#mona tufan

[yakazakalb]

"Hakikat de sevgi de mertebelidir. Herkes kendi kalbinden konuşur. İhtilafi yadırgama."

[oyunabirazara]

"Allahın koyduğu duvarı da sev, açtığı kapıyı da...bazen de pencere verir sana, madem veren Odur, güzeldir. Duvar korumasıdır, kapı çağırmasıdır, pencere göstermesidir. Allahın eli üstümüzdedir. Daralmayın, korkmayın..."

Hûû...

[deniz-mavisii]

Kişisel hayatında nezaket gösteremeyen, özeleştiri yapamayan, özür dileyip yanlışlarını doğrultamayan insanların büyük insanlık meselelerini konuştugunu göreceksin. O zaman hümanizmin 'komşunu sev' buyruguna uymak istemeyenlerce icad edildigini hatırla.

Mona İslam Tufan

[ceffelkalem]

[hayatagci]

Gerçekte çok çirkin olan mobilyaları reklamlarda o kadar güzel gösteriyorlar ki aynı şeyin insanlar için de geçerli olduğunu düşünmeye başladım. Reklam bir tür büyü sanırım. Bal kabağını araba, fareleri şık görevliler, keçileri ise yağız atlar gösteriyor. Cinderella gerçek mi?

Ve reklam denen bu büyülü dünyada gofretten, nevresime, deterjandan makarnaya kadar her şey aklımızı başımızdan alıp bizi hazla dolduruyor. Akıl çok ciddi sıkıntı demek ki, onu atıp atıp mest oluyoruz.

Gerçekte aklınla kavrayamadığın gönlünle onaylayamadığın her şey değersiz. O yüzden her şey kısa ömürlü. Haz verip tükeniyor. Bu reklamcıların işine geliyor. Yeni bir şeyi haza batırıp takdim edebiliyorlar. Bu da tüketimi arttırıyor. Bu bir yanılsama, tükenmek zorunda değiliz.

Hazdan vazgeçmedikçe tükenme tüketme sarmalından çıkamayız. Önce bize teklif edilen hazzı reddetmeliyiz. Aklım başımdan gitsin istemiyorum, mest olmak istemiyorum, sonrasını hatırlamak istiyorum, şeylerin bir sonrası olmalı demeliyiz.

Sistem eleştirisi yapmak kolay, hazza hayır demek zor. Hazza hayır demedikten sonra eleştirsen de eleştirmesen de yakalanacaksın. Hayır demezsen eleştirmesen daha iyi, daha çok haz alırsın...

Hazza sadece dünyanın ötesinde bir tutamak bulursan hayır diyebilirsin. Bu ya ahirettir(o hazzı ertelemektir) ya marifettir, varlığının hedefinin haz/mutluluk değil bilgelik olduğunu idrak etmektir.

Büyüden bu ikisi olmadan kaçınamazsın. Büyü her çağda vardı, insanın yanılmak istediği her çağda her yerde de olmaya devam edecek.

Şimdi sor kendine, haz mı irfan mı, uyku mu uyanıklık mı, büyü mü hakikat mi?

Dünya hayatı aldanmak isteyeni aldatmak, ayılmak isteyeni ayıltmak üzere kurgulanmıştır.

Mona Islam Tufan

[mustafaokutan]

**Kekeme Çocuklar Korosu bir radyo istasyonuda gece programları yapan genç bir adamın hikayesini anlatıyor. . . 🍂Benim okuduğum ilk Tarık Tufan kitapı oldu.Anlatımı,vurgulanan düşünceleri çok beğendim.Bazı yerleri "Evet işte biz de yaşıyoruz bunları." diyerek okudum adeta. Ve artık birine Mona Roza'yı okuma hayalim var.İnşallah tabii.. . . 📖Okulda tesettürlü kızlarla,İslamcı camianın genç erkekleri arasında ilginç ilişki biçimleri gelişiyordu.Birbirlerinden ders notları almaktansa,diğer öğrencilerden almayı yeğliyorlardı.Sanki onlar birbirlerine namahrem fakat diğerleri mahrem gibi davranıyorlardı.Yüzyüze gelmiyor,konuşmuyor,yardım istemiyor,sanki yokmuş gibi davranıyorlardı...(devamı kitapta) . Ve 👌 📖Aşkı hayat biçimlerine bir türlü oturtamıyorlardı.Nasıl yaşanabileceğinden emin değildi hiçbiri.Günaha düşmek korkusuyla,aşık olmak arasında savrulup duruyorlardı.Kendilerine sevmek yerine,mantıklı olmayı telkin ediyorlardı ve akla yükleniyorlardı.Hatta gereğinden fazla.O dönemde henüz kitaplaşmamış olan Mona Roza'yı ezbere okuyor,bir muska gibi yanlarında taşıyorlardı.Şiirin fotokobileri elden ele dolaşıyor ama Roza'yı bulabilma düşüncesi hayallerin ötesine geçmiyordu. 📸 📚✏📬 Fotoğraf Sahibi 📝 @turuncu1071 teşekkür ederiz.👏👌✔ Galerisini takip etmelisiniz.🔍 🌆📸📚📬🌇📸📚📬🌄📸📚📬🌁📸📚📬 ⏩etiket📚 #kitapokufotografcek 🕊Paylaştığınız fotoğraflar ilk fırsatta sayfamızda paylaşılacaktır. Gizli hesap iseniz mesaj atın. . . #instagram #instalike #edebiyat #oku #1kitap1fotograf #kitaponer #book #books #1kitap1okur #kitaplık #kütüphane #vsco #kitapklubu #1kitap1mekan #booking #instalike #kitapvatani #bookstagram #instabook #1kitap1fotograf #tarıktufan #kekemeçocuklarkorosu #konya

[garipadammm]

Tarık Tufan - Seni Seviyorum [Kekeme Çocuklar Korosu]

Seni seviyorum! Okulun koridorlarında yürürken başını yerden kaldırmamanı seviyorum. Ürkek adımlarla dolaşmanı, her an başına bir kötülük gelecekmişçesine tedirginlikle yürüyüşlerini, öğrenci eylemleri başladığında gözlerinde biriken korkuyu, iki kızın dışında arkadaş edinmemeni seviyorum. Ablalarına olan saflık derecesindeki bağlılığını seviyorum. Kendi ayaklarının üzerinde kaldığında düşme korkunu, erkeğinin sana sahip çıkması gerekliliğine ilişkin düşüncelerini, derslerin bittiğinde kantine takılmayışını, annenle babana hayatın boyunca yalan söylemeye cesaret edemeyişini, ya da aklına bile gelmemesini seviyorum. Seni seviyorum! Çantanda gezdirdiğin islami kitapların üzerini gazete kağıtlarıyla kaplamanı, makyaj değmemiş yüzünün çocuksuluğunu, notlarını koyduğun dosyayı göğsüne bastırıp taşımanı, hızlı hızlı konuşmanı, politikadan anlamayışını, malayani sayıp müzik dinlemeyişini seviyorum. Yemekhanede, erkeklerle yan yana yememek için uzun uzun oturacak müsait masa aramanı seviyorum. Bir nakışın başında saatlerce oturabilecek olmanı, misafirliğe gitmeden saatlerce önce tatlı bir heyecana kapılabilecek olmanı, babanın iş dönüşünde yemeğini getirebilecek olmanı seviyorum. Çocuğunla saatlerce bıkmadan oturup konuşabilecek olmanı seviyorum. Politik ve edebi toplantılardan hiçbirinden haberdar olmayışını, evinin ve okulunun ve birkaç yakın tanıdığının oturduğu semtler dışında etrafı bilmemeni, arkadaşınla bazen alışverişe çıktığında yanından ayrılmamaya özen göstermeni, ani bir gürültüde kuş gibi irkilmeni seviyorum ben. Memleketteki ana anneni telefonla aradığında yüzünde beliren sahici gülümsemeyi, sevinci, heyecanı seviyorum ve akrabalarına olan düşkünlüğünü... Defterini özenle tutmanı ve dikkatli yazmanı, kırtasiye eşyalarını renkli ve süslü almanı seviyorum. Kalemini, defterini, kitaplarını getirmeyi asla unutmamanı, derslerine devamsızlık etmemeni, her söyleneni önemsemeni seviyorum. Erkek arkadaşlarında söz etmeye başlayan arkadaşlarının yanından, utanıp konuyu değiştirmeni, tavsiyelerde bulunmanı ve sonra içten içe ilgi duymanı seviyorum. Sonra da hemen yüzünün kızarmasını, evet yüzünün çok çabuk kızarmasını seviyorum. Sık sık başörtü düzeltmeni, kimseye sözünü etmediğin hayallerini, her gece yatmadan tekrar tekrar aklından geçirmeni seviyorum. Senden umulmadık ölçüde hayallerini genişletebilmeni, annene ne düşündüğünü hissettirecek acemi sorular sormanı, yaşlı kadınları usanmadan dinleyebilmeni seviyorum. Açıkçası seni sadece okulda gördüm ve hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Tüm bunların olabileceği hissini uyandırdığın için seni seviyorum. Böyle birini sevmeye ihtiyacım olduğu için seni seviyorum. Baş başa kaldığımda Mona Rosa’yı bir kıza okuma ihtiyacım için sevdim seni... Karşılaştığım ve konuşabildiğim anda okuyabileceğim daha çok şiir var aklımda ve artık konuşmalıyız. Çünkü şiirler ağırlık yapıyor zihnimde... - Konuşmayı kabul ettiğin için sağol. - Ne diyeceksin? - Şeyy... biraz yalnız kalabilir miyiz? Arkadaşın izin verirse...? - Kusura bakmayın tek başımıza kalmamız caiz değil. O da olsun. - İyi de okulun içindeyiz, tek başımıza değiliz zaten. Bir sürü insan var etrafta. - Olsun yine de kalsın. Ondan bir şey saklamıyorum nasıl olsa... - Peki... şey... çok güzelsin.. - Böyle şeyler söylemeyin lütfen! - Aslında... seni seviyorum ben. - Ne diyorsunuz? Bunları duymak istemiyorum! - Kötü bir şey söylemedim ki. Seviyorum yani... evlenmek niyeti işte! - Böyle olmaz bu işler. Birilerine iletirsiniz oturup öyle konuşulur. Benim de danışacağım insanlar olur. - Kızım sen aptalın! Sen var ya harbiden salaksın! Seni hayatında karşılaşabileceğin en gerçek ve kutsal eyleme özne yapmaya çalışıyorum ve sen hala farkında değilsin. Neler kaçırıyorsun biliyor musun? - Ne biçim konuşuyorsun? - Evet öyle konuşuyorum. Sen salaksın kızım! Benim aşkıma özne olma şansını kaybettin. Sümsük bir herifle hayatını geçireceksin. Tüketeceksin kendini. Mutfakta sürüneceksin. Sana bir tek gece şiir okumayacak. Bunu sen istedin. Hak ediyorsun kızım, senin gibiler hak ediyor bunu. Biraz cesur ol kızım, ben iyi bir insanım, senin için olabileceklerin en iyisiyim. - ... - Kaybettin! Cidden kaybettin. Acımıyorum sana bunu seni istedin. Git sümsük bir herif bul. Hatta ablaların bulsun sana... - !!! - Aşk diye bir şeyi ölsen de öğrenemeyeceksin bundan sonra. Hadi eyvallah! Kaynak: http://www.estanbul.com/seni-seviyorum-kekeme-cocuklar-korosu-tarik-tufan-78334.html#.WQS04NLyg_4

[sizekitap]

Kimse Ölmez Bu Şehirde Bir Zihnin ve Kalbin Öyküsü

Kimse Ölmez Bu Şehirde Bir Zihnin ve Kalbin Öyküsü Ali Tufan Koç Mona Kitap Yayınları

Bir zihnin ve kalbin öyküsü.

Er ya da geç uyanıyor insan doğası gereği. Ama bu hayatta ama başka hayatlarda…

Elinizde tuttuğunuz bu ince kitap, “bizzat deneyip hissetmeden, önce yıkıp sonra yaratmadan yaşanmıyor” dediğimiz o hayata ve gerçekliğe doğru atılmış küçük bir adım. Bunu ulu orta yapmamın sebebi, okuyana kendi adımlarını atabilmesi için ufak da olsa bir cesaret vermek.

Hayatı tıkananlara “Bir de böyle düşünmeyi, buradan bakmayı deneyin” demek.

Dürüstlüğün insanı eritip yok etmediğinin kanıtı olmak.

Çok büyük hayallerin, aşkların, hazların ve acıların ancak ben, en şeffaf halimle “ben” olabilirsem, gerçekleşeceğine inandım.

Ve bu amaç uğruna biraz dürüst olabilmeyi denedim.

Hepsi bu. Olduğu kadar. Olabildiği kadar. Eylemlerim devam edecek.

Kitabın Adı:Kimse Ölmez Bu Şehirde Bir Zihnin ve Kalbin Öyküsü Kitabın Yazarı: Ali Tufan Koç Yayınevi: Mona Kitap Yayınları Kodu: 9786052182420 Sayfa Sayısı: 155 Basım Tarihi: 2019-01

Yazarı Sizekitap’da Ara Yazarı Twitter’da Ara Kitabı Twitter’da Ara Yazarı Facebook’ta Ara Kitabı Facebook’ta Ara

0

devamı burada => https://sizekitap.com/edebiyat/kimse-olmez-bu-sehirde-bir-zihnin-ve-kalbin-oykusu/

[yakazakalb]

Ramazan'ın ilk günü zikirmatik aldım evlatlara. Çim adamları aldık bir de. Kadir gecesine kadar 30.000 salavat çekmeyi niyetime almıştım. Biner tanesini çocuklara verdim. Hadi dedim en çabuk kim bitirecek. Yarış başladı -bitirdiler bile- neyse...

Akşamüstü de çimleri ektik. Oğlum ya Fettah ya Fettah deyip çimine üfle bakalım. Rabbimiz açandır, yeşertendir ya Fettah dersen hızlı çıkar çimin dedim. O da zikirmatikle kaptırdı yüzlerce ya Fettah çekti o gün.

İşte sonuç iki günde topraktan başını çıkardı çimler. Hızlıca boy verdi.

Yani işler ağır ağır gidiyorsa hayatımızda bereket azsa, yeşermiyorsa elimizi attığımız şeyler el-Fettah ismine daha çok sarılalım.

Evet çünkü kapılar bahane kapının sahibidir bize yol verecek olan.

Bizler kapıları yol veren sanınca işler sarpa sarıyor zaten. Bizler lambaları ışık kaynağı sanınca karanlıkta kalıyoruz esasen.

El-fettah ism-i şerifi;

“Rahmet ve rızık kapılarını açan.”

“Zorlukları kolaylaştıran.”

“Hidayetiyle kalplere iman ve marifet kapılarını açan.”

Anlamlarına geliyor...

Lisanımızla el Fettah ismini çektiğimiz gibi kalbimize de bütün kapıların sahibinin Rabbimiz olduğunu nakşetmeliyiz... Sıkıntı elem keder endişe korku panik... Herşeyi kalbimizden söküp atacak olan O'dur. Allah için mucize yoktur kullar nazarındadır böyle şeyler.

Hücrelerimizden evlerimize, gönlümüzden kalbimize, enfüsten âfâka herşey O'nun emrinde. O geç demezse O (CC) yol vermezse hiçbir şey olmaz.

Ben de Rabbimin geçme dediği yerde durursam, geç dediği yerlerden geçersem şerha şerha gönlüme evime haneme sokağıma mahallede ülkeme ümmete rahmetler dolacak.

“Eğer o ülkeler halkı inansalardı ve korkup sakınsalardı, gerçekten üzerlerine hem gökten, hem yerden (sayısız) bolluklar (bereketler) açardık; ancak onlar yalanladılar, biz de onları kazandıkları nedeniyle yakalayıverdik.”( A’râf Sûresi, 7/96)

Kıymetli Mona tufan hocamız ne diyor bakın:

"Allahın koyduğu duvarı da sev, açtığı kapıyı da...bazen de pencere verir sana, madem veren Odur, güzeldir. Duvar korumasıdır, kapı çağırmasıdır, pencere göstermesidir. Allahın eli üstümüzdedir. Daralmayın, korkmayın..."

Hûû..

#monatufan #elfettah #şehir #mahalle #köy #rızık #esmaihüsna #ayet #tefs