#mor ve siyahlar aşkına
Explore tagged Tumblr posts
Text
"İnsan bazen sadece yorgun hissediyor. Küs, yalnız ya da aşık değil.. "
#ay ve gece#bir melodi sesi#sessizliğin çığlığı#ay da benim gece de#gecenin yanan son ışıkları#sessizliğinsesi#dipsiz kuyu#gece aşığı#suskun bir kız#ölü ruhlar sarayı#kayıp ruh#mor ve siyahlar aşkına#siyam#siyah kadar yalniz#siyah kuğu#psikolog şart
40 notes
·
View notes
Text
İki günlük rüyasızlığın ardından fazlalığından neyi anlatacağımı şaşırdığım bugünün rüyalarına...
Harry Potter evreninde (bu ifadeden hoşlanmadım ama en iyi karşılayanı) geçen ilk rüyadan başlıyorum. Aslında tam evreni değil, evrenimsisi. Elbette bir voldemort ve karanlık güçler var. Bir de ben Harry. Nasıl başlamıştı? Bir köşe hatırlıyorum, etrafta çocuklar var, 20 kadar, 4-5 yaşlarında hepsi. Acelemiz var. Tehlikeli durumlar. O köşede bir şeye dokunacağım ve gerçek dünyaya döneceğiz. Ben dokunuyor ve elimi diğerlerine uzatıyorum “herkes birbirine tutunsun.” Etraf bulanıklaşıyor, Uzun bir insan zinciri, havada uzayan flama gibi dalgalanıyoruz. Oradaki küçücük anda hemen pişman oluyorum, neden bu çocukları buradan çıkarıyorum ki, dışarısı çok tehlikeli. Burası havada asılı beyaz sim gibi ama buğuların içinden parlayan yıldızların olduğu, gece gündüz oyun oynayacakları bir dünya. Evet gerçek dünya değil ama bu arafta kalmaları ölmelerinden iyi, çocuk onlar...
Sahne değişir. Çocuklar yok. Elimde asa, bir ağaca tırmanıyorum. Zeyneple karşılaşınca lafı uzatıyorum, uzattığımdan utanıp bahane buluyorum, “asam şarj olsun da öyle gideyim.” Ne saçma, apar topar asayı bıraktığım yerden alıyorum, “asanın şarjı olmaz ki haha”, ve yola devam. Ağaç hayli kalın gövdeli, 600 yaşında, bir yandan da sağlam ve yukarı doğru uzayıp gidiyor. Bir aşamada aşağıda bir kız, tanıdığım biri ama kim, geniş ve beyaz yüzlü, koyu renk şallı, gülümseyen... Asası bana doğrulmuş. Patronus gönderiyorum ona o da bana, gülüyoruz, ne çok benziyoruz. Sersemlet, sersemlet. Sonra bilmediğim bir büyü, ben de kalkan büyüsü yapıyorum, ama etkili olmuyor. “kalkan” mı denir Allah aşkına, saçmaladın. Büyüsü bana isabet ediyor ama önemli bir şey değil. Tırmanmaya devam ediyorum. Sonuna ulaştığımda başka biri daha geliyor. Ağacın sonuna ulaşmakla, çok da önemli olmadığıyla ilgili konuşuyoruz.
Öğrenci evindeyiz, bütün öğrenci evi rüyalarım gibi bu yaşımda oraya dönmekle içimde bir kasvet. Bir odada 7 kişi. Ama oda 3 bölmeli, 2 kişi yandaki nisbeten bağımsız alanda kalıyor, 3 kişi ana alanda, 2 kişi de karşıdaki girintide. Bir yurt müdiresi gelmiş, içimizdeki bu alan paylaşımına dair dışa vurulmamış memnuniyetsizlik ve huzursuzluğu konuşacak, gülümseyerek herkese bakıyor. Kızlar kendi halinde. O sırada bütün ilişkilerin, mekanların, duyguların, sıkıntı ve kaygıların görüntüleri zihnimden geçit yapıyor, şimdiye kadar kaldığım bütün evler, odalar, hüdayideki o ranzaların üzerinden kızların birbirine yiyecekler uzattığı oda, ve hatta ve en çok da bütün öğrenci evi rüyalarımdaki evler, odalar ve yurtlar eşliğinde. Duvarda da 10 yıl önceki, üzerine göktaşı yağan antik medeniyetin üyeleri olduğumuz rüyanın yıldızlı göğü.
Kız isteme merasimi. Çok tatlı, hanım hanım, güzeller güzeli bir kız, süslenmiş, mürdüm rengi elbisesi, oturuyor, utangaç ve mutlu, ellerine bakıyor. Kız isteme merasimi havası var, aileler, kıyafetler, ciddiyetler, ama henüz çocuklar tanışmamış. Ali iki kişi. Biri orada, kızla karşılıklı oturuyorlar, yakışıklı. Ama o bir temsil, sonra diğeri gelecek, o da zaten diğerine çok benziyor. İkisi de siyah takım elbiseli, siyah saçlı ve sakallı, özgüvenli. Gerçeği biraz daha zayıf ve bir miktar daha derin biri. Ben durumu yönetmekten memnunum. Ortam koyu renk; mor, bordo tonları ve siyahlar hakim. Ahşap sedirlerde oturuyoruz, koyu renk ağaçlardan parlayan ahşaplar. Kumaşlar kadifemsi bir dokuda. heyecanlı bir bekleyiş...
B. ileyiz. Elimizde bir anahtar. Eve uğrayalım diyor. Annesinin evi. Eski, 3 katlı apartman, dar merdivenlerden son kata tırmanıyoruz. Çocuklar aşağıdan sesimizi duyunca F. koşarak kapıya çıkıyor “babam geldi.” Bizi görünce ise köşede kendi kendine oynamaya başlıyor, bakmıyor bile. Kapı açık, sessizce giriyoruz. Kimse görmeden işimizi halledelim. Görmeden herkesin hangi odada olup ne yaptığı gözümde canlanıyor. Duvarda, eski ve kırık dökük turumcumsu oda kapısının yanında bir delik var. Delikten bakınca mutfak görünüyor. Ev çok eski ve küçük. Acaba diğer evlerine ne oldu?
0 notes
Text
Bazen düşünüyorum; Affettiğim şeyleri ben yapsam affetmezlerdi diye...
#yıldızlara aşık bir gece kızı#sessizliğin çığlığı#bir melodi sesi#ay ışığım#mor ve siyahlar aşkına#🖤✨💜#gecenin yanan son ışıkları#ay ve gece#ay da benim gece de#suskun bir kız#sessizliğinsesi#müzik ruhu#dipsiz kuyu#gece aşığı
17 notes
·
View notes
Text
•Gerçekten hayat çok sıkıcı.. ✰✰✰
#ay ve gece#sessizliğin çığlığı#bir melodi sesi#mor ve siyahlar aşkına#ay da benim gece de#gecenin yanan son ışıkları#yıldızlar arasında
14 notes
·
View notes