Ekşi mayalı ekmek yapmak, sabır ve beceri gerektiren tatmin edici bir deneyimdir. Yüzyıllardır var olan bir zanaat ve bugün hala birçok insan tarafından keyifle kullanılıyor. Neyazalim web sitesi ile, ekşi maya nasıl yapılır konusu hakkında bilgilere ve ipuçlarına göz atabilirsiniz. İhtiyacınız olan malzemeleri, yapım adımlarını ve başlamanıza yardımcı olacak bazı ipuçlarını da web sitemizde bulabilirsiniz. Hemen web sitemize göz at ve öğrenmek istediğin şeyler hakkında bilgi edin!
sakinleşmek ve kalben huzur bulmak için şu an üzerimde taşıdığım öfke halini yatağıma terkedip, ordan uçup kaybolacağını düşünüp, yerimden kalkıp dün pizzadan kalan mayalı hamurumu canım ev halkına pişi, kalan mantarları da omlet yaparak, olumsuz duygusal halimizden olumluya depar atalım. çünkü insanın sevdiklerine kahvaltı hazırlaması şifadır.
Sevdanın acı köylüsüyüm; geceler beni izbelikte kahraman bir yok oluşa sürüklüyor. Saatler, sana uzanan kadranın en belalı sicimi...
Anladım; kavuşmaz yolların kalbime çentik atıp seni bana vermemece oyunuyla döşeli kimsesizliğime ölüm sebebi aşk geçesileri gelmiş. Tencerede kaynatır gibi, sevdanın en orospu yanında tükenen sevemeyenler gibi beni öldürmeyi hedeflemişler sensiz.
Acıyor. Her yanım, santim santim; bela bela aşka. Mayalı ölüşlerimin imkansıza devşirme hançer vuku buluşlarının şarkıdaki son hamlesiyim.
Sen, sevgilim; ölmek bende güzel dursun diye sevmişim meğer ben seni. Kavuşamamak içinmiş sana uzanan her sensizlik. Sen ne bilirsin ki? Sen nereden bilirsin sensiz tükenmeyi?
Anladım... Ölümün en soğuk yerinden buzhaneye atmak üzereler beni, sen beni kurtarmamaca görevlisi...
Yeşil gözlerim, buzhanenin morg ile yarışında seni arıyor. Son bir kez görebilmek ümidiyle...
Ölümün olduğu her an ve her yerde yaşamak sende yudumlamaktır nefesi. Tamamlanamadım...
Şarkılar değişti ve ben sensiz eksik kaldım.
Fakat güzel öldüm, kabul et.
Artık biliyorum; hiçbir yol, hiçbir gidiş ve dönüş bize ait değil. Ben, sensizliğe doğmuşum meğer.
Büyütürsen beni, sensizlikle.
Bir şarkı kalsın masal uykularımda; "gitme" desin.
Sen gidersen, gönlümün çeşmesinde çeşni sensizlik kıyamette israfil'in sur'a üflediği gibi kalbime üfler.
Gitme.
Kalbim, yangınını senden uzakta olanlar gemisine paketliyor. Sen yanmazsın merak etme.
iyi geceler gönül dostları.... yine iki gecedir yalnızım ve dolayısıyla uyumuyor, sabahlıyorum. ömertocum bu sefer de cenazeye gitti samsun’a...
bugün karın ağrım da çene ağrım da geçti. ne enteresan di mi. daha rahatsızlığın neden nasıl olduğunu bile anlayamadan geçip gidiyor öylece :D sır gibi :D
kendime biraz özen göstermem lazım ama yok. hâlâ evde oturmaya, hareketsiz kalmaya devam ediyorum. psikolojimi bu şekilde toparlamam mümkün değil. hâlâ bilemiyorum nasıl olacak...
bu depresif ruh halime rağmen kalktım bugün doğaçlama bir kayıt alıp paylaştım. evet artık bir podcast kanalım var. naaptığımı bilmiyorum cidden. kötü bir karar olduğuna da kanaat getirebilirim daha sonra. neticede şu dönem pek de sağlıklı düşündüğümü ve davrandığımı söyleyebileceğim bir dönem değil :D ama olsun... o kadar sıkılıyorum ve bir meşgaleye o kadar ihtiyaç duyuyorum ki... belki böyle oyalanırım, kafayı dağıtırım.
amesia diye bir satıcı var trendyol’da. geçen oradan karadut reçeli, kuru domates ezmesi ve cevizli ekşi mayalı köy ekmeği almıştım. doğal moğal katkısız el emeği ürünler. arkadaşlar.... kuru domates ezmesi neymiş ya. ya bakın bu kadar muazzam bir lezzet olamaz. o-la-maz! eridim bittim. üfff....
21 mart’ı geride bıraktık. havaların ısınmasını, ilkbaharın ve sonra da yazın gelmesini hevesle bekliyorum. bu kışa kadar kışçı biriydim ama bu kış artık yazcı oldum sanki çok acayip. yoksa alyoşam ağustos çocuğu olacak diye mi *.* ahaha. bu arada... geçen aklıma geldi.... bundan uzuuun zaman önce “alyoşa ne güzel bi isim ya, keşke çocuğuma alyoşa ismini koyabilsem... neyse ali koyar alyoşa derim” gibi şeyler düşünmüş ve bunla alakalı bi post da atmıştım (ama sildiğim eski tumblr hesabımda kaldı sanırım neyse). geçen o geldi aklıma, unutmuşum, alyoşa diye sevmeye başladım çocuğu fkfgf
Sağanak yağışlı havada, belki güneş açar umuduyla adalara gitmeye karar verdik. Kabataş'ta aşırı yağmur vardı tramvay istasyonundan başımızı çıkaramadık. Sonra vapuru kaçırmamak için yağmurda koşarak vapura yetiştik ama spor ayakkabı giydiğimiz için ayaklarımız baya ıslandı. Zamanımız az olduğu için Kınalıada' yı gezmeye karar verdik. Adalar içinde en küçüğü ve en yakını. Adada seyir tepesi varmış, oraya gidip hazırladığımız tostları yiyelim dedik. Yarım saatlik yürüyüşle yemyeşil yolları aştıktan sonra seyir tepesine geldik ama oturup yemeğimizi yiyebileceğimiz hiçbir yer yoktu.
Daha önce tabelasında çay, kahve bulunur yazan ev tarzı bir cafe görmüştük belki yemek yemek için oturabiliriz diye oraya döndük. Etrafta kimseler yoktu. Sadece bize yargılayıcı bakışlar atan tombiş bir bayan kedi vardı.
Ev sahibi yaşlı bir teyzeydi, bizi görüp dışarı çıktı ve bize istersek tek kuru yer olan evlerinin hemen önündeki masaya oturabileceğimizi söyledi. Teşekkür edip oturduk. Islak çoraplarımızı biraz kuruması ümidiyle çıkarıp astık. Yere seccade serip sırayla namaz kıldık. Ben namaz kılarken arkadaşım yiyecekleri masaya dizdi. Ekşi mayalı tost ekmeği arasına cheryy domatesli, peynirli, zeytinli tost yapmıştım. Arkadaşım da erik, çilek, muz getirmişti. Manzaraya bakarak yemek yedik. Bir yandan da durumun garipliğine güldük.
Rüyada gibiydik. Etrafta tek bir ses yoktu. Başka bir dünyaya gelmiş gibiydik. Yemeğimiz bitince teyzeye teşekkür edip ayrıldık.
Cızlak Tarifi Mayasız
Cızlak, Türk mutfağında popüler olan ve özellikle kahvaltılarda tercih edilen lezzetli bir hamur işidir. Genellikle mayalı tarifler daha yaygın olsa da, mayasız cızlak tarifi de oldukça kolay ve pratik bir alternatif sunmaktadır. Bu yazıda, mayasız cızlak tarifi için gerekli malzemeleri, yapılışını ve bazı ipuçlarını bulacaksınız. Lezzetli bir cızlak hazırlamak için hazır…