Canım memleketimin gün batımı 🙏 anısı kalsın şuracıkta gökyüzünün güzelliğine bakar mısınız? sonsuz maviliğin içinde kaybolmak bu olsa gerek Sivas, bugünden kalan kısa bir kesit..💙💙
1 yıl önce bu saatlerde her şeyden habersiz evimin, arkadaşlarımın, hayallerimin, memleketimin bir gecede yıkılacağını bilmeden tumblr da takılıyordum...
1 yıl aradan sonra ş. ile buluşma/buluşmaya giderken yol kenarına atılan bir izmaritle büyüyen yangına müdahalemiz/her defasında gözlerimi dolduran memleketimin hâli/diplomayı aldıktan sonra bir daha önünden bile geçmediğim yıkım raporu verilen lisemi ziyaret/biraz umut/biraz eziyet
Tımarhanelerin tipik özelliği, her köşede farklı meşgalenin olmasıdır. Makul insanlardan mürekkep topluluklar gibi ortak dert, sevinç ve tavır görülmez. Kimi huniyle dertleşirken kimi top oynar, kimi intihara teşebbüs ederken kimi kahkaha ile saç yolar. Memleketimin ahvali bu havayı hep biraz tüttürüyor..
“Bir gün nereli olduğumu sordular: —Babam Sivereklidir dedim. Siverek adına şaştılar, hiç duymamıştılar. —Nerdedir bu Siverek? Dediler. —Siverek Napoli’nin kazasıdır dedim.
Düşündüler bir süre birbirlerine bakındılar.
—Biz İtalya’yı çok iyi biliriz. Yanlışınız olmasın. Napoli’nin böyle bir kazası yoktur.
Siverek İtalya’da olsa bileceklerdi. Gelelim Siverek Urfa’nın bir kazasıydı. Urfa’da Türkiye’de bir şehirdi.
Bizim memleketin insanları iyidir, akılları çoktur; İtalya’yı bilirler, Fransa’yı bilirler Çiniştanı, falanistanı bilirler, lakin kendi yurtlarını bilmezler. Dünyanın öte ucundaki ülkelerin yardımına koşmak için can atarlar. Onlar için şiirler yazar, onlar için ağıt yakarlar. Falanistan köylüsünün acısını anlatan kitaplar kapışılır, benim memleketimin insanlarına sırtları dönüktür, onları görmezler, göremezler. Bugün Siverek gibi unutulmuş, kendi kaderine bırakılmış, yüzlerce yer vardır, Türkiye’de gelişmemiştir, gelişmeyi sağlayacak imkânlardan uzaktır. Senin memleketin de insanlar insan gibi yaşamalıdır. İnsan gibi ölmelidir. Senin omuzların zayıftır, görevin çok ağırdır. Çok çalışmaya, çok düşünmeye mecbursun. Dünyadaki yerini, Türkiye’deki yerini ve sıranı bilmek zorundasın.
Sen memleketim kadar güzelsin, bende memleketimin kırık kaldırımlarının altında yeşermeye çalışan otlardan biriyim. Sen tüm ışıltınla sarıp sarmalıyorsun etrafı, bende bir kirli görüntü gibi veya bir silik anı gibi orada hayaletten hallice seni ezberliyorum. Yüzüne düşen saç tellerini, gülümserken kısılan gözlerini ve en çok insana ömür katan o ruhunu... Öyle işte. Sen İstanbul'da bir semtsin, ben taşradan bir yer.