#neyse bu kadar yeter
Explore tagged Tumblr posts
Text
Abi bi insan nasil ust uste ayni hatayi yapar hala akillanmaiyor mu ya
#konustugu kacinci cocuk#yine bi halt olmayacagi belli#tipinden dr belli#konusmasindan da belli#bi de ara vermeden hemen baskasini bulup konusuyor sonrada hemen baglaniuor#islet istedigi gibi olmayinca da hemen cocuklari sucluyor#agliyor falan#abi ama yeter ya#cidden#bi de hep bana danisiyor#ama yani burama kadar geldi#bi tane cocuk vardi bununla toplasan dort gun falan konustu bi kac hikayesini begendi ve gerceklesmeyen bi bulusma oldu falan#neyse cocuk buna postayi koydu ama bu salak unutmadi#gidip iki de bi calistigi yete gitti onunden gecti#istedigi gibi olmayinca iyi ce abartti#yok iste bu askti bu cok guzel bi iliskiydi#ulan zorlasan bi hafta surdu bir kere bile yuz yuze gorusmeden cocugun yasini bile bilmiyordun#konu bitti gitti ustunden aylar gecti hala durup durup konusunu aciyor#artik gercekten biktim ya#tamam uzulmus olabilir ama burama kadar geldi he he diyorum yok#off yani bende insanim
6 notes
·
View notes
Text
11 yasindaki benin allahi
#tw'yi kesfedene kadar benim stiles'im buydu uzulerek itiraf etmek istiyorum ^^#sasirilmayacak sekilde turk dizi tarihinin en toksik esas karakterlerinden biriydi ama iste#sifira vurulmus sacin yakistigi guzel gulen erkekler hayatimi mahvedebilir maalesef#ayrica kadir dogulu en son bu haliyle yakisikliydi hatta dizide de sacini uzattiginda begenmemeye basladim hala da hic begenmiyorum#neyse bu kadar rezil itiraflar yeter turktuallarima#journal
2 notes
·
View notes
Text
insanlarla birlikte/dışarıda olduğum uzun bir günden sonra odama gelip pijamalarımı giyip kulaklığımı takıp tubatu dinlemek>>> koccccaman rahat bi nefes almak gibi hissettiriyor
#çokkkk evde hissettiriyorlar bana neden bilmiyorum🥺#ve aslında birlikte olduğum insanlar sevdiğim insanlar ama yine de enerjim tükeniyor handnwkslşxsçşs birlikteyken enerjimin tükenmediği#aksine yenilendiğim sayılı insan var#onlar dışındakilerle ne zaman ne kadar vakit geçirirsem geçiriyim geriye çekilip bi nefes alma ihtiyacı hissediyorum#ve tubatum da beni şarj ediyo🥺💘💘#bazen gerçekten enerjim eksilere indiğinde bu sefer odama kapanıp to do/talk today falan izliyorum diyorum ki YETER BENİM RESETLENMEM LAZIm#hfejmwlxşfeşpwğskfof#neyse#bugün bana 2 kişi kilo vermişsin sen??? dedi#ben de dedim ki yoo aslında.. vermedim bence?fiziksel görünümümde belirgin bi değişiklik olduğunu sanmıyorum ama belki ben fark etmiyorumdu#çnk bu insanlarla en son 3 ay önce falan görüştüm#sonra eve gelip tartıldım ve cidden birkaç kilo vermişim hdkwpdşflelqş bunun hikmeti nedir hocam#stres? yoga? ikisi de? :<#tu’s moa diaries (tu’batu wari wari) 🌟
0 notes
Text
oha olmayan almancam ile duolingo unit 7ye attım kendimi sshdfbsd
#cidden are we sure bro#ve evet yeni bi duolingo dili eklendi aramıza this is real shit... hadi bakalım#frau usta benimle gurur duyuyor musunuz 🥺#şu an adını doğru mu hatırladım diye düşünüyorum ahdhsga anyway#the epic highs and lows of learning a language#sonuna s getirmem gerek ne öğreniyorum ne öğrenmiyorum belli değil shbsjf#🗒#NEYSE şu essayi yazıp yatayım artık bugün bu kadar yeter
0 notes
Text
ismin yeterli olduğu yerler
arkadaşlar merhaba sizlere 2 gün önce başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum daha önce okuyanlar hatırlar ben devlette ambulans şoförüyüm. Ekürimden ambulans ı teslim aldım Dr att ve hemşire arkadaşları beklerken aracın eksiklerine bakıyordum o sırada merkez den anons geldi benim olduğum yere yalnızca 300 metre uzaklıkta ama tek başıma ne yapabilirdim ki o sırada att arkadaşım elinde poşetle geldiğini gördüm hemen sireni açıp onu aldım kaza yerine intikal ettim att ile birlikte ilk müdahaleyi yaptık bu arada att olan arkadaş Dr hanımı ve hemşire hanım ı aradı onlarda araçları ile birlikte kaza yerine geldiler araçları uygun bir yere bırakıp ambulans ile hastaneye kazazedeleri götürdüm bıraktım . Hemşire olarak gelen arkadaşlarımızı genelde tanırız ama bu kadın ı ilk defa görüyordum hastaneden hep birlikte bekleme yerimize geçtik hemşire ve Dr arkadaşım araçlarını alıp geldiklerinde att ile ben kahvaltı masası hazırlamaya başladık hep birlikte kahvaltı yapalım dedik iyi ki de düşünmüşüz hemşire arkadaşın ismi Serap Dr hanımın ismi Pınarmış hemşire şen şakrak bir kadın Dr da oldukça cüretkar bir kadın dı ama hiç ses seda yoktu ben Dr hanım neden sessiz duruyorsunuz bir derdiniz mi var yoksa dedim şey bilmiyorum daha birbirimizi tanımıyoruz dedi att olan arkadaş hemşire ile kalktılar ambulans ın diğer tarafına geçtiler bende Pınar hanım anlat derdini çözemesem bile belki bir yolunu bulabilirim dedim o konuda birşey yapamazsınız ama anlatayım dedi kocamla evleneli 6 yıl oldu çocuk istiyor ama kısır olduğu için olmuyor bende üzülmesin diye kısır olduğunu söyleyemiyorum dedi şaşırmıştım koskoca Dr bu konuda dertli olur mu hemde elinin altında her türlü imkanı varken neyse Dr hanım a sarıldım başını omzuma koydu bu arada att ve hemşire diğer tarafta sevişiyordu sesleri geliyordu hoca bana baktı ben ona birlikte kalkıp yanlarına gittik ambulans ın yan kapısına hemşire yi oturtmuş bacak omuza yaparak geçiriyordu hemşire de att de hallerinden memnun zevk çığlıkları atmaya devam ediyordu bir an önüme baktım sikim çadır kurmuştu bunu Dr pınar da fark etmişti sikime bakıyordu 5 dakika dan fazladır izliyorduk doktor hanım bir ara elini benim sikime dokundu o sırada att hemşire nin amından çıkarıp döllerini hemşire nin üzerine fışkırttı hemşire att nin sikini ağzına aldı sakso çekmeye başladı Dr hanımda benim sikimi pantolonumun üzerinden okşamaya başladı . Bizde Dr hanım ile öpüşmeye başladık o kadar ateşli öpüşüyordu ki anlatamam ben pınar ı kucağıma alıp ofisin masasına kadar soyunarak götürdüm benim üzerimde hiçbir şey kalmadı pınar ın üzerindeki elbiseleri sıyrılıp pınarın memelerini okşuyor arada bir sıkıyordum öpüşmeyide bırakamıyorduk ama kurtulup memelerine yumuldum pınar altımda inliyordu memelerini bıraktım amına dilimi attım ellerimi memelerine koydum o kadar tatlı bir am suyu olamazdı sanki şehir şebekesi suyu ben dilledikçe daha çok akıyordu biraz önce bizim izleyerek azdığımız hemşire ve att bizi izliyordu pınar da yeter sok artık ne olur sok diye yalvarıyordu bende dediğini yaptım ani bir hareketle sikimi amına soktum o kadar zevk alıyordu ki resmen bağırıyordu o kadar zevk alacağını bilmiyordum. Resmen zevkten dört köşe olmuştu ben hızlandıkça pınar daha sert daha sert diyordu pozisyon değiştirip domalttım ama anons geldi toparlanıp hasta almaya gittik hepimizde cenabettik ama işimizi yerine getirip tekrar yerimize geri döndük pınar duşa girdi hemen bende arkasından gittim ama beni içeri almadı hataydı bitti dedi o banyodan çıktıktan sonra ben girip duş alıp çıktım. Hiç konuşmadan gelecek anonsları beklemeye başladık hemşire ve att her fırsatta seks yapmaya devam etti ben 1 kez bile boşalamamıştım akşam yemeği gelmişti ben Pınar ile att hemşire ile karşılıklı oturup yemeğimizi yedik pınar nöbet bitimine yakın pazartesi günü evime gel orada kaldığımız yerden devam ederiz dedi. Şimdi pazartesi yi bekliyorum. Onuda yaşayıp anlatacağım sizlere.
64 notes
·
View notes
Text
Sürekli sokakta değilmişim bir de sabahın köründe pencereye dayanmamışım gibi çek ya da dur ben kendim çekerim, neyse uykum geldi bu kadar yeter der gibi.
# patili gozel kızım #
#artists on tumblr#benim kadrajım belki de kedimin kadrajı#benim dünyam#benimgozumden#benim kadrajım#kendime not#maviyenot#elhamdülillah#çok şükür#allah#kedi#kediler#günaymış#kedimin kadrajı#günaydın#patili gozel kızım#photography#postlarım#my post#cute cats#cat#cats
36 notes
·
View notes
Text
Ghostlanan mailler, En iyi bulaşık deterjanları, Indüksiyonlu Ocaklar, Tayl*r Sw*ft Konserleri, Kapıda Unutulan Anahtar, Kabuslar ve Tuhaf Hobiler Gün boyu önemli bi mail bekledim, başka işlere ve derse odaklanamadım hiç. Android telefona bi kez daha sinirlendim çünkü telefonun tuş kilidini açınca mail bildirimlerini gösteriyor, yüzde doksan böyle. E ne anladım ben bu işten? Eski iPhone’umu sırf bildirimleri için yedekte kullanıyorum. Artık mail de gelmez zaten. Günümü boşa geçirdiğimle kaldım. Brain dumping, oversharing, binge watching… Hangisini yapıcam acaba derken yavaştan dumpingi başlatıyorum sanırım.
Ben o maili beklerken New York Times’ın en iyi bulaşık makinesi deterjanıyla beni heyecanlandırması(!!) peki… Çamaşır deterjanı haberi olsaydı ilgimi çekerdi çünkü yeni bi marka arıyorum.
Yeni başlayan guiltyi pleasure’ım masterchef izlemek. Sanırım en son 5 sene önce falan ilk batch’i izlemiştim. Ama kurduğum set-up çok güzel. Arkada bana eşlik ediyor aslında, daha doğrusu önde. Danilo’nun Türkçesi ilerlemiş."Hahahah minik fare” gibi tepkiler veriyorum, Türkçe konuşan yabancıları havuç yiyen tavşanlar kadar tatlı bulurum. Ama o kadar sene burada kalıp da “eveddd-ı bu etapda birincisi” demesi ne olacak? Tamlayan eklerinin gözü yaşlı.
En yakın arkadaşlarımdan birisi bu ayın başında Amerika’dan Polonya’ya ******affedersiniz****** “Tayl*r Sw*ft” konseri için geleceğim dedi. Bileti falan da aldı. Arada bir yerde buluşuruz, ben oradan Hollanda’ya gelirim, yeter ki görüşelim dedi. Ben de bu yüzden alumnasında olduğum programın İsveç’teki General Assembly’sine kaydolmadım. Sonra arkadaşım vizesiyle ilgili bir sorun çıktığını ve amerikada kalması gerektiğini söyledi, bileti sattı ve gelmedi. Ve hayatımın seneler sonra en boş ve mümkün ağustosunu yaşarken GA’ya gidemedim. Seneye Kasım’da Mısır’da olacakmış ama Mısırlıların organizyonel yönlerine o kadar güvenmiyorum ki… Ölmeden önce bir GA’a katılmak bucket listemde. Çok first world problems gibi oldu. Derdimiz bu olsun, zaten ağustosu hiç verimli geçiremedim akademik anlamda, işler nasıl yetişecek bilmiyorum ama bi şekilde yetişeceğine inancım tam nedensefkffkfl.
Bu arada bu Taylor Swift olayı neymiş arkadaş. Konser turunun İngiltere’ye katkısı 500 milyon pound olacağı için hükümet bazı finansal açıklamaları yapmayı konser turu sonrasına erteliyor diye bir şeyler okudum, nerede okuduğumu hatırlamıyorum ama kafamdaki kaynaklar sıralamasında çok da güvenilir olmayan bir kaynak diye yer etmiş.
Kalkıp yemek yapmam lazım, buzluktan tavuk çıkarmıştım onu marine edeceğim. Sonra da fırına. Çünkü indüksiyonlu ocak pişmanlıktır. Çok kötü çok.. Soğanlar ölmüyor mesela, burada soğanı öldürmek diye bir konsept yok, diri diri kalıyor ya da yanıyor. Zaten üç soğanı iki ay kullanıyordum artık hiç kullananıyorum.
Geçen gün dersten sonra ormana yürüyüşe gittik ve bir arkadaşım indüksiyonlu ocağın çalışmasındaki fizik kurallarını anlattı. Böyle anlarda çok mutlu oluyorum, dersten sonra ormanda yürüyelim mi diyen ve yürüyüşte de böyle şeyler anlatan arkadaşlarım olduğu için yani. Diğer bi arkadaşımın da maymuncuk kilidi açmak gibi bir hobisi var, bir gün tren beklerken şak diye kocaman bir kilit ve çeşitli aletler çıkartıp bana öğretmeye başladı hahaha harikaydıdjdkdkd. Herkes kapısına bacasına dikkat etsin.
Gece rüyamda birisi evimin kapısını açmaya çalışıyordu ve ben de arkadan kapatmaya çalışıyordum. Çok korkarak uyandım. Her şeyin olduğu gibi bunun da bi sebebi var. Artık ben de mantıklı, makul ve rasyonel bir insan olmanın kırıntısı kalmadığı için geçen gece eve dönüp anahtarı kapıda unutmuşum. Ve ben duştayken kapı deli gibi çalmaya ve yumruklanmaya başladı. Saat 12’ye geliyor. Ben kapıyı açacak hale gelene kadar susmadılar. Aklım çıktı tabii ki. Ama sağolsunlar, öyle uyumak istemezdim. Tabii Dutch değillerdi, Güney Avrupalılardı sanırım. Beni etkilemiş işte bu olay bi şekilde. Yaptığım diğer leylalıkları bi anlatsam… Neyse olur böyle şeyler diyip omuzlarımdan öpüyorum kendimi. Pazar günü çok gitmek istediğim bi şehre ve etkinliğe gideceğiz. Ama sonra dizimi kırıp oturmam ve çalışmam lazım artık. Her şey çok karışık ve giderek daha da karışık hale geliyor. Evet, dumping ve oversharing bittiğine göre sırada yemek hazırlarken overthinking var. Sonra da cycling, çünkü biliyorsunuz yağmurda, çamurda, karda ve de fırtınada o bisikleti her gün sürmezsem bu ülkede yaşıyor olmanın hakkını veremem.
-the.end.-
29 notes
·
View notes
Text
Çöktü yine bi sessizlik. "Yalnızım" diyenlerin eğlencesini yanında ki kişileri izledin. Oysa ne çok seviyor insanlar birbirlerini. Kıskanmak değil bu, veya kötü niyet; bu derin bir nefes alıp uzaktan buruk bir gülümsemeyle izlemek. İster miydim, çok isterdim. Ama sevdiklerim mutluysa da yeter bana, kimlerle mutlu ve beraber olurlarsa olsunlar. Sıkıntı değil. Kalbimde ılık bi esinti var sanki, o esintilerde hep uzaklara dalıp giderim oysa. Kimse de sormaz ne bu dalgınlık diye. Soranı da ömrüm boyunca unutamam zaten. Mesela kulağımda ki kulaklık kafamda ki kapşonla yanımdan geçen insanları umursamadan hatta onları görmeden, fark etmeden düşüncelere acıma dalıp gittiğimde "ne düşünüyorsun öyle?" Diyen hiç tanımadığım yaşlı amcayı unutmadım. Gülümsemeye çalışıp konuşmaya çalıştığımda sesimin çıkmadığını unutmadım. Mesela gece o sokakta ağlayarak yürürken yanıma yaklaşan arabadan korkmama rağmen hızlanmadım çünkü ölmeye hazırdım. İçinden bir kadın çıktığında hüsrana uğramamı ve "bir sorun mu var iyi misin?" Diye sorular sorduğunda o kadını yüzünü ve hatta sesini zerre unutmadım. Ben bana yapılan o nadir iyilikleri unutmadım ama beni de görmesi gereken kimse görmedi. Aslında içten içe ne kadar yalnız olduğum görülmedi, hissedilmedi. Yeşillikte yalnız başıma gözlerim dolu saatlerce oturduğumda yanıma gelipte neyim olduğunu soran o amcayı hep görüyorum mesela. Hepte beni uzaklara dalmış insanlara kendini kapatmış gözleri dolu görüyor oysa. Soruları hep aynı oluyor. "Hep yalnız geliyorsun buraya, neyin var kızım? İnsanlar çok kötü evladım. Bir ihtiyacın var mı, su ister misin? Biri sana zarar mı veriyor?" Aslında yalnız olduğum barizdi anlamak isteyen anlardı sanırım sadece istemedi kimse. Bi insan görmeye hasret kalabilir mi insan? Tek bir sohbete muhtaç kalabilir mi? Uğruna her şeyimden vazgeçtiğim insanların sayamadığım kadar bıçak saplamış olmalarını nasıl unuturum ki? Sarıldığım ilk anda saplandı bıçak sırtıma. Neyse işte, başarabilirim ben. Umarım...
23.08.2024
02:31
22 notes
·
View notes
Text
Almanyadan Tatile Gelen Bakire Kuzenim
Selam 31’ci arkadaşlar. Geçen hafta benden 3 yaş büyük kuzenim Elif ablayla önce nasıl yakınlaştığımızı, sonra da onu nasıl çatır çatır siktiğimi paylaşmak istiyorum. Benim kuzen baba tarafından akrabadır ve ben ona hep abla diye hitap ederdim. En son 2 sene önce Almanya’dan İstanbula geldiler, ama birlikte fazla vakit geçirme imkanımız olmamıştı. Benim kuzen, yani Elif abla, bekar, sarışın, beyaz tenli, 1.55 boyunda falan, ama boyuna göre memeleri ve götü muhteşemdir. Almanya’da yetiştiğinden giyimi falan çok rahattır ve adamın devamlı sikini kaldırır.
Daha önceki gelişlerinde (ben 20 yaşındayken), evde güreş numarasıyla bir defa beni boşaltmıştı. Elif abla beni devamlı tahrik edici şeyler yapıyordu. Banyodan çoğu zaman havlusu sarılı veya iç çamaşırlarıyla çıkardı ve benim onu görmemi sağlardı. Bazen, “Omuzum ağrıyor…” diyerek kendisine masaj yaptırırdı ve resmen önümde Orgazm olurdu. Çoğu zaman benim yarak onun sırtına dayanırdı, sonra da ben doğru 31’e tuvalete. Elif ablayla sohbetlerimizde, hoşlandığı erkek tipi olarak neredeyse beni tarif ederdi hep. Elif ablanın annesi hatta bir keresinde bana ‘Damat’ falan demişti yıllar önce.
Elif ablalar bu son gelişlerinde, onları karşılamaya havaalanına ben de gittim. Elif abla annesiyle beraber önden gelmişler, diğerleri 1 hafta sonra geleceklermiş. Elif ablayı uzaktan bir gördüm, anında sikim kazık gibi oldu, ne yapacağımı şaşırdım, tam bir Avrupalı olmuş. Teni yine bembeyaz, vücut hatları harika, saçlar sapsarı. O da beni görünce çok sevindi. İlk bana sarıldı ve sarılmasıyla benim kalkık sikimin göbeğine değmesi bir oldu, farketmemesi imkansızdı. Neyse arabaya binip eve geldik, ama benim gözüm hep onda. Elif abla, “Yarın denize gidelim Arda, çok özledim!” dedi. Annesi de onayladı…
Ertesi gün Elif abla, annesi ve ben, denize gittik. Yolda her şey normaldi. Elif abla ve ben kumsaldaki kabinlere soyunmaya gittik. Yan yana kabinlerde ben şortumu, o da bikinisini giydi ve çıktık. Tanrım o ne biçim bir göt, ne biçim memeler. Sikim kalkmaya başladı, ne yapacağımı şaşırdım, elimdeki eşyaları önüme tuttum hemen, ama gözlerim Elif ablanın vücudunda. Elif abla, “Ne oldu, bakakaldın, çok mu beğendin?” dedi. “Yok, şeyy… bembeyazsın abla, ona baktım…” dedim. Elif abla da, “Ne yapalım Almanya’da böyle güneş yok ki yanalım. Bir koca da bulamadık senin gibi yakışıklı, kalalım Türkiye’de!” dedi, biraz gülüştük, sonra annesinin yanına gittik. Annesi, “Oooo damat, nerede kaldınız?” dedi. Ben şaşırdım ama duymamazlıktan geldim. Elif abla hemen annesine Almanca birşeyler söyledi, oturduk. Annesi Elif ablaya güneş kremi sürdü. Biraz güneşlendik. Sonra Elif abla bana, “Hadi denize girelim Arda!” dedi.
Denizde biraz yüzdük, ama birbirimize fazla yaklaşmıyorduk. Denizden çıktık, sonra annesi biraz yüzdü çıktı. Kumsalda oturup sohbet ederken Elif ablanın annesi birilerini gördü, konuşmaya başladılar, Almanya’ya gitmeden önce çok samimi oldukları komşularıymış, 35 senedir hiç görmemişler birbirlerini. Elif ablanın annesi onların yanına gitti, 10 dakika sonra geri geldi, “Akşama evde görüşürüz, ben onlarla gezeceğim.” dedi ve gitti. Biz Elif ablayla baş başa kaldık. Fakat bu Elif ablanın hoşuna gitmişti, bana, “Krem sürsene biraz vücuduma, nar gibi olmayayım güneşin altında!” dedi. Ben kremi elime döktüm ve Elif abla yüz üstü uzandı. O muhteşem göt tam önümdeydi, sikim kazık gibi oldu bir anda. Kremi sırtına sürmeye başlayınca Elif ablanın zevk aldığı bariz belli oluyordu, bikinisinin ipini de çözdü. “Harika, aşağılara, bacaklarıma da sür.” diyordu. Ben her yerine hem masaj yapıyor, hem de mıncıklıyordum.
Bir ara Elif abla hafif hafif titredi, ben anladım ki Orgazm olmuştu. Ama ben ne olacaktım kazık gibi sikle. Elif abla, “Tamam, yeter bu kadar, hadi denize girelim!” dedi. Ben ayağa kalksam önümün çadır kurduğu belli olacaktı, “Abla sen gir, ben geliyorum!” dedim. Anladı herhalde sikimin kalktığını. O suya girince, benim de sikim hafif iner gibi oldu, ben de hemen kalkıp denize girdim. Fakat Elif abla annesi yanımızda olduğu gibi değildi, bana şaka yapıyor, su atıyor, sarılıyor, resmen beni tahrik ediyordu. Suyun onun boyunu geçen yerlerinde sırtıma sarılıyor, memeleri olduğu gibi sırtıma yapışıyordu. Tabi benim sikim yine kazık oldu. Elif abla kalkık sikimi görmüştü bu sefer. “Annem sana neden damat dedi, biliyor musun?” diye sordu. Ben anlamazlıktan gelip, “Ne damadı?” dedim. “Bırak şimdi anlamamış gibi yapmayı! Annem taa yıllar önce benimle senin evlenmemizi istediğini babana söyledi!” dedi. Ben de, “Ama sen benim kardeşim gibisin, böyle bir şey olamaz!” dedim. “Yaaa öyle mi? O yüzden mi sikin kalkıyor bana?” dedi. Ben bir şey diyemedim…
Sırtımdan boynuma tutunurken, bana iyice yapışıp, “Bu halde plaja çıkılmaz!” dedi ve boynuma sarılarak önüme geçti, amını sikime dayadı ve sürttürmeye başladı. Ben 1 dakika geçmeden boşalmaya başladım. Döllerim suyun içinde yüzüyordu. Elif abla gülerek, “Şimdi ödeştik, demin krem sürerken de sen beni boşaltmıştın!” dedi. Hiç konuşmadan sahile çıktık. Elif abla, “Gidelim artık, bu gün yeter.” dedi. Eve gittik ama konuşmuyorduk. Ben eve gidince duş alıp üzerimi değişip dışarı çıktım, Elif abla evde kaldı. Ben eve gece geldim ve uyudum.
Öğlene doğru uyandığımda evde kimsenin olmadığını gördüm. Fakat 15 dakika sonra Elif abla geldi eve. Sabah denize girmiş, annesi yine o komşularını görmüş onlarla gitmiş. Yüzerken kolunu ağrıtmış aynı zamanda, Ahhlaya, Offlaya duşa girdi. Duştan öıktıktan sonra da yanıma geldi oturdu, “Arda şu omuzum çok ağırıyor, biraz masaj yapsana!” dedi. Ben başladım yine masaja. Sırtının omuzuyla birleştiği yeri ovmaya başladım. Fakat üzerinde atlet tarzı bir body vardı ve masaj yapamıyordum. Elif abla, “Dur şunu çıkarayım…” dedi ve bir çırpıda çıkarttı, sütyenle kaldı. Benim yarak yine kazık oldu. Biraz daha ovdum, “Yeter mi bu kadar?” dedim. Elif abla da, “Dur, daha yeni başladık! Önce sırtıma, sonra da bacaklarıma masaj yapacaksın daha, her yerim tutulmuş!” dedi. Ben de sırtına masaja başladım, ama masaj gibi değilde okşar gibi, mıncıklar gibi yapmaya başladım. Çok hoşuna gittiği belliydi. Elini arkaya attı ve sütyeninin kopçasını açtı, “Böyle daha rahat olur!” dedi…
Ben artık zıvanadan çıktım, yanlardan memelerini bile ellemeye başladım. “Bacaklarımı da…” dedi. Altında zaten kısa bir etek vardı, bacaklarını mıncıklamaya başladım. Elif abla birden, “Arda beni istiyor musun?” dedi. Ben önce cevap vermedim, sonra yüzünü bana döndü ve “Bu son şansın, istiyor musun, istemiyor musun?” dedi. Zaten o dönünce gözlerim memelerine kilitlenmişti, cevap vermeden yumuldum memelerine. Ama nasıl yalayıp emiyorum. Elimi de amına attım, okşamaya başladım. Hemen tangasını çıkarttım, ben de sikimi çıkartım ve amına hizaladım. Elif ablanın amı sulanmıştı, benim yarak ta demir gibiydi. Ama Elif ablanın yüzüne baktığımda bir tedirginlik vardı. “Ne oldu?” dedim. “Ben hiç yapmadım!” dedi. Şaşırmıştım, bu yaşta, hem de Almanya gibi yerde.
Ben kararsız bir halde dururken, Elif abla, “Yapmadım ama seni istiyorum, hemen şimdi istiyorum! Hadi!” dedi. Ben önce sikimin kafasını amının deliğine sürttürerek deliği biraz açtım ve kafasını soktum. Elif abla sikimin kafasını sokmamla ince bir çığlık attı ve sonra kendini bana öyle bir ittirdi ki, kendini bana resmen bozdurdu ve bu sefer sağlam bir çığlık attı ve gözleri yaşardı, “Artık seninim!” dedi. Ben de, “Daha değil…” dedim ve bu sefer ben amına yavaş yavaş girip çıkmaya başladım. Ama fazla dayanamadım ve Elif ablanın içine döllerimi öyle bir fışkırttım ki, sikim amının içinde olmasına rağmen amının kenarlarından kanla karışık döller akmaya başladı. Ben içine boşalırken o da Orgazm olmaya başladı ve deli gibi titriyordu. Birbirimize sarılıp öylece 2 dakika falan kaldık. Sonra ben sikimi Elif ablanın amından dışarı çıkarttım. Duşa gidecektim. O da amını eliyle kapatarak duşa geldi…
Amından kanla karışık akan dölleri yıkadı, ben de sikimi yıkadım. Ama benim sikim hiç inmemişti, kazık gibi duruyordu. Ben bu sefer Elif ablayı odama götürdüm. Yatağa yatırdım ve bacaklarını açtım ve bir seferde dibine kadar kökledim. Elif abla öyle bir Ahhladı ki, ben daha da tahrik oldum ve amına pompalamaya devam ettim. 2-3 dakika geçmeden Elif abla beni kendine kenetledi ve tırnaklarını sırtıma geçirdi, şiddetli bir Orgazm yaşıyordu. Ama ben daha da hızlandım, Elif ablayı komple zıplatıyordum. Onun Orgazmı bitmeye yakın tam beni sıkmayı bırakırken, bu sefer ben ona öyle bir sarıldım ve tekrar amına fışkırmaya başladım…
Sikim amının içinde inene kadar durdu. Sonra tekrar duşa gittim ve yıkandım. Elif abla yanıma geldi, o da yıkandı, ama ayakta zor duruyordu. Hem kızlığı gitmişti, hem de benim ağırlığım altında ezilmişti, yorgun olması normaldi. Duştan çıkınca Elif ablanın odasına gittik. Yatakta biraz öpüştük. “Benimle evlenmek zorunda değilsin, ben seni, sen de beni arzuluyordun, beraber olduk o kadar!” dedi. Ben de sordum, “Peki şimdiye kadar niye kimseyle yapmadın?” dedim. Elif abla, “Belki bir gün seninle evleniriz diye, ben sana çocukluktan beri aşığım salak!!!” dedi. Biraz içim burkuldu, ama ben sadece Elif ablayı sikmek istiyordum, evlenmek değil. Ne yapayım, aşksız evliliğe karşıyım ben.
Elif ablayla annesi sikiştiğimiz akşam tartışıyorlardı, yarı Almanca yarı Türkçe. Annesi anlamış Elif ablanın kendini birine siktirdiğini, ama bunun ben olduğumu bilmiyordu. O günden beri Elif ablayla nerede yalnız kalırsak sikişiyoruz. Hele bir kez denizin içinde, annesinin karşısında siktim Elif ablayı, ne heyecandı ama. Tatilleri bitene kadar böyle gider. Elif abla bana aşık, bunu artık daha fazla hissediyorum. Belli ki Elif ablanın içinde halen bir umut ta var benle ilgili. Ama onunla evlenmem, aşk olmadan olmaz…
97 notes
·
View notes
Text
Arkadaşlar evlenmek basit bence zor olan bu işi planlamak 🥲 neyse akşama kaynanam yaprak sarması yapmış yemeğe çağırdı bugünlük bu kadar keyif de yeter 🥰
16 notes
·
View notes
Text
DİSMORFOBİK TEFEKKÜR
Kendimi bildim bileli kağıtlara bir şeyler yazar köşeye atarım. Düzenli ve disiplinle yazmalarımın dışındaki bu yazım metodu, denizin çöpünü sahile vurması gibi. Ne yazdığımla samimiyetle ilgilenmiyorum! Bazı düşünceler aklımda belirdiğinde, beynim kısa devre yapıyor ve bir patırtı ile çıkarıyorum onu ağzımdan. Sonra bunları bir araya getirdiğimde, birbirleri ile asla aynı sayfaya dizilemeyecek, kendi halinde mantıksız düşünceler olduğunu anlıyorum. Bunu gerçekten çok önemli buluyorum. İnsanın kendini mantıklı konuşabilecek kadar yontması ciddi bir süreçtir! Bakın çevrenize. Ne kadar mantıksız insanlar içinde debeleniyoruz. İki sözü ardı ardına koyabilenin peygamber ilan edilmesinin, mantıklı cümle enflasyonuna bağlı olduğuna inananlardanım. Geçenlerde dini bir sohbetin özetini dinlerken, şöyle bir cümle duydum; ‘’Örümcek mübarek bir hayvandır.’’ Anlayabiliyorum! Yakinen tanıdığım arkadaşın biri de semtimizdeki sokak lambası direklerine üstüne isim yazılmış sticker yapıştırıyor. Kendince isim veriyor sokak lambalarına. Örümcek mübarek görülür. Çünkü inanışa göre Hz. Muhammed ve Hz. Ebubekir, hicret yolculuğunda müşriklerin takibinden kurtulmak için sevr mağarasına girer. Akabinde bir örümceğin mağara kapısına ördü��ü ağ, oraya kimsenin giremeyeceği düşüncesini yaratır. Bu düşünce, kurtulmalarını sağlar. Örümcekler ekseriyetle birbirlerini yiyerek beslenirler. Bizim gibi.. Birbirlerini yiyen bir kavim, sadece bu inanıştan dolayı mübarek olamaz. Yani bence… Aynı sokak lambalarını isimlendiren arkadaş gibi. Onun aklının laboratuvarında ne ile neyi karıştırıp, bir çeşit fikir tiranı yarattığını bilmiyoruz. Kişisel bir rüyayı, semtindeki direklere aksettirmiş olması onu iyi veya mübarek yapar mı? Bence örümcek kadar mübarek yapabilir. Meseleler çoğu zaman onları nasıl konumlandırdığımıza göre sonuçlanıyor. Eğer sonuçlar bunca oksijen deryası içinde biraz azotluysa, bunu aklımızdaki navigasyona borçlu olabiliriz. Bu girizgahı neden yaptım biliyor musunuz? Shakespeare döneminde genç hanımefendiler dansa kalkmadan önce, bir elma dilimini koltuklarının altına koyarlarmış. Dans bitiminde bu elma dilimini, beğendikleri beyefendiye takdim ederlermiş. Hareketli ve terletici bir dansın sonunda, o elma diliminin nasıl kokacağı ile ilgili kimsenin aklında soru işareti olduğunu düşünmüyorum. ‘’İnsan, düşünen bir hayvandır’’ cümlesinde ki ‘’hayvan’’ işte bu güdüsel yaklaşıma çok uygun bence. İnsanı, bendesinden kokusu ile talep etmek ya da sunmak.. Romantizm, bu tip bir detayda gizli kalabilmeliydi! Kurumsallaşmış bir romantizm, geleceğe güçlü şirketler bırakmaktan başka bir işe yaramıyor. Neyse. Bu kadar çer çöp yeter. Sağlıcakla..
12 notes
·
View notes
Text
okay a LOT happened today. but at the end of the day I'm in my room STILL thinking about kurak günler (burning days). i absolutely have to rewatch this at least once or twice. i was expecting this film to be very impactful for me but not to this extend. i cant get it out of my head. i cant remember another movie that made me feel so scared but also so relieved. like thank fucking god all these things that are happening are in fact actually happening and yes we should make a big deal out of them. this movie broke me and fixed me simultaneously
#this movie was like ah I know I know... I know how incredibly awful life has been in this country#I know what it feels like to live your whole life thinking you're being chased#I know what it feels like to feel like there's no escape. I know it feels like no one else understands the importance of it all#I know even if they understand they dont care. I know. and I know it's not getting better. this should be a big deal but it's not. I know#anyway I actually did cry twice while i was sitting there alone in the cinema. it wasnt a sad cry. I was so frustrated I ended up crying#the most impactful thing I've watched in SO LONG#son 30 dakikada özellikle koltuğa yapışıp derin nefesler alarak geçirdim. bu nasıl film amk helal olsun#yarın daha düzgün bi yazı yazicam bununla ilgili beynimi terk etmiyor şu an#o kadar katmanlı bi film ki... her karakterin birbiriyle etkileşimi o kadar tanıdık ki...#o baskılar. gerilim. emin olamama. çaresizlik. korku. pişmanlık. umut. kızgınlık. her şey o kadar tanıdık ki#ve bütün bunlar yaşanırken hala kimsenin skinde olmaması. insanların anlamaması. anlayanin da anlamazdan gelmesi.#kaçma isteği. kendin ve o korkunç insanlar arasına bir uçurum koyma isteği. uçurumun yaratıcısının o korkunç insanlar olması.#burdaki çaresizlik. buna engel olamama. olmaya çalışsan da hayatının skilmesi yine engel olamama. of.#çok zor bi filmdi ya çok zor şimdi yine ağlıycam çünkü evet bunlar yaşanıyor bunları yaşıyoruz. ve bi şey yapmamız gerek#ama işte yapınca da yardim etmeye çalıştığımız bu insanlar ile bizim aramıza bir uçurum giriyor. kendi eserleri.#şeytan taşlar gibi bu uçurma sürüklenmek. neyse yeter bu kadar#🗒
1 note
·
View note
Text
neyse reels izleyip instayi bi süre silelim yeter bu kadar sosyallik
8 notes
·
View notes
Text
Merhaba Hasan bey ben Tülay. Sizin hikayeleri okudukça bende başımdan geçen bir olayı anlatmak istedim. Paylaşım yaparsanız sevinirim.Ben şuan dul bir bayanım kocam doktor hatası sonucu vefat etti yoksul bir hayat sürdüm kocam ölünce büyük bir paraya kondum rahmetli ile görücü usulü ile evlendik hiç sevemedim benim ilk okuldan beri sevdiğim Mesut isminde bir sevgilim vardı evliliğimin ilk yıllarında Mesut tan uzak bir yerde oturuyorduk ev sahibi fazla artış yapmak isteyince Mesut un oturduğu yere yakın bir yerde ev tutturdum kocama 21 yaşıma yeni girmiştim Mesut askerliğini yapmış iş arıyordu kocam işe gittiği bir gün Mesut un evine telefon ettim annesi açtı iş başvurusu yaptığı yerden arıyorum dedim o zamanlar cep telefonu yok hatta çoğu evde telefon yok neyse Mesut u annesi çağırdı telefonu aldı annene belli etme ben ilk okuldan arkadaşın Tülay dedim adresimi verdim telefonu kapattım 5 dakika sonra kapıma geldi açtım hemen öpüşmeye başladık soyunarak yatak odasına gittik birbirimizi okşuyor emiyorduk o kadar özlemiştik ki birbirimizi ön sevişmemiz hemen hemen 1 saat sürmüştür. Ben kendimi Mesut un ellerine teslim ettim. Bacaklarımı omzuna aldı sikini tutup amımın dudaklarına sürmeye başladı biraz soktu çıkardı ben yalvardım artık sok kökle içime gir dedim fakat beni dinlemedi bildiği gibi yaptı sikini amıma dayadı birden yüklendi hepsini soktu sanki ilk defa sikiliyordum kocamın 13 cmlik sikinin yanında Mesut un siki beyzbol sopası gibiydi hem kalın hemde uzundu hızlandı hızlandı artık bende ritmi tutturup zevk çığlıkları atıyordum siki beni çosturmuştu 2 posta sikti göt deliğime sürdü sikini izin vermedim ama merakta ediyordum yarın sabah geldiğinde sana götümü siktireceğim dedim beni öptü giyinip gitti ertesi gün uyandığımda kocam gitmiş Mesut yatak odasında karşımda duruyordu şaşırmıştım ama sevinmiştim hemen soyundum Mesut ta soyundu yatağa girdi öpüşmeye başladık sırtımı yalıyordu elleri memelerimi okşuyor dili sırtımda değmedik yer bırakmadan emiyordu göt deliğime gelmişti kalçamı ayırıp dilini göt deliğime sokmaya başladı canım hiç bu kadar seks yapmak istememişti yeter çıldırtacakmısın beni sok artık parçala götümü sok artık dedim cebinden çıkardığı bir şey ile götüme parmaklarını soktu biraz sonra sikine de sürdü sikini amıma soktu çıkardı birden yüklendi sikini sokuyor biraz biraz geri çıkarıp tekrar yüklemiyordu artık gir parçaladın zaten sok artık hepsini dedim dediğimi yapıyordu birden soktu taşakları amıma vuruyordu gidip geldikçe o kadar zevkliydi ki o gün akşama kadar seks yaptık 5 yıl boyunca kocam işe gider gitmez gelirdi benim koynumda uyur sonra sikerdi 27 yaşında evlendi hemde amcamın kızı ile onlar Almanya ya gitti bende rahmetli ile ölene kadar idare etmeye çalıştım çocuksuz bir kadın olarak sizlerin hikayesini okuyarak mastürbasyon yapıyor o şekilde kendimi mutlu ediyorum
35 notes
·
View notes
Text
When he said “Artık Herkes Evine Dönmeli” and you really felt that.
● Hiçliğin ortasında bi Alman kasabasında mahsur kaldık alman trenleri yüzünden ve bir saat sonraki treni beklerken bunları yazıyorum. Eve ne zaman ulaşırız, bugün ulaşabilir miyiz bilmiyorum, tek istediğim Hollanda sınırından bi an önce geçmek.
● Bugünün rotası Almanya'nın 4. büyük şehri olan Köln'dü. Çok kalabalıktı ama yine de bu şehri sevdim sanırım. Özellikle akşamüstü serinliğinde Ren nehrinin kenarında yürümek çok geldi.
● Aslında Picasso'nun bazı eserlerinin olduğu bir sanat müzesi vardı, ama arkadaşım girmeyi pek istemedi. Müze dükkanında da Andy Varhol'u ve muzunu görünce fazla mı modern(?) sanat diye düşünüp ısrar edemedim.
● Katedral uzmanı olarak bu sefer Köln katedraliyle ilgili tüm önemli bilgileri bulmuştum. Etkileyici ve güzel bi yapıydı. Ama tamam artık, bu kadar katedral görmek yeter. Bu gezilere biraz ara vericem sanırım. Ben etkinlikli, eğitimli, projeli, kongreli gezileri seviyorum, bu kadar üst üste salt şehir gezisi bünyeme fazla geldi.
● Neyse Köln'e dönersek, şehrin 3/4'ü ikinci dünya savaşında yerle bir edilmiş ve her yeri yeniden yapmışlar. Sabah gelirken izlediğim görüntüler bana 6 Şubat depremlerini hatırlattı hep.😔 Biz iyi ki ikinci dünya savaşına falan girmemişiz diye de düşündüm, toparlanmak ne zor olurdu.
● Köln’de çok fazla Türk varmış, tecrübe ettim maalesef. Out of no where bir teyzeden vasiyetini dinleyince ve teyze size 20 dakika boyunca hayat hikayesini anlatınca durumun ciddiyetini anlıyorsunuzfkfllf. Teyzenin bana ne dediğini sorarsanız, "Sana vasiyetim olsun, Karadenizli erkeklerden uzak dur" dedi. evet.sadece.bankta.yanımızda.oturup.bir.anda.ssohbete.dahil.olan.random.bi.teyze
● Teyze yüzünden treni kaçırsak da tramvayla Brühl diye bir kasabaya geçtik sarayımsı bir binayı ve bahçelerini görmeye. İşte gezinin parlayan anı buydu. Çok güzel bir bina ve ondan bin kat daha güzel bahçeler... Her sabah bu bahçeye koşuya gelmek ve sonra işe Köln'e gitmek insanın küçük şehir ve büyük şehir beklentilerinin hepsini karşılar gibi geldi bana.
● Yazmayı planladığım çok şey vardı ama hem yazı çok bölündü, hem de çok yoruldum. Hollanda'ya da vardık sonunda. Köyüme de kavuşurum inşallah bir an önce.
● Kısaca Köln'e tekrar gelirim gibi aklımda olan ve yapamadığım şeyler kaldı, şu bahçelere ise tekrar gelmeyi ve sevdiğim insanları getirmeyi çok isterim 🌸
● Gezmek çok güzel ama artık herkes evine dönmeli gerçekten. (Dönebilirim bugün inşallah sdfkfkf)
17 Ağustos 2024
Köln - NRW
32 notes
·
View notes
Text
Montella Derhal Göreviden Alınmalıdır;
Galler'in adam gibi bir forveti olsaydı eğer,bu gece herkes Montella istifa et diye bağırıyor olacaktı.Galler maç boyunca oyunu tek kale oynasada, ceza sahası içerisinde son vuruşlarda etkinliği olmayınca Galler sayesinde maçın son 30 dakikasında 10 kişi de kalmamıza rağmen maçı 0-0 berabere bitirdik.Galler'e teşekkür ediyoruz. Montella'nın ne oyun sisteminden, nede oyun anlayışından zerre haz etmediğim doğrudur.bugün kuzenim olmasa maça bakmayacaktım.Montelle sayesinde milli takımdan bayağı soğuyan bir ben olamam heralde.evveliyatında Almanya 2024'ü hepimiz seyrettik.Montella'nın defansif forvetsiz bir oyun anlayışı topu rakip takıma bırakma ve olursa kontra ataktan 1 gool bulup maçı öylece bitirme uğraşı var hep.ne oyun sistemi var, ne sistem içinde deği��ebilen oyun anlayışı var. üst düzey elits oyunculardan kurulu bir milli takım var ama onlarda Montella' oyun ve saçma sistem kurgusu içinde kaybolup gidiyorlar.benim anlayamadığım bir şey daha var, kanatlarda oldukça daha verimli oynayan Barış Alper neden en uçta oynar, yok mu en son uçta Barış'ın yerine oynayacak adam harbiden yok mu?şimdi kimi arkadaşlar yahu birader neremiz doğru ki futbolumuz doğru olsun o kadar bozulan kurumların ve sosyal dokunun içinde şimdi sen futbola mı taktın diyenler olabilirler ki haklılarda...! ancak orda tüyü bitmemiş yetimin öksüzün fakirin garibin grabanın hakkı var, onu hiç kimsenin yemesini doğru bulmam. o yüzden orasının iyi temsil edilmesi gerektiğini düşünüyorum.Birde hiç olmazsa şu siyaseti futboldan daha doğrusu spordan uzak tutun hiç olmazsa oraya karışmayın olmaz mı. zaten siyasetin içine girdiği yerler neyse anlayan anladı... Montella'nın vakit geciktirilmeksizin görevine son verilmedir.O kadar elit ve kendini kanıtlamış Türk hocalarımız var ki Fatih Terim, Sergen Yalçın, Ersun Yanal, Nuri Şahin, Çağdaş Atan gibi bunlardan hangi hocayı getirirseniz kimse niye geldi demez ki bi defa Türk futbol felsefesine çok uygun hocalar bunlar.çok iyi bir kadromuz var yeter ki bu çocuklara oynama özgürlüğü verilsin.
Sevgi saygı birlik beraberlik ülküsüyle,
Herkes en güzeline emanet.
Huzur dolu geceler.
Eyvallah 🙏
#türkiye#milli takım#fatih terim#gündüz tekin onay#Ahmet Suat Özyazıcı#Sergen Yalçın#Ersun Yanal#Ali Sami Yen#Mustafa Denizli#Metin Oktay
7 notes
·
View notes