#misali sülük
Explore tagged Tumblr posts
Text
AK Parti'nin aday listesi sızdı! Malatya’da ER meydanı kuruluyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pazartesi günü açıklayacağı belediye başkan adayları ortaya çıktı. Ankara’da Turgut Altınok, İzmir’de Hamza Dağ, Bolu’da Veysel Tiryaki’nin aday gösterileceği öğrenildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın pazartesi günü açıklayacağı bazı büyükşehir ve il belediye başkan adayları belli oldu. Eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un İstanbul…
View On WordPress
#Malatya#malatya deprem#Malatya Haber#malatya hava durumu#malatya kiralık daire#malatya kuyumcular odası#malatya nöbetçi eczane#malatya son dakika#malatya turgut özal üniversitesi#Malatyaspor#misali sülük#Öznur Çalık#Sami er#Selahattin Gürkan
0 notes
Text
"Türkiyeliyim... Ermeniyim... İliklerime kadar da Anadoluluyum. Bir gün dahi olsa, ülkemi terk edip, geleceğimi 'Batı' denilen o hazır özgürlükler cennetinde kurmayı, başkalarının bedeller ödeyerek yarattıkları demokrasilere, sülük misali yamanmayı düşünmedim.
Kendi ülkemi de o türden özgürlükler cennetine dönüştürmek ise temel kaygım oldu. Ülkem Sivas için ağlarken, ağladım. Halkım çeteleriyle boğuşurken, boğuştum. Kendi kaderimi ülkemin özgürlüğünü yaratma süreciyle eşledim. Şu anda yaşayabildiğim ya da yaşayamadığım haklara da bedavadan konmadım, bedelini ödedim, hâlâ da ödüyorum. Ama artık...
Birilerinin "bizim Ermenilerimiz" pohpohlamalarından da, "içimizdeki hainler" kışkırtmasından da bıktım. Normal ya da sıradan yurttaş olduğumu unutturan dışlanmışlıktan da, boğarcasına kucaklanılmaktan da usandım...
Ne 24 Nisan'larda yürüyebildim, ne de atalarımın anısına anıtlar dikebildim. Ama ne onları o günlerde bıraktım, ne de bugünlerde taşlaştırdım. 'Onları yaşamımda yaşamayı' sırtladım... Gücümün yettiğince de yaşatarak taşıdım. Bu taşımama sekte vurmaya 'ne?' ya da 'kim?' yeltendiyse onlarla amansızca boğuştum.
Tabi ki atalarımın başına gelenleri biliyorum. Buna kimileri "katliam", kimileri "soykırım", kimileri "tehcir", kimileri de "trajedi" diyor. Atalarım Anadolu diliyle "kıyım" derdi... Ben ise "yıkım" diyorum. Ve biliyorum ki eğer bu yıkımlar olmasaydı, bugün benim ülkem çok daha yaşanılır, çok da imrenilir olurdu.
Yıkıma sebep olanlara da, maşa olanlara da lanetim bundandır. Lakin lanetim geçmişedir. Elbette tarihte olan biten her şeyi öğrenmek istiyorum ama o nefret, ne menem bir rezillikse o... Onu tarihteki karanlık inine bırakıyor, "Olduğu yerde kalsın, onu tanımak istemiyorum" diyorum.
Benim geçmiş tarihimin ya da bugünkü sorunlarımın, Avrupa'da, Amerika'da, sermaye yapılması zoruma gidiyor. Bu öpmelerin ardında bir taciz, bir tecavüz seziyorum. Geleceğimi geçmişimin içinde boğmaya çabalayan emperyalizmin, alçak hakemliğini, kabul etmiyorum artık.
O hakemler geçmiş çağlarda arenalarda köle gladyatörleri birbiriyle vuruşturan, onların vuruşmasını büyük bir iştahla seyreden, sonunda da kazanana, yaralının işini bitirmesi için başparmaklarıyla işaret veren diktatörlerin ta kendileridir. Bunun için de, bu çağda, ne bir parlamentonun hakemliğe soyunmasını kabul ediyorum, ne de bir devletin.
Gerçek hakem, halklar ve onların vicdanlarıdır. Benim vicdanımda ise hiçbir devlet erkinin vicdanı, hiçbir halkın vicdanı ile boy ölçüşemez. Benim tek isteğim canım Türkiyeli arkadaşlarımla ortak geçmişimi alabildiğine etraflıca ve de o tarihten hiç de husumet çıkarmamacasına özgürce konuşabilmek.
Bunu bir gün tüm Türklerle Ermenilerin de kendi aralarında konuşabileceklerine yürekten inanıyorum. Özellikle de Türkiye ile Ermenistan'ın kendi aralarında da her bir şeyi rahatlıkla konuşabilecekleri ve düzeltebilecekleri ve onlar konuşurken, benim ilgisiz üçüncülere dönüp, "Size de artık üç nokta düşer" diyeceğim günleri iple çekiyorum." Hrant Dink (BirGün Gazetesi, 1 Kasım 2004 tarihli yazısı)
25 notes
·
View notes
Link
Esnaf kan ağlıyor
Küçük esnaf ve emekliyi daha da zor günler bekliyor
Üç kişi asla unutulmaz , sizi kötü duruma sokan , kötü durumda iken bırakan , hele ki düşürdüğü kötü durumdan sizi sorumlu tutan , ne unutulur , nede affedilir .Ve de bugün ekmeğinizi , yarın için ise geleceğinizi hatta hayallerinizi çalan , yandaşı olmadığınız için sizi zillet ile suçlayanları ise asla affedilmez .
Neden Sn Erdoğan'ı sevmiyorsun diye soruyorlar , ekmeğini elinden alanı , lokmasını küçülteni kim sever ki !
Devri iktidarlarında Türkiye'de bir sabah kalktığınızda neyle uyanacağınızı bilemezsiniz .
Otuz yıl çalışıp üç kuruş biriktirir , makine parkınızı yenilemeye karar verirsiniz , yatırım yaparsınız , elinizdeki avucunuzdakini yatırır , hatta borca giresiniz , birde bakarsınız sizin iş kolunuza hükümet tarafında gece yarısı öldürücü bir darbe vurulmuş
Hiç haber vermedenUyarmadan .
Bilgilendirmeden , bir torba yasanın içine koyarak yeni bir düzenlemeye gitmiş . Düzenleme sonucu on binlerce mağdur yaratılmış bir gecede .Ve sizde bu mağdurlardan biri iseniz .
Evet iktidar yasa çıkarabilir hakkıdır ve görevidir de .
Lakin bu yasa sonucu mağdur olacak kesimlere daha önceden haber verilemez miBen yaptım oldu kibri ile ne kadar , nereye kadar
Yasayı çıkardınız , hangimiz her gün resmi gazete okuyoruz !Bizim iş kolunda ne oluyor diye .
Esnaf odaları denen ayakta uyuyan , aidat almaktan başka hiçbir işi olmayan garabet bir yapı var , hiç olmazsa onlara gönderseniz .
Olmaz !
Esnaf odaları da , ilgili meslek guruplarına dağıtsa ve haberimiz olsa idi .O hiç olmaz .Esnaf oda başkanlarının işi gücü yokta tek tek gezip postacılık mı yapacakSenede iki kez gelir , günahlarını almayalımO da aidatı ödemeyenlere tahsilat için .
Birisi bir sandalye koltuk makam kapmaya görsün .
En küçüğünden , en büyüğüne Bir kibir , bir azamet , ben yaptım oldu bitti . Git kumda oyna , öl geber , bana ne .
İkinci konuya gelirsek2001 yılı ssk emeklisiyim .
Emekli olduğumda aldığım maaş asgari ücretin %20 üzerinde idiBu gün %20 altına indirdinizEmekli olarak pastadan aldığım dilimi bile düşürdünüz
Başkalarını bilemem .
Benim gelirim , iktidarın getirdiğinin yasalar , uygulamaya soktuğunu genelgeler yüzünden yerle yeksan oldu
Her sene gelirimi düşüren iktidara yandaş olmanın , seni her yıl dilim dilim doğrayan kasabın bıçağını yaşamaktan farkı nedir ?
Oy vermediğim için beni zillet olarak görecek.ve ben , makamı yüzünden hala bu kişiyi sayacak ve savunacağım .
18 yıl önceki yaşam standardımı geri istiyorum .
Bu gün , sizin yaptım dediğiniz , deli Dumrul misali milletin sırtına on yıllarca sülük gibi yapıştırdığınız , kimsenin fahiş fiyatlar yüzünden geçemediği , geçmediği halde parasını ödediği köprü ve tünellerin, ancak fotoğrafların görebiliyorum , sizi neden güveneyim , size neden oy vereyim .
Ahmet Atam
0 notes
Text
Kıyamete Dört Kala Horus’un Gözü
Kıyamete Dört Kala Horus’un Gözü Serdar Alp Öztürk Aygan Yayıncılık
1910 Yılı…
Abdülhamit sonrası ve büyük savaşlar öncesi İstanbul…
Üç kişinin İstanbul-Babil-Halep üçgeninde yaptığı gezi ve bu gezi esnasında dudaklara ve akıllara takılanlar…
O günün vakalarında günümüzü birebir yaşayacağımız eşsiz zamanı bir kurgu. Ali Rıza, Lokman’ı aniden garbın çok sevmiş olduği şark büyücülerine benzetmişti. Mehmet Niyazi aniden susan adamın mevzuşmasına devam etmesi için ‘Sonrasında’ diye teşvik etti.
Verdiği arada doğrulmuş olan Lokman bu sefer sağ elini dizine vurarak “Dünya üzerinde bulunan tüm mazlum insan ve devletleri bir sülük misali emmeye başladılar. Kanlarından, mallarından ve namuslarından fazlasıyla faydalandılar. Kendi menfaatleri için her dinden ve milletten taraftarlar topladılar. Taraftarlarının birçoğu kimin kölesi olduğunu bilmeden bu adamlara hizmet etti.”
Ali Rıza öz önce gösterdiği fevrilikten çok uzak bir ses tonuyla “Bir adam kim olduğunu bilmediği şeylere niçin hizmet eder?” diye sordu.
0
.bookmarked-avatar imgmargin: 3px;
Bookmarked By
devamı burada => https://goo.gl/fdx0HY
0 notes
Text
İçimde atamadığım çığlıklarım var. Sessizce bağırıyorum içimden, duyması gereken kişiler duymuyor. Bir ceza misali gelmişim bu dünyaya. Kalbimin ne dediğini duyamıyorum artık, çok fazla acı ve üzüntü var sadece. Tek bir kişinin ettiği anlık mutsuzluk tüm bir gün çekilir mi? Bu dünya kalıplaşmış, o kalıplardan çıkıp hayalimizi kuramıyoruz. Bu dünya boğuyor, nefes almakta güçlük çekiyorum. Kendi dünyam uzaklaşıyor benden, bu dünyanın girdabına kapıldıkça. Sülük gibi emip, karadelik gibi çekiyor içine kaçmak imkansız. Kurtulamıyorum bu insanlardan. İnsanlar yanlış.
0 notes