Tumgik
#montrö sözleşmesi
baybaykus · 5 months
Text
Fatih Altaylı, Kanal D’de yayınlanan 'Neler Oluyor Hayatta' programında magazin gündemini yorumlayan oyuncu Hakan Ural'ın Montrö Boğazlar Sözleşmesi'yle ilgili yaptığı yorumlara ilişkin olarak, "Adam sabah magazin programı yapıyor. Araya Montreux Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili müthiş fikirlerini sıkıştırıyor. Belli ki ne sözleşmeyi görmüş ne sözleşmenin içeriği ile ilgili bir bilgisi var. Zır ötesi cahil. Söylediği her şey yanlış. Saçmalıyor. Zırvalıyor. Ama müthiş bir fütursuzluk içinde. Söylediği 10 şeyin 9’u yalan, 1’i de yanlış. Bunları rahat rahat çıkmış ekranda anlatıyor. Muhtemelen kendisi kadar cahil olan izleyici kitlesi de buna inanıyor. Ve Hakan Ural gibiler bu cehaletleri sayesinde alkışlanıyor. İş buluyor, o koltuklara oturtuluyor" dedi. 👏👏👏
6 notes · View notes
arguntc · 2 months
Text
Kremlin: Türkiye, Karadeniz’de idareci konumundadır
Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Karadeniz’e kıyısı olmayan devletlerin durumunun Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile sıkı bir şekilde düzenlendiğini belirterek, Türkiye’nin bölgede idari otorite konumunda olduğunu söyledi. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin ülkenin deniz güvenliği stratejisine ilişkin Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi kararlarına yönelik…
0 notes
pazaryerigundem · 3 months
Text
Boğaz geçiş ücreti 'Altın Frank'ta güncelleme... 1 Temmuz'da başlıyor
https://pazaryerigundem.com/haber/177162/bogaz-gecis-ucreti-altin-frankta-guncelleme-1-temmuzda-basliyor/
Boğaz geçiş ücreti 'Altın Frank'ta güncelleme... 1 Temmuz'da başlıyor
Tumblr media
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türk Boğazlarından uğraksız bir şekilde geçen gemilerden alınan ücretlerde 1 Temmuz itibariyle yeni bir güncelleme yapılacağını açıkladı.
ANKARA (İGFA) – Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türk Boğazlarından uğraksız olarak geçen gemilerden alınan ücretlerin yeniden düzenleneceğini açıkladı.
39 yıl sonra ilk kez 7 Ekim 2022 tarihinde boğaz geçiş ücretlerine zam yaptıklarını anımsatan Bakan Uraloğlu, “1 Temmuz 2024 itibariyle de Denizcilik Genel Müdürlüğümüz koordinasyonunda ilgili kurumlarla yapılan çalışmalar neticesinde Cumhurbaşkanımızın kararı ile boğaz geçiş ücretlerinde yeni bir güncelleme daha yapıyoruz.” dedi.   “ÜCRETLERİ ARTIRARAK 5,07 DOLAR YAPIYORUZ”
Uraloğlu, Boğaz geçiş ücretlerinde Montrö Türk Boğazları Sözleşmesi hükümlerinin uygulandığını anımsatarak, “Daha önce 1983 yılından 7 Ekim 2022 yılına kadar sabitlenmiş bir değer üzerinden 0,80 Dolar ücret tahsil ediyorduk. 39 yılın ardından 7 Ekim 2022 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararı ile bu ücretlerde yaptığımız güncelleme ile yaklaşık 5 kat arttırarak 4,08 Dolar’a yükselttik. Bu ücreti 1 Temmuz 2023 tarihinde de 4,42 Dolar’a çıkardık. Şimdi, 1 Temmuz 2024 tarihinden itibaren de yeni bir güncelleme daha yaparak 5,07 Dolar’a yükseltiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Bakan Uraloğlu, ““1983’’ten 2022 yılına kadar, yaklaşık 39 yıl boyunca sabit tutulan ve güncellenmeyen ücretler söz konusuydu. Cumhurbaşkanı Kararı doğrultusunda, ücretler 2022 yılından bu yana her yıl güncelleniyor. Bundan sonra da her yıl 1 Temmuz tarihinde güncellemeler devam edecek.” dedi.
Montrö Türk Boğazları Sözleşmesine göre Türk Boğazlarından uğraksız geçen gemilerden sağlık denetimi hizmeti, fener hizmeti ve tahlisiye hizmeti olmak üzere 3 kalem üzerinden ücret alındığını aktaran Uraloğlu, “Ücretlerin hesaplanmasında, gemilerin net tonajı (NRT) baz alınırken, birim olarak da Altının ons fiyatına endeksli olan ‘Altın Frank’ esas alınıyor.” açıklamasını yaptı.
BOĞAZLARIMIZDAN SAĞLADIĞIMIZ GELİR ARTACAK
Son fiyat güncellemesine ilişkin verilere de değinen Bakan Uraloğlu, ““10 bin net tonajlı bir gemiyi düşündüğümüzde, bu gemi 2022 yılındaki ilk güncellemeden önce fener, tahlisiye ve sağlık hizmetleri kalemleri için toplam 3 bin 240 Dolar ücret ödüyordu. 1 Temmuz 2024 sonrasında ise bu gemi toplam 20 bin 370 Dolar ücret ödeyecek. Yani yaptığımız güncellemelerle ücretleri 2022 öncesine göre 6,3 katına çıkarmış olacağız. Bu sayede de devlet hazinemize döviz girişi artmış olacak. Tahsil ettiğimiz ücretler ile dünyanın en riskli dar su yollarından olan Türk Boğazlarımızda deniz emniyeti ve güvenliğinin yanı sıra çevre emniyetini artırmak için gerekli altyapılarımızı ve trafik izleme sistemlerimizi sürekli geliştiriyoruz”.” ifadelerini kullandı.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
aynodndr · 5 months
Text
Tumblr media
Al birini vur ötekine😂
Fatih Altaylı, Kanal D’de yayınlanan ‘Neler Oluyor Hayatta’ programında magazin gündemini yorumlayan oyuncu Hakan Ural’ın Montrö Boğazlar Sözleşmesi’yle ilgili yaptığı yorumlara ilişkin olarak, “Adam sabah magazin programı yapıyor. Araya Montreux Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili müthiş fikirlerini sıkıştırıyor. Belli ki ne sözleşmeyi görmüş ne sözleşmenin içeriği ile ilgili bir bilgisi var. Zır ötesi cahil. Söylediği her şey yanlış. Saçmalıyor. Zırvalıyor. Ama müthiş bir fütursuzluk içinde. Söylediği 10 şeyin 9’u yalan, 1’i de yanlış. Bunları rahat rahat çıkmış ekranda anlatıyor. Muhtemelen kendisi kadar cahil olan izleyici kitlesi de buna inanıyor. Ve Hakan Ural gibiler bu cehaletleri sayesinde alkışlanıyor. İş buluyor, o koltuklara oturtuluyor” dedi.
0 notes
lolonolo-com · 7 months
Text
Siyasi Coğrafya 2023-2024 Final Soruları
Siyasi Coğrafya 2023-2024 Final Soruları 1. Aşağıdakilerden hangisi tek komşulu ülkelere örnektir? A) Meksika B) İsveç C) Portekiz D) Türkiye E) İtalya Cevap : C) Portekiz 2. Montrö Boğazlar Sözleşmesi hangi yıl imzalanmıştır? A) 1946 B) 1936 C) 1932 D) 1937 E) 1947 Cevap : B) 1936 3. Deniz hâkimiyetinin sağlanması devletin coğrafi konumu, fiziki şekli, genişliği, nüfus miktarı, millî niteliği…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
yfs-t-t-2623 · 8 months
Link
Amerika Birleşik Devletleri, neden Montrö Boğazlar Sözleşmesini değiştirmek için Türkiye ile müzakerelere girmeye çalışmaktadır? Montrö Boğazlar Sözleşmesinin Türkiye için önemi nedir?
0 notes
Text
Συνθήκη του Μοντρέ – Ο έλεγχος των Στενών στην Τουρκία
Η Συνθήκη του Μοντρέ ή Συνθήκη για το καθεστώς των Στενών (Montreux Convention Regarding the Regime of the Turkish Straits),(τουρκικά: Montrö Boğazlar Sözleşmesi) είναι συνθήκη η οποία αφορά στο καθεστώς των Στενών του Βοσπόρου και των Δαρδανελίων. Φωτογραφία: By en:User:Interiot – en:File:Turkish Strait disambig.svgmodified from Image:Vertrag sevres otoman.svg, created by Thomas Steiner., CC…
View On WordPress
0 notes
Text
Συνθήκη του Μοντρέ – Ο έλεγχος των Στενών στην Τουρκία
Η Συνθήκη του Μοντρέ ή Συνθήκη για το καθεστώς των Στενών (Montreux Convention Regarding the Regime of the Turkish Straits),(τουρκικά: Montrö Boğazlar Sözleşmesi) είναι συνθήκη η οποία αφορά στο καθεστώς των Στενών του Βοσπόρου και των Δαρδανελίων. Φωτογραφία: By en:User:Interiot – en:File:Turkish Strait disambig.svgmodified from Image:Vertrag sevres otoman.svg, created by Thomas Steiner., CC…
View On WordPress
0 notes
greekblogs · 1 year
Text
Συνθήκη του Μοντρέ – Ο έλεγχος των Στενών στην Τουρκία
Η Συνθήκη του Μοντρέ ή Συνθήκη για το καθεστώς των Στενών (Montreux Convention Regarding the Regime of the Turkish Straits),(τουρκικά: Montrö Boğazlar Sözleşmesi) είναι συνθήκη η οποία αφορά στο καθεστώς των Στενών του Βοσπόρου και των Δαρδανελίων. Φωτογραφία: By en:User:Interiot – en:File:Turkish Strait disambig.svgmodified from Image:Vertrag sevres otoman.svg, created by Thomas Steiner., CC…
View On WordPress
0 notes
Text
Συνθήκη του Μοντρέ – Ο έλεγχος των Στενών στην Τουρκία
Η Συνθήκη του Μοντρέ ή Συνθήκη για το καθεστώς των Στενών (Montreux Convention Regarding the Regime of the Turkish Straits),(τουρκικά: Montrö Boğazlar Sözleşmesi) είναι συνθήκη η οποία αφορά στο καθεστώς των Στενών του Βοσπόρου και των Δαρδανελίων. Φωτογραφία: By en:User:Interiot – en:File:Turkish Strait disambig.svgmodified from Image:Vertrag sevres otoman.svg, created by Thomas Steiner., CC…
View On WordPress
0 notes
nekadarhaber · 1 year
Text
Atılay Denizaltı hangi göreve gitti neden battı. 84 yıllık sır gün yüzüne çıktı
Tumblr media Tumblr media
Atılay Denizaltı hangi göreve gitti neden battı. 84 yıllık sır gün yüzüne çıktı. Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalandı. Yine de Atatürk, deniz kuvvetlerinin yeterli olmadığını düşünüyordu çünkü Boğazların güvenliği, yaklaşan dünya savaşında ülkenin güvenliği adına önemliydi. Bu nedenle Atatürk, İngiltere'ye yeni gemiler sipariş etmekle birlikte, Almanlarla birlikte Alman ve Türk tersanelerinde denizaltı yapımına başlanacağını 1 Kasım 1935 tarihli meclis konuşmasında belirtti. Almanya, ihaleyi kazandı ve Germania Werft I. V. S. firmasına dört adet denizaltı siparişi verildi. İkisi Almanya'da, diğer ikisi de Hasköy Taşkızak Tersanesi'nde üretilecek olan bu denizaltıların inşasına hızla başlandı. Türkiye'de üretilecek denizaltılarda çalışacak işçilerin en az yüzde yetmiş beşi Türk olacaktı. 11 Kasım 1936'da, Ankara İkinci Noterliği'nde, Türkiye adına Milli Müdafaa Vekili Kazım Özalp ile müteahhit firmalardan Hollanda'nın Lahey şehrinde bulunan N. V. İngenieurskantoor Voor Scheepsboum adına Vagner ve Almanya'nın Essen şehrindeki Ferrostahl Aktiengeselschaft firması adına Verner Sulc mukaveleyi imzaladı. Mukavele uyarınca, Almanya'da yapılacak denizaltılar 20-30 ay sonunda teslim edilecek, Türkiye'de üretilecek denizaltılar ise 40-42 ayda kızağa indirilecekti. Türk Donanmasının güçlenmesinde önemli bir rol oynayacak bu dört denizaltının isimlerini Atatürk bizzat koymuştur. Başbakan Celal Bayar'a denizaltıların isimlerini belirtti ve anlamlarını izah ettiği 19 Ocak 1938 tarihli talimatla, Türkiye'de üretimi tamamlanan Atılay denizaltısının kızağa konma işlemi Haliç Tersanesi'nde yapıldı. 19 Mayıs 1939'da yapılan resmi törende, Atılay denizaltısı tüm şiddetiyle devam eden İkinci Dünya Savaşı'nda Türkiye tarafından sıkı sıkıya uygulanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne uygun olarak suya indirildi. Ancak, kaza sonucu Atılay denizaltısı battı ve 6 subay, 17 astsubay, 16 er toplamda 39 denizci şehit oldu. Kazanın nedeni, Birinci Dünya Savaşı'ndan kalma bir antenli mayına temas edilmesiydi. Arama-kurtarma çalışmaları sonuçsuz kaldı ve Atılay'ın enkazı, tam 50 yıl sonra denizin dibinde tespit edilebildi. Bu kaza, Türk Donanması için büyük bir üzüntü kaynağı olmuştur. Ancak, kazanın hatırlanması açısından Donanma Şehitleri Anıtı ve Şehit Denizaltıcılar Anıtı gibi anıtlar inşa edilmiştir. Read the full article
0 notes
baybaykus · 1 year
Text
Eski Sanayi bakanı Ali Coşkun beyin paylaşımı.
MONTRÖ NEDİR ?
1941.İkinci Dünya Savaşı patlamıştı.
"Barbarossa Harekatı"başladı, Sovyetler Birliği'nin Nazi Almanyası tarafından işgal edilme planının kod adı'ydı.
Alman donanmasını Karadeniz'e geçirmek istiyorlardı ama karşılarında “Türk kilidi” vardı… Sadece beş yıl önce imzalanan Montrö Sözleşmesi nedeniyle Çanakkale ve İstanbul boğazlarından savaş gemisi geçirebilmeleri mümkün değildi.
Hitler, Türk hükümetine “hile” teklif etti.
“Atılay, Saldıray, Yıldıray denizaltılarınızı bize satın” dedi.
Bizim denizaltıları Alman mürettebatla Karadeniz'e salacaktı.
Reddedildi ..
Bunun üzerine, Hitler düşündü taşındı, Fatih Sultan Mehmet'in karadan yürüterek Haliç'e kadırga indirmesi gibi, Avrupa'yı boydan boya yürüterek, Karadeniz'e denizaltı indirmeye karar verdi!
Efsanevi U-Bot'ların dizaynında değişiklik yaptılar, Tip2 adıyla, daha küçük, daha hafif, 42 metre boyunda, 4 metre eninde, 270 ton ağırlığında, altı adet özel denizaltı ürettiler.
U9, U18, U19, U20, U23, U24 adlarını verdiler.
Nakliyesi bile sıradışı mühendislik istiyordu.
Denizaltıları tek parça halinde taşımak imkansızdı.
Söktüler, parçalara ayırdılar.
Hamburg'tan römorkörlerin çekeceği özel dubalara yüklediler.
Elbe Nehri üzerinden Dresden'e getirdiler.
Dubalardan indirip, kamyonların çekeceği yirmi tekerlekli devasa dorselere yüklediler, karayoluyla Ingolstatdt'a getirdiler.
Dorselerden indirip, yine dubalara yüklediler, Tuna Nehri üzerinden Romanya Köstence'ye getirdiler.
2 bin 300 kilometre.
11 ay sürdü.
Monte ettiler.
Karadeniz'e indirdiler.
1942 yılı olmuştu.
Ekim ayından itibaren göreve başladılar, askeri-ticari hedeflere 56 operasyon düzenlediler, Sovyetler'e ait 26 gemiyi batırdılar.
Rus donanması fellik fellik onları arıyordu.
Alman denizaltılarından üçü batırıldı.
1944 yılı oldu.
Romanya savaşta saf değiştirdi, Sovyet ordusu Alman denizaltılarının ikmal yaptığı Köstence'ye girdi.
Böylece, U19, U20 ve U23 denizaltıları Karadeniz'de sıkıştı kaldı.
Sığınacak liman yoktu.
Alman genelkurmayı yine Türk hükümetine teklifte bulundu.
“Mürettebatımızı bize teslim etmeye söz verirseniz, denizaltılarımız size teslim olacak, mürettebatımız karşılığında denizaltıları hibe edelim, sizin olsun” dediler.
Ama, tarafsızlık konusunda kararlıydık, yine reddettik.
Bunun üzerine, Almanya'nın başka çaresi kalmadı, denizaltıların komutanlarına şifreli mesaj gönderdiler, “Türkiye kıyılarına yaklaşın, denizaltıları batırın, mürettebatı gizlice karaya çıkarın, karayoluyla Yunanistan'a geçmeye çalışın, veya Ege kıyılarına ulaşıp, Alman gemileriyle irtibat kurmaya çalışın” emri verdiler.
9 Eylül 1944 gecesiydi.
Mürettebat lastik botlarla karaya çıktı.
U19, Zonguldak Filyos kıyılarında, U20, Sakarya Karasu kıyılarında, U23 ise, Ağva kıyılarında batırıldı.
Alman denizciler için özgürlüğe kaçış başlamıştı ama, hiç bilmedikleri topraklardaydılar, yanlarına biraz erzak aldılar, küçük gruplara ayrıldılar, saklana saklana Batı'ya doğru yürümeye başladılar.
81 kişiydiler.
Elbette uzun süremedi.
İki gün sonra hepsi yakalandı.
Önce Beyşehir'e götürüldüler, sekiz ay Kızılay kampında tutuldular.
Sonra Isparta'ya götürüldüler, 1.5 yıl kadar da orada tutuldular.
Esir muamelesi görmediler, misafirdiler, hayatlarını insanca sürdürebilmeleri için Kızılay tarafından kendilerine maaş ödendi, günlük yaşama katıldılar, kimisi Kızılay hastanesinde hekimlik yaptı, kimisi fabrika ve atölyelerde Türklerle birlikte çalıştı, çoğu teknik personel olduğu için özellikle makine tamiratında çok işe yaradılar.
İkinci Dünya Savaşı sona erdi.
Alman denizciler trenle İzmir'e getirildi, barış anlaşması gereğince Amerikalılara teslim edildi, gemiyle İtalya'ya gönderildiler, Almanya'da bir süre gözaltında tutuldular, sorgulandılar, 1946 yılı eylül ayında, hepsi sağ salim evlerine döndüler.
Hollywood burada olsaydı, yüz kere filmi çekilirdi.
Bu yaşanmış savaş filmi öyküsünde açıkça görüldüğü gibi, dünyayı kasıp kavuran Hitler bile Montrö Sözleşmesi'ni geçemedi!
Montrö, Mustafa Kemal dehasıdır.
Montrö olmasaydı, Türkiye ikinci dünya savaşından kurtulamazdı.
Montrö olmasaydı, Karadeniz 85 yıldır barış denizi olarak kalamazdı.
Günümüz konjonktüründe bakarsak…
Sovyetler Birliği döneminde, Karadeniz'in Türkiye dışındaki tüm kıyılarında Sovyet hakimiyeti vardı.
Bugün artık böyle değil.
Koskoca Rusya, 300 kilometrelik sahil bandına sıkıştı.
Bulgaristan, NATO üyesi oldu.
Romanya, NATO üyesi oldu.
2008 NATO zirvesi'nde Ukrayna ve Gürcistan'a üyelik sözü verildi.
Bardağı taşıran bu gelişme üzerine, Rusya anında Gürcistan'a daldı, peşinden Kırım'ı ilhak ederek, Ukrayna'ya müdahale etti.
Karadeniz şu anda, bir kıvılcımla havaya uçacak barut fıçısından farksızdır.
Montrö'yü bırak delmek, biraz esnetmek bile, jeopolitik intihardır.
Emperyalist emrivakilere hizmet etmekle kalmaz, Türkiye'yi ateşe atar, Türkiye'yi mutlaka ve mutlaka çatışmaya sokar.
(Hatırlayalım lütfen… Milli kahramanımız Rauf Denktaş'ı sırtından bıçaklayıp, Kıbrıs ahalisine “yes be annem” dedirtiler, en başta petrol ve doğalgaz olmak üzere, Akdeniz'deki haklarımızı kaybettik, Antalya körfezine sıkışıp kaldık, ya susup oturacağız, ya da vuruşacağız, mecburen o noktaya sürüklendik. Montrö tartışmaları, Akdeniz'de
işte bu başımıza gelenlerin, Karadeniz'deki versiyonudur.)
“Cumhurbaşkanı isterse İstanbul Sözleşmesi'nden çekildiği gibi Montrö Sözleşmesi'nden de çekilebilir” diyen TBMM başkanının, belli ki ağzından çıkanı kulağı duymuyor.
Ama, Türk milletinin olan biteni duymasında fayda vardır.
0 notes
antalyamemurlarcom · 1 year
Text
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu: “Boğazlarımızda ülkeye döviz girişini artıracak tarihi bir adım atıyoruz”
Tumblr media
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türk Boğazlarından herhangi bir limana uğramaksızın geçen gemilerden alınan ücretlerin yeniden düzenlendiğini açıkladı. Bakan Uraloğlu “Geçtiğimiz yıl, 39 yıl sonra ilk kez yaptığımız Boğazlardan ülkeye döviz girişini artıracak ücret artışına 1 Temmuz itibariyle yeni bir artış daha getiriyoruz. Yeni fiyat güncellemesiyle birlikte uluslararası gemiler Türk Boğazlarını geçerken yeni belirlenen rakamlar üzerinden artırılmış fiyatlardan geçecek” dedi. İLK GÜNCELLEME 39 YIL ARADAN SONRA 2022’DE YAPILDI Bakan Uraloğlu, Boğaz geçiş ücretlerinde Montrö Sözleşmesi ile belirlenen kuralların uygulandığını belirterek “1983 yılından 7 Ekim 2022 yılına kadar Boğazlardan geçen uluslararası gemilerden gemilerin net tonu başına 0,8063 dolar alınıyordu. 39 yılın ardından 7 Ekim 2022 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararı ile bu ücretlerde güncelleme yaparak gemilerden net ton başına alınan ücreti 4,08 dolara çıkardık. Bu ücreti 1 Temmuz 2023 tarihinden itibaren 4,42 dolar olarak yeniden güncelliyoruz” ifadelerini kullandı. BOĞAZ GEÇİLERİ MONTRÖ İLE DÜZENLENDİ Montrö Sözleşmesine göre Türk Boğaz’larından uğraksız geçecek gemilerden sağlık denetimi hizmeti, fener hizmeti ve tahlisiye hizmeti olmak üzere 3 kalem üzerinden ücret alındığını aktaran Bakan Uraloğlu, “Ücretlerin hesaplanmasında, gemilerin net tonajı (NRT) baz alınırken, birim olarak da “Altın Frank” esas alınıyor. Geçen yıla kadar bu fiyatlar sabit kalıyordu. Cumhurbaşkanlığı Kararı ile artık bu fiyatları her sene güncelleyeceğiz” açıklamasını yaptı. BOĞAZLARIMIZDAN SAĞLADIĞIMIZ GELİR ARTACAK Son fiyat güncellemesine ilişkin bir örnek paylaşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, ”10 bin net tonajlı bir gemiyi düşündüğümüzde; 7 Ekim 2022 yılından önce fener, tahlisiye ve sağlık hizmetleri kalemlerinden bir gemi toplam 3 bin 240 dolar ücret ödüyordu. Bu ücret ilk fiyat düzenlemesi yapılan 2022 Ekim ayında 16 bin 393 dolara yükselmiş oldu. 1 Temmuz’da geçilecek yeni tarife ile ise 10 bin ton net tonajlı bir gemi 17 bin 760 dolar ödemek zorunda kalacak. Yapılan bu artışla ülkeye döviz girişini artıracak tarihi bir adım atıyoruz” dedi. Read the full article
0 notes
primishaber · 1 year
Link
0 notes
ancientidea34 · 3 years
Text
Yaşar Yakış: Karadeniz'de yeni bir yıkım riski
Yaşar Yakış: Karadeniz’de yeni bir yıkım riski
Yaşar Yakış: Karadeniz’de yeni bir yıkım riski Yaşar Yakış Geçen hafta 100’den fazla emekli Türk donanma amirali, hükümetin ültimatom olarak algıladığı şeyi yayınladı. Yaklaşık 13 kişi hakkında kovuşturma başlatıldı ve tutuklama emri çıkarıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ordunun tutumundan kaynaklanan herhangi bir şeye aşırı duyarlılığıyla durum daha da kötüleşti, çünkü Türkiye’nin…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
yukselenmedia · 3 years
Text
Bildiriyi imzalamayan emekli Amiral Çetin: Bana ulaşan taslakta 'Yüce Türk Milletine' ifadesi yoktu ve altındaki tarih 6 Nisan'dı
Bildiriyi imzalamayan emekli Amiral Çetin: Bana ulaşan taslakta ‘Yüce Türk Milletine’ ifadesi yoktu ve altındaki tarih 6 Nisan’dı
Emekli 104 amiralin yayınladığı Montrö bildirisi kendisine de gönderilen ancak imzalamayan emekli Amiral Semih Çetin, gündem yaratan bildiriyle ilgili çok önemli iddialarda bulundu. Kendisine gönderilen taslak bildiride “Yüce Türk Milletine” ifadesinin bulunmadığını ve bildirinin altındaki tarihin 6 Nisan 2021 olarak göründüğünü söyleyen Çetin, “Bu bildiri çok ilginç bir şekilde 4 Nisan’da basına…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes