#nedenlerin
Explore tagged Tumblr posts
Text
Kendi doğrularına itiraz bile kabul etmeyen insan kişisi.
20 notes
·
View notes
Text
Bedenlere değil.
Size güç veren nedenlerinize tutunuun....
43 notes
·
View notes
Text
____Bedenlere değil.
Size güç veren nedenlerinize tutunun.
Nihayetinde sizi ayakta tutacak tek şey
Yarın neye dönüşeceğini bilmediğiniz
insanlar değil
Yine kendi ayaklarınız olacaktır.
Ki şu zamanda insan kendini bile çok zor taşırken
Yükü ağır ama YÜREĞİ boş hiç kimseye yer verememeli değer vermemeli hayatında.
O yüzden;
Hayatı basit yaşayın.
Ama asla BASİT insanlarla değil......!
Uğur gökbulut
191 notes
·
View notes
Text
Havalar soğudu hırka almak için bir mağazaya girmiştim. Ben bakarken yanıma bir kadın geldi o da bakmaya başladı. Onun arkasından da bir adam geldi kadını beklemeye başladı. Kadın döndü "şunu mu deneyim şunu mu" diye sordu. Adam hayatımda duyduğum en iğrenç kahkahayı patlatıp "ne fark ikiside yakışmayacak sana" diye cevap verdi.
Kadın ile göz göze geldik o an. Kızardı, gözleri doldu, elindekileri bırakıp oradan gitti, çok üzüldüm ama bir şey yapamadım işte.
Bir arkadaşım anlatmıştı. Eşinin kendisini devamlı başka adamlar ile kıyasladığını, dizilerde gördüğü adamları örnek gösterip "bak şunlar gibi ol" dediğini, en ufak hatasında onu beceriksiz, işe yaramaz ve kötü baba olmak ile suçladığnı ve bunun kendisini çok yorduğunu söylemişti.
Evliliklerin bitme sebeplerinin temel nedenlerine baktığım zaman hep "beklenti" eşiğinin fazla tutulmasından dolayı olduğunu görüyorum. İnsanlar artık "en iyisini" kendisinin hak ettiğini düşündükleri için evin içinde de en iyisi (!) dolaşsın istiyorlar.
"Koridorda Adriana Lima ile karşılaşmak isteyen adamlar, Vehbi Koç gibi başarılı adam bekleyen kadınlar var."
Karısının fazla kilosundan şikayetçi olan "hayvan gibi oldun" diyerek ona kilo verdireceğini zannediyor. Ya da kocasının sorumsuz olmasından şikayetçi olan kadın "bi işi de düzgün yap" dediği zaman adama o gün bir aydınlanma geleceğini falan düşünüyor.
"Siz; sizdekileri sevenleri değil, sizi sevenleri sevin. Kaşınızı, gözünüzü, güzelliğinizi, sahip olduklarınızı değil sizi önemseyenleri sevin. Gözü gören değil gönlü görenleri, sizdekiler gittiğinde herkes gibi çekip gitmeyecek insanları sevin. Ruhunuza dokunan insanı konuştuğunda gözleri gülen ve seni olduğun gibi seven insanları sevin" Çünkü; güzel kalbi olan insanlar sizin kalbinizi de güzelleştirir. Yoksa her gün eziyet.
22 notes
·
View notes
Text
"Artık büyümüyor, ur halini alıyoruz. çoğalma toplumundayız; hiçbir belirgin hedefe göre kendini düzenlemeden büyümeyi sürdüren bir toplumdayız. Urlaşan bir toplum, kendi tanımına aldırmadan, kontrolsüz biçimde gelişen ve nedenlerin yitimiyle birlikte sonuçların yığıldığı bir toplumdur."
19 notes
·
View notes
Text
Nedenlerin arkasındaki bir çok şeyin bir yönelimi gösteriyorken aslında görmediğimiz taktirde o nedenlerin sadece bir parçası oluruz..
7 notes
·
View notes
Text
dik duramıyorum eskisi gibi. arsızca savunduğum kendimin bitmiş umudu. ne kadar da aptalım(!) bütün baş kaldırılacak nedenlerin altında ezildim. ne ka dar da ap ta lım. uzunca bir merdivenin en tepesindeyim, şimdi düşersem korkularım sarar mı beni? şimdi burdan atlarsam tutar mı kendi ellerim bedeni mi ? nerdeysem oraya fazlayım. nerde yoksam orada öteki.
#tamamiyizyani#siyahkadaryalnizz#umutbittigezegeniyakin#ruhumunizleri#morbirbulut#ruhsuzbayn#ruhumaciyor#gokyuzundekisiyahbulutlar#olivaveyla#acı
11 notes
·
View notes
Text
11 agustos pazar
Bi suredir cok bisey yazmiyorum buraya. Cunku bilmiyorum. Icimden gelmiyo ve zorla biseyi yapmis olmak icin yapmak istemiyorum. Cunku yeteri kadar zorladilar bari bu istegimle olsun. Bu aralar cok mutsuzum. Yani gercekten mutsuzluk. Bugun sabah kalktim kahvalti yaptim geri uyudum yeniden uyandim yemek yedim ve tekrar yatakta uzanmaya devam ettim. Telefonla oynadim sadece. Ablam arkadasi ve ben bi grup kurduk. Orda takildim biraz. Eglendik acikcasi. Ablam 1 ay sonra evden ayriliyo uni icin. Acikcasi yine mutsuzum. Her seyimi anlatamasamda yan odamda birinin oldugunu bilmek bana iyi geliyodu. Ben onun yanina giderdim o gelirdi. O benim icimde asilamaz savaslarin oldugunu anliyormu bilmiyorum ama ben anliyorum. O anlamiyodur bence cunku hic bi zaman beni karsisina alip o konuda konusmadi. Defne nasilsin diye sormadi. Kimse bana icten bi nasilsin diye sormaz zaten. Hep ben sorarim ve karsiliginda asiri sacma dertler dinlerim. Yani kimsenin derdini kucumsemek istemem ama her boku yerindeyken 2 erkek arasinda kalip hangisini secicem diye dertlenen biriyle benim dertlerim bir degil. Bu yargilamak olabilir ama oyleysede oyle. Gercek hayatimda kimseye kendimi tamamiyle acamiyorum. Cunku biliyorum herkes bi gun satar. Gecen gun adanadaki bi arkadasim yazdi oraya geliyorum diye iste bulusma teklif etti falan. Acikcasi biraz pic. Bende biraz gecistirdim. Bunu anneme falan soyledim hayir bulusma falan dedi. Nedenlerine hic girmiycem bile asiri usendim. Ama kafama yatti bulusmam bulusursam bile ortak arkadaslarimizda yanimizda olur. Uclu kiz grubum var . Iclerinden bi kiz yanlizca ikimiz bulusunca asiri iyi ama uclu bulusunca surekli duger kizin yaninda. Ve isin komik tarafi tek kaldigimizda surekli o diger kizin dedikodusunu yapiyo. Dislaniyomus gibi hissediyorum anliyomusun ve bunu yediremiyorum kendime. Masada benim anlamadigim bi sekilde ikisi beraber biseye guluyolar ve sebebini soylemiyolar yada mal salakca davranislarda bulunuyolar iste. En sonunda sizinle mi ugrasicam diyip cekip gidiyodum pesimden geldiler. O diger kiz beni dislamiyo farkindayim biraz tripkolik bi arkadasim ama uclu bulusunca iyi baya. Neyse iste sali gunu disari cikalim dediler belki gitmem. Kendimi kotu hissediyorum onlarin yaninda. Onlarla konusurken bi konu hakkinda fikrimi soylemeyi bile gereksiz buluyorum artik. Cok sacma. Herkese yeten bu dunya bi bana gelince yetmiyo. Sadece cok mutsuzum amk. Icim daraliyo boyle sadece anlik gulebiliyorum. Bi insanin hayatinda her bok mu kotu gider abi. Bugun kismet uygulamasindan katina fali baktirdik. O hoslandigim cocukla 12 gun sonra karsilasicakmisiz ve flort olcakmisiz. Bilmiyorum. Biraz inandim cunku falin basinda ful beni anlatiyodu. 12 gun sonrasina guncellerim. Bugun de boyle bos bi gundu. Yarin biseyleri duzeltmek istiyorum artik. Uyku duzenimi yeme icme isini he bide spora baslasam fena olmaz. Evde kala kala sistim artik. Umarim yarin biraz olsun farklilik olur. Artik bu sacma dunya duzeni degissin ve biseyler benim icin iyi gitmeye baslasin.
#egeninincisi#egeninizmiri#egeninışıkları#sessiz ve yalnız#yalnızlık#black tumblr#3391kilometre#3391km#ege ve izmir#egeizmirindir
8 notes
·
View notes
Text
HAYAT BANA BİR BORCUN VAR
Nedenlerin, niçinlerin peşini bıraktım artık.
Yaşanmış yılların hesabını tutmaktan da vazgeçtim.
Kaybettiklerime, yenilgilerime üzülmüyorum da,
Sadece nasibim değilmiş demek ki diyorum.
Bir bir yolcu ettim yüreğime dert olan keşkelerimi.
Ruhumu gölgeleyen hüznümü de saldım gökyüzüne,
Yaşadığım tüm boranları kabullenip, eyvallah diyerek,
Eksilmiş yanlarımla devam ediyorum hayat denilen bu oyuna.
Bu kabulleniş pes ettim demek değil asla, pes etmedim.
Sadece kabullendim çünkü;
Nedenler ve niçinlerle yaşanmayacağını öğrendim.
Aslında çok iyi biliyorum, yaşadıklarımda bende suçlu değildim.
İyi insan olmayı öğrettiler bana, her zaman dürüst olmayı,
Canını çok yaksalar da sen sakın can yakan taraf olma,
Kimsenin ahını alıp sırtındaki yüküne yük katma.
Vebal ağırdır taşıyamazsın, sen sen ol doğruluktan ayrılma.
Dinledim hep onları, kalbimde kötülüğe asla yer vermedim.
Her yüzüme güleni dost bildim, baş üstünde gezdirdim.
Kimseleri kırmamak için her defasında ben kırıldım.
En sonunda bende tükendim, dağıldım, paramparça oldum.
Çünkü ben iyi olmaktan hiç vazgeçmedim, doğru bu dedim.
Ama hep iyi niyetli olmakta doğru değilmiş bu hayatta,
Ben bu gerçeği ne yazık ki çok geç anladım.
Ama pişman değilim, ben yine doğrularımla yoluma devam ederim.
Şimdi herşeyi ardımda bırakıp, neyse diyorum geçmişe,
Yüreğimde umutla yeni pencereler açıyorum hayata,
Yaşıyorsam, her sabah yeniden bu hayata "MERHABA" diyebiliyorsam,
Demek ki yaşanacak güzellikler var,
BU HAYATIN BANA HALÂ BİR BORCU VAR...
11 notes
·
View notes
Text
Nedenlerin içinde kaybolan bedenler
#alintilarim#sokak lambası#book blog#reading#bugeceicelim#tumblr blog#blog#bloglar#pişman değilim#deniz kıyısı#şarkı sözü#sezen aksu#sarki sozu#blogger#blogging#bugecedeseninicinyakalim#bugeceseninicinyakalım#bugecedeseniniçinyakalım#bu benim hayatım#bu şehir bugün sensiz#bugünden
9 notes
·
View notes
Note
Soru 1 : intihar etmeyi düşünmeye iten şeyler nedir?
Soru 2 : peki intihar etmemek için nedenlerin nelerdi?
1. Soruna şu şekilde cevap vereyim özel nedenlerim var herkeste olduğu gibi
2. Soruna ise birçok neden sıralayabilim en basitinden inandığım din buna izin vermiyor, ardımdan kimsenin üzüleceğini düşünmüyorum ama elbetteki ardımdan üzülenler de olacaktır. Daha birçok şey var bunun gibi. Boş ver...
-teşekkürler🎀
'Z'💐.🌚
11 notes
·
View notes
Text
Dağların yücelerinden bir ses geliyor
Yavaş bir melodi
Notalarında hüzün gizli
Yüksek bir yerlerden yankılanarak geliyor
Belki de
İçinde gözyaşları saklı gaydasın'da
Bir kız çocuğu geçiyor yanımdan
Kıvrım kıvrım sarı saçları
Sonrasında melodinin geldiği yere doğru koşuyor heyecanla
Bir kadın çığlığı geliyor yakınlardan
Melodinin ve notaların derinliğine kapılarak haykırıyor
Işığı yanan pencereler
Ay bütün güzelliği ile karşımda
Yakamoz ışıl ışıl etraf, dalgalar köpüklü
Kıyıda ses var dövüyor kumsalı
Gecenin saat on ikisi
Belkide gece yarısı
Gümüş yaka sahilinde
Alemde keyifler gıcır şen şakrak
Sahilde gezinti eğlence,müzik
Sevgililer el ele kahkaha bol
Elleriyle tutuşan sevgililer etraflarında dönerek dans ediyorlar
Durmak bilmez duygular var
Devamlı aralıksız müzik notaları
Melodiler hüzünlerden ayrılmış
Bir eğlence bir onurlu zafer eğlencesine dönmüş gibi
Ayaklar çıplak
Sanki yıldızlar kayıyor oralarda,
Sevişmeye hasret iki beden,
Renkler iç içe girmiş,
Gökkuşağı halt etmiş yanlarında,
ve
Müzik bitiyor
Sessiz bir perde iniyor
Sokakların sahnesine
Kız çocuğu kayboluyor
Kadının çığlığı kesiliyor
Bütün şeylerin içinde
en çok müziği sevdiğimi
daha iyi anlıyorum giderek
bazen karanlık akımlara pedal çevirten
ağır ritimli solo lar..
bazen inançla inançsızlık arasında gel gitler yaptıran
kaos yüzlüler..
bazen de umuda ve özgürlüğe çaldıran,
her umutsuzluğum ve hüznümü tellere vurdurtan gitarım
kimi zaman ilham kaynağım oluyor,
kimi zaman hüznüm
kimi zaman nefretim
kimi zaman mutluluğum..
bugün
evet bugün
hayatımın en mutlu anlarıma döndüm
İnançla inaçsızlık arasında gel gitli bugünümde
karanlık akımlara pedal çevirdiğim bu zamanda
yıllar sonra
bir kitabın sayfaları arasına saklamış olan
kayıp penamı buldum
belki senin için küçük bir budalaca mutluluk
ama
benim için her şeyden değerli bir anıdır kayıp pena..
üniversite yıllarımda
ensiferum' un konseri..
istanbul'a ilk konserleri için geldiklerinde
ön saflarda oluşum,
ve
Petri Lindroos ile kısa bir göz göze gelişimiz,
konser sonunda unutamayacağım bir küçük anıyla
eve uçarak gitmeme sebep olacaktı..
belkide arkadaşlarıma anlatmaktan sıkılmayacağım bir anı, bir iz olcaktı..
sevdiğim bir grup
sevdiğim bir insan
ve
asla vaz geçemediğim folk metal kültürü
ve petri nin elinden aldığım kayıp pena..
folk metal, ben, mutluluk, uçmak kısaca herşeyim ..
pena nın kitabın arasında düşüşü
sanki bir pena değil
bütün yaşadığım anıların birden
kitabın arasından kayarak düşmesi
ve hüzünlü yüzümde parlayan bir ışık gibi..
Penayı kayıp ettiğimde
her şeyden küsmüştüm
gitarımdan
müzikten
her şeyden..
hatayımda güzelliklerin olmamış her şeylerin anahtarıydı benim için..
penayı kayıp edişim
her şeyden kolayca vazgeçmeye hazır oluşumdan
ama yine de müziği bunun dışında tutuşumdan
biliyorum
gitarım artık jimmy hendrix, gary moore, bonjovi, ensiferum, kalmah' tan
çalmayacaktı
şu ya da bu müzik parçası değil
şu ya da bu müzik türü de
müzik
ta kendisi müziğin
asıl vazgeçemediğim..
yazmaktan vazgeçmek
şiirden, hepsinden, belki
ama
yazıyorum işte
süregiden tüm diğer şeyler gibi
her türlü beklenti,
umutlar
yorulduğunda, sıkıldığında
sırtından atıverdiğin kolayca
yalnızca zihninde ve
yalnızca bir süreliğine de olsa
müziğin yarattığı mutluluk
hiçbir şeye benzemeyen o tutku
hiç terk etmiyor beni..
üstelik bunun için
en küçük bir
çaba harcamam gerekmiyor
özsel bir bağ var aramızda..
tüm diğer şeyleri
daha çok sevmemi sağlıyor sanki müzik
sevginin nesnesi olabilecek her şeyi
bir başka özne olarak nesnesi
sevilen insanı
ve diğer tüm şeyleri
doğayı, kültürü
emek verilerek üretilen
tüm güzellikleri
melodiler, ezgiler yetiyorda
içimizin özgün bir biçimde
dışımızda beliriverişi
anlattığı şeyin ta kendisi değilse de
onun özüne en yakın duran
zamanın ve uzamın eşsiz bir biçimlenişi
seslerden ibaret dünyasında
ve sırf bundan dolayı
en soyut yaratım olsa da
bütünüyle soyut olan arkasındaki o nedenlerin
tutkuların, hüzünlerin, isyanların
belki de en somut biçimde açığa çıkışı
müzik...
beliriyor
o benzersiz ikliminin
ele geçmez ve özgün titreşimlerinde
salınıyor varlığın içinde
sürüp gittiği o akışta varlığı tümüyle
söylediklerinin kendisi kılarak
belirdiği gibi sönüveriyor sonra
ardında tüm o somutluklar'dan daha güçlü
ve inkar edilemez bir iz bırakarak
Kızıl Deniz
5 notes
·
View notes
Text
Ayakta duracak halin yokken,
hayatta duracak nedenlerin varsa, korkma düşmezsin.
Bazı fotoğraflar vardır.
Susar kalırsın.
Kelimeler boğazında düğümlenir, konuşamazsın....
....Güzel bir güne uyanmanız dileğiyle Hayırlı Geceler.....
26 notes
·
View notes
Text
BAŞ DÖNMESİNİN (VERTİGONUN) RUHSAL NEDENLERİ VE ŞİFA VEREN OLUMLAMALAR: Tıbbi nedeni mutlaka araştırılması gereken vertigo gerçekten de çok can sıkıcı bir rahatsızlıktır. Zaman zaman tekrar ederek gelen baş dönmesinin fizikselin ötesinde çok ilginç ruhsal nedenlerine bakalım.
1- KÖK ÇAKRADA DENGESİZLİK: Baş dönmesi yaşayanların mutlaka kök çakralarını dengelemek için çalışmalarında fayda var. En etkili kök çakra dengeleme yöntemi ağaçlık bir alanda çıplak ayakla toprağa basarak bir ağaca sarılmaktır. İçinizden şimdi vereceğim olumlamayı da tekrar edin.
KÖKLERİMLE DÜNYAYA VE YAŞAMIMA BAĞLIYIM VE DENGEDEYİM.
2- MEDİTASYON VEYA DUA SIRASINDA VERTİGO RUHSAL DERİN BİR BAĞ İŞARETİ: Bazen meditasyon veya ruhsal çalışmalarda vertigo oluşabilir. Hemen derin nefes alıp sakin kalmaya çalışın. Bu aslında olumsuz bir belirti değildir. Çoğunlukla ruhsal olarak hızlı bir titreşim yükselmesinin yan etkisi olarak ortaya çıkar. Şimdi vereceğim olumlamayı tekrarlayarak derin nefesler alın.
BEDENİM VE TİTREŞİMİM DENGELENİYOR VE RAHATLIYORUM.
3- DOĞADAN VE DOĞAL AKIŞTAN KOPUKLUK: Eğer uzun bir süredir sürekli koşturmaca içindeysen ve doğa ile bağlantı kuramadıysan vertigo sana ruhunun doğal akışa olan özlemini anlatıyor olabilir. Hemen deniz kenarı, sakin bir park, bahçe veya ağaçlık bir alana gitmeli ve konuşmadan sakin durarak doğayı izlemelisin. Sadece izle ve içinde şimdi vereceğim olumlamayı geçir.
DOĞANIN GÜZELLİĞİNE KENDİMİ BIRAKIYOR VE ŞİFA BULUYORUM.
4- ÇOCUKLUKTAN VEYA GENÇLİKTEN BERİ VAR OLAN VERTİGO RUHSAL BİR ŞİFACI VE REHBER OLDUĞUNUN İŞARETİ: Pek çok kadim öğretide çok uzun süreden beri vertigo yaşayanların özel bir ruhsal titreşimde oldukları düşünülür. Bu kişiler bedenin ağır enerjisine zaman zaman uyum gösteremezler. Şifacı veya ruhsal rehberler olarak özel bir ışıkları vardır. Şu olumlamatı tekrarlayarak hemen dengelenebilirler.
RUHUMUN IŞIĞI BEDENİMLE VE MADDİ DÜNYAYLA UYUM İÇİNDE.
5- SU ELEMENTİYLE BAĞLANTI KURMA ZAMANI: Vertigo su elementinin arındırıcı gücüyle şifa bulabilir. Su elementini hayatına daha fazla dahil etme zamanı geldiğini gösterir. Bol su içme, ayaklarını suya koyarak sakinleşip topraklanma ve negatif enerjiden arınma için düzenli yıkanma vertigoyu dindirmeye yardımcı olacaktır. Şimdi vereceğim olumlama su elementiyle bağ kurmana da yardımcı olacaktır.
SUYUN ARINDIRICI GÜCÜYLE DENGEDE VE SAKİNİM.
6- DÜNYAYA AİT HİSSEDEMEME VE KENDİNİ GÜVENDE HİSSETMEME: Aniden ortaya çıkabilecek ve tüm güvenliğini tehdit edebilecek sıkıntılı durumlardan endişe duyanlarda vertigo oluşabiliyor. Hayatın akışına güvenemeyen ve dünyaya ve düzenine kendini bir türlü ait hissedemeyen insanların da yer ayaklarının altından kayıyormuş gibi hissetmeleri mümkün. Şimdi vereceğim olumlama bu durumla alakalı vertigo yaşayanlara iyi gelecektir.
TOPRAKLANMIŞ, GÜVENDE VE HAYATLA UYUM İÇİNDE HİSSEDİYORUM.
#vertigo #başdönmesi #başdönmesininruhsalnedenleri #vertigonunruhsalnedenleri #kişiselgelişim #ruhsalgelişim #mistikyol #mistikyolyoutube #didemçiloğlu #cemçiloğlu
#mistikyol#kişisel gelişim#mistikyolyoutube#çekim yasası#olumlama#meditasyon#ruhsal gelişim#didem çiloğlu#cem çiloğlu#vertigo#baş dönmesi#vertigonun ruhsal nedenleri
2 notes
·
View notes
Text
Aşkın Karanlık Labirentlerinde
Gençliğin saf aleviyle parlayan aşk, bir zamanlar her şeydi. Her şey basitti; tutku, arzu, bir avuç yanılgı ve çılgınca bir beklenti. Aşkın yeri, yıldızların altında bir cennet, her şeyin net olduğu bir anıydı. Ama zaman, bu cenneti yavaş yavaş yok eden bir yok edici. Zaman, aşkı bir labirente dönüştürdü, yolları çetrefilli, çıkışsız ve karanlık.
Gençlikte aşk, bir tür sihir gibiydi. Her şey kristal berraklığında görünüyordu; kalplerin atışı, her an her şeyin mümkün olduğunu söylerdi. Ama yaşlılık, o netliği bulanıklaştıran bir tür koku gibi, her şeyi griye boyuyor. Artık, aşkın sadece bir dizi sıcak anı olmadığını, aynı zamanda bir yığın hayal kırıklığı ve karmaşanın da bulunduğunu kabul etmek zorundayız.
Zamanla, aşkla ilgili algılarımız birer birer çöküyor. Gençken, her şeyin bir nedeni ve sonucu vardı; şimdi, nedenlerin belirsizliği ve sonuçların anlamsızlığı içinde kayboluyoruz. Aşk, bir zamanlar anlamlı ve net olan bir bulmacayken, şimdi parça parça dağılmış bir pusula gibi, yönümüzü kaybettiğimiz bir labirente dönüşüyor.
Aşkın özünü kavramak, yaşın ilerlemesiyle birlikte zorlaşıyor. Her köşede bir karanlık, her adımda bir belirsizlik var. Artık, bu karmaşanın içinde aşkı bulmak, eski bir hayali yeniden inşa etmeye çalışmak gibi. Gençliğin masumiyetiyle bakıldığında aşk, bir nehir gibi akıyordu; şimdi ise, bataklığa dönüşmüş bir göl gibi duruyor.
Yaşlandıkça, aşkın yüzleri daha da karışıyor. Aşık olduğumuz insan, gençliğin parlak gözlüklerinden farklı bir şekilde görünüyor; belki de gerçek yüzü, yaşanmışlıkların gölgeleriyle şekillenmiş durumda. Bu karmaşa, aslında aşkın kendisini daha derin bir biçimde hissettirmeye başlıyor. Artık aşk, sadece iki insan arasındaki bir ilişki değil; geçmişin, acıların, umutların ve hüsranların bir karması olarak hayatımızın derinliklerinde yankılanıyor.
Belki de aşkın netliğinin kaybolması, onun gerçek doğasını ortaya çıkarıyordur. Gençliğin yalın ve basit hali, aşkı yüzeysel bir şekilde görmemize neden oluyordu. Şimdi, karmaşıklığın içinde belki de aşkın derinliğini ve gerçekliğini bulma şansı var. Zamanın koyduğu engeller, aşkı yeniden tanımlamanın ve onun karanlık labirentlerinde kaybolmanın bir yolunu sunuyor. Bu labirentte kaybolmak, belki de aşkın gerçek anlamını aramanın yoludur..
2 notes
·
View notes