın takılınca yalpalaya yalpalaya koşarsın da dengeni sağlamaya çalışırsın ya, aynı öyleyim. bu ne kadar zamandır böyle bilmiyorum ama uzun zamandır böyle hissediyorum. ne düşebiliyorum, ne dik durabiliyorum. hep bi karmaşa, hep bi korku, bi telaş içindeyim. oysa ki iki günlük dünya diye düşünüp umursamamayı çok isterdim. hiçbir şey düşünmeden en azından 5 dakika yaşamayı çok isterdim. birisi boğazımı sıkıp nefesimi kesmeye çalışmıyormuş gibi hissetmeyi çok isterdim. ama, demek ki benim kaderim de bu. değiştirmeyi denedim, değişmedi. göz yumup kabullenmem gerektiğini yeni yeni anladım. eğer bir imkanım olsaydı değişmek, ya da değiştirmek için; asla beklemezdim. insan bazen de kendi için yapmalı bir şeyleri. yıllardır başkalarının lafını sözünü düşünmekten, bakışlarına maruz kalma korkumdan, “ya aynı fikirde değilsek?” diye telaşlanmaktan ve en önemlisi karşımdakini üzme fikrinin korkunçluğundan hep sustum. kendim için atmam gereken adımları atmadım. kimse benim elimden tutmadı diye ben herkesin elinden tutmaya çalıştım ama destek için uzattığım elimi, beni dibe çekmek için kullandılar. o yüzden; artık kendi elimi kendim tutmayı, başkasını önemsemeden kendimi kucaklamayı öğreneceğim.
15 notes · View notes
kabuluk · 3 months ago
Text
uzaktan sevilmelere değil yanımda olunmasına beraber oturup sohbet etmeye ya da sadece susup varlığını hissetmeye ihtiyacım var
2 notes · View notes
nemosiss · 5 months ago
Text
Diamond Temanın həbs olunmasına dair əmr çıxıb Türkiyədə. İslam öncədən İslam idi. O vaxtın siyasət modeliydi. Din xalqın idarə edilməsi üçün ən əla üsullardan idi. İndi insanların sorğulama anlayışı artıqca, düşünməyə başlayınca ər��blər və ərəb nağıllarına inanmağdan əl çəkdilər. Lakin hələ də islamistlər bunu anlamırlar. Bu inancdı və hər kəsin inancına hörmət edilməlidi. Ama inkişaf olmalıdı. Düşüncədə, cəmiyyətdə və mədəniyyətdə. Və indi İslam bunların heç birini dəstəkləmir. Türkiyədə hal-hazırda İslamın ən qaranlıq üzü var. Bunu rahatlıqla demək olar, İslamın olduğu yer məhvə məhkumdu
2 notes · View notes
izbirakin · 1 year ago
Note
Tekrar sizi burda gördüğüme çok mutlu oldum:)
Ben de yeniden geldim diye mutlu olunmasına mutlu oldum :) İnsan fıtratı işte her şey bıraktığı gibi olsun istiyor döndüğünde...
ama çok değişmiş buralar
Köyden indim şehre gibi oldum, nolmuş böyle :)
12 notes · View notes
seslimeram · 11 months ago
Text
Yoksunluk Meseli
Tumblr media
Yoksunlaştırma bir çıkarım hali olmaktan ötede hayatlarımızın yegane ortak bileşenini bu sahnede imliyor. Muktedirin zorbalığı aşan pratiği, hayatın her gün biraz daha yoksunluk ile bütünleşik suretini var ediyor. Kimseler artık sıradan insanların derdine yanmıyor iş bu cenahta. Öylesine afaki, o kadar lalettayin bir yıkıcılık ekseni, sureti temsil ediliyor ki hiç ama hiçbir biçimde normatif ne hallere konulmuş düşünülmüyor. Bencileyin, kötülüğü ta ortasından var eden, katran karanlığına demirlemiş bir ülkede asgari müştereklerin alenen tarumar olunmasına devam olunuyor. Hiçbir yere ilerlemeyen bir ülkenin var edebileceği o katran karanlığının bir ilerleme, dönüşüm için elzem bir istikamet / ivme kazandırıcılığı üstüne sözler sarf edilirken cürüm konuşulmasın isteniyor. Tümüyle bozgunculuk, hemen her anlamda yağmacılık, her türden ama her anlamda çürümenin ortasında dımdızlak bir hale terk ediliyor sıradan insanın hayatı. Hayatlarımız çepeçevre kuşatılırken yoksunluğu da aralıksız var edilmiş olan devletli argümanlarının eyleme dönüşmesi neticesinde birer hakikat olarak karşımızda, yanı başımızda buluruz. Tümü birden en ince detayına kadar hesaplanmış olagelen o yoksunluk hallerinin refakatinde bir memleketteki yaşam halinin her nasıl çürümeye terk edildiği de ortaya çıkar.
Yoksunluğu lafta değil doğrudan var edilmiş bir eylem sonucu olarak suna gelir devletli. O yeni yüzyıl şablonu zikredilirken, bir asırlık gelenekselleşmiş kılınan öcü / korkutucu olagelen tüm bileşenlerin gözetiminde yoksunluk kısıtlamalarla birlikte var edilir. Sıradan insanın hayatına konulan gözün, geleceksizliği bir laf değil sonuç olarak var eden cürüm hemhal memleketin tahayyülü artık ulu ortadadır. Ekonomik yoksunluğun biçarelik dolu sahnesinde nefes alın buyrulur. Günlerdir sulandırılan, bir gün şöyle yükselecek bir gün de böyle yükseltilecek, halkımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz, yedirmeyeceğiz lafzının bir sakız gibi çiğnendiği o asgari ücret zammının belirsizliği içerisinde misal yoksunluk ortak paydaya dönüştürülür. İnsanların umutlarının yerle bir edildiği, buna çabalanan bir yerde o iki gıdım maaş artışının dahi çok görülmesi mesel edilmesin istenir. Zaten başlı başına en kestirmeden devletlinin kendi kendisine var ettiği yeniden değerlendirme oranı ve benzeri olagelen vergilendirme / tahsilat / yenileme vakalarındaki artışla bir başına konulup, cebine ortak olunan insanlara iki gıdım nefes alma hakkı dahi çok görülür. Her durumda yüzde otuz, kırk, elli gibi rakamlar telaffuz olunurken ele geçmeden o paranın bir biçimde hiç edilmesinin zemini çoktan kotarılır. Daha rakam telaffuzuna girişilmeden bir kere daha karavana vuracak olan sıradan insanlara umut pazarlanır. Sonuç daimi bir hal ile hüsran! Sonuç her zamanki gibi martaval okunurken, canı daha da fazla yakılacak biraz daha yoksun / yoksul kılınacak bir halk.
Genel geçer değil hayatlarımızın tam da ortasından geçen bu asgari ücret tahayyülünün her ne olacağının belirsiz bir geleceği işaret etmesinin yanında bir de sosyal / politik ola gelen tahayyüllerin yekunda müştereklerimizi eksiltmesi söz konusudur. Aleni bir halde kuşatmanın lafta değil doğrudan imalinin yamacında hayatın her ne şekilsiz hallere terki diyar edildiği meseledir. Gündelik şartların zora koşulduğu, kimsenin yarınına dair kısa, kesin bir ifadeyle umudunun kalmadığı / bırakılmadığı bir zeminde yoksunluk sadece ve sadece maddi değildir. BirGün Gazetesinden aktaralım: “AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde 'Dünya İnsan Hakları Günü İnsanlığın Yüzü Programı'nda konuştu. Konuşmasının büyük kısmında yine İsrail'in Gazze'de yaptığı katliamlardan bahseden Erdoğan, kendi iktidarında Türkiye'nin insan hakları alanında ciddi aşama kaydettiğini iddia ederken yerel seçimlere yönelik mesajlar da verdi.
Konuşmasında İsrail'in Gazze'deki katliamları üzerinden Batı'ya yüklenen Erdoğan, Batı'nın üzerine medeniyet inşa ettiği 5 değerin 4'ünün Batı ile ilgisi olmadığını öne sürdü. "Batı'nın barbarlık vasfının örneklerini doğrudan yaptığı ve dolaylı olarak destek verdiği olaylarda daha sık görmeye başladık" diyen Erdoğan, Batı'daki nefret suçlarının da arttığını söyledi.
Erdoğan, Batı ülekelrinde gelişen protestoların önemine de değindi. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin Gazze'de çiğnendiğini ifade eden Erdoğan, "Gazze halkının her türlü hakkı işgalci israil güçleri tarafından pervasızca yok edilmektedir. 18 bini aşkın Gazzeli kardeşimiz şehit oldu" diye konuştu.
Abd Nasıl Sahip Çıkacak?
İsrail'e verdiği destek üzerinden ABD'yi eleştiren Erdoğan, "ABD, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ne nasıl sahip çıkacak?" diye sordu.
70'den fazla basın mensubunun Gazze'de öldürüldüğünü vurgulayan Erdoğan, BMGK'nin İsrail'i koruma ve kollama konseyine dönüştüğünü söyledi. BM Genel Sekreteri Guterres'in çabalarının yeterli olmadığını söyleyen Erdoğan, ABD'nin veto etmesi nedeniyle Gazze'de ateşkesin yürürlüğe konamamasından hareketle "Dünya 5'ten büyüktür" sözünü tekrarladı.
"Adil Bir Dünya Abd İle Mümkün Değil"
"Bu BMGK ile insanlığın bir yere varması mümkün değil. Adil bir dünya mümkün ama Amerika’yla değil" diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"BM'nin aciz ve işlevsiz yapısının tüm dünyada sorgulanacağına inanıyorum. Gazze'den sonra hiçbir şey 'eski tas eski hamam' zihniyetiyle devam edemez. Gazze kasapları uluslararası mahkemelerde insanlığa karşı suç teşkil eden eylemlerinin hesabını vermelidir. Bu meselenin takipçisi olacağız."
"Kimsenin Ötekileştirilmesini Kabul Etmedik"
Türkiye'nin insani değerleri öncelediğini iddia eden Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hiç kimsenin kıyafeti, etnik kökeni veya dini inancı nedeniyle ötekileştirilmesini kabul etmediklerini öne sürdü.
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Türk demokrasisi dünyada örnek gösterilen bir seviyeye ulaşmıştır. Tek parti döneminde cumhurla cumhurbaşkanı arasında örülen duvarları yıkıp milli iradeye vurulan zincirleri parçaladık. Bazı süreçler vakit alsa da her meseleyi hallediyoruz."
Yerel Seçim Mesajı
Yerel seçimlere ilişkin de mesaj veren Erdoğan, "31 Mart için 'Yeniden İstanbul', 'Yeniden Ankara' diyoruz yola devam ediyoruz" diye konuştu.”
Yoksunluk kavramının kesintisiz erkan-ı muktedir elinde nasıl yeniden biçimlendirildiği meselesini görebilmek için tek örnek yeterlidir. Dümdüz bir yasak savma hikayesi olarak o ağza sakız edilmiş olagelen tek parti rejiminin tüm hatları, eylediği haltları yeniden ve yine yeniden üstlenirken bir cerahat erki insanlık mefhumuna dair nutuk çekebilmektedir. İnsan Hakları Gününde, yozluğun, zorbalığı, kesintisiz bir kuşatma pratiğinin ortasındaki menzilde olmakta olanı görünmez addetmek zaten baş efendinin en büyük hobilerinden birisini oluşturur. Bir tahakküm bataklığı haline gelmiş modern zamanlarda yönetimi var eden katmanların kendi sınırlarının içinde her türlü zorbalığı yapıp dışarıya akıl satmalarının şeceresini bir kere daha yeniden bina eder baş efendi. Kurgu değil hakikatte o çemkirip duruyor görünen malum İsrail devletiyle ticaretin halen devam olunduğu silah parçalarından, askeri giyim malzemesine, gıdadan tekstile her şeyin gemi gemi yollandığı bir zeminde, Gazze sınırlarında / Batı Şeria’da ve tüm sahada var edilen yıkımın önemine vakıf olunmadığı açıktır. Yoksunluk bunları kapsar, yoksul kılınanın, hayatına gölgelerin eksiksiz düşürülmüş insanların karşısına hamasi nutukları çıkartırken kendi bildiğini eylemeye devamlılıkla sanki her şeyi mükemmel bir ülkede yaşıyormuşuz savına tutunulur. Böyle bildirilir, oysa kepazelikler içinde kalakalmış bir yerdeyizdir. Halimiz her anlamda perişan.
BirGün Gazetesinden aktaramaya devam edelim: “Bugün Dünya İnsan Hakları günü. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabulünün üzerinden 75 yıl geçti. Ancak ülkede temel hak ve özgürlükleri budayan AKP’nin insan hakları sicili utanç verici. ‘Dünya İnsan Hakları Günü İnsanlığın Yüzü Programı’nda konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrımcılık olmadığını ve ‘Türkiye demokrasisinin örnek gösterildiğini’ öne sürdü.
Erdoğan’ın bu iddialarının yanında gerçek başka. Ülke bugün baskı sansür, hak ihlali ve adaletsizliğin gölgesinde.
Ülkedeki hak ihlalleri şöyle:
• 6 Şubat depremlerinde 50 binden fazla kişi hayatını kaybetti.
• “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “hükümeti aşağılama” suçlamasıyla 2022’de 16 bin 753 kişi hâkim karşısına çıktı. 1872 kişi tutuklandı.
• Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan bireysel başvuru sayısı 2023’ün ilk 9 ayında 80 bin 218.
• Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) 2022’deki başvuruların oranı yüzde 26,9.
• Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş hakkındaki AİHM kararları hâlâ uygulanmadı.
• Can Atalay’ın tutukluluğuna ilişkin AYM kararı uygulanmadı.
• Dezenformasyon Yasası hâlâ yürürlükte.
• İktidarı, Erdoğan’ı ve ailesini konu alan 1770 habere erişim engellendi.
• Freedom House’un raporuna göre Türkiye 32 puanla “özgür olmayan ülke” oldu.
• Düşünceyi ifade nedeniyle 6’sı çocuk 86 kişi tutuklandı.
• Umut Vakfı’nın verilerine göre 2022’de 3 bin 984 silahlı şiddet olayında 2 bin 278 kişi öldürüldü.
Öte yandan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun raporuna göre 31’i çocuk en az 3 bin 301 kişinin yaşam hakkı ihlal edildi.
İzmir Barosu’ndan yapılan açıklamada ise insan haklarının enkaz altında kaldığına aktarıldı. Açıklamada konuşan Avukat Ayşe Kaymak şunları söyledi: "Depremde yardım eşit dağıtılmadı. Mülteci depremzedelere yardım edilmeyeceğine dair talimatlarla ayrımcılık yasağı ihlal edildi."
Yoksunluk hallerinin her nasıl bile isteye, muktedir eliyle örneklendiğini yeniden imal edile geldiğini gösteren bir utanç tablosudur şu yukarıdaki. Yukarıdaki listeye sebepsiz bir biçimde uzun tutukluluğa maruz bırakılan Gültan Kışanak eklenebilir. Hakkındaki iddialar için tek bir elle tutulur kanıt bulunamayan eski HDP eşgenel başkanı Selahattin Demirtaş eklenebilir. Yüksekdağ, Tuncel gibi yüzlerce siyasetçi eklenebilir. Hastalıkları yaşam / ölüm çizgisinin arasını muğlak kılmış, buna rağmen tutsak edilmelerine devam olunan binlerce insandan bahis açılabilir. Gün aşırı var edilen ötekileştirmenin Filistin’de cereyan eden olayları öne sürüp sunulagelen Yahudi nefreti eklenebilir. Sokağa taşa duran ve ne hikmetse asırdır çözülememiş Noel ile Yılbaşını birbirinden ayıramayan bir zevatın elinde hedef kılınan Hristiyan azınlıkların durumu eklenebilir. Ötesi berisi uzunu kısacası yok her şekilde kendisinden saymadığı kim varsa buna karşı bir nefreti / hiddeti / lincin ta kendisini sürekli imal eden, bununla gününü geçirip, bir geleceği şimdiden hiç etmeye ant içen bir yerde yoksunluk laf değildir. Müştereğimiz kılınan bir tahayyül olarak her çaba sonrası karşımızda yükseltilen bir cerahat meselidir. Bu kadar...
Yönelimini, güncesini zordan / betten yana kuran bir yerde hayatın biricikliğinden hemen hiç bahis açılamıyor artık. Muktedir olagelen yönetimin sunduğu her şey bütünüyle aleni bir halde eksiltmeyi / yoksun kılmayı süreğen hale getiriyor. Yolun, yordamın, anlamla bir ve beraberce bir ülkedeki hayat gailesinin hem ekonomik hem sosyopolitik hem de güncel / gündelik sınırlarının yerle bir edilmesine devam olunuyor. Yirmi bir yıllık bir iktidar pratiğinin enikonu var ettiği şeyin artık adı dahi doğru düzgün bildirilemiyor. Ol özgürlükler ülkesinde tiratlar, söylevler çekilip durulurken bağnazlığa esir edilmiş, suspus kılınmış olan geniş kitlelere bunlara da alışırsınız denilerek bir kere daha teslimiyetçilik vaaz ediliyor. Tümden nobran, afaki bir biçimde yıldırı / kör şiddet / hayat memat halini alaşağı eden bir bakışımla sanki her şey normalmiş gibi davranılması isteniyor. Yaralarla, berelerle, bir dolu yük edilmiş olagelen elem ve kederle birlikte bir yaşam tahayyülü açık bir biçimde mahvediliyor. Yoksun, eksik, yarım yamalak hale terk edilmiş olanın içinden de bir hikaye kalmasın diye her gün yeniden var ediliyor o yoksunluk. Gelişim, ilerleme ve yenilenme denilirken cerahatin kollarında geçmişinin karanlığından zerre ayrışmamış olagelen yerde bir hayat tecrübe ettiriliyor. Adına hayat denilebilirse şayet. İtiraz edilmesi bir yana sessizliği bir kenara terk etmedikçe, sorgulanmadıkça, hak aranmadıkça daha da güçlü bir biçimde var edilecek bir cehennemî tahayyüle esaret devam olunuyor. İyi midir böyle... sahiden...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel: Ruminations By Robert Rauschenberg – Asheville Art Museum
2 notes · View notes
ahgelgorbeniaskneyledi · 1 year ago
Text
Doç. Dr. Latif Tarbak'dan 10 maddelik mükemmel bir analiz...
1. Müslüman Bir Toplumu Çökertmek İstiyorsanız önce ev hanımlığını ve anneliği değersizleştirin ki evde ana kalmasın. Evde ana kalmayınca nesiller televizyonun ve internetin emzirip büyüttüğü ruhsuz, kimliksiz ve merhametsiz nesiller olarak yetişsin.
2. O toplumun babalarını borca, kredi kartı batağına, geçim derdine, işsizliğe ve açlığa mahkûm edin ki ne eşlerine, ne evlatlarına, ne de ailelerine ayıracak vakitleri kalsın. Taksit ödemekten, kirayı denkleştirme derdinden, çocuklarının okul masraflarını düşünmekten başka bir şey düşünmeye mecalleri kalmasın…
3. Evliliği pahalılaştırıp, nikâhsız birlikteliği ucuzlatın ki genç nesiller haram yollara tevessül etsin. Zinayı kolaylaştırıp evliliği zorlaştırın ki nesiller, flörtün, ahlaksızlığın pençesinde eriyip gitsin. Aile politikalarıyla, nafaka kanunlarıyla, pozitif ayrımcılıkla aileye darbe üstüne darbe indirin ki toplumun çekirdeği çürüyüp gitsin…
4. Helal lokmayı ve helal kazancı zorlaştırın ki midelere giren haram lokmalarla o toplumun kimliğini, özünü, ruh kökünü ve karakterini değiştirebilesiniz. Faizli esnaf kredileriyle, evlilik ve düğün kredileriyle, BESLER’le, piyangoyla, promosyonlarla bir şekilde herkesi faize ve harama bulaştırın, hiç olmazsa faizin tozuna bulaştırın ki o toplum Allah’ın yardımını ve muhafazasını kaybetsin. Midelere giren haram lokmalar, duaların ve ibadetlerin kabul olunmasına engel olsun.
5. O toplumun âlimlerini, hocalarını, imamlarını itibarsızlaştırın ki toplumu derleyip toparlayacak, onlara rehberlik edecek, istikamet belirleyecek olan âlimlere güven kalmasın. Onları kendi aralarında birbirine düşürün, halkın önünde tartıştırın, her birine farklı bir şey söyletin ki halkın nazarında itibarları zedelensin. İmamları ve hocaları komedi filmlerinin ve fıkraların başkarakteri haline getirip gözden düşürün ki kriz anlarında rehberlik yapıp safları tahkim edecek kimse kalmasın. Cemaatleri, dernekleri, tarikatları asli vazifelerinden uzaklaştırıp ihale kovalama ve kadro yerleştirme derdine düşürün, onlarla ilgili kafalarda soru işaretleri ve korkular üretin ki toplumu irşad edecek kimse kalmasın.
6. Öğretmenleri itibarsızlaştırın ki öğrencileri bile onları ciddiye almasın ve onların üzerinde hiçbir yaptırımları kalmasın. Velilerin fırçaladığı, talebesinin hakaret ettiği, yöneticisinin kıymet vermediği sıradan memurlara dönüşsünler. Sonunda ne bir nesil yetiştirebilecek heyecanları, ne toplumu ıslah edebilecek aşkları, ne de zorluklarla başa çıkabilecek azimleri kalsın.
7. O toplumu dizilerden, yarışma programlarından, yemek, evlilik ve magazin programlarından başlarını kaldıramayacak hale getirin ki gerçek hayatla bağları kopsun. Diziler vesilesiyle ahlaksızlığı yasak aşk, zinayı seviyeli birliktelik, adatmayı sıradan bir iş olarak gösterin ki toplumun temelleri sarsılsın.
8. Müslüman siyasetçilere güveni sarsın ki Müslümanlar ve İslami siyaset, toplumun nazarında bir umut ve bir alternatif olmaktan çıksın. Siyasi söylemi her daim İslami söylemin üstünde tutun ki hedefler, idealler ve yola niçin çıkıldığı zamanla unutulsun. Siyasi farklılıkları İslami birlikteliklerin önüne geçirin ki gerektiğinde toplumu tek saf haline getirecek hiçbir şey kalmasın.
9. Peygamberi dini alanın dışına itin ki halkın İslami yaşamında yegâne örnek ortadan kalksın. Sürekli bize Kur’an yeter deyin ki Peygamberin sözünün yerine kendi aklınızı koyup toplumu istediğiniz gibi yönlendirebilesiniz ve Kitap’ı kafanıza göre yorumlayabilesiniz. Geleneği, geçmiş birikimi itibarsızlaştırın ki o toplumun geleceğini de yok edebilesiniz. Bidatleri ve hurafeleri yaygınlaştırın ki hakikati perdeleyebilesiniz.
10. Özellikle sakallıların, başörtülülerin, namazlıların yalan söylemesini, iftira atmasını, haksızlık yapmasını, kul hakkına girmesini, sözünde durmamasını, borcunu ödememesini harama bulaşmasını, kirlenmesini örselenmesini ve yıpranmasını sağlayın ki toplumun Müslüman kimliğe zerrece güveni kalmasın.
6 notes · View notes
falnfalanafilnfilana · 1 year ago
Text
Kalbindeki sızı gittikçe büyüyordu.Fiziksel olarak ne hissettiğini tam olarak anlayamasa da psikolojik olarak farkındaydı gerçeğin .Kafasını kaldırdı,defterin üzerinden kalemini kaldırdı.Ne zor şeydi kendin olunmasına izin verilememek,ne zor şeydi engellenmek.Ancak yazınca kendini iyi hissediyordu-kitap okumak ve müzik dinlemek dışında-kalemi daha sıkı tuttu.Parmak uçlarından eklemlerine doğru beyazlık oluşmuştu.
İlham...ilham öyle bir şeydi ki
Neler diyorum?
İlham ne zaman ortaya çıkar?Cevabı buldum.
Ait olduğun yerdeysen ...
Ya değilsen ?
İşte ona duyduğun uzaktan sevgi , hasret fark ettiğin anda gelir birde.
Bende ait olduğum yeri bulmuşken , takıntılarım buna engel oluyor.Çevredeki insanlar ise zevkle engelleri çoğaltmaya yardım ediyordu.
Kitap adı :Kimse Adımızı Bilmiyor
Yazar:DBO000
Wattpad
6 notes · View notes
adl1bbed · 2 days ago
Text
Bölüm 146: Hava durumunun arka çıkması ne kadar güzeldi
Nangong Jingnu dönüp Qi Yan'ın sarılışına karşılık verdi, yüz yüzelerdi. Elini kaldırarak Qi Yan'ın yanağına koydu, şefkatle üzerindeki yaşları silerken kendi gözyaşları sessizce süzülmeye devam ediyordu.
Son üç yıl, aralarında çok fazla şeyin birikmesine yol açmıştı. Bu gecikmiş özür ve sarılış, hiç şüphesiz duygusal boşalmanın etkileriydi; fakat sadece bir cümle ile kolaylıkla boş verilemeyecek şeyler vardı. Bunu ikisi de anlıyordu.
Nangong Jingnu Qi Yan'ın yüzünü ellerinin arasına alarak yumuşak bir tonla, "Şu haline bak, yirmi dört yaşında olmana rağmen hala bir çocuk gibi ağlıyorsun," dedi.
Qi Yan dudağını bir miktar ısırdı, ardından asık suratıyla, "Bu kul berbat hissediyor," dedi.
Nangong Jingnu kıkırdamaktan kendini alamadı, fakat bunu hemen üzgünlük izledi: belki son üç yıl bu insan için de zor olmuştu?
"Qi Yan..."
"Bu kul burada."
"Bana biraz daha zaman ver."
"Anlaşıldı."
"Geç oldu, uyu artık."
Qi Yan Nangong Jingnu'nun belinin etrafındaki kollarını biraz sıktırdı, "Bu kul... bu şekilde uyumak istiyor."
"Pekala."
Pencerenin dışında vahşi rüzgarlar ve sağanak yağış sürüyordu. Odanın içindeki iki insan, birbirinin kollarında uyuyakaldı.
Gece rüyasız geçmişti. Üç yıl boyunca meclisin sabah toplantısına katılmak, fazla uyuma alışkanlığını durdurduğu için Nangong Jingnu dışarıda gökyüzü daha aydınlanmadan gözlerini açtı. Belinin üzerinde bulunan kolu hissedip kulaklarının yanından gelen nefes seslerini duyduğunda, bir anlık Nangong Jingnu'nun kafası karıştı.
Başını çevirip derin bir uykuda olan Qi Yan'a baktı. Dün gece olanları hatırladığında, kısık sesle güldü.
Qi Yan çoktan çekilme talebini sunmuştu ve o kendisi de bunu işaretlemişti. Bu sebeple Qi Yan'ın şu andan itibaren başkent sınavının sonuna kadar meclise katılmasına gerek yoktu, fakat kendisi için durum farklıydı.
Nangong Jingnu dikkatle bir saniye daha Qi Yan'a baktıktan sonra onun kendi karnı üzerindeki bileğini dikkatlice alıp kenara bıraktı. Yavaşça kalkarak Qi Yan'ın bacaklarının üzerinden geçti, yataktan indi ve katlanır paravanın üstünde asılı duran kıyafetlerini alıp giyindi. Arkasına dönüp bir kere daha derin uykudaki Qi Yan'a baktı. Kalbini ayrılmaya olan isteksizlik kaplamıştı.
Ses çıkarmadan yatağın kenarına oturdu, ardından battaniyeyi Qi Yan'ın üzerine çekti. Elini kaldırarak Qi Yan'ın alnındaki sıcaklığı ölçtükten sonra oradan ayrılmak üzere ayağa kalktı.
Nangong Jingnu'nun edindiği izlenime göre, Qi Yan'ın sağlık durumu hep zayıf olmuştu. Onun yağmura yakalandıktan sonra hastalanacağından korkuyordu. Neyse ki vücut sıcaklığı normaldi.
Nangong Jingnu eşlik etmesi için kimseyi çağırmadı. Basitçe elini yüzünü yıkadı, ardından kapıyı itip dışarı çıktı.
Kapıların kapatılma sesi geldiğinde "derin bir uykuda" olan Qi Yan gözlerini açtı. Bakışları netti, daha yeni uyanmış birinin görünümüne hiç de benzemiyordu.
... ...
Yağmur, yavaşlamış olsa da hala devam ediyordu. Gökyüzü hala bulutlarla kaplıydı, sanki kara bulutlardaki yağmurun tümü sıkılana dek güneş kendini göstermeyecekti. Avluda epey su biriktiği için birkaç grup saray hizmetkarı çoktan temizlemeye başlamıştı. Çok sayıda bitki şiddetli yağış dolayısıyla yapraklarını kaybettiğinden, taze yeşil yapraklar su birikintilerinin yüzeyinde süzülüyordu. Hiç şüphesiz yazın ortasında olunmasına rağmen avlu biraz ıssız görünüyordu.
Qiuju Nangong Jingnu'nun omuzlarına bir manto bıraktı, "Hava bir gecede soğuyuverdi. Bu hizmetçi birazdan ana odaya dönüp birkaç tane sonbahar saray elbisesi takımı hazırlanmasını sağlayacak."
Nangong Jingnu'nun ince kaşları hafifçe çatıldı. Yeniden yukarıdaki kapalı havaya bakarken içine kötü bir his doğdu.
Bu yağmur fazla olağandışı bir biçimde bastırmıştı, yağmur sezonunun başkente bir ay sonra gelmesi gerekiyordu. Yakında hasat mevsimi gelecekti. Herhangi bir sorun yaşanmasa iyi olurdu.
Nangong Jingnu: "Saray hizmetçilerine Fuma'nın istirahatini bölmemelerini söyle. Birazdan imparatorluk hastanesine birilerini yolla ve Fuma'nın rutin nabız ölçümleri devam etsin."
Qiuju: "Anlaşıldı."
Nangong Jingnu: "Hadi gidelim."
... ...
Odanın içinde, Qi Yan sekiz adımlık yatakta arkasına yaslandı. Brokar battaniye dizlerini örterken o, yağmurun patırtılarını dinliyordu.
Yanındaki yerde kalan sıcaklık artık dağılıyordu. Qi Yan başını çevirip baktığında, yeşimden yastığın parlak kırmızı örtüsünün üzerinde birkaç tane uzun siyah saç teli kaldığını gördü.
Qi Yan elini uzatarak parmak uçlarıyla saç tellerini topladı. Dikkatlice birbirlerine doladı, ardından ayağa kalkıp normalde belinde asılı duran ikiz balık kesesini getirdi. Kıvrılmış saç tellerini bunun içerisine koydu.
Kapının tıklatılma sesleri duyuldu. Qi Yan elindeki ikiz balık kesesini sıktırırken gözlerinden telaşlı bir ifade geçti, "Kim o?"
Qian Tong: "Efendim uyanık mı? Bu basit kimse Qian Tong, efendimin üzerini giyinmesine yardım etmek için burada."
Qi Yan gündelik hayatında birilerinin hizmetine ihtiyaç duymuyordu, Qian Tong da bunu biliyordu. Bunu dediğine göre, acilen iletmesi gereken bir şeyleri olmalıydı.
Qi Yan: "İçeri gel."
Qian Tong Qi Yan'ın yanına geldi. Tek dizinin üzerine çöktü, ardından mumla mühürlenmiş zarfı çıkardı, "Efendim, bir mektup geldi."
Qi Yan kapağında hiçbir yazı bulunmayan mühürlü mektubu aldı. Mektubu çıkarıp bir göz attığında, Qian Yuan'ın el yazısını gördü.
Mektupta şunlar yazılıydı: Gu Feng'in yönlendirmesi sayesinde, Qi Yan'ın gizlice yönettiği Sifang bankası başarıyla başkente girmişti. Fakat Qian Yuan, Sifang bankasının başkentin iyi bilinen bankası olan Tongyuan bankasının çıkarlarına dokunduğundan endişeliydi. Bunun sahibi olan Xie An'ın bu işin peşini bırakmamasından kaygı duyuyordu.
Her ne kadar Xie An bir tehdit unsuru olmasa da, arkasındaki kişi Üçüncü Prens Nangong Wang'dı. Qi Yan'ın, başkentin makam odasına selam vermesi gerekiyordu.
Qi Yan bu sayfayı çıkardığında, arkasında bir mektubun daha olduğunu gördü. Bu da Qian Yuan tarafından yazılmıştı, fakat ötekine kıyasla biraz alelacele yazılmış gibi duruyordu.
Qi Yan'ın kaşları iyice çatıldı. Üzerindeki iki sıra karakteri tekrar tekrar okuyordu: bu basit kimse, Qian Yuan binlerce ölümü hak ediyor. Bu basit kimse dün rutine uyarak genç efendiyi ziyaret etmeye gittiğinde, o ailenin geçen ay çoktan başka yere taşındığını öğrendi. Nerede oldukları bilinmiyor.
Bu basit kimse yüz tane portre resmetmesi için bir ressam tuttu, bunlar da kabiliyetli ve güvenilir astlara gizlice araştırması için iletildi.
Qi Yan mektubu buruşturarak bir top haline getirdi, avucunun içinde sıktırdı. Göğsü belirgin bir şekilde yükselip alçalıyordu.
Üç sene evvel Xiao-Die ikiz çocuklar dünyaya getirmişti. Qi Yan iç meclisin oğlu almak için anneden kurtulunan antik geleneği uygulayabileceğinden endişe ettiği için oğlanın küçük yaşında öldüğünü öne sürmüş, Qian Yuan ise el altından oğlanı başkentin dışına çıkarmış ve bir çiftçi ailenin himayesine vermişti.
Qian Yuan dışında hiç kimse çocuğun bulunduğu adresi bilmiyordu. Çocuğu her yıl dört defa ziyaret ediyor; bu çocuğun güvenle büyümesini teminat altına almak için düzenli olarak biraz yağ, tahıl ve gümüş götürüyordu...
Böylesine avantajlı şartlar altında, o ailenin taşınmak için kesinlikle hiçbir gerekçesi yoktu... Fakat mektupta geçen ay taşındıkları yazıyordu. Vakit hesaplandığında bu... onun başkente giriş yaptığı tarih değil miydi?
Qi Yan yumruklarını gevşetti. Sol elinde ikiz balık kesesini tutarken sağ eli mektubu top haline getirdi.
Çocuğu kim kaçırmıştı?
Nangong Jingnu olabilir miydi? Arkasında Nangong Rang'ın desteği vardı, yani böyle bir şey yapmak için yeterli gücü bulunduruyordu... Lakin davranış ve üslubuna bakılırsa, bu pek olası değildi.
Qian Yuan "bekçiden hırsıza dönmüş" olabilir miydi? Gelecekte pazarlık malzemesi yapmak için çocuğu gizlice uzağa mı götürmüştü?
Qi Yan hala önünde diz çökmekte olan Qian Tong'a baktı, ardından bu fikri eledi.
Qian Yuan'a çoktan özgürlüğünü geri vermesi ve kendi mal varlığını onun idaresine bırakması bir yana, Qian Yuan'ın oğlu Qian Tong ve kızı Qian Bao hala onun ellerindeydi. İki taraf için de büyük zararlarla sonuçlanacak bir şeyi neden yapsındı ki?
Ya da belki...
Qi Yan'ın sessiz olduğunu gören Qian Tong, "Efendimin iletilmesini istediği herhangi bir sözlü mesajı var mı?" diye sordu.
Qi Yan derin bir nefes aldı. Kehribar rengi gözleri dinginliğini geri kazandı, ardından alçak sesle şöyle dedi, "Qian Yuan'a bunu sonuna kadar araştırmasını söyle. Hayattaysa kurtarılmalı, ölüyse bulunmalı. Ve... ödeneği yakın gelecekte telafi etmesini söyle. Bir süre sonra bazı eşyalar getirmesi için birini özel köşke gönder, sonra bunların hepsini Xie An'a getirip hazır gümüşle takas et. Gereksiz bütün nesneler satılabilir, hepsini gümüşe çevir."
Qian Tong: "Anlaşıldı."
Qi Yan biraz düşündükten sonra devam etti, "Gümüşü çeşitli bölgelerdeki tefeci dükkanlarına ulaştırması için birini gönder. İhtiyaçlarını karşılamak için para ödünç almaya gelen herhangi bir çiftçi aile olduğunda ne kadara ihtiyaçları olursa olsun istediklerini versin. Ama, teminat olarak toprak tapularını kullanmak zorundalar. Vadenin dolum tarihi uygun şekilde cömert belirlenebilir, fakat faizi biraz arttırsın. Bu iş tamamlandığında normal durumu korusun ve benden emir beklesin."
Qian Tong: "Anlaşıldı."
Qian Tong oradan ayrıldı. Qi Yan giyinmeyi bitirdi, ardından o da yatak odasından çıktı. Dışarıda yağmur hala yağıyordu. Her ne kadar dünkü kadar şiddetli olmasa da, henüz düzeleceğine dair bir belirti yoktu.
Qi Yan başını kaldırıp yukarıdan bastıran kara bulutlara baktıktan sonra, "Hava durumu arka çıkıyor, hava durumu gerçekten arka çıkıyor..." diye mırıldandı.
Bir gecelik yakınlığın ardından Nangong Jingnu tekrar meşgul olmaya başlamıştı. Qi Yuxiao, her gün Qi Yan'a rahat vermeyerek teyzesinin talimatını yerine getiriyordu.
Gerçi, Qi Yan da zaten Xiao-Die'yi ziyaret etmek için Fuma malikanesine dönmeyi planlamıyordu. Hiç kuşkusuz kız kardeşini özlemişti, fakat üç yıldır serdiği plan ağı artık çekilmek üzereydi. B��yle bir noktadayken Nangong Jingnu'yu daha fazla kışkırtamazdı. İntikamını aldığında, kız kardeşinin yanında olmak için daha onlarca yılı olacaktı. Şimdi ziyaret etmeyerek onu korumuş oluyordu. Nangong Rang'ın yaşamı rüzgarın önündeki bir mum gibi yanıyordu, Nangong Jingnu'nun iyiliği için bir şeyler yapabilirdi.
Qi Yuxiao sayesinde Qi Yan'ın, içinde Ayin Bakanı Gongyang Huai de bulunan büyük bir ziyaretçi grubunu geri çevirmek için yeterli bahanesi vardı.
Böylesi bir zaman diliminde birileriyle görüşmesi yerinde olmazdı. Belki de Nangong Jingnu'nun gözleri çoktan onun yanına yerleştirilmiş, izliyordu. İmparatorluk sınavının sonuçları açıklanana kadar her şey beklemek zorundaydı.
Bu sırada, Nangong Jingnu yoğun iş yüzünden bütünüyle yorulmuştu. Son zamanlarda mecliste yine birkaç adet büyük mesele yaşanmıştı, fakat Nangong Jingnu paravanın arkasında kalmak zorundaydı. Meclis toplantıları sırasında emir verememesi, onun için en büyük kısıtlama halini almıştı.
Tarım Bakanı; çeşitli bölgelerde sel baskınının işaretleri gözleniyor, meclis sonbahar hasadının ve vergi gelirlerinin etkilenmesini önlemek adına erkenden hazırlıkları yapsın, diye rapor vermişti.
Wei Krallığı'nın yağış sezonu olması gerekenden koca bir ay erken gelmişti. Şu anda tahılların olgunlaştığı mevsimdi, fakat Tarım Bakanı çeşitli bölgelere koşturduğunda yakında hasat edilecek olan mahsullerin rutubet yüzünden küflenmeye başladığını görmüştü. Çok sayıda çiftçi aile şimdi iki tercihle karşı karşıya kalmıştı. İlki az miktarda hasat riskini göze alıp mahsulleri erkenden toplamaktı, fakat bir yıllık sıkı çalışma meyvesini yakında bütünüyle verecekti. Kusursuz miktarda tahılı öylece azaltmaya kimin gönlü elverirdi ki?
İkincisi ise göklerle bahse girip bu yağmurun bir an evvel dinmesi için dua etmekti. Bu mevsimde güneş yalnızca birkaç gün içinde biriken suları buharlaştırabilirdi, hala daha iyi bir hasat yapabilirlerdi.
Wei Krallığı'nın kuruluşunun ilk zamanlarında Nangong Rang, halkın belini kıran bir politika yürürlüğe koymuştu— "tuz teyiti ile şartlı notların takası". Artık bu uygulanmaya başlayalı on yıl olmuştu. Fahiş miktarda kârın ve devletin etkisinin büyüsüne kapılarak krallıktaki birçok çiftçi aile ellerindeki kıt sayıda şartlı nota güvenip takas için beklemişti. Bazı aileler yüksek fiyattaki bu şeyleri almak için kendi özel arazilerini bile satmıştı. Lakin Wei Krallığı ailelerin elinde bulundurduğu dönüm miktarına değil, nüfus sayımına göre vergi alıyordu.
Öte yandan tarlaları küçülmüş, ailedeki insan sayısı ise on yıllık zaman diliminde artmıştı. Her aileye düşen vergi miktarının gitgide ağırlaşmasının sebebi buydu. Qi Yan üç yıllık zamanı çeşitli bölgeleri ziyaret edip insanların fikirlerini dinlemek için kullanmıştı. Wei Krallığı'ndaki yüklü miktarda çiftçi aile sayısının çoktan kırılma noktasına erişmekte olduğunu hesapladığı için Qian Yuan'a, Wei Krallığı meclisinde bardağı taşıran son damla olacak bu emri vermişti.
Fakat şimdi değildi. Bu seneki talebeler mecliste sağlam bir tutunma noktası edinip Qi Yan yeterince sözlü otorite kazanana kadar beklemesi gerekiyordu.
Belki de yaşını başını almış Nangong Rang bu "tuz teyiti ile şartlı notların takası" politikasını çoktan unutmuştu. Bu, Wei Krallığı'nın eti ve kemiğine kazınmış zehirli bir yara gibiydi; üstelik bu yara çoktan iltihaplanmıştı. Nangong Jingnu bir kadındı, bundan sonrasında hala sıklıkla Qi Yan'a güvenmesi gerekecekti. "Seçkin güç" ancak "tehlike yakınken" elde edilirdi. O zaman geldiğinde... Qi Yan'ın meclis salonunu kanla yıkama vakti gelecekti.
Qi Yan: Komutanlık mülkü, Merkezi Katipler, Saray önü Muhafızı ve ailesi... o zaman gelene kadar hayatta kalsanız iyi edersiniz.
***
0 notes
gunayagamali · 9 days ago
Text
Tumblr media
"Fransanın bölgəni kölələşdirməyə yönəlik çirkin niyyətlərinə qarşı Azərbaycan regional və qlobal miqyasda fəal şəkildə mübarizə aparır"
"Fransanın anti-Azərbaycan siyasəti müxtəlif üsul və formalarla davam etməkdədir. Sözügedən dövlətin Ermənistandakı səfiri Olivye Dekotiyinin diplomatik normaları kobud şəkildə pozaraq ölkəmizin beynəlxaq hüquqa əsaslanan qələbəsinə kölgə salmaq cəhdləri və həqiqətləri təhrif etməsi qəbuledilməzdir".
Bunu Sonxeber.az-a danışan Milli Məclisin deputatı, Ana Vətən Partiyasının sədr müavini Günay Ağamalı bildirib.
Deputat qeyd edib ki, rəsmi Paris mahiyyət etibarı ilə keçmiş Minsk qrupunun həmsədri olaraq Azərbaycan və Ermənistan arasında münasibətlərin xarakteristikasına dərindən bələd olan azsaylı ölkədən biridir:
"Buna görə də 44 günlük Vətən Müharibəsindən sonra Yelisey Sarayının davamlı xarakter almış qərəzli, Azərbaycanofob, islamafob, türkofob siyasəti ilk növbədə onların öz nüfuzuna xələl gətirir. Fransa tərəfsizlik prezumpsiyasına əməl etməməklə beynəlxalq hüququn norma və prinsiplərini kobud şəkildə pozur.
Rəsmi Paris regionda yaranmış yeni geosiyasi konfiqurasiyanı heç cür qəbul etmək istəmir. Bununla yanaşı Ermənistana həm siyasi, həm də hərbi dəstək verməklə gərginliyi artırır. Təbii ki, Makron administrasiyasının addımları Bakı və İrəvan arasında dayanıqlı sülhün əldə olunmasına maneə yaradır. Halbuki Azərbaycan işğala son qoymaqla Fransanın da aralarında olduğu ATƏT-in Minsk qrupunun vəzifələrini yerinə yetirib".
Deputat vurğulayıb ki, Fransa Cənubi Qafqazda neokolinalist siyasət həyata keçirməklə Afrikada üzləşdiyi uğursuzluqları kompensasiya etməyə çalışır:
"Cənubi Qafqaz Asiya ilə Avropa arasında mühüm bir keçid nöqtəsi olduğu üçün regionun geosiyasi əhəmiyyəti və enerji resursları Parisin diqqətini cəlb edir. Bunun üçün də Ermənistandan plasdarm kimi istifadə olunur. Fransanın bölgəni kölələşdirməyə yönəlik çirkin niyyətlərinə qarşı Azərbaycan istər regional, istərsə də qlobal miqyasda fəal şəkildə mübarizə aparır. Bu isə öz növbəsində Fransanın Cənubi Qafqaza nüfuz etmək imkanlarını məhdudlaşdırır".
"Sonxeber.az"saytı
04 Noyabr 2024-cü il.
0 notes
pendikeskortgirlss · 18 days ago
Text
Pendik Eskort Girls
İnternetin hayatımıza girişi ve vazgeçilmez bir hal almasının ardından sosyal medyanın da hayatımızda büyük yer tutması, ilişkilerin yönünü değiştirmiştir. Günümüzde sanal ortamdan insanlarla tanışmanın normalleşmesi ve birlikteliklerin dahi bu şekilde başlayabilmesi, geleneksel ilişki yollarının evrim geçirmesine sebep olmuştur. Bundan dolayı partner siteleri olarak bilinen sitelerin sayısı artmakta, kullanıcıları genişlemektedir. Flört siteleri de denilen bu siteler sayesinde insanlarla ilişki kurmak, flört etmek ve çeşitli amaçlar için partner bulmak sıradan bir hal almış, popülerleşmiştir. Türkiye’nin herhangi bir yerinde ikamet eden kişilerin bu sitelerin hizmetinden yararlanarak uygun partneri bulmaları mümkündür.
Partner siteleri, uzun yıllardır etkin bir şekilde varlığını sürdüren, insanların birbirlerine yaklaşmalarını kolaylaştıran sitelerdir. Ruh eşini arayan, flört etmek isteyen, kendisiyle en uygun olabilecek partneri arayan kişiler için kurulan sitelerdir. Flört sitelerinde yer alan kullanıcılar, siteye ait tüm avantajlardan yararlanma hakkına sahiplerdir. Ayrıca yasal bilgilerle üye olunmasına gerek olmadığından oldukça güvenli bir ortam sunar. Anonim bir kullanıcı ismi ile üye olabilir, profil bilgilerinizi ve aradığınız ilişki türü gibi bilgilerin yer aldığı kısmı doldurabilir, filtreleme seçenekleriyle kriterlerinize uygun kişiyi aratabilirsiniz. Özellikle Anadolu Yakası partner arayanlar yine konum kısmına bu bilgiyi yazarak sistemin algoritmasından faydalanabilir ve aradığınız bölgeden kişilerin listelenmesini sağlayabilirsiniz. Anadolu Yakası partner siteleri olarak da geçen bu online platformlarda her tercihe göre kullanıcı bulunabilir. Geniş kullanıcı tabanlı siteler olan flört siteleri, kullanıcılarının bilmediği bölgelerdeki kişileri yine diğer kullanıcılarının karşısına çıkarır. Bu sayede belki de sizinle aynı amaca sahip olan fakat bunu bilmenizin mümkün olmayacağı kişilerle tanışma imkanı sunar.
Anadolu Yakası flört arayışı olan kişilerin bölgede bulunan diğer kullanıcılarla temas halinde olmasını kolaylaştıran bu siteler, hızlı bir şekilde aksiyon almanızı sağlar. Üye olunduğu andan itibaren sohbet edebileceğiniz binlerce kişi ile tanışma imkanınız bulunur. Günün her saati aktif kullanıcısı olan sitelerdir. Bu sayede iş çıkışlarında ya da gecenin herhangi bir saatinde bile sohbet etmek, tanışmak ve hatta buluşma ayarlamak gibi avantajlara sahip olursunuz. Partner sitesi kullanıcıları, sitenin sunmuş olduğu özgür ilişki ortamı sayesinde kendilerini kolaylıkla ifade eden, açıkça isteklerini dile getiren ve ne aradığını bilen kişilerdir. Bundan dolayı üyelerin uygun partner adayını hızlı bir şekilde bulabilmeleri söz konusudur. Zamandan tasarruf edilmesini sağlayan, uzun soluklu arayışa gerek kalmadan flört edinmeyi kolaylaştıran, yıllardır varlığını sürdüren bu siteler güvenlik konusunda da oldukça başarılıdır. Rahatsızlık duyulan bir durumda karşı tarafı engelleme özgürlüğü sunar. Ayrıca gerçek bilgilerle kayıt olmadığından bilgilerinizin çalınma ve kullanılma gibi bir durumu da söz konusu değildir. Bundan dolayı gönül rahatlığı ile üye olup, aşkın farklı ve özgür tarafını görebilirsiniz.
Anadolu Yakası flört siteleri sayesinde aradığını bulamayan yoktur demek doğru olur. Hem fantezi dünyanızı gerçeğe dönüştürebilecek hem de hayatınıza hareket – eğlence katabilecek flört adaylarını bulmak artık çok kolay. Gerçek hayatta arayıp bulamadığınız, aklınızdaki geceyi yaşayamadığınız ve bir uyum içinde olamadığınız kişileri bu sanal platformda bulabilirsiniz. Artık internetten insanlarla ilişki kurmanın doğal bir hale gelmesinden dolayı partner siteleri aracılığı ile ilişki kurmak da doğaldır. Ayrıca bu sistemlerde herkesin niyetini açıkça belli etmesinden dolayı daha bile güvenlidir denilebilir. Diğer sosyal mecralarda veya gerçek hayatta karşımıza çıkan kişiler, düşüncelerini ve niyetlerini açıkça beyan etmediklerinden, tepki almak veya hayal kırıklığına uğramak söz konusudur. Anadolu Yakası flört siteleri ise bu sorunların tamamını ortadan kaldırmaktadırlar.
0 notes
Text
Anadolu Yakası Escort
İnternetin hayatımıza girişi ve vazgeçilmez bir hal almasının ardından sosyal medyanın da hayatımızda büyük yer tutması, ilişkilerin yönünü değiştirmiştir. Günümüzde sanal ortamdan insanlarla tanışmanın normalleşmesi ve birlikteliklerin dahi bu şekilde başlayabilmesi, geleneksel ilişki yollarının evrim geçirmesine sebep olmuştur. Bundan dolayı partner siteleri olarak bilinen sitelerin sayısı artmakta, kullanıcıları genişlemektedir. Flört siteleri de denilen bu siteler sayesinde insanlarla ilişki kurmak, flört etmek ve çeşitli amaçlar için partner bulmak sıradan bir hal almış, popülerleşmiştir. Türkiye’nin herhangi bir yerinde ikamet eden kişilerin bu sitelerin hizmetinden yararlanarak uygun partneri bulmaları mümkündür.
Partner siteleri, uzun yıllardır etkin bir şekilde varlığını sürdüren, insanların birbirlerine yaklaşmalarını kolaylaştıran sitelerdir. Ruh eşini arayan, flört etmek isteyen, kendisiyle en uygun olabilecek partneri arayan kişiler için kurulan sitelerdir. Flört sitelerinde yer alan kullanıcılar, siteye ait tüm avantajlardan yararlanma hakkına sahiplerdir. Ayrıca yasal bilgilerle üye olunmasına gerek olmadığından oldukça güvenli bir ortam sunar. Anonim bir kullanıcı ismi ile üye olabilir, profil bilgilerinizi ve aradığınız ilişki türü gibi bilgilerin yer aldığı kısmı doldurabilir, filtreleme seçenekleriyle kriterlerinize uygun kişiyi aratabilirsiniz. Özellikle Anadolu Yakası partner arayanlar yine konum kısmına bu bilgiyi yazarak sistemin algoritmasından faydalanabilir ve aradığınız bölgeden kişilerin listelenmesini sağlayabilirsiniz. Anadolu Yakası partner siteleri olarak da geçen bu online platformlarda her tercihe göre kullanıcı bulunabilir. Geniş kullanıcı tabanlı siteler olan flört siteleri, kullanıcılarının bilmediği bölgelerdeki kişileri yine diğer kullanıcılarının karşısına çıkarır. Bu sayede belki de sizinle aynı amaca sahip olan fakat bunu bilmenizin mümkün olmayacağı kişilerle tanışma imkanı sunar.
Anadolu Yakası flört arayışı olan kişilerin bölgede bulunan diğer kullanıcılarla temas halinde olmasını kolaylaştıran bu siteler, hızlı bir şekilde aksiyon almanızı sağlar. Üye olunduğu andan itibaren sohbet edebileceğiniz binlerce kişi ile tanışma imkanınız bulunur. Günün her saati aktif kullanıcısı olan sitelerdir. Bu sayede iş çıkışlarında ya da gecenin herhangi bir saatinde bile sohbet etmek, tanışmak ve hatta buluşma ayarlamak gibi avantajlara sahip olursunuz. Partner sitesi kullanıcıları, sitenin sunmuş olduğu özgür ilişki ortamı sayesinde kendilerini kolaylıkla ifade eden, açıkça isteklerini dile getiren ve ne aradığını bilen kişilerdir. Bundan dolayı üyelerin uygun partner adayını hızlı bir şekilde bulabilmeleri söz konusudur. Zamandan tasarruf edilmesini sağlayan, uzun soluklu arayışa gerek kalmadan flört edinmeyi kolaylaştıran, yıllardır varlığını sürdüren bu siteler güvenlik konusunda da oldukça başarılıdır. Rahatsızlık duyulan bir durumda karşı tarafı engelleme özgürlüğü sunar. Ayrıca gerçek bilgilerle kayıt olmadığından bilgilerinizin çalınma ve kullanılma gibi bir durumu da söz konusu değildir. Bundan dolayı gönül rahatlığı ile üye olup, aşkın farklı ve özgür tarafını görebilirsiniz.
Anadolu Yakası flört siteleri sayesinde aradığını bulamayan yoktur demek doğru olur. Hem fantezi dünyanızı gerçeğe dönüştürebilecek hem de hayatınıza hareket – eğlence katabilecek flört adaylarını bulmak artık çok kolay. Gerçek hayatta arayıp bulamadığınız, aklınızdaki geceyi yaşayamadığınız ve bir uyum içinde olamadığınız kişileri bu sanal platformda bulabilirsiniz. Artık internetten insanlarla ilişki kurmanın doğal bir hale gelmesinden dolayı partner siteleri aracılığı ile ilişki kurmak da doğaldır. Ayrıca bu sistemlerde herkesin niyetini açıkça belli etmesinden dolayı daha bile güvenlidir denilebilir. Diğer sosyal mecralarda veya gerçek hayatta karşımıza çıkan kişiler, düşüncelerini ve niyetlerini açıkça beyan etmediklerinden, tepki almak veya hayal kırıklığına uğramak söz konusudur. Anadolu Yakası flört siteleri ise bu sorunların tamamını ortadan kaldırmaktadırlar.
0 notes
maltepebayaneskortlar · 22 days ago
Text
Anadolu Yakası Escort
İnternetin hayatımıza girişi ve vazgeçilmez bir hal almasının ardından sosyal medyanın da hayatımızda büyük yer tutması, ilişkilerin yönünü değiştirmiştir. Günümüzde sanal ortamdan insanlarla tanışmanın normalleşmesi ve birlikteliklerin dahi bu şekilde başlayabilmesi, geleneksel ilişki yollarının evrim geçirmesine sebep olmuştur. Bundan dolayı partner siteleri olarak bilinen sitelerin sayısı artmakta, kullanıcıları genişlemektedir. Flört siteleri de denilen bu siteler sayesinde insanlarla ilişki kurmak, flört etmek ve çeşitli amaçlar için partner bulmak sıradan bir hal almış, popülerleşmiştir. Türkiye’nin herhangi bir yerinde ikamet eden kişilerin bu sitelerin hizmetinden yararlanarak uygun partneri bulmaları mümkündür.
Partner siteleri, uzun yıllardır etkin bir şekilde varlığını sürdüren, insanların birbirlerine yaklaşmalarını kolaylaştıran sitelerdir. Ruh eşini arayan, flört etmek isteyen, kendisiyle en uygun olabilecek partneri arayan kişiler için kurulan sitelerdir. Flört sitelerinde yer alan kullanıcılar, siteye ait tüm avantajlardan yararlanma hakkına sahiplerdir. Ayrıca yasal bilgilerle üye olunmasına gerek olmadığından oldukça güvenli bir ortam sunar. Anonim bir kullanıcı ismi ile üye olabilir, profil bilgilerinizi ve aradığınız ilişki türü gibi bilgilerin yer aldığı kısmı doldurabilir, filtreleme seçenekleriyle kriterlerinize uygun kişiyi aratabilirsiniz. Özellikle Anadolu Yakası partner arayanlar yine konum kısmına bu bilgiyi yazarak sistemin algoritmasından faydalanabilir ve aradığınız bölgeden kişilerin listelenmesini sağlayabilirsiniz. Anadolu Yakası partner siteleri olarak da geçen bu online platformlarda her tercihe göre kullanıcı bulunabilir. Geniş kullanıcı tabanlı siteler olan flört siteleri, kullanıcılarının bilmediği bölgelerdeki kişileri yine diğer kullanıcılarının karşısına çıkarır. Bu sayede belki de sizinle aynı amaca sahip olan fakat bunu bilmenizin mümkün olmayacağı kişilerle tanışma imkanı sunar.
Anadolu Yakası flört arayışı olan kişilerin bölgede bulunan diğer kullanıcılarla temas halinde olmasını kolaylaştıran bu siteler, hızlı bir şekilde aksiyon almanızı sağlar. Üye olunduğu andan itibaren sohbet edebileceğiniz binlerce kişi ile tanışma imkanınız bulunur. Günün her saati aktif kullanıcısı olan sitelerdir. Bu sayede iş çıkışlarında ya da gecenin herhangi bir saatinde bile sohbet etmek, tanışmak ve hatta buluşma ayarlamak gibi avantajlara sahip olursunuz. Partner sitesi kullanıcıları, sitenin sunmuş olduğu özgür ilişki ortamı sayesinde kendilerini kolaylıkla ifade eden, açıkça isteklerini dile getiren ve ne aradığını bilen kişilerdir. Bundan dolayı üyelerin uygun partner adayını hızlı bir şekilde bulabilmeleri söz konusudur. Zamandan tasarruf edilmesini sağlayan, uzun soluklu arayışa gerek kalmadan flört edinmeyi kolaylaştıran, yıllardır varlığını sürdüren bu siteler güvenlik konusunda da oldukça başarılıdır. Rahatsızlık duyulan bir durumda karşı tarafı engelleme özgürlüğü sunar. Ayrıca gerçek bilgilerle kayıt olmadığından bilgilerinizin çalınma ve kullanılma gibi bir durumu da söz konusu değildir. Bundan dolayı gönül rahatlığı ile üye olup, aşkın farklı ve özgür tarafını görebilirsiniz.
Anadolu Yakası flört siteleri sayesinde aradığını bulamayan yoktur demek doğru olur. Hem fantezi dünyanızı gerçeğe dönüştürebilecek hem de hayatınıza hareket – eğlence katabilecek flört adaylarını bulmak artık çok kolay. Gerçek hayatta arayıp bulamadığınız, aklınızdaki geceyi yaşayamadığınız ve bir uyum içinde olamadığınız kişileri bu sanal platformda bulabilirsiniz. Artık internetten insanlarla ilişki kurmanın doğal bir hale gelmesinden dolayı partner siteleri aracılığı ile ilişki kurmak da doğaldır. Ayrıca bu sistemlerde herkesin niyetini açıkça belli etmesinden dolayı daha bile güvenlidir denilebilir. Diğer sosyal mecralarda veya gerçek hayatta karşımıza çıkan kişiler, düşüncelerini ve niyetlerini açıkça beyan etmediklerinden, tepki almak veya hayal kırıklığına uğramak söz konusudur. Anadolu Yakası flört siteleri ise bu sorunların tamamını ortadan kaldırmaktadırlar.
0 notes