#nükleer santral
Explore tagged Tumblr posts
Text
Türkiye enerji sektöründe ABD'li şirketlerin gözdesi Küçük Modüler Reaktörler (SMR)
ABD Dışişleri Bakanlığı Nükleer Enerji Kıdemli Danışmanı Justin Friedman, Türkiye’nin enerji sektöründe küçük modüler reaktörlerin (SMR) önemini vurgularken ABD’li şirketlerin Türk pazarına ilgi gösterdiğini açıkladı. Türkiye enerji sektöründe yeni bir atılım ABD Dışişleri Bakanlığı Nükleer Enerji Kıdemli Danışmanı Justin Friedman, dünyada küçük modüler reaktörlere (SMR) olan talebin artacağını…
View On WordPress
#ABD Türkiye Enerji İşbirliği#Çin Türkiye Nükleer Santral#COP28 İklim Değişikliği#Justin Friedman#Küçük Modüler Reaktörler#Rolls-Royce SMR Anlaşması#SMR Teknolojisi#Türkiye Nükleer Enerji
0 notes
Text
Ben 240 sayfa siyasetname okuyamam diyenler için mutabakat metninin özeti…😉 📌Seçim barajı %3 olacak
📌HSK, Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak ayrılacak, Adalet Bakanı Hakimler Kurulunda olmayacak
📌Cumhurbaşkanı 1 defa 7 yıllık seçilecek
📌AİHM veya AYM kararlarına uymayan hakim ve savcılara yaptırım uygulanacak
📌Kamuya girişlerde mülakat uygulaması kalkacak
📌KPSS ücretsiz olacak
📌Belediyelere kayyum uygulaması kalkacak
📌Parti kapatma davaları TBMM iznine tabi olacak
📌Cumhurbaşkanlığı, Çankaya Köşkü'ne taşınacak
📌Cumhurbaşkanlığına bağlı saray, yalı ve köşkler halka açılacak
📌Cumhurbaşkanlığı uçakları satılıp, yangın söndürme uçağı alınacak
📌Özel yetkili mahkemelere son verilecek
📌Ceza mahkemelerinde savcılar, avukatlarla eşit olacak
📌CMK görevlendirmelerinin kapsamı genişleyecek
📌Sosyal medya yasası uluslararası standartlara göre yeniden düzenlenecek
📌Hazine ve Maliye Bakanlığı ayrılacak, 2 bakanlık olacak
📌Bakan yardımcılıkları kaldırılacak, müsteşarlık gelecek
📌Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki vesayeti sona erecek
📌Belediyelerin ödenekleri arttırılacak
📌Yolsuzluk suçlarında zamanaşımı olmayacak
📌Yurtdışına kaçırılan paraların geri alınması için "Malvarlıklarının Geri Alınması Ofisi" kurulacak
📌Pazarlık usulü ile yapılan ihaleler geçmişe dönük olarak incelenecek
📌Türkiye kara para aklamada Gri Liste'den çıkarılacak
📌Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına çıkarılan konular, kanun kapsamına geri alınacak
📌Vatandaşın bilgi edinme hakkını ihlal eden memurlar yaptırıma tabi tutulacak.
📌Enflasyon 2 yıl içinde tek haneye düşecek
📌Kişi başına milli gelir 5 yılda 2 katına yükselecek
📌5 yılda 5 milyon yeni iş yaratılacak
📌İhracat hedefi 600 milyar dolar
📌TCMB Başkanı bağımsız olacak, görevden alınamayacak
📌TCMB, Ankara'ya geri taşınacak
📌128 milyar doların akıbeti araştırılacak
📌KKM uygulamasına son verilecek, eski hesaplar vadesi dolunca yenilenmeyecek.
📌İmar rantları vergilendirilecek
📌İstanbul uluslararası finans merkezi olacak
📌Kreş sayısı arttırılacak
📌İşsizlik fonu işçiler için kullanılacak
📌Çalışanların vergi ve prim yükü azaltılacak
📌Eğitim ve öğretimde KDV düşecek
📌İşyeri stopaj ödemeleri düşürülecek
📌Okullarda ücretsiz su, süt ve öğle yemeği verilecek
📌Okul kitapları, yardımcı kitaba ihtiyaç duyulmayacak hale getirilecek
📌Sansür yasaları kaldırılacak
📌Lise giriş sınavı uzun vadede kaldırılacak
📌1+5+4+3 eğitim sistemine geçilecek
📌İlkokul 5 yıl, ortaokul 4 yıl, lise 3 yıl olacak
📌Köy okulları geri açılacak, taşımalı eğitim sona erecek
📌YÖK kapatılacak
📌Üniversiteleri, akademisyenler yönetecek
📌Öğretmen atamalarında mülakat kaldırılacak
📌Harika çocuk yasası çıkarılacak
📌Festival yasakları kaldırılıp, festival teşvikleri verilecek
📌Mülki amirlerin festival ve konser yasaklama yetkisi iptal edilecek
📌25 yaşına kadar gençler kültürel faaliyetlere ücretsiz katılacak
📌Şehir içindeki sanayi tesisleri taşınacak
📌2050 yılında sıfır karbon hedefi konulacak
📌Yeşil dönüşümü destekleyen İklim Bankası kurulacak
📌Kalıcı yaz saati uygulaması kaldırılacak
📌Orman yangını olan alanda inşaat yapılması yasaklanacak
📌Cumhurbaşkanlığı uçakları satılıp, yangın söndürme uçağı alınacak
📌Çiftçilerin tohum maliyeti %50 desteklenecek
📌Alım fiyatları sezon öncesinde açıklanacak
📌İlk konut alımında tapu harcı alınmayacak
📌Mevcut savunma sanayi projeleri devam ettirilecek
📌Tank Palet Fabrikası geri alınacak
📌Akkuyu Nükleer Santrali'nin sözleşmesi gözden geçirilecek
📌Yüksek fiyatlı doğalgaz alım sözleşmeleri yeniden değerlendirilecek
📌Kanal İstanbul iptal edilecek
📌Atatürk Havalimanı hizmete açılacak
📌Araç muayene istasyonlarındaki tekel kaldırılacak
📌Gümrük Birliği Anlaşması güncellenecek
📌Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Koruma Kurulları özerkleştirilecek
📌24 saat açık kütüphaneler yapılacak
📌Yeni termik santral yapılmayacak
📌Cumhurbaşkanının orman vasfını kaldırma yetkisini kaldırılacak
📌Yanan ormanlara verilen imar izinlerinin tümü iptal edilecek
📌Yeni şehir hastanesi yapılmayacak
📌Şehir hastaneleri nedeniyle kapatılan devlet hastaneleri açılacak
📌Askeri hastaneler geri açılacak
📌İşe alımlarda cinsiyetçi soru sorulmayacak
📌8 Mart'ta kadınlar izinli sayılacak
📌Gençler pasaporta ücret ödemeyecek
📌Yurtdışı çıkış harcı kaldırılacak
📌Gençlere aylık 5 gb ücretsiz internet
📌Emekli maaşlarına enflasyon+büyüme zammı yapılacak
📌TOKİ yalnızca sosyal konut üretecek
📌TOKİ konutları peşinatsız, taksitle satılacak
📌İhtiyaç kadar öğrenci yurdu yapılacak, öğrenciler vakıf dernek yurtlarına mahkum edilmeyecek
📌F-35 projesine döneceğiz
📌Kapatılan askeri okullar açılacak
📌Kuvvet komutanlıkları, Genelkurmay'a bağlanacak
📌AB ile yapılan geri kabul anlaşması gözden geçirilecek
📌Düzensiz göç gelen ülkelerle geri kabul anlaşmaları yapılacak
📌Geri gönderme merkezleri arttırılacak
📌Türkiye'deki düzensiz göçmenlerin üçüncü ülkelere sınırdışı işlemleri hızlanacak
📌İstisnai vatandaşlık kapsamı daraltılacak
📌Suriyelilerin ülkelerine geri dönüşü sağlanacak
📌 Yabancılara konut almaları ya da döviz getirmeleri karşılığı vatandaşlık verilmesi uygulamasına son verilecek
📌 Altay Tankı, Milli Muharip Uçak, TF2000 Firkateyni projelerinin gerçekçi şekilde ilerleyebilmesi özel bütçe sağlanacak, bu projelere özel uzman personel tahsis edilecek.
Zorunuza Gitmesin Adalet...
%75 İle, Geliyor Gelmekte Olan !
19 notes
·
View notes
Text
Ben 240 sayfa siyasetname okuyamam diyenler için mutabakat metninin özeti…😉 📌Seçim barajı %3 olacak
📌HSK, Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak ayrılacak, Adalet Bakanı Hakimler Kurulunda olmayacak
📌Cumhurbaşkanı 1 defa 7 yıllık seçilecek
📌AİHM veya AYM kararlarına uymayan hakim ve savcılara yaptırım uygulanacak
📌Kamuya girişlerde mülakat uygulaması kalkacak
📌KPSS ücretsiz olacak
📌Belediyelere kayyum uygulaması kalkacak
📌Parti kapatma davaları TBMM iznine tabi olacak
📌Cumhurbaşkanlığı, Çankaya Köşkü'ne taşınacak
📌Cumhurbaşkanlığına bağlı saray, yalı ve köşkler halka açılacak
📌Cumhurbaşkanlığı uçakları satılıp, yangın söndürme uçağı alınacak
📌Özel yetkili mahkemelere son verilecek
📌Ceza mahkemelerinde savcılar, avukatlarla eşit olacak
📌CMK görevlendirmelerinin kapsamı genişleyecek
📌Sosyal medya yasası uluslararası standartlara göre yeniden düzenlenecek
📌Hazine ve Maliye Bakanlığı ayrılacak, 2 bakanlık olacak
📌Bakan yardımcılıkları kaldırılacak, müsteşarlık gelecek
📌Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki vesayeti sona erecek
📌Belediyelerin ödenekleri arttırılacak
📌Yolsuzluk suçlarında zamanaşımı olmayacak
📌Yurtdışına kaçırılan paraların geri alınması için "Malvarlıklarının Geri Alınması Ofisi" kurulacak
📌Pazarlık usulü ile yapılan ihaleler geçmişe dönük olarak incelenecek
📌Türkiye kara para aklamada Gri Liste'den çıkarılacak
📌Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına çıkarılan konular, kanun kapsamına geri alınacak
📌Vatandaşın bilgi edinme hakkını ihlal eden memurlar yaptırıma tabi tutulacak.
📌Enflasyon 2 yıl içinde tek haneye düşecek
📌Kişi başına milli gelir 5 yılda 2 katına yükselecek
📌5 yılda 5 milyon yeni iş yaratılacak
📌İhracat hedefi 600 milyar dolar
📌TCMB Başkanı bağımsız olacak, görevden alınamayacak
📌TCMB, Ankara'ya geri taşınacak
📌128 milyar doların akıbeti araştırılacak
📌KKM uygulamasına son verilecek, eski hesaplar vadesi dolunca yenilenmeyecek.
📌İmar rantları vergilendirilecek
📌İstanbul uluslararası finans merkezi olacak
📌Kreş sayısı arttırılacak
📌İşsizlik fonu işçiler için kullanılacak
📌Çalışanların vergi ve prim yükü azaltılacak
📌Eğitim ve öğretimde KDV düşecek
📌İşyeri stopaj ödemeleri düşürülecek
📌Okullarda ücretsiz su, süt ve öğle yemeği verilecek
📌Okul kitapları, yardımcı kitaba ihtiyaç duyulmayacak hale getirilecek
📌Sansür yasaları kaldırılacak
📌Lise giriş sınavı uzun vadede kaldırılacak
📌1+5+4+3 eğitim sistemine geçilecek
📌İlkokul 5 yıl, ortaokul 4 yıl, lise 3 yıl olacak
📌Köy okulları geri açılacak, taşımalı eğitim sona erecek
📌YÖK kapatılacak
📌Üniversiteleri, akademisyenler yönetecek
📌Öğretmen atamalarında mülakat kaldırılacak
📌Harika çocuk yasası çıkarılacak
📌Festival yasakları kaldırılıp, festival teşvikleri verilecek
📌Mülki amirlerin festival ve konser yasaklama yetkisi iptal edilecek
📌25 yaşına kadar gençler kültürel faaliyetlere ücretsiz katılacak
📌Şehir içindeki sanayi tesisleri taşınacak
📌2050 yılında sıfır karbon hedefi konulacak
📌Yeşil dönüşümü destekleyen İklim Bankası kurulacak
📌Kalıcı yaz saati uygulaması kaldırılacak
📌Orman yangını olan alanda inşaat yapılması yasaklanacak
📌Cumhurbaşkanlığı uçakları satılıp, yangın söndürme uçağı alınacak
📌Çiftçilerin tohum maliyeti %50 desteklenecek
📌Alım fiyatları sezon öncesinde açıklanacak
📌İlk konut alımında tapu harcı alınmayacak
📌Mevcut savunma sanayi projeleri devam ettirilecek
📌Tank Palet Fabrikası geri alınacak
📌Akkuyu Nükleer Santrali'nin sözleşmesi gözden geçirilecek
📌Yüksek fiyatlı doğalgaz alım sözleşmeleri yeniden değerlendirilecek
📌Kanal İstanbul iptal edilecek
📌Atatürk Havalimanı hizmete açılacak
📌Araç muayene istasyonlarındaki tekel kaldırılacak
📌Gümrük Birliği Anlaşması güncellenecek
📌Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Koruma Kurulları özerkleştirilecek
📌24 saat açık kütüphaneler yapılacak
📌Yeni termik santral yapılmayacak
📌Cumhurbaşkanının orman vasfını kaldırma yetkisini kaldırılacak
📌Yanan ormanlara verilen imar izinlerinin tümü iptal edilecek
📌Yeni şehir hastanesi yapılmayacak
📌Şehir hastaneleri nedeniyle kapatılan devlet hastaneleri açılacak
📌Askeri hastaneler geri açılacak
📌İşe alımlarda cinsiyetçi soru sorulmayacak
📌8 Mart'ta kadınlar izinli sayılacak
📌Gençler pasaporta ücret ödemeyecek
📌Yurtdışı çıkış harcı kaldırılacak
📌Gençlere aylık 5 gb ücretsiz internet
📌Emekli maaşlarına enflasyon+büyüme zammı yapılacak
📌TOKİ yalnızca sosyal konut üretecek
📌TOKİ konutları peşinatsız, taksitle satılacak
📌İhtiyaç kadar öğrenci yurdu yapılacak, öğrenciler vakıf dernek yurtlarına mahkum edilmeyecek
📌F-35 projesine döneceğiz
📌Kapatılan askeri okullar açılacak
📌Kuvvet komutanlıkları, Genelkurmay'a bağlanacak
📌AB ile yapılan geri kabul anlaşması gözden geçirilecek
📌Düzensiz göç gelen ülkelerle geri kabul anlaşmaları yapılacak
📌Geri gönderme merkezleri arttırılacak
📌Türkiye'deki düzensiz göçmenlerin üçüncü ülkelere sınırdışı işlemleri hızlanacak
📌İstisnai vatandaşlık kapsamı daraltılacak
📌Suriyelilerin ülkelerine geri dönüşü sağlanacak
📌 Yabancılara konut almaları ya da döviz getirmeleri karşılığı vatandaşlık verilmesi uygulamasına son verilecek
📌 Altay Tankı, Milli Muharip Uçak, TF2000 Firkateyni projelerinin gerçekçi şekilde ilerleyebilmesi özel bütçe sağlanacak, bu projelere özel uzman personel tahsis edilecek.
2 notes
·
View notes
Text
Herkesin her şey tanıdığı var ya,nasıl bir tesadüf bu? Yani 'abi ben radyoaktivist arıyorum, bodruma kurduğum nükleer santral prototipinin kalibrasyonu yapılacak' desen 'aa bizim dayıoğlunun bacanağı var,geçen ay transitine 1 galon uranyum dökülmüştü o anlar' deyip iş bağlayacak.
3 notes
·
View notes
Text
ALLAH YENİDEN BAŞLAYANLARIN YARDIMCISIDIR
Esasen bilmiyorum sokağa çıkıp adım atmayı hanidir...
Hanidir araba kullanmayı...
Pürtelâş okula gidip soluk soluğa merdivenleri çıkıp bir şiir hakkında konuşmadan önce birkaç satır okumayı...
Unutmuşum sınıfta öğrencilerin ders edebiyat mıydı yaw diye yorgun bitkin serzenişlerine gülümsemeyi...
Defter kalem sınıf kokusunu da unutmuşum... Hiç bilemem gibi sınıfta elimi kolumu nereye koyacağımı.. Bir çocuğun gözünün taaaaa içine bakmayı...
Çok zaman girdi araya sanki çok acı..
Kar tatili oldu önce sonra toz duman yangın yeri ortalık...
Âfetler felâketler ortasında kaldık , yandık...
Yandık Rabbim yandık!!!
Depremle imtihanla...
Çoluk çocuk genç ihtiyar nefessiz kaldık...
Ben pijamamla sokak ortasında kaldım bu kıyafetim tesettüre uygun değil senin montun uzun bana montunu verir misin diyen hanımların hikayelerinin arasında tik tok videosu çekip pijaması ev hâli ile evinde eşi ile amatör oyunculuk yapan bağyanların arasında kalakaldık elimizde telefon...
Burda devlet yok sadece ekonomik geçmişi pek de parlak olmayan bi şarkıcının ahbapları var diyenleri okuduk ibretle, subhanAllah çekerek...
Zaten yeterince çadır yok bu misafirlik fazla uzamadı mı Suriyeliler gitsin gari sözleri şok etti yine ve gine... Mülkiyet 'i de sorguladığımız şu günlerde...
Bir yandan devran dönüyor politikacılar politika yapıyordu aslî görevleri idi belki de enkazdan ilk önce Ak partililer çıkarılıyor demeleri yani... Dediler de acılar da insanî hüzün de susturmadı bu kadar büyük ıstırabın karşısında.. Hani dilsizdi bazı acılar ? Oysa un ufak oldu en minik heveslerimiz bile...
Enkazdan çıkarılırken yarın okulum var ben sakız istiyorum diyen çocuklarla, Rabbimin rızıklandırdığı bebelerle , tekbirlerle çıkan gençlerle...
Yahud kadere Gayretullah' a ithafen iktidar kader diyor , düpedüz liyakatsızlık bu , diyerekten muhalif olmak adına çıkmak dinden imandan ne popülist bir çağ yangını bu... Yazık çok yazık klavyenin arkasında küfrederken her şeye ve herkese insanlığından soyunmak baştan ayağa üryan , dişsiz öz kardeşini yemek ve yamyamlıktan şikayet etmek Âkif 'in dediği gibi..
Depremden için :
Tankla topla girmeye gerek kalmadı diyen batının tek dişi kalmış canavarlığına öykünen birileri var sanki tüm kutsallara düşman... Yeminli kışkırtma timleri onlar...
( Bunlara )
Özenti ve kendini agnostik olarak tanımlayan uçarı kaçarı gençlikten söz etmiyorum , onlar kurgu video ile siyâsi görüşlerini inşâ eden hayâlperestler işte, Ironman gerçek amma otoyol ve havaalanı Yemyeşiller partisi jargonuna ters... Avrupa 'nın eski nükleer santral binalarında çekilen korku filmlerini izleyip izleyip çevrecilik oynuyorlar kendi dijital mecralarında, uyandırmayın...
Bir yandan da cidden habis ruhlar yetişiyor bol bol böyle laaaayiklik kol gezince tabi Allah 'ınız kitabınız yok mu yaw sizin diye sual edince yok vallaha yok diyorlar sosyal medyada enkaz altında olanlarla alay edip video çekip bi de bunları yayınlayan yasaklı madde imalatı beyinliler...Ne yaptığının ya da yapmadığının da farkında olmayan eğitim & öğretim& ahlak zayiatları...
Delirmelik olaylardan seçmeler deyince aklıma geliveren :
Yıldırı / man seferberlik ilan etseydi diyor , hani sınır dışına asker yollamayın şehid olmasınlar şimdi diyen hümanist vicdanî redci var ya onu diyorum...
Sosyal medyayı tümden es geçiyorum orası tam hunilik...
Aynı kızla aynı adamın hem 6 yaşında hem 14 yaşında sarmaş dolaş fotoğrafı var ya hafızlık töreninde çekilmişmiş hocalarına iftira atılmış hani radyocu ile kaçmak içinmiş bunlar hocamıza iftira yaw iftira diye yazanlarla ne konuşur ne tartışır ki insan ?
Profiline baksan şiir profili mi ? Dinî profil mi ? Kurgu eğlence mi belli olmayan ne idüğü belirsiz türediler...
Dünyayı yöneten şirket- devletler bböylelerinin İnternetini kısıtlasa biraz da azcık nefes alsak... Kene gibiler cidden teşhir ve röntgenin dibine vurup hazzın doruklarında saçmalıyorlar 7 / 24...
Ben bugün nerde kahvemi içerken sahilde depremzedeler için şu türküyü dinledim bilin bakalım sayın seyirciler...
Hocamıza iftira atmadan layk atın Allah rızası için bakıyım, heh !!!
Sosyal medya saç baş yoldurur aman diyim hele böyle günlerde kesinlikle uzak durulmalı kanımca...
Uzaktan bile hasta ediyor kimileri Rabbim şerlerinden muhafaza buyursun maddi manevi...
Liyakat, işi ehline teslim konusuna gelince...
Acılar bu kadar taze iken kk gibi konuşmak absürt olur lâkin bu geniş ülkede dikey değil yatay mimariyi savunanlardanım...
Yolcu gibi olmak dünyada, incitmeden doğayı da ahşap belki prefabrik hafif malzemeleri kullanmak bahçeli küçük evler inşa etmek olabildiğince...
Bahçeli evlerin sadece çok varlıklı ya da çok yoksul insanlar için değil de yaygın bir yaşam alanı olmasını temenni ediyorum bütün kalbimle... Çelik konstrüksiyon büyük yapılar olur elbet zaten onların dayanıklılığı bariz bu konuda...
Ama ille de yatay mimari olmalı bence...
Ayağımız toprağa değmeli ve sefer tası apartman mantığından uzak durmalıyız artık...
Ve bir afet yokken de her zaman maliyeti değil de güvenliği ön plana alarak hareket etmemiz... Bu , gerçekten çok önemli...
Ucuz alacak kadar zengin olmamak ve eğitim sisteminin dürüst & ahlaklı çalışanlar yetiştirmesi her alanda... Zemin etüdü , demiri kolonu...Prosedür değil de insan hayatı anlamında...
Tedbir bizden takdir Hak' tan diyebilmeliyiz çok çalışarak.. Baştan başlayarak... Çok ama çok çalışarak... İnsanları, insanlığı severek yapmalıyız bunu..
"Allah , yeniden başlayanların yardımcısıdır" umuduna sımsıkı tutunarak...
Haydi Bismillah !
Nüket Belsan Taşören
2 notes
·
View notes
Text
Konya 3. İklim Yayıncılığı Forumu'na ev sahipliği yaptı
https://pazaryerigundem.com/haber/196215/konya-3-iklim-yayinciligi-forumuna-ev-sahipligi-yapti/
Konya 3. İklim Yayıncılığı Forumu'na ev sahipliği yaptı
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, RTÜK, Konya Büyükşehir Belediyesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi iş birliğiyle, Sosyal İnovasyon Ajansı yürütücülüğünde hayata geçirilen 1.5 Derece-Gençler İçin İklim Okuryazarlığı ve Haberciliği programı kapsamında 3. İklim Yayıncılığı Forumu düzenlendi
KONYA (İGFA) – Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Konya Büyükşehir Belediyesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi iş birliğiyle 1.5 Derece-Gençler İçin İklim Okuryazarlığı ve Haberciliği programı kapsamında 3. İklim Yayıncılığı Forumu yapıldı.
Konya Büyükşehir Belediyesi Sosyal İnovasyon Ajansı yürütücülüğünde Büyükşehir Belediyesi Taş Bina Kültür Sanat’ta düzenlenen forumun moderatörlüğünü Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Basın ve Yayın Dairesi Başkanı Doç. Dr. Oğuz Göksu yaptı. Doç. Dr. Göksu, forumun düzenlemesine katkı sağlayan Konya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti.
Program Yapımcısı Güven İslamoğlu, son dönemde iklim mühendisliği diye yeni bir durumun başladığını ifade ederek, “İklim artık çöpten, böcekten, plastikten çıktı başka bir yere gidiyor. Ben artık onlarla ilgilenmiyorum. Sanki iklim değişikliğinin sorumlusu plastik gibi görünüyor. Bazı ülkeler camdan çıkmaya çalışıyor. Biz plastiğe takılmışız. Çünkü farkında değiliz. Farkında olmadığımız bir şeyi de değiştiremeyiz” diye konuştu.
“DOĞAYI KORURSAN İNSANI KORURSUN”
İslamoğlu, bir iklim krizinde nükleer kış yaşanması halinde rüzgar santrallerinin, güneş panellerinin işe yaramayacağını anlatarak, “Neye ihtiyacımız var. Nükleer santrale. Nükleer santral kurmalıyız dedim kıyamet koptu. Vay efendim sen nasıl çevrecisin, nükleer santral kurulmasını istiyorsun. Dedim ki; Fransa’da 15 tane var, Türkiye’de 1 tane yok. İleride iklim krizinde, eğer öyle bir kriz yaşarsak rüzgar türbinleri bir işe yaramaz, güneş santralleri bir işe yaramaz. Enerjiyi nereden alacaksınız. Demek ki 2-3 tane kurmak lazım. Sen nasıl çevrecisin? Ben çevreci değilim. Çevreci, insanı odağına koyar. Ben doğa aktivisitiyim. Ben doğayı ortaya koyarım. İnsan bizde bir zincirdir. Doğayı korursan insanı korursun” ifadelerini kullandı.
“DEZENFORMASYON YAPILMAMASI İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ”
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin de, 1.5 Derece-Gençler İçin İklim Okuryazarlığı ve Haberciliği programını düzenli olarak üç yıldır düzenlemesini sağladığı için Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’a teşekkür ederek konuşmasına başladı. Şahin, “Dezenformasyon yapılmaması için elimizden geleni yapıyoruz. Bunları yaparken de sosyal farkındalık projeleri ve bilgilendirme projelerine yer vermeye çalışıyoruz. Doğruya rağbet azaldı. Doğru yapılana rağbet azaldı. Ben bazen ‘reyting şehvetine kapılıp da lütfen çocuklarımızı heba etmeyelim, gençlerimizi heba etmeyelim’ diye yayıncılarımıza söylüyorum. Biraz ağır geliyor onlara. Ama paylaşılma, görülme veya takdir edilme, beğenilme kötü de olsa beğenilme şehveti belki artık prim yapmakta. Bu anlamda biz aslında belki de ne yapabiliriz diye konuşmamız lazım. Bunun için buradayız. Bir yerel aktör, dünya çapında ülkemizi temsil eden Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız burada. İletişimdeki görevleri, hocalık vasıflarıyla Oğuz hocamız burada. Yıllardır kendisini bu işe adamış bir yayıncı burada. Ben naçizane yıllardır bu alanda çalışma yapan bir kurumun başındayım. Sevgili gençler öncelikle doğruyu arayacağız. Özellikle gerçeğin bu kadar değerli olduğu günümüzde daha fazla arayacağız” cümlelerini kullandı.
Program kapsamından insanların aklında iklim bilinci oluşturmuş olma temennisinde bulunan Şahin, “Hem Cumhurbaşkanımız, hem eşleri Emine Erdoğan Hanımefendi hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’mız Murat Kurum hem de yerel yöneticilerimiz çevreci. Bizler de elimizden geleni yapıyoruz. Önemli olan bunun duyurulması. İletişim Fakültesindeki genç kardeşlerimiz çok güzel gidiyorlar ben onlara güveniyorum. Lütfen unutmayın, basit olarak gördüğünüz medya okuryazarlığı bu alanda çok önemli. Dezenformasyonla mücadele bütün dünyanın sorunu. Eğer sizin farkındalığınız yoksa sizi etkileyemeyiz” diye konuştu.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ise, gelecek için umutsuz olmadığını vurgulayarak, “Bu kadar gencin birçok şey yapma imkanı varken burada bizi dinlemek için geliyor olması çok kıymetli” dedi.
Dünyayı kirleten ülkelerin bu konuda en duyarsız ülkeler olduğuna paylaşan Başkan Altay konuşmasına şöyle devam etti:
“İklim değişikliğine en fazla etki eden iki ülke var. Çin ve Amerika. Maalesef kendilerini değiştirmek ve dönüştürmek için de çok bir çabanın içinde değiller. Bölgesel bir etkiye maruz değiliz tüm dünya bir sarmalın içinde. Kelebek etkisi denen şeyin aslında en doğal sonucunu iklim değişikliğinde görüyoruz. Siz bir şey yapıyorsanız dünyadaki diğer insanlar da bunun etkilerinden mutlaka payına düşen hisseyi alıyor. Dolayısıyla biz bir taraftan uluslararası görevlerimiz neticesinde belediyelerin, yerel yönetimlerin bu konuda masada olmasının, taraf olmasının ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Bir taraftan da şehrimizde yaşayan insanları afetlere karşı dirençli hale getirmek için ne yapabiliriz diye büyük bir çabanın içindeyiz.”
“DUYARLILIĞIMIZ ÇOK ÜST SEVİYEDE”
Bu konuda ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini vurgulayan Başkan Altay, “Şuna emin olabilirsiniz ki Konya Büyükşehir olarak bu konuda duyarlılığımız çok üst seviyede. Biz sosyal medya ve popüler belediyecilik yapmamaya gayret ediyoruz. Çünkü emanet ettiğiniz bu şehirde biz de yaşamaya devam edeceğiz. Ben 2009’da belediye başkanlığına başladığımda yağmur suyu drenajı diye bir gündem hayatımızda yoktu. Ama şu anda KOSKİ’nin en önemli gündemi yağmur suyu ve taşkınlardan şehri korumak. Niye? Yağış rejimi değişti. Suyun yağış rejimi değiştiği için suyun aşırı yağışlarda acaba bunu kullanmakla ilgili ne yapabiliriz diye tartışmak zorunda kaldık. Gelip akıp gidiyor. Suyu tutamadığınız için kullanamıyorsunuz. Gölleri korumamız gerektiğinin farkına vardık, yaşamı korumamız gerektiğinin farkına vardık. Yeşil alanları artırmamız gerektiğinin farkına vardık. Doğalgaz kullanımını artırmamız gerektiğinin farkına vardık. Bunları artırmak için büyük bir çaba içindeyiz. İnşallah Konya yine bu manada öncü ve önder olmaya devam edecektir” diye konuştu.
0 notes
Text
Nükleer Enerji Destekli Hidrojen Üretimi
Sürdürülebilir Enerji Geçişinde Güvenilir Bir Alternatif Günümüzde enerji geçişi hız kazanırken karbon emisyonlarını azaltma hedeflerine yönelik sürdürülebilir çözümler, enerji sektörünün odak noktası haline gelmiştir. Hidrojen üretimi, çevre dostu enerji çözümleri arasında öne çıkan bir yaklaşımdır. Nükleer enerji destekli hidrojen üretimi ise uzun vadeli, güvenilir ve sürdürülebilir bir seçenek olarak değerlendirilmektedir. Bu makalede, nükleer enerji ile hidrojen üretiminin potansiyelini değerlendirmek için önemli metrikler ve veriler incelenecektir. Nükleer Enerji Destekli Hidrojen Üretiminin Avantajları Nükleer enerji ile hidrojen üretimi, sürekli ve güvenilir enerji sağlama kabiliyetiyle diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına göre birçok avantaj sunmaktadır. Enerji verimliliği, üretim kapasitesi, maliyetler ve kaynak kullanımı gibi metriklere odaklanarak nükleer enerji destekli hidrojen üretiminin potansiyelini ele alıyoruz. 1. Yüksek Enerji Verimliliği Yüksek sıcaklık elektrolizi (HTE) gibi teknolojilerle nükleer enerji destekli hidrojen üretimi verimliliği ’a kadar çıkabilmektedir. Nükleer santraller, yüksek kapasite faktörleri sayesinde güneş ve rüzgar enerjisine kıyasla daha istikrarlı ve verimli bir üretim çözümü sunar. 2. Üretim Kapasitesi ve Maliyet Avantajı 1 GW gücündeki bir nükleer santral, yüksek sıcaklık elektrolizi ile günde yaklaşık 200.000 kg hidrojen üretim kapasitesi sağlayabilir. Nükleer enerji kullanılarak yapılan hidrojen üretim maliyeti, diğer yöntemlere göre oldukça rekabetçidir. HTGR reaktörleri ve termokimyasal döngüler kullanıldığında hidrojen üretim maliyeti 1,28 - 1,98 USD/kg seviyelerinde gerçekleşir. Uzun vadede düşük işletme maliyetleri ve yüksek kapasite faktörleriyle nükleer enerji destekli hidrojen üretimi, sürdürülebilir ve ekonomik bir alternatif oluşturmaktadır. Güneş ve rüzgar enerjisine göre daha stabil bir maliyet yapısına sahip olması, uzun vadeli yatırımcılar için avantaj sağlamaktadır. 3. Kaynak Kullanım Verimliliği Elektroliz yoluyla hidrojen üretiminde 1 kg hidrojen başına yaklaşık 9 litre su kullanılır ve bu miktar su kaynaklarının yönetimi açısından dikkat gerektirir. Ek olarak, modern nükleer reaktörlerde 1 MWh elektrik üretimi için yaklaşık 0,025 kg uranyum tüketimi gerçekleşmektedir, bu da nükleer enerjinin hidrojen üretiminde oldukça verimli bir seçenek olduğunu göstermektedir. Nükleer Enerji Destekli Hidrojen Üretiminin Sürdürülebilir Enerji Geçişine Katkısı Dünya çapında birçok ülke hidrojen üretimi ve sürdürülebilir enerji geçişi süreçlerini entegre ederek çevre dostu enerjiye geçişi hızlandırmaktadır. Nükleer enerji kaynaklı hidrojen üretimi, karbon emisyonlarını minimuma indirerek fosil yakıtlardan bağımsız, güvenli ve sürekli bir enerji çözümü sunar. Bu yöntem, enerji sektörü yöneticileri, nükleer enerji uzmanları, hidrojen enerji uzmanları, sürdürülebilirlik yöneticileri ve yatırımcılar için çevresel ve ekonomik açıdan büyük fırsatlar sunmaktadır. IPEC Olarak Taahhüdümüz IPEC olarak, temiz enerji dönüşümü ve hidrojen teknolojileri alanlarında öncü bir rol üstleniyoruz. Türkiye’nin ilk endüstriyel alkalin elektrolizör projesine liderlik eden bir firma olarak, nükleer enerji destekli hidrojen üretimi konusunda sürdürülebilir çözümler geliştirmeye devam ediyoruz. Enerji geçişinin her aşamasında, karbon ayak izini azaltacak, ekonomik sürdürülebilirliği sağlayacak ve çevresel fayda yaratacak projelere öncelik veriyoruz. Bu vizyon doğrultusunda, sektör paydaşlarımız ve iş ortaklarımızla birlikte, enerji geçişine destek olacak stratejik çözümler üretmeye devam edeceğiz. Doğukan Ünal, Proje Yönetim Direktörü IPEC Sık Sorulan Sorular (SSS) - Nükleer enerji kullanarak hidrojen üretmek mümkün mü? - Evet, nükleer enerji, yüksek sıcaklık elektrolizi ve termokimyasal döngüler (örneğin, kükürt-iyot döngüsü) gibi çeşitli yöntemlerle hidrojen üretebilir. Nükleer reaktörler, suyu hidrojen ve oksijene ayırmak için gereken ısıl enerjiyi sağlar ve bu süreçte sera gazı salımı gerçekleşmez. - Nükleer enerji ile hidrojen üretiminde hangi yöntemler kullanılır? - Başlıca yöntemler yüksek sıcaklık buhar elektrolizi ve kükürt-iyot (S-I) ve hibrit-kükürt (HyS) döngüleri gibi termokimyasal süreçlerdir. Bu yöntemler, yüksek sıcaklık reaktörlerinden sağlanan ısıyı kullanarak verimli hidrojen üretimi sağlar. - Nükleer enerji ile hidrojen üretim maliyeti nedir? - Yüksek sıcaklık buhar elektrolizi ve termokimyasal döngülerle üretilen nükleer hidrojenin maliyeti kilogram başına 1,28 ile 1,98 USD arasında değişmektedir. Bu rakam, diğer hidrojen üretim yöntemlerine kıyasla rekabetçi bir maliyet aralığı sunar. - Nükleer enerji ile hidrojen üretimi diğer yöntemlere kıyasla nasıl bir maliyet avantajına sahiptir? - Nükleer enerjiyle hidrojen üretimi, yüksek kapasite faktörü sayesinde güneş ve rüzgar enerjisine kıyasla daha öngörülebilir ve rekabetçi maliyet avantajına sahiptir. - Nükleer enerji destekli hidrojen üretimi çevreye zarar verir mi? - Nükleer enerji ile üretilen hidrojen, neredeyse sıfır karbon emisyonuna sahiptir, bu da çevreye olumlu katkı sağlar. Fosil yakıtlara dayalı hidrojen üretim yöntemlerinin aksine, nükleer enerjiyle hidrojen üretimi sera gazı salınımını en aza indirir. - Nükleer enerji ile hidrojen üretiminde hangi reaktörler kullanılır? - Küçük Modüler Reaktörler (SMR’ler), Yüksek Sıcaklık Gaz Soğutmalı Reaktörler (HTGR’ler) ve yüksek çıkış sıcaklıklarına sahip gelişmiş reaktörler bu tür hidrojen üretimi için uygundur. - Nükleer hidrojen üretiminde elektrikten hidrojene dönüşüm verimliliği nasıldır? - Verimlilik, reaktör tipine ve üretim yöntemine göre değişir. Örneğin, yüksek sıcaklık reaktörleriyle yapılan buhar elektrolizi, daha az elektrik gerektirerek daha yüksek verimlilik sunar. - Küçük Modüler Reaktörler (SMR’ler) hidrojen üretiminde nasıl bir rol oynar? - SMR’ler esnek, yüksek sıcaklıklı ısı sağlayarak verimli hidrojen üretimi yapabilir ve ölçeklenebilir yapıları sayesinde hidrojen üretim tesisleri için uygun maliyetli bir çözüm sunar. - Hidrojen üretim kapasitesi Japonya’daki GTHTR300 reaktöründe ne kadardır? - Japonya’daki GTHTR300 reaktörü, termokimyasal döngüler ile günde yaklaşık 120 ton hidrojen üretebilme kapasitesine sahiptir. - Nükleer hidrojen üretiminin geleceği nasıl değerlendiriliyor? - SMR'lerin ve yüksek sıcaklık reaktörlerinin artan kullanımı, nükleer hidrojen üretiminin maliyetlerinin düşürülmesi ve ölçeklenebilirliğinin artırılması yönünde umut vaat ediyor. 2030-2040 yılları arasında bu teknolojilerin daha yaygın olarak benimsenmesi bekleniyor. - Nükleer hidrojen üretimi ile ilgili riskler nelerdir? - Riskler arasında hidrojenin depolanması ve taşınması, nükleer tesislerle güvenli entegrasyonun sağlanması ve nükleer güvenlik standartlarına uyum yer almaktadır. - Hidrojen üretimi, nükleer reaktörlerin operasyonel verimliliğini nasıl etkiler? - Hidrojen üretimi, nükleer tesislerin düşük elektrik talebi dönemlerinde tam kapasitede çalışmasını sağlar. Bu, reaktörlerin genel verimliliğini artırır ve nükleer yakıt kullanımını optimize eder. - Geniş ölçekli nükleer hidrojen üretim maliyet aralığı nedir? - Büyük ölçekli üretim projelerinde maliyetler kilogram başına 1,28 ile 1,98 USD arasında değişmekte olup, bu maliyetler çeşitli teknoloji ve kapasitelere göre farklılık gösterebilir. - Nükleer hidrojen üretimi ne kadar sürdürülebilir? - Nükleer enerjiyle üretilen hidrojen, sıfır doğrudan emisyon yapması nedeniyle oldukça sürdürülebilir bir çözüm olarak kabul edilir. - Hidrojen üretim tesislerinin nükleer reaktörlerle entegrasyonunda teknik zorluklar nelerdir? - Entegre tesislerde yüksek sıcaklık koşullarının sağlanması ve hidrojenin güvenli depolanması gibi teknik zorluklar mevcuttur. Bu nedenle hidrojenin yüksek yanıcılığı, yönetim açısından önemli bir faktördür. - Nükleer-güneş hibrit sistemleri ile hidrojen üretilebilir mi? - Hibrit sistemler hem nükleer hem de güneş enerjisini kullanarak hidrojen üretebilir. Bu tür sistemler, nükleer enerjinin güvenilirliğini güneşin yenilenebilir özellikleriyle birleştirerek verimliliği artırır. - Nükleer hidrojen üretim tesisleri için altyapı gereksinimleri nelerdir? - Bu tesislerde yeterli su kaynağı, hidrojenin depolanması ve taşınması için uygun altyapı gereklidir. - Nükleer hidrojen üretiminde su tüketimi ne kadardır? - 1 kg hidrojen üretimi için yaklaşık 9 litre su gerekmektedir. Ancak bu miktar yalnızca hidrojen üretimi için kullanılan suyu ifade etmekte olup, nükleer enerjinin kendisi için gereken su miktarını içermez. - Mevcut nükleer santraller hidrojen üretiminde kullanılabilir mi? - Yüksek çıkış sıcaklıklarına sahip mevcut reaktörler hidrojen üretimine uygun şekilde uyarlanabilir ve bu da mevcut nükleer altyapının hidrojen üretimi için değerlendirilebileceğini göstermektedir. - Nükleer enerji destekli hidrojen üretimi, fosil yakıt bazlı yöntemlerle karşılaştırıldığında ne kadar verimlidir? - Nükleer hidrojen üretimi, fosil yakıt bazlı yöntemlerden daha yüksek verimlilik ve çevre dostu avantajlar sunar. Özellikle yüksek sıcaklık reaktörleri, çevre hedeflerine daha uyumlu bir çözüm sağlar. Read the full article
#çevredostuhidrojen#düşükkarbonluenerji#ekonomikhidrojenüretimi#enerjiverimliliği#fosilyakıtalternatifi#hidrojendepolamaçözümleri#HTGRreaktörü#karbonemisyonazaltma#küçükmodülerreaktör#nükleerdesteklihidrojen#nükleerenerjiavantajları#nükleerhidrojen#sıfırkarbonenerji#SMRvehidrojen#sürdürülebilirhidrojenüretimi#temizenerjigeçişi#termokimyasalhidrojen#uzunvadelienerjiçözümleri#yenilenebilirhibritenerji#yükseksıcaklıkelektrolizi
0 notes
Text
Son Haber - Ne ile cebelleştiğini bilmek!
Ne ile cebelleştiğini bilmek!
Fikret Başkaya
“Düşünmek hayır demeyi bilmektir…”
Alain[1]
“İnsan iyiyle kötüyü birbirine karıştırdığında, Tanrılar ruhunu öylesine feci bir felakete sürüklerler ki, artık felâketin farkına varmak için çok az zamanı kalmıştır”.
Sophocles (Antigone)
“Özgür halk, bugünkünden farklı şeyleri hâlâ tahayyül edebilen halktır”
Raymond Ruyer
Küresel kapitalizm artık sadece insanî yabancılaşmalar, toplumsal kötülükler, doğa tahribatı yaratmakla kalmıyor, doğrudan insanlığın varlığını da tehdit ediyor. Bu durum, ‘üretici güç’ denilenin tam bir ‘yıkıcı güce’ dönüştüğünün resmidir… Bu yüzden gezegende yaşam tehlikede ve tehdit altındadır ki, bu da yeni bir paradigma oluşturmayı, şeylerin seyrini değiştirmeyi acil bir gereklilik haline getiriyor. Bugünün dünyasında artık eşitlik, özgürlük, kardeşlik için mücadelenin, insan varoluşunu, insan yaşamını, insanlığın geleceğini güvence altına alma mücadelesiyle bütünleştirilmesini, ona eklemlenmesini, eleştiri eyleminin ve politik pratiğin bu tür kaygılardan hareket etmesini gerektiriyor. Aslında çelişik gibi görünse de neyin yürümediği, neyin yürüyeceğinin de potansiyel koşullarını ve imkânlarını bünyesinde barındırır…
Kapitalizmin [doğal] temel eğilimleri ve yarattığı politik-sosyal kurumların işleyişi, maalesef bizzat insanın kendisini de bir yıkım aracına dönüştürüyor. Dolayısıyla her şeyin kâr etmenin ve kârı büyütmenin hizmetine sokulduğu koşullarda, her ileri aşama daha büyük yıkım demeye geliyor. Çılgın rekabet insanları hep ileriye doğru koşmaya [kaçmaya] zorluyor ve sonuçta herkesi herkesin rakibi, düşmanı haline getiriyor, oysa bir insanın asıl ihtiyacı olan bir başka insan, öteki insan değil midir? İnsanı insan yapan onun sosyalliği değil midir? İnsan yaşamının her anı, her veçhesi, sosyal yaşamın tüm unsurları, yıkıcı kapitalist büyümenin [kalkınma diyorlar…] hizmetine sunulmuşken, onun tahakkümü altındayken, sonucun hüsran olması kaçınılmazdır.
Kapitalizm koşullarında ‘üretici güçlerin gelişmesi’, ‘modern teknoloji harikaları’ artık ancak dramatik sonuçlar doğurabiliyor. Kapitalizm her şeyi metalaştırıyor, paralılaştırıyor, şeyleştiriyor, nesneleştiriyor, soysuzlaştırıyor ve bu sürecin her ileri aşaması, insanın özünün öğütülmesi, insanın insanlıktan çıkmasıyla sonuçlanıyor. Velhasıl insanlığı girdabına alan kör gidiş, insanları aç bırakıp, sefalet ortamına atmadığı zaman insanlıktan çıkarıyor.
Elbette günümüz insanının başı eskiden olduğu gibi sadece polis/asker şiddeti, ayrımcılık, dışlanma, politik ve ideolojik linç, faşist terör, vb. ile dertte değil, küresel oligarşilerin varlığını korumak üzere biriktirilen kitle imha silah stoku ve yıkım araçları, insanlığı ve uygarlığı sayısız kereler yok edecek güce ve kapsama ulaşmış durumda. İşte nükleer silahlar, atom ve nötron bombası, toplu öldürmeler için peydahlanmış ileri teknoloji harikası kimyasal, biyolojik silahlar, virüsler, her biri her an patlamaya hazır nükleer santraller, radyoaktif atıklar… Kapitalizmi yaşatmak için küresel oligarşinin ve küresel plütokrasinin sahip olduğu kitle imha silahları, insanlık ve uygarlık için en büyük tehdit oluşturmaya devam ediyor ve bütün bunlar ‘savunma’ gerekçesine dayandırılıyor… O kadar ki, yeryüzünün efendileri kapitalizmi yaşatmak için gerekirse insanlığı yok etmeye hazır… Bunu görmek için Filistin’e, Ukrayna’ya, Irak’a, Suriye’ye, Afganistan’a, Yemen’e, vb. bakmak yeterli… Kapitalist ‘ilerleme’ her ileri aşamada daha büyük ‘gelecek korkusu’ yaratıyor, sermayenin insana ve doğaya karşı amansız tavrı, giderek insanın insana sorumsuz-merhametsiz tavrına dönüşüyor…
Elbette eleştiri son derecede önemlidir, eleştiri önümüzü aydınlatır, eleştirinin saçtığı ışık miti [efsaneyi] kovar, ama eleştiri bir başına hem amaç değildir hem de yeterli değildir. Eleştiri “anlamak” için, anlamak da “yapmak” için gereklidir. Boşuna anlamak aşmaktır denmemiştir… Dolayısıyla, amacın hâsıl olabilmesi için, eleştiri/ anlama, eylem (pratik- örgütlü mücadele) üçlüsünün bütünlüğünün gerçekleşmesi, realize olması gerekiyor. Aksi halde şeylerin seyrini etkilemek/değiştirmek mümkün olmazdı. Elbette bunları söylemek entelektüeli ve onun işlevini yüceltmek değildir. Eleştiri soyut düzeyde kaldıkça hiçbir şeydir ve ancak pratik eleştiriye dönüştüğünde, ünlü deyişle kitlelere mâl olup pratik politikaya tercüme edildiğinde realize olabilir [gerçekleşebilir]…
Bugün ortaya çıkan sürdürülemezlik tablosunun gerisinde kâra dayalı kapitalizm ve onun neoliberal versiyonu var. Onun da arkasında yeryüzünün efendileri, küresel oligarşi ve küresel plütokrasi var. Beşerî ve doğal zenginliği yağmalayan, yağmaladıkça insanlığın geleceğini karartan söz konusu oligarşinin ve plütokrasinin adamlarının [kadınlar çok değildir] bu gidişten her seferinde zararlı çıkan devasa çoğunluğu oluşturan insanlardan, yeryüzünün lanetlilerinden, kadınlardan, erkeklerden ne farkları var? Haksız ve skandal zenginliklerinin, yıkıcılıklarının ve küstahlıklarının kaynağında ne var? Güçleri ve yıkıcılıkları nereden kaynaklanıyor? Zorla, şiddetle, haydutlukla üretim ve yaşam araçlarını gasp etmelerinden, gasp ettiklerini de ‘yasal koruma’ altına almalarından, herkesin olması gerekenin (müştereklerin) mülkiyetine sahip olmalarından ve çoğunluğun da bu kepazeliğe ‘razı edilmesi’, yeterli derecede itiraz edilmemesi, edilememesi, kabullenilmesi, şeylerin ‘normal hali’ sayılması değil mi? Bu haklı, mantıklı, makul, âdil ve kabul edilebilir bir durum mudur?
Bundan beş yüz yıl kadar önce, Etienne de la Boétie, ‘Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev’ başlığını taşıyan ünlü risâlesinde şöyle diyordu: “Size bu şekilde hükmedenin de sadece iki gözü, sadece iki eli ve sadece bir tek vücudu var. Onu kentlerimizin sayısız, sıradan insanlarından farklı yapan şey, sizin ona kendinizi böyle ezme kolaylığı sağlamanızdır. Eğer siz vermediyseniz onca gözü nereden aldı? Eğer siz vermediyseniz size vuran onca ele nasıl sahip oldu? [2]
Propos sur les Pouvoirs, L’homme divant l’apparence, 19 Janvier 1024, s. 139.
Etienne de la Boétie (1530). Discours sur la servitude volontaire. (1549).
0 notes
Note
Nükleer enerji santralinin çalışmasını anlatabilir misin ödevim için lazım. İnternette baktım fakat anlamadım.
internette çok karışık ve teknik anlatıyor ben sana şöyle diyeyim, ilk önce uranyumun atomlara parçalanması sayesinde çok yüksek miktarda ısı ortaya çıkıyor bu ısı da santraldeki suyu buharlaştırarak türbinlerin dönmesini sağlıyor bu da enerji yaratıyor bu dönen türbinler de jeneratörü çalıştırıyor aynı zamanda elektrik üretiyor sonra yine buharı suya çevirip aynı şeyler yaşanıyor böylelikle bir döngü oluyor ve santral çalışıyor.
0 notes
Text
Türkiye ve Rusya, Nükleer Enerji İşbirliğini Geliştirecek
RIA Novosti’nin Ankara kaynaklarına dayandırdığı habere göre, Türkiye’de yeni nükleer santraller ve doğalgaz merkezi kurulmasına yönelik projeler, Kazan’da gerçekleştirilecek olan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki görüşmenin gündeminde yer alacak. Enerji İşbirliği Görüşmelerde, iki liderin ilgili birimlere özel talimatlar verebileceği…
0 notes
Text
Polonya, ilk nükleer santralinin çevresel izinini verdi
Polonya, enerji güvenliği açısından hayati bir yatırım olan ülkenin ilk nükleer santrali için çevresel bir izin verdiğini açıkladı. Polonya Çevre ve İklim Bakanı Anna Moskwa Polonya Çevre ve İklim Bakanı Anna Moskwa, Reuters tarafından bildirilen bu önemli adımın ülkenin enerji güvenliği açısından kritik olduğunu belirtti. İşte Polonya’nın çevresel izin verme kararının ayrıntıları: Nükleer…
View On WordPress
#nükleer enerji projeleri#Polonya nükleer santral izni#temiz enerji#Türkiye enerji bağımsızlığı#“Enerji Güvenliği
0 notes
Text
⚘️⚘️⚘️
Hiç Horoz Yumurtası Gördünüz Mü?…
Bir horozun yumurtladığını duysaydık şaşırır ve:
“Hadi canım sen de!" derdik herhalde.
Peki, niye tavuğun yumurtlamasına da, yumurtasına da, hayret etmiyoruz?
Alışkanlıklar perdelemese zihnimizi, bilmiyorum desek ve keşfetmek için bakabilsek, belki o zaman göreceğiz, görünenden ötesini.
Bilmiyorum diyebilenlerin bir tavuk yumurtasından öğrendikleri hayret verici.
“Bilim insanları, yumurta kabuğunun gizemli matematik denklemini çözdü” haberi bilim dünyasında ilgi ile karşılanmıştı. Haberde yer alan şu cümleler dikkat çekiciydi;
“Yumurtanın şekli, bir embriyoyu kuluçkaya yatıracak kadar büyük. Vücuttan en verimli şekilde çıkacak kadar küçük. Bir kez yatırıldıktan sonra yuvarlanmayacak kadar kararlı ve yapısal olarak ağırlık taşıyacak dayanıklılıkta. 10 bin 500 tür için yaşamın başlangıcı olacak kadar sağlam bir yapıya sahip. Yumurtaya bu yüzden hep “mükemmel şekil” denildi.”
Yumurta kabuğunun şekli, içindeki büyüleyici yapı bir yana, sadece gözenek yapısına bakmak bile şaşkınlık ve merak uyandırıyor
Yumurta kabuğundaki binlerce gözenek hava transferini sağlıyor.
Fırsattan istifade mikroplar da girebilirdi fakat giremiyor.
Kabuğun altında iki zar var ve bu mikropları engelliyor.
Girse bile yumurta akı mikrop için mayınlı tarla gibi ve mikrop ölüyor.
Mikrobun yumurta sarısına gelmesi için bu engelleri aşması lazım.
Kuş yumurtalarının kabuğundaki tasarım konusunda bilim insanları yıllardır çalışmalar yapıyor.
Mimarların da ilgi sahasında.
Hatta, Münih yakınlarındaki nükleer santral binasının yapımında yumurta kabuğu mimarisi örnek alınmıştı.
Hele, yumurtadan hayat sahibi bir civciv çıkması gelişigüzel, alelade bir iş değil elbet.
Yumurtadan kuluçka süreci sonunda canlı bir varlık çıkıyor.
Araştırmacılar:
- Canlıyız, etrafımız canlılarla dolu ve biz
canlılığın ne olduğunu hâlâ bilmiyoruz, diyor.
Hayat hâlâ bir sır olmaya devam ediyor.
İlim ve kudreti her şeyi kuşatan Hayy ve Kayyum olan Rabbimizin
gizemli bir mührüdür hayat.
***
”Sizin yaratılışınızda ve
yeryüzüne yaydığı diğer kımıldayan canlılarda
bilenler için deliller mevcuttur.
( Câsiye, 45 / 4 )
1 note
·
View note
Text
Microsoft, filmlere konu olan nükleer santrali yapay zeka için aldı!
Microsoft, veri merkezleri ve yapay zeka çalışmalarının enerji ihtiyacını karşılamak için Three Mile Island nükleer santralinden elektrik sağlayacağını duyurdu. Constellation Energy tarafından işletilen ve 1979 yılındaki nükleer kazanın ardından kapatılan santral, 2028 yılında Crane Temiz Enerji Merkezi olarak yeniden faaliyete geçecek. Three Mile Island nükleer santrali yeniden…
View On WordPress
0 notes
Text
Microsoft, filmlere konu olan nükleer santrali yapay zeka için aldı!
Microsoft, veri merkezleri ve yapay zeka çalışmalarının enerji ihtiyacını karşılamak için Three Mile Island nükleer santralinden elektrik sağlayacağını duyurdu. Constellation Energy tarafından işletilen ve 1979 yılındaki nükleer kazanın ardından kapatılan santral, 2028 yılında Crane Temiz Enerji Merkezi olarak yeniden faaliyete geçecek. Three Mile Island nükleer santrali yeniden…
View On WordPress
0 notes
Text
Microsoft, filmlere konu olan nükleer santrali yapay zeka için aldı!
Three Mile Island nükleer santrali Microsoft yatırımıyla yeniden canlanacak. Yıllardır kapalı olan santral, yapay zekaya güç verecek. Microsoft, veri merkezleri ve yapay zeka çalışmalarının enerji ihtiyacını karşılamak için Three Mile Island nükleer santralinden elektrik sağlayacağını duyurdu. Constellation Energy tarafından işletilen ve 1979 yılındaki nükleer kazanın ardından kapatılan santral,…
0 notes
Text
Bakan Bayraktar: “2035 RES GES yatırım hedefimiz 80 milyar dolar”
https://pazaryerigundem.com/haber/189434/bakan-bayraktar-2035-res-ges-yatirim-hedefimiz-80-milyar-dolar/
Bakan Bayraktar: “2035 RES GES yatırım hedefimiz 80 milyar dolar”
T.C.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar “yenilenebilir enerji ve enerji dönüşümü 2035 yol haritası”nı açıklamak üzere özel sektör temsilcileri, ilgili STK’lar, uluslararası şirketlerin yöneticileri, bürokratlar ve basın mensupları ile İstanbul Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. Rüzgar enerjisi adına TÜREB (Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği) Başkanı İbrahim Erden ve Yönetim Kurulu’nun katılım gösterdiği toplantıda 2035 yılı RES-GES kurulu güç hedefi 120.000 MW, 80 milyar dolar yatırım açıklandı…
İSTANBUL (İGFA) – Bakan Bayraktar, toplantıda 11 yılı kapsayan dönemde Türkiye’nin enerji dönüşümü ve yenilenebilir enerji vizyonunu paylaştı. Her yıl en az 2.000 MW YEKA, denizüstü RES 5.000 MW, uluslararası projeler, mevcut santraller için hibrit kapasite, aynı bağlantı noktasında şebekeye enerji vermeksizin öz tüketim kapasitesi stratejileri ile 2035 yılı hedefi olan 120.000 MW güç hedefine ulaşılacağını açıkladı.
Yenilenebilir enerji güç oranı 2015 yılında 31.610 MW iken 2024 yılında 67.400 MW. Bunun 12.400 MW RES oluşturuyor. Bunlara ek olarak 2024’de; Sivas, Edirne ve Kırklareli başta olmak üzere toplamda yaklaşık 1.200 MW kapasiteli projelerin yapılacağı açıklandı. Yenilenebilir enerji stratejisini şekillendirecek üç ana hedefin ise; arz güvenliği, enerji bağımsızlığı ve 2053 sıfır net hedefi olduğunu, bunları takip eden 3 temel unsurun reform süreçleri, kaynak çeşitliliği ve dijitalleşmenin önemini ve yenilenebilir enerji ve yerlileşme, doğal gaz ve petrol üretimi, nükleer enerji, enerji verimliliği, hidrojen ve yeni teknolojilerin de öncelikli alanlar olduğunun altını çizdi.
Bunlara ek olarak açıklanan Yeşil İletim Altyapısına göre; 2024’te 75.464 km olan AC şebeke hattının, 2035’te 90.500 km’ye çıkacağının, 40 MW HVDC koridoru ile birlikte, 14.700 km HVDC hat ve 40 adet HVDC dönüştürücü merkezi ile büyük bir altyapının hedeflendiğinin de bilgisi verildi.
TÜREB Başkanı İbrahim Erden: “Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ülkeler için büyük önem arz ediyor. Sayın Bakanımızın yaptığı açıklamalar hepimizi mutlu etti. Sektörümüz adına yapılacak bu yatırımlar ülkemizin global arenada yenilenebilir enerji kaynakları açısından söz sahibi olması noktasında önemli bir adım sağlayacaktır” açıklamasında bulundu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes