#mesafeler incitir
Explore tagged Tumblr posts
duygusalsen · 7 years ago
Text
Sizi seven insanlara peçete muamelesi yapmayın.
312 notes · View notes
belkidebirharfimben · 5 years ago
Text
Ümmü Cemil de hiç boş durmuyor
Ben bazen şu dünya imtihanını bu eşikten de seyrediyorum: İnsan, cennetlik olmaya değil yalnız, cennete dönüşmeye de gelmiş. Cennetlik olmak cennete dönüşmenin neticesi aslında. Peki bir insan nasıl cennete dönüşür? Allah ondan razı oldukça. Peki Allah ondan nasıl razı olur? Allah'ın razı geleceği işleri yaptıkça. Bu sadece amelle ilgili bir mesele midir peki? Hayır. Niyetle de büyük bir ilgisi vardır. İçinin ayarları da dışıyla bir olmalıdır. Eğer ikisini birden Allah'ın razı olacağı şekle sokmuşsa bir insan o zaten dünyada gezinen bir cennettir. Kendisi kendisini öyle bilemez belki. Çünkü cennete cennet olduğu söylenmez. Hatta bazen cennet kendisini cehennem bilir. Fakat çevresindekilerin cennetin kokusunu tanırlar. Değil mi ki onlar da cennetten şu dünyaya atılmış bir dede ve ninenin torunlarıdır. Tuhaf bir aşinalık sarar ruhlarını. Güzel insanların yanında hissettiğimiz gönül ferahlığı biraz bundandır. Kim gurbette vatanından bir parçaya dokunsa rahatlar. Yürüyen cennetler içimizi rahatlatır. Cenab-ı Hak cennetine almak için cennete dönüşmemizi emrediyor. Nasıl bir dönüşmek bu? Kur'an'da, sünnette, ehl-i sünnet büyüklerinin nasihatlerinde birçok nümunesini görüyoruz bu dönüşümün. Mesela şu sadakaya dair olanına bakınız: "Güneşin doğduğu her yeni günde kişiye herbir mafsalı için bir sadaka vermesi gerekir. İki kişi arasında adalet yapman bir sadakadır. Kişiye hayvanını yüklerken yardım etmen bir sadakadır. Güzel söz sadakadır. Namaza gitmek üzere attığın her adım sadakadır. Yoldan rahatsız edici birşeyi kaldırıp atman sadakadır." Herbir mafsala yüklenmiş 'cennete dönüşme ameliyesi'nin nasihati değil midir bu? Hatta herbir parçasının herbir mafsala bakan yanları da vardır. Bu nasıl olur? 'Yoldan rahatsız edici birşeyi kaldırmak' üzerine düşünerek bulmayı deneyelim. Bir müslüman rahatsızlık verici şeyleri kaç yoldan kaldırabilir? 1) Bunu eliyle yapabilir. Yani çerçöp her ne idiyse bunu alıp kenara koyabilir. Veya en yakın çöp kutusuna atabilir. 2) Eza veren şey çerçöp cinsinden değil de ancak yetkililerin müdahalesiyle kaldırılabilecek birşeyse onları bunu yapmaya çağırabilir. 3) Sıkıntının sebebi yolun elverişsizliğinden kaynaklan��yorsa kardeşleriyle birlikte teşebbüs ederek (veya devletten yardım isteyerek) şartları düzgünleyebilir. 4) Eğer bu yol salt fizikî bir yol değilse, ne bileyim, bürokrasiyle ilgili bir yolsa mesela, yani seyahat için edinilmesi gereken evraklarla/gereçlerle ilgili sıkıntılar yaşanıyorsa, gücü yetenlerin elverişsizliğin nedenlerini azaltarak işleri kolaylaması mümkün olabilir. Evet. Elhamdülillah. Yolu sadece 'vasıta yolu' olarak düşündüğünüzde dahi bütün mafsallarınıza yetecek kadar seçenek/imkan çıkar karşınıza. Fakat yollar sırf bu kadar mıdır? Hayır. Değildir. Çünkü insanın almaya muhtaç olduğu mesafeler sadece fizikî mesafeler değildir. Bir insan kalbinde de mesafe alır. Aklında da mesafe alır. Mesleğinde de mesafe alır. İmanında da mesafe alır. İlminde de mesafe alır. Yani her neyi arttırıyorsa/geliştiriyorsa hayatında onda da fizikî yollara benzer mesafeler katetmektedir. Bu mesafeleri katederken de eza verecek şeylerle karşılaşır. Bunları ehil olanların kaldırmaya çalışması, böylece arkalarından gelecek mü'minlerin yürüyüşlerini kolaylaması, Allahu'l-a'lem kaydıyla diyelim, bu da onlar için sadaka sayılabilir. Ki İslamî ilimlerde birikmiş devasa emekler, bu emeklerin ürünü olan sayısız eserler, hepsi aslında bir parça 'yoldaki ezanın kaldırılması'dır. Eğer onlar kendi çağlarında bu yolları kolaylamasalardı biz bugün elbette seyahati zorlaştıran pekçok engelle karşılaşacaktık. Allah hepsinin emeğinden razı olsun. Buradan şuraya geçeceğim: Tebbet sûresinde Ebu Leheb'in karısı Ümmü Cemil hakkında geçen 'hammalete'l-hatab' ifadesi ürpertir beni. Tefsirlerde Ümmü Cemil'in 'cehennem oduncusu' olmayı iki şekilde hakettiği anlatılır: 1) Çok dedikodu yaptığı için. 2) Aleyhissalatuvesselam incinsin diye yoluna eza verici şeyler bıraktığı için. Aslında iki şıkkın da birbiriyle menhus bir kardeşliği var. Dedikodu da, tıpkı yola serpilen dikenler gibi, tebliğ ehlini yürürken karşılar. Gittiği her hanede rastlar onlara. Yolunu tıkar. Bazen de canını yakar. Kulağına gelir. Yüreğini incitir. Öyle ya. Belki gıybeti evvel ulaşmasa nasihati tesir edecektir. Fakat yalanı gerçeğin önüne geçmiştir. Önyargılar içinde yürümekse zordur. Evet. Tıpkı dün olduğu gibi bugün de tebliği etkisiz kılmanın yolu hakikati taşıyanlar hakkında karapropaganda yapmaktır. Yani 'yollarına diken atmak'tır. Hidayetin dünya toplumlarını sarmasını engellemek isteyen güçler bugün de aynı 'hammalete'l-hatab'lığı icra ederler. Hatta onların yeni açılmış küçük şubeleri de sürekli ümmetin gözünün nuru İslam âlimleriyle uğraşırlar. İşte, tam da bu noktada arkadaşım, Ümmü Cemil kişi olmaktan çıkar. Aşkınlaşır. Kanun olur. Hem de her zamanda geçerli bir kanun. Her zamanın bir/birçok Ümmü Cemil'i vardır. Bunlara karşı mücadele etmek de eza veren şeyi kaldırmaktır. Evet. Senin gördüğün taşı ben göremem. Benim gördüğüm taşı sen ıskalayabilirsin. İyisi mi, mezkûr hâdis-i şerifi hırz-ı can edip beraber didinelim, çünkü oduncular da boş durmuyor.
1 note · View note
kalemsurcmesi · 8 years ago
Text
19 yaşım, bir bilet alacaksın az sonra, tek gidiş, İstanbul.. dudağının kenarına takılı kalmış o tebessüm ve sen çok güzelsin, çok yeni. nereye gittiğini bilmezliğini seviyorsun, nerede uyanacağının plansızlıgıni, baskalarınca belirlenmis hayatindan kaçamakla hiç bilmedigin bir maceraya atılan o cesaretini seviyorsun. sev, bilirim sen sevdikçe güzelleşenlerdensin. onunla ilk kez görüşecek olmanin tedirgin edici heyecanı öyle sarmış ki seni, masumiyetini izlemeye doyamıyorum. evet evet masumiyet müzesi, o var simdi elinde. kemal'in fusun'a olan hastalığını aşk sanacak kadar küçüksün henüz, bir kitaba bir yola bakıp 'aşkın masumiyetini' düşünüyorsun. hayat senin için yapilmis gibi. kemal'in füsün'un izmaritlerini biriktiriyor oluşu üzerinden bile aşk adına keyiflenip, sigaraya mi başlamalı diye geciriyorsun aklindan. çocuk.. aşk ve ruh hastaliğı arasindaki ince cizgiyi henuz goremediginden -bence iyi ki de goremiyorsun- kitaptan yola, yoldan bilmedigin o hayale, o hayalden de dudaginin kenarina ve sonra kalbine siziyor bir tebessum, sicacik.. mesafeler hizla katediliyor. zamanin degeri yok. oyle genç gorunuyorsun ki şasiyorum. ve yuzunde ve gozlerinde çocuksu bir ışıltı var, kiskaniyorum.. beş yıl sonraki şu halimle çıkıp gelsem yanına, aynı karede nasıl oluruz bilemiyorum. yuzlerimizi yanyana koyuyorum, seslerimizi, ellerimizi.. neden senden bu kadar farkliyim? neden daha cirkinim? benim neden pariltim yok sen gibi? sana bes yil fark atmisken, sohbete tutussak bir cok konuda senin bilmezligini yuzune vurmaktan haz alabilecekken, neden senin kadar cesur degilim? neden o geçen beş yilin guzelligiyle kiskandirmak varken seni, sana baktıkça hem çok sevinip hem çok üzülüyorum? 19 yaşım, ilk telaşım.. inmek istemiyorum seninle bu otobusten, eger inersek baska bir hikaye baslayacak. eger sabirsiz davranip ankara biletini tutusturursam eline, onca ilk heyecan lekelenecek.. anlatilmayi bekler hikayelerin var senin, ben seni hic incitir miyim? oylece yolda kal sen simdi, midenin ustunde uyusukluk, avuc icinde biraz terle, yasla basini pencereye.. seni izlemek icin yine gelecegim.
4 notes · View notes
duygusalsen · 7 years ago
Text
Velakin çok sevdik,yandıkça daha çok.
107 notes · View notes
duygusalsen · 7 years ago
Text
Eğer bu acılar bizi en fazla öldürebiliyorsa,intihar anlamsız ve erken bir gidiştir.
46 notes · View notes
duygusalsen · 7 years ago
Text
Ben gökyüzünü,gözlerin ilan etmişdim.
Haketmedim yaptıklarını.
319 notes · View notes
duygusalsen · 7 years ago
Text
Bu hayat,bizi aynı yerden öpmüş.
159 notes · View notes
duygusalsen · 7 years ago
Text
Sanki ilkhabar geldi diye açmışımda,ilkbahar aslında gelmemiş gibi bir hayat.
46 notes · View notes
duygusalsen · 7 years ago
Text
‘’Herkez hakettiğini yaşayacak’’tamamen büyük bir yalan.
56 notes · View notes
duygusalsen · 7 years ago
Video
Birgün - Serdar Bal  -Destek için reblog atıp izlermisiniz ?
Pes etme adam Sen benim sol yanımsın. En güzel yaşanmışlıklarımsın Ben gitmek zorunda kaldım ama Hep izliyorum seni o gökyüzünden Seni her özlediğimde yağmur olup dokunuyorum tenine Seni kıskandığımda ise Kar olup yağıyorum sana,üşüde kendine gel diye Bazen rüzgar olup esiyorum sana Sevdiğimiz yerlere götürebilmek için seni
44 notes · View notes