#nişasta depolama
Explore tagged Tumblr posts
tibbivearomatikbitkiler · 1 year ago
Text
Bitkilerin kısa günlerde hayatta kalma sırrı
Bitkilerin kısa günlerde hayatta kalma sırrı
Tumblr media
#BitkiBiyolojisi, #BitkiBüyümesi, #Bitkiler, #BüyümeOranı, #DayanıklıBitkiÇeşitleri, #EnerjiKullanımı, #Fotosentez, #FotosentezHızı, #GıdaSistemleri, #GünIşığı, #IklimDeğişikliği, #KısaGünBitkileri, #KısaGünler, #MahsulÇeşitleri, #MetabolitDeğişimi, #Metabolizma, #NişastaDepolama, #SolunumHızı, #UyumSağlama, #UzunGünBitkileri, #YazSaatiUygulaması https://is.gd/fNV2cv https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/makaleler/bitkilerin-kisa-gunlerde-hayatta-kalma-sirri/
Bitkilerin kısa günlerde hayatta kalma sırları ile ilgili MSU’nun yeni araştırması, bitkilerin gün ışığını kaybetmeye nasıl uyum sağladığını gösteriyor. Yaklaşan yaz saati uygulamasının “geri çekilmesi” birçok insan için sıkıntı verici olabilir; ancak Michigan Eyalet Üniversitesi bilim adamlarının yeni araştırmaları, bitkilerin bu durumla başa çıkmanın yollarını bulduğunu ortaya koyuyor.
Yakın zamanda Plant Physiology dergisinde yayınlanan bir makalede , MSU Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyeleri Tom Sharkey ve Yair Shachar-Hill ve ekibi, bitkilerin değişen gün uzunluklarıyla baş edebilecek çok sayıda ince ayarlı sisteme sahip olduğunu gösterdi. Daha geniş bir iklim aralığında yetişebilecek yeni mahsul çeşitlerinin geliştirilmesine yardımcı olun.
Sharkey, “‘Fotosentez bitki büyümesini mi sınırlıyor, yoksa bitki büyümesi mi fotosentezi sınırlıyor?’ sorusu beni büyüledi” dedi.
Sharkey , Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Bölümü’nde ( BMB) Üniversite Seçkin Profesörüdür ve MSU-Enerji Bitki Araştırma Laboratuvarı Bölümü veya MSU-DOE PRL’de öğretim üyesidir .
“Ve bu temel sorudan hareketle” diye devam etti Sharkey, “Bitkilerin kısa günlerde hayatta kalmaya alışkın olan hafif bitkilerin ışık alma miktarını daha da azaltırsak büyümenin nasıl etkileneceğini bilmek istedik.”
İşbirliği yoluyla bulunan uyarlanabilir mekanizmalar
Bitki Biyolojisi Bölümünde profesör olan Sharkey ve Shachar-Hill liderliğindeki MSU araştırmacılarından oluşan bir ekip, bitkilerin farklı gün uzunluklarına nasıl uyum sağladığını anlamak için Kütle Spektrometresi ve Metabolomik kullanarak bir model yağlı tohum ürünü olan Camelina sativa adlı bir bitki üzerinde çalıştı. MSU kampüsünde çekirdek .
Vardıkları sonuç: Bitkiler, aldıkları gün ışığı miktarına bağlı olarak enerjilerini kullanma şekillerini değiştirmeye uyum sağlamışlardır.
Ekip, günler kısaldığında bitkilerin fotosentez yapmak için daha az zamanları olduğunu, dolayısıyla aldıkları güneş ışığını daha verimli kullanmaları gerektiğini buldu. Bitkiler bunu fotosentez hızlarını artırarak ve solunum hızlarını azaltarak yaparlar. Ayrıca fotosentezin gerçekleştiği sürgünlerine daha fazla enerji harcarlar.
Ek bir mekanizma olarak bitkiler gün boyunca daha fazla şekeri nişasta olarak depolar, böylece daha uzun gece boyunca kullanacakları enerjiye sahip olurlar. Ayrıca boşlukları ve diğer hücresel bölmeler arasındaki metabolit değişimini de yavaşlatırlar, bu da gece boyunca karbon dengesini korumalarına yardımcı olur.
Michigan Eyalet Üniversitesi araştırmacıları, “uzun gün” muadillerinin yarısı kadar ışık alan “kısa gün” Camelina bitkilerinin hala uzun gün bitkilerininkinin %84’ü kadar göreceli bir büyüme oranına sahip olduğunu gösterdi.
Aynı zamanda Plant Resilience Institute öğretim üyesi olan Sharkey, “MSU, işbirliği yapılabilecek uzmanların çeşitliliği nedeniyle bu araştırma için ideal yerdi” dedi .
Sharkey ve Shachar-Hill’e ek olarak araştırma, MSU-DOE PRL ve Sharkey ve Shachar-Hill laboratuvarlarındaki araştırma ortakları Yuan Xu ve Xinyu Fu ile yapılan işbirliğiyle desteklendi; BMB’de eğitmen olan Sean Weise; ve Bitki Biyolojisi Bölümü’nde araştırmacı olan Abubakarr Koroma.
Gıda sistemindeki zorluklara yönelik çözümler
Bu çalışmanın sonuçları, üniversitenin küresel gıda sistemimizin karşılaştığı zorluklara çözüm bulma çabalarını sürdürüyor. Bitki biyolojisi konusundaki anlayışımızı ilerletirken, sonuçlar daha üretken ve hava koşullarındaki değişikliklere veya değişen büyüme bölgelerine karşı dayanıklı yeni mahsul çeşitlerinin geliştirilmesine yardımcı olabilir.
Sharkey, “Bulgularımız bitki büyümesinin iyileşmesine yol açabilir” dedi. “Kısa gün bitkilerinin uzun gün bitkilerine neredeyse ayak uydurmak için kullandıkları hileleri belirleyebilirsek, uzun gün bitkilerini daha da iyi hale getirebiliriz.”
Bu araştırmanın finansmanı, Kimyasal Bilimler, Yer Bilimleri ve Biyolojik Bilimler Bölümü, ABD Enerji Bakanlığı Bilim Ofisi Temel Enerji Bilimleri Ofisi ve MSU AgBioResearch tarafından sağlandı.
0 notes
pazaryerigundem · 2 months ago
Text
Dünyada un ihracatında birinciyiz... 4 un paketinden birinde Türk imzası var
https://pazaryerigundem.com/haber/188012/dunyada-un-ihracatinda-birinciyiz-4-un-paketinden-birinde-turk-imzasi-var/
Dünyada un ihracatında birinciyiz... 4 un paketinden birinde Türk imzası var
Tumblr media
Türkiye’nin dünyada un ihracatında birinci, makarna ihracatında da ikinci sırada olduğunu belirten Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, dünyadaki her 4 un paketinden birinde Türkiye’deki üreticilerin emeğinin bulunduğunu gösterdiğini söyledi.
AZERBAYCAN (İGFA) – Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği (IAOM) Avrasya Bölge Başkanlığı tarafından düzenlenen ve dünya tahıl sektörünün önemli buluşmaları arasında yer alan “3. IAOM Avrasya Konferansı ve Sergisi” Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de başladı.
Toplantıya katılan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Kovid-19 ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nın gıda güvenliğinin kritik önemini bir kez daha hatırlattığını anımsatarak, son asırda yaşanan ve gelecekte yaşanması beklenen nüfus artışının gıda ve suya ihtiyacını daha da artıracağını anlattı.
Bakan Yumaklı, “Önümüzdeki 27 yılda yapılan projeksiyonlara göre dünya nüfusunun 2 milyar daha artarak 10 milyara çıkması bekleniyor. Türkiye nüfusu ise 1960 yılında 27 milyonken son 63 yılda 3 katına çıkarak 85 milyona ulaştı. 2050 yılında da 105 milyonu geçecek. Bu gerçek, Türkiye için olduğu gibi diğer ülkeler için de geçerlidir. Dolayısıyla da gıdaya ve suya olan ihtiyaç her geçen gün daha da artıyor.” diye konuştu.
Tumblr media
“DEĞİRMENCİLİK ÜRÜNLERİNE TALEPTE CİDDİ ARTIŞ BEKLİYORUZ”
Bakan Yumaklı, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, nüfus artışına bağlı olarak 2050’de bugünden yüzde 55 daha fazla suya, yüzde 70 daha fazla gıdaya ihtiyaç duyulacağını söyledi. “Bu gerçek, gıda ve tarım politikalarımızı geleceğe hazırlarken, en önemli gerekçemizi oluşturmaktadır.” diyen Yumaklı, “Dünyada yaşanan bu süreçler, gıdayı işleyerek yarı mamul ve mamule dönüştüren değirmencilik sektörünün de önemini tüm dünyada artıracaktır. Bu anlamda özellikle tahıl depolama ve taşıma sistemlerine olan ilgi dünya çapında artmıştır. Yine değirmen makinelerine, beklenenin ötesinde bir ilgi oluşmuş ve ciddi bir kapasite artışı yaşanmıştır. Un ve yem gibi sektörlerin, ana üretim kalemlerine olan ihtiyacı da artacağı için özellikle de 2024’ün ikinci yarısından itibaren sektörde ciddi bir talep artışı bekliyoruz.” diye konuştu.
Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, Türk değirmen sektörünün dünya ihracatındaki lider pozisyonunu uzun yıllardır devam ettirdiğini belirterek, Türkiye genelinde yaklaşık 600 un fabrikasının bulunduğunu söyledi.
“HER 4 UN PAKETİNDEN BİRİSİNDE TÜRK ÜRETİCİLERİN İMZASI VAR”
Bakan Yumaklı, geçen yıl yurt içi kullanım ve ihracat amacıyla 15 milyon ton civarında un üretildiğini belirterek, “İhracatın büyük bir kısmı Orta Doğu, Afrika ve Asya ülkelerine gerçekleşti. Türkiye şu anda dünyada un ihracatında birinci, makarna ihracatında da ikinci sırada. 2023 yılı itibarıyla Türkiye’nin dünya un pazarındaki payı yüzde 23. Bu da dünyadaki her 4 un paketinden birisinde Türkiye’deki üreticilerin emeğinin bulunduğunu gösteriyor. Türk değirmencilik sektörü, depolama, taşıma ve boşaltma, öğütme, eleme, otomasyon, tartım ve laboratuvar sistemlerine kadar her bir alanda önemli başarılara imza atmayı sürdürmektedir. Dünyadaki en büyük kapasiteli un, yem, nişasta, kahve fabrikaları, Türk değirmen makinecileri tarafından kurulmaktadır.” dedi.
Şanlıurfa’daki Göbeklitepe’nin dünyada ilk buğdayın ve unun üretildiği yerin Anadolu olduğunu gösterdiğini belirten Bakan Yumaklı, dünyanın en eski sanayi kolu olan değirmenciliğin ortaya çıktığı bu coğrafyanın kritik önemdeki endüstriye öncülük etmenin gururunu yaşadığını söyledi.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
anindakrediler-blog · 8 years ago
Text
https://anindakrediler.com/wp-content/uploads/2017/05/kosgebin-destek-verdiği-sektörler.jpg KOSGEB'in Destek Verdiği Sektörler (2017 Güncel Liste) Anında Kredi Veren Bankalar
https://anindakrediler.com/kosgebin-destek-verdigi-sektorler-2017-guncel-liste-1040/
KOSGEB'in Destek Verdiği Sektörler (2017 Güncel Liste)
Kendi işini kurmak ya da büyütmek isteyen girişimciler en çok KOSGEB kredilerinden ve hibelerinden faydalanıyorlar. KOSGEB, şartlara uyma koşuluyla bir çok iş koluna hibe ya da kredi verebiliyor. Ayrıca ilk defa bir iş kurma girişiminde bulunacak gençlere, ev hanımlarına ve bunun gibi gruplara çeşitli kolaylıklar da sağlanıyor.
Bu yazımızda KOSGEB’in destek verdiği sektörler hakkında bazı bilgiler verdik.
KOSGEB’in destek verdiği sektörler 
Kosgeb’in destek verdiği  sektörler şunlardır:
Madencilik ve taş ocakçılığı,
İmalat,
Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi – dağıtımı,
Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri,
İnşaat,
Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı,
Ulaştırma ve depolama,
Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri,
Bilgi ve iletişim,
Finans ve sigorta faaliyetleri,
Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler,
İdari ve destek hizmet faaliyetleri,
Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor faaliyetleri,
Diğer hizmet faaliyetleri.
KOSGEB desteği verilen iş kolları yukarıda genel başlıklar halinde belirtilmiştir. KOSGEB desteği verilen iş kolları hakkındaki temel başlıkları aşağıda detaylandırdık. Böylece bu temel başlıkların hangi işleri kapsadığını daha kolay anlayabilirsiniz.
Madencilik ve taş ocakçılığı
Madencilik ve taş ocakçılığı faaliyetleri kapsamına giren aşağıdaki iş kollarına KOSGEB desteği verilebilir:
Kömür ve linyit çıkarma faaliyetleri (taş kömürü – linyit madenciliği)
Doğal gaz ve ham petrol çıkarımı faaliyetleri (Ham petrol – doğal gaz çıkarımı)
Metal cevherleri madenciliği (Demir ve demir harici metal madenler, uranyum – toryum madenciliği)
Kum, kil ve taş ocakçılığı,
Süsleme – yapı taşları, alçı taşı, kireç taşı, tebeşir ve kayağan taşı (arduvaz-kayrak taşı) ocakçılığı,
Kum ve çakıl ocaklarının faaliyetleri; kaolin ve kil çıkarma faaliyetleri,
Başka yerde sınıflandırılmamış madencilik ve taş ocakçılığı,
Tuz çıkarımı,
Turba çıkarımı,
Kimyasal ve gübreleme amaçlı mineral madenciliği,
Başka yerde sınıflandırılmamış diğer madencilik ve taş ocakçılığı,
Madenciliği destekleyici hizmet faaliyetleri,
Petrol ve doğal gaz çıkarımını destekleyici faaliyetler,
Taş ocakçılığını ve madenciliği destekleyici diğer faaliyetler.
İmalat Faaliyetleri
İmalat faaliyetleri kapsamına giren aşağıdaki iş kollarına KOSGEB desteği verilebilir:
Gıda ürünü imalat faaliyetleri,
Etin işlenmesi ve saklanması,
Etin işlenmesi ve saklanması ile et ürünlerinin imalatı,
Kümes hayvanlarının etlerinin işlenmesi ve saklanması,
Et ve kümes hayvanlarının etlerinden üretilen ürünlerin imalatı,
Balık, kabuklu deniz hayvanları ve yumuşakçaları işleme ve saklama faaliyetleri,
Meyve ve sebze işleme – saklama faaliyetleri,
Meyve suyu ve sebze suyu üretimi,
Hayvansal ve bitkisel yağ üretimi,
Katı ve sıvı yağ üretimi,
Süt ve süt ürünlerinin üretimi,
Süthane işletmeciliği,
Peynir üretimi,
Dondurma üretim faaliyetleri,
Öğütülmüş tahıl ürünleri, nişasta ve nişastalı ürünlerin imalatı,
Nişasta ve nişastalı ürünlerin imalatı,
Öğütülmüş sebze ve hububat ürünü üretimi,
Fırıncılık ve unlu mamül üretimi,
Pastane ürünü ve ekmek üretim faaliyetleri,
Bisküvi gibi dayanıklı pastane ürünleri üretimi,
Şehriye, makarna gibi unlu mamüllerin üretimi,
Şeker üretimi,
Çikolata, kakao ve şekerleme üretimi,
Çay ve kahve gibi ürünleri işleme faaliyetleri,
Baharat, sos, sirke ve diğer çeşni maddelerinin üretimi,
Hazır yemek üretimi,
Homojenize gıda müstahzarları ve diyetetik gıda üretimi,
Hazır hayvan yemi üretimi,
Alkollü içeceklerin damıtılması, arıtılması ve harmanlanması,
Üzümden şarap üretimi,
Elma şarabı ve diğer meyve şaraplarının üretimi,
Diğer damıtılmamış mayalı içeceklerin üretimi,
Bira- malt üretimi,
Alkolsüz içecek üretimi (maden sularının ve diğer şişelenmiş suların üretimi),
Tütün ürünlerinin üretimi,
Tekstil ürünlerinin üretimi,
Tekstil elyafının hazırlanması ve bükülmesi,
Dokuma  faaliyetleri,
Örgü (triko) veya tığ işi (kroşe) kumaşların üretimi,
Halı ve kilim üretimi,
Halat, urgan, kınnap ve ağ üretimi,
Kürk hariç, giyim eşyası üretimi,
Deri giyim eşyası üretimi,
İç giyim eşyası üretimi,
Derinin tabaklanması ve işlenmesi; bavul, el çantası, saraçlık ve koşum takımı imalatı; kürkün işlenmesi ve boyanması gibi faaliyetler,
Ayakkabı, bot, terlik vs. üretimi,
Ağaç, ağaç ürünleri ve mantar ürünleri imalatı (mobilya hariç); saz, saman ve benzeri malzemelerden örülerek eşyaların üretimi,
Ağaç, mantar, kamış ve örgü malzeme ürünleri üretimi,
Parke yer döşemelerinin üretimi,
Kağıt hamuru üretimi,
Kağıt ve mukavva üretimi,
Matbaacılık faaliyetleri,
Kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri üretimi,
Rafine edilmiş petrol ürünleri üretimi,
Plastik ürünlerin üretimi,
Temizlik ürünü üretimi,
Kozmetik ürün üretim faaliyetleri,
Patlayıcı madde üretim faaliyetleri,
Eczacılıkla ilgili kimyasalların üretim faaliyetleri,
Cam ve cam ürünlerinin üretimi faaliyetleri,
İnşaat malzemesi üretimi,
Porselen ve seramik ürünlerin üretimi,
Ana metal sanayii,
Değerli metal üretimi ,
Çatal-bıçak takımı ve diğer kesici aletler ile el aletleri ve genel hırdavat malzemeleri üretimi,
Bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerinin üretimi,
Elektronik bileşenlerin ve devre kartlarının üretimi,
İletişim ekipmanı üretimi,
Ölçme, test ve seyrüsefer amaçlı alet ve cihazlar ile saat imalatı,
Işınlama, elektro medikal ve elektro terapi ile ilgili cihazların imalatı
Manyetik ve optik kaset, bant, CD vb. ortamların imalatı
Kol saatlerinin, masa ve duvar saatlerinin ve benzerlerinin imalatı
Elektrik motoru, jeneratör, transformatör ile elektrik dağıtım ve kontrol cihazlarının imalatı
Fiber optik kabloların imalatı
Elektrikli – elektriksiz ev aletlerinin imalatı,
Hava taşıtı, motorlu taşıt ve motosiklet motorları hariç motor ve türbin imalatı,
Fırın, ocak (sanayi ocakları) ve brülör (ocak ateşleyicileri) imalatı
Tarım ve ormancılık makineleri imalatı
Gıda, içecek ve tütün işleme makineleri üretimi,
Gemi ve tekne yapımı,
Tekstil, giyim eşyası ve deri üretiminde kullanılan makinelerin üretimi,
Müzik aletleri imalatı,
Oyun ve oyuncak imalatı
Spor malzemeleri imalatı
Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri
Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri kapsamına giren aşağıdaki iş kollarına KOSGEB desteği verilebilir:
Su arıtım faaliyetleri,
Su toplama faaliyetleri,
Su dağıtım faaliyetleri,
Kanalizasyon faaliyetleri,
Atık toplama, ıslah etme ve dezenfekte etme faaliyetleri,
Geri dönüşüm faaliyetleri,
Hurdacılık faaliyetleri,
Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi – dağıtımı
Elektrik, gaz, buhar ve havalandırma sistemi üretim ve dağıtımı faaliyetleri kapsamına giren aşağıdaki iş kollarına KOSGEB desteği verilebilir:
Elektrik enerjisi üretim faaliyetleri,
Elektrik enerjisi iletim faaliyetleri,
Elektrik enerjisi dağıtım faaliyetleri,
Elektrik enerjisi ticareti,
Gaz üretim ve dağıtım faaliyetleri,
İklimlendirme ve buhar faaliyetleri
İnşaat Faaliyetleri
İnşaat faaliyetleri kapsamına giren aşağıdaki iş kollarına KOSGEB desteği verilebilir:
Bina ve bina harici yapıların inşaat faaliyetleri,
Kara ve demir yollarının inşaat faaliyetleri,
Demir yolları ve metroların inşaat faaliyetleri,
Akışkanlar için hizmet projelerinin inşaatı,
Köprüler ve tünellerin inşaatı,
Su projeleri inşaatı,
Yıkım ve şantiyenin hazırlanması faaliyetleri,
Elektrik ve telekomünikasyon için hizmet projelerinin inşaatı,
Elektrik tesisatı, sıhhi tesisat ve diğer inşaat tesisatı faaliyetleri,
Test sondajı ve delme faaliyetleri,
Sıva, boya,doğrama, yer-duvar kaplama, cam, çatı yapımı gibi faaliyetler,
Ulaştırma ve depolama faaliyetleri
Ulaştırma ve depolama faaliyetleri kapsamına giren aşağıdaki iş kollarına KOSGEB desteği verilebilir:
Kara, deniz, demir ve hava yolu taşımacılığı faaliyetleri (insan ve yük),
Boru hattı taşımacılığı,
Taksi taşımacılığı,
Ev ve iş yerlerine verilen taşımacılık hizmetleri,
Uzay taşımacılığı,
Taşımac��lık için depolama ve destekleyici faaliyetler,
Kargo yükleme boşaltma faaliyetleri,
Posta ve kurye faaliyetleri,
Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri
Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri kapsamına giren aşağıdaki iş kollarına KOSGEB desteği verilebilir:
Tatil ve diğer kısa süreli konaklama yerleri,
Kamp alanları, motorlu karavan ve karavan tipi treyler park hizmetleri,
Yiyecek ve içecek hizmeti faaliyetleri,
Lokanta ve catering faaliyetleri,
Otelcilik faaliyetleri,
Finans ve sigortacılık faaliyetleri
Finans ve sigorta faaliyetleri; sigorta acentelerinin ve aracılarının faaliyetleri
Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı
Otomobillerin ve hafif motorlu kara taşıtlarının ticareti,
Motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin toptan ve perakende ticareti ile onarımı,
Motorlu kara taşıtlarının parça ve aksesuarlarının ticareti,
Mobilya, ev eşyaları, madeni eşyalar ve hırdavatların satışı ile ilgili aracılar
Kereste ve inşaat malzemelerinin satışı ile ilgili aracılar
Yakıtların, maden cevherlerinin, metallerin ve endüstriyel kimyasalların satışı ile ilgili aracılar
Tarımsal ham maddelerin, canlı hayvanların, tekstil ham maddelerinin ve yarı mamul malların satışı ile ilgili aracılar,
Tekstil, giysi, kürk, ayakkabı ve deri eşyaların satışı ile ilgili aracılar
Makine, sanayi araç ve gereçleri ile deniz ve hava taşıtlarının satışı ile ilgili aracılar
Gıda, içecek ve tütün satışı ile ilgili aracılar,
Tarımsal ham madde ve canlı hayvanların toptan ticareti
Çiçeklerin ve bitkilerin toptan ticareti
Tahıl, işlenmemiş tütün, tohum ve hayvan yemi toptan ticareti,
Ham deri, post ve deri toptan ticareti,
Et ve et ürünlerinin toptan ticareti
Meyve ve sebzelerin toptan ticareti
Süt ürünleri, yumurta ve yenilebilir sıvı ve katı yağların toptan ticareti,
İçecek toptan ticareti (Alkollü içecekler hariçtir)
Balık, kabuklular ve yumuşakçalar da dahil diğer gıda maddelerinin toptan ticareti
Kahve, çay, kakao, şeker, çikolata ve baharat toptan ticareti
Tekstil ürünlerinin toptan ticareti
Giysi ve ayakkabı toptan ticareti
Ev eşyalarının toptan ticareti
Porselen ve cam eşya ile temizlik maddelerinin toptan ticareti
Parfüm ve kozmetik ürünlerinin toptan ticareti
Eczacılık ürünlerinin toptan ticareti
Saat ve mücevher toptan ticareti
Mobilya, halı ve aydınlatma ekipmanlarının toptan ticareti
Elektronik ve telekomünikasyon ekipmanlarının ve parçalarının toptan ticareti
Bilgisayar, bilgisayar çevre birimleri ve yazılım toptan ticareti
Belirli bir mala tahsis edilmemiş mağazalardaki toptan ticaret
Hırdavat, sıhhi tesisat ve ısıtma tesisatı malzemelerinin toptan ticareti
Belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalardaki diğer toptan ticaret
Tekstil endüstrisi makineleri ile dikiş ve örgü makinelerinin toptan ticareti
Diğer makine, ekipman, aksam ve parçaları ile büro mobilyalarının toptan ticareti
Diğer büro makine ve ekipmanlarının toptan ticareti
Takım tezgahlarının toptan ticareti
Madencilik, bina ve bina dışı inşaat makinelerinin toptan ticareti
Diğer ara ürünlerin toptan ticareti
Madenler ve maden cevherlerinin toptan ticareti
Büro mobilyalarının toptan ticareti
Diğer makine ve ekipmanların toptan ticareti
Katı, sıvı ve gazlı yakıtlar ile bunlarla ilgili ürünlerin toptan ticareti
Ağaç, inşaat malzemesi ve sıhhi teçhizat toptan ticareti
Tarımsal amaçlı makine ve ekipmanlar ile aksam ve parçalarının toptan ticareti
Kimyasal ürünlerin toptan ticareti
Atık ve hurda toptan ticareti
Bilgi ve iletişim teknolojisi ekipmanlarının toptan ticareti
Tezgahlar ve pazar yerleri vasıtasıyla yapılan perakende ticaret
Kullanılmış malların satıldığı mağazalardaki perakende ticaret
Mağazalar, tezgahlar ve pazar yerleri dışında yapılan diğer perakende ticaret
Mağazalar, tezgahlar ve pazar yerleri dışında yapılan perakende ticaret
Tezgahlar ve pazar yerleri vasıtasıyla diğer malların perakende ticareti
Tezgahlar ve pazar yerleri vasıtasıyla gıda, içecek ve tütün ürünleri perakende ticareti
Posta yoluyla veya internet üzerinden yapılan perakende ticaret
Tezgahlar ve pazar yerleri vasıtasıyla tekstil, giyim eşyası ve ayakkabı perakende ticareti
Bilgi ve iletişim faaliyetleri
Bilgi ve iletişim faaliyetleri kapsamına giren aşağıdaki iş kollarına KOSGEB desteği verilebilir:
Yayımcılık faaliyetleri (kitap, gazete, dergi vs)
Bilgisayar oyunlarının yayımlanması
Programcılık ve yayıncılık faaliyetleri (tv-radyo vs)
Diğer yazılım programlarının yayımlanması
Telekomünikasyon faaliyetleri (kablolu, kablosuz, uydu vs)
Web portalları
Bilgisayar programlama, danışmanlık ve ilgili faaliyetler
Haber ajanslarının faaliyetleri
Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler
Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler kapsamına giren aşağıdaki iş kollarına KOSGEB desteği verilebilir:
İdari danışmanlık faaliyetleri
Mimarlık ve mühendislik faaliyetleri; teknik muayene ve analiz
Teknik test ve analiz faaliyetleri
Bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetleri
Reklamcılık ve pazar araştırması faaliyetleri,
Fotoğrafçılık faaliyetleri
Tercüme ve sözlü tercüme faaliyetleri
Sosyal bilimlerle ve beşeri bilimlerle ilgili araştırma ve deneysel geliştirme faaliyetleri
Biyoteknolojiyle ilgili araştırma ve deneysel geliştirme faaliyetleri
Doğal bilimler ve mühendislikle ilgili araştırma ve deneysel geliştirme faaliyetleri
İdari ve destek hizmet faaliyetleri
İdari ve destek hizmet faaliyetleri kapsamına giren aşağıdaki iş kollarına KOSGEB desteği verilebilir:
Kiralama ve leasing faaliyetleri
Motorlu taşıtların kiralanması ve leasingi
Eğlence ve spor eşyalarının kiralanması ve leasingi
Kişisel eşyaların ve ev eşyalarının kiralanması ve leasingi
Video kasetlerin ve disklerin kiralanması
Tarımsal makine ve ekipmanların kiralanması ve leasingi
Büro makine ve ekipmanın (bilgisayarlar dahil) kiralanması ve leasingi
Hava taşımacılığı araçlarının kiralanması ve leasingi
Su yolu taşımacılığı ekipmanının kiralanması ve leasingi
Bina ve bina dışı inşaatlarda kullanılan makine ve teçhizatın kiralanması ve leasingi
İstihdam faaliyetleri
Seyahat acentesi, tur operatörü ve diğer rezervasyon hizmetleri ile ilgili faaliyetler
Güvenlik ve soruşturma faaliyetleri
Binalar ile ilgili hizmetler ve çevre düzenlemesi faaliyetleri
Büro yönetimi, büro desteği ve iş destek faaliyetleri
Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor faaliyetleri
Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor faaliyetleri kapsamına giren aşağıdaki iş kollarına KOSGEB desteği verilebilir:
Kütüphaneler, arşivler, müzeler ve diğer kültürel faaliyetler
Tarihi alanlar ve yapılar ile turistik yerlerin işletilmesi
Botanik ve hayvanat bahçeleri ile koruma altındaki alanlarla ilgili faaliyetler
Diğer hizmet faaliyetleri
Bilgisayarların, kişisel eşyaların ve ev eşyalarının onarımı
Tekstil ve kürk ürünlerinin yıkanması ve kuru temizlenmesi
Cenaze işleri ile ilgili faaliyetler
Kuaförlük ve diğer güzellik salonlarının faaliyetleri
Saatlerin ve mücevherlerin onarımı
Ayakkabı ve deri eşyaların onarımı
Tüketici elektronik eşyalarının onarımı
İletişim araç ve gereçlerinin onarımı
Bilgisayarların ve bilgisayar çevre birimlerinin onarımı
Mobilyaların ve ev döşemelerinin onarımı
Evde kullanılan cihazlar ile ev ve bahçe gereçlerinin onarımı
Kişisel eşyalar ile ev eşyalarının onarımı
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
ACI YONCA Çok Yıllık 0,15-0,4 m 5-6 Aylar Ca, Na, Ho Yaprakları Acı yonca, Bitterklee, Menyanthes trifolia L. Su yoncası Bataklık yoncası Ateş yoncası Familyası: Acıyoncagillerden Bitterkleegewâchse Menyanthaceae Drugları: Acı yonca yaprakları; Menyanthidis folium (Trifolia fibrini folium) Acı yoncanın yaprakları çay tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır. Giriş: Bu bitki Acıyonca, Su yoncası, Bataklık yoncası, Ateş yoncası gibi yonca ismi ile anılsa da yoncagillerle ilgisi yoktur. Acı yonca birleşimindeki maddeler ve kullanılış nedeni ile Centiyangillere benzer. Yonca diye anılması bitkinin üçlü yaprakları nedeni iledir. Oysa yapraklar hem oldukça büyük hem de şeklen yonca yapraklarına benzemez. Acı yonca tarihte iştahsızlık, skorbüt hastalığı (C-vitamini yetersizliği), romatizma gibi hastalıklara karşı ve ateş düşürücü olarak kullanılmaktadır. İlk detaylı araştırmayı Hahnemann yapmış ve onu diğerleri takip etmiştir. Vatanı Avrupa ve Asya?nın ılıman bölgelerindeki bataklıklar, durgun veya yavaş olan suların kenarında yetişir. Botanik: Bataklık durgun veya yavaş akan su kenarlarında yetişen bitki 15-40cm boyunda olan çiçek demeti veya üçlü yaprağı dikine yükselirken asıl çevreye yayılan uzun bir köke sahiptir. Yaprakları uzun, kahverengimsi bir sap üzerinde üçü bir arada bulunur ve bu nedenle Acı yonca diye anılır. Yaprağı 8-12cm uzunluğunda, 4-8cm eninde, oval şekilde, koyu yeşil renkli, kenarları çok az kertikli, hafif dalgalı ve hafif kalkık damarları oldukça belirgin ve derindir. Çiçekleri uzun bir sap üzerinde, başak gibi dizilmiş beyaz çiçeklerden meydana gelir. Çiçekleri yıldız şeklinde dizilmiş, üzeri tüylü, her beyaz renkli taç yaprak ve ortada bir döllenme tozluğundan meydana gelir. Kökleri 1-2cm kalınlığında 50-200cm uzunluğunda olup sürünerek çevresine yayılır ve böylece bulunduğu yerde kısa zamanda kümeler oluşturur. Tohumları suda yüzecek kadar hafif olan kapsüller içinde olup su ile birlikte çevreye yayılır ve uygun bir ortamda çoğalır. Yetiştirilmesi: Köklerinden bir parça veya tohumlarından birkaç tanesi su kenarına ekildiğinde kısa sürede orada kök salar. Hasat Zamanı: Çiçek açma zamanı olan Mayıs ve Haziran aylarında Acı yonca yaprakları toplanarak kurutulur ve kaldırılır. Maalesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşiminde yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş?te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlarda açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukça azaltır. Birleşiminde: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Araştırmalar: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Tesir şekli: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Kullanılması: a) Araştırmalara göre mideyi kuvvetlendirmek, mide asidini artırmak için, hazımsızlık, iştahsızlık, skorbüt hastalığı (C-Vitamini yetersizliği) ve iskemiye karşı kullanılır. b) Komisyon E nin 01.02.1990 tarih ve 22a nolu Monografi bildirisine göre Acı yonca başta iştahsızlık, hazımsızlık rahatsızlıklarından özellikle kokuşmaya karşı kullanılır. c) Homeopati?de nevralji (sinirsel ağrılar), trigeminus nevralji (yüz nevraljisi), baş ağrısı, tikler, titremeler ve sinirsel rahatsızlıklara karşı kullanılır. d) Halk arasında; iştahsızlık, bağırsaklarda kokuşma, (dispepsi) mide asidi yetersizliği, şişkinlik, ekşime, karaciğer, safra ve pankreas zafiyetine karşı kullanılır. Ayrıca grip, baş ağrısı, migren ve metabolizma zafiyetine karşı da etkili ve kanı temizleyici olarak kullanılır. Çay: Kurutulmuş, ince kıyılmış acı yonca yapraklarından 1 kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edildikten sonra 5-10dk demlemeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Yan tesirleri: Acı yoncanın bilinen bir yan tesiri yoktur fakat çok acı olması nedeni ile fazla içilemez. Geniş bilgi için Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp ismli kitabımızda mevcuttur. Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır. Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
sosyalmedyablog · 8 years ago
Text
New Post has been published on Kadın Sağlığı Rehberi
New Post has been published on http://saglikdoping.com/sindirim-sistemi-2/
Sindirim sistemi
İnsanda diğer canlılardan daha gelişmiş bir sindirim sistemi vardır. Besinler alınır ve ağızda çiğnenir, sindirim kanalı baştan başa yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsaktan geçer, sindirilmeyen artıklar anüsten dışarı atılır….
İnsanda öteki canlılardan daha gelişmiş bir sindirim sistemi vardır. Besinler alınır ve ağızda çiğnenir, sindirim kanalı baştan başa yemek yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsaktan geçer, sindirilmeyen artıklar anüsten dışarı atılır. Tükürük bezleri, karaciğer ve pankreas sindirime asistan organlardır.
Besinler sindirim kanalı her tarafında peristaltik hareketlerle ilerler. Besinlerin sindirimi, mide ve ince bağırsakta tamamlanır. Sindirilen besinler ve suyun büyük bir kısmı ince bağırsakta emilir. Suyun geri kalan kısmı ve madensel tuzlar adamakıllı kalın bağırsakta emilir. Sindirim sisteminin çalışmasını asap ve endokrin sistem düzenler.
Hormon Salgılandığı organ Salgının çıkmasını uyarıcı etken Reaksiyon organı Tepkime organının cevabı
Sindirim sistemi organları Sindirim sisteminin esas organları; * Ağız * Yutak * Yemek Yemek borusu * Mide * İnce bağırsak
Ağız: Dudak, yanak, tat alma ve yutakla çevrilmiş bir boşluktur. Ağız boşluğunda dil ve dişler bulunur. Dil ve dişler de sindirime yardımcı organlardır. Yutak: Ağızdan sonra bulunan yutak, yemek yemek ve soluk borusuna geçişte bulunur. Lokmalarımızın solgun borusuna geçişini engeller. Yemek borusu: Yutak ile mide arasında yer alır. Yapısında yer alan halka kasları sayesinde, yediklerimizin peristaltik (sağımsal) hareketlerle mideye ulaşmasını sağlar. Mide: besinleri ambar eden, mekanik sindirimin ve kimyasal sindirimin yapıldığı organdır. Mide bezlerinden pepsinojen ve HCI (hidroklorik asit) salgılanır. HCI ayrıca pepsinojeni aktifleştirir ayrıca de antiseptik özelliği ile midedeki mikroorganizmaları yok eder.
İnce bağırsak: Sindirimin tamamlandığı, son ürünlerin emildiği en yoğun çalışan sindirim organıdır. İnce bağırsağın mideyle birleştiği yere onikiparmak bağırsağı (duedonum) adı verilir. Onikiparmak bağırsağı bir fazla sindirim enziminin döküldüğü yer olması nedeniyle sindirim kanalının önemli bir bölümüdür.
Sindirim sistemine muavin organlar; * Karaciğer * Pankreas * Safra kesesi * Kalın bağırsak
Karaciğer: Vücudun en büyük organıdır. Karın boşluğunda, midenin sağ üstteki bölümünde yer alır. Karaciğerin en manâlı görevleri şunlardır; 1. Safra suyu salgılama 2. Yaşlı alyuvarları parçalama 3. Alyuvar hücreleri yapma 4. Öncül A vitaminini A vitaminine çevirme 5. A, D, E, K vitaminlerini depolama 6. Alkolü zararsız ayla getirme 7. İlaçların zehirli etkilerini yok etme 8. Ceset ısısını ve kan basıncını düzenleme 9. Fazla glikozu depolama 10. Demir, bakır gibi mineralleri depolama
Pankreas: karın boşluğunda mide ve onikiparmak bağırsağı aralarında yer alır. Karbonhidrat, protein ve yağlar üzerinde etkin olan enzimleri salgılayan kayda değer bir sindirim bezidir. Salgıladığı enzimler amilaz, lipaz, tripsinojen ve kimotrpsinojendir.
Kalın bağırsak:Sindirilmeyen besinlerin toplandığı ve atıldığı bir organdır. İnce bağırsak ile kalın bağırsağın birleştiği yere âmâ bağırsak denir. Su ve madensel tuzlar kalın bağırsaktan emilir. Besinlerin sindirimi Alınan besinler ağızda parçalanır, ezilir ve öğütülür. Bu olaya mekanik sindirim denir. Mekanik sindirimin amacı enzimlerin etki yüzeyini artırmaktır. Büyük moleküllü besinlerin sindirim enzimleri aracılığıyla kendilerini oluşturan yapı birimlerine ayrılmasına kimyasal sindirim denir.
Karbonhidratların sindirimi Ağızda başlar midede sona erer. Mide ortamı asidik olduğu için karbonhidratlar midede kimyasal sindirime uğramaz.Karbonhidratların sindiriminde etkili olan enzimler ve salgılandıkları yerler;
Ağız: Tükrük bezlerinden amilaz Pankreas: Amilaz İnce bağırsak: Maltaz
Pişmiş nişasta + su -> Maltoz + Dekstrin (Ağız) Nişasta + Dekstrin +su -> Maltoz (Onikiparmak bağırsağı) Maltoz + su -> Glikoz + Glikoz (İnce bağırsak)
Yağların sindirimi İnce bağırsakta başlar ve biter. Ağızda ve midede sindirimi yoktur. Yağların sindiriminde etkin olan enzimler ve salgılandıkları yerler;
Pankreas:Lipaz enzimi (Kimyasal) Karaciğer: Safra tuzu (Mekanik)
Yağ + su -> Yağ asidi + Gliserol (İnce bağırsak)
Proteinlerin sindirimi midede başlar ve ince bağırsakta biter. Ağızda sindirimi yoktur. Proteinlerin sindiriminde etkin olan enzimler ve salgılandıkları yerler; * Mide: HCI, pepsinojen * Pankreas: Tripsin * İnce bağırsak: Erepsin
Pepsinojen + HCI -> Pepsin (Mide) Pepton + Su -> Peptid + Aminoasit (Mide) Peptid + su -> Aminoasit (İnce bağırsak)
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
ASLAN PENÇESİ Aslan pençesi otu, Frauenmantel, Alchemilla vulgaris, Syn: Alchemilla xanthochlora Aslan ayağı otu Kırağı otu Pelerin otu Harmani otu Familyası: Gülgillerden, Rosengewâchse, Rosaceae Drugları: Aslanpençesi otu; Alchemilla herba Aslanpençesi otunun kökleri hariç tamamı çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır. Giriş: Aslanpençesi otu gülgillerin alt grubu olan Alchemillinnagillere dahil olup takriben 1000 adet türü mevcuttur. Aslanpençesi otu Batı Avrupa’dan Doğu Türkistan’a kadar geniş bir alanda yabani olarak yetişmektedir. Yol kenarları, çalılıklar, kayalıklar, çimenlikler, meralar ve viranelerde yetişen bitki dağların 2500 m yüksekliklerinde yetişebilir. Aslanpençesi otu çok eskiden beri ishale ve kadın hastalıklarına karşı kullanılmıştır. Yapraklarının sabahları terleyerek üzeri kırağında olduğu gibi irili ufaklı damlacıklarla bezenir ve bu nedenle de Kırağı otu diye de anılır. Yaprakları pelerin veya Harmaniye benzediğinden Pelin otu veya Harmaniye otu diye de anılır. Botanik: Rozet yaprakları uzun saplı 5-10 cm çapında, gövde yaprakları sapsız ve oldukça küçüktür. Yaprakları pelerine benzer ve 7-9 loplu kenarları narin dişli veya kertikli, üst kısmı yeşil alt kısmı grimsi yeşil ve tüylüdür. Bitki 20-60 cm boyunda dikine yükselir ve oldukça sık çatal­laşır. Çiçekleri topluca bir arada oldukça küçük sarımsı veya açık sarı renklidir. Çiçeklerin taç yaprakları olmayıp 8 adet üçgen şeklinde sivri uçlu kupa yapraklarına sahiptir. Eski kökleri ölürken yeni kökleri çevreye yayılarak kümeler oluşturur. Yetiştirilmesi: Yetiştirilmesi oldukça kolay olup çevrede yabani olarak yetişen bitkinin kökünden bir parça, güneşli bir yere ve humuslu toprağa ekilirse fazla bir bakıma ihtiyaç duyulmadan orada gelişir ve kümeler oluşturur. Hasat zamanı: Çiçek amaya başladığı andan itibaren yani Mayıs’tan Ekim’e kadar yerden 5-10 cm yukarıdan kesilerek toplanır ve demetleri yapılarak havalı ve güneşli yerlere asılarak kurutulur. Maalesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ay­rıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlarda açıkta satıl­ması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukça azaltır. Birleşiminde: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Araştırmalar: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Tesir şekli: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Kullanılması: a) Araştırmalar henüz yeterli olmadığından bu konuda (kullanılması ile ilgili) fazla bilgi veremeyeceğiz. b) Komisyon E’nin 18/09/1986 tarih ve 173 nolu Monografi bildirisine göre Aslanpençesi otu başta hafif ishal hastalıklarına karşı kullanılır. c) Halk arasında adet görme rahatsızlıkları, ishal, mide-bağırsak rahat­sızlıkları, ağız içi yaraları, deri hastalıkları ve yaralara karşı kullanılır. Çayı: İki kahve kaşığı Aslanpençesi otu demliğe konur ve üzerine 300-400 ml kaynar su ilave edilerek 5-10 dakika demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çay Harmanları Homeopati’de: Aslanpençesi otundan (taze) 20 gr ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80 ml %70’lik alkol ilave edilerek 4-6 hafta bekledikten sonra süzülerek Homeopati’de <<Alchemilla>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 damla 10-15 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Ekstresi: Aslanpençesi otu etanolla ekstraksiyonu yapılarak ekstresi yapılır. Ekstresi de aynı tentürü gibi kullanılır. Yan tesirleri: Normal tarife uyulduğunda bilinen bir yan tesiri yoktur. Sadece çok kullanılması halinde karaciğere zarar verir. B) Dağ Aslanpençesi otu, Alpen Frauenmantel, Allchemilla alpina Yukarıdaki Aslanpençesi otundan farklı olarak yaprakları derin loplu parmak şeklinde ve her parça ovaldir. Çiçekleri ise oldukça küçük ve çok soluk yeşil nadiren soluk sarı renklidir. Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Gökçek İksir'i ile tedavi olmak mümkündür. Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır.Gökçek İksiri vücudu cüruflardan arıtır, iltihaplı hastalıkları iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.Gökçek Tonik mide-bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları ve her türlü alerjiye karşı etkilidir. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.Gökçek Diyet Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
ALIÇ Ağaç 3-7 m Ca, Ho, Na 5-6 Aylar Çiçek, Yaprak ve Meyveleri Alıç, WeiBdorn, Crataegus monogyna, Syn: Crataegus oxyacantha Kalp gülü Alıç (yemiş ) Yemişen Erderan Beyaz diken Familyası: Gülgillerden,Rosengewâchse, Rosaceae Drugları: Alıç meyvesi; Crataegi fructus Alıç çiçek ve yaprağı; Crataegi folium cumflore Giriş: Alıç çiçek ve yaprakları genellikle birlikte kullanılır ve birebir karıştırılır. Alıç çiçek ve yaprakları çay, ekstre ve natürel ilaç yapımında kullanılır. Alıcın meyvesi ise tentür yapımında kullanılır. Alıcın bilinen 1000 türü vardır ve bunlardan Dişli Alıç; Crataegus monogyna, Loplu Alıç; Crataegus laevigata ayrım yapılmadan kullanılır. Bu iki türün haricindeki Alıç türleri de kullanılabilir, fakat etkileri oldukça düşüktür. Alıç çiçek ve yaprağının kalp zafiyetine karşı kullanılması oldukça eskidir fakat ilk klinik araştırmasını E.Assmann 1930 yılında gerçekleştirmiş ve onu diğer araştırmalar takip etmiştir. Dişli Alıç genellikle Avrupa, Kuzey Afrika, Türkiye, Horasan ve Türkistan?da Loplu Alıç ise genellikle Avrupa?da yetişir. Bazı yazarlar Almanca Weibdorn karşılığı olan Akdiken kelimesi ile Akdiken bitkisinin kastedildiğini iddia etmişlerdir. Oysa Akdiken bir bitkidir ve Alıçla hiçbir ilgisi oktur. Bu nedenle bu konuda kitap yazanların sapla samanı ayırmaları gerekir. Botanik: a) Dişli Alıç veya Tek iğneli Alıç?ta denir çünkü yapraklarının lopları sivrice olup köpek dişine benzerken çiçeklerinin göbeğinde tek iğne (monogyna) olduğundan Tek iğneli diye anılır. Yaprakları derin loplu ve lopların ucu sivri olduğundan Dişli Alıç diye de anılır. Yaprakları 3-5loplu, üst yüzeyi koyu yeşil renkli, parlak, alt yüzeyi açık yeşil renkli ve donuk ve de derimsidir. Çiçekleri demet gibi topluca bir arada, uzun saplı, kupa yaprakları incecik ve yeşil renkli, taç yaprakları 5 adet, 0,5cm çapında, küre şeklinde, beyaz veya beyazımsı pembe renklidir. Çiçeklerin ortasında 15-20adet topuzcuğu pembemsi, beyaz saplı döllenme tozlukları ve göbekte bir iğnesi vardır. Bu alıç?ın göbeğinde bir iğne olduğundan Tek iğneli (monogyna) ismi ile de anılır. Meyveleri küre veya yumurta şeklinde, 0,6-1cm uzunluğunda, 0,4-0,8cm eninde, koyu kırmızımsı renklidir. b) Eliptik Alıç; Crataegus laevigata, bu tür yukarıdakinden daha farklı olarak genellikle Avrupa?da yetişir ve yaprakları ile çiçeklerinden basit farklılıklar vardır. Yapraklarına eliptik denmesinin nedeni eliptik şekilde olmasındandır ve kenarları da kertiklidir. Yaprakları 3-5loplu, loplar bazen derin, bazen de oldukça küçüktür ve kenarlarının kertikli olmasının nedeni ile Kertikli Alıç?ta denir. Çiçekleri aynı yukarıdaki şekilde olup yalnız iki küçük farkı vardır. Döllenme tozlukları kırmızı renkte ve göbekte iki iğnesi vardır. Meyveleri oldukça küçük olup 1-5cm çapında, kırmızı renkli, içinde 2-3çekirdek bulunur. Yetiştirilmesi: Bu iki türün de Türkiye?nin hemen her bölgesinde yetiştirilmesi mümkün olup özel bir bakıma ihtiyacı yoktur. Hasat zamanı: Yaprak ve çiçekleri ayrı ayrı veya birlikte toplanır ve kurutulur. Çiçek ve yaprakların eşit oranda veya eşite yakın oranda olması en uygun ve etkili olanıdır. Alıç çiçek ve yapraklarının gölgede kurutulması ve 38C˚?den fazla ısı olursa çiçeklerinin birleşimindeki eterik yağlar bozulabilir. Maalesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş?te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlarda açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukça azaltır. Birleşiminde: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Araştırmalar: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Tesir şekli: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Kullanılması: a) Araştırmalara göre; Alıç ekstresi (Alıç yaprak ve çiçek ekstresi) başta; koroner yetmezliği, kalp çarpıntısı, güç kaybı (kalbin beslenememesi nedeni ile), göğüs sıkışması, kalp atışlarında anormallik (aritmi=kalp ritim bozuklukları ), nefes darlığı, hemen yorulma, vücudun su toplaması (ödem) ve gece nefes darlığı gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır. Bütün bu rahatsızlıklar kalp zafiyeti sonucu ortaya çıkarlar. b) Komisyon E?nin 19.07.1994 tarih ve 133nolu monografi bildirisinde Alıç yaprak ve çiçek çayının ve ekstresinin NYA I.ve II.derecedeki kalp zafiyetine karşı kullanılabileceği beyan edilmiştir. c) Homeopati?de; Alıç tentürü Alıç meyvelerinden hazırlanır. Başta; yorgunluk, dökülmüş gibi dermansızlık, iştahsızlık, korkulu ve tahriş edici hal, ağır baş ağrısı, baş dönmesi, uyuyamama ve korkulu rüyalar görmeye karşı kullanılır. d) Halk arasında; Kalp ve damar rahatsızlıkları, yüksek ve alçak tansiyona karşı kullanılır. Meyvesinin kullanımı ise; a) Komisyon E2nin 19.07.1994 tarih ve 133nolu monografi bildirisinde Alıç meyve çayı, tentürü veya ekstresinin kalp damarlarında (koroner) kan dolaşımını artırıcı ve genişletici, kalbi kuvvetlendirici, kan dolaşımını düzenleyici ve arteriosklerozu önleyici olduğu beyan edilmiştir. b) Alıç meyvesinin tentürü başta kalp zafiyeti ve kalp zafiyeti ile ortaya çıkan güçsüzlük, nefes darlığı, göğüs daralması, yüksek tansiyon, damara sertliği gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır. Açıklama: New York Kalp hastalıkları derneği (N.Y.H.A=New York Hearth Association) kalp hastalıklarını ağırlığına göre 4 bölüme ayırmış ve Alıç ekstresinin NYHA 1 ve 2?ye karşı etkili olabileceğini beyan etmiştir. N.Y.H.A 3 ve 4. derecedeki kalp rahatsızlığına karşı Digitalis (Yüksük otu tentürü) veya Adasoğanı tentürü kullanılır. Alıç diğer kalbe etkili olan bitkilerden farklı olarak hem yüksek hem de alçak tansiyona karşı etkilidir. Yani tansiyonu ayarlayıcıdır. Alıç yaprak ve çiçeklerinden elde edilen ekstreye kısaca Alıç ekstresi denir. Alıç ekstresi kalp damarları yani koronerleri genişletir. Buralardaki tıkanmaları önler ve kalp kaslarına oksijen, besin ve akyuvar akışını artırarak kalbi besler, buradaki iltihapları önler. Bu nedenle en iyi koroner ilacı olarak gözükür ve de ispatlanmıştır. Çayı: İçilecek her bardak çay için iki kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çay Harmanları: Homeopati?de: Olgunlaşmış Alıç meyvesi ezildikten sonra 20gr?ı bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70?lik Alkol ilave edildikten sonra 6-8hafta bekletilir ve sonra süzülerek Homeopati?de<<Crataegus>>ismi ile anılan tentür elde edilir. bu tentürden günde 3-5defa 10-15damla 4-6hafta süreyle alınır. Hastalığın belirtileri (semptom): Yan tesirleri: Alıç yaprak, çiçek ve meyvesinin bilinen bir yan tesiri yoktur. Bu yukarıdaki iki türün haricinde kullanılabilen üç tür daha vardır. B) Türk Alıcı, Azaroldorn, Crataegus azarolus (Syn: ? pontica) Bu alıcın vatanı Türkiye, Horasan ve Türkistan olup buradan İtalya?ya oradan da Akdeniz ve Avrupa ülkelerine yayılmıştır. Türk Alıcı diğerlerinden farklı olarak meyveleri 1,5-3cm çapında, bazen de 4cm?iş bulabilir. Bu meyve küre veya muşmula şeklinde, sarı veya portakal renginde olabilir. Çiçek, yaprak ve meyveleri aynı yukarıdaki şekilde kullanılabilir. C) Esmer Alıç, Schwarse Weibdorn, Crataegus nigra Vatanı Balkanlar, Macaristan, Çekoslovakya, Slovak ya olup meyvelerinin esmer olması nedeni ile diğerlerinden ayrılır. Bu türünde çiçek, yaprak ve meyveleri de aynı şekilde kullanılır. D) Beş iğneli alıç, Fünfgriffige Weibdorn, Crataegus pentagyna Bu Beş İğneli Alıç Balkanlar, Macaristan, Ukrayna, Kafkaslar ve Türkiye?nin Kuzeyinde yetişir. Çiçeklerinin göbeğindeki iğnelerin 5 adet olması nedeniyle meyvelerinde 5 çekirdek bulunur. Meyveleri siyahımsı kırmızı renktedir. Beş iğneli Alıçta diğer Alıç türleri gibi kullanılır. Geniş bilgi için Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp ismli kitabımızda mevcuttur. Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Gökçek İksir'i ile tedavi olmak mümkündür. Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır.Gökçek İksiri vücudu cüruflardan arıtır, iltihaplı hastalıkları iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.Gökçek Tonik mide-bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları ve her türlü alerjiye karşı etkilidir. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.Gökçek Diyet Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
HATMİ Çok Yıllık | 0,7-2m | 6-9 Aylar | Ca,Na | Kökü, Yaprağı Hatmi, Eibisch, Althaea officinalis L. İbiş kökü Şifalı kök Tıbbi kök Familyası: Ebegömecigillerden, Malvengewâchse, Malvaceae Drugları: Hatmi kökü; Althaeae radix “ yaprağı; Althaeae folium “ çiçeği; Althaeae flus Hatminin kökü yaprağı ve çiçeğinin sade veya harman çayları ve kö-künden natürel ilaçlar yapılır.  Giriş: Hatmi Ebegömecigillerin bir alt grubu olan Hatmigillerden (Althaea) olup bu gruba 30 çeşit dahildir ve bunlarda yine kendi aralarında Hatmigiller (Althaea) ve Gül Hatmi (Alcaea) giller diye ikiye ayrılır. Hatminin eski Yunancada adı Altho yani Şifalı anlamına gelmek¬tedir. İlk defa M.Ö Mısırlılar tarafından ve sonra Romalılar tarafından baş¬ta öksürük, bronşit ve mide bağırsak rahatsızlıklarına karşı kullanıl¬mıştır. Vatanının Türkiye, Kafkaslar, Türkistan ve Doğu Karadeniz hav¬zası olduğu ve Hatminin buradan önce Orta Avrupa’ya sonradan ABD’ye kadar yayılmıştır. Rahmetli annem köydeki evimizin arka bahçesinde bir düzine şifalı bitkiler; Hatmi, Sefa çiçeği, Gül Hatmi vb. yetiştirir ve onlardan merhemler, çaylar yapar veya haricen pansuman yapmada kul¬lanırdır. Bir gün ağabeyimle anneme neden hala bu eski kocakarı ilaçları ile uğraşıyor ve zamanını harcıyorsun, artık çok etkili ve tesirli kimyasal ilaçlar var diyerek annemi o güzel uğraşından vazgeçirdiler.  Botanik: Hatmi iki türlü köke sahiptir. Önce çocuk yumruğu gibi bir ana kök (Rhizon) ve ondan çevreye yayılan 10-50cm uzunluğunda 0,5-2cm kalınlığında, kazık köklerden (radix) oluşur. Tıpta da bu kazık kökler (yan kökler) bulunur. Yapraklarının üst yüzeyi açık yeşil, kadife gibi tüylü, alt yüzeyi grimsi yeşil tüylü ve kadife gibi 6-12cm büyüklüğünde, 3-5loplu, orta lop yan loplara göre oldukça büyüktür. Üst yapraklar yumurta şeklinde uca doğru hafif sivricedir. Çiçekleri yaprak diplerinden çıkan bir sap üzerinde, salkım gibi topluca ir arada bulunur ve her biri 3-5cm büyüklüğündedir. Kupa yaprakları genellikle 9 adet olup 4’ü dış, 5’i iç kupa yaprağıdır ve bunların sardığı taç yapraklar ters kalp şeklinde, beyaz ve pembe beyaz renkte üzeri ipek gibi parlak, ortada döllenme tozlukları ile bir göbekten oluşur. Yetiştirilmesi: Hatmi tohumları Mart ve Nisan aylarında kasalara veya saksılara ekilerek havaların ısınmasıyla Mayıs’ta fideler bahçe ve tarlalara 40-50cm arayla dikilir. Türkiye’nin Marmara, Ege ve Akdeniz bölge¬sinde yabani olarak yetişir. Diğer bölgelerde de yetiştirmek mümkündür. Nemli çimenlikler, meralar, göl ve gölet çevresi, ırmak kenarları, kumlu, tozlu ve kireçli toprakları sever. Bahçe ve tarlalarda yetiştirmek oldukça kolaydır.  Hasat zamanı: Yaprakları çiçek açtıktan sonra Temmuz ve Ağustos’ta toplanarak kurutulur ve kaldırılır. Nemli yerlerde bulunması halinde veya tam olarak kurutulamamış ise küflenir. Kökleri Ekim ve Kasım aylarında veya Nisan’da topraktan çıkarılan kökler tel fırça ile temizlendikten sonra kurutulur, yıkanmaması gerekir. Şayet suni olarak kurutulacak ise yıkan-dıktan sonra 50-60˚’de kurutulur. Köklerini iki türlü bulmak mümkündür; a) Kabuğu soyulmuş kökler ve b) kabuklu kökler olmak üzere ve kabuğu soyulmuş olanlar daha kaliteli ve de pahalıdır. Malesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlem¬leri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutul-malıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğin¬den kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar’da açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukca azaltır. Birleşimi:  a) Birleşiminde %10-20 oranında Hatmipolisakkarit bulunur ve bu musilaj çeşitli sakkaritlerden (glukon türevleri) fruktozlar, glikozlar, arabinozlar, rhamnozlar, galaktozlar ve galakturonasit oluşur. Ayrıca nişasta, şeker, pektin, tanen, asparagin ve flavonitler içerir. b) Yaprak ve çiçekleri %5-10 arasında musilaj (zamk) içerir ve diğerleri takriben aynıdır.  Tesir şekli: Kökleri; göğsü yumuşatıcı, balgam söktürücü, tahriş ve ilti-hapları önleyici, yaraları iyileştirici, idrar söktürücü, immün sistemi kuv-vetlendirici ve kandaki şekeri düşürücü özelliğe sahiptir. Yaprak ve çi-çekleri; mukoza derisindeki (sümüksü iç deri) tahriş ve iltihapları önleyici özelliklere sahiptir. Köklerine göre biraz daha ılımlı tesir eder. Araştırmalar: Japon bilim adamları H.Yamada, T.Nagai, J.C.Cyoung, Y.Otsuka, M.Tomoda, N.Sehimizu ve K.Sehimida tarafından fareler üze-rinde yapılan araştırmada kandaki şekeri düşürücü, immünü kuvvet-lendirici ve mukozayı koruyucu özelliklere sahip olduğu tespit edilmiştir. (HHB.IV.233) Kullanılması:  a) Modern kilinik araştırmaları yapılmaları yetersizdir. b) Komisyon E’nin 02.03.1989 tarih ve 43 nolu Monografi bildirinse göre ağız ve yutak mukozası tahrişine ve kuru öksürüğe karşı kullanılır.  c) Halk arasında başta ağız ve yutak mukozası olmak üzere mide-ba-ğırsaklar, idrar yolları ve nefes yolları mukozalarındaki tahrişleri önler ve bu iltihapların yayılmasını engeller. Tahrişli (yırtıcı) öksürük, kuru bronşit ve ishali önler. Musilaj (zamk) iltihaplı kızarık, mikroplu veya yaralı (ülser) kısmı (iç deriyi) örterek büyümesini, yayılmasını önler. Böylece mikropların yayılmasını önleyerek vücudun savunma siste¬mini güçlendirir, mikropları daha kısa sürede zararsız hale getirir. Çayı:  1) Mazerat (soğuk suyla çay hazırlama); ince kıyılmış Hatmi kökünden iki kahve kaşığı bir bardak suya akşamdan konur ve sabahleyin hafif ateşte kaynatılır ise ortaya jelatinimsi musilaj çıkar. Hatmi çayı sade olarak veya diğer çaylarla birlikte içilir. 2) Dekokt; ikinci usül ise ince kıyılmış Hatmi kökünden iki kahve kaşığı demliğe konur. Hafif ateşte karıştırılarak kaynatılır ve de süzülerek ılıması beklenir ve de içilebilir. Hatmi kökündeki musilaj 30-40C˚’de çözülürken nişasta 100C˚’nin üzerinde çözülür. Bu nedenle Hatmi kökünden üç şekilde çay elde edilebilir. 1) Mazerat 2) Infus 3) Dekokt olmak üzere bunlardan mazerat en yaygın olarak kullanılan türdür.  Çay Harmanları; Gökçek Nefes yolları çayı; >30 gr Hatmi kökü >30 gr Meyan kökü >20 gr Çuha kökü >20 gr Anason tohumu Gökçek Öksürük çayı  >50 gr Hatmi kökü  >30 gr Anason tohumu >20 gr Çuha kökü Gökçek Öksürük çayı; >30 gr Kekik otu >35 gr Hatmi kökü >25 gr Sinirli ot >10 gr Meyan kökü >10 gr Rezene tohumu Gökçek Bronşit çayı; >50 gr Çuha kökü >50 gr Hatmi kökü >50 gr Sinirli ot >50 gr Kekik otu >30 gr Rezene tohumu >20 gr Ebe gömeci çiçeği Gökçek Mide-bağırsak üşütmesine çay; >20 gr Beşparmak kökü >20 gr Meşe kabuğu >20 gr Hatmi kökü >20 gr Kedi otu kökü >20 gr Papatya çiçeği Gökçek Göğüs çayı; >30 gr Hatmi kökü >20 gr Öksürük otu >20 gr Meyan kökü >10 gr Calba çiçeği >10 gr Anason tohumu >10gr K.menekşe kökü Gökçek Öksürük çayı; >30 gr Kekik otu >20 gr Hatmi kökü >20 gr Sinirli ot >10 gr Rezene tohumu >10 gr İzlanda likeni >10 gr Meyan kökü Şurubu: 50gr Hatmi kökü 50ml %70’lik etanol, kaynatıldıktan sonra soğumuş 500ml su ile karıştırılarak 6-8sa dinlenmeye bırakıldıktan sonra hafif kaynatılır ve jelatinimsi bir hal alır. Bu jelatin soğuduktan sonra süzülerek 250-300gr bal veya natürel şeker ile karıştırılarak hatmi şuru¬bu elde edilir. bu şuruptan günde 3-4defa 1 yemek kaşığı alınır.  Yan tesirleri: Hatmi kökünün bilinen bir yan tesiri yoktur; şayet yaprak ve kökleri küflenmeden uygun ortamda kurutulmuş ise.  B) Gül Hatmi, Stockrose, Alcea rosea L. (Syn: Althaea rosea L.(CAV))  Familyası: : Ebegömecigillerden, Malvengewâchse, Malvaceae Drugları: Gül hatminin sadece çiçeklerinden çay ve natürel ilaç yapmak için istifade edilir ve diğer kısımları pek kullanılmaz.  Botanik: Vatanının Balkanlar ve Türkiye olduğu ve buradan Osmanlılar vasıtasıyla 15-16.yy’da önce Avrupa’ya sonrada diğer dünya ülkelerine yayılmıştır. Avrupa’da bir zamanlar oldukça çok yetiştirilen Gül Hatmi 19.yy’da “pucinia malvaceurum” adındaki mantar tarafından hemen hemen yok edilmiştir. Günümüzde ise meraklı bahçıvanlar tarafından özel olarak yetiştirilmektedir. Gül hatmi ırmak kenarları, sulak topraklar ve viranelerde kendiliğinden yetişir. Gül hatmi tohumları ekildiğinin ilk yılında sadece rozet yapraklarını çevresine yayar ve ikinci yıl boyu 3m’yi bulabilir. Yaprakları uzun saplı, 3-7loplu, kenarları kertikli, çok çeşitli formlarda olabilir. Başlangıç kısmı kalp, ortalara doğru loplu ve uçlara doğru hafif sivricedir. Çiçekleri oldukça çok ve farklı renklerde mor, morumsu siyah, eflatun, pembe, kırmızı, sarı veya beyaz olabilir. Taç yaprakları oldukça büyük ve gülün taç yapraklarına benzediğinden Gül hatmi diye anılır. Ortasında topuz şeklinde bir göbek ve bunun etrafında sarımsı döllenme tozluklarıyla donanmıştır.  Hasat zamanı: çiçekleri toplanırken kupa yaprakları ile birlikte toplanır, güneşli bir havada kurtulduktan sonra nem kapmaması için özel kaplarda muhafaza edilir.  Birleşimi: Birleşimindeki maddeler; Musilaj, Tanen, Anthocyan, renk mad¬desi (antosiyan), mineraller, acı maddeler, nişasta ve phytosferin (Fitosterin) içerir.  Tesir şekli: balgam söktürücü, tahrişi önleyici, hafif ağrı dindirici, ilti-hapları önleyici ve kramp çözücü özelliklere sahiptir.  Kullanılması: başta bronşit, öksürük, boğaz,, ağız içi ve dişeti iltihapları ve de mide-bağırsak rahatsızlıklarına karşı kullanır. Hatmiye göre daha hafif bir etkiye sahiptir. Çayı: Hatmi kökü genellikle soğuk su (mazerat) ile hazırlanırken Gül hatminin çiçekleri sıcak su (ınfus) haşlanır ve soğuduktan sonra içilir. Gül hatmi çiçeğinden iki kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 250-300ml kaynar su doldurularak haşlanır ve 5-10dk demlenmeye bırakıl¬dıktan sonra süzülerek içilir.  Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Aslankuyruğu otu Türkistan kalp otu Kalp otu Türkistan Aslan otu Familyası: Ballıbabagillerden, Lippenblütler, Lamiaceae Drugları: Aslan otu; Leonuri cardiacae herba Aslan otundan çay, tentür ve natürel ilaç yapılır. Giriş: Aslan otu Ballıbabagillerin bir alt grubu olan Lamiinaegillerden olup bu grubunda bir alt grubu olan Leonurus gillerin bir üyesidir. Leonurus gillerin bilinen 25 türü mevcuttur ve bunların en önemlisi ve en yaygın olarak kullanılan türleri; Türkistan Aslan otu; Leonurus cardiaca ve Japon Aslan otu; Leonurus Japonicus?tur. Bizi daha çok Türkistan Aslan otu ilgilendirmektedir Bu nedenle de bu bitkiyi inceleyeceğiz. Türkistan Aslan otunun asıl vatanı Türkistan olup buradan Anadolu ve Balkanlara ve Rusya üzerinden de Avrupa?nın batısına kadar geniş bir alana yayılmıştır. Amerika?ya götürülen bitki orada da yabanileşerek yayılmıştır. Latincede Leo=Aslan ve Uru=Kuyruk anlamına yani Leonurus aslankuyruğu anlamına gelir. Yunanca Cardiaca (Kardia) kalp anlamına gelir. Bundan da bu bitkinin eskiden kalp rahatsızlıklarına karşı kullanıl­dığı anlaşılır. Bitkiye Aslankuyruğu ismi verilmesi saplarının alt kısmının yapraksız, orta ve üst kısmı sık yapraklı olması nedeni ile Aslan­kuy­ruğuna benzer. Ayrıca çiçekleri ağzını açan Aslanağzına benzer. Botanik: Boyu 50-180 cm olan bitki çok yıllık dikine yükselen genellikle çatallaşmayan, gövdesi dört köşeli, içi boş, tüylü, üzeri genellikle yeşil renkli olmakla birlikte bazen (yaz ve sonbaharda) esmer, kahverengimsi ve hatta kızıl renkli olabilir. Yaprakları karşılıklı bir sonraki ile çapraz, üst kısımları açık, alt kısımları koyu yeşil renkli ve uzun saplıdır. Alt yap­rakları 5-7 derin loplu adeta dişli yani loplar sivri, orta yaprakları üç loplu ve en üstteki yaprakları yeşil iken olgunlaşan yaprakları esmer kahve­rengimsi veya kızılımsı mor bir renge dönüşür. Çiçeklerin taç yaprakları beyaz, açık pembe veya kan kırmızısı renkte, üzeri tüylü iki çenekli ve ağzını açmış aslanağzına benzer. Çiçekleri çelenk şeklindeki kalkanlara dizilmiştir. Kökleri saçak şeklinde ve ayrıca çevresine yayılan yan kök­lerle kısa zamanda çevresine yayılarak kümeler oluşturur. Aslan otu, Kurt otu, Kedi başı otu, Ballıbaba otu, Yapışkan otu ve Boz otuna benzer bu nedenle birçok yazar Aslan otu ile Kurt otunu birbirine karıştırmak­tadırlar. Buna dikkat edilmelidir. Yetiştirilmesi: Aslan otunu Türkiye?nin hemen her bölgesinde yetiştir­mek mümkündür. Aslan otu tohumları ile veya kökünden bir parça eki­lerek yetiştirilir. Hasat zamanı: Aslan otunun kökleri hariç tamamı yerde 5-10 cm kesi­lerek demet yapılır. Balkon veya terasa asılarak kurutulur. Şayet tentürü yapılacak ise taze olarak işlenir. Maalesef şifalı bitkiler toplama, kurut­ma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapıl­mak­tadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş?te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolan­ması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlarda açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukça azaltır. Birleşiminde: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Araştırmalar: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Tesir şekli: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Kullanılması: a) Araştırmalara göre sinirsel kalp rahatsızlıkları, kalp kasları rahat­sızlıkları (Myokard) kalp damarı sertliği, yüksek tansiyon, kalp zafi­yeti ve hipertroide (kalkan bezinin aşırı salgı üretmesine karşı) karşı kullanılır. b) Komisyon E?nin 13/03/1986 tarih ve 50 nolu Monografi bildirisinde Aslan otu veya preparatlarının başta sinirsel rahatsızlıkları ve hipertroidizm?e (kalkan bezinin aşırı hormon üretmesi) karşı kulanı­labileceği beyan edilmiştir. c) Homeopati?de; Aslan otu tentürü sinirsel rahatsızlıklar, sinirsel kalp rahatsızlıkları, kalp çarpıntısı, kalp krampları, hipertroidizm, adet yokluğu (amenore=adetin azlığı veya yokluğu, bunun menapozla ilgisi yoktur), uyuyamama, şişkinlik, korku ve nefes darlığına karşı kullanılır. d) Halk arasında; kalp çarpıntısı, sinirsel kalp rahatsızlıkları, hiper­troidizm, aşırı heyecanlanma, bronşitli astım, menapoz, adet yok­luğu, yüksek tansiyon ve sinirsel gerginlik gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır. Çayı: İki kahve kaşığı kurutulmuş, ince kıyılmış Aslan otu demliğe konur ve üzerine 300-400 ml kaynar su ilave edilerek 5-10 dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çay Harmanları: Homeopati?de: Taze Aslan otundan 20 gr ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80 ml %70?lik alkol ilave edilerek 4-6 hafta güneş ışınlarından uzakta muhafaza edilir. Şişe iki günde bir çalkalanır ve bu süre sonunda süzülerek Homeopati?de <<Leonurus cardiaca>> adı ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 10-15 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Hastalığın belirtileri (semptom): 1) Adet yokluğu ile belirgin karın ağrısı 2) Sinirsel gerginlik ve aynı zamanda ateş 3) Cinsel organlarda kramp 4) Gözler kuru, dil kuru ve derin yırtıklı 5) Menapoz rahatsızlıkları 6) Hipertroidizmin sebep olduğu kalp çarpıntısı 7) Bu gibi hallerde Aslan otu tentürü kullanılır. Yan tesirleri: Tarife uyularak kullanıldığında herhangi bir yan tesiriyok­tur. Şayet aşırı miktarda alınır ise kusma ve iç kanamaya sebep olabilir. Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Gökçek İksir'i ile tedavi olmak mümkündür. Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır.Gökçek İksiri vücudu cüruflardan arıtır, iltihaplı hastalıkları iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.Gökçek Tonik mide-bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları ve her türlü alerjiye karşı etkilidir. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.Gökçek Diyet Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
NARUZ Çok Yıllık | 0,3-0,8m | 4-7 Aylar | Ho,Na | Kökü | Hafif Zehirli Navruz, Buntfarbieger Schuvertlilie, Iris versicolor Renkli navruz  Renkli süzen Amerika navruzu Familyası: Süzengillerden, Schwertliliengewâchse, Iridaceae Drugları: Renkli süzen kökü; Iridis versicolor rheizema Renkli süzen kökleri Homeopati’de tentür ve natürel ilaç yapımında kul-lanılır ve zehirli olması nedeni ile çayı içilmez. Giriş: Navruzun bilinen 40.000 türü mevcuttur ve bunlardan 4 tür şifa maksadı için kullanılır. Renkli navruzun kullanılış maksadı, Türk navruzu, İtalyan navruzu ve Soluk navruza göre farklıdır. Bu nedenle renkli nav-ruzu ayrı diğerlerini ise birlikte incelemekte fayda vardır. Renkli navru¬zun tohumlarının yüzebilen bir kapsül içinde olması nedeni ile Sibirya’ dan Amerika’ya yüzerek geçmiş ve orada yayılmış olduğu iddia edilmek¬tedir. Renkli navruza benzer bir başka tür ise Sibirya navruzu¬dur. Iris gökkuşağı ve versicolor renkli anlamlarına gelir ve bitki Kızılde¬rililer tarafından kusturucu, müshil yapıcı ve soğuğa karşı kullanılmıştır. Botanik: Navruz 30-80cm boyunda çok yıllık köklerinin yer atlından sü¬rü-nerek çevreye yayılması ile kümeler oluşturur. Kökleri ana kökler ve saçak köklerden meydana gelir. Ana kök uzunca bir but gibi olup dışı esmer, kahverengimsi, içi sarımsı beyaz renklidir. Gövdesi yuvarlak, di-key yeşil renkli ve çatallıdır. Yaprakları uzun ince bir kılıç veya süngü şeklinde, kenarları bütün ve yeşil renklidir. Çiçekleri taç yapraklarının yerini alan kupa yaprakları 3 adet oval beyaz yumurta şeklinde uç kısmı mor, sapa doğru önce beyazımsı sonra sarı renkli ve baştan uca doğru yayılan derin damarlarla yelpaze gibidir. Taç yaprakları 3 adet oval, mor renkli kenarları bütün üzeri çizgili damarlıdır ve ortada yaprak şeklini almış ve geri doğru yatmış 3 adet şerit şeklinde, leylaki mor renkte döl-lenme tozlukları bulunur. Meyveleri şişkin bir kapsül gibi 3 bölümlü içi tohum doludur. Olgunlaşan meyve kapsülleri suya düşerse suyla birlikte çok uzaklara giderek orda filizlenebilir. Yetiştirilmesi: Kanada ve ABD’de yaygın olarak renkli navruz günü-müzde Batı Avrupa ülkeleri ve Japonya’da natürel ilaç veya tentür yapı¬mı için yetiştirilir. İklim olarak Türkiye bu bitkinin yetişmesi için ideal iklime sahiptir.  Hasat zamanı: Kökleri Nisan Ağustos aylarında sökülerek çıkarılır, yıka-nır ve kurutulur. Şayet tentürü yapılacak ise taze olarak kullanılır. Birleşimi: Birleşimindeki maddeler yeterince incelenmemiştir. %0,025 Eterik yağı, Izopethalasit, Salizylasit, Iridin ve %8,7 Reçine içerdiği ve bununda en önemli alt türlerinin; Phytosterin, Myriceyl alkol ve Heptacosan içerir. Tesir şekli: Safra arttırıcı, müshil yapıcı, idrar söktürücü, iltihapları ön¬le-yici ve salgıları arttırıcıdır. Araştırmalar: günümüzdeki modern anlamdaki araştırmalar yapılma-mıştır. Yapılan araştırmalar 70 yıl önceki araştırmalardır. HALES’in yeni ilaçlar adlı kitabında kusma ve müshil ilacı olduğu, tükürük ve safrayı artırdığı bildirilmektedir. KITSCHEN 1852’de Kuzey Amerika Homeopatik dergisinde (North American Jurnal of Homeopathy) başta migren baş ağrısı ve nevraljiye iyi geldiği ifade edilmektedir. (LBH)  Kullanılması:  a) Renkli navruz kökü günümüzde özellikle Homeopatik terkiplerde baş-ta; migren, baş ağrısı, baş dönmesi, nevralji, siyatik, bulantı, kusma, akut ve kronik pankreas iltihaplanmasına karşı kullanılmaktadır. Bu demek değildir ki bu hastalıkları tamamen iyileştirir. b) Halk arasında; (Kızılderililer tarafından) kusturmak için,müshil yapıcı ve idrar artırıcı olarak kullanılmıştır. 1820-1895 yılları arasında ABD ilaç kodeksine (Pharmacopoeia of the United states) ise bezeler ve karaciğere ilaç olarak kullanılmıştır.  Çayı: Kurutulmuş renkli navruz kökünden 0,5-1 kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su konarak demlenir. 5-10 dakika demlenmeye bıraktıktan sonra süzülerek 1 günde çok az içilir. Navruz kökü hafif zehirli olması nedeni ile dikkatle kullanılmalı ve tarife uyul-malıdır. Homeopati’de: Renkli navruz köklerinden 50g taze olarak ince ince kıyılır ve ya rendelenir, 1 şişeye konur ve üzerine 500ml %70’lik alkol ilave edilir. Işık geçirmeyen koyu renkli şişelerde muhafaza edilir ve 4-6 hafta sonra süzülerek homeopati’de <<Iris>> ve ya <<Iris versicolor>> isimi ile anılan tentür elde edilir bu tentürden günde 3-5 defa 10-15 damla 6-8 hafta süreyle alınır. Hastalığın belirtiler (Semptom): 1) Sindirim sisteminde yanma hissi,  2) Kusma, kusmuğun ipliğimsi sarkması  3) Baş ağrısı, ekşimsi ve acı bir kusmukla birlikte 4) Siyatik, genellikle sol yanda 5) Dışkıdan sonra makat’ta yanma  6) Ağızda ve dilde yanma Bu gibi hallerde navruz tentürü gerekir. Yan tesirleri: Tarife uyulur ise bilinen bir yan tesiri yoktur, fakat tarife uyulmaz ise zehirleyebilir.  B) Türk Navruzu, Schwertlilie, Iris Germanica (Syn: Iris Anatolica) Türk süzeni  Mor süzen Navruzlardan leylaki (Türk) Navruzu; Iris Germanica, Florens Navruzu; Iris Florentina ve Soluk navruz; Iris Hallida botanik olarak birbirlerine çok benzerler bu üç navruzu sadece çiçeklerinin renginden dolayı ayıra¬biliriz. Florens navruzu, Soluk navruz açık leylaki renkte ve Türk navruzu (leylaki) eflatun renktedirler. Yaprakları renkli navruza göre daha sert biraz kalınca kama, süngü ve ya kılıç şeklinde kenarları bütün, uca doğru sivrice ve ortadan çıkan gövdenin içi boştur. Çiçekleri açık ve ya koyu Leylaki(eflatun), (florens navruzunda beyaz soluk navruzda açık leylaki renkte) renkte üç adet taç yaprak geri doğru sarkık sap kısmına doğru sarımsı beyaz tüyler bulunur. Taç yapraklardan 3 ise kalkık olup adeta uçları birbirine değer ve içerdeki döllenme tozlukları dışardan görülme-yecek şekilde dışardan kapatılmış gibidir. Kökleri ana kök ve saçak köklerden oluşur. Ana kökler 10-15cm uzunluğunda, 3-4cm kalınlığında, içi sarımsı beyaz renkte, piyasada genellikle soyulmuş olarak bulunur. Iris germnica ismi bitkiye yanlışlıkla verilmiştir. Çünkü ilk defa Romalılar tarafından Almanya’ya bu bitki Anadolu’dan ve Balkanlar’dan getiril¬miştir. Asıl isminin Iris Anotolica olması gerekir. Fakat Almanlar her şeyi kendilerine mal etmeyi çok severler. Mesela İranlılar Fuzuli’ye Farslı, Yunalılar karagöz ve Hacivat’a Rum, Araplar ibn-i Sina’ya Arap, Afgan¬lılar Gazneli Mahmut’a Afgan, Hindistanlılar Babürşah’a Hintli dedikleri gibi yüzlerce türk alim evliya ve kahramana başkaları sahip çıkar. Türk¬lere de sadece barbarlık kalır. Yetiştirilmesi: Vatanının Türkiye olması nedeni ile hemen her bölgede rahatlıkla yetişir ve yetiştirilebilir. Hasat zamanı: Çiçek açtığı aylarda kökleri yıkanır ve kurutulur. Şayet eterik yağ elde edilecek ise özel olarak depolanır ve takriben 3-4 yıl süren bu depolama sonunda su buharı ile damıtılır. 100kg den 100ml eterik yağ elde edilir. Beyaz navruzun eterik yağı en pahalı olanıdır. 1kg yağ takriben 200 000-300 000DM arasındadır ve onu soluk navruz yağı ve Türk navruz yağı takip eder. Birleşimi: Birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz; a) Eterik yağı türevleri %0,2-0,3 arası olup bunun %10-20 si İronlardan oluşur ve bazıları; α,β,θ-İron ve az miktarda Neo-α,Izo-α,Neo-İzo-α,Neo-β,Neo-θ,İzo-θ,Neo-Izo-θ-İron içerir. İronelar kokulu menekşe kökü gibi koktuğundan Almanya da yanlışlıkla kokulu menekşe kökü diye anılır. Ayrıca Myristinasit, Aldehydler ve Ketonlar içerir. b) Izoflavonlar ve Flavonitler; İrilon, İrisolon, İrigenin, Tectorin ve Homotectoridin c) Ayrıca Mono, Bi ve Spirocyclik Triterpeler, Nişasta ve Glucosylexanthonlar içerir. Tesir şekli: Navruz eterik yağı (Navruz yağı) ve kökü teskin edici, İdrar artırıcı ve vücudu artık maddelerden arındırıcıdır. Kullanılması: Komisyon E tarafından 25/11/1993 tarih ve 221 nolu monografi bildirisinde navruz kökünün üşütme hastalıkları, bronşit, öksürük, nezle, bronşial astım, baş-diş-kas ve eklem ağrıları, migren ve bir yığın rahatsızlığa karşı iyi gelebileceği iddia edilmektedir. Çayı: Kurutulduktan sonra toz haline getirilmiş navruz kökünden 0,5g demliğe konur ve 200-300ml kaynar su ile haşlandıktan sonra içilir. Bir günde içilecek navruz kökü veya kök tozunun 1g’ı geçmemesi gerekir. AR: Navruz yağı başta korku, Kalp çarpıntısı, öksürük, üşütme ve ro¬ma¬-tizmaya karşı kullanılır. Ayrıca masaj yağlarına, parfümlere ve kozmetik maddelere katılır. Çok pahalı olması (1ml 200-300DM) nedeni ile genellikle sentetik maddeler veya kokulu menekşe kökünde elde edilen yağlar katılabilir, satılabilir. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
NARUZ Çok Yıllık | 0,3-0,8m | 4-7 Aylar | Ho,Na | Kökü | Hafif Zehirli Navruz, Buntfarbieger Schuvertlilie, Iris versicolor Renkli navruz  Renkli süzen Amerika navruzu Familyası: Süzengillerden, Schwertliliengewâchse, Iridaceae Drugları: Renkli süzen kökü; Iridis versicolor rheizema Renkli süzen kökleri Homeopati’de tentür ve natürel ilaç yapımında kul-lanılır ve zehirli olması nedeni ile çayı içilmez. Giriş: Navruzun bilinen 40.000 türü mevcuttur ve bunlardan 4 tür şifa maksadı için kullanılır. Renkli navruzun kullanılış maksadı, Türk navruzu, İtalyan navruzu ve Soluk navruza göre farklıdır. Bu nedenle renkli nav-ruzu ayrı diğerlerini ise birlikte incelemekte fayda vardır. Renkli navru¬zun tohumlarının yüzebilen bir kapsül içinde olması nedeni ile Sibirya’ dan Amerika’ya yüzerek geçmiş ve orada yayılmış olduğu iddia edilmek¬tedir. Renkli navruza benzer bir başka tür ise Sibirya navruzu¬dur. Iris gökkuşağı ve versicolor renkli anlamlarına gelir ve bitki Kızılde¬rililer tarafından kusturucu, müshil yapıcı ve soğuğa karşı kullanılmıştır. Botanik: Navruz 30-80cm boyunda çok yıllık köklerinin yer atlından sü¬rü-nerek çevreye yayılması ile kümeler oluşturur. Kökleri ana kökler ve saçak köklerden meydana gelir. Ana kök uzunca bir but gibi olup dışı esmer, kahverengimsi, içi sarımsı beyaz renklidir. Gövdesi yuvarlak, di-key yeşil renkli ve çatallıdır. Yaprakları uzun ince bir kılıç veya süngü şeklinde, kenarları bütün ve yeşil renklidir. Çiçekleri taç yapraklarının yerini alan kupa yaprakları 3 adet oval beyaz yumurta şeklinde uç kısmı mor, sapa doğru önce beyazımsı sonra sarı renkli ve baştan uca doğru yayılan derin damarlarla yelpaze gibidir. Taç yaprakları 3 adet oval, mor renkli kenarları bütün üzeri çizgili damarlıdır ve ortada yaprak şeklini almış ve geri doğru yatmış 3 adet şerit şeklinde, leylaki mor renkte döl-lenme tozlukları bulunur. Meyveleri şişkin bir kapsül gibi 3 bölümlü içi tohum doludur. Olgunlaşan meyve kapsülleri suya düşerse suyla birlikte çok uzaklara giderek orda filizlenebilir. Yetiştirilmesi: Kanada ve ABD’de yaygın olarak renkli navruz günü-müzde Batı Avrupa ülkeleri ve Japonya’da natürel ilaç veya tentür yapı¬mı için yetiştirilir. İklim olarak Türkiye bu bitkinin yetişmesi için ideal iklime sahiptir.  Hasat zamanı: Kökleri Nisan Ağustos aylarında sökülerek çıkarılır, yıka-nır ve kurutulur. Şayet tentürü yapılacak ise taze olarak kullanılır. Birleşimi: Birleşimindeki maddeler yeterince incelenmemiştir. %0,025 Eterik yağı, Izopethalasit, Salizylasit, Iridin ve %8,7 Reçine içerdiği ve bununda en önemli alt türlerinin; Phytosterin, Myriceyl alkol ve Heptacosan içerir. Tesir şekli: Safra arttırıcı, müshil yapıcı, idrar söktürücü, iltihapları ön¬le-yici ve salgıları arttırıcıdır. Araştırmalar: günümüzdeki modern anlamdaki araştırmalar yapılma-mıştır. Yapılan araştırmalar 70 yıl önceki araştırmalardır. HALES’in yeni ilaçlar adlı kitabında kusma ve müshil ilacı olduğu, tükürük ve safrayı artırdığı bildirilmektedir. KITSCHEN 1852’de Kuzey Amerika Homeopatik dergisinde (North American Jurnal of Homeopathy) başta migren baş ağrısı ve nevraljiye iyi geldiği ifade edilmektedir. (LBH)  Kullanılması:  a) Renkli navruz kökü günümüzde özellikle Homeopatik terkiplerde baş-ta; migren, baş ağrısı, baş dönmesi, nevralji, siyatik, bulantı, kusma, akut ve kronik pankreas iltihaplanmasına karşı kullanılmaktadır. Bu demek değildir ki bu hastalıkları tamamen iyileştirir. b) Halk arasında; (Kızılderililer tarafından) kusturmak için,müshil yapıcı ve idrar artırıcı olarak kullanılmıştır. 1820-1895 yılları arasında ABD ilaç kodeksine (Pharmacopoeia of the United states) ise bezeler ve karaciğere ilaç olarak kullanılmıştır.  Çayı: Kurutulmuş renkli navruz kökünden 0,5-1 kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su konarak demlenir. 5-10 dakika demlenmeye bıraktıktan sonra süzülerek 1 günde çok az içilir. Navruz kökü hafif zehirli olması nedeni ile dikkatle kullanılmalı ve tarife uyul-malıdır. Homeopati’de: Renkli navruz köklerinden 50g taze olarak ince ince kıyılır ve ya rendelenir, 1 şişeye konur ve üzerine 500ml %70’lik alkol ilave edilir. Işık geçirmeyen koyu renkli şişelerde muhafaza edilir ve 4-6 hafta sonra süzülerek homeopati’de <<Iris>> ve ya <<Iris versicolor>> isimi ile anılan tentür elde edilir bu tentürden günde 3-5 defa 10-15 damla 6-8 hafta süreyle alınır. Hastalığın belirtiler (Semptom): 1) Sindirim sisteminde yanma hissi,  2) Kusma, kusmuğun ipliğimsi sarkması  3) Baş ağrısı, ekşimsi ve acı bir kusmukla birlikte 4) Siyatik, genellikle sol yanda 5) Dışkıdan sonra makat’ta yanma  6) Ağızda ve dilde yanma Bu gibi hallerde navruz tentürü gerekir. Yan tesirleri: Tarife uyulur ise bilinen bir yan tesiri yoktur, fakat tarife uyulmaz ise zehirleyebilir.  B) Türk Navruzu, Schwertlilie, Iris Germanica (Syn: Iris Anatolica) Türk süzeni  Mor süzen Navruzlardan leylaki (Türk) Navruzu; Iris Germanica, Florens Navruzu; Iris Florentina ve Soluk navruz; Iris Hallida botanik olarak birbirlerine çok benzerler bu üç navruzu sadece çiçeklerinin renginden dolayı ayıra¬biliriz. Florens navruzu, Soluk navruz açık leylaki renkte ve Türk navruzu (leylaki) eflatun renktedirler. Yaprakları renkli navruza göre daha sert biraz kalınca kama, süngü ve ya kılıç şeklinde kenarları bütün, uca doğru sivrice ve ortadan çıkan gövdenin içi boştur. Çiçekleri açık ve ya koyu Leylaki(eflatun), (florens navruzunda beyaz soluk navruzda açık leylaki renkte) renkte üç adet taç yaprak geri doğru sarkık sap kısmına doğru sarımsı beyaz tüyler bulunur. Taç yapraklardan 3 ise kalkık olup adeta uçları birbirine değer ve içerdeki döllenme tozlukları dışardan görülme-yecek şekilde dışardan kapatılmış gibidir. Kökleri ana kök ve saçak köklerden oluşur. Ana kökler 10-15cm uzunluğunda, 3-4cm kalınlığında, içi sarımsı beyaz renkte, piyasada genellikle soyulmuş olarak bulunur. Iris germnica ismi bitkiye yanlışlıkla verilmiştir. Çünkü ilk defa Romalılar tarafından Almanya’ya bu bitki Anadolu’dan ve Balkanlar’dan getiril¬miştir. Asıl isminin Iris Anotolica olması gerekir. Fakat Almanlar her şeyi kendilerine mal etmeyi çok severler. Mesela İranlılar Fuzuli’ye Farslı, Yunalılar karagöz ve Hacivat’a Rum, Araplar ibn-i Sina’ya Arap, Afgan¬lılar Gazneli Mahmut’a Afgan, Hindistanlılar Babürşah’a Hintli dedikleri gibi yüzlerce türk alim evliya ve kahramana başkaları sahip çıkar. Türk¬lere de sadece barbarlık kalır. Yetiştirilmesi: Vatanının Türkiye olması nedeni ile hemen her bölgede rahatlıkla yetişir ve yetiştirilebilir. Hasat zamanı: Çiçek açtığı aylarda kökleri yıkanır ve kurutulur. Şayet eterik yağ elde edilecek ise özel olarak depolanır ve takriben 3-4 yıl süren bu depolama sonunda su buharı ile damıtılır. 100kg den 100ml eterik yağ elde edilir. Beyaz navruzun eterik yağı en pahalı olanıdır. 1kg yağ takriben 200 000-300 000DM arasındadır ve onu soluk navruz yağı ve Türk navruz yağı takip eder. Birleşimi: Birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz; a) Eterik yağı türevleri %0,2-0,3 arası olup bunun %10-20 si İronlardan oluşur ve bazıları; α,β,θ-İron ve az miktarda Neo-α,Izo-α,Neo-İzo-α,Neo-β,Neo-θ,İzo-θ,Neo-Izo-θ-İron içerir. İronelar kokulu menekşe kökü gibi koktuğundan Almanya da yanlışlıkla kokulu menekşe kökü diye anılır. Ayrıca Myristinasit, Aldehydler ve Ketonlar içerir. b) Izoflavonlar ve Flavonitler; İrilon, İrisolon, İrigenin, Tectorin ve Homotectoridin c) Ayrıca Mono, Bi ve Spirocyclik Triterpeler, Nişasta ve Glucosylexanthonlar içerir. Tesir şekli: Navruz eterik yağı (Navruz yağı) ve kökü teskin edici, İdrar artırıcı ve vücudu artık maddelerden arındırıcıdır. Kullanılması: Komisyon E tarafından 25/11/1993 tarih ve 221 nolu monografi bildirisinde navruz kökünün üşütme hastalıkları, bronşit, öksürük, nezle, bronşial astım, baş-diş-kas ve eklem ağrıları, migren ve bir yığın rahatsızlığa karşı iyi gelebileceği iddia edilmektedir. Çayı: Kurutulduktan sonra toz haline getirilmiş navruz kökünden 0,5g demliğe konur ve 200-300ml kaynar su ile haşlandıktan sonra içilir. Bir günde içilecek navruz kökü veya kök tozunun 1g’ı geçmemesi gerekir. AR: Navruz yağı başta korku, Kalp çarpıntısı, öksürük, üşütme ve ro¬ma¬-tizmaya karşı kullanılır. Ayrıca masaj yağlarına, parfümlere ve kozmetik maddelere katılır. Çok pahalı olması (1ml 200-300DM) nedeni ile genellikle sentetik maddeler veya kokulu menekşe kökünde elde edilen yağlar katılabilir, satılabilir. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
ACI YONCA Çok Yıllık 0,15-0,4 m 5-6 Aylar Ca, Na, Ho Yaprakları Acı yonca, Bitterklee, Menyanthes trifolia L. Su yoncası Bataklık yoncası Ateş yoncası Familyası: Acıyoncagillerden Bitterkleegewâchse Menyanthaceae Drugları: Acı yonca yaprakları; Menyanthidis folium (Trifolia fibrini folium) Acı yoncanın yaprakları çay tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır. Giriş: Bu bitki Acıyonca, Su yoncası, Bataklık yoncası, Ateş yoncası gibi yonca ismi ile anılsa da yoncagillerle ilgisi yoktur. Acı yonca birleşimindeki maddeler ve kullanılış nedeni ile Centiyangillere benzer. Yonca diye anılması bitkinin üçlü yaprakları nedeni iledir. Oysa yapraklar hem oldukça büyük hem de şeklen yonca yapraklarına benzemez. Acı yonca tarihte iştahsızlık, skorbüt hastalığı (C-vitamini yetersizliği), romatizma gibi hastalıklara karşı ve ateş düşürücü olarak kullanılmaktadır. İlk detaylı araştırmayı Hahnemann yapmış ve onu diğerleri takip etmiştir. Vatanı Avrupa ve Asya?nın ılıman bölgelerindeki bataklıklar, durgun veya yavaş olan suların kenarında yetişir. Botanik: Bataklık durgun veya yavaş akan su kenarlarında yetişen bitki 15-40cm boyunda olan çiçek demeti veya üçlü yaprağı dikine yükselirken asıl çevreye yayılan uzun bir köke sahiptir. Yaprakları uzun, kahverengimsi bir sap üzerinde üçü bir arada bulunur ve bu nedenle Acı yonca diye anılır. Yaprağı 8-12cm uzunluğunda, 4-8cm eninde, oval şekilde, koyu yeşil renkli, kenarları çok az kertikli, hafif dalgalı ve hafif kalkık damarları oldukça belirgin ve derindir. Çiçekleri uzun bir sap üzerinde, başak gibi dizilmiş beyaz çiçeklerden meydana gelir. Çiçekleri yıldız şeklinde dizilmiş, üzeri tüylü, her beyaz renkli taç yaprak ve ortada bir döllenme tozluğundan meydana gelir. Kökleri 1-2cm kalınlığında 50-200cm uzunluğunda olup sürünerek çevresine yayılır ve böylece bulunduğu yerde kısa zamanda kümeler oluşturur. Tohumları suda yüzecek kadar hafif olan kapsüller içinde olup su ile birlikte çevreye yayılır ve uygun bir ortamda çoğalır. Yetiştirilmesi: Köklerinden bir parça veya tohumlarından birkaç tanesi su kenarına ekildiğinde kısa sürede orada kök salar. Hasat Zamanı: Çiçek açma zamanı olan Mayıs ve Haziran aylarında Acı yonca yaprakları toplanarak kurutulur ve kaldırılır. Maalesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşiminde yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş?te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlarda açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukça azaltır. Birleşiminde: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Araştırmalar: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Tesir şekli: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Kullanılması: a) Araştırmalara göre mideyi kuvvetlendirmek, mide asidini artırmak için, hazımsızlık, iştahsızlık, skorbüt hastalığı (C-Vitamini yetersizliği) ve iskemiye karşı kullanılır. b) Komisyon E nin 01.02.1990 tarih ve 22a nolu Monografi bildirisine göre Acı yonca başta iştahsızlık, hazımsızlık rahatsızlıklarından özellikle kokuşmaya karşı kullanılır. c) Homeopati?de nevralji (sinirsel ağrılar), trigeminus nevralji (yüz nevraljisi), baş ağrısı, tikler, titremeler ve sinirsel rahatsızlıklara karşı kullanılır. d) Halk arasında; iştahsızlık, bağırsaklarda kokuşma, (dispepsi) mide asidi yetersizliği, şişkinlik, ekşime, karaciğer, safra ve pankreas zafiyetine karşı kullanılır. Ayrıca grip, baş ağrısı, migren ve metabolizma zafiyetine karşı da etkili ve kanı temizleyici olarak kullanılır. Çay: Kurutulmuş, ince kıyılmış acı yonca yapraklarından 1 kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edildikten sonra 5-10dk demlemeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Yan tesirleri: Acı yoncanın bilinen bir yan tesiri yoktur fakat çok acı olması nedeni ile fazla içilemez. Geniş bilgi için Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp ismli kitabımızda mevcuttur. Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır. Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Aslankuyruğu otu Türkistan kalp otu Kalp otu Türkistan Aslan otu Familyası: Ballıbabagillerden, Lippenblütler, Lamiaceae Drugları: Aslan otu; Leonuri cardiacae herba Aslan otundan çay, tentür ve natürel ilaç yapılır. Giriş: Aslan otu Ballıbabagillerin bir alt grubu olan Lamiinaegillerden olup bu grubunda bir alt grubu olan Leonurus gillerin bir üyesidir. Leonurus gillerin bilinen 25 türü mevcuttur ve bunların en önemlisi ve en yaygın olarak kullanılan türleri; Türkistan Aslan otu; Leonurus cardiaca ve Japon Aslan otu; Leonurus Japonicus?tur. Bizi daha çok Türkistan Aslan otu ilgilendirmektedir Bu nedenle de bu bitkiyi inceleyeceğiz. Türkistan Aslan otunun asıl vatanı Türkistan olup buradan Anadolu ve Balkanlara ve Rusya üzerinden de Avrupa?nın batısına kadar geniş bir alana yayılmıştır. Amerika?ya götürülen bitki orada da yabanileşerek yayılmıştır. Latincede Leo=Aslan ve Uru=Kuyruk anlamına yani Leonurus aslankuyruğu anlamına gelir. Yunanca Cardiaca (Kardia) kalp anlamına gelir. Bundan da bu bitkinin eskiden kalp rahatsızlıklarına karşı kullanıl­dığı anlaşılır. Bitkiye Aslankuyruğu ismi verilmesi saplarının alt kısmının yapraksız, orta ve üst kısmı sık yapraklı olması nedeni ile Aslan­kuy­ruğuna benzer. Ayrıca çiçekleri ağzını açan Aslanağzına benzer. Botanik: Boyu 50-180 cm olan bitki çok yıllık dikine yükselen genellikle çatallaşmayan, gövdesi dört köşeli, içi boş, tüylü, üzeri genellikle yeşil renkli olmakla birlikte bazen (yaz ve sonbaharda) esmer, kahverengimsi ve hatta kızıl renkli olabilir. Yaprakları karşılıklı bir sonraki ile çapraz, üst kısımları açık, alt kısımları koyu yeşil renkli ve uzun saplıdır. Alt yap­rakları 5-7 derin loplu adeta dişli yani loplar sivri, orta yaprakları üç loplu ve en üstteki yaprakları yeşil iken olgunlaşan yaprakları esmer kahve­rengimsi veya kızılımsı mor bir renge dönüşür. Çiçeklerin taç yaprakları beyaz, açık pembe veya kan kırmızısı renkte, üzeri tüylü iki çenekli ve ağzını açmış aslanağzına benzer. Çiçekleri çelenk şeklindeki kalkanlara dizilmiştir. Kökleri saçak şeklinde ve ayrıca çevresine yayılan yan kök­lerle kısa zamanda çevresine yayılarak kümeler oluşturur. Aslan otu, Kurt otu, Kedi başı otu, Ballıbaba otu, Yapışkan otu ve Boz otuna benzer bu nedenle birçok yazar Aslan otu ile Kurt otunu birbirine karıştırmak­tadırlar. Buna dikkat edilmelidir. Yetiştirilmesi: Aslan otunu Türkiye?nin hemen her bölgesinde yetiştir­mek mümkündür. Aslan otu tohumları ile veya kökünden bir parça eki­lerek yetiştirilir. Hasat zamanı: Aslan otunun kökleri hariç tamamı yerde 5-10 cm kesi­lerek demet yapılır. Balkon veya terasa asılarak kurutulur. Şayet tentürü yapılacak ise taze olarak işlenir. Maalesef şifalı bitkiler toplama, kurut­ma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapıl­mak­tadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş?te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolan­ması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlarda açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukça azaltır. Birleşiminde: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Araştırmalar: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Tesir şekli: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Kullanılması: a) Araştırmalara göre sinirsel kalp rahatsızlıkları, kalp kasları rahat­sızlıkları (Myokard) kalp damarı sertliği, yüksek tansiyon, kalp zafi­yeti ve hipertroide (kalkan bezinin aşırı salgı üretmesine karşı) karşı kullanılır. b) Komisyon E?nin 13/03/1986 tarih ve 50 nolu Monografi bildirisinde Aslan otu veya preparatlarının başta sinirsel rahatsızlıkları ve hipertroidizm?e (kalkan bezinin aşırı hormon üretmesi) karşı kulanı­labileceği beyan edilmiştir. c) Homeopati?de; Aslan otu tentürü sinirsel rahatsızlıklar, sinirsel kalp rahatsızlıkları, kalp çarpıntısı, kalp krampları, hipertroidizm, adet yokluğu (amenore=adetin azlığı veya yokluğu, bunun menapozla ilgisi yoktur), uyuyamama, şişkinlik, korku ve nefes darlığına karşı kullanılır. d) Halk arasında; kalp çarpıntısı, sinirsel kalp rahatsızlıkları, hiper­troidizm, aşırı heyecanlanma, bronşitli astım, menapoz, adet yok­luğu, yüksek tansiyon ve sinirsel gerginlik gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır. Çayı: İki kahve kaşığı kurutulmuş, ince kıyılmış Aslan otu demliğe konur ve üzerine 300-400 ml kaynar su ilave edilerek 5-10 dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çay Harmanları: Homeopati?de: Taze Aslan otundan 20 gr ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80 ml %70?lik alkol ilave edilerek 4-6 hafta güneş ışınlarından uzakta muhafaza edilir. Şişe iki günde bir çalkalanır ve bu süre sonunda süzülerek Homeopati?de <<Leonurus cardiaca>> adı ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 10-15 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Hastalığın belirtileri (semptom): 1) Adet yokluğu ile belirgin karın ağrısı 2) Sinirsel gerginlik ve aynı zamanda ateş 3) Cinsel organlarda kramp 4) Gözler kuru, dil kuru ve derin yırtıklı 5) Menapoz rahatsızlıkları 6) Hipertroidizmin sebep olduğu kalp çarpıntısı 7) Bu gibi hallerde Aslan otu tentürü kullanılır. Yan tesirleri: Tarife uyularak kullanıldığında herhangi bir yan tesiriyok­tur. Şayet aşırı miktarda alınır ise kusma ve iç kanamaya sebep olabilir. Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Gökçek İksir'i ile tedavi olmak mümkündür. Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır.Gökçek İksiri vücudu cüruflardan arıtır, iltihaplı hastalıkları iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.Gökçek Tonik mide-bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları ve her türlü alerjiye karşı etkilidir. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.Gökçek Diyet Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
KARAHİNDİBA Gelin göbeği Aslan dişi Radika Yabani Acımarul Üfürük çiçeği indibaotu  İnek çiçeği Şifalı Karahindiba  Familyası: Bileşikgillerden, Korbblütler, Asteraceae Drugları: Karahindiba yaprağı; Taraxci folium kökü; radix otu ve kökü; Taraxci herba cum radix Karahindibanın genellikle otu (yaprak, çiçek ve sapları ) ve kökü birlikte çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır. Giriş: Günümüzde Karahindibanın bir alt türü olan 50-60çeşit mevcuttur ve bunların içinden sadece Şifalı Karahindiba olarak bilinen bu tür kullanılır. Diğer türler pek kullanılmaz. Türkiye?de eskiden salata yerine kullanıldığından Yabani Acımarul diye de anılır. Avrupa?da 16. yy.a kadar bilinmeyen ve ancak 1546?dan itibaren Şifalı bitkiler kitabında yer almıştır ve bazı yazarlara göre Barbarlar (Türkler, Hunlar) tarafından Avrupa?ya getirilmiştir. Avrupalılar Hıristiyan olmayan her milleti Barbar sayarlar, oysa Türkler gittikleri yerlere Medreseler (üniversiteler), Hanlar, Hamamlar, Kervansaraylar, Sulama kanalları götürürken Avrupalılar takriben 50 milyon Kızılderili?yi 2,5 milyon Cezayirliyi vahşice yok etmişlerdir. Ayrıca Romanın kurucusu Rome ve Romelus kardeşlerde Etrüsklüdür yani Türktür. Botanik: Karahindiba otu şimdiye kadar incelediğimiz bitkilerden farklı bir yapıya sahiptir çünkü gövdesiz bir bitkidir. Yaprakları rozet şeklinde direkt kökten çıkarak çevresine yayılır ve bu şekil rozete benzediğinden bu isimle adlandırılır. Yapraklarının kenarı irili, ufaklı, dişli veya odun testeresinin ağzı şeklinde, bazen de aslan dişi gibi bu nedenle de Aslan dişi otu diye de anılır. Yaprak uçları mızrak veya mala şeklinde, üst yüzeyi koyu yeşil, alt yüzeyi açık yeşil ve ortada ana bir damar mevcuttur. Çiçekleri takriben 10-40cm uzunluğunda, içinde sarımsı beyaz süt kıvamında bir sıvı bulunur ve tepesinde 100-200adet dil şeklindeki sarı taç yapraklardan meydana gelen bir çiçek bulunur. Çiçekleri olgunlaştıktan sonra dökülerek dağılmaz aksine büzülerek toplanır ve kupa yaprakları tarafından iyice sarılarak koni şeklini alır. Koni içinde olgunlaşan tohumlar kupa yapraklarının geri doğru kıvrılması ile ortaya çıkar ve her tohumun gerisinde 1-3cm uzunluğunda bir sap ve bu sapın üzerinde şemsiye şeklinde tüycükler bulunur. Olgunlaşan tohumları rüzgarlı havada tüycükleri alarak uzaklara taşır ve böylece Karahindibaya hemen her yerde rastlamak mümkün olur. Kökleri serçe parmak kalınlığında 10-20cm uzunluğunda ayrıca saçak şeklinde yan köklere sahiptir ve içinde süt gibi beyaz bir bitki özü mevcuttur.  Yetiştirilmesi: İtalya ve Fransa?da özel olarak yetiştirilir ve salatası yapılır. Bu özel yetiştirilen Karahindiba, yabani olarak yetişene göre oldukça büyüktür. Türkiye?nin hemen her bölgesinde yetiştirmek mümkündür.  Hasat zamanı: Kökleri ya Mart-Nisan veya Ağustos-Eylül aylarında topraktan çıkarıldıktan sonra yıkanır, güneşli ve havadar bir yerde kurutulur. Malesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş?te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar?da açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukca azaltır. Birleşiminde: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Araştırmalar: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur.  Tesir şekli: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Kullanılması: a) Araştırmalara göre idrar söktürücüdür. Komisyon E?nin 228 nolu ve 05.12.1984 tarihli monografi bildirisine göre K.hindiba ot ve kökü başta safra akışı anormallikleri, iştahsızlık, sindirim rahatsızlıklarına karşı ve de idrar artırıcı olarak kullanılır. b) Halk arasında başta karaciğer, safra, pankreas, mesane, böbrekler, mide ve bağırsaklardaki rahatsızlıklara karşı kullanılır. Karahindiba bu rahatsızlıkların haricinde şeker hastalığı, şişmanlık, romatizma türlerinden özellikle artroz (eklem aşınması ), eklem iltihaplanması (artritis), gut (nikris), bronşit, ekzema, akneye karşı ve kan temizleyici ve de metabolizmayı çalıştırıcı olarak kullanılmaktadır. Açıklama: İç organların beslenmesi ve artık maddelerin dışarı atılmasında çok büyük görevleri olan ara dokular zamanla artık maddeler (Almanca Schacke Türkçe Cürufta denir) yoğunlaşır. Bu da görevlerini tam olarak yapamadığı gibi başta romatizma, gut, ödem, çeşitli iltihaplanma ve metabolizma bozukluklarına sebep olur. İşte böyle bir durumda bizi birleşiminde vitaminler, mineraller, triterpenler, flavonitler vb. içeren ve de çok yönlü etkilere sahip olan karahindiba vücudumuzu adeta Çamaşır tozu gibi kirlerden, artık maddelerden arınmasını ve temizlenmesini sağlar. O halde haydi vücudumuzun bütün azalarını yıkayalım. Almanya?da tıpkı Elam suyu, Kiraz suyu, Şeftali suyu gibi Lahana suyu, Havuç suyu ve Karahindiba suyu imal edilip satılmaktadır. Bu sebze suları, meyve suları gibi tatlı olmayabilir fakat çok sağlıklıdır.    Çayı:Kurutulmuş, ince doğranmış Karahindiba otu ve kökünden iki kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-500ml kaynar su ilave edildikten sonra haşlanır (ınfus) ve 5-10dk demlendikten sonra süzülerek içilir. [/font] Çay Harmanları; Salatası: Karahindiba otunun yaprakları salata gibi yenir, özel yetiştirilenleri daha az acıdır ve bu nedenle rahatlıkla yenebilir.  Homeoapti?de: K.hindiba otu ve kökünden 100gr çiçek açmaya başladığı andan itibaren toplanarak yıkanır, ince kıyılır ve bir şişeye konur ve de üzerine 500ml %70?lik alkol ilave edilir. şişe güneş ışınlarından uzakta muhafaza edilir ve iki günde bir çalkalamak suretiyle 4-6hafta sonra süzülerek Homeopati?de <<Taraxacun>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-4defa 15-20damla 23-ay süreyle alınır.  Hastalığın belirtileri (semptom):  Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur. Geniş bilgi için Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp ismli kitabımızda mevcuttur. Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Gökçek İksir'i ile tedavi olmak mümkündür. Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır.Gökçek İksiri vücudu cüruflardan arıtır, iltihaplı hastalıkları iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.Gökçek Tonik mide-bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları ve her türlü alerjiye karşı etkilidir.  Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.Gökçek Diyet Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
ACI YONCA Çok Yıllık 0,15-0,4 m 5-6 Aylar Ca, Na, Ho Yaprakları Acı yonca, Bitterklee, Menyanthes trifolia L. Su yoncası Bataklık yoncası Ateş yoncası Familyası: Acıyoncagillerden Bitterkleegewâchse Menyanthaceae Drugları: Acı yonca yaprakları; Menyanthidis folium (Trifolia fibrini folium) Acı yoncanın yaprakları çay tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır. Giriş: Bu bitki Acıyonca, Su yoncası, Bataklık yoncası, Ateş yoncası gibi yonca ismi ile anılsa da yoncagillerle ilgisi yoktur. Acı yonca birleşimindeki maddeler ve kullanılış nedeni ile Centiyangillere benzer. Yonca diye anılması bitkinin üçlü yaprakları nedeni iledir. Oysa yapraklar hem oldukça büyük hem de şeklen yonca yapraklarına benzemez. Acı yonca tarihte iştahsızlık, skorbüt hastalığı (C-vitamini yetersizliği), romatizma gibi hastalıklara karşı ve ateş düşürücü olarak kullanılmaktadır. İlk detaylı araştırmayı Hahnemann yapmış ve onu diğerleri takip etmiştir. Vatanı Avrupa ve Asya?nın ılıman bölgelerindeki bataklıklar, durgun veya yavaş olan suların kenarında yetişir. Botanik: Bataklık durgun veya yavaş akan su kenarlarında yetişen bitki 15-40cm boyunda olan çiçek demeti veya üçlü yaprağı dikine yükselirken asıl çevreye yayılan uzun bir köke sahiptir. Yaprakları uzun, kahverengimsi bir sap üzerinde üçü bir arada bulunur ve bu nedenle Acı yonca diye anılır. Yaprağı 8-12cm uzunluğunda, 4-8cm eninde, oval şekilde, koyu yeşil renkli, kenarları çok az kertikli, hafif dalgalı ve hafif kalkık damarları oldukça belirgin ve derindir. Çiçekleri uzun bir sap üzerinde, başak gibi dizilmiş beyaz çiçeklerden meydana gelir. Çiçekleri yıldız şeklinde dizilmiş, üzeri tüylü, her beyaz renkli taç yaprak ve ortada bir döllenme tozluğundan meydana gelir. Kökleri 1-2cm kalınlığında 50-200cm uzunluğunda olup sürünerek çevresine yayılır ve böylece bulunduğu yerde kısa zamanda kümeler oluşturur. Tohumları suda yüzecek kadar hafif olan kapsüller içinde olup su ile birlikte çevreye yayılır ve uygun bir ortamda çoğalır. Yetiştirilmesi: Köklerinden bir parça veya tohumlarından birkaç tanesi su kenarına ekildiğinde kısa sürede orada kök salar. Hasat Zamanı: Çiçek açma zamanı olan Mayıs ve Haziran aylarında Acı yonca yaprakları toplanarak kurutulur ve kaldırılır. Maalesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşiminde yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş?te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlarda açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukça azaltır. Birleşiminde: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Araştırmalar: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Tesir şekli: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Kullanılması: a) Araştırmalara göre mideyi kuvvetlendirmek, mide asidini artırmak için, hazımsızlık, iştahsızlık, skorbüt hastalığı (C-Vitamini yetersizliği) ve iskemiye karşı kullanılır. b) Komisyon E nin 01.02.1990 tarih ve 22a nolu Monografi bildirisine göre Acı yonca başta iştahsızlık, hazımsızlık rahatsızlıklarından özellikle kokuşmaya karşı kullanılır. c) Homeopati?de nevralji (sinirsel ağrılar), trigeminus nevralji (yüz nevraljisi), baş ağrısı, tikler, titremeler ve sinirsel rahatsızlıklara karşı kullanılır. d) Halk arasında; iştahsızlık, bağırsaklarda kokuşma, (dispepsi) mide asidi yetersizliği, şişkinlik, ekşime, karaciğer, safra ve pankreas zafiyetine karşı kullanılır. Ayrıca grip, baş ağrısı, migren ve metabolizma zafiyetine karşı da etkili ve kanı temizleyici olarak kullanılır. Çay: Kurutulmuş, ince kıyılmış acı yonca yapraklarından 1 kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edildikten sonra 5-10dk demlemeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Yan tesirleri: Acı yoncanın bilinen bir yan tesiri yoktur fakat çok acı olması nedeni ile fazla içilemez. Geniş bilgi için Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp ismli kitabımızda mevcuttur. Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır. Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
DEFNE Ağaç | 2-10m | 3-4 Aylar | Yaprakları,Meyveleri,Meyve yağı Defne Lorbeer Laurus nobilis  Tehnel  Familyası: Defnegillerden, Lorbeergewâchse, Lauraceae Drugları: Defneyaprağı; Lauri folium Defne meyvesi; Lauri fructus Defne yağı; Lauri oleum Defneyaprağı çayı, tentür ve natürel ilaç yapımında yağı ise merhem yapımında kullanılır. Botanik: Vatanı Türkiye olan Defne zamanla Akdeniz ülkeleri Karadeniz ülkeleri, Türkistan, Orta ve Batı Avrupa, Güney ve Orta Amerika ile ABD’nin Batı ve Güneyine kadar geniş bir alana yayılmıştır. Boyu oldukça değişkendir. Bazen bir funda gibi küçük bazen de 10m boyunda bir ağaç gibi büyük, yapraklarını kışın dahi dökmeyen ve siyah kabuklu bitkilerdir. Yaprakları 3-5cm genişliğinde, 5-15cm uzunluğunda enelikle mızrak şeklinde, nadiren yumurta şeklinde veya oval olup kenarları bütün fakat dalgalı, üst yüzeyi parlak yeşil, alt yüzeyi donuk yeşil, kısa saplı ve deri gibi derttir. Çiçekleri yapraklarının hemen dibinden çıkar ve topluca bir arada bulunur. Dişi çiçekleri küçük, beyazımsı sarı veya krem rengi, taç yaprakları ve erkek çiçekleri 8-12 döllenme tozluklarına sahiptir. Meyveleri önce yeşil sonra siyah bir renk alır. Takriben 1cm çapında zeytin çekirdeği gibi yüzeyi parlak, etli, içinde bir tane çekirdeği vardır. Türkiye’de genellikle Akdeniz, Ege ve Karadeniz bölgelerinde yetiştirilir. Yaprağı ve meyvesinin yağı bir ilaç ürünüdür.  Yetiştirilmesi: Türkiye’nin iç ve doğu bölgeleri hariç hemen her yerinde yetişir. Almanya’da dahi kış aylarında serada ve diğer aylar bahçeye konarak yetiştirilmektedir. Hasat zamanı: Yapraklarını kışın da dökmediği için hemen her ay yapraklarını toplamak mümkündür. Fakat en tesirli olduğu zaman Ma-yıs’tan Ekim ayına kadar olan sürede toplanan yapraklarıdır. Meyvelerini Temmuz’dan Ekim’e kadar toplamak mümkündür ve toplanan meyveler soğuk baskı ile veya kaynatılarak yağı elde edilir. Malesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlem¬leri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kuru-tulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha ku¬ru¬mada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kay¬bettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar’da açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukca azaltır. Birleşimi:  a) Yapraklarının birleşimindeki en önemli madde eter yağı türevleri (Uçucu yağ türevleri)%1-5 arasında olup bunlardan en önemlisi Cineol (Sineol, Okaliptus’a bak.) olup %35-50 arasında bulunur. Onu eugenol, graniol ve az miktarda pinenler takipeder..  b) Meyvelerinden elde edilen ve kısaca defne yağı diye anılan yağın birleşiminde ise %30 oranında Eter yağı (Uçucu yağ)’dan meydana gelir ve bunun da %40-50’sini Dehidrocostulakton, %20-30 Costunolid ve az miktarda Eremanthin içerir. c) Sabit yağ türevleri; Laurinasit, Palmitinasit, Linolasit ve Oleikasit d) Ayrıca Trigliseridi, ayrıca Myricial alkol ve Nişasta içerir.  Tesir şekli:  a) Yaprakları; antiseptik (mikropları öldürücü), iltihapları önleyici, hazmettirici, idrar artırıcı, kan dolaşımı artırıcı ve deriyi tahriş edici özelliklere sahiptir. b) Defne yağı; antiseptik, iltihapları önleyici, deriyi yumuşatıcı ve yaraları iyileştiricidir. Kullanılması:  a) Halk arasında; defneyaprakları çay şeklinde içilir ise iştah açar, sin-dirimi kolaylaştırır ve mideyi kuvvetlendirir. Halka arasında baş ağrı¬ları ve sinirsel rahatsızlıklarda(nevralji) karşı çayı içilirken basura karşı hazırlanan demi taharet yapılacak su ile karıştırılarak, bu karışım ile taharet yapılır ise basurları iyileştirir. Bu güne kadar def¬neyaprakları üzerinde yeterince araştırma yağılamamıştır. Defne¬yaprağı genellikle baharat olarak kullanılır ve etli yenmeklere çor¬balara ve patatesli yemeklere katılır ayrıca birçok turşu türevlerinin; beyaz lahana, kırmızı lahana, pancar, biber turşularına veya karışık turşulara katılır.  b) Halk arasında defne yağı; genellikle hayvanların derilerinde meydana gelen iltihaplı-iltihapsız yaraların, çatlak ve sertliklere karşı kullanılır. Özellikle ineklerin sertleşen ve iltihaplanan memelerini iyileştirmek için kullanılır. c) Merhemi; Defne meyveleri soğuk baskı ile yağı çıkarılır veya mey-velerin yarısı kadar suyla 2-3saat kaynatıldıktan sonra süzülür ve soğumaya bırakılır. Soğuyan defne yağı daha ağır olduğundan dibe çöker ve su üst kısımda kalır. Böylece yağı ve suyu ayırmak kolaylaşır. Koyun kuyruk yağı veya iç yağı yoksa parafin ve yahut ta vazelin önce ocakta ısıtılarak eritilir ve içine 1/10 oranında (100gr Parafin veya vazeline 10gr Defne yağı) Defne yağı ilave edilir. Soğuduktan sonra buzdolabına konur. Defne yağı ile Hatay yöresinde sabun yapılır.  Homeopati’de: Defneyaprakları bir şişeye konur ve üzerine %70’lik Alkol (Etanol) ilave edilir. Güneşten uzakta 4-6 hafta ekletildikten sonra süzülerek Homeopati’de <<Laurus nobllis>> adı ile anılan tentür elde edilir. Yan tesirleri: Defne yağının alerjiye sebep olması nedeniyle kullanılırken dikkat etmek gerekir. Defne yerine daha etkili şifalı bitkiler oldu¬ğundan mümkünse kullanılmaması daha uygundur. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes